Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
21 Kasım 1952 c Derleyen: Hatice Vildan CUMHURHBf İ K T İ B A S L A R Tarihî Bahisler \ dan bırinde tipık bir hâBazı kimseler ıçin alış diseye şahid oldum. Genc verişe çıkmak bir zevkve akılh bir satıcının kar> tir. Karşılarında daima şısına bir kadm dikildl kendilerine istekle hizve çocuğu için kitab ismet eden satıcılar bulurtedi. Satıcı biraz araöh, lar. Bazılan için de çarsonra: şıya çıkmak tam manaHarb tarihimizde olduğu kadar Size şu güzel resim'i sıle bir angaryadır. Kimkıtabı vereyim. dedı. Be sanat tarihimizde de çadirların miise onlarla meşgul olmaz. nım de küçük bir oğlum hım bir yeri vardır. Orta AsyadanBunu neye hamleltmelı'' var, çok hoşuna gitti Kaç ben birbirini takib eden hicretler j Bu sualin cevabını veve harbler Türklenn çadrrlara olan keredir okuyor. rebilmek içın New York, Müşteri şövle bir yap alâkasını attırmıştır. Baltimore ve WashingTürk çadırlan ımal tarzlan, takraklan çevirdi ve şunlan ton"da 14 mağazada satıcı sımatlan ve tezyinatlan bakımınsöyledı: olarak çalıştım. Eskiden Benım oğlum çok akıllıdır. Bu dan dünyanın en güzel ve en kulde altı sene bir mücevhercide vaçadırlanydı. Bir Türk zife gdrmüştüm. Bütün bu tecrü çeşid kitablar onu pek alâkadar et lanışlı beler sonunda şunu anladım: Müş mez. ordugâhında hukümdarın, veziri terinin hal ve tavn satıcılarm Belkı de musten ondan sonra azamın muhteşem çadırlanndan kendısine yaptığı muamelenin en satıcının n « ' n birdenbire soğuk başka subaylann ve erlerin de mühım amilleridır. Alışverişi bir davranmağa başladığını anlama , her türlü istirahati havi çadırlan angarya yahud bir zevk haline mıştır. | vardı. Bu seferî ikametgâhlar (çasokmak satıcılann değıl müşterıMesleğe veni gırenler ekseriya j dır, ç e rge, oba, otağ, sayeban; çinlenn ehndedır. terbiveli olan kadınlann bir makâri çerge; üç direkli çerge, hayme, Bir gün şık gıyınmiş bır kadın ğazada nasıl birdenbire değıstikle padişah kasn.. ilh,) gibi nevilerine, cldiven kısmına hışımla girerek: rini görüp hayrette kalırlar. Nasıl şekillerine, kumaşlarına göre çeşidli Biraz da benimle mesgul olu ki efendi bır adam arabasının dı1 l 5 i m lerle anılıyordu. niız, dedi. reksiyonuna geçtıği zaman terbiOrdugâhlarda yatak çadırlarından Sesi yuksek teüelerden iniyor yesini kavbederse kadınlar da samaada, mutfak, hamam, abdesthamuş gibıydi. Belki de bıze tesir et tıcılara, bir başçavuşun erlerle ne; hapısane ve ahır çadırları da meğe çahşıyordu. Çıkardığımız konuştuğu tarzda konuşurlar. vardı. Ölenlerin bir müddet için ceşic erı az bu'du. mağazânm ışık Sapka kısmında bulunan Mat konulduğu çadırlara da (meyyit çatertibatını beğ*nmedi. Satıcı kız mazel Jennv bir gün bana şunu dın) deniliyordu. da canı sıkılarak ona zorla hizmet anlarmıştr. Kadının biri gelmiş, (Yenıccrı kıt'alarına mahsus caettı ve ışını ko'aylastıracak en ufak parmaklarını saklatmış ve oBura dırlar her bcvlerbevi veva sancak bir harekette bulunmadı. bçyi tarafm^an tedsrık ohınur, devya bak» demiş. Satıcılar ınsanın karakterini gaJennv işitmemezlikten gelmış. let yalnız kapıkulunun çadırlarını yet güzel tahlil ederler. Zuppehğı'.e Kadın da derhal müdüre cıdıp şi temın ederdi. Butün bevlerbeyleri, onlara kendini gostermek ıstıyen kâyette bulunmuş Mudur cevaben maiyeti efradınm talım ve terbiye nızam ve intizamına dıkkat ettikRessam Luna de San Pedro, sına bir mektub yazdı. derhal Pa kıskançlıktan avazı çıktığı kadar müşteri ekse.ıya merhametlermı k e n H i s m e ş u n ) a n s o v , e m l ş : celbeder. Iyı ve sade ınsanlar satı j M a d a m b i r a z d u ş u l ı u n u z , M a t leri gibi çadırlann da mükemmeManılla'da doğmuş, damarlarında rise donmesını bıldırdı. Mana bu | bağınyor Bu çiçeklerı sana âşığın veri cılara insan gibi muamele ederler , ^ ^ J e n n y , n i n v a z i f e s i s i z e h i z . hyetine itina ederler; hattâ bu huHindli kanı dolaşan, yirmi gekız sefer, emre ıtaatten başka çare buve işleri kolayhkla ve zevkle go ^ e t m e k t J T a m a ^ ^ d e g i l d ı r susta birer mükemmeliyet nümuyaşlarında, ufak tefek, Japona ben lamadı. j yor1 dıyordu. Şimdı, Parısteki evde bir cehen | Bır gün Luna, kansının getirdiği : rülür. ler bir gencdi. Çok kabıhyetli resSızinle meşgul olmasmı rica etmış nesi teşkil etmek için birbirlerile Kendısıle derhal meşgul olunma^ z e y k l e y a p a r d l E . musabak.it eylerlerdi. •amdı. Eserlerı pek beğenıliyor, bu nem hayatı başlamıştı. Re^am. ka çiek demetıni pencereden atmağa J dığı takdirde hıddetlenen kadınlar ı . gencin parlak bir «tikbale namzed nsını göz hapsine tutuyordu. Mont kalkmış, Maria Her çadırın büyuklüğü; rütbe s.de olduğu soylenıyordu. Parıste, ken Dore'da başladığını haKer aldığı Eğer o çiçeklere elmi sürer vaTdır. Bunlar ışi bazan kabalığa sen böyle h e k e t f t m eyaptığıken ve mansıba göre değişirdi. Her ordi menfaatıdir. Çünkü ışe kadar göturürler. dını, memleketinden uzakta pek aşk macerasının Pariste de devam sen deıhal gıderim! gore terfi eder. Doğrusunu isterse tanın bir çadırı olur ve bu çadınn Bır gün New York mağazalarınTehdıdini savurunca, ressam şöygarıb hıssettığı içın evlenmek, bır , ettığını bılıyordu. Maria ınkâr edıdi niz kendisini muahaze edemiyece uzerinde o ortanın işareti bulunurle mukabele etmıştı: du..) (1) ğe çalışırdı. Bojle duşündü, hattâ ğim. Gidersen senı oldururum. Eskiden çadırlar Mehterhanede o kadar emnıyet hasıl ettı kı. Hag^r R u n d e yaşlıca bir kadın ?aBöyle dedikten sonra hemen ta v a n a İ 1 muhafaza olunur, seferlere çıkmaGenc kadın l tacin, atolyesine bıle davet v e t ş ) k b i r m a ğ a Z a y a girer. Kocası bancasını çekmiştı. bir miktar para bıriktirerek Noel den evvel bunların muayeneleri Sigctvar seferinde Kanunîye kurulan otağ korkudan bağıra bağıra odadan ka etti. için kendisine bir manto hediye et yapılır, eskiler tamir edilir, yahud I Ne yazık ki, bu sükunet pek az (Devrinde yapılmıj bir manyatürden ahnmıştır.) çaıken, Luna, onu korkutmak ıçin yeniden çadırlar dikilirdi. sürmuştü. Eylulun on birinci gü mek istemiş. havaya bir el silâh atmıştı. Eski bır vesikada şöyle denil yaldızlı bir top pınldar ve kapıla atlas üzerine münakkaş, astan kır. Şımdıye kadar bu derece srüBir yandan da, kansının muhab nü, ressam, karısına, ormanda bır gezinti yapmak teklıfınde bulun zel ve şık bir mağazaya girmedim, mektedir. (Ambarda münakkaş ça rın onüne dört tuğ çekilmiş bulu mızı bogasiden ) (7). betını kazanmağa uğraşıyordu. Odırlar vardır ki Hüdavendigâr Haz nurdu. Gittikçe ımallerı pek masraflı için bir hârhsedir. nu gezmelere goturuyor, eğlendıri muş, Maria bu teklıfi kabul et der. Bu brnimkadının sözlennden | >etlen kurulmasma emır eyledı. Ha Geçen asırlarda Türk sanatını, bir hal alan çadirların daha sade kız miştı. Hava serınce ıdi. Sorbahar, Satıcı yor, avutmağa, hâlâ konuştuğunu olmuştur ve bundan evvel iki zevkini ve ıhtişamını temsil eden yapılmasını lyapraklan dokmeğe başlamıştı. Dö, kendisine her i!k defa II. Sultan tahmın ettiğı oteki adamı unuttur külen kuru yapraklar, ayaklar al h o ş ] a r ; l a k çadır hümayun dikilmesi emrolu çadırlar yalnız seferlerde değil, bü Mustafa emretmiştı. (Sultan Musmünapib bir manto bulmak içın mağa çahşıyordu. nup bir dikilip kuruldukta dahi yük duğünlerde ve alaylarda da tafa Karlofça muahedesinden evtında çıtırdıyordu. Mana, son yabir havli zahmete katl=nır. Bır gun, Mulen Rujun onünden ı , , . , • ,.,1,,. Etpsi günü mü'jteri magazanın buyük olsa dev deyu buyuruldu. kurulurdu. Osmanli İmparatorlu vel icra ettiği iki seferde bu ça, 7 ,. , t u J ğan yagmurlardan kalma su bırıkın en kalabahk olan bir zamanında Eundan büyük olursa günlüklere ğunun azamet devirlerinde uç bü dırlar hususunda yapılan büyuk geçerlerken, Madam Luna bırd.n | * J ^ > b a s m a m a k l c e t e i d e l ı n l münidir ve ç\ıhadan bir kohne çar yuk hükumdar çadırlarında hayat debdebe ve ıhtışamı kaldırmıştı. ; bıre "rpermıştı. B.r adamla karşı ; .^ ^ Arkasına g.ye ae r \o aplıvarak bır arkadaşının dak var, sefere kabil dpğildir. Em | larını terketmişler (6), gene bu deDiğer cihetten Türk çadırlann n laşm.slardı. Adam ş.pkasmı ç.kar , ^ ^ k a l m a d ] ğ l i n b ö y l e köpeğinin mantonun bir kolunu rolunursa onun yerine rensâmiz virlerde bir çok siyasi müzakere v e ordugâhlarmm evvelki parça parça ettiğini anlatır. Kadına mış, saygı Ue eg.lerek onu selam^ d a v r a n m a k m e c buriyetınacıyan satıcı mantoyu muayene e renkten yeni bir çardak işlene ve ler, resmi kabuller çadırlarda ya ve mükemmelıyeti de kalmamıştı. lamıştı. Mana sapsan kesıldı, son birdenbıre: n u ^yluyordu. Sonra der, nihayet: beylerbeyi olana iki yeni otağ ve pılmıştı. o l d u ğ u Çadırlar için pamuk bez, adi bez, ra ıkı erkeğı bırbırıne takdım etrıle gelmiştir. Mpvcud otağ voktur. Sahı aklıma geldı, dedı, seni Birinci Viyana muhasarasmda Mantoyu bana bırakın, elbette 1 mek zorunda kaldı: Emrolunursa işlene ve Hüdavendi Kanuninin çadırı şehrin surları ipler ve bir çok kazıklar, direk'?r burada bırakıp ben terzıme gıtme bır çaresini buluruz, der. Kocam... Sana bahsettığim cârla gelmiş otuz altı ha7inelı bir karşısına dikilmişti. Hammer, son vesaireye ihtiyaç vardı. Bu cadırğ« mecburum. Kızcağız mudüre koşar, fabrikaya Mosyö Dussacq. lar gene pamuk bezden ve ik: kat Luna, terzısıne başka bir gün git telefon eder, meseleyi anlatır, yal alaca çadır vardır ki t,>banında radan yerine bır bına yapılan otağı Dussacq, gayet fütursuzca, Lunahayli eksıği var ve direği soğuk hümayunu (dahilen sırmalı mesmı soyleymce Mana sınirlen varır, nihayet parçalanan kolu deya dondü: tur Kurulmak emrolunursa tabanı maşlarla mefruş, haricen altın di 1 Türk ordugâhlarında bevaz, yc Madam Luna de San Pedro ile di, o gun gitmekte ısrar ettı Muna ğiştirtir. ve direği yenilensin.) (2) ıekler üzerme kurulu) olarak ta şıl, kırmızı, renk çadırlar dostça munasebetlerimin sızi endı kaşa ede ede yuruyorlardı O sıraDört gün sonra alıcı tekrar gelır. lırdı. Çadır direklerinin tep" ^ Çadırlanmız hava tesirlerine kar rıf etmektedir. da, uzaktan bir omntbus gdzük Mantonun yepveni olduğunu görşelerdirdığıni duydum, mosyo, deciva yaldızlı bakır yuvarlaklar k şı koyan dokumalardan yapılırdı. 17 Gene bu devirde meşhur İbrahim di. Bu tesadüfumüzden bihstifade müftuduğu zaman ?evnir, teşekkür eder asuda cadırlarımızı tetkık etmiş Mana, hâlâ ısrar eden, kendısini ve borcunu sorar. Poşa saravında 27 hazıran 1530 da nulurdu. Çadır içleri ayn renk size. kendileri hakkındaki hisleribulunan bir yabancı muharrir şunyapılan duğunde Kanuni, dort lâ kıymetli bir astar kumaştan y?Dimin hurmetkârhktan ıbaret oldu bırakmak ıstcmıyen kocasının yaKız: lan yazmaktadır: (Türk çadırları lır ve bu kısım türlü nakı;l!a nından ayrıldı, (ben bu omnibüse ğunu soylemek isterim. T cıınuz yok der. fab:ıka bu çok mükemmel olup ne yağmur, civerd sutun arasına konulan bir süslenirdi. Ressam, bu tesaduften sonra deyuva kurmak, bir aile sahibi olmak yordu. Fakat her ^ün sokağa çıkı parça tahatladı. Eğer Duösacq bir | binip gidiyorum) dedi, fırladı, ha nun içın bir şey almadı. Sizin gibi ne güneşin harareti ve nede rüz tahta oturmuş ve tahtın ustu (alViyana önlerine kadar ilerlemiş istedığıni arkadaslaıına soylemiş, yor, avdette bır kucak dolusu çı nilen bu adam, karısının âğışı ol , kikaten omnibüse atladı Luna, bir bir mujtenye hizmet etmek benim ^âr ve diğer şeyler tesir ve nüfuz tın ile revnaktar bir sayeban) ile örtülmuştü. Sayebanın tepesinde Türk ordugâhlarımn hatıralsnnı onlarU derdleşmiştı. Onu Matmazel çekle gelıyor, bu çiçekleri vazolara saydı. gelıp boyle kendısını tanıt kıra arabasını durdurdu, bindi, içın zevktır. Gdpmemektedır. (gayet kıymetli kumaşlar uçuşuyor yaşatan rengârenk çadırlardan, r Arkası Sa. 6, Su. 7 de , Mağaza sahıbleri muşterılerini Tavera ıle tanıştırdılar. Vakti hali ihtimamla yerleştiriyordu. Ressam, maz, tersine, kaçniağa, gozukmemeTürkler paviyonlu çadırlar kullan yerinde. namuslu bır aılenın kızıvmemnun etmek ısterler, fakat muş makta ve bunların yalnız bir dive tahtın civarında bin renkte ça tağı humayunlardan son iki asıa aid olan bazılan bugün muzeleridı U^tehk, o da Fılıpinde doğmuşterı makul olmak şartıle Muşteri reği ile bir örtüsü bulunmaktadır. dırlar) goruluyordu. tu. Uzak Malezvayı, Çin denizini, nin daıma haklı sayıldığı zamanlar Ancak iki direkli ve bir örtülü Osmanli saıavına asırlarca dun mizde bulunmaktadır. Pasifığı, Manillayı biliyordu. Müşgeçmıstır Çunkü bir tıcarethane olan çadırlar da vardır. Er yanm her tarafından gonderılmış (1) Ahmed Refik, eski Osmanlı terek değ'.lse bile, aynı yere dair nin ilerlemesi nihayet personelin kân ve zabitanm ve hattâ paşa nadide hedıyeler arasında çadırlar hatıralan vardı. O hatıraları anaehndedir. Personelın kendme ve lann farksız çadırlan bir direkli da bulunuvordu. Alet, sılâh, çadır ordusunun esaslan, (2) Topkapı Sarayı arşıvinde bıtecekler, kendılerini birbirlerine patrona itımadı olmalıdır. Onun ve iki örtülü buhınur (3). Bu ça Türkler içın en makbul hediyeler4663 sayılı vesıka, Yavuz Sultan daha yakın hissedeceklerdi. rmnevıyatını pek bozmağa gelmez. dırlann şekilleri altı köşe ve dılılı dendi. Ressamm müracaatini aıle müsWalter Hoving müşterıler tara olup etekleri kaimen yerlere doğru İran elçisi Şah Kulu, II. Selime Selım devrme aid olduğu t?hmin bet karsıladı; iki genc 1886 senefmdan satıcılara yapılan uygunsuz sarkar ve iplerle ortadaki düğüme bir çok baha biçilmez hediyelerle sinde evlendiler. Fakat. bu evlenhareketlere hıç müsamaha etmezdi. bağlı bulunur. Bu çadırlarda Eon beraber iki de çadır getirmışü. Bu (3) Eski minyatürlerin tetkiki de meden pek az sonra, ressamın maBir gun bır kadının satıcıya bağı baharın nihayetine doğru yatmak çadırlar (muhteşpm sahraî resim muharriri teyıd eylemektedır. razî şekilde kıskanç bir adam olrıp çağırdığını işitir ve satıcı kıza: ve uyumak çok rahat olur. Çünkü lerle) müzcyyendı. (4) Çadırlar devetüyü yünunden duğu anlaşıldı. Karısını evde kapalı Osmanli hüküniHarlarının sefer ve pamuk iphğinden ve su geçir Çıkardığınız el çantasmı yeri bunlar deveyunü bezinden imal eoturtuyor. sokağa çıkarmıyor, kım d.lmişlerdir (4). Helâ çadır'arının lerde kuilanr' kları çadır'ardan baş mez maddelprden vapılıvordu. n° k c unuz der se ile görüştürmıyor. sıralı sırasız, ka av çadırları da vfrdı. Omrunün (5, 8) Graf Marsılh. Oîmnnlı İmuzerleri açıktır.) (5). Musteri: tabanca cekıyor, onu ölümle teh Neden yerine koyduruyorsuMuharrir bundan başka çadirla uzun yıllarını avlarda geçıren avcı paratorluğunun zuhur ve terakkidid edıyordu Sınırli, hırçın bir a1 nuz" der, ben o çantayı istiyorum. rın deposu olarak etrafı açık bir Sultan Mrhmed bu çadırlann en "=inden inhitatı zamanma kadar asdamdı. Bazn. Malezv hlara has ol Maalesef satamıyacaeız Bize cadırdan ve levlâk ismı verılen muhteşerrl"nne mTİık bulunuvor kerî vazıyeti, Nazmi Bey tercumesi duğu söylenen asın hiddet nöbet(6) Ffllıh, Yavuz. Kanuni. nezaketle muamele etmiyen müş canilerin, esirlerin katledildıği bir du. De\rnde tutulan bir (Mehleri geçiriyordu. Bir aralık, evinde (7) Topkapı Sarayı arşni 10701 teri ıre satacak malımız yoktur. cadırdan ve paşa'arm kahvelerüıi terhane msvcud defterinde) IV. bir afyon odası döşemek istedi. OS t"ılına ba=!nan bütün kızların içtikleri şemsıyeye benzeyen diğer Mehmedm çadırlan şöyle zikredil sayılı vesika. raya kapanıp esrar içecek, öfkeli emeli müsteriye hizmet etmektir. bir cadırdan da bahsetmekledir, ki mektedirzamanlarında. öfkesini bu afyonla (Otağı hümayun içerisi rengâOnlsr bu suretlc terbiye edılmiş bu sonuncusu sayeban olmak lâMuallimler Cemiyetinin tedavi edecekti Fakat karısı buna miz atla? ve taşrası kırmızı dirayi lerdır zım gelir. kongresi mâni oldu. Sıhhatli bir kadmdı, esBüyuk mağazalann nizamnameOrdueâhlarda hükumdar çadırla münakkaş mükemmel kıt'a 1 perMualuııler Cemıyetı kongresl aralık rarın sun'î zevklerinden anlamıvor sinde şu maddeler vardır: rı pek göz alıcı bir ihtişamda olur vazı zerduzdur dört direkli çinkâ ayında toplanacaktır. Kongrede eğı. du. üstelık de kokusu mıdesini bu1 Müsteriye onu kendmize du. Bunlarla, veziri azam çadırları ri çerge maa muşamba mükemmel timle ilglll bazı muhlm meseleleıın ladınyordu. dost edecek sekilde hizmetinde bu zokak denilen bezden birer hudud kıt'a 1 on iki direkli av sayebanı, gorüşulecegl blldiırlmektedir Ressamla kansının biri kız, biri lununuz. içine alınırdı. Hükümdarların bu oelan iki çocuklan olmuştu. Bir 2 Müşterıyi israfa sevketme muhafaza çevreleri Topkapı Saragun, kız anî surette hastalandı. bir vınm (Suru Sultanî) denilen duvaryiniz. kaç saat içinde öldü. Kan koca, 3 Müşterilerinizin her birile larına benzer bir şekilde biçilmişti. kavgalarını, dargınlıklarını unutVe kapısı sarayın orta kapısı şekdikkatle meşgul olunuz. tular, beraber anlaştılar. Fakat, 4 Bir çok kimseler için alış linde bezden kulelerle yapılmıştı. Mana'nın sıhhati bu ölüm hâdiseverişe çıkmak bir eğlencedir. On Bu "giris kapısının önüne (rengâsınden sonra bozulmuştu. Doktor, rniz) kumaşlardan bir sayeban eelan iyi karşılayınız. hava tebdili tavsıye etti. genc ka5 Bir müşteri size fazlı vakit rilirdi. Kapıdan girilince geniş bir dm Auvergne bölgesinde Mont saha üstünde padişahm beş. altı [ kaj bettirirse sabırsızlanmayınız. Dore'a gitti. Orada, sarsılan sıhhati Bunlar kâğıd uzerinde olunca çadm görüliirdü. Bunların birinci ] yavaş yavaş yerine gelmeğe başlıbasıt gorünuyor. Fakat bır gün bır sine (ba^ çadır) denilir, çadır kıyordu MontDore'de. kendisi gibi musten geldi. Kendisine yirmi sımları arasında yatak paviyonu, hava tebdıline gelmiş bazı kimseçıftten fazla ayakkabı çıkardım, hamam vesair kısımlar da bululerle tanıştı. Bu arada. Havanalı giydirdım. Sonunda bir şey alma nurdu. Jp^n Dussacq isminde bır tacır'.e de Padişah çadırlan tezyinat bakıdan gitti. hattâ bir teşekkür etmek ahiab oimustu. Aralannda once mından diğerlerinden aynhrdı. Üstbıle aklına gelmedi. f ha :ften bir fldrt başladı, sonra, taİyi nıyeth, sade ve terbiyeli in leri kırmızı, kahverengi, lâciverd cirin hisleri fazlasile coştu. iş ciddî sanıar içuı magRzalan doiaşmak bir kumaşlardan yapılmış olur ve bunbir sevişme şekli aldı. Dussacq, zevk olur Canlarmı sıkacak bir hâ lar çiçek, kuş nakışlarile süslenirdi. Maria nın aüe hayatını tafsilâtıle dise ıle karsı karşıya kalmaları Çadirların astarlan mavi, yeşil müöğrenmisti. Ona, kocasından ayrılıp mümkün değıidir. Akılh insaniar nakkaş atlastandı. Çadır kapılarına kendısine varması içın yalvarıyorherkese iyi muamele ederler, ve seraser kaplı kapı perdeleri konudu Fakat Maria, bilhassa, hayatta mukabilınde herkes kendilerine ıs lurdu. kalan kucük ogluna çok bağlı oltiyerek hzmet eder. Çadırların içleri kıymetli nehaduğu için onu babasız bır?kamı\a(Amerikan basınından) Hlerle, halılarla, sedirler (kırmızı cağını soyluyor, tacirin bütün ısrarkadife, perdazi mavi kadife, klâpKâğıdhanedeki Hasbahçenin larını reHdedıvordu. tan saçakh astan san) şilteler ve ihyası isteniyor Luna, Paristen k?rısma mutemaKâğıdhane koyu sosyal yardım kolu yastıklarla yahud bunun gibi nadidıven mektublar yazıyor onu ısbaşkanı Muruvvet Azak'ın riyasetinde de ijlemeli şiltelerle döşenirdi. rarla geri ça&ırıvordu. Sonra. nasıl bir heyet dun Valı ve Beledlye BasPadişahın divan çadm on, on alöğrendiyse, Marıa'nın o Havanah kanını zlyaret etmı? ve çejldll dilek tı direkli olurdu. Sırma parmaklerde bulunraujtur tacırle münasebetir.i öğrendı Işte Bu arada, Kâğıdhane kojundeki ta. lıklı pencerelerile, muhtelif kısımo zamrr Malezya delıliğı müthiş rihl Hasbahçenin turist celbi bakımın larile bu büyük otağ âdeta muhtebir feverar halinde kendmı gosterdan lhyası ıstenmlştlr. şem bir sarayı andınrdı. Seferlere di Luna, bfkeden kudurmuş hale Hastane önune bırakılan cocuk altın bir taht da gotürulür ve hügeı'li, kansının bııtun esvablarını Dun Guraba hastane^ı hahçeslnde kümHr.r kıımandanlaıile vaptığı 2 Kadm D"gum kllnığt onunde yenı yaktı, mânı olmak istiyen kaynadogrrms bir çocuk bulunmus, tahklkata toplantılarda bıırava otururdu. nasını dayakla tehdid etti, ona haBeyoğlu İatUüâl Caddesi No. 30,34 Otağı humayunun üstünde altın I başlanmırtlr. karetler savurdu, arkasından, kan Malezya delisi Dükkânlarda satıcılara iyi muamele On altıncı asırda Türk çadırları Yazan: HalÛk Y. Şehsuvaroğlı \ KIYMETI TAKDIR KUVVETİ TEMİN EDER ARŞİMİDİS MÜESSESESî T.A.Ş. KURULUŞU: 1915 J