15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
il' C İ#. İlk Sehır ı anlattyor } =haberleri esaret günleri 1 ABAHTANİ i n A i i i AbMHM...i 1 Anca beraber, kanca beraber... ira meselesi gene gtinün mevzuu oldu Gel de yazma... O takdirde gazetecilikten istifa etmeli . Fakat haddin varsa gel de yaz... O takdirde de kaynar.a ile gelinden birini gucendirirsin... Aralarına ssıp lıem mal sahibi. hem lıiracı taıafından tartaklanmak da hesabda var.. Hani kendini bilen centilmen, sosyetede din münaka«85ina kalkışmayı terbiyesizlik sayar a Onun gibi: Kendini hilen muharir de, kira munakaşasına firmeyi teHbirsizlik sayar olmuştu. Ama, neylersiniz, bazı meslekler fedakârhk istiyor... Bizimki de oyle . Ypraltı hastanesinderı yukan *,IK dan hiç birinde bulunmadım. Amekendi hemşiralerini İngilizlerin hekimlikten ziyade mak ıçm aeele etmiştik aım s^n liyathanede romancılıkla meşhur olmuş bir muradan yeraltınn?kı kcğuşlan " kullamyorlardı. Kampta benden başka daha bir harrirleri vardır. İlk şöhretini kentımız anlar oldu Boğucu bir ^;;ak di meılekdaslarınrn ayıblarıru orvan'ı Saat on b Hen öâledpn sonrs çok kadınlar vardı. Bunların jir taya atarak yazdığı Citadel adh roüçe kadar güneş tepemizdeydi. Da kısmı Yietmınh'li göniıllü hastaba • kıcılardı. Üzerlerinda beyaz g8mmanla yaymıştı. Bu roman bir nevi """ ' zân VPSmıir ' v&^'yordu. ktndi hal tercümesinin romanse ekonıvor. fakat lekler vardı ve viİ7İerme g.'ızli bez Serbest ~ bez: "oizi piyasada fiatlar dılmiş şekli olduyu sonıadan neşo boğucu sıpağ'n içeri îıüfuz etme bağhyorlardı. Fransızca bilmedikıeri ıçin onljila konuşmuyorduk. Zı düşük olduğundan müstah rettiği hatıralan ile sabit oldu. sin* mâni olmuvordu. İşte türkçeye Şâlıika diye tercüVieKninh'liler bir taraftan bizim teri yaptıkları isler de pek konuşvarslılan yukavı çıkanrfcen diğer maya ihtiyac göstermiyen cinsten sil, malını Ofise satmakta me edilen ve hakikatte türlü çaptaraftan kendi vqralıl*nnı cankur dı. Yaralıların yaralannı yıkayıp raşık yollardan para kazanan heacele ediyor farsn arabftlarile e"türir""lardı. tcmİ7İivor. çadırlan süpürüyor, yekimlerin sığındığı yer manasına ooldukça iyi r ~lı mek pişiriyorlardı. Toprak Mahsulleri Ofisi, ilân e 'rak ckale» veyahud daha eski bır şıyordu Ar=ha!=r:n S.K • • 'ıp | B u kadınlar kalifiye hastabakıcı'dilen fiatlar üzerinden hububat mu 1 birle «.hisarn diye tercüme edilmefrelisinden ük yaHım postalarmın lardan dciikliler, maamafih Vietsi daha doğru olacağını zannettibayaalanna başlamıstır. c e i h e v savet vakın olduğunu an rıinh'ülerin kalifiye hastabakıcılan Ofisin mübayaaları daha ziyade ğim bu e=erile meşhur olmadan laHım Sonradan onlarm da • Vıe i ''a vardı. Başlanoıçta benım dc oncenub bölgelerinde göze çarpmak evvel nice, nice tasalara kendini ye yakın bir verde bir yeraltı has j ların çadırında yatmamı istediler. kaptırmış olan müellif doktor A. tadır. tanp'eririn mevcud oîducunu öğ I Fakat onlarla aynı çadırda bulunJ. Cronin geçen Gün Amerikanın Diğer bölgelerin hasad ışleri iler komprime malumat satan bir derreiıdim |mak istenıiyordum. Onun içindir Daha evvel de sövledi*im eibijki Vietmınh kumıındanlıjiına beni ledikçe mübayaalara başlanacaktır eisine yazdığı bir makalede Bir nuVerilen malumata göre, serbest maralı sahsî dtışman unvanını verdi carDism»W fnasında su tesisatı kendi çadırımda bırakmalannı rica mız tarnsmen tahrtb edilmişti. Hal ettim. Ricam kabul edildi. Böyle piyasada fiatların Ofis fiatlarına ği tasadan nasıl kuıtulunabilecetiini fcuki her==vd»n çvvel suya ihtiva ce nisbeten rahat bir şekilde işime nazaran düşük olması neticesi müs azıyor. Bu cazıb mevzuu şu yaşacımız vardı. VtetTTvr.h'liler yaralıUr devam edebildim. Şimdi kale diiş tahsil, malını Toprak Mahsulleri O dıyımız zamanlarda tehalükle oku3: fisine satmakta acele etmektedir. lcin kurulan kamrtta v» *~ >rmıyacak pek az kimse vardır. Taevvelki günlere nisbetle çok Hasad mevsiminin tam hararetli lerde valnız ve valnız kavnamış su daha fazla çalışıyordum. Yaralı devresinde hükumetin fiatlan ilân sadan kurtulmak kim istemez? kullanmamız! eTirerrrn='<"'i Kenli Muharrire göre bu tasa derdine arın maneviyatıru da takviye et etmesi müstahsil arasında çok iyi leri de h»»r i« 'çm kavrmmış su '.ulkarşı hiç bir ilâc para etmez. Onu mek icab ediyordu. Bana bakarak karşı lanmıştır. lart'vor v*> bu emirlerın" •*'«• etDiğer taraftan, Toprak Mahsul ancak insan kendisi defeder. İnmivenlerı cezahndrrıyorlardı. Cep ccsaret buluyor ve hallerinden şit'ıyet etmiyorlardı. leri Ofisi bu sene hububatı tam bir sanlar iyi düşünerek bundan XurVietminh'li hastabakıcılar arasın standardizasyona tâbi tutacaktır. tulabilirler. Fakat diğer taraftan göstermesinden korkuyorlardı h 3 ' ua Hanoi fakültesinin üçüncü suıı Bunun için lüzumlu sabit ve sey tasa, isterseniz endise. insanı i^tedihalde. fındaykcn harbin patlak vermesi yar selektörler istihsal bölgelerinde ği seye vasıl olmak için sürükliyen Aynı end'şe b:zim için " *vbir gizli kuvvettir. Muharrire göre zuu bah«oîduŞ'i icin bu emre '•. üzerine mukabil tnrafa iltihak eden faaliyete geçmiştir. bu dünyada büyük işler vr'inış bir kız vardı: Madmazel Sun.. İnşa edi'.mekte olan silo ve depoatsizlik etmedik. Bizim yegâne arkimselerin ekserisi tasah insanlarzumuz varahlann mum' "MUCÎJ O da benim gibi işten bunalacak ların mühim bir kısmı da tamam dır; maam&fih büyük insanların lanmıştır. kadar rshat etmeleri idi. Bilhns.ı bir halde otmasına rağmen, gene mevcudiyeti, manevî hattâ maddî gıda meselesi bızi cok düşündür de daima yanıma geliyor ve benimmüstü. Fakat bu husust.ki "ndişo le konuşuyordu. Başka zaman ol Avrupadaki konferanslara iştirak miz çok zaman eeçmeden bertarıf saydı belki onun bu gösterdiği bu eden miidürler dönüşta konferans edüdi Vietminh'Hler bize u • akınlıktan hiç Jüphelenmezdim. verecekler mızirı oaraşütle attîklan yiyrc?k Fakat içinde bulunduğumuz şartElektrik ve Tramvay İdaresi, Avnıpapaketlerini lar bu genc kızın belki de sırf ba daki meslekl toplantılara iştirak eden paketlerinden bir çogunun mayın na arkadaşhk etmek maksadile müdürlerln, dönüslerlnde orada konutarlalanna düştiiŞü s 1 ı. günderildiği ihtimalini aklıma geti julan işler ve verilen kararlar hakkında Idarenin alAkall memurlarına konBir eün Vietminh kumandanlığm'i ıiyordu. feranslar vermelerlni uygıın Körmttştur. Fransız kurmndinhğına telsirle > ' Brni g'67. hapslne alan kadınlar Tedavüldeki para paketleri atm^ktan vazgeçmesi, Ajansımız Matmazel Sun her fırsatta yanıMerkez Bankasının dun nejrettiği pakptlfrin ırv.m tarNlanns cfüşe ma geliyor, bana memleketinden, haftalık raporı göre ted.ivuldPki pnrazarif. mıılenn rek heba olduklannı haber verdi.ji f.kültesinden ve «halk ordusu» is raızın mlkt.nrı 1.458.714 199 liradır. öğrenüdi. Hak katetı de o eün' 1 i mini verdıği düşman ordusuna niçin Türk Kadınlar Birliğinin sonra artık paraşütle hiç bir paket [irdİKİnden bahsediyordu. Kimseolağanüstü topKintısı günlük, haftalık atılmadı. nin üfkesini celbetmemeğe ve o zaTürk Kadınlar Birliği yarın saat 10 Kın.İ! uçaklarımızm attıe;ı bu ı»ı • mana kadar bize karşı . terbiyelice da At.iturk bıılvnrında 213 numaralı dad:m mshnım kalmra aç kalacajı • hareket eden düşmanlanmızı kız apartımanda Ytıksek Zirait Mühendisleri loknlinde olaganUstu bir toplantı rmzı düşünüyoıdıık. Yeınrklcrdc dırmamağa çalıştığım için, genc tertib etmişiir ile bir ıteâişikük oldu. Vie(m:*ıTiler kızın propaganda ile karışık söze r a r i n i ı d e d i r Alpııllıı fabrikasında kesme bizp kfliHı!?riiin H^zırladıklan ye lerini sükunetle dinliyor, hiç sesimi Bu ajansımızda 21 haziran şcker de bitıniş! mfkleri dağıtmaâa basladılar. U çıkarmıyordum. Arada bir sozteakşamına kadar Tnumivetle sahihları kahve ve bis nnin üzerimde yaptığı tesiri ölçmek Toz şekerden sonra. Alpullu fabrikasında kesme şeker de bitmistir. Şeker küi, öğle vakti domates salcası ılo istiyormuş gibi iğilip yüzüme bakı Şirketi Uınunı Mııdürlııpıi. toptancılnra. karısık birer tab>k h^ianmış piyocdu. O zamon gülümsemekten kesme şekerlerini Eskışehırden getirTİBC, akşamlan da çorba verîyorüralık kendimi alamıyordtım. Tabil mat meterı Iu7iıjnunu bildırmiftir. Bu sehesab açtıranlar ayrıca • \irh Bı vive^p lpr Berçi miktar btble fazla vagon tehsisine Iu7tım ROSSun bu. tebessümün ne mâ terilmekte, aksi takdirde şeker darlığı itib'rile kâfi tdi Fnkat çofc k n n caya ^aMigmt bİF türlü kestiremı30 HAZİRAN hunıle gelebileceğine işaret ediln»ktekavbetmiş ve zafvptp ducar "olmuş dir. yordu. . hastalarm daha b=fka eıdalara J"r Halı piyasası Vietrainh'li hastabakıcı ile beraihtivacları vardı. Onları temin edoHah piyasası durgundur. Mevsim ber sık sık, bühassa öğle vakti bemivorduk. ve akşamlan dolayıslle gerek dahilt piyasadan çok İlk eünlerde varalılanmızla biz nım çadınmda yahud gerek dış piyasalardan talebler mp??ul oluvorduk Kimse bize mü kampın önünde esohbet» ediyor azalmıstır. Alâkndarların ifadelerine göre. işle• dahale etmivordu F=ıkat bir mjd duk. Bu «sohbetlerde» tahmin • det sonra her nedense yeni bir emır ttleceğiniz gibi «banş», «halk or rin sonbahira doğru tekrar canlanacağı sövienmektcdir. geldi ve yarahlarmızla mesçul ol dusu», «mukavemet hareketi» ıteBüyük ikramiye çekilişine Ispnrta hilılnrının metrekaresi 6670 ma işi VietminrTli doktorlara tevdi l.meleri sık sık geçiyordu. Bu ke Sıvns hnlıl.irı 140150 lira ara'indadır. kalılırlar. edüdi. Doktor (V=>uwin bundin fi* lımelens o kadar alışmışım ki sonİlâc HhaK için yapılan tahsis Telefon: 82506 45467 49620 müteessir oldu. Yaralılarımızın na radan farkına varmadan ben de piyasad.ı meınnunluk uyandırdı sıl ıs+ırab çektikVrir' ctHrdiıkce on onlan kullanmağa başladım. SonTıraret Vekâletinin ıl.'ıc karaborsn^ılara vardım edemediği icin gözleri radan benimle konuşan gazeteciler na mani olmak iızere yaptığı 10 milyon liralık tahsis nlükndarlar arasında bu şekilde konuşmama hakh olarak yaş.l?.myordu. memnımlyet uyandırmıştır Vietmınr'ii doktorlar yaralıları hayret ettiler. Fakat bunda hayret İthal olunncnk bıı ilaclann karabormıiMvene ediyor, yaralan sarıyor, cJilccek bir şey yoktu. Bir insan saya int'k.nl enncmesi için tedbirler teshisıer koyuyor. ameliyatlar ya crünlerce mütemndiyen aynı keli alınmıştır. İlâclar.ı aid tahsisler sehrimirripki pıyorlardı Bize kıısı terbivclice ha nıeyi işitirse neticede kendisi de Tıbbl Miistnh7arat İlh.nl.Mçıları Dernereket edivorlardı. Maamafih elle o kclimcyi kullanmağa başlar. Ğinin tesbit etiigi listeve göre dağıtıîarindeki imkânlar da nek eeniş deBana arkadaşlık etmek vazifesi c ıktır. ğüdi. Bir defa bu kadar çok yaralt verilmis olan genc bir kadın daha Memleketimizdc bir Çocuk Akıi değıldılsr. vardı: Matmazel Toan .. Matmazt 1 ya b^k^1^ilecek hastanesi kurulncak Sonıa onlar da ilâc sikıntısı çeki Toan eayet zcki. enerjik ve okuİstanbul Ünivcrsıtesi Tıh Fakultesi yorlardı. Çok zaman varahlara 'ia muş bir genc kadındı. Anlattığma Dekanı Ord. Prof Dr. Ihson Şukru AksH. BriıksPİde toplnnacak olan Akll • fif bir pansıman yapmskla Iktifa :,'öre «Vietnam Kadınlar ve Sinir HastTİıklirı konçresinde Ünı ] ediyorlardı. Anpstezi yanm?k ıçin nin mümessili idi. Gayet güzel versiteyi trnısil etmek iizere dün An i de kâfi derecede ilâc voktu Anes ffr a n ] , , , ı , sızca konu^uvordu. Onunla kara vanurıı ile gilmislır. Ord. Porf. İhsan Sukrü Aksel. konlpler hakkmda ko Rrevl mütpnkıh Avnıp.'nın muhteüf • tezı yspılmadan anehvat vdumak | m u h t o ) i f ise hepimizin tüylerini ürperten nustuk. O H.ı matmazel Sun gibi yerlprinde rncuk p^.hiyntr si mcvzınmdn i memleketiri ç')k spvdi^ini soylüyor tctkıklcr v s p i n k ve d.miı^unde membir şçydi. ^fden u ve daima b:.rıştan bahsediyordu. İpfcptimi/dp ilk detı nlarak bir Çocuk i Vietmınh'liler çok rt" zerler'n* aH'kları işi kolay kolay Akıl Hast.inesi kurulmnsı için çnlısaBütün mılV hirbin bir an ev c.nktlr D 3 £ o r r t l * i l \ c* *4 ^ I H I llll oIlioLtllaf \C vel bitmesîni istedüjini söylüyor, keniilenne vardım etmemvi söv cepheden avrılıp da ailesine kavuHAZİRAN 19 ŞEVVAL 18 ledil<»T Bovlere iki ekip halinde şacağı günii ssb'rsızlıkla beklediğiçalısmn&a bas'^Hık. Vietm'nh'liler ni ilâve ediyordu. Aynı şeyi matsık sık selip bize şu veva bu moselî mazel Sun da söylemişti. Onun hakkmda izahat istiyorlardı. Dok vaziyeti ise daha fenaydı. Anlattıtorlarının da bir kaç defa bizim Sına göre ailesinden dokuz senedir V. ] 4Ü8 12 15 lfi 16 19 44 2! 48 2 07 sertabib Doktor Grauwin'i konpuıparanızın.. IstihbaHnızın emnıyeS E. ] S.U 4.31r 8 32 12.00' 2 04' 6 24 tasyona davet ettiler. Vietminh"lı haber alamıyordu! (Arkası rar) doktorlarm yaptıkları amehyatlac Hububat mubayaası başladı *** Yazan: A. ADNAN ADİVAR sıhhat üzeıine fena tesırleri olan bu kayık ile iktifa edeceği zamanlar tasayı herkess mubah kılacak mü nerede kaldı? Manevî tasayı, endişeyi dağıtmak him bir delil değildir. Müellifin yaşadığı memleketlerde için en müessir çarenin çalışmak, tasah kimseler pek çok olrruyacak: bir şey vücude getirmek olduğuna çünkü oralarda siyasi hüıriyet t u dair müellifin sözleri pek doğrudünyada mümkün olan en yüksek dur. Hela fikri çahşmanın bütün derectsine varmıştır. Adliye en krv Jcederleri, tasaları dağıttığını kenvetli teminat altında işiemektedir. jdisinden tam iki yüz sene evvel Hiç bir muharrir yazısının günün | meşhur Fransız mütefokkiri Monbirinde başına belâ olacağındm ta I tcsquieu «Ömrümde hiç bir kedere sa etmez. Bu cihet böyle; sonra mad | tesadüf etmedim ki onu yarım sadî cihetten de hiç kimse ertesi gün atlik mutalea eidermesin» mealinuyandığı zaman yüzünü y>k.ıvaca.î de bir vecize ile söykmiş ve bizim su bulamıyacağmı, çayını pişireçencliÇimizin gayyur tâbii Arakel eeöi • havasîazmin kosilmis olabiEfenc'i bu güzel sözü gaüba Türkileccüini. veynhud cece tam calısıryede birinci defa olarr.k nesrolunan ken birdenbire elektriklerin sönüanaütik bir kataloa üzerine motto vereceğini düşünmediği için lasalan olarak yazmıştı. Dr. Gronin çahşmaz. manın insanı üldünrnyeccğine, halAcaba doktor Cronin İngilterc'e buki tasanın öldürüceğine dair dikömür havzasına hek'mlik ederken ğer bir nıuelhften naklettiği sözler bile bu en iptidaî ihtiyaclar icin doğrudur; fakat unutmıyalım ki bir tnsnlnnmı; mıdır? Dahası var: Bir deroceye kalar doğrudur. Tasayı hafta içinde etin beş liraya fırladığını kasab dükkânlarındaki levha defetmek için değil geçinmek ve lardan öğrenince tacnlnnmıvacak geçindirmok için ölesiye çalışanlabir aile babası bulunabilir mi? Kendisinin bu makaİPcinr'o bahsettiği manevî sebeblerden ileri g miş tasaları Andre Gide'in mesclâ piyano çalarak musikinin âhen.;i içinde dağıttığını söylüyor. Tolstoy'un steplerde güne^in batışını seyrederek dünyanın yüzelliklerils mestolunca kendi tasalarından utan dığını naklediyor. Halbuki ne güneşin grubu, ne musikinin ahengi maişet maddeleri satan satıcılann sert ve müteaızım çehrelerini >TImuşatmak o «esnafı biinsafı» insafa getirmek gibi efsunkâr bir tesire sahib değildir. Gün K a l d ı OSMANBEY HEDİYELER İKRAMİYELER 150 MÜGEVHERAT DEMİRBANK APARTIMAN ALTIN Maddî hayat tasalarına karşı muharririn tavsiyesi tabiatin kucağında, kuşlar, bahklar arasında bir ku lubede iki sene yasamış ve bu sade hayat üzerine Walden adile bir kitab yazmış olan Amerikalı muharrir H. Thoreau'nun «sadeles»ir, sadeleştir!» düsturuna uymaktan ibarettir. Tlıoreau 2000 sene evvel bazı Yunan hakîmlerinin takib cttiği bu usulü takib edince «ne "adar lüzumsuz şeylere ihtiyacım ' ar zannediyormuşum» demiş. Binaenaleyh hayatı sadeleştiren kimsenin maddî taşası da azalırmış. Bun dnn cesaret ^alan romancı bütün mal ve mülkü,bir kayığı ve bir ku îübesinden fb^çtbulvtrıajt ^irjtayık^ çının bahtiyarlığını anlatıyor. Nö adi ve ne söylene söylene yıpranmış sözler değil mi? Herkesin bahtiyar olmak için bir kulübe ve bır rın âkıbeti de malumdur. Bundan sonra meşhur sinema aktörü L. Barrymore'un ağzından diyor ki «Daima meşgul ol, çalış. dun ne olduğunu, yann ne olacağuu düşünme, ben bu yolda yaşadun ve yaşıyorum.» Bu tavsiyenin bızım «Ayşü nuş eyle bu(ün anma gamı fcrdayı» mısraındaki hedoniste tavsiyeden bir farkı varsa o da zevk yerine çahşmağı şart koşmaktadır. Müellif bu tasa savar çareyi Kitabı Mukaddesten aldığı: «Cer.abı Hak buyurdu ki yarını düşünme» cümlesıle teyid ve şunu ilâve ediyor: «Bütün kudret ve dikkatinizi işgal etrnii'cek faydasız, zaman üldürücü işlerle vaktinizi doldurmağa çalışırsanız tasanın gırmesi için kapıyı açık bırakmış olursuız » İşte buradaj müellifin tasanın ancak açık bırakılmış kapılardan girdiği yolundakı kanaatı biraz mülâhazaya değer. Bize kalırsa tasa, Goethe'nin Faust'da dediği gibi fakru zaruret, vicdan azabı gibi mahiyetlerin giremediği yerlere hattâ kapalı kapıiarın anahtar de Uğinden girer. Goethe bu tasa hakkında Herder'den okudugu satırlan pekâlâ kullanmış ve tasarun insanların hayat kabiliyetini mahvettığini ve «onun gelişini kulaklar duyraasa bile» kalbe kadar yol bulup gireccŞini s5ylemi<:tir. Tasayı çr.ğırmağa lüzum yoktur. O her yerde hazır ve nazırdır. Büyük şair bu tasaya galebe etmek için azım ile çahşmağa devamdan başka çare olmadığını söylemekte ve tasaya tutulmak bir bedbahtlık ol^a bile sonsuzluğa doğru yürümenin bir başjangıcı olduğunu ilâve etmektedir. Bu düşünceye uyarak Goethe Faust'u arzudan arzuya, ihtirastan ihtirasa atarak onun üzerine tnsanın tesirine asla mahal bırakmamıştır. Bu gibi düşüncelerle tasa ve endişenin sıkıcı pençesinden kurtulmak ne tatlı bır başarıdır. Fakat maddî endişe ve tasalardan acaba böyle manevî nasihatlerle kurtulmak kabil olabilir mi? Etın yüzünü aylarca görenıiyen, çocuklarır.a s.üt yerine, «susüt» içiren, sokaklarda yürürken görünmez kazalara uğrayacağmdan korkan, yazın toz, kışın çamurdan bizar ve bitab olan kimselere bu nasihatler gek büyt(k T>ir iyimserlik verme'z. Onlara bu maddi tasatanna ya okumuş, yaz Meydana diışen kurtulamaz sengi kazadan! Diye girişmeü .. Başka çaremiz yoktur. . . Boyle düşünerek kendi samiml I fikirlerime grire bir j azı j azmak zaruretini duyuyordum ki, vapurda karşıma otunıp aralarında yârenlik iki kalıntor tanıdıçımın hasi imdadıma yetisti. Ben şahsaB etli>e, sütlııye karı^maksızin, sırf onlann birbiri aleyhine yarı ciddî. y3rı şaka söylediklerini aşağıya nakletmekle yetineceğim: Allah versin İlyas Efendi! Gene neymiş? Şekerci Ahmedin verdiği dükkân ajlıpını 3^55 seıbestüf'inde 300 liıadan lönî) liraya çıkarmaça ha7irlanıyormuşsun... Veremez Şekerci Ahmed o parayı... Veremezse çıksm. hen çorbacı. Oh, maşallah, İlvas Efendi... O şekerci. mesleğinin bütün hanerini senin dukkânmda göstererek müşteri tutmuş... Sen şimdi, onu atıp, yerine bir şekerci dükkânı açsnn, parsa c mı toplayacaksın... Hakkaniyct mi? O. senelerce müddet, dükkânıma ucuı kira verip beni yakmi'tı, hakkaniyet miy di? Simdi ben ona rifte kavurup hakkımı geri alacağtm. Anma vapttn... Sen gadre mi uğradın sanki?. İkinci harbden evvel sokcrcinin oturduğu binayı beş bin liraya aîdın... Yalan mı?. Şimdi o b:na yüz bin eder... İstersen o fiata bana sat. Yajrma mı var? Şimdi oralanB metre karesl iiç bin yahu... ! Demek ki, iradın yirmi misli[ ne vükseldiği icin, ppk mağdur de! gilsin bani.... İkide bir: «Dükkâncıi 1^ > c o r n T f\ ^ ~ ı \ • i " fi ^ ^ j o | * ı ^ ^ 1 Q 1^ ı o f^ ı f Q | * 1* A BİR BUÇUK MİLYON LİRA TUTARINDA İKRAMİYE Türkiye <t> Bankası Çalışma Yılına Girmiştir MUHTEREM SAYGI VE MUŞTERİLERİNDEN SUNAR GÖRDÖĞD TEVECCÜH VE ALÂKAYA TEŞEKKÜRLERİNİ | ^h ile kıtkanaat gecnen dul kadını» büyiık emlakine kalkan c) kendi clerekten sen de mağdurlar li»tes;^e usullarık sokulmaça kHİkısma. Eak» .•yükselcn emlâk kıymetine ilâveten bir de biz 7ava'Iı ticaret erbabınm vişane İehçesile «Ne yapaîım mu "cftmcŞine göz dikiyorsun... Amma da zavailiMnıc sîz tüc» kadderat» yahud halkın dilile «Ne vapalım taksirat yahu!» formülleri carlar, hani yok mu?. Kendiniz lile sabır ve tahammül tavsiye etmek beral sistemin serbestlinnden alahildiijine faydalanıvorsunuz. Kon« en doğru yol olacaktır. trnlsuzluktan istifade ederek kâr iistüne ihtikâr katıyorsunuz.. Sirin mülkiyetiniz serbest d? bizimki ni« çin prançalı ol«un?. İkimizinki da mukaddes ımılkiyet! Aramızda fark var, İlj'as E< fcndi! Reiimimiz cyledir ki herke* sin tasarruf hakkını tanır Fakat fevkalâde hallerde, UNESCO sizin ferdi tasarruftan ıımumî mtn« Yazan: faat lehine fedakârlıklar istenir. HASAN ALİ Bizim meslekten niçin istenhl YtJCEL de sizinkinden istenmez? Emlâk sahibliği, aslı aramrca, meslek değildir. Tahaccür etmi^ müstehaseleşmiş bir tnülkiyettir. Limanda işler azaldı thracat mevsiminin sona ermış olma Bizimki ise, teschbüse dayanır, caıj sıle limanımızda işler azalmağa başla hdır. Onun için.... mıştır. Biz büyük emlâk sahibleri Bundan bir müddet evvel limanımız muhtac dul kadın kalkanma kendan yapılmakta olan gunluk ıhracat lutarı müyonlar civarında idi. Son gun dimizi nasıl siper almışsak, siz da lerde bu miktir 400500 bin lira arasın j hileli siperir.İ7İ bulmussunuz; sakda durmaktadır. j lanın na7arivenİ7.in arkasma... E?. Nitekim diin limammudan yabancı j Dsha başka?... Bizden istenen fememleketiere 438.187 lıralık muhtelıf dakârlık, sürgit devam mı etsin? ma! ihrac edilmiştir. Bunlar arasında t Bu ne tükenmez fevkalâde ahval? Barutçubaşı Dadyan veresesi, Haziııe aleyhine Devlct Şurnsı 6 ncı Hukuk aaıresmde açtığı bir davayı kazanmıştır. Davaya nazaran, Yejilkoy hava alanı da bu vereseye aid gorünmektedir Barutçubaşı veresesi Yeşilköy hava alanuıa sahib çıkıyor Operatör Dr. FERİDUN ŞEVKET EVRENSEL Peki, anlatmağa çalışayım: Ofısteydim. Zıl sesini işitince gidip kapıyı açtım. iki misafir gelmişti. Nizameddın beyle görüşmek isteciiklerinı söylediler. Kendıleıini bu odsya aldım. Ve beyefendiye haber vermek üzere gıderkon. «Ne eıkenci misafir bunlar!» diye duvar saatine baktım. Dokuzu çeyrek geçiyordu. Beyefendinin kapısını urdum. Bu sabah geç kalkmıştı. Yeni giyiniyordu. Gslenleri haber ^erdim. Havanın soğuduğunu, kaloriferin tamirini tamamlamamı emretti. Bodruma indim. Gelen misafirleri tanır mıydız? Görsem tanıyabilirim. Önce da öiı kere gelmişlerdi. Biri uzun boylu; biri tıknaz, orta boylu... (Tipleri daha da tasvir etti.) Acaib tavırları vardı. İlk gelişlerinde dikkatimi çekmişlerdi. Saklanmak istiyorlardı sanki. Nilüfer hanım da aynı şeyi düşünmüş. Birinci gelişlerinde bahçe kapısında karşılaşmışlardı. Konuştukça hararetleniyor ve kendi heyecanına kendini kaptırıp mantığının bütün eengellerini bertaraf ederek iki moçhul misafirin kstil olduğuna inanm.pa ba^lıyor Bu ınancını onlara da a;ılayabil="! Dikkatlerini ev halkından hsrire çevirseler. Biiha^sa, bilhassa Niîüfer şüphelerinden uzak kal=a.. Genc kızı, kendi bulunduğu mevkide hayal edince sırtmdan soğuk • •re boşanıyor. Şu kısılmış kir• îl r pikleri arasından her ifadesini dikkatle takib eden savcı, şu haşin ifadtii komiser pek nâhoş duygular aşılamaktalar. Meçhul misafirlerle Nizamed| din Bey arasında ne gibi bir müjnasebet olduğunu tasavvur edersi'niz? Bilemiyorum, efendim. Tahminime göre bir alacak verecek meselesi. Başka suallere geçtiler. Soruyorlar: Ne zamnadanberi bu ailenin yanında çahşıyormuş? Kim kiminle dostmuş ve kım kiminle düşmanmış? Evde kavgalar, münakaşalar olur mu imiş? Cinayeti kim işlemiş olabilir dersiniz? Kestiremiyorum. Haricden biridir, diyorum. Gelen iki misafir? Belki, efendim. Bu ihtlmal ortadan kalkarsa? Ev halkından biri'' Uç aydır muhitlerinde yaşamissınız. Size bu işi kim yapmış olabilir? Kimseyi itham edemiyeceğim. Çünkü sebeb görmüyorum. Frrze'in'z ki, herkesin sizce bilinmiyen bir öldürme sebebi var. Arkası var Cl'MHURİVErin TEFRİKAS1: 2 5 KONSOIOSUN KARISI Yazan NIHAL Ali Poyra7 kendini topladı. Esmer ve gagaburunluydu. Birbirine yakın simsıyah ş?hlâ gozierinm bebekleri, bırbırine karışmnk icin Sfnki fırsat arıyordu. Soyadını Karadenız sshillerinden ılan Ali Poyraz. öylesine yumu=ak huvluydu ki. bu mes'eği seçmış olmasma Ekıl ermezdı. Nadiren so^i'kkanlîlığını kaybederdi. Şu anda olduğu gibi. coştufu zamanlar supaplan eevse; rr,ekteb tahsilini ve Uıanbulda bu kadar yıllar vaşadığım unutur, memleket ağzıyla konuşma ğa başlardı. Savcının ırıtaıı üzerine şivesine çekidüzen verdi: Zevcesi birincidir, efendim. Cavidan hanımı şüphelıler listesinin en başında gördüğümü anlatm.ik istemiştim. Lâkin, henüz «dîpar» dayız. Tahkikat ilerledikçe, tıpkı at yarışlannda olduğu gihi, önden koşan geri kalabiKr. Ortadaki yahud en geridekı geçebıhr. Dazan da bakarsınız, en önde koşsn, ya rışm sonuna kadar önde gider ve birinci gelir. Mazhar Güvenli, muavine frenli bir takdîrle baktı. Savcı bir an düşündü: Başta koşan han«isi ise şetir. Arzettim, efendum. Zevcesu pirincidur. Öyleyse getir içori Cavidan Hanımı. Bu emri alan Ali Poyrnzm dışirı fırlamasile odaya dönmesi 'nir oldu: Biraz rahatıszlanmış, efendim. Sonraya bıraksanız. Kemal Gündiiz omuz sılkti: Süsıloi meratib lâz'm değü. Nasıl olsa hepsinin ifadesıni biz alacağız. Kime rastlarsan al getin Öyleyse at başı )=raber gideni getireyim. Ali Pcyraz'n nazarjnda ikinci şüpheli kimdi? Yeşil kadife perdeler aralandı, eşikte Orhan Sadi oelirdi. Kjomıssrin bir ışareti üzerine yaklaşıp ya74 masasının karşısında Juran is kenıleye oturdu. L;'ka;. d, ı.ıkat \ akur bir hali vardı. G?niş r.muzlannın ortasında kumral ba^ı dimrîik duruyor ve bu tavırları önceden aldığı karara uymuyordu. no'ünü bir türlü benimseyememişti, btnimsiyenıiyordu. Soruyorlar. Kemal Gündüz bafinı oturdıığu koltuğun arkasma yasîanıış, kş odada uyukluyor sanki.. Ama, arnlık kirpikleri arasmdan onu seyrcdıyor. Aînındaki düşünce çizgileri clerinleşmiş gibi. Bir şey hatırlamaça çah^ıyor... Dalçın . Orhan Sadinin soyadını tekraılattı ve öne doğru ığildi. D.kkatle, daha dıkk.ıtle onun yüzüne b ıktı. Kafasında bir sual. ^üzicrmin önünde aşina bir sima belirırMşti: Nüim Sali Kerm )n!a bir akrabalığınz var mi? Orhan Sadinin beyninin içinde yeni bir fırtma koptu. Bu menhus işe ağabeysinin adı da karışacak mı? Yüz ve seslerindeki bsnzeyiş savcıyı kuşkulandırdı. Demek ki ağabeysıni tanıyor? Hattâ pek yakından tanıyor olmalı. A^abeysi, bu aksaçlarına raümcn pek genc ndliyecinın hocası olmalı. Düşünmesine vakit yoktu. Tnsiyakıle inkâr yolunu tuttu: Hayır, efendim. Pekâli! Kemal Gündüz gözl.erini tekrar kapattı. Komiserde de bir huzursuzhık sezilmekte: Bildiklerinizi anlatın bakahm.. Bildiklerini. «Senn demekten rahatsızlık dryduğu beUi. oSen5 hitabım zayıf buluyor. Ma:lesef fazla bir şey bılmiycrum efendim. Aşağıda, Dodrumda kaloriferi tamire ıığrrşıyordum. İclâl hanımın bağırdığını duyunca fırladım. Saat kaçtanberi kalorifer tami rile uğraşıyordun? Sanırım dokuzu yirmi gece aşağı indim. İki misafire kapıyı siz açmışsınız değil mi? Bak hcle! Gene «siz» dedi. Evet, ben açtım. Biraz daha kolay konu^san da suallere hacet kalmasa. Bu sabah geçen hâdse'^ri teferruatile nnlaiın. Orhan Sadi, hafızasını toparlamak istıyerek daldıktan sonra ağır jağır konuşmağa bajladı: Avrupadan avdet etmiş ve Türkiye İŞ Bankası Mi'Iî Korunma Kanunu 1955 ta kalkınca, göreceksiniz her türlü işi* mizin nasıl altüst olacağmı... Tüccar ve esnaf, paniğe uğramı; mnhacir kafilesi gibi sokaklara dökülecek... Pivasa altüst olacak... Üstelik az gelirliler çatıdan mahrunı kalacakîar... Mahçere dönecek ortalık... Bereket verfin, bu iş Büvük Millet Meclisi Ticaret Komisvonunun yeni baştan mevzuu oluyor Yoksa, iktisadı ayarlama, emlâk sahibieiinin menfaatine göre olursa vay fi^tlann basma gelen... Memur maaslannin artmasiîe pahahlık nasıl bastırdı da, sevinen memnrlar zamdan nasıî bir sev anlamarlılsrsa, siz de ona ddnerdini?.. Üstelik ye« ni bir hercü merc olaca&ından tasarrüfunuza sene fevkalâde ahval şartlan biner ha... Büshütün yanar» smız... " p n r k , t'orbacım 19"5 *en sonra da, bsn kayıdlara. s^rtlara razl olalım,. Peki ama seninle beraber!. Anca beraber. kanca berar.er. Ticpret Yekâleti t3rafırdan Mp'lise verilmek Ü7ere ihtikâr aleyhinde bir kamın fasansı hazırlanıyormuş. Cabuk kanunlassm... Bizler icin alabildirine serbestlik olamıyacak!. sir'er içinde clmasın... Tası gedijine koydun İlyas Arkosı Sa 5, Sü. 8 <*« CUMHURIYKT Nüshası 15 kuruştnr \bone şeraiti rürkiye Harie uıra KJ Lts K,\ Seneltk 42.00 il .00 AJtı aylıh 22.50 «3 50 Oç aylık 12.00 24 00 Bir aylık 4.50 9.00 D I K K A 1 üazetemlîe gBnderııen evrak »e sş"e<3ıl«ın edllmMin lade il^.uw. Uânlaıdan mesullyet Kabui e<1ılmez.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle