Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
« Aralık. J853 "Uçan daire,,ler için ilk eser Mütehassıslar hiç bir uçağın bu hareketleri yapmasına imkân tasavvur ediİMiyeceğini söylemekte idiler KoTmlsyonun teşekkulü üzerinden dört gün geçmişti ki Torontonun ustünde kırmızı, daha doğrusu port3kal renginde bir «daire» filosu goründü Mayısm birinde de, ınüthiş bir süratle seyreden münferid bir «daire» Ottawa'nın üzerinrîen geçti. «Froje» üyelerinln hepsi Münakalât Nezaretinin «Uzak mesafe muhabere» şubesine mensubdular. Bu projeyi tahakkuk ettiren ve idaresine memur olan da mühendis Wilbur B. Smıth'ti. Ottawa'da uçan daireler hakkında tahkıkat yapmağa artık kimse yetkfli değildi Smith radyofonik şebekenin müdürü de oldugundan, memurlarına bir fevkalâdelik arzeden mesajlan dinlemeleri için emir verecek mevkide idi. Aynca bu 2at geomanyatık mütehassısı idi. Hükumetin lâboratuan da emrinde olduğundan cisimlerin muhtelif hareket şekiüeri hakkmda da araştırmalarda bulunabilmekte idi. Kendısine ilk defa Washingtonda rastgeldığim zaman Smith, mevce uzunluklan taksiml konferansında Kanadayı temsîl etmekte idiDaha o zaman gerek kendisinin, gerek arkadaşlanmn da elde ettikleri neticeler hakkmda bana bilgi vererek demtşti ki: Ben, uçan dairelerin, daha dogru bir tabirle «yeni ve bizce mechul cisimlerin» mevcudiyetine kaniim Uçan dairelerin görünBiesi Kanada hükumetinin fezada yapılacak seyahatlere ve sun't bir peykin vücude getirilmesine karşı besledijji alâkayı artırmıştrf. Smith'e mektub gönderdim ve blr hafta sonra kendisinden cevab aldım. tki aya kadar Washîngtona gei^ce&ini bildiriyordu. Washinsrtonda geçirdigim Noel yortulan zarfında eski bir subay arkariasla buluştum; bu zatın bende aıpta uyandırnn münasebetleri, tamdıkları vardı. Hakikî jsmini burarfe aeıklayamıvarag'Tndan kendisini Br*nnard dive anmakla iktifa edece&im. Bana dedi ki: Gene uçan dairelerle mesgul oidüRimuz sövlenivor. Fakat hava k'ivvetleri de size yardım ediyor. Mesele cidden alâka çekteM Tremonton'da alman fotograflar nakkında ne gibi blr karara vanldı? • • . „ • ; '•»• 1 NALINA Beyoğlunda bir kumarhane basıldı 8 kişi kumar o\naxlarken yakalarudılar. 500 lira kumar parası ele geçirildi Emniyet îkinci Şube memurları evvelki gece büyük bir kumarhaneyı daha meydana çıkarmışlardır. Bundan bir kaç gün evvel Beyoğlunda yakalanan sabıkalı kumarbazlardan Mehmed Selekin, tekraı faaliyete geçtiğıni, bu defa da Galata Murakıb sokak 28 numaralı yerde kumar oynattığını haber alan İkinci Şube memurları evvelki gece yapüklan baskın sonunda sekiz kişiyi kunnar oynarlarken suçüstü yakalamışlardır. 500 lira kadar bir para ele geçmiş, kumarhane sahıbi ile kumarbazlar hakkmda tahkik:ta başlanmıştırAtina Biijük Elçimiz geldi Atına bOyuk elçutüz Cemal Hüsnü Taray, dün saat 15 45 teki TAE uçaglle şehrımize gelmıştır. Bııyuk elçı. Dış Işleri Bakanı Prof. Fuad Kopruluden Yiinanistandakl ırk dalşarımızın durumlarıle alâkalı talimat almak tızere Ankaraya gıdeecektlr. Memlekeümizde bir radyo fihrikası kurulacak Haber aldığımıza gore, yabancı ser. mayeyl teşvlk kanunundan faydalanarak, memlekctımızde bir radyo fabriltuı kurmak (uere Belçikalı blr Mtmayedar teşebbüsata geçml? bulunmaktadır. Izmlrde kurulacagı anlafilan radyo fabrlkası memleketımlzln radyo lhtlya. cını karşılıyacaktır. HÂlen yururlukte bulunan dıj ticaret tejımlne gore bazı çeşid radyolarm Ithali bir hayll guçlejmlj bulunm»kt«. dır. Yeni fabrikanın halk tlpl radyo da yapacağı anlaşılmaktadır. Gazetecilerin bugiin seyrrdecekleri film tstanbul Gazetecıler eSndlkası İle Ga zetecller Cemiyeti Yapı Kooperatlfleri. nin yapmayı kararlaştırdıkları evlere ald renkli ve lesli bir film bugün saat 10 30 da Cagaloğlundakı öğrencl loka. mde (eski Eminonü Halkevi) her iki kooperatif mensublarına gosterilecektir. steyenler filme eslerlni de getlrebile. ceklerdlr. Dünya Gcnclik teşkilâtı Genel Sekreteri geldi Evvrlkl gun bekleıulmekte olan Dün. a Genclik Teskılitı Genel Sekreteri M. Mercerau. sis yuziımden uçagının Atlna. ya geri donmesıle seyahatınl tehır et mek mecburıyetınde kalmış ve dün saat 5 45 te şehrımıze gelmıştır. M Mercerau, genclığın Avrupa kam. panyası sekreteri ığının bugun ve yann Marmara Lokalınde saat 10 da tertıb. edıği toplantılarda hazır bulunacaktır. M. Mercerau, 6 aralık pazar gunu W. JA,4a T. M. T. F. İQtadındjy,«Ele. man Yetfçtırme» mevzalu blr nasbıhal. de bulunacaktır. tüjjc Derneğinin toplanlısı Derneğl ınkılâb şehıdı rvt)bi âyı anmak maksadlle 23 aralık çar. famba gunu Eminonü Öğrençl Lokalm. de bir toplantı tertıb etmışür Bu top antıya Adrıan Menderes, Ismet Inonu. Hikmet Bayur. Kubılâyın oğlu davet edllmişlerdır. Torende, topuntıya gelen. er veya gonderecekleri mesajlar oku. nacak. talebe bırlıklerı temsılcıleri, şaır Behçet Kemal Ça^lar ve Dernek Bnş. kanı Muhtar Kumral birer konuşma yapacaklardır. Lcvendin ikinci kısım inşaatının su tesisatı Levend mahallesınin ikıoci kuım in. şatına su verılmek uzere yeni şebeke tesls olunacaktır. Bu ıs!n proje ve şart. rmmesl hazırlanmıştır Ihaieti bu ayın 17 sınde yapılacakUr. Polislik imtihanını kazananlar Polıs olmak istıyen ılkokul mezunu 750 tahbin Yıldızdak! Polis Okulunda ya. pılan imtıhan dosyaları tetkik edilmiş, 345 musab'km kazar.dığı tesbıt olu. narak dun ılân edılmırtır. Imtihan kâ. ğıdları bir defa da Emniyet Umum Mudurlugunce gozden geçirilecek. mm zed polısler ondan sonra seçilecektır. lüyor. Burada esas olan muayenenin neticesidir. Cisimler yuvarlak ve "jimdiye kadar görülmemiş şekil dediıler. Meveud uçaklardan niç biri bu kadar seri uçamaz ve bu çesid manevralar yapamaz. Eidayette dudak büken hava kuv vetlerine mensub subaylardan bazıları hakikati kabul etmeğe yanaşmıyorlardı. Fakat deniz subayını isticvab ettikten sonra sözlerinin doğruluğuna kanaat getirdiler. Bdy le olmakla beraber havacılar gene de bu işte bir oyun olduğuna inanm?ğa meylediyorlardı. Lâboratuar bu yolda deliller bulmağa uğraştı, fakat muvaffak olamadı Şimdi hava ve deniz kuvvetleri bu işte mütabakata varmışlardır: Fotograflar hakikati ifade etmektedirler. Cisimlerin müdevver olduklan malum .. Muayene sonunda bundan başka bir neticeye vanlamadı mı? Muayene yahud tahlfl raporunda muhtelif adeseler üzerinde yapılan tecrübelerin netieeleri mev trud. Bunlar bir sürü formülden ibaret şeyler... Raporda bundan sonra dairelerin süratinden bahsediliyor. Aklrmda yanlış kalmamışsa bunlar müşahidden on bir kilometre mesafede saatte 1600 kilomet re süratle cevelânlar yapmakta idiler. Bazılan da kısa kuturlü daireler çizmekte idi. Mutehassıslann fikrince bu kadar süratle hareket eden hiç bir uçak bu derece dar yerde bu hareketleri yapamaz... Ertesi sabah Pentagon'a giderek Chap'a şu suali sordum: Daireleri ihtiva eden filmin muayenesinden yeni neticeler çıkn mı? Chofu uzun zaman tanınm. İlk defa olarak soğukkanhlığını kaybetti, fakat kendini çabuk toplayarak bana dalgın dalgın baktı. Tremonton'da çekilen fümden, a Utah fotograflanndan» bahsetmek istiyorum.. dedim. O zaman Chof konuşmağa razı oldu: Evvelâ istihbarat servislerini haberdar etmem lâzım. Yann sabah gelm görüşürüz. söz, istihbarat servisinin fcöyle bir haberin kaçmasından son derece oldu. Sonra devam etti: Mademki •hâdiseyi haber almışsmız, bunu teyid etmekten başka ne yapabılırim? Chof bana «Utah fotograflan» hakkmda izahat verdi. Film Delbert Newhouse isimli bir subay tarafından aunmısU. 2 temmuz günü bu subay k3nsile birlikte oto Arkası Sa 6. Sii. 6 da Her insan, içinde iki duygu saklar. Hoşlandığı feylere karşı tath alış, hoşlanmadıklanndan nefret ve kaçış. Bırinci hallerde itaat, ikinci hallerde tenkid, red ve son haddinde isyan. Ifte hürriyet, bu iki hal arasında, tam itidal noktasındadır. Hürriyet, ne herşeye «evet!», «pek iyi!» diyende; ne de her şeye «hayır!», «fena!» cevabını ve hükmünü nerede buluaur. Ciddî bir muhakemeden sonra her (eyi hoş görmek veya her şeye kafa tutmak, insan için imkânstzdır. Bu sebebledir ki, hürriyet, akla dayanır. Çünkü hürriyet muvazenedir. Akıl, ihtimaller terazisinin ibresi gibidir. Denklem, ancak onunla kurulur. Bazı okuyuculanma bu giriş, fazla görünebilir. Fakat bunlar o türlü hakikatlerdir ki, tekrarı zorunlu, faydalı, hele düşündürücüdür. «Hür müyüz?» sorusile başlıyan hürriyet duygusu, bugün Türkiyede en canh meselelerden biri haline gelmiftir. Muhalefetin, azlığmdan; iktidann, fazlalığmdan bahsettiği hürriyet, milletin büyük çoğunluğunu, yani parti dışında olan vatandaşlan şiddetle alâkadar etmektedir. Çünkü taraisızlardır ki, ne iktidara gelme, ne iktidardan yoksul kalma hırsma ve korkusuna düşmeden tikisi arası şamatalarda hflrriyetlerimizden bir şey kaybeder miyiz? Kaygusuna düşerler. Bunda da hakhdırlar. Çünku daha önceleri geçirdiğimiz hürriyet denemeleri, hep böyle bir kaç vatandaş arasmdaki kavgalann tesirile tarihe geçivermişür. Birinci Meşrutiyetin başmda hürriyet kahramanı diye resimlerini almak için çikolatadan, «ekerden çocuk revklmizi mahrum edip de gündeliklerimizi seve seve harcadığımız güler yüzlü kurtancılar, bir eyyam sonra adı aptestsiz ağza almmaz, korkutucu insanlar olmuşlardı. Göğsünde Alman İmparatorunun verdigi demir salib nişanı, saray damadı, Enver Paşanm nükte Süleyman Nazifindir öldürdüğu Enver Beyi nasıl hasretle aramıştık? Çorbadan canı yananlar ,yoğurdu üflemede haksız sayıldbılirler mi? Hürriyet rejimlerinde en güç durum, iktidarda bulunan va tandaşlanndır. Bunda hiç fflphe yok. Fakat onlar yapıcı bir halde, daıml harekette olduklan için bu güçlüğü tam ölçüsile hisseüniyebilirler. Onlann en çok ağruıa giden şudur: Çalış. çabala; karsıya bazı vatandaşlar çıksın, bu çalışmalan, bu çabalamalan hiçe saysuı... İnsan çıldıracak hale gelir mi, gelir, ama gelmemelîdir. Çünkü böyie şahlanmış duyeular, akıldaki muvazeoeyi Hr. T)muVâzeh* feozuld^rhu da ne hürriyet kalır, ne demokrasi... Ne olursa millete olur. İdare edenlerdeki tabiî his, idare ettiklerinden hoşnudluk, bir kelime ile itaat beklemektir. Hukuk devleti ve kanun hakimiyeti sözlerinin sık sık tekrarlanması, bu histen gelir. Fakat bu sözleri, muhalefet de aszından düşürmez, çünkü muhalefet, cemivetteki tenkid ve kabul etmeme içgüdüsünün mümessili olduğuna göre iktidann almağa kendini mecbur gördüğü tedbirleri reddetme de ayru hukuk prensiplerine, aynı kanun saygısına dayanır. Güçlük şuradadır ki, iktidarın «bızi millet seçıp idare vazifesim verdi.» demesine karşı «Bizi de millet muhalefete getirdi» diye cevab verilmesindedir. İkisi de doğru olabilir. Yanlış olan, iktidann «Her yaptığım iyidir.», Muhalefetin «Her yaptığm fenadır.» demesidir. Neyleyelim ki, her muhalefet, hemen her yerde, iktidara gelinceye kadar bu havadadır. İktidara geldikten sonra da öbür havayı tutrurur. Mesele, ayarlamadadır. Muhalefet, fazla ileri gitti mi, iktidar, görünü faltaşı gibi açacağını söyler. O da «Ben, iktidara gelirsem sana gösteririm.. i bastırır. Tek mecliali rejimlerde ikisi de olağandır. Ya biri, ya öbürü bir çok yerlerde görühnüstür. 1946 ile 1950 arası, Anayasa bu noktadan ele ahnmamakla hata edilmiştir. 1950 denberi de aynı hata devam etmistir. Devletimizin kuruluş bünyesinde yeni organlara ihtiyac açıktır. Şimdiye kadar bu Bacağıma baksamza... Müteahhid, sol bacağının üzerinde, cildin beyazlığınm büsbütün belli ettiği bir kaç tane pembe İeke görmüştü. Bunlar nedir acaba? Bilmem, bir kaç gündür vücudümde böyle lekeler çıkıyor... Bir taraitan doğuyor, bir taraftan kayboluyor. Dun sağ kolumda dirseğimin ustünde üç tane vardı. Bugün onlar yok olmuş, yerine bacağımda dört tane hasıl olmuş... İlk dikkat ettiğiniz gün neden bana bir şey söylemediniz? Sebebsiz yere sizi meraklandırmak istemiyordum. Acıyor mu? Hayır... Yalnız arasıra başım dönüyor, biraz ateşim oluyor... Bir iki asprin alınca geçiyor. Acaba . Evet, ben de aym şeyi düşündüm ama, eğer hâmile olsa idim, midem bulanmaz mı idi? Mr. Berton, gayet dikkatle pembe lekelere dokundu. Parmaklarmızı bile hissetmiyorum.. Ne tuhaf .. Sanki lekelerin olduğu yer hassasiyetini kaybetmiş gibi .. Her halde mühim bir şey değildir... Haydi, çabuk olalım .. Bu gidişle Ambasadöre girdiğimiz zaman herkes yemeğini yemia olacak. Çıkmamayı tercih eder misiniz? Bir doktor çağırayım mı? Deli mUiniz Jak? Böyle bir gece kaçınlır mı? İlk defa, dört senedir, bir pazar akşanu beraber Hürriyete Dayanmak J mfm^^mm*^* Yazan: f Memurlara yapılacak zamma dair emurlarm terfihi hak kmda bir kaç gün errel bu sütunda yazdığım yazı üzerine H. Oymak imzah bir mektub aMım. Bir memur olduğu anlaşüan sayın okuyucum söyle diyor: .29 kasım 1»S3 ttrihli «Curahurlyet» g.ıetesınde, rtıtumjnuzd«kl yazıyı oku. dum. 1954 yıh butçesine, memur ayUk. ların» yapılacsk zamm» k»rsılık oUrak 150 milyon Ura konacakmış. Bu z«n. d»n 600.000 ku*ur roemur ve bunun bir kaç misli ail« efr»dı faydalanacakmı?. Öyle zannedıyorum kl k»lo» ka* l d »lıp bu parayı bu kadar memura taksım etmedinlz. Eger taksim etseydınız memnuniyctle kaydetueınlz bu jrazıyı yazmaktan vazgeçerdinız. Ejer bu p«ra her roemur» mutesaviyen uksim edl. lir*e. memur basın» »yd* 20 lir» du»er. Bu IMID likırdııının çıktıjınd*nberi tttiAt her maddenin uterlne esa*en ram yapmaga basl&dı. Son ıkl ay arfında bu lamlar dolayulle maastan «yd» 20 Ur« ctucn açık vermeğe bajUdık Z*ra yapılınca e«n*f da ikinci zammı yapa. cak ve butçe açıgımız bu sefer 40 lirayı bulaeak. 20 llrasını hukumet karjılıyacak vt bU genc 20 Ura acıkl» kalaca. Cu. Bu ramdan klm kârU çıkacakî Ka»ab. bakkal, manav ve saire toprak ustunde apartıman yulueltirken blzler de toprak altında kendimız ve aıle efradımu İçin çukurlar hazırlıyacsğız Bix memurlar zam Utemiyoruz. Yal. nız ve bilhaas» gıda tnaddelerlnln Iıat kontrolunu ve ibukârın önune geçüme. slnl istiyoruz. tM üç gun evvel pazar yerlnde bir sebze fıatının geçen haftaya nazaran daha pehalı oldugunu toyledığım sa. tıcı. hem beni pa>ladı, hem de «uzun etme maaşınıza zam yapılıyor» dedl. Az maaşlı bir memur, 2 kuruş noksan olduğu için pazar yerınden çatlak \e kırık yumurta. kıloda 5 kuruf kazar. mak *ÇJ> dokuntu meyva ve donmuş aebze alıyor. Onun lçın zam degil. kontrol lâtıyoruı. Kontrolu tnemur yapa. eağına göre evvelâ zam bunlara yapıl. malı ve standard fıat etıketlerinln ?z bir masrafla hukumetçe yapılarak her rnsdde uzerıne konulması temın edl'. meli ve riayet etmıyenler siddetle ceza. landırılmalı dukkânlan kapatılmah. dır. Öyle zannediyorum U kontrol rnc murlarına yapılacak zam ve etikct masrafı 20.2S milyon lirayı geçmez. Hem hukumet. hem de blzler kazanır ve bu para da müll mudafaa butçesine eklenerek ordumuzun kışla lhtlyacı temln edillr. NOT Bu duruma göre yüzde 35 ve yuzde 50 zamlar, juzde 5 ve yuzde 10a dufer. gaıeteler yalnız zamlann yuz. de nisbetlerml yazsalardı, bir hayll umide dujecektlk. Bereket venın tahsls edilen para miktarını da yazdılar da. zamların çok du§uk olacağını basıt bir hesabla meydana çıkardık ve umlde kapılmadık >. Saym okuyucumun memur maaşlarına yapılacak zammı khçultmek arzusuna kapıldığı anlaşılıy.>r. Evvelâ, Ankaradan verilen haberlcre göre, memur aybklarına yapılacak zamma karşı butçeye konulae«k paranın 150 milyon değil, 150200 milyon lira oldngunu yazmifOku>ucum, a*cari »iktan, yani 150 milyon lirayı alnuş; sonra, elinize kalem kâğıd alıp bu parayı 600 bin memura taksim ctseydiniz o yazıyı yazmaktan vazgeçerdiniz, diyor ve memur basına ayda 20 îinı düşeceğini söylüyor. Arkası Sa. 9. Sü. 4 te HASAN ÂLİ YÜCEL konuda epey sözler söylendi, hayli yolunda da çivili yerler vardır. yazılar yazıldı. Bunlardan istifade Karşıdan karjıya geçerken uluorta edip en uzun sürmüf bu hürriyet oradan buradan yürümek, yürüyen tecrübesini sağlam temellere oturt için tehlikeli olduu gibi utnumt malıdır. Bu husustaki endişelerimi gelif gidi» nizamt bakımmdan da zi iktidar da, muhalefet de, mazur sakatlık dofurur. Nizama aykın görsünler. Davayı tamamile objek hareketleri, babayiğitlik saymakta tif olarak almaktayız ve millî me zarardan bafka ne beklenebilir? sele olarak inceliyoruz. Çare?. İktidarlaruı, rahat ve başı dinc Hemen her yerde hürriyet deneiş görebilmek için topluluk içinde melerinde iktidar, basuıı sıkısürdisiplin tedbirleri alma eğiliminde makla bu nizamı kuracağını zanolmalan, türîü gösterilere sebeb netmujtir. Fakat bu zan, istisnasız, olur. Bu, otomobilde iken yayalann hatah olmuştur. Vatandaf hak ve sallapaü yürüyüşüne, yayakaldı şereflerinin korunması, şüphesiz nmda giderken de otomobill «rin esastır. Fakat bann hakları tahdid pervasız gidişlerine tenkid gözile olunduğu vakit, acaba vatandas bakmağa benzer. Muhakkak olan, haklan ve jerefleri daha mı fazla her iki tarafın yolsuz davrandıklan korunmuf olur? Bu, demokratik hususlann bulunujudur. Şimdi ya hayatta çok nazik bir noktadır. Çoya kalmış olanlar arasında bulun cukluğumda duyduğum «Tahdîşi sam da kendimi polif yanmda far ezhânı mucib nesriyat» ÎÖZÜ ve bir zederek etrafa baktığım zaman böy iki muhalif gazetecinin beyninde le bJr görüşe vanyorum. Politika 1patlayan kurfunlann sesi, benim 1953 Yılının En büyük ikramiyesi Gözrtepede 2 APARTIMAN DA1RESİ A y r 1ca: gibi bir çok çağdaaların kulagında aa acı çınlar, sanınm. Şükür oLsun, bugün yaşıyanlar, topluluğumuzun elli yıl içinde aldığı ilerleme mesafesinde bu cinsten gönül bulandıncı ve can yakıcı olaylar karşısında değildirler. Bununla beraber memleket efkânnı üzen, rahatsız eden vakalar da büsbütün silinmemiçtir. Malatya hâdisesi, ehemmiyetsiz görülecek bir hareketin ifadesi sayılabilir mi? Bu konuda yakın hÂdiceleri gozden uzak tutmamalıdır. Tek par ti devrinde kanunlar hükumete gazete kapamak, kitab toplatmak haklanru vermi$ti. Hattâ sıkı yönetim de vardı. Olan föyle oldu ki, yazılamıyan şeyler, kulaktan kulağa söylendi ve baskı hafıflediği zaman, bütün söylenemiyen şeyler, bazan en yersiz ithamlar, hattâ iftiralar halinde cemiyetin hemen bütün tabakalarında aksrni buldu. Bunun mazlum misallerinden biri bu saürlan yazan vatandas değil midir? Bir gün yanhslıkla Gökkuşağı altından geçip cins değiştirmek onun için belki mümkündür. Fakat komünist olabilir mi? Üstünden seneler geçtiği halde, hakkmda belki şu anda, bu veya başka şekilde daha bir çok kötü şeyler düsünen vatandaşlarımız vardır. En ağır baskılarm bile altından tepen bu türlü dırılblar ve dedıkodulan önlemenin çaresl, ortahğı susturmak olamryor, demektir. 35.000 PARA Liralık İKR A M İ Y E L E R t 7 Aralık ak$amına kadar Liralık hesab açtırmayı Unutmayınız. (17883) (150) Ensen umum! hayat çizgflerini bildiğimiz Osmanh cemiyetinin rahat konuşamamaktan gelen «fısıldama» alışkanlığı bize kötü tepkilerile çok pahalıya mal olmuştur. Sonradan bütün mubalâğalarile duyulacak belli bir zaman için duyulmamif ohnası, bu hususta hiç bir şeyin söylenmemekte olduğuna delil vermez. Bosalmak ve bosaltmak birikürip korkutmaktan elbette daha iyidir. Beşerin malum tarihi, bu bakımdan hürriyete üstün bir insan idaresini bulamadı. Hangi nam altında, hani amaclan güderse gütsün, XX. asır rejim denemeleri, hürriyetsizliğin faydasızlığmı, hele imkânsızlığını görtermemiş midir? Çünkü hürriyet, insan ruhu gibi ezilmesi güç bir realiteye dayanmaktadır. Bize yaradılıştan gelen her şey, kusurlan ve meziyetlerile beraber gelmiştir. Yüzde yüz iyi veya yüzde yüz fena, ne vardır? İyi taraflan çok yüksek olan hürriyetin fetaraflarını tesiraic bıraJcmarun TOIU, gene hürriyetle bulunabilir. Şu hald* hürriyetin derdlerine çareyi gene hürriyet cin&inden kıymetlerde aramahyu. Aksi tedbirlerde selâmet olmadığına inanmalıyız. Bunun da bir tek şartı vardır: Hürriyete dayanmak.^ Herkea d« bilir ki, bu dayanma çok güçtflr. Güç müç, başka çaresi de yoktur. EMNİYET SANDIĞI Tremonton mu? ilk defa budan bahsedüdiğini işitiyorum. Galiba bir gaf yaphm, Anlaşılan bu husus da gizli tutuluyor. Fakat mademki ağzımdan kaçırdra... Evet bu fotopraflar geçen temmuz avında bir deniz subayı tarafından abnmış. Utah'ta Tremonton civarında cevelânlar yapan bir kaç «daire» yl ihtiva etmektedirler. Hava kuvvetleri bunlan aUtah» fotoeraflan» yahud kısaca aU resimleri» diye anıyor. HesİTiIerde ne!er var' Mesafe çok uzak olduğundan teferrüatın görünmesine imkân yok tabif. Yalnız grup halinde hareket eden müdevver ve parlak cisimler farkediliyor Filmin sonunda dairelerdea birinin filodan aynlarak istikamet değiştirdiği de görii Nylon çoraplara bu askı 1 çifl Cöcktail veya Butterfry çorabı alana. pdra»ız verılmektedır.! Hiç bir verden sütın alanııvara ğınız Aınfrıkao ti|> nıa şalı çorap askısı yepye01 bir keşıftır Bu askı: yıkanan çoraplarm daha düzgun ve 3 defa daha çabuk kurumasıtemin eder. çorabm orijinal şeklini, elâstikıyet ve yumuşak lığmı aynen muhafaza ettirir. MF.SUD BİR EVLENME tnşaat muteahhidi Huseyln Kır kızı GÜNGÖR KIR ile Kırkagac eîrafından merhum tüctar A. Falkoglu ve gazeteci »rltadaşımız All Bsufun kardeşi RAHMİ İNSE'in düğunleri seçkın davetlı'.er huzuru İle 3 12.1953 perşembe gecesl yapılarak evlmmışlerdir. Genc evlilere saadetler dileriî. GÖZEL BACAKLARA LÂYIK OLAN ÇORAPTIR ileri gelen çorap mağazalannda satılır HABERLER \ • SELÇUK Kız EnsUtusu Koruma Dernefırun yıllık genel kurul toplantı. EI 612 953 pazar günü saat 14 te Çapa Eğıtım Enstitüsu konferan* calonunda yapılacaktır. * SÖKE ortaokul tabliye öğretmeni • Recel» Sezgln, Sarıyer ortaokuluna tayln edilmijtlr. Aralık 4 Rebiülevvel 26 Telefon Mübadele EdUecektir Galata Maliye Dairesi civarmda bulunan bir telefonun gene Galata Tünel civarmda bulunan diğer bir telefon Üe mübadeleai arzu edilmektedir. Alâkadar olanların PK. 1823 Galata adresine mektubla müracaatleri ricı olunur. MMtbok morgorini V lîA UniltveTT iBakırkoy) bir momuludur 0MNI/APİX P.K.mS Galata Tel.46191 İstanbvl «CL'MHURİYET» in Tefrikası V. j 7.08JH.O411428|«.41|1819; 5 23 E ' ] 2.27) 7.231 9.47 12.00! 1.38 1 2 U Yazan: GU¥ DES CARS Çeviren: BEKİN BÜKTAŞ olacağız... Eğer yann da lekeler geçmemişse o zaman Dr. PöÜ'ye giderim. Ambasadörün salonları Parisin bütün ihtişamile parlıyordu. Şantal bütün nazarlan üzerine çekmişti. Müteahhid ise, hep tanıdığı kimselerle dolu masalann arasmdan, haricen mütevazı fakat içinden deh şetli müftehir olarak ilerliyordu. Jak Berton, bütün hayatmca, böyle hayran nazarlar arasında, Şantali takib etmeğe razı idi Yemekten sonra, Şantal, bir Rus kabaresine gitmek istedi. Oradan da Jak Berton onu evine götürdü. Ay rılmadan önce: Gecemizi bozmamak için merakımı belli etmek istemedim. Yemekten evvel gösterdiğiniz lekeler hâlâ duruyor mu? Demin baktım .. Hep aym... Ertesi günü, saat ikide, Şantal, Dr. Pöti'nin muayenehanesine giriyordu. Doktor, gayet iyi bir dahiliyeci, aynı zamanda müteahhidin pek yakın bir dostu idi. Berton, rabıtasmı gizlemeksizin, Şantal'i doktora tanıştırmışü. O andanberi aralarında büyük bir ahbablık başlamıştı. Doktor Pöti, güzel her şeye meraklı idi. Tablo koleksiyonlan, koşu atları ve güzel kadmlar... Sevgili dosrum, her şeyden evvel beni uzun alıkoymıyacağınıza söz verin. Saat dörtte terzide olmalıyım. Bir çeyreğe kadar gideruniz. Son kelimelerı, eimi uzun uzun kendini yatağına atarak hıçkırık le bir toplantıya gıtmek üzere evöperek söylemiştı Genc kadın elmi larını işitürmemek ıçm çarşaflarmı den frakla çıkmama irniâa yoktu; çekmekte acele etmiyordu. Bu te ısırmağa başlamıştı. Ne saate, ne demişti. masın sıcakbğı ona iyi geliyordu. Akdenıze, ne de yırtmış olduğu elŞantal de: Eır kelime 1 âve etmeksizın kamara bisesine aldırıyordu. O siyah esvab Jak, burası sizin eviniz, diye sına doğru kaçtı Gürultülü ve ışıkh ki ne hâtıralar canlandırıyordu. Bi! cevab vermişti. Ealona gırdiği zaman Rober, gülum hassa iik giydiği gece... Benon, Ambasadör'de tesadüf eçuvordu. Mesuddu. *** deceği baa ahbablarınm, onun giŞantal koridorda koşuyordu. KaOn gün evveldi. Bir pazar günü bi cıddî bir zatı güzel bir kadmla rcaıasına nefes nefese geimış, ken Müteahhid, dört senedenberi ilk de görünce ne düsüneceklerini tasavüinı ıçeri atarak, kapısıru sürme fa olarak bir pazar kansından ka vur ederek, gülümsüvordu. Müteahlemişti. Banyoya geçerek yüksek çabilmişti. Bu kaçamağm şerefine, hid, yıllardır böyle bir rüya peşinsvnanın önünde bir an durdu. Göğ Şantal'le Jak Berton, Ambasadör' de idi. İdeal bir kadınla beraber su ve boynunu d?ha iyi gorebıimek de başbaşa bir ycmek yemeğe karsr gorünmek, beraber çıkmak, kıskanıl için sert bir hareketle elbısesinin vermişlerdi. Oradan da bir kabareye mak... Yapılacak dedikoduların ne Ü3tünü yırttı. Muhsndis yanılma gideceklerdi. Siyah elbise ıse, Jak ehemmiyeti olabilirdi? Herkesi susmışü. Bahsett'.ği ieke boynunun ın ona hediye ettıği pırlantalarla turacak kadar hem kuvveti, hem kenarında ve ona benzer bir çok giyılmek üzere Marsel ve Arno'ya de serveti vardı. Ambasadör'de kar pembe lekeler de göğsünde vardı o gece için ısmarlanmi'jtı. Bulv=r şılaşacağı bütün tanıdıkları ona O güne kadar, menhus lekeler kal Süşe'deki dairesinin banyosunda rruhtaçtı. Onun ise kimseye ihtiçalanndan yukarı çıkmamıştı. San 'ken müteahhid bir valızle ec mış yacı yoktu. ki bu derece fazlalaşmak için gonc ^e kapıdan, orada gi^ınmesmde bir Jak. . Bir dakika gelebilir mikadının birısini beğenmesını bekli mahzur olup olmaiığını soımuştu. siniz? yorlardı. Şantal robdöşambrla idi. Karıma eski mekteb arkadaşŞantal kamaraslna " dönmâs ve larımlâ buluşacağımı söyledim. Böy Ne vaf?~ " Ben de mahzun olurum.. Anlann bakalım. Şantal lekeleri •» bir gece evvel de müteahhidin onlar üzerinde yap tiğı tecrübeleri anlatü. Doktor, çok büyük bir dikkatle ve bir pertavsızle bacaktaki dört pembe lekeyi mua yene etti. Tuhaf sey... Bir müddettir midenizde bir bozukluk hissediyor musunuz? Evet Devamlı bir yorgunluk, hattâ mfitemadiyen uyumak ihüyac»? Zaman zaman.. Meselâ şimdiye kadar çok erkenci olmama rağmen, bazı sabah yatağımdan bir türlü kalkamıyorum. Sol kasıktaki bezeler epeyce şişmiş. Acaba hâmile miyim doktor? Kat'iyen. Zaten öyle olsa idiniz benden iyi anlardınız... Bana öyle geliyor ki bir cild rab.ataiT.ligi baslamakta... Aman doktor... Nasıl olur? Benim kadar itinalı bir kaduı bulamazsuuz. Hayatanı banyomda geçiririm. Belki de ondan ya... Şimdi kul lanılan sabunlann içinde ne olduğu nu kim biliyor? Daha yumuşak olsun diye akla gelen her şeyi içine katıyorlar... Büsbütün soyunun bakahm. Uzun bir muayeneden sonra: «Sırtınızın aşağısında iki İeke daha görüyorum. Farketmemi» miydiniz?» N« dün akaam, ne de bu sa bah orada İeke yoktu. Birincileri gördüğümdenberi ayneda her an kendimi muayeneden geçirdiğimi tahmin edersiniz... Bunların kenarları hafif iltihablı. Siz giyinirken ben de müsaade ederseniz, tanınmn cild mütehassısı Dr. Şarden'e telefon edeyim. Bizi derhal kabul edip edemiyeceğini sorayım. Arabanız burada mı? Evet ama... Madam Ruaye'nin icad ettiği şaheserleri görmek üzere dörtte serbest olacağımzı vâdettim. Olacaksınız, Bir an evvel rahat etmek daha doğru değil mi? Bu iş bittikten sonra ne isterseniz yaparsmız... Bir kaç dakika sonra geri dönmüştü: «Hızır mısmız? Talihiniz vanmş. Profesör çıkmak üzere imiş ama bizi bekliyecek. Göreceksiniz, çok akıllı bir adamdır. Bazı hashastalıklar hakkmdaki tetkikleri ve yazdığı eserler dünyaca tanınmıştır. Hakkınızda ne hüküm verirse itimad edebilirsiniz.» Profesör Şarden, uzun boylu, uzun beyaz sakalll, derin ve sakin bakışlı bir adamdı. Şantal'in vücudünü yarım saat, bir kelime söylemeksizin, muayene ettikten sonra, bir şırınga Ue burun kanadından tahlil edilmek üzere nümune almış ve: Giyinebilirsiniz, efendim. Bitri Hastabakıcı size yardım eısin. İnsallah, sizi çok yormadun. Hazır olunca. lutfen, Dr. PöÜ üe beraber bulunacağım çahşma ^ n ™ misiniz? demijtL geçer Bu müddet zarfında, doktor Pöti, meslekdaşınm muayenesini, ağzını açmadan takib etmisti. Muayene uzadıkça, sinirlendiğini Şantal farketmistL Nümune alımr alınmaz, Profesör, bir asistanını çağırmış ve laboratuvarda tahlilin derhal yapıiroasını, kendisinin de neticeden haberdar edilmesini istemişti Şantal büroya girdiği zaman, Profesörü, masasının arkasında oturur, Dr. Pöti'yi ise odanın içinde bir aşağı, bir yukarı dolaşır bulmuştu. İki doktor arasında cereyan eden münakaşa, genc kadurn gf1mesile birden durmuştu. Profesör F 2 alarak: Ö Lutfen oturur musunuz efenoım. Hastalığınızm oldukça nayret venci ve nadir oldugunu sızden gizlemiyeceğim. Uzun çalışma jeneleimde böyle bir hidiseye ancak üc kere şahid oldum. R?hatsızlı§ır>jzn ne oiduğunu söyiemeden avvel, laboratuvar tahlilini görmem lâzundır, demişti. Eski zaman peygamberlerine benziyen bu doktor, Şantal'a tesir etmişti. Size bir sual daha sormak Istıyorum. Son zimanlarda hiç yaralandınız mı? Hayır, profesör. (Arkası var)