19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
PARİS MEKTUBLARI Fransa yeni bir Cıımhur Başkanhğı devresine girerken •II =haberleri Arabacı esnafının toplantısı Pazartesi Konuşmaları köy enstitülerine selâm Fes yerine şapka giyinmemiz kabul edileceği sıralarda on iki, on üç yaslannda vardık. Hiç unutmam, Trabzonun Soğuksu sırtlannda dört beş arkada? çimenlere uzanmıs şapkadan konuşuyor, tanıdığımi2 en yaşlı kimselerin, şapka ile ne biçime gireceklerini gözümüzün önane getirir getirmez gülmeden kırıhyorduk. Tanınmıs, memurlar, tüccarlar muallimler, hacılar, hocalar!.. Tasarhyabilme gücümüz iki, üç komşudan ileri gidemiyor, bütün gayretlerimize karşüık bır çoklarmı şapkalı bir türlü gözümüzün önüae getiremiyorduk. Bu oyun gözlerimizi yaşartana kadar bizi güldürürken yerli Rumlardan birisinin şapka üstüne kondurduğu söz tüy dikti: Bize verilen yeni denîzaltılar 011 Stvnnma Bakanl| kaç gün evvel gazete Yazan: Aydemir Balkan ••IW%%N*.W.. Yazan: Paris, cak Fransanın kurtu1 Gene Fransa Anayasasına göre luştan sooraki ilk Cumhur Başka! Cumhur Başkanı yargıçlardan ve nı Vincent Auriol yedi senelik hiz temyiz başkanlarından müteşekkil Dünkü kongrelerinde, arabacılar met devrini tamamlayarak yerini «Yüksek Kaza Heyeti» ne de baş işsizliğin her gün biraz daha yeni Başkan Rene Coty'ye devret kanhk eder. Bu heyet, mahkemearttığtndan aci acı şikâyet miştir. Fransızlar Cumhur Başkan lerin idaresinden. yargıçlaru! disipettikr lığl seçrmine Başkanın Elysee Sa lininden ve tayinlerinden mesulArabacılar Demeğinin yıllık toprayında oturmasaıdan dolayı «Edür. Cumhur Başkanı ölüra cezalysee yansı» derler. Bu seferki E lannı müebbed hapse çevirmeğe lantısı dün saat 10 da Fatih eski Halkevi binasında yapılmıştır. BüIvsee yanşınm bundan evvelki bü yetkilidir. tün rekorlan kıran bir maraton Fransa Cumhur Başkanının en yük bir arabacı grupunun katıldığı hslini almasına, sekiz gün müddet mühhn halen de en çok münazaa bu kongrede başkanhk seçimini mü le Versay Paris arasında merasira mevzuu olan vasıflarından biri de teakib söz alan Mustafa Polatlı, akît'alarının yeni Başkana intizaren «Yüksek Mill Savunma Konseyi raba iskelelerindeki işsizliğin her nobet tutaağa mecbur kalraalanna Baçkanı» olması ve «Fransız silâh gün biraz daha arttığını ve çıkanrağmen, Fransızlar seeim safhala lı Kuvvetlerinin Şefi» bulunması lan çeşidli tnüşküUer yüzünden arabacıların vaziyetinin her gün Yerli Rum, şapkanın kabul edirındaki mucadeleli, neticenin aluı dır. masına kadar gecen kongre huzurFransa Devlet Başkanı, ikmal, biraz daha bozulduğunu söyle leceğini duyar duymaz ötedenberi suzlueunu tabiî bulmaktadırlar. | techizat, araştırma gibi teknik mev miştirtakıldığı komşusuna uğrami}, komMüteakıben söz alan Tophane a şu da hacılardan, hocalardan birisi Bürün Fransızlar bilmektedirler zularda dahi, Fransız Orduları Başki, Fransada belirli fikirler, belirli kanı sıfatile mutlaka istişare edil rabscılar kâhyası, biraz evvel oku imiş: nan raporda 6 ncı subeye teçekkür Ey!. Komşu! demiş. Gozün aytınıflar ve bunlın temsil eden be mek mevkiindedir. Nihayet, Fransa Cumhur Başka edilmesini yersiz bulmus, bu sube dın. Seni bildim bileli hep ju bkım lirii sivasî partiler mevcuddur. Cum hur Başkanhğı ise Fransız Anaya nı, Fransız Birliği Başkanı da oldü nın arabaalara haksız ceza yazdığı şapkaya küfür eder dururdun. Akssstna eore tarıhteki kanaatin ak ğu icin. anavatan haricinde, bütün nı iddia etmiştir. Daha sonra söz lına eseni bizim japkaya do'.dueine olîrak, geniş salâhiyet ve me askerî harekât ve faaliyetin otorite alan bütün üyeler arabacılann bu rurdun. Şimdi içinde bu kadar acasuliyetleri olan nazım bir makam sini ve salâhiyetini de nefsinde top günkü vaziyetinden acı acı gikâyet yib şeyler bulunan bu alâmeti naetmiştir. sıl kafana geçireceksin? dır Fıkir ve sınıf partilerinin bu lamaktadır. en yuksek makam için amansız bir *** Sıra seçimlere geldigi zaman kon Yerli Rumun şapkasına edilen kü ırıüfadeleye girişmeleri tabiî bir Görülüyor ki Fransada Cumhur grenin havası hararetlenmij ve ü für ne kadar canına tak demiş ololsvdır. Başkanhğı hak ve salâhiyetleri, yeler oy puslalarnu kırbaçlannın mah ki bu kadar ağır bir jakayı Son yedi sene içinde Fransa par Versay'daki uzun ve çekişmeli seçi ucuna geçirerek adaylar lehine te gözüne kestirebilmiş. Yerli Rumun lâmentosunda gerek hükumet, ge me hak verdirecek kadar mühim zahüratta bulunmuşlardır. Seçimi sözü bizi haftalarca deliler gibi gülrek parti krizleri ile öyle kanşık ve geniştir. Son seçim esnasında kazanan yeni başkan, arabacılann dürdü. ve buhranh anlar, devreler olmuş adaylann isimleri etrafında, hakl derdlerini alâkalı makamlara akset Şimdi düşünüyorum da gülmeğe tur ki, zaman zaman Fransa dev katte bir Avrupa Ordusu ve Alman tirmek üzere teşebbüste bulunaca başladığımız günü çok iyi hatırlaletinın devamhhğım Cumhur Baş yanın silâhlanması projesinin mü ğını söylemistir. dığım halde bu delicesine gülmenin kajunın şahsı ve otoritesi temsil cadelesi olmuştur. Neticede ne bu ne zaman durulduğunu bir türlü etraiştir. gözümün önüne getiremiyorum. Lâ» projeye taraftar Laniel'in, ne de Avustralyanın Washington tin harfleri de öyle olmadı mı? OFransa Anayasasma göre Cumhur bunun aleyhinde olan Naegelen'in Büyük Elçisi dün gece lurdu olmazdı demeğe kalmadı gün ekseriyeti ssğlavamayışlan, millet Başkanı Bakanlar rıeyetîhe b'âşkarişehrimize geldi lerden bir gün bu harflerle imtihalık eder. Fransız senatosunun ve vekili olmıyan, mutedil ve bağımsız Avustralyanın eski Bajbakanlarmdan na girdik. Ders aldık, den verdık. Fransız Birliği mçcüainin de Baş bir senatör olan Coty'nin kazanma vt şimdikl Washinston Buyük Elçisl kanıdır. Fransız Birliği, Anayasa sıaa yardım etmiş, bu hal çaresl ise Slr Percy Standar dün geoe saat 20.30 Çiktık işin içinden. 1944 te Hasanoğlan Köy Enstitüsündeki kiiçük hazırlanan da lngiUz uçagı 1le Ix>ndradan aehrL Çocuktuk, başımızda kavak yelsın tarifine göre: Medeniyet ve re Berlin konferansına öğrencilerden birisi fahlarmı geliştirnek, emniyetlerinl Fransayı simdilik müşkül bir du mize gelmlıtır. Avrupada bir «eyahate leri esiyordu. Milletimizi bir yönden çıkmıı olan diploTnat aehrlmizde blrkaç bambaşka bir yöne çeviren bu 5 Peki ama medrese ile teknik riyoruz. Randımanı müthif olduğu rumdan kurtarmıştır. takviye etmek gsyesile kaynaklangün kalarak turtetik yerlerl gezccektlr. kadar girdisi çıktısı da kanşık bir nemli devTİmleri ölçüp biçecek yas bir araya gelir mi? *** nı ve emeklerini birleştirip koor Bunun köy enstitülerile ne il makine.. Kanter içinde bu makineTürktye Millî Talebe Federasyo ta degildik. dine eden Fransa vilâyetleri, deVincent Auriol 15 gündenberi n< yi çalıştırmağa başhyoruz. nu X. büyük kongresi Izmirde nizaşın Fransa topraklan, Fransa milletvekilidir, ne senatördür, ne d Şapkanın, Lâtin harfinln ne de^ gisi var anlıyamadım? Konuyu çileden çıkartıp, ke Binbir çeşid çarklanna arada sıtoplanacak ya bağh eyalet ve devlet temsilcile herhangi bir heyet başkanıdır. Bu mek olduğunu tam manasile kavlimelerin çelmesine düşürdün de, rada kolumuzu paçamızı kaptırmak rinin heyetidir. gün Toulouse civannda Muret kö BOnye«lnd« 5 taleb* birligl olmak nyabilmek için yaşımızın otuza ondan. Köy enstitüsü yerine köy bahasma makineyi güçbelâ çalışütalebe tegekkiılünü toplayan yünde oturan basit bir Fransız va üzere 40 Mllll Talebe 7ederas>onunun dayanması lâzımmış. Bütün bunla öğretmen okulu denirken arada gü rıyoruz. Makineyi çalıştırmak kolay Bu itibarla Fransa Cumhur Baş. Türkiye kanlığı, diğer Cumhuriyet rejim tandaşıdır. 7 sene sonra arkasın; onuncu büy\jk kongresl 29 martta Iunir. rın hikmetini, çapını, değerini, fay me giden kelimeler değil ki. Arada değil, kolay olmasına ama, ileride lerüıin statülerinden oldukça farkh baktığı zaman eserini nasıl görmekt* de çahşmalanna başlıyacaktır. Federas. dasını ancak otuzuna doğru tam güme giden bellibaşlı bir düzen, bir bize sağlıyacağı faydaları düşünehüviyettedir. Salâhiyetleri ve tem dir? Bu yedi senede Fransada neler yon Merkeı Idare Komlteal, kongreıün manasile anlıyabildik ve bütün sıstem, bir anlayış farkı. Köy ens rek kp.ptırdığımız paça kola göz mükemmel bir sekilde organizasyonu canımızla: sil vazifelerinde zaman zaman bip olmuştur, neler yapılmıştır? lçln bir hagırlık komitesi kurmuçtur. titülerini kaldınp onların yerine tek yumuyoruz. Ha gayret derken yo Allah razı olsun, dedik. «Commanvvealth» kokusu hissedil Vincent Auriol 1946 sonunda Cum X. bıiyiık kongre içln P. T. T. tds. Derya içre oldukları halde der rar eski tertib muallim mektebleri ruluyor, bu canım makineyi yüzüsmektedir. Zaten Fransız Birliği, hur Başkanı seçildiği zaman Fran reslnce i puldan ıbaret b!r terl fikar. ni kabulleniyorlar. Bu neye benzi tü bırakıp tekrar babadan kalma Fransa İmparatorlugunun yeni ve sa yanyanya bir harabe halindı tıbnan, kongrede devlet büyuklerlnin yadan habersiz yaşıyanlar gibi biz konupnasının temini ve kongreye Jçtl. de Uiuıı zaman başımıza gvlenleri yor biliyor musun? Yokluğunu se salaş . tezgâha dönüyoruz. motiemleçtiribniş adı degil midir? Arkas\ S. 6. Sti. 7 de. r rak edecek delegelere verllecek bıoibT ince eleyip sık dokuyamadık. Ya nelerce yana yana duyduktan sonKöy enstitüleri milletçe ögünecev« dlger hazırlıklar için. komitec* flm. kından bir çeye benzemiyen, ancak ra büyük masraflara girişip AvrO" ğimiz, çok ffuzei. çok büyök bir madlden çftlıynalaım batlanılmıj bulun. padan son sistem bir makme geti kine idi. Üstüne ustelik dıjandan uzaktan seyredilebilen ban tablomsktadır. lar gibi çocukluğumuza karışan öHamamda içki âleml ve hınuİık nemlî olaylarm değerini, çapını, sı£yüb Otakçılar Akarçefme hamamın. cağı sıcağma duymak her zaman da dün «aat 13 te gartb bir hırnzlık hidİMtl eereyan etmis, mü(terilerden hepimize nasib olmuyor. Otobüsü şart Nurl AlUy iıminde bir «ahsm eeketi kaçırmak için çocuk olmak Senenin 12 BAHÇELİ EYİ ve çesitli çahnmiftır. İddia edildiğine gfire hır. değil. Çoğu zaman kendi bir kişilik fizlık hamamda r»kı Içen d»rt müsteri dünyamıza öylesine gömülüyor, ken para ıkramıyelerınden başKa taratından yapılmiftır. di elimizle kendi başımıza öyle ağPollı hamam hırnzl 11* hanuunda rmkı lçlrten hamamcı hakkında goruş. lar, öyle arab saç'.arı örüyoruz ki 9 Eylülde yanıbaşımızdan bütün hışmı ile geturma yapmaktadır. lip geçen en önemli olaylan ıska Teknik Üniversitede bugünku geçiyoruz! Bedri Rahmi Eyüboğlu f konferans •tuttgBrt Tecbnlsche Hochschule'si profesörlerinden Otto Graf Enstirü*ü Dlrektörü Prof. Dr. Friedrich Tölke Teknik Onlverslte merkez «Tajkısla» Mnuının 111 No. h anfMnde bugün İTJO da «Büyük beton kütlelertn mey. dana tetirllmesinde bllhM»» bara)l*r bakımından kaydedilen ilerlemeler. mevtuund* projelulyonlu bir konfe. ran» vtrllecektir. Şehir Hyatrosu sanatkârlanna ikramiye verihnedi Son lkramiyt kanununun kendilerbıe de tefmill İçin rauhtelif makamlara basvuraa Şehir Tlyatrocu ianatkârları müabet bir nedeeye varamamıjlardır. Bu durum artlrtler aruında üzuntü dogurmuftur. Bugün (aat 16 da Galatasaray Lise. sinde ressara Elif Naci tarafından «Türk resminin yolu» raevzulu bir kon. ferans verllecektlr. Konferansa herkes gelebllir. Konferans Şubat 1 Cemaıiyelervel 27 s o V. 712 â o 1 1 * 15 07 17.25 18.57 9.43 12.00 | 5.30 | ı 12.27 , ı.« 7.02 1.34 12.08 Yanılmıyorsam köy enstitüleri ko nusu da bu önemli olaylardan birisidir. Ve yüreğim cız ederek şunu söyliycyim ki biz bu önemli konuda milletçe ıska geçtik. Üç, dört gün evvelki gazetelerin iç sahifelerinde iki. üç satınık bir havadis vsrdı: Köy enstitüleri köy öğretmen okulu oldu. Kanun Meclisten çıkmıs.. Bu kadar küçümsenmiş bir havadisi milletçe atlarsak ayıb mı? Ne olmuş sankı? Enstitü yerine öğretmen okulu demişler. Bunda milletçe ahnscak ne var? Bal gibi okul kelimesi dururken ne diye her hecesi birbiri ardısıra dilimizı törpüliyen frenkçe kelimeyi, enstıtüyü kabuilenelim? Bir kelime gıtmiş, öteki gelmiş bundan ne çıkar? Ne mi çıkar? Hele bir yol inceliyelim: Teknik üniversite demiyelim de, teknik medrese diyelim, edebiyat fakültesi demiyelim de edebiyat medresesi diyelim, hocalar aynı hoca, talebeler aynı talebe, dersler aynı ders olduktan sonra ne çıkar? Öyle ya ne çıkar? Böyle medreselerden, hacılar, hocalar, mollalar çıkacak değil ya, gene aydın kafalı insanlar çıkar. IMINII i ı:ı Brojür htoyınit * '.".".""'.'".' 100 Lira üe Acıbodem'de dojelı bir eve ıohip elmok lalthıne kovaşebıhrsiniz. trofOr hltyınit'.:.".... . r ^^^^^^^^^^ HER 100 LİRAYA BİR KURA NUMARASI YAPI ve KREDİ BANKASI rangoz âletleri yapıyorlardı. hr.' n Okulu bitirebilmek için bu atöl Bu denizaltılar, « ı ustü seyri için yelerin birinde ihüsas yapmaları 6500 bevgir kuvvetinde 4 grup Dizel Elektrik motörü ve su altl şarttı. seyri için de 2*50 beygir kuvvetinBir öğrencinin okuyacağı okul bi de çift elektrik motörü ile mücehnasını kendi ellerile yapması re hezdirler. Su üstü tecrübe süratdemekti? Bazılarına göre bu bir ci leri 21 mil, normal süratleri 20, su nayetti? Niçin şehir çocuğu kendi altı süratleri 10 mildir. Modernlesokulunu kendi yapmaz da köylü ço tirilenlerin su altı süratleri azamî cuğu böyle bir işte harcanır, dıyen 15 mile çıkanlmıştır. Snort İle su ler oldu. Fakat vakit yoktu vakit!.. altı sefer süratleri 910 mildir. SarTartışmalara, şöyle mi daha iyi o mdanna aldıklan akaryakıtla 10 lur, böyle mi daha iyi olur deme mil süratle su üstünde 1012 bin lere vakit yoktu. Ortada kaybedil mil katederler. Mürettebleri 85 kimiş bir kaç yüz sene vardı. Bir an şidir. Beheri 6,288,200 dolara mâl evyel bu vaktin peşine düsmek sart olmuştur. tı. Öğrenci kendi okul yapısını kenBize ödünç verilmesl kararîaşhdi ellerile kurarken her şeyden önce bir yapının nasıl kurulduğunu ögî nlan bu denizaltüar hilâ teslim ereniyordu. Köyüne döndüğü zaman dilmedîklerine göre tnodemleştlen sağlam, en kultanışh yapı nasıl rîlmekre olduklan anlaşüıyor. Doyapılır, herkes bunu ondan öğrene nanmamıza fltihak ettikleri zaman bilecekti. Bgjajpnç&jfcir h#abı, bir denizalhlarımızm sayışı u olakitsbı vardı. Bir yandan yapı ku caktır. rulurken bir yandan da bu işin hesabı üstüne yanıbaşmdaki öğretFransız Denlzcilik Dergisl şunu menden sıcağı sıcağına bir jeyler da yazıyor: öğreniyordu. tBasm haberlerine göre, Amiral Ben, öğrenme gevincinin ne de Lord Mountbatten'in teşebbüsü Üe mek olduğunu köy enstitülerinde Ingiltere bahriyesi, Türkiyeye Dido gördüm. Hıç unutmam. On sene. sınıh bir kruvazör ödünc vermeyi k=dar oluvor, bir gün Ankaranın teklif etmiştir. Şu şartla ki bu geyanıbaşmdaki Hasancğlan Köy minin tamir masrafian Tiirk bahüıstitüsüne gitmiştik. Burada gör riyesine aid olacaktır. Artık yaşını düklerımin valnız bir kaç sahnesi doldurmus olan Birind Dünya nı sıze anlatacağım. Okulun koca Harbindeki sabık Alman muharebe has havvanlannı b=nndıran ahırda knıvazörü Yavuzun yerine kaim j bir çocuk gördüm. Gece nöbeti o olmak üzere Türkiyenin senelesrna düşmüş, elinde bir kitab vaHı, denberi Amerikadan bir kruvazör dalmıştı. Shakespeare okuyordu!. ödünç istedigi malumdur» Okuduklarını nasıl kavradık'annı Fransız Dergisinin babsettiği Dij da enesi eunü oynarlıklaı piyeste do suııfı bir tngiliz krnvazörü. şa! gördük. Ben ömrümde bu kadar yed bize verilirse, Yavnzun yerini güzel tiyatro seyretmedim dersem tutabilir mi? eşdost gücenmesin. Bu kruvazörler 194042 yıllan aIstasyonla okul yapılan arasmda rasmda hizmete girmiş 57705807 üç dört dakikalık bir yol var. İs tonluk, tam yükle 71207515 tonluk, tasyonda tren bekliyonız. Trenin 4 uskurlu. tecrübe süratleri 2532 45 dakika eecikeceğni bizden ev mil. hal: hazır süratleri 2930 olan, vel öğrencıler duvmuşlar. Ögret 8 veya 10 tane 133 buçukluk orta menlerden 45 dakika daha fayda top, 30 kadar 40 lık ve 20 lik uçak lanmak için koşa koşa istasyona savar, 6 tane 533 lük kovan taşıgelenler vardı. îki sene içinde doğ yan, banş mürettebleri 550620 kiji ru dürüst tercüme yapacak kadar olan hafif kruvazörlerdir. dil öğrenen, hjr motosikleti son cıBu ayarda zayıf bir haftf krnva Arkası Sa. 6 Sü. 8 de lör, Yavuzua yertnî rutamıyacağı gibi, zaten bize verileceği haberinin de arkası gehnemistir. Tenenni eYARIN delim ki dost ve müttefikimiz Amerika bize Yavuzun yerini tutabilecek bir gemi versin. YAZAN lere •erdiği bir haberde Sakarya deniıaltunıım Amerikadan avdet gelme, gümrükten geçmis değildi. ederek Gölcüğe vardığını bildirYerli rnalı idi. Bu düzeni kuran bi mi^ti. Bu haber üzerine bazı okuzim maarif ordumuzun çesidli kade yncnlarundaB aldığım mektublarmelerinde savaşırus tecrübeli öğ da, Sakarya «Jenbaltısmın Dumluretmenlerdi. Hey Allahım! Ben bu pınar battıktan bir müddet sonra makinenin kurulusuna, ijleyisine şa Amerikanm bize ödünç olarak verhid oldum. Ne güzel kuruluyor, ne meyi kararlaştırdığı iki denizaltıgüzel işliyordu. ' dan biri olup obnadığı soruhıyor. Şapka giydiğimiz, Lâtin harflerini Aziz okuvucularunın roerakmı tatkabul ettiğimiz günler çocuktuk. mtn edeyim Ama köy enstitüleri kumlurken ya Sakarya, 194g iptidalarmda Apılan i§in büyüklüğünü, güzelliğini merikan askerî yardımından bize görecek, ağlıyacak, sevecek yaşa verilmis olan dört denizaltıdan bigelmiştık. ridir. Öteki üç eşinin isimleri de Üç kardesimin de köy enstitüle Krinri Inönü. Ddnd Inönü ve rinde öğretmen olmasile öğünüyor, Gür'dür. Bu gemilerden sonra 1950 her fırsatta bu arı kovanı gibi iş askerî vardımından Dumlopınar ile liyen yuvalara uğramak için can Çanakkale verilmtştL Sakarya ile atıyordum. eşleri Amerikan bahrijesindeki Köy enstıtüleri, köylümüze müm Snort denilen Şnörkel nefes cihakün olduğu kadar çabuk okuma zından ve di|er ban yeniliklerden yazma öğretmek, köyümüzü bir an mahrum olduklan için bu gemileevvel kalkındırmak gibi kudsal bir rimiz birer birer Amerikada Snort amaçla kurulmuşlardı. Büyük şehir ile teçha edilerek modernleştirillerde öğretmen okullannda okuyan mektedir. tlkönce İkind tnönü mogenc'er köye gittikleri zaman küsü dernleştirilmiş, onu da Sakarya tayor, bunalıyor, babacan bir maarif kib etmiştir. cimizin deyişi ile: Panikliyorlardı. Amerikanın bize ödünc venneyi Köy enstitüleri bu yüzden köylerde kararlaştırdığı iki yeni denizaltıva kuruldu. Köylerden okula gelen ço eclince, bunlann isimlerini bir cuklar, okul bitince doğrudan doğ Fransız denizcilik dergisinden son ruya kendi köylerine öğretmen o günlerde ögrendim> luyorlardı. 363 numarah Guittaro ve 364 Bundan yedi. sekiz sene evvel Arifiye köy enstitüsünde, okulu bi numaralı Hammerhead olan bu iki urenlerin köylerine giderken nasıl denizaltı hakkında okuyuculanma donandıklannı gorunce sevinçten tamamlyıcı malumat vereyun. Her gözlerim dolmuştu. En son ruğlası ikisl de 1943 sonbahannda denize ve kiremidine kadar her yanı öğ Indirihniş olmakla beraber birincisi rencilerin elinden çıkan yapılardan 1611944 te, ikincisi 131945 da birisi araba yapmağa aynlmıstı. Bu hizmete frinrişlerdir. Su üstünde atölyede öğrenciler, araba yapması 1525, su altında 2542 tondurlar. 6 sı nı öğreniyor, ve okulu bitiren ar başta, 4 ü kıçta olmak üzere 10 tane kadaş köye giderken bu arabaya 533 lük torpido kovanı ile mücehkurulup gidiyordu. Yandaki atölye hezdirler. 24 torpido veya 40 mayia de çekıç, keser, baha ve çeşidli ma tasırlar. Mayinler kbvanlardan atı 161 inci madde Doktor Nurullah Kunter var.» Ona bakü. Memed, hareket rek, yorganı başından çekti: «De kalk kalan koca delikan edecek, kıpırdıyacak halde değildi lı. Gün kuşluk oldu. Kalk da ka sanki. «Söyliyemiyecek> dedi, tkolay kolay.» sabayı anlat.» Dayanamadı: Gözlerini kırpıştıra kırpıştıra açtı. Dışanda, köz kamaştırtcı bir «Çıkarsana su dilinln altındagüneş vardı. Güneşe şöyle bir göz kini Memedim!» attı. Birden, kamaşan gözünü içeri Memed, bunu duyunca irkildi. Yü çevirdL Günef, her seyini altüst et zü kül oldu. mişti. Ana: Yataktan çok yorgun, bitkin kalk «De çıkar» diye tekrar ettL tı. Bütün yorgunluğuna, içindeki bü Memed, başını yere dikti: tün karanlığa rağmen, yüreğine bir cBen» dedi, «bu gece Hatçeyle yerlerden bir ışık, bir aydmlık sı konuştum. Kaçmağa karar verdik.» Yazan YAŞAR KEMAL zıyordu. Yüreğindeki kasveti dağlAna: tan seyin kendi de farkmda değildi. «Sen aklını mı ylürdm Meyor içinden. Kasabarun ağası da şapkalı görmüştü manavlann önün Neşesi bu ıızan ışıktan ileri geliyormed?» dedi. yok. Hatçe, anası, üçü üç yerden de. Tertemiz... Pantalonlu bir adu. Bu ışık neredendi ? çahşırlar. Çahştıkları kendilerinin dam .. Adam, portakal akyordu «Düşündük ki, sen köyde kaAnasının dizinin dibine oturdu. olur. Hasan onbaşı bu işi yapar mı Parmaklarına dikkat ermi|ti. Uzun, lırsan, Abdi Ağa, sana zuimeder. Sen Kasabayı bir bir anlattı. Kadın, bir yapar. Ve düşünüyor ki, n=ıeden beyaz... Parmakları çabuk çabuk de bizimlen gel Çukurovaya. Kaduymuştur, onu bilmiyor. Çukurova para sayıyordu. Paralar parmakla kaç kere kocasından, bir kaç kere sabada yerleşiriz.» toprağı verimlidir. Düşünüyor ve rının arasından akıyordu. Gümüs dt bajkalarından dinlenufti kasabaAna, aynı şiddetle: yı, ama bu kadar güzel kimse söyyüreği daralacak şekilde seviniyor. panltısı... liyememiştl. Sarı şavka gelince coş «Sen delirdin mi?» dedi. «Ben Ana: Ve Çukurova toprağında çakırdiyurdumu joıvamı, evimi barkımı bıkeni bitmez. Kendi Çukurovaya «Yavrum,» dedi, «uyuyor mu muşru Memed... Su gibi akıyordu rakır nereye giderim? Hem sen elin ağzından sözler... yerleşince, ev bark sahibi olunca, sun?* kız:m alır nereye götürürsün?» Memed, ates içinde kasabayı anbir gün köye gelecek, Çukurova Uyuyor muydu? Pirinç pınlbsı Memed: böyle böyle diyecek... Bütün bir kafasım tekrar allak bullak etti. Çu lattı bitirdi. Fakat, anasına söyliye «Öyleyse ne yapalun? Sen bir köy arkasında, inecekler Çukuro kurova güneşinin altonda, günef ceğine gelinee yutkundu kaldı. Aakıl ver» dedi. naıi, onun bu halini bilirdi. Bu »•vaya. Abdi, tek basına kalacak çarpmca fafkıran bir pırüü. «Ben sana yüz kere söyledim. fer de mateleyi çaktı. OJlunun saçköyde. Ne ekin ekmesini bilir, ne • *• Vazgeç bu Hatçeden. Yüz kere, bia larını okjadı. Gözlerinln lçine bak kere »öyledim. Vazgeç! Onu, Abdi biçmesini.. Acından ölecek... Uyandıjı zaman gün kuflukru. , tı. Oğlu bir şey, ama mühim bir |ey Ağanın yiğenine nişanlıyorlarmıj. Ana. tekrar ediyor: Anası, başına oturmuş ona bakı! söyhyecekti ama, söyliyemiyordu. «Kasaba nasıldı oğlum?» di yordu. Birden, nedense anasından Oğlan, anasının gözlerinden gözle Olmaz. Böyle kafalardan vazgeç!» Memed: utandı. Yorganı başma çekti Çoyor. .inı kiçırdı. Ana, İçinden: «Ttmam» O, anasına cevab verdigini sanı cukluğunda, nefeli olduğu zaman , dedi. «Bir |ey var. Mutlak bir tay (Arkan var) yor, düşünüyor, Beyaz bir fötör lar hep böyle yapardı. An**ı güle Dünkü kısmın hulâsuı Memed Icöyün en jakir, ama en Çaresiz. Geceleri elini ayat/tfftt dehkanlısı, Hatice itt kö ğını bağladı Kapıya kılid üstüyün en güzel kızı... Köyün en ne kilid vurdu. Çaresiz. Hatçe her güzel k\zx olduğu. köy ağasının engele bir çare buldu. Hatçe Meffaticeyi yeğenine almak isteme~ mede muhabbet çorablan, mendilsinden belli... Neredeyse söz ke leri dokuyordu. Üstüne türküler silecek... Ama... Evet ijtn bir de çıkarmıştı. Aşkını, hasretini, kısaması var... Hatice ile Memed kançlığını, renk renk nakışlara, ses çocuklukları bile bir arada geç ses türkülere dökmüştü. Bu, türmis iki gene... Eskiden beraber küler hâlâ Toroslarda söyl«ıir. Ve oynıyan ıJci arkadaştilar, jimdi bu çorablan gören ürperirdi. Bu birbirlerine delice düskün iki d türküleri duyan, söyliyen hâlâ ürperir, içinde bir şey başlar yesil fifc... yesil, taze taze yeşermeğe... pınltılar dönüyorlardı. Ayn, apayn soruyor: Memed kasabaya ilk gittiği bir dünya ve dünyanın tadıgünün gecesi gene her zaman ol*** c Kasaba nasıldı yavrum?» Her ınsan kafasında hoş bir dünduğu gibi Haticenin evi önüne Memed, evlerine ne zaman, nasıl Öteki: «Hı?» diyor başı duşüyor. gebyor. Dıvhk kuşu dedikleri bir geldığınin farkına varmadı. Şafa ya taşır. Kafasında. yüreğınde ayn. Kör Hacının nal döverken, nası! kuşun sesını îaklid ederek bağ\ ğın yerındeki o kıvılcımlanan yıl kendine has bir dünyası olmazsa nyor. Hatice gene her zamanki dız ışığım kaybetmiş, ağarmıştı. Şa yajayamaz. Bu, dünya umuddur. türkü söylettiğini düşünüyor. NalDış dünyadan bir renk, bir ışıktır. dan düşüncesi kırmızı kiremidli evfağın yeri de hafifçe ağanyordu. gibi çıfctp geliyor. Karanlıkta fco cAna! Ana!> diye kapıdan ça Bir pırıltıdır. Belki de bir özlem lere geçıyor. Yan uykulu, yarı unuşuyorlar. Abdi Ağa, Raîiceyi dir. Özlem sıcacıktır. Özlem bir yanık gülümsüyor. Düşünüyor ki. yeğenine clacak, ha... Yağma ğırdı. Ana, uyurauyor, oğlunu düjünü dost, bir sevgılidır. Sarıverir insanı yarın, öbürgün kaçacaklar. Hasan yok. Kaçacaklardır. Bütün tehsıcaklığı. Memedın kafasında, gön onbaşı köylerden on gün sonra dölikeleri göze alarak, kasabaya ka yordu. «Yavrum!» dedi, kalktı Ka lünde tâ iliklenne işlemiş. sarı pı necek. Üzülüyor bu işe. Sonra yaçacaklardır. Memed nasıl olur da rinç pırıltıları vardı Pırıltıların öte takta ddnüyor üzüntüsünden... On Haticeyi Abdi Ağamn yeğenine pıyı açtı, boynuna sanldı. Ana: sinde kırmızı kiremidleri maviliğe güne kadar ancsk düzenlerler işlebtrakır. Zavallı anacığı Haticeye rini. Hasan onbaşının çocuksu, şa «Demek bütün gece yürüdü yapışmış kasaba... hep a$en bent?n gelinim olacak nüz?» dedi. Sarı pirinç pırıltıları, koyu, mor, kacı, güleç yüzü .. Aksakalları. Ak*tn» demez mi idi. Onlar bunu Memed: savrulan kebab dumanlarına karış sakallan yüzünde takma gibi duduya duya, buna inana inana bü tYürtidüm» dedi. ü. Ve kör Hacmın nal şakırtısı... ruyor. Hasan onbaşı bir yer bulur yümediler mi? Bugün de btitün îçen girer girmez, Memed kendi Kaldınmı beyaz, sıykal. yani cilâlı nasıl olsa .. Bir de çift. yani iş buinançları, bütün kararlan buno sıni yâtağm üstüne attı' Müthiş çay taşlanndan yapmıjlar. Beyaz lur. Memed. nedense Hasan onbadayanmıyor mu? Haricentn Me uykusu gelmiçti. Kafasmda san beyaz parlıyor. şıya çok güveniyor. «Bütün dünyatned için anasına ve babasına bir pınltı javkıyordu. Şavkıyan Ana, oğlunun baıucuna oturmuf yı karış karış gezmiş, biliyor,» di Jcarft giriftiği bütün mücadele CUMHURtYTTln EDEBl TEFRtKASI: bundan hız almıyor mu? (Roman devam ediyor) MEMED
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle