19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İS EylAI 1954 CUMHURtYCT BEŞ Medeniyet Hast a l ı k l a rı 1 f Londra Mektubu Sanayi bölgelerinde halkı tehdid eden tehlike Diiıı.va Hâdiseleri İngilterede gönüllü çalışma kampları Yuaı: Maıhar Kıni Londrm, Eylul tngilterede, da mcydanlanna, garlarm fldar, ha doğruıu Avrupanın bir çok mem ye trenlerin kalkıjını aeyr«dermia. leketlerin» dal budak ıalmi| bir U İngiltereye lUanını tekemmül etsekkül var. İsml: Gönülln tiraat tirdikten sonra Amerikaya gitenek üzere gelmjı. Fakat bunun için en ijçileri kampiarı... Bunların ekjeriyrtiıü dt talebe az altı ay beklemek lâzım. Onun da mecali yok. ler teskil ediyor. G«çenlerde bu kamplardan CamHepsi bilaistisna hürriyetlerine bridge'in şimalinde bulunan Wla Âşık... Zaten başlanna n» geldiyse bech teşkUâtını gezdik. bu yüzden gelmiş ya! Şimdilik evKampta erkek ve kıı jrOzlerce lenme aleyhindeler. Ama münasib talebe vardı. Bunlar ıabahlan yol bir taiib çıkaraa ne derler? Orakenanna çıkıyorlar ve civar köy ıını bilemiyorum. lerden çiftllk »ahiblerinin gönderHürriyetin ne pahab bir meta dikleri kamyonlara bin«r«k if ba olduğunu bilmiyen zavallı mahluksına fidiyorlar. lar. Bunların hepsi günün birlnde lalerl de mevsimİM göre cilek belki de kanadlarmm kırıldığını gö veya ahududu toplantak, ispanak recekler. Bilmem kl o uman nasıl yolmak, ağac'ardan mejrva devşir kendilerini kurtaraceidar!... *•* mek... Hava yağıslı oldujjru zaman açıkLondrada insan h«r beıkırr.dan ta çalısırıak mümkün olamadığından kayboluyor. Dünyaıun en mejhur gencler ekseriya konserve fabrika adamı veya en guzel kadını dahi lannda meşgul oluyorlar. olsaruz, kimte nzinle mesgul olBurada çalıjan talebe fazla bir maz. Bu gehlrde arabı var, zencisi var, para almıyor. Ayrıca yol parasını, yatak ve yemek parssını da ken Çlnlisi var, Japonu var... Urun edUİ ödemek mecburiyetinde kaldı tekll omuzdan atma aari giyen gından hafta sonunda cebine bir Hindliler rar. Klrase bajını çevisey kalmıyor. Dogruıunu isterge rip de beJcmıyor bile. *** niz bu usulü lcad edenler boğaz tokluğuna amele çahştırmak usuTrenler ne kadar tuhai... Bütün lünü pek güzel bir şeküde keşfet vagoniarın kapııı yandan açıhyor. mij sayılabilirler. Bu sayede derhal bofalıp doluyorFakat o köylük yerde bile go lar... nüllü laçilere hiç de fena olnuyan Gelgelelim üzerlerinde nereye bjırakalar yapraışlar. Burada soğuk : gittiklerini ve kaçına merki oldukve sıcak tu, >nkanacak yer, dans lannı gösteren levhalar yok. Varıa Parlg «okaklarında ıık aık rastlanan bir manzara: Tenl cıkan sarkılarU donahltn blr salonu vesaire mevcud. bile vagonun ta tepesinde... Yol«atıj sergisi ve ihtiyar tahibi Genclerin bu şekilde çalıjmadan cunun göreceği şekilde değil. böipelerinde Is ve düman Içinde çaJı şan Fransada |«rkı bestellyenlerln ve meslegi) ile iimdiki vaziyet arasın f 1850 feneatnde mux£k muha«Tİr» kârlan şu oluyor: Faıla para harAyrıca her lokomotifin de vıpur Sanayi muesseselerinm tekâsüf' ettiği için teneffüs kabiliyetine sed garantüi 1| gBrmeslni Imirdlr kl şarkı löyliyenlerin kazancı son ay da muazzam farklar mevcuddur. ı leri, konıpozitörleri bir araya gel•ttiği yerlerde oturan halkı gözle | çekiyor. Nefes alamayınca da hasta bununla fabrikalara hayü ağır yük camadan aeyahat edebiliyorlar, ya gibi bir ismi var! lar zarfında hayret verici fekilde Eskiden bir farkı hazırlanıyor ve mişler Te bir cemiyrün temellerınl hud tatillerini geçirebiliyorlar. **• görünmeı bir tehlike tehdid et ölüyor. Bir nevi fekama «uretile ler tahmil edilmif oluyor. **• Londrada akşam Piccadilly ve artmi|ür. Nesredilen resml istatis artiatlerden biri bunu begenerek, I atrnjşlardL Bir a*ır aonra bu cemektedir. Gitgide llerliyen tekni öldüren bir illet. Diğer taraftan |ehirlerde yeşil tiklere göre, bilhassa mizaha daya , sahne sahne dolaşarak bunu söv I miyetin Paristeki markeı binaa ğin sebcb olduğu bu tehlike hava . Sanayi bölgelerinde yaıayanlann •ahaların arttınlmaAi gene bu ka İngilterede tanıdığım yabancı tip Soho'da gezerseniz burada rastgebir bankadan farkşızdır. Halkı eğnan farkıcılann bulunduklan eğ , lüyordu. Ancak ikl sene aonra yı hergün biraz daha zehirliyoT. Te sağlığım tehdid eden bir âfete kar nuu'a derpiş edilmcktedir. Her te ler arasında ne garibleri var. Er leceklerinizin hemen hepsi yabanlendiren şarkının temin ettigi par» lence yerlerinin kazana bu mev , şarkı «günün şarkısı» oluyor, reffüs cihazııu, «medeniyet zehir fi fimdi bazı tedbirler dü|ünülmek hir, ağaç yetistirmeğe, fakat busim, geçen mevsime nazaran dörtte . kaklarda, her yerde bunu lşirmek bu bankaya (!) gehnekte, orad* leri» denilen tortuların tahrib edi tedir. Bu tedbirlerden ep müessiri günkünden çok daha fazla ağa; yebir nisb*tinde bir artıı kaydetmis : m ümkün oluyordu. Bugün ise şar j hesabı yapılmaktadır. Bu te»kilâci tesirlerine maruz bırakarsk ha rehiri membaında boğmak, havay» tiştirmeğe Biecburdur. Verilen ma ] bütün Fransa dahilinde |ubeitir. kı da «tepkili sürate» kavustu! Bir yatın kısalmaaını intae ediyor. dağılmaıına mâr.i olmak jeklmde lumata göre bu tedbir, fabrika j Bu irtaüstiklerde su hususlar da şarkı işitilmesin, derhal radyolar, leri mevcuddur. Fransamn bir kftSanayilecme ile beraber yürüdü tasarlanıyor. Almanyad» bu yüı lann tozunu toprağını yuzde 70 açıklanmifbr: televizyonlar memleketin dört bir şesinde bir çarkı mı söyleniyor, Jü için bugünkü medeniyet dünya den «havanm temiz tutulmasına nisbetinde tesirsiz hale getirecek «Hususî tiyatrolar ve spor yer ; tarafına yayıyor. günlerce bunu tck Sacem'in mümeasilieri bundan haaının faydaıı kadar zaran dokunu dair bir kanun» hazırlanmaktadır. ve ciğerlor için tecrid vazifesi göleri kazanclannın da azaldığını gör rarhyor ve bir kaç gün sonra ria berdardılar ve derhal bu eğlenc* yor. : Toz. duman ve kurum saçan fabrimüşlerdir. Bu hususi tiyatroların ı recektir. tgünün şarkısı» ha'ine geüyo". yerir.e başvururlar, »arkıyı hazırBu ölüiB tehliketinl fabrika ba ; kalar, bu kanuna «öre gaz halindegeliri yüzde 9, spor yerlerinin de Yalnız şarkır.ın democle olusu da lıyan ve besteliyen kimse narru he«Büyük tehrin teneffüs org»neaları kusmaktadır. Gaz veya du j W artıklannı temizledikten tonra kazancı yüzde 6 nisbetinde azallarınıt kurtarmak, »ilıkoza sebeb tepkili bir süratle ol sab:na vüzde alırlar. bunu merkeman feklinde yahud da toz halin havaya dökeceklerdir. mıştır. Diğer taraftan iinemalann | ze havale ederler. Bu sebeble, ba maktad olan cüruflu havayı temizlemek gakadar çck Bunun için aynea temlzleme » • de atmosferi, teneffüse elveri|ll bir Eeliri yüzde 4, at yansları jreliri ; fşarkılan hazırlıyanlar eserlerinl y o r b'kıyor, o besne olmaktan çıkarmaktadır. sUleri kurmak jnecburiyetindedir yesini güden hareketin muvaffakıyüzde 13.3, millt tiyatrolann geliri '• evvelâ Sacem'e kaydettirir, onua yor, dlnleınek istemiyor!» Zehir, bilhatca tekâmülün ton ler. Bacadan çıkan veya diger | e yet derecesl elbetteki zamanla anyüzde 14,4 artmııtır.» kontrolundan faydalanırlar. 1951 p merhalesine vardığı şu son yıllarda killerde havaya dağılan ince zer laşı'acakür. Halk şimdilik «ölüm *** akat şarkı söylenen kabarelerin, yılında bu »ekilde Sacem dosys'an|iddetini arttırmıştır. Bu gidişle, releri sağlığa rararh tahrib vasıta tozu» nu yutmaktadır. Istikbaîde Vü'ük tiyatrolann geliri yüzde Fransada her |ey snrkı ile sona na 25 000 yeni şarkı girdiği bilindaha da arttıracaktır ve bu «uretle lan obnaktan kurtaracaklardır. onu yutmamak için bugünden ça25.S nisbetinde bir yükselme kay erer, derler! Bu sahadaki faaliyet mektodir. medeniyet hastalıklanndan biri o Tasan halindeki kanun kurulacak relere başvuruyor. detmiştir! bu «özlerin ne derece doğru olduŞarkilann ve bunlan hsz^rbyanlan bir illetin kaçuulması giiç uikı temizleyicl tesislerin yuzde yiir (Alman basınuıdan) ğunu göstermiyor mu? O kadar ki. !arın tetif hakVırn Voruyan ilk mü*•* elacaktır. Bir Fransn gazetesl, blîhasea mi bir de (Şarkı Bankası) kurmuj essese bu olmustur. tU kadının çantalanndan Bir müddettenberi kendini gfa Bilnya muaiHmleri k»nfedeırasHam! S. zaht şarkıların söylendijH kabare lar 950 llra çalındı yonu kongresl tstanbulda teren bu hattalığa tüberküloc tealerde ve rivitrolarda karancın ne$l»Ud» Han.mefenjtt.; lokatond» SO'4 hisini koyanlar. aldandıklaruu geyapılacak numaralı «vde oturan Sıdık» UIut«|, den \su kadar cok arttıjınf argştırne bu arada görmüslerdir. TenefTürkİTe Mualllmler Blrllflnm «t Beyoğlundan Tünele gld»rken, kolunda mi!, fakat kat'f bir «ebeb bulamafüs edilen havanm tozunu, duma ârası bulunduğu Dtlnya Mualllmler asılı bıılunün csntaîi aclarak 400 ltrası • mıştır. Konfederasyonu gecenlerde Oslod» yap yankfilcllik s.ıret:le çalmmıçtır. nuıı blr arada yutmaktan mütevelBu fftzete ;u noktalarm Işaret etÇubukluda oturan Vahid* Canal !slid ciğerlerde husule getirdiği ıze tıgı kongreslnde gelecek seneki umuml konfrenln temmıız 1955 de İstanbulda minde başka bir k?.dm da vapurla Üsmiştir: hirlt kabuktanı b«?k» bir fey ol yapılmasın* karar vermlı Te bu karar kUdar iskeleılnc geldiği ıırada çanta«Daha lyi jnrkılar, daha iyi blr mıyan illetin adına ıcsilikoz* de bugttn Türkiye Muallim'er Blrliğlne •ının açılarak Içinde bulunan 450 Hramizah mı var? Kazanc bu yüzden nın çahndığmı görmüstür. Poll», her niyor. «Silikoz» ciğerlerin, vücude bildlrümlstlr. ml srtt'? Evet d«rrek mümkün deTürkiye Mualllmler Blrllgi ldart h« Ikl yarkeslclyl aramak'adır. tararlı maddeleri havadan kapmaaı ğildir. Bvı »arkılan hsnrhrtrlar, ve onların hayatiyetinl öldürmeai yetl bu teklifl lncellyertk bu mühim Milletlerarası havanhk federasGönüllü çalı^ma kamplanndan biri kongrenln İstanbulda yapılmaal huıun« suya ne sabuna dokunuyorlar, keyfiyetidir. yonu delegeleri İçin program junda hazırhklara ba|lamı*tır. Mualmüşterilerden hle birini kızdırmaM!lletl«rarası Havacılık kongre*1nin kekler gene oldukça normal. Hepai cıdan lbaret olscaktır. tstatistikler gSstermiştir ki sana limler BirllJN bu husust» ?<Iarlf V«kiO letl, tıtanbul Vlllyetl T* trtanbul Be J eylulde f*hrlm!zde yapıiaeak kon bir gaye için buraya gelmişler. Fa tngilizler akjaraları evlerinden çı mak lcln tedbirli Ha\naTiıyorlar. Bu yii iler'.emif memleketlerde bu haısebeble de eserleri düşük kalitede lcdlyesl nezdlndv teıebbuslere geçmi» frnint ljtlrsk edecek deîfgelerln |«htalıktan ölenlerin iayuı diğerlerine bulunınaktadır. Bu husuıta görüfmeler rlmizdt yapscakları tetkiklere aid prog kat kızlar araiinda çok avareleri kıp buralara pek iltifat etmezlsr. Son derece an'anelerine ve aile okıyor. ni gördüm. Ne yapacaklarını bilminazaran fazladır. Meselâ Almanya yapmak üzere Kolumblya Üniversltesi ram hazırlanmı;tır. sehr:mlBunlar, sık sik vekillerle alay enın Ruhr sanayi böljçesi, endüstri Terbiye Kol^ii MücHlrtl Dr. Wil!lam zln tarih! fîer'erinl. camî>rimizî mO yenler, hayal peşinde koşanlar, hür bağlarma sadık olan bu adamlar, zeîerl gezecekler. Turi?tik bakımdan riyet âşıklısı gibi görünüp ve ken yemeklerini muhakkak evlerinde d*n mizahl şarkılar tertiblemektemüesseselerİTiin kesafeti dolayısile Russel 1» eylulde çehrlmİTe gelecektir. görülmesl gereken yerlerl ziyaret ededirler. Halk, hükurr.et erkânına aiHkoz kurbanlaı m;n yatağı »dde Türkiye Muallimler Birligl adına blr cekîerdir. Bu arada 21 eylul salı günü dileri de buna inanıp serserice va yerîer. karsı çok kiz^ındır ve bunun irin heyet de önümüıdekl hafta Ankaraya Yalnız akşam dört buçuğa doğru dilmiştir. Diğer bolgelerle beraber giderek temaslarına baslıyacaktır. saat 19 da Beled'yer.in Maçkadaki Sark kit geçirenlerin sayıaı zannedildikahvesinde dele^eler serefine bir de ğinden fazla. pastanelerde çay içenlerin hemen de oniarla alay eden sarkılara ra§bu mıntakanın havaya döktüğü bet göstermekter'i'. Fakat bu rta Milletlerarası Jeofizik kongresî toplantı tertlb edilmiştir. Bunların kimisl evinden, kimisi hepsi İngilizdir. rehirli toz hesablanmış ve bir yılda muhitinden, kimisi de hayat:ndan İngi'.izi belki her şeyinden vaz kpt'î olarak tesbit edilmig değilbir milyon tonu bulduğu. bu mik Onuncu Milletlerarajı JeodMİ ve Jeofizlk kongresl 14 eylul aa!ı günü Dllftan. Jeolo» Dr. t. Ketln. trtanbul dir» tarın havayı kirletmek için kâü çahsmalarına bajhyacaktır. Bu kon Oniversltesl Prnfesör'erinden T. Heiwa memnun değil. Gelmiçler bu ya geçirebilirsiniz, fakat zamanı geldi j G.zete yazısını su fekilde bitiribancı muhite, her türlü kontrol mi çay içmekten alıkoyamazsınız. geldiği tesbit edilmijtir. «Stuttgart» grede memleketimizi İzmlr mebusu ra, Doçent 1. Özdogan temsll edecekleryor: dan uzak. kendilerince ideal addetgibi endüstri aîanmda vasatı geç Jeo:og Dr. Nuriye Pınar, Prof. H»mld dir. «Bu. (;3rülm«l lmkânsız blr mutikleri, fakat hakikatte maksadsız miyen bir büyük »ehir dahi bu Unesco Umum Müdürii ammadırlt ve gayesiz bir hayat sürüp gidiyorterrelerden hergün 10 kantar yutgeliyor *** lar. maktadır. ts. kurum. gaz halinde Fran?ac!a 14.000 kM fşarkı> aayutulan zehirlerden Ruhr bölgesiHükumetimizin davetlisi olarak Bir taneai var, kendisine dansöz nin orta çapta bir şehrine düşen | diyor. Vaktile hakikaten dana et Unesco Umum Müdürü Dr. Lutor yeslnde gecinmektedirler Bunlar hi??s ise bunun iki mislidir: Günde I mis, operetlerde çalışmıs, fakat ! H. Evans 14 eylul salı günü saat ara'inda sarkm besteliyenler. ta20 kantar sonradan kâtıbelik etmiş. Bütün ı 21 de uçakla jehrimize gelecektir. be^enler ve sövliyenler vardır. Fran?T?a şirkı ile nasıl para kaideali bir Ingilizle evlenerek ingil Umum Müdür 15 eylul günü şehKıırumumuz için satm slınacak muhtelif mslzemelerin Ora halkı, görünmiyen zehlri, terede çalışmak imkânını bulmak. rimizde tetkik ve ziyaretler yapa zanıhr Bu sahada urun seneler oacins ve evsaflarını bildirir listeler Galata, Bankalar cadbilerek veya bilmiyerek yutuyor. Diğer biri İtalyan: Kontes imiş!... caktr. Dr. Evans 15 eylul akşamı lışmış olan eskilerden biri şöyle desi (Hararen caddesi) No. 77, kat 4 teki MıidürlüğümüFakat asıl farkında olmadığı şey Orası pek malum değil ama, ma Ankaraya hareket ederek başşeh diyor: zün giriş kapısmdakl ilân tahtasına asılmaktadır. fudur ki ciğerleri bir toz tabaka« Bir sarkı, bir nevi plyango lum olan cihet, Londrada hakikl rimizde tetkiklerine devam ederek Kurumumuzla ticarî münasebette bulunmak istiyen süe bağlaruyor. Böyle ciğerlere bir kontese yakışmıyan bir hayat 17 eylul günü tekrar tstanbula dö biletidir. Umumiyetle kaybedilir... ' CEZATİRDB ZELZELENİN TAPTIĞI TAHRİB A T Soa firmaların bahis mevzuu listeleri mahallirde tetkik ve doktorlar «tozlu ciğer» diyorlar. sürmesi. necektir. Kendisinin mihmandarlı Fakat kazandığınız raman tam ka | zelzelede Orleansville'de Kİzclenin mühim tahribat yaptığmı mütemmim malumatı da Alım Servisimizden elde edebi«Silikoz» lyi bir akibetin haberlecekleri ilân olunur. Bir üçüncüsfl de isviçreU. Seya [ |ma eskl elçilerden Vedid Uzgören «anırsııuz. yanl büyük ikramiye bildirmiçtik. Resim, zelzeledc harab olan modern kolej bin«uu risi değil tabit, insanı Srıiden ölyi. Bundan 40 sene evvelki (şarkı I göstermektedir. hat meraklısı. Küçüktenberi hava I tayin edilmiştir. düıüyor. Cigerlerdeki esnekliği vok Fransada 14000 kişi şarkı ile geçiniyor mjnummınnHiuıımnnımtminıınnnininı Makine ve Kimya Endüslrisi Kurumu İstanbu! hiiba) K «CL'MHURİYET» in Tefrikası: 9 Bugün pek solgunsun Bavuîları yapmak. bormak seni yordu g?liba? dedi. Leylâ da gözlerini tabağından k?l';rarak Güle uzun uzun baktı. Ve bir an gözlerinde o müstehzi işık yandı, söndü. Sonra tçayet taliin cevab verdir Hayır vor^un değilim. kendimi çok ivi hissediyorum. Fakat çok solgun görüniiyorrun Ne tuhaf. insan vorulunca va(inrian da büvük duruyor. Otuz BPS var miüin Leylâ? L^ylâ güİGÜ: Hayır. Ohıı bir yaşmdavım. pni otu« Ikinin icinHevim. Sen tenden yedi ya( küçüksün. Hsyır daha fazla. Tam yedi yaş Gül. Ben burara geleli beş sene oldıeunn. dnha İk eünlerdenberi de beni vaşlı bulju*iına göre demek «pnin He anrsk ki senelik Rencl!3in kaldı. fyi ki »rtık evleniyormn şekflrim. Yoksa •tezl» eecikecektin. Küçük knhkahalarla güldü. Gttl M diyeceginl tagırdı. Leyll ğendi ve evlendik. Beslemeniz de Her sey düzelir, bunu demeti ğilim. Evin hanımıyım. Evet senin kolay. Sen anlayamazsın ki. Sevme gibi bir harb zengininin kızı de nin ne demek olduğunu bilmeısin ğilim. Paılak bir çehiz getiremedim kL Ben de insanım yavrum. Ama bundan sana ne. Beş genedir Gül, yaşlı uşaga hayretle baktı. aynı şeyleri ima eder, aynı küstahlıkları yaparsın. Her ne ise ar Hüîeyin de insan öyle ya.. Bagka tık sinirlenmeme mana yok. Benzaman olsa gülerdi. Ama öyle üzYaz»n: PERIHAN ZORLU kurtuluyorunı. Yerimi kocan alı ğundü ki... Peki dedi, madem anlayabUiyor, o düşüiisün. Al'.ah büyüktür, Babam beni dövrr.edi. Ama ço bana verdiği sabrı belki ona da ihyorsun, nasıl sabret diyorsun? nm söyledikleri doğru idi. Fakat onu asıl sinirlendiren kadının hali cukluğunda seni arasıra patakla »an eder. Çünkü öyle lâzım güzelimidi. Bu akşam onda bir değişikhk saydı belki biraz terbiye olurdun Ağır ağır sofradan kalkb. Gül Bana itimadın yok mu? vardı. Bu değişikliğe sebeb ne idi. da şu müz'iç kıskançlığım szıcık üstüne fırlamak ister gibi b:r hareGül bir an düîündü. Hüseyine Kadının gözünün içine baktı. Her saklamasını öğıenirdin, dedi. ket yaptı, fakat bir ır.üddettenberi nasıl itimadı ohnaz. Kendini bildiFeridun bütün bu münakaşa sı salona girmiş olan yaşlı uşak Hü ğirdenberi her derdini çeken, her zaman Leylâ kızclığını belli etmek istemez, müstehzi olurdu. Fakat rasında hiç sesini çıkarmamış, hat seyin kızın önüne dikilerek, yapma kabahatini örtmeğe uğraşan emekbu sefer gözlerinde sade istihza de tâ iki kadının yüzlerine büknıamıştı der gibi başını salladı ve: tar Hüseyine. ğil bir emniyet. bir meydan oku bile. Sade servis yapan gene uşak Var, ama dedi. sen eski kafa Bsbanız hemen sizi çağınyor. yuş vardı. Gül sinirlenince kendini Ahmedin yüzü evvelâ sararmış, :on Söyleyecekleri var, çok mühim, çok lısın. Istediğin kadar ben de insatutamaz atak olurdu. Gerns öyle ra kızarnııştı. Leylânın son îözle güzel şeyler, dedi. nım de, aşktan, kıskançlıktan anyapU. Asabi kahkahalarla gülme rinin üzerine de gözlerinin içi gül Gül manyatizma olmuf gibi Hü layamazsın. Hem artık benim işledü. ğe başladı: seyinle beraber dışarı çıktı Yal rime karışma kuzum. Eskisi gibi Gül yerinden fırlayarak: nız kahnca Hüseyin gene kızın ku çocuk değilim. Bugün gitmeye k»lkmı»sın. Sus, diye bağırdı. Evimize aç lağına iğilerek: tki basamak çıktı. Sonra birden Sonra neden kaldm?. Bsbamı mı geldin, buraya sığındm, (imdi a'Um Küçük hammım, yavrum, yan durarak kat'i bir segle: bırakamadm, yoksa dayak mı tath oldun da bana terbiye dersi mi hf hareket ediyorsun, dedi. Biraz Nefret ediyorum, dedi. TMBVgeldi? Zavallı Leylâ seni dövmüş vermege krlkıyorsun. sinirlerine hîkim olmasım öğren. vur edemeztin bu kadından nasıl değil mi? Bu sefer Fer;dun başını kaldırdı, nefret ediyorum. Nefret etnaenln de Hayır yanılıyorsun fekerim Güle bakıyordu. Gözîerinde öyle Bak o kadın nasıl sakin. Mshsus seni sinirlendiriyor. N;şanlının ya» ne demek olduğunu bilir misin? Gitmemem için yalvardı, acıdım bir mana, öyle bir hiddet vardı ki Hüseyin acı acı gülümsedi. nında küçük düşürmek için yapıkaldım. kız şaşırdı ve birden söyledikleri yor. Nişanlını seviyorsun değil ml7 Bütün ömrümde ujaklık ettlm, Bastonu ile mi yalvardı? nin ona da dokunduğunu anladı. dedi. Evet Leylâ çatalı bıçağı elind?n bırakLeylâ tabağına bir teftali aldı, Şu halde boyuna kavça etme. Yanl ne demek istiyorsun? tı. Başını geriye doğru atarak kar hep gülümsüyordu. Elimde değil Hüseyin. Bümi Nefret etmenin ne demek olşısındaki büsbütün kızaran kıza Yanılıyorsun Gül, dedl. Ben yorsun, bilmiyorsun. duğunu iyi bilirim! baktı. Griye çalan yeşil gözleri kur sizin evinize sıgınmadım. İyi bir Merak etme, Hüseyin her «e Gül gene arkuını dSndfl. Hırala şun gibi sert olmujtu. Haufçe gü aileden yirmi altı, yirmi yedi yayi bilir. Sen biraı aabırlı el. Her merdivenleri çıkmağa devam etti. lerek: aında güaal bir kıaîm. Bakan b« Hy düzelecak. HOMyin kendi keaduıe aSyltair gl A.OA.M GİRDIA bi: Gül, uşağın tdzünü bitirmesini tu. Sade bir jey hissediyordu. O Ne olurdu, dedi. YOzun gibi beklemeden bu sefer iki kolundan nun elinin temasıru, kolunda parahlâkın da annene çekseydL Baba yakaladı: maklannm tazyikını. Hiç konujnın hırçınlığını almasaydın. Hüseyin, babam ölmemeli! ır.uyorlardı. Bir şey söylemeğe ShGül gene birden döndü. Adeta Evet, baban ölmeden bu k.id;n tiyaç hissetrniyorlardı. Bu küçücük bağırdı: bu evden gitmeli.. temasla birleçmiş gibi idiler. Birbi Hüseyin benl çıldırtma. NereGül tekrar ettl: rini çeken iki parçanm birleşip halde ise beni kabahatli çıkaracaksın. Babam ölmemelil. lolması gibi. Bu küçücük temasta Görmüyor musun gu kadının halini. Ko;arak merdivenleri ejictı. Hü öyle tekmil bir anlaşma, öyle tam Nasıl süsleniyor. seyin olduğu yerde kalmıştı. Haiin bir revk vard: ki fazlasını arsmadı Gül, kızım, aen ıade kadının den bir şeyler dü^ündüğü. blr ka lar büe. Ateşböceği hâll yanıp söfOzelliğini düşünüyorsun. Ya ba rarlar verdiği belli idi. Sonra ak nüyordu Muhakkak ki bahç* meban ölürse! lına yeni bır sey gelrnifl gibi nrıttı. sud hayvancıklarla dolu idi. Nihâ Babam ölura* mi? Neden ba Elini trabzana vurarak > tamam, di yet adam panr.akiarını biraz daha bam olsün? ye düşündü, bagka çare yok, ihtiyar sıkarak: Çünkü baban yaşlı, haîtalıklı. bunak belli etmek istemiyor ama Leylâ, dedl. Babam bu kadından ayrılmadan ö karısına fena tutkun, kolay kolay Leylâ ancak içinden tFeridun» lürse biliyor musun ne olacak? bırakmaz Haydi Ilüseyin güster diye mukabele edebildi. Fakat ne Ne olacak? kendini. Bir taşla iki kuş! Otuz se bir ses, ne de bir hareket. Olduğu O kadın da «enin kadar zen ne. Küfürlerini, lânetlerini dirJe gibi durmakta devam etti. Gözleri gin olacak! dim baykuşun. Gül de rahat eder». hfelâ atpjböceğine dikili idi. Ama Gül s,aşaladı, sersemledi, tabit öy Pıtırdı etmeden geri döndü, merdi artık bir şey görmüyordu. Adam le olacak. Fakat bunu hiç düşün venleri inmeğe başladı. tekrar etti: memisti. Bu müthiş bir şeydi. SerLeylâ sofradan kalkınca doğru • Leylâ, bi'.mersln, tasa\rvur e best, zengin Lej'lâ. Birden Hüseyini salonun önündekl terasa çıkmıştı. demeî=in seni nasıl istiyorumkoluna yap:sarak aarstı: Genzini baygm bir hanımeli kokuLeylâ ne hayret etti. ne de kız Babam neden ölsün? Ne de su doldurdu. Bshçede bir ateçbö dı. Feridun daha bir sey söylememek istiyorsun çabuk, söyle. Ne de ceği dolaşıyordu. Gözleri onun ya den bunu anlamıştı. Kendini sademek Utiyorsun? Babamın öyle bir mp sönen küçücük alevine daldı. ce, çılgınca is+ediğini biliyordu. Göğsüne ağır bir şey doldu. Bu gü Leylâ, benim olmalısın. Yalv*» hastaiığı yok ki! Evet, öldürücü bir hastaiığı zel kokulu temiz bol havada boğu rırım Leylâ benim ol.. Benim ol!... Kadının kolunu koj)3rrcak gibi yok ama ihtiyar, karısı gene, gii lacak gibi idi. Ve bircen arkasında bir ayak sesi duydu. Başını çevir sıkıyordu. Leylâ «zaten senir.im,» sel. Heyecanlnr, yorgunluklsr.. medL'n, kıpırdrmadan durdu. Kimin diye düşündü. Buhakkak ki başka Be| aenedir evli, bir ıey oîolduğunu büiyor, daha doğrusu hiç bir zaman şu andaki kadar hiç madı Evet ama e u m u ı belki Ley hissediyordu. Bir el çıphk kolunu bir erkeğin olamıyacaktı. Fakat ruttu, sıktı. Bir ?ızı bütün vücudü kendini de tanıyamadığı kalın, dik lânın acelesi yoktu. ne yayldı. Beyni durrnuı, hattâ blr te«l« Y«ni |imdl •ankl kalbi durmuş, neiesi du:mua
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle