Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 1§54 CTTMHTTRİ 1KT " TAZAN: YAKLP KAIHtİ KAKAUSMANOĞLU Alrnan taarruzu nihayet başladı Nitekim. biraz sonra gittiğimiz Tieren köyünde. 1914 18 Umumî Harbi İngiliz «escape» leri buracîa oturtulmuslardı. Charles Morgan'ın «Çeşme Fontaine» romanı buraya dairdi.. Şlmalli arkadaşlanmızla beraber, kendimizi, tam manasile bir Rembrandt atmosferi içindsbulacaktık: Meuse nehrine bakan bir tepenın üstündeki bu eski Felemenk köyünde. bir antikacı Yahudinin m?ğazası vardı. Daha doğru^u. Katz denilen bu adam. üç dört katlı bir evi, tarihî bir yı&n eşya i!e d?ğer biçilmez bir süı ü u.«ta tablotannın sergisi ve mezad jeri haline sokmuş bulunuyordu. Maciam Harinsmann bizi, bu hazinenin kapısındün içeri sokunca âdeta gözlerimiz kamaşmış. ve bütün o zenginliklerin. bütün o güzelliklcıin hangisine bakacağımızı »sşırıp kalmıştık. Lâkin, hazinenın sahibi M. Katz, tos burnu. koyu esmer çshresi ve ırkına hâ* bezirgânhk talâkatlerile karşımıza çıkuâı vakit. bendeki sanat zcvki, bir müd det için. yerini dip'omatik endiçelerime terkeder gibi olmuştu ve içimden: «Mademki. demistim: bu Yahudi, Almanyanın tâ yanıbaşıoda ne şu Karun malını. nt de kendi canını kurtarmak telâşına düşüyor. Şu halde, Holandanın âkı'.isti emniyelte demektir.» (1). Bana, böyle bir enmiyet hissi vercn h;jiselerden sonuncusu da şu olmuştu: Karşı köşemizdeki büyük hayvanat bahçesi, bir kaç gündenberi, gezginci bir kumpanya tarafından bir LunaPark haline getirilmişti. «Montagne Russe'ler mi istevsiniz: donme dolapbr mı isterîıniz; otomobil tokuşturmalar, m«dium gösterileri. hokkabazlar. cambazlar rru istersiniz, bu bahçede, şimdi, hepsi vardı. Ustelik, bu ku.npanyanın erkâmnı Meuse nehri yoIile Almanyarian getir?n motörlü su taşıtlanndan biri de. içerisi kadm, erkek bir alay insanla do!u, Kanal rıhtımının tam b;zim önümüze düfpn bir noktasında demır atmiî duruyordu. * •:< * Feîemenk lâieıcri açmazdan on bcş gün önce, Holanda hükümetile bir ticaret anlaçması yapmak üzere. Ankaradan La Hay'e ıki kişılik bir heyetimiz bulunuyordu. Bu h e ^ t üyelerinden biri eski ahbabım "ismet Akkoyunlu, öbürii de Ticaret Vekâleti erkânından Cemi] Conkru. O vakte kadar Amsterdamda vazif? gören Ticaret Atasemiz M.!ıh Günel de heyetin çalışmalarına y»r dım için hanımiyle birlikte huraya nakledince eiçiliğımizın yurdda* ve arkadaş. çevresi birdenbire geriiş!eyip şenlenivermişti. Bir yandnn Hoianda Ekonomi Nszaretile aranrzda başlayan müzakereler. öbür yandan bu arkadaşlarla samimi sohbetlerimiz, bana bilc düııj'anın kötü durumunu unutturrnış ve zihnimden yakın geleceğe dpir son er.dişeleri de silip süpürmüijtü. Lâkin heyhft; çok zaman gecmivec?k. miyıs ayının sonuna rast!ayan bir gsce, bu huzur ve emfıiyetle daldığım tatlı uyku!anm.r» birinden, sabaha karşı. Luftwaffe'nir motör patırtılarile uyanaoakt'm. Daha doş r u c U 0 pa tııtılan bennen ör.ce işitip yatnğı içinde doğrul n karım. beni: «Kalk; îşte Alnıan taarruzu başladı.» diye seslen.sıck uypnHıracpktı. Alman taarı^uzu mu? Ne münasebet. Scn günlerde. savunma ve koj unma tedbirlerinin göze çarpar derecede arttırılması üzerine kenfiifil gö üşmeğe girtisim Holap'a Hariciye Nazırı «vaziyette. belli baslı bir değişikîik olmadışinı ve köp.übaşlarına. sokak köaelerine konuian toplarla mitralvözlenıı her vakitki «ihtiyat tedbirlerinden» b=«ka bir mana taşımad:eını • bana. en kesip atıcı bir dillp ifade etm?miş miydi? Bundan daha yedi se(1) Harbin son yıllannda hahor sHıŞima eöre. bu adam, en kıymetli tablolarmdan bir kaçını Gör r ng'e vermek sureüle hem malını, h?m canını kurtararak Isviçrcde y.n gelip oturmakta imiş. dan bir ses: «Nasıl olur? diyordu bana. Haydi, farzedeliro ki, Hariciye Nazırmın sözleri resmî birer tevilden veya diplomatik bir yalandan ibaretti. Fakat. bu çiçek demeti. o tejekkür kartı; Madame van Teuyl'ün, yedi sekiz saat raıce. bızde, sâkin sâkin rahat rahat kâşıd oynayışı ne yalana, ne yapmacığa harnlediIebUirdi. Madame van Teul. her Holandalı gibi temkinli ve soğukkanlıydı ama, bu derece büyük bir millî felâket karşısmda, ikı, üç elçi hanımını avutmak için Uyku sersemliğile. uzun bir müd böyle bir komedya oynayacak kadet, gozüm buna takılıp kalmıştı. jdar «sinik» oîamazdı.» (Arkası var) İçimden. belki de. şuurumun altır.kiz saat önce, Kraliçenin Saray Nazırı Madame van Teuyl, şuracıkta, bizim Elçilikte, Bayan Karaosmanoğlu ve Yunan. İtalyan elçilerinin hanımlarile sâkin sâkin, rahat rahat Bridge oynamakta değil miydi? Hattâ bu «amirrıi Bridge partisind?n ne kadar hoşlandığını bildirmek için çıkıp gidişinden hemen yirmi dakika sonra. karıma. teşekkür kartile büyük bir çiçek demeti gönJermemiş miydi? Bu demet. işte, ter ve tazî karşımızdaki vazonun içinde duruyordu. Tiirk mahkemesinde lok umu Hâdise, bir İngiliz kasabasmda ümid kırıkhğile biten bir aşk macerası sonunda patlak l verdi ve macera kahramanı kadınm hastalığında lokumun rolü bulunmadığı bildirildf | ESRARINA VAKIFTIM Ya^an: H. HOFFMAN AdoK Hitler bir tek resminin çekilmesi için bizden 30.000 dolar istiyordu 30 ekim 1922 de bir Ame: ikan foto ajansından aşağıdaUi telgrsfı ald'.m: Bize deıh^l Adolf Hitler'in bir fotoğrafinı gönde'iniz Size 100 dolar teküf ediyoruz." Teklif edilen yükek ücret beni «aşırtmıştı. Evvelâ bir çok rreshur şahsiy.^tlerin. meselâ Cvımhur Bı?k?nı Ebert'n resimlerini çekmij ve ancak 4 dolara satabilmiştim. Hitler daha az tanınmiî bir şahıs olduglı h?lde fotofrafına neden bu kadar büyük bir ücret teklif ediliyordu? Hitler'in gazetesi Voelki?cher Beob?chfer'in yazı 15leri müdürü Dietrch Eckart'a hsy;etimi açıkladım. K?ndfi Hitler'in yakın do^tu olup Nazi hareketini m^lî bakımdan de«tekliyenlerden bi:iydi. Eckart'a beni Hitler'l? tan^tırmaşını ııca ef'Şirr zaman. resminin çek Im(.<ne rrüsaade etmiyecefini sövledi ve sö>!?r ne devamla dedi ki: Hitler'in resmini çekmek istiyen î?hsın vüz. ha*tâ bin dolar cîefil, otuz bin dohr ödemesi icab eder. Bir ?n için Ecksr'.'ın aklını oynsttıgma hükmettirnKerır'Ls:ne ITitîer'in a~tık umıımi efkânn mslı nlduğunu ve fotoğrafının neşr hak kı için para istiyemiyeceğini ve hiç kinıscnin bir tek resme 30000 dolar ödemiyeceçrini söyledim. Ş m diye karlar hiç bir dcvlet adamın'.n c'a benr'en pra istemed ğini sözİprime ilâve ettim. Sözlerimi sükur<'tle dinliyen Ec\% y i~^htı verdi: H tler. fotoğ'afını çektirmemekte hsklıdır. O. fotoğrafının hiç bir yerde çıîcnamasının uyandıracağı teçiri düsünüyor. Hitler hakkınrla h;rkes b?zı şey'.er dinlemiş. veya okumu;, fakst kimse yakındn görmem ştir. Bu yüzden herkes nasıl bi adam olduğunu merak ediyor. Srf bu merpk tesirile on binlprce in^an nııtuk söyliyeceği zaman Hitler'in karşıs'.nda top lanıyor. Onun karş'sındakj bütün r in an'^ra şahsn hitab edtyormuş gibi bir hali var. Hitler'in b r resmine 30.000 dol"r verilnivecegini söylüyorsııtiMT. Hslbuki Hitler geçenlerde 20.000 dolarhk bir tekSifi re'detti. Eckart'ın «özlerj zihnimi kurcoladı ve Hitler'in resmini çekmek hu^usundaki arzumu büsbütün arttırdı. Resmi bu karlar kıymetli olduğun^ göre. bir fotoirafını çekebildiğim takdirde elime epey para gececekt' Demek ki, bir kolayım bulup müsa?de alrh^dan Hitler'>n re.=mini çekmem icab ediyordu. Stüdyom. bahsettisim gaietenin baaıldığı matbaanm karşısınds idi. Hitler, eski bir yeşii otomobille buraya sık sık gfîip gittiği iç n bir gün pizüce resmini çokecektim. Aradan. bir hafta geçmişti ki. yeşil otomobili kapının önünde gör Bu, Türk lokurr.undan hastala lerde Mr. Alexander. hususî bir lexaader'in hizmetçisini olduğu zelliğini bozan kızankhklar Türk nan 55 yaşındaki bir İngiliz ha işini takib etmek üzere İngilterenu anlamakta eecikmedi. Sabık lokumundan husule geldiğine eöıımı 72 yaşındaki sevgilisi a nin başka bir eyaletine gitmisti. sevçilisinin evde olup olmadıSmı re. bunu imal eden ve ksnSisine leyhine açtığı bir davanın du Dönüşünden bir kaç gün sonra sorunca hizmetcınin verdiği ce yediren sabık sevgilisi ( aleyhine sabahın erken bir saatinde oturruşması idi. vab. «E\'et, kim anyor?» oldu. tazm'n»t davası açmak... Sanık sandalyesini işgal eden duğu evin kapısı çalınınca. acaMrs Rayne ismini söyleyince veMrs. Cr?ven dava dilekçestn? yetmiş iki >#îindaki Mr. Alexan cağı kapıdan içeriye Mrs. Crarilen cevab onu ikinci defa haval hazırlarken. «uzun mdddettenderırmerhametten maraz» dive ven'in girecegini tahmin etmedi sukutuna ugrattı. Zira hizmetçt, beri evlenmek bahanesil» b*ni sö>lenirken, davacı mevkiinde 55 yaşındaki dulun gözlerınin içe«Mr. Alexander'in sizinle görüşe oyalayıp tanıdıklanm arasında bekledifiri olan 55 yaşındaki dul Mrg. Fayne risi jjüKiyordu. Artık 'ek hiç bir mes.îlesi kalmamıştır» mü.şkül duruma sokan Mr AJexan Craven ise «Her (fün kapımı aşın ?n gelip çattnış. evlenmeleri hadivordu. der bu arada bana bol miktarda dınrdı.» diye anlatıyordu, «Mnn va 1 olmaktan çıkmıştı. Yaşlı, faMrs. Rayne Craven, bu ikinci Türk lokumu yedirerek vücutazaman her gün gelir ve Türk kat dinç sev^iüsinin ellerini svuçred cevabına rağmen ümidini dÜTide bir tskım ViMrmalara yol lokumu getirirdi. Evvelâ tstlı lo lannın icerisine alarak, «A!exankırmamıştı. Günün birinde sev açıp sıhhatimi bozmuş ve yüz kumlan yedirir. ondan sonra da der.» dedi. fartık evlenivoruz deailisinin kendisine döneceğinden güzelliğirni t^hriş etmiştir. Taz 1 bana olan seveisinden yalrlızlı si\ mi?» Adamın cevabı hiç ds rninat olarak 2100 İngiliî lirası eminrli. II cümlelerle b^b^etmege başlardı.» bekienilen şekilrie çıkmadı. EvTelefon hâHisesinden 15 jrün dfi.ftOO T. L.1 isterim» diyordu. velâ bazı ailevî husiıslann şimdi*** kadar sonra lokum imalâtçısımn Mahkeme Mrs. Craven'in açtıMr%. Rayne Crtven Sussex eyaletinin Hove kasa lik buna mâni oldugunu sftv'e44 yasmda bir kaciınla evlendiji ğı dava üzerine başladı v# Vtdıbasmda oruran Mrs. Craven. avnı dikten sonra. jert bir şekilde «sa dive düıünüyordu. Bu şekilde haberini alınca artık bütün ha nın farkır.da olmadsn koyduŞu tasabadaİngilizlerin «Türk hâri na bu mevzuda soz verirken ne düjünmekte hakkı da vardı. Zııa vallerinin sııya düsrüğünü anladı. bir cümle kendigine davayı ka'<ası» adını verdikleri (lokum) derece aptallık ettisfimi şimdi an ölum hldisesinden e\>vel hemen Bu sırada 5S lik dulun yüz ve zandırdı. 'malcisi Mr. A!exander ile sevis ııyorum. Fakat bu aptalhkta ar hemen her akşam Mr. Al»xander vücudünde husule gelen b i r t a Hâkim. mahkemenin karanm Tieğp başladŞı 511pda lokum imal fık devam edemiveceğim...• dedi '•cım acavib kızarıklıklar da bildirirken şöyle diyordu: imal ettiği lokumunu güzel bir "i>i evli idi. 55 yasmdaki du) Mrs. Ravne Craven. suratına <r Yapılan tetkik •onunda ambalajla hazırlayarak zıyaretıne onu ziyadesile rahatsız etmeğe düm. İçeri girir.ce yazı : şleri müCraven bütün ümirîipi Alexan kaoatılan kspıdan cıkıp aiderken baslamı<tı. Gittiei doktorun sor Türk lokumunun vücudde bu gi» dürünün odasır.da Hitler'i yazı gelir, evvelâ lokumlan yerl»r. rler'in kansmın ölümüne bağ'a üç sene devam eden bir askın Husu ilk sual, şekerü bir seyler bi bir rahatsızlığa sebtb olaıtıtyazsrken K"Hum. Hitler bana dömısti. Esasen vaşlı çapkın da bu böyle bir netice verebilefpgini ^k müteakıben de bir çok eence taş v'yip yemediği o'mus, kadının yacaeı anlaş^lmjştır. Ancak MT nünce Eckaıt'ı sordum. mev7uda sevsilisine teminat ve lından geçirmediği için kendi çıkartacak bir sevgi fastıns da cevabı da tTurkish Delight, Alexander sık sık, dul bir kadm Ben de onu bekliyo:um. daha l; larlardı. Evlenmek ümidile sevgı (Türk h •. » •) olmustu. rerok, «Eğer karım öli;r«e senin ^endine 'ânetler ediyordu. • « ı» ' olan Mrs. Craven'in evin» gelip «elmedi, dedi. le evleneceeimı demisti. K'.M bir miH'ıet sonra sevgili lisini bir kere daha aramanın Mrj. Cravtn. doktorun muaye Piderek ve ona evlenme vldinde Stüdyoma koşarak makinerr.i al1953 aralığınds beklpnilen gür iini tekrar yakslamayı münasib faydidan hili olmıyacağını düîü nehanesini +"rkederken aklına bulunarak ovgladijından 500 tndım ve caridede beklemege başlaeelip çattı ve va^'ı '•kumcunun eordü. Tesadüfen sinirli bir Inı nen kadın heyecanla telefona sa Belen bir fikir onu fszlasile mem giliz lirası f400rt T.L.) 6ıieRie|e dım. Aradan bir kaç saat geçmişti kansı Snî olarak öldü. na rastlamış olabilirim, o vüzden nlıp numaralan çevirince kar^ı nun etti. Gün1e'^pnberi kendisi mahkum edilm'»<'ir...» ki. Hitler diaerlerile birlikte dışan : benimle o şekiHe konusmuftur sma çıkan kadm sesinin Mr. A ni rahatsızz eden ve yüz jrüVpfat hâdisesini taklb eden ufln ç.ktı. Fotoğrafı cekmemle b lekleFeyyaz TOKAR rime demir gibi iki elin y^pışmasl tııriırtruHintffMiMifitiJiırf tıiMinptnrtı ı KiiFiMnr uınııtıır'fMiıniFarrıuıırıtıııtıııiiittMJtı^ııııvıtMiıınııtHitPiıiııiiKiuiffifiiH FiHiıtiJiıttııi(tııııııiprii!nritıtHitırifti4itırTirTttffTi»ı tıı t(i<Hiuııınuii ııntııı ıı;ı ırMrMiıi(ittıiMiı::jıııi)Mj!iıı 1 ııttııııı nMiMnHiıııııınıuıııuııııuifuııtııiıuıtıtıtııirtııtis bir oldu. Hitler'in yanındaki adamlar üzerime çullandılar ve boğazımı .«ıkmapa başladılar. Ne kadir dehsetli bir bogusma olursa olsıın, teslim olmamaöa karar verdigim halde. karşımdakiler benden çok kuvvetliydilîr. Net cede Hitler in adamlan makinemi elimden aldılar ve fılmı acsrak BÜÎICSP tııtİjtsnbul Ünivrrsi'ei ve Teknik Ünitul?r. Çektiğim resimler mahvol vprsitffd» bu yılki doçentlik lmtihanmuştu! I»rı neticelenmiştir. Türkiyede iijc defa olmak ii«"re. ik! Bu, vatandaşın hüıriyetine tekadın matemalik asi=tanı doçentliğc cıvüzdür. bir insanın mesleki faa yükselmiftir. liyetine «ayrimeşru mü^ahaledir, BunUr. Üniverfite Fen Fak'Ttesi asi?a Uçan daireler yeni bir ha?diye b: | mağa başladım. Onlar tsnlürındnn Dok'er .^Jtın'jıi Giilec i!e tenkidler yapılmj?ür. Tekrik Üniver«i1r misinnlarından Dok tahk yaratmıştır ve bu, dünya için tek kel'rne konusmsdrn Hitler'in Yalnıt Georges Heuyer ile tynı tor Solma 5ov«?ldır. otomobiline atladılar. Ç?=kın şasj büyük bir tehlike teşkil etmektefıkırde olduğunu İddia tden ba*ka kın mütecavizlere baktığım sırada ! dir.'» bir profesör, (uçan dairt pıikotu) Hitler ire'ide giüüyorHu. ier evvelâ fotoğrsflarımı, mad lyaBu sözlori. Fransanın ileri gelen diye tarif ettigi hastalığıa mekteb : Bu hâdiseden sonra Hitler'in fo larımı tetk k etti. Bir aralık fır sinir doktorlanndan Pıof. Georges hocaları arasında da hissedildiğini toğıaf'm çekmek bende fikri sabit sattan istifade ederek sözü onun Heuver söylem ştir. Bu sinir haskaydetmis,, bunun tehlikeyi arttırahususundaki talıklan mütehassısına haline gelmişti. Bir gün Hitlcr'in fotoğraf çektirmek bskılacak bilecegıni kaydetmiştir. yakın arkad?şl?rmclan Hermsrtn çekingcnüeine getirdim ve Hitler'in olursa, insanlar < korkmaktan zevk • Bu profesör de 5u mUall vermişEsser bana, yakında evlenecesini fotoŞrsf çektırmemesinin sebebini duvarlar, bunu severler» ve bunun tir: RÖyled:. Esser'e vereceğim düğün sordum. için de zaman zaman kendilerini c Geçenl«rde Paris Hselenfiden Hitler sözümü ke;ti: hediyeainin ne olableceflıi dükorkutacak, ürkütecek hâdiseler birinde yedinci «nıf talebelerine Prensip it barile ben tekliflerı yaıatırlar! şünürken. evimde düğün zivafetini uçan dairelerle alâkâb bir der» vevermeyi teklif ettim. Teklif. ar kjtbul etmem. teklif ileri sü:erimrilnuştir. Öfretmen, talebelerinden Fransa ha«tanelerinden şimdiden makuldür. bazı «uçan daiıc» hastalarına rastkadaşımın hoşuna gitti ve ziyafete Tekliflerim de daima gördükleri veya tahayyül ettikleri Almtn Isçi Partis'nin kurucusu DünyEnın çok büyük olduğunu u lanmaktadır. Bunlardan biri ile yabir uçan daire ile bir uçan daireli Drexler ile Hitler'in de geleceğini nutmaymız. Resmimin binlerce ga kından mengul olan Profesör Hermahluk hakkında y«zı yasnalannı zetede basılmasının ne kadar musöyledi. istemiştir. İlgililer. bu şekilde vavieu durumu şu sekilde anlatmıştır: Hitler'in resmini kendi evirode azzam para eerirpceğini besaba kazife verilmesini kat'iyetle yasak « 15 yaşında bir çocuktu. Durçekeceğimi düşündükçe sevincten tarsanız. taleb ettigim 30 000 doların madan uçan daireden, garib mahetmelidirler.» deliye dönüyorcium O gece diâer ftzla yüksek oimariığı anlaşılır. Verilen malumata göre, 1950 yılukardan bahsediyordu. Merihlile: misafirlerle beraber gelen Hitler Hitler. sesini g ttikçe yükseltiyor rin geldiklerini, bunlan gördüğünü, lında bütün Fnnsada, zekâ kıtlıfl du. Bir an durakiadıktan sonra debeni tanıdı ve: dolayısile mektebe devam edemiyediinyanın sonunun vaklaştıgını an O gün resmimi ahrken hır vam etti: cek vazivette 400.000 çocuk mevcud latıyordu. Ksğıd kalemi eline aldık A iştc hir uçan daire! paland'ğınız için özür dılerim. de Bugünkü politikacıların gülünç ça resimler yapıvor, uçan dairelerin du. 1954 te bu rakamın daha da ka(Fiansız gazetelerinde. hemen hemen her gün uçan dalrelerle alSka'.ı karidi. Fakat bu şeküde hareketinizin hrline bakınız. Bir gün hepsi yan ne şekilde olduçunu. Merihlilerin katürler çıkmaktadır. Yukarıda. bunl* rdnrı biri förulmektedir Fraıuız «inir bardığı zannedilmektedir. Uçan dasebebini s:ze müsaid bir zamanda lış hareketlerinin cezasını çekecek nelere benzediâini çizerek beni de mütehauısiarı, uçan dalreleri gülünç mevkjc düıürecek karikatürlere de ire hastahğının me\'C,id oldujumj lerdir. Ben pakt merakhsı politiiz=h ederim. ehemmiyet verllmesini isteraislerdir) ve tehlike teskil «ttipini ileri «ükandırmaya çalış!yordu!.> sahneden silip Cevab olarak, bir fotoğt «fçının kacıların hepsini Fransız sinir mütehassısı uçan da. 1\ korku havasının yayılmış olması ren profesörlere göre bu çocuklar Bir müddettenberi hastanede yat başına her zaman bövle hâdiseler süpüreceğim. irelere kat'iyyen inanmamaktadır. I şarttır. Ancak korku, bu gibi şa yirminci asrın bu hastahgın* kolay selebileceğini ve 0 eiinkü hâdijeMs firler. Hitler'le kavga ettij makta olan bu çocuk tedavi olama Bilhasa bunlaruı başka dünyalaryialara müsaid zemin verebilir. lıkla kurban gidebileceklerdir. ve hiç kızmpriıeımı sövlevince. me ğimizi zanneHerek kapıya toplan ! mıştır. Daha başka hastanelerde (Uçan daire hastalıfıi zeki v« dan geldiğine ihtimal vermemekte 1952 yıhnda ise, atom ve hidrojen «elevi saHece şak» olarak telâkki mıslardı. Bunun üzerine Hitler ya tek tük böyle hâdiselere rastlandir. Profesör Hervieu bu hususta endişesi herke^in gözü önünde muhakemesi kuvvetli, llmen ispat dığı tıb fakültesine raporla bildiriletmekten çok memnıın kaldığmı far vaş bir tonla: tanınmış bir çok astronomlann gö iken. dünyanm sonunun yaklaştı edilen »eylere inanan kimseleri de kettim. Resnrmin ne vakit çekilmesi J miştir. rüşlerini ilerı sürmüştür. Bunlar, ğına insnanlar ve bundan korkan tehdid etmiyor mu? Fransız doktorlanndan bazılarına Ziyafet neşeli bir hava içinde ne müsaade edec;ğimi kestiremiMerlhülerin arzımıza gelemiyecek lar çoktur. Onlar, < dünyanm sonu Profesorlerin kaydettiklerint ç«•i"n. Yalnız =ize şimd den kat'i eöre, «ucan daire» efsar.esi kat'î s?eçt:. Hitler, içki içmemekle beraMerihlilerin veya dünyamızdan ol re, panik yayılmaya baş'ayınc», z»rsk söyliyebii rim ki. kararımı bir şekilde çürütülmedigi takdirde lerini sarih bir şekilde ifade etmişber güzel esprilerile eğlence hamıyan başka «garib mahluklann» kâsına itimadı olanlar dahi bu pa1 verdiğim zf man ilk resmimi size [ bu buhran yayılacak ve «1000 inci lerdir. Ibm adamlan bu hususta vasına intibak edebiliyordu. Fakat tasavvur edemediğimiı silâhlarla ve nik havas:>a kapılmaktaı 'ırlar. Bu kendisinden bir konuşma yapması çektireceğim. Sizden ricam. ben den I sene paniği» yeniden gönilebıle hemfikirdirler. Öyle ise nasıl oluyor vasıtalarla taarruz etmeleri sonun sebebledir ki. geni» bir tehlfkeyi da. geniş kütleler bu uçan dairelere izin almadan eizîi olarak resmirr.i cekt'r. istendici zaman d"edi ki: sezdiklerini ileri süren Fransız sida vukua gelecektir^ diyorlar. 100O inci vılın bastıgı gün dün •nanıyoı, hattâ bunlan gönjyor (!), Ben büyük topl'jluklar kar çekmeşre teşebbüs etm»menizrtir. nir mütet ia ssıslarından bir k»çı, ted H (İer hakikaten sözünü tuttu ve yanın sorıu geleoeğine de inananlar içnden çıktığını söyledikleri ga** * şı?mda konuşmrğa alışkınım. Bir birler almmasına ve dıcan dsL'e rib insanlarla karşılaşıyorlar? k.iç kişi huzurunda ne sövliyece iktiHara eeçtikten sonra beni özel olmıı;, bir korku havası varaülmış Uç»n daire haberlerinin. röpor komedyssı) n a k s t t bir şskilde soa Sinir mütehassısına göre bunun tajlannın, Sııni blemem Aile toplsntılarında fotoğrafçısı yantı. O tarihi mütea ve bir panik patlsk vermiş, hasta resimlerinin zamanla verilnesinj istemişlertlir. ve cenaze törenlennrie hatibliğim kıb d?ima Hitler'in y?nmda bu lananlarm. bu yüzden ölenlerin tek cevabı şu olabilir: panik husule getireceğ ni ve burun Fakat nas;l? Bur.u izah etmemiflunmak mecbııriyeti yüzünden ha ?ayısı çok yüksek olmustu 2000 inci sıfıra iner. « Böyle bir farsziyenin taraf 1000 inci yılda vukua gelen paniği lerdir. Tenkid edildlklerini sezen tra vatımın mühim bir kısmı uçaklar seneye yakla=ıldığı bir sırada bu tar toplaması ve halk arasında en gö!?ede bırakacagını iddia eden bu Yemek bitip kahvelerimizi içtikreteîer se, pröfesörlerin isi fazl» deîa da uçan daire hastalığı mı mühim konuşma mevzuu haline ge. sinir doktorunun fikirlerı tıb çevre ten sonra. Hitler'in yanına sokul da, trenlerde ve otellerde geçt:büyüttükleri kanaatlndeciirVr! (Arkası var) panik yaratacaktır? lebilmesi için, insanlar arasında lerinde tamamile ben:msenmemiş ve clıım. Birlikte ^tü'vova gectik. .îitBaml 9. Bütün Msmlekeümizin ilk kadın malemaiik doçentleri r DUNYA HADISELERI Sinir mütehassısları: "Ucan daîre görmek yeni bir hastalıktır., diyorlar D <( l MHl KIYfi» m relrikası: 6 7 Vazan: (Vâ Nu) Araziye r>?ktım. Kulübenin sırbütün ik"">3 tr>'<n:k lerıni kulUnmışlar. beni inadım \in hıu yasladığı dağın tepesine kadar kavrayamadım. vazeeçirememişlerdi. Tehlike auy olan manzarayı Çok sarp yerlerdi. gu«u filân vız .. Şoför: Asiihan beni çağırdı! Sesine gifMvopjm! Der:iz kızüiM sesdine gi Paşa konağı, tam bunun üzeden baljkçı gibi! Belki de ölüme rine rastlaı! dedi. ElKorsan, münasib gördüğü ElKorsan'ır; verdiği taban.'a, noktada tomobiii durduımuştu. Suf"ketimin van cebinde... Şchre gi;" zi. melul m?iul yüzüme bakıvor: niek için diin indiymiz dolpmbaclı Beni ekip de nereye? dıvoryclların mskus tp.rafın? sapmıstık... du. Gidip de gelmemek var, döKarsı daeın yamacına doğru gidi nüp de görmcmek var. vorduk. Şakaya bczmpk istiyordu ama, Uzakta bir bahçe ve bahçeniıı ağlamaklıydı. Elini tutup öptüm. Sana minnettarım, Suzi, vefalı c'ibinde de. dsğa sııtını vermiş bir arkadaşım! dedim. kâ'sir kulübe gördük. Kuriye. gene EiKorsan'a arabca Sonra ElKorsan'la helâllaştık >jir şeyler söyledi. O da bana döıı Drrm havasını ben yaratmıyornm ü: onlar yarıtıyorlar. Beni eozpya îi Mekrubda bahsedilen kulübe den serdensectiye İTenzettüer he •miş... Biraz daha uzakla^hm. ArktınHan bir mendil sallamgdı!;îözden kavbolahm... İnerîiniz. Si ları eksik... «i bekliyeceBİmiz .yer» dıkkat edeı Kııriye ile yanyana yüıüyomz•uüı. Bir kere dönüp geriye baktım. 0tomobile, ElKorsan'ın bekleme yeri diye tayin ettiği kayalığın arkasına çekiüyor, sığınıyordu. Sıcaktı. Dayan Afrika eüneşine... Bahçeyi geçip küçük kârgir köşkün önüne vardıfımız zaman kapı çEİmamıza hacet kalmaksizm açıldı ve sıntkan bir arab beni teslim aldı. Kuriye. dondü, gitti. Arab önden yürüyoı, ben ardından... Sofayı gectik... Bir kapıdan girdik, hâlâ yürüyoruz... Boyuna yürüyoıuz. . Nemene iştir bu? Küçücük binada böyle boyuna yürümek .. Onümüzde boyuna kapılar. kapılar. kapılar açılıyor. Ardımızdan kapanıyor... Derken, avaklarımin dibinde bir merdiven belirdi... Aibb tek keiime sö\'lememi=ti. Demek ki ara'Tiızda müşterek bir dil yoktu. İlk basarrıpğa sdımmı attı. Başını driM'Uiı dü. Yüzüme bir Haha sıntu. Bu suılmamn: uBeni takib et!» manasma geldiğini anladım. lüyordu. Başım dönerek bu sırat Mssal kahramanı haünde miyim? köprüsünden geçtim. Yoksa normal dünyada mı yaşıyoYeniden iki üç basamak ve yerum? Nedir bu?... Bir kaç saat ev niden köprümsü kalas. vel merdivenden kuyu diblerine Arab. önden seğirtti. inmiştim; şimdi de merdivenden Sonra ne oldu? minarelere mi çıkıyorum?... Minare Sonra bir eünıbürtü oldu... minare üstünde . Ve çıktığ'.m merVe ben. saniyelerin kesri kadar diven. hakikaten minare merdive ; bir anıan zaıfmda, kendimi boşnine benziyor... Kayaların arasmds j lukta buldum. Karanhğa yu/arlanoyuntular... Eski bir vapı... Tamir dım. Yalnız bu mu?... Arab da görmüş... Mazgsl deliklerinden mi mı?... Onu görmedim... FaK3t kaaydınlanıyor, nedir?... Herhalde las'ar gördüm boşlukta, taş basayer yer ışık sızıyor. maklaı gdıdüm; üzerinıe geliyorBereket versin şoför: «Bunun lardı. Ve bir uçan basamak, yarundan üslünde Paşa konağı var!» demişhenüz düştüğüm bir kayaya çarpti. Hedefim Aslıhana ulaşmak olma tı. Devirdi kayajn... Üzerimden sa. gerisin geri döneceğim... Zira sıçradı kaya .. Bense yumoşak topnefes:m kesildi... S:rım gibi arab raklarda yassıldım kaldım. Bağırmadım, çağırmadım. Zira habire tırmanıyor. Bir noktada basamaklann intiza nefesim elvermedi .. Eüasen göçünmı bozuldu. Arab döndü, özür di tüler devam ediyordu. Tepemdeki lercesine bir şeyler söyledi. anlaya boşiuk. kuyu ağzı gibi açılmıştı. madım... Ycrine takılmamış basa yusyuvarlaktı. Ben dibindeydim. maklar ve taşçı ustsların çalı?ma Belki beş metreden, belki altı smdan hasıl olma kırmtılar göster nıetrcden dü^muşüm... Araa, sapaiağlam kalmısım... Kemiklerim di... Zâhir tamir... Evet, hakikaten tamir var bu gerçi hurduhaştı. Süriine sürüne upuzun merdivenin orta!?ma bir daha kenara çekileyim, dedim. Ziyerinde... Çünkü kalas iskeleler ra çöküntü devam ediyordu. Makurulmuştu Bu kısımc'an yukan sun kalayım, dedim Kolum bir oyuğa girJi. Vücudiim Hoğru brksnca gök görünüyordu. Bulunduğumuz mevkiin topog de girer. dedim; kendimi şöyle bir rafvasmı kavradım: Dsğm içinde ileri çektim. Oh, geçebliyorum... oyulan bir merdivenden çikmiş ve Hava da var... Mağaramsı biı dedağın ortHsındal;i bir düzlüğe var iikten dağın içinde aydınhk Dİı ınıştık... Köpıüm«ü uzatıînvş kaLaslaiin alündan kaıanlıkiar föıüŞu an için kuituldujamu anla] dım ve bu hisle kendimden geçmi mucize kerşısındayım .. Al=kam. dibind* o sabah Suzi'nio şim. Ne kadar zaman?... muhitime çevrilip, etrafıma bakı dikkatini çeken sütun başhğuua ay Herhalde pek uzun müddet de i yorum. Nasıl bir yerdeyım? l'ır jnıydı bu... Fakat baştaraftaki neceğil. Zira vanımdaki delikten taşla saray harabesınde mivim? YJK i,a İer düşmemişti. îbare tsmaradı: rin hâlâ yağdığını duyuyorum. yır, bir istirahat, bır sala y«rı de Herhalde Atlantid'e ölüm.» Sırtüstü dönebildim. Gözlerim ğil burası... Demek ki ElKorsan'ın da iddîkamaştı. Kirpiklerimi kapattım. Şimdiki medeniyetimiile kıya^.a alan doğru... Bu medeniyetin bir Mafsalianmı yokluyoıum. Gerçi m < t lâzımsa, bir m^kine dsiresınio ucu dağın altında, öbür ucu Fa» << bütün vücudüm ağrıyor ama. kınk betonlan üzerındeydim. Fakat or şehinin dibinde... ağrısına tahammül edilemezmış. tada mskine yok... Şu.a$ı Surası Acaba burada bir dehlik başBenimkisi tahammül edilmiyecek sanki pas tutmuş... Pas, sanki mas langıcı var mı? Bu hedefc çıkabilır derecede ağrılar değil... tehaseleşmiş... mıy.ın? 3u dağın çukurunda, sesiKoHarımı. bacaklarımı. yavaş ya Taşa benziyen kısımlar b.ki kal mi belki de asla hiç bir kulağa uvaş lıarekete getirdim. Belim de mış... Fakat madeni kısırr.iar erimiş lsştırmıyacağım bu muhteşenı mekırılmamış K&fam, boynumun mih gitmiş zamanla... zarda diri diri gömülü mü kaîacaverinde rahat oynuyor hamdolBüyüienmiş gibi. duvaılara bak ğım? sun .. tım. duvarların üstün? baktım. Ve B=g;rim=rn, ç?5!rarnam... Zira Peki, gözlerimdeki bu kamaşma kemiklerim sızlayaraK yerimden Aslıhanı ele vermiş olurum. Maddî neden? .. Körlüğün başlangıcı ol I kaıkum Kabartma heykellere yak ıstirübıın bîr taraftan. bir tanıftaa masın? Tekrar aralayım kirpik laştim. Bir nevi Mısır Hiyeroglif da bu fikir beni çılgına döndilrülerimi. dedim. Sağ güzümde kırmı leriydi bunlar... O kanaate vanlmv yordu. Kaj'aları, duvarlafı yok'ıay:p z: bir perde... Aman yarabbi! Çık Resim bilmemek yüzünden degil, girdigim delikten gayn bir geçid ü mı acaba?... Elimi, bir cesaret, stilleştirmak yüzünden böyle ti araştırırken, bir oytıntudâ, yarıteşöyle bir yüzümde gezdirdim. Is gürler çiziuniş... Fesimdeki ınsan linden aşağısı köptnuf bir heykel landı elim... Anlaşılan kafam pat i lar, bu göçmüş medeniyetin çalş görfiüm. lamış, kan akıyor ama. boş ver... I ma şekillerini gösteriyordu. Aletieı Ne gafletmiş bizim bildiğimiz Gözkapajımdan yumruâıınıla kanı , gökte uçuyoıdu, aletler endaht edisildim ve bütün gücümü toplayıp yordu, aletler infilâk ya;stmr,tı... tarihin vardığı netice ki, kadim Yunanı klasik heykelin kâşifi diye doğruldum. Tarıh profesoı~ü olarak düjün Doğrulmak? Yani. kıçüstfl otur | düm ki, meselâ Ehramlarda da böy över durur... Bu büst bütün anadum. Ve o zaman anladım ki, gö j le çalışma h. ,\ ;<tm: f.<p,tcıpn Hi's tomi olçüknne uygundu... Elini' zümü kamaştjran ışık gsrib bir oglifler vaı ama, oıadakıler iyait uzd'.ı:ı'>tı. Paııniklaruun ucunda gün ışığıdır... Garib. zira, bu dağ aletlerle çahşırlar. Mısır medeni Li" nesne tutuyordu. Başımj kaldırıp kubbe ile kliçi ko^unun tavanın.ian aksec'h •.; yetinın nıai.iiieieşnicdigi aşıkâr oKabartma şekılierr» Billur bir kubbeden aksedet gibi... lur. Mısırlılar ne kadar yükte<: yasıEdım... Bir buz maîjîi'^^na vuruvor ?u i evsafis manıul elde etnüş oluriar^.î aletlerile kıyasladım Yerleri örten betonvari sun'î kayUrla kiyasla.•a... Kayalarda öylesine akis'er j oi.=v.!'r. rriEkine medeniycti duğil dım... dir onlsı nfci Halbuki bunlaj... Uğ;adığırn belâiT unuttum. Bir Gcztim bir sütun bsşlıjgına Lligti; İ