18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURlVET 19531954 M EvMl 1958 f RADYO YUNUS NADI Bugünkü program İSTANBUL Türk Alman atletizm müsabakaları sona erdi Dünkü karşılaşmalarda atlellerimiz üç birincilik elde ettiler 2 Muzaffer Selvi (Türk) 22.4/10 3 Yordanidis (Türk) 22.6/10 Dısk atma: Almanlar dünya klâsma nazaran bu branşta iyi olmamalarına rağmen bizim Nuriyi ve bugün pek fena gününde olan Cahidi zorlanmadan mağlub ettiler: 1 CKveger (Alman) 45.22 2 Rosendhl (Alman) 45.05 3 Nuri Turan (Türk) 42.24 4 Cahid Tanık (Türk) 36.50 Uzun atlama: Avni Akgün ilk atlayışında 7.32 yi aşarak birinciliği garantiledi. Suphi de ikincüiği temin eden 7 16 lık atlayışı 4 üncü atlayışında çıkardı. Oberbeck günün favorisi olmasına rağmen bekleneni gösteremedi. 1 Avni Akgün (Türk) 7.32 2 Suphi Ural (Türk) 7.16 3 Oberbeck (Alman) «87 4 Schirmer (Alman) 6.57 Sırıkla atlama: Geçen hafta Yunanistanda 421,5 ile yeni bir rekor yaparak birinci gelen Schneider dün ancak 4 metreyi geçebildi. Muhiddin ve Münir günlerinde değillerdi. 1 Schneider (Alman) 4.00 2 Ortel (Alman) 3.90, 3 Muhiddin Akın (Türk 3 50 4 Münir Köseoğlu (Türk) 3 25 10.000 metre: 1 Hüseyin Topsakal (Türk) Î1.39. 2 Eberlein (Alman) 31.52.1 10 3 Hesselmann (Alman) 32.14.5/10 4 Yusuf Akkaya (Türk) 33.49.4/10 Çekiç atma: Storch 58 metrenin ötesine ataEkrem Koçaıc sevtnç avazeleri rak Avrupanm sayıh çekiççilerinarasında birinci olmuştu. den olduğunu bizde de isbat etti. 10000 metre Bir gün ewe\ Muzafferin bu mevsimde Balcıyı yaptığı koşuda ve aldığı dereceden ikinci defa geçmesini memnuniyetmorali bozula'n Osman Coşgül bu le karşıladık. Kıymetli vrekortmemüsabakaya girmedi. İyi biliyonimiz Balcının işi ciddiye almasmı rum kl Osman Coşgül Almanlarla ve eski derecelerine ulaşacak form yapılacak müsabakalar için hazırgöstermesini temenni ederiz. lanmışü. Bu talihsiz atlet umdu1 Storch (Alman) 58.40 ğunu bulamadı. O bizim için daha 2 Muzaffer İskender (Türk) yaşıyacak bir kıymettir. Bu top44.78 raklarda böyle bir 10.000 metre 3 Balcı Tamer (Türk) 44.20 koşusu ya bir daha görülür veya 4 Wolf Bosendahl (Alman) görülmez. Elâzığlı Höseyin Topsa32.39 kal yanşın sonuna 10 tur varken 3000 metre engelli: var kuvvetile bir atak yaptı. Ken,. ı Thumm (Alman) 924.3'10 dini harcadı diyenler oldu. O bfl*2 Abdullah Kökpınar (Türk) diği şekilde piıti yiye yiye birinci 9.34 1 '10 oldu. 3 Schmalz (Alman) 9.36.5/10 3000 maniah Ufak bir ikl çe4 Mustafa Özcan (Türk) kişmeden sonra Mustafa Ozcan 9.36.9 10 başa geçti. Su ile dolu maniadan 4X400 bayrak yarışı: geçerken hafif bocalamalar oldu. 1 Alman takımı 3.21.3/10 Sondan bir tur evvel mesafeyi a(Steines, Geister Olzheiçan Alman birinci oldu. mer, Haas) 4X400 bayrak Türk takımı 2 Türk takımı birinci kulvarda idi. Ekrem Koçak (Koçak, Doybak, Göker, bayrağı iki metre farkla ikinci oErsin) larak verdi. Emin Doybak yaptığı Puan durumu: hamleye rsğmen bayrağı 20 metre 1 Almanya U l PU™ bir farkla Turhan Gökere teslim 2 Türkiye 81 puan •tti. Mesafe Türk takımı aleyhine Ömer Besim açılıyordu. Murad Ersin ne yapâın.. Mesafe biraz daha büyüdü G. Saray, Eskifehir ve Alman takımı açık farkla muşampiyonunu gabakayı kazandı. Türk, Alman atietleri arasında teuıb edilen millî atletizm müsabakası göğüs kabartacak bir netice ile sona erdi. Gerçi Almanlara atietızm müsabakalarında yenildik. Fakat Dolmabahçe stadını dolduran binlerce seyirci kendi çocuklannı, bu uğurda nasıl ter döktıiklerini, hakemlerin nasıl feragatle çalıştıklarını gördüler, heyecanlandılar, bu ana spor için bir kazançtır. Ben kendi hesabıma Alman Atletizm Federasyonunu hürmetle selâmlanm. Atletizmin büyük zevkini bize tattırmış oldalar. Bu bizim için bulunmaz bir nimettir. Böyle fırsatlara başvurmak lazımdır. Dün Cî«dyumun şeref kapısı ü•erinde Alman ve Türk bayraklan yanında bir de Yunan bayrağı dalgalanıyordu. O da Enosi* için direge çekümişti. Müsabakalann cereyan tarzı: 400 manialı İlk maniayı dörduncö kulvardaki Alman geçti ve iki Alman çıtır çıtır manialardan mçarsk derece aldılar. 200 metre Çıkısta Alman öne •tiaiı. Tutulmaz bir •ür'atten MDTI müsabaka Almanın gücel derecesile bitti. tkinci gelen Al Bua Muzaffer Selvinin kulvarına feçtiği için diskalifiye edildi. 1500 metre Tabanca patlayınca Cahid Önel başa geçti. Alman «tleti ufak bir hamle ile başı alıp Cakid üçüncü vaziyete düştüğü zamarl 800 metre 2,03 de geçilmişti. Ekrem dördüncü vaziyete düştüğü zaman ortalıkta bir endişe belirmişti ki, umulmadık bir sırada fevkalâde bir atak tribünleri ayağa kaldırdı. Teknik dereceler 400 metre engelli: Olirapiyad 800 metre 3 üncüıü Uzheimer'in iştirak ettiği bu koşu Almanlaruı galebesile sona erdi: 1 Ulzheimer (Alman) qg.S<10 2 Bonah (Alman) 54. 3 Emin Doybak (Türk) 56. 4 Aydın Tunab (Türk) 59.6/10 1500 metre: 1 Ekrem Koçak (Türk) 3 54.7/10 3 Dohrow (Alman) 3.55.2/10 3 Cahid Önel (Türk) 3.55.T/10 4 Lamers (Alman) 3.55.8/10 200 metre: 1 Fütterer (Alman) 21.4/10 «CLMHURİYET» in ROMANI: Türkiye yüzme birincilikleri neticelendi Dünkü müsabakalarda Yılma* ve Engin tarafmdan iki Türkiye ıckonı kınldı Üç gündenberi devam etmekte olan Türkiye yüzme birincilikleri dün yapılan müsabakalarla sona erdi. Dünkü yanşlar da ilk iki günkü gibi muntazam ve heyecanlı geçti. iki Türkiye rekoru kınldı. Müsabakalara saat 10 da Ortaköydeki Lido yüzme havuzunda başlandı. ProgTam mucibince iik olarak 100 metre sırtüstü müsabakası yapıldı. 180 metre sırtüstü (büyükier) İlk tahminlere göre müsabakanın İstanbuldan Bahri tarafından kazanılacağı ümid ediliyordu. Fakat tahminler tahakkuk etmedi. Ankara bölgesinden Ahmed Giiçlüoğlu devamlı bir şekilde ileride giderek oldukça farkh bir şekilde birinci oldu. Teknik neticeler: Ahmed Güçlüoğlu (Ankara) 1.18,4; Bahri (İstanbul) 1.19.6; Emin Dinar (Kocaeli) 1.23. 200 metre kelebek kurbağalama Bu sene büyük bir form sösteren İstanbul bölgesinden Engin Ünal rakiblerini farkh bir şrkilde geçerek bu mesafenin Türkiye rtkorunu jeniledi. Teknik neti'pler: Engin Ünal (İstanbul) 2.48.5 (Yeni Türkiye rekoru); Ahmed Kitabcıoğlu (İstanbul) 3,18,4; Aktan Ketener (İstanbul) 4.09. 200 metre serbest (ortalar) Bu müsabakanın neticesi daha ilk metrelerden itibaren belli oiriu. İstanbuldan Durukan büyük farkla birinci oldu. Teknik neticeler: Durukan (İstanbul) 2.47; Erdoğan (İzmir) 2.52.3; Süreyya Budak (İstanbul) 2.56.2. 1300 metre serbest (büyükler) Bu sene sistemli bir şekilde çalışmasmın netice'.erini alan İst.ir;bul bölgesinden Yılmaz Özüak 400 metre serbestten sonra 1500 metre Türkiye rekorunu da kırdı. Yılmaz daha ikinci rurdan sonra rakibîerinden aynlarak devamlı fcir şekilde arayı açtı ve müsabakayı büyük bir farkla bitirdi. Teknik neticeler: Yılmaz Özüak (istanbul) 21.31,4 (Yeni Türkiye rekoru); Şükrü Ağaçhoğlu (Ankara) 22.14,5; Mustafa Yerdekalmaz (Seyhan) 23,45. Sutopu finall Bundan sonra büyük bir iddia tasıyan ve yıllardanb«ri Seyhanlılar tarafından kazanılan sutopu finali maçı yapıldı. Baştan nih«yete kadar bir çekişme içinde geçen maçta Seyhanlılar bu sene de İstanbulu 8 inci defa yenerek Türkiye şampiyonu oldular. Karşıllkh sayılarla geçen müsabaka 4 3 tstanbulun maglubiyetile neticelendi.. Atıi SAKAR Beşiktaş, Enosisi dün 20 yendi Siyah • Beyazldar iki gollerini de birinci devrede kaydettiler Dün Midhatpasa stadında sona j eren Türk Alman millî atletizm ! karşılaşmasını müteakıb yeni seI zonun ilk ecnebi maçı Beşiktaş i Enosis arasırrda yapıldı. Geçen ! hafta Beyoğluspora karşı . rutturI muş olduğu bozuk oyun neticesinde farkh bir galibiyet alamıyan j siyahbeyazlılann, formunda c!an takviyeli Atina üçüncüsü karşıs'nda alacağı netice merakla bekîenmekteydi. Takımlar hakem Mustafa Güventürk idaresinde sahadaki yerlerini şu kadrolarla aldılar: Enosis: Mandalozis Paravos, Gulios Papateodoru. Muratıdıs, Pulis Emanuelidis. Kanakis, Papayorgiu, Patakas. Papadimitrıu. Beşiktaş: Bülend Kâmil. Vedii Eşref. A, İhsan, Nusret Şükrü, Receb, Coşkun, Fahreddin. Özcan. Oyuna saat 16.30 da Enjsisîilerin vuruşile başlandı. İîk dakikalarda Beşiktaş oyunda hâkimivet tesisine muvaffak oldu. Fakat şut denemeleri ve tehlikeli skmları netice vermedi. 10. d^kiksc'an itibaren misafirler açılarak kombine akınlarla Beşiktaş ka'esini tehdide başladılar. 11. dakikada Recebin tek baş:na sürüklediği akında 18 metre çizgisinin biraz dışmdan çektiji ?crt şutu Enosis kalecisi güçlükle önledi. 18. dakika bütün maçın en heyecanh ânı oldu. Enosis santraforu Papayorgiu gerilerden aldıjı pası bekletmeden ve 20 metreden tehlikeli bir sağ şutla Beşiktaş kalesine havale ettiyse de top dirfkleri buldu. Direkten dönen topa bu sefer bir sol vole isabet »ttirfn Papayorgiunun şutu kaleyi bulmadı. Gene aynı dakika içinde kaleci Bülendin uzun degajından kaptığı topla 18 metre çizgisi içine giren Recebin sert şutünü kaleci seyirci kalmışken direkler kurtardı. Top "kontrolları zayıf. fakat enerjik Enosisüler şutör Eeşıkfaş forvetlerini güzel marke ediyorlar. 30. dakikada Fahreddinin soı taraftan yaptığı ortayı 3 Enosisli müdafi ıskaladı. Bundan istifade eden ve hasım kaleye ters pozisyonda bulunan Receb çok cüzel bir şutla takımına ilk golü kazandırdı. 37. dakikada Beşiktaş ikinci gclünü attı. Fahreddinin mevkiindpn gönderdiği şandel şutü Enosis kalecisi bloke etmek isterken elinden kaçırdı. Önöne düşen topu kaleye plâseliyen Receb oyunun son golünü yapıverdi. Biraz sonra. devre top Beşiktaş kalesi önlennde iken sona erdi. İkinci devre Bu devreye misafirler sür'atli bir tempo ile ve netice almak azmile sinirli başladılar. Enosisîiler daha baskılı bir oyun tutturdvılarsa da, Beşiktaşlıların muvaffıkıyetle tatbik ettikleri ofsayd sistemi yüzünden sayı kaydedemediler. Oyunun son dakikalannda y«slanmış Beşiktaş kadrosunda yorgunluk alâmetleri başgösterdi. Zeman laman siyahbeyazh kaleyi ablukaya alan Enosisîiler tehlikeli olmağa başladılar. Nitekim 30. dakikada Enosis sağ içi mıllî Kanakis birkaç Besikta; müdafiini çalımlayarak 18 metre çizgisi içine girdi ve kosarken çektiği sert surü Bülend müşkülatla kornere atarak savuşturabildi. Üstflste çekilen 2 komerden misafirler istifade yoluna gidemediler. Oyunun mütebakisi Beşiktaşblann kalelerini müdafaa için sarfettikleri çabalamalarla geçti ve top ortalardayken maç Enosislilerin 2 0 maglubiyetile sona erdi. Kayhan SAĞLAMER Dün yapılan diğer tnaçlar Dün muhteüf sahalarda vapılan futbol maçlannda şu neticeler almmıştır: İstanbulspor (amatör) Anadoluhisan 2 2 , İstanbulspor (profesyonel) Galata Genclik 0 0 , Adalet (profesyonel) Kurtuluş 14 0. Devre: 5 0 , Adalet (amatör) Ortaköy 0 0 Yavuz Sultan Selim Şimşekspor 4 3 . Yeşildirek Sultantepe 2 1 . EN GUZEL 11 HIKAYE 12.57 Açılif ve program 1S.0O berler 13.İS Türküler (W.) 1 Kuçük öğle konseıi (Pl.) 13.45 kılar; okuy&n: AflUb Karacan 1 Dans ve caı müzijl (Pl.) 14 45 kıl&r (Pl.) 15.00 Kapanıı. Radyolar ve insanlar Yazan: Macid Benice (İzmir) Yaş 27. Çeyrek asn geçeli 2 yıl olmu». 30 a 3 var. Ve ben ne âşık, ne evli, ne de is güç sahibiyim. Gelecek yıllar için neler düşündüğümü sorarsanız saatlerce konusabilirim. Madagaskarda inci avcılığından tutunuz da, içinde sadece meyva yenilen bir (meyva lokantası) açmak gibi bir çok cazib fikirler bendedir. Gazozlara pekâlâ gül esansı katılabileceğini, ağlayan çocuklan otomatik olarak susturacak ve emzirecek bir cihaz yapılabileceğini düşünür dururum. Geçenlerde batmıyan gemi inşası hak kmda bir makale okuduktan sonra düşmiyen uçak, çarpışmıyan otomobil boğulmıyan insan projeleri I üzerinde kafa yormanın gerektiğini anladım. Çünkü 27 yaşındayım ve etrafmda çözülmesi gereken bir yığın problem görüyorum. Fakat hiç biri. radyolarla insanlar arasındaki benzerlikler kadar beni i düşündürmemiştir. Bakın, anlataradyolar yapıyorlardı. Annem yıldınmdan korktuğu için radyoyu kapamak istedi. Anneciğim, dedim Bak. bu anahtarı bu tarafa getirirsen bir şeycik olrnaz. İllâllah der gibi bir bakış fırlattıktan sonra odadan çıktı; evin yağmurdan akan yerlerine kap kaçak yerleşürmek için gürültü etrneğe başladı. Kapının çahndığını güç farkettim. Kenan Bey oğlum. radyomuz birden sustu. Işiniz yoksa bir zahmet bakıveriniz. Mahaüede radyo ve gazocağı tamircisi tanınmanm sürprizleriydi bunlar. Aklım radyodaki ilmi konuşmadaydı Keyifsiz: Peki teyze, birazdsn geliyorum. dedim. İki saat kadar uğraştım. Lâmbaları çıkardım, takdım. anahtarlan temizledim. Evin ihtiyar efendisi odaya girdiği zaman radyo birden çalıştı. Alnımdaki terleri silerek doğmldum. Çatacak insan arıyordum. Şu, şemsiyesini yutmuş gibi yürüyen çelimsiz adam, faraza sokağa tükürse, rüzgâr tesirile de ttikürüğtt yüzüme gelse, Dikkat etsene be adam! diy« bağırsam: O da özür dileyeceği yerde: Polis hafiyesi gibi peşimdea geldiğinizi ne bileyim, dese; Ben de: Esasen öyle bir suratınız ve kıhğmız var ki peşinize bir değil, bin hafiye düşse azdır, desem ve adamı bir güzel pataklayıp hıncımı alsam, diye düşünüyordum. Fakat Neclâya rastgelince bütün kızgınhklanm kayboldu. Yağmur yağdıktan sonra güneş çıkmış.gibl hoş bir sıcakhk yayıldı vücudüma. Neclâ 27 yaşımın en büyük keşfiydi. Onu daha çok, ahenkli ve dolgun vücudu için sevdiğimi itiraf etmeliyim. Bu vücudda, kalbimi bir radyo alıcısı gibi rezonan» sa getirip çarptıran emsalsiz bir hacim ve satıh ahengi vardı. An, okuyucularımın benim kadar radyo tekniğinden anladıklarını bil sem, radyodaki akordlu devreler gibi, akordlu isan vücudlarmdan ilmî bir benzetişle bahsetmek isterdim. Evet, Neclâ ile ben, aynı frekansa ayar edilmiş iki a h a verici cihazı gibiydik. 18.00 AçıHf v« turküler; okuyan: Davud SuUrt 1I.1S Vlctor Sllve«t«r orkestrajı (Pl.) 18.30 Şarkılar 19.00 H»b«rler 19 15 Saz eserleri; çalanlar: Stüdyo stnatkârları 19.30 Dans müzi{i (tbrahlm Solmar v« ar. kadaşlarıl 1S.45 İki piysno İle me. lodller (Pl.) 20.00 Saz eserleri 20.15 Radyo Gazetesi 20.30 Kıs* «e. htr haberler! 20.35 Şarkılar; oku. yan N. Rız» Ahıskan 2100 Hafta. başı konuşması 2110 Müzik (Pl.) 21.15 Radyo haftası 21.30 Üç opera »ryası; sayliyen Soprano Binnaz Fey. zioğlu 2145 Spor h«sbıhall«1 2200 Öaküdar musiki Top. 22.30 Haftanın bestekân IPI ) 22 45 Ha. berler 23.00 Kambiyo . Borsa ve pro(framlar 23.07 Dans müılği (Pl ı 2S20 Dinleyid Uteklerl 14.00 Kapanış. ANKARA 7.2S Açılıj ve program 7J1 Harry Horllck orkestrası çalıyor (Pl.) 7.45 Haberler g.00 Hafif m*!ediler (Pl.) 8.30 Şarkılar (Pl.) 9.08 Kapanış İstanbul kiirek şampiyonluğunu G. Saray kazandı 12.00 Menueketten Mlâm 12.10 Memlekete selâm 12.20 Türk kahra. manlığı 12.30 Şarkılar: okuyan: Mu»:iâ Gökçay 13.00 Haberler j yım: 13.15 Polkacılar (Pl.) 13 30 Ö|le Yağmurlu bir gündü ve CJazetes! 13.45 June Cristy söyhiyor her zamanki gibi parazit ıPl ı 14.00 Kapanıj. Dün yapılan yelken yanşlan Tanınmif denizci Ahmed Reisin koyduğu kupalar için dün Fenerbahç» koyunda hususî yelken müsabakaları yapılmıştir. Yanşmalara Pirat ve Diragon tipi tekneler igtirak etmiştir. Pirat sırunnm yarıslarına 18 tekne katılmıs ve su neticeler alınmıjür: 1 Vural . Bah» ekipi (F.B.) 2 Oktay Maryo ekipi (İ.YX.) 3 Sadık Mehmed ekipi (G.S.) Diragon sınıfının yanslan da ju şekilde nihıyetlenmiştir: 1 Behzad Baydar (İ.Y.K.) 2 Nevıad Akm (F.B.) 3 Ali Rıza Seyfioğlu (t.YJC) Bu müsabakada üçüncülüğü k«lanan İstanbu' Yelken kulübünden Ali Rua Seyfioğlunun yaşı 80 i mü tecavizdlr. Kendiri en yaşlı sporcu olarak tanmmaktadır. 30 mağlub etti Eskişehir, 13 (Hususî) Şehrimizde bulunan Galatasaray prof««yonel futbol takımı, bugün Eskişehir şampiyonu Demirspor takımı ile kalabalık bir seyirci kütlesl önünde karşılaştı. İlk devresi 10 Galatasaray lehineneticelenen bu maçı, Sankırmıalılar 30 kazanmışlardır. Golleri «ıra ile Hilmi, Suad, Su»d yapmıjlardır. Galatasaray bu msça ?u kadro il« çıkmıstır: Turgay . Nad, Necmi Ali, Bülend, Muzaffer Hilmi, Suad, Reha (Osman), K. Ali, Bülend. Galatasaray kafilesi bu aksam İJtanbula müteveccihen trenle | e h rimizden ayrılmıstır. İstanbu! böleesi kürek birinrilik16.58 Açılıj ve program 17 00 Dans leri dün «aat 12 den itibsren P « a muzlği baVıce ile Bevkor ara«=ınr!?!<i ?000 SprrtrihM 'P'.ı 17.30 Şarkılar: okuyan. Ergökmen 18.00 Serbest metrelik mesafe arasınHa vaoılmıs <aat 18.15 Müzik (Pl.) 18.30 Şar. '•e rrüsaskalara FenTnsbre. Ga' kılar. okuyarr Muzehher Güyer tasarav. Bevkoz. S''Tn'"r?Dor ku 19 no Haberler 19.15 Tarihten bir 'übleri katılmışt'.r Alınan teknik vaprak 19 20 Salon orkestralarından ıPl ) 19.30 Köyün saatl (Yurddan rpt'celer sıınlardır: ^eshe lşti.aküeı 20.15 Radyo Ga. Kıdemliler: zetesi 20.30 Müzik ıPl.l 21.15 Ko. nvışma 21 30 Klâslk Türk muziği ko. Tek cifte: ro.su: idare eden: Rujen Kam 22.00 1 Toneuç (FB.) Serbest sam 22.15 Trio Una; çalan. 2 İbrahim (G.S.) lar: Ö?jcmir N'utku Fikret Bil. Nuri 3 Reşad (Bevkoz) Kandemlr 22 45 Haberler 23.00 Konuşma 23.05 Kapanış. İki çifte: 1 Reşad, İbrahim. Ibrahira (G.S) 2 Sahab, Tonguç, Adem (F3.) 3 Bevkoz ekipi. Dört tek: 1 Resad. Nihad. Hadi. Ahmed. 1 i 4 Orhan (G.S.) 2 Fenerhahce ekipi. 3 Bevkoz ekipi. Sekiz tek: 1 Reşad. Ahmed. Hadi. Ali. Flöl. Orhan. Neiad Güngör. Hayri (GS.) 2 Bevkoz ekipi. 3 Sümer>spor ekipi. Fenerbahçe bu müsabakaya ka flt t:lmamıştır. Böylece 3 birincilikıe Galatasaray kıdemlile:de İstanbul =ampiyonu olmuştur. oe Bayanlar: Tek çifte: 1 Karşısındaklntn herhangı Wr 1 Ünal (GS.) fikrinin aksini idyleme harckatl, I 2 Muazzez (F.B.) İitikbali dolu öeğil (ikl kelüne). 3 Kurtulrr.a imkârlma sahib ;e»kl terlm). İki çifte4 Bir bankaniızın adı, Millet Partl. 1 Lâle, Nazh, Ünal (GS.) sinin eski baskanlarından. 5 Balıke. 2 Muazzez, Özgül; Leylâ (F sir vliâyetinln eski adı. 6 Beyaz fuı. B) Un (İkl kellme). 7 Rutubetin bazı madenler ürerinde gösterdigi marifet. Dört tek: 1 Suna. LSle, Nazlı, Berrin, 005 ( « k l terim). 8 Bir buhranı on. lernek için sayısı durmadao artırılmak Özçiçek (GS.) ıstenllen. kı; bahçesi. 2 Fenerbahçe ekipi. Yukandan aşağıya: 1 Orta yerdeki glrtj mah»lli (mü. Bayanlarda 3 birincilikle gene Galatasaray İstanbul şampiyonu o< rekkeb keltmel 2 Dtirtedürt» (mü. rekkeb kellme). 3 Fillstinde bir «an! mııstur. ra, tersl çalıjılıp ortaya konulan | e y . Kıdemsizler: dlr. 4 Hedefe TUTTIJ hareketl. 5 Bafkanlık 6 .Dervlsln «ırtındakinl Tek çifte: makasla!» manasına ınürekkeb bir e. 1 Sümerspor, 2 Galatasaray, . 1 Aksl ve ıniUtebid. bir harfin 3 Beykoz. okunuyu. g Hastane gibi kullanılan salon İki çifte: 1 Beykoz, 2 Galatasaray, 3 Sümerspor. 1 2 Dört tek: BİAİLİ ifKİUİNİU 1 Beykoz, 2 Sümerspor, 3 Galatasaray. AİŞİIİLİAİM Sekiz tek: D|O 1 Beykoz, 2 Fenerbahç», 3 Sümerspor. AIKIAIDIAMI Kıdemsizlerde de Beykoı takımı •AIÇHNIAINIE 1953 kürek İstanbul »ampiyonu olmuştur. MJAİN » m l r Otomobil surat rekoru gene kınldı Bonneville, Utah (Amerika) 13 (a.a.) İngiliz yarışçısı Austin Healy otomobüi dün aksam besinci Bonneville sürat yanşları festivalinde, dünyadaki mevcud bütün rekorları kırmısür. Donal Healy'nin kullandığı otomobil, muazzam bir süratle fırlamn ve eski rekoru saatte bir mil farkla kırmıştır. Ah, iyi ki size rastgeldim Kenan Bey. İki gündür radyomuzun söz lâmbası çalışmıyor. Ayar yapamıyoruz, diyordu. Sesi berrak ve parazitsizdi. Yanyana. evlerine doğru yürüyor; radyolara ve insanlara dair konusuyorduk. Kaç yaşındasır. Necli? 17! Bil bakalım ben kaç yasındayım? 27. Geçen gün söylemiştiniz. Evet Neclâ. 27 yaşındayım ve seni 27 yaşımın bütün arzularile seviyorurn. Elini tuttum. Avucumda küçük bir güvercin vardı sanki. Küçük ve sıCak bir güvercin... Ayağımz uğurluymuş bey Bir müddet konuşmsdan yürüamca, dedim. dük. Aklıma annesi geldi. GencleGözleri küçülmüş, beyaz sakalı rin k:ymetini ceblerindeki para ile ölçen bu gün görmüş kadın beni nı sıvazlayarak gülüyordu: pek sevmezdi. Onun nazarmda ser Neymis bozukluğu? serinin biriydim ben. Bir musluk Doğrusu ne olduğunu anlama arnirinden sonra para vermeğe kalk mış, yakında tamirhane açıp açmımıştım. İsi şakaya döktüm: Asabî bir kriz geçirmiş ola yacssımı sormuştu. cak. Şimdi bir şeyi kalmadı. • Bu defa da soğuk karşıladı. RadElini omzuma koydu. Gülüyordu. yodaki ârızanm pek mühim olma. Seni uğraştırdık oğlum. Bir dığını. fakat gelmişken bir kere yorgunluk kahvesi içersin, değil bakabileceğimi söyledi. Bu mağrur kadına biraz radyo dersi vermenin mi faydalı olacatjım düşündüm. Baba oğul karşılıklı oturduk. Radyolar da insanlar gibidir, Kaç yaşındasın? diye sordu hanımefendi, hastahk vaktinde ön 27. dedim. lenmezse tehlikeli neticeler doğuSonra beni övmekle işe başladı. rur, diye konferansa başladım. İnBir kızı olsaydı bana vermekte te san ve radyo sağhğı hakkmda bir reddüd etmiyeceğini açıklayarak, hayli öğüd verdikten sonra: hayat arkadaşımı seçerken acele Şimdi hastanızı görebilirim, etmememi, iyice düşünüp taşınma dedim. mı tavsiye etti. Bir kabristanı ziAnnekız şasırmışlar, yüzüme ba yaretinde gördüğü «kadın dınl kıyorlardı. Neclâ durumu kavradı: tısından ölen Zeynel Efendinin ru Hastamız, yani radyomuz i^te huna fatihg» yazılı mezar taşından burada. bahsetti. Sonra 60 sene evveline, Kaç yaşında? genclik günlerine döndü. Hanımla Evvelki sene temmuzda alnuşnasıl e\'lendiklerini anlattı. tık. Demek ki 2 ye basmış. Sağ olsun, bu günlerde çenesl Bundan önce bir hastalık gepek düştü. dedi. çirdi mi? Bir kaç saat önce odasına çekilip Evet, Bir defasınds sesi kısü' uyumak istemiş. Hanım da, mut mıştı. Bana temiz bir beyaz örtü vefaktan duyulsun diy» sonuna kadar açtığı radyoyu dinleyerek iş rir misiniz? N H B İ İ İ N EİZİA yapıyormuş. O kapansın demiş, Neclâ gitti, getlrdi. İkisinin şaşberiki açılsın istemiş. Münakaşa kın nazarlan altmda örtüyü rad. büyümüş. O da gizlice ana cere yonun üzerine örttüm ve parrr.ağım yanı keserek odasma çekilmiş. U la vurmağa başladım. Sonra kulaB U I D v* yayan yandığında benim geldiğimi gö ğımı dayıyarak konuştum: Lumhuriyet M«tboacilılt oe GcatttdUk Türk A*on*m $tok*tl Nefes alın, lutfen, derin nefes runce tekrar cereyanı basmış. CağaloClm Bulkım tokak Ro M/AI alın. Seni yok yere uğraştırdık, oğSatJblen Neclâ annesinin ciddî vs şaşkın NAZIMK NAUI n ÇOCUKLAK1 lum, kusur» bakma. diyordu. , gülmen^^ için du Sokağa çıktığımda son derece si ! > ü ^ n e Tan mtrtm tfm üon «laa d a k l a n m ttüdül nirliydirn. Aklıma hep, evvelce i j sabımı bozmus olaylar geliyordu. I ? i m d i öksürün lutfen, öksuNAZEM ÜLUSAÎ BULMACA • * 1 m 1 m m • •I »I ı 1 1 T I KİHZİBI I R R AINWIS!A AİK •KİUJMİIİNİAİZİ İON KAHKMlrV îazan: EDİSON MARSHALL * Çeviren: VAHDET GÜLTEKİN Kontun fevkalâde berrak bir bakışı o^an gözleri bir an bellibelir«iz bir hatıra ile bularur gibi oldu. Sonra tekrar berraklaştı. îltifat mdhnmında bir iki şey söyledi... ve jeçıp gitti. Kitty: «Ne oldun, Lucia?» diye torHu. oHortlak görmüş ^ibisin!» «Artık hortlak hikâyelerüne falan Lnandığım yok benim» dedimSonra tuvalete gittim, elmacık kemiklerimin üzerine biraz allık süHüro ve mühim bir karar verdım. iıeneral hayli ihtiyardı ve bir ayağı çukurdaydı. Malikâneleri hı«ımlanna kalacakrı. Kitty deha şim diden emindi: On sekizine gelince, kendisile ikinci göbekten kardeş çocuğu olan Ronald Atchinson'la evlenecekti. Bu delikanhyı ne eanandır dedesi benimsemisti, şimdi de Kitty nin olmaya başlamıştı. Kararımı vermiştim: Elime bir kere fırsat geçmisken, i&ui&de cektim. O geceden tezi yok, kendime koca aramaya çıkacak ve föyle rabıtalı, içtimai mevkii iyi, erkek 'ladımtipli, dürüst ahlâkh ve kırkmdan : Ew«lemirde, saçlanm öyle koyu aşağı birini buldum mu derhal el ' kestane rengi idi ki iik bakışta de edecektim. ! kuzgunî siyah gibi görünüyordu. O geceyarısı, odamda, meziyetle Alnım geniş ve biçimli, kaşlarım rimi birer birer tartmaya koyul {ince ve şakaklara doğru hafifçe yudum. Hindce bilmek bir meziyet | kanya kıvnktı; bu da belki elmacık değildi, fakat fransızcam iyi idi. | kemiklerimin çıkık olusundan ileri ingilizceyi günün raodası olan ki ' geliyordu. Gözlerim lâciverd rengi bar tabirlerile konuşuyordum. i ve gür kirpiklerile hakikaten meTalibim cemiyet hayatından hoş j nekşeyi andınyordu. Burnum biraz lanıyorsa, sıkıntı çekmezdim: Dans fazlaca urundu ama hacimli dehocamızın en gözde talebesi idim; ğildi ve pekâlâ. bir burun sayılabiedebiyata düşkünse. kendisine pek lirdi. O devirde kiraz dudaklar moâlâ uyardım, çok kitab okumuş da idi, halbukl benim ağzun bu tum; güçlükuv\'etli bir sporcu ise modaya uyamıyacak kadar büyükişvebaz bir kadın rolü'yapar, onu tü ama, bir çocuk canhlığı ve hagene bend ederdim. rareti vardı. Çenem iriceydi, disleYüzum en göze çarpan tarafimdı, rlm de biraz sivri olmakla beraber fakat görünmiyen güzelliklerimden beyaz ve parlakb. acaba hangisini yem oiarak kulia j Boynum Anne Boleyn'ln boynu nabilirdim? Boy aynasuım önünde gibi, kolayca uçurulabilecek k»daı •oyundum. yakındaa tetkike. b * | inceydi, gtrdanırp da guael bir kr* nmla dönüyordu. Omuzlanm önce bundan önceki gelişlerimden bidümdüz gidiyor, sonra hos bir rinde Floransalı güzel bir sokak meyille inip uzun ve narin kolla kızı idim d« ressam bir gece beni rımı teşkil ediyordu. Göğuslerim, alıp evine götürmüş, ertesi sabah pek iri olmamakla beraber, Hindli resmimi yapmış ve güzellik mubir dağ kınnın göğüsleri gibi per cizeleri yaratan hayaiinin kuvveti vasız bir gerginlikle dıjan fırla ile o tabloyu vücude geürmişti. mıştı ve emindim ki Kont Amherst | On bir yaşımdan on dördüme görse onlar için de cne güzel!» kadar kızlığımın üzerine titredim. derdi. Sonra, bunu akhma getiren dü» Kendi kendime: «Evlenme paza şünceler beni utandırmağa bajrında bunlar bana azıcık bir servet ladı ve bu düşüncelerden kaçıntemin eder» dedim ve kararımı maya baktun. On altıma ayak baverdim: En güzel tarafım bunlardı , ve ben, haklannı yememek için, sarken kızlığım eskisinden daha onlan en iyi şekilde göze çarptıra fazla bir türlü aklımdan cıkmaz oldu. cak elbiseler giyeccktim. Bir çok sezilerin toplamı idi bu: Onlann altmda vücudüm, dtrala darala, ince, pürıİLv'ız ve sıkı bir Şehevî .musiki parçalan, şiirler, bel halini îlıyorda. Belimde cüdım oğlanlarla öpüşmeler, gördüğüm o kadar ^ergmd: kı dı>2£tn adale erkek yapılı insanlar içimi gizli başlamıştı. leri 'âstik gibi sanyordu Hinali bir arzuyla yakmıya demirci nasıl balyozunu kaldınr Şimdi de aynada kendimi seyreduyuyordum. ken pazu'ıi'aa iftikarla bakarsa derkea aynı hissi ben de dolgun kalçalanroa cy.e Ekseriya, aşkla mantıkan hiç bir baktım; bunda berurc de onun ka ilgisi obnaması lâzım bir çok şeydar hakkım vardı. Narin barakla ler bende afka karfi bir iştiysk rım Milo Venüs'ün bacaklanna yaratıyordu. pek benzemiyordu ama, BoticelliEsmer tenli bir Hind kızı olsayntn venüsüne pekâlâ giderdi, bena dım yasak yemlşi eok tatmış olurda sorarsanız iki venüs arasında dum. «Perde» (kaçgöç) âdetine bu sononcuyu daha güzel bulurbağh kalan o memlekette beni dum. çoktan bajgöz ederlerdi. Ya dağSahiden, rengim farkh idi, bo lardakl bir aşirette birile evleniryum blraı daha uzundu, vücu dim, yahud da cerkekler evl» nde dum da biraz daha dolgundu ama, hâlâ türlü insanlan denemekle pek âlâ bu güzel tabloya rnodel meşgul olurdum. olabilirdim. Belki de dünyaya Belki de Hindin kızgın guneşi beni içün içime sığmar bir hal* getirmisti. * Fakat dUfünüyorduzn ki, bütün dünyada kafaca ve bedence benim yaşımda olan daha bir çok canlı kızlar bu hislerimi paylaşıyorlardı. Belki yalnız bir farkla: bunu kendilerine benim gibi açıkça itiraf etmiyorlardı. Bendeki bu samimiyet bir şarkh âdeti idi ve ben bu âdeti beraber oynadığım yerli çocuklardan ve bilhassa Manu ile ahbabhğımdan edinmiştim. Bu tarafım beni İngiliz kızlarından biraz uzak tutmakla beraber, göğsümü de kabartıyordu. Kendini hakh olarak üstün görme, sahte bir gtırurun tam tersidir ve bir kuvvetin samîmî olarak kabul edilisinden başka bir sey değildir. Emindim ki Tabiat Anânm bendeki tecellisi olan kendi tabiatim: oldugu gibi kabul etmek beni dadaha kuvvetli bir hale geçtirecekti. aynanm karşısında öyle dururken, bu kuvveti gözden geçiriyordum. Kendi kendime: «İyi biriyle evlenmeliyim.» dedim. Neydi kaybettiğim bUmiyordum ama, bir şey kaybetmiı ve artık büyük macera hulyalanmj bırakmıştım. Fakat, gayet mâkul sayıhbilecek bazı arzulanm vardı kl j bunlan ve gururumu tatmln ede | hilmem ancak cemiyet içinde bir mevki sahibi olmakla kabildi ki bunun da çaresi iyi birile evlen mekti.* „ , ,, . •• , •, , Hem simdi yeni bır vazıyet daha t . j v ı T ortaya çıkrrustı: derhal evlenmem lâzımdı. Aynada gözlerim» bakarak. dudamlarım şu kelimeleri sıraladı: «Zira fu anda sahiden, içimden istedığim bir şey var ki o da kadın olmak!» Anten girişi ile oymyarak öksti' rük sesi cıkarıyordum. . , . » Aa, deyın, A^a... m Başka sefer bilmem ama, bu sefer muhakkak ki kader bana yardım etti, yoksa fecî bir hafâ, işliyecektim. Kader karsıma aksaçh aksakallı bir İspanyol bilgini kılığında çıktı. kaplıcalar ondaki damla hastalığına iyi geldiği için Bath'ta kahyormuş. İlkönce bir gardenpartide gördüm. Pek hoş bir yüzü vardı, bayıldım Beni yanına çağırınca da heyecandan ürperdim. Saz berıizli, mavi gözlü bir adamdı. lladrid üniversitesinde Fransız edebivatl profesörü irrtiş. Lâf arasında adıru söyledi: Don Garcia Jacinto Ramon de Montero y Vicensa idi adı; fakat bon ona kısaca Senyör Profesör dedim. Benimle tanıştığı için pek memnundu ama, annemin de dedelerin.ien birinin bir İipanyol asilza•iesl o)rîu*vınu soylediğim raman biraz canı »ıkılmı» gibi göründü. (Arkası var) Bu defa da orta frekans katına dokunuyor, güya boğaz muayenesi için A sesine benzer uğulrular çıkarıyordum. Ümidsiz bir vaziyette doğruldum. Başımı salladım. Bir elimle fiş kordonunu tutarak saatime bsktım: Nabız 180. Ses yolları hafil tahriş olmuş. Göz lâmbasının akord devresinde önemli iltihab var. Şimdi size bir reçete yazıyorum. Bunları alıncaya kadar radyoyu sa» baruarı çalabilirsiniz. Öğle ve akşam yemeklerinden sonra katiyen çalmamalısınız. Ben yarın tekrar geleceğim. Böyle diyerek her ikisini hür. metle selâmUdım. odadan çıktım. Neclâ kapıcıa elinıi tuttu. Doktorluğunuzu tebrik ederim dedi. Neclâ. dedim. Senden özür diliyorum. Annen alay edilecek bir kadın değil. Fakat beni çok küçümsüyor. Onun için böyle hareket ettim. Beni affet. Üziilmeyin, dedi. Ben ar.n«ri doktorluğunuza inîr.dıracağım. Dışarı çıktığımda yağmur dlnmişti. Tatlı bir serinlik içinde yürüyor ve düşünüyordum: Ben 27, o 17; ben 37, o Î7;... Ben 57, o 47... Avucumda küçük bir güvercin vardı ssnki. Küçük ve sıcak bir g&« vercin...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle