18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CHMHUKrVKT HABERLERİ Yeni ticaret rejimi ve Sanavi Odası |nC.l İ NALINÂ M1HINA Hazine ve Belediyeye aid arsaların tevzii Şehir içindeki ve ?ehir dışındaki böyik arsalar yapı kooperalifine verilecek larak yapılmı; binalara bu arsalat teffiz edileeektir Bunlardan imaı plânına ve yapı yollar kanumına uvgun olmıvan geeekondulara şehir haricinHe prsalar göst^rlerfk bunlar oraya naklolunacaktır. Gerek şphır dahilinde, gerekse şehir haricindeki b'iyü* arsalar muntaısrn p'.ânla ev •'apmak istiyen kooperatiflere verilecektir. Bunlar ayn blrer mahalle teşkil edecsklerdır. Şehir dahiluHeki münferid arsaların bir listesi ıkanlacak, bunlar hakkında $ehir Meclisince bir karar ve;ilecektir. Beledıyenin buralarda muntazam evler yaptırarak halka satması uygun görülmektedır Acaba diyorum bugün için biı model bulabilir miyim? Kadın benim bir acemi çaylak ol • duğumu halımden, dilimden an'ami| olacak; alay edıyor: Kasamın içerisind* durmak şartile, beni angaje edın diyor. Sonra müthiı üşümüy gibi acayib bir »e» çıkarıyor: Aman Allah yazdı ise bozsun! Taş kırmağa razıyım ama, elâlemin karşısmda çmlçıplak!.. Ne tuhaf meslek!.. İdari İlimler kongresl Ama otuz bes kiji atölyede delegelerinin gezileri Şehrimlzd» toplanan ve evvelkl fOn modeli bekliyor İçlerinde tâ Tür calı^malan »ona eren i uneu MUle'.ler. kiyeden, İrandan, Çinden gelenler arau İdari tlımler kongresl delegelerl »r!. dün sabah saat 9 dan ltıbaren AUturk Kasadaki kadın: bulvarındakl Şehir Muzes'nl Fatlh Ca. mllnl. Karlye Camlni. Yedıkul* «urla. Puhh! diyor. Modelden çok ne rını, Eyub Camlini gezmlglerdir. Bu resme dua et, aıjor. benı var. Ifte siıe bir gazino dolusu moDelegeler 6|leden »onra Topkapı del. Beğen beğendiğini al. Vallahi bu kurtardıSarayı, Ayasr.fya Muzeüi. Hafrlyat, Ye. *** bunların hepsi model. Ama aralnrebatan. Sultanahmed Camll. Suleym». Fmdıklıda tam Akademinin karnly» Camll ve Islâm eserlerl Müıe*lnl rında tabaha kadar dan* etmeğe mecbur olanlar da var. Bak, zaten şısında bir ev buîmuştuk Ögleden gezmljlerdlr. Delegeler bugttn organlıasyon koml. hallerrnden belli. Hâlâ uyuyorlar. sonra hocalar atölyejinde canh mo te«l Urafından tertib edilmıj olan blr Kasadaki kadın en uyanıklardrn del karşısında çalışıyoruz. Kapıda vapur gezlsl yapacaklar, Bogaz ve ada. lara gideceklerdlr. bir tanesine sesleniyoT. Yirmi, yır bir gürülrü oldu: Ben girmem sen gu, sesleri ami bef yaslarıda, yüzünde bir damın>V tstemışlerdlr. İtalyan oktıl gemlsi gitti rasında Akademıde henüz iıe başBu arsd* odada krallyet allesiıün 7 eylul pazartesl gıınundenberl lima. la kan bulunmıyan bir mahluk kulamıs blr hademe, önüne bakarak TeBimlerlJîe rağmen Atatıirk resmi bu. Sokağa çöp dökenlerle mücadele mmızda bulunan italyan bahrlyesi okul zu gibi atolyenın yolunu tutuyor. girdi, bana: lunmavısı Bğreneflerlmlzln dlkkatinl gemlsl Amerloo Vespuccl dün >abeh devam edfyor Hoca ayakta bir po» veriyor. 01çekmi; ve sual karjuında Evkaf mu. ayrılmıjtır. Sizin evi su basmış. Ev sahibldukça zor bir poz: Belediy» TemlzUk tjlen MudurlügU Tahhası Kemal, kanunl engel bulunma. Gemlnln hareketlnden flnce, Bo|azlar niz kapıda bekliyor, dedl. ınuhtellf lhtarlar» ragmen tokaga «op d ı i ı n ı ancak resim tedarik edemedı. ve Marmara Kuınandanlıgı adına blr Gotlk heykellerl gibl çocuklar, Kapıya koştum. Ev sahıbimiz altjftm temta edince asacagını sbyle. dökenlerle mucadeleyl hızJandırmıı bu. *uba.y geml komutanına lyl yolculuklar diyor. Bundan iyisini bulamazsınız mışmda oldukça sinırli bir kimse lunmaktadır. mtşttrtemennUlnde bulunmujtur. Eti sizin kemıği bizim. idl. 19S3 ocak ayından bugttn* kadaT 4505 Kıbrısta, kolaylıkja buhman btr resml Kızıllar tarahndan iade edilen taıel>eler!mlz. Kemaie goturmüîlerdlr. ceza zaptı tanzbn edllmljttr. D l | c r ta. Ama bizim gotik heykeli flcinci Terkos musluğunu açık bıraktıFakat murahha*, telâjlı hareketlerle raftan (ehrtn muhtcltt yerletina jrml jarah 12 subayimız yartn geliyor seansuı başında bir ileri bir geri ğımız için kimbilir ne kadar kızHaber aldıgınıııa göre Korede kı. r resrrrtn aıılmaıını erte«I güne tnrekmıj tlp ç6p sepetlerl konulmufftur. sallandıktan sonra, daha n« oldu rruştı. Yaklaştığımı görmedi. Tesve ertesl gün de komiserlik kanah lle Temlzllk tjlen ameltlerinln tnutekt. ııIlar Urafından İade edilen jraralı U 6£rencilertmlzle tenuus geçerek resml sif bulunduju Tatlh kovn^larında. ame. TUrk rubayl yarın hususl blr Ameti. ğunu hiç kims* anlemadan: Kütt! asmamak l d n ellnden ffelenl yacjnıştır lentn ylKanma.il Içln asri blr hamam kan uçagı tle Tokyodan iehrlmlze ge. diye model sehpastndan «sağı yuNetlcede Atarürkün" Hürriyet ve î«tlk. yapttrılmif olup yakınd» faallyete ge. leeaktlr. Bu münasebetle Mllll Bsvun. varlanıyor. Bır mucize kabılınden ma Bakanhgı İstanbul Temsll Burosu 181 karakterlmdlr diyen tnsan oldugu, çecekttr. kafası kocaman blr tablonun üıtüUrafından Yejllköyde btr töfen yapı. onun bu dar ve zavaJlı gBrtfje resnmde lacak ve yaralı mbaylarımıı mfltakı. ne gellyor. Tabloyu çökertiyor. daht tahammül •dem'.jeeegl. esasen bu Kadınlar Birll^inin Socyal ben Denlz haıtaneslne götürülertk U . re=mın ona lftyık olan yerlere asıla. Pozu verip giden hocamızın kuhbnaye kursu davl altına alınacaktır. csğ] beyan edllerek resitn geriye alın. lakları çmlasın!. Modelimiz asıl Türk Kadınlar Blrttg Utanbul m«r. mıstır. T u s t u vapuruıida kaçak eşya limdi blr gotik heykeline döndü. Kenaltn bo harekeö gerek Kıbrı» kezl Soıral taim»y« k u n u lçtn 6Jr«ncl doln bir bavul bulundu kaydına baslamiftır. tıtiyenler her eu. Kireç gibi bembeyaz kesilmls. BUTTıi'klelnl rere>«e kafllemlzl zlyadesile Taraua vapurunun aon «ferlnden nu kanıyor. Kan kırmızısı, kireç martnl gunu saat 11.11 arasında CaJaJ. miıtessir eiıniştlr. oglu Yejliay g m e l merkezlnd* blrllk dönUfünd* gemid» arastınna yapan kâtibı Bir kadının kullandığı otomobil kâtibllgln» muracaat ed«c«kl«rdlı. Huhafau BajmUdilrHlgU menurlan. beyazına bulaşıyor Atölye üçünctl mevkle lnen merdlvenln n h a n . telefona sanlmıı, doktor çağınyor ağaca çarptı GazctecUerle polisler arasmdaki lıgında blr bavul esya bubnuslardır. Hepimız modeli öldü sanıyoruz, bir tstlklâl caddesl 96 sayılı apartımsnda Bavulun Iftnd* 1M7 tana yaldızlı ıaxı genc kız hüngür hungür ağlıyor. hâdisenin tahkikaü oturan Mebrure Şerbetçl, tdareılndekl v* beyas madenden kolje ve bllezlk, Avrupa Guzelllk müjabakan Cnalln. hususl otomobille Büyukdereden gellr. kolye v« bllezlklere Ukılan 4SS madal. Öteki modelin bllekterini ovuyor. kcn Yenlkdy Nahlye Müdürlügıl blna. de bazı gaMttclltrimiıl» polisler ara. yon. 1 kllo yaldızlı kemcr tokası. 3 Bir baskan aaçlanru okşuyor. Göz sında ge««n nrtle^f hidlsenln Uhklk». •J yanındakl agaca çarpmıştır. Otomo. parça ipekll kumaa çıkmıjtır. Kıymetl yaşı, kolonya, su, kan, korku birbll ağır hasara ujramıj. lçlnde bulu. tına dün devam edl.miş. vak'aya ka. 40 bin llradan fazJa tahmin edilen birine karışıyor. Derken kadmcağız ri|an ütl g a z e u d dlnlenmlftlr. nan IX yaaındaki kızının da ı«dmenin efyanın tahtb! henüz bulunamamiftiT. toslrile kası yaralannııtUr. yavat y»vaş gözlerini açıyor. HepiDlgar tarattan. latanbul Gaz*t*dler Bir açıklama Yaralı hastaneye kaldırüarak h&dlae Sendıkan lıtanbul ValUlfla* v* I m ı ü . miz başma üşuşmüsüz. AnhyamaBoğazlar ve Marmara kumandanlı. h a o u n d a tahklkat* baslanmıjtır. yet Müdurlügüne blrer mektub gonde. dığımız bir dü ile bir şeyler söylügından su mektubıı aldık: Milletleraraa hâkimler toplantısi rerek bldise karjısmda duyduğu tees. «l/^/JSS tarthll Cumrrartyet l a ı e t o l . yor. Bir Polonyalı ressam modelin •ürtl blldlrmla, bu glbl hall«rta t»k«r. 1954 yılında tstanbulda topl&nacak runfl <nlly«G«k U d b l r l v klınmaauu ntn T. siitummda (21 aenedlr aıkerllk dilinden anlıyor, aynı dil ile omı olan ml!letlerarası haklrrder toplantısi yapan 41 yasında blr yankesld yaka. teselli ettikten sonra: Utemlftir. hazırliklan 11» OgUl teroajUrda bulun. Ankara Üniversitesi Rektorü Profesor Hüsevin Cahid OğuzojŞlu blr kaç gıindür şehrimizdedır Rek tör, dün bir muharrırimize sunlan •öylemistlr: t Milletlerarası îdarf îltmler kongresine iştirak etmek üzere îstanbula gelmiş bulunuyorum. Ankara Ünrversitesi çalışmalanna devam etmektedir Rektörlüğe yeni seçildiğim içbı faköîteiere bir taÜniversitede kayıdlar salı mim göndererek, birl kendi fakülgünü başlıyor telerinln ihtiyaa, diğeri de Ankara trtanbul Üniversitesirün muhtellf Üniversitesinin umuml durumu fakulte ve okullanna dgrend kayıdlan hakkındaki düşüncelerini bildirmek 15 eylul aalı günü aabahı baflayıp 15 ek1m perşembe gunu saat 17 de iona üzere iki rapor Utedim. Bunlar geldikten sonra gereken faaliyete erecekttr. Kayıd ve kabul «artları Ünivertlte girişeceğiz. Ankara Univer$itesi faBekfvl'jgü kayıd buroTurdan ogrenl. külte itibarile tstanbul Universiteleeegı glbl. lstlyenlere jartlan gSsterc» sinden daha geniştir. Bizira aekiz iormııller gönderilmetıtefHr. fakültemiz vardır Universıteye deKıbns Evkaf Müzesine Atatür vam eden öğrenci sayısı 8000 dir. kün resmi asılmatnış Bunun 3000 i Hukuk Fakültesine Tıirkıye Mtlll Taleb« Federasyonun. devam etmektedir. Sınıfta kalanlar dan blldırildigine gbTe, geçen hafta j la birlikte Kukuk Fakültesinin ilk Kıbrısta blr gezl yapan Federasyon meı«ublarından blr grup Kıbrıs Ev. sınıfında iki bine yakın öğrenci kaf ıdareslnl zlyaret edeTek bllgl »1. vardır.» tngjltere lle memleketlmiz arasındakı ticarî munasebetleri gelişI tlrmek için teıebbuslere geçilmiştir. Bu arada, sanayi mamulleri mukabilınde Ingiltereye buğday ve hububat ıhracatı yapmak üzere hüku metçe bir formül araştınlmaktadır. j Bu hususta Tngıltere Ticaret Bakanlıfı ile ternas ve müzakîre'sr yapıldığı IJ Idirılıyor. mak f n c n memeketlmlu (elcn ID1. letleraran Hâktmlv K o n l t a d lUlal Dr Theo f t l d t n a r dfln aabah Vali •• Belediy* Relslnl ztysrat «dcrak bu mevzud» kendlslle ticaret ve gerekse tediye muvazenelerimizin teessüsünde müsbet bir ıınsur ve istinadgâh olabılecek olan millî sanayilmizin inkişafına imkân verılmesi hususudur. Bir kalkmma davası üstündeyiz. Bunun için günliik istihlâk maddelerimizle ihtıyaclanmızın bir kıs mım, başlangıcda, velev bir fedakârlık karşüığı da olsa memleketimizde yapmak lüzumuna millet,e inanmış bulunuyoruz. Bizi ileri meınleketler sevıyesine götürecek yolun ancak bu yol olduğuna Odamız kanldir » Odf< Baskanı, ihtiyaeianmızdan bir Msmının memleket sanayii Dün Vilâyette Vall muavini üe karsılanmasının zaruri Mehmed Ali Çeltikin başkanlığır.da olduğu füpinde Belediye muavinlerile îmar müdüYeni dış ticaret rejimi hakkmda rü ve diğer bazı alâkadarlann işdusuncelerine müracaa^t ettiğ'mız tirak ettiği bir toplantı yapılrrjş, Ss. 4yi Odası başkanı ve İstanbul 6188 sayılı kanunun tatbik şekli mılletvekili Husnü Yaman bu hu gdrüşülmüş ve bazı kararlara vat susta beyanatta bulunarak ezcüm nlnuştır. Malura olduğu üzere bu kanun, Hazineye ve Belediyeye aıd le şunlan söylemiştir: «Listelerin tanziminde Odamı arsaların vatandaşlara tevzi şekli TTTI da iştirak etmiş olmasına rağ ile üzerine gecekondu in«a edilmıs men, istihsal ve istihlâk hakkında sahibli veya sahibsiz arsaJar hakkat'f ve lüzumlu istatıstık rakam kmda yapılacak muameleyi a<^klarına henüz malik bulunmadığımız lamaktadır. Bu arazi imar bölgesi içın ufak tefek hata ve kusurlara dahili ve imar bölgesi hanci olmak rastlamak mümkündür Ancak kar üzere ikj kısma aynlmaktadır. Bu şıhklı anlayışın bu kabil farklan kanundan sonra yapılacak gecekonizaleve kâfi gelecefine de eminiz. dular derhal yıkürılacaktır. Şehır Bizce üzerinde ısrarla durulması içınde Millî Emlâk veya Beledıveye gereken en mühim nokta gerek dış aid arsalara imar plânına uygun o ııiHiıılılUninHllllllllllllllflinillllllflllllllHM'lıılııiHi Ankara üniversitesi Türk Ingiliz ReMörii şehrimizde ficarei münasebefleri Pariste Lhot AkademisLnd» çalışıyoruz. Hafta başı ama bütün arkadaflar bir kenara çekilmiş, somurtmuşlar: Model gcLmemis, haıtalannıış. Atölyenin demirbaş kaUbi bana yaklaşıyor Zahmet olacak ama su Mon Pamastaki kahveleri blr dolaş baka lım; hiç olmazsa bugün için bn model bulalım. Mon Parnas dediği yarubasımızdaki koskoca cadde, bizim Ataturk bulvarından genif. Her iki tarafı sıralama kahve, gazino, lokanta Bunlan birer birer dolasmak akşamı bulacak. Modellerın daha sık uğradığı bir kaç kahve ismi verıyor. Bunlardan bir tanesın» ginyorum Sabahın dokuzu, ama kahve çoktan yüküıü tutrnuf. Musterilerin çoğu kadın. Çoğu küçük aynalan karşısında saçlarıru, başlannı onanyorlar. Aralannda çeşidli pozlar kestirenler de var. Bir tanesı tepeleme argo dolu bir cümle ile kahvaltısını ısmarlıyor. Bir başkası garsonla çekişiyor, kasada oturan kadına yaklaşıyorum: Çıplak modeller Yazan: Subayların , mesken ihtiyacı vvelkl günkü Cnmhurlyet'te çıkan bir Ankara haberine göre, Milll Savunma Bakanlıği, Ankaradakl Mrliklere gönderdlği blr tamimle, Ankarada oturan ve kendisinin, ym» hud da eşinin ikamete miişaid yerlerl bulunnuyan subaylara, rütbelerlle . mütenasib şekilde Namık kemal mahallesinde ve diğer sdntlerdeki devîete aid hinalann kura ile tahsU edileceeini bildirmişrir. Aynı haberde, Namıkkemal mahallesinde ayrılan 15 konforlu mü*takil dalrenin generallere tahsis edilmiş oldujhmu, knrs subay evleri ve Etlikteki orduya aid evlerin de dfğer subaylara, rütbeleri, aile mevcudlan, muracaat sıralan ve mazeret şekillerine göre tevzl edileceği ilâve ediliyordu. Çok iyi Mr tesebbfis ama kâfi deİSfl; çiinkü mıhavlsnn ve astsubaylann bütün memleket ölcüsünde bir mesken derdi vardır. Ankara, İstanbul ve İzmir fribl büyük şehirlerde dahi az çok mevcıH olan bu derd, bilh^ssa diğer garnizon şehir ve kasabalannda ordu mensublan için büyük bir sıkıntı, hattâ ntrrab vesilesl olmaktadır. Çünkü buralarda ev bulmak bir mc<eledir. Bulunan evler de ırayrisihh!dir ve ü<rtelik çok pahalıdır. Meseiâ vazifesi Diyarbakırda olan bir hava yüzbaiismm refika^ından öğrendiğime göre güçlükle buldnklan iki odalı küçük, mrabetll bir eve ayda 160 lira gibi fahls bir kira vermektedirler. Bir yüzbaşının mütevazı biitçesi Için 160 Hra kira bedell ne kadar ağırdır. Vazifeten bulundurıı blr sehir ve kasabadan diğer bir yere nakledilen çoluk ço«uk sahibi subaylann ve astsubaylann ilk üzüntii kavnaŞı gidecekleri şehir ve kasabada başlarmı sokacak bir ev bulmak gailesi oluyor. Askerler, meslekleri lcabı tayin edildikleri yere mutlaka gitmek mecburiyetlnde oldukları için pahah ve gayrlsıhhl evlerde ohırmık, onlarm morall üzerinde fena tesirler hnsule geflrmektedir. Gencliğin snbaylıga karjı rağbetinin »zalm^kta olma<;ınm bir sebebi de bu mesken derdidir. Bir müddet evvel. ev darlığt mev cud olan gamizonlarda subavlar için Millî Savunma Bakanlığı tarafından ucuz mesken inşa ve temin edileceği hakkında bazı haberler yayınlanmıştL Bu haberlerin arkası gelmedi. Yenl Milll Savunma Bakanımızdan bütün ordu mensublarmın dört gözle beklediklerl ba mühlm mevnra tekrar ele abnasrni rica ederlı. Bedrl Rahmi Eyüboğîu Bırak AUahaskına! dedL Namaza gidecektim. Ne aptest kaldı, ne namaz. Aynı iekllde aptesti bozulan bir de Ömer Efendimiz vartb Dört be» Hydır yanımızda duruyordu. O da yaşlı idi. Bes vakit namazını kılardı. Bır gün kapıkomşuluğundan istıfade ederek paldır küldür bizim atdlyeye daldı. O hafta çok güzel bir modelimiz vardı. Ömer Efendi karşısında ay parçası gibi blr dilberi çırılçıplak görünce evvelâ elinden tesbihinl düşürdü. Sonra blr I kaç adıra gerilsdi. Daha sonra el' lerini yüzüne kapadı. : Amanin, kâfir olduk. Klür ol duk, diye kapıyı zor buldu!« t Ömer Efendiyi azarladık: Ne yapıyorsun yahu? Atölyelere böyle paldır küldür girilmez, yasaktır. Sakın ha bir daha böyle gelme. Hademe ile haber gönder, yoksa sen de kâfir olursun'. Dedik ama, bilmem sahiden dalgınlık mı, yoksa muziblik mi, Ömer Efendınin bu vakadan sonra iki defa daha aynı şekilde aptesti bozuldu!. İkinci gördügü model çok çirklndi. Hani şu göğsüne nisan alırsan gobeğmden vurabllirsin dedikleri modellerden. Üçüncü model de zebellâ gibi bir zenci!.. Askeriz, Ter'TM göltl kenannda çadulardayız. Akşam aohbetlerinden birisinde subay arkadaşlardan birisi: Akademide eanlı modeller var mış. diyor.. çıplak duruyorlırmıa. Sahi mi? Acaba bir gün bu atölyelerl görmek mümkün olur muî Gunlerden bir gün üç subay arkadaş Akademiyi ziyarete geliyorlar. Öğleden sonra olduğu için öteki atölyeler kapalı, yalnız akşam atölyesinde model var. Akşam atolyesi, açık hava tiyatrosu gibi basamaklıdır. Yftz* yakın talebe alır. Yalnız ressamlar değil öteki bölümlerin öğrencilerl de vaklt buldukça bu atölyede desen çizerler. Kapıyı açıp içeri giriyoruz. Kırk elli talebe var. Atölyede çıt yok. Yalnız kfiğıd üzerinde dolaşan kalemlerin sesi. Model yerinde, oldukça güzel bir kadın duruyor. Tavandan sarkan bir ipe tutunmu*. Akşam atölyesine devam edenler arasında tek tük njbaylsr da bulunduğu İçin bize klmse aldıns «tmiyor. Canh modelin bir heykel gibi duruju. Atölyeyi saran bir mabed sessizliği, ve bir çoban köpeği kadar kocaman atölye sobasının tıcakbğı, rubay arkadaşlan bunaltıyor. Canh modele söyle bir göz attıktan sonra, eocuktarm yaptıkları işe dalıyorlar. Çıkana kadar bir daha modele hiç birisi bakamıyor. Blr taned kuvvetle kolumu sıkıyor: Allahaskına hemen çıkalım, diyor. Kapmm onfin* eanlamu sor aüyorlar. Daha diyorum, böyle, dokuz, on atölyemlı var. Onlan da dolafabm hadl. Aman!.. dlyorlar. Kâfi, kafı. Bu kadan yetiştr. * •• • •* bıiunı koparacaXmıs gıbı çeKıyor, Lkide bir: Allahü maassabirin, dlyip dunıyordu. Musluk mu açık kalmış?.. Evet ama, ben ona değil de a, sıl sizin «u halinıze içerledim. Anadan dogma çırılçıplak bir kadının mektebde ne işl varî Söylerlerdi de inanmaz, yook canım, o çıplak olanlar lnsan değil heykeldir, derdim. Meğer dogruymu»! Ne rezalet. Ne kepazelık Emin olun, eğer sizin çıplak modeller karşısında resim yaptığmızı bilsem eviml vermezdim. Canım bırak şu model hikâyesini. Bizim evi su basta mı ba$madı mı? Sinirli ev sahibi: Millî Savunma Bakanlığı Temsil Bürolan III! Savtuyna Bakanlığı tarafından matbuatl» dabnf temaa temlni maksadile Ankara, istanbul •» Izmirde ihdas edilmiş olan Temv sil Bürolan, kıymetli subaylar tarahndan idare edildiği için, pek faydalı olmuştur. İstanbul Temsil Bürosunun ilk baskanı olan değerli kurmay Yarbay Cemal Yıldınm, bir müddet Ankaradaki Merkez Bürosunun başkanı olduktan sonra, geçenlerde Şam askerf ataşeliŞine tavin edlldi. Onun yerine de tstanbul Tem sil Burosu başkanı kurmay binbası Bahri Yazrnn merkeze »ljn~^»k bflrOn temsfl bürolan bajkanlıÇina terflan tayin edildiğjnl haber aldık. istanbul matbuatl binbası Bahri Yazınn faallyetinden çok memnun ve müteşekkirdi. Çüokü bu güzide subay ordu fle matbuat arasınd'kl temaslan HvsVat ve nezaketle idare ediyordu Kendtsine yeni vazlfeslnde de başanlar dilerken Türk basınınm en kyvvetli ve mütekâslf bulunduğu istanbul Temsil Bürosuna da, gene Cemal Yıtdınm vm Bahri Yazrr gibi, matbuatın ruhupo ünlamı» bir b=<=kan tayin edıleeefml ümld ederiı. i f j f 60 İNCELİKTE Zengin İkramiyeler için acele ediniz 18 eylul cuma akşamına kadar Garanti Bankaaına 100 lira yatınrsanız, 30 eyluld* lengin lkramlyeler kefidesin» Iştirak edebllirsiniz. Bu kejidedt apartnnan dalretl, bahçeli •vler mevkilnd* arıa. ve çetldll para ikramlyeleri vardır. landı) bashklı yazıda yankesld Ibrahim All Isntndekt bu jahsın Dı. Kuman. darlıgında (ofor muav'.nllfl yapf.ğı btldlrllmekte tse da kofnutanlıtımızda bu namda blı erln mevcud olmadıgı kunye kayıdlarının tetklkinden anla. Iilnukla keyflyetln basın kanunu mu. clbinc* U v ı i h ve tekzlblnl rtca »de. riuı.» Bir şey değil. Bir sey değil, ucuz kurtuldun, diyor. Kocaman bir ku* yuvaa gibi gömülen tablonun çukurunu gösteriyor: şık hanımlarımızın hayran oldukları çoraptır Akademiyi gezmeğ* gelen bazı büytk devlet adamlarının da çıplak modeller karşuında bir hayli terlediklerini görmüşümdür. Blr kısmının kapıyı açmasile kapatması bir olur. Bazıları girerler ama bir türlü modele bakamazlar. tşin tuhafı şudur; Çıplak duran modellerin çoğu; atdlyeye girenlerm ressam olmadıklannı, meslekten ohnadıklarını gözlerinden, bakışlanndan 4Ti>ntı Sn fi Sü 6 da **• EYLÛL 113 . MUHARREM 4 0 I o ü < ı ALBA \ Llmanrmızdan yapılan bir «rtiniük Ihracat DOn Irmanımırdan muhtelll m«rü«. k e U e n 330 5*8 lirahk kuru kayın. klmyon, Ufttk. kepek. •Cnger, küsp*. kuryeml. yurrrurtA v e mahlet) lhra* edtlm1»ttr. V. ] 5.38 12.10 15.43 18 21 19.58| « 7 X. ]HUj M 1 \ ».JOjll.» ı.aj t.» Cumhuriyet'in EDEBÎ TEFRİKAS OTIMNLAR İS Eylul 953 pazar Uogru değil mi? Hakkım yok mu? diyordu. Başile tasdik eder gibi bır ışaret yaptı. Konuşamıyordu. Tâ içinde bir eyler kırürruştı. O akşam genc doktor boşuna gözlerile hep Feyzamn gözlerini aradı Şimdı karşısında sankı başka bir insan vardı. Magrur, lâkayd, başka bir Kodın. Faruk anlıyamıyordu Neden böyle birdenbire değişmışti? Ona yaklaşmak, onunla konu§mak ıstedı Genc kızın soğuk tavırları, sert cevabları erkeği şaşırttı. Feyza içmden, kendi kendisrne. «Budala, diyordu; inandm, kandın öyle mı? Beğenilebileceğini, sevilebıleceğini sandın. Halbuki o sadece eğlendı Alay etti.» Yalnız kalbi değil, izzetinefsi de yaralanmıştı. XXI Melflıa teyze bahçeye çıkb. Bır müddet gölgell yollarda dolaştı Sonra uzakta bir kö$ede Kâmran hanımın çıcekli, dallı sâbahlığını farKedınce o tarafa yürüdü. Yaln:zhktan nefret ederdi Feriha hanımla Er^ıb bey daha odalanndan inmrmişlerdi. Feıruh da içerıde gazete okuvordu Melıha konuşacak insan arıyordu. Ablasına yaklaşınca: Bugiın ne kadar sıcak var! dedL Her eünden farklı değil. Kâmran hanım gene sinırli görünüyordu. Fakat o aldırmadı. Yanına oturdu: Herkes bir tarafa dağılmış İçeride tek başıma sıkıldım Biraz komşuya, Tevfık Paşalara gıdecektim ama sonra bugıınnn pazar olduğunu hHtırladım Vazgeçtım. Onlar pazarları sabahtan Istanbula mer ler. Oğle yemeğıne annelerine davetlidirler... Oradan oraya geçerek mütemadiyen mevru dcflstiriyor, durma dan bir şeyler anlatıyordu: Tevfik Paşanın hanımına hemsiresi Parfaten güzel bir tuvalet geürmiş. Dün gösterdi. Bayıldım Hakikaten, ne de olsa, oradan gelen bajka oluyor. O şıklığı burada veremiyorlar. Vallahi siz hata ettiniz: Çihazı îstanbulda yapacağmıza şövle bir Avrupaya kadar uzanmahydınız. Hem gezer, eğlenirdin, hem de bütün ihtiyaclarını temin ederdin. Maşallah! Bir bu eksikti, dedi; üç kişinin yol masrafı, otellerde kalması, kaça mal olurdu bize? Elimdekini, avucumdakini düsüncesizce çarçur edemem Para kolay kazanılmıyor. kuzum. Herkesin koeası sayfiyelerde rahatına bakarak yan gehrken, enişten, Adananın sıcağında sabahtan akşama kadar çalışıyor. Bu taş Ferruh beye idi. Meliha anlamamazlıktan geldi. İçlnden güldü: Enlştesinin, ailesini İstanbula gönderdikten sonra yayladaki evinde kalıp müptezel kadınlarla âlemler yaptığını karısuıdan başka herkes bilirdi. Lakırdıyı değistirdi: Geçen gün terzi madarn An}el sSyledl: IrenkorOnde bir kz varmıa. Çok güzel çamaşır islıyormu*. Ben adreaint aldnn. Isterscn mavi takımlar için bir kere de ona bakalım. Kâmran hanım kardeşinl aksi bir cevabla susturdu. O sırada uzaktan blr ses duyuldu: Neredesin, yahu... Ferruh bey ağacların arasından gSründfi. Bu neak yas sabahı «belki rüzglr çıkar da kendimi üşiHürüm. dflsOncesile koluna yua eaketini almıştı. Başım gazetesUc günesten muhafaza «diyordu. Kalbini bo« yere yormamak için aheste ahest* ilerliyordu. Yaklaşınca tekrarladı: Karıcığım. nereleTdetin? Her tarafta aradım, bulamadım. Bah. cıvana »ordum. «Galiba deniı kensrındalar. dedl Baktım, yok. Havuz başma giHim. gene yok. Byron'un dediği glbi, seninle yaşanmaz ama en«ız de yaşanmaz. Kendi sozüne herkesten evvel gene kendlsi gülflyordo. Artık bu kadan da fazla idi. Kâmran hsnım örgüsünü, yumaklarını topladl. Başağrısını bahane ederek eve döndü. Yukarıya, kendi odasma çıktı. Kapıyı içeriden kllidledl. Kanapeye oturdu. Yalnız kalmak isüyordu. Hele bugün, Melihanın ku| cıvıltısını andıran konuşmasma, Ferruhun vecizelerine hiç tahammülü yoktu. Zihnl karmakarışıktı. İçinden çeşid çeşid projeler kuruyordu. Yanındaki konsolun gözünden kocasından bir gün evvel gelen mektubu çıkardı. O yerini tekrar tekrar okudu: «Dün bizim doktor Cevad bana geldi. Oğluna gösterdiğiniz misafirperverliğe çok müteşekkir. Yalnız; Faruk *on mektubunda Feyzadan fazlaca bahsediyormuş. Kan koca biraz tela^lanmışlar. Babası: • Klmdir? Nasıl kızdır?» diye sordu. Ben de tabil, yeğenimlzi medhettim. Korkacak bir şey olmadığını anlattım. Kâzım beye söyle, galiba yakında hayırh blr lf var. Onun hesabına memnun oldum.» Klğıdı gene katladl. Zarfına yerleştlrdL Ytrmbbi! bkekler n* tuhafü! Blr bıba, hiç blr zaman bb anne gibi evlâdna sevemezdi. Birisi, baska bir kan Necliya terdh ediyor da, o: (Memnun oldum. diyordu! Kâmran hanım artık kendi çocuğu için genc doktordan tamamen ümldinl kesmisti. Şimdi düşündüğü şey bejkaydı: Eğer Fevza Farukla nisanlanacak olursa, yavrusu kıskanacak, ıstırab çekecektL Her ne pahasına olursa olsun buna mlni olmalıydu lsterse dünya yüalsın; tek Neeli öıulmesinl Qttnltrd«a panrifa. Btrazdan Kânra bey Kalamışa, kranı gormeğe gelecektL Karar verdi: Bir şey yapacakü. Arbk bu ise bir son vermek için blr plân kuracaktı. Emindi: Yeğenil* doktor blrbirlertnden hoslanıyorlardı; fakat aralannda daha ileri bir «amlmlyet, söylenmiş bir söz, bir vaid yoktu. Bu, biraz resmî, çeklngen hallerinden belli oluvordu. Zaten ancak akşamları beraberdiler. O zaman da yalnız kalmıvorlsrdı. Konuşmağa, hliserlni açıkça ifade etmeğe henüz imkân bulamamışlardı. Lâkin daha sonra, belki bir fırsat arar, kollarlar, görüjüp anlaşırlardı* O p""»n artık ikislni ayırmak İTnk^"g^T olurdu* Şimdiden harekete geçmeliydi. Geç kalmadan. Kâzım bey Bğleye doğru koşke geldi. Az sonra sofraya oturdular. Kâmran hanım bugün eniştesine karşı pek mültefltti. Mütemadiyeıı ona hltab ediyor, onunla konuşuyordu: ' Size salata koyabilir miyim? Hiç bir şey yemiyorsunuz. Marika, beyefendiye biraz daha sebze getir .. Feyza durgundu. Faruk mahzun mahzun ona bakıyor, sevgilisindeki bu ânî değisikliğe hiç bir mana veremiyordu. Yemek bitince Kâzım bey kızını aldı. Birlikte biraz bahçede dolaşblar. Bu pazar çocuğunu neşeslz bulmuştu. Endiseliydi: Nen var yavrum? Seni üzecek bir şey mi oldu? Hayır bıb«, bunu da nereden çıkardınız? Bilâkis gayet iviyira. Bütün bir hafta ne yapbn? Hiç bir şey anlatmıvorsun. Anlatacak bir vaka yok ki' Gezdik, denİ7e girdik .. Hayır, bu sözler babayı tatmin etmiyordu Geçen hafts, doktorun, kızına gösterdlği alftka gözünden kaçmamıştı Bu defa Feyzayı gene adama karsı soğuk, âdeta dargın görmüstü Yavaşça sordu: Faruk bey aklı başında bir çocuğa benziyo'. Öyle değil mi? Genc kız biraz yüzünün kızarmasının önüne geçemedl. Haflfçe d*. daklarmı büktü: Bilmem! Çok sayanı Ittmad Mr lnsan değil, her Iıalde... Bu sefer Kâzun bey büsbütün meraklandı. Bu ne demektl? tPefc sayam itimad değil». Söylerken de yüzü kuarmışto. Gizli bir hL«le. Feyzanın ne*esİ7İiğinm bu adamla alâkah bir sebeb4en ileri geldığini seziyordu. Acaba doktor terbiyesizce Mr harekett» mi bulunmuştu? (Aıkaa v»l
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle