02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CDMHUBtTÜTP BİZANS1N IÇYÜZÜ •Yarar* HAPOLD Çevlren TEVTÎK BADULLAH LAMB HEM NALINA M1HINA Küçük Palyaço însanlaruı birblrine yftr olduklan, j kapılarda efendilerinin zıyafetten ekmek paylaşmanın b.r sadaka te çıkmalarını bekleyen kaba saba ulâkkı edı mediği yerlerden, Suriye şaklar tarafından soyulup, tasalhıta sahıllerinden gelmiş olduğu Için, uğramasını önlüyordu. Soylendığıne gdre, küçük Teodora günbegün büyüyen bu kızların anası bu şehirlerın en büyuğünde, hıç esvablannı çıkarmak, hıç olmazsa bır zaman iki yakasmı bır araya tiyatro idaresinin müsaade ettıği getırmenin yolunu öğrenemedi. Bu kadarını çıkarmak hususunda en uğurda kadıncağ'zm epey gayret ufak bir fırsatı dahi kaçırmadı. Ken Earfetmiş olduğu aşikârdır. Fakat dılığınden, naz etmeden soyundu. neticede, sonuncu kocası ne oldu Ha kın gozdesı köçek gıbı, Teodora ise oldu, Suriyeli kadın Hıppod | kendı huner erıne guvenmek zorom'dakı hayvan kafesleri civann I runda idı. Neticede, bu sayede., şe S T g ö ^ m S oM« ve günün birin hirlerin bu en alây1Şe, çok bümişlide tiyatroda sahneve çıktı. Burada, ! ğ>le duskununde kuçuk de olsa, geceleri erkeklerm ko una takılarak | kendme bır şohret yaptı Dıger ta•ılesınm maişetıni kendı kazanma raftan, kızın anasıle bırhkte yaşa dığı sırada ıki şey öğrenmış olduğu nm yolunu tuttu. Başlangıcda, Teodora sadece ana muhakkaktı: Paranın sahte olmak l i d sınm oturacağı iskemleyi oradan ması ıçın gözünü açık tutmak ve ıscraya taşımayı iş edınrruşti. Sonra tırab, acı duyduğu anlarda gulmesilan, ablası Konıto, erkeklerin dik ni bilmek. Teodora, anasmın yrnmkatıni çekecek yaşa geldiği zaman, da edindıği bu dersi ömrünun soTeodora, üzerinde dızlenne kadar nuna kadar unutmadı. Teodora Şark kızları gibi, kılıclnen uzun kollu esir fistanı olduğu halde, ablasınm peşinden «ahneyt lannı oynata oynata, yahud e ınde gjıp çıkmağa başıadı. Çok geçme bir buhurdanlıkla, yahud kollarını den küçük kız, acayib bir hareket savura savura dansetmesıni becereyaptlğı takdirde seyırcılerın bun bılse idı, muhakkak kı çabuk bır dan zevklendiklerini farketti. Bu muvaffakıyet kazanırdı. Yunan atenkidci halk flavta sesınden, dans dalılan gibi berrak bir sese sahıb lardan, koro şarkılarından çabucak olsaydı halkm zevkini okşayan bır bıkıveriyor, o zaman, insiyaki bır jarkı bulur, asılzadelerın zıyafetleçaka, bir lâtıfe halkı eğlendiriyor, rinde terennüm ederek kucak kucak altın toplardı. Fakat bu istidad kevıflendiriyordu. ve kabiııyetlerden mahrum olduğuîskemleye çarpıp düşüvermek, na göre sadece muhayyilesıne ve raxkaıelerin uçuşan tüllerin* ayak Tanrı vergısı zekâs le hazırcevabhlarıru dolandırmak, tokadı yiyince ğına guvenmek zorunda idi. •vurdlannı şişırmek suretıle, TeoÇocuk palyaço rolünde kısa bir dora da küçük yaıta palyaçoluğa başladı. Onun bu yolu seçmiş ol zaman ıçınde yadırganmağa başlaması belki de ne İyi flavta çalama dı. Görulmemiş derecede ınce ve dığından, ne de iyi dansedemedi narin olmasına rağmen, on beş yağinden ileri geliyordu. Fakat, h«r şmdaki olgun bır kadının tokat yehalkı güldürmesme halde, şeytenhğile, seyircinın dik mek iuretiie katini üzerint çekmeyi pekâlâ bi'.i ımkân kalmamıştı. Fazla olarak Teodora'da garblı kadıniann etli canyordu. O sıralarda, Hippodrom Uyatroru lılığı da yoktu; göğüslerini, baldır »ahnesinde halkın pek sevdiği hü bacağmı tefhır etmek sureti'.e bir anerlı bir köpek vardı. Hayvan kör sılzadenin dıkkatıni çekmesi imkân dü. Buna karsıhk sayı »aymasını sızdı. Asabî v» süzgün, dar alnında Suriyeli bıliyor, en mühimmi, seyırcilerin birleşen kajlan altında arasına gidip içlerinden en açgöz kanından tevarüa tttıği parlak silüsünü veya kadına en düşkün ola yah gözleri ona anıde »ezılemıyen nını seçivenyordu. Bır insanın bu ince bır güzeilik verıyordu. Bu sıişleri hüner diye yapması tabiatıle ralarda anası artık geçkinleşiyordu, sıkıcı olurdu. Fakat kör köpek, bir küçük kardeçi Anastasia ıse daha hayvan olmak itibarıle hayli şöh henüz erginleşmemişti. Bu vaziyetret. sahibı adıra da hay.i para ka te Teodora, kendinden pek ümıdvar zanmıştı. İşte bu yıllarda Hippod olmamakla beraber, a.lesinin maişet rom sahnesınde görünen küçük Te mesulıyetinı kendi omuzlannda hisodora'nm da, kendi rutaeağı yol setmekteydi. hakkında köpekten ilham almış olması muhtemeldir. Suriyeli kadının ailesinde mfişterek kaygu, erkeklen eğlendirmek yolıle yıyecek, gıyecek parası kazanmaktı. O devirde, leref ve haysiyet sahıbi hiç bır kadının ne yarışlara, ne piyeslere, ne de diğer lubiyata gıtmesine müsaade edilmezdi. Dığer taraftan, Suriyeliler soyunun hünerli köpek gibi löhretı de yoktu. Bu yüzden Konito, yaşı müsaade eder etmez erkeklerin koymına gırmeğe başladı. Nahif vücudlu, ince yüzlü, kara eaçlı Teodora, ablası gibi kolay bir muvaffakıyet elde edememısti. Bır Eoytan, Konito'nun çocuk yardımcısı rolünde, ancak seyircileri güldKirebildiği nisbette dikkat çekebiliyordu. Rivayete göre: «Ne yapı'.ırsa yapılsın, ne denirst densin, kimse onun birazacık olsun utandığım görmüş değildi.» Gerçekten, erkek elleri elbıaesl nin altına girip de vücudünün öte6ini berisini yokladığı zaman, on yaşındaki bir kız çocuğunun yü' zünün kızarmasmda kimsenin bir gayritabiılik, bir acayiblik göreceği yoktu. Böyle bir vaziyette, bir tebessüm, bir nükte, bir fıkırdama daha işe yanyordu. Bu çesid hayatta cür'et, arsızlık gözyaşından daha kârhydı. Bırdenbire ziyafet masasınm üzerine sıçrayıp, masa etrafındakilerin aşağı yaük baslarmdan yüksekte, fistanı omuzlan hızasma toplandığı halde dolaşmak keyifii handelere, takdirkâr «Ave» nidalanna sebebiyet veriyor, diğer taraftan da, küçük bir çocuğun Kader onu paryalığa mahkum etmışti. Tiyatrocu bir kadm, seyırcilerin arzusuna tâbı olmağa, fahışehğe hemen kanunen mecburdu. Dığer taraftan, uzun bir müddet feragatkâr bir hayat sürüp kılisen'n icazetini abnadıkça, kanun onu kendisinden daha iyilerie evlenmekten menediyordu. A>Tiı kanun, tiyatrocu bir kadının çocuklarına da analara günahmın kefaretini ödeme devresmi tamamlamadan evvel doğmuşlarsa sirkın dışında hayata atılmalan imkânını vermıyordu. =haberleri Hayyam'ın kurtuluşu tevziatı Dağıtma, numara sırastna göre yapılmadığı için gişelere fazla müracaat oluyor Kokkömürü tevziatma devam olunmaktadır. Dağıtma numara sırasına göre yapılmadığı iç'n, Tevzi Müessesesi gişelerine geçen senekinın bir misline yakm müracaat olmaktadır. Öğrendığimize göre, halen gazhane depolannda 12,306 ve diğer depolarda 15,182 ton stok kömür vardır. Tevzi Müessesesi, bazı depolarda kömür bulunmadığı hakkındaki haberlerı yalanlamaktadır. Bir arkadaşımm lise son sınıftakl oğlu, kıymetli mısafırimiz Harold Lamb'in «Ömer Hayyamt ını hemen üstüste on defa okuduğunu söylediği zaman ne çaştım, ne ıaşırdım. Rahmetli Ömer Rızanın kalemile türkçeye geçen bu romanbiyografıyi ben de uç kere hatmetmiştim. O genci ve ben yaşlıyı kendine çeken bu kitabdaki büyü neydi? Kendi varlığırruzdan, ruhumuzdan bir şey onun satırları arasına gizlenmemiş olsaydı bu kitaba Lu derece tutulabilir miydik? Romanlaştırılmış hayatlar içinde daha Vaşanlı olanlan vardır. Hattâ bizzıt Harold Lamb'in en güzel eseri budur, divebılmek bile güçtür. Şu halde bizi sihrine kaptıran; onun yalnız edebıyat tarafı değıl, gelenek cephesi ve 5uurlarımi7in altında eseflenmeğe hazır acı hatıralar. dır. Müellif, kitabn sonundakl notlarda Hayyam'ı kısa olarak şoyle anlatır: Havyam ta'ihsiz bir filozoftu. Eski Yunan kültürünü savunanlardan biriydi. İbni Sinâ'nm izmden giden bir şnhsivetti. Devrinin en ileri hür fikirli adnmlarındandı. Kayıdsızdı, fakat bütün varlığını çahşmslarına verirdi. Hal ve tavrında sertlık v?rdı Fakat zarif ve nükteiandı. Çabuk kızardı. Çok kuvvetli bir hafızası vardı. Devrinin en büyük mütefekkiriydi. Yetmez mi? Kalabalıktan onu ayıran, vatanında garib olmasına sebeb olan bu vasıflar, Şakta böyle bır adamın iyi görülmemesi, afaroz edilmesl için kâfi â"i,u midir? İbni SinS gib'. Farabl cibi o da tekfir edı'di Cebiıle, astronomile uğraşmıştı. Ycni bir takvim vücude ?e. tirdiftini, Eukleides'e şerhler yazdığını, Hora"=nnda yıldızlar eviTÎe rasadlar yaptığını bıliyoruz. Hayvam, çoğu zaman Slim, arada sırada «air, fakat hayatımn her ânmda hakîmdi. Cebir kitabının mukaddemesinie Hayyam şöyle der: nBütün düşünrelerimi bu eserde toplayamadım. Cunkü bertaraE cdilmesi imkânsız bir takım engetlcr buna mâni oHu. İlim adamlan bakimmdan darlıkta idik. İlim ile ucrasanlpr çok az nlduktan ba^ka bu işlerle meşgul olmağa karşı Relen RÜçlükler de çoktu. Çağdaşlanmırın coeu. sahte ilim adamlandır. Bunlar hakkı batıl ile kanştınrlar, başknlnrını aldnlmaktan cekirrnezler, ilim denecek çok az bilstilerini de «efil maddî maksadlar icin kullanırlar. Bunlar riya ve hıvanet*en Mvrılmış olarak cslısan, batılı ve >alsnı ortadan kaldırıp hakikati arayan miimtaz adamlan «fördükçe onlara hakaret ve onlarla alay eder ler... Havvam da bu türlü bilsinlerle alav etmemis des.ldı. H. Lamb, şu hikâyevi nakleder: Nisabur medre<:esi tamir edilirken oradan peçen Ha\vam, .uâla vuklü bır eşeğin kapıdan cirmediğıni görünce onun uzun kulağına şunlan sövlemıs: «Ey sen ki bir zaman kr.vboldun. sonra daha sapık bir «ekilde ee r i dondun. Adın, insanların hafıza^mdpn silinip gitmiş. Fakat tırnakların b'r arava eelip bir eşek tırnafcı olmuş: sakahn da kuyruk olup ters tarafınian Fallanmış1» Meıkeb bu çözleri !şittikten sonra uslu uslu medresenin kapısından girince işçil^r merpka düşmüşler ve Havyam'a ne söylevip de onu inadından vazeeçirdiğini sormuşlar. Hayyam cevab verniş: «Bu eşek. bundan önceki hayatmda medresede müderristi. E^ek olduktan sonra tanınmadan buraya girmek istemedi » Bu hikâye doğ:u olsun olmasın, belli ki Hayyam bu ruhta, bu zevkte bir yobaz düşmanıydı. Rubailerindeki lâübali eda, bunu gösterir. XII. asnn ortalarına kadar yaşadı Mısırdaki hâdiseler ve bir benzeyiş îirda, hâdiseler ihtilâl Âanunlanna uygun olarak levrini takib edi> „,„.. Bir askerî hukumet darbesile idareye hâkim olan General Necib, bir müddet beraber ealıştığı Başbakan Ali Mahiri istifaya mecbur ederek kendisi bu hukumet kurdu. Böylece idare mekanizmasuu pcrdenin arkasından değil; önünden eline aldı. M'sırın idareslnde bir buçuk ayı bile doldurmıyan kısa bir zaman sonunda anormal şekil ortadan kalkmış oldu. Mısırdaki askerî hukumet darbesinden bahseden bir yazımjzda, kar deş memleketteki ihtilâl veya inkılâbın bizdeki 1908 de İkinci Meşrutiyet ilânına benzediğini yazmıştık. Arada hâdiselerin cereyaru bakımından bazı farklar olmakla beraber ruh aynıdır. Bizde 1908 temmuzunda Selânik ve Manastırda yapılan bir askerî hukumet darbe. sile Meşruti>et padişaha ilân ettiril. dlği halde Sultan Hamid henien tehttan indirilmemiş. 31 Mart vak'asından sonra, Hareket Ordusu İstanbula geldiği zamandır ki padişah hal'edilmişti. Mısırda ise Kral Faruk askerî hukumet darbesinden bir kaç Kün sonra tahttan indirildi ve hemen memleketten kapı dışan edildi. Halbuki İttihadcılar, padişahı, hudud harici etmiyerek sadeca İstanbuldan. o zaman «Mehdi hurrijet» unvanı verilmiş olan Selâ. niğe sürmüşlerdl. İki askerî hükumet darbesi arasındaki bu fark, hiç şüphcsiz Türkije ile Mısırın 44 yıl evvelkl ve bugünkii siyasî vaziyetleri arasında tam bir benzerük olmamasından ileri gelmiştir. Şu da var ki 1908 den bu yana, dunyada bir çok taç ve taht devrilraiş, hükümdarlan alaşağı ederek hudud haricine atmak, hattâ mcşrutî idareler yerine cumhuri> etler kurnırk sık sık vukua gelcn alelâde bir iş olmuştur. Bıısjadaki Sovyet ihfilâlinde, kan dokmekten zevk alan zalim kızıllar daha ilerl gitmişler; Çar İkinci Nikola'yı kadın erkek bütün ailesi erkânile beraber, sür. günde bulundukları ycrin bir bod. rumunda öldürüp işin içinden çıkı. vermişlcrdi. Bizdeki 1908 temmuz askerî hükumet darbesi inkılâbı ile Mı«ınn 1952 temmuzundaki askerî hukumet darbesi ihtilâli arasındaki benzerlikler şurndadır: tttıhad \e Terakkl Cemlyett, Sultaa Hamldi Meşrutıyet İlânına mechur ettıkten »onra. devletln ldareslrü fi'len ellne a'mıya'ak perde arkasında kalmış. 31 mart vak'asına kadar Sald, Kâmll ve Huseyin Hilml paşalar Sadrı. â7am olrruştu 31 marttan sonra. Mah. mud Şevket Paşa komutasındaki hareket Ordusu Istanbula gelince Sultan Hamid tahttan lndlrilmlj ve Mahmud Şevket Pa$a »skert dlktatâr olmus; orduya dayanan Ittlhad v« TeralcM Cenııyetl pertl* arlLttBinılftn memleketl ıdare etmlîtır. Bu ga.Ti mea'ul eemlyet ldaresl zama. rmda, Haseiln Hllmt ve tsmall Hakkı psşalar S^drı?zamlık etmlş, Mahmud Se\ket Paşa da Harblye Nazın olmus; vt «lyasete karışan orduda tureyen kızıl hançer gibi askerl cemlyetlerin tehdld. lerl uzerıne Mahmud Şevket P&ja lstlfa etm'.ştı. ttaljan harbl başladıgı sırada lbTahtm Hakkı Paşa kablnesl dejişerelt Sald Paşa Sadrıâzam olmuştu. Buyük ekserlyeti IttıhadcUardan murekkeb olan Ikınel Mebusan Meclisi Buyü* Kablne denılen lhtlyar vezirlerden v« erden murekkeb Itt'.had ve Terakkı a'.evhtarı hvlkumet tarafındaı» feshedllm'şti. îtalya harblnl o meş'um Balkan harbl takib etnnj ve Kâmll Paş» kablnesl, tttıhad ve Terakkl Cemiyetl tarsfındai Babıâll baskmı net'.ceslnd» devrılerek yerine Mahmud Şevket Paj« geçmlştı. HASAN ALİ ğını blldiğimiz Hayyam, Melıkjahı Selçukî olmasaydı, son demlerı gene onların eline duşmekle beraber varhğından ve çokluğundan şıkâyet ettıği yobazlann başına açacaklan belâlardan bütün omrünce yakasını kurtaramazdı. İlme, ji're ve hıkmete hürmet etmesini çok iyi bilen Selçuklular muhiti, ha'.tâ sarayı ona en kuvvetli, en emin bir sığınak olmuştu. Yoksa «Benim şarab içeceğimi Tann ezelden bihrdi. Eğer ben jarab içmezsem Tanrınm ilmi, cehil olur.t diyecek kadar ka Maarif Vezirl ve jimdl Tahranda kendi edebiyatlarının bilgın üstadı Ali Asgar Hikmet, Fitzgerald olmasaydı, Hayyam hakkındaki güzel kıtabını yazar rruydı. Hıç değılse böyle yazar mıydı? Bizde Hayyayıdsızhğı ileri gotüren Hayyam, o mın hayatı ve eserleri hakkında çok devirde nasıl barınabilirdı? emek çekmiş, çok incelemeler yapHayyamın ö'.umunden yedi asır sonra gelen bır garblı, Fitzgerald; mış olan emeklı vali sayın Haydar onu Nışaburda, şeftali ve armud Vanerin, ancak dostlan tarafından ağaclannın golgesinde vuıutulmu» bilinen eserini basılmış gormemekmezanndan çıkardı ve bütün me ten duyduğum Ü2Üntüyü burada denî dünyaya tanıttı. İngiliz dilini söylemekle içten gelen bir arzuyu konuşan ve anlayan mılletler onun ve ricayı da dıle getirmiş olmak ısadına dernekler kurdular, cild cıld terim, kitablar yazdılar. Çocuklanna Hay «Şarabı kötülemeyiniz. Şarab yamın adını koydular, evlâdlarını acıdır. Çunkl benim hayatun gibiOmar diye çağırmaktan zevk aldıdir.» lar. Kı>metli dostum, eski İran Arkası Sa. 4, Sü. 4 te YÜCEL Atatürkün Üniversite bahçesine dikilecek hejkeli Mılli Turk Talebe Eu.'s;ının Istanbul Unversitesl bahı,estnde dıKtırecegı At? turk h=ykeli ıçın açtıgı mııiabakanm muddetı 15 e^lult'e tamamlanacaktır Henuz muddetın kapanmamış olm.iMna ragmcn heykeltraslar eserlertnl bırlığın Şehzadebaşındakl merkezın» teslune başlamışlardır. Musabaka netıces! eylulun lklr.cl ya. rısı lçeılslnde yapılacak eeçımle bellı olacaktır. Musabaka>ı netıcelendtrecek olan Jurl heyetl tayın edılmljur. Musabakaja katılan eserler Istanbul TJnıversltesı salonlarında 15 gün tejhlr edı'ecektlr tstanbul Ünı\eiMtesine nazjned ög. rencı kayıdları 15 ejlulde baçhyacak ve 15 ekımde pona erecektır. Karaborsada dovlzler üıerln* hum. malı blr faaliyet nazarı dıkkatt çek. mektedir. îyvlçre lçln toplandıgı «öyle. nen dolarlar 430 kuruja. transfer 438 kuruşa yukselmlştlr. Dlger taraftan al. tın flatları «uratle y\ı)"elmektedlr Gulden 37 lıraya. Rejad 4470, külçe 56S kuruşa jııkselmıst.r. Piyasada muame. leler çok hararetlıdır. Yugoslavyada 5000 kilometre Bizzat çalınca müradmızı yerine getiren kilise çam Yazan: Mekki Said Esen İJnivcrsiteye namzed öğrenci ka> di Altın ve dö\iz fiatlan süratle yiikseliyor Istanbul llçelerl Mılli Egltml memur. !arı, dun llk toplantılarını yapmışlar. dır. Toplantıda, bu yıl llkokullara ali. nacak oğrenciler, açılacak yenl «ınıf ve şubeler. Maarlf Şurası liste*ine verllecek cevablar ve llkokul öjretmenlerı lçln açılrtcpk kurs ve sernlner konuları goruşulmus ve kararlara varılmıçtır. Fransa Ticaret Nezaretl Dıj Ticaret Dalre*ı ReıM M H'jbert d m Ta«us \apunı ile şehrirrize g'lmıştlr. M Hubert kendlsıle goruşen arkadaşımıza. Turklye ıle Fransa arasında tıcaretın lnkîsaf etmekte olduğunu, ftyın on bl. rınde tzmır Fuarında yapılacak Fransız ticaret gununde bulunmak lçln geldlğ.nl so\ lemistir. Millî Eğitim memurlarının dünkü toplantısı Fransa Dış Ticaret Dairesi Reisi şehrimizde 11 e>lul perşenıbe gunu şehrımîzde açılacak olan, Mılle'lerarası Sosyoloji kongresi hazırlıkları bıtmek uzeredlr. Kongreve 100 e j.kın so~\olog davet edılmlştlr Şehrlmtze gelmeye baçiayan misafırler muhtel.f okul ve otellere î'leştınlmpktedırler. Kanunun Teodora'yı oyunculuk Tarsus vapuru 300 jolcu ile hayatına bağlamış olmasına karşılık, hakikatte, genc kızın en zıddına geldi Tarsus vapuru dun saat 16 30 da 300 giden jey bizatihi koskoca Hıppodrom'du. Teodora artık hayatı üze yolcu lle Batı Akdeniz seferinden don. muştjr. rinde kötü tesir icra edecek şeyleGelen yolcular arasırda Hamdullah ri tefrik etmeyı öğrenmış durum Suphl Tanrıover. DamstRy kanun baş. daydı. Bu Hıppodrom denılen ruğla sozcusü Galıb Balkan. Çalışrna Bakan. kemerlı, mermer kap.amah bınada, lığı teftıs heyetl reısl Rıfat Onit. Is\ ıç. kudret ve nüfuz sahıbi bir hâmısi renln Turkıye maslahatgıızarı Paul Rodın, Isveçll 25 turıst bıılunmaktadır. olmıyan sütü bozuk hiç bır kadının Karasinck mücadelesi mücadele edemiyeceği bir kuvvet Beledıy* Sağlık Mudurlugu ekiplerl. vardı. Bu kuvvet, Konstantaniye kara^ıneK mucadeleslne hız \ermısler. sokaklarmdan gehp orada toplanan dır. Son blr hafta içinde 164 umumî ve günün birinde, akıllarma esip helâ, 324 mazgp.l. 46 ahır. 6 çop lskelesı aileiine ayı bakıcılığı maaşını bağ ve pls gorulen 1027 >er ılâcînnmıştır. lami| olan erkeklerin kuv^'et ve 4 iincü cerrahi kliniği diin açıldı Istanbul Ünıversltesl Tıb FakulteMne kudreti idi. llâve olarak Guraba hastanesinde inşa (Arkası var) edılen 50 yataklı 4 ııncu cerrahl kllnlğl dun törenle açılmıstır. Törende Istanbul Ünlversltesi Rek. EDİRNEDE NİŞAN toru, llk Sağlık Mudurü ve basın men. subları hazır bulunmustur. Edlme Vall^l Emın Akıncının k m Rektor, bır konuşma yaparak yenı GÜL AKINCI kllnlğln »aglıyacagı (ajdaları bellrt1le genc taclrlerımlzden mlştlr. Edırnede nişanlandıklan haber ahrmış. tır. Genc nlg&nlıları ve ailelerlnl teb. rık ederlz. Mületlerarası sosyoloji kongresi Slovenyanın, ilk bakışta biblo hissini veren merkezı, meşhur Lyublyana'dan yola çıktık, Adriyatik sahillerıne gidiyoruz. Tabiat, bütün nimetlerini dağıtırken, herhalde, yalnız bu minimini memleketin halkına comerdlik etmij değıldir. Slovenleıin şansı, eşsiz güzellikleri muhafazayı, gelıştırmeği ve bu nimetlerden faydalanmayı bilmelerinden geliyor: Birıbirmden guzel vadı'eri, gollerı, muhteşem ornıanları, karh dağları, zümrüd gibi ovaları aşarken, sade ZENGİN APARTIMAN DAİRESİ İSMAİL HAKKI KAZDAL'm 121 Jdşilik bir denlzci grupumuz Amerikaya gitti 5 »ubay. 33 assubay ve 83 erden müt». teşekkil blr grup dün saat 16 da Ameri. ,;un bandıralı George W. Goethals vapu ru ıle Amerikaya hareket etmlştir. Denlz cl'.erlmlz Charlıston lımanına çıkarak burada 3 ay kadar talım görecek ve memleketımıze verllen gemıleri tesllm alcrak getırecektir. Sevira lsmlnde geno v« güzel blr kızın Sarıyerdee tecavüze uğradıktan sonra boğularak ödlUrülduğünü yazmıştk. Hâdlsenln vuku buldugu mıntıka yeni yetlşen çam agaclarile çevrıll ve Bujukdere körfezine hâklm Maden sırtlarıdır, Sevlmin *vl de burada bu. lunmaktadır. Morgda yapılan muayeney* gSre, Sevıme müteaddld defa tecavuı edılmijtir. Vucudunun muhtelll yerlerl ya. ra bere lçindedır. Sağ memesl parçalanmıjtır. Sarıyer Savcısı ve zabıta tarafından tahklkata ehemmıyetle devam edllmek. te, muhtelif klmselerln lfadeleri alın. maktadır. Katllin veya katlllerln kısa zamanda yakalanacaklarına muhakkak nazarlle bakılıyor. DİL BİLGİSİ Lise öğretmenlerine: Ahmed Cevad Emrenin eserini görmeden başka kltab seçmeylniz, Öğrencılerinizi kolaylıkla yazarlığa shştırır. Nümune isteyenlere derhal gönde rılir. Sarıyer cinayeti tahkikatına devam ediliyor Hilmi Kitabevi DOĞAN SİGORTANIN İKRAMİYESİ TARİHİND ^&gpz^^ Doğan Sigorta Anonim Şirketinm 6 Ejlul 1952 tarıhinde 26 ncl keşidesi yaaıhn 1000 TL. lık ikramij'elerini 148 kur'a numarasile İşçi Sigortalan Kurumu genel müdürlüğü Zat İşleri Şefi bulunan Bir falcı kadın yakalandı Clballde Abdullezelpaşa caddesınde Bay Feyzi Ferhadoğlu ve 398 kura 57 numarada oturan Esterln falcılık numarasile Yağ iskelesi Tülgentyaptığı haber ahnmıj, guçustü yaka. ağa sokak No. 3 It"tsnbul adresinîanmıştır. de bulunan Bay Sefai Kırıkoğlu kazanmışlardır. (977) r KÜÇÜK HABERLER •k MILLÎ Turk Talebe Blrligl. yuksek tahslle gelen genclere kolaylık gostermek uzeıe Şehzadebaşmda genel merkez bınasında blr buro açmıştır. it KALAMIŞ Kulubunun 5 lncı yıldö nurru munasebetıle yarın akşam yapılacak musdmere, sanatkâr, Munlr Nu. reddınin rahatîizlıgı dola>ıslle tehır edilmlştir. TUTUM BANKASI FILIZ 15 DENIER Yarın Âkşama Kadar EYLÛL 9 ZİLHİCCE 19 | .AYRICA DOLGUN PARA İKDAMIYESİ İ 40 . PYI ÛL.>IQ52 a v S 5 o E. J ı 11 04 5 33 12 11 15 47 18 30 20 05 5 41 9 1S 12İİÖ I* 5 • tklndl 1 3 51 ON Çctama CRDC AMTI HE» VCRDC AMTIHIJ Tİ4 İ2T| Yer yer oyunlar oynadılar, söyledıler. Bu alayların geç;5i ve bu gösteriler, şehirde buyük ve neşeli bir alâka uyandırdı. «Tulumbacılar feetivali» umulduğundan da heyecanlı gecmiştir. Slovenyada resmî itfaiyeden başka, böyle bir gönüllü «ponpacılar» tpşkilâtı, köylere kadar yayılmıştır. Kadm, erkek Slovenler ve hattâ gencler, bu spora hâlâ heves ediyormuş . Hele kız tulumbacıların getırmanıp alev bulutj^rile boğuştu çişi, hakikaten çekici idi: Ananevî lar, yangın çıkarıp sondürduler. üniformalarile, se>"t ve çevik adımlarüe, söndürecek yangın anyor cibi cesur ve sportmen tavırlan, kabadayı hallerile alkısları da, hayranhklan da hakkettiler. Mahmud Şevket Pajanın katllndea Festival gönüllü pompacılıSın 80 inci yıldönümü vesilesile tertib sonra, Ittthad ve Terakkl CemıyeU, ve Bebekte Yalı Boyunda muhteşem koruluk içinde Sald Hallm Paşayı Sadrıâzam, Enver lenmişü. Paşayı Harbıye ve Cemal Pa?ayı da Kiliselerin yanaından konınması, Bahrlye Nazırı yaparak ldareyd elln» yıllardanberi bu teşkilâtın başta almış: Blrlncl Dünya harbl içtnde onun gelen vazifeleri arasındadır. Daha istlfasından sonra Talât Pasa Sadnazaıa clmus ve 1918 e kadar 1» başında kaL zivade köylülerle kasabalar halkuı mıştır. Bo>!ece orduya dayanan tttl. dan müteşekkil olan tulumbacılar, had ve Terakki, 1908 den 1913 e kadar, bu sebebledir ki, ötedenberi, kili merkezl umun hı vasıtasile perde arka. «ından devlet ldareslne hâk.m olduktan senin himavesinde sayılır. Belki de bu vüzden. geceki «şeh sonra, nlhayet mes ullyeü uzerin» «1. mutır. râyin» lerde fiyasice bir mana seMısırda ise, orduya dayanarak zen koyu partizanlar olmuştur. hükumeti ve Kralı deviren General Gerçi, Yugoslavyada, mabedlerin Necib, bir buçuk ay sonra, Başbakapılan. tbadete, ardına kadar açık kan olarak devletin idaresini eline rutulmaktadır. Nitekim, bugün. volumuz üstündeki Kranska Gora almış bulunuyor. İttihad ve Terakki köyünün kilisesindeki âvini, biz de. umumî merkezi Sultan Hamid dev. üst kattaki sıralardan bir müddet rinin asker ve sivil ricalinl, Meşru» takib ettik. Oldukça büyük olan tiyetin ilânından hemen sonra Mikilise tıklım tıkhm dolu idi. Genc dilliye sürdürmüştü. General Necib kız ve erkeklerden müteşekkil ko de, aynı şeyi yapmış, eski devlet ronun, orgun refakatinde okuduğu adamlarından ve parrl mensubla* rından 100 kişiyi tevkif ettirmiştir. ilsbileri dinledik. Görülüyor ki askerl hukumet Üç gün evvel, Zagrebden Titonun doğdufu Kumntvaç köyüne darbesile yapılan inkılâb ve ihtilâl. giderken, »aSlı sollu sıralanan kili ler, birbirlerine benziyor. Ordunun kanşmasının iyi bir şey seler ve liyaretgShlar saymakla siyasete tükenmiyordu.«Bu komünist mem ohnadığı tecrübe ile sabit olmuştur. • • a f leketinl zlyarete gelen blr Aanerl Çünkıi orduyu başkalannın ve bilkalının, yalnız bu yolun üstündeki hassa kuıllarm el altmdan kendiJekiliseleri gördükten fonra: «Bu ka rine âlet etmesi tehlikesi daima dan bütün Amerikada yok!» diye mevcuddur. haykırdığını, şoförümüz anlatmışGeneral Necibin, Mahmud Şevket, tl. Nazım Paşalar ve öldürülen bazı Bu vaziyete rağmen, kiliseyle Mısır Ricali ile aym feci âkıbete komünizmin. her verde, tam mana uğramamasını ve Mısırda yapmak sile birbirlerine ısmdıHarı iddia e istediği inkılâbı ve içtimai dilemez. Aksine, iki taraf ara<;tn hamlesini basarmasını dileriz. daki, hemen aynı silâhlarla (telkin yolu ile) «beyaz harbi in devam ettiğini gösteren belirtiler »ezilebilir. Mücadele aleniyete vurulrna içinde, bu kızlar da bulunaeak. Tamıştır. Rejim «vatandaşı hursfe rihî ve meşhur kilise. minimini adalere muhtac etmivecek» icraatile, yi bütün heybetile kaplamış. Golü kilise ise «maneviyaün sarsilması aşıp adaya varanlardan hepsi öe, m önleyecek» ib?dat ve tââtile kilisenin çanını kendi ellerıle çalme?gul görünüyor! maktadır. Slo\*enyadaki tulumbacılar festiYol boyunca, bisiklette, arabada, I valinden, dolambach bir nümaviş otobüste, kamyonda, yahud da vakokusu alacak kadar ileri gidenlevan rastladığımız yüzlerce ınsanm, 30 EYLÜL KEŞİDESİ İÇİN re, bu bakımdan biraz da hak verbu tarafa doğru, niçin akın ettikmek icab edivor! lerini. simdi, iyice anladım: «Bu İşte, sabahm karanhjhnda S'on çanı böylece çalanlann, tuttukları otelin^n önünc'en bindiğimız oto niyet mutlaka yerine gelirmiş!» büste, bir müddet, bu düşüncelerle Peki, ya ziyaretçilerden bazılan oyalandık; Bled'e varmışız! »siyasî bir niyet» tutmağa kalknrBir bölük İngiliz kızı, gölün kısa?... Gönülden geçeni kim oileyıs'iıdaki büyük otelin salonunu, cek! bızden once ijgal ettı. Kimbilir, neYugoslav arkadaşlardan Hri: ıç'.erden vola çıkıp, bir tabloyu endıran göl'e çevr^sinın muhteşem «Niyetin sadece gönul işlerine dalr guzelhkleını t»maşaya gelmişier. olması şarttır» diyerek gulumredi: Bir hesab açtırınız. Hesabınız varsa çoğaltınıı. I Belki de bıraz sonra, şu minimini «Başka nıyetler tutmuyor, mucer[adaya doğru yol alan kayıklann rebdir!» Bled'de Grand otel ce, bu kanaatimiz kuvvetlendi. Lyublyana'da son gecemız, sürprizlerle dolu olarak geçmıştır: Şehrin meşhur ve mamur kalesi, gdkü bır tarafından tutuşturacakmış gibi, alev püskurüvordu. Fişeklerin her çeşidı, semayı sabaha kadar renk renk ışıklarla donattı, Eski zaman mareşallarının üniformalarmı andıran, heybetli kıyafetlerle kadınh erkekli alaylar, şehirde gosteriler vaptıhr. Yukseklere PARA 1KRAMİYELERİ Düşüncenizin Hakikat 01 ması nı İsterseniz
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle