19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET ..•ar'" . 1955 Hitler'in aklî muva =haberlerl zenesi bozuluyor Yazan: Cheater Wılmet 6IINCN 1 M E V Z II L A R I [HEM NALINA MIHINA AwUnn*s majlâbjyeün4ea »Ü44et şanra, Ess üzprin HJUM, vaa Rundste4t'İ ve daha bagİu» generalleri tepl»»i|, aajara şöyln diyordu: a^ gazı bölgelerde, meselâ Matariştftnda ifler bizim hesabımıza belki iyi gitmiyor. Fakat, 4üs4nu» hej taraita iyi gitmesine imkân var nuî flbette baw yej?ler4e vazjye bizim »leyhimıze olaeak. «Purıjmua aleyhimi»» danmesj ne, 4ast san4ıklanmt*H» bıze iha n«t «tmesi sebeb el4ü V«kı|, bu yüj4fR hu4u41arımıı eskisiae nj* betje 4a?al4», fakst gene 4e A}» manyanın hiç bijr zaman germe4igj dereeede geniş bir hududu faa meeburiyetinde Maamafih, elimizde bugün bile muhakk»k ki düayaıun en kııvvetli ord.usu alan bir askeri kuvvet b.Ulun ujw.» Hitler bunlan söylerken yalnjz kara ordusunda yedi milyond^n fazla asker vardı. SS ve ,ubay kadrosu da buna ilâv» edilince karadaki kuvvetler 260 tümenj baluyordu ki bu sayı, 1940 Mayıs'ndakinjn iki rnjsü demekti. B,ü.tün bu kuvvet, yalru» Alman topraklarırun müdafaası için bir araya toplanacak olursa, düşman ordu.arına karşı uzun, hattâ sanunda za.ferle aeticeleHeoek bir mujıavtmet gösterilebilirdi. Haltmkj Hitlerin tüm^dtrj, A\manya hududlan dışına o kadar yayılmıştı ki ne doğuda, ne batıda derhal bir araya getirilip, 1940 da Frapsayı mağlub e4en, 1941 4e Rusyayı istilâ edea kakir bir kuvr vet haline konulamazdı. Bu durum, Almanyanın, işgal ettiği yerlcıi, her ne pahasma olursa olsun eiinde tutmak arzusundan ileri gelıyer4u. Bu tarzda hareket i*e Almanyanın galibiyetinden ziyade mağlubiyetini hajırlıyordu. Hitlerin inadı Hitlerin bunda ısrar ve inad edişi sadece gururdan ileri gelmiyordu. Führer aynı zamanda şöyle düşünüyordu: İngiliz ve Amsrikalılan «kayıdsız şartsız teslim» talebinde bulunmaktan vazgeçırmfck ihtimali henüz vardı. O da olmasa, belki Siegfried hattında durdurulabilirlerdi. O takdirde Almanya, nihayet Hitlerin ümidlarini tahakkuk ettirmeğe imkân verecek dereeede imal etmeğe başladıgı yeni ve üstün silâhlarla, Müttefıklere karşı genıs bir taarruza geçecekti ki a zaman elindeki uzak üslerdea ziyadesıle faydalanabilecekti. değildi ve esaşen, asker al4uğu için, siyasetle mefgul eıamazdı. Fakat, ordunun Nazi lıareketine uygun bir yol takib atnıesini istiyenlerin hepsınden ileri gitmi: Bir ikisi müstesna, askeri rüesanın hepsi, ordunun siyasetten uzak kaiması ana'nesine sadakatle bağlı idıler; Doniu ise, dananmaya ver4İğİ bir talırnatta göyle demijü: «BUtün subaylara, kendisinuı Kasyonal Şosyalıst idaresinde herkadar mes'ul görmesini tej^.ı zıhniyet a$ılanmali4'i subay, 4»v}eti t*m>ile4en un biri4ir.s Veni Alman denızaltılarını, ke 4isinin ünu4 ettiği kadar kısa bir mU44et »arfında hazırlayamamış olmasına rağmen, Hitler'in Dönıtz'e q}ao itimgdı «»mİJnanvşU. PilâkU, bu deniaaltılara ve onlarla beraber PoniU'e bağladığı ümi4 gün geçtikçe kuvvetleniyordu. Hitler, yeni silâhlarile ve bu arada denizaltılarla Müttefiklere şiddetli bir darbe indireceğine e kadar emindi ki hjç feir şeyi diisünmüyor ve tavsiypjerjni dinlememekte inad gosteriyordu. 3 Ocak 1945 günü Hitler'in karargâhında yapılan toplantıda DönjU, «Şperkel» aleti ile miıcelıhez yeni deaizaltılann Almanyay4 zaferi tenıjn edeceğini bütün taisılâ tile anlattı. Amiraün dediğine göre, «Bunlar üç sene önce Alman defliaalUlanniB faaliyetleFİne srn verilen sularda bile ve bilhassa îngilteFe sahillerı açılkannd,a» bı}yük başarılar sağlayacaklardı. Çünkü «Şnorkel» li deni?altılar suyurı altında gok uzun ml(ddet kalabilecekler ve gene suyun altında, saatte 15 fersah gibi muazzam bir süra'tle gideceklerdi. O toplantıda Dönitz, AJmanlann bu hazırlıklarına kar}i Müttefjklerin daha şimdiden mukabil tedbirler almağa başladıklarını da bildir di: Kuzey batı Abnanyadaki tersaneler bombardıman ediliyor, batı Baltık sularına mayin dökülüyordu. Bu durum karşısmda dpğu Baltık, Almanya için çok büyük bir ehemmiyet kazanmıştı. ?ira Müttefik hava kuvvetlerinin oraya kadar ulaşması daha zordu ve 0 bölgenin sulan daha (îerjn olduğu için dökülecek mayinler pek^S kadar tehlikeli sayılafnaydı. Donitz'in bu tavsiyesi üzerine, Hitler 4oğu Balük'a daha büyük ehemmiyet vermeğe başladı. IJal Arkası Sa 6, Sü. 6 da İşte Hitler bu düşüncelerle, batı Helandadan Macaristana ve Hırvatistana kadar birçok topraklara sıkı sıkı sanlmıştı. Zira, İngilteıeye v« Belçikaya karşı hazırlanan uçanbemba atışlarmı idare ediyordu. Holanda üsleri çok mühimdi; Macaristan ve Hırvatistandaki bok sit madenleri de Abnanyanın tepkili uçakları için alüminyum temin ediyordu. IJanimarka ve Norvfrç de Almanların hazırlamakta olduklan yeni «Elektro denizaltüar» için birçr üs teşkil edecekti. .Vazilerden daha nazi Hitlerin bu toprakları elinden bırakmaya razı almasuıa hilhgssa o günlerde imkân yoktu, çüdkü yeni silâhları bir an önee tataik sahasma çıkarabilmek için kst'î kararmı vermişti. Bunu gösteren delillerden bıri Amiral Donitz'in birdenbire yüktelmesi idi. Eskidea Hıtlerle Dönitz ayda ancak iki, üç keve ?erüfürlerken 1945 yılı başındanberi hemen hemen her gün buluşuyorlardı ve Amiral. Führer üzerinde en nüfuzlu müşavir haline gelmişti. Çek zeki ve azimkâr bir adam olan Dönitz, Goebbels'in tarifine göre, «Çok soğukkanlı ve realist duşünür, her şeyi inceden jnceye hesab ederdi». Diğer taraftan, Dönitz, Hitltr'in en fazia itimad ettiği tek komuta 42 Son günlerde «memleketin petrol kaynaklarıru tesbit edeFek çalışır b}r hale getirmek ve bunları kıymetlendirmek gayesile aramalar yaparak, bulunacak membaları, 185 bin liraya çıkacak olan dunya petrol siyasetinin gerektirheykel 10 kasım 1953 tarihinde diği çerçeve işinde i|letmeyi taahtörenle açılacak hüd veya bu hususta işbirliği yapmayı kabul edecek sermaye sahibMillî Türk Talebe Birliğinin İslerini yurda celbedip çahşmalarını tanbul Üniversitesi bahçesine dikmumkun kılacak» tedbirlerin hütireceği Atatürk heykeli müsabakumet tarafından alınmak üzere kasım kazanan heykeltraş Yavuz olduğunu sayın Işletmeler BakanıGörey ve Hakkı Atamulu ile MUli nm beyanatın4an öğrenmiş bulunuTürk Talebe Birliği arasında in$a yoruz. mukavelesi yapılmışür. Yer altında yatan servetlerimizin 165 bin liraya çıkacak olan âbirfe kıymetlendirilmeci hig şüphesiz gelecek 10 kasım 1953 tarihine yememleketin iktisadî veçhesinde etistirilecek ve o gün büyük bjr saslt değifiklikler yapacak ve gene merasimle açılacaktır. hiç şüphesiz refahımız yolunda mühim ilerlemeley temin edecektir. Bundan dolayıdır ki hükumetin bu mevjuu eiddî surette ele almış bıjlunması şükranla telâkki edilir. An cak bu hususta bir nokta üzerinde Emt nthri ajzında kumluğa oturan nazarı dikkati celbetmeyi faydalı vc gunlerdenheri kurtarılmasına çalışı buluyoruz. lan. Denuciiıii Bankasının »Bakır» Petrol davamızın iki safhası varfllcpi cumartesi günü saat 22.S» da yuzdıy. Bunlardan birincisi, memleketdil Eakır», bazı tamirata lüzum görül te hakikaten petrol olup olmadığıdugunden en yakın Iimana goturul, nın bir takım ilmî ve teknik yollarmu^tur. la tetkiki ve aranması, ikincisi de Pakistan Elçisi bugün Londraya bu tetkik ve aramalar neticesinde gjdiyor tioari kıymette petrolun mevcudiPaklsunm Ankara Büyuk Elçisi yeti tesbit edildiği takdirde, bunun Ekselâns Gazanfer Ali Han bag.n uçakla Londraya mutevecclhen şehrımiz işletilmesidir. VunJ içindeki petrol ihtimalleridtn harekct edecektlr. ni bizzat araştırmak, Cumhuriyet Parlâmento heyetimizin yarın hükumeti tarafından bir ana prenLondradan dönmesi bekleniyer Ingılız hukumetınm davetlısı olarak sip olarak kabul edilmis ve bu vabir muddet once Londraya gitmış bulu zife 1935 de sayın Celâl Bayar tanan Ali Fuad Cebeâoyun başkanlığın rafından tesis olunan «Maden Tetoaki Parlâmento heyetimizin yarın kik ve Arama Enstitüsü» nun petuçakla memleketırr.Ue donuıesı beklenrol grupuna tevdi edilmijti. mektedır Şunu derhal itiraf etmek ioab eKaradenizde fırtına DUB Karadenızde Kuzey fırtınası der ki, Irak memleketimiz sımrları haçHmıştır. Fırtınanın bugun kuvveı nın dıgında kaldıktan sonra, Türkiyede bir gün ekenomik kıymette Itneceği tahmın edılmektedır keşfedileceğine Şaka yapmak istiyen bir gene petrol sahalarınm dair, bundan 15 sene evveline kakendi kendisini yaraladı Evvelkı gece Çengelkoyde ganb bir dar pek az kimsenin inancı vardı. yaralama hâdisesi olmuştıjr. Çengeloğlu Maden Tetkik ve Arama Çnstisokağı 1 numarada oturan Ercumend tüsü bu araştırmalara başladığı »aismlnde yeni evlı bir genc. sofrada ekmek keserken yemekte bulunanlara man tamamen bâkir bir mevıuun elindeki bıçağın kamına batıp bat içine girmisti. TUrkiye gibi çok mıyacagını sormuştur. Onun bu sualini büyük ve çok ârızah, yeraltı bünye şska sayajılar «batmaz> deylnce Ercumend bıçağı karnına saplamıştır. Kar si itjbarile muğlâk, ve henüz Terra nı delmen genc bıçağı çıkarırken ya incognite denecek kadar meçhul bir ra buyumu; ve kendısi baygın bir halde memlekette petrol araştırmalarına hastaneye kaldırılmıştır. girismek, hic şüphesiz uzun vadeli Bir sabıkalı, evini esrar tekkesi ve sistemlj ilmî tetkiklerin ve aramaların yapılmasına mütevakkıf bu haline getirmiş Ka^ımpaşada Pıjale Caml çıkmazı lunuyordu. Bunun icin haricden değerli ve 3 numarada sabıkalı Mevlud Pslunun, mütehaşsıslarm oturduğu evi esrar tekkesıne çevırdığı emniyet edilecek polıs taralından haber alınmı», dun celbi, kendi elemanlarımızın yetişyapılan bukında yedi klşı esrar çekerken suçustu yakalanmısür. Odalarda mesi icab ediyordu. Tetkikler evbaşladı. yapılan aramada 750 gram afyrn ve velâ umumî istikş,ailarla kumar âletlerı ile bir miktar esr^r e'e Enteresan görülen yerlerin henüz f«tır1!<^»Ûk Esrarkeşler hakkında' B»h m«voud olmıyan detsyh topoğrafik kıkat açılmıştır. haritaları alındı. Yolu, oturacak yer' Kaçak eşya satan iki leri olmıyan bu bölgelerde, dağ baslarında karış karış dolaşılargk manifaturacı Kadıköyunde Nal Eokak 19 numarada jeolojik ve jeofizik detaylı etüdler manıfaturacıhk yapan Kemaleddin Ö yapUdl. Bu etiidlerde elde edilen zerdoğanın dukkânında evvelki gun bir lhbar üzerine arama yapılmıştır. Arama netlcesınde bir bavul içlnde ecnebi mer.şeli 15 aded erkek gömlegi, an bejenilen taat ı 80 aded kadın tanıaşırı ve 10 tane kravat bulunmuştur. Kemaleddının evindi yapılan araştırmida 8 aded kadın çamasırı. ortağı Fahri Şengulun dukkânında 7 aded erkek gomlüğı ve 12 aded 17 T a şl ı kadın çamaşırı ele f,eçrrnmıştir. Tahtıkata devam edılmp'itedir. Isviçre Hassaı Üniversiteye dikilecek Petrol davamız i" Z den başlamak lüzumu emleketin âsayişi Ue çok yakmdan ilgili o . lan uzatmalı jandarma onoaşılan bir müddettenberi a l d * . lrl r ları ücretin azhğmdan «*lw|y« * gönderdikleri mektublann O k bir k, S mı. gazetemizin « «^larl, başbasa sütunlannda» nesredildi. Son gUnlerde gazetemjzm bai neşri ncasıle aldıgımız S utu««nda bir mektub hayU enteresan olduğu icin aynen neşrediyorum: ,B.z uzatmal. jandarma onbas.lannm bazımız 5 nufuslu bazımız da 6 nufusludur. Ald.ğım.z ve elimıze geçen 114 lira ucrettir. Bu 114 l.ra .Çİnde e v t a . rası, yiyecek. yakacak, gıyecek, çocuklatın okul masrafı. hastalık anmda alınacak Uâc parası ve saire olduğu gibi bit yerden diğer bir yere nakıl ve tavın edildigımız zaman gene yolluk masrafı da bu verilen 114 lira ucret içınden çıkmaktadır. Acaba bu onbaşıların. b ^ yerden diğer yere nakillerl yapılırken el.nde mevcud parası, ailesinin kupe ve bılezığı ve evınde bir vataktan fazla yatağı yoksa, bu onbaşılar ne satar da gideceğı yere gider? Yalnız siz falan yere verıldiniz. denır ötesini hiç kimse duşunmez ve hiç kimsenin yüreği sızlamaz. Bizim durumumuz sizce malum olduğuna gore bizlerin de diğer devlet memurları gibi her turlü haklardan f»ydalanmamız için Barem Kanununa dah!l edılmfküğımızl genç demokrasi hükumetimizden butun efradı allemizle yalvarır. iyi haberlerinizi radyo veya ga7etelerde beklerU." Altı nufuslu olan bu uzatmah jandarma onbaşısı mektubunun sonuna, aldığı 114 lira ücretle mübrem ihtiyaclarını gösterir iki cedvel cıe eklemiş ki asıl enteresan olan bunlardır. Birinci cedvelde şunlar yazıh: Bir aylık ekmek bedeli : 54 Lira Bir tek oda kirası : 25 Bir aylık et bedelı : 8 Eir aylık fekcr oedeü ; 5 60 Bir aylık fasulye bedeli : 4 Bir ayîık sabun bedeli : 6 Bir aylık zeytinyağı bedeli: 10 Bir aylık gazyağı bedeli : 0.60 < 114 Yekun İkinci cedvelde Odun, pirinc, yaj sebze. tuz. karabıber. şehrıye. salça, makarna, merclmek. gıyecek, çocukların okul masrafı. hastalık halinde llâe parası kalemleri var. Bi) kalemlerın hepsinin karşısında da «para kalmadı» kaydı yazilı. Mektubu okuduktan sonra, rahmetli Ba^bakan Dr. Refik Saydamın bir gün Büyük Millet Meclisinde, yapılan tenkidlere cevaben söylediği ve o zaman danberi meşhur olan şu sö'zü aklıma geldi: «Hükumet mekanizması A daa Z }e kadar ıslaha muhtacdır.u Bu ıslahı ve bu düzeltmeyi yap. maya merhumun ömrü vefa etr nıedi. Zaten etseydi de kendisi, bunu başarabüecek demir ele ve çelik azme sahib değildi. Dr. Refik Say* dam bu sözü soylediği gün yanımda oturan ve merhumu beğenmi>en nuktedan bir mebus arkadaş da kulağıma. Islaha muhtae olan A kendi* sidir, demişti. Naçiz fikrimce, hükumet meka» nizrnasının ıslahma Z den başlamak lâzımdır. Z de jandarmalar. jandarma onlıaşılarıdır. Çünkü köylerv de en sonuncu merhale olarak devletin otoritesini temsil eden, kanunların, nizamların tatbikım sağlıyan vergilerin tahsiline yardım eden, memleketin âsayişini, emniyet ve huzurunu koruyan onlardır. Yukarıda uzatmalı jandarma onbaşısının, mektubunda sızlandığı geçim şartlarına bakuica, mekanizmanın ıslahı isine onlardan, yani Z den başlamak lüzumu tezahüı eder. Atatürk heykeli Hâmld H. ' Yazan: Pamir İstanbul Üniversitesi Jeoloji urd Profesörü materyeller petrogTeifî, paleontoloji, kimya lâboratuarlarında incelendi, yer altının ve yer üstünijn jeolojik haritaları ve raaktaları tanzim edildi. Bundan sonra bu detay etüdrin n^etioelerine göre sondajlara ba^landı. Sondajlarda, her yerde olduğu gibi, her gün yeni bir ârıza çıktı ve derinlik arttıkça bu müşkülât da arttı; bunlarm jzalesine çahşüdı. BÜtün bu işlar dıjarıdan celbedilen mütehassıslar ve yetişmiş Türk jeoloğları, jeofizisyenleri, petrografları, paleentologları, kimyagerleri, mühendisleri ve teknisyenleri tarafından adım adım takib ve koordine edildi. Sayın İşletmeler Bakanının söylediği gibi: «Dunya ölçüsünde bir değer taşıdığını müsbet delillerile gördüğümü? bu toprsk altı zenginliklerden» bahsedebiliyorsak, bunu hakikaten on beş sene sürmüs olan bu çetin ilmî ve teknik etüd ve ar^ştırmalara medyun olduğumuzu hatırlamak lâzımdır. Filhakika gerek M.T.A. Enstitüsünün ve gerek bu Enstitü tarafından celbedilen yabancı otoritelerin uzun tetkiklerine dayanarak diyebiliriz ki, Güney Poğll Ana4ollM»Bn petrol bakımından jeolojik durumu, ^imali Irak, Gü^eyt. İran ve SHU4i Arabistanın şanlanna tevafuk etmektedir. Buralarda petrölun te^ şekkülü ve toplanması için ieab eden yer altı strüktürleri • mevcud bulunmaktadır. Suudi Arahjstan. İran ve Irakta her birinin uzunluğu 100 kilometre kadar olan 300 petrollu strüktür tesbit olunmuştur. Türkiye hududları dahilinde petrollu stıüktijrlerin bulunduğu saha, yalnız güney doğuda 750 Km. uzunluğunda ve 120 Km. genişliğindedir. Adana ve Hatay mıntakalarında petrol için, İranda olduğu gibi, ana rezervuar tebekalar evsafmı haiz strüktürlerin mevcudiyeti ve ci\arda petrol ve gaz emarelerinin görulmesi, Enstitüyü senelerdenberi bu sahalarda da tetkik ve aramalar yapmağa sevketmiştir. Bu etüdler ve edinilen tecrübeler, memleketin daha başka yerlerinde de petrolun bulunma ihtimallerini belirtmiştir. Güney doğu Anadolu^a şimdiye kadar, iyice örtülii 20 kadar strükT tdrun meveudiyeti tesbit edilmiş, bunların bazılarında jeolojik ve jeofizik tetkikler ilerlemjgtir, bawları üzerinde de hajen çalışılmaktadır. Bunlardan Raman ve Garzan strüktürlerinde şimdiye kadar muntazam sondajlar yapılmış ve 14001500 metre derinliklerde ticarî ehemmiyeti haiz miktarlarda petrol bulunmuştur. Ayrıoa rezerv hesabları ve isletme safhasında takib olunması icab eden sondaj ve inkijaf prqgrarnİ3O hazırlanmjş olduğundan bunlar işletmeye devrolunabjlecek bir duruma getirilmiştir. Bu iki strüktürün petrol rezervi, çok ihtiyatla ifade olunmak şartile, 1520 milyon ton kadardır. Bunun bugünkü kıymeti.her halde milyarın fevkindedir. Binaenaleyh M.T.A. Enstitüsünün 15 sene zarfında ve söylendiği gibi 50 milyon lira sarfile elde etauş olduğu bu neticeyi azımsamamak icab eder. Kaldı ki, sarfolunan bu milyonlara mukabil. bir çok teçhizat ve hazırlanmış petrol fışkıran bir çok kuyular mevcuddur. Bundan baska elde edilen neticeler yalnız Raman ve Garzan strüktürlerine münhasır değildir, bundan daha çok §ümullüdür. Kanaatimizce, hükumet, Raman ve Garzan gibi etüdleri ve istikşafj tamamlanmış olan petrol yataklarını istediği şekilde ve memlekete en faydalı göreceği tarzda, ister yerli ve ister yabancı sermaye ile işbirliği yaparak, hiç vakit kaybetmeden işletmeye devredebilir. Petrol davasınm bu safhası hakkında beyanı mütalea etmek bizim salâhiyctimizin haricindedir. Fakat petrol mevzuunda memleket membaları üzerinde tetkik ve aramalar yapmak, sırf millî bir iş olmalıdır. Mevcud mevzıjata dokunmadan tetkik ve aramayı, i§letrr<p*ien tam?men avırarak, valnız ve yanlız kendimiz yapabilirız. Meseieyi şu suretle vazetmek icab eder: Bugün ijletme safhaaina girebilecek bir durumda olan Raman ve Garzan petrol yatakları keşfalun madan evvel. herhangi bir yabancı sermayeye karşı petrol işletme mevzuunda koyacağımız şartlar, her ha'de bugünkü şartlarımızm ayni olamazdı. Birinci halde gartlarımız meçhuller üzerine, ikinci halde ise malumlar üzerine müessestir. Hiç şüphesiz malının kıymetini bilen bir adarrüa bu kıymeti bilııüyen adamın söz salâhiyetleri bir oiamaz. İran petrol ihtilâft bu kabildendir. Türkiye, bugün ne Iranın, ne Irakın, ne Suudî Arabistanın, ilk imtiyazları verdikleri zaman, bu memleketlerin bulundukları durumdadır. Memleketin büyük bir petrol memleketi olmak istid?dında olduğuna dair kanaatlerimiz belirmiştir. Yarının herhangi bir ihtilâfını önlemek için, memlekette petrolun tetkik ve arama işlerini, petrol kaynaklarımız bakımından muntazam ve sıhhatli bir envanterimizi kendimiz yapmalıyız. Bunun icin Maden Tetkik ve Arama Enstitüsünün bu müsbet mesaide devamını teşvik edecek, bunu süratlendirecek tedbirler almak, yeni elemanlar yetiştirmek, hakikaten salâhiyetli yRbancı mütehassıslar celbetmek, hulâsa Enstitüyü, her ilmî müessese gibi, müstakilen çalışabilmesi için her hususta takviye etmek icab eder. Bakır şilıpi yüzdürüldü | YILBAŞI İÇİN] ' 41.D Sp.d.1 BU1CK BUICK OTOMOBIL ROMAYA UÇAK SEYAHATİ (İKİ KİŞİL1K VE BİR HAFTA İKAMET DAHlD ARDATH MARSILYAYA VAPUR SEYAHATİ (İKİ KİŞİLİK BİRİNCİ MEVKİ GİDİP (fclMt) ve 'ZENGlN PARA IKIAHirtltll Yapı ve Kredi Bankaaı Şube ve ajanslarınu} kırk ikin ADAPÛZARI Şubeti Bugün açıl4l8 ARALIK 1952 BİT dükkânı soyan hırsız kaçarken yakalandı Evvekli gece Mahmudpaşada bir hırsızlık hâdısesı olmuştur. Pa§acami sokağı Sağır han 21 numaradaki tuhafıyeci dukkânına gıren Meiımed Pajurr han adındaki sabıkalı b'r hırsız. d,i}kT kândan 12 top kumaş calarak kaçarken Huseyın Oien ve Hustafa Şekeıci ısımlermdski bekçller taraffpdan gp.rulerek yakalanmıştır. Hırsız dun Adlıyeye teslim edilmiştır. Tekstil Seadikasınm Eviib toplantısı Tekstil Sendıkasının Ejub toplantjs) dun Defterdarda vapur iskelesi yanındaki yeni antrepeda yapılmıştır. Saat 10 dan 17 ye kadar devam eden toplantı çok hararetli olmuş, yeni idare heyeti seçilmlştir. 4RALIK 8 Rebiülevvel 20 HOCASIZ MUHAŞİB Prof. K. Kömürcanın (Öğretmen siz defter usulü 5 L.), ı'H^lV'n tıcaret aritrnetiğini 25 L) İhtisas kazanmak için dajıi yeni muhasebesini 5 L.) okumak kâfidir. İnkılâp ve İkbal Kitabevlerinde bulunur. GIDA mad4elerinin ve umumi sağlığı ilgilendiren eşya ve levazımının hususî vaşıflannı gösteren 10 ARALIK AKŞAM1NA KA0AK 1OO LİRALIK Bir rjesap ^çtırınu, Hesataınız Varsa Çağallımz. T Ü Z Ü K Kitab halinde çıktı TUTUHBANÛSI GlŞELERİMİZ GALATA İZMİR 918 e kadar AÇ1KT1R. SİRKECİ Sirkeci Yenipostane Mey. Muhzırbaşı S. No. 5 Tel: 29702 Bankalar Cad. Mirnarkemaleddin Ne. 48 Cad. No 28 Tel: 44668 Tel: 5716 Kadıköy Palas alü No. 5/7 Tel: 61912 niz, benim bu mesele ile bir alâkam olmadığını söyleyip kadını size gandereyira. Zeki ağabeyimie bizzat kenussurüar, ihtilâfjarını halletsinler. Cemile hanımın iddiası doğru ise ki zannetmiyorumZeki ağabeyim, hakkını her halde inkâr edecek değildir. Aksi halde, kadını ikna edebilecek, gene kendisidir. Şimdiden şunu da söyliyeyim, halaeığım, iş mahkemeye intikal edecek bi* gekil alsa bile, ben bu türlü bir dâvayı deruh^ e etmemeğe |imdiden karar vermiş bulunuyorum. Oediğim gibi, Zeki ağabeyime ai4 nig bjr işle uğrgfma mak aimindeyu». Mektubuina bir an evvel eevab vefmeRİîİ riea eder.. ellerinizdea öperim.» Rukiye h.alanın bu mektuba hakikaten canı sıkılmıştı. Maainin gömijldüğUHÜ, Zehra aduun bi? 4ah9 ©ftay» e ı in«ya e ağını, eski hâdiseleri baörlatacak hiç bir yeni sebeble bir 4aha karşılaşmıyacaklaruu ümi4 e4erken, hiç akılda olnuyan bir miras dâvasıniB, huıurlarını kagırması ihtimali, ihtiyar k a d w pek üamUştü. Zehradan ?ek.iye miras diye bir şey kalmadığını kendisi 4e biliyordu. Bursada, kimhilir hangi münasebetsiz ortaya bayle bir yalan stmıştı. Kabahat, bu yalana inanan Cemjlede değil, yalanj uyduıanda Hi. Tarık haklı idi. Zekinin, çoğu pürüzlü işlerile gerçekten fazla meşgul olup yorulmuştu. İyisi, onun dediği gibi, eemilenin doerudan doğruya Zeki ile konuşmasıydı. Mürüvvet, mektufcu sonra çekilip gitmişti. Tarıktan mektub geldiğini, Zekiye her halde haber vermiş olması lâıımdı. Şimdi, Mürüvvete hissettirmeden, mektubda yaıüı olanlan Zekiye anlatmak, onunla konuşup bir karar vermek icabediyerdu. Bunu yapmak da son derece zar bir işti. Zekiyi yalnız bulmak bir mesele İ4iRukiye hala, ancak akşam yeraeğİBden soara bu fırsaü yakalar abilâiMijriivvet sefrayj toplamış, kaçasüf h^lanın kahveleripi getirip ver= 4İkten senra, bulaşık yıkamak i«in mutfağa girmifti. Yanm saat kadar sürecek olan bu mutfak igi sıra^ smda, Zeki ile gialice konuğabılirIer4i. Hala, mektubu Zekiye uıattı, göz işaretile, i§in gi?lUÜİni anlattı. Zeki, mektubu bir ham'e4e k du, Rukiye halaya iade etti. cevab bekliyordu. Zeki: Akluu oynatmış. galiba bu Cemile hanım, 4edi. Hangi mirastan bahsediyor? Amma, Tarığın dedikle,ri.. (Arkası var) ME VLİD İNKİLÂP KİTABEVİ 1 I i O V. 2.31< 7 25 S s S i 5.27 KADIKÖY vefaünın kırkıncı gunu olan 9 ara'ık AZİZE MENDEHES'in 7.12 12.06 14.28 16 41 18.19 9.47 12 00 1.38 12.46"! 1838 Ealı gunu Kadıkoy Osrr.anağa Csmıınde Ikındi naoıazından soııra ruhuna ıthafen okunacak Meviidi Şerıfe kraba dost ve arzu edenlerin teşriflerı rıca olunur. Kızı: Nuriya Yılmaz; Oğulları: Kemal. Zejteriya, Muhıddın ve Celâ4 Meflderes; Darr.adı: Beiik Yılmaz ÖECE GELEN «( I MHLJKIVET» ın letrikasi:69 teşrif edin. *** Halaeığım, size İstanbuldan mektub var. Tarıktan mı? Bilmem. Arkasında adreş yok Ver bakayım. Rukıye hala, MüFÜvvetia uzat tığı raektubu aldı. Gözlüğünü taktı, zarfı yırttı Gözü evvelâ imzaya gitti. Mektub hakikaten TanktandiŞöyle yazıyordu: «Halaeığım; uSize bugün, belki de canınızı sıkacak bir fıaber vermek zorundayım. Tabiî. gene Zekı ağabeyimi alâkalandıran bjr işe dair. Avrupa seyah^atimden cumartesi günü döndüm. Dün, yazıhaneye bir kadınla bir erkek geldi. Erkek. ben İstanbulda yokken uzun zaman gelip gitmiş, beni aramış. Kim olduğunu kâtib bılmivordu. Nihnyet dün anlaşıldı Bursalı imış. Yanındaki kadın da Zehra yengeHâdiselerin sevkile sürüklendiği bu şantaj yolunun kendisine ne kazandıracağmı kuruşu kuruşuna hesab etmış değildi. Ne gelırse kâr sayacaktı. Ama gelecek olan para, belki bir kişiye bile zor yetecek kadar az olabilirdi. O zaman ne oJa^aktı? Reşid, o zaman, Hayriyi feda etmeği göze almış bııiuıuvordu. Icab eder^e, Cemilayi de feda edecekti. ls, bir kere bu yola eırmışti. Geri dönrneğe imkân olmayınca, ileri gi'menia ölçüsü olamrzdı. Haftayı bin biı yür»K çarpıntısile geçirdiler. Cumartesi günü, Hayri korka korka yanhaneye gitti. Kâtibi. rnüjrleyi verdi" Beyefendi geldi, dedı. Hayri, gayriihtiyarî sevincini belli etti: Oh, çok şükür, çok şükür! Nerede? Dediğim gibi. vaziyet şüph?li. Şimdi evde. Bugün buraya ya uğrar, ya uğramaz. Siz pazartesıye kaldığını söylemiş'er. u mirastan kenii hissesine düşeni istemek ıçin bana müracaat etmeğe, İstanbula gelmiş. Zeki ağabeyimin başımıza açtığı işler artık bitmiştir diye ümidlenip dururken. bu sefer de böyle mevhum bir miras mesalesinin ortaya çıkması. tahamm'ilünü eoktan kaybeden sinirlerimi büsbütün sarstı Cemile Hanımı da bu teşebbüse âlet elup enu bana Nakieden: HAMUI VAROÛLÜ kadar getiren, sözde hayır sahıbi adamı da kollarından tutup kapi nin kızkardesi. Nasıl beynimden dışarı etmemek için kendimi zor vurulmuşa döndüm. tasavvur ede tuttum. Zehra yengenin, benim bil mezsinız Adının Cemile olduğunu diğime göre, ne malı vardı, ne seyledi. Zehra yengenin kızkardesi mülkü. Zeki ağabeyime hangi mi; olduğuna şüphe yck. Beozeyiş bu rası bırakmış olabilir ki. Bursada kadar olur. Onun biraz daba gen dedıkodusu yapılaeak kadar Herci, fakat ayni mânasız yüz, ayni kesçe malum olsun* Farzı muhal şeytan bakışlı gözler. Hattâ ko böyle bir mir&s varsa bile, bununnuşması, hareket.eri bile tıpSısı. la meşgul olacak kimse herhalde Merhyme dirilmiş. mezarından çı ben değilim Bence hâdiseler artık kıp karşıma dikilmiş zannettim. kapanmış, hepsinin üstüne bir sün Hem bu müçabehet, hem kadının ger çekilmiştir. Bundan sonra, Zeileri sürdüğü istekler âsabımı boz ki ağabeyime aid hiç bir işle meşdu. Bu Cemile Hanımın kendisini gul olacak değiüm. Yalnız, satılan tanımıyordum, ama mevcudiyetini çiftliğinin bedelini, muayyen tabiliyordum. B:r iki defa Zeki ağa rihlerde kendisine ces>te ceste gönbeyim, muhtelif vesilelerle bahset ! dermek miftı. Zehra yenge ile dargınmış mekle Esasen, selar. Kadın, kocasile beraber acayib adarapa muamma olan seride ımiş. Rocası ölmüş, bir yı mın hiç bir hususiyetini bilmediğiğuı borç bırakmış. o da kalkıp Bur me göre, miras işlerir^e de vâkıf saya gelmiş. Ablasmın olümünü değilim, vâkıf olmak da istemem. ancak Bursada duymuş Malî va Ancak, bana müracaat eden bu ziyeti son derece fena. Bursada Cemile r|anımjj kat'î bir re4 cevabazı kimseler Zahra yengeden Ze bı vermeden evvel, keyfiyeti size ki ağabeyime büyücek bir miras bildirmek istedim. Tensib ederse j Yıldızdaki Polis Okuhınu, ilk ziyaret eden Devlet Heisi olan muhterem Cumhur Başkanunız, okulun hâtıra defterine şunlan yazmıştır: • Po;is teşkilâtına ve umumi olarak inzibat kuvvetlerlmize ehemmiyet v«riyoruz. Halk İle devletin ımm&sebetlerınde vazifeleri çok muhimdir. Başarılar dileğl ile.» Muterem Devlet Reisimizin bu satırlannda bahis buyurduğu inzibat kuvvetleri şehirlerde polisler ve polis görevli jandarmalar, köylerde ise jandarma, bilhassa uzatmalı jandarma onbaşılandır. Şunlan, malî imkânlarunızın müsaadesi nis. betinde terfih etmek, mümkün olduğu takdirde memur kadrosuna almak, geniş ölçüde bir jandarma kooperatifi kurarak mübrem ihtiyadarını ucuzca kooperatif şubelerinden tedarik edebilmelerini sağlumak suretile vazifelerine candan bağlanmalannı temin etmek çok yerinde ve faydalı olur. Gerçi bu, devlet hazinesine bazı külfetler tahmil ederse de, bu malî yiikün yerine masruf olacağına şüphe yoktur. Esasen Maljye Bakanımız sayın Hasan Polatkanın himmeti ilo malî vaziyetimiz inkişaf etmekte olduğuna göre, hükumet mekanizmasınm iyi işlemesi bakımından lüzum!u ve faydalı olan bu masraf ihtiyar edilmeğe değer kanaatindeyim. / Tf'oıik Okul Derneği kongresi Mılli Turk Talebe Bırl:ğmin Teknik Okul Derneğı yıllık Genel Kurul toplantısı 11 aralık 952 perşembe gunu saat 14 te okul konferans salonunda yapılacaktır İşte herkesın MERAK ETTİĞİ masal gibi bir hayat romanı. İRAN KRALİÇESİ SÜREYYA KİMDİR? Nasıl yetişti, nasıl İran o,ldu? §W en|er§§an tefrikayı CUMHURİYET Nüshası 15 kuruştur Türkiye Haric Ll.a Ki. Ura Ki. Beneilk 4200 81.00 Aİtı aylık 22.50 43.00 Oç ayufc 12.00 24,00 Biı aylık «.56 9.08 D İ K K A T • Gazetemize oondenlcn prrafc ce vaz%ua neşrtdilsin •dUm«nn tad* etunnuu mesullyet k&bul Afeone şeraiti PA v
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle