16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
IKI CUMHURÎYET ımLrıun enBienPnu Muhasaranın baslangıcı Yirmi dokuz yaşındaki mavi çözlü hemşire Genevietıe de Galard, Dien Bien Phu meleği, kalede geçirdiği o müthiş maceradan sonra nihayet Parise döndü. Paris, Genevieve için vatan, aile ocağı ve hürriyetti, Dien Bien Phu ise bir cehennemden fark. sızdı. Genc kadın o cehennem.de tam 58 gün kaldı. Oraya 28 mart günii yartthlan kaleden hastaneye nakletmek içın uçakla gittnişti. Fakat kısa süreceğini tah. min ettiği ikameti 24 mayıs gününe kadar sürdü. Kızıllar, genc kadıru Dien Bien Phu kalesı düş tükten üç hafta sonra serbest btrakttlar. Dien Bien Phu meleği, hürriyete kavuşur kavuşmaz et. rafınt, bajtndan geçenleri merak ve bunlart gazeteleri vasıtasıle nakletmek istiyen gazeteciler aldt. Genevieve, gazetecilerden Hen ri de Turenne ile Bernard Ullmann'a şunları anlattı: 28 mart günü yarahlan almak üzere bindiğim uçak Dien Bien Phu hava alanma pilotun mahareti sayesinde kazasız belâsız indi. Hava alanmın öbür ucu mütemadiyen kızıl makinelitüfeklerile taranıyordu. Her taraf duman ve toz içindeydi. Bizden sonra gelen ı.çalann pllotlan da bu yüzden adîta cambazhk ederek inmeğe mecbır oldular. Vazifemlz yarahlan uçağa laKlederek onlan Hanoi'ye götik . k j . Fakat ilk yarahlan sedyelere verleştirip de uçağa getirdiğimiz sıra da pilot, motörün benzin kaçırdıgıru, havalanmak için ârızayı tamir etmek gerektiğini söyledi. Çaresiz yarahlan geri görürüp uçaŞm tamir edilmesini beklemeğe basladım. Tamirat uztin sürdü. Artık hareket edebileceŞimizi sandığım anda birden kızıllann nçsğa ate? ettikleti haberi geldi. Hemen dışarı çıktım: ucağımız alev alev yanıyordu! Dien Bien Fhu'da nasıl kaldım? Ertesi günü akşama doğru başka fcir Dakota uça&ımn gelip karanhktan istifade ederek yaralılan nak> ledeeeğini haber aldık. Saat yedi buçukta hava alanmda beklivorduk. Ne gelen oldu, ne giden. Saatlerce sür^n bekleyışten •oo/a Hfnoi'de hava şartlannm bozulmuş olduğunu ve uçaklann bu yüzden havalanamadıklarını haber aldık. Ertesi gimü bir uçağın daha geleeeği haber verildi. Hava berbattı. Her şeye rağmen ümidimizi kaybetmjyerek tekrar hava alanma gittık Uçak. hava alanmın üzerine geldı. Fakat sisten, dumandan ^ııu göremiyorduk Bunun üzerine t:!Sİ7ÎP pilota kat'ivven inmemesi emrpdi'di. Zira bu şartlar altında aljna ınmek intihardan farksız aîacaktı. O günden sor.ra Dien Bien Phu h?va alanına hiç bir uçak inemedi. Yarahların nakli bir müddet icın tehir edildi. O zaman vaziyet düzchnceye kadar Dien Bien Phu'da kalacağımı anladım. Garnizonı.la benden başka kadın yoktu. İnmesine müssade etmedifimiz uçak girtikten sonra kızıllar en şid detli taamızlarından birine girı, iler. Ömrümde bu derece şiddetiı bir savaş görtnedim. Bu !•'>r jk yarah da görmedim. Durmadan mütemadiyen yaralı getıriyorlard' Yüzlerce' yaralı vatdı. Zavalhla.ı nereye koyacağımm bilemivn i ık. halde yarahlan getirir onlan saglık ekiplerine teslim edivor, sonra da derhal geri döner<k yeni yeni yara'.ılar getiriyorlardı. Kızılların taarruzu devam ederken Ağır yarahlar ameliyat sıralanm beklemek mecburiyetinde idiler. İnsan bir koğuşa girince hastalaru) hepsi birden bir şeyler istivor, .ie. biri kendisile meşgul olunmasını 4 arzu edivordu. İşin neresin •> brşhyacağımıa, evvclâ kime bakıcağımızı bilemiyorduk. Mnamafih son 1 radan bütün olup bıtenlere i ""''tn. Insan zamanla yavaş yavaş katı kalbli oluyor °aliba. , Ynlnız şunu söylemeliyim ki o taamız eününde hakikaten basımızı kaşıyacak \..ıttimiz yoktu. Herkes şasırnıı? kalmışü. Kızıl topçu kuvvetleri bizi m"ıtemadiyen ateş altında tutuyorlardı. Bir ara yeraltı hastnnemizin koridorlarından birinin tavanı çöktii. Sonra ko§uşlardan birinin duvan vıkıldı. Buna rağmen soğukkanlthğımızı kaybermeden çahşmağa devam ediyorduk. Bir defasmda kumandanın yanma gittiğim sırada G O metre kadar ilerimde bir mermi patladı. İlk günlerde olsaydı belki korkardım, fakat o sırada artık bu gibi şeyleri cesaretle karşılıyordum. Başlangıeda çok ?ükür hiç ilâcsız kalmadık. Paraşütle bize ilâc atıyorlardı. Fakat çok geçmeden ameliyat esnasmda kan vermek icab ettiği vakit sıkıntı çekmeğe başladık. Uçaklann bize paraşütle atfıkları malzemenin büyük bir kısmı kızıl hatlarına düşüvordu. İlâcları ve plazmayı muhafaza etmek için elzem olan ve paraşütle atılan >uzun da mayin tarlalarma düştüğü oluyordu. Bütün bu olup bitenler esnasmda hiç bir zaman ümidsizliğe düşmedik. Tabii cereyan eden a^kprî hdrekât hakkında maJumatımız yoktu. Önünde sonunda kuvvetlerimizn bir mukabil taamız yapacaklannı ve vaziv.oti lehimize çevireceklerinı umuyorduk. O zaman yarahlan tahliye etmenin mOmkün olacağını diişünüyorduk. tHanoi! Haıtoi! Hanol!» Koğuşlardan lıirinde Lejyona mensub bir Alman subayı vardı. Yanbaygın bir halde mütemadiyen: «Hanoi, Hanoi, Hanoi» diye sayıklıyordu Genc adaının yeknasak aesi hepimizin Isabını bozuyordu. Dien Bien Phu'ya gelişimizin üçüncü haftası. subaylar benim için büyük bir surpriz hazırladılar. Yer altında bana hususî bir sığınak yap tılar ve içine bambudan yapılmış küçük bir masa ile bir iskemle yer leşthditer. 'MasayV kSrmrti* b#Vaz paraşüt pSrçalarile süslediler. BöyJece'iınsuırfeir odam» «ld«t* ^s^ "DieTi Bîen TTıu'Va geMıŞim 'vakit sırtımda bir bluz. ayağımda da bir pantalon vardı. Cebimde de bir tarnkla bir rujdan başka bir çey yoktu. Parasütçülerden biri bana benekli beylik tulumlardan birini verdi Bu tulumu Hanoi've dönünceye kadar eiydirn. Onu kıymrtli bir hatıra olarak saklamaga karar verdim. Bir gün bir uçagımız kalenin üzerinde kızılların uçakavsr (oplan tarafından dü^ürüldü. Pilotumuz şayanı ha>ret bir manevra yaparak uçağın üzenmize düşmesine mâni oldu. kendisi de parayitle atladı. Kızıl mayın tarlabrının :ırk metre kadar yakınına düsmü'îtü. Dpvrivolcrden biri pilotu ahp hasteneye getirdi. Genc adamm kolu omzundan çıkmıştı, ba«ka bir sakatlığı yoktu. Bunun iizerine murize kabilinden kurtulmuş olan pilotumuzun serofinp son kalan şampanya şi^psini açtık ve hepimiz onun screfine birer k.irînh şnmpanya içtik. (Arkası v:ır) =haberleri Ziraat bilgilerini köylünüıt r Z İ R A A T B A H I S L E R I ABAHTAN )ABAHA... Bakımsız bahçemizin ısırganları Moclisi toplantısı ayağma götürmek davası SÜREYYA görmek üzere göndermeği tavsiye ettiler. 1Ö32 de Filistinde ziral tetkikat yaptığım zaman İsrael yayım teşkilâtının nasıl işlediğini görmüştüm. İsraeld'e bu ser\'isi idare eden ziraat memurlan Amerikada yetişmişler ve bu işin stajını orada gurmüşlerdi. Beni arıcılığı tesis etmek istedikleri bir köye gotürdüler. İKöylü içerisinde hali vakti yerinI de olanlara aKhrdıkları ve fakir köylüye hükumet yardımile temın ettikleri kovanlan gösterdiler Bu köylüler o zamana kadar an goımemişlerdi. Buniar sarraf veya türcar adamlardı. Genc ziraat memunj bu işin peşine düşmüştü, köylüvü iknaa çabşıyordu. Yeni kovan idaıesini ailenin efradına öğretiyordu. Onların anlayacası lısanda yazılmış ufak ri«!aleler veriyor, onlarla beraber düşüp kalkıyor, Adeta ailenin akıllı bir dostu oluyordu. Yalnız an, tavuk, mpyva bahçesile uğraşmıyor, ailenin hayat sisteminde onlara farkettirmeden kontrolu altına alıyordu. Kendısinin ilmî bir müşkülü olursa Yafa veyahud Kudüsteki devlet ilim laboratuaılanna müracaat ederek o müskülünü en emin bir surette hallettiriyordu. (Yayım teşkilâtı) nın ne demek olduğunu ve faydalannı kavrayabilmek için (Beyrut) ta 1953 senesi Amerikanın da içine katıldığı YakınŞark devletlerinin aktettikleri F. A. O. kongre raporunu gozden geçinmek faydalı olacaktır. Yukanda F.A.O harflcrile giisterilen teşekkül, Biıleşik Anıerıka devletinin dünyaya hizmetle uğraşan teşekküllerinden (ziraat ve yiyecek maddeleri) müessesesidir. Birleşmiş Milletlere bağlıdır. YakınŞarkta ziraat merkezi bürosu vardlr. Umumî merkezi Romadtdır. İkinci Harb sonuna kadar yaşamış ve Italya krah Emanuel tarafından tesis edilmiş olan (Millctlerarası Roma Ziraat Enstitüsü) niın yerini almıştır. Dünya ziraati ahvâuVıe dair ri^alnler neşreder. Mıllctlerarası kongreler tertib etlcr. Y.Tkm^îrrk1 nTfniMketleıinin millî rofih ve yayım içini ele a!an Birlesik Amerika Ziraat Nezaretı Yayım Servisi Müdürü VVilson bu kongrede demiştir ki: «. Yavım, yaşlı küylülerin nmr Ucuz mcsken sahası bclirtme karan ittihazı hakkındaki teklif komisyona havale edildi Şehir Meclisi dün saat 10 da Ferzan Arasm başkanlığında toplanmıs tır. İlk olarak Genel Meclisin 29 haziran gününe kadar mesaisine devam etmesini teklif eden Belediye Reisliği tezkeresi okunmuştur. Bundan sonra teküflere geçilmis, bu arada şehrin muhtelif mmtakalarmda imar hududlan dahilins alınarak 6188 numaralı kanunun birincı maddesi gercpinre ucuz mesken sahası beli"rme karan ittihazı hakkındski Emlâk Müdürlüğü teklif i îmar komisycnuna havale olunmuştur. Mütep^ıb^n tutanaklarm müzakeresine başlanmış, Sarıyarda bir hayır sahibi tarafından dispanser binası vaptınlması teklifini ihtiva eden İmar komisyonu raporu hararetli müzakerelere yol açmıştır. Bir kısım üyeler, tutanağm Vali ve Beledive Reis vekilinin avdetinden sonra görüşülmesini teklif etmislerdir. Neticede tutanak ittifakla kabul olunmuştur. Daha sonra İmar komisyonuna aid diğer raporların müzakeresine peçilmiş ve bu tutanaklar k&bul edilmiştir. Genel Moclis çahşmalarına saat 17,30 da *on vermiştir. Ardıçoğlunu 18 avukat müdafaa edecek Millet gaıeteslnde neşredllen bir m«kale dolayısile hakkihda taklbat» geçilen ve Ankarada tevkıf edılen Nureddln Ardıçogtımu mahkemede müdafaa edecek olan 18 avukat dün Savcılıga müracaatle 18 imzalı bir dllekçe vermişlerdlr. Avukatlar müekkileri Ardıçogumm tahliyesini taleb etmlşlerdir. nAnkara» vapııru döndü «Ankara> vapuru dun saat 17 30 d» 334 yoltru ile llmanımıza gelmtşttr Fakat talimat ıızerine vapur yolcu salonü önımdeki rıhtıma lskeledtn yanasmıstır. öğrendtğimize göre, gemide bıılunan yuksek sayıdaki kamyon v« otomobll Ustiklerinln vıntln altına getlrilmesl maksadüe Denizyolları tşetmesl tarafından buna lüzum gönılmujtın\ cAnkan» vapurunun yehrlmlz* gelen yoîcuları mevanında Almanyanın Tilrkıve Büvük Elcisl Ekie âns Haas'n eşl. tsveçll bankacılaratın Nıl«on Ernford, Alman kîmva fabrikaları mıimessili Eberhart Kolterman rjiılunmaktadır. Arıkhava Tiyatrosn * Beledive Açıkhava Tiyatro^ımu blr musfprire fhaleve karar vermiştl. İhale mtiddeti dun hltam bulmıış evvelce bu yere tallb olan ses sanatkarı Saflye Ayla da lhaleye pelmemi? ve bRşkaca tnlirj de rıifluı"Vtmedi6inrien mîıracaat ed»ceklerle dnfrudan do^ruya temasa Reçmek ıızere Sehlr Tivitrosu Miıdiırlnpııne salâhiyet vertlml;"r. 1§ ev soyan 2 hırsız yakaJandı Kmnlyet İklnci Şube nıemurları, 2 •abıkalı gere hırsızını vnkalamışlar'iır İhsan Potin ve Mehmed Olaca lsinılertndekl bu lkl hıraız, Hevbellada, Vendlk, Kar«;ümrıik ve Rphremlııl spmtlertnde ona yakın ev «oymuslar<1ır. Çalınan eşyalardan hir kiBmı nms.ırlere edilmiş olup, tahkikata devnm pdilmektedlr. Dünya ziraatinin nereye doğru gittiğini ve devletlerin bu yolda neler yaptıklarını bilmpk için muhtelıf neşııyat mevcuddur. Buniar içinde Fransa Meb'usan Meclisi Bütçe Encümeni raporlan da vardı. Encümpn namına ziraat bütçesini inceUyen mazbata muharriri ileri memleketlerin ziraat meselelerinde tuttuklan yolları ve sarfettikleri parayı rakamlarla ve mukayeseli surette gösterir ve bütçenin mueib sebeblerini izah e.ler. Bu yazı ve rakamlardan devletlerin ziraat siyasetleri ve aldıklan neticeleri görmek miimkün olur. Fıansanın 1954 senesl bütçesinin Zıraat Nezaıetine aid kısnıını tetkik ile Muvazene Encümenine rapor veren rr.a7bata muharriri ticaret muvazenesi ve çoğalmakta olan nüfusu beslemek üzere ziral istihsali yükseltmek için bütün malî ve teknik vasıtaların teksıfini ileri sürmekte ve bütçenin muhtelif fasıllannda göstenlen rakam ve teklifleri bu iki zaviyeden diğ<=r memleketlerle mukayese edeı ek müdafaa veya tenkid etmektedir. Son 1954 bütresinde (işlerin maliyetini) hesab etmek gibi bir yenilik dahi göze çarpmaktadır. Mazbata muharriri zirai istihsalin arttırılmasında esaslı şartın çiftçinin teknik ünkânlarımn artmasında olduğunu ileri sürerek ziraat bilgisini köylüye kadar götürmek, yani yayım ziraî tedrisat ilmî taharriyat lâboratuarlannı ele aîmakta, Fransanın bu üç dâvada durumunu inceliverek bir takım tavaivelercle bulunduktan sonra bunların meydana getirilmesi için sarfı muktezi parayı göstermektedir. Hakikaten bu yayım işi bizim için de çok mühim ve üzerinde durulması faydalı bir dâvadır. Geı\i bir kanun ile 1937 senelerinde hizde bir (Teknik ziraat teskilâtı) kurularak ziraat mektebleıimiz ve büyüklü küçüklü ziraat laboratıiBrları ve tecrübe tarlalarınHa elıle edilen tecrübeler, ziraat iltni bu müesseselerin kapılarından çıkarılıp köyün kapısından içeriye sokulmok yolu aranmıştı. «^* Yazan. 1 OZEK lî eğitimi demektir. Bu, yalnız ziraat ilmini köye götürmek, yaymak işi olmayıp aynı zamanda köylünün sosyal hayatile de meşgul olmağı içine alır. Şu halde ziraat ilmi, esas ilimler denilen kimya fizik botanık jeolojiye istinad ettiği gibi yayım işi de psikoloji ve etnolojiye dayanır. Gene bu sebebden ileri bir memleketten ıslah edilmiş bir hayvan ırkı damızhk olarak memlekete geürildıği gibi gene ileri bir memlekette tatbik edilen ve çok iyi netice veren bir (yayım) teşkilâtı her hangi bir memlekette olduğu gi'oi aynen tetbik ohınmamahdır. O mahalün köy lüsünün hayat şartları, âdetleri, itıkadlan eözönünde tutularak (yayım teskilitı) prensipleri içinde yani mahallî ihtiyac ve şartlarla âhenkli o bülgeye mahsus bir teskilât yapmalıdır. Bu teskilâtın yürüyebümesi için koylerde oturacak ve çalışacak zihniyette memurlar lâzımdır. Bu adamlar yapıcı ve icad edici zihniyette insanlar olmalıdırlar.» Aynı kongrede diğer bir murahhas şunları söylemiştir: t Şarkta ziraat geridir. Çünkü içtimaî hayat geridir. Ziraat yükselirken içtimaî seviye de yüksehr. Ziraat yalnız bir sanat de^il bir nevi vaılıktır. Çiftçiliği bütün familya efradı yapar. Tarla ve bunu işliyenler arasında me\*cud olan bu sıkı münasebet düşünülürse yalnız tnrladan fazla mahsul kaldırılmak rarelerile uğraşıp diğerini ihmatın mantıksızhğı aşikârdır. Yayım teşkilâtı personelinin bilgisi kadar şah«iyeti de mühimdir. Bunlar kövlü gibi düşünmeli, köylü gibi anlamah. Şarkta köylü ile sehirli arasında zihniyet ve anlayıs farkı büyüktür. Ziraat Bakanhğı hizmetinde çalışan agronomların ekserisi şehirli olduklarından bir çok memlcketlerde muvaffak olunamamasının sehebi budur. Köylüler içinde kulağı delik olanını ele ahp yayım servisinde istifade çok tnühhndir. Köylü kendinden olanın sözüne daha oabvık ve çok inanır. Knylü, köyiımlekt bu gibi glvrfîmlş simaların tesiri altındadır. Müskülünü ona sorar. Bu gibiler yayım teşkılâtının meccani ajanı olurlar.» Bu «ntırl.T içinde yazıh hakikat Dört beş sene önce Amerikalılarla ilk temasımızda Amerikalı ziraat mütohassısları bizim bu yolda atmak istediftmiz adımları noksan bulmuş olmalılardır ki ilk ş '?, olarak o zanıana kâdar tuYtu£vj,muz Senclerfmlzi ecnebi memleketlrre yollayıp miitehassı«lnr, profesörler yetiştiımek sistemi yerme köylü ile ııSraşacak, ziraat bilzısmi koylüve oğretecek ziraatçıler yetiştirmek üzere mevcud imkânlar dahiündp Türk ziraatçi genrlorini Amcrikaya bu ziraat şubpsinde staj Türk Yuksek Mühendisleri Birlifi r M E V L 1D Kı\metli EMİNE NÜVEYREnin vefatının altınrı senei dcvrijesine miisadif olan «17» hnrizan per^enıbe gıinü ikindi namazıııı müleakıb Roüaziçi "Bpbek. t'nnıii Şeıifinde okutularak Me\lidi Şeıife spvenlorin ve arzu buyuran din karıleşlcrimi7.in tPsrifleri rira nlunur. AİLESt Meslekte 50 Yıl Jiibilesine bütün meslek daşlann teşrifini rica eder b okuyucumdan şöylo mektub aldım: «G«ten siiııkü yazınızda birbirinden korkunc yanm düzün» cinayet sıralıyorsnnnK 72 yaşında irnam S yaşında çocuğa tecavüz etmi S ... Bir şoför, başka bir 6 yaşındaki çocuğu, tecavüzle bayütmi|... Köy delikanlıları 16 yasmdaki arkalertn ışıgı altında memfeketimlzde daşlannı küçük parçalara bölerek yarım asırlık ziraati terakki ettir veiskence ederek öldürmüşler.. Bir mek hususunda devlet ve müesse genc adam karısını, kaynanasmı, seler çalışmalan incelenirse turtu baldızını delik deşik ederek cansus ğumuz yolun yanlışlığı, noksanhğı sermiş .. On beş köy delikanlısı derhal belh olur. bir kadma müştereken saldınnışDevlet, ziraat hizmetind« müte 1ar... Bir genc kadın anasile elbirhassıs eleman yetiştirmek için liği edip yeni doğan gayrimeşnı çoFransaya Almanyaya Macaris cuğunu bogmuş... Albnda da nıütana malî vüs'atile mütenasib genc taleanız var: Bu yanm düzüne cürziraatçiler göndermiştir. Memleket mün beşini canavarca sayıyorsunuzte ziraat ilmini kurmak ve yaşat Demek biri müstesna? Acaba hanmak için bu smıf elemanlara ıhtı gisi o? Lutfen tasrih eder misiniz?» *** yacımız olmadığmı ileri sürmek Çerln sua! .. yanhş bir fikirdir. Ancak biz AKaçamak yol anyayım mı? . Hamerika Birlesik Devletleri Yayım Teşkilâtı Müdürü Wilson'un nut yır, en ij isi. hiç bir kurnazhğa başkunda söyledi*i köylü psikolojisi, vurmadan apaçık itiraf edeyim. Bu otnos»rafya bıîcısi gibi ilimlerle mü bir argınhk hatasıdır. Hani «yorcehhez ve köylü ile uğraşacak, köy gunluk arpnlık . tâbirimiz var ya, de oturacak, düşünen icad eden O anda yorgun değildim, argından elemanlar yptiştirmek cihctini ih murad nedir pek kavrıyamıyorunı mal ettik. Ameriknda Ziraî Ya ama, demek argınmi;im Her halyım Rervısinde stej görüp memle de arsnndım. Gümin hâdiseleri aketimize dönen genclerden Ameri r»5inda evvelce beş cinayete rastka zirant mekfcbleri ders prog layıp yazımı bu şekîlde tamamlaıamlarında bu derslerin okunduğu dıkfan «ionra. srazetelerde altmcısını ke^fettim. Cümleyi yanm düzüne nu ve gcniş tatbıkat yaptınldığmı diye değistirdim: ibarenin alt kısÖK'rPnmiştim. Halbuki bizim ziraat mı dalîin']<hma eelmi<; ve cümle • mektebîorimizıle dört beş sene önsekilde intijar ermis. Musahhih arcesine kadar bu gibi derslerin okadaşlarım i<e, cmnharririn bir bilkutulmadığım biliyorum. (Teknik Hİ2İ. bir dü'ündüiü oKa gerek .. Ziraat) teşkilutı Anadoluda tecrübe Kat'iyet ifadesinden çekinmiş! Ihmahivetinde beş altı vüâvette ku timal, hakimler üzerinde müessir ruldufju zaman bu bilçilerden mah olmaktn kannmak incelifini gösrum elemanlarla bu yeni makine termi'ştir: acık kapı bıraknuşhr!» yi işletemedisimizden işler yüru demişler. hakkunda husnüniyet gösmedi. ternıişlerdir. Halbuki ben. sırf kalem sürçme*! 1953 Beyrut kongresinde bizdeki yeni ziraî yayım ve danışma işinin şeklinde yaptığım bu yanlışı, bir iyi yürüdüğünü söyliyen Ameri «int»kı hak.. dive, gaibden bana kalı mütehassıs Gould'un sözleri verilen bir ders dive kabulleniyosevinc vericidir. Ancak yolun da rum . Bazı vak'alar, ins'nlarda tesir bırakır. Bu da ha başlangıcında oldu£umuzu kabul ferbivetkâr etmek de lâzımdır. Bu yolda ıs bcnde o ibreti h?sıl edecek; inşalrarla, bıkip usanmadan yürümem:z lah ıslah oîacağım. Orta^ağda. viicudlprinden cinler icab eder. rıksın Hiye za^alh dclileri diri diri yakariarmış. Belki bizim telâkkilerimizde de ileriki asırların havsalasına sığmaz öyle yanhşlar vardır. Yoksa bu 72 Iik hoca efendl miadında bunamr'ksiT.ın o fi'li m sıl yapardı? Dinîliğinin engeli bile olmasa, sııurunun en ufak konrrolu teessüs etmemiş midir?.. Yok haBalıkçılıl"™11" kalkındırılmasmda yır, ne iltimaslıın. ne tanıdığımdır; ne dp hafifietici bir sebeb gösterson hamleler mek üzere pıvabî bir sempati duXaxaı>: Rıdvan Tczel yujorum . Öbürlerini de öyle: H hamdülillâh bir tekini taruaiam . • Kah'hat bakalım ölende BÛ, oldürende ırl!?» cevahirine kıymet Dogn Almanra tiitfin miibayaa vermiyece&im . Umumî kaide olaheyeti İzmire çitti Btr m'Uddettenbcrl lerıimıdie lncele rak. kahahat öldürendedir .. Franmelerd» bulunan Dofu Almuıym tütun «ızvarî mü^amahalarla cinayetlert nıubaya heyeti tzmir* (itmlftlr. çoeaHmıyahm. İnsrilinarî sertlikle Heyet tznılrd* T* Egenln muhtelif tütün lstihsal b01f*l*rtnd* lnc«I*m«lerde mücrimin gözünü yıldıralım... O clhet ba^ka .. bulun&oaktıjr. Hattâ daha ilerlslne vanp: Bîormalleri korumak icin. anonnallera mmannha etmemek prensipine de taraftar oldurumu söylemekten kaçınmıyacag^m... Ancak bir mesele van Anormal mücrimlik, sırf flzyolojik, sırf akıl ve ^intr sahasında olmamak gerektir. İçtimaî şartlar bakımından da insanlar anormalleşebiliyorlar. Öyle kötü tprbiyeler var ki cemiyct g'angster filmlerile ve resimli <ocuk mecmualarile ruhan çapa^ajlam evlâdlannı işkenceci havdud çete«i haline sokabiliyor . Öjle cins an'anevî baskılar var ki, iklim sartlarile delikanhhk Ihtiyacları insanlan zıvaiadan cıkanp evlâd katilliğine kadar sürükliyebiliyor .. Bu gibi ictimaf anormnlHkier, bazı cemiyetlerde ppk olmuyor da bizimkinde bol bol oluyorsa, mesulü yalnız bizzat mücrimler midir? Yok"îa şartiannı i ^ tertiblememij cemiyette de hissei şayialı bir kabahat var mı? Galiha var... Hiç değilse alhda bir kabarnt iltimsslı tarafından cemlyetimizde de var... Bu mücrimlerin çojıı bizim bakımsız bahçemizin ısırganlarıdır Onnn irin kalemimin sürçmesirıden meınmımım Bu, cidden bir intaki Hak olmuş, muhterem Bizim bahçe, bnkımsızlıklardan ısırgan dohnuş .. HABEKIJ:R ^ •k MF.MLEKET1NE atmmekte olar yugoslavyanııı Ankara Tııacet Atasesı dun sehrimlz Ticaret Odı<ııu gelerek Lnıunıi K.'ıtıb S»!jrt Celâl Auınıerı zi}aHastanemiz yera'tındaydı. Üzeret edpıek veda etmlştir. rimızde iki metre kBİınhkta bir toıi * PIYASADA kaııçuk darlıgı yuzıınrak tabakası vardı. Yaralılar demir den blr kıım lâtık fabı ıkaları faliyetleıinı tat.l etmpk 7orunda knlmı^'ardır karyolalarda yatıyorlardı. F a W bir Ticsret Pnkanlığı hu^ıınlerde knııcuk müddet sonra karvolalar kâfi celİçin bri mlktır tahçts yapacağı anlameme&e başladı Ya'alıian «n'>>MeSilmskt.ıdır re yatırdık. Bir müddet sonra scd* C.EÇEN yılHrc?a oıdııpu Rlbi b:ı yeler kâfi eelmedi. Bunun 'İ7'Tİne yıl da Cı.7tcpe P m^iyonlu ilkokulda paraşütleri çıplak zeminin üzerinp h^retnıenler k.impı 2 tenımuz cuına guniı açıİRcflktır. yığarak yarahlan bu ayakü=tü 'a<; nrlanmış «yatak» lara verle« 'lık. * BELEDİYE Daiıni Enciınıeni SarıÇarpışan motörlii vasılalar yer Bııvukdere yolunım ın;nsını Hastanenin bütün koğuşları has'a Azi^ Etllce ldarefindpkl 15SM plâ 214 000, Kiiçiikm Ümnniye yohınun ile doluydu. Ko&uşlarda yer kilın?.mnı da 169 000 liray» müteahhlde kalı takrt Cnfer Idarealndekl mayınca koridorlara da yatakhr 284 plâkulıileotomobll. Sarıvenle Kırtal :haie etmiştir. Üçvol yaptık. aezında carpi'iiııışlardır Vn.sı*nlar, olTopraSm nemü oldufu yerlerde dukça mıırılnı hnp^ra u'Tnını^a dft lnHAZİRAN 16 SEVVAL 1 5 sancn bir zrv»at olmamıştır ayak bileklerimize kadar ranuuun Nevkor Devlptynn ldnrcslndek! 113H içinde yürüyorduk. Saglık •servisl ri pHkn (tnvılı taksi (İP. Ts*epnn Hnkvrre V t S c S mükemmelİPsivr>Hu. Cı •. kıııl <il ıdarriai(1p':i \W5 plfı'^alı taksi i> t JK o lanu ateşi altında yarahlan topîu Av«7a'a<Ia Sııv:ıri Okuiu clv.irındn ev; yor, onlan hast^ieve eet • ' <dı velkl terc ynrıpı stdcletll Mr FPkilUo ' v 4 2S 12 14 16 16 19 42 2r.46' :!08 Cankurtaran ar'halannin çosu kvıt ^arpıçnıı^lflrdr nu knzad.i da lnsanca zaylat olmfimıitır Her İki vasıtfl hnsam E. | 8451 4..Î2 12.00' 2.or 5 25 şvmla delik desikti Övle ol^ııcu V BUGÜN 17.30 Toplantı İstanbul Teknik Üniversitesi 20.00 Yemek Merkez binası (Taskısla) Tel: (82250) KADIKOY ŞUBEMIZ TEŞEKKÜR Ailemİ7İn kıymetli büyıığü merhunı Orfreneral . Cevad Çobanlı kı?ı 100 REŞÂT ALTIN BAY ikramiyesi 2785 numaralı cüzdan sahibi için tertib edilen A Y Ş E F A İ K A Flanınıefendinin vakltMZ utuluntlen doSan l o n n i ! Rcılarımi7i paylasmak için evımize kadar gelen, mektub, telcraf ve telefonla t.T7jyette bulunan ve CPiıi7e merasimine iştırak zahmetinde bulunan akraba ve d^stiarınuza en derhı mlnnet Vfr sükrannrımızı arzederiz. ALİ SEDİT'e isabet etmistir. TİIRKİYE KREDİ Şu anda komiserin kendisinden bah'ottiâini işitmemiş gibi davrandı. Kim bilir ne düşünüyordu, esnedi. Objcktif seccadenin etrafında nıiitraddid defalar açıldı, kapandı, sonra yarı arahk duran kasanın kilidinde sallanan kayışı, kesik anahtar destesinin. katil âleti küskiiniin keza, fotoğraflan ahndı. Genç yüzüyle bembeyaz saçları büyük bir tezad yaratan savcı muavini. kalın bağa çerçeveli gözliiklcrinin altından uyukhjyonnuş hissini yaratirak kü=;küye baktı. Mahmur sesiyle mınldandı: Katil âktinin cinayst mahallir.dp bulunma'i işi bir derece kolay laştinr. Şunu bir gözden geçirelim mi dersiniz? Mendilini çıkanp küsköyu ortasından ihtiyatla tuttu. Başma lf açılmış gibi gayrimemnun, istemiye istemiye pencpıvye yaklaşh. Ya§mur vadeden bir gün. Binaya yai:m çım a5açları da olaya büsbütün loşluk verivor. Buna rağmen savcı muavini ölümü intac eden küskünün ucunda, pıhtılaşmış kanlara yapışık iki tel sarı saçı farketti. Bakıslarınm istikametine takıhp öbüvl"ri de aynı şeyi farkettiler. Kcmal Bey bir şey demedi, doktor onun yerine konuşru: Gerçi ben doktorum, bana düşmez ama, dayanamadım. Fikri. mi söyleyeyim: Bu, katilin bizleri ters yola sevketmek için bıraktığı uydurma bir katil âleti değil. İhtiyarın basındaki yarayı bu küskünün mevdana getirdiği muhakkak. Mıamafih sapında parmak izleri kalmuş olabileceğrini. Zannetmiyonım. Çünkü pek pürüzlü bir demir. Oyle de olmasa «v halkından hemen hepsinin kullandıjı bir âlet Hanımlann da, hizmetçilerin de. Hattâ misafirler bile ellerine ahp şömineyi kurcalayabilirler. Binaenaleyh bundaki parmak izleıi bir şey ifade etmiyeeektir. Savcı muavini, bu lâflan söylemek külfetinden kendisini kurtardığı için doktora &deta minnetle bakarak küsküyü komlsere uzattı. Komiser de âleti bir polls memuruna teslim etti. Sonra gene Kemal GflndUzün yanına döndü: Göze çarpan deliUere rağmen muğlak btr vak'a karsuınd» bulunrluğumuz anlaşıhyor, efendim, dedi. Dokton Yok, rannetmem, dlye mfidahale etti Savcı: Ihtiyan ev halkından biri 81dürdüğü aşikârdır, dedi. Elinin lenfavi bir hareketile sımsıkı kapah pencereleri gösterdi: Bu odaya hariçten kim»» glrmiş olanaz! Aiiesi CUMHURİYET'in TEJRİKASI: 2 3 KONSOIOSUN K&RISI Vazan NIHAL KARAMAftARALI xn Atbaşı heıaber Tahkikat safhalsn", m>rtebe vak7ni=ın takib için, Orhan S^ıdi. cinayet işlenen odanın kapıs;ndan Lyrılsmıvor. Sivil ve resmî menıurİEr evin içinde kay nasıvorlar. Miitema^iven odaya girip çıkıvorlar. Yeni eVınler geliyor | Araîarında ftsıldasıyor'ar. Orhan Ssdı sarav kspısınHıki nnbetci eibi, yjşqdığjndan şüphe edılir bir harekot^z'ikle dirrTİik du« Niliifpr ma^umdur. F'nrzedpruyor: konuşulanlpn yakalam.Tjı lim ki mn«umdur Onu bertaraf eçabalıvor. Vakayı tefprruatından ayıklayıp derok farnz^clerimi kurayım.» basit bir hesab meselesı haünde ele Ama, Nilüfcr, cevabsız kalmıç aldı: NizameHdin Bevi kim öldür bir sual işareti gibi mütemadiyen müs olabilir? dikkatini çcliyor. onu rahatsız ediSsbahleyin ge'en iki mecrıul mi vor. safirin bu cinaveti işlempdiği taBu arada kara dosva da zihhakkıık ederse. ki '=lpd;k]trinp pek ihtımal vermivor Zira misafirieriT ninrle kargaşahk varatmakkta Ka yanında ihfivirın namaza durmus ra dosyavı ka>saHan kim aldı? Kara olmasmı mantığa avkırı buluyor dosva elHe eHlmpk için mi bu ciO halde cinayeti ev rtalkmdan biri nayet işlendi? Kara dosyadaki evişledi demektir Kim? rak hpr n5 idıyse bu evde kimi, Katü kendisi oımadığma göre... I kimleri alâkadar edlyordu? Büyük Kim acaba? Bulunduyu îoktodan karşı salonda oturanljrı eoımckte. Hepsini birer birer dıkknttcn Pcciriyor Heosinin ihtivarı öldünnplnrinr sebeb var. Hepi bu cinayeti iş'.emış olabilir Ama hnnpi^i kıtü' 1 Giızlcrı cn fazla Nilüfprin üzerinde oyalavvrır Onn cıirılır>1:lpr lic+r^in İPT1 silrbilse. Biiylcce hi^^î hakımdan bnzurn kavusarak hâdıseyi sırf rnantıSiİP muhnkpme imkânı bulsa bir ihtimalle Cavidan Hanımı, Nilüferi .. HoHeki kargaşnhk gittikçe arttı. Karakoldan pplen polİFİPr, Savcı muavini Kemal Gündüzü. adlî dok toru habordar etmişîerdi. Onlar ciııayct odnsına ^'''îni^lcr, h;ızırhk tahkikatma bTslamış'ar. Bu arada faili meehıı! hâdi'pyi muC'lak bıılduklarınclan İkinri Subenin cinavet masasmı da har^kpt? gotirmişlerdi. Komispr Ma7bqr Giivenli, muavini Ali Poyrazla birlikfp. şpne ikinci Şııbnrıin K«inri kolunrlan izlcr Ü7Pr'r.dp ralı=an teknisyenlpri de bernber alarak Cavidnn Ilnnımm evine Relmişlcrdi. Hâlâ kasal] odanın önündeki yerini muhafaza ederpk ippride olup bitenlprdpn emarcler vakalnmasja uğrasan Orhan Sadi. kapının bir açıhşında. vcsil pordHpı'in arasından. levİPRe benzovcn ihtiyar adlî doktorun. cesedin üzerine gagalar eibi iğildığini gördü: Başına inen darbeyle öldüğüne şek ve şüphe yok. Cesed soğu mağa, öiü lekeleri belirmeğe baslamış. Öh'im sertligi de tespkkiil halinde. Kabıtaslak veretvf'inı hüküm, cinayctin iki iıç saat evvel işlendiSi merkp7İndedır. Yavaşça ayağa kalktı ve ilâve otti: Artık ariz ve amik muayenesi Morg.la yapılır. Komif.°r Mazhar, iri cüsseü, yakışıklı, sarışm bir adamdı. Sert harpketlpri ve ha=;in ifadesile bir (SS) subayıra bpnziyordu. Fotogrnfı;ıya cPsedi Lsarpt pfti: Rc?imlpri ahbilirsiniz. Savcı bey miiraacle ettiler. Halbuki savcı böyle bir şey s'iyIpmemişti. Evvelce de bazı vak'alarda Kemal Gündüzle beraber çaIisan komiser, onun, teferruat üzvrinde oyalanmayı maiyetindekilere bırakıp işte bövla uyuklar gibi h^disenin asıl bünyesile zihin yormak arzusunda ofduğunu bilirdi Arabrmda =;331am bir işbirliği vardı.. Savcı yijksek kontrol mevkiini tutar, sorKiı. sual ve ara'îtırma nP7aretini, son dpreo™ itimadını kazanmış bulunan komisere bırakırdı. Zira Mazhar Güvenli sertti, tepeden inerdi. Ancak, o, mühim bir noktnyı ıska gecti miydi savcı gözlerini aralar, müdahale ederdi. Savcı bu vak'ada da. cinayet masasını haberdar etmeyi lüzumlıı bulup da gene komiser Mazharla karşılaşınca yükünun bir kısmını ona devretmiştL * Gün K a l d ı OSMANBEY Ajansrmız zarif, mtıtena Ofiitti) HEDİYELER giinlük. haftahk İKRAMİYELER ile e r a r i n i z d e d i r Bu ajansımızda 20 Hazir = n akşamma kadar Inşaat kerestesi darlığı tnşaat kere=t=sindî darhk dsvam etAlakadarlarm ifade'.erine : mektedır. I şöre stnklann tam?mlle bittiği söylenI mekteair. 1 Kereste ithall inln veTİ!en lisanslar htivüc! kar;ıl=rmMan uz?ktır. Lisans cıkmasüe mal ithali arasınd» 4 ay gibi bir zamanm ırecrpesi »yrıeı iarlıSı gerislefmektedlr. Bimunla Nraber Yugr«lsvy«. Tinlândiya ve Rumanvadan bu^iiiierde aı Koşuyolundaki prevantoryomda yangın çıkh Milil ESit.m Bakanhğma bağlı Kojuvrlundaki Prevantorycmunun bacasl turuşrnus ve yangın çatı katını »armıştiT. HBherdar edılen Üslrudar v« Kadıköy itfa'veîeri vsng'nin ^el'?me«fni «Plemî'î'or ve bir T^^det Fonra ntes so»d.iîiimu!tür Z s r n ı i 3 ilâ 5 bln 1i,i a^85inda oldtığu tshmüı edllmckteair. | j 150 lirahk hesab açtıranlar ayrıca 30 HAZİRAN MÜCEYHERAT Büyük ikramiye çekilişine katılırlar. Telefon: 82506 45467 49620 APARTIMAN ALTIN Nii«hasi Abone ?eraıti Ser.e>lk 15 kiırusror IHirkive Harie Lira Ki \i IPO Altı alık Oc aslık Bir «yiık 22 U) 12 (» « Mi Arkası var DEMıRBANK D I K K A I Gszetemiza gönnerilen evrsk ve ymıılaj neşredJlslr edümealn ıad« olunmu, Üanlaıdarı mesullyet kaDuj edlim«x.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle