18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURrYET 19 Temmuz 1959 MAU MAU lar dehşet geceleri Hiyorında Ankara köylülerinden birisi >ehri alıcı gözü ile güzelce dolaşmış. KBpeklere doğru döndü: O zaman, çiftliklerde müthiş bir Akşama bizim dostlardan birislne MauMau. dedi. rencber buhranı başladı. Çiftlik misafır olmuş. Dost sormuş: gözleri sahibleri, iflâs etmemek için başka Köpeklerın beşinin de VaK, flıale edilen yollann Bugün bütün Ankarayı dolaşkanlandı, tüyleri kabardı, zenci kabilelerden işçi tedariki zorunda tın. Bir sürü yapı gördün, bunlarvaktinde inşa ve ikmalini kokan paçavralar giydırılmis, bir | kaldılar. Victoria gölü sahilindeki dan en çok hangisini beğendin? müteahhidlerdcn istedi mankenin üstüne, kuduz gibi sal \ Kisumu'ya, mutemedim refakatinKöylü bir parça düşündÜKten dırdılar. i iki kamyon yolladım. Memleket Dün Vali, yol müteahhidlerini sonra. kesin bir kararla: | ölçüsüne göra çok mübalâğalı üc Vilâyette bir toplantıya çağırmış, * * * Mürşüdün evinü. demiş Hani Dostlanmın çiftliğinin bulundu i retler va'dederek, Yalluo ka'oıîe ihale edilen yolların vaktinde inşa j canım, şu Ulustan Yenişehire ioğsinden altmış kadar rencber dev ve ikmalini istemiştir. Moda asfalt ru gderken, üstünden tren ;?ecen ğu bölge Vaivaska postanesine bağlı olduğu ıçın, mektublarımı şirdi. Çiftliğe beş tanesini getire yolunun inşası başlamıştır. Beya köprüye varmadan sol koldaki büalmak üzere oraya gitmiştim. Çok bildi. Ötekilerin hepsini, oizim zıd ve Aksarayda yapılmakta olan yük yapı. Çatısma yakm bir rerde tanben tanıdıkları polis âmiri on komşular, iki misli ücret teklif et kanalizasyon inşaatı ağustosun on j gözüme bir Mürşüd yazısı ılişti. mek suretile mutemedin elinden beşinde ikmal edilecektir. Burada Mürşüdün yapısı olacak. lara şöyle bir şey anlatmış: Karakol baskınında, Mau almışlardı. Hattâ o tarihte, zorla iş kanalızasyonla birlıkte yol ortaBiz daha kısaca tarif edelim: Maulann serbest bıraktıklan mah çi kaldınp götürenler bile oldu. sındaki su, elektrik, telefon tel ve Ankara DilTarih ve Cografya Fapuslardan birini ele geçirdim iyi Peki, şırndi? borulan yolun kenarına alınmakta kültesi binası. Köylü en çok bu bır adamcağız olduğu için kendili Şimdi, vaziyet duruldu. Kiku ve caddenin alh betona çevrilmek yapıyı se\rmiş. Mürşüde gelınce, bu ğmden geldi. Gezası da zaten ha yu'lar arasında elemeler yapıldı te olduğundan inşaat uzanuştır. yapının alnırun ortasında bir yerde fıfti. Çete reisi, bu adama zorla ne Bir çoklan, beyazlann çiftliklerme Yolların inşasına başlanması raü Atatürkün: yaptırmış, biliyor musunuz? Bizim avdet ettiler. nasebetile riyaset tarafından Tram En hakiki mürşid: İlimdlr askerlerden birinin kesık başını, Ücretier? vay, Havagazi, Sular ve Telefon Sozu kazıhdır Köylü bu y a a ; Aberdaves ormanının bir başından Eski hali buldu. idarelerine, yapılacak yollann isim ıçmde nasıl olmuşsa bir tek Müröbür başına kadar ona taşıtmış. leri bir tamimle gönderilmiş ve in şid keltmesini heceliyebilmis!.. U* * * Zafer nişanesi olarak... Nairobi'de, Norfolk Hotel'in ve şaat esnasmda bu yollardaki ken zun zaman fakültenin adı: Müışirandasında, iki genc adam karşıla di tesislerinin ikmalleri bildiril d;n evi oldu. Mürşidin evini yapan Nairobi gazetesinde bu sabah şu şıyorlar. Bir tanesi sivil. son derece miştir. Yollar yapıldıktan sonra miman tanımıştrm. Brüno Tavt haberi okudum: zarif giyinmis. Fakat ötekine 3ipta tekrar yollann delik deşik edilme Akademide Mimarhk bölümü şefi «Üci su aygın, MauMau'lann ile bakıyor. O da kirli bir oskerî sine kat'iyen müsaade olunmıya idi. Yanılmıyorsam 1936 da memesir ettikleri bir zencinin, Aber ceket giymiş, belinde koskoca bir caktır ve aksi hareket eden ida leketimize gehnişti Sessiz sadasız. daves ormanının en yüksek ve en tabanca var. Boynunda bir tüfek relerden tazminat almacaktır. zayıf nahif ama an gibj çahşkan sık yerinde muhafızımn elinden asılı. Lâleli Selımpaşa caddesinin bir adamch O zamanlar altmış vaskaçmasına sebeb olmuşlardır. Bu inşaaü da yapılmaktadır. Genctürk lannda göıünüyordu. Maanf VeBirincisi soruyor: zenci iki hafta evvel esir edilmişti; caddesi bir taraftan Aksaraya, di kâletinin Akademideki inşaat bii Ne var ne yok? MauMau'lar ona hamallık ettiriğer taraftan Şehzadebaşına asfaJt rosunda da aynca çalışbğını tluİkincisı cevab veriyon yorlardı. Silâhlı bir muhaiıza bileyardım. Trabzona çok güzel bir liolarak bağlanmaktadır. Çok meşgulüm. ğinden bağlı olarak, başmın üstünse ve mükemmel bir hastane vapSonra, yapmacık bir bigâne eda de ağır yükler taşıyordu. Bu hafta, tığını söylediler. Çok meşgul Hr ile ilâve ediyor: Şehir Meclisi fevkalâde bu zenci esirle muhafızı, bir orman insan olduğu için fransızca 'le de Bir hafta içinde on bir tane yolundan geçtikleri sırada bir su toplantıya çağınlacak arası pek hoş olmadığından kendiaygın ile karşılaşmışlardır. Mau KiVruyu öldürdüm. Beledıyenin çıkaracağı 50 milyon li sıle daha j'akından görüşemediŞi | Bir masada, kokular sürünmüş ralık tahvil ile yapılacak insaatı tesbıt me şimdi üzülüyordum. Tavt İsMau korkmuş, silâhlarını elinden fırlatmış, kendisini esire bağiayan b r ihtiyar bayan, kokular sürün etmek üzere Şehır Meclısi yakında fev tanbulda öldü ve kendi isteğile bir kalâde toplantıya davet edilecektir. Bu zinciri kolundan çıkarmıştır. Zen müş başka bir ihtiyar bayana bir paranın munhasıran Eminönu • Unka j Türk mezaf'tğını seçti. O zamantar ci esir, bu vaziyeti görünce fırsa mektub okuyor: panı istımlâkıne harcanması isteniliyor Burhan Toprağın himmetile bu de Hey bana bakın yahu! Beni van nakışlan yapmak üzere angaje Daphne'ciğim bana ne yazıyor, du Bunun bir kısmının Karakoy mey. tı kaçırmamış, tepesinde taşıdığı görmeden nereye gidiyorsunuz cıi edildiklerini duymuştuk. Neler yap yükü. muhafızuun kafasına atmış, bakın. şekerim. «Oğlum Tim, bu danına tahsisi de duşunulmektedlr. Ha ğerli mimann bir kitabı dilimize ye, avaa çıktığı kadar bağırmağa üklannı merak ediyorduk. Temmuz salonlannaı len bır komisyon tahvılâtın çıkarılma. çevrilmişti. Akademi eonra, o sırada hücuma kalkmış gün ilk def* olarak bir MauMau sma aid ıslerle meşgul olmaktadır. başladı mı, binadan kapıdışan edil güneşi kızgın bir tencere kapağı olan su aygırlarının önünden ka \ vurdu.» Enfes değil mi, cicim? Kazbçeşme gecekondu mahallesi en büyüğünü baştanbaşa kaphyan diğinin resmidir!.. gibi başınjzın üstüne abanmış. sergisinde Tavt'ın dünya çapmda çıp ormanın sık ağaçlan altına dal Sanki ilk defa olarak bir aslan, yaAnıtKabirin tadına doyum olmınahiye oldu * * * bir sanatkâr olduğunu görmüştükmıştır. hud bir yaban öküzü vurmuş giKazlıçesme gecekondu mahaUelerlnin Çeşidli maketler, eserlerinin fotogAcaba bizim mimarlanmız aynı yan Kavaklı yolundan ilerliyoruz bi... bir nahıye halinde idaresi kararı dün raflan teşhir ediliyordu. Bu koca tasalarla rru yaptıkıarı binalara re Sahicilerini değil Ankaranuı Tür*** Iç Işlerı Bakanhğmdan Vilâyete teblıg *** man sergiden benim aklımda ne «im koydurmazlar? Bence Dizim kiyenin en güzel müzesi diyeoileBu hikâveyi, yirmi senedenberi B .. Dorian'm, en tehlikeli bölge edılmıştır barrbu orrnanlejı içinde yaşayan Rumelihisannın iç tarafındaki kalsa beğenirsiniz? Kamıştan kö devlet eli ile yapılan yapılanmızda ceğim Eti müz?sinde görüp hayran lerden birı olan Falls Thompson çücük bir kol düğmesi!.. Japonyr. ressam eli dolaşmaz? Niçin ressam olduğumuz Eti aslanlan yavaş yabir orman bekçisine anlattım. Gaahşab evler istimlâk edildi taraflannda, ıssız bir yerde çiftli&i da çahştığı zamanlar çeşidli kamıç lanmızla mimarlanmız aynı Aka vaş Kavaklı yola dizilmeğe Daşlıyet tabiî buldu, fakat bana şunHumelıhisarınm onarılraası hususunda var. Otuz kilonetre kadar otede. lan söyledi: Cumhur Ba;kanı tarafından verilen di larla bağladığı dostluğun bir hâtı deminin çatısı içinde yetişirler de yor. Bu aslanlardan aynca bir yakardes gibi sevdiği bir çocukluk Ormanlarda geçen daha bir arkadaşı oturuyor. Bir müddetten rektlf üzerine çalışmalara devam edil. rası olacak. tstanbulda, Ortaköyde hayata atıldıklan zaman birbırleri zıda bahsetmek istiyorum. ı953 seçok hâdıseler vardır, ama anlat beri Dorian. bu arkadaşını pek me mektedir Surlar hukumet tarafından ki büyük bahçenin içinde oturdugu ni kaybederler? Mimarlanmız res nesinde herhangi b.r müzedeki eonarılacaktır. Bu iş için Muzeler idaremağa cesaret eden yok. Meselâ, bir rak edivor. İşlerinin bozuk gitmesi slnce teşkil olunan heyet restorasyon ha. eve bir kat çıktığını ve bunu bir samlanmızdan yapılara perçınlen seri olduğu gibi taklid ederek «rÇin üslubunda işlediğini duynuş miş, yapının demirbaşı sayılacak e taya koymak ne iştir? Evet kötü Kıkuyu misyoner, MauMau'lar bir aşk hüsranı yüzün zırhklarına başlamıştır. Hlsarın İç ta tum. Yakından görmek nasib olma serler istemedikçe bizde resim san bir orijinal yapmaktan hayırbdır tarafından yakalanıp ormana kal ı tarafından yakalarup ormana kal* . ı ı, jnt;u,r>inn rafındakl ahjab evler İstimlâk edilmiştlr. dı. atı kök salamıyacak. Bu gerçeği bu ama, amasmı sonra incelerizOpera binasının ikmali , , . T\ • • • ı * * ı i den, adameagız sık sık, ıntıhardan bahsetmekted r. Opera binasının tamamlanması İçin Tavt'ı Akademide, şimdi yerine gazetenin sütunlannda bir kaç de Kavaklı yol bitti. Bıter r>itm»z MauMau Dmını ınkâr etmek ve , ' dırılmıştı. yemıni etmek istemedi. ,. , Bir akşam. bir telepati hâdisesl on milyon Ilramn sarfı hakkırrtakl ta. yenisi yapılan binadaki büyük sa fa tekrarladık. 3özlerimiz yanmağa başladı. TemMisyoneri astılar, astıklan ağacın sarı kanunlaşmıç ve bu sene bir rr.ilyon dibine de gömdüler. Yanlannda olarak. Dorian, arkadaşınm o gece liralık insaatın yapılması dun vilâyete lonun sütunlannı boyatırken ı goı 1 Mimarlanmızm sesim.ze kulak muz güneşi AnıtKabirin avlusu köpekleri de bulunan izciler, bu mutlaka kendini öldüâreceöine ka büdırilmiştir. Belediye ve Vilâyet Ba müştüm. Aklımda kaldığma göre karjartmadıklannı şu son gunIS3e"|riyecegîm5" rfiVyaaraHa "çarpıyor, cinayetin izıni aramakta ıdiler. Ka naat getirmişti. Gidip onu görmeğe ymdırlık Mudürlüjü bu husustakı pro. bu sürunlan dört beş defa yenıden bir kere daha acı a a duyduk. D6rt binbir parçaya * bolünüyor ve bu tiller, cesedin meydana çıkması karar verdi. Fakat o sırada telefon lelerl hazırlamaktadır. İn;aat ""yakında boyarh. Tavan, sütun başliklarfj c*ş gün evvel bîr ressam gihaleye çıkarılacaktır. *" bir k«ç de{a|Ankarada AnıtKabıre gittik. Bazı bi yakıyor. Bakıyoruz, ihtimalınden korktular. Gomdük çaldı. en yakın polis merkezinden, 28 Ahnan öğrencisi memleketi sütunlann kendi çiftliğinin civannda bir MauMau çeşidli renklere bulandılar. Niha Akademi talebelerinin burada ta1 avluya rerjkü taşlar da serpmiş. leri yerden çıkanp başka yere mizde staj görecek f yet tasarladığını bulmuş olmalı ki, gömdıiler. Aynı korku ile, öu ş,i çetesi dolastığına dair ihbarda buYapılan bir anlaşma gereğtnce Teknlk jki defa daha tekrarladılar. Niha hınuldujhı Dorian'a bildirild:. Do Üniversite oğrencilerinden 30 kis'llk bır son renk kabul edildi. Bir kaç gün rian, tasavvurundan vazgeçti ve grupun tatıl aylarında Alman fabrika. evvel Tavt'ı yakından tanıyan bir yet, gıtgide daha sıkı bir çember arkadaşını telefonla aradı. Adamm 'arında sta] gormek üzere Almanyaya hemşerisinden bu boyalara dair içine alındıklarını hissedince, cesesl o kadar hafif. o kadar hüzünlü gittiklennl yazmıjtık. hoş bir hatıra dinledim: sedi son bir defa daha topraktan ı , ,. , . . . . A 28 kislllk bir Alman taleb* (rupu da Tavt o zamanki müdür odasınm , ,, . . , .... . . , ve sönük gehvordu kı. Donan da aynı maksadla memlekettmlze gelmeScyanamadı, arabasma koştu. Fakat başlamıjtır. da tavanını istediği renklere boyakaldırmak için, bu leşi çıkardılar, cınayet delılınıyediler. ' ortadan »""""• B tam hareket edf>resi sırada. telefon Gelen talebeleıia çılıytırılacakları mış. Fıstık yeşili yanmda, aynı ko* * * tekrar öttü. Arayan gene polis yerler Onlversltemlz ve Bayındırlık yulukta bir çingene pembesi. AyBugün, Nairobi'de, sokakta ba karakolu idi. İlk haberin teyid e Bakanlığı tarafından tesbit edllmiştir. nı düzende bir mavi. Tavanda OTOna çok güzel bir kadın gösterdiler. dildiği. MauMau çetesinin. çiftiik I» yerlerl bu yıl İçin yalnız Bayındır. ründe boyle renkler görmeğe alış!ik Bakanlığı müesseselermden temin Yanında bir hastabakıcı kız vardi. civannda dolaştığı bildiriliyordu. edümljtiT. Karayollan teşkllâtında 12 mamış olan müdürün aklı başmGüzel kadın pürsıhhat gözüktuğü Merkez memuru, telefonu kapatma kljl. Demlryolları ve Ltmanları inşaat dan gitmış: Relsllgl teşkilâtında 4 klşl, Yapı ve için, hastabakıcı refakatinde gez dan evvel şu tavsiyede bulundu: Aman üstad! Derhal bunları ReUllğl teşkilâtında mesine şaştım. Ne pahasma olursa olsun. evi Imar tşlerlRelsliği teşkilâtında 5 kişi sildir. Yerine daha ağırbaşlı bir Su Islerl 7 k!şı Müthiş sinir buhranlan geçiri nizden ajTnlmayın! olmak üzere cem'an 28 kişi yaz ayla. şeyler ara. diye tutturmuş. Tavtyor, dedıler. Mau Mau törenleriDorian'm kansı ve iki çocugu rında 3 ay muddetle vazife gdrecek. Bir şartla! demış. Ben şunu nin bahsini çok fazla dinlemiş. Ki vardı. Onlan yalnız bırakmağa ce lerdlr. t« yerlerl Istanbul, Ankara, Iz. iddia ediyorum: Bu renkler bir'oirmır. İskenderun. Aydın, Trabzon, Elâ. kuyu'lardan bir aşçısı varmış. Pi saret edemedi. O gece, arkadaşı lerıle gayet iyı geçiniyorlar. Hiç bır zığ Van, Bursa ve Esklşehirdlr. şirdiğı yemeklere. efsunlu bir ıi hakikaten intihar etmişti. Karakogözü rahatsız etmiyeceklerine ınaİki kadın yankesici tutuldıı yah toz ektiğinden şüpheleniyor lun haber verdiği MauMau çetenıyorum. Onlan bu yüzden seçtim. Emniyet İkincl Şube memurları dun muş. İşin asıl garibl, kadının sran sinden de eser görülmedi. Remziye Özmut ve Feride Özmut ısimli Bana iki gün müsaade edin. Sizi üzerine zabıta, yemek artıklanm (Arkası v«r) iki kadın yankesicıyi yakalamışlardır rivarete gelenler odanızdan çıktıktahlil ettirmis, gerçekten de sıyah Üzerlerinde 29 lıra bulunan yankesiciler tan sonra onlara tavandaki r e n i bunu bıraz evvel b:r kadının çantasın leri görüp grirmedıklerjni soracab:r toz bakİ3'esi bulunmuş. Fakat Mekki Keskin terfi etti dan çaldıklarını soylemışlerdir kimyagerler, bu tozun zararsız olBeîdıye Reıs muavlnlerinden Mekkı Bır muddet sonra Şefkati Balkan is. ğız. Eğer renkleri görmüşlerse meduğunu söylemijler. Keskin 70 llra aslî maa;ıan 80 lira asli minde bir kadın teiâşla Emniyet Mu sele yok. Tavanı yeni baştan iste I durluğ'jne mnracaat etmiş. 29 lırasının diğiniz renge boysrız. Eğer farkına maaja terfl etmijtir. • ** çahndığını b'ldirmıştır. Yankesicilerın varmamışlarsa, mesele yok, renkler Bir tavzih tutulduğunu oğrenen ve parası lade edi. Naivasha'da, evinde misaflr o'yerli yerine oturmuş demektir. Türklye Muallimler Birllğlnden pı len kadın hayretler içinde kalmıştır. duğum dostum anlattı: mektubu aldık: Rivayete göre iki gün içerismde Çdcan kargaşalıklar, Kikuyıı«16 temmuz 1953 tarlhll sayın gaze. TEMMUZ 19 ZİLKADE 8 ' odaya girip cıkanlara sormuşlar. lara güvenilemiyeceğini ispat edin tenlzln birlncl »ahıfesinde tzmİTde top. Hiç kimse re"klerin farkına Hle ce, bir çok çiftlik sahibleri, bu ka lanan (Turklye Muallimler Biılıgı kon. varmamış. • 3 bileye mensub hizmetkârlanna yol gresi) nden bahsedılmektetllr. EırUğlmız boyle bir kongre tert*.b et»nediŞ'nden Kıssadan hisse: O » verdiler. Bir çok Kikuyu da, pobs her halde bir ba;ka Bğretmen kurumu. § B r yapı ile iyi geçinmek istiyen tarafından, kütle halinde, tevkif e nun toplantın blzım ünvanımız altında V. | 4 44 12.20 16.18 19 37 21.33 2.34 renk herşevden önce susmasını, ve dildi. Daha başkalan da, belki ma yanlıçlıkla bahls mevzuu edilnüş ola. sözü yapıya bırakmasıru. bilmeli.. caktır. Keyflyetln belirülmesıni rica E. 906 4.42 8 41 12.00 156 6 56 sum belki suçlu, kendilıklerinden, eğer renk: ederlz.» yerli bölgesine avdet ettiler. Imsak Hazin, komik hikâyeler korkunc, =haberleri Vazan. JOSEPH KESSEL 1 I 1 s A NA T KONUŞ MA LA RI Yazan: Bedrî Rtthmi Eyüboğlu Şehirde yol inşa ve tamir faaliyeti ürşüdün Evi .1 c 1 |HEM NALINA MIHINA Tanzim satışlarına dair elediyenin meyva ve sebze tanzim satışlan şehir ölçüsünde gittikçe genişleyerek devam ediyor; fakat satış yerleri açıkta ve caddelerin yaya kaldınmlan üstündedir. Yazın açıkta ve bilhassa güneş altında bütün bir gün kalan bazı meyvalann, hattâ olgun domateslerin çürüyeceği tabiîdir. Bu da, satışlann ve halkın zaranna olur. İki ay sonra, şiddetli sonbahar yağmurlan altında açıkta tanzim satışı yapılamıyacağuıa göre, bu satışlar, devam edecekse ki edeceği Prof. Gökaym birkaç gün evvel tanzim satışlan saman alevi olmıyacaktır demesinden anlaşıhyor yapılmaM kararlaştınlan satış barakalarını hemen şimdiden inşa etmelidir. Meyva ve Sebze Kooperatifi tarafmdan birkaç yıl önce muhtelif semtlerde yaptınlmış olan dükkânlar vardır ki bunlarda o zaman belediyenin yaptırdığı yağlar da satılıyordu. Fakat kooperatif, önceleri manavlarla zerzevatçılar| d^n dî»hi ucuz ssttıçı m ı ' i n s"nralan daha pahalı satmağa başladığından pek tabiî olarak sarışian rağbetten düşmüş ve nihayet bu dukkânlan kapamak mecburivetinde kalmıştı. Dükkânlar da bir müddet boş kaldıktan sonra başka işlerde kullamlmağa başlanmtş.tır. Nitekim Maçkada Silâhrnne caddesinde, Tekel İdaresi tar«fından tütün deposu olarak Kuilanılan ve Belediyenin malı olan eski İtalyan sefarethanesi yanında Meyva ve Sebze Kooperatif satışlan için yapılan diıkkân şimdi parti ocak merkj»zi olmuştur. Araba kooperatifin eski dükkânları 1 eIediye tanzim satışlan için kullanılamaz mı? Tatsız tuzsuz da olsa bir mozaik nakşı tutturmuş. Fakat bir futbol sahası boyundaki taş avluda güneş har vurup harman savuruyor. Biz ressam arkadaşla: Bu avluya sarfedılen taşlan, niçin bir ressam | arkadaşa seçtirmediler? Niçin mimar bir ressama danışmadı? Aynı taşlarla, aynı emekle, bu avluya dürçyanın en güzel nakışlannian birisi ierilirdi. Hem ressam gözü ne yapar yapar güneşin hakkmlan gelırdi. Mat ve koyu iki renk taş. Avlunun bir ucundan öteki ucuıa kadar uzanan kocaman bir nakış!. Ne güzel olurdu? Dedıkodu olacak belki ama söylemesem de içım rahat etrruyeçek. Bir sene kadar oluyor. Teknik Üniversite Rektörlük odasında Almanr j adan getirtilmiş nümunelık roozaık taşlannı görmüştüm. Yeşil ve kırmızımn çeşidli koyuluklarda bınekleri sıralanmıştı. Parlağı, matı, yaldızlısı. Her çeşidi vardı. Bu taşlara kanım öylesine kaynadı ki, ünlü mimarımıza: Bıze bu taşlarla çalışmak fırsatını veriniz, size bedava kompozisyonlar yapalım! demıştim. Ünlü mimanmız da: Şeref verirsiniz! demişlerdi. AnıdKabrin avlusuna döşenen, Almanyadan gelen mozaik taş'an değil, alelâde taşlardı. Zaten mozaik yapılacak duvarlar başka idi. Fakat ne duvar mozaikleri, ne de avluya doşenen taşlar için meslekten bir ressama danışılmadığı muhakkaktı. Ankarada yeni Meclis binasmı yapan ünlü mırnar Holsmeistr'den memleketimizde bir ressam paletini donatacak kadar renkli taşlar bulunduğunu öğrenmiştim. AnıdKabir duvarlannda yer alacak mozaik taşlannın ve nakışlannın bir İtalyan firmasma ihale edildiğini söylüyorlardı. Niçin Türk mimanna, Türk heykeltraşına, büyük çapta çalışma imkânlarını sağlıyan AnıdKabir; Türk ressamına avuç içi kadar bir yer ayırmamıştı? Belediyenin et fanzim satışlan yapacağı da söyleniyor. Bu sciylpntiler bana Sultan Hamid devrinde, kasahlann et fiatını 3 bııçuk kuruştan 6 kuruşa çıkarmal.ın ü zerine açılan barakalan hatırlaltu Padişahın bir iradesi üzerine, o zaman Şehremaneti aduıı taşıyan tstanbul Belediyesi, celehler *asıtasile sağdan soldan hol koyun Gözlerimiz avluda cirid oynayan getirterek kestirmiş, şehrin mııhgüneşten içimiz Türk resminden telif verlerinde acele inşa ettirdiği esirgenen ilgiderT sızlayarak sütun barakalarda ların bulundugu yere yaklastık. yaklaştık. lann bulunduğu a Demir putrellerden kurulmuş ça | n h n r a l r „„', , * 1 . , 1 . . J . „.. çabucak yola gelmişlerdi. Bu et lışma tezgâhlan üstünde iki kişi. Tulum giyinmis bir kadm bir er satış barakalarından biri de Yekek, almanca konuşuyorlar ve ta nicamiin Emuıönüne hakan rcpvana bir nakış boyuyarlar. Aka hesi önünde kurulmuştu. 'Et ve Bademi talebelerıni aranıyoruz. Mey lık Kurumu adile bir müddet rvvel kurulan tesekkül, şimdi a>nı danda kımse yok: Tavanlan nakışlama işini; di et tan7İm satıslannı vaoamaz mı? yorlar, falan beyle fişman bay al Sultan Hamid devrinde bugünküte mezbahasındaki dılar.. Falan bey Türk, fişman bay benzer Karaajaç Liîinciıı uoj soğukhava depolan olmadığı gibi, Alman. Almanyadan mütehassıs ; J a r da yokru. Şimdi, dekoratörler (!) getirdiler. Nakıj H ! r n r i r ı k v a ) ? o n şehirde etleri UTun zaman muhafaza lan onlara boyatıyorlar. edebilecek bü>ük •ty.r soğukhava "İş!n acı tarafı ş u : N e V^an fcey Etin ressam ne fişman bay ressam. nisbeten ucuz olduğu yaz mevsimin Halbuki yaptıklan iş resim işi. de buraya depo edilecek etlcr de Boyadıklan nakışı nereden al kışın piyasaya çıkanlarak kı^ın et mışlar? Mimar mı çizmiş? ÎTüte fiatlannın alabildiğine yiıkselnıesl ahhid mi? Müteahhidin angaje et pekâlâ önlenebilir. tıği dekoratörler mi? Meçhul. Ressamlarımız arasında bu na15 temmuz tarihll Cumhuriyette kışlardan çok daha cana yakın nnProf. Gokay tanzim satıslanndan kışlar çizecek yok mudur? Bu kadar sade nakışlan boyamak için bahsederken «Bu satışlarla takib edilen gayenuı hiç bir ziimreuin Avrupadan işçi getirmek kosknca aleyhine olmadığı, fiatlann t.inzibir Güzel Sanatlar Akademisini minde müstahsili korumak rsasınm hiçe soymak değil midir? Her ne gözönünde turulduğunu» söylediği hal ise hele şu AnıdKabir bir bıthaber veriliyordu. Müstahsili kosin de asıl tenkidini o zaman yarumak elbette takdire değer; fakat panz. Ah o zaman mürşidin evınl bizim bildiğimize göre tanzim saseven köylüyü bir ele geçirsem. tışlannın bir gayesi de, büyük Mürşidin bu yeni evindeki nnkış müstehlik kütlesini konımaktır. Bu lan nasıl bulduğunu çok merak satışlann, hiç bir zümrenin aley« ediyordum! hinde olmadığma gelince, öyle sa Üniversite Rektorlügıi Be'.ediyeye muracaatle Beyazıdda yeni Üniversite binasının yanında deri ambarı oîarak kTillanılan, çlrkln gortınuşlu ve pıs kolcılu hamamın jıkılmasını istemişti Öğrendiğlmize gore, eski eserlerl mu. hafaza komisyonvı hamamın kiFmen yıkılmaaına taraftardır. Belediye Baş. kanı bu i;i tetklk ve kat'l bir karara ıamak uzere ilgılılerden mürekkeb bır komısynn teşkil etnrşt.r. Yeni Üniversite binası yanındaki hamam nıyoruz ki tanzim satışlan, çclıirde en büyük yekunu teşkil eden müstehlik halk kütlesini soyanlann aleyhinedir. Eğer onlann da aleyhine değilse, bu kadar zahmete ne lüzum var, diye sonılamaz mı? lil Kara yollan nakliyatı sahasında A. merıkanın tanınmış otoriteierınden ve Automotive Safcty Foundatıon muesse. sınin reisi Pyke Johnson. 24 temmuz tar'hlnde memleketimize gelecek ve 19 agustosa kadar kalacaktır. Amerikah bir kara yollan mütehassısı geliyor Şam ve Beyrut başpiskoposlan şehrimize geldiler Şam ve Beyrut başplskoposlan ber*. berlerüıde uç metropclid olduğu hald* dun saat 15 30 da uçakla şehrimize gel. mişlerdlr. Piskoposlar. Patrlk Athena. gorasın mlsafiri olarak bir müddet »eh. rimizde kalacaklardır. «CUMHURİYET» Tefrikası: 5 O Vazan: GEOKGES StMF.NON Çeviren: HAMDİ VAROĞLU Sevgili Martineciğim!.. Doğruldu, göz yaşlarını silerek gülümsedi, karısınm benzinin solukluğunu ancak o zaman farkedip kaşlarıru çattı. Martine, bütün bu intıbaları. onun yüzünde birer birer okuyordu. Philippe'in gözleri, pıırıl pırıl yanan denize birdenbire takıldığı zaman bunun manasmı da gene anlamıştı. Bu, Philippe'e hâs bir ifade idi. Göz bebekleri çok ufalıyor sabitleşiyordu. Alt dudağı, biraz ileri doğru çıkıyor, yüzü arzuya bağlı bir somurtkanlık alıyordu. Martine'in eli Philippe'in avucunda idi. Onu şiddetle sıktı, anî bir hamle ile kalktı: Göreceksin, dedi. Yürümek ihtiyacında idi. Odanm içinde bir aşağı bir yukarı doıaşıyor çocuğun beşiğının önür.de ne k.dar durursa pencerenın onunde de o kadar duruyordu. Henuz oönük güneş. ufuk hattınm ustuude yüzüyordu. Martılar. balıkçıUrın attıkları küçük balıkları kapışıyor Martine, hastabakıcı kıza, heyecanıa: Bizi yalnız bırakın, dedi. Philippe odada idi, kapının eşiğinde, kimbilir neden, aslından çok daha uzun boylu gözüküyordu. Soluk soluğa: Martine! Nerede? diye sordu. Trende traş olmuştu, terü taze idi. Dışarı hayatının mis kokusu üstüne sinmişti. Philippe beşiğe doğru iğildiği sırada, Martine yürek çarp'ntılar: geçiriyordu. Philıppe'i çekinir gibi Rörmüştü. Acaba oğlunu güzel bulmamış mıydı? Elını dokundurmağa cesaret edemıyordu. Eli, çocuğa tereddüdle uzanıyordu. Sonra birdenbire yatağa atıldı, Mîrtıne'i göğsüne basti'dı Lohusa vazıvetinde doğru bir şey değildi, fakat onu sımsıkı kucaklamıştı. Martine: Nen v a r ' diye şaştı. Philippe ağlıyordu. Hiç böyle eğlamamıştı. Bütün vücudü hıçkınklarla sarsıhyordu. lardı; belediye arazözü, rıhtımdan usul usul geçiyordu. Madam Donadieu hizmetçi kadına Geldi mi? diye sordu. Evet, bir bay yukarı çıktı .. Madam Donadieu tereddüd etti. omuz silkti. Onlan yalnız bırakmak daha iyi idi. Martine. Philippe'i hiç bu kadar heyecanlı. bu kadar canlı görmemişti. Genc adam, o güneşli sabah havasını, vücudünün bütün mesamatıle içiyordu. Caketini çıkarmıştı, beyaz gömleği tiril tirildi, ince ve asabî belini bir kemerle sıkmıştı. Dün bana telefon ettiğin zaman, az kaldı, her şeyi yüzüstü bırakıp gelecektim... Gecikmemin seni üzeceğini biliyordum, bu gecikmenin hakikî mahiyetini anlayamıyacaktın Al, bak!. Ceketinin cebinden bir deste kâğıd çıkardı, çocuğun beşiğinin üstüne koydu. Burası dün de böyle güneşli miydi? Evet .. La Rochelle'de de öyleydi. Çoktanberi ilk defa olarak güzel hava yüzü gördük. Snat üçte, Grındorge'la ve noter Goussard'la beraber, hepımiz benım çalışma odamda toplandık .. Yemeğı beraber mi yedirmdı? Grindorge, karısı, ben, beraber yedik, evet. Niçin sordun? I Kapıyı kapadı, beşiğin yanına Hiç. De\am et... Hakikaten de beraber yemek ye j geldi, yavaş sesle: mişlerdi; Philippe onlara müjdeyi Bu gece uzun zaman bunu vermişti: düşündüm.. Rusyada, zannederim Karım doğurdu .. Kafkasyada, Smirîof mu, Smirnov Oğlan mı? Kız mı?. « mu, bu isimde bir profesör, birGrindorge'ların iki çocuklan ol kaç senedenberi şayanı hayret tecduğu için heyecanlanmıyorlardı. rübeler yapıyormuş. Kendisine Göreceksiniz, çocuk. hayatı mahsus usullerle, bir kayısı »ğaa nızda büyük bir değişiklik yapa ile bir kiraz ağacını birbirüıe aşıcak! | lıyor, şekli de, lezzeti de yepyeni, Madam Grindorge, Martine'in, 1 hiç bilinmedik bir meyva elde ediçocuğunu bizzat emzirip emzirmı yor. yeceğınden başka bır şeyi merak Bunu niçin söylüyorsun? etmiyordu. Çünkü bir aralık düşündüm, E'.bette kendisi emzirecek! acaba çocuğumuz bir küçük Dona O kadar çabuk hüküm ver dieu mü olacak yoksa bir küçük meyin. Meselâ beni doktor menet Dargens mi? tiydi. Martine gülümsedi: Fakat Philippe'in hiç «üphesi İkisi birden, değil raiî yoktu. Şimdi, üzerine hacimli bir Hayır. mukavelenamo bıraktığı beşiğe SaPhilippe gene aşağı yukan dokıyordu. laşmağa başlamışn. Bu maseleyi Martine onun yüz çizgilerinin en hemen oracıkta düşünmediği, z;hküçük hareketini bile gözden ka nini bununla çoktanberi yormakçırmak istemiyordu. Birdenbire ta olduğu anlaşılıyordu. kaşlarıru çattığını, kapıya doğru îstiyorum ki bu çocuk, Smiryürüdüğünü gördü. Philippe mer lov'un yemişleri gibi yeni bir şey diven sahanlığında ayak sesleıi olsun, bir sülâleye başlangıç teşduymuştu. Bu, nihayet yukan çık kil etsin. mağa karar vermiş olan ınadam Şimdi de kansının intıbalannı Donadieu'nün ayak sesleriydi. araştırmak sırası ona gelmişti. Madam Donadieu, cıyak cıyak Hattâ, düşunüyorum, sen La sesile bir şeyler söyliyerek içeri Rochelle'e donduğun zaman, gene gireceği sırada Philippe onu alnın Reaumr sokağında mı oturacaâız, dan öptü: kestiremiyorum. Ama zannede Biraz sonra, anne... Bizi yal rim. Orası fazla Donadieu kokunız bırakın şimdi! j yor. Gücenme. Bu şeyleri sana J şimdi soylemem belki doğru değil. Bilâkis! Niçm bilâkis diyorsun? Çünkü ben yalnız Reamur *okağında değil, hattâ La Rochellede bile bir daha oturmıyacağız diye umuyordum. Philippe niçin gülümsüyordu? Bakışları niçin daha sertleşiyordu? Niçin tekrar denizin manzarasını seyre dahyordu? Dişleri arasmdan, kendi kendine söylenir gibi: Fazla uzun zaman oturacak değiliz. dedi. Fakat Martine, gene de işitti. Çok memnun oldu; lâkin, sevmcine bir nebze endişe kanşıyordu. Philippe'in, hesablı ve ölçülü hareketlerle, kâğıdlan beşiğin üstünden tekrar alıp cebine indirdiğim, indirmeden evvel de, tamatn olup olmadıklanna baktığını gördü. Yeni bir cins yaratmak için. eski bir köke ihtiyaç vardır, diye mınldandı. Philippe, ömründe çiçekle ve zıraatle uğraşmış değildi. Hiç bir şeyi bilhassa tetkik etmiş de değildi. Fakat realitelerden yana kuvvetli bir sezgiye sahıb olduğu için, kendisine faydah olabılecek şeyleri oradan buradan dcvşiriyor beş yüz sayfahk bir kitabı bir ceyrek saat içinde gozden ^ecir;vor, özünü çıkarıyordu. Hiç desiıse kendisi için öz sayılabılecek o]an kısmını alıyordu. Bu kok. aşı, yeni ciis fikirleri lan! aklmdan çıkmıyor, ikide bir, bteki Bütün derken bu kelime Ozerinçocuklardan daha çirkin hulduğu de hararetle duruyordu. oğlunun beşiği önüne geKp dikıli Saadet ve felâkct imkânlan... yordu Benim başlarruş olacağım bir esere Martine ona baka baka endişe devam imkânlan... lenmeğe başlamıştı. Philippe'^n e Philippe! sas itibarile ne düşündüğünü fnla Ne var? yamıyor bütün düşün'lüklerini HİÇ... Seni seviyorum. Phikendisine söyleyip söylemedığmde hppel. Üçümüz bir aıada \sşayamütereddid kalıyordu. lım. birbirimizden ayrılmjyalun, Ne oluyorsun, Philippe? istiyorum.. Philippe, dalgınlıktan sıyrudıBu patavatsızca bir sözdil. Phi Hiç! lippe sur?tını astı, lyaga kalktı. Henüz sarih bir şey söyleyen'i Garüvorsun ya? dedi. Hemenyordu. Duygusu çok muphemdi. cecik kadınca bir düşünceve FapSöylediği sözler, biraz evelkı helandm . Halbuki ben sana neden yecanı, deniz, o ufacık kayıklar, bahsediyordum .. evin gürültüsü, bütün bunlar bir Hasüı bir büyük şeyden bahs.ebütün teşkil ediyor, bu bütünden diyordu! Bu belki vuzuhsuz bir yeni bir duygu doğuyordu. Bu duygunun esası endişe olsa şeydi, fakat o, bunun mıazzam bir gerekti. Çvinkü Martine, Philippe'in şey, hayatî bır şey olduçuaı sezialnının tekrar kmştağını ijörıiyor yordu! Martine ona. imzaiadîğl mukaveleden bile bahse'mernişti, du. fakat Philippe. istik'iaiden yana Yamma gel, dedi. Philippe, adetâ istemiye ıs*emi bu mukave'er.in, çoc VT.IV\ doğuşu ye beşiğin yanından aynldı, k?r kac'ar ehemmiyeti olduğu l anaayolanın ken a rına oturdu. e'ini dl tindeydi! nında gezdırdi, gülümsedi: Philippe'in düşündüğü hemen hemen aynen buydu Kök<~n ve a Ne duşünüyorsun? İzahı güç . Şurada gödüÇün şıdan bahsedeken bunu düjüuübalıkçılar için bugün, ö'eki ffüiı yordu .. lerin a>Tiı her hangı bir gün . Kendisi, Dona iieu sülâlssine, bir Bızım yanımızda bır mahluk var bakıma aşılanmıştı; halbuki, kök, ki henuz hiç bir şey:ni bılmiyoruz, daha şimdiden faydasız hale gelivarlığında butun ımkınları taj' yordu... yor, anlıyor musun. bütün irnkânj (Arkası var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle