24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
V Temmtu 199S CUMHURlVK'Jt f ft DÜNYA HÂDİSELERİ Avrupada bttyük sempati kazanan Tonga Kraliçesi Ziraat: 3 Avrupamn İlk Gangsterleri Yazan: P. GORDEAUX împaratorluk dcyriıtde istanbul nasıl beslenirdi? Yazan: Süreyya Ozek Macaristan Rumanya ve Bulgaristan imparatorluk hududu icinde bulunurlarken buralarda çok büyük çiftlikler varmıs. Çiftlik sahibleri çJtliklerinin basında bulunup islerini idare edeceklerine idarevi kâhyalara vevahud yarıcıva terkederek İstanbulda harem ve selâmlığı olan büvuk konaklarında otururîarmış. Bu çiftliklerde büyük mikvasta hububat istihsal edebilmek için arazi pulluklarla sürülür. iklim, Anadolu steplerinin aksine yağmurlu olduğundan her sene muntazam mahsul ahnır ve bunlar Tuna yolile kayıklarla ucuz şekılde İstanbula taşmırrruş. Rumelide yapılan büyük seferlerde ordu ve hayvanatın iasesi için tertibat alınırmıs Orduvu nakil için öküz. bevgır vetistirilir ve too çekmeğe mahsus katır vetistirmeğe ve bu hayvanların doğurmalarına ve vavrularının cok ivi beslenmesine «ayret olunurmus. Sofya Budapeste volu güzergâhında çok kuvvetü mandalar beslenirmis Fatih Sultan Mehmedin İstanbul muhasarası için Edirnede döktürdüğü topları İstanbul surlanna kadar getırmek ıçin beher topa üç yüz ell. çıft öküz veya manda kojulduğunu bes vüzuncu fetih yılı dolavısile verilen konferans ve nesriyattan anhyoruz. Hayvanlar icinde vücudüne nisbetle en çok ağırlık çeken fransızca scarabe ve bizde gübre böceği denilen böcek ve dört ayaklı memeli havvanlardan da fıldir. Meselâ gübre böceği sekiz. sekİ7 buçuk gram ağırlığındadır. Kendi ağırhğının vuz misli yani sekiz vuz. sekiz vüz elli gram ağırlığında bir cismi sürükliyebilir. Halbuki bir fil iki ton agırlığında olsa bu nisbete göre iki vüz tonluk bir katarı çekmesi lâzımgelir. Bazı Afrika fılleri müstesna olmak üzere bu kadar vükü fil taşıvamaz. Hindistanda bazı ormanların civarındaki halk ormanda ağacları devirmek ve bunları sarp dağlardan asırıp sehirlere tasımak için filler kullanmaktadır. Bu izahattan sonra mevzuumuza dönelim: Rumehdeki büyük çiftliklerde koyun inek sürüleri beslenir ve İstanbulun et peynir tereyağı ihtiyacı temin olunurmus. Pevnirlerden beyaz peynir. tulum Deyniri, krema makinelerinden (centrifuge) geçirilmi<! sütün kaymağından nefıs terevağı istihsal olunurmuş. Bu büyük çiftlikler sistemi memleket ekonomisi ve ziraati için cok fena neticeler vermistir. Çiftlik kâhyaları İstanbul konaklarını dolduran issiz insanları dovurabilmek ve efendilerine hos eörünmek için çiftlik icinde ça'asan köylüye haklarını vermemisler, bu sınıfı ac ve perişan bırakmıslar. daha birçok fena hareketler yapmışlardır. Bu çiftliklerde (at) vetiştirmeğe de büvük bfr pay ayrılmıstır. At ordunun en süratli ve kuvvetü nakıl vasıtası olduğu gibi sehirler arasındaki naklivat ve haberleşme isleri icin de bu havvandan istifade olunmustur. Bu vüzden memleketin buvuk ana volları üzerinde (menzil) ler tesis edilmis ve buralarda Catar) ların oturması ve atların beslenmesi için lâzımaelen tertibat alınmıştır. \ Ancak imparatorluğun zayıflaması ve difcer taraftan medenivetin ilerlemesile bütün bu teskilât ve gayretler tarihe mal YANLIŞLIKLAR Müsabakamn şekli Elli gün müddetle yukanda ' mak, faraza hem tarih, hem tieördüeünüz şekilde hergün bır yatroya müıeallık fıkralardaki fıkra neşredeceğiz Tanınmış ire J vanhşlan bulmak, bu suretle müzalar tarafından yazılacak olan sabaka neticesi tertib edilecek bu hkralar on ayn mevzua kuı'aya iki şans ile iştırak etnıek taal'uk edecektır Yani edebi knbildir. Ancak bu takdiHe her yat, tıvatro musiki, dığer gü bahse müteallik 5 fikrayı ve 5 zel sanat şubeleri. tarih. ilim kuponu ayn bir zarfa koyup yolve fen, tıb. ziraat, spor mev lamak icabedecsktir. zularmın her biri için beMüsabaka neticesinde yanlışşer tatıe yazı konacaktır. Ve her yazıda muha r rır'?rı taralıi. lan bulanlar arasında çekilecek dıri kasden bırakılmıs. Deşer tane kur'ada 1 kişiye İstanbul Marbileti. yanlıs bulunacaktır Bu mevzu siiya gidıp gelme vapur iardan hangisinin meraklısi Iseniz o mev7iıa aid 5 vazıvı okuyacak, yanlışlan bulacak, altlannı çizecek, sonra yukanda mevcud kuponu dolduracak ve müsabaka hitamında yanhşlan işaret edılmiş, 5 yazı ile 5 kuponu bir zarf;ı koyup eazetf"i'?° v "avacaksınız Sizden 50 fıkra'ldkl yanhşîan bulmanızı degü. bir lek mevzua mütealHk 5 yazıdakl r>n ışları bulm?rirzı istiviruz I naamafih birden fazls mevzua n.iiıeallik fıkrslarla a'â^a lar / dolabı (6 ayak), bir kişiye Amerikan G. E. çamaşır makinesi, 5 kifiye 7 lâmbah Siemeos radyosu. 5 kişiye 6 lâmbah Sıemens radyosu, 5 kişiye 5 lâmbah S'emens radyosu, 2 kişiye Siem<;ns büvük boy elektrik süpürgesi, 5 kifiye Siemens Eapid tipi elektrik süpürgesl, 15 kişiye otomatik Moraphy ütüsü. 15 kişive S:e mens fırmlı ekmek kızartıcı, 20 kişiye Sheffesrs altın İngiltere Kraliçesi II. nci Eliza j beth, tac gi>me merasiminin mabaadi olan memleket ıçindeki seyahatlerine ve halk ile temasiarına devam etmekte olduğu gibi, dışarıda tac giyme toreninin akisleri de hâlâ bahıs konusu olmaktan geri kalmamaktadır. Tac giyme me rasiminde Büyük Britanya Imparatorluğu topluluğunu temsil eden hukümdarlar arasında bulunan Tonga Krahçesi Salote'nin İngiltere âen ayrılıp memleketine donuşü dolayısile bu kadın hakkında dünîa matbuatında bir çok yazılara tesadüf edilmektedir. Tonga Krahçesi, 2 haziran günü Londra sokaklarından Kraliçe Elizabeth'i takiben geçen kafile arasında en çok alkış'.anan şahsıyetlerden biri olmuş, çikolata renkli kadın hükümdar, kafileyi seyreden milyonlarca İr.güizin ve yabancımn büyük sempatisini kazanmıştır. Tabiî o da bu alkış ve takdirleri mukabelesiz bırakmamış, muntazam ve bembeyaz dişlermi göstererek durmadan gülmıış ve ellerini sallıya rak iki taraftaki kalabalığı selâmlamıştır. **• Tonga Kraliçesınin hükümranlığı altmda bulunan memleket, dün yanın öbür yarınnda, Pasifik Okyanusunun ortasındadır. Aşağı yukarı 150 adadan mürekkebdır. Adalardan bazıları o kadar küçüktür ki sakinleri ancak 3040 kişiden ibarettir. Bu adaları meşhur kâşif kaptan Cook, on sekizinci asrm sonlarına doğru keşfetmiştir. Orada yaşıyan halkm sakin ve dağdağasız hayatına oylesine »neclub obnuştur ki derhal admı t Cennet adalan» koymaktan kendini alamamıştır. Bugün Büyük Britanya İmparatorluğu topluluğu camiasma dahil bulunan (Cennet adaları» o vakit tamamile müstakildi ve şu andaki Kraliçe Salote'nin mensub olduğu j hanedanın eski şahsiyetleri tarafından idare olunuyordu. Fakat, memlekette iptidaî teşkilâth bir kabiîe hayatı hâkim idi. Tonga'yi asrileştirmek teşebbüsüne girişen Salote'nin dedesinin babasıdır. Salote de tıpkı Kraüçe Eüzabeth gibi •babasmm erkek evlâdı dunyaya gelmeden vefat etmesi üzerine tahta geçmiştir. Şu anda Tonga. meşrutî bir kralhktır. Tıpkı diğer modern memleketlerdeki gibi parlamentosu, kabinesi, nazırları vardır. Tebaasma pasaportlarını kfndisi verir. Yani ıç işlerinde tamamile serbest, fakat aynı zamanda Büyuk Britanya İmparatorluğu topluluğuna sadıkane bağlı bir teşekküldür. Halkının resmî dıni Hıristiyandır. Saiote ismi de Charlotte» un ora şıvesme uydurulmasından başka bır şey değildir. Salote iri kıyım bir kadındır. 01dukça şişmandır ve boyu da tam iki metredir. Yüzü şirın, yaşı 53 tür. Tebaasmın sayısı ancak 50 bin kadardır. Memlekette sanayi hayatı yoktur, gazete neşrolunmaz. Bununla beraber açıkhava sinemaları vardır. Fakat Salote, filmleri bizzat sansur ederek cınaî ve ahlâk bozucu kordelâlarm vatandaşlara gösteriîmesini önler. Pazar günleri kiliselerin dolup taştığına gdre halk fazla dındardır. Aynı zamanda spora meraklıdır. Bılhassa İngiüzlerin en fazla rağbet gösterdikIeri Crickett gencler arasında çok f 15 Çevlr«n: MAZHAR Bu vazıda bes yanlış vardır Süreyya Özck'in yukandaki yazı^ında. mııharriri tarafından kasden yapılmış beş yanlış vardır. Ziraat meraklısı iseniz yanlışlıklan pek kolayca hnlabilirsiniz. Bıılmaya çalı^ın ve scnra sağ taraftaki cerce^e icinde >azılı ^artları okuyun. Tarihî Bahisler Atlara dair Yazan: Haluk Y. Şehsüvaroğlu sevilmiş ve yayılmıs.tır. Her vatandsşa muayyen miktarda arazi tevzi edılmiştu. Halk, bu arazıde Hındistancevizi ve meyva yetiştirip bunları ihrac ederek geçinır. Tonga sakinlerinin en bü | yük tiryakiliği tütün çiğnemektir. Fakat 16 yaşından aşağı çocuklara bu tiryakilik menedilmiştir. Aksi harekete cur'et edenler ağır ceza görürler. İşçıler az kazanırlar. Bununla beraber insan çokluğu dolayısile her işçi günde üç veya dört saatten fazla çalışmaz. Bu hal, orada el emeğinin değerı olmadığını gosterir, maamafıh herkesin müsavi »urette kazanc temin etmesi yolu da böyle tutulmuştur. Halkm umumî sıhhat seviyesi Avrupahlardan üstündür. Ama, gene umumi ve meccanî sağhk merkezleri ve dispanserier tesis edilmiştır. Aydm tabakanın tahsili ve terbiyesi yolundadır. Meselâ Kraliçe Salote, Yeni Zelandadaki Auckland şehrinde bir rahibeler mektebinde okumuştur. Oğullarını da tahsillerini tamamlamak üzese Avustralya üniversitelerinden birine göndermiştir. Salote bilhassa tarihî eserler meraklısıdır. Lâkin, Avrupa ve Amerikadaki edebiyat ve sanat hareketlerile de alâkadardır. Evinin eşyasını Londra mobilyecilerine yap tırdığı gibi, salonlarını da İtalyadan aldığı sanat eşyasile süslemiştir. Tonga'da basit bir hava meydanı mevcuddur. Kı> ılann muhafazası için tek gambottan mürekkeb bir rie deniz kuvveti vardır. Salote, Kraliçe Elizaoeth'in tac giyme merasimi dolayısile yaptığı seyahatten dolayı, bir çok memleket gdrüp, bir çok insar.larla tanıştığı için hem kendi hesabına memnundur, hejn de vatanını İn?ilizlere ve yabancılara tanıtmak fırsatına nail olduğu rihetle öz yurdu namına faydalı bir te^ebbüs yaatığına kanidir. Çünkü ekseri İngiîizler ve yaTıancılar Tonga'yi ancak batmak uzere olan bir adanın üstündeki '•ar.ardağın adı diye bellemişlerdi. Orada çalışkan 50 bin insanın varIemdan, bunların Avrupai şekilrîe bir hukumete sahib buluncuklarmdan kat'iyen haberdar değillerdi. (Aimanca basından) Yenimahaliede voltaj düşüklüğii gfideriliyor Fransanın her tarafmda heyecan 1011 haddini bulmuştu. Beneuaz mebusu Franklen Buyon me«eleyi paralamentoya kadar götürmüs ve Dahlliye Nazırından bu »akavetlerln önüne geçılmesini istemijti. Matbuat da vatandasın güvanliğini temin etmekte aciz gösteren polise hücıım cdiyordu. Fakat Emniyet Müdürlügünd* Jtece jfündüz calısılmakta ıdi. 30 mart tarihinde Emniyet Müdür Muavini Juln yanında bir komiser, iki müfettiı r * tivll m«murlar olduğu halde BerkSürMer'e gitti. Memurlar o semtte Terminüs isimli ıs«ız bir mahall*/e gittiler. Burada hâll arazi ortasında jimendifer maklnistlerinden Bartelemi Bare'nin bir kulübesi vardı. Bare anarşistti. Polis kulübeyi henüz sarmağa baslamıstı ki blrden kapı açıldı ve rengi uçuk bir delikanlı cıktı. Türkler atı, silâhı ve çadın w ven bır mıllettır. Asırlarca ahırlarımızda en güzel atlar beslenmiş, üç kıt'ada yaman Türk »üvarıleri at oynatmışür. Silâhlarımız bir harb vasıtası olarak taşıdığı üstünlük yanında bir <an'at eseri halinde de büyük itınalarla ijlenip durmuştur. Büyük hicretler devrinden bajlayarak birbirini kovalayan zafer asırlinnda çadırlarımızın, otağlarımızın ıhtişamı gozler kamaştırmıştır. Her orta halli Türkün bir atı olduğu devirlerde beylerbeylerinin, vezirlerin ve sarayı has ahırlarınuı müteaddid atlan buluaurdu. Has ahır atları dışardan satın alınır, hedıye suretile geiir ve\a ölen vezirlerin muhallefatınchn temin olunurdu. Eski devirlerde en muteber hediye şüphe yok ki attı. Padişahlara, şehzadelere, vezir'e j re, sefirlere donanmış ~.tlar hedi ' ye edilirdi. ' 1517 tarihli bir (Enderun hassa j atlan defterindel saraya Mısır sul ı tam muhallefatından vüz ynmi bir j re's, Hasan Paşa muhallefntından ' yirmi üç re's, Sınan Paşa uıuhalle ı fatından kırk bir re's, Yumıs Pasa nvıhallefatmdan otuz uç re's at geHıği kayıdlıdır. Saray atlarının sayısı zamanla değişmiş, bazan bu yekun pek kabarmıştır. Tarihsiz bir vesikada has atların 635 re's, develerin bin yuz yirmi altı re's ve katırlann bin «yuz doksan re's olduğu gorülmektedir. Seferlere saray, büyük deve ve kara kervanlarile iştirak ederdi. Aîçıiar. ekmekçiler, kilercıîer, helvacılar, tavukçular, sebzeciler, kasablar, yoğurtçular müteaddid sa.ıda atlarla yola çıkarlardı. Bunlardan başka sefere götürülen sanat ehünden nakkaşlara sekiz re's, müceliidlere üç re's, kuyumculara on le's, hakkâklara yedi re's, kürkçülere dokuz re's, zenşancılara, tüfekçilere, anbercilere, kılıççılara, kıncılara, okçulara, yaycılara ve diğer sanatkârlara da mütcaddid sayıda atlar taHsis olunurdu. Futufat devırlerimizde defalarla buvük cenk meydanlarmda gorulmüs ve gazi olarak memlekete d^nmüş meşhur atlar vardı. Kanunî Sultan Süleyman zamanında ic ahırda Yavuzun, Baye?idin atlan va^ıvui ve Macaristsrj ovalarında yeleleri dalgalanmı?, ki^ne.meleri harb meydanlannı doldurmuş nice atiar dinleniyordu. Bunlar arıuında Sultan Selimin | Sarıyer Yerimahalle cıvarındakl vol. ı t^i rt'jjılkl'ifinırı onlerr?k uz»re t E T T. tdaresl tirafından bu mahslde b!r ! a*sa tedar k edılerek Wr muh«wıl« 1 köşk'i lnşa«ına bsjlanmıştır. | 15 temmuz tarfhine kad»r çal.ım'ya ı bajhyacak ol?n bu muhavvi> kö'ku ı'e | butun bu clvarın *I«ktrfk sebekesin. dekl voltaj duşuklüju glderilecektlr. ^BsSb^^^^K^SOHEaiHBHHHBn DOĞUB ANK 4 Temmuz 953 Delikanlı silâhına sarı!mağa vaklt bulamadan raemurılar üstüne atılarak kıskıvrak bağladılar. Juin'e yapılaa ihbaruı mefter aslı varmıs: Yakalanan adam 20 yaslarında fbulunan gudi idi. Ewelc« bakkal cıraklıîı yaoan Sudi janargist olup dört sabıkası vardı. Bir defasında da hırıızılıktan 18 aya mahkum edilmUti. (Sudi'nin haydudlar ka'carken halkı ıllahile tehdid ettiği hatırlardadır). Üzerinde 'bir tabanca ve 960 altın frank vardı. Sudi yakalandıgı xaIman polis müdür muavinine: «Şansmız rarmı*. dedi, yok|sa ijler mu.hakkak ki bu kadar kolay cereyan etmiyecekti.t // 'i 25 BAHÇELİ EV YERÎ KEŞibESİNÎ Kazananlar Hesab No »u 138 Nimet Özden Asmaaltı 138 Armaaltı Nimet Özden 183 Izmir Fuad Bakyüksd 220 Ali Yeşil Izmir Tarlabafi Kendisinin at muhabbetine dair 29* Ü!kü Varsey Sadive Sönmes Fatih 486 hoş bir fıkra da nakledllir. fBir Asmaaltı Hasan Basri Dağhojlu 549 gun pek sevdiği bir atı hastabn • 1 Tarlabaşı Marika Baykut 603 mış. seyısler attan ümidlerıııi kea ı 1 Mihal Perulidis Asmaaltı 666 mışler, padişah büyuk bir hassa ı İzm}r Rahamin Arzubay 734 sıyetle atının sıhhatinden her gün i Rukiye SelSmi Fatih 832 haber sormıya ve vaziyetten endi ( Hasan Ahergenade Tarlabaşı 1103 şelenmıye başlamış. Nihayet vezırKemal Taşdemir Asmaaltı 1112 ierine (Atımm öldüğünü haber ve I Antranik Keropyan Tarlabaşı 1134 renin başmı uçururum) diye a^â ' Fatih Mehmed Tomruk 1156 kasının derecesıni ifade eden blr Mehmed Güldoğan Izmir 1254 soz söylemış. Ve at da o gunlerde • Bekir Gürdal Tarlabaşı 1298 ölmüş. Tarlabajı Ali Kayaş 1299 Pasalar, padişahın hoşsohbet muFeride Sofçu Fatih 1301 sahibi Hayalî Said Efendıyi bulAsmaaltı Jozef Narman 1317 muşlar ve keyfiyetin münssib bir Izmir Kemal Gençol 1804 şekilde arzmı kendisinden rica etHalil Ozdeitn Fatih 2305 mişler Said Efendi bu müşkül vaN « Rabiaovl Asmaaltı 2358 zifeyi üzerine almak istememış?e Fatih Orhan KıraJ 2478 de ısrar neticesinde kabul etmiş. • Asmaaltı AU Tay» 3038 Padişah o gün Kâğıdhane tenezzühüne çıkarken kayıkta karşısına X Listeler Doğubankın bütün çube ve ajanslarında asılSaid Efendiyi almış, Said Efendi mıştır. havadan sudan soz açıp bir müdX Kazanan mevduat sahiblerine a yrıca mektubla bildirildet sonra lâfı atın hastalığına gemıştır. Eminönü Aamaahı Beyoğlu Tarlabaşı Fatih tirmiş, (Efendimiz, demiş, atınız Izmir ve Galata çok hasta) Padişah kaşlarını çatıp (Biliyoruz) demiş. Said Efendi devamla (Fakat hiç yem yemiyor) deyince Sultan Mahmud (Hasta at yem yermi?) diye çıki|raış. Said Efendi gene aoğukkanlılıkla (Fakat efendimiz, ayakta da duramıyor) cevabım yetiştirrai». Padişah bunu d* hiddetle kar|ilayarak (Hasta M.9.V. thtlyaa lçm 3658 ıayılı kanunun 3 OncrO maddealn* dayahayvan ayakta durur mu?) e*v«bınıUıak bir iatatistik uzmanı alnıacaktır. oı vermif. Said Efendi de bu defa İsteklilerin 788 aayıh memurin kanununun 4 üncü maddealndeki (Fakat nallan da havada) deyince Sultan Mahmud heypcanla evsah ta^ımaları, ingilizce ve fransızca dlllcrlnden birine vâkıf ol(Yokıa öldü mii?) diye ^a.âıımış. malan farttır. Kara Kuvvetlcri Partenal Başjcanlıiına ba|vurulması ilin olunur. ArLası Sa. 6, üu. 6 da " (.101W1952) 4 3 nisan sabahı yeni bir ihbar yapüdığından Juin genej yanında komiser ve liviller olduğu halde Bexji Şuazi yolunu taramağa gitti. Bir aralık memurlar son süratle bir 'bisikletlinin geçtiğinl gördüler. Juin bunun da haydudlarIdan biri olduğunu anladı. Fakat o gün daha ileri gitmiyeirek. araştırmalardan sarfınazar etmis gibi Parise döndü. Kuiası. Sultan Bayezidin II yıllannı atlı olarak muharebe sı, Rustem Faşanın Güllabı, Ka meydanlarında geçırmişlordi. lun Boz. Cansuz Doru, Ejder, ŞaBu atların hâtıralan, kahramankır, Saçlı Kır, Güzel Doru isimli lannın tanhlerıne kanşmış bulunatlan. Ah Paşanın Ensesidağlı, Ye maktadır. Düşman tarafından ku ' men Dorusu. Yemen Kırı. KuUğı şatılmış Niğbolu kalesi önünde bir 1 gök, Çakal, Esir Gani. Mısır Kır gece saatinde Yıldınm Bayezid kır çası ve dığer muhtelsf ısımdekı se atı üstünde görünmüş ve kale mükiz atı, Şam paşasmın, Sivas pa dafilerini gür sesile teşci eylemişti. şasının, Dokuker.oğlunun, Murad Seferden sefere kosan Gök Ahmed Beyin hediyeleri olan atlar vardı. Paşaya Fatih (Rüz^âr g.bidir) der1 Aynca Hasköy, Kadıköy, Tarla di. bahçesinde, Beykozda olan atlar Yavuz Sultan Selimin meşhur aarasında da Mahbube. Dudaeıkına, tmm ismi (Karabulut) tu. Yavuz Baltacı Duru, Rumeli Kın, Yazıcı bsbasına karşı bu atJa çıKmış, Bozu, Kızılkır vesair renk ve ısim Çorludaki ilk mucadelesinde mağlerde müteaddid atlar bulunuyor lub olunca, yakalanıp be'.ki helâk du. edilmekten onu (Karabulut) un 1637 tarihinde bır sa^irâzsm ahı LÜr'ati kurtarmıştı. II. Osmanm adına mezar yaptıryordu. d.?ı kır sesli atı. kimbihr hangi Her biri cinslerinin birer q\ csnk meydanlarmda görünmüş ve ömeği olan bu atlar renklerine, üstündeki kahramanlara eş bır işaretlerüıe göre ayrılmış, çeşıdli lıassasivetle düşman safldrını yarıp isımler almıştı. geçmişti. Dorular, Gazi doru, Çelebi doHas ahırın birbirinden güzel ru. Nogay dorusu, Vezir dorusu, atları Osmanlı sarayının meşhur Petek dorusu, Çorbacı dorusu, hazinelerinden biri olan Ralıt haKaptan dorusu, Dışlev doru .. di zinesinde aitınl', eümuşlü, zümrud ye ayrıhyoı du. ve yakutlu takımlarla donanır ve Kır renklıler de (Abaza kın, Osm^nlı padışahlan gözlsr kamafKaralculak kın, Ma'noğlu kın, tıran bu atlar üstünde ksh meıaKaptan kırı, Çelebi kırı ) diye a sim yerlerınde, kâh harb *ahalanılıyordu. Akçalar, kulalar, ya rında görünürlerdi. ğızlar da ceşid cesiddi. Son devrin atla en çok flnslyeti Danısîaadf »ğaii Be?ir Afa ve olan hüJtÜjndarlan D Mâhnntd, fat ettlği zyrnan enderunda elli iki Ab.Jiılâziz ve II Ahdülhamıddl. at ve beyg.rı satılmıştı. II. Mahmud atı pek «ever ve Asırlarca cedlenmız at u«tünde biLhassa ömrünün aon yıllatında dola^mif, hükumdarlar, kuman yalnu bısma uzun atlı gezinUler danlar, vezlrler ömürlerinio uzun yapmaktan hoşlarurdı. DOĞITB \\K tLÂN ıı Öfileden ıonr» Ubdilı kıyaiet e4en polisler sabah bu> lundukları yere döndüler ve Lozer Istasyonunun beklem» odasına yerlestiler. Akşam saat altıyı ceyrek geçe Parise gldecek trene binmek istiyenler arasında sakallı biri dikkatlerıni çekti Bu adam Karui idi. Memurlar hemen herıfin üstüne çullanarak ellerine kelepçeleri geçird.ler... Arkan rar Tiirauycde aefri tutkkı yalnız'gazetenıize aiddir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle