Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
75 Kanm 19İS CUMHUKIJ ı Merakh Resimler Henüz 13 yaşımda idim ve gazeteler benden bahsedly erîardı On üç yaşındaydun. Haftada elli, altmış dolar kazanıyordum. Bu, o tarihte, büjTik bir adam ıçin bıie iyi para ıdı. Okulun tasarruf sandığına o kadar fazla para yatırmıştım ki, mudur, sınıfları dolaşıp konuşmalar yapraanu, hayatta muvaffak olmak ıçın nasıl hareket edılmesı gereküğıni çağdaşlanma anlatmarru ıstedi. Mekteb müdürü benım muvaffak olduğumu gordukçe memnun oluyordu. Ailem o&un gıbı duşünmüyordu. Annem şıkâyet ediyordu. Vaktımi kahvelerde geçırdiğımi söylüyordu. Kardeşlerim fabrıkada çalışıyorlar, benım de boyle yapmamı, .kendi izlerınde yurumemi , istıyorlardı.. Yoo, çok iyı çocuklardı, benim iyılığımı ıstı>orlanü. FaI kat benim gıbı genççecik bir çocuı ğun bu kadar para kazanması hoşlarına gıtmıyordu. Hem de çaiışmadan kazanması. Daha doğrusu, boyle dıyorlardı. Nıhayet, tatıl zamanında, bir gün, muthiş bir aile münakaşası yaptık. Bir sınır buhranı geçirdün ve (Bellaire birleşık emaye fabrikalan) na gıdip iş istedım. Beni bir fırının karçısına yerleştirdıler. Sıcak, tahammulfersa idı. Aynı gün, öğleden sonra, fabrıka müdürünün yanına çıktım, hiç mukaddeme yapmadan: Beni vagonet çekme is,ine verseniz, dedım. Bu ışe tahammül edemıyeceğım. Bana başka bir ış bulmanız lâzım. Çok küçuksün. Vagonet çekemezjin. Bakrn, «ize bir şey söyleyeyim. Beni fabnkanızda alakoyabilmeniz için bir tek çare vardır. İsteyerek yapacağun bü iş bulmalısınız. Eğer hoşuma gıden bir iş bulursanız ne âlâ, o işi fevkalâde yapanm. En az müdür muavinhğme gelmeğe muvaffak olurum. İşimden bu şekilde oldum. O akşam kardeşîerim eve döndukleri zaman, meseleyı anlattım. Ben sızuı gıbi olamam. Fabrıkada çalışamam. Beni serbest bırakmalısınız, keyfım hangi işi isterse onu yapmalıyım Bunu bana D'Annunzio söyledi. İtalyada ıstedığimi yapmama kimsenin mâni olmasına müsaade etmiyeceğim. O günden sonra, pene gazetelerimi satmağa, delikh tahtalanmla meşgul olmağa başladım. CARUSO VE BEN Derken, Caruso öldu. İtaljanlar nazarında buyuk adamdı. Olduğu gun yağmur yağıyordu. Kendimı çok meyus hissedıyordum Carusonun olumüne daır bir şiır yazdım. Bellaıre'deki gazeteye yolladım, neşrettı. Yazımın gazeteye basılması beni son derece sevmdirmişü . Aklıma bir $ey geldi. Öyle geliverdi işte! Bellaire'de sevdiğim bir kız vardı. İlk sevdığim kız odur. Ama ken dimi ona .sevdirmeğe muvaffak olamıyordum. Kendimi göstermek için elimden geleni yapıyordum. Fakat her defasında yaya kalıyordum Bütun yaptığım işlerden ve yaşıma rağmen kazandığım fazla paradan dolayı, jehirde bir nevi efsane\'î kahraman sayüıyordum İste, kızin üzerinde tesird y3pmak için bulduğum çare bu şekilde aklıma geldi. Görüyorsunu? ki, on dört yaşrnda ıken bıle, tıpkı bugun vapt'ğım gioı hareket edıyordum. Bir kimse \zerinde müessır olmak için, evvelâ birisını bulup fıkrimi ona aşılamak, onun vasıtasile bu fıkri ötekine mal etmek. Yahud da, falan işin vuku bulacağını kat'ı\etle sbvlemek suretile muhatsbınızm, hemen o işin vuku bulacağı şekilde hareket etmesini sağlamak. İşimi nasıl çevireceğimi önceden VıilivoHum. Usulen şSyle yapanm: Deko u kuranm. Ondan sonra, rollerinı oynamak sırası müşterilerime aelir Çoğu zaman, mizansen bnceden yapılmıştır. Herkasüı dikkatını çeltmekte olan bir hâdise bana ılham yerde ehemmiyetli Wr insan olamazsın. Dünyayı fetne çıktraLsın. Beliaire'e zusbetle raz'.a buyüktum. 3 KÜÇÜK NAFO'».OX Gozümü açmak, hem de dort EÇmak lâzımdı. Fırsat çıktığı gün. oru kaçırmamak lâzınnüı. Pensı!van\ a'yı, Vırün. inın bafiMnı dort dönüyor, hep del.klı tahtalanmı satıyordum H.ıfta tatiırni uzakta geçird'.âi'n oluyordu Eve dönmeden dışarıJı kırk r."kiz saat geçırdiğim olu""t!u Bir cumartesi günü öğteder. sonra. VVheelıng'de ıdim E'imdekı 1 utün stoku satm'ştiTi Ace'em ycktj 14 cu caddeye kaldb^.ıt LırJtjvor diye haber alınca, mutadıa dışıuCaruso dakı bu kaiabahg rt sebebın: aniavenrdştir. O sırada da öyle olmuf mak için seğırttımtu. Bellaire'de yaşayan bütün A' Meğerse, arabaUr n durm.>sna merikalı İtalyanlar Caruso \ w t»nı tshsib edilen sahada bır f'lm çtviyorlardı. Olumü, gunün mühım hârİ5'ı ılarmış. dısesıni teşkıl ediyordu. Dekorum AçJc havada, sokut ortasında, böylece kurulmuştu. Meşhur şarkıcının ölumü, dıldademin dikkatını bir Vrestern fılmi! Sınemacıların N e ^ îfork'tan ?eıbenim üzerime çekecekti. Şehrın katolık muhıtlennde çok dıkierını oğrendun. Baş rolöe matnufuzu olan Beüaire'h bir muhım rıazel Reardon vardı. Sahne vsaı adamı zıyarete gittim. Caruso nun da Robert M^arsden'd' Tam benım aradığıın }ey, üeruhuna ithaf edilmek üzere, katolık kilısesınde bir ruhanî âyın tertıb edılırse çok iyı bir şey olacagıAh, şu sinemacılsaın yanıma bir nı lâf arasında soyledım, Buvuk kspılanabılsem! O zaman, aıJem, tenorun başarılarla dolu sanat hameyhanelerde dolaşarac hayatımı yatı genclere anlatılırdı. Caruso'nun İtalyaya olan hizmeü anılırdı. Bu kazandığımdan dolayı beni muagenc İtalyanın muvaffakıveti, İtaî haze edemiyecekti Be laıre'den ayyan gencliğı ıçın ne güzel bir ör nlmanın kibar bir şekli olacaktı nektı! Bütun talâkatimi kullandım, bu cemaate Caruso'dan bahsetmek için Yerimden ktmıldamadım. beş altı benım vazıfelendirilmeme kend.si saat. olduğum noktada Iraiflım Sini ikna ettim. Neler sbylemeklığun nenıacılar o günkü sahnelerıni fılicab etbğine teır bana oğüdler v "ı me alıp bitirinceye kadar Sonra, mesıni sağladım. sahne vazu yardımjısınm yakasıAdanu kandırdım. Dinî âyini ter na yapıştım, ondan bir iş istedüntıb etmenın şart olduğuna, yetki Ne ış yapmasını bı!irsın ? dıye ve sorumliı kımseleri ikna etmek suıdu için var kuvvetile çalıştı. Anlıyor Her i$ yapanm Sz yalnız, fisunuz ya, bu işi kendim yapsajdım, çalışmama izin verüı. Ayak eidıp papazı 1 ılsaydım ve damdan Sıze hizmetırn duşercesıne Şoyle bir mesele var, ış eri gorebılırım. şunu şunu yapmalı, deseydım, ba dokunur. Sahnede sıze yardın ederım Sıze mobilye bulurum HEna dupeduz haddımi bildırirdı. Oğlum, sen üstune vazıfe ol marat. daıma tetıkte bir adama ıhtıyacımz vardır, elbet. mıyan şeylere karışma, derdi. Ben de olsam, on dort yaşındaki j Yalan da değıl. Şehri tanıyor bir çocuk bana nasıhat vermeğe musun? Nasıl tanımam' Hele beni bir kalkışmca hoşuma gitmezdi. Fakat âyin fıkrıni veren ben değü, o mu deneyin. İş vermeyuı. Tecrübeden hım zat olunca papaz efendı, b'j geçırin. Ben, hakkım neyse cnu afikri nazan dıkkate almak zorun lınm Size faydam doknnsun, bana da kaldı Gerçı, fakat pek de kaıu yeter Mükemmel! Kabul! farm saolmuş değıldı. Ben taraftan da kendim (BeUaıre Daıly Leader) bah burada bulun, ama mut'aka! gazetesi yazı ıslerına gıttım, CaruErtesı gün pazardı. Başka pazar so'nun ruhu ıçın bir âyın yapı.a günlerı şehirde oradan oraya docağını, bu munasebetle bir nutun laşır, delıklı tahtalar satardım O söylemeğe benim memur ediidığımı pazar, randevu yerine, pün doğarbildirdim. Hatırlardadır kı, bu ga ken geldım Sahne Vazu yardımcısı zetenin aynı mevzuda neşrettıği mobilya sıkıntısı çekiyordu. Tam da şıiri yazan da bendım Muhabirler o gün çevireceğı bir sahne için harekete geçtıler. Ruhanî daırenın mutlaka bazı mobüyeye ihtiyacı ıdare âmirlerını işten haberdar et vardı; halbuki dükkânlar. pazar oltiler. Artık, her şey yoluna gir duğundan kapalı idi. miştı. Sahne vazıı yardımcısına: İş nutka kahyordu. Fazla ko Kamyonu benim emrıme venuşmağa vaktım yoktu. Onun ı^in, kısc kesmek lâzımgehvordu Ar ruı, dedım Neye ıhtıyacınu varsa kadaşlanmla anlaştım, bana bır hepsını sıze getireyim Kamyona bindim, sahıbini tanıtakım sualler soracaklari', başVâlannın daha başka sualler sorma dığım. tam da bir mobilya mağala^ına mahal bıraknLvaca.c sayıda zasma bitişik bir kahvehaneye g'tDükkâncuun alt çenesınden Bu suallerin cevablan üzerinde ça tım. gırdim üst çenesinden çıktım, ihtiİAmağa koyuldum. Iş'er gayet takınnda gitti, erte yacımız olan eşyayı bize kira ile si gün de, gazete bqna dair ta/sı vermeğe adamı kandırdım. Kıra lâtla, fotoğraflarla dolu idı Berım ile, evet, yani ariyet olarak. Kerfotoğrafım da sayfarun tarn orta şıhğmda on para verecek değıldik. yerırde idı. Sevgılimm ağzı ku Cünkü, mobilyenin nereden alınlaklanna vanyordu. M^ükâfat o dığını bir bez üzerine yazmasmı islarak bğretmenlerimın sitayişle.'ine temiştim Böylece onu reklâm yah,ık kazandımpacaküm. Ama düşünüyordum: (Arkası var) Bu şehirde senin halin nice serinin bütün Hokları Overa ola ak? Hayatuıin sonuna kadar Mundi şirketi ve gazetemize ra^ıgele bır madencı mı kaUraksın? Burada sana ^ör° is yok Bu aiddir) ^Guido Orlando SÖHRET FABRİKATÖRU İMLİ ROMANIMIZ SAATÇI PEL Yazan P. GOHDEAUI Cevlrea MAZHAR KUNT Kontrat Yüzünden Oburluk! i Stuby Kaye adındaki artist, çevrilmekte olan bir filmle alâkak olarak yaptığı kontrata sadık kalabilmek için durmadan yemek yemektedir. Bu artist 125 kilo geldığınden dolayı filmde rol slmış ve kontratı da bu kıloyu muhafaza etmesi şarh ile hanrlanmıştı. Yukarıdaki resimde, iştah verici bir tepsi onünde görülen Stuby Kaye, böyle yemeğin kendisine pahalıya mal olduğunu, fakat kontrat yüzünden obur olmak mecburiyetinde kaldığını ınlatmaktadır. Tarihî Bahisler Madam Bufero'nun ölumunden kısa bir müddet sonra Albel Pel. Kleber caddesinde oturduğu evden çıkarak Dom sokağının on nomarasma taşmdı. Aynı mîhallecle çalışan Korezli bir kızla tanıştı. Kızın ismi Petroniy'dı. Henuz on yedi yaşında ıdı \e iç gıcıklıjan bır guzelliğe sahıbdı. Fazla olarak Petroniy'üı mükemmel bu cıhazı ve beş bin frank (250 altın) pa rası da vardı. Kızın taze guzellığinden zıyade varnğına tutulan Pel, derhal faaliyete geçti. İhtiyar, siska herıf bu genc ve güzel kızı nasıl kandırmağa muvaffak oldu? Büyücuye benzıyen Pel'in yuzünde şeytan tuyu olduğunu kabul etmek lâzım. K a dmları âdeta teshır ediyordu. Pel. 21 temnuz 1881 gunü güzel Petroniy'le nikâhlandı. Kurnaz herif nıkâhianırken karısının msllarına ortak olnıayı şart koşmug, hattâ daha garıbi kayınvaldesinı, vasiyetnamesını Petronıy lehine kaleme slması için iknaa muvaffak olmuştu. Pel de bütün mallarına karısını ortak edi yordu ama, onun zaten beş parası yoktu! Atatürke aid hâtıralar nasıl toplanmalı ve nasıl teşhir olunmalıdır? Yazan: Haluk Y. Şehsuvaroğlu 10 Kasrm 1953 gününü, Türk mil I linde değildir. Müzecılik o evi mirletı on beş yıl evvelki teessüru ve liva Mustafa Kemal Pasanın ikametgâhı hal.nde göstermek, uzesevgisile yaşadı. Inkılâb yıllarının ve son günleri rinde çauştığı masayı, daima oturnın vefalı arkadaşı, son Başbakanı, duğu koltuğu, başııu sık »k ustüne Devlet Reisi olarak gene onun ya ığdiği memleket haritasını, yerlınındaydı. Cumhurıyet hükumetı, yerine koyroak demektir. Mustafa Kemal Paşayı değil, eski fikir ve silâh arkadaşlan hürmetle onu takib ediyorlardı. Kah Turk milletinin kaderini tasıyan raman ordunun ellerı ustürdeydi (Bandırma) vapurundan acaba buVe peşinden, eserini emanet alan gün ne kalmıştır? Isli bir lâmbayla genclık bir sel halmde akıyordu svdınlanan vıran kamarasında MusAğlıyan kadınların, kızlarm, (Izın tafa Kemali alev alev gözlerile edeyiz) andıle dımdık duran erkek btdıjen tahayyül edebilmeliydik. Kurtancıi'i Bandırma vapurunlerin arasmdan, dunyanın bahtlı bir ölmezi olarak geçip ebedî isti dan karaya çıkaran sandalın Samsur.da mahfuz olduğunu duymuşrshat yerine vardı. Tarihimizin en karanhk gününde *uk. Bu millî miicdele başlangıcıMustafa Kemal ismı bir umıd. bir nın şaphe yok kı kıymetli bir hâışıktı, millet bu ışığın peşınden ko tirasıdır. Samsundaki evde Mustafa Keşarak selâmete çıkmıştı. 1919 ile o za.Tii.nki hâtıraları. 1938 arasma sığdırd'ğı büyük eser, mahn bugımkü müstakil, hur ve şerefli toplanmalan, oraya ayrıca onun Anadoluya geçtığı tarüıte memlekeTürkiyedir. tin ıçınde bulunduğu perişanlığı Kurtarıcımn ve yapıcının hayatı, ıfade eden resimler, vesikalar da mıhnetlerle, türlu tehükeler ve konulmalıdır. mücadelelerle doludur. Ebedî Türk Sivas kongresinin toplandıği sanesılleri bu büyük hayatı her safhasile gormek ye öğıenmek me londa ustu, Mustafa Kemalıu kaleminden sıçramış mor mürekkeb rakında olacaklardır. Eirer birer istilâdan kurtardığı lekelerile benekli yeşil örtünun çok vatan şehirlerinde onun adına ku zaman evvel bir yenisi ile değiştirulacak muzelerde kâh savaşlanm, rılmış olduğunu hayretle öğrenmiskâh inkilâblannı gösterecek mal tık. zemeyı toplamağa ve bunları en İstiklâl harbinde kullandıgı bügüzel, en ifadeli bir şekilde teşhir tün eşya dikkatle ve büyük bir etmeğe mecburuz. itina ile toplanmalıdır. Portatif kar İstıkbale karşı bu büyük mesuli yolası ve masası, dürbünü, haritayet, onun devrını yaşamış, onunla ları, kalemlerı, elbıseleri, goeuğu, beraber bulunmuş nesıllere aıddir. kalpağı. siyah kehribar tesbihi bir Atatürk 1919 yılında Şışlideki e araya gelmesi lüzumlu eşyalardanvınde rrıemleketi kurtaracak ted dır. Afyonkarahisarında Belediye dai bır'.erı duşunmüş ve bu evde muhtelıf siyaset adamlarile, kumandan resinde buyük taarruz esnasında kaldığı oda, tarihimizin mühim hâlarla uzun gdrüşmeler yapmıştı. Şışhdekı ev Atstürkün o gün dise erınden birine sahne olmuştur. lerde oturduğu ve bıraktığı şek 29 30 ağustos gecesi, harekât şubesi müdürü erkânıharb binbaşısı Tevfik Bey (eski Umumî Kâtib Tev fık Bıyıklıoğlu) erkânıharb zabiılerinin getırdikleri haberleri haritada tesbıt etmıs ve duşmanın ordularımız tarafından çevnldiğini görmüştu. Vaziyeti arzetmek üzere Baskumandanın kapısını vurmus. ve Gazi, hafıf uykusundan sıçrıyarak, portatıf masası üstune koyduğu haritaya bir bakıjta duşmanın düjtüğü perişanlığı anlamış ve bana, • derhal Fevzi Paşa ile İsmet Pas.ayı çagırın» demişti Paşalara bu odada tarihî emrini bildirmiş ve kendisi derhal otomobiline atlıyarak birinci ordu karargâhına gitmişti. Belediye dairesindeki bu odayı o günkü eşyasile, o günkü havasmda göstermek irakâm bulunursa kurtuluş tarihimizin buyük anlarından biri hâtıralarile ebediieşmiş olurdu. Ataturkun bııaküğı şahsî eşyası. kanunun emrettiği merasime uyularak Çankaya koşkünde tesbit olunTIUŞ ve bunlar muajyen bir müddet sonra açılmak üzere Zıraat Ban kası kasalarına kon'jlmuştu. Bu eşyaya vaziulyed bulunan Cumhuriyet Halk Partısi son defa Selânikte Atatürkün doğduğu evde teşhir edilmek üzere benzerleri olanlardan müşirlik kasketini, bir frakı ile silindir şapkasını, bir spor elbisesile, kasketini, bir avakkabısmı ve diğer bir iki eşyasım vermişti. Ziraat Bankasındaki kasalarda her halde Atatürkün şahsî eşyasile beraber baz» mektublan, siyasî ve ılmi çalışmalanna aid notlan da bulunmaktadır. Atatürkün yakmlannda, baa «rkadaşlarında da bir çok hâbralan mevcuddur Bunlar arasında neşriyaü yapıldığı için bilinen kıymetli hâtıralar arasında Sakarya muharebesinde kullandıgı kroki, bir Mee lis açıç nutkunun yazılı olduğu küçük not deftari, onuncu yıl nutkunun müsveddesi vardır. Atatürk, Sakaryada kullandıgı krokiyi yakın arkadaşı Fethi Beye (Okyar) üzerini yazıp imzalıyarak hediye etmiştir. Meclis nutkunun yazılı olduğu defter, gon Umumî Kâtibi sayın Hasan Rıza Soyakta.dır. Onuncu yıl nutkunun müsveddesi de eski umumî kâtiblerinden sayın Hikmet Bayurdadır. Atatürke aid hâtıraların toplu bir halde gösterileceği yer Anıtkabirdir. Buraya ek olarak yapılan müze kısmında büyük kurtarıcinın ejyalan teşhir oluna.caktır. Bu teşhir çok ifadeli bir şekilde yapılmah, Samsuna çıkış, kongreler, Sakarj'a. Dumlunınar. Cumhuriyet ve bütün inkilâblar, birer hâtırasıle canlanmah, her adımda O ve eseri görülebilmelidir. Tarıhle sanatm beraber kuracağı bu müzede ebediyet, Atatürkü dâhi, kahraman, büyuk insan vasıflarile ve bütün güzellığUe seyre dalm=lıdır. 1 Uskudar CJu'fem Hatun mahallesi Çıkraaz sokak 16 numaralı evde oturan ' Hurmuz isminde 60 yaşında bir kadın, I hasta olduğu halde yatmakta olduğu ı yatakta gazocağını yakmak ısttmiştır. ıBırdenoıre parlayan ocak kadının feci ] bir şetalde yanarak blmesıne sebeb ol. muştur. | Bu eenekı pırınç mahsulu ban bolge. jlerde noksan oLmaıına rağmen dığer 'bolgelerde rekolte failalığı dolayısile geçen seneki istıhsal «eTiyecbü asacagı kuvvetle tahmın edılnıektedır. Alakadarların verdıii rakamlara gore bu senekı rekolte 475 bln tonu bula. caktır Bu miktardan 150 bln tonu ce. tıub bolgelerlcdeı, 100 bin tonu Nallı. han, Bcypazar Tcıy» havdisiodco ııtih. ial eoilecektlr. Umumî duruma gore bu senekı pirınç Utihsah geçen yıla nazaran yuzd* otux Petroniy'in annesl Madam Müra da yeni evlılerle birlikto oturuyoıdu. Kadıncağız butun eşy<Jarım ve gumuş. takımlarını geürmişti. Beş ekim tarihmde Pel, pohs mudurluğunden zehirli maddeler satmak ruhsatını kopardığmdan evin içi her türlü zehirden geçilmez bir hale geldi. Çok geçmeden genc Madam Pel ve annesi hastalandılar. Onlar da Mari, Öjeni ve Büfero gibı sancılanıyorlardı. Ömründe hastalık çekmiyen Madam Mü( ra, kızının ve kendismın duştükleri bu hale hayret ediyordu. fPel, bir gün kadma: «Acaba sizi zehbledik mi sanıyorsunuz?» dedı Kadm da: •Vallahı bnrr.em ama etrafımızda o kadar çok zehirli madde var ki ne söy iyeceğimi şaşınyorum» dedi Bir müddet sonra endışesi artafi Madam Mura, büyük kızının ya1 nına gitti. Fakat Pel, kadının eşyalarından bir kısmına el k o yarak geri vermedi. Ajrıca gurcuş takımlarını da satu. ı 1882 senesi sonlarma doğru, Pel. genc kansıle Nanter'de bir ev tuttu ve tekrar saatçihğe başladı. Fakat kan koca ara smda geçimsizlik baîgöstermişti. Bir gun komşusu Madam GüntovRober'in huzurunda Madam Pel'le kocası arasında şoyle bir konı.şma cereyan etti: «Aman Yarabbi, ben ne dıye sana varmışım? Acaba gozlerim kör mü olmuştu? Senin gibi çirkin adamm bu dinyada işi ne? Vücudun kalksa da kurtulsam. Bana bak kızım, g c : n seneyi hatırlasana! O zaman ne kadar hasta iain, unuttun mu' Ger.e de o ha e duşebıarsın. Ilk evlendiğım zaman herkes benım yakmda oleceğıme ınanıyordu. Halbuki bak, kaç kişiyi gomdum...» Soğuk Algınlığı ve Nezleye Karşı GRİPİN Kullanınız Hakikî Türk Musikisini Ancak Galatasaray TURKUÂZ gazinosunda dinliyebilirsiniz. Her akşam saat 23 30 da (Türküazın dinleyici istekleri) r 0 ağrılannı teskin eder • Siyatik, lumbago ve romatizma ağnlarına karşı başarılıdır. • Fazla yorgunluklardan muteveltit uykusuzluktardafaydahdır Mideyi bozmaz, kalbi ve bobrekleri yormazj • Baş, diş, adaie, sinir Saim özsoy Yorgo Bacanos Feyzi Aslangil Metin Bükey Vedad Sunay AH Şknşekyay Tevfik Çalgı Ali Kocadinç Mustafa Demir. Asıl mesleği saatçilik olduğu halde Pel, kendini mucid diye tanıtmıştı. Askerî teçhızatın temızlenmesi için bir madde bulduğunu, hattâ bağları harab eden fıloksero'ya karşı bü ilâç keşfettiğini iddia ediyordu. Gimon ve Moysen isminde ikı sermayedar Pel ın bu keşfıni tatbik sahasına koymak için bir hayü para biie harcadılar. Fakat ılâçtan bır netıce çıkmadı. Muazzam Fasıl Heyeti Ustad Celâl Tokses Gazelhan Selim Olgay Nihad Ufler Neriman Altınay Hülya özcan Bir hasta kadın yanarak öldü ftsl m G R i P1 N rır Bu seneki pirinç rekoltesi Gonulleri fetheden genc sanatkâr GönüJ Yazar KİNİNLİ Ankaradan getirttiğimiî kıymeüi ses yıldızı Mediha Demirkıran HEB PAZAR SAAT 15 ten itibaren AİLE MATİVESİNDE büyük sanatkâr RADİFE EKTEN'in yetiştirdiği ve bizzat idare ettiği korodan seçilmiş eser ve sololar. Bu muazzam programa ilâveten: Pazar ATLE MATİNESİNDE yepyeni bir kıymet Ses sanatkân Hülya Öıcan Genc ses yıldızı Neriman Altınay Yalnız pazar aile matinelerinde Muammer Sonmd Sesle Çizgiler K a r i k a t ü r is 11 e r 1884 senesi mayıs aymda Elız ismmde Alzas'lı bır kız, Pellere sık sık gelmeğe başlarrıştı. Bunu hazmedemiyen Petroniy, cok geçmeden annesmin yar.ır.a dondü. Esasen bu kadmın paasj kalmamıştı. Pel, onları kendi cebine aktarma etmişti. HalELz'ın heruz c oKur.u rra'nış pa! aaKİarı vardı (Arkaiı vari Büyük sanatkârlar resmi g«çidi. Suarelerde masa'armra telefonla kapatmanu rica oiunur. Tel: 49037 Türkiyede neşri hakkı yafnız' gazetemize aiddir.