Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7" tf Temmtıı 1S54 CUMHUBIYCT | r Öğretmen ve Öğrenci Köşesi Ecnebi Okullara Hücum Yazan: Eski Bir Öğretaen Şimdi mevsim, ecnebi okullara mesele. Dışarı okulların bir «uanugırış ımlıhanları mevsımi .. Sarur na. hattâ, hiç hoca veremıyoruz. sımz kı, çocuklar ilkokullan bıtirdı Mahalli vekülerle idare ediyonız. ler; aileler, kudretlerine goıe 70 Sonra okutula.ı dili, okul içinde hiç cuklannı dıniendırmek ıçın yaz ım , bır >erde çocuğa kullandırmıyotuz. kârılarından faydalanıp onları gez Turk okullarında yabancı dil, asdmyorlar; kamplara vcuyoılar, de keri kıt'alardaki «teftış fırçası > na nıze sokuyorlar; güne^ın hayat >?e benziyor Tefüüten teftişe hiç kxı!rıci ışıklarıle bu kuçuk vucudleıe lanılmadan çıkanlan dış hrçası gibı yeni kudretler kazaııduıyorlar. boy ecnebi dılın cumleleri ve kaıdeleti le düşunen, boyle hareket eden aı yalnız o derslerin okutulduğu zaleler var. Fakat bur de o\!e aileler manda duyuluyor ve kullanılıynr. var ki, ecnebi okullara çocuklarıtıi Canlı diller, neticede blü dd haiine koyabilmek için bir taraftan onları gelmış oluyor. Turk ailelennde ecnsbi dile olan test usulünce cevab \eımeğe tınyorlar, diğer taraiun okul ida rağbetı maarifciler iyı karsılanuıUresının hatırından çıkamıyacağı dırlar. Bunda Snobismin, »ıbar göjelerden ve şahıslaıdan ıltımas bul rünme heveslerinin payı yok mağa uğraşıyorlaı. , dir. Fakat onu umumileştirmck, İmtıhanda başarı elde edememiş vanhş olur. Çocuğunun gerek praçocukların ana babalannı bır tik hayatta. gerek bilgi HayaUıda dinlesenız!. Teat deuıklerı bılmece kazanacağı ımkânların hududunu lerle çocuğun zekâsını ölçmedeki çenisletmek ıçın ona daha kuvusguçlukleıden mı soz etmı\oılar, ay ten bır ecnebi dil hele ıngilizce o | nı suallerı verenlere sorsalar ce retmeyı isteyen aile, aslında doçrü vabdan âcız kalacaklarını mı soyıe duşunmuştur Ti^ıret veya »ndusnüyorlar. Boyle saçma sapan soru trı alanın^a bugün için ıngilizce larla çocukları rahatsız etmede >ıe bilmeden buyuk 15 gormek cok zory 5 g mana var? mı demıyoılar. Habilı dur. Dünyanm dortte uçu. ou dilde »ıkâyetleri sert, can sıkıntılan si mılUs,tlerarası munasebetleri >ağhnırlerini bozacak kadar derın... vor İltimas bahsine gelince; muhim Fıkir ve bılgi alanına geünce yerlerden telefon eıtırdıkleri, mek dunya yayınlannın onda ahıs. iutub yazdırdıklan halde onları dın gılızcedır Bu dili öğrenmeden. heıe lememisler; bılmem neredekı bır bundan sonra, entelektüel neslskkardinaldan tavsıye getıren bir ço l e rm hiç birinde esasu cUMtte decuğu testıne, pestine bakmadan rinleşmek mümkün değildir. Otger yaymlar, kabul etmişler. Hele bu tavsıye dıllerde çıkan mühim i|inde sefaretler de sefeı oermıj. derhal ıngılızceye tercüme "^iUyot. Tarafını bulup yüksek makamlar Bu satırları yazanın ingilizce bildan Turk veya ecnebi bır ıltı meden bunları sovlemesinı, jansınmıı bulamıyanlar. gorseniz nasıl da duyduğu ihtiyacm sıkıntılı biı ıfadesı olarak da alabılırsuıiz. Ugtizgun, nasıl kederlı? Bunun tersine de tesadüf edıli raştığım bir konuda komşumun yor. İratihanı başarmış, hiç bır yer ıngilizce bilen henuz oğren;ılıkîeri den iltimas ettirilmeden bu şerefi devam eden kızlanna rica edıp terkazanmıj çocukların aileleri yeviî ç I cümeler yaptırdığımı ve bunian içindeler. Çocuklanle ıfühar edı j ıstifade ederek ulemalık ve ilozofyorlar. | luk ettiğimi soylersem meseleyı ne Kimi bisiklet, kimi kayık, kjmi de.ece objektife aldığımı takdır yeni elbise alarak başarıh yavru edersıniz. laruu mükafatlandırıyorlar, evde Çare?!. bayram!. Telefonlar açıhyor, tc!Çare; bence Maarif Bakanlığı ırin graflar çekiliyor; dostlara elde edıbir kaç yoldan hareketi ıcab Jtcuilan bu başannın müjdelerı venlı \or. Bunları birer bırer soyleyev n: yor. Varan bir... Ankara, İzmir, Isîtin kurnazhk tarafları. tuhaf tanbul gıbi büyÜK merkexlerie, onttcellileri d* oluyor. Çocuk kencısi ce ıngilizce oğretim yapan lissler •alatıyor: açmak. Daha sonra almanca ve Teatteki torulardan biri. «en bfi fransızca için aynı j«y yapılabıhr. yfik adam olarak kimi tanırsınız?» Memleket evlâdlarından ve IngılteAlparslan, Fatıh, Sultan Selım, A re ile Amerikadan hoca almak vt tatürk desem belki aldırmazlar. On getırtmek .. Rahmetii Sabrı Toprak, lann büyük adamlarından oırim senelerce önce Büyük Millet Mer•öyledim, imtihanı kazandım!. lısinde böyle bir kanun teklıli >^l>Görüyonunta ki, ecnebi okulla mıatı. O zamanın Maarif Baicaniığı, ra giriı, hali vakti yerinde aılele değil' bu türlü okul açmak; ^öyıe rin ana meaelelerinden biri. Şu tsfc olan Galatasarayı kapamak iü|ündlrde göz yumamıyacağımız bir cesinde idi. Teklif, reddolunmuştu. Korku ;u idi: Galatasaray gibi topluluk olayı karşısmdayız: lcneparah ve ozel ögretım veren okulbi ekullara hücum... Bunun »ebeblerini maarif ve ter ları açarak aristokrat v* mümtar biye adamlan incelemege. görtpeğe, bir smıf vucude gelecektir Bu nktedavisi için çareler ararraSa ınec rin yanlış. bu kaygunun yersız olburdurlar. Bu hücumu mil'î duv duğu. bu tekhfin ustunden geçen Runun za'fına verip işın çınden çı Cumhuriyet seneleri içinde Oa>aUkacak maarifciler veya r<=d?gog saraydan cıkrruş genclerin demoklar vardır. Fakat bövle davranış ratlığile sabittir. Orada hocaltk etdoğru mudur? Bızce degıl. Şah=an j mış bır meslekcaş olarak ve bunu ben oyle analar babalar tanınm , gczıle eörmüş bir vatandsş sıfatile ki, milll duygu bakımından Turk apaçık ıfade cdebılirim. Parasız ve oğlu Türktürler, vatanlarına b^ğh bali vakti yerinde olmıyan çocukInsanlardır. Böyle olanlarm °?nebi lan Galatasaraydan mahrum etmeokullara rağbetlerınin spoehlermi mek için parasız yatılı imtihanınumumî olarak baska yerde arsiıa da en önde muvaffak olmus çocuklldır. Bunun başında ecnpbi Hıli larımızın oıava girebilmesi tedbirve bilhassa ingilizce (ona ameri lerini de kanuna kovdurmus bir kanca da dıyebilirsiniz) {'elmekte maarifçiyım. Ne yazık ki bu usuiü dir. kaldırdılar. Tabıî asıl antidemokraİtiraf edelim ki. Devlet okulla tık işi bununla yaptılar. On yıl fnrında biz. yabancı dil iğıetem'vo ce aristokrat dedikleri Galatasaray a ruz. Bir defa, bazı zaruretierle üç bekçi babanın oğlu girebiliyrdu dili birden (almanca, fraisızca. ın Ya şimdi?!. gilizce) öğretmeğe .ığra«ı,'o:nz. Yeni açılacak bu okullara e v e l Hepsine öğretmen yetıştırmek bır ce tatbık edilen usul ihya edılerek parasız, yoksul, fakat zeki vt lıtidadlı çctuklar alınabilir. Adı E"ylenmiyen o eski Bakanın demokrat ruhtakı tedbirleri geri getirilerek, ileri sürülen bu sosyal mah ru bertaraf edilebilir Fakat diğer öğrencı ailelerinden para almalıdı.' Çünku ecnebi dılde oğretim " 1 okulun masrafı çok olacaktır Müsbet bilim dersleri o dilde ve vetküi öğretmenler tarafından okutturulacaktır. Esasen bu durumda olan aileler para vermeğe razıdırlar. Gelelim ikinci çareye: Orta okullan bilmem. fakit liselerde hiç degilse bir müsbet bil'm dersini yabancı dılde verdiı nek için tertibat alınmalldır. Bu da * îolan * talim '." A" ^ . î ? ve terbiye heyetını *.™1~ bu noktada vazifelendirmelidir Plânını progrt>mını dairesıle müşterek olarak o yapmalı. oğretmen ıhtıyacını o tesbit etmelidır Bu cinsten müsaıdevı vermedikleri ıçın ış inada bindinlerek kapanan BoğazKi Lisesme sazık olmuştıır. Adamlar kendı pam'arile dışsrıdan ecnebi oğretmen getirtip küçük sı: mflardan boşlamak İ7.ere ın^ilizce oğretim vermek ıstedıler. Maîrif, hayırı bastı. Hılbukı Maarif Cemiyetinin aynı müsaadeyi ahn Kj'cji Ankara için ne kadar fajjdalı olmaktadır? Masele mıihimdir. İhtiyaç, zorlayıcıdır. Tedbirsiz oırakmamalı. ld F n Dünya 01aylar ı Her birine iki şilin konularak denize atılan 10,000 zarf ; kada vâkıa feker kullanılıyor ama bu bizim bildiğimiz sekerin başka bir çeşididir. Almanlar buna «ham }dcer> diyorlar. Harcı pekleştiımek için kirece kaülan bir nevi yapışbrıcı madde, tatlı, özlü bir şey. Kireçle kumu birbırine bağbyor. ,Bu vesıle ile Seddi Çini yapan eski Çınlilerin duvar harclanna yumurta akı karıştırdıklan hatırlatılıyor. Taf duvar, tuğla duvardan sonra yumurtah duvar ve tühayet tatlı duvar! Burada insanın aklına gayri ihtiyart tuzlusu da geliyor. Denizlerin makine yağlaril* kirletilmesi beynelmilel bir gaile mev zuu olmuştur. Gitgide artan yakıt istıhlâki onlardan çıkan cürufu veya makinelerüı gerıde bıraktığı küspeler hep denizlere dokülmektedir. Bunlarla yağlanan deniz suları bir çok yerlerde girilemez hale gelmiştir. Bu yüzden dünyaca tanınmış plâjlann müçterileri temiz plâjlar aramaktadırlar. Avrupa kıyüan yağlıdır. Kims« yağlı suya gitmek istemiyor. Geleceği düşünenler bunun daha da dh d artacağını söylüyorlar. Yazın durgun sulannda yag tabakalan bink«hüf... deyince olacak bir şey dc , m e k t e d i r . Ş u h a l < J e m e 6 e l e m ü h i m Bu hususU ilgiU devletlenn kararı gayet enteresan: «Yağ vebasınm (tehlikeli bir solgına benzettiklen için böyle söylüyorlar olacak) evvelâ teshiaini yapmak lâzımdır Hastalık hangi istikametlerden geliyor? Kaynakları nerelerdedir? Bunları tesbit ettikten sonrm tedavi çarelerine, kaynaklan kurutma yollanna gıdılmelidir. Bunun için ılk karar şudur: Uçaklarla kuzey Atlantık Ü2erine suda erimiyen zarflar atılacak. Her zarfta iki şilin ile Londradakı Okyanuslan Araştırma Enstitüsu tarafından hazırlanan kartlar konulacak ve kartlar «nerede ve ne vakit?» bulundufuna dair sorulan ıhtiva edecek. Zarfları bulanlardan. yer ve tarihleri cevablandırarak iade etmelerı istenecek... Mılletlerarası verilen kararın bu yaz tatbikma geçilmiştır. Şimdi Atlantikte parası pulu ustünde 10.000 zarf dolaşmaktadır. Mevsim sonuna doğru alınması duşünulen neticenin gelecek yüzme mevsıminde denizleri yağ tabakalarından kurtaracağı ümid ediliyor. Yağlann dağıldığı asıl kaynaklar bulunduktan sonra sulan kirleten mılletlerin hangileri olduğu anlaşılacak ve denizlere bir daha yakıt artıklan veya cüruf dökulmemesi icin yeruden ahnacak beynelmilel bir kararla tedbirlere tevessül edilecektir. Simdiden deniz postasuıın bir çok müvezziler bulduğu haber <rerilivor. Bugüne kadar bulunup da iade edilen zarflann adedi 500 ü gecmistir. Mükâfat önceden zarfın i icine konduğuna göre iade edilen elbette tarih ve yer ismini muhtevi kartlar oluyor. Bakalım Avrupa plâjlannın pisliğı gelecek yaz durulacak mı? Derleyen: Hatice Yildan Postacının getirdiği mektubu okuyunca, Garrigues baba sevinç göz yaşlan döktü. En büyük emeli tahakkuk etmiş bulunuyordu Oğlu doktor çıkmıştı. | Garrigues baba gerçi paralı adamdı. Sahibi bulunduğu Missials (çiftliği Fransanın Dordogne bölgesinde parmakla gösteriliyordu. Zaten bu sayededir ki, oğlunun JÜyük masraflara ihtiyaç gösteren tahsilini tamamlattırabilmişti. Faj kat ne de olsa köylu idi. Yoldan geçerken herkesin, şrpkasmı çıkarıp yerlere kadar eğilerek salâmlayacağı bir doktorun babası olmak onun koltuklaruıı kabartan büyuk bir şerefti. Yalnız, işin tadıru kaçırnn bir mesele vardı. Oğluna bu kadar çok para sarfettiği icin kızan karısı kameti azıtnuştı. Öte yandan, oğluna harcadığı parsları yüksek faizlerle ödünç aldığı tefeciler etrafını sarmıştı. Paralaonı (teri istiyorlar, vermezlerse icrny» müracaat edi? 1 malmı, mülkünü sattıracaklarını söyleyerek tehdid savuruyorlardı. Gel zaman, git zaman. Garrigues baba çaresiz kalınca, artık Roc ka Ceoaze îstanbulun Cenneti " Sarayburnu Sahil PARK GAZİNOSU A K ŞAM BU Emsalsiz programa llâvcten memleketin medarı iftiharı Ü.tad MÜNİR NUREDDİNİ Muhterem İstanbul halkma dınletmekle şeref duyar NOT: Münir Nureddin her cumrtesı ve pazar gec sı Saraybuınu Sahil PARK Gazınosunda. N«v Yorkiunun hayat seviyesi NewYorklulann geçen sene muh telif ihtiyaclan için harcadıkları para 19,3 milyan buluyor Bu mikt?r, şehirde yaşayan 4,212.537 aılenin bir senede yaptığı ahşverişın karsıhğıdır. Yekunun yuksekhğı. her ailenin ödediği vergi ile daha da artmaktadır. Vergi haric olduğuna gore bu yekundan her ıhtivac maddesine düşen yüzde nısbeti şu şekilde sösterilmektedir: Iaşe %32. kira, doktor ve ev işleu "£30 giyim ^12, tefriş r r6, otomobil ve seyahat %7,5 eğlence 1 ve okul masraflan %7, şahıs masraflan «^2, tütün <?C2, içki %1. j Bır NevvYork ailesinin ortalama ' kazancı vergiler çıktıktan sonra ! 4587.15 dolardır Bu kszancın % 30 unu yanı onda ücüniı «kira, dok^or ı ve ev işlerine» harcamssı en cok ] dikk?ti ceken taıaf oluvor. "e>v. ' YorHunun havat seviyesi hakkında I ufak bir hesab Bayan Aranıyor Genc bir tüccarın bütün ev işlerini deruhde edebilecek. icabında t şraya gidebilen serbsst genç bayan aranıyor Resim ve h:l tercümesile bıılikte Galata posta kutusu 766 va acele mü acaat ••»• BU AKŞAM Sekerden duvar Amerıl.ada şekerin duvar harclaıına karıştırılan bol bir meta olduğunu ilân eden haberler var. Şekerli hsrcla yapılan duvar fevkalâde sağlam oluyormuş Amerika i"in belki havret ed''=cek şey de5ıl ama ş«kerin v \ n kilosunu bu'mak icin muhts.hklaıa başvuruHuğu bir yerde şekerli duvar havli tuhaf kaçıyor doğrusu... Boyle bir duvarın h?rcmı Alman lar merak etmiş olacaklar ki yaptıktan tahlil çu neticeyı vermis' I'işaat malzemesi olarak ATIC i Boğzıçinin en güzel eğlence yeri: Büyükdere BEYAZ PARK ta MUAZZAM MEHTAB C.FCFSt SAİME SİNAN ve SUZAN GÜVEN K o n s e r l e r i Elen Okuyucusu M A R U Ş K A Yeni repertuaıında. SADı TEK Skeç Topluluğu Varyete Atıaksıyon Dans. Şantör Arif Gürraen Akşam Rüzgârı Caz ve Dans Orkestıası ğini anladı, fakat korktu: ' Garrigues babanın iki flıtiyar «r Dalmaz demiyorum, ama ne kadaşı çiftliğe gelmişlerdi. Boyasu, tahtadan âdete bir tabuta yerleçtide olsa tehlikeli iş... rilen mevta, baş v« ayak uclann» Kadın sınsi sinsı güldü. Kurnaz davranmazsan. tabü! konulan dört mumun arasında, soa uyuyordu. Ihtiyarlar, Ben her şeyi nesabladım. Sonradan, uykusunu ahıra götürüp öküzlerin altına bı oturduklan iskemlelerin üstündc, rakıi'sm. Öküz bu, çığneye çiğneye ujruklamağa başlamışlardı. pastırmasını çıkaıır. İhtiyar adam, Geceyi can sıkınüsı duymadan öküzlerin altına kendiliğinden düş gecirsinler diye, kendileıine bol bol müş olabilir. malum va!. taze şarab vermışlerdi. İkisi de bu İssier, ne peki, dedi, ne hayır. şarabdan, fazlasile içrtüş, tabutua başında ıkısi de sızmışU. Mışıl mijil Neucede de hiç bır şey yapmadı. Fakat Ganigues ana, bu işi bir uyuyorlardı. Küçük çocuklar, büyüklerkere aklına koymuştu. Plânını zırfBir arrlık neiesleri bkanır gibi den daha çabuk 'i»an ninde evirip çevıriyor, her gün oldu. Odanın ıçinı acayib bir koktt biraz daha mükemmeüeştiriyordu. istilâ etmişti. İhtivarlann burunlaöğreniyor Hasad içın tutulan fazla işçi arasın rına, genizlerine kekremsi bir sef Unesco tarafından yayınlanan bir da, on.beg yaşında kadar, ahkça doluyor, soluklannı kesiyordu. R»istatistiğe göre küçük çocukların bir oğlan vardı. Kadın. bu sefer palı göz kapaklannın üstunde. kaü yabancı dil öğrenrae kabıliyeti büonun zihnini çelmeğe çahştı. Garri fakisler dolaşıyordu. yüklerden fazladır. gues babanın karnına bir bıçak sap Birden, ikisi de öksüre tıksıra »• Bes yaıındaki çocuklar arasında larsa kendısine para vereceğini .a yandı. Bır sıçrayışta ayağa kalkyapılan yoklama bu neticeyi verdettı, çocuğu kandırmak için de, tılar. Tabu» alev almış, çatır ç«Öf mistir. Aynı muhitte yaıamalanna bıçak > arası öküz bo\Tiuzu yarasına yaruyordu. Odanın içi dumanta rağmen bir çocukla bir büyüğün benzer, işin ıç yüzunü kimse far dolmuştu. İhtiyarlar «yangm var!» o yabancı dili zaptetme ve kullankedemez. dedi. Fakat alık olan, bu feryadile dısan fırladüar. Pencer»ma süresi bir değildir. Çocuğun bir teklifı, lâf arasında, babasına ağ ler, kapılar açıldı. ev halkı, kotnsusenede en çok iki senede öğrendiği zından kaçırınca iş bozuldu. Garr lar koşuştular, eline bir kov» gedbir dili büyük üç ilâ dört senede gues ana da, ağzuu «ıkı tutmağa ren heıkes yetışü, yangın »öndilöğrenebiliyor. riıldu. Ertesl gün de, tabutun kavUnesco, ilk okul çağında bir çorulan kısımları mümkün merteb» cuğun yabancı dil öğrenmesini kütamir edildıkten sonra Garrigu** çük dimağlar için ağır bir yük tebaba çukuruna yerleîtirıldi. lâkki eden zihniyete karsı bu yok*** latnayı ileri sürerek itıraz ediyor Cenaze gömüldükten bir haft* ve diyor ki: sonra, Missials çiftliğinde, kadınla» «Küçuklere lisan öğretmek bübir toplantı yapmıs olm»»«larcU, yüklerden daha kolaydır tlk okubelki de bir daha Garriguea b«balun ikinci ve üçüncü sıfınlannda i nın admı kimse ağıına alnuy«c«ktı. yabancı dil öğretimi başlayabılir. JToplantıda şarab içilmisti. G«rriÇocuklar'n kulağı kapmaya, ağzı ı gues'ın dul karısı şarabı faıla kaişlemeye daha çok müsaiddir» ı çırdığı için, gülüp »öylemeğe, kahUneseo, mılletlerin anlaşmasını kahalar atmağa, kocasırun ölümünda. çocuklann bu kabıliyetine daden duyduğu sevinci, şarkılarl» yanarak, erken ba;layan yabancı belli etmeğe başladı. Hattâ bir adil öğTetiminde görüyor. rahk, o havalide ancak ya hakikî sarhoşlarla uygunsuz kadınlann oynadıkları açık saçık bir göbek havasına kalktı. Sııtmda bir tek gömlekl^. yan çıplak oynadığı btt ovun, mecliste hazır bulunan bütün öteki kadınlan gocundurmuş Baştarafı 1 tııci sahıjede fabasında muayenehane sahibi bu karar verdi. tu. Onu n bu halini görünce şaş«lar kaydedilmemiş de değildir. Bu, lunan doktor oğluna müracaat etti: Bu arada, Garrigues baba, oğ!a kaldılar, bu hale hiç bir mana veyoldan çıkmalarda bazı din istis Oğlum, dedi, beni ju ars« he ile mahkemelik olmuştu. Doktordan ı remediler. Bu manzara o kadar femarcılannın ve menfaatperest po rıflerden kurtar. Bana para ver de nafaka ıstiyor, o da, babasını b<»s nalarma gıtti ki, hepsi birer birer litikacıların şüphesiz büyük rolü borçlarımızı ödeyelim, çiftliği satıl lediğini iddia ed«rek on "•• » sıvıştı. olmuştur. Oyle ki bugün (inkılâb maktan kurtaralım. mıyeceğıni söylüyordu. Fakat hâHavadis, ertesi gün tekmil kasalan nasıl koruyabüirız?) endı^esi Doktor, babasmin ricaaını kabul kim, ihtiyann tarafını tuttu. doKdune nazaran daha aktuel bir mev etmek şoyle dursun, onu tersledi: toru, babasına senede altı yuz frank baya yayılmıştı. Toplantıda hazır zu, her memleket munevverınin ü On para \eremem, dedi. Olsa nafaka veımeğe mahkum etti. Hu bulunan kadınlar, oraya gelmiyenküm teblığ edıldiğı zaman doktor lere olup bitenlert, anlatıyor, vak'a zerinde dıkkatle durması lâzım jje olsa, çiftliği ben satın alırım. kulaktan kulağa etrafı dolaşıyorlen bir mesele haline gelmiştir IşGarrigues baba düşündü Oflu fena halde öfkelenmiş: te bu sebeble biz de 1954 1955 nun teklifi ehveni şerdi. Kabul etti Ne? demişti. Sened» altı yüz du. Dolaşa dolaşa, jandarmanın Yunus Nadi Mukâfatını bu memle Doktor çiftliğe sahib oldu, tefeciler frank rru? Kat' yen vermem! Ver l kulağına kadar gitti. Jandarma budala değildi. Bir hafta evvel tutuket davasına, bu mevzuda yazıla ' paralarını aldılar ihtiyar çiftçi de memenin kolayını elbette bulurum şan tabut, bir hafta sonra, ölen kobenl cak en güzel makaleve tahsis et ağzmı havaya açtı. casının aleyhinde ağzına geleni söy *** meğe karar vermiş bulunuvo *** liyerek sevincinden zıpzıp zıplaBağbozumu mevsiml gelmişti. ruz. Yazacağımız maka'ede hedef, Doktor. ne de olsa, babasını çiftyan dul kadın, biıbirinı tamamladedığimiz gibi (mkilâbları nasıl hkten kovamamısU. Fakat Garri Çiftlik kâhyası İssier, bir gun, uı yan iki mühim alâmetti Jandarkoruyabiliriz?) sualine cevab ver gues babanıo vaziyeti kovulmadan bır tavşan yakaladı, çiftliğe getirdi. manın kuşkusu adliyeye intikal etmek, düşüncelerinizi bildi mektir. da beterdı Eikıdenberi yatıp kalk Garrigues ana, tavşanı kendi elıle 1 ti, müideiumumilik cesedin çıkaMusabaka şartları çunl'rdır: tığı odasıru elinden almışlar, ona pışırdi. Bir tabak dolusu tavşan I nlmasını emretti. Garrigues babayı 1 »İnkılâbları nasıl koruyabi merdıven alünda bir izbe vermiş yahnisini, gene kendi elile, dumanı ! mezaruıdan çıkardılar, yapılan oliriz?» mevzulu m.kalenın uzun lerdi. Vaktile yemeklerin en yaglı üstünde, kocasının vetıp kalkuğı ı topsi neticesinde, cesedde arsenik luğu âzami 750 kelıme olacak ve parçalan ona aynldığı halde, şimdi ubeye götürdü. , bulundu. Ganigues baba, lavşan yahnisine yazı behemehal daktilo ile yalnız sofra artıklarile karın doyuruyor**• du. Daha düne kadar sahibi ve bayıhrdi, Karısınin eünde yahni j kâğıdın bir tarafına yazılacaktır. 2 Bu makalenm vaktıle baş efendisi olduğu çiftlikte, şimdi u tabağile içeri girdiğini görünce, göz | Kimyagerlerın verdikleri rapor, ka bir gazeie veya mecmu da neş saktan da aşağı rnevkie düşmüştü lcrine inanamadt. Oturdu. yahniyi ! adliyeyi derhal kat'î bir karara sev redılmemıs Vjulunması ve sahıbının Missials çiftliğinin yeni kâhyası, âfiyetle yedi, artan ekmeğıle taba ketmiş, Garrigues ana, oğlu doktor p ofesyonel bir jazar olmaması İzzier isimli eski bir öküz çoba ğmı sıyırdı, fıcır fıcır temizledi. Fa Garrigues. çiftlik kâhyası Issier v» nıydı Garrigues in karısı onu çiftlik kat o gece, ihtiyann karnına bir her ihtimale kars^ bütün çiftlik şarttır 3 Makdede dil ve cümle yan kâhyası vapmıştı Ustelik, İssier've ateştir düştü Barsakları koaarılı müstahdemlerı tev'kif edilmişti. On lışları bulunduğu takdırde bunlar bm bir türlu ıhfmam gosterıyor. yormus gıbi sancıyor, Garrigues ce bu mustahr'eTiler sorguya çekat'iyen tarafımızdan tashih edıl yemeklerinı kendi elıle pişıriyor, ] baba, vatağında kıvnm kıvrım kıv k'ldı Fakat hic binnin, Garri"ues mıveceği gibi, yan da müsab=kava onu itina ile besli«'or karşısmda kı ranıvor, mütemadiyen kus^yordu babanın rilümünde dahli olmadğl Çiftlik vanaşm?larından bırı. eski çabu'ak anlr;ıHı Oerjye ka'^i r a rım kırım kır'tıyordu sokulmıvacaktır. Bir aksam ıkısı beraber. tarlalar efendısının bu haline acua. Roc ' a câu'la l«sıernın durumu o kadar * M kale, bir zarf içinde Ü7esabasına kostu. doktora haber ver suphelı, o kadsr kansıktı ki, « ârinde < Yunus Nadi Mükâfatı S T dan pve Ho^ü^'irlaı dı Ka^ın: • Iss'er. rledı «en ıyı yaba kul dı. Doktor. babasının karnı a ğ n v km'er cnUrın üzerinde uzun uzasm kaydıle ıdarehanemize gondedive cıfthğe kadar z=hmet ed^mi rl'va riurm^k ıbtiyacını h'ssettiler. lanıvsn. deâıl mı'' Ho'iik hcrif, homurdanır gıbi * eceğı ccvabmı verdı. Yaııaşmc< Tahkıkat ılerleiıkçe, hakikat bü' 5 Musabakamıza ıştirak nıud| hastahğın alelâde bır karın ağrısı tun ç.plaklığ.le ortaya ç'ıkıyordu: det! 15 temmuz 1954 ten 1 n.'san cevab verdr Benim elimde yabanm görmi na benzemed ü>ıni sö\levereH ısrar Doktovun, brbasınin elinden çifJi1955 e kadardır. ğı \ck p'h'sıı^a alışı, ihtiyann yan edınce. doktor dfkelsndı. 6 İdaremizde teşkil olunan bır yeceâi is voktur Garruues ana, daha yavaş sesle Ihtiyarlar obur o'urHr, dedi. aç yan tok bir hajata mahkum eeleme koraitesi, okuyucularırnız Urrffından göndenlen yazıUrı nce ilâve etti: Yahpnın sivri ucu senin elirrle hvcre'ı içlerınden neşıe !ây:k %ogazetede yayınlıvpcî<ktır. rlunca s^msn vıŞınına dalar gibi =ın kamına dalar' n makaleleı her ne İasier, kadının ne demek istedistbetle olursa olsun gerî veııl«Tıivecektn 7 Gazetede çıkan yazılar muovven zaraanında büyük jıırı arcolanını seçerek lJ*Kı iııa f i'd> r incelenerek «Yunui Nalı tf.'Ksiaü bu zata tahsis edecekt..V,,lnf&tı» nı kazanmağa hsk lesbekhyoıuz. 1954 1955 Yunus Nadi Mükâfat. «Cumhuriyet« in Edebî retrikası:13 ~ İLÂHES1 Talleyrand kaçamak esneverek: bilirler.» «Müttefiklerin General Bonaparte'ı Başımı ağır ağır iki taraf» sallabize teslim edeceksıniz, dıye ayak dun: dıremesinden korkuyoıum» dedı | «Yanlışınız var, beylen de«Geneıal Bonaparte istifasını ve ,dim «Ben burada alelâde bir inrirken Fransız donanmasından iki san olarak bulunuyorum.» firkateymn emıine tahsis edılmesı nHepsini anlatmadılar sana. ni istemişti Bu gemıler hâlâ Ro kızım!» Bunu söyliyen, Laiayett'ti chefort lınıanında bekliyor.» I ve ılk defa olarak konjşuyordu. Fouche de «Ingılız donanması Derin, sakin ve müşfik bir sesi bütün limanları abluka altına al vardı. «Bu General Bonaparte dedı» dedi. «Bu arada, «Bellerophon» nen adam, her şeye hazır, goıüpek knıvazdrü de Rochefort'taki firka delikanlılardan mürekkeb bir kaç teynleıın yanıbaşma demir atmış > tabur toplamış. General bunltr» «Ben ne yapacağun?» diye güveneıek aklına uyar da hiç bir •ordum. netıce vermıyecek, fakat daha bir Tallevrand gülumsedi. çok canlara mal olacak bir mace «Siz, aziz Prense3im, Isveç raya atılırsa diye korkuyoruz. Zira hanedanına mensub bır kimse sı can pek kıymetli, kıam.» fatile, General Bonaparte la mutteBaşımı önume iğdim. fikler adına konuşabılecek durumO sakin ses devam etti: dasınız.» «General Bonaparte'in açtığı Fouche de, iç cebınden mühürlu harbler şımdıye kadar Avrupaya bır zarfı alelâcele çıkararak: «Ay on milyon cana mal oldu.» nı zamanda* dedı, «Prenses hazBaşımı kaldınp baktım, gözüme retleri Fransız hükumetınm ceva o üç adamın omuzlan üzerinde, bını da General Bonaparte'a ilet» Napolaon'un duvardakl göz hapsinde bulundurmak vazıfcsıni ona vermışti. Malmaison'a vaklaşııken baktık \ol kapalı Fakat askerler General Beckp' i görur görmez müsaade >'ttilfr Koıunun ağzı da =ıkı bır muhafaza sltındaydı. Becker atından inıp bıze kapıyı açtı. Içimde bir korku vaıdı V2 bunu gidermek icin kendi kendime: «Mal | maibon bılmeHiğin. görrr.ediğin yer Çevıren Vandei | mi"1 Bahçecleki her sırav her gül losluk resmi ilişti. ] ağacını teker teker tan f SimdiO zaman Fouchee zarfı hemen ve kadaı defalarca gelHin ya, bu da elime tutuşturdu. Yanıma General onlardan biri» divordum. Becker'i vermeyi, mıllî muhafız a i M»revJİ'le Vicenza Diıkü beni layından bir taburun da beni hı j kapının önündeki basamaklarda maye etmesını lekhf etti Ikısını de kprşıladılar 3iraz sonra baktım etreddettim. Yanıma sade Isveçli rafımı hep tanıdık çehreler almıs' yaverimi almaya karar verdım. Hı Hortense. Julie, Joseph. Lucien Omayeye ne ihtiyaclm vardı! turma odasınin penceresi açıktı ve Yvette şapkamla eldivenimi ge Madam Letitia oradan uzanmış, ba tirdi. Talleyrand medyunu şükran na el sallıyordulıktan falan dem vuruyor ve «MaHeyecanla: «Joseph» dedim. dam Julie'ye belki bazı imtiyazlar «Kardcşınle görüsmck isüyorurn, jağhyacağından» bahsediyordu. dın derhal!> lemedim bile. «Eksik olma, Desiri» dedi General Lafayette: «Müsaadc e «Fakat bir iki dakıka bekleyecekdersen, kızım, bahçede oturup ge sin. Impaıator hukumetten mühim linciye kadar bekleyim» dedi. bir haber bekliyor, o gelincıye ka «Akşama kadar sürerseı de dar da tek başına kalmak istiyor.» dim. «Cevab bende» dedim. «Gene «Akşama kadar beklcrim> de ral Bonaparte ile aynca görüjmek de ıstıyoıum > di. «Hep seni duşüneceğim!» «General Bonaparte» deyışim üKont Roscn'le berabeı, arabada, Malmaison'a giderken, aıkamıza zerine Joseph'in yüzü bembeyaz bir atlı takıldı ve bizi yakından ta kesildi. «tmparator hazretleri çardakib etti. General Becker'di bu. j VVansu hükumcti ««ki Imparatom gın oradaki nrada oturuyor» d«di. «Çardagı bilirsin. değil mi''» «Koruyu gayet ivi bihrim» dedim sonra Kont Rosen'e döndüm: «Sız beni burada bekleyin. Bu isi valnız görmem lâzım.» Dolambaçlı vollardan. sıranın bu lunduğvı vere kadar. görünmedpn nasıl gideoeğımi bilivordum Oıada ancak iki kisi oturacak kadar küçük, beyaz bir sıra vardı ki onu da gayet iyi biliHim. Napoleon'u hakıkaten orada buldum Arkasında avcı alayınm ye^il elbisesi vardı Çenesıni avucuna alrruş. gözlerini dalgın dalgm karşısındaki çite dikmiş oturuyordu Çıt pıttak gıbi cicek açmıştı. Kendısıni gdrür görmez bütün korkum kayboldu Korkumla beraber zihrk'mdeki tatlı hâtıralar da sılindi. Seslenmeme kalmadı şöyle biraz döndü. gözü beyaz entarime ilişti. «Yemek vakti mi geldi, Josephine11» dedi. Ben hiç cevab vermeyince anladı. beni tanıdı ve şaşırarak «Eugenie!» dedi. Sesmde, sevindiği de belliydi. «Nihayet geldin ha, Eugenie!> Bana «Eugenie» diye hltab ettiğini kimse duymadı, yanına oturayım diye yer açtığını kimse görmedı. Yanına oturdum, gülümsiycrek baktı: «Yıllar geçti» dedi, «seninle, böyle, çiçekli bir çitin karaısında yanyanı oturalı.» Gene sesımi çıkarmadım «Hatırlarsın, değil mi?» diye sordu. Aİnında sanki bir tutam saç varmış gibi elile düzeltti «Hukumetten çok mühim bir \ haber beklivonım» dedi. «rBen ki beklemeve hic yhsık değıLmdir!" «Eekiem.veceksmız art'k. General Bonaparte» dedim «Işte hükumetin cevabı.» Mektubu uzattım ve okurken hiç bakmadım. «Nasıl oluyor da sız getiriyorsunuz bu mektubu, hanımefendı'1» dedi. «Hukumet cevabını bana nazırlardan birile, yahud b'r subayla göndermeye tenezzül etmiyor mu? Bu işi niçin tesadufen bana gclen bır kadına gordurüyorlar'» Kendimı zorlıyarak »Tesadüfen gelmedim ben buraya, General Bonaparte» dedi «Unutmayın ki ben bugün Isveç Prensesiyim > Dişlerinin arasından. «Yanı?» dıye sordu. «Beni buraya Fransır bukumeti gdnderdi» dedim. «Hukumet Parisi teslim etmek, böylece şehri harab olmaktan kurtamak istiyor. Müttefikler ise goruşmelere ancak bu geceye kadar metrüeketten ayrümanız şartile başlayablleceklerini söylüyorlar.» Napoleon: «Ben hükumetc düşmanı Parisin kapılan onünde geri püskürtmeyi teklif ediyorum, hOkumet bunu reddediyor!> diye gürl*di(Arkan var) Helc tavşan eti ağırdır. Elbette mide fesadımı uğravacak. Böyle dedikten sonra, kapıyı yanaşmanın suratına kapayıverdi. Yanaşma, başka bır doktora koştu. Adı Montmejac olan bu doktor, souillac kasabasındandı. Geldi, ihtıvarı muayen» etti, bır »ey snlayamadı. Bir ilfic yazdı. flâcı so l'lac kasabası eczanesinde yaptırdılar. Hastaya bu ilâcdan bir kaşık içirildi İhtiyar çiftçinin ıstırablan dineceği yerde arttı. Bir kaşık daha . âc verdiler. Garrigues baba daha f; 'i kıvranmaSa başladi. Tam otuz altı saat. ınleyc, havkııa. ıııuthış •! > ') içinde can cekıştikten soma hayaU gözlerini yumdu Gec*. cenazeyi beklemek dilişi, kâhya îssier'nin. çiftlikte »ğa kesıiişi, Garrigues ananın, Küçük yanaşmaya para teklif edip ke casını öldürmeğe teşvik edişi, Garrigues babanın, tavşan yahnisl yedikten sonrra sancılar içinde kıvranarak, teşhisi mümkün olmıyan bir ölümle mezara girişi, hele, iki ihtiyar, cenazeyi beklerken, tabutun alevler içinde kalısı, bütün bunlar, ana oğulla çiftlik kfihyası arasında, üçüzlü bir suç ortakhğınm mevcudiyetini kat'î surette meydana koyuyorduUc suç otaîının rmıhakemesi, çok mcrakh sddvlar arzetti. Garrigues baban;n kendileri tarafında» zehirlenerek olc'ü.üldiıjünü üçü im inkâr ediyordj. Bithassa doktot, İçin, Arkası Sa, 6, Su S d«