Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 Arfttik 1931 rl Merakh Resimler Öğretmen ve Öğrenci Yüksek Ekonomi ve Ticaret okulunda Yazan: Eski Bir fcfıttcıt madan sonfa o getttlerin «püşmeleridir. Atatürk sevgisi ve ıdraki, millî du>'gunun temelidır O kaybolduğu zaman (ki, bbyle bir ânı Urih görmıyecektır) ne ticaret kalır, ne ekonomi . Bir «ikiyet «aha Bu Sütunlanm meslekdaçlarıtnın dilek ve derdlerine veren Cumhuriyet, bu vazıfesini yaparken onlan idare eden Milli Eğıtım Bakani'ğının da görevinı daha kolay yerine getirmesıne yardım e'ta^i kanaatuıdedır. Bu konudâki ş.kâyetJer bıtmez. Fakat tedbirleri alınmazsa birıkir, clerd olur, ıztırab olur; bu derdler ve ıztırablar, memleket evlâtlarının yetışmesindeki verimi azaltır. Bunlardan bırini daha ilgilılerîn dikkatıne sunuyoruz: cCumhuriyet gazetesinin Öğretmen ve Öğrenci Köşesini zevkle takib eden öğretmenlerden biriyim11 kasım 1953 tarihinde bu köşede çıkan makalenizi okudum ve kaybolan haklanmın bu hususta anlatabileceğîm kanaitine vararak bu köşeye girecek meslekdajlarıma katihyorum. $öyle ki: 1937 yıhnda tstanbul Kız Lisesinden mezun oldum. Bütun okul hayatımda öğretmenlerımden aldığım mesleki duyguJsnmla imtıhan vererek Öğretraen Okuluna girdun ve gene bu hevesle 1938 yılında İstanbul Çapa Kız Öğretmen Okulundan mezun oldum. îlk terfıimi sevincle beklerken maalesçf inkisarla karşılaştım. Çünkü bu kıdem sırası içinde raporlarun müsbet, yani o günkü teftış usulüne göre teftiş defterlerınde iyi idi. Tamam terfii beklerken inkisan hayale uğradım Hakkımı aradığımda bu defterin ortadan yok edıldiği ve ancak takible bir müsbetin menfi olarak değiştırildıği meydana çıkanldı ve bu yüzden terfiım de geri kaldı. Buna teftiş esnasında müfettişle meslekî, haklı ve sert münakâşamn rebeb olduğu anlâşıldı. 1938 de ise baçlayıp 1945 de ancak ilk terfum temin edtldi O da takıbli ve ısrarlı teftiş istem«kliğimle mumkun oldu. Böylece intizama giren terfıım sağlandı. 15 yılhk Sğretmen olduğnm halde maaşım şimdi 35 lıradır. Buna g«re kaybolan haklanmm yeni maaj ayarlama tasansında gözönünde tutulmasına delilederinizi ve her »eydcn önce usullerindeki keyfi ve $ahsi ig rarlana nazara almmalanru ügtlilere duyurulmasıle bu gibi mağduriyetiere uğrayanlann, ilgililere duyurulmasnu diliyorum» A«b«si biide saklı bu öğretmen, ciddî bir meseleye dokunmaktadır. Gerek kanunda, gerek tatbik tdilmekbeki murakabe usullerinde bu cihetlerin gözönunde tutulması ve haksızlıklan önJeyici tedbirferin almması earureti meydandadır. Fazla bir şey söylemege ihtiyac var mı? Gören gSz kıla\uz ıster mi? îctaftbulda ve İzmııdeki bu yuk' ren genderin «Ulema» tipi insan tek ögretım kurumlanna içimden olmalannı sağlamsda ne faj'da bağlıyımdır. Alıç verif hayatımı vardır? Bu yuksek «kullara otoI U yuksek elemanlarını yetıştiren nomi verilsin. Hocalan, zaten probu iki kültür ocağını çok muhım fesördür. Bu cihet. kanunla?tınlerim. Türklerin yaşama ve her sın. Bunlara kim taraflı ölmaz? landa g*li}melerinı «Ucaret» de Fakat pratik gayeleri, hiç bir zadiğimiz alıp verme olayının mü man gözden uzak tutulmamahdırBu fıkirlerimi yazmağı düşünkemmellejmesinde •gördüğümden lacak .. Birkaç dil bılen, ada düğüm sırada gazeteierde Yüksek makıllı terbiye sahibi tüccarları Ticaret Okulu Öğrenci Derneginm mızla bütün dünya piyasalannda kongresine aid havadisi okudumİ5im yapmış Türkleri ve Türk fir Buradaki genderimit ayn ayn malannı görüp işitmek, hangimizi gruplar halınde tam yedi saat birlâhtiyar etmez? birlerine hücumla müzakerelerde Geçenlerde Îstanbul Yüksek Ti bulunmuşlar. Bu da olabilir, genccaret Okulunda bir «Şıir» günü liktir, heyecandır, coşkunluktur. •apılmış. Hiç de fena değıl. Tiıc Bunların hiç biri yadırganacak carlar da duygulannı inceltmeli, şeyler değildır. Yadırganacak nokzevkini yükseltmeli. Memleketin; ta, bu gencler içinde «Atatürk» ten ıer alandakı venmlerinden haber (O adam» diye bahsedip adını söydar olmalı. Amı bu kadan onlara lemek istemiyen, yahud heykeli yeter mi? Bir zamanlar, öğleden önünde resim çıkartmaktan çeki•onralan ders konnuyan bu mü* nen, pek de mahdud oUa, evlâdesede gencler, türlü Mcarethalarımızm çıkabilmesidir. Dogrusu nelerde iı ahyor ve bir nevi tücbuna inanamadım. Bugün. Istanarlık stajı yapıyorlardı. Her bulda bu genclerin bir araya gelip alde bu güzel usul, bugün de debir kongre yapmasını dahi mümvam ediyordur. Fakat görmeği istediğimiz başka teşebbüsîer de kun kılan Atatürkü sevmiye<*k •ar. Meselâ mahdud sayıda öğ Türk g«nci çıkabilir mi? Bunu idrenci gruplannın kendi kudretleri rakime sığdıramadım. Genc ihtiyar, her Türk, keunisbetinde, kendi koyabildikleri para ile küçük sabf denemeleri dine hizmet eden, ona olur ölmaz jey de£U, müstakil bir vatân şe•apmalan. insanı Haüra gelenlerden biri: Günleri ref v* hayat bağiflayan okul tatüine uyan pacariarda b6y sevmez, ona minnet duymaz olur 1« köçük «ermaye il* sergi » t ı s mu? 0nun adını «öylememekle itlan yapmak. Bununla tüccar a ham edilen bir genc, mıkrofona daylan, kâr etmenin »vkini, kay g«bni$, (Atatürk, Mustafa Ketnal* O genc, gönlüm bctmenfA rtskini tadabilirier. Esa diy» bnğırmi}. en bir kısmının kahvelerde oyna emin olmak ister ki, bagırmadan Aklan ttvlalsr re kSğıd oyunlan, da, kendi kendme iken de, içinde bu duygulsnn gfltmeslle onlan bu onun büyük ve aziz adını bulacak; dumanlı tenbellik inine çekmiyor ona minnet ve sevgi duyacaktır. mu? Bîr basma sergisi. Muntazam Bana bu güveni veren, bu bağırdefterleri tutulmuj, hisseleri aynlmıs, kân, zaran hesablanmış bir :üçük tefebbüs . Parası olmıyanar için okul idareleri bir teşkilit yapamaz mi? Gezdiğun Garb memleketlerinde bu türlü tefebbüslere ticaret müeMeseleri küçük nUbette kredi açıp gencleri bu yolda işlere tesvik ederler. HattS o kadar ki, ticarethane müdürleri ve diğer mensublarından öğretmen ve müfettişîer alınarsk ticaret okullannda yetisen gencleri daha talebe iken takib başlar. Bu ögrenciler, serde yetiştirilen bitkiler olmaktan kurtulur, tabit çevreleri içinde gelisirler. Onlar da şiir toplantılan yaparlar. Fakat güttükleri «stetik, f veriş üstüne, kâr zarar ü»tünedir. Ticaretin de kendine göre bir ihbrası, bir askı, vuslan re hicranı, gülüp ağlaması vardır. Onun bu duygu taraft verilmedikçe, okutulan cild cild hukuk re iktJd kitablan neye yarar? Bu müesseseleri birer fakülte haline koymak istiyen fikirlere hiç bir raman akhm yatmamıstır. Nitekim, Mülkiye'nin de fakülte oluşuna içim ısınmadı. Bu türlü geleneği olan öğretim kurumlan, doğrudan doğruya hayata yapıcı adam yetiştireceğine gore oraya gi Korsikalı Haydud Tuan: P, GORDCAOX | 1 A ^ ÇMUuU' HAZRAB KUN ! 1 Rugby Oynıyan Şampıyon Atlet İngıliz atletlennden Mac Donald Bailey'in pisti bıraktıfını ve dolgun mastla ve konturatla bir nıgby kulübüne glrdiğini bildirmiştık. Uzun bir çalışma devresini müteakıb bu «*ki «Üet, rugby sahasma çıkmıl ve ilk resmi maçıhı yapmıştır. Yukarıdaki resimde, topla birlikte koşmakta olan maruf Ingilir atleti g»rülmektedır. Böylece Anruan teslün olduğu balde Jak dağdan inmedi.. B*n bugüne kadar dağda ya^adım, orada öleceğim» diyordu. Fakat arfak yalnız kalnuçtı, bu iüberla da jandarmaların eline düşmesi ihtimali fazlalaçmıs öluyordu. Jak t a yaslanmıçto, kardeşinin yardımına her zaıtıandan fazla ihtiyacı olduğu halde yalnıı başına emniyetini sağlamak meeburiyetinde kalmıştı. Vafcıa ihtiyar haydud henüz dinçti, gözü mükemmel gSrüyor, kulağı Içltiyordu. Attığını dâ muhakkak vuruybfdu. Korsikanm chığlarnu ve derelerini svucunun içi gibi biliyordu. Hem JandanBalarm oyununa da köîsy kblay gelecek gibi değüdi. Bir akjam (1894) Jak bir yerd* yemek verWn içeri Öd }andarmanın glrdiğini gördü. Reyecana kapümıyan haydud yerinden kalkarak yandaki odaya gîttl. Bir taşla iki kuş vuracaktım 37 ^Guido Orlando SÖHRET FABRIKATORU Jeannette'ln davet «ttiği tnsan ı bilmediği bır şeyi öğretmiı, iabah kaç gün sonra, Fransada içilen lwın hiç bınsı basın mensuou de kahvaltısı için kendisıne, jambon kahvenin pek nafile olduğunu görgildı Hlç bir taman bMinla «1» la yumurtayı aynı sahanın içınde müîtü. Bu sebeble, Paris şehrikalan olmarruştı. Bunlar. sadfrce, pışirtmiştı. Halbukı Ruslar, ezel ne bir ton kahve hediye etmeği parasız kamı aç üniversıte ta'e denberi, jambonu ayn, yumurtayı kararlaştırmıştı Bu kahveyi, dabeleriydi Butun o yemekler, bü ayrı sahanda pişirirlermiş. Bu gös ğıtsm diye, Belediye Meclisi Reisine verecekti, aynı zamanda. hakitün o şarablar. bir *«hte*Arl»r su« teri fevkalSde bir | e y olmuş. kî kahve, güzel kahve, dünyanın risü ugrunda gürultüye gıtrc sti. Jambonla yumurtayı »yn ayn Hemcinslerıme olan inancımı az yerlerde pişırmenin yanlış. olduğu en güzel kahvesi olan Kolombiya kahvesi nasıl pişirildiğini öğretedaha kaybedecektimnu ancak Weinberger «ayesinde cekti. Her zaman nasıl hareket cttıvsem oğrenmişler. Adam, bır nevi Am*Bir lokanta kiraladık, Paristen gene öyle yaptım Bütün bakıka rikalı Kristof Kolomb. bütün sinema yıldızlaruu, bütün tifl söylenmesi gerektiğine karar Bir mağlubiyet, böylece, galibimühim şahsiyetleri davet ettık. O verdım. Bana neye m»] olursa ol yete Inkılâb erti. gün, öğleden sonra, kahvenin n«•un. Melek olduğumu iddia etDoğrusunu söylemek Uzımgelir sıl pişirümesi lâzımgeldiğıni hermiyorum. Amı hakikate her za «e, çaresu maflubiyet diye bir }ey kese gösterdık. kahve değirmenman tapmışımdır. Miiftermıe ha yoktur. lerı dağıttık; biraz sonra herkes kıkati bütün hakikatî, yalnız naMuvaffak olmağa azmettinizse, kahve çekiyor, sonra tadına balcıkikati söyliyecektim. dürüstlükten yana vicdanınııa yordu Belediye MeclUine, scmboWainberger, Parise döndüğü zakarşı r*hataanıx, hiç bir magiubi lik olarak bir kilo kahve hedıyt man bana sordu: yetin kıymeti yoktur. ettik. Ertesi gün, Paris gszeta Ne var ne yok? Ne haber? lerinin on bir tanesinin birinci «a*** Paris gazetelerinin yazaeakUnnı hifelerinde bu hâdisenin iukiyesi vaadettiğiniı yalılar n* oldu, OrO günden sonra müşteriler akm vardı. lando? etmeğe başladı Bir gun öğle yeBatın ajanslan, tabit, bu haberi Maalesef, mösyo Watnberger meği yemektt ıken, bir genc cr Bogota'ya gönderdılar, Kolombiya Bu hazin macerayı »U« uıiatsyım. kekl* bir genc kız yanıma oturdu gazeteleri d* hâdiseye elkoydular, lar. Çok geçmeden ahbab olduk. bu genc adamın, Parislıleri teshır Anlattım Guido, dedl. sizinîe iftihar e Biraz sonra genc adamın bütun ettiginl. bütün elçilerin bir scne diyorum Si2in gib! olr müv«v,nm hayaUTU ögrendim Kolombiy» içinde yapamadıkları kadar büyük ve bir dostum bulundufu için dan, Bogoto'dan geliyormuf. Be bir hlzmeti, Kolombıyaya bir gun sahıbi içinde yaptığını yazdılar. Bu. genc memnuaunı. Nice insanlar var ki, bası orada bir gazetenin sıtin yerinizde olsalar bana bir sü imis Gencin en büyük arzusu bu adamın babasının gazetesi için urü masal uydururlardı. gazeteye sahib olmaktı. Fakat mulmadık bir reklâmdı; çünku o• Gelip geçici bir kayıp, mösyö bir erkek kardefi varmıf, gazeteye kurlannın çoğu kahv* tedarikile onun tevarüs etmesinden korku meşguldü. Müstahciller de bunun Weinberger, gdreceksiniz .. çok mükemmel bir reklâm olduğuAyıu gün, gaıeteler, Mockova yordu. Eger kendisinin kardeşinden daha lâyık olduğuna babasını nu göriip, o bir ton kahveyi Parise ya giden, oraduı. Amerîkan kâtigöndermek için nazlanmamışlardı. belenle dakUloları için keaeye uy ikna edecek olursatn. rekllm işl«Müşterim Kolombıyaya döndürini bana vereceğini sByledi. gun vizon kürkitr yapmak üzere ğü zaman kendisini bir kahraman iki milyon dolarhk hayvan postu Âlâ, dedim, gazete sizın olagibi karşıladılar. Dogum tarihi ile dönen. bu kendi kendinf yetiş caktır. milll bir bayram oldu. Bütün gatirmif New York'ludan bahsediîşe giriştim, kırk sekiz saat son zeteler hal tercümesini oeşrettileryorlardı. Müstesna bir adam olan bu ortâ stnıf mensubu Amerikalı, ra da, Paris gazetelerinin çoğunun Onun Kolombiya için yaptığı işi Kremlın sakinlerine rumba. sam birinci sahifeleıinde yer almıştık Simon Bolivar'danberi hiç kimse ba, caz nedir öğretmiş. üzerlerin Parise gelen genc bir Kolombiya yapmamışü. O yeni bir Kristof de tesir yapmıstı. Bir jey daha lının macerasını anlatıyorlardı; bu Kolomb'du Babası. tobiî. son d«yapmı», Rusyanın Rusya olalıbeıi genc adam, Parisc geldikten bir rece memnun oldu, gazeteyi ogluna bıraktıBir lokantarlaki konuşmadan büyük bir hidise yaratmıçtım. Orlando isniî, bir kere daha. dunya tarihine parlak herflerlt yaaldı. VİKODİN İki jâftdarma lokantaya girerek kahv* «*mariaduar. Fakat 'tsm içecekleri airaöa yandaki oâanın k«pıaı açjidı ve Jak eliade frovelver olduğu halde gdrüncNı. <5akın kıpırdamayuuz, yoksa )y*karınt» İiyt b»gırdı. Jandarsrmlar B« yapacaklarım çaşırmıj, lardı. Bir eiind* revoiverl* jaadarmalan tehdid ederken Jak ötekı Ulile silâhlarmı aldı, sonra güJerek bir teklifte bulundu: «Ne dersiniz? Hem konuşsak, hem yiyip içsek? Bureda benim mieafirlerimsiniz>. Jandarmalar teklifi kabul etraek meeburiyetinde I ıdiler. Belki d* arada başka jandarmalar içeri girer, haydudu ) yakalarlardı. Yavaj yavaj. haydudla iki jandM«M ahbab oWular. Şarablar Mrbirim talöb ediyordu. Gec«yarıaiDa doğru Jakın [yeğeni Teodor içeri girdi. O da »aaaya çpktü. Arük saat eabahıa <tçfl ebtıu«t«. B«ıltako*a glte* vajcttain Igeldığine hükmetti. DİKKAT 30 OCAK 1954 tarihinde çekilecek 1954 Yılının İlk Büyük İkramiyesi îstanbul Göztepedeki APARTIMAH DAİRESİ Sizin Olabilir. Bunun için 31 Aralık 1953 tarihine kadar Sümerbankta 150 lıralık bir hesab açtırmanız kâfidir. Uer 150. liraja bir iştirak hakkı verilir. SÜMERBANK Sermav*si 200 000 000 T L. • ' . SESORITA DİKİŞ NAKIŞ MAKİNASI . * • • ^ İTLE JRBHH CÖND£| MtOİlO Yani, faaliyet saham son derece ?eniglemişti. Düşünün bir kere, j Parist» oturup, Bogota'da, bir adamdan bahsettirmek ne dem^ktir? Fakat bu kadsrla kalmadım New York eyaletine baglı New.Roche!le belediye başkaru olan bir müşterim Stanley Church. her şevden evvel iki i« istiyordu. Ya NewYork eyaietinin demokrat valisi olmak, yahud bu mümkün olmadığı takdirde, NewRoehelle bele. di%« reisi olarak kalmak. İlk işim kendisini, Fıhstin Amerıkan hıristiyan komıtesi tarafından teşkil edılen forael t«hkıkat j komİ5vonuna Ujin ettırmek o!du Bu sayede, hiç defilse, musevi seçmenlere güvenebiiirdi. Stanley Church. İîraelden c'd nuşte, Parise uğradı Valı Dewey ax evvel Parıste kaimış, Ameriltaya henüz gıtmışti. Dewey basma fa7İa beyanat vermemişti. Fakat bazı kimseterle gorüşmüştü, »azetelerde de bau haberler çıkmışt» Church bir basın toplantısı yaptı Dewey'ia, Amerikan milleti adına konuşmağa hakkı olmadığını. çıinkü Amenkalıların, son başkın çimınde Dewey'i reddetmiç oli ık lannı söyledi. Bu haber de NewYork gazetelerinde çıktı. O tarihte. Pariste başka bir müşttrim varch. BüyOk bir dudak allı | ı strketi oUn bu mü$tertitı Arne* rlksda reklim yaptırm*k Ittivordu. Arkasj var (Bu esenn bütün hakiarı Opera Mvcnui fifkeH ve gozetemizt aıddir) DSrdfl d» syağa kalktı. O t&sıan Jak jandarmalara dSnerek: •Beyler, d*di, vakit Çok geç, yolkr • kadar emin değü. Onun için bana Buso'ya kadar refakat etmeftlü rica edeceğim. Kusu'' ruma bakmazsınız.» Hakikatt* ihtiyar tükd jandermalan arkasında bırakıaak tetemiyordu. ÇOakü b«lki 6» arkadaçlanna haber verirler, yolufıu kes«rl«rfi. J&ndarmakrın, teklifl kabul etmektett b*|ka yapaeaklan *ty yoktu. Jakla beraber çıksrak iki kilometrc kadar beraberce gittiler. Buao'ya gelinc* Jak, jandarmalardan müsaad» istiyerek ı ayrıldı. Onlar da lokantaya dönerek silâhlarım aldılar. UÖNYADA RAKİPSİZ BÛJİJN OMMA MEVCVJ OlAN Y£6ÂN£4 ZAMANll TAHMA BİSİKltl MOTORU. HOTORU ALMAZDAN £WEL KULLANANLMA SORUNUZ. En yakın bayılerimizaen arat/tnijc. R A D Y O M EKANİ K P.K . 1169 TÛRKİVf UMUM DEPO2ITÖRU w DUCATI Böylece Jah hiç bir #eje umursamıyor ve fttflüaü gün etmeğe çlı^ıyordu. 1895 te&eftıain «Mk fiyınıa bir günü Jakın bir de(reden geçmesi icab etti Söğufa F«gmen hemen «tıyuuJ^, fci'ui^' selerini bohça îıalir.e geurcrpk basına a'di ve s J o i i ^eçti F^kAn ihtiyar haydud bu yuzdvn soğuk aldı Aıc 9 kr içirnle Fr^etc Zı jj Ivarmda bulunan metreslerinden birine ilüca etti. Zatürriü olmujV |tu. Öleceğini anladığından ata binerek Bokono'y» fltfl ve } oraya gelir gelmez son nefesinl vercU. O. K Oz i T İ C a r et E vi r*ı. 443O9• 44896 Türkı.cde hukkı yaınız 'gazefrmiyc