Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Washington saatte H500 kilometre sur9atı olaıt bir uçan O ana kadar herkesin meçhulü bulunan cisimler akkn alnuyacağı bir süratle ufuktan kopup gelmiş.lerdi. Bunları kadrarun güneybati kısmmda iyiden iyiye göımek müm kündü. Nugent, Copeland'a bagırdu Hemen Barnes'i çağır! Barnes de geldi. Ayıu noktalar her iki radarda görünüyordu. Bunun üıerine Barnes ilelftcele kontrol kulesile temasa geçü. Kendisine cevab veren radyocu Cocklin oldu: Bizim radarlar da aynı cisimlerin mevcudiyetini gösteriyor. Hat tâ birini gözlerimle görmekteyimö Portakal rengind* bir iıık saçıyor ıtna bunun arkaunda ne oldıığunu bir türlü anlıyamıyorum. Barnes bundan sonra hidiseyi telefonla hava mudafaası müdürlüftüne bildirerek esas ekrana döndii. Meçhul cisimler ayrünujlardL tkisi Beyaz Sarayın üstünde dola(îyor, bir üçüncüsü d* Capitole yakınlannda gidip geliyordu. Buraları memnu mıntakalardı. Barneı gözlerini radardan ayırmıyarak Potomac nehrinin öbür kıyısında, Maryland eyaletlnde kâin Andrew Fie'.ds hava alaıunı aradı. Bir radar operatörü cevab verdi: Biz de onları takib edlyonız. Seyirlerine mâni olmak İçin uçak gönderecek mislnlzT Hayır. PUtler tamlr edilmektedir. Tepkili uçaklanmır da Nnrcastle'dedir. Barnes ahizeyi yerlnc koydu ve Bteki kontrolörlere bakü: Uçaklar Delaware'den gelecek; bana kalıraa yarım saatten evvel burada olamazlar. Bir kaç dakika müddetl» kontrol merkezl memurlan gözlerlle «daire» leri takib ettiler. Birden kontroiörlerden Ritchez bunlardan birinin henüz alandan kalknuş bulunan bir Capital uçagınm hlzasına Indiğini gördü. Kontrol derhal harekete geçerek yüzbaşı Pierman'la temasa geçip ctsfnin vaziyetlnl bildirdi. Sonra uçağın cisme doğru seyrini temin etti. O ana kadar «daire» 200 kilometre süratle uçmakta idi Fakat birden Izi kayboldu. Müteakıb noktaıun görünmesi icab eden yerde bir aeyler bellnnez oldu. Bir kaç saniye sonra Pierman iga ret verdi: Cismi gördüm ama yanına yaklaşamadan kaybolup gitti. Üç, beş saniye zarfmda âdeta yok oldu. Kontrolörler şaşkın saskın blrbirlerine bakıyorlardı. Halbuki hâdisenin İ2ahı inanılmıyacak gibi olsa bile gayet basittl. «Daire», radarın mevce huzmesi bir devir yapıncaya kadar tesir sahasından uzaklaşmıştı. Başka bir tâbirle cismin sürati dört saniye zarfında 200 kilometreden 800 kilometreye çıkmıstı. Bir mfiddet sonra Barnes ve arkadaşları tekrar hayretler içinde kaldüar: Ekranda bir çok noktalar görünüyordu. Bu da bir eismln 90 derecelik blr viraj yaptığını gösteriyordu ki herhangi bir uçağın bu gekilde bir manevra icra etmeslne Imkân yoktu. Sonra, lbre blr devir daha yapıncaya kadar diğer bir «daire» göründü. Halbuki bu daire bir kaç saniye evvel 160 kilometre süratle uçmakta idi. Demek meçhul cisim derhal stop ederek teryüzü geri dönmüs,tü. Ve bu hareketi beş saniye içinde basarmıştı. Kontrol kulesinde de operatör Joe radara bakmakta idi. Onun tetkik ettiği ekran, yüksek süratle hareket eden uçaklan takibe yarıyan cinstendi. Birden inamlmıyacak bir süratle yer değiştiren bir «daire. ufuktan fırlıyarak ekranı baştanbaşa katetmiş ve Riverdale lstikametinde kaybolmuştu. "Uçan daire,,ler $ehir | İKTİSADÎ =haberleri için ilk eser tktisadî alanda açılma ve yayılma siyaseti nasıl olmalıdır İhracat piyasası canlanıyor tngilizkr bazı mallanmıza alâka göstermeğe başladılar Ekrandaki noktalar silindikten sonra Joe, arkadaşı Cocklin'i çağırdı. Beraberce cismin süratini hesabladılar ve saatte 11500 kilometre katettiğini anladılar. «Daire» radar huzmesine amuden girmis ve bir kaç saniye zarfında çıkmıştı. tzler bunu açıkça gösteriyordu. *** Anlaıılmıyan blr sebebden dolayı tepkili uçaklar henüz havalanmamış,u. Uçan dalreler iki saattenberi Washington'un üstünde cevelânlar yapmakta idiler. Kontrolörler de sabırsızlanmağa başlıyorlardı. O ana kadar kontrol kulesi ve merkezi operatörleri uçan dairelerin sey yarelerden geldiklerine dair 1leri sürülen faraziyeyi hiç bir zaman ciddl telâkki etmemislerdi. Fakat şimdi saşkınhk İçinde idiler. Bunların mevcudiyeti ve radarlarda bıraktıklan lzler başka türlü nasıl izah edilebillrdi? Uçan daireler yok sa Blrleşik Amerika başsehrlnin üzerinde keşif uçujlan mı yapıyorlardı? Bunlann yapüğı hareketler normal zekl sahibl mahluklar tarafından idare yahud işgal edildiklerini gSstermiyor muyduî Blrleşik Amerika hava kuvvetlerine mensub avcı tayyareleri saat sabahın üçüne gelmek üzere Iken Washington'a vardılar. Fakat uçan daireler çoktan kaybolmuşlardı... Sanki avcıların geldiklerini anlamışlar, yahud kontrol merkezile rad yo vasıtasile temaslarını ıtzmişlerdl... Avcı uçaklarının gidişinden beş dakika sonra daireler tekrar ortaİhracat piyasası bir müddettenberi gayet hassas bir duruma girmiş bulunmaktadır. Bunun bir çok sebebleri meyanında evvelâ Ingilterenin bazı mad delerimizle alâkalanmak istemesi gelmektedir. Londrada kurulan ithalât servisi bizden bir çok maddeler almayı münasib görmektedir. Ancak alâkadarlann söylecliklerins göre İngilizler ilk »ondajda fiatlanmızı uygun bulduklan için mallarımıza ilgi göstermişlerdir. Fırsattan istifade ile fiatlan kabarttıgımız takdirde gözü kapah iş yapmak âdetinde olmıyan Londra piyasasını kaçıracağımız muhakkaktır. Çekoslovakyadan da yağlı tohum larımıza alıcı çıkmıştır. Çeklerin bı günlerde 20 bin ton ayçiçeği alacakları haberi dolaşmaktadır. Halen elimizde 8090 bin ton kadar ayçiçeği tohumu mevcuddur. Dahildeki fabrikalarm aylık ihtiyacları ise 78 bin ton arasındadır. Fmdık fiatlanna gelince bunlaf çok sağlam görtinmektedir. 264 ku ruşa çıkan iç ftndıftın haricden talebler devam ettiği takdirde 280 kuruşa kadar yükselecegi tahmin olunmaktadır. Sadece iktisadt geıişme sahasında fazla gecikmiş olan memleketler değil, bu vadide en ileride olanlarla kendileri arasında ax çok mesafe bulunan memleketler dahi, kaybettikleri zamanı süratle telâfi için imkân araştırmakta, gerekli tedbirlere girişmekten geri durmamaktadırlar Ancak gönlün istediğini gerçekleştirebilecek vasıtalar mahdud bulunmakta, bir kısım tedbirler de bazı mahzurlar taşım&ktadlr. Gerçekten iktisadî alanrla gelişme gayretlerinin hareket noktası, mütehas sıslar tarafından vücude getirilmesi gereken urnuml ve rasyonel bir kalkmma programı ise, bu programın tahakkuk vasıtası da paradır. Fakat devletlerin başlıca gelir kaynağı olan vergiler, ıiormal masrafları ve mahdud nisbette olmak üzere bazı iktisadi tesis ve cihazların mall karsılığını temine ancak yetmekte, bunlardan başka genis yatıım masraflannı karşılayabilecek sekilde vergileri arttırma imkânlan. bir çok memleketler için kalmamış bulunmaktadır. Bugün Birlesik Amerikada ve Batı Avrupa memleketlerinde vergi diye halktan alınan paralar, milll gelirln yüzde yirmi beşi ile kırkı ansında dolasan bir nisbete varmıştıf. Bizlm giıi iktisadî geişmeai kadar teşkiHu da gereği gibi ilerlemiş olan memleketlerde milll gelir tahminlerindeki isabetsizlik fazlaca oldugu için milli gelirle vergi hasılatı arasında mlunabilen nisbetlerln pek itibarl ılmasma rağmfn. bizde verçi hası.atınm millt geüre nazaran bu nisbetlerin asgarî haddine dahi varmadığı söylenebilirse de, bizim de vergileri arttıramamak hususunda :endimize göre bazı zaruretlerimiz vardır. Bu durumda iktisadî kal:ınmanın temtni İçin kredi bulmak !an başka bir care kalmamaktadır. 'akat nasıl bir kredi? Bilindigi gl)i, bugün de kıymetini muhaıaza jden bir tasnife göre borc para buunabilecek kaynaklar tpara piyaiası» ve «malî piyasa» diye ikiye lynlıyor. Para piyasası Merkez lankası ve bankalar mall piyasa .je halkm elindeki tasarruf paraiarı veya tasarruf ve sigorta sandık an> mevcudiandır. Para piyasasınJ la kısa vadeli krediler, mali piyaada ise uzun vadeli krediler aranır. MŞ plyasasından temin edjiçn kffl 'iler, yeni banknot ihracına veya anka mevduatınm artmasına malal vermek suretile yeni bir satın ılma kuvveti ihdas eder ve enflas'on doğurur. Halk elinde olup geiri veya teşekkül halindeki serma•eyi ifade eden hakik! tasarruflann >orc olarak vorilmesi ise, satınalma ..uvvetinin bir elden diğerine geçmesi mahiyetinde o'up enflasyona mahal vermez. Bu duruma göre malî piyasadan, yani halkın tasar•ui kaynagmdan para bulup, iktisa!î cihazlanmaya harcamakta mah;ur görülemez. Fakat gelenekçi ırensiplere bağlı olan (orthodoxe) tisadcılar, para piyasasından temin edilen kredilerin cnflasyon Ooğurarak para kıymetini düşüra^i mahzuru bulunduğunu ileri *üre•k, iktisadî cihazlanma islerinin bu ..redilerle gıdalanmasını tecvi* etmezler. İktisadî yatınmların muhlac olduğu mall imkcnın *em)ni tarzı, Fransızların meşhur Monnet alkmma plânının geıçekleştiril.nesi jrasmda da ortaya atılmıştır. Bu ılâna kendi adı verilen plân komi•i Monnet, 1946 da ilk plân hakr .jinda verdiği raporda envestismanı (iktisadî yatırımıl besliyecek ılan membaın tastrruf olduşunu, CTTTVTMTrgtVTT MESELELER ] İHEM Dolmabahçe sladyomu NAUNA M1HINA genişletilebilir eşiktaş • Fenerbahçe ma çını, pazar günü havanın güzel olmasına rağseyretmeğe gitmedim. Sebebi o mahşeH kalabalıkta L tribününe da hi giremcmek ve girebilseıa de yer bularaayıp ayakta sıkısıp kalmak korkasu idi. Maçın Ufailâaru akşam radyoda dinledikten ve dünkü guetelerde okuduktan sonra, stadyoma gitnemekte Uabet ettiğimi anladtm. 20 bin kişi maçı stadda •eyretmiş. 34 bin kişi de civar sırtlartla ve Gaıhanenin duvarlan üstünde toplanmış. Polls, jandarma kordonlan »orlanmış. Demir kapılara yüklenenler, Gazbaneyi staddan ayıran yüksek duvann üstündeki tahta perdeyi de\irerek kendilerini aşağıya atanlar veya kayanlar olmuş. Yalnu yazı ile değil, resimlerl« de tesbit edilen «altma hücum» kabilinden «stada hücum» futbol merakının gittikçe artmasına mukabll Dolmabahçe stadyomunun klfayeJsizliğinden ileri geliyor. Belediye Fen İşleri takviye ediliyor Bclcdly* r«n İslerl lçtn S tonluk İ âded kamyon utın alınnıuını kartr Ttrllınltltr. Ayrıea Fcn tjl«ri Balat atölyeıl İçln demİT planya teıgâhı, lkl tltktrlk kty. nak maklnesi. nurangozhane içln fr«« tezg&hı, planya, şerif ve dılre testere blleme ve çapraz verme tezgahı »lın. m»»ı da kararlaşTnı&tır. Müreftedeki tabiî gazlara dair ya çıkarak Wa»hington'un üstüne bir protokol imzalandı yıyıldılar. Bulut gibi büyük beyaz MUreftede bulunan, tabll gazlardan bir lekenin arkasına saklanan dairelerden biri bir uçağı hava alanı lstifadt lçin E. T. T. Bayındırlık Ba. kanlığı ve dlger llglll müesse^eler ara. civarına kadar takib etti, sonra dön ıındt blr protokol tanzim edilmlstir. dtt. Protokol, Bakanlar Kurulunun tetklŞafak sSkerken «dalreler» cevelânlarına son verdiler. Fakat bunlar gitmeden evvel bir sahid şekillerlni görmeğe muvaffak olmuştu. Sabah saat beşe doğru E. W. Chambers isminde bir radyo mühendisi verici istasyonu terkettiği sırada gayet büyük beı daire gördü. Bunlar gevşek gevşek dönüyorlardı. Sonra birden diklemesine jrükseldiler. Bereket ki daireler Washington saİdnleri uyanmadan kaybolup gittiler. Buna rağmen hâdise açıklandığı zaman derin bir he yecan yarattı. Bidayette hava kuvvetleri hakikati günlerce saklamağa uğraştı. Subaylar tekzib üstüne tekzib vererek radar kontrolörlerinln ekranda bir şey görmediklerini iddia ettiler. Hattâ blr sözcü daha ileri giderek kontrol merkezindeki radarın bozuk olduğunu söyledl. Bir diğeri de dalrelere karşı herhangi bir avcı kolu sevkedilmediğini temin ederek hâdisenin ehemmiyetsiz olduğunda ısrar etti. Pentagone'a binlerce mektub, telgraf ve telefon geldi. Müntehiblerin tazyikına maruz kalan Kongre azaları tedblr ahnmasını istediler. B a s gazeteler ve radyo tefsircileri bir basın toplantısı tertib edilmesi lüzumu üzerinde durdular. Pentagone'un içinden ve dışından baskıya maruz kalan General Samford resml beyanat vermekten kaçınıyordu. Sonunda o da düşünmek ve bir karara varmak mecburiyetinde kaldı. Fakat ne diyecekti? Dai relerin gizli bir Amerikan silâhı olduğunu söyliyemez miydi? Ama hakikat bu değildi. Bu şartlar altmda sükuneti temin içln yapılacak tek hareket hâdiselerin hakikatinl kısmen kabul ve bunlan tabi! sebeblere atfetmekten lbaret kalıyordu. 29 temmuz 1952 de tertib ettiği basın toplantısında General Samford'un yaptığı da bu oldu. (Arkası var) klnden geçtikten sonra tatbik mevkilne konacak ve fbll gaz'.arı bıiyük şehlrlere nakletmek üzere teslsler vücude getlrl. ecektlr. Metro inşaatı projelerinin kabul müddeti bitti tjtanbulda tnja edilecek Metro te»l». ertoıe ald lnsaat pro]elerinln kabul mUddetl dün sona erml;t!r. Ikslltmeye yerll ve yabancı miltead. dld flrmalaı ljtlrak etmijtir. Teklıflerin tctklklnı bugunden ltlbaren baslana. caktır. Sarıyer Çayırbajı Tepe mahallesi 4,25 numaralı evde oturan Feyzullah le karısı Cahlde âilevl bir meseleden münakaşa etmlçlerdlr. Kocasının haka. etlerine sinirlenen Cahide, Çayırbaşı mevkllnden kendlslnl denize atarak inIhara teşebbüı etırıljae de nokta me. muru tarafından kurtarılmıştır. Bir kadın intihara teşebbüs etti Üç sene 51 aya mahkum olup mua. ene edllmek üzere Jandarma nezare. lnde Bakırköy Akıl hastaneslne ıevk. edilen Mehmed Bakar isminde sabıkalı blr hırsız. muayenesini müteakıb trenle irkeclye gelirken. Cankurtaran istasyonunda Jandarmanın gafletlnden lstl. !ade ederek flrar etmlstlr. Oç gün giz. enmej* muvaffak olan firarl hırsız, ılhayct cvvelki gün Kagıdhane köyü •ivarında bir dere kenarındakl kulü. bede yakalanmış, Üsküdar cezaevlne levkedllmijtir Jandarmanın elinden kaçan bir sabıkalı gene yakalandı Türkiye Sanat Mektebleri Mezunlan Cemiyetl tstanbul »ubeai üyelerlle ta. nışmak üzere 6 aralık 1953 günü Aksa. rayda Türk Ocakları salonunda blr top. lantı tertib etmiştir. Gazetecller Cemiyetinden: Dün toplanması mukarrer lenelik normal kongremizin, ekseriyet hasıl olmaması dolayısüe aynı gündemle 7 aralık 1953 pazartesl günü «aat 14 e bırakıldığı sayın azaya llân edilir. Türkiye Sanat Mektebferi mezunlan toplantısı Gazeteciler Cemiyeti kongresi Arahk 1 Rebiülevvel 23 o o â ! İ | € f V. ] 7.05112.03 14.28) 16.41118.19 5.21 JL1 2.24 7.21 9.46; 12.001 1.37 12.39 Nes'ecan Gemuhluoglu | ^ ile Sami İsgüzar Nikâhlandılar. İstanbul 30 kasım 1953 vazenesinin 1952 de kat'l olarak düzelecejini 1947 de söylemiş iken bu da tahakkuk etmemistir. «B. Bonnet» nin halefl ve Monnet plânının ikincisinl tatbik edecek olan B. Hirsh aynı görüş< enflasyon olur ve para ve fiatlar ticesinde daha başka amillerin de sahib değildir. Bu zata göre, plân nisbî bir istikrar arzetmezse halkın iltihakile istihsal artmışür. Ancak sayesinde istihsal artmış, para ispara tasarrufu cihetine gitmiyece istihsal artınca fiatların düşmesi tikran da temin edilmiştir ve bu ğini ve bir memleketin de (tasar gerekirken böyle olmamıştır. Çünkü netice büyük bir envestisman proruf kablliyeti fevkinde salim bir fiat artışı, istihsal arüşından daha gramının tatbikma geçmeden önce envestisman yapamıyacağmı) söy seri olmuştur. O derece ki kalkın para durumunu ıslah etmek ve lemiş iken sonradan bu zat, etrafın ma plânı için ayrılan tahsisat, fiat böylece programın gerçekleşmesin da yapılan poütikanın tesiri altıda, artışı, yani para kıymctinin düş enflasyonsuz olarak temin eylemek iktisadî sahada orthodoxe'luktan, ya mesi yüzünden, istimali sırasında yolundaki düşüncelerin de kuvveni gelenekçi prensiplere bağlılıktan yüzde otuz beş nisbetinde kıymetini tini azaltmıştır. Bu ifadelerine göBilmem kaç sene süren bir geuzaklamış ve plânın tatbikı sırasın kaybetmiştir. Şayed fiat yükselmesi re B. Hirsh, iktisadî sahada ortho cikmeden sonra, nihayet Gazhaneda mali piyasaya değil, para piya önlenebilmiş olsaydı, daha az tah doxe esaslara bağlı değildir. Fakat yıktınldı. sasına müracaat suretile de para sisatla ajTiı miktarda ve belki daha Fransız Maliye Bakanı «B. Edgar nln müdürlük binası temin edilmiştir. Para piyasasından fazla iş görülebilecekti. Gene aynı Faure» un tamamile aynı kanaat Oraya da bir rribün yapılacak. Bu kredi teminine muaru olanlara gö görüşü taşıyanlara göre B. Monnet te olmadığı anlaşılıyor. Gerçekten tribün bakalun ne vakit bitecek ve re gerçekten bu plânın tatbikı ne plânı sayesinde Fransız ticaret mu yeni yıl bütçesinin Fransız mecli daha ne kadar seylrci alacak? G£zsine tevdii dolayıaitle mecliste ver hane Kâğıdhanedeki poligona nakdiği bir nutukta bu zat, mali poll ledildikten sonra, stadın son parçatikayı şöyle izah etmiştir: «Bu sene, sı da yapılacak ve ancak o zaman esash mesele sadece enflasyonla 49 . 50 bin kişi mae seyredebilecek. mücadeleden ibaret değildir. Ortada Futbol mermklılan ve her maç günü aynı zamanda iktisadi kalkınma me stada hücum ed«nlerle çetin mücaEn büyük ikramiyesl selesi, istihsal ve mübadeleyi art delelere girişmek ıcrunda kalan Göztepede tırma işi vardır. > Bundan maksadı, zabıta, bu mesud günü ne vakit iktlsadî inkisafı, enflasyonu dirilt idrak edecekler? Bunun için evvelâ meden temin olacaktır. Bundan do Kâğıdhanedeki poligonda insasına layıdır ki Fransız bakanı, iktisadî başlanan yeni Gazhanenin blrmesi A y r ı c a: yatınmların gerektirdiği malî kay lâzım. Bu inşaatuı bir buçuk yıl naklan temin için yeni bir (malî süreceği söylenmektedir. Dolma35.000 Lirahk piyasa) yaratmak ve bu piyasaya bahçe Gazhanesi tesislerinln sökülP A R A İ K R A M İ Y E L E R I «politika ve para lstikraruu destek mesi, binalann yıktınlması, duvarla yapmak» teşebbüsündedir. Gernn kaldınlması, arsanın tesviye ve 7 Aralık akjamına kadar çekten yeni yıl bütçesinde Fransız tanzimi, yeni tribünlerin insası da hükumeti. envestismanların blr I J 5Q j Liralık hesab açtırmayı kısmını bütçeden çıkarmış ve bütçe klmbilir, ne kadar sürecek? Bu U iki yılda ikmal edilirse lUdın dışmda bu yatırımlarm muhtac olUnutmayın. duğu parayı, tasarruf kaynaklarile 49 • M bin kişi alabüecek hale ge(17883) karşılama maksadile bu tasarruflan erek kordelâsının keaildigi mesud devlet envestismanma eezb lçin tes gttntt İdrak etmek için en as fif vik tedbirleri almıştır. Bu cümle buçuk yıl bekleyeceğiz. Fakat şimden olmak üzere, vergi mükellefleri, dt 5# bin tahmin edilen futbol mebeyannamelerinde bildirdiklerl ge raklıları da, e zaman belkl 7 0 8 0 lirin yüzde yirmlsine kadar blr pa bin olacak. ra vermek suretile bir (envestisHele blr kere o mesud gfinü göman vesikası) alabileceklerdir. Bu relira de, sonrasuıı Ueride dti;tin(ivesikalar faiz getirecek ve alım bedelleri vergiden muaf olacaktır. rüx. Bugün için âcii mesele stadyoSertifikalar, başkasına devredilince ma daha fazla seyircl sokabilecek muaflık da kalacaktır. Sertifikalann iedbirleri almaktadır.. İlk İş olarak bedelleri, devlet tarafından kontrol ıtaduı Dolmabahçe meydanına caedilen envestisman firketlarine ve ırr iki kulesi arasındaki açık ve aleak tribün yUksehUmeUdir. Adnan rilecekür. Su izahlara söre, yatınm masraf Akm arkadasınııs, dünkü yanstnda yükseltme japıldığı takdirda larını, halkın tasarruf kaynağil* karşılamak salim bir yol olduğuna asgaH «OM klşlnin daba hn tribunKEŞİDE TARİHt nazaran bu tasarruflan teşvik ve m»ç scyredebileceğiıü yazıyor, cezb için de tedblr almak gerek Fakat Belediye tmar Müdürlüjün31 Aralık mektedir. dekt blr, fki nfanann e«tetiiH bozPara bulmak, ne kadar güç İse, mamak lçin bn işe engel olduklaparanın harcama yerinin verim'.i nnı Hâve edlyor. olmasını temin de, aynı derecede Arkan Sa. 8. Sü. 8 da ehemmiyetlidir. Bir memlekette oe kadar şeker fabrikası, ne kadar çlmento fabrikası yapılacakbrî Diğer sanayie ne nisbette yer verilecektir? Keza ziral gelişme için ne ÖLÜM gibi teşebbüsler kurulacaktır ve EmeMl Btnbar Mlb Aramm Myflk temin edilecek malt imkânlar, bu muhtelif ihtiyaclar arasında ne nlıMELAHAT ARUN bette tevzi edilecektir? Bu cihetİJ.% *f»t •tmlıtlr. H k&ıım paxar gOnfl ktisad, sanayi ve ziraat mütehas Merkenfend! der(âhındakl lıtirahatga. sıslan tarafından umumî ve rasyo ına tevdl tdllmlsur Mevlâ rahmet nel bir programa bağlanmadan elde eylMİn. edilebilen imkânlar, günün mülâhazalarına ve umumî ve millî menfaat ve ihtiyaclardan ziyade, ma TÜRK EKSPRES BANK Varhk Tayuıevi bu ay da size yeni dokuz kltabım sunar: hallî ihtiyaclara göre ve iktisadî İstanbul merkezinin ilk 1. Ernest Hemingway: 50.000 dolar bakımdan çok ehemmlyetli ve ve a Sonu Keşidesi» cumartesi gürimli olanla daha az ehemmiyetli ü Noter huzurunda yapılmıs2. TOilliam Saroyan: Aram derler adırna yi ayırd etmeden parça parça |u ır. Bu keşidenin *5 altın» ik3. Panait İstrati: Sünger Avcısı veya bu işe tahsis edilirse mali im amiyesini 13977 hesab numa4. Selâhaddin Batu: Romancero kânlar iyi kullanılmamış ve hattâ 5. Yeni Şiirler 1954 (97 şair 115 şiir) ah. Şehremininde Muzaffer Eisraf edilmiş olur Bu sebeble ikti6. Nailii Kadim (Türk klâsikleri: 27) ensel kazanmıştır. sadî sahada açılma ve yayılma (ex7. Naima (Türk Klâsikleri: 28) Türk Eksores Bank'm büyük pantion) poütikasmın vasıtalan 8. Goethe (Dünya Klâsikleri: 3) şunlar olmalıdır: En verimli bir ajbet Rören eHafta Sonu» ke9. Alis Hârikalar Ülkesinde (Çocuk K. 4) program, ve mümkün mertebe az ideleTİnden maada, her ay yaHER KİTAB 1 LİRADIR. mahzurlu mall kaynaklar... Mem acaSı büyük keşidelerden ilki tAylık Büyük eketimiz Batı medeniyetine yöne 6 aralıkjadır. eşidesinin» ikramiyeleri ara!eli havli zaman olmuştur. Fakat teknik işlerde bile son sözü politi ında, Bogaziçinde, Yeniköyde, kacılar söylediği ve işlerin tanzi enize nazır bir ARSA. ve 25 liminde metoda ve ihtısasa kıymet a yatıranlar arasında 50 misli K on seri verilmediği için ilerlememiı pek >ara ikramiyeleri meveuddur. 8 Aralık Salı Akşamt ağir olmuştur. Aynı hatalan tekrar Büyük kesideye istirak edebilda devam edeısek memleket hay mek için son para yatırma güına hizmet etmiş olmayız. ü 6 Arahk 1953 tür. ESAD TEKELI Yazan 1953 Yılının 2 APARTIMAN DAİRESİ EMNİYET SANDIĞI 1953 YILI SON İKRAMİYESİ 50 BAHOEÛ EV YERİ Son para yalırma günü 25 Aralık CUMA SİZDE KATILINIZ DOĞUBANK YENİ D0KUZ KİTAB NÜNİR NURETTIN S A R A Y Sinemasında «Ct'MHURİYET» in Tefrikası Yazan: GUY DES CARS Yarın gelir onu prova ederim. Başsatıcı yaklaşmıştı. Gözlüklü müşteri: Madam Jan. yann saat üçte geleceğim. Bana bir salon ayırtın. Sakın unutmayın! dcdikten ionra, gözlüeunü mankene çevirmiş: Şöyle biraz dönün Matmazel; mükercımel. İsminiz nedir? diye sor muştu. Ayrılık: Biliyorum. Ben kendi isminizi soruyordum. Şantal efendim. Mr. Berton bir şey söylemiyordu. Kansına nazikâr.e gülümsüyor, Şan tal'dan ise gözünü ayırmıyordu. Bakışları mankenden zevcesine gidiyor ve sanki, <tBu güzel vücude göre dikümiş kadife elbise. yetrr.ış kiloluk Madam Berton'a hiç yakışabilir mi?» diyordu. Mr. Berton, büyük terzihane müşteri'.erinin hemen hepsinin böyle acayib fikirl:rs kapüdıklarının farkında değildi. Hanımefendi ,aeaba bana daha ihtiyacınız var mı? Hayır; teşekkür ederim... Ayrılık Şantal, küçük bir kapıdan kaybolarak. yabancılann yakIaşamadıkları ve mankenlerin <?'.rmadan giyinip soyunduklan hücreye çıkmıştı. Nefes nefese girdiği oda dehşetli karışıktı. Bu ihtiyar cadaloz berbad bir şey.. Nerdeyse beni karşısında yarım saat ayakta alakoyacaktı, dedi. Yan çıplak bir halde masanın kenarma iliçmiş olan SükutMado ilâve etti: Sanırım evvelâ her elbiseyi alabüecek kadar parası olduğunu ilân etmsk, sonra da bizim on ları göstennek için ücretle tutulmuş mahluklar oldağumuzu her an yüzümüze vurmak istiyor? Hangı müiıasebrtsiz benim yeni çoriblarımı aşırdı? Rezalet.. Burada her şey kayboluyor.. Üstüne bir elbise geçirmeğe çahşan Lulu bağırmsğa başlamıstı: Çeviren: BERRİN BÜKTAŞ Şantal.. çorablarımı muhakkak sen çaldın.. Ne dedin' Hiç.. Hırsız, dedim. NinH'in iğnesini kim almıştı? O başka.. gayet hoş bir adam beni davet etmişti. Zaten ertesi günü iade ettim. İğneye bir şeycik olmaz.. Halbuki çorab.. Haydi versene.. Muhakkak çantandadır. Yalancı. Başkalarınm eşyaîarı Ue boy göstermenin acısını şimdi çıkarınm.. Barlarda ve müştorilerin önünde poz yapıyorsun diye yetimhaneden geldiğini unutturdum mu zannediyorsun? Şantal, Lulu'nun bu son sözlerini rengi atarak dinlemişti. Birden mat cildli kızın saçlarma yapışmış, var kuvvetile çekmeğe başlamıstı. İkisi de yere yuvarlanmışlardı. Tam o sırada kapı açılmış ve bir ses: Şantal, Lulu, çıldırdıruz mı? Kendinizi nerede sanıyorsunuz? diye yükselmişti. Kızların, aralarmda «Maymun» diye andıkları Madam Ruaye'nin sesi, kavgacılan susturmustu. Şantal, benimle büroya gel. Sana söyliyeceklerim var. Şantal, karışmış saçlarını düzeltmeden, müdirenin peşinden gitmişti. Büronun kapısı kapandıktan sonra, bir an bakıstılar. Nihayet Madam Ruave, söze: Şu aynada haline bak. Evvelâ saçlarını düzelt; kelimelerile başladı. Demin salonda, geç kaldığından dolayı sana ihtarda bulunmuştum. Şimdi, sekiz gün mühlet ve;iyorum. Kendine bir iş bul. Gelecek cuma günü buradan ayniırsm. Başka yere gitmeğe bak. Yalnız sana şimdiden haber vereyim, çıkarken buradan hiç bir esvab götüremezsin. Yoksa seni polise verirlm. Mon Parnas'ta bulup mankenlik teklif ettiğim gün, sana büyük bir şans kapısı açmıştım. Yirmi dört saat içinde kıyafet değiştirmiş, içtimaî seviyen de yükbelmişti. Şantal suratını asmıs, ters ters: Şimdi nasihat vermenin sırası doğil, dedi. Olduğunuzdan iyi görünmeğe 'Se çalışmayın. Beni bu pis dükkâna niçin aldığınızı pekâlâ biliyorum.. Sus Susmıyacağım.. Müşteriler bu rada clsalar daha fazla bağınrdım.. Bütün Paris s'zin ne düşük ahlâkta bir kadın olduğunuzu bilir.. Şantal kapıyı çarparak çıkmıştı. Mankenliğe başladığındanberi oturduğu ViktorMnse soksğındaki oteline yaya gitmişti. Pigali ağır ağır çıkarken günün hâdiselerini tekrar tekrar yaşıyor gibi idi. Bütün bu hikâyelerden bıktıŞını, kurtulmak için bir çare bulmak icab cttiğini kat'iyetle anlamıştı. Yegâne çare de «Maymun» un söylediği gibi. bankada dolgun hesabı olan zenein zatı bulmakb. On yedi yaşma geldiğindenberi bunu epey düşünmüştü «Marsel ve Arno» müessesesinin müdiresinin aklına bile getiremiyeceği derecede, yalnız bunu aramıştı. Küçük otel odasırm girmHti. İru, bermutad, yatagın üzerinde uyuyor du. Şantal onu bfraz iterek elbisele rini çıkarmadan yanına U7ınmıştı. Düşünüyordu. Bu, hafifmeşreb kadınlann veya Tabaren dansözlerinin oturduğu otel ona yakışmıyordu. Ona lüks lâzımdı. Hakikî lüks.. Bulonya ormanında «kenHi» evi. «kendi» fam dö şambrı, siyah beyaz otomobili, vizon mantosu, inci kolyesi, diğer kadınları ve bugünkü ahpablarını kıskandıracak kadar dolgun çek defterl... tsml bile, içinde bulunduğu hayata uymuyordu. Yetimhanede iken, bu ismi kendisine kimin verdiği suali zihnini bir hayli kurcalamıştı. O da herkes gibi, Mari, yahud Madlen, veya dieer mankpnler gibi. Lulu, Mado, Ninet, olabilirdi. Doğrusu. hayatta en büyük şansı, böyle bir ad taaımasında idi. Şimdiden kendini eski ailelerde olduğu gibi «de» lü bir isimle tasavvur ediyordu. Meselâ Şantal dö Bualiyö, yahud Şantal d'Arflör.. Tavana bakarak en iyi yakışacak ismi aramakla meşsuldü. Madam Berto'nun hayli güç olan provası, Marsel ve Arno salonlarınm birinde başlamıstı. Herkes orada idi. Şişman müşteri, kendisile meşgul başsatıcıya dönerek: «Doğrusu bu bir mucize.. Mr. * erton dün seçtiğim elbiseleri o kadar beğendi ki bugün provnya benimle beraber gelmeğe karar verdi. «Ayrılık» ve «Solgun Yaprak» ı tekrar mankenlerin üzerinde görmek istiyonım.» dedi. Mlle. Şantal'a söyleyin, Ayrılık'ı giysin gelsin.. Marsel ve Arno müessesesinin sırrı müşteriyi bekletmemek olduğundan, beş dakika sonra, «AvnlıkŞantnl) merrliven hnçmda; «Müşteri yalnız mı?» «Hayır, kocasile beraber», «Ne iş yapar?» «Müteahhid, Parisin en zengin adamlarından biridir.» diye uzayıp giden muhavereyi bitirmiş, içeriye giriyordu. Salona adım »tarken, Şantal kendi kendine: «Mükemmel, işte muhtac olduğum adam bu,» divocdu. Madam Berton, yeni koüeltsivondan bir esvabın içinde sıkışmış kalmıştı. Şantal ilk nazarda onun bir hayli gülünc olduğunu görrnüştü. Halbuki, alıcı gözle tetkik ettiği kocası, ona adeta hoş görünmüştü. Tabiî pek gene değildi ama, dökülmüş saçları ve gözlükleri ona yaşlı bir Amerikalı hali veriyordu. Şantal hiç bir şeye aldırmak istemiyordu. Niyeti, ilk karşısına çıkonı eğer kâfi serveti varsa hoş görmekti. Gözlük altmdan. müteahhidin gözleri, acayib bir ısıkh parlıyordu. Altmışa yaklaşırken hayatmın en güzel macerasının baş ladığını hissediyordu. Akşam yediye doğru arka kapıdan çıkarken kendisine bir zarf uzntıldığını Sören Şantal pek çaşmadı. Jak Berton, kendisini ertesi günü. öğle vemeğine davet ediyordu, Müteahhid işleri en siiatli şekilde vürütmeğe çahşıyordu. Bu kartı size kim verdi? Çok güzel bir araba kullanan bir şoför. Şantal, Viktor • Mast sokağındaki odasında İru'nun yanında uyurken hayatmın en verimü saatlerinı o gün geçirdiği hissini taşıyordu. Ertcsi gün, bermutad, geç kaldı. Madam Ruaye dahil, kimse ona en ufak bir ihtarda bulunmadı. Birkaç güne kadar aynlacağına göre, Müdire, onu azarlamaktan herhalde vaz geçmişti. Müessesede herkes yakında gidec«ğini biliyordu. Bir gün içinde havadis her tarafa yayılmıştı. Karar, arkads^larının hallerinden da belli idi. Mado ile Ninet vaziyete hâkim görünüyorlar, Lulu isa sevincinden uçuyorduŞantal hiç bir şey farketmemiş görünüyordu. Mado kendisine: «Bu gün nerede yemek yedin?» diye sorduğu zaman, lâkayd bir tavırla: «Kafe dö Paris'nin hususî salonlarmın birinde.» cevabmı verdi. Hepsi gülmeğe başladılar. Halbuki yalan da degildi. Mr. Berton, yeni parlayan aşkını anlatmak için orasını seçmişti. Biraz gayretle, çinEene orkestrası büe çağıracaktı. Kendini birdenbire gencleşmiş hisseden müteahhid. eski günlerde olduğu gibi; kadınlann, hâlâ, günahlarını kapalı paytonlarda ve peçeler arkasında sakladıklarına inaruvordu. Santsl şartlanni koşmuştu. Hepsi de kabul edilmişti. Eğer Mr. Berton kendisine derhal rahat ve üzüntüsüz bir hayat temin ederse, çalıştığı yerden, bir kaç güne kadar, ayrılabileceğini bile srvlemişti. Müteahhid derhal çek defterini çıkarmıştı. Fakat Şantal, açıkça, ne kadar muazzam phırsa olsun, blr tane çekin kendisii aUkadar edemiveceğini söylemişti. Ona, ev, otomobil. inci kolye. vizon manto ve dilediti pibi kullan5bileceği şahsına aid bir çek defteri lâzım olduğunu ilâve etmişti. Mr. Berton bu şartlardan ürkmüştü. ViktorMasse kcmşularındsn biri bir gün şantal'a «Erkekler size ne kadar para yedirirler=« o derece hürmet ederler,» demijti. (Arkası var)