29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 Mart 195» cın*rmrntvi!T ^Ş MJf Ifllf Illltlf IIIlllllllCllilIIlllllllifllIttltillMlltllllllltlttff IirflliftflllftfilfliIllfftlfllitlIlIttlIltllliiitflJIlllIlllItlIllllIIIIlllllllllIllllIlIltlIlIllilBtitlflllIltlf llliflllfllltiatn >fî*« >>iınmHllllllimilinillllllltlllllllllllllllltllllinilillllllinMiltljllllllllllllllllllllımiMIIMlllllllllllllHIIIIIIIIIIIIIIIIIIII!lll| • Batı Âlmanya Başvekili instein'ın zaferi en garıp me gon Beynelmilel Portreler Hazırlayan: Tolun Alpfekin |Mektub gönderenler arasmda, dünyanm en kudretli atom bombasmı imâl ettiği iddias!nda Jbulunan deliler, sun'î ilkah yüzünden hastalandıkları için Amerikan hükumetinden |tazminat istenmesini yalvaran kadmlar, yüz seneden fazîa yaşabilmesi için Adenauer'e 1 sihirli ilâç tavsiye edenler de var § = ^ = i ^ Ş 1 = 5 = = Ş = Ş B 5 5 = = = = = = Ş E = 5 Ş = = E | = Ş 1 = ş = I ~l „ Gayet guzel. rahat, ivi müb leli. ksloriferli bir evim var. Çahsî gelirim de fena değildir. Siyasî hayattan cekildiğ niz zaman bpnimle evlenebilirsiniz. Sizi sakin bir hjyata kavuşturibilirim'» Bu evlenme teklifi. eeçrnleıde Batı Almanya Basb kanı Dr Adenauer'e yapılmıştır. Bir çok devlet adamUrına o'duğu gıbi Dr. Adenauer'e de HPT eün b'r çok rpel+ııb gelmektedir. Bunların a r f i r ı i ^ lesmî evrak oldufiu gibi bovle garib evlenroe tekliflerine ve daha bir çok sevlere rastl'nmaktadır. Fakat son zamanlarda Başbakana »vlennie teklifi yapan ve bu tekl'fle siâkalı mektublan B'sHakanın evine gönderenler cosalrr.i'jtır. 8unlann hemen hemen heDSİ de yaşını b"şını almış bekâr veva dul kadınlardır. Yapılan tahkikat. hfp c inin de samirrivetle h^reket ettiklerini gösterm =tir. Büfün bu mektublarda a^resler sar^hatie kaydedilmektedir. Basbakanhk husu^i kalem müdürlüeü, bu mektubların hemen hemen her>^ini de cevblandırmaktadır. Yalnız, d<^liler tarafından yszıldığı sezilen mektublar cev b^ız bırakı.lmaktsd'.r. Gerenlerde A!m?nm biri Pa«bak'na mektub yollamış. yeri'üziinde en kudretli ?tom bombasını Irrâle muvffak rlduğunu bildirmi^ ve Dr. Adenau«r'i de tocrübelprdo >^szır b'.ılunmağa Havet etmisti. Başbakpnbk darpsi. dime (tiın' bik ettirmiştim. F^kat o dapbei sıbbatim bo'ulirıs ve bir daha da dii*elrnertvstir. Bu tebeble Almsn hükumetinin. Birle«'k Amerik? nezd nde dinlomatik <*•sebbü?*e bu'unma=ı vn e" «Vli t<*z minatı sa^İ3m"ji !â?:m J ır Bu hususta delâleti^i?! rica ederim!» Basbaksn Adenpuertn neîleve tutulduğu, yattığı hab«H verildikten sonra Başbakanhk dairesine mektublar yrSmıstır. Bu mektublarda, nezleye ksrjı ilâc!ardan bah sedilmis, Başbakana, tekrar »ıhhatine kavuîması iç n neler y»pması lSzım geldiji husufij'Ha £pniş izahatta ve tavsiyelerde bulunulmuştur. t Geçenlerde orta yaşlı bir kadm Bonn şehri yakınlarındaki Rhoer.sdorfa gitmiş ve orada bir etele inerek bir müddet «aunıstıBu otel. Dr. Adenauer'in svıncıen çok uzaklarda değildir. Kîcın bir müddet otelde kalmış, yemis içmiş ve nihpvet giderken de <fahır = vı Sai'ölveye gbnderin. kendi«i SHemek iîtiyor!» demiçtl. Otel sahibi buna inanmıs, ve f?rurayı Bss^akana yollamıştı. Fakat Bsbakanhk dairesi, Dr. Adenauer'in bö^le bir kadıtu tanımalıSını, ?Vr»Vıast "'•nadığım bildirmiş ve farurayı otel gahibine iade etmisti. Aynı zamanda 'Alman polisi de tahkiksta başlamıs h. N'Ssvpt an!s?:lmı?t:r H, otelde "Başbakan fturavı ödemek istiyor» diver=k kalan kadın, ayla'dtnberf Dr. Adenauer'e 3tes!i 'sk mektublan vollamaktaydı Po İİK. ihtiv?r kadınm parasu olduthınu, bir'z da rahstız bulundu»UPH te^bit *>*Tii», bü*"ın vaktfnl Ba«b^k?na s«V meVfııVlan yazmakl» gedr" ; s ! ' belirtrnlştir» 4 3 Daha maaşı 3500 frank iken paracsn anlıyan birisini aramıştı. Onu harcamasını b.len birine ihtiyacı vardı. Aklına gcldi: Mileva Marie'i Bern'e çağırscak, parayı onun eline verecekti. Gönlünün onun tarahnda olduğunu biliyordu. Mileva geldikten sonıa Bern Alplerine bakan küçük bir ev kiraladı. 6 ocak 1903 te. 24 yaşında olduğu halde Sırb kıa Mileva Marie ile evlendi. Karısı 27 yaşında idi. Mıs^firseverdi. Kocasınm dsğınıkhğına karşı derlitoplu bir hali vardı. Einstein ile beraber okumuş, okulu onian bir sene sonra bitirrr.işti. İsviçre âdetlerine göre örnek bir karıkoea değillerdi ama b ; rbirlerini tamdıkları için anlayış gösteriyorhrdı. Btnsteln'in ilmt çalışmaları iıe hususî hayatım ayırd etmek güçtür. İzdivacdan bir sene sonra arkadaşlarma mektublar yazdı. Onlsrı evine d=vet edivordu. Bu ;nektublardan birinde bu hususiyctleri Bçıkça görülür: «ıBern'öe sizleri Kramgasse sok=ğmın 49 numaralı evinde bekliyorum. İkinci kata çıkarsanız beni bulursunuz. Bir kaç hafta sonra baba ol=ca£ım. Gsliba bir oâlan babası. Çok basit bir yoldan, madde elem?nlarınm boyları ile ışm dalçalarınm uzunluğu arasındaki raüaasebeti buldum...» • •• Patenta dairesinin memuru olan EinstPİn' n yaptığı günlük işlee gelince g'yet tabiîdir ki onlann hafıfliği ?rasmda yabancı ve bilinmiyen meselelere girmek kudret ve kabil yetini bulmuştur. Ona güç gelmiyen iş aym zamanda bu meseleleri rlüşünınek, hesablam?k fırsatını da vermektedir. Ihtira beratlarınm hazırlanması; yeni icadlann t?rif ve tasvirinden v« formülleşmis. bir takım kayıdlarm yapılmasından ibaretti. Mantıkl *eİrilde bir tarif, onun açık, kuvvetli zekâsmdan fazla mesai istiyemezdi. Hattâ kâğıdları süratle doldurup kararmı ceffelk?lem kayda geçirmesi, memur arkadaşlarını hpyrette bıraklrdı. Halbuki çok karısık meeelelerle karşılaşmıyor değildi. Fakat öyle bir çözüş kabiliyeti var dı ki netice, kısa zamanda görünürdü. O, pürüzsüz bir ırantığın derln bir tahlil kudretile bağdaşab.leceğini ispat etmiştir. Bu vasıflarından dolayı kâinata aid goıüş ve anlayışlarm deSişmesine yardım etmiş, idrakimizi b;şka istikametlere yöneltm:ştir. Kendi ifadesine göre 19 uncu asrm sonunda başlıyan bu tahsvvül, nazarl fiziğin Newton tarafmdan çizilen çehresini değiştirmiştir. Newton'un vaz' ettiği kanunun iki asırlık çerçevesi, 19 uncu asrın sonuna kadar bâkı kfldıktan sonra nazarî fizik sahasında bir çıkıs. görülmüştür. 15te ssıl öncülük o zamana aiddir. Einstein, Zürich teknik üniversitesinde bitrme imtihanını verdikten bir kaç ay sonra ise ilim dünyası bununla ilgili, gayet önemli bir hâtli^enin akislerini duymuştur. Bahis mevzuu hâdise, 19 ekira 1900 de Berlinde cereyan etmiş,, 42 yaşmdaki bir Alman fizikçisi tarafından «15ın kanununun» keşfini bildirmiştir. Alman fizik cemiyetl üyelerinden «Max Planck» adındaki fizikçi aynı yılm 14 aralığmda ilmî bir kongreye keçfinin nazari kısımlarını rapor halinde sunmuştur. iiim âlemi şimdi o güne «Qu^nta nazariyesi» nin doğum günü demektedir. Max Planck da, Einstein gibi genc yaşlarında 5u kanaate varmıştır kı mücered £ikir yolundan gidilirse mutlak kanunlara varılabihr. 1918 de Nobel fizik mükâfatını »Imıj ol?n ve Eirstein'in ( " ' • J T Ü ' İ ' I le var jen asansörün hayali tumurr.î izafiyet naz^riyesine» yol açnııştır. Einstein, bu hususu arkadaşlarınrian birine söylediği şu sözlerle izah edıyor: «İzâfiyet nazar;yesini nereden çıkard:ğımı kendi kendime soruyorum ve şu neticeye varıyorum: Benim bildiğim, insan zaman, me kân meseleleri üzerinde kafa ynrmamıştır. Bu meselelere dair bir düşüncesi varsa o da çocukluk z?manlaundan k'lmadır. Bu anlsmda düşünülmesi lâzım gelen şey çocukluk çağından öteye geçmez. Ben ise bunu yetişkinlik çağıma kadar getirdim. Zaman ve mekân ta c avvurunu b'çlangıçtan ahp yavaş y v a ş inkişaf ettirerek geliştirmeğe muvaffak oldum. Bu şekil hareket, tsbiatime uygun oldu&u icin meselelerin derinliğine girâikten sonra tab îdir ki alelâde bir çocrVtan farkh idim» 1905, dehasının çözülüş yılıdır. O yıl, fizik sahasmda ihtilâl y^ratmış, travaylanndrn beşi 0 sene içinde neşredilmiştir. Einstein'a asıl şöhretini kazandıranlar da bunlar arasmdadır. Hususî izâf:yet nazariyesi, «hsreket halindeki cisimlerin «Elekt'odınamiği» adlı oruı *=hifelik eserinde mündemiçtir. Eserin müsveddesl, tab'edildiktpn sonra kaybolmuştur. 1943 te tekrar el yazısı ile kendisine kopya ettirlmiş, eserin aslı o!?rak Amerikada müzayedeye çık?nlmıstır. 1044 yılmın başmda bir harb istikrazı münasebctile yapılan miizayedede el yazı^mı havi eser altı müyon dolara çıkmıs, nihayet K?nsas Citynin üzerinde kflmıştır. Şimdi Washineton'da Kongre kütühhanesinln ilmî eserler arşivinde saklıdır. tzâfiyet nazariyesi ilk defa «rkadaşı mühendis M. Aneelo Besso tarafmdan öğrenilmis. hayranhkla karşılanmıs, Bern'deki Patenta dfiresinin arsivlçri arasına sokulması için teşebbüse eeçilmi5 tir Bes so. eseri bu daireye kab"l ettirdikten sonra iş ark?d?şı Einsteinin hararetli bir teşvikcisi o'muştur. So<;vr1oii. t'b. matematik, fizik ve felsefe sahalanndaki bilg:sile tac nmmı; olan Besso, Ein tein tarsfmdan vz'edilen es3s!arın ehemmiyetini ilk kavrıyan adam olmaktan baska. kesfin tutunmasmda dı rol oynıyan kimselerdendir. Bu nazan'ye ü?erine şimdiye k?dar kitab, b^o=ür ve deneme'.er olmak üzere 4000 eser yazılmıştır. Bunl?r arasında lüzumsuz ve manasız olanları bulunmakla b?raber bir çokları işin kavranmasına hizmet etmişlerdir. Gazete ve mecmualarda yazılan yazıların ise haddi hesabı yoktur. Einstein'in eseri alay mevzuu da edilmiştir. Gerek mizah mecmual?rında. gerekse halkm aezmda şekilden çekle pirmis. umıımî anlayış sızhktan gülünç fıkralar doğmujtur. Profesflr Einste'n'ln fklnel oğlu dan bu atom tecrübelerinde hazır olamıyacağı» cevabım veımişti. Bajbakana gönderilen mektublar arasında, <'keşif yaprruşı» kimseler tarafından yazılanlar çoktur, Bunlar plânlarını, keşiflerinl Dr. Adenauer'in bizzat tetkik etmesini isteyip dururlar! Dr. Adenaue:'in evine gönderilen şikâyet mektublan arasında, Basbakanm husus! kslem müdü rü, «son derece garib ilâclar» dan da bahsedildiiHni, fakat Adenauer'in bunlardan hiç birini tecrübpve kalkınnadıSmı anlatmı?tır. Bir nektuht» da, Adenauer'in 100 seneden fczla yajıyabilmefi için «sihirli ilâc» a ihtiyacı olduğu Fakat B'sbakanlık hustısf kaşahsl Ihtilâflan dolayıaile dev ve bu ilâcm da yalnız bu mçktubu yazan şahsın elinde olduğu lem dairesini en f^zla telâşlanlıletler arasında siya«l müz=kerelere giris,tlmesini, netice alınmaz kavdedPmistir Cevabsız bırakı'an ran tehdid mektublan olmakt.dır. mektublardan biri de bu olmuj Bunlara son zamanlarda hiç rastsa munasebetlerin kesilmesine ka lanmamakt'dır. Fakat bövle rr.ek tur. dar gidilmesini istiyenler dahi rublar geldijH eaman, ne kadar vardır. lnamlmaz tehdidleri ih+iva edese Alman gazetelerinin kaydertikle etsin. derhal bfirfln polls teşkilîtı Geçenlerde bir Alman kadrnı, Dr. Adenauer'e mektub gönder rine göre, bu mektublcr sayesin harekete geçirilmelrte ve nethe miş ve bunda kısaca demişti ki: de bir dolandırıcı da yakalana ahmncava kadar Ba;bak?nhk dalresi rahat nefes alamerr':!^t3d'.r « 3938 yılında Birlejik A bilmiştir. Hâml S. mer kayı ziy = retim sırasında kenBu hSdi«»nin Içyüzu s/udur. 6 trafik kazasında 8 kişi yaralandı Pn 24 =^it ^a'ftp'îj =•"!• 1 '• S trs DENİZCİÜK BAHİSLER1 dımlan dokunan Max Pianck'm hayatı hayli tr jiktir. Birinci Dvinya H" binde bü\ük oğlunu, ıkincisinc'e küçük oçnınu ka\betmiçtir. Nohel rrukâfatına lâyık görüldi'"ü b^r ; ni alHıâı eün kızı ölmüştür. Bundan evvel de büyük kızını kaybetmiştir. âon harb de Berlindeki evi bomba isabet.le yıkılmıştır. Kütübhsnesi darmndağın edilmis, kitabları çalmmış, telâfisi mümkün olmıyan ilml vesikalar, onlar arasmda Einstein'in mektublan kayıbdır. Gene îkinci Dünya Harbinin sonuna doğru y:kılan bir sığınağın enkazı ıltnda saatlerce gömülü k?lmıştır. 4 ekim 1947 de 90 yaşında olduğu bplde öldüğü zaman acısını ve minnet bis lerini ifade için ilk kaleme sarılan Einstein'dir. Amerikaya gitmeden e\\el Isviçrede yazdığı son yazı gördüğü Onun H n bur^dakl işlne «ayak da gene hocası olarak Mrx Planck'a aiddir. kabıcmın işi» demiştır. • *• Her ne olursa olun, fakat bu R kesekâgıdına sarılı sucuk ve 26 yaşında iken Einstein'in vüekmekten kendisini kurtarmış ve i cude getirdiği «İzâfiyet nazariyeyaşamanın ilk şartına inandırmıs si» riin kökleri tâ okul çağma katır. dar uzar. Daha çocakluk yaşlarında tahayyül ettiği bir ışık hüz: Eskidenberi Einstein'in mesaisin mesin n ?rdından koş'n bir adamm de, kâinatm tablosunu ihaUlı bir hayali ile yüksekten düşen bir cisdurumu şekılde kavranvğa yarıyan ve o min üstündeki insamn nun hikmeti vücudünü borclu ol hakkında uzun boylu düşüncelere duğu kanunlar ve nizamların nü dalmıştır. vesini bulmağa doğru bir ilmî gayHüzme tasa\iıru "husus! Izâfiyet ret ile kanşık meseleleri basit for nazariyesini» kurmağa sebebiyet mullere i'ca kabiliyeti vardır. , ikincisi ise yani meselâ dü flk kazası daha olmuş. 8 klşl yaralan m:?ur. S tor Tahir Taner, idare«ıid»kl 14454 plâkalı tak«i İle e\"%relkl g»c* taat 1 d» Beb«kt» GalntstaraT klubunun önutıd^kl T ira 11 d^nerkpn. karçıdan eelfn huguıl pl&kalı bir o*on o çarpiîmıştır Kaza F.rrîiı.ria hususl otomobllda bulunnn Mısır Konaolosu muhtellf yerîerlnden yar«lanmntır Her llcl TMita oldukç» muhlm h«»«r» uSSramıjtır Şoförler hRkkmd» t»klb»t yapünıaktsdır. Taralılar tedarl »ltın» tlınmıstır. Galatada Fındıklı yokuıunda 15 nu maralı «Td« oturan İamall Ertürk'd» Bugfln llmanınuzdı Fransıı denlz Pındıklı tramray caddeslnden geçerken Falk Ercan ldareslndekl Nuren kuvvetlerine mensub harb gemiberg 403. i. 387 plâkalı huausl otomo lerinden Jeanne d'Are okul gemlbi'.m sadmesine mnrur kalmıjtır. Sol ayağı kırılan kazazede İlk yardım haa sinl göreceğiz. 8300 tonluk v» kru edilmiş olan taneslne kaldırılmıs, sofor yakalana vazör tipinde lnja rak tahklkata bajlanmıçtır. bu gemi, harbden evvel ve aonra Diğer kaıalar, Beyojlu, DskUdar rr bir kaç defa limanımızı ziyaret etEmnonu mın'akalarmda olmus, bu katalara «ebeblyet Terenler hakkında takl miş. olması itibarile, deniz mevzularına merakh okuyuculanmıbata eecllmlstlr. Fransızlanıt limanımıza gelen Jeanne d'Arc okul gemisi Yazan: A. BÜYÜKTUĞRUL retile Irtgiliz deniz yollannı kesebiliriz. İnçiltere, yalnız donanma«ının lmha edilmesiie degil, deniı yollarının kesHmesile de msğlub edilebilır.» Bugün dünya atomu nasıl karşıladı ve korktu Ise, o günlerde de Amiral Aube'nin fıkirleri ayru tesirl yarsttı. Yalnız Franıızlar degil belki bütün dünya, Amirali alkışhvordu. O kadar ki bu nazariyeye «Jeunne Ecole» Yeni mekteb» diye bir de ısim takıldı. Bu yeni nazariyeye uymıyan tek devlet vardır: Denizci olan an'anesile bir deniz impantorluğu kurrr.ağa hak kazanm" olan İngiltere... • »* Artık Fransa. yeni nzariye ve un^utlprile ufak ufak tekneler yapıvor: İneil'ere i=e kalvon devrinden kalma an'anesile büyük zırhlılar yapmak yclundan 5aşmı>ordu Vukua gelecek olan yeni b,r harb hgn gi t=rafın doğru, hansi tsrafın yanlı^ olcluğunu gösterecek ve bu imtihan uğruna impsratorluklar çökecek ve imparatorluklar kurula | caktı. Hazırlık devreslnde iki d?vlet srasında harbi intac ettirecek mühim siyasî meseleler de vardı. Mda! esef, fiy?sî mücadelede. bir veva diğer trafm ceğil. Osmanh İmraratcluğunun Mısır evalet izîv'nde kaynıyordu .Fransız nazariyesi harbde muvaffak olursa kocaman bir Ingiliz imparatorluğu yıkılacsk; bilâkis İngilizler galib gelirse Fran sa, Şimal! Afıikadaki müstemleke=inden olacaktı. Nihayet, siyasî mücadele, bir harb şeklinde değıl de Fa=coda meselesi olarak ateslendi, Eğer Fransız amiralleri eski kanaatlerinde ısrar etmiş ohalsrdı; harbin çıkması hiçten bile değildi. Fakat amiraller «yanılmışız dediler; bövle ufak tefek teknelerle İngiltere donanmsmın sırtını yere getirmek mümkün olmı<acak...». Fransız bah rivesi derh=l veni nazariyesini bıraktı ve büyük zırhlılar yapmak yolunu tuttu. *** Fransız bahriyesi, Birinci Cihan H = rbini İngiltere donanm=i'e on'az omuza yapmıştır. Harbe takaldürn eden günler zarfında yapılan şifahi anlaşma gereğince îngiîteıe. Fransanın Atlantik menfaatlerini: Fran sa da İnglizlerin AVdeniz menfaatlerini koruyacaktı. Fakat Goben ve Breslav Alman gemilerinin Akdenize girmesile beraber duıum değişti ve Fransız Amirali emrine ancak tek bir İngilız korveti alabildi. raEÎW Italya oldu. tktidara henü* gelmiş ol r n Mussol nı'nin N;s, Tunua ve Korsika adaları mevzuunda manid;r konuşmaşı, belki bu ekabetin t=m?!i'i". TtKa fben Akdeniz devleti^m; en asağı Fra:ı»a kadar donanma vapmîlıvım!»; Fransa da «benim İtalyadan fazla olarak Okyanuslarda da rnüs lv nnlekelerim ve denizsşm menf i atlerim var. Ben, İtalyadan fzla donama yapacağım'n riivordu. Fransanın yeni injaatında tutufu hedef, Şımali Afrıka~an an vat»na nakletmek zorunda kalacağı müstemleke aykerlerini, fazla zayiat vermeden, Akdeııizden geçirmekti. Bunun i;in çok sür. : tli ha.b gemıierı vapı>ordu. İşte lim nımııa gelen Jeanne d'Arc okul gemısı de, icahınra bövle bir vazıfeyı başarmaJı uzere inja edıldi. *** Fransız bahnj esı ikinci Dünva Harbınde çok talihsizdir. Kdra cep hesiıün bırden çökmesi, Amual DarUn'ın bınbir. gay.etle meydana getiıdiğı muazzam donamrayı bip ada g.bi ortada bıraku. Bu donanma lcgütere Ae Aimanya hükumeUerı aezamae, mutareıce mevzuunun yegâne c^n alıcı noktasıdır. FranîiZ donarma»ı In^ııtere veya Almanyaya ıl'.ıhak ettigıne nazar^n, haıbın ve;hesi çok iağısırdi. Bundan dolayı o zamankı F:aa sız Deviet Reısı Mareşil Petazn, donznmasmı sijasi bjr koz olaıak kuilanmak ve niç bir tarafa "vrmemek istedı. Bu sıyaset: Fransız do nanmasım, harhe gırmemiş ?:masma rağ.Ten, uç deta darbsleaı. 1 Temmuz 1 0 Iugııız A.ve&1 niz fılo:u tarafından, 2 Kasım 1943 A.r.erıkan filcsu tırafından, 3 Temmuz 1945 Alman tecavjzu karşısmda bızzat Frarii.zlar tarafından. Bundan doisyı kahraman Fra^ız denizcılerine, İkinci Dünya Harbınin en talihsiz denizcileri ismı verilse hiç de hatî edümış oîtr.3z. Ancak bu tahhsızlıkler Fransanın T U kadderitı üzerinde müh'm bır tesir yapmış değildir. Bılakıs tütün bu zayıatı vermiş olmasma rağxen Fransız bah iyesi, belki de Fransayı hâlâ galıb ve büyük devlîtler arasında tutan mühim âmılleı len bır tanesidir. Akdemzdekı rakıh. İtalya, deniz kuvveti bkımınd^n daha zayıf durumdadır; İngiitere ve Amerıka gıbi buyuk deniz devieîlerinin de Frana müitemlekeleimde gozle.i yoktur. • *• J Paskalya munasebetile memleketlmlnden Yunanistana bir miktar kuzu »evkedileceğini e\Telce yazmıştık. Öğrendiğimiıe gore Yunan firmal»rının memleketimız ihracstçıları nezdind* yaptıkları »ondnilar bugunkü fıatlarla bir arüafmaya varılamıyacaSını göstermiştlr. Bununla beraber 10 nisanda bajlıyacak paskalyaya kadar, İ5 yapma lmknâları aranmak*adır. Fiat yüksekliğl doiayıslio Yunanlılar kıızu almaktan vazçeçtiler Eduard. daha dokuz y?şmda talobe iken babası etrafmda edilen '.âP'ira şu sualile aracılık etmiş olmuyor mu? Senden ne isterler bvba? .. Seni tanımıyan yok galiba! Einstein, bu suale evvelâ gülmüş, sonra oğluna ciddî ciddî bakarak jöyle demiştir: Dinle Eduard, bir kürenin astünde kör bir böcek var. Yürüyor. Fakat yürürken ardında bıraktığı yolun iğriliğini farketmiyor. Bense onun farkındayım. Yshud da farkında olduğumu zannediyorum. SON falgar muharebealnl, kuaatcaİtı Ttr de, kaybetseydl dünyanın bugönkü coğrafyajı çok bajka olaeaktı. Buna rağmen Franns bnhriyes!. milliyet mevzuubahs edilmezse, dön yaya deniz harbi dersleri verecek kıymetli amiraller yetijtinBİş+irBunların en meşhurları, tkincl dün ya harbinden evvel harb n?zariza yabann değildir. Her halde yelerinl yazmıı olan Amlral Caageminin topu, tüfeği hakkında vak tex'dir (1). tile verilmiş ve tekrar edilmij olan rskamları bır defa daha sırathtilll harblerinden sonra Fran lamak sizleri sıkacaktır. Bundan ja, don=nmasını, hep İngiltere ile dolayı mezkur geminin ziyaretini yapabileceği bir silâhh mücadeleve vesile ittihaz ederek Fransız bah göre hazırladı. Ancak hazırhğın teriyesi ve okul gemileri hakkında meli yanlıs bir harb doktrinine ismalumat vermeyi daha faydah bul tinad etmisti. Ortaya Amiral Aube duk... diye bir zat çıktı. Denizde Vsndine Fransız bshriyesl, dünya deniz mahsus bir unsura dayanmıj plan lerinde dolaşan donanmaların en bu zat şöyle konuşmuştu: « Büyük zi'.hhlar yapıp da Ineskılerindendir. T;rihteki en çetin muharebelerini de İngiüz bahriye Sİliz donanrrasile çarpifmakta ne sile birlikte veya ona karşı yap mana var? Pekâlâ cok miktarda umıştır. Bunların en be'.libaşhsını da fak ve süratli teknoler yapar, rastihtilâl harbleri esnasında, biri E ladıgımız İngi'.iz filolan"d = n kaçar bukır (Akdenizde Mısır civarında) ve ticaret gemilerini batırmak sudiğeri de Tıafalgar'da (Avrupanın Atlantik sahıllerinde) olmak üzere (1) Amiral Castex'in kitablan, iki defa yapmıştır. Bu muhaebe değerli subaylarımızdan Sermed lerin her ikisi de Fransızlar içir Gökdenizin kendine hâs güzel ifatalihsizdir. Çünkü Ebukır mv.ba desile dilimize çevrilmıştir. Deniz rebesi Fransızlara Akdenizi, Tra mevzularına merakh olan okuyufalgar da kurmak istedikleri im cularım, ismi geçen kitabı Kasımp«ratorluğu kaybettirmiştir. Eğer pasadaki Deniz Kitabevinden temeşhur İngiliz amirali Nelson, Tra darik edebilirler. «Ne olurdu,» diyordu, «Aksi bir babası veya anası olaydı da onunla uğraşaydı, yahud boyuna para sıkıntısı çeken serseri kardeşleri, bir alay fimarık kızkardeşi! u zanıan durulur, kendi içine kapanmak g.bi tehlikeli bir halden kurtulurdu » Ursula, en sonunda, rahaLsız bır uykuya daldı. Uyandığı vakit baktı: Yamndaki yer bojtu. Oturma oda«=ından William'ın seıi geliyordu: Kahvaltı için emirler veriyordu. Ursula kalktı, perob* kadife sabahlığını giydl. tki hsfta önce yapmıs,tı bu iabahlığı, rengi de ona pek gidiyordu ama, dörtbir yanı o kadar kırmın doluydu ki hemen çıkardı, «iyah kadife kordelâyla siislü beyaz yünlü aabahlığuıı giydl. acı edayı gizliyememiîti. William gazeteyi biraz aşığı çekip ona şöyle sert sert bir baktı: «Mühim ya» «Neden?» Adam, ağzını açtı, bir jey söylivecekti. Sonra vazgeçti, kıpkırmızı kesildi. Ursula îçinden: «Madem o beni iğneliyor, ben de onu iğneliyey m» diyerek devam etti: tBurada çıkan gazetelerin sen den veya benden bahsetmesine neden bu kadar ehemmiyet veriyorsun?» William acı ve alaylı bir halle: «Burad» oturacaksak varlıfımızdan herkesin haberdar olması lâzımdır, degil ml ya!» dedi. Ursula: «Ben burada oturalım di ye hiç de can atmıyorum» dedi. Böyle, çocuk gibi abşma hiç de Oayct lakin y» rahat Mr iıalle, yandaki odayt girdl Şafirdı: Wil hoşuna gitmiyordu. Gülünc oluyorliam tamamile giyinmısti. Btfuu çe lardı. virip ffiyle bir adamakıllı bakmvdı Peneereye flttl, fesrengl kadife bile; »omurtuk bir ball rardı. perdeleri İki yana açtı, agagıdaki «Kahvaltı jimdi geleeek» dedi kalabahk eaddeye baktL îçinden: «Şimdi |U baktığım Ursula içinl çekti. Fesrengl diva na oturdu. Bekledl. Williara başka New York'un caddelerinden biri ol bir |«y töylemedl. Biri (azete ge saydı!» dedi. tirmişti. Odanıa ortasında kakılmış Birdenbire İçinde bir yoksulluk kalmış, gazetenln yapraklarmı h: ve sızı duydu. Bir kaç günden ne şırhıjır çevirip duruyordu. çıkardı sanki! Balayma pekâlâ giEn sonunda, pek sevinmiş gibi bir debilirlerdi. Hayalmeysl farkınn vnr^ı: Gene sesle: «Bak burada uzun bir yaz yağmur yağıyordu. Sokak p ri?k var, evlenmemize dair» dedi. bir fümü|i au ıjmde yıkanmıştı. «Çok mıı mühim?» (Arkdsı var) UauU buau ıç>lerken Curnhurivct'in Edcbî Tefrikası: Jj\ Çeviren: VAHDET GÜLTHOK Kız hafifçe gülümıiyerek tBe söylese, n t yapa* bu förülüyornım adım Ursuls» dedi. du. VTıilıam kaşlarını çattı, fonra Birdenblre, Ursula'nm kafannJa kahkahavla güldü: bütün kurduklan, bütün düşündük < Kaç kere söyledin bunu!i de leri kayboldu, silinip gitti. Ay.ığa dı. • Ursula.» Biraz durdu. «Sana kalktı, kollarını ona doğru uzattı. gıtmiyor. Kaba bir isim.» İyice anlamışb artık: Bütün ömUrsula'nın üzerinden büvük bir rünce, çetin bir hayat mücadelesmeğırlık kalkmış gıbiydi. den başka bir şey bilmiyordu bu «Ne olsun ısterdin?» dlye adam. Hiç bir }eye bağlanamamışsordu. tı. Ne pahasına olursa olsun üstün Wılli:m omuzlarını kaldırdı: gelmek için didinip durması da bun .'Bılmem.» dandı. Gene bu yüzden, tehlikeli bir "Her ne ise. Benim adım bu adam dş,olmuştu. İhtimal, birine işte. Senin ağzmdan duysıak ute bağlansa, sevildiğini, bir yere yerrım, Wılliam.» leştiğini ve kökleştiğini görse kenGüçlükuvvetli, ceniı bir erkek disi için de iyi olurdu. Onunla hati. Karısına karşı bir is*.'k gös yatını birleştiren Ursula iç.n de. termesi beklenirdi. Nereden geh «William!»> diye haykırdı. kordu onun bu hali? Sonra, koştu, kollarını boynuna Ursula o zaman anladı: Korku doladı, «ıkı sıkı sarıldı. Başını omyordu William. Zaten onda tub.ii, zuna koyup baş] = dı ağlamagg. Penuılasılmaz bir ürkeklik vardj; s« çesini gecirircesine yapıjmıı, ona karn duydugu acıma, MTgi r e çılgın bir jefkat içinde sanıhyor, bitiyordu. William uzun bir müddet hiç bir karşılıkta bulunmadı. Vucüdüne dolanan çemberin ortajında dimdik duruyordu. Uraula, aanki onun Blüaflnön «r r k^sından aglıyormuj gibi: «Yavrum, yavrum benim!* diye haykınyordu. «Zaran yok. Hiç bir ıeyin ehemmiyetl yok! Willl»m da ona iarıldı, kollan arasınd» e kadar sıktı ki kızcagız kı pırdıyamıyor, boğulacak gibi oluyordu. \Villiam, dudaklan onun saçlarında: «Ursula!» dedi. «Ursula, Ursu^ı la!» dfblnde WilWam'ın:' «Can! Can» di ye hsıldayışını hiç unutamadl. William'ın ağzından, »ankl kendini inkâr edercesine, müthis bir gayret sarfederek çıkmıa öyle 10raki bir «özdü ki bu! Fakat Ursula bunu isitince kendınden geç«r gibi oldu ievincüıdan. O camana kadar ona kimM «can» dememiftl. ömrü oldukça unuUmıyacak, aziı bir hâtıra olarak »akhy»caktı bunu. Dmha o anda bile için» doğmusru: Bir gün olup bu hâtırayı anmak ihti> acını duyacakb. Sabah olrnuı, William yanıbafmda uyuyordu, o hâlâ uyuyamıyordu. Aklına türlü türlü manasız şeyler geliyordu. Ama, o kadar derlitoplu düşünürdü ki biraz son ra bütün bunları hiç de manasız xm Ursula, çok şeyi unuttuğu gîbl, da şoyler değilmiş gibi görmeğ» bafhs bir çok şej i unutacaktı ams. ev ladl. Bir keresinde, ktadt kw<!Hnt; lendiklerinia Uk | K M 1 kulağının Fransız bahrıyeîi, Birinci Dünya Harbi çerçevesınde, yalnız Çan?kFransız gemisin n ikinci vasfı, kale muhareb^lerinde bir faaliyet Cöstermiş ve burrda mühim ka okul mevzuudur. Her meml=kette sıblara dücar olmusfv.r. Harbden olduğu gıbi, Fransızlar da, nazart ıkıld'Şı z^man. crt'k. t"rihî ohn ri^rslenii ikrr.sl eden gene talt* İinjliT Fran;ız ıek:beti mevcud j belerini denize çıkanr ve dünyayı erden maüt clo!a;UrırIr. Su sc 'eâıi'iir. ad, sadece nekt?b'ç in ve.nııj ol~ * *» 1918 den aonra Fr&asamn yeni bir (Lütfen Sahife. i çevirinl»)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle