25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Sehir= Yemin bozma töreni =haberleri ,*r, <'• '£3."&£LI MHU Kl V iüt 14 Temmuz 1953 MMJ MAVh ^iyarında dehşei geceleri Fethin 500 üncü yıldönümü geçtikten sonra İHEM NAUNA M1HINA Ras ihtililinin ilk zamanlarında irmind medenlyet asrmda kara ve kızıl bir leke teşkil eden Te eski Çarlık rejimine rahmet okutan Sovyti Rusyada bir kızılca kıyametin kopmak üzere olduğu anlaşıhyor. Dün başkalarmı temizleyenler, bugün de birbirinl temizllyorlar. Birincl Dünya Harbinin aon ydlannda Bolşevik ihülâli patlak verdiği saman msça bilen bazı Alman istihbarat subaylan, Moskof ordolarmm inhilâlini çabuklaştırmak için, Soa ordulan içine girmek cesaretini göstermi$lerdi. Bunlarm bir kaçı yakalanarak idama mahkum edilmişler; fakat o kargaşalıkta kurtnlarak mem leketlerine donmüşler, sonradan hatıralannı neşretmişlerdl. Bolşeviklerin nasıl kana susamış zalimler »lduğnnu bu hâtıralardan öğrenmek kabildir. Alman subaylannın kitablaruu okuyup da insanın tüyleri diken diken olmamak kabil değildir. Meşhnr Çar Deli Petro tarafından insa ettirildiği için ona izafeten almanca Petersburg adı verilmi? olan devlet merkezi, harb içinde rnsçaya çevrilerek Petrograd olmuşra. Sonradan isml Leningrad olan bu sehlrda ve dvanndakl Kronştad denb flasünde Isyan eden Rus bahriye askerleri, amirallannı ve deniı ınbaylarmı merhametsizce Sldürmekte birbirlerile y«xışa cirismlşlerdl. Sonradan kara ordusu askerleri de bahriyelilere iltihak ettiler. Müthis bir subay katliâmı başladı. Gemilerde, kışlalarda, ordn kıt'alannda «Sovyet» denilen erlerden ve gediklilarden mürekkeb ihtilil komiteleri tesekkül etmlşti. Bonlarm emrile öldürfllen ordn va donanma kamandan T« rabaylannm haddl hesabı yoktu. İhtilâlin korkunç bir şekil aldığını haber alan Karadenlı donan» ması Kumandam Amiral Kolçak, ihtilal ve isyanm kendl gemilerin* sirayetinl önlemek İçin donanmanm büyük kısmı D« denln açılmiftu Çarm tahtından feragat ettiğinl ve Kerenıki hUkflmetisJa Petrogradda vazlyete hâkim oldu» ğunn öğrenince Sıvastopola döndü. Karadenla donanmasında mflrettebatın istemediği büyük rütbeli subaylan değiştirerek disiplmi temine muvaffak oldu. Karaderiz fflora askerleri, Kerenskl hükumetlne müzahir olduklaruu bildirmek üzere Petrograda bir heyet gönderdiler. Fakat bn nrada Bolsevikler Minşevik olan ve müttefiklerle beraber harbe devam etmek isteyen Kerenski hükumetinl devirmişlerdi. Bolşevik murahhaslan 1917 mayısında Sıvastopola geldiler ve bahriye askerleri Ue tersaneddd ameleyi elde ettiler. Bolsevikler, Amiral Kolçak ile kormay heyetüü Bıtilâle karşı hareket etmekle ltham ediyorlardı. Amlralın tancak gemisi olan zırhlınm mürettebarı, Kolçak'tan kılıemı teslim etmesinl istediler. Kolçak kılıcını deniza attı ve gemilerin snbaylanna mukavemet etmeden silâhlannı ftsller* teslim ermelerini emretti. Maksadı kan dökülmesini Snleraek olan Amlral lstifa ederek ortadan kaybolda. Sonradan Vladivostok'U teskil ettigi ordn İle Sibirjayı ela geçirdi ve Rnsya içerlerine doğra iierlemeğe başladrysa da Bolşeviklere mağlub olarak yok edildi. Amiral Kolçak'ın Sıvastopolda kan dökülmesine mâni olmak emeli bo•a gitti. Asi askerler, •ubaylanmn çojhmn fed snretta öldürdtiler. Rasyada dahflt harb bütün şiddetile bir kaç yıl devam etti. İki taraf birbirinl merhametsizce tepeleyip durdu. Nlhayet Bolsevikler vaziyete hâkhn olarak evvell Rusyanm, sonra bütün hür ve medenl dünyanın başına beli oldnlar. Berla'nın ve taraftarlannm temlzlenmesi yeni bir dahili harb çıkmasına sebeb oiacak mı? Buno zaman gözterecektir. Yaz»n: JOSEPH KESSEL tnsan kanı ve boğulan kedl bağladı Sonra, kemerin her ikl aIriandah, başını ağır ağır salladı: yağma ve tepesine, birerden üç tane Hayır, dedı. Bız yalnız. çıftlık teke boynuzu taktı. Bundan sonra, lerimizde çalışan biçareleri tanınz. ıçinde yüıek kanı üe işkemb'e muh tstenbul Ticaret Odasmda rouhunlartn yemini en bayağı cina ye teviyatının ve safranın bulundugu telif şehırlerin oda temsilcileril» mındır, ortaklann, suç ortaklannın kiseyı aldı, bu halitaya su kattı, yapılan içtımalar arasız devam etyeminidir. Reislerin ve yeminli cebinden çıkardığı üç çeşid tozu da ceHâdlann yeminleri, gizli ortnan kattı, kâsevı, tam da teke boynu mektedır. Listelerin 15 temmuzda gerektiğinden geç eçıklıklannda. ay ışığında. yahud zunun durduğu tepenin altına tıpa hazırlanması Nairobı'deki izbelerde olur. Orada, tıp isabet edecek şekilde yere koy vakitlere kadar çalışılmaktadır. Harıce hiç bir şey sızmamaktabir kemerli kapınm dıkenlerine koç du. Bu işler bittikten sonra, sOürbaz, dır. Bununla beraber bu toplsngözleri astlır; orada, boğularak 51dürulmuş bir kara kedi leşi üstüne hazır bulunanlar üzerinde gözlerinl tılardan müsbet neticeler çıkacağıefsunlar oknnur; orada, toprağa ka • çepeçevre dolastırdı. Gözleri, esra na muhakkak nazarile bakılıyor. Gümrük pozisyonlan birer bırer nştınlan kan keçi kam değil, in nna nöfuz edilemiyen Afrika geceBan kanıd.r. I lerine benzer koyu ve mıknatıslı elden geçirilmekte ve yerli sanaUnın boylu Iriandah, yabanl zey ' bir golgeye bürunmüş gibıydi. On yiin durumu gözönünde tutulmaktin ağaclan dikili bir tepeye tır j laj, bakmaktan, sırtındaki Avru todır. Yeni liste tanzimleri tüccar» vemanmak jçin arabasuu r ılandırdı, I pakârt paçavranın acaibliğıne dik> rilmiş büyük bir şanstır. Hükumet devam etti kat edemiyordum. Yeminin metaini kimin hanrAdam, yapraklı kemerin bir tara masabaşı kararlardan vazgeçerek ladığını, tören reislerini ve yemin fma, kâsenin yanına diz çöktu. Ye bizzat ij sahiblerini bunlarm haettirmeğe merrrur olanlan kimin ! minlerini bozanlar, birer birer gel zırlanmasile vazıfelendirmiştir. seçtığıni hiç bilen yoktur. diler, kemerin öte tarafında diz çök Listelerin hakikî Ihtiyaç durumGülmeğe alısık yesil gözlerinin tüler. Sıhirbaz, kâsenin içine bir lanna göre hazırlandığı söylenmek içinde, bir nevi metafizik üzüntü saman tutamı daldınyor, karsısında tedir. Bu listelerin yarm tamamifadesi belirdi. duran adama üç defa emdiriyordu. lanmış olacağı ümid edilmektedir. Halbuki, dedi, ben bu memle Her seferinde. adam şöyle diyordu: kette doğdum, çocukken de zenci MauMau'lara, her şekilde ve Millt Eğitim Bakanı Ankaraya çotuklarile oynadım... her vasrta ile lânet edeceğime and Arabasını tepenin son noktasında içerimBtrkıç fOndenbrri fehrbnbd* buhı. durdiıracağı ana kadar sustu. BuBumm uzerine, gümüş lr>1yeli nan Mllll ESitlm Baknu Rıfkı Sallm rası, kısa ve tozlu otlarla kaplı, ge I sih.irbaz, boğulan kovunun işkembe Burçak, dün nbah ta&t 7.30 d» otomo. niş ve çrplak bir yavla idi. Kikuvu 1 rnuhteviyatına, safra ina, kanına büle Anfcaray» hareket etmljtlr. ziraat işçisi kalabalığı oraya toplan baürdığı saman tutamını, kendl eststenbul Üniversitesinde mıştı. ki şapkasının etrafında üç defa çebütçe hazıılıklan Arkadasım, tüfeği omuzunda ası viriyordu. Ut«nbul Onlver»lt««l Yönethn Kunılu lı, arabasmdan atladı. En büyük yemin boıma töreni dün m t 15 ie RektSr Prof. r«hlr Yenl. Bunlar buraya civar çiftlikçayın bajkanlığmd» topl»nmısUr. Gnitathi Yönetlm Kurulu bu topUntuınd» f«. lerden geliyorlar, dedi. Hepsi Mau T5ren bitmişti. Fakat on kadar Mau yemini etmiştir. Hensi de bunu Kikuyu, yapraklı kemerin Snünde kültelerdm gelen 1954 bütç« t»«»rü«n. nı giruîmeye baflunıştır. itiraf etti. Çoğu, kendiliklerinden diz çökmemistl, İrlandalı bana: Takülte bütçelerlnln tetklklarl ta. itiraf ettiler, çünkü zorla yemin Bunlar, MauMau yeminmin maml&ndıgı takdirde. İıtanbul thılver. slteel 1954 yılı bütcesl bAUTİÜdanıu etthümiflerdir. Ama bu türlü olan en fazla tesiri altında kalanlar, delar bile vem'nlerıne bağlı kalmtş di. Bunlar, daha kuvvetli bir yelardır. Çünkü üzerlerinde yemin min bozma törenine, Guitathi'ye ih Dünya Üniverstteier servislnfaı var, bu yemin tâ can evlerine, kan tiyaclan var. dünkü çahşnudan lanna gnmiştir; sihir, büvü, efsun, Yaprakh kemerin 'siraı ÖHeslnde, Dünym Üniverslteler Servlst dOB d* tabiat ustü kuvvetler karsısında dallardan yapılma bir sayvanın al çalıjmalarııu devmm «bnlftir. Sabah toplantınnda 1952.1*5* MaJl duyulan asırlık dehşet, burada çok tında, beyaz kemiklerden bir ehram kuvvetli ve koklüdür. vardı. Oraya doğru yürüdük, arka bütçeslnln mün&kafaıı yapılmı». nctlec. d« Wuı'un genel masraf tutan 4 rnll. O halde? daşım izah etti: yan tsvlçrc fnmgına balll oldugu bll. O halde, buna karşı bir pan Hakıkî Guitathl, asırlarca er diHlmlstlr. zehir lâzım, başat bir tabiat ü=tü veldenberi mukaddes sayılan bir ÖJledm aonra, Milli komltolerl* fa. kuvvet. Bizim temizleyici yemin delikli taştjr. Zenciler bunu yalana aHyet raporlarını tekllf cd«n komlte admı verdiğimiz sey. Bir kelime karşı kullanırlardı. Bu taşm dell İlk toplantllarml yspmıjtır. Akjam topl&ntısında. <Wua T* Ccmi. ile «yemini bozma». ğıne bir değnek sokup yalan sSyli yet» mevruu üıertnds kontuulmujtur. ZentMİer kalabalığına yaklaşıyor yen kimse .hem kendisinin, hem a TOrk, Endon«zym v» USA dclegeleri bu duk Arkadasım: ilesintn felâkete uğnyacağmı bilir konuda tftz »lmı?lardır. Kongr* bftjladıktan lonra. nnlandl. Artık kımıldamayaüm, seyre di Burada, bu an'anevl delikli taş T». Japonya ve LObnan d«1egel«l de delim. dedi Bir bevaz derilinin b\ı yer*ne, dört tane fil kemiğl kulla şehrimlıe gelmlf buluıunaktadır. rada vapabıleceâi bundan ibarettir. nılıyor. Fakat kemikler d« te» ka454 numarah »irküler Merkez Avrnpalı gibi giyfaıen sihirbas dar büyük bir efsun kuvveti taşırBankasına hâlâ tebliğ edilmedi Kikuvu lar oldukça eenis bir hal lar. Gümrük pozisyonu bakımından Dıtl. ka teşkıl etmislerdı OrtiHa kovu , Gerçekten de, yemlnlerini bo«arenkli, eski bır paltova bürünmiış. c a k olanlar, deminkl çatal fıdanın liflı olan mallaTin re 3 num&ralı lls. tcye dahll emti&nm 31 ağuatosa kadar clsrun vaşta bir zenci duruvordtı , altında diz çökerken büyük bir «fl guranıklerden çekllmesl lçln çıkarılan Bu palto Avnın^l'Um sivHı&i. hil kunet lçinde oldjkUn balde, bu 450 ımmsrah »lrktıler henüz rBtnen Hiğimız palto idi Eskı bir keçe şap rada, Guithathi'nin yanına yakla Merkez Bankasına tebllj edilmediSin. kayı. kulakhnna kadar «pcirrn'c!tj. şan zenciler, tepeden tirnağa, ran d«n tüccar gereken ımıameleye başlı. yKnamaktadır. Bo^'Tıunda, Nuv.ab bpledive reisle gır zangır titriyerlardı. Fi) bel ktAlikalUar zamanın geçraestnt endlje rinm alâmeti ohn genis bir purnuı mikjerüün deliklerina çöplerl ao fle •tyTetmektedlrler. Radyo ve gazete. lerte ilân edllen Bfrkıılerin bir an evvel kolye vardı. Yardımcılan ve ktıp da, güç duvu'ur clı »esle: haf z!an etrafını 'iuşat.nıştı Mau ( Bir daha MauMau yemlnl tatblkl her halde lyi karsılanacak ve pl. ya.«ada nkbl olsa bll» bir feralüık ya. Miuiaı bu adamın kellesini asla etmiyeceğime »nd içerim! rmtacaktır. rene mükâfat vadetmiş bulu.ı lyorDerken, dudaklan moranyor, k&Tacirier. Bakanlıklara çektikleri lardı pük köpfik oluyordu. Sonuncu zerci de and içtikten telgrafların cevabsız bırakılmaOrtaya bir ko>n.m eetirliler Kasından şikâyetçi ra eller hay\anın burun delık'erini aonra, Irlandalı^a döndüm: Blz* verilen malumat» nazsran gerek Artık, hiç değilse bunlardan ve ağzını tıkadı, boğuluncıya kadar Ihrtıeat, (îerekse lthaîât eBnasında tuc. beklediler. Kurban edüen hayvan emin olabilirsiniz, dedim. carla resml makamlar ara«ında an'.as. Neden sonra cevab veıdi: lar bu şekilde bldürülüyordu. ma7hklar çıkmakta ve çok defa bu Büyük yemin bozna törerln anlaşmazlıklarm halU lfkânı buhı. Aynı kara eller, ölen hayvanın namamaktac'ır. Tııccarr lsının mııstace. dtrsini yüzdu Yüzüş tarzının bir den ve Guithathl töreninden sonra, ll>etine blnaen snn ça e olarak alâkalı hususiyeti vardı. Sağ ön ryaktan bu şekilde yemin bszanlann tckrar Bakanlığk telgrafla muracaat etmek. baçlayıp, çaprazlama. sol arka aya MauMau yemini ettıkleri çok gö tedir. Fakat Bakanlık ekserıya acele kay. ğa. sonra sağ arka ayaktan başlayıp rülmüştür İşte Afrika burlur. Arkadasımın yeşil gözleri, bir dfle ve ce^ablı olarak gonierilen tellerl sol on yağa doğru yüzulüyordu. bazan haftalarca ce%'ablandırmamakta. garib bir endişe ve üSonra, sihirbaz, elıne iki tane, kere daha. g dır. sivri uçlu çubuk aldı. Koyunun züntü ifadesile dflldu. Buyük bir üzüntü komısu olan bu (Arkan var) halln daha fazla devam efıremesl, ls yüreğine daldırdı. Yardımcılan da, sahiblerinı cevablı olarak gonderdiklen bu suretle akıtılan kanı bir toprak teüere karjılık verllmesı lstenmeMedir çanağın içine topluyorlardı. Cevabsızlık yüzunden hem içler aksa. rrakta, hem de gecıkmektedir Arkasmdan hayvanın işkembeİtalvava 150 ton sarmısak satıld> sini ve barsalkannı çıkardılar, iş+ Son günlerde pata ese alâka çnk kembe muhteviyatı ile safrası bir azaldığından Adapazarı seçme malla. kiseye konuldu. rının 14 . 15 kurusa kadar dıışmes. Sinirleri geren, ağır adeta ıstımuhtemeldlr. Patates lstıhlâkindekl durgunluğa »e. rablı bir sükun ortasmda, sık soluk beb sıc&kiarın basmış olmasıdır. Yaç lar işitüiyordu. Yemin bozma töresebze flatları da hayli dujuk olduğun. ninin ilk hazırkklan bihnisti. dan patatese rekabet etmektedtr. Sihirbaz, işaret etti, yardımcılan, ttalyaya »on gynlerde 150 ton sannı. çemberin ortasına, boyluca bir fi 16 sahife • 32 karikatdr • sak fatılmıjtır. İyı sarmısakİBT 50 . 8fl kurus arasıdır. dan getirdiler. Fidanı, zangalarile 4 renk * Parasu! tepesine yakın bir yere kadar yarTEMMUZ 14 ZILKADE 3 Persembe günü cıkacak düar, iki parçaya ayırdılar, parçalann uclannı toprağa daldırdılar. Sihirbaz, yapraklı bir kemere ben t eiyen bu ikiye yarılmış fidanm yaMecmuasının ilâvesidir! nına ağır ağır yaklaştı, koyunun V | 4 40' 12 20 16 19 19.40 2138 2 28 barsaklanm aldı, kemerin iki ayaE. 1 9 001 439 8 38 12 00 15? 6.46 ğına da birer birer sardı. Barsakların uclanna birer tutam saman Tanzim listeleri yarın tamamlanıyor FATİH DIVANI Bej yüzüncü fetlh yıldBnümfintt kutlayalı bir ayı geçmij, halkm tstanbula ve onun büyük Fatihine kar şı alâkası, «imdi biraz değiserek, yerine getirilmiyen arrulann bıraktığı derin bir üzüntü haline inkılâb etmiştir. Hâlft husust «ohbetlerde, hattâ gazete makale vt fıkralarında donüp dolaşıp, beş •sır evveline aid olmakla beraber tazeliğini kaybetmiyen bu mevzu» geliyoruz. On iki, on üç »enedlr tasarlanan plânlar v imar harekctleri, dikilmesi karar «ltuıa •lınan heykeller, basılacak metinler, yazılacak kitablar blrer tarafa bırakılnug gibidir. Meğer İstanbul fethi değerind* bir tarih hadisesüe Fatih Sultan Mehmed ayarında bir Türk şehriysn için pek sade iuya ve hareketsiı bir törenl» Iktifa mukaddermiş. Gazete sütunlannda sık sık İstanbula ve Fatih» dair j izı çıkıyorsa sebebini, senelerdenberl tatbik olunamıyan tasavvurlann perişan akıbetind» aramalıyız. Bvmunla beraber, iyimser davraniMak, bu işte hayırlı bir taraf bulunduğunu da düşünebillriz. Filvâki, bea yüzüncfl yıldönümüne yetistiremediklerimizi, önümOzdeki hududsuz zamana takaim «derek onlan daha makul ve daha tertibli bir şekilde hazırlamaktan bizl kim menediyor? Esasen İstanbul çehri ile Fatih devri için en münasib kutlamanın, bu iki azametll mevzu hakkında yapılacak ilmi araştırmalar oldugu gözönünde tutulmuj ve bunlan basarmak uzer» bir îstanbul enstltüsün» şiddetl» üıüyac bu lunduğu en »alahlyetli bir sahalyet tarafından, nic» »eneler tvvel, ortaya «tılmıstı (1). Şimdl, akh erenlerden çoftunun bu dOsunceyi benimsemesi, T«pamadığınaa ialeri yoluna koymak husuaunda ymr dım v» hfcnnet vâdedenlerin biraı olsun artmaat insana bayağı ümid veriyor. Bu arada, böyuk btr devlet adamı ve muvaffak bir hükumdar olduğu kadar ilim ve sanat mesel*lerile de yakından alâkalı bulunan Fatlhln pek mütenevvl cephelerden tetkiki lâzım geldiğl tekrarlanırken, onun bilhass» şairliği ve dlvanı üzerinde ısrarla durulduğunu görüyonıı. tkinci Sultan Mehm»din Avnl mahlâsüe yazdığı manzumeler, lsittiğimlz doğru ise, harikulftde nefis btr taV kisveatoe bürünerek intişar etmek üzere bulunduğu halde buna imkân verilmemiş, hslkımız kahraman Fatihln sanatkâr ruhundan doğan ince siirleri kolayca okumak «evkinden mahnım bırakılmış. Gazetelerin makale, fıkr« ve mülâkat lçinde ileri sürdükleri bu elem verici haber ortaya çıktı çıkalı masamın fistünde duran fiç kitaba, gözlerime inanamıyarak çaşkın nazarlarla bakmaktan kendimi alamıyorum. Uçü de Fatih Sultan Mehmedin şiirlerini ihtiva eden ve üçü de matbu bulunan bu kitablardan biri Dr. Georg Jacob'un tDıvanı Avnî yâni Ebülfeth Sul tan Mehmed Hanı sanî hazretlerinin gazeliyatıdır» adile 1904 te Berlinde bastırd'ğı eserdir. Çoğu, Upsala Üniversite=i kütübhanesinie m^hfuz bir yazmıdan ahnmış 21 parça şiir ile, nâsirin izahname ve lugatçesinden ıbaret bu küçük tab'dan sonra ikınci kitab, Muallim Ahmed Halid Kitabevinin Türk klâskileri serisinin beşinci sa yısını teşkil etmek üzere 1944 te yayınladığı «Divanı Fâtih» dir ve buna Millet Kutübh?nesindeki nüsha esas olmuştur. Üçuncü eser, Turk Tarih Kurumunun, beş yüzuncü fetih yıldonümü neşriyatı Yazan: PROF. CAVIT arasında 1946 da «Fâtihin Şurleri» adile çıkardığı kitobdır ki bunu da Kemal Edib Ünselin himmetine medyun bulunuyoru*. «Fâtihin Şiir leri» Millet Kütübhanesindeki tek nüshanın tıpkı basımı ile yeni harflert çevrilmişinden baaka, muhtalü eaerlerde dağınık bir hald* bulunan manzumelerl d» bir araya topluyor v» bu nretle 87 parçadan mürekkeb en zengin nüshayı vücude getiriyor (2). Dr. Georg Jacob'un eksik ve pek nadir tab'ını bir tarafa bırakahm. Muallim Ahmed Halid Kitabevi Ue Tarih Kurumunun neşirleri sayesinde, İstanbul Fatihinin manzumelerini basıbnif aaymak acaba mürnkün değil mldir? Yoksa el« eskisinden daha mükemmel veya çok farklı bir nüsha mı geçmistir? Veyahud mevcud baskılar okunamıyacak kadar kötü oldugundan (Türk Tarih Kurumu nesrinin tıpkı basım olduğunu bir ker« daha hatrrlatmalıyız) yeni bir tab'a mı lhUyac hissedilmistir? Eger bu suallerin cevabı müsbet ise, blze teessüf v» şikâyetlere bütün kalMmizle lştirak etmek ve zaman geçmeden Fatih divanının, ilim usullerine uygun ve her turlü gösteristen uzak ciddt bir tab'ını temenni eylemek dü?er. Aksi hald* bir kaç kere basılmıt bir teer için «bastırmadılar!» dly» vaveylâ edip ortalığı tfelftş» vermekt* rnana yoktur. Fatihln basılmış v« banldığı bu mesele ile uğra?anlar tarafından da hi galibt unutulmus Divarunın tab'ı davan alrp yürudüğü ju nrmlar d a btr takım tuhaf feyler içitlllyor. Ikinci Sultan Mehmedta sür BAYSUN lerini, meşhur hattatlara gahife ıahife yazdırdıktan sonra, yazılanlann faksimilesl muhtelif aanat devirlerinin öratklerinden alınma tez hibli çerçeveler içind* pahaiı kâğıdlara basbrmak, buna mevzu üe alâka ve münasebeti hayli su götürür renkli tablo ve minyatür kop yeleri llâve etmek, böylece n« isim verileceğlni hakikaten merak ettiğimiz bir garib mecmua meydana getirilmek istenlyormuj. İlme hizmet nanu albnda girisilen bu teşebbusü olur is. değil ya aklı selim erbabının tasvib Ue karşılıyacağım bir an için mümkün görelim. Fakat meselenin bir de ikind «ıkkı vardır ki bu, bir kaç eserin tab'ını bol bol temin edecek kadar külllyetll bir paraya taallluk ediyor. Göz kamastırmaktan ve geçici bir hayret uyandırmaktan başka ne menfaat temin edeceği kestirilemiyen bir marifet» I millet hasmectodes »Tö bln Hra «yrılmıj v» bu meblâg bankada yabyormua diyorlar. Faydası vt zaran Tslnız ntfsimiz* aid tasarrollara müdahal* habrımızdan geçmez ama ucu millet* dokunacak teşebbüsler* •eyirci kalmağa da hakkımız yoktur. Maddt ve manev! mesuliyeti hepimiza terettüb eden isler için âzam! bir titizlik ve dikkat gösterip, lfizumcuz faaliyetlere frea koymak hususunda bilmem tereddud eden bulunur mu? Fetih yıldönümun« kadar tatbik cahasını çıkaramadığımız işleri şimdi daha temkinle ve düşüne taşına yürütmek tasavvuru n« kadar akılftne ise, ancak alâyi^ düşkünlerinin hosuna gidecek heveskârhklara kalkısmak da o kadar hatalıdır. Gaflette ısrar ederek âleme gülünç olmıyalım. (1) Dr. AdnanAdıvar «Cumhurlyet» 20 hazirmn 195S «Fetih yddönümünden «onra». (2) Bu hususta daha fazla malumat almak için «Fatihin Şllrleri» adlı kitabuı mukaddemesini okumabdır. Zahir Törümkttneytn ölüm yıldönümü Baıın.Tayın v» Turbra G«nel Mndür. HigÜ tstanbul D temıUelal lken geçen . »en» 14 temmuzda vefat eden arkada. Iimıı Zahlr Törümküneyta «lOra yıldo. nümü münaaebetll* bugün »Sleden «onr» Zincirllkuyud» Asrt mezarhktakl k»brt basında bir anm» töreni yapıla. eaktır. Bugün «aat 14 U Guctecner CemlyeU SnOnden harcktt «dccek bir otobO*. merhurmm mcalekdaf T» doctl*. rım Zndrlikuruya götürecetÜT. Bir randernca kadm bıçaklandı Randevucu Melihat özbll düa Tak. •tmd* dolajırken Unkapanınd» oturan tbrahim v« arkadası tbrahlm Özyıldı nm lamlnd* İkl kl»lnln tücsvüzune ug. ramıı r» Türudünün muhtelll 7«rl». rlnden bıç&klaıuniftır. HUtecavlzler «janmaJrtadır. İstanbul Içtn en uygnn naldl vasıtası araştınhyw K T. T. Genel Müdürü Porf. Ktmnn GBrgünün Amerikadan dSnüjündt bera. berlndc getlrdlgl projelerl tetklk etmek ürer* bir komisyoa knrulmujtur. Geçen hsfladan lttb«r»n çalışmalarım baslıyan komlryon »ehrtmiı İçin en uy. gun nakll sisteml projealnl terclh «dc. cektlr. Otcıind* çtlifilan pro]«l«r arazında trolejrbuı, metra, otobüa şeb*ke«l v* elektrlk fabrikalan projelerl vsrdır. Çatalca k5ylerind« muhtar seçimi 11 tcnunuı pazar günü Çattlea kaza. nnın dört köyünde yapılan rmıhtar teçlmind» CifUlk koyu. Elbuan koyü. Kırkoba kfiytt muhtarlıklarını Demok. T&t Pmrtt adaylan; thaulyt koyü muh. tar »eçlmlnl Halk Partlal admyı knan. miftu. TURKIYEIŞ BANKASININ 1 Tonnnıız Talihlileri Kavaklıderedeki Bahçeli Ev, Devrim İlkokulu Öğretmenlerinden Türkân Dinçere Çıktı. Tarabyadaki evi, kimyager Fuad Mirerin kızı Figen Mirel, Ankarada da diger bir evi de yedek subay Safahaddin Alayoğlu kazandı. BEDAVA AKBABA PLÂJ ALBÜMÜ Tarzan Tutuldu Bu kadar çabuk tutulması hakikaten hayrettir, çünkü üstünde Tarzanm güzel bir büstünü taşıyan bisikletler hakikaten sağlam, zarif ve ucuzdur. İthalâtçısı: Panther bisikletleri mümessillıği: Ergön Ltd Bankalar Cad. Çınar Han, Galata, İstanbul. Flgen Mirel Kavaklıderedeki ev Türkân Dinçer evinin balkonunda. I Türkiye U Bankasının 1 Temmuz cekilişind» bahceli evleri kazanan tallhlilere yeni yuvaları teslim edilmeğe baslanmıştır. Kavaklıderede. Güvenlik sokağında. iki katlı. bodrumlu, Ayrancı baglan «teklerinde, y«! sil dekor icindeki ev Devrim Ükokulu öğretmjen lerinden Türkân Dinçere çıkmıs, Bayan Dincer, tatilini uecirmekte oldugu İsianbuldan gelip evini teslim almıstır. İstanbuîda. Tarabyadaki ev Taksim ajansı müsterllerinden Figen Mlrel'e cıkmıstır. Kimya Limanımızdan yapüan ihracat Son 24 taat lariında llmanunudan ger Fuad Mirel'in kızı Figen Mirel, haftalıklanndan ayırdıgı paralarla gecen yıl İs Bankasında yapılan lhracatın yckunu 412 bln llra tasarrui hesabı açmıştır. tutmuştur. Trabzon gubesi talihlisi Sabahaddin Alayoğlu, hftlen Iskenderunda yedek subaydır. KendlSevkeddlen mallaı arasmda yaprak slne cıkan evi almak üzere Ankaraya jjelmistirj tütün, kuzu derlsl, ılgaU ymgı, mayl yumurta d» vardır. Lakırdı bitmemisü, »öylenecek daha çok sey vardı. Fakat üst tarah daha muhatarah olduğu için philippe bir sigara yakü, ayağa kalktı. İlk bakışta, bu mültezim şirket faydalı gözükmüyor, hiç olmazsa zarurl değil gibi görünüyor. Halbuki hepmizin vaziyeüni değiştirecektir, bilhassa sizin vaziyetinizi. Şimdi ne oluyor? Kömürden edilen kârı dalyan ve gemi servisleri yutuyor. Size gelince, sizin de işte hiç bir şahsî hisseniz yok. Netice: Her birimiz senede elli bin frankla, bin müşkülât için de çırpımyonız. Üstelik, önümüzdeki yıl, bu miktarın azalman bile muhtemeL Kiki reşit yaşa girince, siz ancak gayet ufak bir intifa hakkı alacaksınız, hattâ belki d« gayrimevcud bir intifa hakkı. Donadieu babanın portreal onu şaşalatmıyordu, bflâkls! Bserinl, kendi keyfince baska şekillere »ok makla meşgul olduğu o kaskata durnslu adama yan gözle bakıp için için alay etmek onu büsbütün gayrete getiriyordu. Mültezim şirket müstakil olacak. Hepimiz bu şirkette birer miktar hisseye sahib olacağız, bizim gibi siz de, kendi şahsınız hesabma hisse alacaksmız. Temettüler, peyderpey tahsil edilecek, Donadieu kasasından gecmeden. Şunu da ilâve edeyim ki, bu henüz ham bir fikirden ibaret .. l Hayır, ham bir fikirden ibaret değildi. Madam Donadieu bunun böyle olduğunu da bilmiyor değildL Phllippe'l tanıyordu! Onu tetkik edecek kadar zaman bulmuştu; Philippa hakkında çok iyi niyet beslemekle beraber kendisi hiç de enayi değildi. Phillippe'in ne yapbğım biliyordu. Onun nereye gittiğini biliyordu. Fakat her şeye rağmen, bu gene, vasiyetnsmenin hükümlerine sıkı sıkı bağlanıp kalan kendi oğullarile kızlanndan daha az tehlikeli değil miydi? Philippe'in söylediği şu bir kaç cümle, sadece, o vasiyetnameyi mes ru şekilde değiştirmek, Oscar Donadieu'nün aldığı tedbirleri bozmak, hürriyetinin bir kısmını geri almak arzusundan ibaret değil miy diî O aırada lçeri giren AugusÜn'e, sabırsızlıkla: Ne Tar? dedi. Madam Marthe haber gondermi?, bir parça aşağı inebilir miyütı, diye sordurmuş madam. Marthe, annesinin alnına toluk bir buse kondurdu: Bonsuvar, maman, dedi. «Maman» dertaen, bu kelimeyi, «madam» dermis kadar bigâne söylüvordu. Aynı evde oturdukları halde, birbirlerinin yüzünü bazan iki gün görmedikleri oluyordu. Yalnız Marthe, Oscar Donadieu tarafından konulmuş olan usullere sadık kâlıyordu, tek tük isttenalar dıjında, öteki katlara inmeden evvel haber gönderiyordu. Enistesinin kapıya doğsu yürür gibi yaptığını görünce: Kalabilirsin, Philippe, dedL Konuşacağımız şey seni de ilgilendirir. İşin doğrusu, onun gibi, kendisinin de dalavereli bir işi vardı. İsbatı da şu ki, Olsen, müşkul bir teşebbüs bahis mevzuu olduğu zamanlar daima yaptiğı gibi, yukanda kalmıştı, çünkü aile münakaşalarına karısmaktan hiç hoslanmazdı. Hoş, Marthe böyle münakasaları çok daha iyi idare ediyordu: nadiren boyun iğiyor, asıl mühimmi, hangi şartlar alünda olursa olsun, soğukkanlılığını muhafaza ediyordu. Philippe, baldızından kinayeli bir söz bekliyordu, çünkü Madam Donadieu, damadile hemen hemen başbaşa yaşamağa başlıyalıberi, akşamları sigara tüttürmek ve ıhlamunı ile birlikte bir kadeh likor içmek itiyadını edinmişti. Ama, Philippe'in zannettiği gibi olmadı. Augustin lâmbaları yaktı, sessiz ce çıktı. Marthe âdeta neşeli bir sesle: Yaz tatili meselesini konuşmak için geldim, dedi. Biraz evvel Jean'le bunu konuçuyorduk. Düsundük ki. en ivisi. senin yaz tatilini şimdıden yapman olacak. Kat'l olarak umumî bir karar vermiftlerdi; SaintRaphael'deki vil «CIMHURİYET» in TetrikaM: 4 â V *zan: GEOKGES SİMFJSON Çeviren: HAMDİ VAROĞLU Mart sonunda, La Rochelle'de, Iyemeği yemek kabil oluyordu; faRossignol garajmın iflâs etmek ü ' kat bahçedeki ihtiyar acağlardan zere olduğu kuvvetle söyleniyordu. dolayı, yemek odası, en güneşli günBu, arhk hiç bir işe yaramıyan, lerde bile loş, rütubetli oluyordu. Madam Donadieu, daima enteeski bir garajdı: arabaların tek Utıkamette geçtıği iki sokak arasın resan bir şey anlatan Philippe'le da kısıhp kalmıs, üstelik de tesi başbaşa yemek yemeğe alısmıştı. O akşam da, Philippe, ehemmlsstı eksik gedik bir yerdi. Derken, Rossignol, birdenbire, a yet vermediği bir jeyden bahselacaklılarının paralarını ödedi, işi diyormus gibi: ne sekte vuran bir duvarı yıkbr Ne düşündüm, biliyor musudı. Bir de haber alındı ki, Mosyö nuz, anne? diyordu. İvan Uimli çok zengin bir Rusu Madam Donadieu, tabiî, hayır, kendlsine ortak almışü. dedi. Nereden bilecekti? Nisan basında, garajm adr Ros Zirzopun biri, La Rochelle'de. signol ve ortağı genel nakliyat U bir nakliyat şirketi kurmuş. Ne ieri, olmuştu. nakletmeyi aklına koymus, bilmem, Henüz hiç bir çey nakledildiği ama on tane kamyonu var, en moyoktu. Fakat 15 nisanda, en >on dern cinsten... model on tane mükemmel kamMadam Donadieu, Philippe'in nayon, sokağı tıkadı; hepsinin üstünj diren boî lâf ettiğini bildiği için, de de, kırmızı harferle (Rossignol dikkatle dinııyordu. ve ortağı) yazıyordu. Bugün b;na bir şey anlattılar; *** eğer doğru ise bizim için oldukça Sofrada bundan bahsediyorlardı ehemmiyeti vardır. Bu işi idare eMayıs başlarıydı. Yaz saati saye den Rus, Varin'le iki defa konujsinde, lâmbaları yakmadan akşam muş, diyorlar... gatacağımız Madam Donadieu zihnini zorladı, mürümüzü kendimiz çünkü hâlâ bir şey anlamıyordu. | yerde... Varin dalyanlarınm balık | Eğer Olsen orada olsaydı, Philarını nakledecek değıller ya, değil lippe'in bu sözü fenasına gider, irmi? Ama, Varin tas. kömürünün kilirdL Fakat Madam Donadieu nakli bahis m e r a u olabılir, bi hâlâ dikkatle Philippe'e bakıyorzimle rekabet eden kdmurlerin. Sür du. atli on tane kamyonun bütün köy I Evet, kömürümüzü kendimiz lere girdiğini, arada mutavassıt ol satacağımız, daha doğru bir tâmaksızın evlere kömür teslim et birle, kendimiz dağıtacağımız yertiğini tasavvur edin... de, bu işi bir başka şirkete verMadam Donadieu, Philippe'e tak sek?... Durun! İtiraz edeceksiniz, dirle bakıyordu. Müessesenin taş müessesenin işlerinden birini, Oskomürü şubesi o sırada yegâne kâr car rüştünü isbat etmedikçe, başgetiren şube olduğu için mesele kasına terketmemize vasiyetname mühimdi; öyle olduğu halde evde mânidir, diyeceksiniz. Ama bunda hiç kimse kendisine bundan bah terketmek meselesi yok .. setmemişti, hattâ bu meseleyi düMadam Donadieu bu sefer, dirşünmeyi akıl etmemişti. seklerini ma^aya dayadı. Çünkü Philippe bir yandan yemek yl işin çok mühim olduğunu sezinliyor, rastgele bir şeyden bahsedi yordu. yormus gibi konuşmağa devam Anlıyaeaksınız ann«... KBmflediyordu. rü gene İngiltereden almağa de Meselenin bütün teferıuatmı vam edeceğlz, gene kendi gemiincelemeğe vaktim olmadı. Dağıt lerimizle taşıyacağız. Kalıp kb'müma servisimizüı Nuhu Nebiden rü yapmağa da devam edeceğiz. Yal kalma olduğu muhakkak. Öte yan nız burada bir ufak değişiklik odan, bankalar bize malzeme için lacak. Perakende satış için yeni kolay kolay yeni bir kredi açmaz bir şirket kuracağız, mültezimlik lar. Başka peynir almıyor musu yapacak bir şirket; kömürü biznuz, anne? den şu fiata satın alacak, üç eyaKendisi aldı, zile bastı, Augus let dahilinde tevziat işini deruhtin'i çağırdı, tereyağı istedi. Ko de edecek... Peki, bu iltizamcılığı yapacak nuşma, sakin ve güvenli, devam şirket hangisi? ediyordu. Biz! Biz, bir de esasen kam Ne demek istediğimi anlıyorsunuz, değil mi? Aklıma bir şey yonları mevcud bulunan o garaj geldi, iyi bir fikir mi, değil mi, Kömürü bizden, nakü vasıtaları on daha bilmiyorum. Farzedin ki, kö lardan... lanın masrafını göze almış olduklarına göre bundan istifade edilmesl lâzımdı. Her ev, nöbetleşe, gidip bir müddet orada kalacakü, sonra masrai paylaşacaklardı. Şimdüik, Michelie Kikl ve 5ğretmeni, bir de Martine zaten oradaydılar. Marthe, alelacele ilâve ediyordu: Umıtmıyalım kl, cenubda hava buradakinin a>TU değildir. Bilâkiat Temmuz ayını beklersen, sıcaklardan çok müteessir olursun, çünkü oldukça şişmansın. Sonra da Martine meselesi var .. Bakıslarile Philippe'l imdada ça« ğırıyordu. Philippe'e yazdığı son mektubu okudun mu? Çocuk galiba erken doğacakmış, yani haziranda. Doğumda orada bulunursun... Bunlar hep lâftan ibaretti, Madam Donadieu bunun böyle oldubıliyordu. Kızmın ne mal olduğunu bılirdi Marthe, şu aralık sahil bolgelerinde kimsecikler bulunmadığını bilıyor, oraya, monden hayatın en civcivli zamanında gitmek ıstiyordu. Hoş, maksadınl da istemiyerek açığa vurdu: Sonra da, Françoise'dan bir mektub aldım . Françoise, Madam Brun'ün, bir dükle evlenen kızıydı. (Arkası var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle