Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 Afa«T«s 1954 vUIHnUKIzET ı f MERAKLI BAH1SLER İskoçya Hayaletleri "En iyi ilâc mideye uygun gelen yemektir,, Adam, doktordan dönen karınna: E, doktor n» dedi bakalımT. diye aordu. Perhiz yapmahymıgım. Et, balık, meyva, kızsrmış şeyler, baharatlı yemekler yememeli imişlm. Tabi içki kat'iyyen yasak!.. 1 Doktor senin ölmeni istemij . Canım, daha ne kaldı ki... Ağız tadı diye ne varsa hepsini bir kalemde silip süpurmüş.. boylesine ben gelemem doğrusu; ama senin yapacağını da pek ummuyorum. Hele uzun zaman dayanacağın |üpheli.. yoksa niyet ettin mi?. Bak, sayed öyle ise sana bol bol sabır temenni ederim. Bu konusma mide agnsından «iktyet eden bir kadınla boğanna düşkün bir koca arasında geçmektedir. Kadın, doktorun tavsiyelerine uyduğu takdirde sabah akjam bir çorba kâsesinin başuıda oturacak. Canının istediğini kocası yiyecek, bu da onun seyircisi olacak. Aynı çatı altında zor şey ama sıhkat bu, şakaya gelmez ki'. Her çeyin üstünde sağlık diyip durmuyor mujuz?. Perhir diyince aklınuıa hemen aç kalmak, nefsimizl körletmek, canımınn çektiği | e y l e r B v e ( i a etmek geliyor. Öyledir; Byledir ama perhız tadeee çorba kâsesLn» ka;ık sallamak değildir ki!.. Bakınız, perhiz yemekleri diye 40 çeşid yemek vardır. Hera de tatlısı ruzlusu ile.. fakat bunlardan her perhizlığinin kendine jarayanını seçmesi lâzım İ0S0ASLÎİ <f^ îskoçyada, hayaletsiz şato. hayaletsiz maautır bulmak kabil değildir. Bu diyarda, hayaleUer, canh insanlar kadar faal ve hareketlidir ler. Bunlara havaletten ziyade hort lak demek daha dofru olur. Çünkü hepsi, tarihî bir ölünün. gecelen rn^dana Ç1kan. Slümü ile alâkal, « m ü h i m hâdisevi hareketlerile canlandıran Uyfidır. manastır civannda kimse dolaşamı reddettl, kellesi de kesildi. Marie. bütün o gec*yi, hapisane yor, oralan, kuı uçmaz, k«rvan duvannın dibinde geçirmisti. Gü geçmet bale geliyordu. Sonra, kunı neş doğduğu zaman, kuzgunl siyah, kafa, faallyet sahasını genlaletti, Betuchamps allesl mensublanna parlak saçlan yer yer ağarmi|tıO zamandanberi, beyazlı kad.n musall.t olmaf. b.»l.dı• ° » * « . dive anılan bu nedimenin hayaleu. neredt olurs. olsun buluyor facia zaman ^ . n , ,air Chastelardm sahnesmi goderl onunde «mlancUboynunun vurulduğu ve gömüldu nyor, sonra ayaklannın d.bıne yu0 v e r d e i& gözükmektedir. Kaderın vârlamyordu. Zamanla, yumruk I ne garib tecellisidir ki, beyazh ka kadar ufalmıştı Bu kuru kafa, ele iskoçya hayaletlerinin en me?bin derairde» bir çekmeceye hunı Glamis şatosundaki hayalet dınıni'ehayaletini görenler ona ha geçirilip bile oradan kaçıp kurtulcan âşık oluyorlar, arük, o kapatılsa tir. Macbeth'in Kral Duncan'ı öl yaleti bir daha. bir daha görmek ağa muvafrak oluyordu Kuru m dürdü|ü sato diye meshur olan düşünmüyorlar. lnsan sesin» benzemiyen. l i ten başka bir Glamis satosunun bu havaleti. kaMarie'nin SaintAndrewes d a n m gtyade. ağlamalı, acıklı bir u, ... deki Abbaye şatosu galerisinde bu lumavı andıran yaygaralannı, buattır. Glamis ,atosunu vak ,1e ^ ^ ^ An B geımis olan Walter Scott, dolu gösterildiği zaman. güzel gözlerile, *"' * dizgin kosarak süvarilerile bera «ade esvabile. Marie Stuart arması *** ber. civar bir Eöle düşüp boğulan taşıyan madalyonile onu hemen ULansdree satosunun hortlaklan bu d5rt atın hayaletinden dehşetle ruyorlar. da şimdiye kadar anlattıklanmııbahseder dan afağı kalmıyan çaptft teylerdir. *** Tarife sısmaz bir korkuva kaŞato. 1457 senesinde, Sır Guy Rapılmıs, gemi azıva =»lmıs bu c'nt Çoğu masum. zararsız şeyler o | velstocke'un eline geçmişti. Müsrif, ata. binicüerile beraber. buaiin bile lan bu hayalctlerin yanısıra, kor kumarbaz bir adam olan Ravelsbazan civar kırlarda. doludizcm kunçlan da var. Meselâ, kendi a tocke'ın iblisle alışverişı olan bir kosarken tesadüf edenler vardır Gecen harbde. ucaksavar kuvvet ılesi efradını çok rahatsız eden ihirbaz olduğu söyleniyordu. Jelerine mensub bir tskoçvalı. bu Neville de Beauchamps'ın, küçül keyek »avaşlarda bir çok kimseleri dört ab görmüş. sflvarilerini Al müs bir kuru kafa seklindeki hort yere sermlftl, kendisi adeta ölüme lerbetliydi. man paraşütcüleri zannetmij, peş lagı, bunlardan biri. 1500 senesi civarlannda ya|amı; Str Guy, bir seyahatten dönfllerine düşmüştü Atlan gtSle kadar takib etti Orada, dordünün de eöle olan bu Neville. alabildiğine çap ıflnde. yanısıra bir zenci uşak geyuvarlsndığını, eöl sulannın, dört kın, alabildiğine kumarbaz. zevki tirmişti Bir gün, yaptığı bir »aygıatlının üstüne kapandıSını d»h ! n s düşkün bir adamdı Günün bi sızlıktan dolayı. elinl ayağını bafşetle gördü Göl, onu da beraber i rinde, rengin bir çulhanın kıana lattı. ağzına, burnuna, kulaklanna yutmustu Hâdiseve sahid olan bas I Bönlünü kaptırdı. onunla evlendi. balçık doldurtup biçareyi yer alklZ! ka birinin verdi|i ifade üzerine, \Fakat » öyle kötü oyunlar oy tmda bir tindana kapattın gölün dibinde ara?tırma yapıldı I *& *i, zavallıcık, evlendıkten ıki ' ir gece, Sir Guy, kendi ayannDört ata aid avak kemiklerile. t« s e n e s o n r a ö l d ö Neville, vicdan narkadaşlarile kafayı çektiği sısokak kapısı ?iddetle vurulkocvalının başı miğferlı cesedi bu zabına yakalandı, dunya zevlkerine veda etti. târiki dünya oldu. yalın kıhç dışan lundu Ne çare ki, ölen kadının, ftrladı. Akabinde korkunç yaygmtskocvanın kolejler şehri olan Saint Andreu.:. hortlagı en bol o j gözünü budaktan sakınmaz, ya ralar duvuldu. Misafirler sinirlenlan sehirdir Bilhassa, rastlayanın man bir maceraperest olan erkek diler, her tarafı araştırdılar, »ato korkudan ödü patladığı bir rpeceli kardeşi, Neville'den müthiî öç al sahibi meydanda yoktu. Bir daha rahibe» »ardır kl. şehirlilerden he magı aklına koymuştu Keşişin, da vüzünü gören olmadı. Neden aonra, büyük föminenin men hemen. görmiven kalmamıştır. SaintAndrews'in banndığı manasüstünd» duran Sir Guv'un koskoca Marie Stuart devrinde. Saint tın buldu. Bir gün, ikindi ibadeti saatinde, bir portreginin gerisinde, gizll bir Andrews'de, bfltün asılzadelerin bin canla Işık olduklan çok güzel yüreği intikam arzusu ye kin dolu kapı bulundu Şato sahibi bu kabir genç kız vardı. Bu genc k\t bu kardeş, keşislerin toplu bir hal pıyı da, bu kapırun ulastığı bir takendisi eibi güzel bir delikanhva de bulunduklan yere kadar sokul kım mahzenleri de bilmlyordu. gönül vermişti Fakat eünün birin mağa muvaffak oldu Kızkardesinin Mahzenler arastınldığı zaman, en de. ansızm. bir tas«;5ub buhranma ölümüne sebeb olan keşişi. ötcki dibdeki kısımda iki insan cesedi yakalandı nef^ini Allaha vakfs»t ler arasından seçtl, kılıcını çekti. bir bulundu Bir tanesinin kafatasında kellesini uçurdu Beden hâlâ bir tutam kıvırcık saç durume«e karar verdi, ailesine bı'e da j kafa. acı acı ulu yordu. Öteki cesed tamsmen mumnıimadan manastıra kapandı «ık ^ f r r e delikanlı derin bir ye'se düştü Kı yarak havaya yükselmi?, tavanı yalanmıştı, elinde bir kıhç vardı. Bueün, Lansdree şatosunda bekzın anası ve babasile anlaştı onu delip fjrlamış, damdan çıkıp gitçilik eden bir ihtiyar vardır ki. Sir manastırdan kacirmaag Varar ver mişti Cesedi, tantanalı âyinlerle göm Guy Ravelstocke'un hayalıne, şadiler. delikanlı manastıra gitti, veni rahibevi eörmek istediğini söv düler. fakat kafa kat'iyyen buluna tonun merdivenlerinde kâh yalnız ledi Lâkin. kız, kaıtısma öyle bir madı. Uzun zaman, manastınn et başma, kâh kellesi koltuğunun alhalde çıktı ki. dplikanlı manastırHa rafında. acıklı vaveylâlarla döndü, tında bir zenci refakatinde tesadüf bir dakika bile durmadan tersvüzü keşişlere dehşet saldı. Geceleri, ettığini söyler. döndü, Edinbure'a kaçtı. Sevgiliîi. dinl taassubu ufrunda ak;ını reddettiği erkekte kendisine karşı U nefret uvandırmak için bumunu < farha sarha yarmis. göz kapaklanm ve dudaîkannı kesml|, yanaklannı kızgın demirle dagiamıştı Delikanlı, Edimburg'da, ye'sinden intihar etti Çok aeemeden. genc rahibe de, vicNIVEA ile beslenmis dan azabından öldü. yemeklere bağlıdır.» derler. Perhize giren mide, «aira ve böb rek hastaları bunu bilirler. Hayatlarını ona göre düıenlerler. Hastalıklannm emrettiği yemekleri yemek suretile sağlıklarını korumaya çalısırlar. Lâkın bunu harfiyyen j tatbik edenler azdu. Çünkü evlerinde herkesin yiyebileceği yemekleri bulurlar. Vücudlerinin muhtac oldugu, sağlıklarını koruyucu yemekler her zaman pişirilemediği ıçın lokantalara gıtmeğe başlarlar. İşte »sıl fecaat bundan sonradır. Çünkü perhia yemekleri yapan lokanta yoktur. Bazı memleketlerde | perhizlilere yemek hazırlayan lokantalar görülürse de kifayetsizdir. Herke» onlardan faydalanamaz veya kesesini onlara göre ayarlayiroaz. Bu türlü lokantaların iyiligi, perhiz yemekleri pişirmekte mütehaısıs olan aıçılar kullanmasmdadır. Bu asçılar, mide hastalannın yiyeceği yemekle mesell safra *esesinden çekenlerin yiyecekleri vemefi ayırd edecek bir tecrübeye, bilgiye maliktirler. Çünkü ona gdr e yetiştirilmiılerdir. Onlann elın ! den çıkan merkur yemekler gayet lezzetlidir. Hastanın latihasını aça | cak «ekilde yapılmııtır. Bununla bersber hasta doktorun tavsiyelerinden aynlmamabdır. Lez zetlidir diye reçetesinde olmıyan yemefı yememelıdir. Buna gore sem §öz yani sahibi fallhiyet do«tor oluyor, demektir. Çünkü birine Dünyayı tehdid eden en büyük tehlike! Güneşin kavurucu şualarına rağmen cildiniz daima rarif ve kadife gibi yumtı*ak ve cazib kalır. Güneşe çıkmadan e v v e l her tarafjnıza iyice KREM NİVEA aurünüz. Âncak bu suretle gflneş banyosunun zevkini tatmış olursunuz. Simdi, bu rahibenin tıpkı. îskoçyalılara. tepeden hrnağa siyahlara bürünmü^, yüzü siyah blr peçe ile örtiilü elinde bir fenerle gözükmektedir. Yanma kadar yaklasmağa cesaret gösteren olursa bu hayalet durur. peçesini açar elindekl feneri yukan kaldırır. tarife sığmaı derecede korkunç yüziınü gösterir. iskoçya hortlaklan arasmdâ bir de. Marie Stuart'm, Marie isimll dört nedimesinden biri vardır ki • da bu genc rahibeninki kadar hazin bir maceranm kahramamdır. Bu Marie. Fransanın Dauphinee yerlilerinden. şair Çhj.stelardı delice seviyordu. Halbuki |air de Marie Stuart'a çılgıaca Ifiktı. Onun peçisıra Iskoçyaya kadar gelmişti. Bir gün. gizlice sokulduçu Kraliçenin yatak odasmda vakalandı, Kraliçeye hakaret suçundan idama mahkfım edildi Meshur Bayard'ın torunu olan bu Chastelard Cör'etli ve yiğit bir adamdı. Kraliçe onun ölümünü istemivordu. îdarn BÜkmünün üıfaz edileceği günden bir gun evvel, mahpus bulunduğu zindana. kendisine âşık olan Marieyi yolladı. Bir de yüzük göndermişti Eğer derhal Fransaya dönmeğe. oradan bir daha çıkmamağa aöz verirse kendısini affedeceğıni •öyletiyordu. Chastelard bu teklıfi «CI'AİHL'RİYET» in TEFRİRASI: Rastanelerde perhiz yemekleri pi şiren genç aşçı kadınlar dır. Onun için «her mideye göre faydası dokunan diğeri içın zararlı perhiz» demişlerdlr. Esaslı farkla olabilir. Misal: n dolayısile birinin yediğmi dığeri yiyemez. Meselâ kalb hastasına iyi Böbrek hastalan hiç tuzlu yemegelen yemek, mide hastasına zarar meli. Ateşli hastalara et dokunur. verir. Avnı şekilde bobreklerinden Kalb hastası az şekerle ıküfa etmeçeken için yenecek sey başkadır, li ve az su içmeli. Mıdesinden şikâanemi müptelâsı icin başkadır. Top ;eti olan çiy meyvadan ka;malı... tan almırsa ışin içinde incelıkler Perhiz ilmine vâkıf kimseler araolduğu görülüyor Bu, bir haz ve sında kendi yemeklerini kendileri tat meselesinden ötede bir mesele pişirenler vardır. Bu hususta ihtldır. Onda ağzın tadından ziyade sas yapmış doktorlar yardımcılarna midenin veva hasta uzvun daya perhiz yemeklerini pişirmesini öğnıklılık derecesi önde geliyor. retirler, bazı hastanelerde perhizli Öyle ise «perhiz ilmi» diye bir hastalar için vemek hazırlayan usilim var. Sağlık bahsinde herşeyin ta aşçılar kullanılır. Daha ziyade bunlar genc kız ve kadınlar arasınbir ilmi, bir fcnni olduğu gıbi Bu ilmin bılhassa ev kadınlanna Jan seçilir Bir yetişme ve öğretme maledilmesi ev halkmın sıhhati oa devresinden sonra i$ başına geçirilirler. kımından lüzumludur Tanmmış bir doktor şöyle divor: «En ı\i ilâc mideye uygun gelen yemektir,» İşe bu gözle bakılırsa yemek seçiminde tad değil, yarama, fayda görme pren^İDİ basta oel'vor Sa^e ve hafif yemekler, bu prensipe en çok uygun olanlardır Eskidenberi söylenen bu sözleri vabana atmar malı çok eski kitablarda bile • eıı vardır. «Saadetiimzi. sağhâımıza bocluyuz satlığımız ise vediğımız Hastabakımı pek ince ve çok dikkat istiyen bir iş olduğu ıçın bu Henc aşçıların anatomiden, hazım cihazlanndan gıdalanma fızıvolonsinden anlamaları lâzımdır. Hastanelere perhiz aşçısı yetiştirme kurs ları bir sene sürer. Bu müddet za fmda kurs müdavimlerine pehriz ilmine dair ne varsa onlar öğretilıı i Tsbıi yukanda soylenenler de bu aradadır. T. A. KREM NİVEA günc^e karşı değil ruzgâra, yağmura ve tokuğa karşı dahi cildinizi korur. U A D İ Y E Koru Parkta denizi her taraftan gören. denizden istifade imkânı bulunan sahıldeıı 50 m içeride asırhk rhlamur ve çam ağaçlarını havi 1075 metrekarelık nadıde bir arsa satılıktır Cephe: 27 m . derinlık 38 m . Muracaat. 10 17 arası Telefon: 47294. Deıken durdum Çumleyı ,anda bııaktım Kız sordu' O zaman' Tskrar oynarım, taa kaybe<»iğimi kazanıncaya kadar.. Ve daha fazla sormasına vakit bırakmadan hızmet eden kızdan hesabı getirmesini ıstedim. Parayı ben verdım kıza odetmedım. Zannedenm eve donme zamanı geldı. Yavaş yavaş trene gıderız ' Çay içtiâımız salondan ıstasvona kpdar yarım mil kadar bir yol vüıur.?k lâzım Yanş seyircıleri kalabalığı çoktandır dağılmış olduğundan demjvokı peronu tenha .. Bunu görünce aklıma geldi Trende tek veya iki yolcu bulunan tenha kompartımanlar olacak fjm benim aradığım şey Yan gozle kıza baktım. Yapacağım şevden müteessir olacağını düşünerek ıçim sıkıldı; ama böyle yalnız onunla meşsal olup aylak gezemem Çalısmak ]âzım. Ekmek parasını çıkarmak lâzım. Tren gpldi Bu heııf boş kompartımanlardan birine çıktı. Herıhn hahnden tam benim anladığım armudlardan biri olduöiunu sezdım. Gel buraya girelim, div^rek kızı kolundan çektim ve herifin gırdıâı kompaıtımana soktum. Bıll! Burası birinci mevki . Zararı yok Farkını orleıiz. Çok ıalıat burası... Dedım. Rahat kanapelere karşılıklı oturduk. Kız çok memnun, ama bana da merakla bakıyor. Ne guzel bır sün geçirdik değil mi? Diye sordu. Fevkalâde .. Dsdim. Tren ıstasyondan çıkıp süra'tlendi. Önümuzde 40 45 dakıkalık bir yolculuk var. Acelemiz yok. Kız cok yorulmuş Otuıduğu karapeye şoyle bir buzüldü ve ıki ^akika sonıa uykuya daldı. Kompartımandaki tek yolcuya baktım Herıf hakıkaten hıyann biri. Bır sıgara yaktım. Çana yakın bır delikanlı olduğumu anlatmak ıcın lâf açtım: Yaıısta mı idiniz? Evet, dedi Siz de galiba? Kıza baktım. ıyice dalmış... Evet, dedim. Orada ıdim Çok hoşuma gıtti. Çünku bizım ıçın yaıışlara gitmek fırsatı hsr zaman duşmez. Barı talıhli mıydıniz? Basıle tasdık etti Üç yarış kazandım Çok kâr »ttim. Aptalın biri olduğu böyle rastgelene çok para kazandığını anlatışından belli. Benim için aksine .. Çok uğursu7 bır günümdü. Neden? Sormaym! Şu kısmet ovunu d^nen iskambıl kjğıdını oynayan hir heııfe rastladım. Seyrcttım Dayanamadım, oynaclun Heııf çok us Bugün dünya için en büyük tehlikeyi ne te^kil ediyor? Bazı eksperlere bakılacak olursa bu tehlike atom veya hidrojen bombalarından değil de farelerden gelecektir. Bu eksperler çu kanaattedirler: Eğer fareler teşkilâtlanmasını bllselerdi, insanlığın «onu da gelmis olurdu! Farelerin, Insanlardan evvel yer yüzünde yaşadıklan bılinmektedir. Bazı Urihçilere göre, fareler, bu çok eski devirlerde yaşamn olan dev hayvanların imhssında mühim rol oynamışlardır. Bu hayvanlardan hiç biri yirmmci asra kadar gelememiştir. Fakat fareler el'ân mevcuddur. Farelerin teşkil ettiği tehlikeden şu sı.ada bahsedilmesine sebeb. Tuna nehrinin taşması üzerine bilhassa merkezî Avrupada sık sık fare baskınları müsahede edılmı? olmasıdır. SeylSb felâketini bir fare istilâsıran takib etmesi muhtemel gorulmekte ve bu yüzden endije cdılmektedir. *** Fransızlar bır istatistık hazırlamışlardır. Buna göre, Fransanın bu yük »ehirlerinde ne kadar insan ^aşıyorsa o kadar da fare mevcuddur. Bunlann imha edılmelerl elzeradir. Fakat nasıl} Paris çehrinde farelerin kütle halinde Imhası ile meşgul olan hususl bir ekip, bu hayvanların son derece zeki olduğunu, kolay kolay zehiri veya zehirlı gıda maddesini yemediğinı açıklamıştır. Eksperler, sık sık fare zehiri değiştirerek bu muzir hayvanlan aldetmanın ve böylelikle bur.ları imha etmenln yollarını araştırmışlardır. Fakat gö rulmüştür ki. fareler de insanlar kadar düşünebilmektedir. Farelerin, hiç görmedikleri, hissetmedıklerl yeni bir zehir karjısmda bile kuşkulandıkları ve bunu anladıkları müsahede edılmiîtir. Bu sebebledir ki, piyassda yirmiden fazla fare ilâcı bulunmaktadır. Şehir belediyeleri, farelerin imhasına artan bir önem vermektedirler. Tarih boyunca en şiddetli ve öldürücü salgın hastahklar fare yüzünden yayılmıştır. 14 üncü asırda farelerin yaydığı veba salgını yalnız merkezi Avrupada 25 milyon insanı öldürmüştü. Merkezi Avrupalılar bu hâdiseyi simdi hatırlatmaktadırlar. Fakat mevcud modern mücadele vasıtlan ve ilâclarla tehlıkenin geni? nisbette önlenebileceğini de ümid etmektedirler. Fareleıin insanl rdan ayrılmasına imkân yoktur. Nerede insan yaşarsa orada da muhakkak fare bulunur. Buna sebeb, farenin kendinı ta ımiş . Beni iyıce yoldu. Onur üzerine elindeki üç kâğıdı bana satmasını teklıf ettim. Çunkü kâğıd lann mutlaka ışaretli olduğunu zannediyordum. Kâğıdları satın aldım. Lâkin parayı boşuna vermişim .. Kâğıdlar, alelâde iskambil kâğıdı. Ne isareti var, ne hiksi! Tıpkı öteki kâğıdlann eşi .. Bu sırada kâğıdları çıkarıp herife uzattım ve fikrini anlamak için gayet alâka ile suratına baktım. Hakkınız var, dedi. Ben de hunu hep düşünürdüm. Muhakkak kâğıdlar hileli sanırdım. Halbu"u alelâde kâğıdlar. Acaba bu kâğıdlarla oynadığına emin misiniz? Sakm arada değiştırıp 'ize başka kâğıdlar satmış olmasm! Bunlarla oynadı. Değiştirmedığinden eminim. Kâğıdları aldım. sb^erdim. Çevirdim, bır tanesıni açtım. Gulmeye başladım ve: Kendi kendımi yuttum .. Dedım. Herif de gülmeye başladı. Kâğıdlan topladım, yaptım ve serdim. Bu sefer bizimki çenesile bir klğıd gösterdi. Kız! Anlaşılan ben bu oyunu oynayamıyacağım. Baksanıza! Daha ılk sefeıde benı ycndLnız .. (Arkıtsı var) istediği sekilde besliyebilmek icin derhal acele tedbirler aünmajmı *• insanoğluna ıhtiyac hiasetmesidir. istemektedirler. Paris belediyesi taraftndan luaar«» Yapılan arastırmalar gdstermıı• tir ki, bir fare gunde en az 50 lanan bir istatlstiğe göre, bu » • gramlık yıyecek yemektedir, yani hirde fareler yüzünden kullanıl» ağırlığının hemen hemen üçte biri! mz hale gelen veya kaybolan gv« Insanoğlu aynı nısbet dahilinde ye da maddelerimn ve diğer miAi** mek mecburiyetinde kalsaydı, 20 lerin (deri, klğıd, kumaş ve tahta) ilt 30 kiloluk gıda maddesini bir sğırhğı 20 milyon tonu buîmakta» günde bitirmek gibi blr mesele ile dır. Birleşik Amerlkadalri eksperle» karfilasırdı. Diğer taraftan, farenin son de ise, orada fare yüzünden husule gerece müsrif bir h=yvan olduğu da len zararın bir milyar Türk lirasım tesbit edilmiştir. Bu hayvan, 50' aştığım kaydetmişlprdir. Diğer taraftan, f^rrl»rin husnlt gramlık gıda maddesini bulsbilmek için 300 ilâ 400 gramhk gıda msd aetirdiği ?ararm tedricî surette «rt desinl veya eşyayı mahvetrr.ekte makta o'd'iğu da müsahede edil» rriştir. Bî°vcud kr^aate pore, a*tlk dır. her belediycnin bir (farplerle mötnsanların kullandığı her şey fareye de yaramaktadır. Mesclâ kâ cadele) 1çubesi buluimgl ve bj şuv ğıd, fareler içın son derece elzem be gere 'i irrha ted 'i't»rini *lmak, dir ve onsuz yapmasır.a da imkân şph'r 'â'un'.erinin sıhhatinl de koyoktur. Bunun ıçindır ki, hemen rumalıdır. hemen her evde, kâğıdlarm, gazetelerın, kitabların fareler tarahndan parçalandığı, dıdiklend ği. yendığı görülmuştür. Farelerin, kâğıd yemelerine sebeb, sıhhî ihtiyaclandır. Bu hayvan, yukarıda da işaret ediidıği gibi çok yemektedir ve en fazla korktuğu şey de inkıbazhktır! Halbuki kfiğıdda selüloı bulunmaktadır ve bunun geniı blr nisbette inkibaa Snlediği mü$ahede olunmu$tur. Kisksnçlık >iiri»nı'on yaralama ç lışan Ümnügül Pa*]rdır l'e. »rni IMS> nret'p cahsan Mı hn»'l Bam»?. «Mfc akç"n Bahka.'rlan M°irp= sofea*ını sılanna t+mmü["i'.ln doctu cıktr.ı». kts» blr mün8ka?a.dRn soır* cnhııonı çekerek her lklslnl nMVelif Teri^rirıden yaralimışt'r Tsra'ı'nr ^•»8t».ne*•^ ed*n T» h«Tlvetl (•>>!• ' e 'l'eı^^r *** Farelerin teşkil etmekte olduftu tehlikeyi gorüsmek ve memleketleraratı blr mücadele plftnı hazırlamak için bir konieranı tertib edilmesl lüzumu hissedilecek midir? Hukumetler ve resmi jahsiyetler bu hususta blr şey söylememekte re bu meaeleyı, mevcud beynelmilel davalar yanıbasında ciddiye almamaktadırlar. Fakat Fransanın hemen her çehrinde farelerle mücadele işind» vırife almif olsn eksperler bu kanaıtte değillerdlr ve Floryada yakalanan piâj hınnrı Flory» pollsl dfln bl' p!â] tvrvT'nı rHka:?noı«*ır A<1ula Levres l'mlmie "t 14 yaanıda olın bu musprl çoeuju dün Flonadakl piâH'rdan btrtnrts <*•Nazım ÇETUSOSIU lamlnd*larak, emacet merrıırlu'vuna bırtitıiı 15 bin l!r» deîerlnde1;! psra »es»lr rafl «rea'ar'nı alırken guc'lsMI y w <kalanmiBtır Kücütt pld' hır«iB hak« kında tahklhat yaDiİTnaktn'"r Amerikan ııçaklan ıJün gittf Cuır.artesl gunü çehrlmlze gelen tl« Neptun» uçağmdan müteçekkll Am«rlksn hava lhtlrat fUosu dün i«b»h memleketlmlzden iynlmıjtır. KREM NlVEA I •YUMRUK Türkcesi TİYATRO Yarmdan ltibaren, Kadıköy Kordon oteli paviyonunda devamlı temsillere başlıyacak olan Tiyatro Derneği, ilk eser olarak Goldoni'nin «Yalancı» isimli komedisini seçmiştir. Eseri, Derneğin üyelerinden Haldun Dormen, meydan tiyatrosu tarzında sahneye koymuştur. Resim, Yalancınuı provasından bir sahneyi göstermektedir. B F Gübre Fabrikaları T, A, 0. dan: Kaybettin' dedım Bak!. Ve göstermediği kâğıdlardan birinj riçtım Kız olduğunu gordu Bir daha ovna\ alım . Ama iyi dıkkat et1 Dedım. Tnpladım Demınki gibi gosterdim. Topladım ve kapalı olarak masanm üstüne yaydım. Bu sefer buldu , Bravo . Hadi bir kere daha!. Ovunu tekıaıladım. Bu sefer He k«ı tereddüd=iiiz buldu. Dalaverev anladın mı? Gu'meye başladı Bill. bsn sana bir şey söv^~ yeyim mi? Eğer bu ovunu böyle oynarsan on para kazanamazsın! Neden? Çünkü kâğıdlardan birinin ko«esi kıvrık. Her defasmda ondan km anladını Bravo... Hadi şımdi bir lira»ına ovnar aibi o\nnvahm . Ovuna aynı şekilrie başladım \e kıza tpkrar sövledim: Bu sefer bir lnasına oynuyorus. Gulerek: Maalcsef paranı alacağun. Çdnkü ijte kız' dedi. Söyledıgi kâğıdı çevirdim. Ku değil. Biraz alay ettim. İçerledi Ama yemin ederım kı; koşesı kıvnk kâğıd kız idi. Zaten geçen ıki sefeı bundan tammıştım. 5imdi anlamaya başladın mtT Ilk avlamada kızın köşesini biraz kıvırırsın. Karşısındakı bunu farkeder. İki üç defa dener. Bakar ki kızı bulmak kolay Bu sefer büyük bir para koyar. Ama bu s.«fer kötesı kıvnk kpğıd kız değildir. Evet, otekı iki kâğıddan biri. Öyle ama köşesi kıvrık olanı kız sandığı için ötekılere yanaşmaz bile. İstersen bir kere daha deneyelim. Manevrayı tekrarladım. Tabiî bu «sefer ki7 kö51.""!! kıvrık ^âğıcıı bırakıp ötekılerden birini aldı. Gulerek: G«>ne vııtuldun! rlcdım Vp köçesi kıvuk kâğıdı çevndım.. Kız ol duğunu gösterdım. Ondan sonra makineyi ızah ettjm. Dalaveı eyı çaktığını görünce tekrar kızın köşesini kıvınrım O zaman kafese girersın! Bu oyundan çok hoşlandı Güldü, giıldü . Sonra basını sallavmak. O kadar güc bir sev değil bu! Ovle deme1 Usta oluncaya kadar insan çok zorluk çeker. Adeta psikoloji mi derler. ne derler? Onun mektebınde gibi cslışrrak lâzım. Bîn «ana dalaverevi anlattım da onun için kolay göründü. Ama sfrzet ki bir yabancı ile oynuyorum O zaman kızın köşasi kıvrık olduğunu çaktığı zamanı iyi bilmeIiyim ki; vaktinde Steki kâfıdın köşesini bükeyim. Kız bu sözlerimi biraz hayret, biraz takdirle dinledikten sonra «ordu: Hiç kaybettiğm olmaz mı? Nedrn kavborlp» im? Baktım kı öalnverc çakan buısıne çattım. o zaman... Bundan evvelki ilâmmızda bildirdiğımız şartlar dairesinde Ortaklığımız SÜPERFOSFAT satışlarma devam etmektedir. Teslimat, satış sıralarına göre yapılmakta olduğundan isteklilerin müracaatlerini, bu noktayı gözönunde bulundurarak, ona göre yapmaları rica olunur. Müstesna Fırsat Büyükadada Satıhk Arsalar Nizam caddesi 1451 ve 5407 buçuk meirelik iki arsayı Adalar Sulh Mahkemesi 954/28 ve 29 dosyalarla satıyor. Satış 3 ağustos 954 salı saat 15 16 arasidır. Fazla tafsilât dosyalarmdan veya 23573 ve 21390 telefonlardan alınabilir. Adanın en nadicie arsalarıdır. Şehir Tiyatroları Miidürlüğünden: Tiyatrolanmıza imtihsnla bir süflör alınacaktır. İmtlhan 17.8 954 Salı günü saat 14 te Dram Tıyatrosunda yapılacaktır. Talıblerin şartları öğrcnm^k üzere her gün öğledpn evvel Müdırıyelp muraraatleri rıca olunar. (10432»