16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
İKt CUMHURİVET Hfl'/ıff fliı hususunda da bir anlaşma olmuşsa, bunda Profesör Pierre Huard mühim hir ro! oynamıştır. Vietminh'li doktorların arasınJa yaşı ve tavn itibarile sertabib olBir çeyrek kadar bir zaman gec duğunu belli eden ortayaşlı biri ti. Sonra yeraltı hastanesinin ka vardı. Koğuşları birer birer dolaşpısmda bir Vietminh askeri cörün tı, sonra yarahların derhal yukaOna rıya. açık havaya nakledilmelerini dü. Hemen ona doğru bır^smın hastane olduğunu anlat emretti. Bunun üzerine Vietminh'li Mezbahaya her gelen hayvan Tn?.*a çalışük. Asker bir iki adun hastabakıcılar v e askerler sedyeler mutlaka sağlam olamaz. Biz elimizet'n koğuşlara baktı. Sonra «an getirerek bizim personelimizle bir den geldiği kadar İstanbulun et la'hm» manasmda basmı sal'" ~k likte yaralıları yukarıya çıkarmağa ihtiyacını temine çalışıyoruz. Erı çekilip sitti. Tekrar beklemeğe baş başladılar. zurumdan getirdiğimiz kesilmiş et, ladk. Biraz sonra üzerincle hâki Sayılan pek çok olan bütün ya vagondan çıkıp kasab dükkânına rerkte bir üniforma, başında kas ralüarın yukarıya çıkarılması mu sevkedildikten sonra fazla durursa ket hıılunan bir Vietminh subayı hakkak ki çok zaman alacaktı. Bu bozulmaktadır. Arit? günü getirdigcldi. Omuzlarında hiç işaret u n içi n t ji r ki yürüyebilenlere sıra ğimiz bir vagon eti, dükkâncılara olrradığı için rütbesini anlavama nbeklemeden yukarı çıkabileceklerini devirde gecikildiği için imha mecdık. söyledik. Bunu işitince bütün Uo buriyetinde kaldık. Fransızca konuşan düşman ğuşlarda bir hareket oldu. YürüyeBeşiktaşta yapılmakta olan soOna nasıl söz anlatacağımızı dü miyecek bir halde olanlar bile yaşündüsüm sırada, subay pürüzsüz taklarından kalkmağa yeltendiler. ğukhava depolannın inşaatı üç bubir fransızca ile: Hepsi biran evvel gün ışığına ve çuk ay sonra nihayet bulduktan Hastalar yerlerinden kımılda açık havaya kavuşmak istiyorlardı. sonra bu is de kendiliğinden halleErzurumdan geleoek m.rm! dedl. Bunda hayret edilecek bir şey yok dilecektir. etleri olduğu gibi canlı hayvanlan Sonra bize doğru dönerek «Sizler tu. Zira yarahların arasında iki yukarı çıkın» diye emretti. Çaresiz aydır gün ışığı görmemiş olanlar da, kestikten sonra uzun müddet hepimiz, yani hastanenin bütün vardı. Bazıları da daha uzun bir za burada muhafaza edebileceğiz.» personeli yukan çıkarak dışanda mandanberi koğuşlann o ter ve bekleyen ve bizim gibi ne olacak ilâc kokusu ile karışık boğuk halarını merak eden esirler kafilesine vasını teneffüs etmişlerdi. Kalî Piyasada toz jeker az olduğundanJbaDr. düşmeden evvelki günlef d.e, pu .şıiltihak ettik. Sertabfbinv kıntısı çektiğimiz için yarahların toz seker karaborsası başlamıştır. Mabizimle ber:'>erdi. Grauwin gfbi «^"a amafib çok miktarda kesme seker varUzaktan tek tük silâh sesleri ge temizliğine istediğimiz dır. Meyva mevsimi tfolayıslle şekerci>liyordu. Uzun bir kafile teşkil eden edememiştik. Tabif bu da Hraa ev ler fetlaAiktarda şeker harcıyar»JC"re^ ' açık havaya ç*mak, insanlartrı çel ve junıb yapmaktadırlar. erler bir müddet evvel her tarafı Seker Şirkeli İstanbul Mudürü. seker dolduran o müthiş ucultudan ve adeta istif edildiği knfeH'""^ JD'.cn Eien Phu'nun böyle beklen zağa gitmek hususundaki arzulan fiatlarına zam mevzuu bahls olmadığını, alınacak tedblrlerle Genel Merkezin medik bir şekilde düşmesinden şaş ni kuvvetlendiren bir şeydi. me|gul bııhınduğunu soylemiştir. km bir halde susuyor, etraflanni Güneş ve hava! TÜKSEK FIATI.A ŞEKF.R SATMIŞ bakmıyorlardı. Sehreminlnde Mecidbey caddesinde 27 Yeraltı hastanesinin koridorlatı yerde kahvecilik yapan Ali Kafile yürümefe başlamıştı. Yü tıkhm tıkhm varalılarla dolmuşaı numaralıpolise mürncaat ederek, aynı Özgürt. rüriükçe bize yeni yeni esirlerin il Hepsi acele ediyorlardı. Kalabal'.: cidıde üzerinde 36 1 numaralı bakkal tihak ettiklerini eörrîük. Onlar "la öyle bir hal almıştı ki yürüyemiyer Mehmed Örenin fahiş fiatla şeker satdicerleri gibi çaşkm ve bitkin nir yarahları sedyelerle götürenler •« tığını iddia etmiştir. Bu iddia iı?erine bakkal Mehnıed yakalanarak tahkıkata h?ldeydiler. Gectierimiz yerlerde kıntı çekiyorlardı. bn anmi5tır. atese verilnvs m;ihinı:r,at deoolaıi Yukarıda Vietminh'li askerler Vaii bu geee Stockholm'ılen hâlâ yanıyordu. Hava d u m n lan yerlerde buldukları yüzlerce paradönüyor ve isten teneffüs edilmez bir hal şütten çadırlar kurmakla msşgulVnli ve Belediye Başkan Vekili F.ıhalmıştı. Yaemur mevsimi başladıdüler. Bir çadır hazır olunca he reddin Kerim Cukay bugün saat 21.10 ğınrtarberi Dien Bi?n Pb". Hr 'çamen yarahlar getirilip yer yatat da Stockholm'den şehrimi?e dönecekmur deryasn olrrtustu. Cim.uriirın tir. Vali yakında Ankaraya giderek içinde güçlükle ilerliyorduk. E ir larıua yahud portatif karyolalara Vilâyet ve Beleiiye işieri hnkkında yatırılıvorlardı. P.enk renk çadırla Hukumetle t^mastT bulunacaktır. leHen bazıları. yaraları henüz tamamen iyi olmadı^ icin tonallaya rın mar.zaras! son çünlerde yaşadıBelediye büyük bir inşaat rak yürüyor, arada bir durun nefes Ğımız cehennemden sonra hizi bişirketi kuracak raz olsun teskin etti. Askçrlertn alrvorlardı. " Belediye. yol vesair irış.itının nıüçadırlar kıırmak, sedyelerle yaralı tcıhhidler elınde siinıncem^'p kaldj^ıKerkes gibi hast=>nc''e çalısan taşımak, karyola getirmek pibi iş nı, jyi npîice alınmadı^ını gurerek bi;!er de rmâKıHivetin acısmı du lerlp meşgul olmaları da bize nıs • bııyuk bir inşaat şirketi kurraağa karar yuvor. istikbalimizden endi^f f'u beten sükunet veriyordu. Her trraf vfrmlstir. Enılâk ve Kredi BnnkaM ile Belediyeyuyor ve içimizde korkuya bcnzi Cİdip gelen. bir şeyler yapan insan • nin kurduğu İmar Limited Çirkfti takyen bir hi?!e et^afımıza h'••v'>r larla doluydu. Bizim için de yapı viye edilecek. Avrupadan >ol in<:a.s]ni duk. Fakat bizi meşeul eden bir lacak bir tek şey kalmıştı: Olup bi yarar mnkine vesair alât ve edevat ' gfıirtilecektir. | düşünce daha vardı Gcride bırak tenlrri unutmak, mümkün Ayrıca en iyi yol inşatını ynpan ' tığımız hastalar, yaralıiar ne ola kadar tabiî hareket etmek ve herraemlek^llerden de birka<; ıniitplıas<>ı« cakü? Onları dü^m^n elirrlo h'rak kcsten fazla ihtimama muhtac olan celbedilerek bilgilerinden faydalanılatığırruz için icimiz sızlıyo'du. Sim'ü yaralılarımızla meşgul olmak. caktır. onlara kim bakacak, kim cesaret Kendi kendime: «'Ben buraya yiverecekti? IIAZIRAN 18 ŞEVVAL 17 ralılara bakmak için gcldim. VaziMecburî yürüyüşe nasıl katıldık? | hem budur. Başka hiebir şeve kaVietminh'lüer esir aH'k'arı b:r I rışmamalıyını.» dedim. Eu düşünc<' ¥ likleri kuzeye doğru sürüyorlardı i bana cesaret verdi ve eminim bu o Çin hududunda bulunan şekilde düşündüÇıüm içindir ki, her Ç V. | 4.28 12.15; 16.İR 19.13 21.47 2 07 hastaîanınla ya doğru j'ürüyorduk. On beş da şoye kiV.adanberi yürüyorduk. Bu a.' îda olmama ses çıkarmadılar. Zaten nıE. ] 8.45| 4.32 8.32 12.00 2.O4 6.24 Arkası Sa. 8, Sü. 1 de sertabibimiz kgfü^r.'n basm^a bu Bu derin sessizlik hemen hemen yarım saat kadar bir zaman sürdü. Einimduğumuz yeraltı hastanesinin koğuşlanndan hiç bir şey işitilmiyordu. Sanki yukarıda her'ıes ölmüştü .. Biraz sonra nereden geldiği anla jılmıvan bir haber bütün kcğuslarda ağızdan ağıza dolaştı: «Kızıllar hatlarınrza girmişler.» Yaıalılar arasında bir huzursuzluk göze çarpıyordu. Fakat kimse çikâyet etmiyor, kimse bir şey istemiyordu. Sertabib tekrar koğıijlan dcisşü: Sakin olurı! Bir şey yok! Yerlerinizden kımıldam«.ym! Merak etmeyin, bunlar askerî disipiine tâ^1. lir. Size bir şey yapmazlır, diyordu. Sertabibin bu sözleri koğuşlırda hüküm süren derin sessizliğin içinrie akisler bırakıyordu. Birden başlarıroızm üzerinde. yuk?rıda askerî birliklerin muntazam a^ımlarla yürüdvklerini işittik. E^p! Rap! Rap! Bunlar bizim kıtalar defildi. Gîr.eral de Castrics'in kîjrargâhma giden k'zıl birlikleri idi. Her adım onları karar?âha daha çok vaklaştırıyordu. Yapılacak bir şey de yoklu. Bu muntazam «es leri içimizde derin bir üzüntü duyarak dinlivorduk. Hastaiara baktım: hepsi kımıldamadan yatıyorlar dı. Fakat hepsinin g"7İprinHe :.ynı encîi=eli ifade vardı. Onlara «öyliyecek bir şey de bulamıyord.ım. görünmeğe ve hiç bir şey olmamış Yalnız mümkün olduÇıı kndar tabıî gibi isimle meşgul olmağa çalışıyorcrum. Kale düştükten soıtra... =haberleri Fiat koıttrolü faydalı değil midir? 1 1 lunan Vietminh Eubayına bizi.n sağlık servisine dahil olduğumuzu. savaşan birliklere mGnsub olmadı« mızı söyliyerek. bizi tekrar hastalanmızın ve yaralılanmızın başına göndermesini rica etti. Subay üstlerine danışacağını söyledi ve emrindeki askerlerden birine gidip vaziyeti kıımandana haber vermesini emretti. Bir müddet daha yürüdük. Nihayet kumandanlıktan emir geldi. Bunun üzerine kızıl askerlerin nrahafazası altuıda eeri dondük. Nisbeten rahatlamıştık. Çünkü biliyorduk ki dü;en kalede, yeraltında her biri ümidsizlik içinde akıbetlerini bekleyen 1500 kadar yarah ve has ta vardı. Geri döndüğümüz zaman yaralılarunızın başınîa Vietminh'li doktorlan bulduk. Yprahları muayene etmeğe başlanuşlardı. 1500 kadar yarah olduğuna göre bu iş hiç de çabuk bitmiyecektL Doktorların hepsi fransızca konuşuyorlardı. Buna hayret ettim. Fakat sonradan bu doktorlardan ekserisinin Hanoi'deki Fransız Tıb Fakültesinden mezjn olduklaruıı öğrendim. Hemen hemen hepsi fakülte dekanı Profesör Pierre Huard'm talebelerhdiler. Profesör Huad'ın sonradan bize çok yardımı oldu. Diyebilirim ki, sonl i radan yaralılann tahliye edilmesi GUNU ESELELERI 1 1 ABAHTANI >ABAHA...| Bir Japon âdeti saiışmı baltalama gayretînde! Erzurumdan gctirtilnıiş hayvanlar arasında 40 cılız koyun çıkışını fırsat bilerek nıonfi propagandalara giriştilcr Şehrimizde et fiatlarının alabildiğine yükselmesi üzerine hükumet et ve balık kurumu vasıtasile tanzim ve müdahale satışı yapmağa karar vermiş, Kurum müdürünün başkanlığında Anadolunun istihsal bölgesine heyetler göndererek 40,000 kadar koyun mübayaa etmişti. Bu kojTinlar her gün partiler halinde şehrimize gönderilmek tedir. Fakat, tanzim satışı bazı celeblerin işine gelmemekte, bunu sabote için her çareye başvurmaktadırlar. Evvelki gün Mezbahaya gelen koyunlardan 40 tanesi zayıf görülerek satışa çıkarılmalanna müsaade edilmemiştir. Aynı zamanda 228 hayvan getiren celeb Osman Okumuşun da sürüsünden 20 koyun imha olunmuştur. Bunu fırsat bilen bazı kimseler, öteye beriye müracaatle hâdiseyi bambaşka bir şekilde aksettirmişler, tanzim satışı için getirilen h.jvvanKrın cılız olduğunu sVvlemişlerdir. Et ve Balık Kurumu teşkilâtı Istanbul müdürü Faiz Toral dün bir muharririmize şunları söylemiştir: « İmha edilen 250 koyun değil, 40 koyundur ve bunlar olağan şeylerdir. Celebler tanzim Gittikçe artan fiat yükselmelerinden. geliri sabit olan veya fiat ı yükselmesi ile mütenasib derececye ! artmıyan kütlelerin çekmekte olduI ğu geçim sıkıntısı sürüp giderken 1 son gümrük zamları, dışarıdan ithal edilen bazı ihtiyac maddelerinm fiatlarını yeniden arttıracak bir un vererek çok kifayetsiz bir derecede sur çetirdi. Bu artış, verpi zammı olsa dahi kontrolun işlemesine az nisbetinde kalmıyacağı gibi, zam çok imkân sağlamak yoluna girmiş gören eşyaya inhisar etmiyerek iken bu kararnameyi resmî gazetezam görmiyen veya dışarıdan gel de yayınlandıktan bir kaç gün miyen eşya fiatlarına da sirayet is sonra kaldınvermiş ve piyasayı tidadı taşımaktadır. Oteyandan ye gene eski halinde bırakmıştır. Bilindiği gibi bu kısa ömürlü ni gümrük zamlarının tatbikından önce ithal edilen malların gizlenip j kararnamenin yürürlükten kaldırılpiyasaya çıkanbnıyarak şimdi zamlı | ması, bazı şikâyetler üzerine olfiatlar üzerinden satılmak istenme muştur. Bu şik.'ıyetleri ilcri sürensi, fiat yükselmelerinin baskısmı lere göre, kararnnme hazırlanırken iyi tetkik yapılmamış ve kâr haddaha da arttırmaktadır. leri çok azaltılmıştır. Gene onlara Gümrük resmi artan eşyanın fi nazaran fiatlar rekabet serbestliği atlarında bu artış nisbetinde oir içinde arz ve taleb esasına göre tayükselme olması zarurî olabilirse karrür etmekte oldufnı içi" " ' k^>n de yükselişler, zaruret haddi içindo troluna esasen lüzum yoktur. Bu kalmaz ve hususile eski malları sebeble kararnjme tarlil (leyil, lt;a yeni fiat üzerinden satmak suretile edilmelidir. Halbuki fiatlnrın arz fahiş ve haksız kazanc sevdasına ve talebe göre taayyün etmesi, serdüşülürse işin kendi cereyanına best rekabet sartlıuının haViie işbırakılması doğru olamaz ve böyle lemesine mütevakkıf olduğu gibi bir durumda hükumetin müdahalesi eşya arzını darlaştıran hususî ve zaruri bir hal alır. istisnaî sobebler bulundu£u takdirBu müdahale fiat kontrolu yolıle de fiatların serbost bırakılması '.a, olacaktır. Gerçi fiata müdahale haksız kazanclara sebebivct vcrır. hususunda hükumete salâhiyc tler Bizim iç piyasamızda ise serbest türlü şartlar veren milli korunma kanununun rekabeti engelleyen bir çok hükvimleri baki olduğuna bulunduktan başka ithalât ve dove hususile bu karuna dayanarak layısile eşya arzı, döviz darhğı viikâr hadlerini yeniden teîbit etmek zünden tahdide uğrümış bulunmaküzere 10J6 yılında t?nzim edilmiş tadır. Bu durumJa hiç olmazsa ikolan 644 sayılı kararname yürür tisadî sebeblerden ilcri lükte bulunduğuna göre haksız fiat at artışlanna yer vermemrk için yükseltmelerini yeni hüküm çıkar fiat kontroluna gidilmesi faydalı omadan bu«ün de takibata tâbi tut lur. Elverir ki bu kontrol, ciddî ve mak mümkündür. Fakat ne yazık şümullü olsun. Yani kontrol teşkiki kanunlar ve ona dayanarak ted lâtı. 1954 martında konup kaldırıvin olunan hükümler bulunmasına lan kararnamede düşünüldii£ü cilıi, ikti^ad ve ticaret bakanlığı mürağmen onların tatbikını temin edecek teşkilât kaldmlmış bulunmakta ve kontrol mekanizması yıllardanberi işlememektedir. Hükumet, bu durumu gözönüne alarak ve 1946 tarihli kararnamede tesbit edilen kâr hadlerinin bugünkü şart lara göre yüksek olduğunu tesbit ederek 1954 martında yeni bir kararname hazırlamak suretile hrm kâr hadlerini azaltmak, hem de iktisad ve ticaret bakanlığı müfettişlerine kontrol hususunda vazife ESAD TEKELI I fettişlerile bakanlığın bu işte vazifelendireceği memurlara ve belediye teşkilâtına münhasır olmamah; ticaret muhasebesini esaslı surette bilen, eşyadan anlayan ve itmâ kabul etmez bir dürüstlüâe sahib bulunan elemanlanlan bir kontrol hryeti kırarak bunun bilgi ve dürüst çalışmnlarından da faydalanmalıdır. Hususile bu evsaftaki fiat murakıblarının sayısı kâfi derecede olmahdır. Gene hükumet bu ışı münhnsıran belcdi;, elere bırakmıyarak bir vazife halinde kendi üzerine almalıdır. Çünkü fiat meselelerile uğtaşmak, yabancı m.mleketlerdeki emsaline ve zamanımızm sosyal telâkkilcıine göre hükumetin esaslı vaziftleri arasında yer almakta olduğu gibi, belediyelerin kontrol işini başaramıyacağı da tec rübe ile sabit bulunmaktadır. Nitekim İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyük şehirlerimizin bile > u > işi başaramadıklan sürülmektedir. Meselâ İstanbulda belediye kontrolörlerinin sayısı, işin vüsatine nisbetle gülünc deneoek derecede az olduğu için etikete tâbi tutulan bazı maddelerin etiketleri üzerinde Sörülen ahş ve satış fiatlan hemen hiç bir kontrola tâbi lutulmamakta. esnaf, ahş fiatı rakamlarını diledıgi gibi teıtib etmektedir. Bu durumda etiket işinin ciddiyeti de kalmamakt.'dır. İkinci Dünya Harbi içinde memkketimizde tatbikma girişilen fiat kontrolundan iyi netice alınamamasının sebeblerinden biri de, izah ettiğimiz şekilde bilgili bir fiat kon Yazan: Toz şeker karaborsası BAUKPAZAR 150 I O O ALTIN 7.8.1R54. Dünyanın Cenneti.., Boğaziçi Yerli ve yabancı bütün tabiat âşıkl.rının hayran kaldığı güzel Boğaziçinin yaz, kış tadına doyum olmaz... Boğîzın en muteber yeri Yeniköyde, denize nazır fevkalâde bir a.rsaya kim sahib olmak istemez? O halde Türk Ekspres Bankta hes:b açtırmakta acele ediniz. 29 hrziran keşidesinde 716 M2 lik arsa. ayrıca çeşidli para ikranıiyeleri. Son para yatırma günü 21 haziran paz3rtesidir. c1 okyodan gelen şu haberi» manasını anlamak, bil batı yanm küresinin halkı için elbette güçtür: Japon kanunları, büyük şehirlerdeki polis teskilâtmı şimdiye kadar trolörleri heyeti kurulmamış ohna bir nevi «istiklâle sahib» sayıyorsıdır. Bundan dolayı eski tecrübç • m U ş . Hükumet ise. bundan boyle nin verdiği dersten faydalanarak m urakabe altında turmak istemiş» aynı hatayı tekrar etmemclidir. Bu j Buna dair kanun lâyihası müzakeduruma göre. mart 1954 içinde tan ! r e edilirken sosyalistler, meclis rezim edilip yayınlandıktan sorıra, i s ; n j Zorla yakalayıp bir odaya kayeni tetkikler yapılmak üzere mu j pa(m;ığa kalkmışlardı. Hâdisenin vakkat surette kaidırılan kararna r csimleri bizim gazetelerde de bame. yeniden hnzırlanırken kontrol ş,lmıştı ve aynı mevzu etrafmda teşkilâtına büyük ehemmiyet ve ! Japonyarla bazı kargaşahklar oldu. rilmesi İâzım gelecektir. Gene j «s'ımdi. Japon parlaraentosu, umu194C tarihli kararnamedcki kâr i m j e fkârda uyanan kötü tesiri orhadleri. o zamanın şartlarma göre tadan kaldırmak üzere, milletten bile yüksek tutıılmuştur. O tarih özur dilemeğe ittifakla karar vertenberi ticaretin riski artmamış, miş. bilâkis eksilmiş olduğu için. bütün Anlaşılması güç taraflardan biri, o hadler, bu'îün daha da kabarık Jpponyada, belki de adliye gibigörülmektedir Mesclâ yün. pamuk, polisin hükumet emir ve fermanıketen menrucatı için ithalâtçı kâ^ na tâbi olmayışıdır. Demek muhahaddi vüzde 25. toptancı kân yüz lif'er. zabıtanm bu istiklâline dört de f7.5) ve perakendeci kârı vüz e!le sanlmak istemişler. de 15 dir. Kezı otomobil, otobüs, Bİ7ce anlaşılması güç obür taraf kpmvon. k.imyonet vcsr.ir motöriü da. dünyanın her yerinde meclis nakil vasıtaları ile ziraat âletleri arbedeleri, adeta mubah, hattâ deve makineleri için ithalâtçı kârı nıs m»krasinin şirin cilvesi sayıhrken; beti yüzde 35 tir. İthalâtçı için böyküfiirier. yumruklar. sandalye sale yüzde 25 ve 35 kâr nisbeti, başka memleketlerde emsaline nadir vurmalar. hiç bir itizan icab ettesadüf edilecek derecede yüksek tirmezken. Japonyada, işte bn habir kazanc haddi teşkil etmektedir. bcrdrki gibi, tarziyeyi icab ettirGene kararnameye göre ithalâtcılar mesidir. *** ve toptancılar perakende satış yaJaponlar, «soğukkanlıhğı kaybet pacak yerleri bulunduğu takdirje o yerlerde yapacakları satişlardan meği». bellibaslı rezalet sajmaktadolayı ayrıca perakendeci kârı ala dırlar. Belki dövüştüklerinden debilmektedirler. Keza imalâtçılar, ğil. asabbete kapıldıklanndan ü ayrı satış yerleri varsa perakende zülmiislerdir. Yukarıki telçra'm satışları için perakende satış kân manasını, ŞTI anlatacağım hakikî da alırlar .Böylece iki nevi kârın, macera iîe bir dereceye kadar izah meselâ ithalâtçı ve perakendecci )ıâr edebileceğimi utnuyorum: larmın birleş.bilmesi, bu hadleri ikinci Umumî Harbden evvel, îsbüsbütün 'tabtrtmcktadır. Mart tanbula gene hir Jspon diplomatı 1954 içindeki kararname haklı cla gelmişti. Beyoğlu kulüblerinin birak bu kâr hadlerini indirmiş ve rine aza oldu. Briç oynadığı sırada, toptancı ve nerakendeci kârlarmın tatlı su frenklerinden bir oyun sayısını tahdid etmişti. Bir kısım ortağının yanlış kâjıd atarak partüccar, bu indırmelere itiraz etmiş • ti>i kaybettirmesine fena halde silerdir. Bu itirazların haklı olabib • ceği noktalar bulunsa bile bugün nirlendi. Bağıraraktan, jumruğuna yürürlükte bulunan 1946 tarihli Ka masaya çaldı. Sonra da perişanhğı rarnamedeki kâr hadlerinin umu halinden okunup, boynunu büktü; mî surette yüksek olduğu meydan çekildi, pitti. Arkadaslanndan öcjendiğinıize dadır. Gene tüccardan bazıları, ken dilerinin kararnamedeki kâr hadle pöre, bu diplomat, ertesi gün, azarrinden aşağı bir kazancla satış yap ladıjı oyun ortağmın kapısı önüne tıklannı ileri sürmelerine rağmen, giderek, pardon manasma harakin kararnamede yazıll yüksek kâr yapmağa karar vermiş. Zira. memhadlerini kendileri için tabiî bir leketinin an'anesinde soğukkanlıhhak telâkki edenler de çoktur. Bu:ı ğuıı bu «ekilde kaybetmek en büdan dolayı, daha ziyade müstehlik yük suç'ardan savılır, mutlaka cehalkın durumu gözönünde alınarak. retneyi gerektirirmiş. mart 1954 tarihli müİRa kararnaBereket ikna etmisler: «Yahuî medeki indirmeleri büyük ölçüd'.1, Bu batılı adamlar, o inceliği anlayeni kararnamede muhafaza etmek mazlar. Sen öMjkten sonra, herif, isabetli olacaktır. karsıhk vermek üzere. tîbutumm ayak uruna eecip mukabil harakirl. yapmak centümenliğini !;östermez bile...» dcmişler... O da vazgeçmisü Biz* pek fantozi gelen bu vnkayı işitince. The Timeş rauhabirl. eski gazeteci dostunı Bay Mavrudl" ile vaktila bayli gülmüştük... Gülmüştük ama, gene de yaban.i atılacak usul değil bu Japonlannki... Hele bizim gibi güniin yirmi dört saatinde olur olmaz şeylere sinir. lenenler, uzaktaki Japonlardan bir snSukkanl'.Iık dersi alabiliriz\.. A1malıyız da... Ama. bric hikâyesirrn Tramvay ve Eleklrik Umum •=iimu!iine eirmemek. «v»«î ve meMüdürü Aııkaraya giiti derî tar^ivenin çerçevesinde kalTramvay ve Eloktrik İdaresi Umum nıak şartile. * ** Bu iki misal. an'anenin bazı kısımlarını terketmek. bazı kısımlanna devam etmek icab ettiğini de Türk Tabibleri Birliğinin üçüncü ne çÜ7cl gösteriyor. I Ve Mesrutiyettenberi: cıJaponlar büyük kongresi ve , çihi y^pslım! An'aneye bağlı k s Tiirkiyede movcud hııtiin asker Tabib ve Di» Talıiblerinin istırn j Ialım! > divenlcıin hatasile, k k kile kanuni bir tejekkul ol.nrak ku.u , ç i h î d ü s ü n e n l c r i n iünhetini d e b i ' O lan Türk Tabibleri Birliğinin iıçııncu , . . . büvük kongresi 25 harlran cuma gün. , a P a t m ' s °^™: M.hakkak k l , ı r ı l saat 10 da Cngaloğlu öğrenci Lokalinde !c<!er do, çnhîslar da, arasıra ı t m rpkabeye varıp manen derlenrr.e'i, topl.Tmcaktır. Memleketimizin 23 Tabib Odası bol toDİanmsjh ve bazı hu>lan muhagclermd.n gelecek deleRelerin iştirpk f a 7 a e d j h , t e rkedip yo'a edecekleri bu kongre Tıırk tıb âlemı d v a m f efmell... M2zının biitun y yünin Mediko S O ^ P I meselelerıle meş; f gul olacnk en biıyvık: organıdır Ac:lış kile ilerlemek cidden m ' i m k ü n o celsesi Öirenci Lokalinde yapıldıktan • l?mıvor. Nitekim, İkinci Vmumî sonra 27 h.T7İi"an nkş.imına kadar riev^m Harh. koca Japonyayı tökezletti; pdecek olnn Kongrpnin dı^er celselerı hıın'la, müfrit an'aneperverliğin Istanbul Tabib Odası sslonunda yapısuç hissesi yok değildir. lacaktır. Mııdıırıı Kâmran Gbrgun. idareye aıd bazı işlerde Vekâletlerle temas nıaksadile Ankaraya gitmistir. Bu arada, Almanyada imal edilen cluz otobusün memtekete getirtilmesl için gerekli ddvizi de temine uiraşacaktır. TÜRK EKSPRES Atikali. Fevzipaşa Cad. BANK İ;t3nbul Merkı>7İ: Si:keci Postane karşısı, Tcl: 21224 23 Karaeümriik Ajnnsı: Ü?küdar Ajansr jj , Ahmediye. H lk ETEM PERTEV ECZANESi AÇ1LHI?TIR. Curr.huriyet Cad. No. 11 Taksim Mavısta 1246 çift evlendi 1954 yılı mayıs ayında şehrimiz evienme dairelerinde 1246 ciftın, =enenın ılk bes ayında ise 4719 çıftin nıkâhları kıyılmıştır. Geçen sene mayıs avında 1150. senenin :lk beş ayında 4700 ç ft evl?nmiştî. 1 CL'MHURİYET'in TEFKİKAS1: Yazan N1HAL KARAMAftARALl Herhalde şunlar değil. Aîu Bu göz karmakarışık, efendim. hakkak olan bir şey varsa. bu '•ina Kâğıdlar birbirine girmiş. Burada yet soygunculuk maksadile işleıı acele ile bir şey aramışlar, dedi. memis. O takdirde kasayı açan müSavcı muavini bişmı salladi: cevherleri alırdı. Gerçi ben doKto Evrakı sonra gözden geçirirız. rum, saham değil ama. heyeca iaDoktor yerinc'e duramıyor: Her adımda munmma biraz Savcı muavini hafifçe gülümse daha çapraşıyor. Katil kasada l e.'di: dini alâkadar edon r>ir vesika ara Belki efendim, mücevhsrlorin mıştır belki. Mücevherlerden biç araüincan bir tanesini seçmiş ^l.r:'S birinin eksilmedi,5i sabit olursa bu tır. Meselâ Kohinor değerinde bir kanaate varacağız değil mi, savcı bev? elmas. Doktor bir an düsündü: Yeni bir emir: Hö hö, o da var ya .. Vesikaları tomar haline jetiriKemal Gündüz gene alaycı de niz. Keza yazı masasmın çekııulerjtı vam etti: deki evrakı. Kâğıd namma ne bu Varsa şimdi anlanz. lursanız toparlaymız... Tabii, kasa Nasıl yani? dakileri de. İfadeleri alındıktan son Maktulün zevcesi bilecîktir. ra... Kasada ne eksikse söyler. Komiser Mazhar, gene savcı umJTazhar Güvenli başını ağır ıpr avinine döndü Mütercddid bir sessalladi: le konustu: Bencce mücevher meselesi I t Bu cinayet eğer kasadan bazı ğil bu. evrak elde edilmek için islpndiys^1 Kasanm alt rafına iğilen memur şüphelerimizi gene sabahki meçhul lardan biri: ziyaretçiler üzerinde toplamamız gerekecek. Zira ev halkından biri kasadan bh kâğıd almak için ihtiyarı öldiirmez. Kemal Gündüz cebinden hir defter çıkardı: Ev halkı kimlerdır? Kcndilerile karş;Iaşmadan jwe\ fikir efHneyim. KoiAi:seı ezberlemiş bile. Onu zahmetten kurtr dı. Hafızasırvian saydı: Maktulün zevcesi Bayan "avidan. Torunu Bayan İclâl. İhtiyar e'ıiektaı kalfa Orhan Sadi ü.irrli ^oför. Gelirken karsılaştınız zannederim dı,arıdn. Pu lilcnin yeti;tirdiği bir gene kız: Bayan Nilüter. Ahçı Şaban AŞa, karısı Kevser. Doktor sordu: Kabadayı tavırlı bir garib adam dikkatimi çekti... Sağ omzu çarpık. Kimmiş o? Aile dostlan imiş. Mehmed Ali Bcy. Haftanm bir kaç gecesmi burada geçirirmiş. Eksperlerin odada artık işleri bitSavcı muavini ihtiyar doktorun Başka bir sıfatı olup olmad:ğı omzunu okşadı: ti. Araştırmalanndan edindikleri hakkmda fikir edinemediniz mi? Kuzum sen kendi mesleğinde intıbaı şöylece kabataslak bildirdi Hayır. Saydığım insanlar hak Oiye bu kadar dıkkatli değüsin? de;'İÜTi Geçn gün herife fıtıktan öldü dekmda henüz fik^r doktor... Mehmed Ali 3eylcn n, prostat çıktı. başka bu evde bir mi^afir dsha Herkes bıyıkaltır.dan şülJü. v:r. Bahçedeki kücük köşkte ağıı E, ne yaparsm birader. komlanan Malik Bey: Piyanist... Bn\ an . şunun ta\iığu komşuya kaz şörüİclâle piyano dersi veı iyonnuş. ' nür. Bana da sizin meslek hoş geSavcı muavini içmi çekti: üyor. Epey kalabalık bir liste. Aîlh Kcm;l Güvenli de, komiser de kolaylık versin. Her sahsı ayrı ryrı doktorun nazariyesini küliiyen reddinlememiz gerekiyor. Doktor, maktulün de parmak iz dcdcmemışlerdi. Savcı mııaviRİ dülerini aldıklarını görünce, gene sö v"»ünceve vardı: ze karıştı: E\wt, evvelâ maktulün mazi Bütün bu saydığmız şahıslar sini öğrenmemiz gerekiyor. Ve telcfona yürüdü; o uykulu arasında, benim müphem şekilde fikir sahibi bulunduyum yalnız Ni «?sile bazı şahıslara bazı emirler z.imeddin Beydir. Konsolosluktan verdi. O sırsda karakola bağlı polislertokaüde sevkedilmiş. Dü^ünüyorura da. efendim, cinayet kasayı den biri odaya girip cesedi morga açmak maksadile işlanmiş. Kasa nakledecek arabanın geldiğini bildan mücevher ve para çaluımamış. dirdi. Kanadm aralığından bir sedİki bin küsur lira da işte yerinde ye gördüler Muavin Ali Poyrajan duruyor. Ama buna karşılık ev da başı içeri uzandı. Şefine bir jey rak altüst bulundu. İster istemez, İâzım mı, gibi göz etti. bir şüpheye kapılıyorum. Gerçi Komiser Mazhar, Ali Poyraza ceben doktorum, bana düşmez. Ama sedin nakledilmesini söyledi. Nizagene kendimi tutamıyorum. Acaba meddinin ölüsünü usulünce sedyediyorum, maktulün konsolosluğu ye koydular. Üzeri örtüldü, aldısırasında, elinde kalmış bazı resmî lar götürdüler. İhtiyar için beklenkâğıdlan almak için mi onu öldür medik bir âkıbet değildi bu. İşte düler? Böyle olunca da zihin, sa Orhan Sadinin kehaneti tahakkuk bahleyin gelen o iki meçhul şahsa etmişti: «Korkarım ki bu adam rahat döşeğinde ölemiyecek.» kayıyor. Kasa kapaT.ndaki izler muayyen birkaç ra!ı=;ın. Üç aj'rı ize r t a ladık. Bunlann kimlere aid cılc'uğunu. parmak izleri almdıktan sonra tesbt pd.riz. Tahminen izlerin biri maktulün... Savcı muavini telefonla konuşmasuıı bitirmişti. Memuriara aöndü: Ortahğa nizam verin. Emri yerine getirildi. Bir memur masanm üzerini düzsliti. Seccade yerden kaldırıldı, katUnds; o da deliller arasında gönderildi. Süt bardağını da kâğıdların arasına gizlediler. Şimdi odaya sükunet gelmişti. Kemal Gündüz, komisere hitab etti: Birer birer çağırsanız. Doktor gitmek üzere kapıya yollannuşü. Bir an başını çevirdl: Sormak bana düşmez ama, tızler vazifenlzi bilirsiniz tabil. Difarda, ev halkmın birbirlerile temaı edip anlasmalarını önlemiflerdir, inşaallah. Komiser, yaşına r » mevklin* hürmeten ters cevab vermedi. B«şını sallamakla iktlfa etti. Kemal Gündüz, eşikte beliren Ali Poyraza sordu: Ne var, ne yok difardaT Zevcesu pirincidur. Ne o? Sen gene heyecandasm. i Ş:ven bozubnuş. Amatör kadın şoforler arasında pa/.ar günu Topkapı Ed.rne yclu üzerinde Istihsal bölgclerinden temin edlen ı*orroh:l yarışı yapı] = caktır. Yarıs mu5 bin aded enginar. tpnesi 10 kurııştm. nasebetle 6 ncı Şube Müdürluğü yol bin kilo yerli f.ısulye kiiosu 65, binRU7ergâh"!nrîa gerekli tedblrleri almış kilo Ereğli çileği kılosu 60 kurust^n bulunmaktadır. Yarışa katıiacak otomobillerin bu olmak ü?pre diınden itıb.ırcn Mısırçar»ısı tanzim jatıs yerinde halka satıl rr.esa^evi .<.»yTj;efPr kaidelerine riayet crierek dort s « t 45 dakikada katetmenı^ea beşlanmı^tır leri lâzım gehnektedir. Enginar fasulye ve çilek tanzim satışı Kadınlar arasında otomobil yanşı Taksim Florya otobüs ser\isi Ya?. mevsimi dolayısile E. T. T. Ida i resı secen sen"'erde olduğu gibi yıl I Hikâyeci Said Faikin ölıramün 40 üa Tak^im Florya arasında otobus ış »ncı gunune müsadif pazar günj o * I e muteakîb Şişli Camıinde leterektir. Bıı servis ny snnunda işle* namazmı ı meye açılank. oîohiıilo r yarım saat Tılevlid ckjtulacaktır. ara ile tahrik «iilecektir. Sa>"d Faik icin MevIH HAC SEFERİ Pehlivanlaı firmasınm Muzaffer ismindeki vapuru evvelki senelerde olduğu gibi bu sene de Hsc seferine tahsis edilerek hazırlıklannı bitirmek üzeredir. Temmuz ayınm ilk yarısı içerisinde İstanbuldan hareketle İzmir ve İskenderuna uğnyarak doğruca Ciddeye gldecektir. FRANKFURT PAIV /LlfEKfGVV NAZIM ULUSAY Nnshası 15 knrnştiır Abone şeraiti Türkiye Harie Senellk Altı «ylık Üç aylık Bir ayblc Ura Kr Llra K i 42.00 810» 22.50 43.50 12.00 u.m 450 9.00 CUNHURİYET D İ K K AT Gazetemlz* gönderllen evrak ve y a n l a ı neşredllstn edllmesln u d e olunnau, DinJardaD meaollyst tabui Arkan var
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle