18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHLRIVCT ^iinün Mesimleri ŞEHİRDEN RÖPORTAJLAR • ^ Marmarada heyecanlı bir kaçakçı takibi Yazan: ftbidin Dav'er TARİHTEN i Malta seyahatinden dönüşte Na varmıştı Bu sırada daha büyük bir poliden bindiğim Ankara vapuru | yelkenli motorün daha İstanbul isile İstanbula dönüyorum. Gemi Bü tikametine seyrettiği görüldü Düyukçekmece açıklannda iken ka diikle dikkati çektigi için o da, kamaramda eşyalanmı topluyordum. yığın yolunu kesecek bir rota takiBirdenbire güzel gemimizin dudü bine başladı. Bu iki yardımcının tağü ötmeğe başladı. Evvelâ geçen kibe iştiraki kaptanımızı yatıştııdı: bır vapurumuzu selâmlıyoruz san . Çiğneyip batrmaktan vazgsçdım. Fakat düdük sesleri acı acı de tim, dedi; heriflerin biri boğulur; vam edıyor. Flıka güveıtesinde ko başım belâya gırer. şuşanların ayak sesleri duyuluyor Gıımruk muhafaza motörii mü? du. Denize bir adam düştüğüne bük Şimdı uzaktan kopükler saçarak mettim Guverteye çıkmak üzere gelen bir motör daha göründü. Bu, ıken Şefik Kaptanın hoparlörle büsüratli bir motördü. Fakat tam ptotun gemiye yayılan sesini duydum. vadan göründüğu için hüvıyeti anHer zaman sakin olan değerli *aptanımızın sesi telâşlı idi; acele acele laşılamıyordu. Şefik Kaptan: Gümrük muhafaza nıotörü söylediklermden yalnız bir kaçakgeliyor; şimdi kayığı yaka'.ar, dıçılık sözünü anlıyabildmv Kamaramdan çıkıp kumanda ye sevindi. Dürbünle gelen ınoloBıraz köprüsune vardığım zaman, Anka rii tanımağa çalışıyordum. ra'dan denize bır filika indirilmiş döndüğü için bunun bir taka ololduğunu bunun haylı geride kal duğunu gördüm ve kapUna Maalesef gümrük muharaza dığını ve geminın suratle dönrn=kte julunduğunu gördüm Şefık Kap motorü değıl, bir taka; dedım. Uzun süren bırkaç dakika geçtan yolculara, hoparlörle: Lutfen gemınrn sancak tara tikten sonra, üç motör kayığı çefına, diye tavsiye ve ricada oulu vırdıler Gelen taka, bir aral.k f.?lıba motorü ârıza yan'ıgı için >alIngılız ilım adamıarı tar.nfuıdan hazırlaıımış olan radyo ıle ıdart edııen fuzeieıe daır ılk resırruenn nuyordu. İskele tarafımızda epey ilende nız yelkenle seyreden ve sür'atı neşrıne musaade edilmıştır. Yukarıdaki resim. bunlardan biridir. Dort yedeği ile birhkte gitmekte olan saidııdı; esas fuze, yerden idare edılmekte ve saatte 3000 kılometre kat'ederek düşrrw.n uçağını yakalayıp tahrib küçük bir balıkçı kavığı vardı. Pu azalan kayığın üstüne kayık, hem motör, hem yelkan'e tam çığnemek üzire ;kcn va^geçti. ctmektedir. ılerliyordu. Rüzgâr haylı sert. de Tefsırler başıadı: niz dalffalı idi. Kaptandan vazıyetı Bu da bir •caçakcı motorü; kısaca öğrendım. ona yardıma ^eı.lı Denize atılan varil Bir halat attı ami tutturamaBıraz evvel Ankara'nm kıç tara dı. 'ından denize yeşıl bandh bir varıl Kayıktakiler si â>'1^ tehdıd atılmıştı. Kayıktakiler. gemıden ettıler de onun ;ein lbındııınekttn denize atılan varılı kısa bıt muddît çekindi. tuttuktan sonra bırakarak süratle Gözlerimiz, kıyıdan doR! c çıkakaçmağa başlam'şlardı Kaptan da. aenize indırttığı fıhkadakilere me gelecek bir günıük muhafaza mosafonla va'ilı almaların' emreitıkten torü araştınp duruyoıdu. Denize sonra geri ddnmuş ve kayığı kova bir varıl atıldıgmı ve bır ka;. ığın lamağa karar vermıstı Fıhkada iki bunu tuttuğunu g>ur gr,ınuz, teltayfa kü^ek çekiyor, kıç tarafında sizile mevkıını ve bâdisevi Istanda iki gumuk muhafaza mcmuru o bula, Denızyol'ai'.mn le sız merturuyordu. Bunlar, firaî kayığı kezine bıldırmı^ti. Vpzıyeın tedudurmak için bellenndeki küçuk lefonla hemen Buyukçekme'.eye tabanralarıle ha/ava at>« ermi^ler. bıldırıldığı ve ıieredp ıse gümrük fakat kayıktaki üç kişi, bir ağ gos muhafaza moti.unun çıkalolecetererek kendılerinin balıkçı oldu ği ümıd edılıyordj. BOSUIIR bekğunu snlatmak ıstemısler. bir ivaledık. Ne gelan var nç çıct'n! yete gcire ateşe mukabele de etAnkara takibden v«gt^çi»or mışlerdı. Bunlar balıkçı iseler neŞımdı uç motor, sah.le muteveoden kacıvorlardı? cih bir rota ile sığ sula'a doğru Hevecanlı bir takib ve yarış kaçan kayığın peşıne takılmıslaıŞefık Kaptan AnkaıaM kavğm kaçtığı istıkamete çevırdikten sor dı. Ankara için takıM.^n vazaeçmekten başka yapacak bır sey kal.a: Her iki makıne tam vol •lerı1 mamıştı. Dondük; butıin ao/Jer Kumandasını verdı Gemi titrive ve durbünler köpüklu dalgaîar J Macarıstan hapishaneleıınde uzun mudaet kalJıktan son ^ Mosro\anm emrı ıle seıbeat bırdKilar rek iler iatıldı. Dosd^ğru kayığın rasında bata çıka ılerleme"? ça!san İngılız 15 adamı Edgard Sanders, tuhayet hurrıyete kavuşmuş, ve Londıaya gelmı§tır. Yukarıdakı resim üstüne gidıvoıuz Hevecanlı bir flikamızı arıyordu. Kaotin, flık.<de, Sanders, karısı ile kucaklaşırken gorulmektedir. yarış ve takıb başladı. Kuçük t»k nın varih denızden aldığını umone dalgaların u^tnn^en sekerek sa yordu Flıkayı bulduk v» yo! kehile doğ r u suratle kaçıyor. Anka serek evvelâ ıçindekılerı, Eonıa ra, kayığın yolunu kesecek bır ro tekneyı gemiye aldık Dalı:a'orc'?n ta takıb edıyordu: nıhayet turbinler sırsıklam olmuş iki muhnfasa mehızını aldr. kavığa vetıstik Şefik muru varili bulamarlıklarını, VvKaptan megafonla bağırıyor: çuk tabancaları ile havava atfş Dur! ettiklerinı. kavıktan bu ateşe muBu emre kulak asan yok kabele edıldığıni, sonra •ur at'e Dur dıvnrum du'ifazsan çığ kaçan kaçakçıların mesafeyi açtikner batr ırım. lannı soylediler. Kayık sand fcatırabihrsen oaur. Bır muddet varili aradıka c a > der gıbi bırH"nbire rorpıek pK'i rotaya seyredivor. Şefık Kaptan gorunmedi. Kaptan. fcaçakc.ların varüin kapağmı açıp batırdtklan serdümene bağırıvor1 kanaatıne vardı. A'abanda i«=kele' Ah. gemıde bır mavzer olsa, İtalyanca konusan meçhul çahıs İstanbula gehrken muhs'r7.a meGemi done ken kaptan, küpeâtelere dayanmıs kovalamacavı seyre murlan ıle konuştuk; junlan anden yolculardan gene geminin san lattılarcak tarafma geçmelenni rıca ediBız aldığımız emir üzeıine \or. Sebebıni soruvorum: Ankara vapuruna Çanakks'.edm Kaçakçıların aemiye ateş et bindik Kaçakçılık edpn.pr gemimesi ihtimali var Yolculan ^ur lerden arasıra. denıze boyle \<.nlmalanndan korkanm: ler attıklan için böyle bır ev vuSonra ilâve ediyor* kuunda atanları yakalamaK üzere Ah. gemıde bır mavzer olsa, kaptanla beraber tertibat almıştık. ben onu simdi durdururdum... Birimiz, geminın kıç ta.af 111da no Nasıl? bet beklerken italyanca konuşan İ>nce yaklaşmca kıçındaki mobır adam, nerede olduğumuzu sortöre bir kurşun yapıştır ırdım. Tadu. Büyükçekmece sçıklarmda mam! olduğumuzu söyledik. Hemen son Koca gemide silâh yok mu? ra, denize bir varil aHdığını jorTanınmış hlm artisti Michel Wıldıng, gene arust olan eşi E.ızabeth Tajlor ile birlikte ıstırahat et Maalesef hayır' mek içm Ingiltereye gelraiştir. Yukarıdaki resim, haVa alanında çekilrruşür. Elizabeth Taylor'un kucaAnkara, tekrar Kavığa vetişti, dük. Fakat vanl öteki bordadan ğında sekiz aylık çocuğu gorulmektedir. yetişti ama boşuna. Motör ve vel atıldığı için atan şahsı göremedık ken kuvvetile dalgdann üstünde italyanca konuşan adamı tanıyabıalacalı bir martı gibi seken oeydz lıriz. yelkenli kara kayık gene döndü. Ankara, bir buçuk saat gecikme İçindekiler Şefik Kaptanın: ile İstanbula vardı. Yobu.ar bu he Dur, ılurmazsan çiğnerim! yecanlı takibi, bir polis filmi gıbı Tehdidlerine kulak asmıyorlardı seyrederek hayli eğlenmişlerdi ve o İclerinden üzerinde yalnız beyaz akşam Ankara trenine yetışmek isdonu bulunan çıplak biri ayakta tiyenler hariç, bir buçuk saat'ık duruvordu. Der«ız atla<. acak ve\a gecikmeden hiç üzünrü duymamışdüşecek gibi bir vaziyet aldıysa da lardı. Yalnız Şefik Kaptan, sonra kendini toparladt. Ah ju herifleri yakalayamaKaptan kızmıştı: dım, diye üzülüyor; fakat motör Alabania sancak! Her iki makine en son yolla ileri' diye bağır ler peşini bırakmadılar, telsizle de dı. Emri makine dairesine teblığ e haber verdik; elbette Büyükçekmece zabıtası yakaianna yapışadildi. Ankara dönünceye kadar kayık caktır; diyordu. Nitekim de öyle karaya doğru hayli yol almışü. olduğunu sonradan gazeteler yazr 6200 tonluk koca Anka a, bu cıva dılar. gibi kayığı bir türlü tutamıyordu. Mesina Boğazmın kaeakçıtan Şefik Kaptanın dudağı ve çenesi Vapurumuz, Mesina Boğazından patlıyor geçerken Ankaranın rotası üzerinŞefik Kaptan megafonla bağırıp de doloaştığını ve ko?arını salladunırken hırsmdan megafonu ku yarak gemiyi selâmladıklannı görmanda köprüs'jnün demirlerinden düğümüz müteaddid kaçakç' sanbirine çarpmış, üst dudağı ıle çe dallarından Şefik kaptan şıkâvet nesi yaralanmış, kanıyordu. Bunu ediyor; karanlık gecelerde, hiç bir gören geminin gene doktoru bir elinde pamuk paketi, öbür elinae fener yakmadıklan için ^örülemitentürdiyot şişesi kaptanın peşisı> yen bu tekneleri çığneyİD batırmaktan çok endişe ettiği için âzaAvustralyada, Sydney'de «Caramba» admda 18 ajıık bir kopek 14 yavıu doğurmuştur. Kopeğın sa ra koşup duruyordu. mî dikkatli davraniığını, çünkü Bu sırada Ankaranın kalın sesli hiti Judy Clegs «Evdeki bütun yun çorablar yavruloia yetmedı» der.ıeKiedır. Yukarıdaki resimde, yavI düdüğü mütemadiyen ötüyordu. A böyle bir hâdise olur da kaçakçıruların her bırı bir yun çorabın ıçmde bir ipe asılı olarak gdrulmekte Jir. f.ktan gelerek ya sahıle yahud da tardan boğulan olurs<ı İtalyan maBir adam. gece domıız zannile Tstanbula giden bir yelkenli motör, kamlannm kendisıni nıes'ul etGoıleri önünde bir adamın öMüFatihte bir hâdise r Anka a'nın üzerine doğru ^eldi. meğe kalkışacaklarını söylüyordu. kardeşini vurdu Dün aksam uzeı Fat hte bir hâdi'e rulmesine mpni olamı\ an iki geçinıştır Fatıh karakoluna mı.'aca,' Kör ölür, badem gözlü olur. Evvelki gece Çatalca koylermden bi. Yanımızdan geçerken kaptan megapolis muhakeme edilecek eden Nuriye Numan adlı bır kadın 1 inde dıkkatslzlık yuzunden feci bır fonla bağırdı: Bu habis kaçakçılar da o zaman Bır muddet ewe! Mısırçarşısı onun. Eyubde oturan 3 şahsın kendısıne sar. kaza olmuş bağda bekçlllk yapan bir Kaptan, şu kaçan kayığı tu hayatlannı denizde kazanan zade bır hâdıse cereyan etmis. AU Dlk. kıntılıkta bulunduğunu lddla etmiştır şahıs domuz zannederek kardeşini çifte ıren isimli bir şahıs, arama.t&rama Hâdlseyi tahkik İçin vak a yerine giden üe agır surette yaralamıstır. tun! vallı bahkçılar olur, gel de derdiiirasmda bıçağını saklamıyan bakkal Yardımcı motörler takibe iştirak ni anlatabilirsen anlat: diyordu. Fatih karakolu polis gorevllsi Jandar. Çtftlikköydekl bır mısır tarlaşında C«rıue taarruz ett'ğı için karakola go. ediyodar tu ıLrKen polls'enn eiınden kaçmıs ve m» onbaşısı Ahmed Aydoğan. Ismaıl. bekçillk yapan İsmall Çavuş, geceyan. Uğradığı ecnebi lunanlannda kaMotör kaptanı hemen döndü. KaAli ve Nlhad İsimli sahısları karakola sına doğru mısırların yer yer oynama. Cemalı bıçaKlıvarak oldurmugtu. çakçılık ederler korkusiîs gemisisından huylBnıp çıfteslnl kapmış ve yığm üzerine yol verdı. Bir yarBu hâdıseye se^ebivet veren ve göz. davet etmıstir. Bu davete kızan Ismaıl nın mürettebatmdau hiç kimseyi len onunce îîlenen bır cmayete manı cSen de kıra oluyorsun» dıyerek on. gordugu karaltıya ateş. etmlştlr. İsmaı. dımcı bulmuştuk. Bir tarafından c?nnı>an poi s p^emut'arı Şevket ve başıya bir tokat atmış ve kaçmıştır. lın gordugu v» domuz lannettığı ka. motör, öte yanından Ankara kayığa dışarı çıkartmıyan Şefik kaptanm, Tshırın durumj II Idire Kuru ura akser Ismailin kaçtığmı goren Jandarma raltı ka'deşı Mehmed olup ağır surette doğru vaklaşülar. Şefik Kaptan, bir bu kadar dikkat ve üıtımamma yaralandığından hastaneve vatırılmış m =rır n Idare Küulu bu memurların rağmen, Marmarada bir kaçakçılık tabancasını çekerek ıkı el ates etmiştır. hâdıse hakkında tankıkam ba^'apmştır aralık hiddetine mağlub oldu. a h c:iaede ıhmallenrı goıdugu tC'n lu. Çıkan kursunlar Ismaıll baldırmdan ve Şu kayığı bindinp batı r aca hâdısesi ile karsılaşmasından üzülzumu raij.irif.eme kararı verrn st r. Denizde bir cesed buhındu tım. Herıflerın aklını başına getire meğe hakkı vardı. Fakat kaçakçıBu karar uzerıne ış Savcılığ* ak^et. aya'< parnagından yaralamıştır. Yara. Dun sabah Kuçukpazar çop iskelesi lının tedavısı yaptırılnıış, kadına gar. j lık, teşkilâtlı, hattâ mılletlerarası r,15 ıkı oclls nakkııda hazırlaran ev. civsrında, henuz huvıyetl meçhul bir ceğim. rak aslıve mah»e"ie« ne verılmlîtir. kıntılık edenler hakiır.da taktbata ge. erkek ceeedı gorulerek denızden çıka. | Bizden daha çabuk dönmüş olan I teşkilâtlı bır belâdır ki başa çıkMuhakemeye Silmıstir. rtlmıg. tahldkata b^lanmıştu. I motör, daha evvel kayığın üstüne mak murokun olamıyor. Cezasız kalan cinayet Derleyen; Hamdi Varoğlu Fransız tarihinde mühim sahifeler işgal eden meşhur Conde >ıanedanının son ferdi Bourbon Dukası Prens de Conde'nin bir oda uşağı, 27 ağustos 1830 sabahı, âdeti üzere saat sekizde efendisinin yatak odasma girdiği zaman, onu bir pencerenin sürgüsüne asılı ve ölü olarak bulmustu. Prensin o sırada ikamet ettiği SaintLeu şatosu müstahdemlerini derhal ayağa kaldırdıKoşup gelen "îoktorlar, prensin inti har ettiği hükmüne vardılar Fakat gazetelere saravdan gönderilen bir pusulada, prensin nüzulden öHüğü bildiriliyordu Cenaze kaldırıldıktan bir gün sonra. SaintLeu papazı, rahib Pellier, Chantillv kilisasinde vâzettiği sırada şu sözleri söylemişti: P'ens. ölümünden kendisi mes ul değildir. Şimdi huzuruna çıkmış bulunHuğu Allah adma vemin ed<»rim Bu ise haris eller kanşmıştır; bunlar. daima noksan. çogu zaman da kör olan diinva adaleti karşısında değilse bıle. ahiT'et mahkemesi huzurunda cinayetlerinin hesabmı vpreceklerdir Otevandan. oldukça kurnaz ve pek hatır gnnül bilmez bir adam ol?n oda usağı. Lecomte, şatonun hizmetkârlar dairesinde. kasab^da, sonra vakanm ertesi günü ne 2 bi psrareneiz zivaretlerde bulunmsk için gittıei bilınmıven Pariste bazı boşboeazlıklar etmiş: Eeer ben konusacak olursam bazı kımielerin rahatı kacar, demis ti Prensin ölmeğe hiç de nıveti voktu. ben bi'ivorum Dnha bir aksam evVe1. «sonbaharda İtalvaya Rİt mek istedığini bana sovledi Tabıî. Msdam de Feucheresle '>er>»ber Zâhi. maHarrun d?ha oa^ka tasanlan varmış' Prens de Conds adı cok meshvr, prensin tahta veni çıkan Orleans hanedanile akrabalığı çok vakın oldıiîu için muhalefete mensub k ; içük «azeteler, ıcvÜ7u h^yli ki'lv eÖ7Üken bu hâdisevi derhal ele aldılar Bp<an muhıtlerinde çok < )rkin dp^ıkndular Holaşmaea başladı: nibavet, tahkikat acmak mecbıınveti ken^inı eosterrli B«>ri tarafta da rahib Pellier Kral Lo'iısPhitipDe'cîen huzura kabul rica"!inda buiunmuş. fakat kral bu ricavı verine eetirmemiş, bir divcceği var<;a. Monsenvör LauisHanri Joseph de Bnurbon'un ölümüne TIÛteallik bütün ısle'de sorsu hâkim1 ei uhHesine verilmiş olan hâkim Mosvfi rie La Huprove've müra.aat etmesi lüzumıınu bildirrriçti. SaintLeu padazı ile de la Huvro ve a asmdakı konuçma uzun sui(?ü Rahib. prensin eünsh cıkartan papazı ve sırdası olmak itıbarile oT.vn bütün husıi'=ivetleri hakkında lıâkime bir çok mah'mat vermiş, bu arada. Madam de Feucheres meselesi bahis mevzuu olmuştuKansmdan uzun zaman avn vasaHıktan sonra onun ölümıle dul kalan prens de Cond«. Rhin kıyılarınria. Napoleon'un adamlan tprafından vakalandıktan sonra, uvdurma bir rmıhaVemevi müteaV.ıb Vincenrps hendeklerinde kurşıma Hızılen dük d'Enghien'in babası;dı Havatında buna benzer daha başka facialar, felâketler, hüsranîar eörmüş. dünvadan bezmiş, cemıvetten uzak bir hayat yaşamaça baslam"=tı. Bu Madam de Feuch>î>es nlduğü taribte vası 74 ü bulmuş olan Prens de Cond* ile. 1808 senesinde ! Londrada tanısmıstı Bütün hanedanı efradıle birlikte Ingiltereye göçmen olarak gitmiş bulunan nrens. o sırada kırk yaşından biraz f azla idi Aile adile Sonhie Dawes dive çağınlan Madam de Feuche | res'ın yaşı da henüz on altı idi. Fa , kat bütün gencliğine rağmen feci j derecede kirlı bir mazisi vardı Aile [ adı olarak kullandığı Sophie Dawes ismi bıle sahte idi, doğrusu Clark'tı. Babası ayyaş bir kaçakçı. annesi fahişe. erkek kardeşleri hırsızdı Kız kardeşleri, çok küçük yaşta iken. körpe meraklısı erkeklere satılmışlardı. Prens de Cond*. 1815 senesi Fran saya dönerken, Sophie Dawes'i de beraber getirmiş, 1820 »enesinde onu garaya takdim etmiş r e Franazlaştınnıştı. Sophie'yi herkes, prensin evlâdlığı zannediyordu. Gü nün birinde de, bu sıfatla, Baron de Feucheres isimli bir hassa ılayı subayma vardı. Fakat baron, kansuıın bütün güzelliğine rağmen habis bir ruh taşıdığını sezmekte gecikmemiş, müthiş bir kavgadan sonra, gerek sarayda işgal ettiği mevkii, gerek prens de Conde'nin lutuf ve teveccühlerini tepip b b taşra şehrine çekılmişti. Rahıb Pellier, hâkımle yapüğı bu uzun konuşma sonunda, Pren» de Conde'nin, vasiyetnamesmde Madam de Feucheres'e de bır madde ayırdığını, bu madde gereğince, prensin ölümünde, sabık Sophie Dawes'in iki milyon frank altın paradan başka SaintLeu şatosuna, Montmareney ormanına, Morfontaine malikânesıne de tevanis edeceğini söylediğı zaman, Mösyö de la Huproye'nin kanaati busbütün kuvvetlendi. Prens intihar etmiş değıl öldürulmuştu. Rahibin ilâve ettiği bir nokta daha vardı ki o da, Lecamte isimli uşağa taalluk ediyordu. Bu uşağı Prens de Conde'nin hizmetıne tahsis eden, Madam de Feucheres olmuştu. Binaenaleyh, cinayetın, mirasa konma hırsıle, Madam de Feucheres tarafından tertıblendıği, uşak Lecomte tarafından işlendiği gün gıbi aşikârdı. Papaz Pellier çıkıp gittikten sonra, hâkim, derhal Lecomte'u celb I etti. Uşağın, göriınduğunden çok | «Her ne olursa olsun, Madc<n , de Feucheres aleyhinde Hiç b ; r ta| kib yapmamağa sizi kesın olarak davet ediyorum. Aksi halde, ve» receğınız rapor muameleye konııU mıyacaktır. Tersme, bu şahıs hak» kında hiç bir muamele yapmarrağı kabul ettığıniz takdiHe, da'ıiadı» nıza, Seıne mahkemesınde aslî â« zalık verıleceğıni sıze bıldırmeğe mezunum » La Huproye, bu müdahale karşısuıda, istıfa etmekten L«aşka care bulamadı. Yerıne gelen h^kım, prensin intihar suretile olduğü hukmunu verdi. Madam de Feucheres dâvasını kazanmıştı. Buna rağmen Fransada oturamadı, İ837 senesmde İngıltereye çekıldi. Üç sene sonra da orada oldü Son demlerinde tovbekâr olduğu, ıbadetten baş kaldırmadığı nvayet ediliyordu. Conde hanedammn en meşhur simalaruıdan Louis I, Prince de Conde) daha fazla şey bildıği açıkça görüluyordu. Fakat ote yandan. efendisinin öluraü faciası karşısında, dehşet içmde bulunduğu da arüaşılıyordu. Bu adamın de la Huproye'e verdığı ıfade çok garıb bir şey oldu Prens de Conde'nin, pencere sürgusüne, birbırine bağlı iki mencıılle asılmış olduğunu so> ıjyordu. Fakat mendıller, maslubun boynunda gayet gevşek duruyordu. Üstelık, Conde'nm ayakları hemen hemen yerdeki halıya değıyordu. Karyolanın onunde ve odaya gırılen gızli kapının iç kısmında, çamurlu. ırı ayak ızl~ri vardı. Yatak, bır boğuşma maru;arası arzedıyor, prensin bacaklannda ve boynunda çuruk yerleri goriıluyordu. De la Huproye, uşak Lecomte'un sorgusuna bir muddet ara verdi Hattâ baron de Feucheıes'ı de sorguva çekmedı. Çunkü prensin cesedını bir kere d»ha muayene edecek olan doktorlann raporunu henuz alamamıştı. Öte yandan, bu doktorlar da kendi a;alarında bır türlü anlaşamıyorurdı. Biıısı, intıhar tezını mudafaa ediyor, otekı, prensln intıhar etmtsine maddeten ımkân bulunmadığı iddiasını güduyordu. Bu ıddıa kuvvetli bir delile dayanmakta idi. Prensın kollarımn yukarı kısımlanndaki adaleler o derece dumura uğramış halde idi ki, adamcağız, kendini asmak için boynuna mendi] bağlamak şbyle dursun kravatını bağlamaktan âcızdi. İş bu safhada ıken, rahıb Pellier, bir gün, hâkım de la Huproye'yi zıyaret etti, ona, bır köylüden aldığı malumatı getirdi. Vaktıle SaintLeu şatosunda bahçıvanlık etmiş olan bu adam, cınayetten bir gece evvel, şatoya gizlıce bır adam geldığini, biron de Feucheres'in yatak odas.nda saklandığını, bir hafta kadar çrtoda mısafır kaldığını, fakat sonra ortadan kaybolduğunu söylüj'ordu. Aradan on sene geçt.ktfn «.rmra, hakıkat, uıkâr kabul e'raez bır sekilde meydana çıktı Oda uşağı Lecomte, olum doşeğınde, butin bildıklerini itiraf etmışti. Prens de Conde, Madam de Feucnerps'le, âşıkı eskı jandarma başçavuşlarından biri tarafından, yatjğında bo» ğulmak suretıle öldürülmuştü. Kadın, prensin ayaklarından tutuvor, âşıkı da, ihtiyann ağzıru bir yaatıkla tıkıyordu. Prens, bu tazyık altında çırpınırken, ell başıucundaki çıngırağın ipine değmiş uşak Lecomte'un odasında çıngırak hafıfçe ötmuştü. Lecomte, efenc'ısi kendisini çağınyor zannile deıhal aşağı inmiş, her an odaya gırebilmesi için yanında bir anahtarı bulunan gızli kapıyı dçın:a, katilleri suçüstü bastırmıştı. Fakat ölünrJe tehdid edıldiği için, Madam de De la Huproye, bu son ifşaat Feucheres'in de her şey yapabiuzerıne. artık daha fazla tersddüde lecek tıynette bir kadın oldıiğunu mahal gormedı, Madam de Feu bildıği ıçm susmuştu. cheres 1 cinayet mahkemesuıe sevketmeğe hazırlandı. Fakat tam o Prens de Conde muamması böysırada, savcıdan şöyle bir emir al lece çözulmüş oldu. Fakat bır cürruştı: rüm daha cezasız kalmıştı. PURO Sabun Fabrikasının en son Istanbulda perakende satı$ fiatı I LİRA | CILDINIZIN MUHTAÇ OLDUĞU GÜZELLİK MUSTAHZARIDIR Salılık Amerikan Eşyası Ankaradan aynlacak olan bir Amenkalı, kıymetli eşyasını satmaktadır: Ameri kan barı, yemek ve yatak odası takımı, Fnjider, elektrik fannı, Nesco elektrik ızgarası, Adres: Şerefli So. No. 13 Meb'us evleri Ankara Tel: 31016 BOL KÖPÜKLU • NEFİS KOKULU PURO TUVALET SABUNLARI 100 de 100 istanbul Alman Lisesi Deutsche Oberrealschule İstanbul Öğretime 1 Ekim 1953 tarihinde başlıyacaktır. Aday kavdı 31 agustostan 14 eylule kadar pazartesi ve Derşembe eunlerı saat 9 ıle 12 arasmda okulda vapüacaktır. Kavıd icın: okul dİDİoma veya tasdıknamesı. sağlık ve 84i belgesi. 6 aded fotoğraf ve kimlık cüzdanı lâzımdir. Doktor HAYDAR GASPRAU Seyahatten dbnmüstür Telefon. 41881
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle