Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
"CÜMFrtJRÎTET •>&•&•• v f t . t ekgı anMıyoi*) 3 hastabakıcı vazife başında can verdi 13 mayıs günü Vietminh'li subaylardan biri ağır yarahlann bulunduğu çadırlara yaklaşarak hir grup yaralıların Fransız. makamla' nna teslim edileceklerini söyledi. Gidecek olanlan Vietminh'li doktorlar seçtiler. Bizim l\rimizi sormadılar. Kızü kumandanlığından gelen subayla kampımızm idaresine memur edilen tsiyasî komiser» arasında ilk partide gönderflmesi lâzım gelenler hakkında uzun uzun konuşmalar oldu. Nihayet bir karara vardüar ve ilk postada gideceklerin isimlerini bildirdiler. Pazartesi Dükkân kiraları ve esnaf Konuşmaları j ABAHTAN ABAMA... Hikumsüz kalan kanunlar, nizamlar Prabang'a geldikleri vakit havş •lanına inmenin imkânsız oldugunu görmüşler. Bunun üzerine LuandPrabang civannda küçük bir ileri karakol olan NamBac'a Inmişler. Dün Ankaraya giden blr heyet, Burası mütemadiyen ietminh topkiralann serbest bırakılmamaçusu tarahndan dövülen bir yerdi. ımı istiyecek Dien Bien Phu ile LuangPrabang arasında Cangilın tam ortasında Esnaf Demekleri Birliğinden dört idi. Her taraf öyle bir keşmekeş kişilik bir heyet, ticarethane kiraiçinde imiş ki, profesör Huard, ya lannm 1 ocak 1955 ten itibaren rahların helikopterlerden indirilip serbest bırakümasının mahzurlansağhk teşkilâtma aid bir Dakota u nı ve bu husustaki esnaf dilekleriçağına yerleştirildiklerini, uçağın ni anlatmak üzere, dün Ankaraya biraz sonra yola çıkacaklaruu tel gitmiştir. Heyet alâkalüarla temassiıle Hanoi'ye bildirmek lçin bo lar yapacak ve gunlan teklif edeBahsettiğim «siyasl komiser» çok suna uğraşmı; durmu». cektir: garib bir adamda. Olur olmaz zaIstanbulda hayat pahalıhğı, ticaCEPHEDE ÖLEN manlarda sinema geanslan tertib rethane kiralannın serbest bırakılHASTABAKICILAR ediyor ve Berlin gencük festivalmde çevrilmiş propaganda filmlerinl Yaralılan Dakota uçağına yer masile en az %20 artacagmdan, bu güsteriyordu. Bu mecburî ginema lestirerek hemşire Monique Gilles'e durum karşısında tedbir alınması icab etmektedir. seariEİanndan sıkılmamıza rağmen teslim etmişler. Monique o gün Kiralar 1939 senesindenberi %150 sesimizi çıkaramıyorduk. Siyast ko benl görmek ümidi ile bir helikopterle DienBien Phu'ya kadar gel artmıştır. Esnaf ise, 1939 a nismiser hemen her tarafa oparlörler betle her sene %100 artınlmasını koydurmuştu. Böylece kınl radyo mis. Fakat maalesef onunla gö teklif etmektedir. Bu şekilde bir nun propagandasını biıe dlnletiyor rüjmeğt tmkan bulamadım. Hem artışla beş sene sonra 1939 senesi du. Gelen gazeteeiler de sık sık şir» arkadaslarunın n* kadar gü kiralan yedl misline çıkacak ve bize gazete getiriyorlardı. Bu g« venilir kimseler olduklanru bildi mal sahibleri de böylece tatmin ezetelerin hepsi fransızca idi ve ço ğim için ilk postada gönderdiğimiz dilmiş olacaktır. ağır yaralüarın akibetinden pek ğu komünist gazetelerlydl. Aynca, dükkân ve ticarethane endişe etmiyordum. Biliyordum ki tTk postada S yarah rardı sahiblerinin, kendi mülklerinde onlan müşfik ellere teslim edecekSiyas! komiserle komutanlıktan isim yapmış, müşteri toplamış eslerdi. gelen subay anlasmaya vardıktan nafa tazminat vermesi istenecektir. Matbuatın neden benlmle meşgul eonra kampa bir Doç kamyonu gelDiğer taraftan, Mal Sahibleri Der di. Içinden elli kadar Cezayirli çık olup cephe llt eepht gerisinde ça neği de, dün akşam Ankaraya bir Ben yepyeniyım, eski ile bütün tı. Bir kısmı paraşüteü, bir kısmı lısan hemsire arkadaşlarımdan bah heyet göndermiştir. Heyet kiracılailgüni kesmişim! Diye bağırmıyor. lejyon firarisi, bir kısmı da türlü setmediğin» hayret ediyordum. Ar nn tesebbüslerine mâni olmaya çaVapurumuz sessız sadasız ılerleriş'.erde çahşan erlerdi Bunlann a kadaslanmm vaıiiesi d» agırdı ve hşacaktır. ken bırden yolcuîarın çoğu ayaklanrasında Mç yerli yoktu. Kamyon bir çokları cepheden yaralı ta?ıdılar. Vapurun her ıki kıyıyı göredan iner inmez faaliyete geçtiler. yan helikopterlerde bulunuyorlartstanbula iç turist akını Demlr vt Denlzyollarının Bahar Bay bilecek güvertesine çıktığı.mız zaHava alanı ile yarahlann çadırlan dı. Üç arkadaaunızın vazife baarasında mekik dokuyortardı. Gi sında can verdiklerinl biliyorduk. nmı devunınca tenzllath tarlfeler man yüze yakın yolcunun büyük decek olanlan sedyeye yatırarak Devamlı bir ttea altmda, her An Utbiktne başlaması Üzerine Yurdun her bir Ufi i!e bir nnktaya baktıklantarafından şehrlmlze büyük blr İç tuhava alamnın öbür ucunda kunıl düşmesi muhtemel helikopterler rist akını başlamıştır. Bu akının onü 111 gcırdük. kıyafetlerinden yerli mus olan çadıra götürQyorlardı. veya uçaklarla yaralı tasımak, teh müzdekl haftalar içinde artacağı tah oldukları anlaşılan kalabahğın ağzmda bir tek söz dolaşıyordu: îlk gidecek gnrplara dahll olmı llkey» rağmen yaralıiara cesaret min edllmektedlr. Lorelay!. yan yaralılar giden arkadaşlan Ue vererek sıhhl durumlarını takviye ktanbul Erkek LJsesinde yaüb kısım da olacak Bir anne beş altı yasındaki çocuşakalaşıyor ve hlç tizülmüyorlardı. etmek, hiç dt kolay blr jey detsUntaul Erkek Llseslnln eski duru ğuna parmağı üe yüz metre kadar Çünkü nasıl olsa onlara da sıra ge ğildi. rouna fetlrtlerek yatıh taleb» kabul ıleride bir kalabalığı gösterıyor, leceğini biliyorlardı. Gidenlere: Monique'e teslim edilen yaralılar etmesi İçin Marif Vekâletln* devamlı söyledıklcri arasnda yabancı bul Haydi güle güle, Lanessan'da 14 mayu gecesl saat 11 • yakın mılracaatler yapılmı;tır. görüşürüz insallah, dly« lesleniyor Önümüzdekl der» yılından ltlbaren madığım Lir tek kflhme var: Hanoi'nin askeri hava alanı Bac okulda yatılı kısmın tekrar lhdaı edi Iorelay!. lardı. Mai'ye inmis. Hava alanında GeBir bacağı olmıyan gene blr deli neral Cogny ile bir kaç kisi daha lecefl blldirllmektedir. Bunun Haync'nirı bir şiiri, bir de«Dolmuş» yapan taksiler de kanlı kendisine bu şekilde süslenen varmi|. General çok üzgün ve yor^ niz kızı masalı oldugunu hayal mezam istiyor arkadaşına gülerek: yal hatırlıyordum. gun görünüyormus. tjtanbul Şoförler v« Otomobllcller Ne Lanessan'ı? Parist» g5rüDerken iki saattenberi en ufak Generalin üzüntü lçtnde olma Cemiyeti, dolm'15 flatlarına da tam jereğiz inşallah! dedi. sının bir sebebi de yaralıların nak yapılrrıasırH Istemektedirler. bir patırrlı çıkarmndan ılerleyen Yaralılanmızm maneviyata yükÖrümuzdeki haft.ı Ankaray glderek ledilmesi işinin bu kadar kötü şart ihtiyar tekneııin bağrından yüz selmişti. Ük postada gidecek yara lar içinde başlamış olması idi. İlk llgill makamlarla tennslara geçecek Yerli olan Cemlyet raensubları, taksilere ya kişilik bir türkü kopuyor. lılan alandaki çadıran götürdüler. cün sekiz yaralı göndprebilmiştik... pılan 7»mdan snnra dnlmüş f'ntlarımn yolcuîarın hepsi, yabancıların f'a Orada ertesi günü gelecek uçagı Bu tempo ile diğer yârahlar ne da muayyen b'r şekılde artınirmsını ooiu hep bir agizdan çok yüzel bir o.bekliyeceklerdi. kadar zanıan içinde ve nasıl nak temme ııpraşicakl^ırdır 14 mayıs günü hava berbattı. ledilebileceklerdi? Sahte askerlik vesikası tanzim Dien Bien Phu çukuru stele kapu eden iki kişi yakalandı Blzi de aynı düşünce meşgul et TEMMUZ idi. O kadar kl etraftaki dağlar biUzıın zamandanberl diyordu. YaraJnlanftj^nakleclümesi danfTanzım eden iki sahte nufus oilz I }ahıs ıhhar tfteÇEKlLİŞİNDE F \ • le görünmüyorlardı. işi bu tempoda devam etliâ: tak rine d'in suçustü >'aka anmıştır. Gelen helikopterler yukandan hiç dirde daha aylarca DienBienİddiaya ve yapılan snruşîurmava go 1 bir şey farkedilmedigini, slsten her Phu'da kalabilirdik. İlk anlardaki re. Sultanahmert Aksak»! snkık 24 nutarafın uçsuz bucaksız bir deniz sevincimiz sönmüstü. Kampta gene maraJa cruran Fu»d Cayrun ile SultanI halinde göründüğünü bildiriyorlar sergin bir hava hüküm sürüvordu. ahmed Tapu dairesi önünde sejyar dak | tıloluk yapan Bahri Meven, u?un 7 idı. LuanPrabans'da da aynı vaziBana bir şeyler sormak istıyormuş mandanberi sahte mahur kull^narak yet vardı. Bu şartlar altmda heligibi bak?n yaralılara hiç bir şey askerl yoklıma nüfus juretl ornejl ve kopterlerin inis ve kalkişlan çok ıkametgâh ser.edl tanrlm etmektedirİT. söylivemiyordum. Çünkü onlan Yakalanan sanıklar rakkınia tahki , zor olacaktı. Bu yüzdendir ki 14 j mayıs günü Dien Bien Phu'ya yal bcnına ümidlendirmek istemiyor kata başlanmı;tır. Bir sandalcı. 8 yasındaki kıza nız üç helikopter inebildi. Bunlar dum. Belki de ertesi günü daha dan biri müzakereleri idare eden az sayıda yaralı gonderebllecektik. kalkışh Fransız hevetinin helikopteri idi, Belki de hlç gönderemlyecektik. lskeleslnde Melınıpd B.ıtur tamamen Ismlnd» blr kayıkçı, eumartesi akîamı biri de nBeaver» di. Fakat görü? Bolki de mflzakereler Beşlktaşta sahası o kadar dar ve kötü idi ki kesilecekti... Bütün bu üıtimaller GU11U Usun Sporcu »oka.âinda oturan 8 yafllarınuakl kızı Mıııl«Beaver> hava alanına inerken aklıma geliyordu. 14yı kandırarak kayığına bindırmisür.' yerde bulunan helikopterlerden biSandalı tahllden »çan kayıkçı. MuSankl içime doğmusru. Ertesi sa rine çarptı. Bövlece hem yerdeki bah Fransıı makamlan Vietminh' allâya sarkıntılık yapmak isiemis fa! helikopter zedelendi. hem de Bea lilere hava alanıru Dakota uçak kat çocugun feoadı üzerine a<l! teşeb ! büsünden vazgeçmek mecburıvetcnde ver hasara uğradı. Yerdeki helikop larınm kolayca kalkıp inebileceği kalmiîtır. 1 terin tamiri mümkün oldu. Fakat hale getirmelerini ihtar ederek y3 Muallânın annesi Güllünün yapt'fı SİkSyet üzprlne. sandalcı yakalanmı^ ve epey işimize yarayacağını tahmin nlıların uçaklarla nakledilmesi ge tthkikata baslanmıştır. ettipmiz rBeaver» yaralıların tah•ektigini, bu yapılmazsa nakil alivepi bitinciye kadar tamir iflileBir YııgosJav ressamı şehrimizılp rned: ve diğer ucak enkazınm ara n eliyesinin çok utıyacağmı bilsergi açıyor rlırdiler. Aynı zamanda DienBiensmda kaldı. Yugoslavvanın tanınmış ressamlarınPhu'dsn SonLa'ya giden 41 inci dan Envtr Krupiç'in en son eserlerinder. Hava alanına baktıgm vakit o yolu ve oradan deltaya ve Çin mCırekkeb sergi, bugun saat 11 de Frannun yan tarafmdaki sahanın he hududuna giden yolu bombalıyacak sız Konsoloslıtgu salonlarında açıiacak j tır. | mra hemen tamamen uc?k enkazı lsrını ilâve ertiler. Bunun üzerine Yııgoslav sanatmi ak«ettirecek olan | iie dolu oldusunu görüyordıım. Bunlann ar?s'nda "28 mart günü j Vietminh'liler de yaralıların n ıkli eserlerin teşhiri, sr.üt muhitiını?de me ' ZENGlN PARA IKRAMlYELERl rakln beklenmpktecir beni Dien Bien Phu'ya getirmiş o işini durdurdular. Nakil işinin durdurulduğu helan ucaŞm enkazı da vardı. GidcrIIAZİRAN 21 ŞEVVAL 20 ken bu uesktan bir parça alıp ona men duyuldu. Kampta herkes bundan bhsediyordu. Eııc'işeli gözbir hatıra olarak ssklamaâa karar Türkiye Bankası Ierle bulutlu göklere bakıyorduk. verdim. Fakat ne bir uçak, ne bir helikonHavar.ın kötülüğü yüzümlen 14 mavıs günü elimizde kalan iki he ter görünüyordu. 16 mrtyıs günü bir V. | 4 2S 12 16 lfi.lfi 19 « 21.4S 2 OS paranızın .. likorterle ancak sekİ7 varah t»ön tek yarab gonderemedik. E. ] 8.+)| 431 j 8 32 12 MrTiriTrî istikbalinizin emniyeti derebildik. Helikopterler Luang (Arkası car) Ren ırmağı zeytin yesillerine bürünmüs, kocaman bir asfalt yol gibi uzayıp gidiyordu. Via Baden'de bindığimız gemi bizim Boğaziçinde dolaşan emektar teknelerin bir başka türlüsü. Belki bizimkilerden dalıa basık, daha uzun, daha eski ama daha temiz, daha rahat. Irnıak da zaman zaman insana Boğaziyini hatırlatıyor. Tabiat aııa ırmağm kıyılarında; bizdeki kadar cömerd davranmami}. Ama insan eli her adıra başında taşı toprağı okşamıs, yumu» yıkamıj. Bu kıyıUrda kendi haline bırakılmı» bir tek ağaç bulunabileceğme insanm aklı yatmaz. Bizim gemılerin gidişi il« ınsak üstünde iki üç saat ilerledık. Hep bizim Boğazıçi köyleri gibi birisi tükenmeden bir başka beldenin bajladığını gördük. Kuleleri sivri sivri, kuışunkalern gibi yontulmuş şatolar yanmda yeni yapılar da vardı. Yeni olduklan yapılann biçıminden çok renklerinde;ı anlaşılıyordu. Bu kıyılarda eski ile yeni arasındaki uçurum yoktu. Yapılann yarısından çoğu Dürer'in Hlbajn'ın tablolannda desenlerinden çıkmış gibi. Yeni yapılar eskılerin yanıbaşında kurulurken sözlerini seslerini değilse bıle bir hallerini eskiye uydurmuşlar. En ufağından tutun da en koramanına kaciar hiç bir yapı avazı çıktığı kadar: MAK TÜRKÜSU •"*«• Yazan: 1 Bedri Rahmi Eyüboğlu türküdür tutmruyorlar. Vapurun neresinde oldugunu anlayamadığım çok güzel bir hoparlor bu güzel koroya katılıyor. Yolcular müziğin payuu çiğnemeden sanki birkaç defa biriikte provasını yapmışlar gibi rahat rahat söylüyorlar. Ömrümde ilk defa duyduğum halde bu türkünün bir köy türküsü, bir halk rnelodisi olacağma kahbımı basarım diyorum. En ufak bir gayret sarfetmeden Lorelay türküsünün bazj yerlerini dudaklanmuı ucunca buluyor. hayatımda duyduğum korolann en güzellerinden birisine seve seve katıhyorum. Canımın ağzıma, gnzlerime dolduğunu duyuyorum. Hiç zorlanmadan kendiliğinden bir oyuna, bir horona, bir cünbüşe katılmanın ölçüsüz tadını duyuyorum: • Hey Allahım, katılmak, bir bütün içinde «rimek ne güzel. • • Jjjrijngk bcli rsirce her şeyde Karışmnk sulara, yıldızlara Sinmek kokusıına mor menevşenin Vaıımak damar damar nefes nefes Yaşaraak tükene tükene Beni durup dururken yan'başım, daki insnnlarn kaynaştırdığı için bu I türküyü ömrümün sonuna kadar unutmamık isferdim. E :or IIayr,?n'in butün şiirleri bi.\K> türküler üstünde havalanmış oısnydı, çnkt.nn Uküdan işarlardı. Bazrm bir mıllî marş, bazan bir il.ıhi, b'r mnbot hTva^ını andır lıaldo bu türkiHe bir köv türküsü j rahatlıj:ı vardı. Bu tad, bu çeşni , nncak toprak tfncerHsrHe pışmiş I köy yemeklerinde bulunurdu. Pi! «irin kotarnnların cllcri dcrd gör ben diyeyim Karaköy sen de Erenköy. Kıyı da kajmak gibi bir asfsltın üstünde. Treni de başucunda. Köy ama; şöyle bir dükkânlarına göz atarsanız bizim Beyoğlu vitrinlerinde bulamıyacağınız nefasette her çeşid eşya. Gördüğürn eşya arasında tahta işleri, deri is!eri, toprak işleri insanı müthiş sarıyor. Tahtayı okşamak, deriyi ellcrinizle seyretmek, toprağa dudaklannızı değdirmck istiyorsunuz. Bunlan seyrederken bizim Akademinin kıjmetli hocalanndan Emin Bann'ı hatırlıyonım. Bu arkadas Almanvada cild ve yazı işlerıni incelediği için ikide bir siizü Almanyadaki elişçıliJJİnin üstünlüğüne getirirdi. Bız de ona durmadan çok yiizel basılmış Fransız kitahlan qı">sterirdik. Frankfurt'ta ve dolaylaruıda dolaşırken insan elinin, eşyaya sa^ladığı sıcaklıgı, sadeliği, j Ifon kı\ ısınrL'ki en eski hisarlar, dan birisinı dola;.t;k. Bıznn RuT.e'ı hiıannın Irı^ka türlüsü. Ortaçağd n kalma bir knle. i V'.ıktrle buralarda: ı Ok atıhr kalc^inden Hnk snklas'n be'âsından, Misali bir cî«rebeyi, ucan kustan hac alınnış. Hisarın bekçisi bize kalonin hik'ıyosini uzun uzad'ya nnlattı. Ama ne yalan söyliyeyım !ıi" bııimiz'.e bu kadar malumatı *.Tıvnc.ık t knt yoktu. Eütiın bıınlnnn yerir e lıızo bir küctık kıiy türkusü söyieseyıli dıha çok makbu'.o gocpnli J Ken kıyıs<ndüki köjlcrt'en biri 5iil P <rTirk yedik. Adı kov anıa iyasanın kontrolnn» hedef tutan yeni kaBanlaruı hanrlandıiıjıı, yan memnuniyetle, y » ı «odiseyU öjrenlyorn*. sevbrJULğl gördüke* Memnımiyetie: Zirm, malftm; pi Tevekkell degil bizteı ahbabın yasamız, mutlaka kontrol istiyor. hakkı varmıjl. Diyordum. Maliyetia nnsurlan nelerdir? KiAlmanlann tlişlerind» inıanı ae radaa Iptidaî madde evsafına va ran yalnız Için temizliğl güzelliği kâr nisbetine kadar hepsl, hepsi değil, çesidl ve çoklugu; orta maLı kontrol istiyor. T> ki memlekette olusu; ^nilletçe benimsenmi» bir bir istikrar olsun. Gdbekte ve engelenek olması. sede fazla y a | toplanmasın, milll *** bünyenin gelişmesi bir sporcn vüFrankfurt'un en iyl lokantalarm cudü gibi mütenasib ve muvazenell dan birisınde bize balık ikram et olmn .. MilletimLrin bütün tabatiler. İki üç senedenberi bu babğı kalan modern ve medenl bir maninceleyen bir vatandaşımız: zara arzetsin... Bizim denizlerde eşi yoktur, Kontroî edir! jtrA kannn veya dfyordu. Bu balık yalnız Ren ır kanunlann çıkacağını yan endimağından çıkar. Bir çeşid alabalık şeyle de kar«ıhyoruz. Zira, maaama al degil de mavi. Mavi babk zallah, ya tatbik edilemezlerse, y« lar tabakta ressamca istif edilmiş fiyasko verirlerse diye ödümüz kolerdi. Bırinin kuyruğu sağa, ötekl puyor. nin kuyruğu sola kıvrılmışü. MüMaalesef. çok fimid bağlanan nasib yerlerirve renkli sebzeler di nioe kanunların ve niz^mların tatzilmiş, bir çeki bir düzen tormaym. lıikat sahasır.daki hükütısüzl üğünü Bütün bunlar hâdise ama mavi ba gördük. Biz muharrirler için en l'ğın tadına gelince, ben bizim en yakınırdzR, yani fikir işrileri kasünepe çurçurlan tercıh ederim. nunundan başhyalım .. İş verenl Hemşehrimiz mavi balığı ballandı de, i$ görcni de zarara sokan Pasracağımızı sanarken: törize süt meselesini ele alalım... Netice meydanda.. Maddeler tatbik Yok! Dedık. Müsaadenizl», el edilemedi .. Ve nihayet topyekua işleri mel işleri, yollar, şehirler, hep düsünelim: Altı bin küsur kanusi kabul ama, balıklarımıza dokunmımuzun sayıcız maddeleri içind* ma!. Yahu bizim bahkların yanınkfiçta toçı fi'len mer'iyettedir? da bunun sözü olur mu? Birden göKaçta kaçı çaresizlikten kadüklejzümün önüne Boğaziçinden meramiş buhınuyor? sim adımı ile geçen cümle balıklaİste yan memnuniyetin yanında, rımız geldi. En Ustt* orkinoslar, onlartn altında sıra ile kılıçlar, to yan endişe bu yüzdendir: Ya kankler, kalkanlar, palamutlar, us nun çıkar da tatbik edilemeı nevikumrular. Boy sırası ile birbirlerini den çıkarsa?... O zaman maazalyıyerek güzel güzel yollarına de lah. . Üzerimize saldıran canavar» tiifeğimizin son kurşununu atnuj vam eden balıklarımıza karşı içimde tutturamamışa döneriz .. de bir muhabbet bir kıyamet!. Osmanlı halkında: «Devlet > * • Yaşayın arslanlar. Sizde bu sağına aldırına!» kanaati vardı... boy, bu lezzet oldukça dünyanın Üç ?ün sonra sökmiyecefi »ihnrveti hiç bir tarafında yüzümü kızartmaz hâkimdi. Bu da. katmerleşmiş tecsınız degil mi? rübelerden hasıl olma idL CumhuHemşehrimize bizim bahklar us riyet rejimi kendini der^âp toptüne öyle bir nutuk çekmisim kl layınca, halk işi ciddiye aldı. Meadamcağız âdeta alındı. Bana kah selâ askerlik şubclerinin dunınra ve fincanından bir parça büyük bır saka götürmüyor: her delikanlı, ra ğınlınca gitmenin zaruret oldugutaj içinde bir çorba sundu: Peki ya buna ne buyurulur? nu aklına lyice yerleşrlrmiştir: saDedi. Kaplumbağa çorbası. Hârika vusttTnnanın Imkân ve ihtimall yoktur. değil mi? Gelir vergisinin de Byle bb kaflVallahi bizim sevimli kaplumbagalarımız duymasınlar ama bu çor yet ifade ertiğini millet hem öğrendi, hem seneden seneye daha baya diyecek yoktu doğrusu... da öğreniyor. Sağa sola çırpındıktan sonra, teslimsin; şayed kaıancın varsa ilelebed kaçıramryaeaksın. Üçüncü sıçrayışta ele geçeceksin çekirge... Başka aksamıyan ne var? Kadastroya dayanan tapu mu? Ada« let makinesine giren eülükut tnü? Onlan da muvaffak olmuş.. devlet işleri arasına sokahm... Fakat uraumiyetle bir çok mevnrtaty h^lâı cAldırma .. Boşver... Bu da feçer yahu!» ile karşılamyor... Refik Saydam zamanında halk, millî korunrrva usullerine inanayaı MeniİTenköy flk.kuru hilesinden Kadıköy b£lge>lndt jrapılnusı k«r»r dı... İstifçilikten, kira lajtırılan MardlvenkBr llkokulunun te ödü kopuyordu.. Fakat iş birdenmell, bugün wat II d« tfirenl* atıla bire tavsatıldı .. İpln ucunu kaçucaktır. dık: Gitti gider, dâhi gider, dâhl çidcr! Bir türlü uçurtmayı yaka| Inamıyoruz . Piyasa nizamımıa ; altüst oldu. En korkunç hastalığa, | oistikrarsızlık hastalığın na yakalandık. Bastı^ımız zeminin kayganh ?ını ürpertilerle hissediyoruz. Sahit bir noktaya tutunmak ihtiyacındayız .. Ajansımız İşte şimdi de kontrol saelavıa zarif. mutena yeni kamından, yahud yeni kdnunlard~n Mr istikrar umuyor'.ız. Lâkin istikrardan evvel de mutlaka ve mutlaka ciddiyet bekliyoruz. (TÜnlük. haftalık Bu işin hesablı olarak ele ahnmasını, askerük şubeleri derecesinde, erelir vergisi derecesinde, katil taile kibi derecesinde ciddî olmasmı, e m r i n i z d e d i r yani tedbir kurşunu atıhnca, hedef Bu ajan=]mızda 21 h=ziran j hırulan can»vann tam iki kaşı orakşamın= kadar tasına atılrs'sını istiyoruz. BUGUN SON G Ü N OSMANBEY HEOİYELER fKRAMİYELER 150 Doçeııt Dr. liralık hesab açtıranlar aynca GIYAS KORKUD Muayenehanesini. Taksim Talimhane. Lâmartin Cad No. 15, İdoal apartımanına naklptmiştir. Tel: 84868. 30 HAZtRAN Cl'MHl'KİYET'in nalmış bır talebe gibi kendıni dıior. Onu sadj<Je petirrRek için her çan djr attı. Onun arkasından Aii Poyraz eşıkte behıerek çağıracak • 1.1 ,;e müşkultfi ç<kıyorlar. bırini ararkcn Şaban karşısına dıiclâl k'zıyor: Htrkı^o nu kad.tr sual sorar kildi: Beğüm, hanımpfendi dedi ki, ^anız bu evde nkşama kadaT işinizi bi!iijme7sınız. jlyor. Dedem ta onoa ber.im ifade al da yemeği habiî Ma'ıki tanıyordu . İki gun zırlayım, dedi. evvel deıse geldiği Zıiman Malıki Pekfllâ, gel içeri. bu odac'a dctlrm'n yjnında buıŞabnn, toparlak yassı burnuadan Cicimin hjberi yoktu ki... Bu odaya girip çıkanları göremtzdim. rada Nilüfer, eger karçı =alonda (!um, Demek tnnıçırlanniş . Ilay yorgun bir at gibi soluyarak zagün benim çığlı?:rnı işitip Meh Orhn Sadi, holde bir tuı daha bulunuyorduy.^a, 7abıta ârnirleri ret, na?ıl işitraezsiniz piyano hoca bıta âmirlerinin ka/şısında belirdı. aptı. Evvelki gec^kasanın soyul nin nazrrında şüpheli dururm düş rrnn şöhrctıni! O kadar besteleri «Otur!» emrini almca da, kapının med Ali de belırıvevdi. Cicimin bıı ması hakkında sorulack suale. miyecek mi? İb'im?!. herkesin leh rar .. şey sormasma vakit kalmadı. yanındaki bir iskemleye tevazula Dedenizin onu koğmasına se patavatsız Iclâlin verecejii cevabı te bir şahidi var. Hepsi bi'birini Lahavleler taşıyan bir süknt... ı!ışti. Yavaş konuşmak endışesinde merak ediyordu. Acaba anahtarı de,tekliyecek. Ve Nilüfer açıktî Scnra can alacak suale İcl.llin ver de£ildi. Bundan dolayı, holde dobeb ne? Bir kalem geçin... Bunaklık... büyükrnnesinden aşırdığıııı itiraf kalscak. Ama. Nilüfe'Lltn neden c'itîi cevab: laşan Crhan Sadi. onun anlattıkOnu koğar, bunu koğar... Hiç kim edecek mi? ;üphelen?ir.le! ? ??bebsiz cinayet Ka^ayı soymak i=tedikl<srinden iarını rahatça işitebiliyor v« bu Salona doğru usulca baktı. Po işlenmez Nilüferinse, N zımeddin haberim yok... Ne bileyim ben? arada, savcuıın zaman zaman yükse de iplemez .. Boş veririz... Ben de dalgalandırmasın diye aldım yu lis memuru, oturduğu iskemlede Beyi öldürmesine haricen bir se Içinden bir şey kaybolmus ki, me sek perdeden lorduğu lualler d* hafifçe öne iğilmiş Malike bir sey beb yok .. Ve yalnız ikisinin de rak ediyorsunuz o kadar... Baka dikkatinden kaçmıyordu. Heyecankan Mehmed Aliyi... îjerideki sükut fasılası Orhan ler söylüyor. Orhan Sadi, bunu far bildiği sebebf de elbette ki zabıta hra kimi yakalayacakaınız... Ten la konusan Şabaru hayallnd» eanSadlye pek uzun geldi. Gene işi sat bilerek tekrar mahud kapmın öğrenmiyecek. Oğrenemiye :ek. ış yapmıyasınız .. landırabilmekteydi: Şifman yüzUn* temediği bir sual ve Iclâlin cevabı: önüne dikildi. İceride sorgu devsm edıyor ve Evet, kimi yakalayacaklar? Or iki tesbih tanesi gibi gömülmü» mlVe Iclâlin sesinde artık bir bez İclâl kız gittikçe av=releşiyor. Ar Aş;ğı indiğim zaman galiba ni mini siyah gözleri fıldır fıldır dokuz buçuktu. On buçukta der ginlik sezdi. tık tere'siisürıiin Hindili ve canınm han Sadi, elleri ceketinin ceblerin dönmektedir. Kocaman yuvarlak de iki yumruk halinde sıkılmış, sim olduğu için piyano çahşmaŞa Büyükannem muhakkak ki sıkılmpğa başlidışı verdiği cevabkafasında kırçıl saçları isyanla kabaşladım. Hocam gelmeden biraz odasındaydı. Geç yatsr ve ancak lardan belli: Düsmansız insan o holü arşmlarken o da bu suali ken barmif; asçıbası cevab yetiftiıiyar: di kendıne soruyordu: Kimi yakaşöminede ellerimi ısıtayım, dedim. on ikiye doğru odasından çıkar. lur mu imiş....Kendini bile kimbi Ne diyeyim, bilmem kl b«Kapıyı açtım, bir de içeri girdim Mehmed Ali de yukarıdaydı. Ben lir kaç kız çekemezmis... Aslâ, bii layacaklar? Elbette birtni yakalagüm... Hani sözüm meclisten dıaan. ki... Onu yirmi geçiyordu, iyi bi sakladığım için görünmek işine yükbabasmı ev halkından kimse mak istiyecekler. Kimi? Ve önünden geçerken salona g6z Bezirgânın dediği gibi: Almadım îiyorum. Çünkü hocamm gelmesi selmez tabiî... Nilüfer, karşı salonRe ne kadar var diye saatime bak da vitrinle'deki eşyanın tozlarını Daldan dtla atlıyarak konu^u atıyor. Nilüfer pencerenin önünde vermem, görmedim bijmem. Zati mıştım. al c.'ijinı söylemişti. Bu onun va yor; arr.da bir o da savcıya sunl oturmakta. Başı hep bahçeye do bizim neyümiizp? Dedigodu yapaYeni bir sükut ve hırıltı... Sonra zife^idir . !er sortıyor. D?desinin cesedini ne nuk Ne zamandır bu pozunu hıç tak olsak gonaklarda Is bulamayuz. Savcı müdahale etti galiba. A»çıTclâlin cesi: Orhan Sadi, gerisini 0 ımedu. yaptıklannı, morgun nasıl bir yer bozmadı. Niçin bu kadar dalgın? Piyanonun bulunduğu oda, e Iclâlin son cümlesl kula^mda ta oldugunu. gömülme mhsatmm ne Rengi de ne kadar uçuk... bası toparlandı: fta tâ 5bür ucundadır. Tabil Yok yani, d«dıa Jd, be|... kılı kalmıştı. Cinayet işlendiği sı zaman verilecegini öğrîenmek lstiİclâl kıx, nihayrt hntfhandaa bu TRFKİKASI: 2 7 Gönnesıne gördüm emme, gördüm dimek de caiz değil. Arka kapıdaıı süt alıyonium, gene geldıler. . Tanımaz olur muyum, beğ... İsimlerini bilemeyyom... Nektebin zili çaldıydı geldiklerinde... Dokuzu ^eçiyor olmnlıydı... Şaban ağırdan alıyor. Cevab vermekte isteksiz. Ona da aynı suali sormuslar. Cinayet sırasında kimlerin nerelerde bulunduklarını öğrenmek istiyorlar Şaban, ihtiyatla konuşuyor: Hanımefendi ile Mehmed AH Bey yukardalarmif. İclâl Hanım piyanosunun başında. Dadı ellelera yatağında. Orhan Efendi kalorifer dairesinde. Nilüfer Hanımın ner«d« oldugunu bilmesmlf. Sabahleyin e gün pijecek ytmekleri •flfİMnia. A«sıbaaı da onu bir daha gtern*mi«. Hoc* Kf«ncU kttçuk kSfkt^mi». Kevser ç«t burad», çat kapı arkasında. Ktndi latm mutfaktaa pek çıkmazmıa. Nlzameddin Beytn yanına fiden oldu mu, bilemesnif. Yalnu rahmetli efcndU, bdkl d« bu Mbah hanım«f«odt fl« fOr«fma« iml». Orhan Sadi irikldL «abM hm halde blr seye dayanarak bu lddiada bulunuyor. Cavidan Hanımın öğleden evvel odasından çıkıp ayagı kata indiği vaki değildi. Savcı da bu noktayı miml«mi«, »oruyor: MÜGEVHERAT Büyük ikramiye cekilişine katılırlar. Telefon: 82S06 45467 49620 APARTIMAN ALTIN ••Karavana» dedikleri bir lsabctizlikle ıska geçilecekse. aman te, tiîe rinku'mlniHsın Aremi nisanci j ceH'Mn, ehli atıp vurşun... Çün: kü bu kanun rnazallıh umulan isabeHe olamazsa. gavri müîtehlikte ne hal kalır, ne derman! Mîdrabaz?, dürenba?a. hi!eb?7a, kütle hfünde eüer >Tik?rı tesüm ohıruz. < İktİ5?d''a devîet ys^.S! sökmez'» kanaati büsbütün yer eder, kahr... DEMİRBANK 25.000 L ir a 3.9.1994 Keşldemis SELANİK BANKASI Hesa)» ZENGİN PARA iKRAMİYELERf Türkiye I Ş Bankası paranızın... istikbalinizin emniyeti Arktn «ar