05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IKI S 7 Şubat İ Ankara Mektublan ster Yazan: Sııad Taser ,J E haberlBrı 155 göçmesı aîkye unn ev verllii 1 < p a z a r t e s 1 K on u s m a la r 1 .| • 1 tU Küçük Tiyatroda aralık ayının • Pembe evın kaderi» nde ortaya basındanberi oyn?r,makta olan koymuştu. Bu piyesinrie de. başta. «Yaslı aile» komedisı yerıni. 25 o gazetes nin sahıflerinden Ragıb, son Türkü şöyle başlıyordu: cak gecesi «Güneste on kişi» isimli ra foto muhabiri Suad olmak üzeAnkarada yedik taze meyvayı yeni bir telif e.=ere bıraktı. A'ti yıl re hemen hepsi doldurulmuş b rer Boşa çiğnemişiz yalan dünyayı önce Renato Mordo'nun rejis ni plâk veya kukla değil, hayattaki Yanıbsşımızda kurulan yapının yaptığı Shakespeare'in "On ikinci benzerleıin.n pekâlâ birer temsilisçılerinden bir'si hem çalışıyor. gece» admdaki koraedisi de. gecisidir. Temsilcısidir ama, ne dehem söylüyordu Anadolunun ortaçenlerde Büyük Tivatroda tekrar receye kadar Ugi çekicidir'' Bu TSrpnde h37ir bulunan Devlet nokta düşünülmeğe değer. Çünkü. V'ekH'. 1950 dpnhpri Türkiyeye sından bir yerden sökülmüş bir ses zsman yaz yenı yeni söktürmüş. edilerek gene bir hayü alkış tor>ti. Ankaranın A sını, Galataköp Buradaki taze, bayatın karşılığı ollsdıktan sonra sahneden çekildl sahnede «aleîârie» nin bile mutgp'n 15 5 n°0 cöçmen icin rüsü kadar uzatıyor, ondan ötesini, laka b r «fevkaiâde» yönünü. h : mamalı. Turfanda olacak. Yeni yerine 27 ocakta çağdaş Amerikan 32.000 ev insa Eramönü meydanı gibi bir çırpıda çıkmış meyva olacak. Ben bu meypiyes yazarlarmdan John Patrick'in üni. aavranışını belirtmek lüzumu athyordu. Sesi hiç de öyle altın, elsöyledi var. Aksi halde. ilgı çekmek müm «Çayh3ne» si kondu. mas, bllur, zümrüd gibi, mücev vanın buruk yeşilini de duydum. kün olmaz. Sahne ise: Piyes yazarı, Bıılaaris*andan tehçir edilert Bul herler üttüne ç:lışan bir ses de Özel antenlerim olduğu için değil. «Güneşte on k'şi» haksız ve ka piyesi, aktörü. rejisörü vs. si ile : nunuz kâr peş nde kosan bir gıda ilgisiz bit an dahi yaşıyamaz. nefes garist^n Türkîerinden 155 tileye, ; ğildi Basbayağı b r 'erkek se?i. He Türküde sahici bir şeyler olduğu maddpleri satış şirkçtine karşı j alamaz. Bu b kımdan, Güneşteki Kavtalm Soğanlık mfivkiinde inşa pim'zin kolaylıkla bekl yebileceği için Onu hepiniz duydunuz. Du«Güneş» gazetesi shibleri ile ya | on kişiden en çok Igi çekeni, biz edilen evler dün saat 12 de tören miz, sesimizden utanmadan; söyli yacaksınız, çünkü bu türkü yaşama zarlarının mücadeleFİni hiVâve e !ce, Ragıb. foto mıırıab ri Suad. bir le teslirr. olunmv.?tıır. Tfirepde ha yebileceğimiz bu türküyü o kadar gücüne ulaşmış türkülerden. diyor. Dumanı üstürıde gündelik I de uşak Hakkı. Ötekiler, sadece zır bulunan Devlet Vekili Osman j tadını çıkartarak söylüyordu ki, ayBu ham, bu buruk meyva yeşikonulanmızdan, daha doğrusu derd gerçrğe uygun. o kadar. Kapani. bu münasebet'e yaptığı j nı anda nası! olur da bsşka bir i§ linden sonra, damdan düşer gibi: lerimizden biri. Piyesin ya/.aru konusmsrla şunları yövle*n;ştir: tutabiUceğine şasar kahrdınız. Boşa çiğnemişiz yalan dünyayı «Güneşre on kişi» aksiyonca da Turgud Özakman. Bu isim, afiste « 1950 yıhndan bu yarıa TürKendisini dinlediğimizi bilmiyor demesi bence inssnı hiç şaşırtmıikinci defa görü'.üyor. Bundan ye gereği kadar kuvvetii değil. Aksi kiyeve muhtelif yabancı menle ! du. Arksdaşları da her haJde bu yor! Buna; yarım yamalak «raeydi yıl kadar önce avnı yaz=rın yon deyimi ile, dramatik anları, ketlerdtn selmis ohn 15S 000 v tan , türküden şikâyetçi ceğillerdi Bazı vayı, dünyayı» kafiyesine mi borc durumlrn meydana getiren ve di dasımıza 3? 000 me?ken irşa etmiş | gene aynı sahnede «Pembe < ' : =parçaları bir kaç defa içli içli tek luyuz. Hayır. biz bu damdan düesran» adında bir komedisi oynan yalogun djşında kalan sükutlan. ve bu meskenler. geien göçmen'e j r;rladı. ; şercesine bir yerden bambaşka bir hareketleri anlatmak ist yoıuz. Ak rin ictimaî durumlan nazarı diVk'mıştı. Keskine gelince >ıkm kiinyeyi yere atlamayı, yüzyıllar boyunca siyon, bir piyesin can damarıdır. te almarak m":T!İeketin muhtelif Söyleyin arama, anam ağlasın «Güneşte on kişi» bir konuyu Bu damar, msanın vücud yapısınsürüp gelmiş bir şi:.r geleneğine Babamın oğlu var beni neylesin? borcluyuz. Köy türkülerini dinler(bir fikir, bir düşünceyi de diye da ödfvini tastamam b=şaramadığı bölgplerinde yaptırılmıştır. ÖnüH/a... demek babasının anasın ken bunları hiç mi h:ç yadırg:mıbilirsiniz) piyes, düzenine koyma takdırde ne olursa, piyeste de o miizdpki senelerde pek cüz'î bir rnik*9~ı ev alamamsş cîan göçmen dan başka bir karısı dha var. şartları yönünden incelend;ğinde olur. yoruz. Türkü: 1 ler de pevdproev ev sahib edilecek Ondan da bir erkek çocuğu olmuş, sonuç ne olur? Bu soruyu kendiBütün bunlardarv sonra, «Çüneşte ve bu şekiHe göç dava^ı en kısa eğer iknci hatun kız doğursaymış. mize pusula edinerek işe girişelim. Tirene bineyim de tiren salladı Bilindiği gibi, piyes. şu dört on kişi» nin en önemli noktanna zatıanda tatıamen halledilmiş olaparmağımızı basmak isteriz. Bu caktır < ı Zalim doktor ciğerimi elledi Unsurdan meydana gelir: nokta da, diyalogdur. Şüphe yok Vekilin bu konuşmasmdan sonra Eyolursun diye köye yolladı 1) Olayların örgüsü, ki, Tutgud Özakman, her şeyden göçmen evlerinden biri Türk usuSöyleyin anama anam anlasın. j 2) Karakter, once bir diy=log ustasıdır. Rahat, Hi, biri de mod«>rn se>ilde döşenrrjş Demek, bizim delikanlı histalan' 3) Diyaloğ, : tem z, kıvrak konuşturuyor. Hele, iki ev gpzütn:ş ve bu anıia Tür. mış. Hava tebdiline giderken Kes4) Aksiyon. «tâbiri mahsusu» ile, ta 5 ı gediğine ki«tan Türklennin el emoril» mey kinde olanlar olmuş. Oyle ya duHer iyi piyeste bunlar âyan aoturtmada yekta! Espriye, alaya dana ee'irdisi serpi Devlet Vek'H rup dururken adamın künyesi yıçık görülür. Yazar, ustahğmı, bu hcve hem pek meraklı, hem deve mi=afirler tarafmdan ziyaret e kılır mı? Şu bizim dlimide n#ler dört unsur arasındaki münasebet vetkili. Sahneye çıkardağı kişiler yıkılmaz. Evbark yıkıiır. Kaş göz leri, sahne yasalarma göre düzen sanki sırf espri yapmak, alay et dilmistir. yıkılır. Bir;sı de: lemede gösterir. Sahne yssalarının mek, hicvetmek için yaratılmışlar! Kaşlarını yıktı geçri. feaşmna da olayların hikâvesini din Y=lnız, insan şöyle düşünmekten Der. Fes yıkılır, şapka yıkıhr. letmek değil, tam tersine. olayların kendini alamıyor: Yazar, bu söyieşdünyalar başırrıza yıkılır ama bir gidişini seyrettirmek gelir. Karak tırme hünerin:. bol keseden hacıdefa insamn künyesi yıkılmaya ter, diyaloğ, aksiyon ancak bu gi yarak ısraf etmektedir. Zaman zagörsün... Niçin msanın künyesi s ; diş içinde bir değer kazanır. man, amacının sırf espri, alay, hilinmez de yıkılır? Burasını şairlere «Güneşte on kişi» piyesinde bu civ olduğuna dahi :nanmak ic;b esormalı. dört unsurdan birincisi üç perde dıyor. Halbuki, koîay kolay ele C. H. P. Kartal Uçe kongresi dün Türkü bitmişti. Bu türküyü «ifboyunca, aynı kuvvette geliçmiyor. geçmiyen bu hüner. yerinde ve za saat 14.30 da ilçe merkezinctc yapılrr.ısmanında işe karıssa neler, neler tır. Kor.gre'ie konııçan İl BRşkanı Avu lâh olmazlar» hanesine koydum. Yazarm hızı ilk perdede kesil'verMermileuni kendisi, kat Taceddin Özgüder arazi ve gelir Bizim türküleri çe;idli bölümlere miş. İkinci perde. (babanın ölü yapılmaz... müne kadar) aksiyondan çok Hihem de zahmetizce imâl eden bir vergilerine yapılmnk istenen zam üze yerleştirmek mümkün. Buniarın arinde tenkidterde bulunmuş. gelir ver raşında çapkmları vardır. Sevıncli, yalogun omzuna yüklenmiş. Bu avcı düşünün. Ava çıkıyor, fakat gisine zammın halk tabakalarma in'.kâs umudlu türküler vardır. Bir de peraeye tabiîlik, rahatlık değil de vurduklan sttığına değmiyor. A edeceğini =öylemişt;r. f] Başkanı, kövın karnından mermiyi çekip a mür zamlarımn da hayatı hirkat daha kapkara. umudsuz, iflâh olmaz türzorakilik hâkim. Üçüncü perdede külerimiz vardır ki al:mallah insayararın d;nlenmiş olduğunu gö byorsunuz, vardığınız sonuç, su: pahalıİRn^ırrfaömı belirtmişîir. «Kıbrıs Tiirktür» Cemiyetinin nın soljğunu keserler. Ankarada, rüyoruz. Çünkü, olaylarm gidişi Jlermiye vazık olmuş! İşte. Turtaze meyvayı yiyen türkü de bunBakırkoy şubesi açıldı yeniden hızlanıyor. Bir piyesin, a gud Özakmanın espriler.. alayları, hicivleri çoğunlukla hedefin tam on • Kıbns Türk ür Cemıyetsnin Bakır lardan birisi. macına ubşabilmesi için. olaylar Yer yer bir çok türkülerde rastgrafiğinin perdeden peıdeye, sah ikismden değil de üçünden, beşin koy şubesi dün tcrrnle açıimıştır.' Bu münasehetle cemiyet btşknrı bir koneden sahneye daima vük««len bir den vuruyor. Espri hsyatta da, san nuşma yarmış. Kıbns davasının bun ladığımız beylik sözJer de vardı içinde. başıboş tekrarlar vsrdı içinpidiş kaydetmesi gerekir. Bu ara atta da zorlsma olmamch. John dan çonra basladıüını, adad?ki yıiz Keats'in şiir için söylediğini sahne bin Tiir'.îün daha rr.üreft'eh bir çekilde de. Ama bütün buniarın yanıbada aksiyonun nabzı da ne kaHar şında boylu boyunca bir insan varkuvvetle atarsa, piyesin uyutma. için de aynen tekrarhyabliriz. Bu yaşamaHrının teroinire çalısıiacağmı dı içinde. ün'ü İngiliz..şairi diyor ki: soylemistir. esnetme tehlikesi de o nishette *Müteakıben Milü Türk Talebe TeâtBen o insanı tanıyor, onu sevizslır. Şunu unutmıvârım'kl. ' kaî rasyonu Başkanı söz almış. Kıbrısın rakteri divalog deeil. ancak bu iki "Eğer îür, bir ağacın yap?âklan anavatana ilhakının genclik için bir yor, onun acısmı aıirtaba,' karması gibi kendiliğ nden doğmazsa, p v e olriueuru belirtmistir. s, sevgili acısı gibi, bölüşrflek isunsur belirtir, ifsa eder. hiç doğmasm daha iyi.» Üniversjte^crarası kurııl bugün tiyordum. Şunun çmfsında ayağı «Güneşte on kisi». piyesinde ^ö, Bütün bunlpra rağmen, Turgud çarıklı bir türkü idi bu. Ondan datoplanıyor Vîfterı'ölavW öYgüsuriün rjütıin' per Ozakman son derece ümid veren ha ne kadar istiyebilirdim. Avuç buffün saat deİM bovunea aynı kuvvette ol piyes yazarlarımızdan b ridir. Ti 10Üniversiteîerarası kurul Yardımcının 'çi kadar bir türküye bir kaç ton da Maarif Vekili Celâl mavısı, grafik hattmın perdeler. yatroyu anlayışı, gencliei. çalışması, başkanlığında Ankarada Dil. T?rih ve zerzavat yükliyemezdi ya?... b=ftâ sshnplor icinde zaman zam^n kendisinden daha olgun, daha sağ Coğrafya Fskiiltesi salonunda toplanaAnkarada yedik taze meyvayı düjmesi. eohı ?ahne eserlerinrzîn lam eserler beklememizi gerekti caktır. Bu toplantıya katılıeak olan diyordu. Demek Ankaraya geldiği Üniversite Rektörü ile dekanlar dün genel bir za'fıdır diypbilriz. riyor. Ankaraya ei mi$lerdir. Turgud Özakman. karakter işle«Çayhane» den b:r başka yazıTıb Fakii'tesi Dekaru medeki ustahğını daha ilk eseri mızda bahsedeceğiz. Romaya gitti rkünün peşînden T Yazan Devîsf adamlarsnın basmla teması Sedri Rahtni Eyüboğlu G. ü P. Geür verg'sine ı&mm} tenkid ediyor İlk Bahar Keşidesinde MSANTASINDA Konforlu Türk Alman berberleri arasında saç tuvaleti müsabakası Tıb Fakültesi Dekanı Prol. Dr. frısan Sükrti Aksel Beynelmilel Cerrahlar kongresine istirak etmek üzere dün ucakla Romaya p'ftriistir. Apartman dairosi MÜŞTERİYE 52 ajnca Kuvaförler Cemiyetinin yılhk toplantısı dün sabah saat 10 da Beyoğlunda dernek menkeztnd» yapılmıştır. Başkan çeçimini müteakıb söz alan d*legeler kuvaforlerin derdleri üzerinde durmuşlardır. Bu toplantıda Türk Alman brrheHeri ara=,nda bir kadın saç tuvpleti müsabakası yanılması hakkındaki ' * ' ' f ff" Vcahtı! »dilmistir. BÂNKÂS! EN BÜYÜK Şubat son ıı keşidesinde TUTUM 201 kişiye 30.000 Lira I kişiye 10.000 Lir* dağılacaklır Her 100 liraya 1 kur'> numarasi verilir. Bir gemici tehlikeli surette yaralandı Ortaköyde C'.mi sokagında 2 numaralj evde otııran Salih Güneş ismind» bir Eemici, Yenikapı acıklarında Çalı?kan motöründen flikaya atlarken ayagı kayarak düşmüş ve ıskarmnza orurmuştut. Tehilkeli suret'e yaralanan Salih Cerrahpaş? hastanesine kaldırıltmş ve kendisine derhal bir ameliyat yapılmıştır. Dolgun Para İkramiyeleri 1STANBÜL BANKASI Galata, Bcyoğlu, Sütlüce, KurtuiL.}, Kadıköy, Ltacbul (Sirkeci). CUMHURİYET'in Edebi Tefrikası: 15 HER 150 L1RAYA BİR KUR'A NUMAR.ASI ."HESABINIZ1 HEMEN AÇTIRMAKLA ŞANSIN1ZI ARTTIRMIS OLURSUNUZ i Şubat 7 Cemaziyçlâhır 14 Ş 3 a X O 3 5 c 5 25 !, TUTUM BÂNİCÂSI TÜRK EKSPRES BANK işde emniyet ve sür'at oplanmalardan, fikir alışvcrişlcrinden iyi neticeler çıktığı ve daha da çımizin, isimsiz, şöhretsiz ustaların kacağı muhakkaktır. Valinin gazedan esirgiyoruz. Bunun bütün gü tecilerîe hasbıhali, bize bazı şeyler nahı da bizlerin sırtına yükien öğretti. l'mumi efkâra arzetmek memeli. Ortada bu konuda yüzde ifırsatını buluyoruz. Yazmak isteyüz güvenilecek kitab hemen he diklerimizi; ondan öğrendiklerimizin mihekkine vuruyoruz. Şehir ölmen yok gibi bir şey. Hani Karadenizlinin kaiası kız çüsünün üstünde, devlet ve miHet Hezerine hezerine ölçüsünde de bu temaslar fayda vemış da: Nur damlamış mezanna Kim indi denizin dibine de rerektir. derken, hezerineyi bir kalem geVekil vükelâ İstanbula geldikçe çiyor, ondan sonra da sözde soluğu koydu bu bahkların adını? Demiş. Hangi aydınımız memle basın toplantılan yapsalar demokalıyoruz. Bizîer, yeni şiir meraklıları köy j keti karış karış dolaştı, köy türrasi usııllerine yakışır diye diisiitürküleri kaynağına yeni yeni u külerini kendi külağı ile derledi. ntirüm. Her şubede hangi minizanıyoruz. Şimdiye kadar bir çok Kendi eli ile topladı da, biz bu mini terakkiler kaydedildi? Bize mujdelemeli ki, kanaat getirip biz de okur yazsrlarmıızın zenginliğini, güvenilir kayncğa boş verdik? kudretini kavrıyamadıkları bu kay Köy türkülerindeki bu bir yermüjdeyi halka devretmek fırsatım ııak şimdi şi'rimize damla damla den olmıyacak bir tarafa sıçrayış bulabm. Yalnız âli siyaset babmda katılıyor. Günümuzün en iyi şair lardaki tadı bir kaç şiirde kullan değil, teferrüat üzerine de konuşleri kendi kişiliklerinden bir zerre mamak için kendimi zorladım. 01 malı. Çünkü, aslı aranırsa, demokbitirmeden bu kaynsktan fayda madı. Aynı tadı, Rimbaud «Rem rasinin hakikî dayanağı alelâde telamyorlar. Fakat bana öyle geliyor bo» nun bir şi'rinde rastladım. Bu ferrüattır. ki bu faydalanma işi tesadüflerin günkü FranSız şi'rinin faydalanBatıda, parti politikalan, yüzde yardımı ile oluyor. Bir gün bir ahdığı en deli dolu kaynaklardan bi ikiler, binde üçler üzerinde zikzak bab, bir türkü duyuyor. O türkü risi olan şair, bir çırpıda insan oynuyor. Acaba biz hangi şubelerde aklmda kalan şiirlerinden birisine: yü, bazı yerlerini de unutarak bize yüzde kaç terakki umuyoruz? E. Ey mevsimler, ey şatolar getiriyor. Biz de orada bazı kelimellerimiz, gayretlerimiz ne yönlemeleri, bazı deyimleri benimsiyo diye başlar, sonra birdenbire dam re bakıyor? Bunlan devletin, milruz. Yani henüz garblı şiir ustaları dan düşercesine: letin, basının müşterek gayeleri eGünahı olmıyan kim var? na karşı gösterdiğimiz hakh sevgi dinemez miyiz? ve saygmın benzerini kendi dili diye sorar. Şair günah yerine kuBaşbaşa verip düşünelim. Böyle sur, kimi yerine de can, ruh anlamına gelen bir kelime kullanır. A bir demokratik an'ane her memle. ma bu kadarcık kusur, cümle şür kette var. Hattâ muayyen zamanlara bağlanmıştur. Bizde niçin olateçümelerinde bulunur: masın? Ö aisons Ö chateaux Şehrimize uğradıkça, Istanbul Qelle âne est sans de faut? Kendinden evvelki Fransız şi'ri matbuatını, uzaktan merhaba, sıni cübbenin içi gibi bilen bu şaire, ntmaca geçmemeli. Hele devlet şatoların, mevsimlerin üstünden merkezinde basın toplantılannı birdenbire insanların derdlerine at takvimin muayyen günlerinde atlamak hızı, kendi köy türkülerinden latdmaz bir görenek ve gelenek haline sokmalı. Öyle ki, müstakbel gelmig olmasın? hükumetler bunları atlayınca, hev Çeşidli milletlerin, kavimlerln ka bilelerin, nakışlarını inceledikçe a men başa kakabilelim: Hani evvelce toplanırdık? Haradaki benzerlikler insanı şaşırtıyor. Bir de bakıyorsunuz bizim ni bize bazı şeyler anlatırlardı da, Sivasta Avaşar kilimindeki nakşın biz de halka naklederdik? Ne oldu? bir tıplası, Milâddan bilmem ne ka Niçin «hamuşsunuz?» diyelim. dar önceki Amerika yerlilerinde. Atatürkün genig temas havzası Bir baskası İsveç köylüsünün eldl malumdur. venlerinde. Hani durup dururken Bir zaman daha üst perdeden Redememişler: Akıl için bir tek yol fik Saydam, bir zaman daha büaz vardır! geniş ölçüde Şükrü Saracoğlu, matBiz ressamlar, yerli nakışlanmj buatla temas tecrübelerinde bulunra kancayı taktık. Onlan, garblı dular. Lâkin, onlar, harb içinde ustalan incelediğimiz sevgi ile e çok siyasî olmağa mecburdular. şeliyoruz. Darısı edebiyatçılarımı Daha ziyade başmuh: I. irlerle koztn başına!... nuşurlardu Receb Peker ise, kendi devrinin ihtiyaclannı dikkate alarak, fasulyadan, ispanaktan, Aksarayb Habibe Hanunın mutiağından konuştu. Bu Işi çok tefe koyduk ama, bir devlet adamı olarak, ne karikatürlere, ne mizah yazılarına kızmaİL. Bütün bunlar, demokrasinin lâtif dlveleridir. Yalnız muhteşem nutuklarile yetinip bu cana dokunur mevzulann konuşulduğu yerlere yanaşmamak, antidemokratik bir inzivadır. Halbuki D.P., kütleler arasından yiikselip iktidara gelnıijtir. Yok hayır, şimdi kütlelerle temas yok demeğe dilLmiz varmaz. Iktidar partisinin cihazlan türlü türlüdür. Fakat cihazlardan biri de muhak. \ kak ki matbuattır. Gazetecilerle teSUZAN ATAMANOĞLU mas daha verimli, memleket bakkında daha hayırlı ve halkı daha ile avukat tenvir edici olabiliç H1KMET BODUR Nice mühim meselelerde maluNikâhlandılar. mat boşluklan içindeyiz. SalâhiyetBeyoğlu 4.2.955 lilerin vüzuh içinde buhınduklarından da şüphedeyiz. Bu şüphe. lerimiz giderilmelidir. Bir devletin, bir millete, saraHALIDE KOLÇAK hatle: ile « Şu durumdayız. Niyetimiz Dr. AK'âET GVRMEN : şudur. Şu meselelere millî gayretJ ler sarfedilmelidir» demeğe ihtiyaNişanlandüar. • cı olsa gerektir. Bu kuvvetii ihtimali Türk Ekspres Taksim 5.II.1955 ! Matbuatın da vazifelerinden biBank'ta bulacaksınız • 1%5 Ikramiye ri, bu fikirleri kendi kanaatinin süz gecinden geçirip nakletmektir. plânı 270.000 lira • 15 Mart çekilişinde Halktan aldığı intıbaları mukaye"SOĞANSARMISAIM 50.000 lira*Her 1OO liraya 1 kur'a seli olarak bildirmektir. Hani? Bu İÇKİ TÜTÜNve vazifeyi yapamıyoruz. numarası • senede altı çekiliş [ VUCÜTTEN İNTISAR EDEN Şehirler ölçüsünde olduğu gibi, devletle millet arasında da matbuNAH0$ KOKUIAPI at yolile bu manevî alışverişe ihtiyac var. KLOPOFİLLİ" TEB Âciz kanaatimce bu ihriyae gitgide büyürnektedir. Devlet teşkilâtıiiin her şubesinde, halk, nereye gidildiğini şimdi bildiğinden daha TABLETLERI iyi öğrenmek istiyor ve bu meıakı, çok demobratik bir meraktır. YAÇIN HEDEF • İHTİMAL ı\ Mental V. 1 7.0« 12.2S 15.14 17.32 19.04 E. | 1.34 S.56 9.42 12.00 1.33 11 53 derhal ımhacdcr akı görünmezdi. Dudaklarının yan mıştı. Köylü de susup, Zeyno Kan dmı. Ne bu! Sabahtan akşama kaları büzülmüştü. Küçücük kalmış nin hareketlerini takip ediyordu. dar, kanlar gibi ağıt. Köyü almış tı. Gözlermin yanları da kırışık i Kimsede çıt yoktu, evler yıkılacak götürüyor ağıt. Avrattan ciğersizler çindeydi. Her zaman, hep güler, Zeyno Kan arada bir gidiyor, Kürd sizi» şakalaşırdı. Kocası seferberliğe git Memed Alinin çardağı altmda f duÖfkeli sesi köyün üstünde çınlımiş dönmemişti. O gün, bu gündür ruyor, çardakta türkü söylemekte yordu. duldu. Yüz elli dönüm tarlasi var olan Memed Aliye bir şeyler söyDuyanlar: dı. Bu gürve kadar üç tane öksüz liyecekmiş gibi oluyor, sonra geri«Doğru söylüyor ana,> dediler. büyütüp evermişti. Köy halkmuı sin geri dönüyordu. yarısı Kürd olduğundan, onlar ona, Son defa Kaymakamdan geldik «Su köyü götürüyor.» Muhtar: Zeynebi kısaitarak, Kürd isimleri ten sonra Memed Ali herşeyden egibi «Zeyno» diyorlardı. Köylü de lini çekmiş gibiydi... Çardağına çı«Boşaltalım köyü,» Diye ısrar Yazan: YAŞAR KEMAL ! alışıp Zeyno diyordu artık. Zeyno kıyor, bitip tükenmeyen bir türkü ediyordu. «Boşaltalım bitsin». ırSazIıdereye bir su gcnderiyo gurban.Müsade bıke min... Et ya I Evlerin rengi yeşile çalan bir bozj erkek gibiydi. Millî mücadelede sa ye başlıyor, söylüyor babam söylü rum Bugün. su tam göbeklerinde ni... Tarlasi de su altındadır, paZeyno Kan: renkteydi. Üstü ince sazlardandı. i vaşan çeteler arasında Zeyno da | yordu. Ne kesiyor, ne bir şey.. Tür dir. Çamura nasıl batar insan, gör«Deli Kürd, ulan nerdeyse altını muk tarlasi... Müsade babam...» Sazîar kat kat vurulmuştu. Çinko vardı. Zeyno Ana Kürd olsun, Türk l kü, yanık bir türkü.. O türkü söyle sünler... Evleri başlarma yıkılaoak. Zeyno karı kükredi: gibi sağlamdı. Sazlıderenin evleıi j olsun, her kim yardıma muhtaçsa ! dikçe ta uzaklarda, gökyüzünde za edeceksiniz». O Kiırdu sürgün etmezsem Çukur« Oğlum su ıçindeyiz. Tarlalar, yağmurda bu yüzden akmazdı. Memed Ali bir an türküsünü kes ovadan, bana da Okçuoğlu demesin yardım eaerdi. Kızlara çeyizler, de | bir turna katarı geliyordu göz öler... O Saziıderenin yerine incir pamuklar, bostanlar. evler. tüm su Sazlar bozarmıştı. Kalın sazlarm, likanhlara güç verirdi. Bütün kö riüne.. Ama her dinliyen bir turna ti, sonra g«ne başladı». dikmezsem, bana da Okçuoğlu de altmda... ÇocukJar hasta oldular. ağırlığı, hele su çekınce, ince ka yün tek anasıydı. Döğüşenleri yal katarmı hayâl ediyordu. Ses tok, Zeyno Kan kükredi: Ya bir çare. Yoksa biz başırmzın mış çitleri çökermiş, köyün bütün mes nler.> nız o ayırır, küsleri yalnız o barış gür... Dalga dalga. jArada sırada bir «Ulan Kürd, kes de in aşağı. Şim huğlarınm çitleri ya sağdan, ya sol Okçuoğlu bend başmdaki jandar cîerdine bakarız.» | tırırdı. Yumuşaktı, güleçti. Ama ba iç çekiyordu Memed Ali.Türküde di karıyın yazmasını alır başına dan, ya önden, ya arkadan bir yemalara her gün bir koyun kesiKaymakam mahzun mahzun zı öyle sertleşir, öyle kızardı ki, iç çekmek bu. Otür hüngür hün bağlanm. İğdiş. Avrad. Bütün köy rinden bel vermişti. yordu. boynunu büktü: herkes sinerdi. Köy, «Ana kap'.an gür ağla... Kimbilir Memed Ali ne lü avrad olmuş, sen de mi oldun?» " Candarma bekliyorum, Anal Kaymakamsa Ilden jandarma bek Köyün içinde akan sular azala | kesilmiş gene,» derdi. Bağırır küf söylüyor türkülerinde. Böyle uzun Memed Ali ^ kendisine geldi, usul lîyordu Telefon üstüne telefon e Eljmden Dajka ne gelir.» uzun, böyle dertli. cağına bollaşıyordu. Akan sular ev | rederdi. Kükrerdi. usul çardaktan indi. Durgun, yudiyordu. Zeyno karı Mehmed Aliyi elin ierın temtllerini yiyordu. Bir ker Günlerdir, su içinde evden eve Bir ikindi üstüydü. Yollar tozumuşak, uykulu gibi... Uykuda geOkçuoğlnnun lâflarını Sazlıdeıie | "Ifcrı tutup çekti Hışımla: piç ev yıkılmak üzereydi. Okçuoğ taşınıyor, gülüyor, hastalara bakı yordu uzaklarda. Tepelerin gölgezer gibi. köylüleri de duyuyordu. Duyuyor j « Ge!,» dedi, «biz kendi ba lunun inadı inad. Zeyno Karı: yor, konuşuyordu. Küfrediyordu. leri doğuya yatmıştı. Koyu, karanZeyno Karı öfkelendi: öVsgil, Okçuoğlu onlara da aynı şej şımızın çaresirıe, kendimiz baka« O, Okçuoğluysa, ben de Zeyno gülümsiyerek. Evlerin kapılannı lık. kilde konuşuyordu. Sszlıderelileri I lım.» «Git şu heriflerin içine. Okçuog Zeyno Kan evinden çıkmış, koKarıyım. Benim de inadım inad. El açıyor, «nasılsınız Okçuoğlunun i Çıktılar. dinden imardan çıkarıyordu. mı yaraan, bey mi yaman, görür ördekleri?» diyerek içeri giriyor şarcasına, sulan sıçrata sıçrata Me lunun avratlannın içine. OturmuşToza çamura batnuş Mehmed i Köyün ev'ıerinin hemen hepsi OkçuoğJu...» Diyordu. du. Fakat iki gündür ağzıru bıçak med Alinin evine doğru gidiyordu. lar Dursunun çardağınm gölgesine Ali ile Zeyno kan. son bir defa nuğdu. Başka köylerde huğun çıti Zeyno Karj altmışını geçkindi. açmıyor konuşmuyor, eteklerini be Hızlı esen garbl yeli, eteklerini uçu düşünüyorlar. Başlarını, kopasıca Kaymakama gene geldiler. ciJpırti çalılıklarile örülür. Buraia Toparlak bir yüzü, sivıi, ince bir line sokmuş bir ucdan bir uca gi ruyordu. Öteki köyde, firezler ipi başlarını yere dikmişler, düşünü« Su evleri yıkrnişdir. Mahsııs ;ıt!er kamıştandı. Kamış çitlerm çenesi vardı. Kaşları seyrek, inoey dip geliyordu. Yüzü kararmış, leşiyordu. Çardağın altına gelince: yorlar». yapmişdir Ökçi. İynad uçin. Yaa çok yeri«rini çamuria sıvamışlardı di. Gozleri küçücük, karaydı. Hiç gozleri yumulmuş gibi, öyle kısıl« İn aşağı Memed Ali. Kes ağı(Arkası var) Istani>ul MTMÂÎ1DÂIPESI MÎC I50 İİBAVA ÖZT E P E SİJMER İJ Zengiıı pa*a ih K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle