18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABERLERİ Inşaat malzemesi darlığı Piyasada demir bonı ve çimento giiç bulunuyor; fiatlar yükseltildi 1 } Asma köprü işi son safhaya gîrmiş bulunuyor Krupp müessesesi, köprüyü 3 senede ve 60 milyon dolara yapabileceğini bildirdi Başbakan Adnan Menderes, BoBoğazın iki yakasmı birleştirecek Yeni şartlardan istifade yoluna | köprü işi tahakkuk safhasına gır ğaziçinin ikl yakasmı birleştirecek giden bazı firmalann satışlannı a j mistir. köprünün temelinin 954 seçimlerin. ğırlaştırmalan dolayısıle ınşaat mal Krupp müessesesi, son yaptığı bir den önce muhakkak atılma'sı için zemesi fiatlan yukselmiştir. teklifte, Ortaköyle Beylerbeyi ara ilgililere kat'i Jslımat vermiştir. İsPiyasada ezcumle demır bonı sında ınşası uygun görülen asma tanbul D.P teşkilâtı da, köprünün darlığı artnuşür. Yarun parmak köprüyü 60 milyon dolara mal e temelinin bir in önce atılmasında galvaniz boruıar 270 kuruştan te deceğini ve üç senede tamamlıya ısrar etmektedir. mın olunabilmeKtedir. 26 kurus o bıleceğini bildirmiştir. Söylendığine göre, Başbakan Adlai' fayanslara 3,î kuruş istenmekTeklif, Bayındırlık Bakaniığına tedir. Çimento pıvasası da dardır. gönderilmiştir. Tekliften haberdar nan Menderes, önümüzdeki gunBugün için bu mal toptan (M) ku edilen hukumet çevreleri, şartları lerde yapacağı bir konuşmada fsruşp kadar satılnalUadır. PeraKtn müsaid karşılamışlar ve Başbaka tanbullulara bu ıyi haberi verecek ve temel atma tarihini bildiracekde fiatlar bazan 700 kuruşu bulmak nın emri üzerine irk hazırhkların yapılması için İstanbul Belediyesine tir. tadır. Ortaköyle Beylerbeyini jirleştlDun piyasa vazıyeti hakkmda gö bir tamim gönderilmiştir. Bildırildiğine eöre. hükumetimiz, recek asma köprü, San Francisco rüştüğümüz bir tüccar demiştir ki: <t Pamuklu mensucat ve çimento 60 milyon doların tutarını Türk li köprüsünden sonra dünyanın en gibi mallar ıçın her sene hance 250 rası olarak Krupp müessesesine ö güzel ve en uzun asma köprüsü olacaktır. milyon liradan fazla paramız gıdi diyecektir. >mnımniNii!iıııııııııınıım»ıııııntııtınmımınm yor. Çünkü memleket fabrikalan henüz pamuklu ve çimento ihtiyacımızın yansını temin edemiyorlar. Bir kere bunları dahılden sağlasak, ticarl muvazenemiz büyük ölçüde temin edilmıs olur. Pamuklanmıza Karabük Demir ve Çelik FabriBirkaç gün evvel Spor ve Sergi haricde müşteri aramak durumunSarayında yapılan Avrupa güzellık kalan, pık demir imalâtını dıı pidan da kurtulmuş oluruz. müsabakası finalinde müessif bir yasalara sstmak için teşebbüse gi* Bi2 bunu yapacak yerde şiırıdi hâdise olmuştur. Avrupa güzeli rismiş bulunmaktadır. Yabancı fab de traktör imal etmek sevdasına seçilen îtalya güzeli ile konuşmak rikalarla yapılacak olan anlaşmaya duştük. Bir traktör fabrikasmın en üzere güzellerin yanına girmek göre, satılacak ham pikler bilâhare az on bes. yardıma fabrikaya ihti istiyen muhtelif gazetelere men mamul olarak muayyen bir fiatla memleketimize ithal edilecektir. yacı var. Traktör fabrikasına elsub muhabirler koridorda resmf Bu anlaşmaları temin maksadile bette sahib olmak isteriz ama bizim elbiseli polislerle, sivil memurlar Sümerbanktan üç kişilik bir heyet için iktisadî olur mu, olmaz tni? tarafından durdurulmuslardır. Bu Memleket senede kaç tane sarfe arada münakasalar olmuj, iddiaya yakında İtalya, Almanya, İngiltere ve Amerikaya gidecektir. der? Evvelâ bunu hesab etmek lâgöre, bazı gazeteciler hırpalanmışHeyetin temaslan iki ay kadar eım Çünku ihrac etmemiz mevzuu tır. devam edecektir. bahis olamaz. Hâdise İle alftkalı muhabirler Onun İçin evvelâ yapabileceğlmlz dün Emniyet Müdürlüğüne müDenizcilik Bankası, fındık Imalâta girişmeliyiz. Pamuklu duracaat ederek sikâyette bulunnakliyatıruda indirme yapıyor rurken ne diye traktör imaline gimuslardır. Müdiriyet bldise ile Denlzclllk Bankası, Karadenlzden ts. rişip zorla zarara girmek isteriz?» meşgul olmaktadır. Aynca Emnl tanbul aktarmssı olarak sevkedllecek yet Umum Müdürü Kemal Aygün fındıklar İçin huıusl bir tenzilat yap. mayı kararla§tırmıştır. de telefonla hâdise hakkında maİhracat lünanlarından dogru konsl. lumat istemiştir. mento ile Avrupa Umanlarına tevkedl. lecek fındıklar İçin (tnglltere haric) Diğer taraftan gazetelerin neşriyatını bir lhbar sayan savcıUk da altı ay sonra navlunun yuzde onu lade edilecektir. Ateşll silâhlar ve bıçakların harekete geçmiştir. Gezi seferleri programı ınemnuiyetine dair kanun gereğindeğiştiriliyor 8 ayda 41926 ton pamuk ce. bu gibi silâhlan ellerinde buihrac edildi Mevdm dolayısile Şehlr Hatlan ts. lunduranlar tarafından verilecek letmesl gezl seferlerlnde tadllit y&p. Pamuk beyanname müddeti dün sona er flklrlertnl flatUnndaki genleme üzerlne mıstır. Yenl program 14 eylulden ltl. beyan eden alâkadarlara gö. miştir. re. dünya borsa fıatlarına inmek artık baren tatbtk edilecektir. ts gunleri prog. Vakit geçirmek vasıtalarından Polis romanları Amerikadan şöyle bir geçenler, orada çeşıd, çeşid renkte, ekserisi çıplak kadın resimlerini taşıyan kaplarla müzeyyen mecmualann, eczacı dükkânlannın, gazete kösklerinin vitrınini ta kaldırıma kadar doldurduğunu görürlerdi. Şimdi bu manzarayı gormek için Amerikaya gitmeğe lüzum kalmadı Bizim de bellibaşh gazeteci dükkânlan tıpkı Amerikanınkilere benzedi. Oralar «ne ararsan bulunur cehle devadan gayri» ve en çok bulunan da şu Amerikanm harb esnasında sıperlere giden askerleri için icad ettikleri eeb kitabları şeklındeki polis roman'an ve bu arada bazan da cidrîî romanlardır. Harbe giden bir askerın sıkmtılı zamanlan elbette olur; ona böyle zamanları hoşça geçirtmek için türlü vasıtalar temin etmek pek yerindedir. Hele bu vasıtalar arasında okumağa alıştıracak kitablar da bulunursa t>e âlâ tşte böyle hayırlı bir teşebbus harb bittıkten sonra bütün insanların önüne serılen bir abur cjbur ziyafet sofrası halini aldı. "cuz bır fiatla alınan bu polis romanlan ne hale gelmiş yarabbi. c DÜŞÜNCEL ER ( ı 0 cesarel nerede? ünkü Cumhuriyet'te $öy le bir Londra haberi vardı: < İngıliz Dıs İşleri Bakanlığı HongKong yakınlannda Çın kızıllannın İngiliz donanmasma aid bir hücumbotuna yaptıklan taarruzu açıklamıştır. Bu tecavüz neticesinde 6 İngiliz bahriyelisi olmüştür.» Bu satırlan okur okumaz, haberin jöyle devam edeceğini sandım: «tngilterenln Uzakdogu filosu, hemen bu Çln kızıllarının bulundugu llmana glrerek toplarını sahıle çevlrmlj ve « Ing.llz bahriyelısınl oldurer.lerin 24 saat içmde olum cezasına çarpılmalarını is. te>en bır ultlmatom vermis. aksl tak« dlrde llmanı bombardıman edeceğini bildırmiştlr • A. Yazan: ADNAN ADIVAR ufacık bir katil vak'asına bır duzine ınsan karıştınlarak hepsinin aynı tarzda verdıkleri ıfadeyı tekrar tekrar yazması eskidsn ciddtn meraklı eser veren bu müellifin emekliye ayrılmak kork'isunu yenemiyerek hâlâ yazmak istenıesinden ileri gelen çekinilmasi güç Lır durumda oldugu kitabın her satınnda seziliyor. Bu İngıliz müellifin hiç olmszsa düpeduz okur yazar insanıarın kullandığı bir ingilızcesi var. Ya Amerikanın ecza'cı dukkânlarında, bizim istasyon ve iskelede gazete köşklerinde sebil sebilullah ucuz satılan amerikanca polis hikâyelerının ekserisi insanın merakını tahrik etmek şoyle dursun Amerikada gün aşın icad edilen argo tâbırlerile dolu oldugu için Amerikalılar ve Amerikalı mukallidleri mustesna kimin hoşuna gittiğini kestirmek hayli güçtür. Bu dildedki kitablardan öğrenılecek dılın de ne faydası vardır, bilinmez Bu dıl ile ne eski büyük muharrirler, hattâ ne de bu asnn Bemard Shaw'unun, Bertrand Russel'ının eserlerini okuyup anlamak mümkündür. Fakat satılıyor ki kitabcı dükkânlan hep küçük çapta, kablan resimlerle süslü ceb romanlarile doludur. Yukanda bahsettiğim iki İngiliz gibi yerli yetikli müellifler bile çok yazmak ilcasile kıymetsiz eserler vermeğe mecbur olurlarsa her gün yeniden ortaya atılan küçük çap muharrirler ne kıratta eser vereceklerdir pekâlâ anlajıhr. Bu Amerika polis romanlannı okuyanlann ekserislnin anlsdığına inanmıyorum. Çünkü o romanlan lyice anlamak için bir kere Arrerikan ağzı ingilizceyi bilmek, sonra da hiç olmazsa biraz Amerikan hayatını tanımış olmak iâzımdır. Gazetecilerle polis arasında bir hâdise Dış piyasalara pik demir satılacak Memnu bıçaklar foplamyor Dune kadar îstanbul Emnlyet bir raruret olmustur. Zir» Surlye ve Mekslkanın Almanya ve Fransaya biz. Müdürlüğüne 25 beyanname ve den daha ucuz flatlarla pamuk •atmaia rilmiştir. 25 satıcı, ellerlndekl uğraftıklan anlasılmaktadır. Yjlbajından geçen ay nlhayetta* k». cem'an 17219 sivrj uclu,.bıçağj bu, â&t inemieketirflizden «926 ton framuk günlerde Emniyet Müdürlüğüne üjrae edilmljtlr. Bu malın dejeri 91 milyon llradır. fcslim edeeeklerdir. Ştkri* «ıyu «rtünlıyor ' " Diğer taraftan,tebanfca ta|ıfn«k• latanbul Mmtlna haltn «5 bln metrc arzusunda olanlar Emnlyet Mtl Irilp nı v«rllm«kt»dlr. Bu nıyu günde dürlüğüne müracaatla mü»aad« la İM Un m«tr« küp» çık»rmak kln K4. gıdhantdan Idlrrrtkapıym bir lsale hattı temektedirler. Bunlann n y u ı dö»«nm»fl kararlasmntır. 7500 metre boyunda »00 m/m çapında çellk boru. 150 yi bulmuştur. 5 ramında ecaslı degtjlklik yokrur. Her gun yapılan seferlerden 16.1$ pogtası sadece cumartesl gunlerl yapılacaktır. Pazar günleri postalarından 11 00. 15 15 ve 21 45 seferleri kaldınlmıs. dlger te. ferler aynen bırakılmıstır. «Eskişehir» şilepinin aeyir tecrübeleri Denlzclllk Bankasının Noçve^te ins» edilen •Eıklsehlr» isimll sllepinin seylr tecrübelerlnde bulunmak ve gemlyi mem leketimlze getlrmek üzere 4 kl;lllk ma. kine heyetl pazartesi günü uçakla Os. loya gldecektlr. Bu çesid romanlann en mejhut müellifi Sherlok Holmes'uı yaratıcısı Canon Doyle idi. O zat ne yazmıj ise sıkılmadan ve elden bırakılmadan bir nefeste okunarak kadar iyi tertib edilmij bir mantıkî silsile, bir emareler zinciri ve bir neticeler (eşnisi içlnde biterdi. Sonra gene Ingilterede bir diğer müellif yetişti: Edgard Wallace. Bu zat da hayatımn sonuna kadar ne yazdı ise okuttu. Bu da evvelki müellif gibi güzel, temiz bir ingilizce ile yazdı; argoyu lüzum olmadıkça kullanmadı ve zannederim ki bundan dolayı hilâ okunuyor, fakat şunu itiraf ttmeli ki bu roman cildlerinin adedl çoğaldıkça kıymetleri azahyordu. tşte bu sıralarda harbler gelip çattı ve herkes can sıkıntısını defetmek için bu abur cııbur eserlere saldırdı. Harb esnasında güzel vakit geçirçmeğe yaradığı söylpnen jTsa bu kitablar bazılan için «uy'tu ki Buğday ihraandan elde «dilecek Şçhir Tij atrolanojdfi dövizie hhalât yapılacak •' ./* ilk eserlet .v ."•' ^ tabı» vazifesini görür oldular. Ha1952 mahsuIU cenub. aert ve slha bug. tstanbul Çehtr Tiyarrosu Dram fcîiYnı kikaten bazılan o kadar, »n.nVıcı jdajr jstojü&nnın erttilmsrt içtn yapıla, bir üslub ilcyazılrrıjşü.jçi, <ıy)fUjru fak lhracattan elde edllecek dövlzler. I.eMrr.dt .lY*»r» .Kart»İ4 lsimU eserfe getiriyordu. Halbuki Sherlok ilof den blr "kısmınm veya tamamfnln ltl mınd» temstl edirmeK üiere hazırlıkları mesier ve onu takib eden eserler halat yapmak maksadile ithalatçılara yapılan fKumbaral plyeslnîn sahneye tah«lsl Ticaret Bakanlıgmca muvafık konmasından simdlllk vazgeçllmi} ve insanı o kadar meraka düşürürdü gorulmustüı yenl mevslme (Onu Sevmljtimı lslmll ki uyku getirmek değıl, uykuyu kaçırırdı. Fakat zaman ile bu meraklı hikâyeler çok satıldığı için yazanlar bollaştı. Artık Anglo Sakson âleminde her eline kalemi alan bir polis romanı yazmağa kalkıştı. Ingilterede yirmi beş scne evvel Agatha Chrıstıe adında bir kadın müellif de böyle polis romanlan yazarak hayli şöhret almıştı. Günün birınde Londranın n eş'.ıur gazetelerinden birinde bir ha^adis çıktı Bu kadın müellif ortadan kaybolmuştu. Herkes turlu türlü tefsir ediyordu. Kimisi yeni* bır romana zemin hazırlamiK için ksyıblara ka'nştığını söyl'yprek müellife reklâm yapıyor, kimisi de hafızasını tabii çok derin düşünmekten olacak! birdenbire kaybcderek bilinmiyen bir tarafta kaldığını anlatıyordu. Nihayet bir iki gün sonra müellif hanım ortava çıktı ve dediler ki hakıkaten hpfızasıru kaybetmiîtir. Ne olursa olsun böyle bir maceranın Ingilterede ve hattâ her yerde müellifin eserler.nin satısı üzerine tesiri olacağını iddia edenîer vardı. Ben bile merak ettim, bir kitabcıya satışta bır fark olup olmadığını sordum. Aldı ğım cevab menfi idi. Demek ki o zaman halk yazıcıdan ziyade yan ile alâkadardı. Son günlerde iste bu müellifin bir yenı romanını uyku getirsin diye okudum. Evvelce okuduğum romanlar ile bu roman arasında kimbüir Madam Christle ne kadar eser yazm.ştır? Onlan bilmem, fakat ou romanı okurken sanki ilk romanuu okuyormujum gibi oldum. İfade, üslub hep aynı, polis haflyesl o Beiçikah Poirot hep aynı sözler'e konusuyor. Arada, sırada kötil bir kaç fransızca cümle kanstınyor. Haydi bunlan tabil göreltm. Fakat muayyen lahifeleri doldurmak için Şimdi burada mühim bir noktaya temas etmek ıstıyorum: Bu romanlar ve bilhassa Amerikanın orta garb sahnelerini canlandıran, cinayet, sekavet ile dolu olaniannın dilimize çevrilmis olanlarının çocuklanmızın, genclerımizin eline duşmemesıni temin etmek ana babaların vazifesi icabıdır. Bunf lann yerine elbette ki okunması caız olan türkçe eserler, hattâ eğlenceli eserler bulmak hiç güç değildir. Büyüklerin böyle güzel vakit geçirmek veyahud vakit geçumek için okuyacaklan romanlar ve hikâyeler hiç de yok değildir. Meselâ memleketinrizde tatil aylınnda, bayram günlerinde yurdun dört kösesine iç turizm için kosup giden vatandaşlar bu kadar az zamanda yalnız o memleketin havasını, suyunu, tabit manzaralarıru görür, bazı kere hayran olur. Yeni yapılmı» bol virajlı yollardan 100 kilometre sür'atle arabasını sürmek gibi bir cesaret ve fedakârhğı goze alanlar halkı, yani memleketin asıl hayatını yani insanlannı tanımak, hayat tarzlnıını öğrenmek, derdlerini bellemek istemez olurlar mı? Bugün bu ''h leri pekâlâ bir üslub ile yazan genc muharrirlerin küçük hikâyeleri, romanlan çıkıp duruyor; arada bir bu güzel hikâyeleri okumak sadece vakit öldürmek olmaz, belki gezip dolaştığımız yerlerin üzerinde yaşayan vatandaşlann âdet ve shlâkına ve servet veya faknne dair bize fikirler verir. O halde bıze büsbütün yabancı eserlerl etandard ingilizceden uzak bir dilde, doğrudan doğruya veyahud ekseriya kötü bir ifade ile dillmize yanm yamalak çevrilmi} tercümelerden okumak yerine genc muharrirlerimizi istihfaf etmiyerek onların memleket hakkında vazdıklan hikâyeleri okumagı tervih etmeleri hem okuyanlar, hem yazanlar hesabına hayırlı bir lı clacağını zannediyorum. D. P. nln bugilnkü slyast D P. U tefkllstr bugOn saat 15.30 da eştktsfj BarbartK meydsnmda ıtyaıl Wftxjpanü yâpacâkt».. Bu tDplantıdo. Orhan Mete. Mdkerrem Sarot, Füruzan' Tekil konugacaklardır. Halbuki haber benim tasavvurum hilâhna şoyle devam ediyordu: «D15 İşleri Bakanlığı sözcüsü, 11gili makamlann HongKong'dan al dıklan raporları incelemekte olduklannı söylemış, fakat İngılter# hükumetinin bu meseleden dolayı komünist Çıne bir nota verip vermiyeceğini açıklamaktan kaçınmı^tır. Sözcü joyle demiştir: «Herhanei bir teşebbüse girig meden evvel, hâdisenin mahiyeti hakkında vazıh bilgi edinmek ıstiyoruz.» * İngılterenin Uzakdoğudaki Deni» Kuvvetleri Kumandanlarmdan Amiral Sir Charles bu sabah erkenden Singapurdan HongKong'a gej miş ve hâdiseyı tahkika başlamıstır.» Eskiden İngiltere, yukanda söylediğim şekilde hareket eder, İngilis harb gemileri toplarının tehdidi altında bütün istediklerini süratla kabul ettirirdi. Şimdi ise sükuneüe duşunup taşınıyor, tahkikat yaptın 7^)r ve nota verip vermemek luzumu Üzerinde tefekkure dalıyor. Dün ile bugün arasındaki fark ve tezad, asırlar bo\unca devam edegelen ananevî İngiliz deniz nüfus ve satvetinin aleyhinedir ama Birleşmiş MUletler Teşkilâtının varlığı sayesinde milletlerin haklanna ve hiirriyeterine hürmet fikrl lehinedir. Yalnu şu var ki bu haklara ve hürriyetlere kulak asmıyan kızülann kulaklarını çekmek müm kün olamıyor. Onun için de kuıllar, gemi azıya alarak harb halinda obnadıklan milletlerin gemilerinl batınyor, nçaklannı düşürüyor; askerlerini ve vatandaşlannı öldürüyolar; üstelik yavuz hırsız rolü de oynayarak hücumlarına uğnyanları kabahatli çıkanyorlar. Bunlart Fransızların tgöze göz, dişe di?», yani misli ile mukabele sözüne uygun dersler verilmedikçe, üstelik İnt^lterenin Kml Çine yaptığı gibt onlarla ticar! münasebetlere girişmek ve bunlan resmen tanımak yoluna gidlldikçe elbette tngiliz harb gemilerine de, Amerikan uçaklanna da hücuma devam ederler. Herkese anladığı dille hitab etmek İâzımdır ama o cesaret nerede? Odun tanzim laüşına pazartesi Şeker istihsalimiz bu sene 200.000 tonu bulacak Verilen haberlere göre Adapazar tv. ker fabrikasmın montajı süratl» 11er. lemektedlr. Fabrlkanın sonbaharda ufak bir tecrübe kampanyası yapacağı vt junde 1800 ton pancar laleyecegl blldl. rllmektedlr. Bu sene seker Istihsallmlı 200 bta tonu bulacaktır. Geçen seneki iıtihsal lse 180 bln tondu. Bu durum kar jısında jeker Ihracı için jtmdlden ba« çareler düsünülmektedir. Urla tc^J «dllaoak bu hattı geçlrmek İçin Allbey d«re«l UstOnd* bir d* kSprü infk «flltctkttr. Bonı v* kftprü 1.300.000 Krmju Mftnesnann flrmuına thale edll. mlsttr Bakırköyünde iki yangını hannan Bakırköyde İki buyuk hannan yangı. nı olmuj, 34 ton muhtelif cina hububat V* 80 ton saman yanmı;tır. Deniz kazasmda Blenlerden Mahmudbey nahlyesinde 10 ortaga ald harmanda bulunan blçer . doger maki. Ikismln cesedl bulundu neslnden çıkan kıvılcım yangına «ebe. Kvvelkl gün Bandırma dv&rında bu. lunduğu blldlrilen İkl kadın «»edlnln blyet vermlj. 22 ton arpa ve bu|day ile Burgaz adan önlerlndekl denlz kaza. 50 ton taman kül olmuatur. Dlger taraftan Büyuk Halkall kSyfln. sında bogulan 4 kljiden Şükrlye v« MuKlmeye ald oldugu tetblt edilmlstlr. de Ahmed Sonım İle Niyazl Karamanın henüz tesblt edllemlyen Dlger İkl kaıazedenln cejedl henuı harmanında bir «ebebden çıkan yangm sonunda 12 bulunamamftır. ton çavdar ve bugday ile 30 ton saman yanmıstır. vm Bu şeküde İthal edllecek malların tesbltı Bakanhkça yapılacaktır. eserle başlanması uygun gönilmüjtur. Amerikaya sigara gönderilecek Haber aldıîımıra göre sehrimizln hu. ^usî firmalarından blrl Tekelden aldığı 140 bın paket slgarayı Amertkaya ihrac edecektir Flrma noele dogru #eni bır sevk vatta bulunacaktır. Rüştü Diklürkün cenazesi defaıedildi Yarın caat 13 30 da Eyüb lskele mey. günü başlanıyor danında yapılacak atyari toplantıdı da Beledlye pazartesi gününden ttlbaren 14 ha+ib sOz alacaktır. odun tanxlm satıslanna baslayacaktır. Çemberlita; yangııu (ahkikatı meıe odummun çeMsl 1S.T5 liradan v« gürgenln çeklsi 1350 liradan tatılacak, devam edlyor 4 yaşında bir çocıık kireç kuyusunda boğuldu Samatya Kasabllyas sokak 20 4 favıll evde oturan 4 yasındaki Selma Kur. şunlu, aynı sokakta Cana Merdturke aid lr;natın arkasındakl kıreç kuyusuna duserek bogulmuştur. Cfted çıkanlmış, tahklknta baslanmıştır. Oç gün evvel tabanca İle intlhar eden Çemberlltastakl Taleba Yurdu yangını fabrıkator Rujtu Dlkturkün cenazesi, tahklkatı devam etmektedir. Dün de dun Teşviktje camllnden kaldınlmıs savcı yardımcısı Tlkret Davaa ve Uç ve aile mezarlıgına defnedllmljtir, Ce, nuede eji ve ilk karısı akrabalan, kisüik bıllrkisl heyetl vak'a yerlnde blı dostları ve kalabalık bır gnıp hazır bu. teslf yapmısiardır. Yakalanan hallaçlar lunmuşrur. Cenaze>i 100 den fazla oto. dun Sorgu Hâklmliğıne celbedllerek lfa. de verroislerdir. mobıl mezarlığa kadar taklb etmlştlr. tır. TEŞEKKÜR Esrm Huriye Toksoza kllnigln* yst». rarak yetlştlrdığl kıymetll elemanlana elinde amellyat olmasım sağlayan Hft. sekl Kadın Dogum Şefl Ord. Prof. Dr. Tevfik Remzi KAZANCIGİL'e «mellyatı muvaffakıyetle yapıp esünl senelerdlr çekmekte oldugu utırabdan kurtaran basftristan jlnekolol . operatOf doktor HALICIOĞLU AJANSIMIZ 14 Eylul Pazartesi Günü Muhterem ls adamlarınuzın v t halkımızın hlzmetlne giriyor HABERLER ^) GENERALOELECTRIC Riikneddfaı TÖZÜN*« İki randevuevi basıldı Dün Şışll Şair Nığar sokagı ile Tak. sim Ferldıye caddeslnde İkl randevuevl basılmış, 6 kadın yakalanmıştır. Meh. nıed Merdog'.u ve Munevver Goztaş adlı randeiucular hakkında takibata gtrışll. miş. kadınlar muayene edilmek uzere Zuhrevi Kadın hastanesine gonderll. mistir * YENİ Emlnönü Kaymakamı Hal. dun Menteşeoglu vazifeslne baalamıjtır. * ANKARADA toplanacak olan Tu. rlzm Danışma Kurulunda fehrimlzl Valı muavlni Celâl tzgl temsll edecektir. * SIYASİ faaliyette bulundugu tes. btt edilen «Gecekonduları Guzelıeftirme Cemlyeü» mahkeme karanle kapatıl. mıjtır. t amellyatta yardımlan dokunan asirtan Dr. Osman Hısım*. Dr. Aysel GUven«b hastanede yattığı müddetçe hast» Ut pek yakından metgul olan docent dok. tor •• aslitanlara, bakımım lhtlmamla yapan hemşlre ve hastabakıcılara t*. sekkür etmeyl vledan borcu blllrlm. Esl: Halll Toksol ME Yugoslavyal' VLİD (Yenlpazar Tüccar ejrafından) Eylul 12 Muharrem 3 Türk Ticaret Bankası Curnhuriyçt'in EDEBÎ TEFRİKASI I ı v. E. 5.36 O I ABDÜLKERİM BORA (Kerim Zeynelagiç) nın vefatının kırkıncı günune musa. dif 13 eylul 1953 yarınkl pazar günü Fatlh camll jerifinde Sgle namazını mü. teakıb mevlld okunacaktır. Kendlslnl tanıyanların ve arzu eden dln kardej. lerlıııizm tesrlfleri rlca olunur. Aılesi adına oglu Ismet B İKRBMiYE APARTIMANlARIniH Bir dairesini kazanabilirsiniz. EMNİYET SANDIGI 27 EKİM CÜMHURIVET Nüshası 15 kunıştnr Abone şeraiti SeiMUk AH> ayUk Oç t>ylık Bir aybk TurldTe Llra Kr. 42.00 ».50 11.00 450 Hario Lirm Kz, 81.00 4JJ0 14.00 »M < 1! DtRKAl Gazetcmlzı gondtrllen «vrak r« yaııla» nesredllsln »dllmeıln lade olunma». tlânlardan mesullyet kabul edllmo. 12.11 15 46 8 28 20.03 3.53 1 ]11 07 5 42 9 19 12 00 1 33 ( 9.24 Çckllislne Mlrak İçin (5 EKİM) akşamma kadar hesab açtırmayı unutmayını» BEVAZ 12 Eylul 953 cumartesi |MO : S6 I T p e k ı canım, çok kalmam. Hemen mayomu giyip gelirim. Feyza çıktı. Alt kata gitti. Orada. yemek odasında, Meliha hanımla Ferruh bey hekesten geç kalktıkları için sofrada ayrı kahvaltı ediyorlardı. Ü» gun evvel tekrar Kalamışa gelmışlerdi. Ve bu sefer, epey kalacaklardı. Ferruh bey senelık iznini almıştı: Oh Dünya varmış. Her sab=h erkenden işine git. akşama kadar durmadan, çalış! Bu hayat mı? Kevse şımdı üç hafta keyfıme bakacağım. İtalyanların dediği gıbı «doice f=rnıente» nın tadını çıkaracağım.» Bir koşede işini işlıyen Feriha yenge yan gozle ona baktı: Adam bir taraftan konuşuyor, bır taraftan da iştıha ile lokmaları ağzına atıyordu. Meliha teyze: Ferruhcuğum, biraz peynir alsana, diye ısrar ediyordu; yumurtalar da pek taze. Korkma, dokunmaz. Bir tane içiver.» Ragıb beyın hanımı sinirli sinirli kendi kendine söylendi: «Evet. onlar keyiflerine baksınlar, bütün eziyetlerini de ben çekeyim!» O bilirdi Çılesi uç haftada da dolmıyacaktı. Enişte bey bir hastalık uyduracak, doktordan rapor kopararak mezuniyetini her defa oldugu gibi gene temdid ettirecekti. «Hiç değilse bir buçuk ay için postu buraya serdiler» diye düşündü. Kâmran hanım, ne de olsa, kendi aşçısını getlrir, bütün evin mut fak masraiını yapar, hediyeler verir, bu suretle misafirliğinin yükünü hissettırmezdi. Halbuki Melihanın hiç bir hususta faydası dokunmazdı Üstplık de kocası tahammulfersa idi. Derin derin içıni çektı. Eündeki keten parçasını katladı. Yerinden kalktı. Bütün bu kalabahğı doyuracak yemeği tertiblemesi lâzımdı. Aşağıya, aşçıya talimat vermeğe gitti. Ferruh eniste önündeki fincana biraz daha süt koydu. Feyıanın elindeki havluyu işaret etti: Galiba denize gireceksiniz. Evet, Perranla beraber. Ama dikkatli olun. Şairin dediği gibi. «Deniz kadın gibidir, hiç inanmak olmaz ha .» Pek hoş, pek yerinde bir şey soylediğüıe kani oldugu için kahkaha ile guldü. O sırada içeriki odada telefon çaldı. Fe>ıza heyecanla, ümidle bekledi: Ekseri bu ssatlerde babası onu arardı. Marikanm kendisine seslendiğini duyunca, koştu: Allo. evet. bemm babacığım Çok iyiyim. Siz nnsılsmız?» Kâzım bey de sıhhatinın mükemmel olduğunu söylüyordu. Genc kızın yüzü aydınlandı. Uzun uzun konuştular. Nebil bey ne âlemde? O da her zaman seni soruyor. Geceleri dalma beraberlz. Akfam onunla bir kaç parti bezik yaptık. Böylece vakit geçlrdik. Bana da burada Perran öğretti. İstanbula dönünce üç klsi «tornan» oynarız. İnşallah! İkimiz de seni çok özledik. Allahaısmarladık, yavrum. Kendine iyi bak. Gez. eğlen... Gülegüle, babacığım Siz de kendinize iyi bakın. Yarın pazar. Görüşürüz. Geç kalmayın. Erkenden gelin. Ellerinizden öperim. Ahizeyi kapatırken pek memnundu. Ferahlamıstı. Çünkü babajından iki gün haber almazsa içini sanki küçük bir kıırt kemlrmeğe baılardı: «Ya hastaysa?.. Ya bir seyi varsa?...» Onun sesini işitince tekrar rahatlardı. Odadan çıkınca Perranı sofada buldu. Teyzezadesi hazırdı. Elinde büyük bir lâstik topla onu bekliyordu. Birlikte sahile indiler. Bir koşede entarilerini, papuçlannı çıkardılar. Denize girmek onlan âdeta cocuklastmyordu. Vallahi üşüyorum. Sakın su sıçratma» diye bağırıyordu. Al öyleyse! Kahkahalar, çığlıklar atarak daldılar. Kocaman topu oradan oraya fırlatıyorlar, arkasından yuzup yakalıyorlsrdı. Nihayet yoruldular. Çıkıp kumlara uzandılar. Perran hanım, Perran hanım'.î Buradayız. Ne var? Çağıran Marika idi. Anneniz sizi istiyor. Çamaşır provası için kadın gelmls. Genc kız yerinden kalkarken: Artık bıktım, dedi; bu provalardan hiç rahatım kalmadı. Mayosunun üzerine yapışan kumlan silkeledi. Kuzinlne «ordu: Sen de geliyor musun? Hayır, ben biraz daha güneilenacegün. Perran gittikten »onra Feyza uıun laman ytrinden kunıldamadı. Tembel tembel uzannul, denlzin üstünde rüzgârın, günefto, «uyun blrlejer«k meydana getlrdikleri g5z aba pınltılan »eyrediyOTdu, Birden arkasında gene sen kahkahalar duydu. D6nüp bakü: Kırmızı yelken geri dönmüştü. Neclâ çevik bir hareketle lskeleye çıkarken: Ne yapalım, diyordu; bugünlük bu kadar. Daha alıpnadım. Yana yattıkça 6düm kopuyor. Kusura bakmayın. Biraz korkağundır. öbürleri takıhyorlardı: Hanl Adaya kadar gidecektikT Tekrar gülüşüyorlardı. Allahaısmarladık. Yarın aynı laatte. Ama fazla rüzgâr varsa benden paso. Neclâ aahilde kaldı. Şarpi uzaklaşmcaya kadar bekledi. Elile gidenlere selâm verdL Sonra Feyzayı.görünct geldl Onun^yanıaa^oturdu. Perran yok suıî » ~;r'=~gyja^.r< .*x^,Ai Beraberdik. Şimdi içeriye gitü. Provası varmif. Çağırdılar. Prova mı? Her gün her gün çekilmez. Acıyorum haline zavallınn». Yelkenliyi isaret etÜ: Biz biraz gezdik. Eğlencell oluyor. Ama oldukça da heyecanll. İnsana bazan devrilecekmiş gibi geliyor. O zaman basıyorum çığlığıl Tabiî ötekiler gülüyorlar. Alay ediyorlar. Onlar alışkın. Aldırdıklan yok. Çok hos, çok samimî gencler, doğrusu. Yelkeni kullananın lsml Murad. Dümendeki de Mehmed. Onlarla tanıştıgıma memnun oldum. lyi çocuklar. Ban akşamlar da beraber çıkacağız. Kuzinine daha ziyade yaklaştı: Bu suretle bari her gece evde kalmam. Her zaman o pls herlfi» aynı yerde bulunmam. Feyza hayretie onun yüzüne baktı: Pis herif diye bahsettiğin kim? . Faruk tabiL Anlamadın mı? Küstah! Rezil! Hâlâ da utanmadaa nasıl yüzüme bakabiliyor diye saşıyorum. Feyza blrden irkildi. Ne demek istiyorduT Neclâ sesini alçalttı: Bana ne yaptı, biliyor musun? Tahmin edemezsin. Annem duyM onu hemen kapı dışarı eder. Ama bir rezalet çıkmasın diye söylemlyorum. O gece ben niye öyle birdenbire asabileşip camı kırdım? Dunıp dururken öyle şey yapar mıyım? Deli miyim?! Sebebi vardı elbettei O terbiyesiz beni öpmek istedi. Oyun oynarken, balkona çıktığı zamaa, beni orada yalnız bulunca, zorla kollarının arasına aldı. Ben çırpıa* dıkça: «Seni seviyorum, Necli; bırak bir defacık öpeyim, ne olur» dly« yalvarıyordu. .Çekil, yoksa bağınrım, herkesi başımıza toplanm» d«« dim. Korktu. Neyse o sırada siz içeriden çağırdmız da kurtuldum. Utanmaz! Beni ne sandı? Sokak kızı mı?! Feyzanm bütün damarlanndakl kan çekilmiş gibi idi. Başuıın d5ndüğünü hissetti. Kalbinde âdeta fizikl bir acı duyuyordu. Teyzesinin kızu (Arkan var]
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle