02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 AraMs 1954 aDIPLOMAT TA/A.N : YAHHP KADRİ K.AKAOSMANOĞLÜ •••ıttavıı Bayrağımız altmda ölmek istiyorduk Hiç unutmam: Bunlard>n biri ve en ruhafı, Rotteıdam bombardımanında yanan ve sakatlanan bu Yunan şilepinin gemiciletine dairdi. Şöyle ki. bir akşam üstü. kapt?nlan, mak necisi. ateşçisi ve tsyfajarile on. on bes kişilik bir damzci grupu hangi vollarclan e nssıl. bilemiyovum La Haye e Belip Elçiliğin himavefine sığınmış ve bsşlarımn çareîine bakıhncava kadar. şuradn $uraya kımlıdamamak kaVarile binamn a!t katındaki taslıkta toplanmış. oturuyorltmıs Bu beklenmed'k Tanrr misafirlerinden henüz haberi olmıvan ; dosthrımız se. iist kattçki dairelerinde. biraz sonra bize gelmfk üzere. üst bas deirştirmekle meşpıl imişler. Tam o sırada. Madcütı Polihronvadis. elim dHhnisken bir de banyoya eireyim. derrrs. (Zira kadmcağız. belki. üç gündenberi doğru düriist vıkanmak imkânmı bulamamıstı.) T?r>pkrvi doldtırmuş. suyun içine sevdiği kokul?n serpmiş ve sovunup giımek üzere iken civarda bir yere. gümhür gümbür bir bomba Hüşüvprmesin mi? C?n havlile kîndini dışarıya atarak ve çığhklar basarak soluiru. çırılçıplak. aşağıdaki t=shkta almış. Bu manzara karşısında. tahmin •diyordum ki, Yunan eemicilerinden kimi neye uğrarlığını Vlemeır>i«' kimi de (Venii<: de Milo) h»vkeünin «diyoniz'yak» bir rak?a çıktığını sanarsk hyran hayran bskakalmıştır. Fakat. hatikatte ne 8yle olmuştu. ne bövle. Yunan £?micilerinden biri. bu. mutlalfa baş ktjtandı hcmen kanutunu cık»r'n Mrdam Po);hronvadis':n sırtına ?tmpkla Perikles devrinin «cıplak güzellijfe tapınma» seleneklerinden ne kadar uzak bir Ortodoks Rumu oMuğunu göstermişti. Bu esnad*. Mösyö Polihronvadis. ne yacıyordu zannedersiniz? Bu es n^da. Mösyö Polihronvadis, karısının kendi vücudii için bin Szenie h^ırladıjjı nanyonun ıhk ve lavartalı suyuna dalmıs. b ; r gü*e] yıfrararmış... Bu da isin Divoien tarafı idi. Lâkin. dostlarımız bize geld'kieH vakit. bsdsn^dan gecen şu aeayib vak'adaki (Yunniyst) çesnisinin ne yazık ki farkında bilp görünmüyorlsrdı. M Pnlih r onyadis. kansına ettâi azizli?in zev kile. hâlâ kı=kıs gülüyor: Msdam Pol'hrnnvadis i«;e. o nefi* banvosundan mahrum kalmamn kızeınlığı ile. durmadan kocssına çıkışıyjrdu İşte, ilk iki eün. bizi. kapana rutulmuş faıelere çeviıeıı Alman hava hücumlannın son günlerine doğ ru halimiz bövle bir komikliğe inkılâb etmişti. Arada bir bazı krizler geçiriyorduk ama. bu yüzden her hangi bir «panik» e kapılmaktan daima uzak kalıvorduk Hattâ. bom bardımanlar biziın mahsllemiz üstünde sıklaşms^a baslsvınca arkadaşlarımızdan biri. sehir dışında. bir ormanhkta kesfettiği küçük bir otele taşınmak teklifinde bulunmuştu da karımın şiddetli b:r itirazı ile karşıl?«mışh. Bavan Karaosmanoğlu: nBen ölürsem bayra ğımın altında ölürüm. Şuradaı» ŞT>» raya kımvldaTam...> bunun üzerine. heuimize. mızın altında ölmek') karan. îrartu luş çarelerinin en iyisi gibi görünrn"":e baFİsmıştı. İtiraf ederim ki. bu yiğitçe tevekkül. yalnız Türk Elçiliğinin havasına sinmiş deâ'ldi. Yan'başımızdaki Amerikan Kancalarlığı ve sabahtan akşama kadar orada çpişmakta olan Anerika E!ç:şi Mr. Gordon. bu ruh halin n. bu pervpsızlığın en yüksek örneklerindendi. Zira. Aiıerikan Elci'iŞi i]e Am<*n'.?a Elçisi. kendi devletine a;d i?lerin mesulivetinden ba«=ka. bes «muharibı» devlet tebaasının him^yesi vaîifesini de yüklenmis bulunuvordu Tâ sokak başlanndan icer.deki bürolara kadsr uzamp yavılan kadm pvVpk. çoluk çnfuk viizlfrce ve be'ki binlerce Frans?l<. İngiltereli. Be'cikalı. Noneçli ve Kanada'ı ka labalığı. ardı arası kesilmiven bir sel lıaünde. hep Amerikan karc^)?ryasna akıyor: zavaüı Mr. Gordon'la ça!'=ma Rrkada^larnı «u t»sk'nma ugramış kazazedelere çevibpn. d la maymunaan nsamarın IIIMIIIIIIIIIIIMMI raraktır ki. bir kaç defa Amerikalı meleye kızdığını seziyordum Germeslekdaşımı ziyarete gitmiştim. çekten. Holanda hükumetinin haNe birinci. ne ikinci gidışimde hiç reket tarzı, diplomasi tarihinde de bur.almış biı halini görmedimdi. misline rastgelinmiyen bir hâdise doğrusu. Olsa olsa, diyebilırim ki, idi. Fakat. bundan daha acayibi, biraz sinirli. biraz da öfKeli gi kendi memleketlerinın menfaatlebiydi. Sinirliydı: Çünkü. eünden I rini Amerika elçiliğinin hirrtayesine bir şey gelmiyordu. Ofkeliydi: Çün ' bırakan devlet temsilcileıinden çokü. bütün bu avarelere. nasıl bir Ğunun Mr Gordon'a «Allaha ısmar j aeiz icinde bulunduğunu anlata ladıks demeksizın savuşup gitmiş olmHİanydı. Nitekim. ben bos bu! mıyordu. lunarak. Ingiliz Elçisinin. harekeu Vize verevra. istedikleri kstinden bir kaç dakika evvel bana dar. Fakat. neye yarar? diyordu telefon ettığini söylevince Mr GorBir vere gidemezler ki... Mallarını. don adeta yennden zıpladı: I paralannı emniyet altina alavım: « Nasıl nasıl? dedi Siı Bland, ' malı ve parası olmıvanlara yiyecek size telefon mu etti? Bana. onu bile siyecek dagıtayım Fakat. canlani vapmadı. Gittiâini de şimdi sizden nı kurtaramam ki... Can bahfinde. duyuyorum. Halbuki. şu dışarıda onlarla benim aramHa. onlarla bi[ bekleşenlerin yansından fszlası Inzım arRmızda ne fark var? ŞimHi. : giliz yurddaşlandır ı > kai'sı karsıya eecmiş. konusııvoruz. * * * Biraz sonra benim ne olRcae^'Tfiı. %\ | Alman hava taarıuzunun altıncı zin ne olarağmızı kim b>lir° Şu aRotterd&m bombaıdımanının tes yaamıınj. diplomatik «musjfi i ve yet» sahibleıini. dı«arıda kavna ; ikinci günüydü. Holanda orduUn san halktan avırrî eder rpi? Etmez i kumandanı. emri altmdaki bütün tabiî... Ama, siz eelin de bunu. | kuvvelter sapsağlam oiarak. teslim kaoınm önünde aölasanlara anlatın bayrağın! çekmişti. Bunu yapmabakavım. Hen<:i sanıvor ki. bizlere savdı düşmanın verdiği bir «ültiZPVHI voktıır Hensi sanıvor ki. dün matom» a göre. Lahey'in, Amstervanm b'itün imkânlan bizim elim:z dam'ın. Leyd'in, Haarlem'm ve didedir. Ne istersek vapahiliriz. ğer bütün Holanda şehir ve kasacSiz şelmeden biraz önce. ben balannın. birer birer. Rotterdam den kaybolan kocasına dair haber aihi vakıhp yıkılmasmı. bos yere. soruyordu. Ben ise. üç günrlür ken qöze almış olacaktı. Hele. «pasif başından di hükumetmden bile haber ala korunma» teşkilâtının mıyorum. Sonra. sonra. doşrusu gelcHği söylenen ve bu teşkilâtm saşılacak şev aziz meslekdaşım; su hicü^ini herkesten iyi bi!°n bu ku Holanda hükıimetinin bize kesMgi mar =n. zatî. başka türlü hir karar iş. Hepimizi, bir işarette bile bu veremezdi Kaldı ki. bu karan ona lunmağa lüzum görmeHen. sokak verdiren de Kraliçe Wilhelmine idi ortasında serser: köpekler gibi bı Bu yumusak kalbli kadın sonu gel miyecek HT harb için daha fazla rakr.rak sıvısıp aitti.» Hpsbıhallerimiz sırasmda Ane kan dökülmesine raz) olmamıştı. rika Elçisinin. en ziyade bu mua(Arkası vaı) | nazariyesine karşı aksi i | Kökün insan olduğunu ve maymuna bu kökten gelen bir başka da! diye bakmamız lâzım | | Insan soyunun. mfvmun soyun söyliyen âlim ile naz ariyesi etrafındaki münakaşalar tarihini tetkik J geldiğini İnfanın. tekâmül dan geldiğini. türemenin maymundan başlayıp insanla bittiğini iddia eder nazariyede bugün artık ispat edilecek taraf kalmamıstır. Aksi iddianm yani maymunun menşeini insan dalında eören nazariyenin daha belüli çizgilerle teşekkül etmekte bulunduğu kavdediüvor. İlk bakışta inanılması güc gibi eelen bu iddia şu esasa dayanıvor: İnsan da mavmun kadar eski bir mahluktur. İlk şekli «ıTertiyer» devrine. bundan 2030 müyon sene evveüsine aiddir. Canlı. tesekkü! edip de muhtelif dallara ayrıldıktan sonra tekâmül safhası ikive bölünmüştür. Eski dal insana doğru uzanırken ikinci bir dal zuhur etmiş ve bu maymun denilen canlıyı vücude getirmiştir. Benzetisli bir sözle insan ağ»m. Dcıiicıışu u» suiic ınsiju edenler. bu nazariyeyi akla yakın bulmakla beraber onun da diğerleri gibi eksik tarafları bulunduğunu söylemektedirler. Bu da, diyorlar. ötekiler gibi «yaraük rnuammasını» iyice aydmlataaaktan uzaktır. Almanyanın fcru sahada en m«ruf ilim adamlanndan biri olan Profesör Goerttler, tekâmol tarihine dair yazdığı yenl eserde, muammayı çözmeğe çauşan bütün nazariyelere rağmen, diyor, ilim daha bu mesclede tamamile ışığra kavuştunılmamıştır. Ruh ve zekâ sahibi, ysratıkların en östünü insanin henüz, çok ıızun vıllarda geçirdiği macera meçhulümüzdür. Burada dinin telkin ettiği bilgi ile modern ibnin »öyjedikleri birbirini bir noktada t«(namlar görünüyor ki o da judur: mamiar ROrunuvor KI O aa luour. rtK^j . . Insanın ma cmdan dahna inkılâb »tmiştir. ymundan çeldı*.nümunelerini misal diye eösteriyorlar. nazariyesine inana nlar. tıpkı maymuna benzeyen bu iptidaı insan sıekr aaczi ,ve sırrm gene sırineme ş derinliğine olarak Y a d l h maymunsürgiin çıkan bir filiz. En mütekâmi! canlıvı meydana ğer hayvana atlarken yaptığı sıç rülen bu vakıa, birbirine yakın milyon senelik bir mazi vermek kalnu? olması!. 3 getirmek için. tabiatin iptidaî un ramalann manası iyice kavranmış duran ve gelişmelerini bitirmiş tedir. Onlar insanm da dahil buBu nazariye de Danvin'in n« 3 surlardan daha ileri kademelere değildir. canlılar içın varid olamaz. Eğer lunduğu tekâmül ağacmdan fış rariyesi kadar muayj'en kahblar 3 aeçtiği ve milyonlarca sene zarTabiat filhakika imkân buldu zönnedilriiği eibi insanm ceddi kıran bir şubenin mensublarıdır. uzerinde yürümüştür. Zâhirf çek a fında hedef tuttuğu tekâmülü ta ğu anlarda sıçramalar yapmıştır. mavmun olsaydı insanı meydana Bu ağacda kök müşterek. ziıve lile inssnı maymunla bir tutmak 5 mamlamasa çalıstığı zamanlarda Bu sıçramalardan her biri görü getiren tekâmülün eerisin geriye ıse. insandadır. Ağac. bellibaşlı tadır. Halbuki asıl rnesele ikisi 3 ağacın. insan ve maymun dive nüşe göre birer tekâmülü ifade donmesi lâr.ım gelirdi Halbuki iki dal halinde uzanmaktadır. arasındaki farik vasfın köklerini = = ikive bölünmesi izahsız kalm^k j etmektedir Cür.kü gelismiş bir tabiatte aerive dönmek yoktur» tkisi de kendine mahsus inkisaf bulup çıkarmaktır. Bu i»e eskiden ş = tadır. Zaten muhtelif devirlerde i havvan daima geüsmemişten çıkİlk defa tanınmıç anatomi âli la zamanımıza kadar gelmiştir. olduğu kadar şimdi de ilâhl ve § = tabiatin. diğer hayvanlarda oldu maktadır Lâkin burada göze ba mi Edgar Daquee tarafından orta Bıına göre maymun. insanm ne sırh bir derinliği muhaiaza edl Ş ğu gibi neden bu intikallere lü tan bir nokta var: ya atılan nazariye. halen yaşa ecdadı ve ne de menşeidir. Bilâ yor. zum gördüğü, bir hayvandan diIptidai hayvan şekillerinde gö I makta olan maymunlara 20 ilâ 30 kis insan kökünden üremedir. T. A. :1 = | llllllltlllillHIIHIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIinilllllllllllllllllllluiailllıl riıııt ıııııtıııııifiıııııııtfiııtırıi(iiıııııııııifiiftiifiıı«»ıifiMiıtfiııııııııııııııiııtf ıtııtıuııııııt!!iiMiıııııııiMi>MiMiiMiiuiıiıtiııtıııutıiiiııııifiııif tMiıııttııııiiffiıııııifHifTiııifiııiıtıtıııııntfrirııınıııaııııiin ESRARINA VÂK/FTIM Yazan? H. HOFFMAN Temsil Bürosu Müdürü Paristen döndü NATO devletleri t^nıtma ve kültürel nuın^sebetlcr lnplantısııa Türkiye adıııa istirak eden Mılli Müdafaa Vekaîeti :«tanhul Tpnısil Büıosu Müdüru Bnb. Kadri Ener evvelki gece ııçakla Palisen jehrimize donm:ı~rr:r r Hitler ile son konuşnamız Nihayet Bormann'ın şeytani oyu başa verip konuşamadık. diye söze nuna kurban gitmiştim. Dr. Mo başladı ve ne vakit girmek istedığirell'in uydurma tahlil hikâyesinde mi sordu.. Yarın, dedim.. herhalde kabahati yoktu. Acele et Seninle konuşmak istediğim mem g.3rekiyordu. Hemen Eva Braun'un kardeşi ile vaşadığı eve koj bir çok şeyler var. Bir müddet ourada kal. tum. Eva beni görünce: Kendisine yapılacak bazı işlenm Neredesin Hoffmann? diye çıolduğunu ve bu arada vasiyetnakıştı. Kendisine başıma gelenleri izah memi de hazırlayacağırru söyledim ettim ve Hitier'i telefonls vaziyet Hitler hiddetle: Ne vasiyetnamesi ve, ona daha ten .haberdar edeceğimi bildirdim. Eva, telefon etmeme lüzum olma çok vakit var! diye bağırdı. Hitler'in konuşmasından daha djğını. Hitler'e dunımu bizzat izah ideceğini söyledi. Ertesi gün Eva, zafer ümidini beslediği anlaşılıyorAdolf amcanın söylediklerinin hiç du. Ertesi günü Hitlerle aynı yerbirini kabul etmediğini ve benim de karşılaşınca gözlerime inanamıtifüse yakalandığımdan emin oldu yordum. Yüzü tanınmıyacak hale şunu bildirdi. Bunun üzerine Mü aelmişti ve elleri titriyordu. Hitlfr'i nıhteki Lainz hastanesine giderek. bu halde eörünce doğrusu üzüldüm Bana dedi ki: sıkı bir muay.ene sonunda vücudüm de tifüs mikrobu bulunmadığır.a Giderken Eva Braun'ı da ikna dair bir rapor aldım. edip beraberinde götür. Size bir huHemen Dr. Morell'i haberdar et susî otomobil tshsis edebilecek dutim. Bir hafta sonra tekrar gayct I rumda değilim. Bu şart'.ar altmda sıkı muayenelere tâbi tutuldum ; Münihe nas'.l gidebiürsiniz?. hepsi de müsbet netice verince, altı | Bir otomobilde ycr bultlum. Eayhk bir ayrılıktan sonra Hitler'ir vayı da ikna etmek için eümden huzuruna cıkıp hakikati anlatmağa srlen bütün gayreti çöstereeeğim :arar ve.dim. Eva Braun. Beriinden ayrılmıya1945 yılının nisan ayında bomba cağını evvelce de söylemesir.e rağ'arla ağır sureite tahrib e.iilen Baş men. fikrini değiştirmek için bir bakanlık binasına ^ittim Toplantı defa daha tesebbüste bulunacsktım salonunda General Keitel ve Jodl'un Eva'ya tekrar teklifte bulunduğum ysnına oturdum. Koca binada bun zaman şunları söyledi: dan başka tahrib edilmemiş köşc Hitler'e bütün kalbimle bağlı kalmamıştı. olduşumu herkesten iyi biliyorsuO sırada Hitler iceri giıdi. Ken nuz. Bana en fazla ihtiyac duvHuSu disine yaklaştığımı görünce, hiddet bir anda kocama ihanct er'rrsem !s yüzüme baktı ve: herkes benim için ne der° Hayır. . Seni buraya kim soktu? Hepi i Sonuna kadar birbiıimizden aynlmize hastalık aşılayacaksm. dedi. ! mıyacağız. Sert bir sesle şu cevabı verdim: Hit'.er'e neticeyi b : !dirinee hic Hiç bir zaman hasta olmadım, sesini çıkarmadı. Aramızdaki son bir komploya kurban gittirn. Sizc konuşma sığınakta vuku bulduğu hakikati anlatmak üzere şeldim: sırada bombard'man ucakiarı dışaO eece nedense Hitler karannı r.sının a'tmı üstüne getiriyorlardı Boılini t.?rketmerîcn evvel Başbadeğiştirerek beni vanma çağirdı. Yanında yalnız Eva Braun vardı. ksnlık binasının harabcleri arasında Hitler'in son resimlerini cektim Hitler: Uzun zamanrlanbcri söyle bas Çanakkale çehiüleri abıdesi in^atına ııakdi yardım topUmak üzere Güney Aııadolu bdİEPsinde bir geziye çıkan « Dominici. bir çocuğa acımakadınlar komitesi üyeleri jehrimize dınız! İdamınızı istiyorumln doiTı.üstür. Fransada son seneierin en kaD:ııı sast 17 de Vilâyette bir toplantı yap^n komite üyeleri 100.000 liraya ranlık davasında savcı ithamnamevakın leberru topladıklarını söylemi; sini :şte bu sözlerle bıtırmiştir. Yelerdir. dı kişiden müteşekkil jüri. onu ve Menşç'lerindeki fiat yükselmcicrine muvazi olarak piyasamııda sadeyağ fıatlarında bir miktar yiıkselme kaydedilmistir. Urfa erinnş yağlanıvn toptan kilosu 775 kuru;. Siverek 720 kuruşa saîtlmaktadır. Kadınlar komitesi Çanakkale âbidesi için 100 bin Hra topladı Fransadaki Dominki dâvasımn başı, ortası ve sonu Savcı, katilin suratın* bakarak çu şeküde ithamnameçine devam etmiştir: t Gaston Dominici, eğer anne ile babayı öldürdükten sonra, önünde diz çöken. hsykıran, size yalvaran bu küçücük kıza acısaydmız, belki biz de size acırdık! Fakat siı bu kız çocuca ?cımadınız, gencliğinde mezbahnda buzağı öldürür gibi 12 yaşındaki bu çocuğu da filcürdünüz ve sonra da çiftliğe dönüp. yatağmıza yatıp uyudunuz, uyuyabildiniz!» * * * Uzun seneler süren tahkikat sıra.«ında bir ara i+iraflarda bulunan 77 yaşındaki ihtiyar. Lady Drummond'u gecelikle gördüğünü, ona yaklaşrnsk istediğni ve bu sırada kavga ç;ktıemı söylemişti. Böylelikle bir kadm meselesi yaratmıştı! Bu 'ne dereceye kadar doğnı idi? Savcı, Gaston Dominici'nin bu sözlerni katiyetle reddetmiştir. Ona göre. 77 yaşındaki ihtiyara bövle bir durum var?ttığı takdirde idamdan veya müebbed hspisten ^ıırtulabileceei söylenmiş. bu yolda hareket etme«i tavsiye edilmiştir. Böyle bir hikâve uvdıırrruş olmpsının b?l'ra sebebi de bıjd'K. Bir ara. kat;l baska birsidir gene Dominici ailesinin bir ferdid ; r dpmişti' Dominici "77 yaşınuayım. Hihp ne zamana kadar yaşa'nn. kabahati ben üzprime a!ır, eiderim» Herıi diyenîer olmus;tu! Savcı bu iddiayı da t3mamile :eddetrr.iştir. O:t = da bir kişi karlldir, o da Gaston Domlnlci'dir v» cezasını da tek başına çekmelidir! Bütün Fransız gazeteleri, savcı Hozan'ın yalnız büyük bir savcı değil, fakat aynı zamanda büyük bir artist olduğunu da belirtmekte müttef.ktirler. Gazetelerden biri onu yu ;ekild«. tarif etmektedir: « Jüri heysti. dinleyiciler, şahidlcr. hâkim. polisler. jandarma, mahkeme salonunda bulunanlann hepsi de onun sözlerine kendilerini kaptırmıslardı. İthamnameyi o derece ustalıkla hazırlamıştı ki, bir arg Gaston Dominici bile ümidlerdi. Cinayet serisinin bir yanlıçlık yüzünden baslsdığmı, Ingiliz turistinin yaniışlıkla ihtiyarm üzerine atıldığım ve kavganın böylece başladığını anlatmamış mıydı? Fakat savcı, en şiddetli ve kat'î darbpyi en sona saklamıştı: Küçük» Elizabeth'in mezbahada buzağı öldürüldüğü gibi öldürülmesi... En ufak sesi mahkeme salonunda aksettiren mikrofomın da yardımı ile, savcı Rozan. Gaston Domin'ci'yi mabkum ettirdi. O şekilde mahkum ettirdi ki. eğer ithamnamesini bitirirken salondaki jandarma ve polise: "Derhal kurşuna dizin bu katilin denrş olsaydı. belki: heyecan içinde olan polis ile j?ndârma bu emri yerine bile getir'rlf.di! ' * * * DÜNYA HÂDİSELERİ Sadeyağ fiatlan yükseldi Yabancı okullar (ürkçe öğretmcıılcri heyeti Aııkaraya gitti Yabar.cı ve Azınlık okulldrının Türkçr ve Tuık .>:ı;:'iir Öğretnıenlerı' Derneği idare heyeti Ankaraya gitmi^îir. Heyet. bu öğretmenler için hazırlanmıs olan ksn.ın tasarısının bir an önce çıkarılması işini Takib edecektir. b:r leri Hitler'in 56 ncı doğum yıldönümüne rastladı. Ben Beriinden ayrıldıktan 10 gün sonra Hitier ve Eva intihar ettiler Bir hafta sonra harb suclusu olarak ben d? yakalandım. Evvelâ Avgsburg hapisanesinde. daha sonra NiirmSerg'de hapsedüdim. 20 kasım 1946 tarihinde Nürn berg mahkemesinin karan ilîn ec'ildi. İdam ve, müebbed hapis cezaiarı arasında. 10 seneye mahkum olduğumu duyunca halime şükrettim. Burada muhakememden ve hapisanede göıdücüm muamele hakkınrla fikir yiirütecek değilim 1950 yılının şubat ayında cezam affedilerek serbest bırakıldısm zamars hiç param yoktu. O zamanHanberi Bavarj'a hükÜTi?tinin yaptığı yardımla yaşıyorum ve müttefik!*rin mülkümün yüzde yirmisinin iadesi hakkmdaki karannın tatbik mevkiine konmasmı bekliyorum. Busün param o!maına«ni rağmpn. hapisanedeki sünleri düşündükçe halime şükrerüvnnjm. S O \ daha sonra avukatların müdafaalarını dinlemig, 77 yaşındaki Ga^ton Domnici'nin Drummond ailesinin 3 ferdini katletmekten suçlu bulmuştur. Bu davanın son celsesi çok heyecanlı olmuştur. Evvelâ savcı, hasta ve sesı de kısık olduğunrian. alelâcele mikrofon getirilmiş. tesis yeı leştirilmiş ve bu mikrofon rayesinde savcı ithamnamesini sonuna kadar okuyabilmiştir. Karanlık bir çok safhalar arezden Dominici hâd:sesini savcı şu şekilde izah etmiştir: « 3 kişiden mürekkeb bir İngiliz tuıist ailesi Gaston Dominıciye aid çiftl ğin ysnıbaşında, yoi kenarında kamp kuımuştuAşağı Alplerin sessizlıği. bu ailenin 12 vaşındaki kız çocuğu ElızabeÜı'e koıku vermiş olacak ki. ; nnesi ile bc>.bası onu otomobilin içine yatırT.ışlar ve kapıları da kapsmışlardı Sir Jack Drurrmond, otomobil:n kenarına olurmuş karısı Lady Drommor.r de biraz ileıide kimp vatağını sererek yatmıştı. B,r ara uvkuya kendini kaptıran Sir Jack Drummond. bir yabancıyı sezeek ayağa fırlamış ve işte o anda feci bir yanlışlık vukua selmi^tir. İngiliz. karısı ve kızı için ko: ktuâunclan ve uyku sersemilğinin de verrliği heyecanla oraya elinde HifeSı ile yaklaşan Gaston Dominirı'nin üzerinp atılmıştı. İki adam arcsında başhyan kavgada. birden sıvrılan 77 lik Dorrinci elindeki 'Vıf'ği bir kaç defa ateslemiş. Sir Jack Drummond da cansız yıkılnu^tır. Yerinc'en fırhyan Drummnnd'ur k?nsı da bir kaç kursunla vere seri'nvsti'. Bu çıraHa Eli^abftb u İdama mahkum olan 77 yaşındaki katil Dominici yaıimış. otomobilden fırlamış ve babası ile annesini kanlar içinde görünce kaçmağa. bağırmağa başlamıştır. G=ston Dominic: ona da bir iki el silâh atmış, fakat kızı vuramamıştır. Bunun üzerine ppşinden kcsmuş. vakalamış ve diz çöküp yalvaran bu 12 yaşındaki kızı başına dipçik vurarak öldüimüştür,.« Savcı bu sekiHe hâdisevi ?çıklakcn. 77 ya;ındaki ihtiyar sırıtıyor. ssğına soluna bakıyor» javcı ile alay eder gibi bir hal takınıvordu. EMLÂK BÂNK Kasım ayı çekilısi talihlileri Büyük ikramiyeyi teşkil eden Koşuyolundakl ( I İMIII KIYK'l» ın Ipfrikası: 7 4 O1K Bob. bu lâfı anladı ve pek beğendi. Bir garib şiveyle tekrarladı: Yâ kısmet... İnşallah. . Maşallah... Yallah! Gsliba. vanm kürenin bu tarafına aid öğrendiği kelimeler ve anlamlar bunlardan ibaıet .. Boh askerlerine bir takım emirleı veıerek pilot mevkiine çıktığı sırada. ben de ElKoısana döndüm ve mııhrtbbetle baktım: Teşekküı ve minnettarlık sözlerC Bunları bir kalem geeiyorum... dedim Sana ancak ssna aid biı şey iade etmek istiyonım. Eiimi cebime attım. İki çöküntü arasında hevkelden kopardığım taşı ona uzattım: Kndim Beıberi meHenivetinin merkezini oasa sarayının altındaki halrivatta bulaoııksınız! dedim Otomobille geldiğimiz sırada. dağın altında basımrian geçenleri zater hikâye etmiştim. Sarayda, Emir Talhanın büro•Undaki yeşil kapıiı kasadan indiji takdirde. bir medeniyet merkezine eıı yakın noktaya varacağını ilâve ettim. Simsiyah gözleri pırıldadı. Taşı elinrie evirdi. çevirdi. Bu neticeye yirminci asır bile varamamıştır! dedi. Belki de bu, tarih boyunca insanların aradıklan «haceri felsefî» dir. Kaybolan bu fski medeniyetin hatırasmı unutamayıp insanlar bu taşı aramışlar, aramışlar. Manasını kavrayamayıp aramışlar, bakıra sürüp altın yapmak istemışler... Bizimkiler bulmuş bu harikayı işte... Bir putperestin hayranhkla mabuda bakışı gibi taşa bir müddet baktı. Sonra koynüna yeı ieştirdi esıarlı taşı .. Belki Eiinün birinde bendeıı bir davetiye alacaksın, Turhan.. Aıkeoloji aıaştıım;ılannd:ı bulunfrıan için seni buraya resmen cağıi'acağım... Ve o seier seni uçak alanında törenle karsılatacağım. Elini uzattı. Yok, teni iki yanajından öp lemişken. omzumu muhabbetle ok ilâve etti: Cumhuriyetcilerin toplantısıns şamıştı. Kendimi toparlayabiimem için. bana kaç kereler sigara ıç polisin baskin vermesinden sonra. mek fısrsatını vermiç. tabakasını siyasî düşmanlarımız acaba kinıuzatmıştı... Ama, gene de akıl er leri yakalattı diye teşkilâthrm: kontrol ettiğim zaman, senin başıdiremiyorum: Kazablankadaki komutan se na eeleni öğrendim... Bob. pilot mevkiinden uzanmış. nin hakkında «her yerde hazır ve haykınvordu: nazırdırl» demişti. Tevekkeli... Bana viskimi içirtmedin. hâlâ ElKorsan tevszula gülümsedi: İhtilâlin teknik zaıureti. Tur j uçağa girmeğe nazlanıyorsun... Yazan: (Vâ • Nu) han! O işkencehsne asıl bizimkilere | Pencerenin önünde oturan Aslımeksiziğn koyuvermiyeceğim! de kurulmuş kapandır Yakaladıklan | hanın da sabırsızlandığını davetkâı aaamlarımızm ne ifşaatta buiundu bakıslarından anladım. dim. ElKorsan: Bu defa, gözlerinde gene muzib ğunu anlayıp tedbirimizi ona göre Haydi, bin! dedi. Uğurlar almasak halimiz duman olur... Bu pırıltılar belirdi. Samimî bir öpüş olsun bari! stbeble murakabe işini kendini ele olsun! Uçağa doğru yürüdügüm zaman. alıp. nüfuz ettim hasımlarımızm dedi. Bu sözlerden ne kasdettiğini an teşkilâtlarına... Hakikî hüviyetim ElKorsan'ın yerdeki bir makine görlayamadım. Elini sakalına bıyığma deyken böyle takma sakalhyım... yağı birikintisine iğildiğini Onlann emrinde guya çahşırken düm. Ellerini buladı: pötürdüğünü gördüm. çehremle görünüyo Yahu! Ne yapıyorsun? deVe birden. sakalı bıyığı yok ol makiyajsız rum... Şu farkla ki, biraz pomat meme kalmadı, elinde ve yüzünde du. ! Karşımda başka bir yüz belirdi la gözlerimi çipilleştiririm, ve kro de parmaklarını gezdirdi; sonra elTanıdığım bir yüz bu... Kâbuslan nik bir boğaz hastaîığı sesimi ta lerini tulumuna sildi. Arkasmı döndü, yürüyor. ma hükmedeceğini sandığım kötü rnnmaz hale sokar, bundan ibaret! Gözlerimle görmeseydim, bire bin hatıralanmı canlandıran bir yüz... j Sana neden sonsuz bir itimad besMahud Yusufun vüzü bu! Kazab leyişimin sebebini anladm ya şim bahse girerdim ki. bu sırtı kamlankadaki engizisyon mahkemesin di.. Saklamana sence hiç sebeb bur, boynu ileri doğru uzanmış de görünmez reisin sağ yanında o yotCen, bizi ele vermek istemedin yürüyen adam, ElKorsan değildir. Uçağin merdivenlerini çıktığım turan adam bu... Kısık sesli, boy Turhan,.. İşkpnoeye marvız kaldın, fakat gene de asil bir hisle bizi anda, birdenbire aklıma geldi; arnu sarılı adam bu... Hayret içinde, donmuş kalmış, esirgedin. Sana minnetle bağlıyız... kasmdan seslendim: Boynuma sarıldı, beni öptü. Duvardaki o çivili siyah kuö\\e bakıyorum. Hâlâ kavrıyamamaktayım: lak? O zaman mana veremediğim ba Beni tevkif eden kimlerdi? Mizansendi... dedi Dekorzı basit alaylan şimdi manalandıdu... rabilmekteyim .Milliyetçileri hırpa diye »ordum. Ah, fu |im«l Afrikanm muğladıkları için onu takir etmiştim CArkaa Surfttuna bir tokat indirmesini bek lâk iiyaaeti! diye cev«b rerdi. V» DÜKKÂNLI EV İstanbul Şubemîzde 1537 No.lı Ev hesabı sahibi Bay İzzet Targıt'a ısabet etmiştir. e .v hcsabıı talihlisi İstanhul E. 329 500 Lira Rııkiye Akıncı Terekp hcsahı talihlileıi T. 42 100 » R. Paşa arssları îsfar.bul • Kaâıköy T. 42 100 » R Paşa arsaları Utar.bul Kadıköy T. 48 1000 » Gö?tepe arsaları İstanbul Kadıköy T. 1/101 100 > Talât Bayraklı (stanbul Kaduköv Küçiik cari hes>b lalih'ileri İstanbul 22190 1000 T> Eleni Durvanidi » 18512 500 J> Bay Zar Mazlurrıyan > 34340 100 o Fehime Gürgân » '«tanbul Kadıköy \nkara » Ankara Tenişebir İzmir » 3K168 2926 23912 26996 162» 20148 1I20C 157 165 4034 937 Adana Eskişehir Eskişehir Konya Aydın 422 100 » Temel Özdemir 500 » İrfan Saner 100 » Feyyaz Basut 100 » Sıdıka Akın 100 » Şahin Aymete 100 » AbHiirr^hmar. ve Hasar Durusel 100 » Ayşe Gök 100 » Nacive YslçıniMnlî 100 » Omer Akkaş 100 * Receb Sarp 100 » M. A!i Kâ.nıil ve Yusuf Baloı 100 * Baise Tun;camar Gaston Dominici. hapishanede itiraflarda bulunmuş, fakat so«ra polisin tehdidi ile bu itirailan ysptıff:m. bunların hakikatle alâkası bulunmdığını söylemişti. Fakat Gaston Dominici'nin iki oğlu. Gustave ile Clovis, babalarının bu cinayeti isledrğini itiraf etmiflerdi Bunlardan Gustave, ''aimi surette ifadesinde deği^iklik vapmış. yalan sövlemiş, bu yüzden hattâ kısa rrüddet hapse de Çirmiştir. Clovis ise Drummond ailei sini ihtiysr Dominici'r.in «teınizlediğini" ısrarla kaydetmistir. B'r ara, cinayeti işliyenlerin bun lardan biri olduğu ile'j sürüimiitıı. Savcı, ithamnamesinde bilhassa büyük oâKı Guftave Dominici Ü.6rmde ehemmiyetle durmuştur: « Gustave, cinayetlerin i^lendiği gece neler yaptı? Çıktı, cesedleri eviıdi çevirdi. oralaıda babasmı ele verebilecek herhangi bir iz bırakılmamış olduğunu görmek istedi. Boş kovanları tophdî! O bir insandır, babası gibi carsavar değil. Cinayet gecesi, ölcrrülmek üzere olan Lady Drummond ile kızı Elizabeth'in çığlık!arım işitince Gustave'm şöyle dediği bıliniyor: «Başımı ne:eye sokacağımı, bu feci sesleri işitmemek için ne yapacağımı bilemiyordum! Gustave bir ara cinayeti ker.di üzerlne de almağa hazrlanmıştı. Bunu sezdim. Gustave. ifadeierinde yalan söyledi, bu yüzden hapis*e de yattı, hâlâ yaşıyan Eüzabeth'e yardım etmemckle itham edilip, mahkum o'du/' Bütün bunları belki babasma yardımı dokunur diye yaptı. Fakat 77 lik ihtiyar daha fazİRPinı istiyordu! Gu?tave'ın «katil benimn dernesini bekliyordu. Avukatlar. delil gösterilmecllğiııl, itiraf olmadığını durmadan Vcri sürmekte. adlî hata işlendiğ.r.uPB bahsetmektedirler. Fakat Fransada efkâ.ı umumive önünde da htiyar Duminıci katil damgasını yeraiştir! Hami S. ENLAK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle