27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1KT FABİAN f 3 Çevıren. HAT1CE VILDAN 2 cinayetin faili Fakat iş terslne tepti, Heath kırbac dayağında fazla ileri gitti, Marjorie Gardner, bu sadistin kırbacı altında bir iç kanamasından öldü. Polis pesinde dolaşırken. Heath bir kaç eün serbest gezdi, bu müddet zarfında da. aynı cinayeri bir baska kız üzerinde tekrarlamaktan baska yapacak iş bulaHiadı. Bu seferki kadıncağız tamarren masumdu. Heath herhalde kendisini deli yerine koydurmak ÜT.Hile bu ikinci cinayeti işlemi'ti. Alelâde bir sapık zevkli mahluk olarak işe başlamıştı, katil olarak sehpada can verdi. Cemiyetin iradpsini temsil eden zabıta. bu adamı cinsî sapık olarak adliyeye veremezdi: onu. iki dnavetin faili ©1rnskla itham edebildi. Bunun gibi. cinsıyet saoıŞı iki erisek, birbirlerine karşı fizik bir incizab duvsalar, mutlaka başka bir kimsenin şahsına karşı namusa avk'n hareket etmiş olmazlar; yani demek istiyorum ki. bu iki kişinin biri veva ötekisi, karşısındakinin srzusuna avkın hareket etmiş değildir. fakat günün birinde. her iki sinin de âmme ahlâkı nizamına rriugayir, namus hilâfı bir harekette bulunacakları muhakkaktır. Bu, namusa teeavüz kadar bariz bir ciirümdür, hattâ bütün gözlerden uzak. gizli bir yerde işlenmiş dahi clsa. Bu kanunla çok alay edildi, halbuki. kanun asikâr bir vakava davanmaktadır; yani haysiyetli ve şerefli bir vatandaş, kendisile mutlaka fizik temasta bulunulmaksızın da rahatsız edilebilir ve hakarete usratılabilir. Yumrugunuzu bir kimsenin bumuna doğru uzatırsaBIZ. fi'len tecavüzde bulunmus sayılırsmız* sokaga bir otobüs bileti düşünürseniz. âmmeye mahsus yol üzerinde intfzamı bozmak cürmü islemiş olursunuz; tıpkı bunun gibi. hareketiniz normal insanlan tedirein edecek şekilde olursa, ka• nuna aykın hareket ettiniz demektir Onun içlndir ki bil polis me" murlan, bu münasebetsiz ve aşağı" lık kimseleri göz hapsinde tutmak ' ecrundavızdır. hattâ yüz kızartıcl fiiüerini dort duvar arasında i?le«eler dahi. İngilterede, kanun her raman, ternenni ediidigl şekilde şiddetle .tsthik edilmez. Londra sokaklarındski bu fahişeler kalabalığını görlin rahatsız olan çok kimsevi din. ledim Bunlar: «Zabıta niçin bu işe rmni olmaz?» diye soruyorlardı. . .Gayet .basit. Vatandaşlar zabıtaya imkân verirlerse zabıta buna an . cak o zaman mâni olabilir. Ama ks.'ivye böyle değildir. Öyle ki. zsbıta. fuhuşla mücadele ederken, bir at cambazı gibi desise ile hareket etmek zorunda kalır. Bir fahiîçevi. sırf fahişedir. dive tevkif edetilrrtek kudretirvi zabıtanın elinden . sblerin almış ol.duğunuzu bilir rnisjniz. jyi. vatandaşlar? Bir polis ensp.e.Ktörü, Piccâdilly lc? Mırımmda pervasızca dolaşan . bir kadmı tyevkif edebılmek için, onun. gelip geçenlere sarkıntılık etriSini eörünceye kadar bekleırıpk mecburivetındedir. Ashnda, f?'.ıse hiç bir zaman fuhş suçu ile, yphuH sarkıntılık ettiğinden dolayı değil. bir erkek, onunla karşılacTiamak için kaldırımdan inmek zc unda kaldı diye, yahud kadın eı keğin kolundan tuttu diye. yahud da erkeğin yolunu kesti diye tevJc.f edilir. Onun için. neticede kadma 8dettirilen para cezası gülünc derccede azdır. Bir otomobilci veya bir arabaa gibi, yahud kaldınro iistünde resim yapan bir ressam giH yahud tentesini fazla aşağı kadar Indirmiş bir dükkâncı gibi, seyrüsefere mâni olduğu için para cezası verir. $ehir f G Ü N Ü N ME V Z u L A R I 1 =haberleri Avrupada Turizm Yugoslavya 1 16 Eylul 1954 T f ABAHTAN ABAHA... Münekkidlerin lenkidi ir Fransız münevverine sormnşlan En büyük •airinu kimdir? Heyhat ki Victor Hugo! Demiş. Yanl, Hugo'nnn tnttuğn tiebt mesleği beğenmiyor, fakat gene de onun en yüksek olduğuno tasdik ediyor. Ben de, sanat muhitinde çok dedikodu nyanduan ve halen Sergi ve Spor Sarayında teşhir edilen resim sergisini gezdim ve aynı bıtıbala ayrıldım: Birinci seçilen tablo heyhat kihakkiledir... İhtimal ikinci de onunla atbaşı beraberdir. İhtimal ikiuciyi birinci ve birinciyi ikinci yapmalıydı. Lâkin, sanat muhitimizin kopardığı protesto vaveylâlannı jerinde bulmadun. Mesele şudur: Yapı ve Kredi Bankası. onuncu yildönümü jerefine sanat müsabakaları tertib etti. Bunlardan biri de. «istihsal» diye mevruu önceden t«yin edilmış, hattâ tualinin eni. boyu çartnamede tesbit olunmuş yağlıboya bir resim nrıkâfat serisidir. Onuncu gelene bile 5^0 lira var. Gerek birincılik payesinl. gerek 5000 liradan başlayan hedıyelerın en büyuğünü yajhboya ressamıdır dr. e Söhret almamıj bulunan Bayan Alr. a Berger kazandı. Ümidlere kapılmıt nice klâse ressamlarımız bu tepeden inrre seçimtfen mütehayyir ve mütee«»lrdırler. Ge'Çİ b'.ı sayın bayan Istanbul fcosyetesırın epey zamandır, sanatkârca \e cesurane tezahurlerle alâkasını uyandırmıştır; içinde Hahkarnas Balıkçısının dahi bulunduğu artıstı bol bir allenln kızıdır ama, gene iddia edıldiğıne göre, ilk yağllboya tablosu buymuş; bu sebeble, teşbih arfedilsin ya$lanmış bir dâhl çocuk başarıtı gojtermış oluyor. Eseri de cinnetl! deha «rasında bir renk alacasına bulanmış, fezalarda uçuyor: Güneş rüseymi ile dalga azmanı birbirine karı;araktan. sanatkirın a = ıl jubeıi olan ominyatürler» e cansıparane faldırıyor. Dıkkat edilirse hani talebe mecmualarında bulmaca tertıb ederler: <5u kargaşalıkta uç adarn ve uç kby bulunuz!» derler, onun gıbı tıpk, 'Sırtında küfe midir, balık mıdır. herhalde bazı eeyler taşıyan insanlarm gdlgeleri ve tâ uzaklartla iskân bolg«lerinin belirtileri var. Fak^t tablodaki esas unsur olan renk ve ışık hamlesıre karşı onlar ancak gölgeler. noktacıklar... Hulâsa aemavi bir eser: Kaos'. Eğer «istihsal» fikri, bu tabloda kıyamete nazire bir «güııeş su toprak» ile temsil edilmişse, fki, öyle görülüyor) insan nnsunı. emok unsuru devede kulak kalmış... Sank! bizün istihsaümiz ekmek eldcn su gölden .. Bu, bir mürefCeh sınıf insanınuı hayat görüşüdür. Turistik bir sür'atle memleketimize gelmişken ivedilikle hükümlerini vermiş beynelmilel münekkidler mevzuu serhest bir resim sergisinde hu eseri çok taltif etseler yeridir. Tablonun çılgınca renkleri de deli a'acası değil, folklorumuzda, mev â son halk oyunlaftinda rastlsn. n renklerdir. Gunjblanmızla denizlerimizdeki rengârenklikle akrahalıklan vardır. Fakat bir istih^al tablosunda Türk emeği unsurur.u bu derece göfgede bırakmak. tenkide değer .. Doğrusu. biz Türk olarak da, genclerimize, Aliye B«Mper'in yolunn tavsiye edemiyeoeeiz. Bilâkis. öbiir hani o kazanamıyan daha çok içtimaî, daha çok derdli, daha çok iğne ile kusnı kazısan ve memleket kısımrıklannda ara<tırmaiar yapan eserlerin çalısma tarzını muzaffer olmuş görmek isteriz. Sanat vadisinde, lâhoratımr mesaisi gibi, memleketin tahlili o yollardan yapılır. Binaenaleyh. iki lira para cezasını öder, bu cezayı, oda kirası gibi. dudak boyası aibi: kenrîisini koruvan tellâla ödedigi ağır ondalık gibi (masarifi umumiye) den sayar, Reçer. Bir polis memurunun bir fahişeMukabilinde pamuk almak ye dokunabilecek yegâne zararı, isteyen Yuçoslavların teklifi onu akşami\<;tü. daha eünlük müşuygıın görülmedi teri kontenianı ile karşılamağa vakit bulamadnn te\'kif etmesidir. Bu Piyasadaki demir yokluğu büyük, takdirde. cezası. ödiveoeSi ufacık küçük bütün inşaat sahiblerini çok paradan ibaret kalmaz, kazancı da müşkül duruma sokmuştur. üste gider. Muhtelif memleketlerden demir Şimdi, siz ki ov veren ve bu tnem ithali için yapılan temaslar lıenüz leketin kanunlarından mesul olan bir netice vermemiştir Bu [•üm.'îvatandpşlarsınız, tevkif edilmernek den olmak üzere, Yugoslavya küliçin decil. sadece biraz sonra tev liyetli miktnrda pamuk alıp rr.ukakif edilmek için. bir fahisenin se bılınde demir teklif etmistir. Ancck Yuşîoslavlar pamuklarımıve seve iki üç lira rüşvet teklif edeces;i bir polis memnrunu nası! za dünva piva?a fiatlarına nazaran bir baştan çıkma vesilesi kar^ısın 1520 kurııs fazla vermekte. 95 doda bıraktıgınızı tasavvur .edebili larlık demirleri de 145 dolara teklif etmektedirler. Bu şartlar aıtmda yor musunuz? Yu^oslavvadfn demir ithali mümBu teklifleri pek az polis mekün görülememektedir. Bununlı murunun kabul etmesi. zannedeberaber, yolda kiicük partiler harira, Londranın en çasılacak muci linrle demir vardır. zelerinden biridir. Halbuki, polisBugün 180 kuruşa kadar çıkmış ler bu sayede, maa^larını, kolavca olan 6, 8 lik ithal malı inşaat debir misllne, iki misline getirebüirmirlerinin önümüzdeki günlertle ler. 5560 kuruşa kadar düşeceği uCİNSt SAPIKLAR MESELESİ mulmaktrdır. Bir kadın tanırım. Piccâdilly Circus'e öyle yakın bir apartımanda orurur ki, Eros hcyki'linrlpn hir taş atılsa. hiç güçlük çekmeden, camlarına isabet ettirilebilir. Bu kadın, Scotland Yard direktöründen daha çok para kazanır, bir metelik vergi de vermez. Geliri hesab edilecek olursa, Londranm en zengin beş altı kadınından biri olduğu hiç şüphesiz meydana çıkar. Herhalde Londranın en bozuk ahlâklı. en sapık ruhlu kadmı olduu muhakkaktır. Acar Katerina, Kızıl Katy gibi lâkablan vardır. Bir fahUenin muvaffakıyetini sağlayan başlıca vasfa, yani erkeklere karşı aon derece soŞukluga, fazlasile sahibdir. Katy erkeklerden nefret eder. onlan hor eörür, bu hislerini de gizlemez. Erkekler de, onun hareketlerini, kaba kaba küfürlerini işitmek için kendisine her hafta yüzlerce lira para verirler, buna da bayılırlar! Katy. ticaretini, gokak kapısından itibaren icraya baslar, ki bu oldukça nadir görülen ihtiyatsızca hareketlerdendir. Evinin antresl, kırmızı perdelerle donanmıştır. Kapıda koskoca bir zil dügmesi vardır, fakat sabırsız müşteri, çoğu zaman günlerce evvel, telefonla randevu almadıkça bu zili çalamaz. Hattâ telefon da etse. köpek pibi inşaat demiri teklif ediyor Tarihte, turizm hareketinin kaydettiği inkişafları üç safhaya ayırmak kabildir. Geçen asırlarda, memleket haricine seyahat, mahdud zümrelerin faydalanabildikleri bir mazhariyet idi. Her sene, muayyen mevsimlerde, zenffinler ve asilzadeler Avrupanın tanınmış sayfiye yerlerine tedavi görmek, dinlenmek ve eğlenmek üzere giderlerdi. Yaz ve bahar aylarında içme ve kaplıca şehirleri birer lıiks, sanat ve moda meşheri halini alırdı. Kışın ise. Paris ve Viyana gibi büyük merkezere raçbet edilirdi. Meshur şahsiyetler, buralarda debdobe ve ihtisam içinde servetlerini harcamaktan zevk duyarlardı. O devirlerde, bir veya iki sene süren uzun seyahatlere rağbet edenler bilhassa İnffilizlerdi. İngilterede, siyasî ve içtimaî hayatta mevki sahibi olmağa namzed genc lerin Avrupayı ve Yakmşarkı tanımalarl, zarurî bir snrt sayılırdı. Kolej veya üniversiteyi bitiren gencler Fransa ve İtalyaya gider, oralarda bütün tarihî abideleri ve harabeleri dolaşırlardı. Bir kısmı yollannı Yunanistana, Mısıra ve Filistine kadar uzatırlardı. Yunan ve Roma medeniyetlerine karşı duyulan hayranlık, bu tarihî ülkeleri ziyaret edenlerin kültür ımihitlerinde ve kulüblerde itibarını yükseltirdi. Dr. Feridun Ergin otelerdeki dans partileri genc nesil hesabına zevkli bir değisiklik teskil etmiştir. Yaz mevsimlerinde ise, denize girmek, dağlara tırmanmak veya mağaralara inmek üzere tnilyonlarca insan seferber hale gelmiştir. Zamanımızda. spor yapmak için dağlara veya sahillere gidenlerin sayısı her mevsim artmnktedır. Göğüslerinde kolej arması taşıyan İngiliz genclerine tarih! yerlerde rastlamak gene mümkündür. Acentalar vasıtasile tertib edilen gezintilere katılanlar, geçen senelerden daha fazladır. Fakat buna mukabil. eki debdebeli seyahat nev'i artık sönmüş gibidir. İtalyan Rivierasmdaki muhteşem villâlardan çoğtında asatılık» ve «kiralık» levhalan göze çarpmaktadır. Eğer şarktan bir hükümdar veya prens cenub sahillerine uğrayacak olursa, gazeteler refakat eden eşhasın ve getirilen bavul sayısını, otellerde kiralanan daire ve oda adedini garib bulduklarını saklamadıkları bir ifade ile yazmaktan çekinmemektedirler. Üçüncü safha, harbden sonra başlamıştır. Avrupada seyahat, artık para ve vasıta meselesi olmaktan çıkmıştır. Tatil yapmak istiyen herkes, ailesi ve küçük cocukları ile beraber seyahate gitmeği fırsat bilmektedir. Parasız yola çıkanlar ve gittikleri yerde bir kaç gün çalışarak yiyecek masraflarmı çıkaranlar da vardır. Pasaport formaütelerinin basitleştirilmesi ve vizelerin kaldınlması, her arzu edene Avrupa hududlannı açmıştır. Turizmin nasıl bir mahiyet aldığını, FZdırne hudud kapısında konuştuğum bir nöbetçinin sözleri gayet güzel canlandırmaktadır: «Agabey, bilsen ne kadar çok seyyah geliyor. Ekserisi Alman. Oto Yazan: mobiller, otobüsler dolusu geçiyorlar. Motosiklet ve bisikletle dolaşanlar da var. Ama asıl şaştığım, yayalar, yançıplak giyinmişler. Ar kalanna çanta takmışlar. Memleketlerinden kalkıp buraya kadar gelmişler. Mademki bu kadar kolaymi}, tezkeremi alınca ben de Yunanistandan aşağı şöyle bir yürüyüp gideceğim.» Edirne hududundan geçen. Yeşilköy hava meydanma inen yahud Galata nhtımına çıkan seyyahların sayısı, Avrupada turizmın kesafetine dair bir fikir vermeğe kâfi değildir. İsviçre, İtalya, Avusturya ve Almanyada, turist otomobillerinin şehir dışı yollarda yekdiğerini 80100 metre fasıla Ue takib etmeleri, sık görülen hallerdendir. Bazı gümrüklerde, pasaportlann kaydedilmesinden vazgeçmeğe zaruret hagıl olmuştur. Polis ve gümrük memurlan pasaporta ve otomobil karnesine birer damga basmakta ve arkadan gelenleri bekletmemek için derhal gitmenizi rica etmektedirler. Tabir caiz ise, seyahat merakı Avrupalılar arasında bir salgın haline gelmiştir. Otomobille ceyahat edenlerden bir çogunun otel ve lokantalara rağbet etmedikleri dikkati çekmektedir. Şehirler haricinde, öğle vakti. otomobiller gölgelik bir yere çekilmektedir. Portatif masalar ve iskemleler açılmakta, sofra takımlan çıkanlmakta ve bataryah radyolar çalıstırılmaktadır. Yemekten sonra, kauçıık şilteler üzerinde istirahat edilmektedir. Bu seyyahlardan bir kısmı, geceleri kamp kurmayı tercih etmektedir. Turist otomobillerinin arkasına, çok defa, (Trailer) denilen yatak tertibatım havi romorklar takılmaktadır. Yahud arabanın çatısına, bavullarla beraber, çadır malzemesi de yerleştirilmektedir. Gecelemek üzere kamp kuranlar arasında, sahiblerinin malî kudretine şehadet eden lüks otomobillerie seyahat edenler az defildir. Bedava sevahatin bir zevki olmalı ki. Edimedeki hudud nöbetçisinin de söylediği gibi yollarda arkası çantah hayli insana rastlanmaktadır. Bunların bir kısmı, henüz talebelik çağında genclerdir. Almanyada, Karaormanlan dolaşırken, bunlardan iki tanesi ile konuşmak fırsatı luhur etti. Anlattıklanna göre, Belçikah imişler. Hukuk tahsil ediyorlarmış. Yaz tatilinden faydalanarak diğer arkadaşları gibi Orta Avrupayı dolaşmağa çıkmışlar. H ce verlfen (bir çarşamba günü saat üç sula>e^n bakalım) denildikten kikalarca zili çalmak mefburiyetinde kalacagını ividen iviye bilir. Kate'in müşterileri hep mazohist ruh hastalandır, arzu ettikleri kadın tarafından hırpalanmak, hakarete uğramak gibi sapık blr ihtiyac duyan erkekler. Kate de, saçlan vaktile alev kadar kızılken şimdi er yer ağarmış, hâlâ çok güzel bir kadındır. (Arkan rmı) Evvelki akşam zekele eldu Kandilll Rasadhaneslnden bildirilmUtlr: Evvelki tk?am Türklye laatllc 20.2 geçe orU flddette bir zelzel* olmujtur. Zelzelenln merkej üssü rasadhaneden 100 kilometre mesafede olarak hesab edllmlîtir. Yirminci asırda, münakalâtın inkişafı ve seyahat masraflannın ucuzlaması, turizm hareketinin inkişafına yeni bir safha açmıştır. İnailtereden Parise ve Akclenlz havzasuıa yapılan sevnhatler büyük Denlzcilik Bonk.mnın Amerlkadan satın aldıgı 10 000 tonluk rVictoryı tipi bir kesafet kazanmıstır. Ekseri zen iki yuk gemisi ekim basında iimanı ginler, tatil aylannı gcçirmek ümıza gelecektir. Bu mnks.idla kaliba zere Floransada, Venedikte veya lık blr denizci kafilesi Amrrikaya RO~> Riviera'da villâ «atm alma*a veya derilmiştir. Diğer S yük gemisi de iki kiralamağa ba'' raışlardır. Fakat ay sonra teslim alınacaktır Eu si'epler Amerlka İle memleketlmlz ar^sındî iş seyahat imkânı, artlk zensinlerin inhisanndan çıkmışör. OrtahTİli sa lejecektlr. vılabilecek aileler arasında da. otel Yunan Nafıa Vekâieti veva pansiyonlarda oda tutarak müdürleri gitti Yunan Nafıa ve Koordinasyon Veka cenubî Avrupanm güneşli havasınletl müdürlerinden Llroberides ve An dan faydalananlar çoğnlmıştır. donopulos, Ankarada Türk resmî nıaAJTU zamanda, grup halinde sekamlarile temaslarını bitirerek sehrimize gelmfcler ve uçakla Atlnaya müte yahatler tnammüm etmiştir. Huvecclhen hareket etmljlerdir.. susi surette tutulan yatlar ve transKanada sefiri şchrimizde atlantiklerle sefere çıkan AmcrikaKanada Sefiri Eksel.ms Moran, dün lılar, efkân umumiye nazarında Ankaradan gelmistlr. Seflr şehrimlzde uzun zaman klasik turist tipini blr mtirldet isirahat edecektlr. temsil etmışlevdir. Kumpanyalann Eski İtalyan Kralı piüi tenzilâtlı grup seyahatleri tertib Blr müddcttenberi memleketimizde mütevazı halk bulunan eski Italya Kralı Umberto. be etmeleri, turizmi raberinde ailesl oidııgıı halde dün uçak tabakalannın kudreti dahiline sokla Cene\Teye gltmhtır. muştur. İkinci Cihan Harbinden önce İstanbuldan Almanya, Av\ıs«Martı» şikpi tchlikeli bir turja, Macaristan ve Rumanyaya duruma girdi Kurban bayjamının birinci günü Sa bir ay süren seyahatlere 110150 rayburnu yakınlprında karaya otunn lira gibi cüz'î masraflarla katılmak fef k*T<n batan Vnsiio^lu f|g£asmn kabil olmuştur. Otobüsler, vapurlar ald oMartl» şllepl tehlikeli bir duruma ve trenlerle Avrupayı dolaşan kaglrmtstlr. Jmta*!Ik Bınkası Geml dbatarm.i füelere sık sık rastlanmıştır. >n j | l | fırmadan tcnıin'it flMS dı£ı Sporun da turizm hareketerinde için Kurtarma tesebbunıne seçınemışlir Sert rüzgârlar çıkmnfa bn^ladıgından mühim bir rol oynamağa başladığı geminln çukura «ııruklenerek tnmamile şörülmüştür. Kışın bilhassa üniverbatmasından endlşe edilmektedir. Va sitelilerin spor vapmak üzere bir siloSlu'nun Yunanistandan dönüşünıı miiteakıb «ilepin kurtarıhp kurlarıl hnfta veya on gün için Alp dağlamaması kat'1 bir neticeye bağlanacak rına Rİtmcleri adeta moda olmuştır. tur. Kayak, paten ve kızak gibi Istanbııl Radyosu proRram şeH sporlar, karlara gümülrnüş dağ kulübelerinde geçirilen geceler ve Amerikaya gitti tstanbul Rndvosu prosram şef! Faruk Yener, Amerika hükumetlnin davetlisi olarak tfun uçakla new Yorka müteveccihen sehrimizden hareket et:niîtir. Gümrüklerde bulunan 150 ton kalayın formallteler yüzünden piyasnya arzedilmemesi fiatların bir mlktar daha yükselmesine »ebeb olmnktadır. Kalay fi.itlr'n aVın 41 kuruş yükselerek 18 40 liraya cıkmıjtır. Amerikadan salın alman 2 yük gemisi ekirn başmda getiriliyor kazanabilirsiniz Adalara nazır. BostancıMaltepe tsf, Kalay fiatlan yükseldi Mecbur kaldıkça yürüyor ve fırsat buldukça aynı istikamete giden * %ırfet "dlömobillerfne "bfniyorlarrhlş. Geceleri ormanlarda veya şehirİer civarındaki kamp yerlerinde riyörlarmif. 'Brke^ " >eyahatin«ren memnun gözüküyor, fakat kız yorulduğunu saklamıyordu. Iuız yerlerde yaya dolasanlann veya ormanlarda geceliyenlerin rahatsız edilmek veya kazaya uğramak ithtimali olup olmadığmı sordum. Yol boyunca, her iki üç kilometrede bir imdad telefonlan varmıj. Birial düşer veya yaralanırsa yol arkadası telefonla yardım getirtebilirmiş. Çiftlerin Karaormanlarda rahatsız edilmelerine ise, çok eski zaman larda, yalnız bir defa rastlanmış. Bir jandarma. ormanda Sayta Ooktortva* En son keşfedilen Antibiyotik ACHROMYCIN Tetracyetint 250 mgr. lık kapsül ?fkii piyasaya •rzediimltlir. Dün Ş"hrim!?dç hı\n kı«T;en bulutlu geçmiş. rllrB.îrlnr kU7ev dofudan saatte 3040 Km. süratte esm,'?iir. Bueün de hava sabahleyin hafif pu«Iu o!ank. sonr.ndnn açılacaktır. Ribrfrm çi'Meti biraz h,fifleyerek hava sıcnklıgında biiviv bir deSiSiklik olmıvicaktır Dım şehrimİ7de azrıi sıcaVlık L27. a="iTî ise j.17 'antiersd derece clnrnk kaydedilmiştir. BUGÜNKÜ HAVA | Eylul 18 Muharrem 18 tklndl t O V. E. 6TUMI İHMU7. tnw.1T n M»VI T. %. %. * 5.42 12 09 15 tO İS İS 19 52 11.23, 5.50 j 9.21112 00 1.32, 1 ö V S ı 4.00 9.41 >nnhun>etn ın Kdebı Tefrikası;S1 Yazan Sizin yüzünüzden ne kadar acı çektjklerinı de bıhyorum ünun ıçın fimdı sizin çektıkleriniz az bile, dedım. Acınacak haldeyim ben!. Onlar bile. bütun o benim yüzümrien acı ç.?kfiklerini «nvle'I'âinız kımleı varsa cnlar da beni e^rselor acırdı Zfrîinl'.ğin. iMışamın. eğlencenir köpürüp taşttı bu güzel yerlerde ben sürünüyorurn. Ne ivı'. Yann giHprp$5»n Pir H^ha ovnavsrağım Oene kpzanatna/'î'ıtr. sorrp ne ol^o^k ITT ta bth\Toı mnsuruz*. OtPİrlen kıvarf k!ar. bir lckma ekmek bulamıvacağırrj! ündan sonra .. Aman ne ivi! Ben de orada olsam görtr.ek i sınız!. Ne kadar katı vür='lı nhırsanız ohınu? pıiniın birinde bnn» *İ2 <ie acıvaraksırız! Apım'vsrüV kadsr kin beslppeniz Hüe v»nn beCİTTI başıma ee!^nleTi rîuvHuktar •onra sizin de uykunuz kâçtcakl Yaşadığmız kndar, her gece rüyalannıza ^irecek!. Bnna şimdiye knrlar hiç katı vürekli diycn olmadı Sizin kim oltlu";unuzu, ncler yaptığınızı bilivoı um da onun için söylüyorum Hem, bana ceiınceye kalar, ne ka:lar katı vürekli insnnlar tanımıs olma'ısınız! Düşününz bakalım!. Hppsi şövle birer birer gözünüzün önüne geliyor değil mi?. Bana sorarsanız onlann içinde. cn başmda siz varsınız!. Şehz.Tİonin e?ki yaveri çılrlıraak gıbivdi: Kinısın sen? Dive baöııdı. Karşısındaki kadının vüzünü örten ma?keyi çekip çıkarmak için uzanmak istedi Ad•îiz Sultan çarcabuk çekildi: kerrlinı kurtnrrlı Bfh'nd şimdi de onun kclur^in tııtnııış: Gel hiraz dıparıva çıkalım' 'haHa Hahs iyi konuşuruz!. Divordu. Deminki kadın arada bir vanların* geliyor, onların türkçe konuş KEMAL RAtilB tuğunu duydukça, ne söylediklsrini anlamıyor; gene öteki arkadaşlannın arasına karışıyordu. Behzadın övle çırpındığını, karşıstndaki ka j dının yüzünden maskfvi çckmeye knlktıgını. sonra da kolundnn tutup sürüklcmtk istcdığini pördü Artık da>anamach. Gene qeldi: Sen bu gece büsbülün azıttın!. Diye sdyleniyordu. Eski yaverin öteki kohından vikalstdı, çekmeye başladı. O arada Emine de kendini BehzaHm pünden kurtardı Hiç duımadan k.Tvna^an kalpbnh*.o doiru kostu flkönce aralnrıra knrıştı. Sjnra da bir yolunu buldu: saloncbn dışarıya fırladı... Ihtiyar kumarb^zın kim olduğunu öğrenmiş, onunla konuşmuş, yıl'ardanberi içinde biriken hıncı ortaya dökmüs.tü. Artık .^oniş genit alıyordıı . * t % Eriasi 'jünü V^ \/ " çene gazinoi da idi Erk?nden gelmişü. Oyun masasına oturmadan şöyle bir yana çekümi;, jazinonun kapısından gi len kndınlara ayn ayn bakıvordu. Dün gece maskeli baloda kendi vanına sokulup türkçe konuşan hangisidir, onu anyordu; ona göre hepsinin bojoınu bosunu. yürüyüşünü birer birer gözden geçiriyordu. Çok poçmedi. Adsız Sultan da geldi. Hor çiinkü gibi gene ağırbaşlı, hep öyle sessizdi. Balonun pürültüsü içinde, karsısındakine iyice duyurabilmek için bağıra bağıra söylcnen o acı sözler, şöyle belli beliısiz gülümsüyor gibi bir ucu geriye doğru kayan bu ince duJaklarJan çıkmış olamazdı. Bchzad!?. gr.zröze Reldi. Baki'jlarıncla da hiç bir deyşıklik yoktu. Durmaflan <,'eçti. Herkes gibi o da iikunce bıraz masaların yanmda dolaştl, oyuncularm arkasında durdu Sonra bir yer bulunca oturdu, oynamaya başladı. Bchzad, daha ilk geceden, bu kadını tanıdıklarindan birine brnzetmis eibiyrli. şimdi de gene ondan şüphe'enmiş olacak ki yavaş yavaş sokuldu. Sonra bir aralık yanında bir yer buldu. Kendisi de oturdu. İkide birde kaçamak bir bakı?la onu gözdcn geçiriyordu. Hafta sonunu gccirmeye gplmiş kibar İnffilızler gibi ağırbaşlı, herkesten uzak duran bu ynbancı, otuz, otuz bes yıl önce. İstanbulrîa bir tepenın üstüne kurulmuş muhteşem sarayda olup bitenleri birer birer yüzüne çarpan kadın olamaz dı. Ona hiç benzıemiyordu. Bir aralık ne yaptı yaptı: onunla konuşmanm, onu da birazcık konuşturmanm kolayını buldu. Dün geceki kalabalığın içinde kulağuıa doğıu sokulup çınlayan sesteki acılık, Eminede yoktu. manque!. Diye bağırdı. Ondan sonra da, yeşil çuhanm üstüne yayılmış allı beyazlı kemik parçalarım, elindeki kürekle toplar, götüriirken, Beh zadın koyduğu son fişler onlarla birlikte sürüklenip gitmiş, masamn ortasında toplanan yığının a r | ı n a Bugün ikisi de kaybediyordu. Behzad bütün parasıru bitirmişti. kanşmış, kaybolmuştu. Cebinden o pırlanta ayyıldızlı alO renk renk kemik parçalarının tın tabakayı çıkardı. Elinde evirirp arkasından bakan ihtiyar kumarbaçevirirken, kendi kendine konuşu zın öyle bit.kin bir duruşu vardı ki, yormuş gibi şimdi de türkçe söy dün gece baloda dediği gibi, sahiden, Emine Sultan ölünciye kadar lenmeğe başladı: Sıra buna geldi. Bu da gi onu unutamadı. Rele yiizü ne kaderse benim için artık ölümden dar korkunçtu!. Bütün çizgileri kınşmıj, alnına sıra sıra ter birikmiş ba^ka kurtuluş yok!. ti. Adsız Sultan bir çok geceler, Divordu. rüyasında hep onu gördü, çırpına Adsız Sultan hiç anlamamıs, gibi çırpına uyandı, uyanırktn d* hep davrandı. Türkçe bildiğini belli onun ıcainl duyar gibi oluyordu... etmedi. Klmbillr nt kadar Sylec* kalmısBehzad masadan kalkü. Gazinotı; sonra blr aralık, Behzad Fethi, dan çıktı O gün bir daha görünŞehzadenin Adtu kızına dogru M medi. Akşam yemeğinden sonra kuldu. Fransızca: ^enel geldi. Babadan kalma altın Ne olur, diye fisıldadı; bana tabakayı da satmış olacak ki veniden oynamaya başladı. Çok geç bir lira Ödünç verir mlsiniz? Emine hiç sesini çıkarmadı. Duympfli: onu da bitirdi. Biraz önce, elinde kalan bir iki mamış gibi davrandı. Gene kendi fişi de kırmızı tabloya koymuştu. oyununa bakıyordu. Roulctte mssasımn ortasındaki allı Müşir Fethi Paşanın oğlu bir dakaralı fırıklaöın içinde, oradan ora ha yalvardı: yuvary a ç a r p a çarpa dönen fıldişi Haniya geçen aksam, gene böy igk^ e n EOnunrla duruverince, crou le yanyana oynaıken «iz kazanmışgiyen adamlardan birısi: (Arkası var) 10, Dix!.. Noirl. Paire et gördügü bir çifü yakalıyarak mahkemeya götürmüş. Fakat hâkim, mahremiyeti ormanın içinde kalBiz gazotecilerin kendi kendinıir'e ması gereken bir hSdiseyi aleniyete şaka etti?imiz bir kusurumuz varintikal ettirdiği için jandarmayı dır: Meşhur bir ecnebi tayyareden cezalandırmıı. Yeşilköye ayak basar basmaz. he"Bugün Türklerln ve Avrupahla men karsısına çıkarız, Türkiye hakrin turizm anlayışları arasında de kındaki diişüncesini soranz. Bu «erin farklar vardır. Harice giden va fer de öyle yapmışız. Türkiyenn tandaşlarımız, güzergâhlarını Ro unsurlan üzerinde emek venr. ş ma, Napoli, Paris veya Frankfurt (Gerçi diğer birçok sergiler deregibi büyük (ehirlerden geçirmeğe cesinde kıymetleri ihtiva etmiyenive mubayaat yapmağa ehemmiyet bu soreinin karsi'nna ernebi havermektedirler. Seyahat dönüşü kemlerini ayaklannın tozile çıkarbavullanmız ne kadar dolu olursa mışız: kendimizi o derece tatmin edilmiş «Scç bunlardan!» saymaktayız, Ecnebilerde ise, mal mubayaa etmek merakı, bizlerde Bu nevi bir resim müsabalcasi için, olduğu kadar kuvvetli değildir. hakem heyetinin terkibinde unsur Onlar daha ziyade. ziyaret ettik noksanı vardır. Yabancı mütehasleri mahallin hususiyetini gösteren sıslar Türk vasfını ayırdedememishatıra kabilinden eşyalar almakta ler. En iyi ikisini gene de ba$a dırlar. Eğer bu arada hoşlanna gi getirmişler, doğmdur ama. sanınm den ve keselerine uygun düşen bir frcri kalanlann tasnifinde Türk hnşey yollanna çıkarsa, nefislerini ?usiyetli olanlan kafiyjen göreme. mahrum etmemektedirler. mişler, çünkü göremezlerdi. çünkü Yabancı seyyahlar arasında. mal Ijilemezlerdi. Rşkemler, 1904 Illusmerakırun bir iptilâ teşkil etmemesi tration re«imîerinrlen mülhem olanüç sebebden İleri gelmektedir. Bi lan bile daha ön plâna almışlar .. rincisi, Avrupada kıyafet ve gös Ve mesc'â Balalan'ı görememeîprl terişe daha az ehemmiyet verilme ve mesclâ Eren Eyüboğlu'nu seçesidir. Bir seyyah haricden döndüğü memeleri ilh. Ü7erine biz de müzaman ahpablarına beraber getir nekkidleri tenkid etmeden geçemidiği kürk, naylon çamaşır, çanta. yonız. / //,ı elbise ve kravatlan teşhir edecek ( VOUN olursa iyi bir tesir uyandırmasma ihtimal yoktur. İkinci sebeb, aynı Doktor jinekoloğ mallan veya benzerlerini, pek mühim sayümıyacak fiat farklarile FAHAMET MADENLİ kendi memleketlerinde bulabilmeve Doktor Operatör leridir. Üçüncü sebeb, çocukluktan MACİD MADENLİ itibaren, anavatanda imal edilen D ü n Avrupada tetkiklerde bulu^ istihlâk eşyasını benimsiyecek bir iktisadt terbiye altında yetiştiril mak üzere seyshate çıkmışlardıi. meleridir. Milll gurur, onlan her vetiltt 11» mensub oldukları memleketin damgasmı taşıyan mallan TEŞEKKÜR tercihe stvketmektedir. Çok sevgili eşlm ve kıymetli hokıermetlik ani dlümü karjısmda duyduğumu2 derin acıyı riyaret, telgraf, telefon, mekfub, çelenk gondermek ve cenazeyt Ijtlrak suretile kederimizl paylajarı bütün dost ve akrabalarımm «yrı »yrı tejekküre büyük teefsürümüz mânl olduğundan sonsuz teıekkürlerlmlzfn Iblâğına muhterem gazetenlzln tavassutunu rlc« ederlz. K»l: GaUb Hamdi Tekyeli. Aiabeylert: Hakkı. Nl]>d. remıh, Aflı, Kenan, Turhan, ŞEYDA TEKYELİ'nin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle