29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUKOTT Kraliçe Elizabeth'in Taç "Az zamanda çok bilgi» dersleri giyme merasimi hazırlamyor Her işin bir merasimi var: Eisenhower Başkan seçildi, fakat henüz resmen başkan değil; ona Amerikahlar şimdıki halde «Başkan seçilen zat» diyorlar. 20 ocakta merasimle başkan olacak, ondan sonra vazifesine resmen başlayacak. İngiltere Kralıçesi II. ci Elizabeth de öyle. Babası öldüğü gündenberi tahta çıktı, kraliçe oldu, fakat henüz tac giymedı. Tac giyme merasimi önümuzdeki senenin 2 haziranında yapılacak. Fakat hazırlığı çoktan başladı. Şimdi bütün tngiltere kollan sıvarruş. bu büyük merasime hazırlanır vaziyette. Hakikaten, bu merasim kolay iş değil. Bir kere, sarayda 7500 kişılik bir ziyafet verilecek. Kraliçenin davetlisi sayılan bu yedi bin beş yüz kişiye oturacak yer bulmak lâzım Geçid resmini 100 bin kişi seyredecek: Bunlara tr'bün yapmak lâzım. Aynca. binslar ışıklarla, bavraklarla. türlü süslerle süslenecek. Bu münasebetle sarayda büyük değişiklikler yanılıyor. Bu arada saraya bir bina daha ilâve edilecek ki bu bina 140 bin İn^iliz lirasma mal olacak. İçine yayılacak halılar da 18 bin Inailiz lirası tutacak. Merasim esnasında lordlann ve ledilenn giyecekleri elbiselere konulacak samur kürklerm de 2 bin küsur İngiliz lirasına çıkacağı hesablanıyor. «Lordlann eskiden kalma kürklü elbiseleri yok mu?ı dıyeceksiniz Bazısının var. Muhafazakâr partiye mensub olanlara babalanndan kalmış. Fakat İşçi partisinin •zasından gelen Lordlar Kamarası azası yeniden tedarik etmek zorunda, Tac giyme merasimi dolayısile Londrada hayat biraz daha pahalılandı Meselâ, otellerin fiatı arttı. Fakat evlerin kırası daha büyük bir nisbette yükseldi. Bir pansiyon sahibi de o hafta içinde pansiyonunda kalacaklardan bir haftalık ücret olarak 840 İngiliz lirası istiyor. Merasimi seyretrrvek istlyenlere tr'bünlerde 150 bin yer aynlacaktır. Bunun dışında 100 bin kişilik yer «resmî misafirlere» tahsis edilmistir. Bunu dort bini yabancılaa mahsustur. İr.gilterenın butün bu masraflan, o ay iç nde gelecek seyyahlardan ç'karacağı umuluyor. Hakikaten, bı münasebetle tetib edilecek şs.ı lik ve eğ'enceler Londraya dunyar>'n dort bir tarafından seyvah çehfcek mah'vettedir. Bu arada Londranın meşhur Covent Garden Op?ra?nda buyük bir gala gecesi h^zırlpnmıştır ve o gece bir bale bir de opera temsil edilecektirInç'ıüz Seyahat ve Tatil Kurumu tac giyme toreni munasebetile demraşırı memleketlerden gelecek ziyaretçilerin geçid resmini rahatça seyredebilmeleri için şimdiden tctibat almaktadır. Kurumun oiel bir şubesi yol boyunca yerler haz'rlamakla meşguldür. Hükumstin inşa ettirdıği resmî tribünler deki yerlerin buyük bir kısmı tabiatile Ingıliz camiası milletlerine msnsub resmi ziyaretçilere ayrılmış tır. Bu tribünlerdeki yerlerin bir kısmı da milli teşekkuller kanahle memlekette her sınıfa mensub şaGeçenlerde bir telgraf haberinde adı geçen seksenlık ihtiyarın lise olgunluk imtihanını verip üniversiteye girebilmek için hazırlanışına şaşmamak lâzım: «İnsan her yaşta oğrenebilir» diycnlenn hakkı var. Lâkin, dort çeyrek ssırlık bir hayatı arkada bırakrrış olan adamın geri kalan ömrü acaba gayesine ulaşmasına imkân verecek mi? İşte lâtinlerin «Bilgi uzun, ömTİr kısa» sozlerine hak verdiren bugunkü duruma karşı Amerikada bir çare bulmuşlar: Yaşı ıleromiş olanann, merak ettikeri bir ba>us üzerinde bilgi edinebilmelevi için hususî dershaneler açılmıj. Buralarda muayyen bır bahis birkaç aylık, çok çok bir senelik derslerle öğretiliyor. Esasen, öğrenilecek çok şeyın bulunduğu bu devırâe, çocukların, umumî kültür bılgileri edindikten meselâ orta okulu bitirdikten sonra derhal meslek mekteplerinde okutulmalan lâzımgeldiğini ileri sürenler de çok. Bunlara göre, bir çocuk on beş, on altı yaşından sonra, mesleğini tayin etmeli veya, kendisi edemivorsa, annesi, babası veya hocası tsrafından ona bır meslek seçılmpli ve ondan sonra kendisine mesleği ile ilgısı olmıyan şeyler öğretmekle boş vakıt geçirtmemehdir; bütün bilgi ve tatbikat bir tek mevzu üzerinde toplanırsa Jnsan kısa zamanda ıhtısas sahibi o!abihr. edebiliriz. Burada Bertha Stockwe'l adında bır kadın kuşbaz size kuşlann soylan kadar huylarını oğretir. Kuş merakbları bilirler: Kanaryayı bülbul gıbı şakıtmak için karşısına geçip ıslıkla kuş otüşü taklidi yapmak lâzımdır. Fakat ıslıktan ıshğa fark var. Nasıl ötmelı ki kanarya bunu sahioı bir kuş ötüşü sansın? Bu pek o kadar kolay bir iş olmıyacak ki bır senelik ucret dort yüz lırayı geçlyor. Fakat bu müddet zarfında on beş kusu dıle getirmeyi oğremyorsunuz. «Bunlar para kazandırmaz» diyorsanız siz altın bılezik sahibi eden dersler de var. Meselâ tiershanelerden birınde Isveç usulu masaj öğretiliyor. Buraya koşanlar:n çoğu kadın. Başoğretmen 72 yaşı..da bir doktor. Masajın faydjsıiu Şoyla anlatıyor: İtalyan âlimi Lo Turco, yaptığı SUB'Î gözı» gösteriyor. '< I «Az zamanda çok bilgi» dershaneler ı bu esas üzerine kurulmuştur. Gelen talebeye: «Ne öğrenmek istiyorsunuz?» diye soruvor'ar. «Elektrik» diyorsa: «Elektrığin hangi şubesi?» suali sonıluyor. Rad yo mu? O halde ona gore bır ders programı tatbik etmek lâzım. Bu da bir senenin içine bol bol sığar. Tabıî .derslerın muddeti ve ııahiyeti talebenin yaşına ve zihnî melekelerine göre de değişiyor. Bazısı altı ayda mevzuun en ince tefemıatına kadar varabilecek kabiliyettedir. Bazısı da bir senode işin ancak esas'arını öğrenebıKr. Amerikan hükumeti, işsiz vatandaşlara birer ış temın etmek ve onlan boş gezenin boş kalfası durumundan kurtarmak için, birtakın dershaneler açtı. Devam eden.e. o Kraliçe Elizabeth saraydaki dairesinde hıslara tahsis edilecektir. Bununla beraber tribünlerdeki yerlerden bir kısmı seyahat acentalarımn emrine verılmışUr. Aceııtalar bu yerleri muhtelif memlekeılerden gelecek iiyaretçılere kiralıyacaklardır. Yer lerin fıatı 10 ılâ 30 İngiliz lirası a! rasındadır. Ingıliz Arthur Frank fiîm müessesesi, tac giyme torenini, merasim dahil, baştanbaşa renkli bir film halinde tesbit edecektir. Şimdiden gerekli anlaşmalar yapılmıştır. Technicolor Ltd. şirketi bu tarıhi fılmin çekılebılmesi için bütün vasıtalarını kul'.qnacaktır. Filmde torenden onceki teferruat gorüneceği gibi tac giyme ânı da filme çekilecektir. Fılmin hazırlanması meşhur rejisörlerden Castleton Knight'a tevdi edilmiştır. Knight'ın şımdiye kadar vucude getirdiği eserler arasında • Arnhem muharebesi», «Zafer Geçidi» gibi meşhur filmler vardır. Aynı rejisör, Kraliçenin izdivaç torenini ve 14 üncü olimpiyadları da renkli filme çekmiştir. Tac giyme toreni filmini, olaydan bir kaç gun sonra bütun dünya memleketierine ulaştırmak için hususî tertıbat alınmaktadır. Bu maksadla fılmin yuzlerce kopyası hazırlanacaktır. kadar istifade ettiler ki buraîara, gündüz başka işi olup akşam bir kaç saat vakti olanlar da yazıldılarBoylece dershanelere mütekaidlerden başka yaşlı, genç, kadm, erkek, bir şey öğrenme arr'jsıuıu duyan herkes devam etmeğe başladı Sonra bunlara benzer daha bir çok hususî mektebler açıldı. Dersler arasında neler yok! Yıldızlan ve kâinatı mi merak ediycrsunuz? Tamnmış heyet âlimlarinden Robert De Luce size batun gokyüzünün harıtasını çiziyor ve oradakı dunyaları anlatıyor. Bi/im paramızla on beş lira gibi ufak bir ücret venyorsunuz, bır sene ders alıvorsunuz. Bu kadar ciddi bir bahis sizi sıkarsa «Kuş dershanesi »ni tavsiye « Herkes günde beş dakıka masaj gorse, vucvdu beş ;aat ıyu muş gibi dınlenıı. Masaı saycsnde vücud yeniden tazelık .tazarur, zındeliğe kavuşur.» Bu dershanede Isveç usulu jımnabtık de öğretiliyor. Gene daha zıyade kadırlara mahsus derslerden bırı de yolcu tayyarelerinde «hostes» lik bılgıleri. Mağaza vitrinlerındeki ınankenleri süslemek de kadınların rağbet ettiğı derslerden bır dığeri. Bu dershaneîerde okuyup daha doğrusu, oğrenıp meslek sahıbı olanlardan biri: «Şımdiye kadar aklım neredeymiş! Bır senede altın bilezik kazandım» diyor. Televizyon esası üzerine sun'î gözler hazırlamyor! Vücudümüzün eksilen bir uzvu yerıne sun'î olarak yenisini yapıp koymak yıllardanberi üzerinde uğraşılan mevzulardan biridir. Bu sahada vaktile Dr. Alexıs Carrel'in yaptığı deneme malum: Sun'î kalbi dakıkalarca işletmeye muvaffak olmuştu. Bugun, bazı ameliyatlarda kalbi doldurup kanı, vücude dışandan bağlanan bır makıne ile yani sun'î bır kalble? deveran ettirmek de mümkün oluyor. Aslında; esasen tulumba teknıği ile işleyen kalbin yerine aynı şekılde sun'î bır uzuv takarak onun boşluğunu doldurmak bir gun pekâlâ mumkun olabüır. Bunun gibi, belki sun'i mide veya cığer de yapılabilir. Fakat, cerrahlığın bu gibi ince işlerıle uğraşanların şimdiye kadar imkânsız gordükleri bır şey var ki bugün bunun da kabil olabileceği iddıa edılıyor: Sun'î göz. En nazik uzuvlarımızdan biri olan göz. tıbbın da sırrıru henuz çozemedıği bır muammadır Gözün dış kısmındaki cihazın tekniği gayet kolay anlaşılıyor: Bu bir adese tertibatıdır ve ışık buradan geçerek hayal gozün içinde taşakkul ediyor. Fakat gozün içinde teşekkül eden bu hayal beyne sınirlerle nasıl gıdiyor9 Zıra baktığımız şeyi gözlerimızle değil, asıl bevnımızle görüyoruz Goz sadece ışığı suzme vazıfesını goruyor. Gozdekı bozukluklar da adese veya ondekı diğer kısımlarda olıırsa amelıyatla gıdDrilebılıyor. Lâkin gorme smirleri bozuk olursa tamırı kabil değil. Işte tedavı ed:lemıyen korlukler bunlardır. Bugun bunun da tedavı edilebileceğini iddia eden iki âlım var. Bunlardan biri Amerıkalı, biri italyan. Northwestem Universıtesi pıo fesorlerinden olan Amerıkalı âlım Wendell Krieg televizyon tekniğinin goze tatbik edılmesile körlere gorme kabıhyetı temin edılebıleceğı fikrinde. Prof. Krieg diyor kı: «Gormenin beyinde cereyan eden kısmı bır elektron hâdısesıdır. Eğer göre sinırlerının bozukluğundan dolayı âma olmuş bir insanın bey nindeki gorme merkezlerine kuçük küçük elektrodlar konulacak va bunlar gozun adesesıne bağlanacak olursa, tıpkı televizyonda olduğu gıbı, uzaktan gelen ışık huzmelerl zaptedilir ve görme hâdisesi vuku bulur.» italyan âliminin teklif ettiği usul de aşağı yükan aynı. Fakat gözün nasıl görduğunü o daha ıyi izah ediyor: «Vücudümüzün bir takım ışınlar (elektrik dalgaları) neşrettiğini bıliyoruz. Yıllarca önce yapılan bu keşıf sayesüıde beynin dalgalaruu bır kâğıd üzerinde tesbit ve bu suretle bır çok hastalıklan tedavi kabil olmuştur. «Beynin görme merkez! de bu eelektrık dalgalarıle işler. Dışandaa gelen ışıklar reüna tabakasından geçerken, elektron haline gelır ve bunlar beyne gıderek gorme hasıl olur.» I Ernesto Lo Turco ismindeki bu 1 âlım, iddıasını ıspat için sun'î bir göz yapmıştır. Bu «elektrik göz» d« ışığı alan kornea tabakasım adeseler. gozu ışığa gore ayar eden renkli tabakayı ufak bir dıyafram, bıllur tabakayı sun'î bır ekran teşkil edıyor. Retına tabakası da ışık dalgalarını elektrona çevlrecek sun'l bir «radyo dalgası neşreder bir nesiç» ten yapılmıştır. Bu suretle, gözde sinirlere lüzura kalmıyor ve âlimin iddiasına gör« normal gözlerde de bu sinirlerin vazıfesi sadece telefon veya telgraf telinın vazifesi gibıdır; retmanıa , elektrona çevırdıği ışık dalgalan, telsız usulu, doğıudan doğruya bey ne ır.tıkal edınce bunlara luzum • kalmaz. Prof De Luce yıldızlara ve kâinata dair ders verirken Akisler İngilteredeki yabancı öğrenciler Ha en İngiliz üniversıteleri ve diğer eğıtim müesseselennde İngiliz kültür heyetinin 1952 53 yılı ıçın İhdas ettiğı çeşidli butslardan istıfade eden 56 memlekete mensub talebe iht'sas kurslan görmektedir. Bu burslu talebenin sayısı 161 dir. Aynca gene kültür heyetinin burslardan faydalanan 41 oğrenci ikinci tahsiı yıllannı ikmal etmek• tedir. Boylece bu sınıfa dahil talebe sayısı 202 yı bulmaktachr Bunların 97 si Avrupa memleketierine mensubdur. Bu talebeler ilmî tetkikler, tıb ve hukuk, sosyolojı, güzel sanat'ar ve tarım kurslan gör• mektedırler. Talebenin ekserisi memleketin eıı meşhur universıte ve kolejlerınde okumakta, bir kısmı ileri gelen Ing.liz hastanelerinde staj görmektedır. Bir kaç talebe de İngiliz ılmî araştırmalar merkezinde ihtisas yapmaktadır. Avrupa memleketierine aynlan tahsil bursları şu şeki de taksim edilmiştir: Avusturya 7, Belçika 5, Danimarka 4, Fmlandiya 5, Fransa 6, (buna Fransız Kuzey Afrıkasına aynlan 2 burs dahil değildir). Almanya 23, Yunanistan 7, ltalya 10, Holanda 4, Norveç 3, Portekız 3, İspanya 6, İsveç 4. İsviçre 2, Türkiye 3, Yugoslavya 2. '^^^msm ı~^^*$$£~& : * KCrC^y^Tİ^ *&&*&: *&*&: tzm* Cava'da en h«p sabah tepedeki Yanardag Lav pusküruıO ELLW0OD F. WORRALL AÛtNDABSi'lik BİR AMERİKftU 60 YttOft HER OÜN BISİKLETLE 35 KİLOMETRE YOL ÇİOERÎ Makedonya ihtilâlcileri Balkanlan zaman zaman karıştıran Makedonya meselesi gene bir tehlike halinde görünmeğe başlamıştır. Bir Amerikan gazetesinin verdiği malumata göre. «Milletlerarası Makedonva İhtilâl Teşkilâtı» Tito'nun tasfiyesini düşünmektedir. Zira teşkılâtın ileri gelenleri Tito, ortadan kaldınhrsa Makedon yanın Yugoslavyadan ayrılacağını v» müstakil bir devlet olabileceğıni | c1"» JTnektedirler Malumdur ki 1?3Î te Yugoslav Kralı Aleksander ile F'?nsız Dıs İşleri Bakanı Bartou'nun ölümu ile neticelenen Mar «ilya suiikasdi de Makedonya ih [ tüâlcilerinin eseriydi. FOTOĞRAF ^ TESBİT / I L İ M ÇtKfRVlEN MAKINENİN B1RAKTIĞI İZİGİBİ HER MAkİNİEOE 8AŞKADIR. gfr FİLMİN N.W.ALPAUOH Arcadıa. Catvf. 8İR KİLEÜK W A G O 6 0 ^IRETl HAIKI ŞA W BİÇIMİNOE BİR OEĞNEĞİN DURftCAĞI SEKILOE K İ ***ı 5 E P E T rfjj 8îr kile
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle