27 Aralık 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 15 Ocak 1954 ] Bir kilo ıspanak 160 Sanayiciler endişede kuruşa satılıyor! Şehirde stokçnkıfe, sahte fattrra tanzimi afcb yüriidü; yiyecek ve giyecek fiatlan durmadan yükseltiliyor; bugün lzmirden gelecek 600 ten»ke zeytinyağı ile tanzıstn satışlanna başlanacak atına uyularak yükseltilmektedir. Son günlerde piyasada gıda givecek maddeleri üzerinde umu Ayçiçeğl yağı 205210 kuruşa, patni bir pahalılık göze çarpmakta mukyağı 185 kuruşa toptan satüdır Bir kısım vurguncular ihtiras maktadır. larıaı daha da ileri götürmek makDiğer taraftan odun fiata da 22 garîile stokçuluğa başlarken sahte ılirayı bulmuştur. fatrra işi de almış yürürnüştür. İaçM* daairi flatlan da yfikseldl Mmtaka Ticaret Müdürlüğü ıeyPiyasarmıda üfaal malı inşaat detoıyağı stokçularını tesbite başlamiri çeşidi azalmağa başlamıştır. Buştır. Aynca Ticaret Bakanhğmın Muhtelif ebaddaki demirlerin topbankalara bir tamim göndererek tan kilosu 52 den 58 kuruşa kadar tevtinyağı karşilığında kredi açmaçıkmntrr. rn!annı istiyeceği söylenmektedir. İnşaat mevsiminln geçtnlş olmaBildirildiğine göre, İzmirden Belediye Iktisad Müdürlüğü emrine sına rağmen demir piyasası gene yollanan 600 teneke zeytinyağı bu kararetlkÜr. Demir tçm tahsis vegün sehrimize gelecek, bir öti güne rihnediğirri gören tüccar piyasadan kadar tanzim satışlarına başlana 'jinal toplamaktadır. caktrr. Yapılan anlaşma gereğince Patates fiatlan Tariş tarafından partiler halinde Patates fiatlan günd^n gftne arteevtinyağı gönderilmesine devam maktadır. Geçen gün şehrimize geedılecektir. len 32 kamyon Adapazan mah paDiğer taraftan son günlerdeki tates bir saat içinde satılnnstır. Hahava muhalefetinden istifade eden valar yüzünden Karadenizden mal v " bir çok sebzeci ve manav, fiat gönderilememesl piyasayı yükseltlara gayritabil zamlar yapmışlar mektedir. Rekabetstz kalao Adapadır. Bu arada Halde 90 kunışa sa zan mallan alabildiğine kabarmaktılan ıspanak şehrm rmıhtelif semt tadrr. lerine göre 160 kuruşa kndar fiatSoğan prynsası da çok istekll dulandınlmaktadır. Elma, armud ve rumdadır. Karacabeyden mal gelportakal fiafandaki yükselme de mediğinden Trakya soğanlan bir »ebze fiatlarına muvazidir. kaç kunış jrfikseimiştir. Bugün fiNebatl yağlar da zeytinyağı fi at 1520 kttrâf anndır. ıııımmnnmnııınıiüiıııııı K Ö Ş E M D E N . .K. | 1 [HEM NAL1NA M1HINA Nylon'a hücum! eçen yılm son gfinü Bey rntta ve Şamda Idim. Beyrntta Te Şamda ş». b r sakrr yağînur, İki şehlr arasındakl da|larda da kâh kar, kfih yağmur yağıyordu. Sanki 1953 senesi bn Arab dlymrma aynlık sözyaslan dökerek yeda ediyor gibiydi Yılbosı gecesinl yolculann hit kısmı Oe Tarsus vBpurunda peçirdim. EsH yüı Türk bayraçı albnda, Türk gemisinde selâmetledik; yenl yılı da aynı muhitte neşe içinde selâmladık. Ertesi sabah Beyrut günlük güneşlikti; sanki 1953 ün ağlayarak aynkşına mukabil 1954 gülerek giriyordu. Gemideki yolcular, o ıhk günde hemen İstanbnlnn Mahmudpasasına benziyen Beyrut çarşısma döküldüler ve Nylon (Naylon) a son hücum başladı. Beyrut çarsrnnda ekserisi eski Ennenl vatandaşlann işlettikleri dükkânlarda \« marazalardakl bütün Nylon eşy» ortaya döküldü. Harac mezad satısa cıkanldı. Esasen Nylona hücnm, daha Bevruta ilk vardığımız fün başlamıştı; Şama gidenler de, Şanıı Şerifin icbıe yağmur akan kapah carşısında «N'y'ıon, Nylon!» diy« dolaçıp durrauşlardı. MecKste görüfülmekte olan ynbancı »ertnayeyi teşvik kanunu piyasada nasıl teftir ediliyor? Büyuk Millet Meclisinde görftçülmekte olan yabanca sermayeyi teş\Tk kanunu piyasamızda muhtelif şekilde tefsir edilmektedir. Bazılan bu kanunun çok müsaid tesirler yaratacağı ve memleket menfaatl bakımından isabetll olacağı kanaatindedir. Bur.a mukabil bazı «anayiciler de gözleri 6nündeki misallerden ilham alarak endişelerini saklamamaktadırlar. Bu sanayiciler ecnebi sermayenin her zaman memlekete faydalı olmadığını, yapfcgı mamullerin bazan bütün maddelerini dışandan ithal ettiğini ,meselâ raakara mevzuunda iplik, tahta bobin, hattâ etiketlerin haricden getirilerek burada sanldığını ve böylelikle Türk iççisi için iş sahasını daraltmaktan baska bir netice vermediğini söylemektedirler. Bunlardan birisi demiçtir ki: t Yabanca sermayeyi te?vik kanunu sağlam esaslara bağlanmalıdır ki memleketimizi iler.de iktisadl müşkülâta sürüklemesin. Mem lekete gelecek yabancı sermaye, ihtiyacımız olan şubelerde çahşmalı ve bizi harice müracaatten kurtarmalıdır. Yoksa her türlü mamul maddesi haricden getirilerek burada sekle sokulan eşyadan blze fayda değil, zarar gelir. Hükumetin bunu gözönünde tutacağından eTTlİTITT.m Çok 8nemH blr kavrarru gBsteren bu söze, önce dil bakımından bir göz atalım. Kellme, arabcadır. «Afiv» kökünden türeme. Bir seyi mahvetmek, yok etmek demsktir: tAllah, kullarınm günahlannı afveder.» cümlesinin türkçeai şu olur: «Allah, kullannm günahlannı siler, ortadan kaldınr.» Şu halde «istifa», lugat anlamile bir işten afvini istemek. demektir. Bizde eskidenberi resml işler ve memuriyetler hakkmda bu tabirin kullamlması, o işler ve memuriyetlerin, iktidar sahibi olan kim ise onun tarafından bir lutuf ve ihsan olarak verilmesi dolayısiledir. Getirilmeye ttayint, götürülmeye «azil» denilirdi. Efendilikkulluk geleneğinin izl... Hattâ biz çocukken sınıfta yazdığunız vazifelerde ismimizin üstüne «bendeleri» işaretini koymaya zorlanırdık. eBendeleri», tçâ kerkemineleriı, «abdi memlukleri» gibi satılmış, köleliğe kadar inen bu lâflar, bir ruh tevazuundan ziyade Osmanlı Kapıkulluğunun sevimsiz işaretleri idi. Memuriyetten uzaklaşürma, gözden düşme ile olurdu. Bunun biraz daha hafifi «afvedilme» idi. Sosyal bir alışkanlık çabuk çabuk gecer mi? Buna benzer bir olayı Cumhuriyet devrinde de görmüştük. Bir gün rahmetli Receb Peker, «C. H. P. genel sekreterliğinden düşürüldüğü zaman gazeteler, önce tazledildiı diye yazdılar ;ertesi günü de bu tabiri düzeltip tafvedildiği» ni halk efkânna bildirdilerdi. Böylece merhumun düşüşü. biraz daha hafifletihTiiş oluyordu. İSTİFA HASAN Yazan: ÂLI YUCEL ta'fl, istinkâf, müstenkif, ihtiraz, muhteriz... Herhalde bunlann türkçeleri, bu meşlahlı ve agelli kelimelerden çok daha bizimdir ve cannnıza yakındır. Kalıbı, kıyafeti üstüne bu lcadar lâf ettikten sonra istifanın kendisi hakkmda da biraz konusalım. Bizim cocukluğumuzda işten çekilmeyi yevümsüz, uğursuz sayarlardı. Büyükler ve hele kadınlar, hiç bir erkeğin yerinden çekümesine the...» demezlerdi. Babamın bir aralık böyle bir çekilmesinden sonra anamla beraber çektiğimiz yaşama sıkıntısı, «istifa ı nın uğursuzluğu hakkında her ikimizi iliklerimize kadar inandırmıştı. Memurtm memurluktan başka iş göremiyeceği hakkındaki Inanış, memlekete o derece yayılmıştı ki, açıkta kalmdığı zaman. eğer soydan soptan ufaktefek bir yaşama yardımcısı kalmamış ise, aç kalınacağı muhakkak bellenirdi. BU o derecelere gelmişken babam, kapalı çarşıda bir basmacı dükkânı açıp da sermayemlz altın > umurtlamağa başlayınca bu inanışın aakat olduğunu anlamıştık. Ne çare ki, bir senelık bu refah de/resinden sonra tekrar memuriyete çağınlan babacığımın bu davet karşısında yelkenleri suya indirmesi büd yeniden eski derdlere düşürmüştü. Babam basmacılıkta devam etseydi, şimdi ailemizin bir iki dokuma fabrikası, bir kaç milyonu elbotte olurdu. Kimbilir, her taraftan ne kadar hürmet, ne kadar riayet görürdükî Hayırhsı böyleymis jıe yapahm. Memuriyetten çekilme yevümsüz lüğü, yirmi senelik siyast hayatımda pek az istisna ile gördüğüm olaylara uygun düşmüştür. Esasen hali vaktl yerinde, devletten alacağı paraya ihtiyacı olmadığı halde, kendilığinden çekilmeyip de, makamından çektirilmiş öyle zatlar görülmüştür ki, ailece büyük bir felâkete uğramış gibi her bakımdan perişan olmuşlardır. Fransız siyaset adamlannın bu husustaki alışkanhklarına bayılınm. tDüşmez, kalkmaz bir Allah» hikmeti, sanki onlar için söylenmiştir. Düşerler, kalkarlar. Hattâ kimi zaman kalkmazlar da. Fakat hiç aldırdıkları yoktur. Bu hal, iskemleye yapışmak ve koparılması lâzım geldiği vakit, etinden, canından parçalar bırakarak harab olmaktan onlan daima korur. Düşmek. bir nevi siyasî muafiyet kazaı.dınr. Kimseyi hasta etmez. Grevden sonra gelen Fransız gazetelerini karıştırırken Milli Eğıtım Bakanı ve işinde başarısile tanınmıs M. Andr6 Marie'nin çekilmesinden bahsedildiğini gördüm. On gün evvelkl bir Bakanlar Kurulu toplanüsından çıktıktan aonra hükumetten t(v.nldığuıı söylemis. Şu sebebe bakın: A. Marie, Bakanhğında bir Okul hijyen müdürlüğü kur mak lstiyormuş, Sağlık Bakanı da bunu kabul etmiyormuş. Üniversite ve öğrencilerle de bazı görüş aynhklan varmış!... Hiç böyle sebebler için bir bakan, postunu bırakır mı?. Yaşlı başlı bir politikaa olduğu halde M. A. Marie'nin böyle dayanıksızlık gösterecek kadar zayıf davranmasma jaştım. Gelsin de bizi görsün. Ya sen diyeceksiniz? Malum a, biz şeflik devrinde bakanlık ettik. Gel, dediler geldik; hattâ git demedikleri halde gittik. Buna rağmen rahmetli Saracoğluna, şu meşhur üç öğretim üyesine tatbik ettiğim Bakanlık emrini Devlet Şurasınm bozması üzerine bildirdiğim çekilme kararımda ayak dirememiş olmama hâlâ yananm. Şüphesizdir ki, siyasî mevkilerden gitme, gel meden guçtür. Gellşl tayinde insan, iradesini daha kolay kullanır da gidiş zamanını ayarlamada çok kere buna muvaffak olamaz. Şeflik sisteminde ve tek parti devrinde bunun formülü «gel, git» olabilirdi. Fakat demokratik rejimde bu sökmez ve söktürülmek istenirse iyi olmaz. Bu rejime göre formül, ancak böyledir: «Kendim geliyorum, kendim gideceğim!..» Eaber aldığımıza göre Toprak Mahsulleri Ofısi memleket ihtiyacı çıktıktan sonra. elinde bulunan dokuz yüz bin ton yumuşak buğdayın tamamını satmağa muvaifak olmuştur Bu husustaki baği^Jilar yapılnuş vaziyettedir. Mal peyderpey sevkedilecektir. Yumuşak buğdaym 2122 kuruş arası satıldığı anlaşılmaktadır. Ofisin elinde 300 bini ton »ert buğday kalmıştır ki bu mal makama için kullanıldığından daha fazia fiatla satılmak ümidl çoktur. Ofis, 900.000 ton Tren kazası mesulleri bağday sattı ağır cezaya verildiler Geçen kasmı ayı İçinde Kaclıçeşmede blr tren kazası olrnıif ve yanbj yola gtrcn lkl banliyS trcnl çarpışmışö. Hâdiseden •onra, kazada Dımall görülen katar fefl Şenueddinlncekıran, makloiıt HCseyin Çalnr v« makasçı Mehmed Bayrak nöbetçi mahkemec» tevkif edilmişlerdi. Tahkikat aona ennlş ve üç sanık muhakem» edilmek Ozere Ağırceza mahkemesine verilmiştir. Yakında Ağırceza mahkemcsind* duniîmalann» başlanacak olan katar çefl, makinist ve makaıçıya istenen cexa bejer sene agır hapistir. Eylul başlarında kabul edilen yenl dış ticaret rejlml lthalâtçıyı eckl ve ysni diye lkl zümrey» ayırmakt* ldl. Bu >ü2den ticaret odalariTida kırtad muamele alnııj yurümü|, blr çok yenl nemur alnuk lüzunıu ortaya çıkmıjtı. Tüccar dı ljlnl gücünü bırakinif, 11». teler, numaralı beyumamelor hazırlamaya bajlamıjtı. Bu lgin yürtunlycceü T« tttcear arannda zümre farkı yaratmanın hlç blr netice vermlyeceğl »nlajılarak ltlulât. çılar arasında «skl v« yenl dlye fark gözetilmekten vazgeçllmlştl. Bu sayede blr çok lüzunuuz formallt* d« ortadan kalkıyordu. Ancak esM yenl daTuının bırakıldıgına dalr «lrküler Merksz Banka«ı. na tebllg olunduju halde benüz Tlcar«t Odasma ve diğer alâkalılara bil*rllmediğinden buradakl karıjık for. malitelere esklsi glbl devam edilmekte re tüecar bof yer» taman ve emek kaybetmektedir. Tüccar, bu emrln blr an evvel gerekenlere tebllğ edllerek artık kcfmekefe «on verilmetini lsteınektedlr. İthalâtçıLar arasındakl tefrikin kaldıntdıği Ticaret Odasma hâlâ bildirilmedi ŞilepçiHk tervisl İşlettnesinden aynldı SUtpçUlk Mrrtd yml tafkUltta D ^ nlzyoüan l»l«tm»«lnd«n »jnl«r«V mu»t&kll blr laletm* hallnde çaJiîmaJ» b»slamıjtır. Denlzdllk Bankıaı Umum MUdUrlUgUn* bajlı olan bu yenl lfletmenln MüdurlUtun*, DenlzyollAn Müdür muavtalerlnclen Aıım Almok (etlıilmljtlr. Gen* MUdür muavlnlerinden Tazıl Sanmaalcçı da bu l|letmey« n«kledilmlftlT. Denlzcillk Bankası fHeplerl aoa gunlerde devamlı blr faaltyet halindedlr. • Kastamonu» »ilepl Haydarpajad» bujday yuklemektedır. Geml blrkaç gun sonra bu hamuleyl kontinajı limanlarına götürmek üzer* btanbuldan ayrılacaktır. Yenl satın alınan .Kırşehır» »llepi tam hamulell olarak dün Isjçenderuna vmrmıttır. Yukünü boşaltarak llmanımıza (eleeektlr. •Es^ışehlr» sılepi de Şlmall Avnıp» llmınlarından aldıgl yükleri on (un sonra Irtanbul» getirml; olacakttr. fSTANBUL BANKAS1 Galata subemizde açtıkları en az 100 LİRALIK hesabından para çekmiyen sayrn müşterilerimiz arasında Beşıktas Noteri tarafından dün akşam yapılan ikramiye kesidesinin neticesini arzediyoruz: 15477 No. Hesab sahibi ORİON marka radyo 17729 » » » ZODİAC marka kol saati 10407 » > > Düdüklü tencere 18907 » » » Otomatik elektrik ütüsu ' 16658 » » » Elektrikli tras makinesl 17681 » » » Battaniye Bankamız günlük ikramiye keşidelerine devam etmekte ve hesablarındakl paralannı çekmiyen müşterilerimiz için daha büyük kıymette ve daha cazib ikramiyeleri ihtiva edecek aylık keşide plânlarını hazırlamaktadır. • rilMHURİYET» in Tefrikasi 4 7 tklndl Imsak Otomobil lâstiği mUıntı«ı kalmadı 8«Urd« etomoblllertn lâstlk nkıntın Bu türlü muthlkâH dehri bir Onlenmljtir. 5of5rler Cemlyetl tarafından yapılmakta olan lastlk tevziatına kaîemde atlayalım. Fakat nasıl? Belki genc okuyuculanm içinde bu numarasu olarak devam ed;lecektir. Sir Knmx Helm Valiyl ziyaret etti terkibi anlamamış olanlar vardır. Onu da çözüvereyim. Muthikâtı Bugün memleketimİ2den ayrılacak olan IngUterenln Türkiy» Büyük Elçlsl dehir, zamanın gülünc şeyleri maSlr Knoz Helm. dün vllâyrte gelerek nasınadır. Fazla alafranga olanlar, Vall v« Beledlye Relal Gökayı ziyaret komik taraflar da diyebilirler. Yazı ttmiîtlr. pirlerimizden Ahmed Rasim, bir Büyük Elçinln bu veda rlyaretl «ıra. resminin altına »u mısraı yazmıştr. nnda. Prof. Cökay, Bafbakan Adnan Mnthikâtı dehre ben ölsem de Menderesln gümüs çerçeveli v« lmzalı tasvirim giiler. btr «amlnl Ba$bakan adına Slr Knoz Helm'e renniftir. Merhumun resmini bulmada guçTürkiye tsrael ticaret lük çekenler, bu »atırlara bakıp münasebeileri gelişiyor gülebilirler. Bunda ne aiyasl, ne Memlekrtimlıle Israel arasındakl tl din!, ne ahlâkî, hiç bir sakınca yokcarl mUnatebeüerd* büyük blr gelljme tur. förillmektedlr. Dönellm istifaya. Siyast hayat ve Turklye, tsrael* hububat, pamuk. edebiyatta istifa çok mühira bir taz» balık. kuıru meyva ve yağlı to. humlar ihrac etmektedlr. Buna muka müessesedir. Demokratik rejimde bll tırael memlekrtimlz» radyo, klm kamu hizmetleri (kamu dedim, yevt maddeler. çiraento v* elektrik şeddeli âmme kelimesinl söylemek malzemesl göndermektedir. zoruma gidiyor da ondan) şef usulünde olduğu gibi bir lutuf ve Akdenlz memleketlerl ihsan olmayıp bir liyakat konusu denizcilik lergisi Napolld» âçılacak olan (Akdenlz mem olduğu için «afiv» istenecek bir leketlerl deüzdllk «ergtsl) ne Ulajtır makam, yahud bir kişi yoktur. "»* Bakanlıgı U« blrllkte Denlzeilik Ama denilecek ki, istifa kelimesi, Bankan da katılacaktır. Bu «erglde bu anlamını çoktan kaybetmiştir. Akdenrz memleketlerlnln vapurculuk, Bilmiyenler için evet!. Fakat bilingeml ln«a aanayll ve denlzeilik faallyet sin, bilinmesin, bunun türkçede lert, maket. harlta. restm v« l«tatl«tlk güzel bir karşıhğı varken neye isler hjjlnd* teshir edllecektir. Sergl ma tifal babh arabcasını söyliyelim. yıa ayından ektae kadar »ürfcektlr. Eczacılar Yardımlaşma Dernefi Arab kardeşlerımiz elçimize yapılan muameleye karşılık, dilimizden yann bir toplanb yapıyor bir kelimelerinl hudud dışı ederTUrklye Eczacıları Yardımlaşma Der sek, herhalde bizi rrxzur göriirler. n*ğl yann aaat 14 U Beyazıdda. Bahar Üstelik istifanın türkçesi de oyuğu »alonunda toplanacaktır. ögrendlğimlz» göre bu toplantıda B D na oturmuş pırlanta bir yüzük tatahdldler dolayulle günden gün» artan şı gibi olursa... Uâc darlıgı bahU mevzuu edllerek buîstifanın türkçesini tabi!, bulduna karşı adl tedblrler alınman lstenecek v» geçen ay kabul edilen Eczacı nuz: Çekilme. Fakat bulmak, yetlar Kanunu üe alâialı hususlar g«rü mez. Kullanmak da lâzımdır Jîcle ştllecektlr. bugünlerde işteki bazı vatandaşlanmıza bu mananın hsreketini bile HABERLER) yapmak icab ettiği, lerhalde gözünüzden kaçmamıştır. •• 1952 v* 1953 yıUarmda BeledU * Biz gene devam edellm, kelime yey* ald bazı lağlık kunımlarında y*. çözümlemesine. Bu aözün franjizpılan yenl İnşaat. tamlr vt Uaveler İçin S mllyon 384 btn llra «arfedll. cası, malum, «demission» dur. mistlr. Mission vazife, görev anlamına * İKİ köy Istanbul hududları lçüıe geldığine göre «vazifeden, görevalınmıjtır. Bunlar Gebzeye bağlı Ay den ayrdma». Bir de aistikâf» vardınlj ve Tuzla köylerldir. Bu köyler dır. Onun kökü, «kef» tir. BirşeyKartal kazasına bağlanmıjtır. den el çekme. Bunun karşılığı da * BELÇİKANIN ve Husyanın t»tanbul yenl Bajkonsoloslan dün aabah güzeldir: Çekimserlik. Neye çekinVllâyete gelerek Vall ve Beledlye Retsl me değil de çekimserlik? Çekinme, Gokayı makammda ziyaret etmişlerdlr ihtiraz. karşılığıdır, istinkâfa başka bir şey demeliydi. Demişler ve Ocak 15 Cemaziyelevvel 10 j pekâlâ da etmişlerdir. Şimdl bu kelimeleri masdarlan ve faillerile sıralayalım: îstifa, müs& | BUGÜN ÇIKTI! Halbuki kendi iradesile gelip gene kendi iradesile gitme işini bir türlü gereğince ayjclanmış göremiyoruz. Bu çıkıp dTmelerin, hükumet istikrarı bakımından zararlan yok değüdir. Fakat işlerin, adamını bulması ve adamlarm iler tutar yeri kalmıyacak hale gelmekten kurtanlması için bu gelip gitmelere mutlaka alışmalıyız. Bizde düşmeyi korkunc kılan sebeb, iktidarda iken etrafın gösterdiği mubalâğah bağlıhğm ve takdirin, düşünce sıfır olmasıdır. Bir siyasî adamımız Beyrut çarşısımn Nylon blnzlan, düstü mü, onu, hiç ohnazsa kendi kudretile kalkmağa bırakmazlar; kombinezonlan, eteklikleri, gabah» sağdan soldan .esasen sıkıntılı olan ; lıklan, çorablan, erkek gömleklerl, kapısılıp duruyordo. o anda kimi iğne batınr, kimiler I ktravatlan üstüne hançer üşüştürür; hiç de | Beyrutta, kimbilir kaç on bin lirağilse eski mahalle çocuklan gibi I bk N>lon kadm ve erkek eşyası etraf onlan yuhaya alır. Onun satıldı. Nylon nefesahnaz bir ku' mas olduğu için insanı fena halda içindir ki, siyaset adamlan bizde terletir, romatizme yapar. 1952 y»' ölümü düşmeye üstün görüp ölünzında Amerikaya gittiğim zaman, ceye kadar makamda kalmağa uğiki Nylon gömlek almıstım. Sonraraşırlar. dan aHığıma alacapıma pisman olZaten makamda ve hizmette bu dum. Çünkü o sıcakta bu nefes allunmayla ondan aynlmanın bizde mıyan gömlekler içinde fena halde ki tabirleri de bunu gösterir. Hiz yanmıstım. Beyrutta Nylona hücum mette bulunmanm adı «İkbâl», ay edenlere bu kumaşın mahzurlannı nlmanınki »İdbar» dır. Biri saadet, anlatmaja çabştım ama dinleyea biri felâket. Halbuki hiç öyle ol kim? Herkes «Nylon da Nylor.» mamak lâzım değil mi? Gelmeli, diye tntturmustu. Bevrutta Ud gitmeli... Biri ne kadar tabi! ise Türk lirasınHi bir Lübnan Hrası ikincisi de o kadar olağaa sayıbna olmasına rağmen, İstanbulda Nyloa lı. Bir zamanlar ortalığa demokrasi eşyanın çok pahalı olduğunn ilerl âdabı hakkmda açık hava dersi ve sürerek yolculann çoğu, paralan rip kürsü şeyhliği eden bazı hoca yettiji kâdar Nylon eşya alıyordo. larımızm, verdikleri dersleri nefis Böylece 457 yolcunun binlerce v« lerinde nasıl tatbik edeceklerini binlerce ürası Nylon'a hücnm yagörmek istiyoruz. Âleme telkin ver ziinden BeMlıtta kaldı. Paramız a mek kolaydır. Güçlük, salkımı elden Liıbnand^ki diişüklüğünün bir sebebi de Beyruta giden veya oradsn bırakabilmektedir. geçen Türklerin bu Nylon aşkındnn ileri (reldiğini şehirdeki Türklerdca öğrcndim. Nylon eşyadan alman uümrülc resminin indirilmesi yerinde olacaktır. Bu suretle hem gümrüklerimizin geliri arUcak, hem de kaçakçılığın önüne çecilecektir. Bir müddet sonra Nylon'un foyası meydana çıkacağı icin, artık bundan yapılaa eşyaya rağbet de azalacaktır. Yoksa seyahate çıkan Türk vatanda?lannın Nylop'a hücumu devata edip gidecektir. *• Manısa Yüksek Tahsll Talebe D»rneği yıllık kongreslnl 17 3cak paıa» gunü saat 10 da Emlnönü öğrend Lo. kalinde yapacaktır. # Ortaköy Subyan Mezarlıjını Ko. ruma ve Guzellfstlrme Demeglnn ikincl yıllık kongresl 17 ocak paza» gunu saat 13J0 da Beslktaşta Akaret. lerde Koprübajı «okağında Işçl Sendtkaları Lokalinde yapılacaktır. S Elektrik Teknisyenlerl Derne?l yıllık kongresl yann saat 14 te Tekn k Ünlversitenin Gümüîsuyundakl konferans salonunda yapılacaktır. $ Gazete müvezzlleri CemlyetlCn yıllık kongresi bugün saat 11 de Çlfte. saraylar karşısında Rustempasa medresesindekl lokalda toplanacaktır. Kongreler: T Babamız, tstanbul Llroan Rela. hiğnden emekll TEŞEKKÜR Amerikan tarzı p a rIa k kapa k vafatı dolayıstl* blzzat renaze merasimine gelen, telefon ve yazı İle acımıza iştlrak eden büyükle. rimlze, dost ve arkadaşlarımıza sonsuz teşekkürlerlmliz anederlz. Tekel İstanbul Başmüdürlügü Yaprak tütün »ubesl âmirl Fazıl Akman ve eşl Fethlye Akman S O L M ü Ş \t> BOZULMAKTA ZÜHTÜ AKMAN'ın İÇİNDE olan I TABtflt ve E S K t R E S İ M L E R İ N İ Z o | ÇAĞLAYAN YAYINEVİ ANKARA CADDESİ 48 V. | 7 24 12 23 14.50 17.04| 1S.40J 5.38 * E. ] 2.20 7.19ı 9.46|12 0O 1 37 12.35 FOTO N. OZEN Pozlannızı canlandmr. Pangaltı bir diğerine yüklenilmek üzer» bir çocuk arzu ettiniz? Aşağı yukan... Sevdiğiniz bir adamdan bir çocuğunuzun olması daha iyi değil miydi? Bu şartlar tahtında değil... Günün birinde birisinl sevebileceğinize inanıyor musunuz? Evet... Oğlumu... Size garib gelebüir ama, öyle igtt... On gün evvel bile ona karşı hiç bir alâka hissetmiyordum. Beklerken yük gibi geliyordu. Doğum esnasında nefret bile ettim... Fakat uyandığım zaman hastabakıcı yanıma yabrdığı vakit hislerim birden canlandı, sğlamaktan kendimi men edemedim. Oğlana da bayüıyor... Madam Ruaye de şahid. Zaten bu oğlan babasına bir hayli borclu... Size söyle. mediğim bir nokta vardı... Danyel doğduğu zaman âdeta cansızdı. Kalbi durmuştu. Her halükârda bir tedbir olarak yan salonda kaynar ve soğuk su leğenleri hazırlatmıştım Berton beni bir odadan diğerine telâsla koşarken görünce hayat, memat meselesi olduğunu anladt. Beni takib etti. Onun da bir seyler yapmak, yardım etmek arzusunda olduğunu anladun «Han. ği leğenl siz ahyorsunuz?» diye sor du. «Soğuk «uyu» deyince o da caketini çıkardı, kollarını sıvadı, ve ellerini kaynar suya batırdı. Yirmi alü defa, bebeği bh «cak, bir de soğuk su arasında tasıdık. Ümid Dr. PöU içeri glrince Şantal suskesmek üzere iken çocuk bağırmatu... Hürmetler ederirn efendim. ğa başladı. Babasınm kolları arasında idi... Gene annemiz nasıl? Doktor, çocuğumu beraber al. mamda bir mahzur olmadığınt dtir bana söz veriyor musunuz? Hiç bir mahzur yok... Madem ki siz süt veriyorsunuz, götürmeniz sart bile... Dadıyı da alın... Danyele, Bulvar Süse'de mükemmel bakılacağından eminlm... Arasıra ikinizi de ziyaret etmeme müsaadt eder mlsmizT Her gün gebnenM bilhaaM rica ediyorum doktor. Ben de daha rahat ederim. Bebek aslan gibi biliyor musunuz? Maşallah Berton'a... Bu yaş *• ilk cocuk babası Şantal nefes almadan doktonın sözlerinl dlnlemlsti. Madam Ruaye yüzün» bakamıyordu. Geno kadının rengi uçmustu. Doktor devam etti: Bir adam bu kadar büyük blr kalbe malik olunca her lyiliği hak eder... Sakın kendlsine, *iz« bunlan anlattığımı söylemeyiniz... İ« •damı hallerine rağmen çok hawaa bir inı«n... Kapı gene açılmısü. «Monsieur. Berton, beşinci defa olmak üzere aynı gün Şantal'in ziyaretine geliyordu. Diğer dört defa Şantal onu yalruz ertesi günkü da tenkid etmişti. Merak etmeyin Şantal, iizi rahatsu etmiyeceğim... Bir an uğradım Klinikten çıkmadan evvel, size küçük bir hâbra getirmek iatedim. Şantal'a, ancak nisbeten yaşh erkeklerde görülen bir utangaçlık ve çekingenlikle bir mahfaıa uzatü. Şantal tatlı bir sesle: Jak, yaklasın, dedi Bu zümrüd bir hfirika... Fakat size asıl bas ka bir jeyden dolayı teşekkür etmek istiyorum .. Çok iyi bir insansınız... Berton, kıpkırnuzı olmustu. Heyecandan gözlüklerini düsürmek üzere, tecessüsle bir doktora, bir de Madam Ruaye'ye bakıyordu. Neden bugün bana bu sözleri söylüyorsunuz Şantal? Çünkü nihayet öyle hissediyorum da ondan... Zavallı adamcağız aylardır böyle tatlı kelimeler işitmediğinden şaşkına dönmüjtü... Bir sey löyliyemlyor, yalnız kekeliyerek: Teşekkür ederim, teşekkür ederim... diyebiliyordu. Madam Ruaye ile birlikte odadan heyecan içinde çıkü... Danyel'in doğumundan lonraki seneler, Şantal kendini çok mesud hissetmişti. Oğlan topaç gibi, üç yasında bir delikanlı olmustu. Çocuklar bu yaşlarda dünyayı altüst edecek kabiliyete maliktirler. Madam Ruaye her pazarmı küçük vaftiz oğlu ile geçlriyordu. O nlze hayret ediyorum, demışü. Her iki saatte bir, Mr. Berton bana ortancalar yollamakta .. Ona neden Jak yerine Mr. Berton diyorsunuz? Benira için bir yabencı da ondan... Evet ama çocuğunuzun baba Hayır... Onun bu kadar güzel bir çocuğu olabilir mi? Bir ıhtiyar... Danyel'in babası gayet yakısıklı, aslan gibi bir adâmdı .. Şantal, neler söylüyorsunuz? Feci bir şey... O ne oldu? Ne bileyim... Bilmek de istemiyorum... Görmeğe niyetim yok ki... Bir gece zarfında ondan beklediğim vazifeyi yerine getirdi .. Eğer muvaffak olmasa idi, istediğim neticeye varıncaya kadar başkası ile tecrübeye devam ederdim... Hayatında pek çok görmüs, geçirmiş bir kadm olmasına rağmen, Madam Ruaye, Şantal'i gittikçe «rtan bir hayretle dinliyordu... Genc kadm sakin devam ediyordu... Bir neticeyt varabilmek için her türlü çare mübahtır... Berton'a bebek beklediğimi söylediğim zaman blr laniyı bile güpht etmedi. Erkek gururu her seyin üstündt... GSrüyorsunua y«... Nt kadar iyi blr lı gördüm... Çocugum güzel, farkmda olmıyan bir babanın sayesinde blr gün zengin olacak... Eğer yanılmıyorsam, alâkanız olmıyan bir adamdan, Mvmediğiniz FOTO SABAH'ta t H Y A B D İ L t R . Galatasarav 289 Tel: 40108 ana kadar kullanümadan kalmış bü tün annelik hislerini tatmağa baslamıştı. Bir pazar akşamı, Danyel dizinin dibinde oynarken Şantal'a dedi ki: Size birislni sevme kabiHyetiniz olup olmadığını sorduğum gü nü hatırlıyor musunuz? Evet... Oğlumu, cevabmı vermlştim... Yalan söylememıştim. Farkmdayım... Danyel için her fedakârlığa hazırsınız... Benim çocukluğumun intikamını almağa çahşıyorum... Ya Jak? Onu hâlâ sevmiyorum. Yapamıyacağım jeyi benden beklememeli... Fakat verdiği bütün sözleıi tutmus olmasmdan dolayı ona hürmetim var. Benden başka ne bekliyebilir ki? Tabiî hiç... Üç senedir, mükernmel blr saa det rüyası içinde yaşamakta .. Bu gece şimdiye kadar yapmadığımıı bir şeyi yapacağız... İlk defa olarak beraber, başbaşa, iki âsık gibi çıkacağız... Nereye gidiyorsunuzT Ambassadeur'de yemek yiyeceğiz... Sonra bir kabareye gideriı. Çoktan böyle bir gece geçirmemiştim. Danyel bütün anlanmı dolduruyor. Yeşü gece esvabını bu ak ş?m için ısmarlamıştım. Jak bant verrriş olduğu zümrüdleri yeşil bir elbıse ile gormek istiyordu. var) Yazan: (İUY L)RS t A K S Vaftız annesi olmanız için alzi riyaret ettim... Memnuniyetle... Sizınle konuşacağımı Jak'a söy lediğirr. zaman, çok ketum olrrnnızı rica etti... Bu güzel çocuğun ismini ne koyacağız? Eğer oğlan olursa, Danyel .. Madam Ruaye, altı ay sonra, Dr. Pöti'nin kliniğındeki koridorda heyecanla bir aşiğı, bir yukan dolajıyordu... Şantal iki saattir ameliyat odasında idi. Rahn duvarlara rağmen, Şantal'in iniltlleri dışanya aksediyordu. Kapıdan çıkan bir bastabakıcıya Madam Ruaye: Ne haber? diye sormuştu. Muntazam gitmekt*» Doktor fok nikbin.. Şantal kendtne geldiji caman klinikteki beyaz odasında idi. Eık bir hava, bir ilkbahar havası odayı doldurmuştu. Kapı açılarak bir has•ahakıcı ijerl girdi. Gülümsiyerek genc anneye bakıyordu: Yaşıyor mu? Hem de nasıl... Maşallah dört kilo gelen aslan gibi bir oğlan... Mavi gözleri annesıninkilerine benziyor. Uslu oturacağınıza söz verirseniz, gösteririm... Şantal cevab vermekten âcizdi... Böyle bir mucizenin kendi başma gelebileceğine inanamıyordu. Hastabakıcının çıktığı kapıya gözleri takılmışkalmştı. Biraz sonra, içeri beyazlara sarılı pembe yüzlfl mi> nimini bir bebek getirildi. Şantal hayretle bakmakta idi: Danyeli bir kaç dakika için yanınıza yatıracağım. İsmini biliyor muıunuzT Babası demin löyledl Baban mıT Burada mıT Evet Doğumdan bir kaç da. kika evvel gelmlşti. Koridorda, 8bür hanımla bekliyordu. Oğlunu gö rünce ne kadar sevindiğini bilseniz... Az kalsın onu öperek nefes Çeviren: BERIN BÜKTAŞ siz bırakacaktı... Maazaüah... Aman efendim... Yavrucağa bakarak gözlerinden yaşlar geliyordu... Sonra yatağınızın yanından ayrılmak istemiyordu. Doktor men etti. Daha yirmı dört saat istirahat etmeniz lâzımdı. Artık konuşmayı. nız. Sizi yalnız bırakacağım. Biraz sonra gelir Danyeli ahrım. Şantal, yanında uyuyan oğlu İle yainız kaLraısü. Başını iğdikçe san saçlan çocuğun yüzünü okşuyordu. Birden bu minicik yüzde kocaman hissini veren ağız açıldı, bebek bağırmağa başladı. Şantal, ilk defa olarak oğlunun sesini duyuyordu TJzun senelerdir, ilk defa sessiz göz yasluı yanaklanna dökülüyordu. ... Klinlkteki odası çiçeklerlt dolu İdi. Sekiz gündUr, sabah »kj«m, Şantal'a çiçekler gelmişti. Ziyaretine gelen Madam Ruaye: Yavrum, bu kadar çiçek arasındA najnl basağrıları
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle