19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1958 CUMHURİYET tJERİKADA 3JİAFTA Yalancı hastalar Kendilerbıi hasta ranned«nlerden doktorlann çektikleri tıbbi bir kongrede belli başh münakaşa mevzuu oldu Geçenîerde Dublin'de içtima eden Ingiliz Etıbba cemiyeti kongresınde söz alan Dr. Fanell bir kısım doktorlara şiddetle hücum etmışti. Fanell'e göre bu doktorlar bir çok kimselerin çektikleri ıstırablardan, bir çok kimselerin duyduk ları endişelerden, hattâ bir çok has talıkUn mesuldürler. Buna da sebeb bu hekimlerin hastalannm yanında ağızlanndan bazı sözler kaçırmaları ve fazla şımarık addettık lerı hastalanru terslemeleridir. Bazan bu doktorlar hasUlarına yuksekten bakarak bu zavalhların ıstırablarına ve gikâyetlerine kulak dahi asmamaktadırlar. Dr. Fanell bu tarz hareketin pek fena olduğunda ısrar ediyor. Çunkü bu mtıamele hastaların ahvali ruhıyesi üzerıne tesir ederek bunlann daha ağırlaşmasına sebeb olmaktadır. Fanell'm fıkhnce doktora giden hasta her zaman «nanemolla» nın biri değıldır. O ne de olsa ıstırab çekmektedir ve onun bu ıstırabını küçümsemek yahud hiç kale almamak zavalhnın halini daha berbad bir jekle koymaktan ba?ka bir netice vermez. Ingiliz Etıbba cemiyetinin bu ithamı hıç tepki göstermeden kabul edeceğı şüphesız farzedilemezdi Onun için de Etıbba cemiyeti Dr Fanell'e mukni ve açık bır cevab vermekte gecikmemiştir. Kendılerıni rahatsız zannede'rek doktorlann kapılarını ajındıranlar arasmda bilhassa tıbbî mecmualan okumak merakında bulunanlar vardır. Bu zavaüılar okuduklarından tek kelime anlamadıkları halde bir takım belirtileri mecmuada gordükleri yazıya uydurmak veya benzetmek suretile kendilerini hasts zannederler. Bundan başka ilânlarla medhedilen bir ilâcın reklâmına kapılarak onu kullanmağa başlıyanlar vardır Hepsi bu kadar değil Kendıni muhakkak röntgenle muayene ettirmek, aureomycine, chloromicetin, veya yeni keşfedilmiş her hangi bir ilâcı muhakkak tecrübe etmek ıstiyenler mevcuddur Çiinku bu çeş:d hastalar kendilerini dinlemışler vucudlerinde mutiaka bır ra hits:zlık bulmuşlardır. Nıhayet hep moda olan hastalıklardan birıne tutuianlar vardır Bunlar hayt^lığın hutun araz.ını da hıssederler ama hakıkatte turp gibi sağiamdırlar. Doktorlara her gıin ciden hastalardan muhim bir kısmı bu kabıl kımselcrdir. Bu adamlardan bazılan recete meraklısıdır. Bazı'arı da kendılerıni hep hssta gostermok suretile acın'iırmsk ıstcılor Derdlerıne çare bulmadı mı da dok»o>onlaıın gozunde kabıllyetsızın bırıdır. Evct doktorlann bazı'an hastalarıle lâyıkı vcçhıle mcşsul olmuvorlar Ama halk da her zaman ifabı gıbj ha^eVrt etmivorve doktorları luzumsuz yere ışçale kalkışıyorlar. Eva Peron ve Kral Faruk Yazan: Dr. Samih Nafîz Tansu Oüııiin Mevzuları Amerikan vizesi nasıl elde edilir? Yazan: Abidin Dav'er Ajanslann, Amerıkanın bir sıcak dal'ası ile kavrulduğunu ve yüz bılmera kaç kijinin sıcaktan öldüğunu haber verdikleri gunlerde idi. Amerikaya davet Amerikan Büyük Elçiliği îstanbul Haberler Bürosunun müdurü, pck nazık bir rat olan Mr. Kervın idarehaneye gelerek Amerika Dış Işleri Bakanllğı ile Millî Sıvunma Bakanbğının müjtereken, NATO mılletleri gazetecileri için Amerikada 20 gunlük bir tetkik »eyahati tertıb ettıklerinl ve Türkiyeden de benım davet edıldiğımi söyledi. Eğer, dedinı, bu davet Cumhuriyet gazetesinın bir muharTİri içın ıse ben Amerikayı gordüm; 1942 de orada ıki ay kaldım; her tarafını gezdim. Yerıme Amerikayı görmemis başka bir arkadafin seçılmesı daha iyi olur, Hayır, jahsan sizi davet etmek Için emir aldım. Siz gıtmezseniz başka bir arakadaşınızı gönderemeyiz. Cebinden bir Washington telgrafı çıkardı. Bu telgrafta ismen benim davet edildığimi gordüm. Bıraz düşüneyim, ıkı gün sonra cevab veririm, dedim. Seyahat için koştuçum iki şart Iki gün sonra Mr. Kervın geldi Cevabımı öğrenmek istedi. Giderim amma iki }artla, dedım; yanırruza mükemmel fransızca bılen bir Amerikalı verilmeai; elime ilk seyahatımde olduğu gibi günde 8 dolar verilerek yol masraflanmızdan başka her türlü masrahn tarafımdan yapılması gibi acayib Amerikan usulü yerine bana 10 sent dahi verilmıyerek bütün ikamet ve yemek masraflanmın hükumetinizce tediyesi. Yani Ingüterede ve Türkiyedeki usulün tatbıkini isterım. Sonra ilâve ettim: Çünkü birinci seyahatimizde elımize günde 8 dolar veriliyor; tren ve uçak ücretleri müstesn» butün masraflarımızı bu 8 dolardan öduyorduk. 5 dalar otele verrfîince kalan üç dolarla sabah kahvaltısı, bğle yemeği, akşan yemegi ve diğer ufak tefek masraflarımızı ödemeğe 8 dolar yetiîmiyordu. Sizın bu usulünüz bana o sayahatt» tam 1100 dolara mal olmuş. bunun 500 dolannı memleketten güçlükle getırtmiştim. Bu, kanunt bir muldür. Bu defa bütün gazetecilere 10 dolar gündelık verilecektir. 2 dolar büyük bir fark teşkil etmez. Gazetelerde okuduğuma göre Amerikada hayat yüzde 190 kadar pahalanmış. Bu defa daha ııcuz otellerde yatırılacaksımz; yemekleriniz için de para sarfetmiyeceksiniz. Çünkü ekserıya NATO gazetecileri şerefine ziyafetler verilecektir. 10 dolann yetişeceğini umuyorum. Benım tereddüd ettiğiml görünce rıca ve ısrar etti: Şartlanmın biri kabul ediliyor Reddetmeyınız; aldığım emırde bılhassa sızin bu seyahate iştt:?kinizi temin etmem için ısrar etıliyor. Çünkü siz askerî mevzular •uzerinde yazı yazmakla tanmmış bir muharrirsiniz. Başka Türk arkadaş var mı? Var. Zaferden de bir arkadaşı sizınîe beraber davet ettık Mr. Kervin dedim; para raeselesi mühim degil; hükumetımizden de döviz rica ederim. 10 dolann yetışmedıği yerlerde cebimden eklerim. Fakat iyi fransızca bilen bır rehber verilmesi uzerinde kat'iyen ısrar ediyorum. Geçen defa bıze refakate memıır edılan ihtiyar ve çenesi düşük gazeteci ingilizceden başka bir kelime bile bilmıyordu. Kafası da pek i?lemiyordu. Bereket versin ki kafılemizde AmeT.kada gazetecilik tahsil etani} 3 arkadaş vardı. Onların yardımı lle Hüseyin Cahid Yalçın ile ben bize bol bol vcrılen izahatı anlamak imkinını bu duk. O zaman da Amerikaıun Ankara ve £ıondra Büyük Elçileri refakatimıze fransızca, hattâ türkçe bilen mıhmandarlar verileceğini sövlemişlerdi. Sonradan bu vaid unutuldu. Bu defa da gene öyle olursa NewYork'tan dönerim .Darılmaca yok, dedim. Pasaport vizesi almak için âhiret sualleri Bir iki gün sonra, pasaportun vize muamelesmi yaptırmak üzere, Amerikan konsoloshan«sine gittığım zaman Mr. Kervin, dığer NATO gazetecileri arasmda da, az veya hiç ingib'zce bilmiyenler bu lunduğu için mutiaka fransızca bilen bir mihmandarın kafilemizi eez dıreceği hakkmda kat'î maiumat ald'ğını sövledi. Amerikada müthis sıcaklar olduğu ve ölenler bulunduğu hakkııtda gazetelerde gene ajans haberleri •ardı. Gülerek: Mr. Kervin dedim: acaba beni sıcaktan öldurmek ve bu suretle Amerikadan daha fazla yardım ıstediğim için beni harcamak mı istiyorsunuz'' Siz gıdinceye kadar haziran ayındaki bu anormal sıcak dalgası geçer ve Amerikada görüştüğünüz gazeteri'ere ve hükumet adamlarına Türkiyeve daha fazla yardım yapılması volundaki davanızı tekrar ederek memleketinize hizmet edtr•iniz i Amerikanın girij kapılarından biri: Hürriyet âbidesinin bulunduğu adada bir muhacir kafilesi Sayın Amerikan Haberler Bürosu Şefi zayıf tarafımı bulmustu. Haydi hayırlısı dedim, lutfen vize muamelesini yapınız. Konsoloshanede, çok güzel türkçe konusan, güzel bir genc kız vardı. Arnavudköy Kolejinde kuçuk kızımla beraber okumuş ve aynı yıl diploma almıştı. O diploma toreninde nutuk çekmek vazıfesi bana venlmiş olduğu için beni tanıyordu. Türkiveye yerleşmis bir Macar kıza idi. Masasının başına oturduk Önüme üç tane matbu ingılızce kâğıd koyarak: Bunlan doldurunuz. dedi Bu üç kâğıdda bir süru sual vardı Pek anlıyamadığım kısımlarını arkada$ım Haluk Durukalın ve genc kızın yardımile doldurub ımza'.adım. Bu kâğıdlar bir ahret sua'i gibi idi. Bir zamanlar Bcledıye Neşrıyat ve İstatistik Müdurü iken doldurduğum, memurların mal bevannamesı gibi butun mal ve men=dıme vaıın Arkav Sa. 6, Su. 4 te Olimpiyadlara katılan Arjantin sporculan. Eva Peron'nn ölüm haberi uzerine Olimphad koyu bahçesinin alelâcele kilise haline sokulan bir köşesinde tertib edilen ruhanî âjin esnasında Arjantin diktatöru, General PeGülerek onlara cevab verdi: ron'un muavmi ve karısı, Eva Katerina rolü karaktcrime Peron öldü. Mısırın meşruti hüuymuyor, ileride muvaffak olacakümdarı Kral Faruk, tahtından ğım bir rol vardır. O zaman beni indirildi. Çıkan ayın son haftat a k d ı r sında bütün dünyayı mefgnl eden, bu iki hâdisenın akisleri hâgeçirdığı ve binbir zorluğa ta'â devam ediyor. Guze! ve sançın hammu. etmek mecburiyetınde Madam Peron'un şımdı önünden bulunduğu, hayatına alıştı. 1939 milyonlarca insan geçıyor. Birbida memlekette bir zelzeie olmuş. rıni çijnıyor, ilk günde bu izditahribatı da pek büyük görülmüşhamdan ölenlerın sayısı ikisi ge(ü. Her tarafta para toplanıyordu. neral olmak üzere sekizi geçiyor. Bu felâket! hafifletmek için terİri yapılı, siyah gozlüklü, kıvrık tıb edilen konserlerden birinde bıyıkh Kral Faruk ise çok genc guzel »esıle o da bu yardıma kojve guzel zevcesi Neriman ve yemusru. Burada bir albayla tanıştı. dı aylık oğlu kral namzedi FuadBu genc subay henuz vefat etmış la ve bir duzüne uşak ve hizmetçi kansınm kederinı geçinnek üzei'e İtalyanın cenubunda sevimh re izinlı gittiğı Avrupadan henüz Kaprı adasında her zamanki gıbı dönmüştü. Yarıda kalan bir yuvaşamağa hazırlanıyor. Yalnız bır vayı tekrar kurmak arzusunda farkla. arkas.nda bıraktığı Mısıridi. Konserde ses'ni beğendiği, da, halk çı.gınca seviniyor, ondan güze'liğinl takdır ettıği genc Eva kurtuiriuklanna adeta bayram ile sevişti. Bu dpstluk bır kaç yıl yapıyor. Bu iki basit gorunen artan bu hızla yurüdü. Bir hükugunlük hâdısede insanı duşünmet darbesi albayı pek genc yaşduren, durduran bır takım hakıta general yaptı. Aynı zamanda kstler var. Savunma ve İşçiler Bakanı oldu. Sevgilisi ve kendısi işçilerin her Eva, bir diktatörün yardımcısı turlü hak ve ;htiyaclarmı elbıridi. Tam 7 sene, nüfusu 18 mılSabık Kral Faruk, eşi ve çoruklan sığımlıklan Capri adasında liğile halletmeğe çalıştı'.ar. Kenyona varan bir memlekette, mutlak b.r hâkim vetm mümessıli geçırmek ıstememiş, büyük bir ı kânlarda tezgâhtarlıktan, barlar dılerini pek çabuk sevdirdder. Fa idi. Kocası General Peron ile be heyccanla iş'erine sanlmıştı. İş(e da, kafe şantanlarda artistlığe kat pek az sonra hükumet devraber her türlu mesulivetı p*y bu heyecan ve bu hız, onu pek kadar bir çok mesleklerı denedı. rildı. General de hapishanenm îaşmıştı. Ikisıni beklıyen mukad Benc yaşında meşhur yaptı. Şoh Sonra da fıgüranhktan başlıyarak yolunu tuttu. Fakat güzel Eva derat aynı idi. Fakat halk kutle retı yalnız Ariantın içınde kalma | sinema sanatkârhğına kadar yük sevgilisini bu menfada yatnız bılerinin içine girmesinî, onıarın dı. Onun sınıtlarını aşarak dün seldi. Artık genc bir kızdı. Stüd rakmadı. İşçi'sr beş altı ay sonra kalblerinı kazanmasını, onların va çspında bır insan sıfatıle tan yodardan birı kendisine Çariçe mukabıl bir ihtılâl'e hükumeti deruhları uzerinde bir hnkımıyet he geçtı. Katerına rolünü teklif etmişti. virip ış başına gelince, general kurmasını bıldı. Arkas.r. 'an bu1919 da küçük bır köyde fakir Kabul etti. Hattâ filmın çevrilme menf?=mdan çıktı. 1944 de Eva ile tun bır milletı surüklıyen, ağla hır çiftçi ai'esinin kızı Amerikan evlendi. olarak sınde hazır bulunan tan, uğrunda her turlü fedakâr dünyaya gelmiştı. 14 yaşma ka kumpanyaiarının mütehassıslan Karıkoca hummalı bir çalışma lığa hazır bulunmağa sevkeden bu dar, hayat;nın güç yıllarını ge Kendisine: iie cumhur başkanlığı namzedliği kadın, henuz 33 yaşında ıken, 7 çird ği bu kasfbadan ış bulmak Çariçe Katerina'da muvaf için uğraştılar. senelık bir hizmetın mukâfatını için. biiyuk ^chır ere gitmek zo fak olamıyorsunuz, Hollywood'a raştılar. Fakır haîka gösterdikleri top'.uyoHu Sanki çabuk oleceğı runda kaldı (Buenos Aıres) e gelseniz küçük rollerden başlasa alâk=ı, işç'lerın de"il°rile meşgul nı bı'.i' ormuş gibi hayatınm he goldi. Sanşındı, guzeld', üstelik nız, belkı bır şöhret tesis edersi olmada eMe ettıklerı muvaffakımen tek saatini, bir giınunü boş z=kı ve becenk i ıdı. Kuçük duk niz! demişlerdi. Arkası Sa. 6. Su. 5 te Merakîı Eahisler > GürültU ile mücadele için yapılan 7500 tecrübe B'iKin ilmî aıa5h>fnalara rağmen henuz ypkınr'an gelen hafif bır gurültünün mü. yoksa u?aktan gelen biiviık bir eürültnnün mü insanı daha çok rahatsız cttiöı kesin olarak be'u lı'pmpmt~tır Fak:ıt tayyaıpleıin vapu r !ann. otomnbil ve fabrıkalarm mumkun mertebe sessizce çahşm?sını sağlamağa uğvaşanlann. her şeyden once bundan haberdr olmalan gerekmektedır. Lâkin bu öyle ko'.avca halledılecek bir mfs^le değildır. Uzun çalışma'srla. muhtelif tonlardaki seslerin bir çok insan'.ar uzerindeki te^ırıni incelrmek lâzımdır Haien Inaılteredekı Teddmgton îâboıatuvarı işte bu ışle me=culdur. Şımr'ive ksdar Teddinston mües?p';'";inin en ufak memurundan tut ın da, cn vü'csek elemanlarına kadar. knlabalık bir grup uzerinde •nuhtelıf aiirultulerin teîirini ölçebilmek için, 7500 tecrübe vapılmıştır. Ö\le olduğu halde elde edilen netıceler gene de tatmınkâr değildir. Yeaâne kavda değer nokta. tecrübeler esnasında gürültü husule getirrr.ek icin sarfedılen kuvvetin, onun insanlar uzerindpki tesirinden çok daha buyük olduğudur. Bu vaziyete gore âlımler büyük bir merdiven kurup. her basamağınm bir tarafma gürultünün derecesini, bir tarafına da ferdler üzerindeki tesirini yazmalan lâzım gelmektedir. Bu tesir, mümkün mertebe kalabalık bir kütle üzerindeki tecrübelerin neticesi olmalıdır. Mer dıvenın en altma, insanı en az rahatsız etmesme raSmen. meydana getırmek için en çok kuvvet sarfedılen gürultüyü, en üstüne de en yıpratıcı gurültuyü yazmak icab eder. Meselâ muayyen bir fasıla ile damlayan bir su sesı, bazan bir tayI yare motorünün sesinden daha tahriş edici olur. Halbuki tayyarenin motoninü işlctmek için gereken 1 kuvvetle, suyu damla damla alutmanın. muknyese edilemiyecek kadar a> rı ayrı enerjiler olduğu muh^kkaktır, Bıieinler. tecrübe ettikleri insanlaıın aksu'âmelierine istın^Hen otomobil k'âksonunun en nahoş sesi le^kil ettıği k?naatme varmışlardır. Hattâ tam bır sukuta sıfır ve en tahamnıulfeı^a gürültuye de 120 rakamlnn veıılse, altı metrchk bır mesafeden dahi k'âkson sesinin bu ölçüde 110 numara alacağını soyiemişlerdir. Şuphesız Teddington lâboratuvarının bu tecrubelerı büyuk münakaşalaıa yol açacaktır. Çunkü bugüne k?rlqr. bılâıstısna butun âlımler insan hislerinın olçulebıleceğı iddiasını kat'ıvetle reddetmışlerdır. Hele hislere dereceler vermenın busbütun abes olduğu kanaatmdeydıler. Maamahif busünku tecrübeleri yapanların şayam itimad şahıslar oluşu. tecrübelerini büyük bir kütle uzerinde müthiş bir titızlıkle vapmalan. ve bilhassa ilim sahasmda ileri gelen mevkıler işgal etmeleri sözlerinin büsbütün yabana atılmasma mâni olmaktadır. Kim bi'ir belki de bu cahşmalar sayesınde ileride şimdikinden farklı, nahoş olmıyan. üısanı urkütmiyen bir klâkson sistemi veya çıt çıkarmıyan tajyareler yapılacaktır, S. Y. PMtytt ki Al malın iyisini cekmezsin kaygısını Tarçın Karabiber BeyazbiberK/rmızib/ber YenibaharKimyon ZencefllS*!ep £§ ve rakip kabul etmez. PAFfTAR . s r i v/t 4 K" n r 11>
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle