25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CtifHtÎRTTET Şehir Tahkîr suçunda maddî f Basın Suçlarına Dair Yeni Kanun j 16 Mart 1954 Her elnsten, her milletten, her dar yapüğım bir gezinti «on verdi. yaştan bir insan kalaba'ığı, gece en Döndüğüm gecenin sabahında yaEPU memleketlerile alış verisln geç vakte kadar dolup boşalan kahtağımda tam Parisli olsrak uyan döviz yüzünden bir duraklama devveler, dansingler, tlyatrolar, en udım. Adımlarım kahvaltımı yapa resi geçirmesi karşısında mal münutulmuş. lemtlerden nehrin Iki ya cağım kahveyi kendüiğinden bul badelesi esasuıa dayanan yeni | haysiyet denilmesi daha doğru olur i Yeni karardan faydalanabilmek j kasma doğnı akan ve orada sahaiMaddî unsurun dört şekli dular, çöreklerimi getiren garson, kombinezonlar aranmaktadır. Bu Neşir yolu ile veya radyo Ue i» ] du. Kaldı ki meslekî haysiyete za ^j,, şoförlerin mart sonuna kadar j larm kasalannda biriken kitablar, benim için hemen hemen eski bir cümleden olmak üzere Japonya ile nuna götürmek imkânı yoktur. En ', devır ve Napoleon lamanı höüralenecek bazı cürümler hakkmdaki rar verebilecek isnadîar. çok defa B e l e d i y e v e müracaatleri lâzıın I resimler, prodüksiyonlar, antikacı dosttu. Dtide bir yanıbsşımda duru yapılan müzakereler müsbet neiyisi, her şeyi bırakmak, yeni doğ . ] a rı adımlarımn artık bırakmaz. I dükkânlarının, gal»rilerin, sergiiekanunun bırinci maddesile ortaya servete zarar verebilecek isnadlaryor, iki eü masamda bir şeyler an tice vermiş ve bir anlaşma imzamuş bir insan gibi bu selde sürük Hakikaten sevdiğinız, sevebileceğiçıkardıe: yeni «basrn yolu ile tah dır. latıyordu. Beni bırakınca yanıba lanmıştır. Son sanbul Son günlerde bütün İstanbul ! rin bitmez rükenmez boluğu, lenrr.ektir. Bir an bu zenginlikten niz şeylerse filralerde alışılan, kikir» suçunun maddî unsurun an 3 Üçüncü bendde (rıza hilâfı soförlerıni ilgilendıren mühım bir j galle'in, Monmartre'in, Clichy'nin sıyrılmak ve sadece kendinız olmak tablarda okun=n, disklerde dinlenen. şımdaki masada durmadan fransızAnlaşmaya göre Japonyaya 10 dört şekil arzettiğini belirtmiştik. na hususî veya ailevî ahvalin teşhir mesele loförler lehine halledilmisj sehri hiç durmadan ve daima bir Alman kızile konuşmağa için olduğunuz ye:de gözlerinizi ka hulâsa bildiğiniz şeylerdir. Kendi « Bunlaı birer birer ele alahm: Dufy kompozisyonunun hafifliğile, güleryüzlü, gri milyon dolarlık pamuk, bir milyon olunması) denilmekiedir. Bilindiği tir. Mesele judur: 6183 sayıh kaparsınız. Fakat kabil mi? kendınize «matbaa ve sinema seya1 Birinci bendde (namus. seref gibi bu husus. eski Matbuat kanu nunun 48 inci maddesi gereğince renkli kadın çamajırlan gibi geceuzviyeti i!e mütareke dolarlık yağlı tohum, be» yüz bia Hemen gene o an kulağımzda ı hati öldürmüş!» diye herkesin malı [ veya haysiyete tecavüz edümesi n u m ı n 29 uncu maddesinde de mev 350 600 lira arasında değışen ye fırlatan nıklan, garlarm her ne başka v« İkinci bir Parıs, kendi bir hikmet savurursunuz. Ve halinde bir çocuk. Bulvar, kahvele dolarklık krom ve beş yüz bin dobu | larlık tiftik verilecektir. Mukabiveya hakarette bulunulması) denil cuddu. Cezası bir aya kadar hapis yıllık plâka regimlerinin 6 aylığı feste örlerindeki meydanlan, kahiçinden büyüyen sular gibi çağlı şüphede yıpranmıs bir havagazi bo j n n t e n t ^ e l e r i ! e bir Van Gogh tab linde mensucat, mamul eşya v« mektedir Burada madde isnadı ba ve 50 Iırava kadar (bueün mer'i sl nın birden ödenmesi gerekiyordu. vele'in tenteleri ve apartımanların lo?u cünbüşünde alabildieine uzanıyan, değışen, yırtıl=n, küçük kıya rusu gibi her şeyi kaçırmağa başmavna motörü ithal olunacaktır. his mevzuu olmadığmdan ceza ka sa 250 olurdu) ağır para cezası idi Bir çok joförü müşkül duruma so çatılarile beraber >utan, sonra lâh met uğultularıle çöken, gızli ma larsınız. Louvre'un grIerilerinde as j yor. Ellerinde boş tuvaler, gazetenununun söğme dedıği durumun Ailevî hususların teşhirinde âmme zasmda korkunç bir sallantıda yer cerslarda kaybolan, sonra içiçe ve lere sarılı bitmiş tablolar, bir yıÇekoslovakya ve Ruraanyaya kacak olan bu mecburiyet karşısınkerî bir kıtayı merasim icabı teftış , bahis mevzuu olduğu görülmekte menfaati çok defa voktur. Umumicesur eden misRfir bir devlet adamının | ğın gene kız ve delikanlı birbirle canli hayvan, pamuk ve tiftik ihda İstanbul Şoförler ve Otomobil lerine iade eden dev ağızlan, bin renkli kavislerde, çılgınca dir. Bu bendde sübıektif şeref yani yetle skandal çıkarmak, satışı artlerce ağızda sakızlanan fransızca, köprülerde, bir anhk sütun ve mâ o takma mevcudıyeti'e, hıç bir şey i rile konuşarak, gülerek, kucakla racı hususunda da görüsmeler yaferdin kendi haysiyetl hakkmda tırmak gayesi eüdülmektedir. Bu ciler Cemiyeti Vüâyet» müracaat zenci âşık, şimalli sevgili, önünüz j kurulan seslerin görmeden fakat hepsını n?zaketle, ! şarak geçiyorlar. Vakıâ Montpar pılmaktadır. b e d l e r d e y e n i d e n etmişierdir. Bunun üzerine alınan Deslediği fıkir ve düşünce nazara itibarla bu fhllerin suç sayılması dikkatle selâmhyarak dolaşırsınız. nasse artık yirmi sene evvelin Mont yeni bir kararla, plâka resimleri deki bir takunya gibi tıkır tıkır yü p a r j s i başlar alınmıştır. Sübjektif şereften ne ^n muvafıktır. Ancak kanunun gerekrüyen Japon kızı, yanıbaşınızda di , G b d ^ Küçük mukavese ekzersizlerin.de, pamasse'si değil. Resim o zamank, laşıldığı bugune kadar tatbikatla çede beyan olunan maksadını, yani nin aydan aya verümesi kabul edilSavcı Başyarduncılığı ki'en ve bir metre tepenizden size! s i z d e s o n r a d a n b u ş e h,rden kalacak , .> çabalayışlarında, •• muhakeme, , . , . katı larda olduğu gibi hayata her gün belli oiduçundan, tereddüde mahal basının vazifesini yapması husu miştir. Son gıtnlerde îstanbul adliyesto'l» yolunu soran Iskoçyalı rahıb. adım , b ü y ü k h a y a l ] b u j l k g u n ı e r d e a i z i | irLkârlarda kendinizi bulmaea çalı ' veni bir hastahk aşılamıyor. Fabazı tayın'.er olmusnır. 15. Asllye Hu. olmadığı kanaatindeyiz. sunda serbestligine dokunulmsdıüfiAnrak, bu yeni karardan fayda başında beyaz perde ciddiyetıle ö içten içe rahatsız eden, size düşünşırsınız. Bu daüs^ılamn sizi yavaş kat Paris gene resmin bir numaralı kuk mahkerr.esl hakimi Fethl Alpergia 2 İkinci bendde (ltibar kıra nj nazara alraak icab eder. Bu iti lanabılmek için mart ayı sonuna püşen çıftler ve kahvelerin mahre mek kendiniz oİT>ak, her şeyi oltan yavaşa yokladığı zamandır. Bir payitahn. Model olduklarını geldi münhal bulunan istanbul Savcı Bajyar. dımcılıSına tavin edılml} ve dür. vazl. cak veya şöhret veya servete zarar barla umumî hayata karışan bir kadar Be'edive Başkanhğına mü miyetinde pek inanmadan onlan •ığu gibi tanımak imkânını vermi gün yolunuzun üstündeki lâleleri âim gece öğrendiğim iki gene kız feslne bnşlamıştır. verebilecek bir hususun ısnad edii şahsın durumu, onun hususî haya racaatle tahakkuk edecek plâka taklid eden yaşhlar. srnat eserleriyen bu karışıkhktadır. Vakıa on sizin gibı gurbette bulcaksınız, er arkamdaki gencleri görür görmez Kadlkby Savcı Yardımcısı tlhan mesi) denilmektedir. Itibar ve tınm teşhirini bazan hakh göstere resmıni aydan aya ödemeği teklif ni lüzumsuz kılan vitrinler, büyük dan kurtulduğunuz zaman bir nevi tesi gün Nedirmn ve Yahya Kema yollarından döndüler. Tekrar öpüşL:ru Kadikrty Savcılıjına asaleten ta. •öhrçt objektif şerefi meydant ge bilir. Kanunu bu şekilde tefsir et etmek gerekmektedir. Bunu ya bahçelerin gök yüzünü mavi bir berrak'ığa erersiniz. hayatınız da Hn olduğu kadar Ronsard'm ve j me fsîı ve bir yığın konuşma. Ne yin olur.tnufrur. tirmektedir. Obiektif şeref, diğer mek icab edeceği kanaatindeyiz. pamıyanlar plâka resimlerinin gene j kum?ş gibi kesip biçen hendesesi. ı h a ç o ] t ra hatlaşır, fakat şehirler Mallarmee'nin de malı olduğunu ' oturmağa razı oluyorlar, ne de gitîzmlr Savcı yardımcılarından Mah. insanJarin o şahıs 1 akkındaki düAllev! hususlann teşhiri bir çok 8 ayhğıru birden ödemek zorunda k ü " ? ü k rreydanların eski graviir sü | sü ş e h r i d e ^.^ muhayyilenizin bir bildiğiniz gı'ılun gurbetzedeliğine a ' meğe. İsHm üzerinde yolcu boşal mud Tahir Atabeyoglu da tytanbul iünceleridir. Bu d« ceza kanunu memleket kanunlanndı müstakil kalacaklardır. kunetleri, fiskiyelerın yalancı elmas c ü m büşü, sinir cümlenizin malı ol cıyacaksınız. Geçtiğiniz sokakta bir j tan bir vapur gibi acele acele ha Ssvcı yardımcıhklarından blrlne nak. ledilmiştır. muzda nazara alınmış olduğundan suç olmaktan çıkmıştır. Hakaret çağlıyanları, Louver'dan Etoi'.'e doğ maktan çıkar. denbire işittiğiniz bir horoz sesi sizi , vadi=lerini veriyorlar Sık sık Zadbilinmiyen bir mefhumdur. Bu mahiyetini aldığı zaman hakaret ru Bonnard renklerile kabaran akYeni Belediye bütçesi tasdik içbı Bir gün ufak bir hâdise, bir yo bir lâhzada en fazla kendinizm o i kin'in, Pignon'un, Hartung'un ad Hukuk Fakültesl Talebe Cemibendde bir hususun isnadı bahis suçunu meydana getirdiği kabul oşam ve birdenblre bulunduğunuz lun ortasında ayaklarmızm birden lan bir İstsnbul sabahına taşır. Bo ları geçiyor. Zadkin'i bir kaç gün yeti bir «İş bulma bürosu» kurdu Ankaraya gönderildi mevzuu olduğundan basın yolu ile lunmaktadır. tsviçrede hususî haHukuk Fakültesi Taleb* Omiyetl. Beledly* butçeoi dün akfam Muva. caddeyi sarışın tebessümünün etra sızlayışı, iürekli bir yağmur. hu ğaz denizi içinizde bin ayna birden evvel karşıki k?hvede tanımıştım. Islenmeseydı hakaret «ayılabilecek yata taalluk eden bir isnadm haz«n« Mudünl Sezaı Onal taraiından fında tophyan gene kadın ve onun lâsa çok basit ve tabiî bir şey, bu kırılrnış gibi dört yanınızı parıltıya Yan gözle konuştuğumuz yere san programında ve talebeye yardım mev. olan bir suç karşısında bulunduğu kikatini ispat iddiasının kabul o Ankaraya göturulmujtur. insaniyet namına sizinle dostluğs karmakarışık bütünlüğü birden kı boğar. Halbuki o dakika midenizde ki mühim bir şeymiş gibi bakıyo rııunda bu sene bir devrlm yaparak. muz anlaşılmaKtadır. Bu bendde lunmaması yani isnadm herhalde talebe haklan koluna bağü. bir «tı Bütç» Iç tfleıi Bakanlıjının tetki hazırlanan at yapılı köpeği... İşte ilk rar, o kadar hazla sahib olduğunuz \ bir kaç saat evvel yediğiniz muh rum. Koyu bir günej lekesi, masajn, bıı'ma hurosu» kurmuj btılunmaktadır. •ervete zarar verebilecek bir hu cezalandırılması için Immt menfa Unden »onra t«»dlk için Baabakanlıja günlerin Pnrisi. Paris, birdenbire taşlan kararmıs teşem salçalı bir Fransız horozu hasır işkemleleri âdeta eritmeğe, bir MuhtPİ'f teçekküller nezdlnde teseb. «usun isnad edilmesinin de tasrih atini «lâkadar etmemesi le«b eder. vtrilecektlr. Bütçenln tasdlkinl mütea. btıse geçilerek. istlyen talebelere dçr» Henüz hiç birini kendi «amanı yarı bajka edah on dokuzuncu asır tath ve buruk bir tık?nılıkta size palet haline getirmeğe edilmesi bir yeniliktir. Basın hür Fransada da hususî hayaü teshir kıb yeni Beledtya bütçMinin Utblklne çalışıyor. ve çalıtma laatlerile tellf edilebilecek nıza katmak fırsatını bulamadığınız, blnalannm arkasma çekilir ve siz hazmın bütün gevşekliklerini tat Zadkin, o gün bende büyük bir san riyetinin hangi hallerde tahdid edi ayn bir fuç değildir. Hakaret olasu'ette I5 bulmağa gayret edecktir. lebileceğini tetkik eden eserlerde rak nazara alınmaktadır. Husust Radyoda öğrenci saatl İçin bir ar?ya eşya ve insanlara hem ken ortada, yapyalruz, ladece bulundu tırmaktadır. Zaten içtiğiniz sigara atkârdan ziyade, bir ssnat mütedileri. hem de iizden bir parça ol frunuz yerle ve karsınızdaki Insanla nın paketi bu hayvanın yalnız bi kaidi, zeki bir iş adamı tesirini umeslek! haysiyetten bahsedilmekte hayata taalluk eden lsnadlann hatalimatname hazırlandı mak imkânını veren o derunf fası başbaja kahrsınız. Türk Ekspres Bank ise de hususî servetin himayesi klkatini ispata müsaade edilmemişzim olmadığım günün her saatinde yandırmışu. Halbuki bir tesadüfle MUU liltim MUdur Yudımcııı CtBu »eyahatinizin en tehlikeli a size hatırlatabılir. Bir sceledir sizi gördüğüm iki tablosu çok hoşuma Için bir tahdide rastlanmamaktadır. tir. Fransız kanununun gerekçesin 141 Köktun», GündUı Akbıyık T« tst«n. layı koyamadığınız için hepsi beraİstanbul merkezinın mutad Bu itibarla servet yerine meslekl Arkan Sa. 6. SiL 1 de bul R&dyoau ftjrenoi saatl komlttd a. ber vt iç içedir; hepsi birbirinden mdır. Dönüj lmkânlarınızın lçiniz yakalar; bir rapor hazırlıyacakmış gitmişti. Fakat, o şimdi daha ziyade «Hafta Sonun kejidesi cumarteyalerlnln Lftlrakll* dün u t t 10 da doğar ve birbirinde kaybolur. Hu den doğru, en yüksek, en kandırıcı sınız gibi her şeyi çarçabuk görheykelile meşhur. Pignon'u daha si eünü Noter huzurunda yapılMilli E«lüm Müdürlüjündt bir toplantı go'nun evinin önündeki akasya, Arc sesile konusmağa başladığı an. Günmeğe çalışırsınız. Ve hep bir kaç y»pılmıjtır. taruyamadım. tek resmini biliyorum, j mıştır. Bu keşidenin 5 ALTIN ı'ıVıV TopUntıd». JUdyo Bfrncl ı»»ö için de Triomphe'un boşluğundan fırlar, ler birdenbire kısırlaşır. Sert bir gün evvelki hale, o aravib bayra bir gemi iskeleti gibi bir şeydi. | ikramiyesini, Kücükpazar, PaBelford arslaru Delacroix'nın atel çakıl yarlar gibi etrafa bakarsıruz. mı, görülmemis hayat riyafetine, bir t«Jlm«tn«m« hmıırUnmıjtır. Yeni a Ullm»tn»mey« gün, «ğrencl tutl ko. yesinin önündeki küçük meydanda Bu muydu, dersiniz Paris bu muy o zihnî cünbüşe hasret çekersiniz. Uzerimde yapmaktan fazla bozmak C cı sokak No. 3 de. 222j)3 No h la elde edilen tesirlerin peşinde his hesab sahibi Bav Ahmed Karamltesi Uyelertnln • ayd» bir deiijtirü mübalâ§ah yelesini kabartır, Siint du? Kendi kendinize «yazık, bu kadar sini bırakmıştı. m«(l k«bul tdllmljtlr. man kazanmıştır. Chapelle bir yangın feneri gibi Eytmkânsıı bir can sıkmtısile bul çabuk mu kaybedecektim .. P T İ S Hartung'u da tanımıyorum, faAmerikan basın heyeti fçlin tepesine a«ılır ve Notre Dame varlann bir lâhzsda birbirine ben bu kadarcık mıydı?» dersiniz. Neile Louvre birbirine yapışık yü zeyiveren kahvelerine memleketimzden ayrıldı bakarsınız, den sonra anlarsınız ki o günlerde kat biliyorum ki o büvük res^am. SEVİM DATARGAÇ l \ Bajbakâjı Adnan Mend*r*sın yapmı; rürler. Yalnız Seine nehri kendi vitrinlerin güzelliği, çarçsbuk çöz hiç de Pariste değildiniz. hattâ hiç ikinci Dünva Harbinden sonraki olduju buın toplantuınd» hazır bu sidir. Her aralıktan bulanık ve uslu düğünüz bir renk bilmecesi olur. bir yerde değildiniz. Sadece, ya devrın belki en şaşırtıcı adamı. Paile lunduktan »onrm «vvelkl gün u ı t 18 30 sulann can sıkmtısını tekrarlar. E Meydanlar resmî nutuklann tatsız ŞERAFEDDİN GÜRSES dırgama. itiyadlsrmdan kopma deda uçakla Ankaradan dönen Jame* L Selimle beraber gittiğimiz bir gaWlck rlyasetındeki Sl kl}1Hk Amerikan linizdeki rehber istediği kadar bul belâgati ile slzi kaçırtır. Sanki şe nen aravib. k^palı bir yalnızlık mem Nikâhlandılar. leride grisi ve sıyahı bol bir tabbajın heyeti. dun aahaha kerjı KLM varlan, caddeleri, sokakları, başla hir bütün güzelliklerini sizden eiz leketinde ldiniz. tstanbul 15/3/1954 'osunu eörmüştiim. Nonfİ£rüratifin uçajı 11* Tahrana mütevecclhen dıklan, bittikleri lokak, cadde ve ler, ne kadar çirkin ve biçimsiz taBu ikinci safhava. do<;rum doktor Htr rangl mlıdm aynlmıjtır. bulvarlarla size anlarmağa çalışsm, rafı varsa önünüze yayar. Klâsik Laroza ilp CHartre VP İllierVe ka bu kadar der nden konuşan eserile : ilk defa o gün karşılaşmıştım. DeBir Amerikan askerl heyeti hiç bir şeyi birbirinden ayırmak, ! niz ortasında bir gemi yangım ıjibi aramızdadır, ümid kesmiyelim!» geliyor sökmek kabil değildir. Bu acayib h«r boyu Gene, esmer, orta boylu bir «darn ( bir ?eydl. Böyle de degil. bir deO«wr»l K. Darcey rtyaaetlndekl 7 ve türekli bayramda, bu üstüste ve bana acel» acele selâm verip geçlniz felâketi bekler gibi bir şey... yor Neden sonra habrlıyorum; başHatHk bir Amerikan «skert heyeti. cömerd ziyafette birdenbire hfç bir •ynı Amuikan uktrl yardımtle alakalı tet. Her halde deniz, ay ışığı ve insan tan aşağı yeniyi tutan o küçük ! klkJtrd» bulurunaJt üz«r« bugün »ehri şey düşünemez ve hatırlamat olurmükemmetlyet* :?deri hiç bir seV'l=iz bu çizgi ve s a n a t sunuz. Sanki çok hafif ve sihlrli , gazetelerınden birinde resıra mlıd* beklenmekt«Hr. J »hlp, bir içki ile sarhoş olmuşsunuz. leke yığınında, hıç bir reel un<mru münekkidliği yapan, arasıra sergi GazeteciKk Enstitüsü öğrencileEtrafınızda bir yığm gizli varhk iç:ne almıyan bu m«dlesiz rüyada. hazırhyan bir îraklı. «Fransızcası fevkalftd* dıyanıkb rinin taleb* haklanndan birbirlerile sarmaş dolaşdılar. Bıraz benimkinden daha berbaddı. Acaba vardır. Girdiğiniz kahve!erde, anfaydalanması isteniyor otedeki masada tek başına oturan nasıl yazıyor?» Fazla düşünmüyolatükları hasret bir bıçak gibi tene ve son d«rece elâsfikl tıtanbul ÜnlvmitMİ tktlsad1 Takül. Tngilir, olduğu yerden bütün bul rum, bütün »uallerin cevabı kent«rin« batlı clarak ««aUyett» bulunan yapışan Fransız türkülerlnin acılıçorapfır. varı zaptetmek istiyormuş gsbi a diliğinden hazır: Paristeyim. G«xetecllik Institüiünd» taleb» haklan ğına benziyen bir acıhkla içinize vaklannı uzattı ve iki kolu ile gealınmiftır. Btllndıji gibi yerleşen onlar gibi size hiç yaşaYavaş yavaş yerimden kalkıyoKnıtitu kunılduju junden bu yana yö. madığınız bir mszinin hasretinl arindi. Sonra gözlerini kapattı. Du rum, sıkıldığım için değil. Belli bir netmelikt* bulunan bir ek madd* «edaklanndaki belirsiz tebessüm, göz v e r e dde , . . , , ,. , gitmek istemiyorum. Hiç t»bll«ftjTenctler*taleb»haklan tanın. şılıyan keskin kokulu Gauloise dulerinin etraftndaki o mtmaJtU ldl. Enatltü y&netlm kuru. manlarınm doldurduğu havada halermm etranndakı o memnun kı j yok. Sadece kendirıjıkhk olmasa uyuyor dıyecegım. D r lunda incelenen mevzu, dün taat 1« da kikaten görmekte olduğunuz çehu ş çünkü Paristeyim. tesadüfler u topl&nanan Gazeteelllk Enstltüsu Genel relerden büsbütün beşka çehreler Hayır uyumuyor, sade^e bütün uz mak istiyorum, Kurulund» Uknr «1* alınmııtır. yüzer, çok aşina bakışlar sizi takib viyetile seviniyor, içinde bütün seG«nel Kurul, Enrtltü Müdürü Prof ne yalnız bu kahvede çu ânı dü••brt Ülgenerln b.jk»nhjında toplanmi} eder, fakat hiç birini tutamazsınız. şündüğü, ona hazırlandığı ne kay* nrvtlâ EnrtttünUn müfredat prog. Çünkü isimler de eşya gibi birbiridar belli. Ben de onu taklid edivoramını föıden »tçlrmif v» programm ne takılmıs gelirler. Çünkü şehir SACAKIAHINIZA SİHİtO tit GOZtlÜK •fimertrltr* bfllümü Oznlnd* kararlar hiç unutmadığı mazisini de yaşarum. Ayaklanmı uzatabildiğim kaıbniftır. dar uzatıyorum ve gözlerimi kadıjh Sn gibi size toptan verir; bu Tophane Gece Yokuşu sokak No. 13 te TopUntı gündemlnln lklnd nuddeelnl pıyorum ve «Paristeyim» diye duyüzden hiç bir hayal, tam ve büt«»kl] «den. Enrtltü Taleb. Ytoetmellil şünüyorum. Bu kaynaşma. çok de ! v. bllha». tal.b. haklan m«.Ieri geç tün değildir; hiç bir düşünceyi sorin bir «evince benziyen bu akış, v»*te kadar «örüfülmüftUr. Toplant•onund* t«leb*ler« genl» hakUrın Ugünlük şeylere sinmls bu sanat lez nnjMi temennijlnd» bulunulmu«rur zeti. bu içiçe devran Paristir. Her G«n«l Kuru], önünnlıdekl fünlerdc ACI BİR ÖLÜM şeyde bir uçurtma hafifliği, sevildiyeniden toplanarak taleb» haklan ttze Nevjehlrlt merhum Hacı Tahlr ğini bilen kadınlann neş'esine ben nnde kararlar alacaktır. oglu, merhum Dr. Ön\er Vasfi. zer bir sey var ve bu benim de Senihe Yurtkonı, Servet Dulger istanbul radyosunda bir plyes içime yavaş yavaş yerleşıyor. 01ve Küçük /Talât Muskara kardeş. Tanınmıı piye» muharrirlerlmlzde" lerl, Zahlre Muskara levd, th. duğum yerde lçlmden gelen bir sıaklr» Bıı^ranın .Yıllardan »onra. lamini tM.yu, „ „ . , y â r l n san Mxışkara, Dr. Tarık Muşkara cak dslgDsı ile ısınıyorum. «Parisbabaları ve Guzldte Muçkaranın teyim!.» kayınbab«.«ı, emekll AJır Ceza Nüshası 15 ktıruşrur ReUlerlnden Birdenbire gene bir adam, araTürkiye Harie MART 18 RECEB 11 MEHMED'SAIİH sam idarehanesini ve matbaasını Aboae şeraiü Ura Ki Llr» Ki on beş günde bulamtyacağım bir MLŞKARA ' SeMia «00 g l .00 14 mart 1954 günü geceii vefat gazeteyi burrtuma dayıyor; arkaAlt) ayhk J2 50 UM etmijtir Cenazeai 16 mart 1954 smdan rahibe kıhklı bir kadın bir Oç «yhk 12 00 S4.00 Yakaları buruşmaz SANFOR'astarı ile yasalı günü 6ğle namazını müteakıb katolik gazetesini uzatıyor, onun Biı aylık 4 50 100 Şisli Camlinden kaldırılarak Fe. pılanSÜRPRİZ gömleUtrinin YAZLIK DİRKAT arkasmdan bir broşür: (Bugünün V. | «.11 1223 15.45J 18.17 19.47 4.32 rik8y kabristanına defnedileceksefaletlerinden nasıl kurtulabili Gaıetemlz. g*ndertl«n «vra« n Tmolaı yenililclcrini muilaka gorünüz !.. tlr Allah rahmet ey'esm 6.06 938 12.00;J.31 10.15 riz!), altında, büyük harflerle «İsa nejrediUin edlmıeslB lad* olunmu. nanlardan me*ullyet kabul edllnıaa. unsurun ve î s p a t h a k k ı ş e k i l l e r i =iıaberleri Bir Seyahatin Notları I C Yazan: Doçenf dokfor Nurullah Kunler Plâka resimleri aydan aya ödenecek Pariste flk Günler Yazan : Japonya ile ticaret anlaşması Mensucat ve mamu) eşya mukabilinde Japonyaya 12 milyon dolarlık ihracat yapacağız î Ahmed Hatndi Tanpmar # j BAŞ DÖNDÜREN ÇORAP... DENİZCİLİK BANKASININ 15 Mart çekilişinde •YfiHİIN SURPffll BU SENE Terzi Bay ETEM EKŞİ Etnirgânda bir ev kazandı. Her ay bir ev Her on beş günde bir çekiliş Her türlü bankacılık işleri DAGITIYOR: ALTIN CÜMHURİYET I DENİZCİLİK BANKASI, BANKANIZDıR AU: Yorulduk amma...» dedL Hasan: «Kalk.» dedl. «Bu kadar dinlenmek veter yolcu adama... cAtalar ne demis » «Yolcu yolunda gerek.» «Köye gireriz kardaş. Benim oğlan şımdi altısmdadır. Ben köyden ayrüırken •• ş ik'vdi. Şimdi ..» " aı crŞimdi altısındadır.» Hasan: «Beni anamla birlikte çocuk da karşılar.» dedi. «Çocuk sana baba der. Ondan sonra da eve geliriz.» Hasan: «Bütün köylü bir.im eve, ba3ima birikir. (E j ee söyle bakalım Ha san Efendi, ne kazandın Çukurovada?) Ben. (Hiç) derim. (Çukurovada ne kazanc olacak? Gittik geldik işte,» derim. Ben de ikinci sabah erkenden kalkar anajın pişirdiği çorbavı içerim. Taıhana çorbasını... Yola düşenm...» Hasan: «Sen yola düştükten sonra, ben de çocugu yanıma alırım. ötekı köye av bovnuzlu koc?man bir çıft öküz almağa giderim. Sonra da yalıdaki... taslı tarlanın taşını birem birem ayıkla'tm...» dedi. «Sonra da )ki üç defa üstüste «ürerssn tarlayı Çukurcva tarlaları gibl. Un gibı eylersin. Sonra da ekersin.» (Sonra bir ekin olur... Her göcek kaplan pencesi gibi toprağa yapışmıs...» Ali: Anamın hırkası,» dedl. «Glder elimlen kasabada terziye yapünrım.» Hasan, Alinin yüzüne doğru iğildi. Nefesini duydu. «Sen,» dedi, «köyden aynlah ne kadar oldu?» Ali: «Üç yıl.» Hasan: «İşte bunu iyi yaparsın karda= » dedi. Ali: «Çukurovada çektiğimi bir günde unuturum.» dedi. Yokuş yukarı çıktıklan için, konuşmayı kesmişlerdi. Yokuşu çıkıp tepeyi aşınca önlerine upuzun bir düzlük serildi. Uzakta, düzlüğün ortasmda büyücek bir duman salınıyordu. Ynlun kıvısmda bir ses duyup durdular. Bir de mekanizma sesi geldi. «Kıpırdamayın.» Hasan: «Öldük.» dedl. Ali tekrarladı: «Öldük.» Hasan: «Kaealım i dedi. «Vurursa vıı rur. Vurulmak so\ulmaktan daha iyi. Vurulnıazsak evimize yetişıriz.» Ali: «Haydi,» dedL BCaçmaga ba^la'dılar. Afkalann CUMHURtYmo KDEBİ TETRtKASI: 4 4 NCE MEMED Yazan: YAŞAR KEMAL dan kurşun, kaynadı. Bagırarak yere yattılar. Kıpırdama diyen ses: «Olduğunuz yerden kımıldamayın,» diye bağırdı. Aliyle Hasan olduklan yerden hiç kımıldayamadılar. Korkudan kıpırdayacak halleri de kalmamıştı. Memed, Cabbar, Receb Çavuş, üçü birden koşarak yatmakta olanların başına geldiler durdular. Memed: «Kalkm ayağa.» dedl. ölü gibi, usul usul ayağa kalktılar. Memed: Böyle nereden?» diye sordu. Hasan: «Çukurovadan kardaş,» dedi. Ali: • «Oradan işte,» dedL Cabbar gülerek: ~~«Çok para kazandınız öyleyse. Sizler olmasanız, bizler acımızdan ölürüz. Çıkarın paraları.» Hasan: «Beni öldürün,» dedl. «Tam dört yıl...» Cabbar: «Çıkarın,» dedl Hasan: «Vur beni ağam,» dedL Ali: <<Berüm nişanlım tam altı yıldır bekler. Nolursun beni vuruver.» Hasan: «Tam alb yıl,» dedL Cabbar, Hasanın kolruğunun altına elini soktu, bir çıkın çıkardı Çıkın su gibi tere batmıştı. Çıkını açtı. Çıkınm içinde balmumuyla yn pılmış bir muşamba çıktı Mu«ambanın içinde kâgıd paralar vardı. Cabbar: «Bak hele, ne de çok para! bUemedl. l Nasıl da saklamıs!» Ancak: Hasan: Allah uzun ömtlr versm size,» «Daya tüfeğinl nk Vur benL Çoluk çocuğum* böyle diyebildi. Sonra da ağlamağa ba<ladı. eU bo» gldemem.» dedL A1LAli: «Urun Smfir...» diye ljfldi. «Tam aln yıldır,» dedl «Hiç mümkünü yok. Beni vuracaksuuz. «Bakın ılze ne deyim, Ç Gidemem.» , Çanak «Tam dört yıl, Çukurovanın lının düzünden geçmiyeceksiniz. Ozehir gibi suyunu içtim. Sıtması rayı Deli Durdunun çetesi rutmuştur şimdi. Donunuza kadar soyar. kanımda.» «Elinizi ayajtnızı opüyüm 51 Uğurlar ola. Sen de inaallah nisanbna kavuşunun karda»,» dedL Sedürün beni.» ti kannealandı. Konufacakta daha. «Öldüriin.» Konuşamadı. Memedin gözleri ya»la dobmu»Hasan, çocuklar gibi hıçkıra hıçtu. «Bana bakuı.» dedi muhab kıra ağhyordu. ASlaması bir türlü ı betle. «Paranıza kimse dokunmaz dinmiyordu. Giderken: «Sağolun.» dedi, «ssğ>lun kar sizin. Cabbar ver şunun parasını. daşlar. Berhudar olun. Allah sizi bu Al paranı.» Hasan, ınanmadı. Korktu. Titri dağlardan kurtarıp sevdiklerinize yen elini uzattı. Aldı. Ne diyeceğini kavustursun.» CabbaK «Bu Delinln yaşaması haram amma...» dedi. Gidip eski yerlerine oturdular. Bu işe hiç kanşmıyan çavuşun, sanh boynu bir tarafa içrrilmijti. Çavuş. gerindi. eerindi: «Ben bir tuhaf oldum çocuklar,» dedi "Yür?eimde bir soğukluk. bir titre'ie var. Ölürsem...» dedi, sonra pişman obnuşçasına sustu. Memed: «Bu kariar varadan insana bir şev olmaz,» dedi. Cabbar: «Bassnı kov <a azıcık uyu,» ^ tavsivesinde bulundu. Çavuş, uyumak için gBzlerinl yumdu. Aradan uzun bir zaman geçtik• •* ten «onra Memed, Cabbara bflMemed, gidenlerin arkanndan: yük bir sır vermiş gibi sokuldu: «Paralannı aldıktan tonra on «Sen'nle biz kardişız gayrf lan ölHürsek levinirlerdi,» dedL Cabbar,» dedi. «öyle değil mi karCabbar: daş?» «O uzun boylusu vurun diye Cabbar buna sevlndi: nasıl yalvarıyorduî» «Ona ne şüphe kardaş,» dedi. Memed: Memed: «Kimbilir nasıl, ne umudlarla (Arkası var) Gidiyor gidiyor, geriye dönüp bir dua ediyor, tekrar gidiyordu. Kayboldular. Hasanın ajlaması hAlA durmamıştL AU: «Yeter bire Hasan,» dedl. «Ne bu ağıt?» Hasan: Şu dünyada ne kadar da iyi insan var. Şu bir lokma eşkiya çocuğa baksana. O obnasaydı, paramızı alırdı, o dev gibi herif.» AU: «Yok,» dedi. cAlmazlardı.» Hasan: «Çanaklının düzünden gitmezsek bizim köye ancak iki gün »onra varabiliriz.ı AU: «Ne yapalım ya?» diye aordu. Hasan: c Çanaklınm dflzunfl töm bana verseler, yolumuz iki gün değil, iki ay uzasa gene oradan geçmem.» Ali: «Gel öyleyse oturup bir iyice yornuk alahm. Bir daha da yoldan gitmlyelim. Kıyıdan kıyıdan.» Oturdular. çahşülar!» Cabbar: «Nişanhsı tam alü yıldır onu bekliyormus.» Memed: «Çanaklıdan gitselerdl Deli Durdu onlan mutlak toyardı > dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle