18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SFKft 10 Eylâl 19S4 DOGU BÖLGESİNDEN RÖPORTAJLAR : Erzurum treninde tras bıçağile nasıl ameliyat oldum? Güze! bir yaz gücü İstanbulda, Ysşilköydeyim. Günlerden pazardı. Hava güzel, sıcak, deniz çekiciydi. Birkaç arkadaşım Yeşilköydeki fakirhaneye gelip «Haydi denize girelima deo.iler Beş dakika sonra Marmaranın tatlı sularında yüzüyorduk. Ne kadar yüzdük, bilmiyorunı. Yalnız bir aralık sahile çıkarken, denizin dibindeki keskin bir nssneye basmış olaeağım ki, sağ ayağımın tabanında acıyla kanşık bir yanaıa hissettim. Baktım: Tabanım kesilmiş, yarıimıştı. Böyle seyler denizde her zaman başımıza geldiği için ehemmiyet bile vermeöım. Unuttum gitti. Ertesi gün gazeteden «Erzuruma gidip, bir aylık eğitime tabi tutulan yedek subay ve erlerin röportajraı yapacaksın» dediler. Hemen telefona sanhp Erzurum uçağında yer ayırtmak istedim. Havayolları aeentasından (Yeni uçaklar gelineeye kadar Erzurum seferlerinin yapılmadığı cevabı verildi. Bu habere fena halde canırn sıkıldı ama yapacak hiç bir şey yoktu. Çaresız, fotoğraf makinemle çantamı sırtlayıp Doğu Ekspresine atladım. Pazartesi akşaraj Haydarpaşadan hareket eden tren, salı sabahı Ankaraya vardı O akşam saat 8 de Kayseriden geçtik ve ben saat 22 de yattım. Rüyamda biçitnsiz biçimsiz şeyler gördüm: Kâh kutublara gidip soğuktan donuyorum, kâh Afrikan a göbeğinde buram buram terliyorum, b'.r aralık Frankeştayn karşıma dikiliyor, biraz sonra Drakula boğazımı sıkıyor... Ter içinde uyanıp doğruldum. Saat 01 dL Sıvas istasyonunda duruyorduk. Kendimde müthiş uır titreme ve ateşls kanşık acaib bir hal hissettiğim için koridora çıkıp biraz hava almak istedim. O zaman anladım ki sağ ayağım olduğu gibi kütük kesilmiş. Yere bastığım zaman acıdan «Meded Allah!^» diyorum. Dizkapağımın kenarı ve kasığım taş gibi olmuş. Kendimi zorla koridordaki iskemîeye atıp açık pencersden gelen havayı ciğerlerime doldurdum. Bendeki bu hal neydi aceb? Neyse ki tesadüfen oradan geçen yatakh vagon memuruna trende bir doktor bulunup bulunmadığını Eordum. cVar, dedi. şimdi istasyona indi ama nerdeyse gelir.» Hakikaten doktor iki dakika sonra koridorun öbür ucunda görundü ve o bana doğru ilerlerken tren de Sıvastan hareket etti. Yüzbaşı rütbesindeki bu adcerî doktor ?ayet kibar bir adamdı «Neniz var?> diye sordu. Anlattım. Muayene etti Sonrs: «Tamam, dedı, siz ienfanjit olmuşsunuz.» Lenianiit mi? O nedir Allahaşkına' Yani geçen gün denizde ayağınız derince kesilmiş. Mikrop kapan yara apse toplamış ve bu zehir yuvası (lenf) ler yolile bacağınıza ve vücudünüze yayılarak sizi zehirlemiş. Bu biçimsiz bir hastalıktır azizim. Sizi son derece halsiz düfürür ve ateşiniz de 41 e kadar yükselir. Ne nisbette tehlikelidir? Siz cahil bir üısan değilsiniz. Onun için anlatayım: 10 saat zarfmda kat'î müdahalede bulunulduğa takdirde bu derdi nisbeten kısa zamanda atlatabilirsiniz. Fakat dah« fazla gecikirseniz, hayatınız dahi tehlfkeye girebilir. Demek ki durum ciddî. Peki müdahale dediğiniz şey nedir? Ne yapmamız lâzım? Yapılacak şey, bir yandan yarayı ameliyatla temizlemek, diğer yandan da devamlı penisilin iğnesi vurmaktır. Fakat şu anda öyle bir yerde bulunuyoruz ki, bu saydıklanmdan hiç birini yapamıyacağımızdan korkuyorum. Şahsan ben izinden dönüyonım. Üzerimde tedaviye yarayacak herhangi bir şey yok. Ama belki de trsnin ecza dolabmdan istifade edebiliriz. Bunun üzerine yatakh vagon raemuru acı acı gülümseyerek: Beyler, dedi, trende bir ecza dolabı var ama içindeki ilâçlann ne cins şeyler olduğundan krmsenin haberi yok. Çünkü bu dolap mühürlü olup âcil vak'alarda dahi ancak Demiryollan müfettişlerinln veya diğer yetkili memurlann müsaadesiie açıiabilir. Trende böyle bir kunse yok. Şu halde dolabı açamayız. Ve esasen o dolap yıllardanberi kapalı durduğundan, muhakkak ki içindeki ilâçlarm da çoktanberi hükmü geçmiştir. Bu hrzın itiraf karşısmda donduk, kaidık. Şu ecza dolabmın durumu. bizdeki kırtasiyecilik zıhniyetinin şaheser bir örneği olarak karşıımzda duruyordu. Doktoria birbirimize bakıstık. PsKi. dedi doktor, Sivastan Bynldiğınuza göre penisilin ve ameliyat âleti bulabüeceğimiz ilk istasyon rtsresidir? Memur bir müddet düşündükten sonra: Vallahi, dedi, Erzincandan önce hiç bir yerde bunlan bulamazsmız, Isterseniz ara istasyonlann birinden Erzincana tel çekelim de bizim için istasyonda bir cerrahla kâfi miktarda penisilini hazır bulandursuniar. Çok iyi olur. Sen bu işi yap. Peki Erzincana ne zaman varacağız? Normal olarak yann sabah saat 10 da. Şu halde en azından 9 saat bek"lememiz gerekiyordu. Yapacak hiç bir şey yoktu. Doktora teşekkür ederek yatağıma girdim. Girdim ama bittabi uyuyamadım. Çünkü zehir vücuduma büsbütün yayılıyor, beni büsbütün halsiz düsürerek ateşimi devamlı bir tempoyla yükseltiyordu. Ve ben, elim kolum bağh, vücudümun gitgide artan zehirlenmesine tevekkülle boyun eğmek zorur.daydım. Düşündüm ki bu hâdise demiryolu güzergâhmda, yani prensip itibarile medeniyet şeridinin uzandığı ve dolayısile medeniyetin girmiş olması gereken bir yerde cereyan etmektedir. Yıl 1954 tür. Türkiyenin hayret verid hamleler yaptığı belirtilmektedir. Ve medeniyet yanşında sür'atle ilerliyen Türkiyenin bir ferdi olan ben, yatakh vagonda Azrailin insafına sığınmak zorunda bulunuyordum. Bir de memleketimin kuş uçmaz, kervan geçmez köşelerinde yaşıyan vatandaşlanmın içinde bulunduklan şartlan gözümün önün.e getirdim. Onlar bu şartlar içinde hâlâ yaşayabildiklerine göre muhakkak ki insanüstü varbklardı. AnlaşUan çilemiz katmerliymiş. Çünkü Sivastan aynldıktan üç saat sonra zifirî karanlıkta durduk. Lokomotif bozulmuş. İmdad lokomotifinin yetişmesi icin Sivasa tel çekildi. Yeni makine tabii üç saat sonra vak'a yerine ulaştı. Böylece çok kıymetli bir zamanı kaybederek volumuza dsvam ettik ve uzatnr yalım, 12 saatte Erzincanı bulduk. Fakat hayret! Çekilen tele rağmen istasyonda ne cerrah vardı, ne de penisilin! Trenimiz de biraz sonra hareket etti. Erzuruma akşam saat 18 de varacaktık. Yani daha 6 saatlik yolumuz vardı. Sivastanberi zaten 12 saat kaybetmistik. 6 saat daha hiç bir müdahalede bulunulmazsa halimiz nice olurdu? Bu sırada tabib yüzbaşı, beraberinde iki kişiyle başucuma geldi. Bunlardan biri bakteriolog doktor Ethem Utku, diğeri de Erzurumc^aki askerî (Çakmak) hastanesinin operatörü Yüzbaşı Celâldi. İkisi de son derece kibar ve cana yakın insanlar ama bilhassa Yüzbaşı Çelâl.n hafızasına hayran kaldım. Bu zat bana bakar bakmaz adımm Şahab olup olmadığmı sordu. «Evet ama beni nereden tanıyorsunuz?» diye sordum. Gülümseyerek: «Sizinle bundan 15 yıl önce Kınahadada bir davette tanışmıştık.» dedi. Onun tam aksine. sima ve isim hafızam pek zayıf olduğu için doktorun bu sözl.?rine cidden hayret ettim. Her üç doktor birlikte durumu gözden geçirdikten sonra Erzuruma varmadan önce ameliyat lüzumu üzermde mutabık kaldılar. İyi ama amelivat neyle yapılacaktı? Nihavet Doktor Celâl: Sizce bir mahzur yoksa elde bulunan en iptidaî çarelere başvuralım, dedi. Bu teklifi memnuniyetle kabul ettim Bunun üzerine üçü birden seferber oldular. Biraz sonra da, yolcuların birinden pamuk, diğelinden alkol. bir üçüncüsünden de kullanılmış bir traş bıçagı bulup geldiler. Biraz canınız aayacak ama ne yapahm*1 dediler. Kadere boyun iğdik. Yol almakta olan trenin sallantısı arasında Doktor Çelâl sağ ayaeimı kavradı, mikrob yuvasının üstünü alkolle temizledi .sonra... Öf... Çok tadsız bir ameliyattı bu... Herhangi bir uyusturma yapı'madıgı için, keskin jiletin vücudume giriş çıkışlarını biitiın teferruatile hissediyor, fakat çaresizlik içinde tırn.>klanmı yatağa geçirerek sesimi bile çıkarmıyordum. Nihayet iş bitti, doktor yarayı temizledi ve sargı bezi de olmadığı için. ç^ıntamdan çıkardığım temiz bir mendult avağımı sardı. «Geçmiş olsun. dedi. ŞinHi Erzuruma kadar böyle yatın. Orada penisilin tedavisine başlarsınız.» Bir an durup gülümsedi .Sonra: Gene şükredin ki trende üç doktora birden rastladınız. dedi. Ya biz olmasaydık ne olacaktı? Doğru. Ya onlar da olmasaydjlar, ne yapacaktım? Dilim döndüğü kadar kendilerine teşekkür ederek yatağa serildim ve tekrar saatlerin geçmesini beklemeğe koyuldum. Nihayet saat 18 de Erzuruma vardık. Nasıl kaikıp giyindim ve trenden inip bir otomobille kendimi otele attım, bilmiyorum. Çantamı odaya bırakır bırakmaz ilk penisilin iğnesini yedim. O geceyi böylece atlatıp ertesi gün soluğu Nümune hastanesinde aldım. Orada da doktorlar bir araya gelip baktılar. Sonunda: Kardeşim, dediler, siz neden hâlâ ayakta geziyorsunuz? Canınızdan mı bezdiniz? Yok, dedim, daha bu dünyada yapacak işlerim var. Öyleyse hemen sizi yatıracagız. Ve dedikleri gibi oldu. Günde ikişer posta penisilin yiyerek tam beş gün hastanede kalıp gibi yattım. (Kahp gibi) diyorum. Çünkü saf ayağımı da tabandan kalçaya kadar (atel) dedikleri bir cins kalıba ahp uzartılar ve askerî mevzularda röportaj yapmak üzere Erzuruma giden bendeniz, hastanede geçirdiğim o upuzun eünler ve geceler boyunca, trende kaybettiğim 18 saatin acısmı çektim. Bu benim Anadoluya ilk çıkışım değildir. 12 yıldır gazetecilik meslepinde çalısıyorum. Bu yıllar zarfında yurdumu çok gezdim ve gezmekten de zevk duvanm Fakat MJ son hâdise b?na bir şeyi iyice belirtti: Cumhuriyettenberi gelen giden bütün politikacılar memleketin Cumhurreisimîz dün Yugoslavyadan ayrıldı (Baştarafı 1 inci sahifede) daki sahil bataryası Türk Devlet Reisini 21 pare topla selâmlamış, Savarona gemisi de buna mukabele ederek Devlet Reisimizi ve müttefik Devlet Reisi Mareşal Tito'yu selâmlamıştır. Mareşal Tito ile çok samimî bir şekilde vedalaşan Reisicumhurumuz gördüğü hüsnükabule teşekkür etmiş ve bilâhare Savarona'nın attığı 21 pare top arasında, Mareşa! Tito Savarona okul gemisini terketmiştir. Bundan sonra mahallî saat i'.e 18.30 da Savarona refakatinde altı muhrib olduğu halde Türkiyeye mütevecciben Brioni adası açıklanndan aynlmıştrr. Bayarın basuı konferansı Cumhur Başkanımız, hareketinden evvel Brioni adasmda Jadranka köşkünde bir basın konferansı yapmıştır. Bayar yetmişten fazla yerli, yabancı ve Türk gazetecilerinin bulunduklan bu konferansta ezcümle demiştir ki: « Sulh yolunda mukadderat birliği yapan iki millet birbirini tanımak hususunda büyük birer fırsat elde etmişlerdir. Mareşal Tito'nun memleketimizi ziyaretle, Türk milletini görmüş ve onun görüşlerine vukuf kesbetmiş olması, bilmukabele benim de burada takib ettiğiniz politika hususunda Yugoslav milletinin görüş ve düşüncelerini tesbit etmiş olmaklığım çok kıymetli olmuştur. Sizlere kısaca hulâsa etmek isterim, Türkiyenin gayesi, millî hududlan içinde mss'ud ohnaktır. Sulha hizmet etmektir, muasır medeniyet içinde garb medeniyetinin büyük feyzi ile kabul edilen yolda ileri merhaleler katetmektedir. Bu arada şunu da söyliyeyim ki biz yurdda ve cihanda sulh nazariyesini takib ediyoruz. Bu düstur bize Şefimiz Atatürkten miras kalmıştır. Bunu yürütmek yolundayız. Şunu da ilâv.s edeyim ki, sulhperver ve insanî duygulara dayanarak her hangi yüksek bir prensip, maddi ve manevî müeyyideleri olmadıkça ayakta duramıyor. Türkiye sulh istiyor, iktısadî kalkmma istiyor, fakat bütün bunlan yapabilmek için kuvvetli olması lâzımgeldiği kanaa+indedir. Kendisine iyi bir ordu hazırlamış, iktısadiyatına kıymet vermiştir. #Ancak bu suretledir ki maalesef bulanık bulunan dünya sulhuna hizmet etmenin kabü olacağına inanmaktadır. » Mareşal Tito'nun ve Reisicuınhurumuzun nutuklan Brioni adası, 9 (a.a.) (Anadolu Ajansmın hususî muhabiri büdiriyon) Reisicumhurumuz Celâl Bayar şerefine bugün Brioni adasmda Mareşal Tito'nun vermiş olduğu veda ziyafetinde, yemeğin sonlanna doğru söz alan Mareşal Tito ezcümle demiştir ki: « Türkiyeyi ziyaretim esnasında, ne derece her sahada büyük hamleler yapmakta olduğunuzu pör düm. Atatürkün yüksek irşadlarınm çizdiği yolda ilerleyen Türkiye. geri bir memleket halinden çıkıp ileri bir memleket haline gelmiştir. Bunu miişahede etmekle bilhassa bahtiyar oldum. Türk milletinin yüksek manevî s>?viyesinl bütün kalbimle takdir etmekteyim. Bizim milletimiz de tıpkj Türk milleti gibi hürriyetini ve istiklâlini seven bir millettir. Türkiyeyi ziyaretim esnasında Türk milletinin düşünoslerini ve ideallerini de yEkmdan tanımış oldum. Bunlar da bizim milletimizin fikir ve idealleri gibidir. Türk milletinin Balkan andlaşması hakkındaki fikirlerini tesbit etmekle de mes'ud olmuştum. Bu fikirleri eminim ki saym Bayar da burada Yugoslav mületinde tesbit etmiş olacaktır. Balkan ittifakı. görülüyor ki, yalnız siyaset adamlannın politikalanna değil, aynı zamanda milletlerin de hayat ve ideaîine dayanmaktadır. Milletlerimiz arasındaki dostluk bağîannm takviyesi bahsinde muh terem Türk Reisicumhurunun Yugoslavyaya yaptıkları bu ziyaret çok büyük bir kıymeti haizdir. Bu ziyaret esnasında, kendi emniyetlerinin garantisini bu ittifakla aören Yugoslav milleti Türk Devlet Reisini caddelerde hararetle alkışlamıştır. Halkı caddelere getirmek belki kolaydır. Fakat onların kalbine muhabbeti sokmak ve bu muhabbetin tezahürünü onlara göstermek kolay değildir. Bunu ancak bir millet, içinde duyduğu zaman gösterebilir. Sizden bir tek rioam vardır, muhteremı Bayar, memleketinize döndüğünüz zaman halkımızın ve hükumetimizin hissiyatını Türk miUetine ve Türk hükumetine ifade ediniz. Kadehimi müttefik Türk milletinin saadetine kaldırıyorum.» Bilâhare Reisicumhurumuz Celâl Bayar şu mukabelede bulunmuştur: « Milletim ve memleketim hak kuıda ve maneviyatma bağh bulundugumuz Atatürk hakkındaki sözlerinden dolayı muhterem Mareşala bilhassa teşekkür ederim. Türkiye medeniyet camiası içinde mevkiini almak ve muasır medeniyet ailesi içinde vazife görmek azmindedir. Mareşahn memleketimizi zi>*areti, memleketimizi görüp tanmıış olması bakımmdan, şayanı memnuniyettir. Ben de buraya geldiğim zaman Yugoslav milletinin, memleketimiz meseleleri ve cihan sulhu hakkındaki düşünoslerinin Türk milletinin düşüncelerile aynı olduğunu gördüm. Kadehimi Yugoslav milletinin şan, şeref ve refahına kaldınyonım.» Miişterek deklarasyon Brioni adası, 9 (a.a.) (Anadolu Ajansmın hususî muhabiri bildiriyor:) Reisicumhurumuz Celâl Bayarm Yugoslavyaya yaptığı ziyaret sonunda her iki Devlet Reisinin müşterek deklarasyonu aşağıdadır «Yugoslavyadaki karşılaşmamız fevkalâde hararetli ve dostane bir hava içinde cereyan etmiştir. Bu karşılaşmamn her iki memleketimiz arasındaki işbirliği ve dostluğun inkişafına ehemmiyetli surette yeni bir destek olacağına inanıyoruz. Ankara andlaşmasuıda gayet mes'ud bir şekilde kendini göstermiş olan bu işbirliği, Türkiye Yunanistan ve Yugosla\*j'a arasında imzalanmış bulunan ittifak, siyasî işbirliği ve karşıhklı yardım andlaşmasının intacile de kuvvetli bir şekilde teyid edilmiştir. Aramızdaki devamh ve doğrudan doğruya temaslarla müşterek menfaatlerimizi ilgilendiren siyasi meseleler üzerindeki görüş teatileri bu sıkı ve umumî işbirliği hususundaki müşterek kanaatimizi ortaya koymuştur. Aramızdaki bu işbirliği her iki memleektimizin millî hayatlannın bütün sahalarında da daha büyük bir hamle ile Jevam edecektir.» Resimli Romanımız Vaıan: UEUKUE 23 SIMKNON SAKSI Ö'LDÜKÜKSBM NAFILE ÖUIl ^ACAgA meıa/se iıe SUYA OALW^} WLO'~ CANLI YAKALA IF*K3% Hk*f/1Ar LÂZ/M... ^8JİŞÜ • L J ? / « POI / s. ^ W3al VURDUkMU?... $SSV?JA s/zMi s/İAfA ever... Hezîf SUYA HİÇ S£S YOK.: ACAgA BOC OÜMU?n. YOteSA AV OAMI K 0 1w PROF. NIMBUSun MACEB ALARI: m DÜNYA KABİKATÜBLEBİ: Ankara İzmir bisiklet yanşı sona erdi Izmir 9 (aa.) (Yanşlan hususî surette takib eden muhabirimiz bildıriyor): 1 eylulde Ankaradan başhyan Ankara İzmir bisiklet yanşı bugün şehrimizde sona ermiştir. Bu müsabakayı Ankaradan İzmire kadar en az saatte kateden Eskişehir Demirspor kulübünden Said Toy birincilikle gene Eskişehir Demirspor kulübünden Celâ! Fidan ikincilikle, İstanbuldan Kemal Ertürk üçimcülükle bitirmişlerdir. Ankaradan izmire kadar yanşı en az saatte katederek derece alan bisikletçiler şunlardır: 1 Said Toy (Eskişehir) 2 Celâl Fidan (Eskişehir) 3 Kemal Ertürk (İstanbul) Ankara İzmir yarışının birinciliğini kazanan Said Toya bisiklet federasyonu tarafından konulan bir yanş bisikleti verilmiştir. YA2ISIZ... Baba, büyüyünce ben de annem gibi bir erlceff edebilecek miyim, acaba? Londra 9 (A.P.) 44 yaşrndaki çelik işçisi Ted May'ın tek başına, refakatsiz olarak, Manş denizini geçmek üzere yaptığı ikinci teşebbüs esnasında kayboluşundanberi kendisini bulmak için havadan ve denizden yapılan bütün araştırmalar bir netice vermemiştir. Dün güneş batarken, 9 çocuk babası yüzücüyü bulmak için mevcud son ümid ışığı da söndüğünden araştırmalara son verilmiştir. Dover tahlisiye gemisi üssüne çağınldığı gibi uçaklara da meydanlann a dönmeleri bilcYilmiştir. Inadcı yüzücü yamna sadece için (Baştarafı 1 inci sahifede) de konyak, sandviç ve sinyal iâmİlk malumata göre zelzele 1000 baları bulunan bir otomobil lâstiği kişinin ölümüne sebebiyet vermiş alarak çarşamba sabahı saat 4,45 te tir. Yaralılar ise belli değildir. 24 Cap Gris Nez'den denize girmişti. saattenberi hastanelere nakledil i Kendisi akşam 19,30 da ingiliz samekte olanlar arasında kafatasları j hillerine varacağını umuyordu. Aparçalanmış olanlar ekseriyeti teş raşUrmalara katılan kıyı muhafızlanndan biri «30 saat bu sular kil etmektedir. içinde kalan birisine kaybolmuş Muhabirler 15.000 kişinin evsiz kaldığmı bildirmektedirler. Enkaz nazarile bakılabilir, daha fazla aaltmda kalanları kurtarmak için raştırmak boşuna olur. Geride kaordu seferber edilmiştir. Fransız lan tek ümid, yüzücunün radyo tenükumeti de acele yardım gön sisatı oLTiıyan ufak bir tekne taradermiştir. Su depoları da yıkıldı fından kurtanlmış olması ihtimaliğından ciddî bir durum husule gel dir» demiştir. Aynı yüzücıi, geçen ay da buna benzer bir teşebbüste miştir. Maddî zarar 10 milyar frank tah bulunmuş, fakat hareketinden 9 saat sonra bir gemi tarafından kur min edilmektedir. tanlmıştı. Manş denizini ken kaybolan yiiziicü bulunamadı bir idam kararı thgilîz hükumeH Kıbnsı Yunanislana veremaz! (Bastarafı 1 inci tahifede) Cezairde şiddetli ve tahribkâr bir zelzele oldu Balkan islişarî meclisi kurulacak (Baştarafı 1 inci sahifede) başlanmıştır. Balkan irtişarî meclisi. Türkive, Yunanistan ve Yugoslavya parlamentolanndan seçilecek aynı sayıda azalardan teşekkül edecektir. Balkan istişarî msclisi her üç memleket arasındaki işbirliğinin bütün siyasî, iktisadî ve kültürel sahalara intikali için tedbirler almması hususunda hükumetlerins tavsiyelerde bulunacaklardır. Bu husustaki statünün hazırlanması için Dış İşleri Bakanhğmda bir komisyon teşkil edilmektedir. M köy arasında kanh bir kavga dev adunlarla ilerleyişinden dem vurmayı âdet haline getirmişlerdir. Fakat hakikat şudur: Bu memlekete tren, otomobil. vol, uçak gibi ceşidü medenî vasıtalar girmiş olmakla beraber, trenin, otomobilin ve uçağın uzandığı yerlere gerçck medeniyet henüz girmiş değildir. Bir kere medenî imkânlar bakımından dava budur. Sonra bizde dünyanm bugünkü medenî anlayışına ayak uydurmak lüzumuna inanan politikacılann sayısinı doğrusu me Londra, 9 (Anka) İnşaat Verak eder oldum. Öyle ya, bir trekâfeti tarafından açıklandığma gönin içindeki ecza dolabmm açılabilmesi için müfettişlerin mevcudi re, İngilterede ağustos ayı zarfmda yetini zarurî kılan bir zihniyetten 30159 ev yapılmıştır. diyelim ki benim bugün haberim SATILIK oldu. Fakat şu zevat bunu hâlâ da mı bilmezler? Prensip itıbarile bilmeleri normal olacağına göre. o takdirde bu mevzuda ne | Beyaz lâke Lui Kenz bir düşünüıler? salon takımı satılıktır. SaKısa netice: Bugünkü şartlar at 9 dan 15 e kadar 80501 içinde veresiye yajıyoruz! No. ya telefonla müracaat İngillerede bir ayda 30.159 ev inşa edildi Karyon köylüleri Abdullahm gelrr.esine rıza göstermiyerek mâni olmak istemişîerdir. Bu yüzden Abdullahın adamlarile Karyon köylüleri arasında büyük bir kavga zuhur etmiş, kavgaya bilâhare Şehbaha köyü halkı da katılmıştır. Neticede Karyon köyünden Meh med Doğan, Mehmed Çelebi, Şehbaha köyünden Osman Bakır ve 6 arkadaşı tarafından taş ve sopa ile dövülerek öldürülmüşlerdir. Diğer taraftan 16 kişi de kavga esnasmda yaralanmıştır. Bunlardan 4 kişinin yaraları ağırdır. Firarî suçlular jandarma tarafından aranmaktadır. (Baştarafı 1 inci sahifede) Kremlinin Atflee'ye hücumları (Baştarafi 1 inci sahifede) Salon Takımı Attlee'nin Pekinde yaptığı bir konuşmada. doğu ve batı bloklann n sulh içinde yaşayabilmeleri için Sovyetler Birliğinin silâhlan azaltması t«klifi Moskovada iniial uyandınruştır. Resmî Sovyet gazeteleri bugün Attlee'ye hücum eden yazıiarla do lunmuşrur: Nefi Demirlioğlu bşkatılığındaki bit görüldüğünden, 6123 sayılı ka «İngiliz hükumetinin Kıbna 1 inci Ağır Ceza heyeti, dün bir nunla muaddel T. C. K. nun 450 adasını Yunanistana vermesi mevkatili idama mahkum etti. Hatırlar nci maddesinin 9 uncu bendi muci zuubahis dahi olamaz. Yunanista» da olduğu üzere, bundan 5 ay 25 bince ölüra cezasile mahkumiyetine nın bu meselede tuttuğu yol maale gün evvel Büyükderede, Adil El temyizi kabil olmak üzere oybirliği sef yanhştır. Bu meseL. yabuz İn« kovarun sahibi bulunduğu dükkân ile karar verildi. giltere ve Türkiyeyj değil, bütün da son senelerin en korkunç cinaDiğer taraftan halen adlî emanet Atlantik Pakü camiasmı alâkadar yetlerinden biri işlenmiş, Hayri dairesinde bulunan maktüle Merye etmektedir. Bu bakraıdan YunanisUymaz isminde 20 yaşında bir ber me aid zatî eşyalann da, annesine tanın Birleşmiş Milletlere yaptığı ber çırağı, tnanav Memiş Uzunun teslim edilmesi karar altına alındı...» müracaatin bütün Batılı devletler 6 yaşındaki sağır ve dilsiz kızı MerAğır Ceza Reisinin tefhim ettiği tarafından reddedileceğine emiyemi kirletip, türlü işkenceler yap idam karan, katil Hayri üzerinde j nim.» tıktan sonra ip'e boğarak feci bir en ufak bir reaksiyon husule getirmemiş, mahkemede müdahil ola Türkiye MilU Talebe Federasyena şekilde öldürmüştü. görüşünü açıkladı n Bu müthiş cinayeti gayet soğuk I ^ bulunan zavallı kızm annesi İzmir 9 (TH.A.) Türkiye Milll kanh bir şekilde işliyen canavar Neriman «Yaşasm adalet!» diye Talebe Federasyonu 10 eylul 1954 ruhlu katil, aynı soğukkanUlıkla iki defa bağırmıştır. Katil Hayri, jandarma nezsretin günü Izmirde yapılması istenilen kurbanmı bir gazete kâğıdına sarbüyük Kıbns mitingi hakktnda mış, dükkânı kapadıktan sorja bir de salondan dışan çıkarılmış, bilekotobüse athyarak Taksime çıkmıştı. | lerine kelepçe gecirj^ikten sonra aşağıdaki görüşü açıklar: «Türkiye Millî Talebe FederasGece saat 23 te, cinayetini işlediği Cezaevine gönderilmiştir. yere dönen katil, tüyleri kıpırdaM. C. yonunun Kıbrıs davasuıdaki çalışmadan cesedi kucaklamış, dükkânm J ^ r k 8 ^ ^ e W yıla mahkum oldu malanndan biri olan bütün naemlebiraz ilerisinde, Hacet sokağmda i Bundan bir müddet evvel Kasım kete şamil Kıbrıs mitinglerindea duran bir sandala götürmüş, denize Pa§ada Fahrive Elbsşı ismmdeki ilkinin bugün 9 eylulde Izmirde yab i r k l n atmak isterken polisler tarafından I tabanca ile öldürmekten sa pdması tarafımızdan şiddetle arzusuçüstü yakalanmıştı| n l k Mustgfa Yürüyecekin 1 inci Ağır lanmış, ancak 9 eylul yalnızca İzİşte, bu tüyler ürpertici cinaye Ceza mahkemesinde görülen duruş mirin kurtuluş günü olma^p bir sona düşmanın mağlub edildiği gün olenriştir. tin beş aydanberi 1 inci Ağır Ceza r r a s l mahkemesinde görülen davası dün, i Suçu sabit görülen katil Mustafa, duğundan bu millî günün Yunankatilin idama mahkum edilmesile ^ Y1' a t ı r hapse mahkum edilmiştir. hlara cevab veımek suretile manasını kaybetmesine hükumetimizin sona ermiştir. razı olamıyacsğını açıklaması üzeri Ekseriyeti BüyükdereÜIerin teşne bu mitingin 10 eyluie bırakılkıi ettiği k3İabahk bir din'eyici ması kararlaşUrılmıştı. kütlesi önünde cereyan eden dünkü Kanunun bıze verdiğı haklara is(Baştarafı 1 inci sahifede) ceîsede önce katil 3 sahife tutan tinaden 10 eylul mitingi için yapı» müdafaanamesini mahkeme heyetir.e grelerdeki ana mevzuîar üzerinde lan resmî müracaat kanun daıreibn>z etmiştir. Vekâlet görüşünün de tesbit edileKatil, müdafaasmda, ctnayetin ceği bu toplantıya askerî çevreler sinde tekemmül ettirilerek fiiiyat tafsilâtını en ince teferruatına kadar de büyük bir ehemmiyet atfclun sahasına dökülmüştü. Sayın Bsşvekilimizin beyan ettikleri gibi Turanlattıktan sonra, 6 yaşındaki sağır maktadır. kiyede japılacak mitingler bir muve dilsiz yavrunun hâdise sırasmÖğrendiğimize göre topiantı yada sükuf etmesini, fiilin devamı için rın sabah 9 da Askerî Şura toplantı kabelei bilmisil olarak mütalea ebir sebeb olarak göstermeğe kalk salonunda başhyacaktır. Topiantıya dildığı takdirde, bizdeki miting yapmak teşebbüslerinin haklı oimış. sonra da, şahadetina Erkânı Harbiyei Umumiye Reisi madığmı iddia etmeğe de imkân mraz edıp; «Onlar görgüye müste • Orseneral Nureddin Baransel riya yoktur. Fakat, dost ve müttefik bir nıd hıçbir ifadede bulunmadılar!..» J s e t edecektir. Çahsmaların üç ana memlekette yspılan ve hatalı buldemiştir. j me\zu üzerinde cereysn edeceği duğumuz hareketleri bizier de teCinayet sahnesini en ufak bir ; yetkili kajTiak'ardan büdirilmekte şekkül olarak tekrarlamaktan imledamet hissi duymadan en mah i dir. Ysnn görüşülecek birinci mev tina edıyoruz. rem taraflanna kadar izah eden zu ordunun moral eğitimi meseleBaşvekilimizin son beyanatlankatil, müdafaanameîîin okunması '' sidir. İkinci ve üçüncü mevzuîar, nın bizim bu haıeketimizi yüksek nı müteakıb sandalyaya oturmuş, ' sosyal işler ve lojisti'< levazımdır. millî menfaatlerle bağdaşamıyaca» mahkemesin vereceği karara intizar Çalışmalar ar^sında bilhassa orduğını belirtmesi üzerine Türkiye etmiştir. nun manevî süâhlanmasmı kuvvetMillî Talebe Feder.syonu 10 eylul Ağır Ceza Reisi Nefi Demirlioğlu, ' lendirici esaslar üzerinde durula günü İzmirde yapılacak mitıngden heyetle yaptığı kısa bir müzakere caktır. şimdilik vazgeçrr.iştir. Bu vesile ile den sonra katile dönmüş: Toplantıyı Orgeneral Baransel de olsa, sayın Başvekilimizin Kıb« Kalk bakalım. Şimdi mahke bir konuşma ile açacaktır. Baransel, rısa aid hükumet görüşünü açıklamenin verdiği karan okuyacağım, bu konuşmasmda, Türk ordusunun malarında teselli buluruz.» iyi dinle!» demiş ve kararı oku kalkmması için esaslan tesbit edinuştun lecek olac programın ana hatlan « 15 mart 954 tarihjnde Büyük hakkmda izahat ve direküf verederede berber Adil Elkovanm 210 cektir. (Baştarafı 1 inci sahifede) sayılı dükkânında sağır ve dilsiz, Birkaç gün sürecek bu toplantı casını çekerek önce kansı Rahime6 yaşında Meryem Uzunun ırzma lara alâkalı şube müdürleri ve alâ ( i ölclürmüştür. Bilâhare kompusu şectikten sonra. suç .^eüller'ni yok kah personelin kctılacağı bidiril j Fahri Avşan ve Fîhrinin karısı .] etmek ve kendk.i cpzadan kurtnr mektedir. Çaışmalar üç grup ha ! Sultan Avşan da Ubanca kurşunmak maksadile iple .oğarak öldür [ linde devam edecek. alınacak neti ' îarile öldüren bu azılı katil köy rnekten maznun 934 dcğurr.lu lıer celer bilâha'e umumî heyet halinde halkı tarafından yakalanarak ja*» ber s»rağı Hayri Uymazın suçu sattoplamlaraJs karaı bağlaoacaktır. i darmaya teslim 5 senefik askerî plân Üstüsie 3 cinayet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle