28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ALTI CUBfHUBlıtıM lNlsan ltH RESİMLİ ROMANIMIZ Bir Doktorun Macerası |Yazan: SOÜBİHAN 3Q Cevıren: MAZHAR f EDEBÎYAT BAHİSLERt Resimlî Tacaa: GEORGI StMZNON Gangsterler Yatağı Boğaziçi yalıları Yazan: Samiye Nedim Bilhan Abdülhak Şinasi Hisar, edebiyatımızı lenginlestiren, birbirinden kıymetk eserlerine bir hârikı denılmeğe lâyık olan yeni birinı hedıye etroiş bulunuyor. »Bosjaziçi yalıları» ile edebiyatımıza oır sanal âbideei dıkmıj o.luyor, çünkü bu kıtab, güzel sanatlann hemen het kısmının birleşmesile ve birbinle haHounmasile bir bütün teşkil edıyor. Bu sahıfelerın sunduğu şıir kadar müziği de mestediyor. O gurubları, renkleri, suları tasvir eden kalem burada bir fırçadan daha kudretli, daha' hünerli değ.l mi? Manz<ralara, bulutlara, sulara bütün bu dış âleme bu kaöar kolaylıkla renk ve hayat veren bu kalem, aynı zamanda bunlar, yani elemanlar, eşya ve kendi ruhumuz arasında öyle bir rabıta tesis ediyor ki tesirini bütün benliğimizde hiasederiz. Eiasen edibin her eseri en derın, en rakik bir psikolojiye ıstın.d eder. Bu hale, her Usvirinde tesadüf edilir; psikolojik bir mana ifade etmiyen tek bir tasviri yoktur demekle mübalâğa edilmi? olmaz. Üstadın kendi karakteristjğ: olan bu halile Marcel Pıoust arasında bir yakınhk bulunduğu muhakkaktır. Fakat bizım romancımız çok daha ;aır, daha rnünis, daha cazıbdir. Bu hususta, yani psikoloji bah« sinde Abdülhak Şinssınin ne kadar ilen gntığı her satmnda tebarüz eder. Onun felsefesınde fânilik hüı nü hâkimdir. Butün eser, «Boğaziçi Yalılan> ndan bahsedıyoruz bu dediğimizi baştanbaşa ıspat eder. Maamaîih, k.t bda «'Tesbıhler» kısmının en güzel, en derin olan |U son satırlan yukarıda ifade etmeğe uğraşılan cihetın bir örnegidir: « .. Fakat hâlâ daha onları bırer bııer şekıllerile, renklerile, kokularıle, ellerime yayılmış vücuderile o kadar canlı duyuyorum kı, kaibime bakssnız, onlann golgesini orada g<5rürsünuz sanıyoıum. Ve hâlâ dtha her birinin doksan dokuz tanesine karışmış. o neşeler, ümidler ve dua ları o kadar canlı hatırlıyorum ki, hayatın hakıkatı karşısında duyduğum öfke ile kırılmış kalbırnin ustüne boynumu bükerek: Ya? diyorum, demek, dufla ın kerrmeti gullerın kokusundan daha fazli devam etmıyormu3, bu tesbihfen bir tanesme bir dua smmış /e fânıhği bir müddet ıçın tedavi »decek olanı yok muydu? Bunlann hiç bıri ciddî değıl, bunlann hepsi de bırer hayal mıydı?» Bu satırları okuduktan »onra ruh ve k Ibırruzde ya ; tîığı heyetan biıi bir müddet sukut ve telekkure sevkedıyor. Bunu okuynp gcçmek mümkun dqğ ldir. Hattâ kitrbı bir taıafa hırakıp dü$üncefer!e oyle başbaşa Lhtıyacını duyu>oruz. Gurublar kısmından bir parca: «Bu durgun gokle bu çırpmtılı sular «rasınd kı başdonduıucu DOŞ lukta sallanırken bütun bu guzellık âlemmin de zevale mankum olduğunu ve ınkıraz bulacağını c u şünmek, gurub karşısında 'nsiasiyetı artmış çozler %e hıs!erımıle, şımdıden, ileride gelecek b r T;Imanda, bütun bu musıkinın sukutunu duymak, bu ışıklann sonüşlerıni gormek, bu gunleıın koparılmış çıçekler gıbı solup îdeme geçtığim fnlamak kendi •ânıliğ miz hakkmda bize busbütün meıhametsız ve acı bir his venrdi. \nlardık kı bunca hulyalar, emel!er ve emekl;rle kendımize açtıgımız yahud umduğumuz yarının >olu pek çabuk boyle bir ademe varacfk bır çıkmaz sokaktır. lleıitrızde ancak bır mevsım, bır gun, bir »kşamdır . » Bu yazının başında, gur'iblaıı. renkleri, suları ta^vir eden kalsmın bır fırçadan daha kudretiı oıduğu kaydedılmışti. Hanpı tablo işağıdski bu sat.rlar kac'^r bir manzarayı canlandırabılır? «Bazı akşamlar kayık bizi Anfdolu kıyısından Rumeli Kiyuına aeçirırken tam gurubun ihM??r.ıile karşı karşıya getirirdi. Tîaşl.ırının üstünde olan btenden habersiz gıbı duran. çoğu harab yahlar. karanlığa gömulen sahilde 'ıir cinsten ve mutevekkil mahiuklar p^bi pineklelıer ve önlerine djha kovu bir renk yığan golgeleri sanki içierinden dökülmuş derdl^rn rıtıikçe kararan birıkintilerine benzerdı. Bu yalılar, üstlerin.icki »nanzaranın tabıî ve muazza:n bir aekoru halinde görünülürler, karanlık içinde bir Ukım eaatirl şekıller, romantik nvsnalar «lırlardı. Güneşin battığı yerln cıvarınd» bazı bulutlar tutuşur, götderda bir hayal âlemi kurulur ve gurubun saHanaü başlardı. Ufukta güneş.n yerüıi bir kızıllık alırdı. Bu kuıllık gizli bir ate? gibi yanar, alevlenir, kıvnlır, hstır ve iıays'.e gtlmex renkler yayar, kanar, parlar, ve gitgide nihayet kül olacak bir siyahlığa bürünürdü. Bazı klüsik büyük tablolarda olduğu *ibi göklerde heybetli bulutlar tarihî edalar ahrlardı. Gök kızararak \e gözlere daha kuvvetlı bir görü| hassaîi verer«k renklerini elvan elavan göstermiş olur v* ba inanılmaz nvnaar* dakikalarca I Ü rerdi. Ufukta kızü ksraniıller •çar, kanar, her yerl bir yangin rengi kaplardı. Her raman canlı vt şimdi tolan, kararan sularda romantik iniltilerini duyurmağa koyulurdu O zamanlard» esen hatıf rüzgârlar gurubun hitabları gibi isitilir, uhrevî, giıli bir musiki makamı dinlenilirdi » tBoğaJiçindı», bağdaj kunmı? gibi rahat ve alçak dağlar, çomeimş gibi tepeler, aralannda halleşen kedınUı kadar sakin görünür. Su kenarmdakl bayırlar, »ğaclar ve renkler kalbunizin muhabbetli hisleri kadar yumuşak ve tatlı duyulur. Bu mavi rüzgârh «ular, beyaz v« geçiei bulutlar, bu birleşik güzellikler bize mutlaka «nnelerimizin sefkatlerim, çocukluk günlerimizin hi« ve hayal dolu saatlerini, dünyaıun bize iyi olduğu tamanları hatırlatır.» Edib kendisi bir yerde: «Boğatiçinde, ifad* edılmek için si'rin, resmin ve musikinuı yardımma ihtiyac gösterir gibi bir türlü ele geçmez ve ruha her zaman t>iı dau&sıla verir bır hal vardır» diyor. Halbuki kendiaı sanatın ou üç nevini bir tek vücud haline getırerek blr mucıze yaratmış oluyor. Bu satırları okuıken bütün bir şıır olan Boğaziçınin blsımh havasile gaşyoluyor; yalnız ruhumuzun »ez diği değil, sankd doğrudan İjğruya kulağımızLa duyduğutnuza emin olduğumuz nağmeleri dinliynr, hay ran bakışlarımıza serilen en muh teşem, en rengın tabloları aeyrediyoruz. Ruh, kalb, dımiğ \e his lerimize. yani manevi ve m*üdi l:ü tün benliğimize hitab eden t u eseıe tereddüdsuz bır jaheser dıyebiliriz. Her şeyden evvel bu eserin lisan ve üslubu b?*lıb»şına bır musıkı Boğaziçi akşamlarının durgunluğunda. tasvır edılen yalılarm enunden sesjrizce akın sular kadar hcnkh. Bir insanın iç âleminı, b r ruhun en derm en rakık duygulaunı bu kada* belâğa,tle*»hhl ve ifadeye imkân veren ve bu sayede bu şaheserı meydana getırmeğe vasıta olan sadehği kadar fevkalâde hsan, şuphesız Ls?nların en guzelı. Bu eserde yukanda dediğımiz gibi yalnız şiir, resım ve musıkı leğıl, yahların tasvirınde (bunlar âdeta yaşıyan birer mahluk halıne giryor) mimarhk sanstının ne guzel nümuneleruıe tesaduf ediyoruz Şımdı ismini hatırhyarnaHığım e^kı gfrb buyuklerınden bırı, mımarıyı ndonmuş, buz tutmuş musıkı» olarak tavsıf eder. Bu ne güzel, ne isabetb bir benzetiştir. Abdiılhak Şınasınin hayran bıraktı<ı, naza larımız önüne serdiği hulya k a d r güzel olm3İ;'a berebar hakikî olan bu yalılarda gerçekten nüddıleşrais, donmu^ bır musıki hcvası mevcud. Boğaziçinde doğup büyüyenler, gözlerini ilk bu mavilıklere açan ve ılk acımlaımı eskı bir yslınm sClı bır sofasında atmış ol ular, bu aulara, bu sahıllere, he!e bu eskı yahlaa ne kadar bağlı k lıyorlar! Okuduğumuz, dinlediğimiz, gor duğümüz bazı sanat nuınunelerı, bize yaşadığımız bu atom de\îirde sanat âleminin takdir ve (elâkkilerınin ne kadfr değismış clduğunu gostenyor. Bu hal insanı y»lnız hayretlere garketmekle k.imıyor, bir taraftan da âdeta yeis ve ümidsizliğe düşürüyor. Bu böyle ıken. son Nobel mükâfatına l?yık gorülen e.debî eser, bu yeis ve ümidsizliği büyük bir sevınce tahvıl ederek, luhlara teselli verdi. A merikah edibin şimdiye kadar deydfna getirdiği kuvvetli eserle'AÖÂMLARINI, YANINA PEOF. NİMBUSUN MACERALARIı 1 Yaralar? eter. ameliyat olacaklara eter... Bu nesne 'ile helki hergun öğleye kadar meşgul oluyorum. Uyutula< 1 cak hastayı bir hademe araba ile getiriyor ve yanımda bı irakıyor Tuhaf değil mi hastaların hepsı eter maskesınden ı korkuyor. Ne soylesen nafile.. Ama bu korkuları çok sur | müyor... Az sonra horlamağa başlıyorlar. Bu 15te en ufak ^ ıhmale yer yok. ZMen patron'un gosıi hep bende. Bu anlarda ne kadar da sert oluyor!. Şilide bir stadyomda 6 Bir tribün >nkıldı, 200 kişi de yaralandı Santiago de Chili 31 (R.) Güney Amerika futbol tumuvası îınal maçında feci bir kaza olmuş ve 6 kişi ölmuştür. 200 kişı de yaralanmıştır. Venlen malumata gore, stadyom kapısduıa bırıken fakat içeriye giremıyen 10.000 kışılık bır seyuci kütlesı demı nsrmpkhkları yıkmıj ve tribunlere hücum başiamişfır. Bu sırada 3 kişı ezilerek ölmuştür. Bunların ıçınde iki de kadm vardır. Daha sonra bu tehacüm karşısında trıbünlerden bın de yıkılmış ve 3 kişi de orada olmüştür Yarahlar hastanelere kaldırılmışlardır. Yarahlar arasmda bıçak darbe^i yemı<; kimseler de olduğundan polis tahkikatı derınleştırmektedir. Bu fınal maçında Arjantın millî takımı Şıli milli takımını 10 yenmıştir. Polisin verdiği rapora gore, ezilerek ölen iki kadm da, başkente 400 kilotnetre mesafedeki Chıüan şehrinden »ırf bu maçı seyretmeK ıçın gelmişlerdır. Resmî kayıdlara gore stadyomda 52 337 seyırci var. Fakat 18,000 kışınm de parmakhk!arı ve kapıları zorlayarak stad•oma akın ettikleri anlasılmaktabr. ; . . . . . . ..;• t Cfiınun töesimleri 2 Bir s?bah ölıi gibi sapsarı bir kadm getırdiler. D15 gebelik olmus. Kan karnına doluyor. Zavalhyı hemen masa fya yatırdık ve oatron emretti: «Hastayı^erhal uyutunuz.» İBana Övle geliyorki bu kadın bir daha ayılmayacak; Fakat 'lâcn tesirile yuzünde şımdıden bir gülumseme peyda oluyor. Alinada Papagos'a karşı muhalefet At.na 31 fa a.) Venizelos'çu liberal 19 milletvekili ile merkezıyetçı terakkiperver grupa (Epek1) İtal>anın pebol k r s l l a n n d a n birinin k ı a olan 22 ya;ındaki Lilıana Belardi ile Bolivyadaki Meksıka men^ub üç milletvekili çarşam'oa Sefırinın 20 yaşındaki oğlu Fernando Largardu İakoçyaya kaçmışlar ve orada gerekli muameleyi t a gunu. yeni bır parlsmento erUBi' mamladıktan sonra iki dakika suren bir merasim t onunda evlenmı^lerdır. Yukaxi(Jaki lesım, evlenm* teşkıl eylemışlerdir. Bovle bir teraeriı'imı esnasında çekilmıştu. sebbüsün saıkı, Mareşal Papagos hühumetir.e karşı muhalefet cephesinı takviye eyleme gayesıdir. Bu yeni grupun başkanı, eski başve''i'lerden liberal partmin fahj IÎ reisi Sofokles Venızelos'tur. Münakıl koylulerden 10 mılletve] kilının de bu grupa ıltıhak edeceği ! t?hmın edilmektedir. I Bu yent tefekku! «müstakiller 1 grupu» admı almıstır. Şiir festivaii Tıırkiyç Genchk H^berlrşrna Kulubu, yarın saît 15 te Tekm* p.vetsı'e konfeıans sa'o«ımda bır şıir festıva'ı tertıb etmıstır Festn a!.n hır'nc! kısmında Almin. Avusturya. Ameriksn Fransız. Ingüız. Italyan şıırlen kendi lıs^nHrıri^ okunacak ve ikıncı kîsmınaa Turk şıırlerınden ornekler verılecektır. nn bu en kısa ve en sade addedıleni muel'ıfıne bu büyuk mükâf^tı kazandırmış oluyor. Mevzu ise, engin denız ve sandahyla bir ihtiyör bpîıkçı; bu kadar. Fakat o ne yazış. ne anlatış, ne sar.atkârcne tasv ıı ler! Nobel mükâfstını tayine memur İsveç Akademisinin edebiyat zümresi mensubları 1 sanımızı okuyup Guney kutbu sularında 12.500 mıllik bir tetkik yolculuğunu tanvmfayarak Avujtr^yy. yaracak kadar bılse idiler scaja olan (Kiita Dan) adlı kutub gemisinin yakında y e n i bır k u t u b seyahatme ^ J ^ BemİnTn lo l Ü^ŞJmr^tZ™^ İ«» «»'B««« Stinear kutubd. penguaıüa, 3 Patron'un yüzü cok ciddi Ameliyat yapılıyor ama oek ümıd vok . Hep kadıırn nefcsını dınlivorum Ba zan zavallı hafır hafıf icini çeker gıbi olujor. Nabzını yokluyorum. Patrotı'utı her dakıka.. «Durun.. artık yeter.. oldU'> demosmı beKİıjor iin Cok nazık anlar yaşıyoruz. Eıeri biraz fazla versem belkı de uyanmaz. 4 Ama kadm yaşıyor... Yaşıyacağım profesörün ba kıslarmdan anlayorum. Demek ben artık basit bir talebej Ueğilun.. Benim de bazan bir hayat kurtarma bahsınde me suliyetim ve yardımım oluyor. (Arkası var) Türkiyede neşri hakkı yafnız ' gazetemize aiddir. Kraliçe Elizabeth amcasma Mareşallık riitbesi verdi Londra»31 (a.).) İngiltere Kra liçesi 2 nci Elizabeth, dün, amcası Gloouccster Dükasına kara ordulan mareşallığı rütbesmi vermijtir. 145 üyeden 8 inin kahldığı kmgre! TürHye Eczacılar Yrdımlaşma Derneğmin yjUık kongresl, dun «aat 16 da Tabıb odaları Bırlıiinde 14S uyeden 8 ının huzuru İle yapılmiftıı. ~ v< ' ~ " , v Ddrdü Mki Idare heyettnden elan Uyeieıln de verdıği rey Ue raporlar ibra edilralş ve müteakıben, Idare heyeti üyesınin dokuzdan bese lndırilmesi tekllii Ue tımikte tadilâ' yapılmış ve Bir işçi kadın tecavüze uğradığuu TurkJye Eczacılar Bırlığine gırılmesi mevruuna geçilmıstir. Üyelerm bu meviddia edijor zuun leh ve aleyhinde yaptıkları konusnayı müteakıb, bırlığe girümemesi Sehrimlzdekd fabrıkalardan birinde eahşan Murüvvet Engin ısminde bir fıkri galib gelmiştır. kadın SUh jandarmasına muracaat edeYapılan seçim tenund* idare heyerek. evvelld gece aynı fabrıkanın %oHne Huzaffer Dincoğlu. Başforü Keroal ve Kemalın arkadaşı K« rug. Necdet Sahın. Zeki Mümtaı Naşid Can, sımDaşalı sofor Sarm ı!e bırnk'e o'o Bavlav jtetirılmısîerdir. moblle binerek Maslaga gıttiklerıni. toforierin kendlsini gezdırmek bahaPakistan ticaret heveti bugün nesile Ayağaıa koyu yolunu takıben memleketimizden ayrıhyor Cendereboğazı mevkıjne gorurduklerını Ankarsda, Türkiyede kuruiacak jüt yolda tecavTiM kalkıstıklarım, rauvaffak olaraayınca kolundakı bılezıklerle sarayıi için bir »ndiasrna imznlamıj olan Gulam Faruk nvKsctındeni Pamanto!>unu aldıHarını ıdcna etmıştır. İdd'a (ızerme ıkı soforun ararunasına k:>!tan ticaret hey»ti dun sabah wat 9 da ekspresle îenıımfz» gelmıştır. başıanmıstır. Pakistan tlcar»t heyeti. bu sabah <aat 9 da uçakla Londrsvs «idctek'ır. Direğin batırdığı motör Askerf heyetimiz dün akşant Sılivrıye bağlı oYıln.az» motbru dün Pakistana hareket etti A>van&ara>da kızak yerınde bağlı olÜU*U sırada >akınındakı bir maçunaPakistan hukumetınin davetlısi olarak nın dıreklen kırılarak 'ç.ne duynu^ Pakista/ıı uyaret edecek askeri hejetlrur Tahta motor bunLarm ajırlifi mız dun aktam taat l»30 da uçakla ile osrçalannus ve batmıştır «Vılraao Karajıje gıtmıstır. Heyete Erkanı Har da oulunan bir tayfa kurUrılmı» ve bıyeı Urr.umİTt >eltligi Marekit D*i Bııle^ık Amerikada yeni bir ( K S B deği^ti lzuan kaybı oUnamiîtır. Tahkıkatâ b * | reai BüJjtBi Kor«tn«nl ttfcfc Otkus cuğua damarlanndaki bütun kanı yeni sut? Uam«tıt, v TirLtt*. G«ıep»I Elekuik lâboratuvariarmda Nepal Kralının geçenl%rde İsviçrede oldüğunu \e ccnrze^min de uçakla Nepal başkenti Katmanduy» • rıanrlanmıştır. Yukarıdaki resimde, bir ço götürülduğunü yszmıştık. Yukarıd?ki ıesımde eski Kral'n gurhlaruıı affe'tırmek maksadıle Budisâ > hazıılanan doktorlar görülmekt^ür^^f«ıi papazlarındaa birinin Viptıgı âyın gbıalmekte^ur. Bu i ı ı e EudUt papaz, yasak etten yemekkr ye« • Martitıg tartfından hazırlarfmıjtır.' , mekt* va boyieUkl» ejju Kralın kabab.atlerinı aüeı. lumeic ç u$maktâdır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle