Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
15 Mayıs 1952 O N II A O E BtR DAKlKAî İngiltereye giden Törk iktisad heyetf İnfabaları: Londra 14 (Nafen) İkinci Dünya Harbinden biraz evvel hazırlanmış ve harb dolayısile bir yana bırakılmış olan Londra ile İstanbul arasmda, Avrupayı kateden yol inşaatı plânlan yenıden ele alınacaktır. Bu proje gelecek hafta 62 memleketin iştirakile cereyan edecek Beynelmilel Turing Birliğinin konferansında görüşülecektır. Bu konferansta Türkiyeyi. Türkiye Turing ve Otomobil Kulübü başkam Refid Saffet Atabinen temsil edecektir. Konferans 19 mayıstan 22 mayısa kadar devam edecektir. Londra İstanbul Avrupa Tediye Orman yolunun inşası Birliğinin raporu yangmlan Nisan ayı içinde alacaklı duruma geçen devletler arasında Türkiye de var Paris 13 (A.P.) Avnıpa Tediye Birliği tarafından neşredilen raporda belirtildığine göre, mart ayında Avrupa devletlerile ticaretınde 29.500.000 doiarlık bir pasıf bakiye vermiş olan Fransa bu defa 2,700,000 dolar alacaklı duruma geçmıştir. Avrupa Tediye Birliğinin (EPU) hesabları, halen «hesab üniteleri» ' İhtiyat tedbiri İsmet İnönü Samsun nutkunda, iküdarca basma yapılan baskıdan bahsederken, maddi tazyikler (yani malum, resmi ilânlar meselesi) karşt«nda siyasî jikir (!) ve kanaat (!) değiştiren ğazeteleri âdeta mazur gösterir şekilde konuşuyor. Bızim bu çeşid ahşverişe aklımız ermez. Yoksa sayın muhalefet lideri •günün birinde tekrar iktidara gelirsem onlart belki gene kulla.nınm» diye mi düşündu? D. N. 2000 yıl öncesi bir arada! Yazan: Süreyya ağaoğlu Pakistandan sonra Hindistan hükumetinin davetlisi olarak Irakll delegelerle beraber Delhiye hareket ettik. Tayyareden bizi karşılamağa sefaret müsteşan ve başkâtib, Irak sefareti erkânı, Hindistan Kadın Cemiyeti Reisi Eayan Havva Sen ve Hind hariciyesi memurlarından biri gelmisti. Bu memur bizim rehberimiz idi. Dclhi'ye vardığımızdan üç saat sonra bizi Reisi Cumhur kabul etti. Gandi'nin büyük dostu olan bu eski avukat bizi Hind usulü selâmı ile selâmladı. Hind usulü selâm iki elin birleştirilerek niyaz eder şekil almasıdır. Insan bu selâmı verirken ister istemez sakin bir hal alıyor. Burada da program başladı. Bu sefer konferans programı değil ziyaret ve ziyafet programı. Bizden bir kaç gün evvel Türk gazetecilerini yolcu etmişler bu defa bizi ağırladılar. Reisicumhurdan sonra Başvekil, Hariciye müsteşan, Madarae Pandit bizi davet ettiler. Baş vekilin ziyafetinde Irak sefaretının bütün erkânı davetli olduğu halde bizim müsteşanmız yoktu. Her yerde olduğu gibi tabü ne Pakistanda, ne de Hindistanda temsil edilmiyorur. Pakistanda bir sefir ve bir de başk&tib, Hindistanda da bir müstegar, bir başkâtib, bir de ticaret ataşesi var. Pakistanda kançilarya bir otelde. Hindistanda ise sefaret bir otelin iki odasında. Bizi hiç Unımıyorlar, nasıl tanısınlar ki, bir sefaretimiz bile yok. Buna mukabil bir Irak sefiri gördük kı Reisitrumhurun evinde kendi evi gibi hareket ediyor. Başvekil kansmın kouna giriyor ve ona ilk ismi ile hitab ediyor. Bizim için oğle \emekleri veriyor, gazetecileri topluyor. Bu sefire ve kansına meftun oldum. İkisi de aslen Türk ve mükemmel türkç* konuşuyorlar. Bunan takdir ederken benim ve arkadaşlanmın yürekleri sızladı Tvi emsil edilmeme yüzunden bazı üşküllerimiz de oldu. Hindistan bir âlem. însen burada hem yirmi birinci asrı, hem iki bin sene evvelmi beraber go. rüyor. Orada da Pakistanda olduğu gibi çok iyi tahsil gormüş insanlar, bilhassa kadlnlar gördük. Sıhhiye Vekıli kadın. Hariciyenın Yakınşark Dairesi Reisi ka^ın Sefîr kadın. Hulâsa her iş başmda kadın var. Ama diğer taraîtan Hındli erkek ıstediği kadar evienir. Kadın boşanamaz. Dul kadın hayattan çekilir. O kadar ki muhacirler için kurulan yeni köyler meyanında yalnız kadınlar köyü de r. Burada, kocasmı kaybetmiş dul kadınlar ve babasız çocuk doğuran anneîer yaşarlar. Yakm Z3" manlara kadar Hindliler kocası ölen kadını ölü ile birlike yakarlardı. Kadın gerçi şimdi yanmıyor, fakat yeni hayat kurmak hakkı yoktur. Gerçi kaası ilerlemış tabaka buna ehem> miyet vermiyor, fakat yüzde dok. san beşi cahil olan halk, kadma ikinci bir hayat kurmak hakkmı tanımıyor. Bu köylerde bu kadınar için küçük evler yapılmış, çaışma atelyeleri ve çocuklara mekteb, kreş açılmış ve bütün bu işlerin yapılması ile de kadın teşekkülleri meşgul oluyorlar. Yeni Delhi dünyanm en güzel 20 nci asırla Bir yı] içinde 5 milyon 754 bin küsur ağaç yandı üzerinden yapılmaktadır ki bunlar altın Amerikan doları olarak ele alınmaktadır. Nisan ayı içinde alacaklı duruma geçen diğer devletler şunlardır: (Rakamlar dolar ifade etmektedırler) Türkiye: 5,600,000 Norveç: 3,800,000 nıı.HMimıılır4lll!l!IIIHII)IIHI0miinilllllin!IIIIIM!UlllUHinıu 19 çocuk babasına dair Meclise verilen önerge Kıbrısa gitmek istiyen Yunanh işçilere vize verilmedi Atina, 14 (A.P.) 25 mayısta Lefkoşada açıiacak olan Kıbrısh'.ar konferansma gitmek ıstıyen bir Yunan işçi delegasyonuna buradakı İngiliz konsolosluğu vize vermemiştir. Delegasyona Yunan İşçi Konfederasyonu Genel Sekreteri Fotioe Makr.s başkanlık edecekti. İşçi Konfederasyonu tarafmdan bildiriidığme göre, İngiliz konsolosluğu, heyete, Kıbrısın Yunanistana verilmesi hakkmda hıç bir meseleye temas etmedıkleri takdirde, vize vereceğini ileri sürmüştür. Aynı heyete geçen yıl eyiul ayında da ayru sebeblerle vize verilmemişti. O zaman Kıbrıs makamlan konferansı toplamaktan tamamen vazgeçmeğe mecbur kalmışlardı. Amerikanın Ortadoğu tnütehassısı Türkiyeye geliyor Tahran, 14 (T.HA.) Birleşik Amerikanın Ortaşark mütehassısı Mr. Bayord. bugün Suudî Arabıstandan Tahrana gelmiştir. Mr. Bayord, bugün İran Şahı tarafından kabul edilmiştir. Mütehassıs, İranda iki gün kalacak, Iraka. Suriyeye ve Lübnana yapacağı ziyaretlerden sonra bu aym 20 saıde Türkiyeye gidecek Ankara, 14 (Telefonla) Bugünkü Meciıs gündemındeki 4 sözlü sorudan biri düşmüş, ikisı tâıik edılmış, dördüncüsü Ulaştırma, Millî Eğıtim ve Malıye Bakanları tarafmdan cevablandırılmjşfcr. Soru sahibi Ali İhsan Sâbıs, Devlet Demiryollarından malulen ayrılan 19 çocuklu İbrahıra Yalımtaşa bir yardım yapılmasına mütedairdi. Ulaştırma Bakanı: «Bu arkadaş teşevvüşü aklîden rahatsızlanmış ve o yüzden çıkmış olduğundan keödisine D. Demıryollarmda herhangi bir vazife verilmesi mümkün değildir» dedi. Millî Eğitim Bakanı, devlet hesabma yatıh mektebe talebe alınırken çok çocuklu veya az çoBir genc, kızkardeşini cukıu aıle esasına göre değıl, imkazaen öldürdü tihanlardaki başarıya göre hareket edildığinı, kazananlar içinde fakSıvas. 14 (T.H.A) Halen asrühali olanların tercıh edıldiğıni ker oiup, izinli olarak şehrimıze beyan etti. gelen Seyfeddın ısımlı bir genc, eSoruda bahsedilen 19 çocuğun vinde tabancasmı temizlerken. tayaşian ve tahsil kademeleri hak banca birdenbire ateş almış ve çıkında bilgi verilmediğıne göre, da kan kurşun Seyfeddinin kızkardeşi ha fazla izahatta bulunmadı. Ma Halimeye isabet etmıştir. Halime, liye Bakanı Hasan Polatkan, D. De aldığı yaranın tesiri ile biraz sonmiryollanndan mululen emekliye ra ölmüştür. aynlan Ibrahim Yalımtaşm ayhğı Çekoslovakya ve Polonyanı muntazaman almakta olduğunu, da temizlik başlıyor söyledi. Alı Ihsan Sâbıs, kürsüye geierek, Viyana 14 (Nafen) Buraya gesoruyu gazetede okuduğu bir hava len raporlara göre, Çekoslovakyada dis üzerine verdiğini kaydetti: komünıst gazete ve dergiler arasın«Haydarpaşadan buraya gelip, ga da şiddetli bir tasfiye hareketi başzetelere başvurduğuna göre, büslamıştır. Bir çok günlük gazetelere bütün budala değildir. Maksadım, milis kuvvetlerinin baskmlar yapsosyal bir yardım teminidir.» detıklan ve bazı muharrirlerin de tevdi. kif edildıkleri öğrenilmiştır. Bundan sonra, Arif Hıkmet Pamukoğlunun, tasfiye edden hariOrmancılık kcngresinîn ciye memurlarına dair kanun tekçalışmalan lifi uzun münakaşalardan sonra komisyona havale edildi. Akdeniz memleketleri ormancıtir. lık kongresi dün de Tıb Fakultesi toplanarak Fransanın Ortaşark Büyük profesorltr salonunda etmiştır. çalışmalanna devam Öğleden evveiki oturumda muhElçileri Ankarada telif komisyon seçimleri yapılmış toplanıyorlar ve Akdeniz ıklm mıntakasını oParis 14 (T.HA.) Fransanın kaliptüs ile ağaçlandırma mevzuu Ortajark buyük elçileri bu ayın göruşülmüştür. içinde Ankarada bir konferans akÖğleden sonra saat 16.30 dan itidedeceklerdir. baren komisyonlar çahşmağa başFrantız Ortaşark elçilerinin ya lamışlar ve mesaileri 19.30 a kadar paraklan bu toplantıda, Ortaşark devam etmiştir. meselelerıni gözden geçirecekleri Akdeniz memleketleri ormaneıve bu mıntakada takib edilmesi lâ lık kongresi 17 mayıs cumartesi güzım gelen siyasetin esaslarını tes nüne kadar devam edecektir. bit edecekleri bildirilmektedır. Uşakta bir kaçak rakı Bu konferans, Kahiredeki Fransız büyiık elçisinin riyasetinde topimalâthanesi basıldı lanacak ve 3 gün devam edecektir. Uşak 14 (Anka) İlçemizın Sivaslı bucağınm Konak mahallesinde Hastalık sigortası ikamet eden İzzet Keleş adında biAnkara 14 (T.H.A.) Memle risinin kaçak rakı imal ettiği haketimizde ilk defa olarak bir sağlık ber alınmıştır. Jandarmalar tarafınsigortası kurulması kararlaştırıl dan anî olarak yapılan bir aramada nvştır. kaçak rakı imaline elverişli âlet ve Sağlık Bakanlığınca, bu hususta malzeme ile külliyetli miktarda rakı icab eden tetkiklere başlanılmış ele geçirilmiştir. Sanık İzzet Keleş bulunulmaktadır. Memleketimizin adalete teslim edilmiştir. tekmil hususiyetlerı gözönünde tutularak muvakkat bir statü hazırDemiryollan nakliyat lanacaktır. kanunu Sağlık sigortası bilhassa işçi ve Ankara 14 (T.HA.) Demirmemur smıflarını genış ölçüde içine alacak olan Adana, Ankara, yollan idaresinin halkla olan müİstanbul şehirlerinde bir tecrübe nasebetlerini tayin ve tanzim etdevresini müteakıb, netice müsbet mek maksadile hazırlanmış olan clduğu takdirde bütün yurda teş Demiryolları nakliyat kanunu B. M. Meclisine sevkedilmiştir. mil edilecektir. «CUMHURİYET» in Tefrikası: Ankara, 14 (Telefonla) Strazburg'ta Avrupa Konseyuıe iştirak edecek milletvekilleri bugünkü Mecliste seçildi. Tasnif neticesaıde Ankara, 14 (T.HA.) Mülî E D. Partiden Suad Hayri Ürgüplü, ğıtım Bakanlığı, İzmirde bir mu Hayreddm Erkmen, Feridun Erkin, siki okulu açmağa karar vermiş Cihad Baban, Zeyyad Ebüzziya ve tir. Bunun için gerekli hazırlıkla Zeyyad Mandalincinin, Halk Partira başlanmış ve lüzumlu tahsisat sınden Rıza Ertem ve Hüseyin aynlmıştır. Okulun önümüzdeki Cahid Yalçının, bağımsız adaylar aders yılında faaliyete geçmesıne çaı rasmdan Nadir Nadınin seçildikleri I hşılacaktır. | anlaşıldı. Ankara 14 (T.HA.) Ögili makamlardan verilen malumata göre, 1949 yılından 1950 yılına kadar memlekette 7323 orman yangını olmuş ve bu yangında 5 milyon 754 bin 916 ağac yanmıştır. I 1950 den 1952 nin mart ayma kadar ise, gene bütün memlekette 1615 yangın olmuş ve 957 bin 444 ağac yanmıştır. Bu suretle, son dört sene içinde vukubulan orman yangmlan neticesinde 88 milyon 640 bin 243 liralık bir zarar kaydedilmiştir. Strazbourg'a gidecek milletvekilleri seçildi İzmirde bir musiki okulu açılacak İngiltere Dış Işleri Bakanlığı bir Türk iktisad heyetini Ingilterede tetkiklerde bulunmaya davet etmiştir. Muhtelif Bakanhklar ve d e v let teşekkülleri temsılci'erinden mürekkeb heyette gazeteci olarak arkadaşımız Ömer Sami Coşar da refakat etmektedir. Heyet dün sabah yola çıkmıştır. Resmimiz, heyet azalannı hareketten önee göster mektedir. Eylulde yapılacak ara seçimleri hazırhklan başladı Ankara 14 (Anka) Adalet Bakanlığı eylul ayında yapılacak ara seçimleri için şimdiden hazırlıklara başlamışür. Bakanlık, seçim kurullarının lüzum göstermekte olduklan evrak ve zarflan ve diğer malzemeyi peyderpey illere göndermeğe başlamıştır. Halen Denizli, M alatya, Trabzon ve Konyada olmak üzere dört milletvekilliği münhal bulunmaktadır. Yapılacak seçim halk efkânnın temayülü bakımından çok önemli telâkki edilmektedir. Bu ikinci ara seçimleri siyasî partilerin gelişmesini gösterecektir. SÜMERBANK Ikramiye Köşkü Amerikanın dev yolcu gemisi tecrübelerine başladı «United States» is.mli yolcu gemısinden, 14 (A.P.) İngilterenin Queen Mary ve Queen Elizabeth lüks yolcu gemilerile rekabet edecek olan yeni inşa edilmiş 52 bin tonluk «United Statesı lüks transatlantiği Atlantîkte iki gün sürecek tecrübe seyırlerine başlamıştır. 72.000.000 dolara mal olan bu gemiyi inşa eden firma bunun halen Queen Mary'de bulunan sürat rekorunu kıracağma muhakkak nazarile bakmaktadır. New Port News gemi inşa tezgâhlarına mensub şahsiyetler sürat tecrübelerinin netioelerinin gizli tutulacağıru ve halen gemide bulunan gazete ve ajans muhabirlerine telsiz çekmek hakkı verilmiyeceğini bildirmişlerdir. Milletleraran Basm Enstttüsü kongresi Paris 14 (A.P.) Milletleraras basın enstitüsünün bugün burada yapılan genel kongrasine 23 millete mensub 100 kadar başmuhamr ve gazeteci iştirak etmiştir. Bugünkü celsede, Amerikan ve yabancı gazetecilerin isbirliği bususunda muhtelif memleketlerdeki gazetelere gönderünveleri ve bu suretle bir gazeteciler mübadelesi yapüması için Amerika Dış İşleri Bakanlığınuı tertib ettiği programın tatbik edilip edilmemesi meselesi müzakere edilmiştir. İki İsveçli gazeteci tarafından desteklenen Chicago Daily gazetesinden Basil Walters, milletlerarası gazetecilik enstitüsünün herhangi bir devletin müdahalesinden masun kalması lâzım geldiği tezini ileri sürmüj ve Amerika Dış Işleri Bakanlığı programırun tatbik edilmemesini istemişlerdir. Bundan sonra bu iş İçin aday gösterilecek gazetecilerin tesbiti meselesi müzakere edilirken Vatan gazetesi başmuharriri Ahmed Emin Yalman, Le Parisien Iibere'den Claude Beelanger ve Rangoonda çıkan «The Nation» gazetesinden Law Yone Basil Walters'le münakaşa ederek bu adaylann başmuharrirler birliği tarafmdan seçilmesi fikrini üeri sürmüşlerdir. tngilterede ilk atom tecrübesi bu yıl sonunda yapılacak Londra, 14 (A.P.) Resmen bildirıldiğine göre İngiltere, ilk atom tecrübesini bu yılm sonlarma doğru Avustralyada yapacakür. Tecrübe, Avustralyada gayri mes kun bulunan Monte Bello adasında yapılacaktır. Tecrübenin tarihi ve buna dair diğer teferruat giziı tutulacaktır. İlk İngiliz atom bombasının patlatılması tecrübesine ingiliz donanmasından bazı birlikler de iştırak edeceklerdır. Eisenhower bugün Londraya gidiyor Paris 14 (R ) General Eisenhower veda ziyaretlerinde bulunmak üzere yarm Londraya gidecek tir General bu ziyareti esnasında Kraliçe Elızabeth tarafmdan da kabul edilecektir. KÜÇÜK SAHNE'de FARELER ve İNSANLAR SON HAFTA 20 Mayıs Salıya kadar Her akşam son 3 sıra talebeler için ucuz fiatla. Tarabyada denizin 150 metre yakınında asfalt 150 lira üzerinde bulunan bu köşkün bir katı açtıracağınız lık bir hesabla sizin olabilir acele ediniz. SÜMERBANK ARI: PKOF. N İ M B I S UN MACERAJL Hayatla alâkam objektıf müşahedeler hududunu geçemez ve felsefî bir formülde sentezini bulmamış Hâdiselere de şüpheyie bakmayı bır ükir iffetı telâkki ederim. Hele, denıindenberı yaptığınız gibi, henüz vuku bulmamış hâdiseler hskkında b:r takım hükümler yürütmenin adına, bence, dense, dense, nihayet bir safsatalı paradoks denilebilir ki, insanı şaşırtmaktan veya güldürmekten başka bir şeye yaramaz. Halbuki sizin, bir saattir dinlemek tahammülünü gösterdiğimiz paradokslarınız doğrusunu söylemek lâzım gelırse bu güldüriicü vasfını bile haız değıldi. Sadece melodramatik ve aüokalıptikti. Hattâ biraz da Guigrjcl tiyatrosunun sayıklayımsı konuşrnalarını andırıyordu. Ne Gulyabani, ne zebani, ne şeytan, ne ecinni kaldı gözlerımız önüne getirip dolaştırmadığınız. F.ğer, bu kötü tethiş edebiyatını, karım şakaya alarak, ben gülümsiye rek dinledikse bu, sırf size karşı olan dostluğumuzdan. sevgimiz dendır. Zira, o da ben de biliyoruz ki, bir sürü siyasî polemıklerle gerilen, hırpalanan sinirleriniz, size artık objektıf bır tarzda konuşmak imkânını vermez olmuştur. Çoktanberi, âdeta, bir barikadın arkasından yum ruk sıkan, taş savuran, küfür eden bir kimse halinde görüyorum sızi. Herkesi kendmize düşman sanıyorsunuz, ve işin asıl en fenası, bir takım serseri, süflî sokak yobazlarında memleketi veya inkılâb nizamını kırıp geçırebilecek bir kudret tevehhüm ediyorsunuz. Bir adım daha: Yel değirmenlerıne dev sürüleri dıye hücuma kalkışacaksınız...» Ahmed Nazmi sözlerinin bu noktasına gelince biraz durakladı Çok ileri gittığıni hıssetmişti. Sesini alçaltıp yumuşatrrağa çabalıyarak: « Bununla beraber; dedi. En dişenızde sizi bir dereceye kadar haklı bulduğumu da itiraf et mek ısterim. Evet, bugün memleketın havasında sinsi bir irtica baskısı vardır Evet, düne kadar artık tamamile yerm dibine batıp gittiklerini sandığımız bir takım tekke ve medrese döküntülerinin hortlayıp sokaklarda el kol salhyarak dolaştıklarım görüyoruz. Bunların, fırsat buldukça, bazı vandalızm hareketlerinde bulunmak cür'etmi gösterdikleri de vâkidir. Fakat, bütün bunlar, nibayet bir kanun ve zabıta mevzuudur. Türk entellektüeline düşen vazife ise...» Fuad, birden, ayağa kalktı. Bütün vücudü hiddetten tırtir titrıyordu. Benzi sapsarı kesilmışti. Ahmed Nazminin kariüna doğru tereddüdle bir iki adım attı: « Müsaadenizle hanımefendi» dedi ve arkadaşına seıâm bue vermeksizin odadan dışan çıktı. Merdıverüerden öyle bır hızla iniyordu ki Ahmed Nazmi, arkasından güç yetişebildi: « Müsaade edin, müsaade edin; bende sizinle beraber çıkıyorum. Bıraz, hava almaga ihtiyacım var.» Her şeye rağmen, Fuadın böyle bir küskünlük ve kırgmlık içinde avrılıp gıtmcsıne gönlü razı değıldi. Ona karşı ışlediği kusuru, nefsine ağır gelecek bır tarziye pahasma bile olsa, mutlaka tamıre karar vermişti. Fuad odadan çıktığı sırada karısınm yüzünde belıren bır üzüntü ifadesi de onu böyle bir harekete 3evketmiş bulunuyordu İki arkadaş, sokakta, bir müddet, uzun bir müddet hiç konuşmaksızın yanyana yürüdüler. Etraf tek ve tenha idi ve karanhk ıssızlığın içinde bunların ıttıradsız ayak seslerinden başka bır şey işit.lmiyordu. Evler, sanki yıllardanberi kapıları, pencereleri açılmamış ve tarihî bir uykuya dalmış bir takım metruk binalar hissini vermekte idi. Bir kaç yüz adım gidildikten sonra bu binalar da seyrekleşıfıeğe ve boş sahalar brbirini takib etmeğe başladı. Ahmed Nazmi, Fuada: <t Çok hızlı yürüyorsunu.z Size yetişmek için âdeta koşmağa mecbur kalıyorum;» dedi ve gülerek ilâve etti: « Aramızda epeyce yaş farkı olduğunu unuttunuz galiba...» Gerçekten, iki arkadaş, âdeta birbirinı kovalarcasına yürüyorlardı. Fuad, Ahmed Nazminin bu sözüne, hattâ yürüyüşünü biraz yavaşlatmak suretile dahi bir mukabelede bulunmadı. Elinden gelseydi ve pek çocukca bir harekette bulunmaktan çekinmeseydi, ondan nerdeyse, koşarak uzaklaşıp kaçacaktı. Böylece, her ikisi de kan ter içinde bır müddet daha yürüdüler. Artık Horhorla Aksaray semtı arasmda tamamile hâlı biı sahanın ortasından geçmekte oldukları için önlerinı göremıyecek kadar zifirî bir karanhğa dalmışlardı. Ahmed Nazmi tekrar konuşmak teşebbüsünde bulunmak istiyordu ama, yüreği tükeniverecek diye korkuyordu. O derece soluk soluğa idi. buna rağmen gene kendını tutamayp kesık kesik söylenmeğe başladı: « Bu ne boşluk, ne ıssızlık ya Rabbım; diyordu. Bana öyle geliyor ki, İstanbul denilen şehirden yüzlerce kilometre uzaktayız ve bir çölün göbeğınde yollarını kaybetmiş iki sersenyız. Bir acayıb gariblik, bır tuhaf korku duyuyorum iç mde.. Sanki, ben hiç evime dönmıyecekmişim; sanki, siz evinıze hiç varamıyacakmışsmız gıbı bir endişe! Sanki, dünya burada bitmiş de biz...» Öksürüğe benzeyen bir gülüşle sesi kısıldı. Sonra, bir rüyada sayıklar gibi ilâve etti: « Sıfırla sonsuzluk,» «sıfır ve sonsuzluk ..» Evet, tam sıfıria sonsuzluğun ortasmdayız. Arthur Köstler'in eserine koyduğu bu başlığm manasını hiç, hiç b:r gün şu andaki kadar apaçık anlıyamamıştım. Gerçek. bir sıfırdan hareket edip bır sonsuzluğa, bir ucu bucağı yok sonsuzluğa doğru yol almakta değil miyiz? Ve şu bulunduğumuz noktada bizi bııbirimizden ayıran bütün axiumlar, halli imkânsız birer bılmece haline girmiştir.» Ahmed Nazmi, bunları bıraz da Fuadı güldürmek için söylüyordu galiba. Lâkin, Fuad birdenbire durmuş, bu sözlerden büsbütün Tüccar Derneğinin toplantısı Tuccar Derneğl aylık rrutad toplantı. sını djn saat 17 de Liman lokantasmda yapmıştir. ÖLÜM Toplantıda dnumüzdeki sene ır.eriyete girecek o!an Gumruk Kanunu hakkında kun Şehrimizinı Unınmış kumaç tücckrın. görusulmaş ve jimdıki tartılı terlfe esasının terkedilerek kıymet üzerinden dan giimrük sısteminın kabulu için Bakanlık CELÂLEDDİN TARAKÇIOĞLU nezdınde teşebbuste biılunulması takar muptelâ oldugu hast&lıktan sifayab ola. rar etmıştır. mıyarak 49 ya?ındi. hay&ti gorünü Bunun ıçiu de Ticaret Ou&sı. Sanayl yummujtur. Merhumun cen»zesi bugün Odası ve Tuccar Derneğı temsllcilerin. 15 mayıs 1952 persembe gunü oğle n&den mürekkeb bir komisyon kurulması. mazında Beyazıd eamii sertfinde nana karar verllmiftır. mazı kılınarak Edirnekapı ŞthldUJlne defnedllecektir. Maraul yerine ham deri ithali #** düşünülüyor Temyiz M»hkemesl ualıtındkn e . Deri sanajıcılerl fevkalâde bir topiap.tı yaparak mamul den İthali ır.esele mekll Çermlkll siru gorusmuslerdir. Sanayldler hancİSMAİL HAKKI ŞEN den harr. dert ithal edilerek burada Hakkın rahmetıne kavugmustur. Cena. işlend.ğı takdirde bun'.arın İthal malı zesi 15 mayıs 1952 tarlhine mus&dif derıden yuzde on bej kadar ucuza mal perşembe gucü öjl« naraAiinı mute*kıb clacağını üeri surmuşlerdir. Goztepe camli serıflr.âe c«naze m n u ı Fabrlka sahıbleri ayrıca mamul deri kılmdıktsn sonra Sahrayı Odıd kabrls. Ithallne devam edıldıği takdirde yerll tanına âefnedilccektlr. Cenabı Hak r»hsanayiın oleceğınl beyan ederek bu hu. met eyleyt. susta Bakanhkla temas etmek uzere Arkareva bır heyet göndermeğe karar *** vermışlerdir. Dul Bayan Şahllc Mazlumyan ve inı şehirlerinden biri; orada gördüğüm ları Fiml ve Valantin M»ılumy»n, e*l raeydanlan, caddeleri, hükumet bive pederleri olan nalannı hiç bir yerde görmedim. Bay VAHAN MAZLUMYAN Dünyanın en geniş meydanlan o(Yazmacı tuccan) an! olarmk vefatını teessurle blldlrirler. rada. O meydanın ortasrnda başıCen&ze meraslml yarınkl cuma 16 m* boş dolaşan öküz, mukaddes olan yıs saat U te Beyojlu Balıkpezar Üç öküz ve mayrauna her şey muHoran Ermsni kıll^eslnde icra oJuna. bahtır. Eski Delhi cadde'.eri başıcaktır. "•* Cenaze lev»zım»tçısı: K Celil boş öküzlerle doludur. Maymun, tarlalardan hububatı kopanr, aç oTel. 4274S ian halk bunu da hoş görür. Buna mukabil kendisinden olan elli milMEVLİD yon Hindli dokunulmaz telâkki edilir ve onlara dokunulmaz, bunKırk gun ewe! tUemiıi ve bu. lar en pis işleri yaparlar, herkes tun tanıysjnlan mateme sokarak ebediyen bizlerden »yrılan sevonlardan kaçar. Her ne kadar bügllı oğlumuz ve kayınbtraderimu yük Gandi, halkın bu itikadım bozmak için onlarla beraber yaşaRIZA BABİLA mış, onlara Allahın çocuklan isnm ve aılelenmlzln ahlrete lntimini takmış ve onlara mahsus ko« kal etmi; bütün taallukatımn ruhlarına lthaf elunmak uzere loniler kurmuş, her sahada çalısmayısır. on yedinci cumartesi gunü maiarına meydan vermiş ve onun başka bir sese kulak verır ve oğle namazım müteakıb Sultan. yolunu takib edenler de bu sahakaranhğın içinde bir şeyi keşfe ahmed euniinde mevlldi jerif da uğraşıyorlarsa da asırlann yerokunacağınd&n dostlanmızın ve çalışır gibi görünüyordu. Ahmed din kardeçlerımizden arzu edenleleştirmiş olduğu bu inancı kal» Nazmi de durdu ve geniş bir sorın tejriflerl rlca olunur. dırmak pek kolay oîmasa gerek. luk aldı. Ne o? İşte, onun kuPederi Huseyın Bedreddin Babila Müslüman Moğol padişahlan bu Enlştesi Cemal Nevrolcu laklarma da derinden derine bir farkı kaldırmağa uğraşmışlar, bir takım acayib sesler geliyor. Felçok parya, yani dokunulmaz İssefe profesörü bunu, evvelâ kenTEŞEKKÜR •lâm dinini kabul ederek dokudi kafasındaki herhangi bir asabî Senelerdenberi çekmekte olduğura ve nulmazhktan kurtulmuş ve Müsuğultuya hamletti. Fakat, bu, gundüzJerî çalışmama. gecelerı uyku lümanlık da bu şekilde Hindistantamamile bir uğultuya da benze larıma mânl olan, beni âdeta yatalak da yer tutmuş. Dokunulmazlar asıl bir hale getirip hayaümdan berdlren mıyordu. Sanki. biraz ötede uy basur memelerimi 3 dakika glbl bir za. yerli Hindlilerdir. Ariyenler Hinkuya dalmış bütün bir ev halkı manda ıstırabsız elektrıkle tedavi edıp distanı işgal edince yerli halka hep birden horulduyor veyahud bana tekrar hayatımı kazandıran Bey. köle, parya muamelesi etmişler. akla s:ğm:yacak kadar büyük bir oglu Sekban apartımanında fizik tedavi Onlan en kirli işlerde kullanmışlerı mutehissısı sa,yın ve değerli doktestere ile kocaman bır ağaç torum Nedb Dlnce minnet ve sükran lar ve bu devam etai'ş, gitmiş. Zaten Hindistanın en büyük problegövdesi bıçkılamyor gibiydi. larımı alenen blldlririm. 190 P. Alayı Adlt subayı Kd. Yzb. mi kastlar. âdetler. Sokaklarda Ahmed Nazmi, Fuadın kolunu Abdülkadir Yakut çırılçıplak insariar görürsümız. dürtup sordu: *** Bunla i aziz teiâkki ediyor.ar. bun« Siz de bir tuhaf uğultu Sevglli annemiz ve buyuğümüı lar içm dünya ne giymmeye, ne işitiyorsunuz, değil mi?» HÜSNİYE ÖZİZ'in yemeye, ne de içmeye değmez. Ne r Fuad, hışımlı bır dirsek ha ahatsızlığı sıra:uıda huznümüzü paybulurlarsa yerler, nerede olursa reketile Ahmed Nazminin elını laşarak. her b&kımdan büyuk zahmetler lktıham eden, vefatını müteakıb yatarlar, kimse kafasmı çe\ irip bak iterek: cenazpsıni ebedl istlrahatglhına kadar maz büe, tabıi bizim gib: yabancı. « Susunuz, rica ederim, de tokıb buyuran, gerek blzzat, ferekse lar müstesna. di ve ileriye doğru beş, on adım yazı ile tazlyette bulunan lutufkâr attı. Gene durdu. Dınledi. Son dostlarımıza aeılarımız rmrvacehesinde ayn ayrı arzına rr.uktedlr olamad'.ğımız Amerikanın Moskova ra, tekrar hızlı hızlı yürümeğe mlnnettarlıklarımızın lbUğına sa.yın başladı. Ahmed Nazmi de bir Cumhuriyet gazetesi sutunlarının U . Büyük Elçisi itimadnamemedium inkiyadile onu takib e vassutunu rica ederim. Aıle adına merhumun oğlu sini verdi diyordu. İki arkadaş böylelikle CelSl Hulusi Öziz Moskova 14 (A P ) Yeni Amebır eskı türbenin önüne geldıler. rika Büyük Elcifi Georae Kennan Şımdi. o sesler daha açık, daha 70 yaşındakı babamı ure zehrl ile belli bir halde işıtiliyordu. Fa zehirlenmiş prostat unı İle tedavlsl al bugün Kremlindp itimadnamesini kat, gene, ne olduğu neyi ifade tına alarak yaptıgı çok dlkkatll ve ha. verirken Sovyetler Yüksek Meclia zıkane amellyat sayesınde muhakkak ettığı anlaşılamıyordu. Bu, gnt bir olumden kurtaraıak blzlere bagış. Başkam Nikolayi Shvernik'e şunlan laktan çıkan bir takım kalın ve ls>an memlekettmizın idrar yollan oer söylemiştir. « Hukumetim iki memleket arasert harflerin birbirıle çatal'aş rahi ustadı çok kıymetlı opeT«t«r Dr. KEMAL ÇAĞLARa masından hâsıl olma bogık ve ve Ş15I1 Shhat Yurdunun »ayın idare sında şimdiye kadar halledilmemiş işleri nihaî olarak halletmek ve yeknasak bir hırıltı idi.. cilerıle doktor ve hemstrelenne seesuz normal işbirliğine başlamak niyeminnettarlığımızı arzederlz. Oilu. BozcMdah Ahmed Erdioç tindedir» 'A'kası var)