Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 29 AraMc 19SS i I Stalin'in çıkan hesabları Yazan: Chester Wılmot 36 yanlış =haberler Tekel kongresi HEM NALINA M1HINA İşit de inanma! Kendi âlemindekiler miklerine yapışmış, ak sakallı, sevimli ve yumuşak bir ihtiyar, mesnevîhan Esad Dedenin Çay.rlı medresedeki küçük odasmda toplanılırdı. Babamın oraya beni de götürmesi için yalvarırdım Bazı bazı götürdüğü de olurdu. Esad Dede, Hâfiî Divanmı okuturduDinliyenler. not alırlar, ona tasavvuftan suaüer sorarlar. okuma bitince hepsi birer birer üstadın elıni öpüp giderlerdi. O ne saygı, o ne ince terbiyeydi. Yumu'ta. elma, limon. portakal g'bi kpbuklu şevlerden başka hiç bir yiyeceği ağzına koymıyan, uvkularını oturduçu fedir üstüne büzülerek uyuyan bu münzevî ihtiv >r. şarklı üslübda bir hakîm idi. Hayatından memnun, p m^sud bir ins^ndı. Bana hıviive t tiği Na=âyih ülHükemâ (Filozoflann Öğü 3leri) kitabm^an .lk ielÇocukluğumda babamı ve arkı sefe dersini a'dım diyebilirim. daşlarını düşünüjorum da onlarm Yenikapı Mevlevihanesi de ayrı ne kadar ölçüsürde bir hayat * e bir âlemdi. Krjıdil. kadir ve bayzevk standardını bulua va"dık' ı ram geceleri her taraf pırıl pırıl rmı havranlıkla hatırhvorutı. 3ı mumlarla ısıklarurlar. Dedelerin bam, Posta ve Telgraf Nezaretinoe hücreleri tath sohbetlerle dolar. ki vazifesi dışında musiki ile 'lşi kendisi tanbur üstadı olan Seyh lenirdi. Nev çalardı. Ustası Mevlt Celâl Efendinin riyaset etiği topvî Hakkı Dedeye, şimdi unuttum, lantîlarda âvinler meskediHr; herAksaraydan kalkıp Üskudarlara kes birbirine hürmetkâr, çoğu t'kr nu, yoksa daha da uzak yeriîre içinde yaşadığı halde güler yüzlü, mi gider, ondan ney meşkedî"Hi. hayatınc'an şikâyetsiz hayat sürerDostlarile biz m evde de sık sık lerdi. Yangınlar, hastalıklar, ölümtoplanırlardı. Bıkmadan, yorulma ler bile bu iç saadeti bozmaz; sedan meselâ meşhur Dedenin Penç beb oldukları elem ve kederler, fcu gâh peşrevini geçerler; bir hansyi, temiz çehreleri ancak hüzün bubazan bir h?nenin bir cümlesini on lutlarile örterdı. Abdüihamid devkere. virmi kere tekrarlıyarak ça rinde şüpheli şahıslardan telâkki larlardı. Dinlenme duraklannrta edilen Seyh Celâl Efendiyi ve çevgelsin kahvele/, çaylar, yazm şer resini kontrol etmek üzere civarbet, dondurma, ayran .. Alkolîii dan eksik olmıyan kırmızı fesli içki yoktu. O zaman hiç biri ı.ı hafiyeler. bu iç dünyalannı kurzunu geçmemiş bu akranlar gru mu? insanlan rahatsız edemez'er; pu, saydığım masum «meşrubat» onlann manevî huzurlarını bozaile keyiflenirler; gülerler, söyler'.er, mazlardı. kendilerini bahtiyar hissederlerdi. Bu gönül rahatından bizim nesBu, musiki tarafı... Bir de bunun şıır ve edebiyat cephesi var le de hiç nasib olmadı îeğil. Birindı. Seksenine varmış, derileri kc ci Cihan Harbinin ateşli dalca'.arı, mütarekenin çamurları, İstiklâl Sa saşmın istikbale ufuk açan sav.işları dindikten sonra kavuştuğumuz emniyet devrinde biz de bövle can dan sohbetlere, ilmî ve millî meseleler üstünde konuşmalara imkân Ne tuhaf olduk; politikarun girmediği bir yer, sataşmadığı şöhret, bulaşmadığı iş kalmadı gibi bir şey. Takd'.r etmemsk mümkün mü ki, poiitika n ühim bir toplu.uk kıyrneti, hattâ ihtiyacıdır. Ama LU : böyledir demek, yaşamak çin siyasetten başka uğraşacak konu, zevkalacak meşgale yok demek olmasa gerek. Memleket veya memleketler idaresinden önce kendimiz ve kendilerimizin idaresi«3 meıbur olduğumuzu unutmasak ne iyi ederiz. O zrman hayat şerbetin n icindeki ölçülü bir miktar, siy?sete ayrılabilir. Amerikan kokteyıinde bile «cin». muayyen bir nisbette kullanılır. Hiç bir şey "•=>tmadan yalnız bu sert içkiye kendini verenler, cin çarpmış ;ibi akıüarım kaybeder!er. Siyâsetin başımıza vurup bizi mest, hattâ bedmest etmemesi için ona başka hayat alâkaları kanstırmaktan <?ayrı çare yoktur. Çünkü sarhoşluk artarsa, muvakkat de olsa, insan cinnet gctirir. Söylediğini jilmez, yaDÜğmı farkedemez. •^«•^••••••» Yazan; ••*^"^ Tekel Ispirto Fabrikası Işçi SenStalin, Hitlerle anlaşarak, onun | çuk sene, hudud meselesi ne Stalin. dikasırun yıllık kongresi dün saat Baüya karşı yürümesine imkân ver t ne de Molotov tarafından bir daha 14 te Paşabahçe İspirto fabrikasmmiş ve bununla Avrupayı kendi le ileri sürülmedi. Fakat Rusya, bu da yapılmıştırhine, diğer memleketier aleyhine arzusundan vazgeçmediğini de dipRiyaset divanı seçimi ve faaliyet yıpratacak uzun bir harbe sürükli lomatik kanallardan yaptığı temas raporlarmın ckunmasından sonra yeceğini ummuştu. Fakat Fransanın larda ima etmekten de geri kalmı tüzük tadilâtma geçilmiş, yönetim ânî bir şekilde çökmesi Stalin'in yordu. kurulu 5 kişiden 7 kişiye çıkarılbütün plânlarını suya düsürdü. Şimdi, durum tersine dönmüş ve mıştır. Bununla beraber, Stalin o şartlar Almanya ile Rusya âdeta karşı karTenkid ve dilekler kısmında şun altında bile, fırsattan istifade im şıya kalmışlardı. Stalin, bu sefer lar ileri sürülmüştür: kânını arıyordu ve nihayet buldu: Batı devletlerinin Almanya ile Işçi baremi tatminkâr değildir. Lehistanı Nazilerle paylaşıp yarısı anlaşmalarından ve Rusya ile Alm kendisine aldıktan sonra, Baltık manyayı karşılıkh bir yıpranma Gruplarda ücretler düşük, yemekdevletlerini ve Rumanyanın kuzey yıpratma barbine sürüklemelerin ler kifavetsızdir. Işçilerin evvelce mesai zamanınillerini de cle geçirmesi Rekâlâ den korkuyordu. Bunun için, İnginvlmkündü. îiz ve Amerikalılarin ikinci bir cep da yıkandıklan ve bunun da hiç bir zaman ranJımanı sarsmadığı, Husyanın bu memleketleri istilâ he açmalarını ısrarla istiyordu. Nive ilhak hareketi, Almanyayı çok hayet 1943 senesinde, ikinci cep şimdi ise mesai içinde yıkanılmaSaşırttı. Hitler, kendisile işbirliği e henin hâlâ açılmaması üzerine, Sta dığı için işçinin temizlenemediği den adamın sözüne inanılamıyaca Hn bu husustaki • teessürünü». Lon ileri sürülmüş. eski usule döniümesi istenmiştir. ğım nihayet anlamıştı. Şimdi ona' dra ve \Vashington Büyük Elçilekarşı daha ihtiyath davranmak ih rini geri çağırmakla gösterdi. Ankara Valisi şehrimizde tıvacuu duyuyor ve endişesini belli Bu hâdise Hitler'in gözünden kaç Ankara Valisi ve Emnıyet Mudur veeaiyordu. Buna rağmen, Stalin yo mamıstı. 9 ağustos 1943 te, Maiskiy kıli Kemal Aygün dün sabah şehrlmıze lundan şasmadı. ile Litvinov'un geri çağırılmaları gelmıştir. 1940 kasırrunda, Molotov Berline hakkındaki görüşünü Amiral DöAmerikan Başkonsolosu gitti geldiği zaman girişilen müzakere nitz'e şöyle anlatmıstı: Bırleşık Amenkanın Istanbul v Baş. lerde Rusyanın Balkanlara göz dik • Moskovanm bu habde güttüğü konsolosu Mr. Mathews, dun uÇakla rruş olduğunu Almanya daha iyi gayeleri İngilizler nihayet anlamış n.em'.cketlmızden ayrılmıjtır. anladı. Molotov bunu bir pazarlık lar ve bu hususta uyanık davranTanınmış iktisadcı Gidc için unsuru olarak ileri sürüyor ve şu mak lüzumunu duymuşlardır. Habugün bir toplantı yapılıyor nu anlatmak istiyordu: Rusya, ken kikaten, Rusyanın Avrupamn göbeTurkıye Harsı ve Içtımai Araştırmadisine Akdenize inmek müsaadesi sine kadar uzanmak tehlikesi var lax Derneğı tarafından hazırlanan ve verilmezse ve Yakındoğu petrolları dır. Halbuki İngilizler harbe Av bugun icaret Odası salonunda yapıla. üzerinde kayıdsız şartsız hâkimi rupadaki kuvvet muvazenesıni mu cak olan (Glde ve Kooperatıfçilikl gu. yeti tanınmazsa, Ingiltereye karşı hafaza etmek için girmişlerdir. Bu nu vesılesıle İstanbul Ünıversıtesı Kitab Sarayı. tanınmış kooperatıfçinln eser. harbde Almnayaya yardım etmi gün ise Rusya, ortaya yeni bir teh lerınden murekkeb bir kuçuk sergi ha. like olarak çıknuştır ve kuvvet mu zırlamıştır. Sergi bugunden ltlbaren zı. yecekti. vazenesi eskisinden daha fazla yaıetçılere bır hafta muddetle açık bu. Kurnazca bir teklif lundurulacaktır. Stalin bu tekliü ileri sürerken tehdid altındadır. Bugunku toplantıda Dernek relsl Hitler'in bunu kabul etmiyeceğini «Rusya ile İngilterenin hedefleri Prof. Orhan Tujıa. gunun maksadını belki biliyordu. Fakat ufak bir ü başka başka olduğuna göre, ikisi anlatan bır konuşma yapacak, emekli mid de olsa bunu bir kere tecrube arasında, ergeç, muhakkak bir ih iktısad prcfe«orlerinden Aynızade Ha. etmek istiyordu. Hitler bunu kabul tilâf çıkacaktır. İngilizler §u anda san Tahsın, Halk Bankası Umunı Mu. duru Nusrat Uzgoren. Remzi Saka. muh etmeyince Stalin'in yeni bir ümide hâlâ bizi imha etmek kararlarında telif kooperatif konuları etrafında kondaha veda etmesi lâzım geldi. azim gösteriyorlarsa da, ileride si feransl?r vereceklerdlr. Iktisad FakulAlmanya, batı cephesinde duru yasi şartların bizim lehimize dön tesi öğrenclleri Gide'ın hayat, eser ve prensıplerini anîatacaklar, en sonra munu sağlamladığına kanaat geti ı m e s i kuvvetle muhtemeldir.» Prof. Fındıkoğlu Gırie'ln Isveç koope. rerek iki yüzlü dostuna karşı harb raftlciüğır.e tesınnl izah edecektır. Siyasî ve askerî taktik açınca, Stalin bu sefer emellerinin Tahran konferansmda, Rusyanın Prof. Schwartz için veda töreni tahakkukunu temin edebilecek ye arazi talebleri resmî toplantıların 2(1 genedenberi Patholojik Anatomı ni bir imkânla karşılaştı ve İngil hiç birinde bahis mevzuu olmadı. kursusunu idare eden ve terenin yaptığı işbirliği tekhfini ni Bir akşam, yemekten sonra Chur bır çok değerll hekimler memleketımıze yetiştıren Ord. hayet kabul etti. chill bu bahsi açtığı zaman, Stalin Prof. Schwartz. yakında Amerıkaya gıt. mek ıtzere memlekettmlzden ayrılacak. Fakat, 1941 senesi sonunda durum şu cevabı verdi: tır. Bu maksadla Tıb Fakultesl Talebe tamamile Rusyanın aleyhine dön «Sovyet taleblerinden şimdi müştü. Moskova kapılarına kadar bahsetmeğe lüzum yok. Fakat sı Cemıyetl bugun Marmara lokalinde bir veda toreni tertib etmiştir. dayanan Alman orduları, bir tarafrası gelince bu bahsi gene açaca Türk Talebe Birliğinin genel tan da Kafkasyayı tehdid ediyorğız.» kurııl toplantısı du. Stalin, Hitler le anlaşarak kaStalinin bu sözünden, taleblerini Mlllî Turk Talebe Birligınin yıllık gezandığı zaman ve arazi, emellerinin nel kurulu ocak ayı içlnde toplanacak. ancak pek azını tatmin etmiş bu ileri sürmek için durumunun kuv tır. Kongreye. Birllğın Ankara Ünivervetlenmesini beklediği anlaşılıyorlunuyordu. sıtesi Hukuk, Tıb. Siyasal Bilgiler. Dll. du. O ânda şüphesiz bunun sırası Tarıh . Coğrafya ve Veteriner Fakülte. Bununla beraber, Stalin, içinde değildi, çünkü Rusya, böyle bir tek lerlnde kurulan teşkilâtından 100 kijillk bulunduğu şeraitten gene siyasî e lıfi il"ri sürerse tekrar reddedilece bır delege kafılesı iştirak edecektir. Birlık tuzuğu. Ankara teşkllâtını da mellerinin tahakkukuna imkân te ğini bilivor ve kend'sini istediklemin edecek bir şekilde istifade et rine, baskaları kabul etsin, etme Içıne alacak şekılde tâdil edılmek uzere bır komıs\ona havale olunmujtur. meyi düşünüyordu. Zira, İngiltere sin, erişebileceği derecede kuvvetBir taksi dükkâna girdi ile Amerikanın «Rusya gene Al lendirecek bir durum teminine çaKâzım Gokkaya adında bir şoför, ida. manya ile anlaşırsa» düşüncesile en iışıvodu. resınde bulunan 2965 plâka taksi İle dişe duyduklarını biliyordu. Stalin bu husustaki plânını da duı Galatada Beyazıd sokağından ge. çerken birınden Bunun için. 1941 aralığında İn hzırlamıştı: İngiliz ve Amerikan ne ani yan sokaklardan çıkmıştır. onu. oîarak bir adam Şo. giliz Dış İşleri Bakanı Eden. Rus | •''skerî kuvvctini Almanyaya karşı för adama çarpmamak için direksiyo. ya ile bir anlaşma hazırlamaya o şekilde ku'lanc'uracaktı ki, Al r,u kırınca otomobıl Fotıye aid 49 nu. 7'^kovaya geldiği zaman. Rusya manya, Rusyanın emellerine halel marslı dukkânın vıtrin camlanm par. kat'î bir şart ileri sürdü: İngiltere, îolmeksizin. ma&lub olacaktı. Sta çalayarak içeri ginniştir.. Hâdise etra. fında tahkıkata başlanmıştır. Alman istilâsı başlamadan önceki lin buna da. Müttefiklerin ikinci Rııs hududlarım kabul edecekti. cepheyi Balkanlardan değil. FranKÜÇÜK HABERLER Stalinin bu teklifle çok kurnazca sadan açmalarını feminle muvaffak bir plân çevirdiği muhakkaktı: İn oldu. • DEVLET Bakanı Muanuner Ala. giltere bu şartı kabul edecek olurSiyaset sahasmda olduğu gibi, kant Dun sabahki ekspresle jehrimıze sa Rusyanın son zamanlarda işgal askerî sahada da Stalin daima harb gelımstir. • IvnLLİ Turk Talebe Birliği y a r n A ettiği memleketier: Finlandiyanın den sonraki emellerini gözönünde bir kısmı, bütün Baltık devletleri, bulundurarak hareket etmiştir. Kı saat 14 te Çıçekpalas lokalinde bir ba. sın toplantısı yapacaktır. Lehistanın doğu, Rumanyanın da zılordu, hiç bir zaman Almanyayı Toplantıda. Ünıversıte bahçeîine diki. kuzey bölgesi Sovyet hududları içi mağlub etmek gayesile çarpışma lecek Ataturk heykeli çalışmalan etrane dahil edilmiş olacaktı. mış, daima ileride Rus emellerinin fında da izahat verilecektır. • AVRUPA guzellik musabakaları. Bu teklif üzerine Eden, hiç bir tahakkukuna destek olacak hedefna iştıark eden guzellerden dordu ocak anlaşmaya varamadan, Ingiltereye ler aramıştır. Harbin son aylarmda ajının altısında şehrımize gelecektır. döndü. Churchill ve Roosevelt de yapılan harekât, askerî zaruretler Aralarında Fransa guzelı M.cole Druin, Rusyanın bu şartıru kabul edemi ve muharebe taktiği icabı gibi gö Fîn guzeli Eva Hellas. İsviçre ve Rıvıera yeceklerini bildirdüer. 1942 mayı rünürse de, gene siyasî emellere guzelleri de bulunan bu dört klşlhk sında Molotov Londraya geldiği za hizmet edecek bir durum temin et guzeller grupu Takslm Bele<Jiye Gazi. nosunda mayolarla bir gosteri yapacakman teklifini tekrarladı. Fakat ge miştir. lardır ne red cevabı aldı. Bunun üzerine • ÇANAKKALE âbidesi için bağış. Bütün bu harekât esnasında RusRusya, şartını geri almak mecbular devam etmektedir. kadar ya, Batıya doğru cephesini adım a yapılan yardım 177.378 Şimdlyebuimuş. lirayı rivetinde kaldı. Zira, açıkça kabul dım genişletmiştir. Meselâ Varşo tur. etmemekle beraber, Batı devletlevaya giren Kızılordu, Batıya iler l rinin yardımına son derece muhtac lememiş, güneye sarkarak Bükreş, Arahk 29 Rebiül'âhır jL l bir durumda bulunuyordu. LondraBelgrad ve Budapeşteyi almıştır. da varılan aniaşmaya. Rusyarun hu Balkanları ele geçirdikten sonra dudlarına dair hiç bir kayıd koi S tekrar kuzeye çıkmış ve Lehistanın nulmadı. O â a işşalini tamamladıktan sonra ye< > İlk ihtilâf niden güneye doğru inmiştir. | V. ] 7.25 12.16 14.36 16.48 18.271 538 Bu, Stalin'in yeni bir siyasî mağGELECEK YAZI Stalinin akim , Z. | 2.37 7.28 9.47 L2.00| 1.39 12.50 lubivpti idi. Ondan sonra bir bu kalan tek emeli: Boğazlar. ' HASAN ÂLİ YÜCEL bulurduk. Topkapı dışarısındaki köşkün anaç ceviz ağacının altında, her ikisi de rahmetli Şeyh Bakî ve Hoca Şerefeddin Ef^ndilerle Mevlânânm Rubailerini böyle okuduk, böyle tercüme ettikti. İstanbul ,isesinde öretmenken rahmetli Seyid r Salih Efendinin Çarşambadaki ?\ ın de toplanırdık. Fuzuli divanmı böyle hatmetmiştik. Bu fâzıl insanlann bil^ilerinden, zevklerinien ettiğim istifadeyi onlan rahmelie yâdederek minnetle hatırlarım. Aziz arkadaşım fe'sefeci Servet, hikâyeci Memduh Şevket, Taninci Muhiddinle münakaşalarım;zın sabahlara kadar sürdüğü olurdu. Bun ları da hiç unutamam. O zaman biz de okendi âlemindeki» lerden idik. Gene de kendimize göre bir çevremiz var. vefalı dostlanmızla buluşup can sohbet'.eri ederek tamamile poiitika dışında kalıp ilimden. felsefeden, sanattan konuşuyoruz Vazife dolayısile senelerce avn düştüğüm bu âleme dönüşü, hayatımın en bahtiyar lutuflarından sayıyorum ve fenalık ettiğini zanneden siyasî hasımlarımm bana ne büyük iyiük etiğini onlara teşekkür vesilesi bilerek açıklamaktan zevk duyuyorum. Kendi âlemindekilerin garbda pek çoklan olduğunu hep bilirz; okumuş, duymuî veya görmüşüzdür. Bunlardan birini fransızca der gilerden bi r inde gördüm ve oek imrendim. İtalyanın Sinenne şehrinde büvük, muhteşem malikânjsini musiki akademisi haline koyan bir kont. Chigi; bütün dünya mü zik üstadlanm buraya çekerek her milletten gene müzisyenlere yükselme, ilerleme imkânlannı hazırîamış. Chigiana musiki akademisi, yani kontun sarayı, yirmi bir yıldanberi her yaz, temmuzdan eylule kadar dünyanm dört bucağınlan gelen gene müzisvenlere. sabahm dokuzundan eeeenin on birine kadar açıktır. Bu gencler, para vardımı görürler, evveden tertiblenmiş evlerde yatar kalkarlar. Hastalananlara her türlü yardımlar yapıhr. Segovia'lar, Thibaud'lar gl SAYIN DOKTOR ve EZCACILARA if*T oM •c.rUaun zamandanberi beklenen • ^ VITASALICYL FORT Isiml: Romatizmaya karşı ilâcımız bol miktarda Ecza De • larına tevzi edilmiştir. KEMAL MÜDERRfSOĞLU ve ORTAKLAR! Kol. Şti. P. K. 949 Telgraf: MÜDERRİSOĞLU r J BÂBY0.K. 8 V i t a m i n 1i HOLLANDA SÜTÜ YAVRULARIHIZIN İDEAL GIDASIDIR. Her Eczanede bulunur. 400 gramlık kutusa 350 kuruıjtar. Gazetemizin tefrika ettiği Chester IVilmot'un «Avrupa Kavgası» adh eseri, müteveffa Amerikan Cumhur Başkanının Strlin'e ve Sovyet Rusyaya ne fecî suretle aldanmış olduğunun ibret verici tafsilâtile doludur. Bugün diinyanm içinde bulunduğu huzursuzluk Dilimizde admı Çeceron şekline ve üçüncü bir dünya harbi tehlisoktuğumuz meşhur devlet, felsofe kesi, hep Roosevelt'in o gafleti yüve hukuk ad^mı Cicero, yirmi asır zündendir. önce şöyle femişti: Stalin yeni beyanatı ile harbin «Zevk düşkiinlüğüne, yüks«I son yılında kendisine inaıınıış ve me hırsına, baskalannı geçmek kannıış olanlar arasında bulunan için didinmeye, düşmanlıklara, ih General Eisenhower'i ve Ameritira<I»rm her türlüsüne sanki hiz kalılan bir defa daha aldatmak ismetkâriık ettikten sonra rııhun teraiş; fakat 1945 denberi 8 yıl geçyapayalnız kalması, kpndi«île baş tiğini ve bu seneler içinde yaplıkbaşa yaşaması ne paha biçilmez larının Amerikalılarin gözünü açbir zevktir!» tığuıı unutmuş görünüyor. NiteYazık. o zevkten kendini, kendi kim Amerikada onun bu uysal ve arzularile mahrum edenlere... Fa tatlı konuşmasına pek az kimse kat bu demek, kendi âleminde iken aldanmıştır. 5\ ılin'e sorduğu sualyalnız kendini düşünmeli demek ler üzerine bu beyanatı alarak neşdeğildir. Maharet, kendi âlemindî reden NewYork Times gazetest, bütün âlemi düşünebilmektir. O Stalin'in sözleri Sovyet hükumetinun için bu türlü insanları, Yan nin hareket hattında bir değişikgeldiler ve Vurdumdu\'maz1avj3 lik ifade ettiğine inanmak suretikarışt!rmam=>lı. Yangeldiler alayı, le eski gaflet uykusundan hâlâ tasadece kendüerine ve kendi ra mamile uyanamamış olanlardan hatlarına düşkün, elin hamurile er biridir. Bu gazetenin de, hâdiseler kek işine karışmıyanlardır. Bun karşısında sabaha akşama aklı balardan ne ferde, ne topluluğa bir şma geleceğine şüphe yoktur. iyilik gelemez. VurdumduymazUr Stalin, komünistlerden ve safise hissetme istid&dlannı büsbütün dilliği budalalık dereccsine götükaybermiş, acı duymaz hale gelmiş bencilerdir. Bunlardan da hayır renlerden başka kimsenin inanmıyacağı bu beyanatta bulunıırken beklememeli. demokrat müttefik milletlerin ve Halbuki kendi âlemindekiler, va bilhassa Amerikanın silAhlanma zife çaŞırdığı zaman, evini ve ijji gayretlerini sekteye uğratmak isni bırakıp askere giden bir gene temiştir. Fakat bu milletleri algibi. hangi yaşta ve hangi halde datmak isterken kendisi aldanmışbulumırlarsa bulunsunlar, özel tır. Çünkü zaman ve hâdiseler, oçevrelerinden 1cpartar ve' etrifa nun riyakâr barışçı maskesini yürına kudretleri nisbetinde yaygın zünden çoktan düşürmüş bulunuhizmetler eder. fedakârlıklar jös yor. terirler. Zira onİ3r, uzun ruh müAmerika Ue Sovyet Rusya aracadele ve gayretile insı ettikljri sında bir harbin önüne geçitmesi karakter binrunı çağdaşlarına ve için Amerika ile müttefiklerinin sonraki nesillere mi'as bırakmak âzamî derecede silâhlı ve kuvvetli için binbir zahmete katlanmıslarolmaları lâzımgeldiği artık bir bedır. Bu türlü vatandaşlan korkakdahet halini almıştır. Bu, tamalık, tembellik ve bencil'kle suçlanmile tahakkuk edince ve kızıl çarrıranlar, şu hakikati hiç hatırdar) lık bir tecaviize kalkıştığı takdirçıkarmamalıdırlar: de kat'î bir mağlubiyete uğrayaKendine bir âlem ysratamıyancağını anlayınca Stalin veya halefi lardan başkalarınm âlemi için h ç yola gelecek; ancak o zaman babir favda beklenemez! .. rışçı lâflar fi'liyata intikal edecektir. Bu netice, bakalım hangi İki asteğmen Koreden döndü Kore Savaş Bırlığımızde askeri hız. senenin Noel yortusuna nasib olametlerinl ifa etmiş olan Asteğmen Sel. cak? Şimdilik Stalin'in sözleri için geçmek çuk Dekak ve Yıldız Sayıner dun «İşit de inanma!» deyip uçakla Tokyodan meriilekete dunmuş. lâzımdır. lerdir. bi saz üstadlan orada ders verirler. Fıakla konser veren bu şöhretler, o haşmetli sarayın salon'.arında kısa kollu, açık yakah gönıleklerle dolaşırlar. Kendi âlemindekilere bir servet sahibinin temin ettiği sığınak!. İngilterede bir çok kulübler bu kendi âlemindekilerin rahat ve huzur kaşeleridir. Orada dostlar buluşur, konuşurlar, yerler, içerler, derdleşirler ve söyleşirler. Hat tâ buralara kadın bile almazlar. Onların toplanmaları başka yerde, başka şekilde olur Fransız medenî hayatına istikamet vermiş büyük kadın salonları, bu miüetin ilim, sanat, hattâ sivaset tarihinde başlıbaşma b'rer bahis vücude getirmişlerdir. Alemi kendisinde bulanlar, bu kendi âlemindekiler zümesine girebilirler. Param olsa ve bir parti kurma hevesinde bulunsam, «kendi âlemindekiler» i bir araya getirmeğe ça'ısırdım. Fakat gelmezler ki!.. Zira onlar, herhangi bir kimsenin çağırmasile değil. >irbhlerini canlan istediği zaman aramak suretüe birlesirler. Bir teşr kilâta ken^ile ini haosedemez'.er. Başkanh, asb=şkanh. sekreterli, genel sekreter'i topluluklara girmok istemezler. Hürriyetlerini, ne pahasına olursa olsun kimseye vermezler. talin, Sovyet Busyanın kurulduğu gündenberi kızıUann tatbik ettikleri malâm ve mahud propaganda usulüne uygun beyanatta bulundu: Amerika Ue Sovyetler BirUğı arasmda harbi önüne geçilemez telâkki etmiyormuş. Her iki memleketin barış içinde yaşayabileceUerine kani imiş. Bugünkü çekişnıe ler, Sovyet Rusyaya karşı açılan soğuk harb siyasetinin mütecavız hareketlerinden Ueri geliyormuş. General Eisenlıower üe görü§meği müsaid karşılıyormuş, Kore uarbine son vermeği arzu ve bu yolda işbirüği yapmağı kabul ediyormuş!. Noel yortusu arifesinde kızd diktatörün verdiği bayanata benzer sözleri yıllardır, ne kadar çok dinledik. Bu yumuşak, fakat riyakâr sözlere aldananlar, sonradan büyük bir hayal ve üntid kınklığına uğrayan safdüler ne kadar çok oldu. Bunların başında Eoosevelt ve onunla aynı gaflete düşerek Stalin'e aldananlar gelir. Bu bakımdan Roosevelt'in vakıtsiz ölnıesine acımamak kabil değildir. O, birkaç yıl daha yaşamalı idi de Stalin'in kendbini nasıl avladığını ve aldattığını görmeli idi. Vakitsiz ölümü, siyasî gafletinin acısını çekmekten kendisini kurtardj. Hamdi Başann üzüntüsü Cuma günkü yazımda eski dostum İstanbul milletvekili Ahmed Hamdi Başarın Demokrat Parti Meclis Grupunda, Başbakanla yaptığı münakaşa sırasında, evvelâ cesaretle tenkidlerde bulunduktan sonra Başbakarun sert cevabı üzerine «ben fevrî hareket ettim, kusura bakmayın» şeklinde özür dilediğini ve bu şekilde siyasî h.~ pot kırdığını yazmış ve arkadaşm acımıştım. O yazıyı gizli olan Grup toplan~ tısından sızarak gazetelere akseden haberlere göre yazmış ve bu noktayı bilhassa belirtmeyi de u nutmamıştım. Hamdi Başardan dün aldığım u zun bir mektuba göre, meğer, hâdise tamamen aksi surette cereyan etmiş; kendisi evvelce yaptığı tenkidlerden ve ileri sürdüğü fîkirlerden hiç de fedakârlık etmemiş ve Başbakana kendisine cevab vermemesi için ricada bulunmamış. Bu nokta, aziz dostumun Ankaradan gazetelere çektiği telgraflardan da anlaşıhyordu. Nitekim cuma günü yazımm çıktığı nüshada bu tekzib telgrafı da neşredilmişti. Yalnız geçen salı Parti Grupunda cereyan eden münakasalara aid yazılar ertesi günü gazetelerde ilk sahifelerde büyük başhklar alünda Hamdi Başarm resmüe birlikte çıktıgı hal de, tavzih telgrafları iç sahifelerde gorunmiyen yerlerde ve küçük pun tolarla intisar etüğinden bir çok kimsenin gözünden kaçmıştır. Spor ve Sergi Sarayında Belediyenin istanbul tertib ettiği Hemferilerinin 1 h Yutbasi Eğtenceteri Çay ve çeşidli surprizler Ucuz büfe Dühuliye 150 kuruşrur Biletler Şehir Tiyatroları gişelerinde satılmaktadır. depsiye basmazdım ben! Tevekkeli Reşid hergelesi beni öne sürmedi! Gene içinde bir şüphe varmış onun.. Ama, beni burada yakalarlarsa, kendisi kurtulacak mı sanki? Onu da otelde, kapana kıstınlmış fare gibi enseliyecekler.. Ne yapsam, bilmem ki?» Kapıya kadar gitti, eşikte durdu. Etrafa bakındı. Otelin holü kalabalıktı. Tren ve vapur saatleri olduğu için, bir yandan yeni yolculaî geliyordu. Kalabahktan istifade, kim\£eye gözükmeden kapı dışarı çıkmak istedi. Fakat, bunun faydasızlığuıı bir kere daha düşündü. Zekinin karşısına geçip pazarlık etmekle, yan yoldan sıvışmak arasında, suçluluk bakımından hiç fark yoktu. Tekrar odaya girdi, gene dolaşmağa başladı. Vaziyetin iki gündenberi aldığı korkulu şekil karşısında, en iyisi galiba bu işden vazgeçmek olacaktı. On para kâr etmeden bir de hapishaneyi boylamak hiç de akılb işi değildi. Aklına gelen tek çare, Zeki gelince, ona Cemileyi sormak, dündenberi meydanda gözükmediğini söylemekti. ((Cemile hanım dün' sabah oielden çıkmış, bir daha dönmemiş, derim» diye düşündü. Sonra, gayri ihtiv arî, kafasına bir yumruk indirdi. «Nah sana, budala herif, diye söylendi. Otelden bahsedilir mi? Bu iş zihnimi öyle kanştırdı ki, ne haltedeceğimi şaşırdım. Herife otelin adresirü vermedik ki! Sahi yahu, oteli de bilmiyor, bizi nasıl buldu bu? Meydanda bir şey a canım, Reşid ne derse desin, polisin parmağı var bu işde! Evet, evet, en iyisi, tereyağından kıl çekilir gibi, bu nühusetli işden sıynlmak. Reşid ne hali varsa görsün. Şimdi Zeki aşağı inince, Cemile hanım size geldi mi? diye sorarım. İki gündenberi görmüyorum, nerede olduğunu biliyor musunuz? derim. Tabiî, ben de bilmiyorum, diyecek. Mahud işden filân bahsetmem. Onu aramağa gidiyormuşum gibi yapar, Allahaısmarladık der, çıkarım. Bir daha da beni koyduysa bulsun. Hani, şeytan, şu Reşidin bile semtine uğrama, diyor.. Tam bu karan verdiği sırada, Zeki içeri girdi. Hayri birdenbire jaşaladı. Zeki, hiç beklemediği bir anda odaya girmişti. Hoş geldiniz, Hayri bey, dedi. Bir emriniz mi var? Bu sual, Hayriyi büsbütün şaşırttı. Niçin geldiğini bildiği haide, böyle sorrr.ası, türlü türlü mânalara almacak bir şeydi. Kendini toparlamakta biraz güçlük çekti. (Arkası var) Çiviye takılthğı halde kaçmadı Z'ra 30 denicr CE GELEN l ın Ietrikası: Ne haber? diye sordu. Bir haber yok. Benim tah.ninim doğru çıktı. Işin içinde bir dalavere olduğu meydanda. Ama nasıl bir dalaveredir, onu bilerncnı. Oyle gozüküyor. Aşağıya sordum. Cemile hanımdan ses sada çıkmamış. Belli bir şeydi, a canım. Zaten ben de tenbih etmiştim. Gelmiş olsaydı bana haber vereceklerdi. Neyse, epey korku atlattık. Sana da bana da geçmiş olsun. Boş ver, ben senin gibi korkmadım. Dün akşam, gözünle de gordün. Neyse, şimdi bunu bırakalım da işimize bakahm. Vakıt geçırmiye'im. Çünkü artık sabnm tukenmeğe başladı. Sen bugün doğru Zekıye gideceksin Gideceğim, ama daha çok erken. Hiç olmazsa saat dokuz olsun. Tabiî. Bu kadar erken gidil Dün akşam buraya tahkikata geien, ister sivil olsun, 'ster Zeki tarafından birisi Ce<nile Hammı bu sabah götüren de ister o olsun, ister bu. Şu dakikada, bu ışi de senin idare ettiğini, Mısırdaki sağu" sultan bile duymuştur. t Tabıî duymuştur. Ne çıkar J bundan? I Yooo! Bir şey çıkmaz. Ama, hani, yarın Zeki ile konuşmağa be ' nim yerime sen gitsen dıyorum. Hâ!â korkuvorsun, değil mı? Yok be a^abev! Neden korkacağım? Isin içine polis kanşmadık tan sonra! Oyle ise uzatma Yann sabaha kadar bekieriz Kısmetimizde olan kaşığımızda çıkar elbette! % * K Ertesi sabaha kadar hiç bir f«vkalâdelik olmadı. Hayri, vurek çarpıntıları içinde, uvkusuz bir eece geçirmiş, saat yedıde otele damlamıştı. Reşidi odasında uyanık buldu. Vakıâ, görünüşe bakıhrsa, polis tehlikesi geçmişti. Yanıldıklan anlaşılıyordu. Fakat Zekinin başka bir plân kurmadığı, onu kendi ayağı ile otele kadar getirdikten sonra, suçüstü yakalatmağı tasarlamadığı ne malumdu? Evet evet, muhakkak böyle idi. Yüzde yüz böyle idi. Bir akşam evvel otele gelen adam mutlaka sivil polisti. Ertesi Nakleden: HAMU1 VAKOGLD sabah Cemileyi alıp götüren de pomez. Herif bir de bakarsın sol listi. Kadının bir kuru ifadesi, Ketarafından kalkmıştır. Kaş yapahm şidle onun aleyhinde takibata gederken göz çıkarırız. Dün akşam çilmesine kâfi gelmemiş, bir cürki talimatımı unutmadın, değil mi? mü meşhud tertib edilmişti. Onu tıka Umıtur mujTim hiç? İstersen kapana kıstıracaklar, içeri caklar, arkadan da Reşidi kolayca tekrarlayayım. Hacet yok, yalnız, gözünü se yakalayacaklardı. veyim, idare et. Cemile hanım biHayri, oturduğu yerden kalktı, zimle beraberken ne kadar kuv bir aşağı bir yukarı dolaşmağa başvetli isek gene öyle kuvvetli imi ladı. Olduğu yerde duramıyordu. şiz gibi gözük. «Amma da enayi şeylermişiz be! En zor tarafı burası zaten. diye düşünüyordu. Bunu nasıl oldu da dün akşam düşünemedik? Ama, becermeğe çalışacağım. Bir saat sonra Hayri yola çıkb. Apaçık meydanda bir dalavere bu. Zekinin oteline vardığı zarnin do Yuh o Reşid olacak budalaya! Yok, kuzu biraz da geçiyordu. Yuka Cemlieyi kaçıran Zeki beymiş de, rıya haber gönderdi, bekleme oda yok bilmem neymiş de! Olacak şey mi bu? Kan içeride, belli bir şey. sına girdi. Ağzından bütün lâfı aldılar, a>na Kalbi hızlı hızlı atıyordu. Zaten, baktılar ki lâfla bizi tevkif edeotele gelirken ayaklan hep geri miyecekler, gelsin cürmü meşhud.. geri gıtmışti. Reşidin soğukkanlıhAcaba tüysem mi? Herif daha aşağını kendisi bir türlü gösteremığı inmeden sıvışayım rru acaba? yordu. Ama, o da olmaz. Bu sefer kabaAklına köt" kötü seyler geli hati üstüme almış olıırum. Tuh yordu. Allah kahretsin! Hiç böyle man nes Arkası Sa. 4, Sü. 5 te CUMHURİYET Nüshası 15 kuraşrur Abone şeraiti Türkiye Harte SeneJlk Altj aylık Oc tylık Bir ayıtk Ll.a Ki. lAn Kr. 42.00 81.00 22.50 43.00 12 00 14.00 ' 4^0 9.00 FİLİZ Nylon Çorapları elâstikidir. En Giizel Takvim Nebioglu Tahvimi 0 D I K K A T Gazetemize g/indernen evrale o* uaııiaf nepedlMn edilmesin tod« oltınmu tlânlardan meruilyet kabul «rtilmrı