Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Londra, haziran Şu Londra I Afae o kadar çok ki, belki de şehri acayib vesselâm. " . yasmurun fazlahğı bundan ileri Seyrüşeferi ilmî bir şekilde, da ı eelmektedir. Haziranın sonu olduha doğrusu bir esasa müsteniden ğu halde derece daha, o da bir iki tertiblemek için sokaklann bazı I gün, on dokuza çıktı Mübarek hep kısımlanna on sartim eninde lâs | on altıda .. Mıhlandı kaldı. tik döşemişler. Evvelâ bunun ma*** nasını bir türlü anlamamıştık. Geçen. gün. Londradan 92 kilot. . . Sorduk, söylediler. metre kadar mesafede bulunan I Meğer bu lâstik döşemererin al Oxford'a gittik. Unive'sitelsrıle tında sayaçlar varmış ve bunlar meşhur olan bu şehirde bunlardan va?ıtasile yollardan günde kaç ve birini gezdik. Bir parça bizim eski medreseleri andırıvorlar. sait gectiği kontrol ediliyormuş. Buradsn ' da otobüsle bir çeyrek Buranın taksileri de acayib bi]. çimli. Dört kişiden fazla kat'iyyen saat ötede bulunan büvük bir otoalmıyorlar. Halbuki biraz sıksalar mohil fabrikasına giderek* gezdik. altı kişi kolaylıkla girecek. Eski Bir otomobilin nasıl monte ediHierabalar ama manevra kabiliyetleri ğİDi baştan nihayete ksdar takib ettik. $ o kadar mükemmel ki sormayın. Anlaşılan İngilizler sessizliçe pek .r . Adeta oldukları yerde rfönehiliyorlar. Elli altı kişilik iki katlı o alışmişlar. Benim gibi misafir olan toMisleri de öyle. Bunlara beş kişi herices fabrikadaki gürültüden şi, den fazla avakta yolcu kabul edil kâvet ediyordu. Ama, ne yalan >öy i mivor. Yolcu adedi tamam oldu liyeyim, ben gürultüden rahatsız ^ „ mu. büetci elile bir işaret yapıyor, olmadım istanbul kaldırımlannı rz Binen olsa bile derhal ve itirazsız mı çiğnedik! t . iniyor. Geçenlerde bir İngiliz profesörü, Seyrüsefer hep ışıklarla idare ediliyor. Memur bulunan yerler ol boykot kelimesinin nereden geldit. dukça nadir. Geçenlerde Viktorya ğini anlattı. Nakledeyim: % Vaktile. Trlanda îngilterenin bir istasvonu civannda vazife aören bunlardan birine rastladım Tam o parçası iken, İneiliz hükumetı bu% sırada saraya mensub Hr araba raya Captain Boykot isminde bir t . geçiyorHu. Pclis bir isaretle ariba müîtezim göndermiş. Adamm, ismi . yı durdurdu, öteki ciherten gelen üstünde. işi gücü vergi »opJamak4 leri geçirdi, sonra bekleyene yol ! mıs. İrlandalılar bakmışlar olmıyaT icak, vergilerini vermekle beraber verdi. t Ertesi günü oradan gectiğim za başlamışlaf mültezime para ile dahi t man memurun vennde diırdu§unu ekmek ve yiyecek satmamnSa. AA hayretle gördüm. Ben. adamın işin damcağız da açlıktan ölmemek için memleketi terke mecbur olmuş. den atılacağını sanmıştım. t İşte boykot kelimesi böylelikle • • 5£ îîî ¥ dünyaya yayılmış... • Londrada bir takım mağazalar t • var: Guya bunlar şimendıfer ve • metroda unutulan eşyayı satın aDün limanımızdan yapılan • larak ufak bir kârla elden çıkanihracat { yorlar. Blrlik, Genel Anlaşma değistirilTavsiye ederim, buralara pek il mesi istenilen hükümleri tesbit ederek * tifat etmeyin. iki iiç eski valız var~ blr rapor halinde Bakanlı^a verecekîfr. Dün llm'anımızdan muhtelif memleket« sa hepsi o kadar. Otekiler yeni di• * ye satıhyor ama galiba tamir edil lere 450 752 lira degerlnrfe çesldll mai ihr^c ediTmi^tir, Bu maJlar nrasında. l mis şeyler. Şemsiveler de öyle. hsm afvnn. t'ftik. yıımurta, acl badem Kaç kişinin canı yanrruş. ve kuzu derisi bulunmaktadır. » Ama Londra radyosunun hava Ruciinkü kongre raporuna mutlak surette inanabiTürkiye KnmRarn Yıın Ipliği Sanayil 1 lirsiniz. Dun akşam televizyonja îsvererıleri Sendik.^sı yıllık kongresini t bugün hararet derecesinin 16 ola bupın saat 14 30 da v.nscaktır. cağı, havanın kısmen bulutlu ve Tiyatro Dçrnpjinin Genel sağnaklı geçeoeği bıldiriHyordu. Kurul toplnntısı Sabah kalktıfımız zaman güne? patstanbul Tiyatro Dernefinin Ikinc! nldıyor, gökte buluttan eser yok Seneî kurul topiantMi 11 temmuz pa7ar ' tu. Buna aldanan arkadaşların hiç e^rıü ^aat 14 t biri yağmurluk'annr »lmadı. Hattâ 'ara'çtır plâstik muşambarru koluma taktım diye biraz da bana takıldılar. Ama SİBKL GARAN #*<on bire doğru hawç birrîrrt kapandu s • 41e&> * • , ; >e sağanaklsr bosalmağa • rjaffadıCEVAD AKÇAY ' İngilizlerin snzlerine p4dugu gibi /.hava raporlaruna da inanmak lâNişanlandılar. zım. "" " Koca Londra şehri ormîndan bir nümune' Her taraf bahçe, park. ye şillik... Bu kalabahk şehfrde nasıl olmuş da bu kadar boş yer bulmuş lar!Ah şunlan bir bana verseler, hemen ağacları keser, çiçekleri söker, yerlerini parsellerim. Sonra gazetelere bir üân haydi satışa. Ama şehirliler havasızlıktan boğulacakmış, bana ne! Sefıır Z t R A A T B A H İ S L E R İ[ Londrada inanılacak ve inamlmıyacak şeyler =haberieri Ziraî tedrisat işini niçht İlkokullarda LONDRA MEKTUBLARlj Yazan: Mazhar Kıınt İTCÎ CUMHURÎYET 8 Temıııtıı ABAHTAN ABAHA... Şehirlinin şekeri az, meyvayı bol kullanması için çareler başan nisbeti yüzde 91 İstanbul ili dahilinde 492 ilkokulu bu yıl 12312 öğrenci bitirdi İkramiyeli satışlannmılan i«*ifade ediniz. ÇEŞİD Ltd. Şti, Her türlü giyirn ve süs e?yası. Beyoglu, İngiliz Sarayı karsısı. No. 33 Tel: 49326 3 GÜN P İ w KALDI Erenköydie Apartıman Dairesi Aynca ALTIN ve PARA ikramiyeleri 10 Temmuz öğleye kadar bir hesab açtırınız. İstanbul ili dahilinde bulunan 492 ilkokulun bitirme imtihanları neticesinde 13.252 öğrenciden 12312 öğıenci mczun olmuştur. Şehır dahilinde bulun.n 227 ilkokulda 10.987 öurenci (5095 i kız. 5892 erkek) imtihana gitmiş, 10.287 öğrenci (4775 kız, 5512 erkek) mezun olmuştur. Köylerde mevcud 265 ilokulda mozuniyet imtihanına giren 2265 öprcncifln (1031 kız. 1234 ü erkek) 2025 i muvaffak olmuştur. (Bunun 919 u kız, 1606 sı erkcktir. Bütiin ilkokullarda ba5<rı nısbeti yüzde 91 dir. Şehir ilkokul'.annda bu nisbct yüzde 92. köy ilkokullârında ise yüzde 89 dur. Yapılan istatistiklere göre başarı nisbeti ilkokullarda gittikçe artmaktadır. Geçcn seneye nazaran bu sene neticeler daha memnuniyet vericidir. Alâkalılar bu durumu, tatbik edilmekte olan faal metodun bir neticesi olarsk mütalea etmektedirler. Metodun daha verimlı şekle konıılması için ders yıh içinde ve sonunda yapılan toplantılarda veO zamanlar Fransa ziral tedririlen kararlann, önümüzdeki ders sat ve teşkilâtı dünva için nümune yılında tatbikına çalışılaçaktır. olduğundan bizde o teşkilâtın aynı kuruldu. Halkah Ziraat YükseK mektebi, Solânik ve Bursa ameliyat I mektebleri ve pek dar çerçeve içinj sokulmuş merkez ve taşra ziraat teç I kilâtı meydana getirildi. O devirde Beykozda M.ııı^ııuuu^lu Deıesı sırlla bütçe denilebilecek bir şey olmadırında btr kadnstro memuruııuu yara ğından Ziraat Bankasının senelik lanmasıle neıicelenen bir hâdne cere>an kâruıdan üçte biri olan galiba yiretnııştır. Çubukluda BJyuk Arabacıbo»tanı mevkıınde Mahmudoğlu Ueresi mi iki bin Türk lirası bu işlerl çesırllarında bır arazı meselesınden Mah virmek üzere t.ihpis olundu ve bu mud Guler. Salıh Yuksel ve Haşiın Işık para Meşrutiypt ilânına kadar aynı ısımlerıııde 3 kışi, 16 yaşında Kadir miktarda kaldı. Yavuz isminde bır geııcle ihtUâfa dusAmeliyat mektebleri nizamnamemıislerdır. U/uıı zanıandanberi devam sine göre bu mekteblrre kövlü çceden anlaşmazlık Kadnstro Mudürlüjüne aksetnıiş, e\relki gun hâolseyl ma cuklan alınacak ve az nazarî ziraat hallinde tetkik etmek tizere Beykor fen biİRİsi oğr"nec«>kler, fakat amptapu ve kadastrosundan Cemal Kona. II bir çiftçi olarak yetişecpkler ve Hakkı Kakıcı ve Vedad Engin i.'lınle köylerine döndüklerinde öğrendikrinde S meımır vak'a yerine gitmışler lerini tatbik edec»klerdi. Mesplâ dir. T.ıraflnrın da ha7ir bıılundu&ıı keçif 1900 tarihinde Bursa Ziraat Amelisırasında Kadir Yavuzla memurlar ara yat mektebi (o zaman resmt İsmi sında çiddetli bir miinakaça başlamıs. Kadirin haksız oldııpu kendisine bildi Hüdavenditrâr Ziraat Ameliyat mok rliince penc. tabancasını çekmiîtlr. tebi) şfiyle bir kadro ile idare olu••' Jfpâfttjt memuru Vedttd KnFİrrtri' iir n.u.rdu: Müd.ür ye muavini, başmuîerJne bir el ate» eden Kadlr. memuru allim, ameliyat muallimi ve bir hoomTundan tphllkell jjkllde yaraladık ca iroara ile iki hademe bir çiftçibas «WsfiRra 'f'rir etmljtlr. Yaraff'fferrni hartnneye knldırılmn. kaçnn sanıgın şı. bir arabacı ve altmış talebî! Mektebin bütün dnhilî hidematı, arnnnnrım bı^TTnmi'jtırtarlavı sürmekten hssada kadar oZeytin rekoltcsi çok yüksek ları bütün çeşidli işleri, ineklerin olacak sağılması, peynir imali, ahırlar. küVerllen malumata jöre, bu *en« Ak meshane, demirhsne, bahçe rervisdenlz havzaaında zeytin eayel jrükAck leri kâmiltn talebelerle idare olubir derecede idra« edllecektir. Bilhassa İspanya, Turkive ve Tunusta bu senekt rekolte <;ok yüksektlr. Yapılan hesablara gcire Akdenlz hav7nsmHa mahsul 1.599 000 ton olarak l.ıhmln edilmektedlr Bu miktardan 7580 bln tonu memleketlmİ7de Istihsal olunacaktır. Yerll Kâğıd sanayiimizde Rclişme Son tenelerde yerli kâjıd tanayilmlıde büyük blr gelişm* oldugu gibi »tiflar da artmıj bulunmaktadır. Verllen malumata göre, İzmlt Kagıd Fabrikasının 951 seneslnde kâğıd ve karton ntı;ları yekumj 29.810.377 lira İken bu miktarın bu sene sonunda 35.880.650 Hraya varacaüı tnhmln edtlmektedlr. Geçen yazımda toprak mahsullerini arttırmak için ziraati ileri gitmiş memleketlerde yapılnn hamlelere bizde de girişilmesi lâzım geldiğini bildirmiştim. Bu hamlelerin zıraat bilçisinin köylüye kadar götürülmesi, ziraî tedrisat ve ilmî taharriyat lâboratuarları davabrı olduğunu anlatmıştım. Bizde ziraat mektebleri yahud ziraat maarifi tarihini anlamak için Osman Erninin oMaarif Tarihi» isminle neşrettiği üç cild kitabı ve Ziraat Vekâletinin merhum İhsan Sunguya yazdırdığı (Bizde ziraat tarihi) eserini okumak lâzımdır. Ben bir kaç sntırla bildiklerimi ifadeye çalışarağım: Tanzinattan sonra memlpketin knlkmm2Sı için memlckeiin ziraatini asriieştirm»k çareleri düşünülmilş ve eeçen asrın son yansmda Avrupava ziraat tahçili için gencler eönderilmişti. Galatasaray Lisesi f'aıısızca lisanını büen gencler yetistirmekte olöu^undan tabiatile diger memleketlere tercihen Fransaya gencler vollanmıştı. Fransada tahsillerini lkmal ile memlekete dönen bu gencler memleketimizde asrî ziraatin kurucuları olmuşlardır. Kondilerine U7Un ömürler dilediğim asil ve nesib hocalar bunlarHnn havatta bulunanlardır. SÜREYYA ^* Yazan: ÖZEK Bir kadaslro memuru tabanca ile vuruldu nurdu. Mektebe gelecek köy ço J sına girince bir mevcudiyet derhal cuklarının harcırahlan, mekteb ça gözüme çarptı. Hangar ve depolamasır ve iki kat elbiseleri, ayda nnda her türlü ziraat âletleri yedek on kuruj da harclık verildiği halde parçalan kimyevî gübre mücabu mekteblerin tedrisatuıı takib dele alât ve ilâclan gördüm. Hastaedecek köylü çocuklan celboluna lık ve haşeratla mücadele işlerini madı. Okumağa hevesll fnkat hal daha fazla inceledim. Pancar ekmış leri müsaid olmıyan şehirli çocuk bir köylünün tarlasındaki böceğin lar kadrolara almdı. Binlerce rne ve atılan ilâcın cins ve miktan, elzundan pek azı ziraate, fakat bü de edilen netice ve çiftçi hesabına yük bir kısmı diger işlere veyahud ilAclama borcu pek giızel bir defhükumet ziraat teşkilâtının müca terde yazılı idi. Bu şekilde bir çadele tohum çiftlikleri gibi birçok Iışmnyı ancak Almanyada görebiişlerine geçerek çalıştılar. Yani lirsiniz. Ziraat teknik teşkilâtının köyde fen adamı oturtmak gayesile da üç merkezini gezdim. Bunlar da temeli atılan bu teçkilât gavpsinden basit binalardı. Hangarları boş veya lüzumsuz ziraat âletleri ile dolu uzak bir istikamette memlekete fay idi. Bir memurun odasına girdim. dah olmağa çalıştı. Moktebler ciBende hiç de iyi bir intıba bırakvardaki köylere de nümune olamamadı. dı. Mevcud devletçilik iistemimlzle Yüksek mektebe gelince: Memlekete ziraatçi, baytar, ormancı ye böyle işleri başarabilm"' • "k zortiştirmek üzere idad! mezunları dur. Onun için şeker şirketi ziraat müsabaka ile alındı .Talebe mevcu teşkilâtı Ziraat Vekâletinin yapadu seksen idi. Halkalının ilk bay madığını daha İyi yapıyor. Şirketin tar talebeleri badehu İstenbulda a işlerine, devlet uzaktan, • ' i d a n çılan yeni Baytar mektebine seç müdahale etmese daha iyi de mek suretile aynldılar. Merhum ^a yapacaktır. ir Akif bu mektebin mahsulüdür. Memlekette fenn! ziraat bilgisi Mektebden mezun olanlar pek mah öğretimi ile Maarif ve Milli Müdadud ziraat kadrosundaki münhalle faa Vekâletleri de Ziraat Vekâletine re tayin edildiler, fakat büyük bir muvazi olarak çalışmışlardır. Söyle kısmı (Orman süvari memuru) un ki memlekette yeni ziraat bilgisini vanile ve alb lira maasla meraur köylüye kadar götüren ve Ziraat oldular ve pek az mezunun çiftlik hocasını köyde oturtup köylüye lerde ziraat mühendisi olarak ça nümune şekline sokan devlet teşeblısması gözönüne alınırsa bu mekteb büsü (Köy Enstitüleri) dir. Cumde gayesine varamadı. huriyet hükumetlerinin bir çok »aKöyde ziraat fen adamını otrut halarda meydana getirdikleri yenimanın mevcud mektebler mezun lık ve başarılar içinde (Köy Enstilarile başarılamıvacağını gören Zi tüleri) en başta gelmesi lâzım bir raat Vekâleti ziraat fen adamını müessese oldugu kanaatindeyim. daha amelî yetiştirmek ve yetişen Bu güzel teşebbüsü de bozduK. leri köylü arasında yaşatmak ve Şimdi bu mekteblerde köyde oturtutmak maksadile (Ziraat teknik mak istemeyip İstanbul Ankara teşkilâtı ve ziraat teknik mekteb gibi büyük şehirlerde vazife 0rleri) kanununu Büyük Millet Mec mek aşkile tutuşan hocalar yetişlisinden çıkardı. Tecrübe mahiye tiriliyor. tinde olmak üzere galiba altı vilâIkinci Umumi Harb patlamadan yette teknik teşkilât ve beş teknik dört beş sene önce Maarif Vekâlemekteb açıldı. Teskilât içinde çalı ti köylü çocuklarma, köylüye ziraat şacak ziraat fen menıurlannın otur bilgisi verecek eleman yetiştirmek malan için, aynı zamanda ziraat â maksadile ordudan terhis edilmiş letlerini muhafaza edecek bir han onbaşı ve çavuş gibi okur yazar gan .olan evler yaptırıldı. Teknik efradı ziraat çiftlık ve haraları gibi Mejrtebtere köylS Çörtrfckrrmın alrn müesseselerde altı ay müddetle aması ve mezunların memur olamı melî ziraat dersi ve tatbikatı gösteçdikt&n £pnıa.. kfodi köylori.ı? yaçaklan kanunlaştırıldı. r fefcişphir vilâyetinıîe ziraat tek eğitmen ismile gönderdi. Bu sistenik te^kilâtını ve yanıbasmda ça min noksanlıjı görüldüğünden 3803 lışan (şeker şirketi) ziraat teşki ve 4244 sayılı knnunlar geregince lâtını 1948 de gezmiştim. Seker (Köy Enstitüleri) kuruldu. Enstişirketinin (Bozöyük) ziraat bölçe tüler ba'şlangırda haricin yardımile merkezine beni götürdüler. Basit zamanla kendi yetiştirdiği ustalarla bir binada ziraat fen memuru oda binalarını, ahırlarını, kümeslerini, TÎfRKİYE KREDİ Ttbb! Müstahzar îthalâtçtları Cemiyetinden: Ekonomi ve Tİcaret Vekâleti tarafından E.P.U. memleketlerinden ithal olunacak gümrük tarifesinin 8533202 C. pozisyonuna giren çocuk gıda müstahzarları için Cemiyetimiz emrine 250.000. Tiirk liralık kıymetinde bir tahsis yapılmıstır. 31.5.954 tarihine kadar T.C. Merkez Bankasına talebname vermiş olan üyelerimizin 15.7.954 tarihine kadar Sirkeci Mithatpaşa Han 2 nci kata müracaatleri rica olunur. I inre Heyetı CUMmjKİYET'in TEtRİKASl: 4 4 Cenevre gümriik toplantısına tnemleketimiz de iştirak edecek Gumruk tarifelerl ve tlcare* genel anlaşmasına dahll aza memleketi» ekltn ayında CenevTede toplanacaklardlr. Tur klyenin de lftlrak edecegl bu toplantıda bilhassa anlasmamn revlzyona tabi tutulması hususu görüşülecektir. Tİcaret Bakünlıgı, Türkiye Tİcaret Odaları Blrliğinden bu hususta bir rapor istemi?tir. TEMMUZ 8 ZİLKADE 7 • aynca her Şube ve AjaDs Içln hnsuüt ikramiye keçidesl, > TÜRK EKSPRES BANK Oalata Şubesl ve Osmanbey Ajansımn. açılıs hediyelerl ile günlük kesldelerlnden fcydalanınız. «CALATA ŞUBESİ • İSTANBUL Şl'BESl • OSMANBEY AJANSl • KARAGCMRCK AJANSI »OSKCDAR AJAMSl ünkü nüshamızm bu sfltununda, köylünün «ekec yerine kendüıin hasıl ettiği şekerli maddelerden yemetl yollaruu araştırmıstık. İçtimai adaletten aynbnamab .. Bugün de, | e birlînin mümkün mertebe «ı jeke» yatakhane ve dershanelerini ettiler. Mektebe civar köylerden kullanmakla beraber gıdaca raraı kız ve erkek köylü çocuklan bu görmemesinden bahsetmek Istiyemekteblere alındı. Kültür dersleri rum. En kuvvetli itiraz malum: ve ziraat dersleri gösterildi. Çiftlikte ve enstitü atölyelerinde ço Çocuklara şeker lâzım... Ama cuklar amele, çırak gibi yetiştiril butamıyoruz. di. Kızlara dikiş, biçki, ev idare Doğnı... sinden başka kümes hayvanları ba Meyva da lâznn... Ama pakımı, arıcılık, peynir, yoğurt imali halı! gibi ziraat sanatlan öğretildi. Ge O d a doğru. çen yazımda Amerika Ziraat Neza E. peki?. Şekerslz ve meyvam reti Ziraat Bilgisi Yayım şubesi çocuk bakımı nasıl olur? müdürünün tavsiye ettiği şeyler Müsaadenizle, «mejva *alataA> yani köyün hem ziraat tekniği ve denen nesneji bilenlerin akuna gehem de içtimai seviyesini yükselttireyim... Bilmiyenlere öğreteyimı mek cihetleri aynj kuvvetle ele alira alarurka soframızrla böyle MB lındı. Mezunlara köylerde ev, tarla, nesne mevcud değildir. Bilhassa famekteb bınası verildi. Mekteb, fı kir halkunızca hiç bilinmex. dan, araba, ufak tefek ziraat âlâtı Meyvalann hamcalannı, çiy y«verdi. Köye yerleşen hoca, ders nemez derecede mozalaklannı ve vermek suretile tarla, bahçesindeki fazlaca olmuş, yansı çürümüşlerinl ziraatle köylüye nümune oldu. Mek fakir aileler ucuza alabilirler. Boteb, köylere gönderdiği talebesile zuk kısımlanm atıp (daha doğnıalâkasını kesmedi. Tatil zamanları su tavuklara ikram edip) öteki kıhocalar bu köyleri kontrol ettiler. sımlannı ince ince büyük bir kâAnkara civarındaki (H>sanoğlan) seye doğramalı. Çekirdeğinl çıkanp Enstitüsünü, Trakyada henüz ku vişneji de bu halitaya ilâve etmerulmakta olan ziraat enstitülerin^ li ki, bu şekersiz sene zarfmda muhtelif tarihlerde gezdim. Yapılan vişne mahsulü heba ohnasın. Evde, işlerin memleket ziraati Için çok haydi itiraf edelim: hiç seker yok faydalı olduğunu gördüm. İki sene önce temmuz ayında Eskişehirdeki değil a. bir miktar vardrr elbette. enstitüyü bilmem kaçıncı defa o Koca kâseye bir iki çorba kaşığt larak (Robert Kolej) hocalarından şeker atmalı. Sonra ham armad, iki arkadaşla beraber gezdik. Maa bırtlak erik, ezik saftah', ohjun zerrif Vekâletinin köy enstitülerini te dali, çekirdeksiz vişne ve daha ne ah melinden yıktığını gördük. Sonra yemiş buldunuzsa (bilhassa, gazetelerde de şehirlerde bulunan olsa da bir miktar ahn dudu gibi (ilkokul) yetiştiren mekteb me kokuhı mevvalar)... Hepsi salata zunlarile (köy enstitüleri) nin ye kanstınlırrasına kanştınbnalı. Setiştirdiği ilkmekteb hocaları me rin bir yerde (mümkünse soğuk b » muriyet hayatmda terfi vesaire gi yerde) yarım saat, bir saat, hattâ bi hususatta ayrılıklar gösterdiğin bir iki gün bekletildikçe snynna den yeni şeklini aldığını okuduk. kendiliğinden salar, rayihalar birBir tarihte lise p.i)gramlarma birine kanşır. Enfes olur. zirsat dersleri konmu; ve bu ders Bu 1954 yazı için bundan daha ziraatçi hocalara verdirilmiştir. Diğer taraftan Millî Müdafaa Vekâleti mâkul bir millî tatlı tasavvur edide orduda asker* ziraat dersleri jleme7... Halkunız alışırsa, gelecelı verdirmiştir. Bu maksadla yazılmış senelerde bunu arayacaktır, emiHele önümüzdeki aylar şefziraat kitablarımız vardır. Fakat nim. bu teşebbüslerin hiç birui smeii tali, erik boüaşacak. Lokman hekinetice vermedi. Veremezdi. Köy min ye dediği işte bu meyva salaenstitüsünü düşünüp meydana ko tasıdır. Her çağdaki insanın hoş^ına yan v.ıt.ınd^şımızdan All = tı razı ol gider. Mej*'a salatası, yan bozuk sun. Köylüye z'raat bilgisi vereni mahsu'ıünüze de istihlâk vesilesl olur ve inkişaf halindeki mevvanköyöe oturtmak için en güztl, ev lığımızı teşvik eder. Hele buz dolakestirme yolu bıılmustur. Şimdi bu bı olanlar bunu şimdiye kadar ne cüzrlim sistemi değiştirdik. In^ailrh bir kaç sene sonra eski siste rfemeee âdet etmemiçlerdir, şagıhr. min daha faydalı olduğunu tekrar Dondurma yerini bile tutar... anlsr ve yenider» cskiys dönerız. Şeker kıtlığı var a... Haydi biz da Memleketimizdeki ziraat tedrisa şekcrin gıjbetine başlayalım. Zat>nn kuruluşu ve bugüne kadar yıflamağı gaye bilen nesümize şeker pecirdiği safahatı hulâsaya çalış aleyhindeki şu hikâyeyi anlatacat m. Zirat ilmi bir maarif işidir. ım: IMtâ Cumhuriyetin ilk ««nelerinTanıdıklanmHan bir bayan, Avdp tedıisatın birleştirılmesi mevruu rupadaki meşhur profesör doktor» üıerinde çalışılırken merhum Ne lann birinden randevu almış. Buna Cîti o zaman mevcud ameliyat n ek rağmen salonda epey bekletildikten teblerini de Maarif Vekâletine desonra, üç İngiliz lirası ücreti hastavir almayı teklif etmişti. Zırai tedbakıcı.va sunmuş ve profesorün hurisat davası iki kanadlulır. Biriçi ziraat ilmi ve tekniği, ikincisi bil zuruna çıkmış. Doktor sormusı giyi öğretmek, yani hocalıktır. Hocalığın da bir ihtisas işi olduC'jnu Şikâyetrniz nerHr, bayan? gözden uzak tutm 'malıdır. Ame Şismanlıyorum... Zayıflamak rikalı ziraat bilginlerile sıkı işbirli istiyorum... ği devresinde bulunuyoruz. Şimdi Şeker yemeyra bayan.„ ye kadar yürüdüğümüz yold» iyi Başka ne yapayım? netice alamadığımız sistemi tashih Normal hayatmna devam işi için bu devreyi fcrsat bilmeli edm... Fakat şeker yemeyra. yiz. Daha ne yemiyeyim? Her şeyi ylyin efendim, seke* Yabancı Sermayeyl Teşvik yemeyin! Kanunımdan faydaanmak Hiç ml yemiyeyhn? isteyen firmalar artıyor Hiç yemejin. Tabancı Sermayeyl Teş\ik Kanunundan faydalanmak Ü7(re T!caret Vekâle Sabahlan çaya bb; tane flUnt tine müracaatier son ı{0nlerde artmtstır. Hiç şeker yemiyeceluinis öeMOracaitler Yabancı Sermayeyl Tes dim ya, bayan... vlk Koraltesi tarafından incelenerek blr kısmı knbul. bir knmı da redd«"<J11mi3 Yemiş? tlr. Kabul edilen tekliOer İcra Vekılleri Şekerden başka her jey yfyeHevetine sunulınuşrur. bilirsiniz. Bu husustaki kararn.tme cıktıktan sonra alâkalı yabancı firmalar derhal Sayın bayan flç Ingffir Brasun faaliyete geçeceklerdlr sundu ya .. Bu parayı doktora flle hak ettirecek: ME VL İD V. ~E. | 4 36112 19 16 19 19.4321.441 2.19 ] 8 53' 4 35 8 35 12 00 2.01 6.36 işde emntyet^ve sür'at KONSOtOSUN KMHSI Yazan. N1HAL KARAMAÛARAia Bu kız cidden korkunç. Yapmıya j cağı şey yok .. Onları da sürüklü | yor. Ah Orhan. neye mâni olamadı j buraya gelmelerine... Ama nasıl i mâni olabilirdı? Bu ne kötü emrivâki .. Muammayi hal için öyle meşguldü ki, o arshk dükkâna başka bir müşterinin girdifını farketmedi. Ancak kenai bulunduklan tezgâha yaklaşıp İclâiin mücevherl^me alâka gösterince. Nilüfe.in ciikkati çelındı. .Yeni gelen soruyor: Satılık mı bunlr? Lâub^lice ilâve edijor: Bir de ben bakayım. Artin usta bozuldu: Aman Bevefendi.. Küçük Hinımefendimizi tanırız. Katı'.im ben. İclâl şaşırmıştı. Bu muhavcrenin manasım kavrıyamıyordu: Kuzum. kım bu bay Ar*.n usta?.. Sen neler söyluyorsun? Sonra meçhul adama domiıi: Bak. Artin usta kerdan'.ıia yedi bin verdi Zümrüdlü büe'zık beş bin... Sen dah=. fazla verirsen üstünde kalsın. Cümlesinı bitirmişti ki tözleri hayretle büyüdü. Meçhul adam, mücevherleri dikkatten geçirmek ister gibi eline almıştı. Işıkta muayene etmek istercesine kapıya yürüdü ve dış: rıya bir işaret çaktı. İşte o zaman kapı tekrar açılıp Ali Poyraz çercevede göründü. Ha pize, pu oyunu da oymyacak miydın. aplacigum... Kendü gencliğine de, kıydın... O hnn Sadi direksiyon başına geomışti. Gözlerini çaışının ağzınd.in ayımııyordu. İki genc kızın Ali Poyr zla diyer bir sivil memurun ortasında yaklaştığını görünce kalbi bir an durdu: sonra yeniden atmağa başladı. İşte koıktuğu akıbetl Iclâlin nasıl bir nıünasebetsizük etti"ini bilmemesine rağmen korku yordu. Şayed bilseydi . H'men yere tUdı. Kapıyı ?çü, Ali Poyrazı selâmladı.. Şaşkınhk a'âmpt'eri bunlar... • " İclâl otomobile giderken bir solukta fısıldadı: Enselendik! Nilüfer onu takiben lçeri girerken a>nı fısıltıyla: Satmak isteJiği nejmiş biliyor musun? dedi. Kasadaki mücevherleri .. Ali Poyraz güldü: S:mki siz pılmeydunuz! Orhan Sadi beynine bir darbe ytmişçesine sersemlemişti: Pilmeysenuz ne peraper gezeysunuz? O da gayet lâübalice otomobile giıdi, Nilüferin yanına oturdu. Sonıa penceıeden dışarı kafasını uzat'p dığer sivil memura: Senin işin pittu, git. dedi. Ve başııe ho« takjiyi işaret H*i: Trlubat rihf.yet pulmuştur... Çsk b.ıkplını Oıhan Sadi pirıd»rirr.uz, Yemt oMnneye. Iclâlin umurandi de^ıl gibi i£orünüyor: Ne mac«ra! .. Cicim ne şaşıracak . Nilüfer öfkeyle titriyor: Sevin, sevin! Gazeteler de ya zar yarın. Belki resmini bile basarlar. İtalyada çektirdiğim resmi vtr sek bari... Yandı kulübdeki kredim. Şeytan Orhan Sadiye diyor ki: «Bırak direksiyonu, yakala şu İclâl kızı bir temiz patakla!» Ali Poyraz üçünün yerine hayıflanıyor: Pekler inssn pir kaç gün .. Neydü acelenuz? Ve sonra anlatıyor: Kendi aiîesi gibi sevmişmiş onları. Hepsini müdafaa etmek istermiş Topu birden yzmmamak için, kendisine itirafta bulur.mahlarmış. Kaç para 'aksim edeceklermış? Nasıl çalmışlarmış bravo, bu mücevherleri... Demek k.ısanın üç anahtarı varmış? Üçüncü anahtarı kim uydurmuş? Ali FojTaz bütün bususlleıin cevablannı bilmeliymij ki, onlan himayeye savaşsın. İclâl onu dinlemiyordu bile. Nilüferle Orhan Sadi: «Ya sabur» çekip duruyorlardı. Bâdireyi kolayca atlatamıyacaklarma kani idiler. Fundan dolayı kendilerini KemEİ Gündüziin karşısında buldııklnn zaman suçlu gibi boyunlarını Iğip muka'iöersthrını beklediler. A'i P o y r z hâdiseyi kısaca «nIrltı Ve kuytımcu dükkânın U ceb;ı.e indirdıâi mücevherleıi çıkarıo masanın üstüne bıraktı. ?.luavinin şifahî raporunu uyuk lar jfibi dinüyen Kemal Gündi'z. gözlerini hafifçe aralayıp evvelâ mücevherleri dikkatten geçirdi, taa ra Iclâle baktı: Bsyan İclâl dün bu möceyherler kasadaydı. Size aid olduk^rını büyükanneniz söyledi. Fakat... İclâi heyecanla onun sözunü ke«ti: Tamam işte!... Bana aid olduk larını Cicım de söylemij. Ve meydan okurcasma Ali Poyraza döndü: Gördünüz mü bize karjı nasıl haksız bir muamelede bulunduğunuzu? Sizi komiser Mazhar Beye şikâyet edeceğim. Kemal Gündüz. sesinin ifadeslni s'.rtleştirerek müdahale etti: Sözümü bitirmedim, efendim, dinleyiniz. Kasamn iki anahtan oldu Ju muhtelif sahısların ifadelerile sablttlr. Bu iki anahtar d« ru anda yedimlsde bulunuyor. Mühürlü ka sayı n t jekilde açıp bu mücavherlerl ele geçirdiniz? Üçüncü bir anjhtar da sizde mi vardı? İclâl sabırsızlanarak dinlemişti. Soluk mavi gözlerini testekerlek açarak kendini müdafaaya çahştı: Üçüncü anahtar!... Nerede ben de o tslih .. Hem ben mühürlü kasyı &çmadım ki... Kasadakiler bu mücevherlerin taklidleri. Bir sükut oldu. İclâiin sesinin aksi yüksek tavanda gittikçe zayıflıyarak dağıldı. Rüyadan silkinircesine bajını sal ladıktan sonra. savcı, bir işjretle Ali Poyraa yanına sağırarak bir şeyler fısıldadı. Ali Poyraı dışsn çıktı Ve tekrar odaya dönünceye kadar, belki be$ dakika müddetle sükut devam etti. Getirdiği haber n t Ise, komUer muavini gene savcıya, yavaı bir sesle nakletti ve eski mevkiine, ka pıya yakın bir yerde duran Orhan Sadi ile Nilüferin arkalarına çekildi. Kemal Gündüz, masasına abanıp gözlerini İclâle kaldırdı: Büyükannenizden aldığımız malumata göre, hakıkt mücevherlerinizin kasada, lahtelerinin de sizde bulunduğu anlasıldı. Sahtelerini satmağa kalkışmadığınıza gö re... İclâl. zekâsma güvenip hâdiseyi gürültüye getireceğini ve hakıkati itirafa mecbur kalmaksızın if.in içinden kolayca uyrılıverece^lni sanmıytı. Birdenblre nefsln* ltiınadı sarsıldı. Ayaklarmın dibinde bir uçurum «çıldığını hayalinde görmüş ve başı dönerek karanhk ronsuzluklara yuvarlanıyor nissıîe bfltün vücudünden ter boşanrnıştı. Şaşkınlığı yüzünde lyan olarak cnn havlile hakikate sarıHı. Anlatıyor: İki gece evvel, yani p^viyon hâdisesinin olduğu gece, büyükannesi, Mehmed Ali ve kprHi ^öminenin karşısında içki içîrlerken, Cicisinin snrhos olduğıımı anlıyarak onun çantasından mendil almak ister gibi ygpmış ve kasamn anahtarlarını da ele geçirmi$. CArkası varj Çok kıymetli esim Adanalı Dr. Operator AHMED ERZİN'm vefatının kırkıneı gününe musadii 10/7/954 cumarteti günu iklndl namazını müteakıb Erenköy Kazasker camiinde aziz ruhuna okunacak mevlld ve yapılacak hatim duasına akraba, dost ve arzu eden din kardefierlmizin trsrifıni rica ederim. Esl: Hikmet Krzin I Diğer bir tavsiyeniı yok muf Diye dirermi}. Yok. Reçete yazmıyacak mısuuz? Profesör gülümsemiş: Pekâlâ... Şeker yerine çaynuza bundan bir tane atarsmu! Diyerek bir reçete vermi». Bayan çıkınca bir de göz atana i reçetede yalna «saharin» kelimesi yazıh... üç sterlinm intikamını al]mak üzere meşhur profesorün tarısiyesini zayıflamak istlyen herkese tekrarhyordu. Ben de, şimrJl, madera darlık ekiyonız zajiflamak arzusunda ^ulunanlara tavsiye ediyonan; Ekmek ncuzdur, korkmadan ho! bol yiyin, fakat şeker kıttır: Profesorün dediği gibi hiç yemeyin.. Piyasadan çekilin. dükkânlana önünde kalabahk etme>in... 1954 ikramiye plânında GÜLTEN KINCAL (^ ile MUHtTTİN KAPLArf Nişanlandılar. İzmir 3 Temmuz 1954 LiRA TUTARINDA Dadı Aranıyor TÜRKİYE BANKASI 10 aylık ve 5 yaşında iki erkek çocuğa bakmak üzere tecrübeli. lisan bilen bir dadı aranmaktadır. (Dolgun ücret verilecek [ tir.) Taliblerin Bebek Aslanh konak 5 numaraya müracaatleri. Tel: 36771 S paranızın... Istlkballnlzlr» emniyetl ,3