Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURIYFt lo ±uoa KRALİÇE ELİZABETH m Kraliçenin şehirde gezintileri ve uzuıt seyahatleri 3 Ingilterede yaptığı seyahatlerde Kraliçe tayyaresini ve otomobilini kullanır. Fakat asrilik yalnız>uçak Eeyahatlerile kendini belli etmiyor. En Bağlam an'anelere kadar karışıyor. Meselâ Kraliçenin taç giymek için Westminster'e gitmek üzere bineceği 200 senelik arabanın tekerleklerine lâstik geçirilmiştir. Fakat protokol uyumuyor ve Kraliçenin kullandığı nakil vasıtalannın diğerlerine benzememesine kıskançlıkla dikkat ediyor. Kraliçe Birinci Elizabeth'in atlarmın kuyru ğunu portakal rengine boyattığı malumdur. Fakat o tarihten evvel bile Kralların arabaları kimseninkine benzemezdi. f =haberler hırsızlığı nasıl önlenir? İKTİSADİ MESELELERİ HEM NALINA M1H1NA Prenses Anne Elizabeth Louise ağustosun 15 inde iki yaşını bitirdi. Bu yıldönümü Balmaral sarayında ısamtmr dostfara veri!*n bir çay ziyafeti ile kutlandı. Tabiî bu münasebetle bir çok hediyeler de dağıtıidı ve herkese üzerinde iki mum bulunan an'anevî pasta ikram e Altıncı Şube, otomobillerin çadildi. Geçen seneki pastanın üze lınmaması için 8 tedbir tavsiye rinde de iki mum vardı, fakat bu ediyor Prens Charles'in mumlardan birini üfliyerek söndürebilmesi için böyEmniyet 6 ncı Şube Müdürlüğü, vası. tal«rını garaia gönderemlyerek her le tertib edilmişti. hEngi bir yerde bırakmak zaruretinrte Oğlu doğduğu zaman Kraliçe, o kalanların arabalarmm çalınmasını nun herhangi bir çocuk gibi bü önlemek maksadile bir müddetteheri yütü'mesini istemişti. 0nun için sa yaptığı fennî tetkiklerin; bitirmlştlrSekiz madde haünde toplanân bu ted. rayda çocuk Dük de Comouaiües birler arasında şunlar bıılunmaktadır: ve Prens de Gal unvanlan veril1 Dlreksiyonu kaldırım kenarın» Kraliçe uçağa bindiği zaman kiimiyerek sadece Charies diye çağı lyice kıvırdıktan sonra sağlam bir lin. çücük forsu uçağın pilot mahalliclrle. sağa ve sola dönmiyecek blr s«nin üstüne çekilir. Bu fors otomo rılmaktadır. kllde. arabanın münasib yerine b«ft'«Zaten kızkardeşine de yanlız Anne mak ve zincirin çözüimemesi için klltd bilinin radyatör kapağının üstünde denilmektedir. vurmak. de yer alır. 2 Motör kaputıınu açarak distribüİki çocuk evvelce ikamet ettikSeyrüsefer durdurulmaz ttir t«v7i yelkovanını aJmak. leri Clarence House'a tercih ettikMerasim olmadıkça Kraliçe ge3 Bujl kablolarını değiştirmek. kori4 Plâtinler arasına ince ve mü. çecek diye sokaklar tutulmaz ve leri Buckingham saraymın istedikleri gibi koşup cerrid Mr kâjıd parçası koymak. seyrüsefer durdurulmaz. Arabanın dorlannda 5 Endeksiynn boblninden distribü. şehrin muhtelü noktalanndan ge oynarlar. Havuzlarda süzülen kuğu türe giden kabloyu çıkararak arava çeceği saat Scotland Yard'la birlik kuşları ve bir köşesine yerleştiri kahn bir kâeıd parçası koyup tekrar te tesbit edildiğinden yoiun açık len kum yığını ile daha da güzelle ye'ine takmak. fi Akümlâtörlcrln kablo b«»Iıgını olması ve bir kaç dakika evvel gü şen saraym büyük parkına bayıçıkarmak. gergâha yerleştirilen beyaz eldi lırlar. ^ Arabayı vltese taktıktan »onra venli polisler tarafından göze batPrens Charies bir yaşına bastığı debriyaj pedalının altına lâstik veya mıyacak bir şekilde temin edüir. zaman dadı Miss Tightbody'ye o tahtadan yapılmıs bir takos koyarak Resmî ziyaretlerde genij camlı, na bakmak mesuliyeti verildi. Yir bunu killdi bulunan b!r zlndrle debrl. kahve renkli bir Rolls Royce kul mi beş senelik tecrübeye sahib o yal pedalına baglamak. 8 Arabanın lanılır. Edinburgh Dükası zevcesile lan bu sakin ve hassas Iskoçyah lâtörlerin motörlegizll blr yerine »küm. rabıt*sım kesecek bir gezdiği zamanlar «Austin Sheer kadın evvelce de Dük de Gîouces enterüptör koymak. line» i tercih eder. Kraliçenin de ter'in oğullanna mekteb çağına gekoyu yeşil bir Dacinler'i vardır. Bu linceye kadar bakmıştı. Dadının iki Çalışma Bakanı şehrimizdeki araba babası tarafından 21 yaşına muavini var. Bunlar henüz yirmi imalâtçılann derdlerini bastığı gün kendisine hediye edil yaşlannı yeni geçmişlerdir ve İsmişti. dinliyecek koçyalıdırlar. Mabel Anderson bir Ssnayi Oda»ı idare heyeti dün »bah Kral ailesi mensublan otomobil polis memunmun kızıdır, Agrıes toplannruk OC.anın dahill iflerlni (öz. lerinin akaryakıtlarını kendileri te Cooper de Stonehaven'de oturur den geçirmijtir. min eder. Fakat uçağa veya harb Prens ve Prensesin dadılan gaHaber aldığımıza göre. Çalışma gemisine bindikleri zaman bu yol yet sade giyinirler Sokakta gri, Bakanı Samed Ağaoğlu yarın Zongul. da hiç bir masraf yapmazlar. daktan şehrlmize gelerek San»yi Oda. yahud lâcivert bir tayyör ve aynı Kraliçe iki hususî trene sahib renkte fötr şapka ile, yazın da sa sım zlyaret edecek ve lmalâtçıların kendl Bkkanlıgını Ugilfndircn derdlc. clmasına rağmen gene kendi bile rayda beyaz bluı veya aynı renkte rinl dlnllyecektlr. tini ve maiyetinin biletierini alır. robla dolaşırlar Parlâmento heyetimiı bugün Kraliçenin fam dö şambn Miss Mac Buckingham'dh, Balmoral'de, İngiltereye hareket ediyor Donald kendisine trende daima retngiltereye gidecek olan parlimento fakat eder. Çünkü resmî program White Ludge'de yahud Windsor'da lar ekseriya Kraliçenin yolda tu olsun Charies ve Anne hiç degiş heyetimiz bugün saat 10 da BEA uçamiyen bir program gereğince gün gı ile Yeşilköyden hareket edecektlr. valet değiştirmesini icab ettirir. Muhalefet temıilcilerinin katılmtıı ülerini geçirirler Aynı saatte kalkarzerine. heyet şu milletvekillerlnden t«. Krem renkte olan hususî trenin lar, meyva sularmı beraberce içer jekkUl etmiştir: meşhur vagonlannda uzun seyaler, yemeklerini birlikte yerler, birGeneral Ali Tuad Cebesoy (mürU. hatler için lüks otellerde bulunan likte gezer ve istirahat ederler. kll). Amiral Rifat Özdes, Natlı Tlabar, her türlü konfor hattâ banyo daHalil Ayan; H«kkı Gedlk, S»dık Giı, iresi bile mevcuddur. Sekiz şi Londrada o'.cruklan zaman annele Sevkl Yazman. Adnan Karaosmanoglu. rinin dostlarının çocuklarile ve bilmendifer memuruna da bir komTiirk Devrim Ocaklannın partıman aynlmıştır. Trenle seya hassa Patricia Mountbatten'inkiBeyazıd şubesi açıldı lerle oynar'.ar. Balmoral'dle arkahat esnasında şimdiye kadar en uTürk Devrim Ocaklannın Beyazıd fak kaza olmamıştır. Kraliçe bir daşları daha boldur. jubeıi dün saat 15 te törenle açılmıstır. Charies babasına çok benziyen, Açıhjı, Ocagın (enel sekreteri A d . kaç saat evvel şimendifer polisl ve memurları tarafından gözden geçi insanlara ve eşyaya karşı çok alâ n'an Dagtan yapmıç, sonra İstanbul Ünivenitetl Talebe Birliği Başkanı Tur. rilen güzergâhın hâkim olduğu ka gösteren gürbüz bir çocuktur. gud Sedele konuşarak. devrimciliğin manzaraya açık gri perdeli salonun Şimdiden istikbaldeki mesuliyetie maksad ve gayflerinl, Ünlversite gencdan yahud mobilyası sedir ağacın rini hissettiğinden terbiye dersleri llğinin devrimlere sadakatini belirt. dan açık mavi renkteki odasmdan ne çok dikkat eder. Ana Kraliçe mistir. Milll Türk Talebe Birliği başkanı emniyetle seyredebilir. ile Krailçe Mary'nin karşılannda Kâmran Evliyaoğlu da bir hitabede buusu.üne muvafık bir şekilde reve lunarak Ocağın açılısını kutlamış, genç Trende soğuk ve sıcak hava terliğin tibatı vardır. Telefonları her istas rans yaptıktan sonra başkalannın e cağınıDevrim Ocaklarile elbirliğl yapasöylemiştir. yondan şehir şebekesine derhal lini kend;nden emin olarak sıkar. Müteakıben Türk Devrim Ocakları Clarence'de iken Charies davetlileri Başkanı Rıza Serhadoğlu. De\Tim O . raptedilebilir. Kral ailesinin en büyük seyyahı kapıya kadar geçirmeyi severdi. Mu caklarının tAvrupa Birliği» hakkında . sikiye karşı za'fı vardır ve Iskoç ki tebliğini okumustur. Toplantının son ve en heyecanlı ko. Yol kısa olunca, Kraliçe treni yalıların gaydalarını duyduğu zauçağa tercih eder. Çünkü bu saye msn derhal zıplayıp oynamağa baş nuşmasını Behçet Kemal Çağlar yap . mıştır. de etrafı görür. Elizabeth babasm lar. Halbuki kendisine hediye ediTürk ve Yunan berberleri dan marazî denebilecek şekilde bir len trampet ve borazandan şimdiarasında müsabaka seyahat arzusu tevarüs etmiştir. lik tath oLmaktan ziyade gürü'tülü tstanbul kadın berberleri İle bir Fakat bu temayüle galobe çalmağa nâğmeler çıkarmaktan ileri gideme müsabaka yapacak olan Yunan berber muvaffak olmuştur. Daha ziyade ekipl bugün gelecektir. Yunanistan mektedir. vaktini denizde, decktennis oynaBerberler Sendlkası Bajkanı dünden. Anne büyüme çağındadır. Teni beri sehrimlzde bulunmaktadır. Müsa. mskla geçirir. Inşaatı bitmek üzere olan yeni pembe beyaz olan bu çocuk çok baka Takiim Belediye Gazinosunda y». güler. pılacaktır. yatı bir nevi ticaret gemisine ben hareketlidir. Bir hiç için ziyecek ve icabında hastane gemisi Tıpkı annesi ve büyük babası gibi. haline konabüecektir. Hükümdarla Büyükbabasmın ilk resinverile hay (^KÜÇÜK HABERLER^ ra mahsus gemilerde o'.duğu g:bi ret edilecek bir müşabeheti vardır. *• PASlF korunma kursları önümüz. yalnız bir bacası ve üç direği bu Çok kararh ve ne istediğini büen deki ay tekrar faaliyete geçecek, as lunacak. Grandi direğine Kraliçe bir yavrudur ve oartık bebek olma kerlik yasını bitirmiş ve durumları mü. : gemide iken forsu çekilecek, ön d:ğ:nı» iddia ederek yemeğ ni kim said olan vatandaşlar haftanın muayyen direğe amirallık forsu, arka dıreğe senin yardımile yememekte ısıar günlerinde kurslara dev.ım edecektlr. * GUHEBA hastanesi başheklmliğine eder. de millî bayrak çekilecek. aynı hastarenin röntgen mütehassısı Kraliçe yaz mevsiminde çocuk doktor Sezai Konusgil tayin edilmiştir. Tamise nehri gemicileri taç giy* ORMAN Fakültesi Talebe Cemiye. tne merasimi münasebetı's Krali j ların mümkün jnertebe Londra haçeye bir alay kayığı hediye etmek j ricinde olma'anna dikkat eder. Ma tinin yıllık kongresi 21 kasım cuma günü saat 15 te Fakülte kor.feran» sa • niyetindedirler. Lâkin Kraliçenin yısta Balmoral'da idiler. Hava mü lonunda yapılacaktır. said oldukça da hafta sonlarını abunu her zamanki gezintilerinde •• ÖGKENCİ velilerinden Celâleddin * kullanması pek beklenem?z. Eü na ve babalariie W:ndsor, yahud Sayhan. Turgudreis okulundaki yoksul öğrenciler için 1000 lira bağışta bulun. Baba, zabeth tatil zamanlarında «Edin White Lodşe'de geçirirler. muştur. burgh Düşesi» unvanını kullaı rc.a çocuklan arabasma a'.arak annele: maktadır. Çünkü matbuatın kay rile b rlikte kırlara götürdüğü zaKASIM 18 SAFER 29 | dettiği terakkiler mütenekkiren ya man küçüklerin sevincine payan pılmak istenen seyahatleri imkân yoktur. v I o sız kılmaktadır. Esasen uçaklann (Arkası var) sürati bunu lüzumsuz bir hale geVali bugün Ankaradan dönüyor tirmiştir. Çocuklan Kral ailesinin en küçüğü olan Cuırlıur B..şkanı ile b'rl k:e Anka j V. | 6.51 11.59 14.33 16.48 18.24 5.08 raya gltmış olan Vali ve Beledt.ve ' I E. ] 2.02 7.10 9.44 12.00; 1.35 12.19 Reisl bugün uçakla dönecektir. i İhracata yardım için alınan yeni tedbirler Mili! iatihsalin yabancı memleketlerde fürümünü temin için eskidenberi türlü tedbirlere başvurulur: Vergi indirimi, ihracat primi, kredi kolaylıklan gibi. İkinci Dünya Harbinden sonra bir çok Avrupa mem'eketlerinin karjılaştı| ı ikti» dî muvaaenesızlik içinde istihsal ve ihracatı, hususile dolar sahası olan memleketlere ihracatı arttırma gayretleri hızlanmıı ve bu hız içinde, ihracatı teşvike yarıyan mutad tedbirler yanında yeni çareler de aranmıstır. Batı Avrupada bir zamandanberi tatbik edilmekte oian ihracatı arttırma tedbirlerini gözden geçiren The Economist dergisi, bu hususta umumî bilgiler verdikten sonra Almanya, Avusturya, Fransa, Hollanda, Danimark» ve Norveçte tatbik edilen mutad veya yeni tedbirleri anlatmakU ve bu çarelerden bir kısmını aynen tatbikte güçlüğe uğnyan İngiltere ve Belçika gibi bazı memleketlerde bu yüzden hasıl oian tepkileri açıklamaktadır. Batı Avrupa memleketleri arasında, bu yeni tedbirler yüzünden çıkan ihtilâf, daha ziyade smaî istihsali olan ve kendi istihsallerinin gürümünü temin için yarışa çıkmış bulunan sanayi memleket'.erinin durumuna taalluk etmekte ise de, ihracatı teşvık yolunda bu memleketlerce bugün harcanmakta olan gayretleı, bizim gibi daha ziyade ham madde istihsal ve ihrac eden memleketîer için de dikkat ve ibrete değer bulunmaktadır. Bahsettiğimiz ihracatı arttırma tedbirlerini üç kısımda mütalea etmek mümkündür. 1) Öıracatçılara ucuz kredi temini, 2) İhracatçılardan alınan vergilerdle indirmeler yapılması. 3) İhracat karşüığında alınan yabancı dövizlerinden bir kısmmın ihracatçılara bırakılması. İhracatçılara ucuz kredi temini yoiunda Almanya önayak olmuştur. «Alman imar kredisi enstitüsü» denilen bir müessese, 1951 sonıına kadar Alman ihracatçılanna, vâdesi dört yıla kadar uzanan ve en çok yüzde (5,5) faize tâbi bulunan krediler vermistir. Diğer taraftan sağlam siparişler karşılığında açılan kredilere aid banka mek tub ve senedleri, Alman Merkez Bankası tarafından 90 gün vâde ile ve düsük faizle iskonto ediimektedir. Bundan başka Alman ihracatçıları fiat ve kambiyo riskleri haric olmak üzere diğer risklere karşı, devlet desteklemesinden faydalanan iki sigorta kumpanyası tarafından elverişli şartlarla sigorta edilmektedir. Gerçi yukarıda bahsettiğimiz imar enstitüsünün sermayesi tükenmişse de hususî bankalar tarafından kurulan yeni bir finansman firketi, herren hemen aynı iş.e uğıaşacak ve hiç olmazsa Istanbulun çöp derdi ali ve Belediye Başkanımız, Yalovada kendi«„. sile görüşen bir arkadaşımıza İstanbula aid işlerden bah sederken şehrin çöpleri meselesine temas ederek şöyle demiştir: « Başımızda bir derd halinda duran şehir çöplerinin tekrar denize dökülmesi için emir verdim. Kazmak ve gömmek suretile bu iş halledilemiyecektir.» Prof. Gökayın bu sözlerine göre, çöp derdini ilmî, fennî ve teknik bir şekilde halktmek için lâboratuvar çalışmaları yapmakla tavzif edilmiş olan Teknik Üniversite profesörlerinden mürekkeb heyet, ya henüz bir karara varamamı?, yahud da bu çalışmalar neticesinde verdiği karar, şehrimizin şartlarına ve imkânlanna uygun göriilmemiştir. Belki de profesörler heyetinin teklif ettiği şeklin tatbikı imkânı bulununcaya kadar, çöplerin muvakkat bir zaman için gene denize dökülmesini Belediye Başkanımız muvafık görmüştür. Prof Gökayın, çöp işinin toprajfi kazıp gömmek suretile halledilemiyeceğini anlayarak tekrar denize dökülmesini em ret mesi, Istanbulun bu yıllanmış ve müzminleşmiş. derdine karşı ehveni şer nev'inden bir çaredir. Çünkü çöplerin topraua gömülmesi vaktile tecrübe edilmiş ve İstanbulu raüthiş bir karasinek istilâsına uğratmaktan br.ka bir netke vermemişti. Arada D. D. T. gibi haşerat öldürücü ilâcların keşfedilmiş olmasına rağmen, aynı petice ile karşılaşmak ihtimali mevcud olduğuna göre, bu usulü tekrar tecrübe etmek tehlikeli olurdu. Çöp derdi hakkında evvelca yazdığun bir yazı üzerine Ankaradan İnşaat mühendisi Burhaneddin Fidan adında bir aziz okuyu<umdan aldığım mektubda şöyle deniliyordu: «Avrupa ve Amerika memleket» lerinde çöplerin imhası için pek güzel usuller bulunmuş ve tesisler yapılmıs bulunduğunu tahmin ediyorum, (Edimeden ileri geçmediğiğimi arzedeyim) Ancak bütün bu güzel ve iyi misaller ve nümunelerin yanında memleketimizde de çöpü faydalı hale getirmiş şehirlerimiz vardır. Bu şehirlerin başında Gaziantebl zikredebilirim. Orada çöpleri hamamlar mahrukat olarak kullanmakta ve pek iyi neticeler almaktadır. Pek az kaldığım bu şehirda ne yazık ki işin teferruatını incelemek fırsatını bulamadım. Ocakların tarzı tertibi, çöplerin ocağa ver rilmesi vesair hususlarm tetkikinde faydalı bir araştırma zemini 'Bulvına cağı muhakkaktır Bümem, alâkalılarm dikkatine sunmağa değer mi?» Sayın okuyucumuzun Gaziantebde tatbik edildiğini söylediği çöpleri hamamlarrla yakmak usulünün İstanbulda da tatbik edilip edilemiya ceği bir defa tetkike değer. Herhal» de bu bir milyon nüfuslu şehrin çöplerini Marmaraya ve Boğaza «'öküp denizi ve şehrin kıyılannı kirletmektense bunlardan faydalanma çarelerini arayıp bulmak lamsnı Seçmiştir. Dünyanm başka şehirlerinde tatbik edilen usullerden İstanbulun şartlanna ve çöplerinin nev'ine en uygun olanını seçmek ve icablarını yerine getirmek imkânsız bir iş değildir. Prof. Gökaydan İstanbul şehrine ve Belediye. sine bu iyiliği yapmasını ister ve bekleriz. ihracata uzun vadeli kredi teminine çalışcaktır. Gene gerek Almanyada, gerekse Fransa, İtalya ve Avusturyada hükumet, imalâtçılann ihracata mahsus istihsallerine yarıyacak ham meddeUeri satın alnvÜarma ye<tecek derecede kredi temin etmelerine yardım etmektedir. Fransız hükumeti, dolar sahasına ihracat yapacak olanlara verilecek banka kredüerini garanti etmekte, İtalya ve Avusturya hükumetleri ise bir kısım ihracat kredilerini düşük faizle bizzat temin eylemektedir. İhracatçılara temin edilen vergi indirmeleri, yeni tedbirlerden olmamakla beraber, bu usulün Batı Avrupa memleketlerindeki bugünkü tatbikatı, ihracatı arttırma gayretlerinin ne kadar genişlediğini gar; i mek bakam!*.dan alâkaya iâyıktır. Almanyada gelir vergisi doiayısiie gayrisafî kazancların tesbiti sırasında imalâçılar ihracattan elde edilen kazanclann yüzde üçünü ve ihracat tacirleri de yüzde birini indirebilirler Bundan başka imalâtçılar, ihracat kazanclanndan yüzde üçünü ve ihracat tacirieri de yüzde birini hususî bir ihtiyat hesabuıa geçirebilir ve bunlara f »• ESAD TEKELİ • • ' Yazan; •^••^••i aid verginin ödenmesini on seneye tevzi edebilirlerFîansada ihracatçılar bir çok ihrac mallannda, ihrac edilen malların imalile aiâkalı sosyal sigorta aidatını ve gündelikler üzerinden ödedikleri vergileri geri alabilirler. Bu maddelerden bir kısmına aid muamele vergiierinden maddenin 1 8 nev'ine göre den nisbetine 3 15 kadar olan miktarının geri verilmesini istiyebilirler. Gerçi bizde memlek«t içindeki sınai müesseselerde imâl edilip yabancı memlekete ihrac edilen mallarından hiç muamele vergisi slınmaz (daha doğrusu, vergi hesablandıktan sonra tahsili geri bırakıhr ve daha sonra da silinir). Fakat gelir vergisi hususunda ihracatçılara bir kolaylık düşünü müş değildir. Hattâ bizde ihracatın memlekete sağladığı iktisadî fayda, bazı defa gereği gibi takdir edüemediğinden doiayıdır ki vaktile gelir vergisi kanununun Büyük Millet Meclisinde görüşülmesi sırasında iş merkezi Türkiyede bulunmıyan yabancı müesseselerin Türkiyeden sadece mal satın alıp veya imâl edip bunları ya 104 üncü ŞUBE TÜRKİYE İŞ BANKASI ÇORUM ŞUBESİ Dün m• bancı memleketlere ihrac etmekten başka bir işle uğraşmamaları halinde bu müesseselerin gelir vergisine tâbi tutulmaması keyfiyeti üzerinde uzun münakaşalara lüzum hasıl olmuş ve bu vergi muaflığının kabui ettirilmesi hususunda az çok güçlükle karşılaşılmışüİhracatı teşvik yolunda tatbik edilmekte olan tedbirlerden üçüncüsü ve en yenisi olan (öıracat dövizlerinden bir kısmmın ihracat. çılara bırakılması) hususuna gelince: Bu usuî, Aimanyada iki şekilde uygu'anmaktadır. Birinci şekilde ihracatçılar, ihracattan elde ettikleri kazancın safî miktannın yüzde dördünü bankada hususî bir hesaba tevdi ederek yabancı memleketlerden istihsal ve ihraca yarıyacak ham madde ithalinde veya istihsalin verimini, yahud satıj imkânlarını arttıracak hususlarda kullanabilirler. Bu hususî hesab.arda toplanân Amerikan dolarlan, diğer dövizlerden ayrılaıak,, herhangi bölgeye ith»li caiz mallann satın alınmasında kullani'labiiir. İkinci şekil de şudur: İhracat tacirine, ihracat satışından elde edilen ve Amerikan doları ve İsviçre frangı halinde olan gayrisafî hasılâtm yüzde kırkı nisbetinde serbest döviz bonosu verilir. Bu bono ithal mezuniyeti şeklindedir. Ve sahibine dolar sahasından dört yüz çeşid maldan herhangisini ithal edebilmek hakkmı verir. İhracatçı. bu ithal hakkını kendisi kullandığı gibi başka ithalâtçılara da devred.^bilir. Bunun için bir serb e * piyasa vardvr. Bu piyasada bu ithal müsaadeleri son aylarda yüzde on iki civarmda bir prim ile satıhyordu. Yani ihracatçı, böylece yabancı memlekete vâki satış yekununun yüzde 4,82 nisbetinde bir kâr elde eder. Açıidı. KUÇUK SAHNE'de Mevsimin en başanlı piyesi •• NE İSTERSENİZ SON HAFTA 18 kasım Salı 25 kasım Salı Çarşamba ve Cumadan başka her aksam saat 2115 te Cuma (talebe). Pazar matineleri saat 15te W. Shakespeare'nin meşhur komedisi "" IŞIK F İ L M : Büyük fedakârlıklarla bir senedenb«ri hazırladığı sezonun emsalsiz filmini sayın halkımıza takdim etmekle şeref duyar Eter ESAT MAHMUD KARAKLRT Reji: SAMİ AYANOĞLU Fransada ihracat bedellerinin yüzde onu ayrı bir hesaba kaydolunur. Bu hesabların sahibleri alacaklarını serbest piyasada veya resmî piyasada satabilirler. Hollanda ise ihracatçı, ihracattan ahnan dolarlann yüzde onunu kendisi için muhafaza etmek ve bunlan serbest piyasada yüzde yetmiş ?ivarında bir primle satmak hakkını haizâir. Bu, dolarla vâki ihracat yekunu üzerinden yüzde yedi bir kszancı ifade eder İhracata prim temin eden bu sistem, bir çeşid devalüasyon (para kıymetini düşürme) ve gayrimeşru b : r rekobet tedbiri sayıldığı için (Birle'miş Mi"etler Para Fonu) nun Meksico şehnndeki son top!ant:smda BelçiVa ve.İnei tere mümessiUerinin şiddetli hücumuna uğramış ve bunun üzerine (Para Fonu), bir komite marifetile bu hususta bir tahkik yapılmasma karsr vermiştir. Bir vandan bu tahkik yapıladur^ sun. İngiltere de yukarıda işaret ettieimiz altı Avrupa memleketinin rekabeti karsısında ihracata yardım tedbirlerini kuvvetlendirmeyi dHişünmektedir. Bizde de istihsali teşvike yanyan tedbiri^rin yanmda ihracatı kolaylaştıracak ve arttıracak çareleri tabiî kendi ziraî ekonomimizin hususiyetlerine ve icablarına göre. tesbit etmek için çalışmalara başlamak zamanı çoktan Mühendis gelmiş bulunuyor. Beylerbeyi Sarajnndaki hırsızhk Millî Saraylar Müdürlüğü şu tavzihi göndermistir: •Muhterem gazetenlîin 16 kasım 952 tarihli nüshasının birinci sahifesinde (Beylerbeyi ssrayını «oyan hırsızlar ya. kalandO başlığı altmda. üç gün evvel Bevlerbeyi sarayında bir hırsız.hk olduğu, »aravdaki büyük kıymeti haiz bir kısım avizelerin yerlerinden sökü lerek saraym çıklj kapısının ağzına bırakıldıgı, yapllan kontrol neticesin. de. nadide bir halı ile daha bazı kıymetli ejya çalmdığı hakkında bir ha. bpr yavırlanmıştır. Keyfiyet aşağıdakî şekilde tavzih o lunur: 23/24 eklm 1952 tarihinde Beylerbeyi sarayı bağlarıklarından boş ve bir bahçıvanm yatmakta olduğu sarı köske hırsız girmis. müstamel 2 battanive ile 4 aded yatak çarşafı çalmıştır. Odadakl küçük blr avizenin fanuslarını sök. müs ve fakat bunlnn götlirememistir. Hâdise 24 ekim 1952 sabahı Emniyet makamlarınra ele alınmış, famıslarda kalan parmak izi ile failin sabıkalılar •lan Tahsin Akkaya olduğu tesblt e^L l^rek önemle takibine başlanmıstır. Yalnız, hırsızın mekânsız takımmian olması vakalanmasını böylece biraz geciktirmi$tir. Hâdise bu şekilde cereyan etmis, yukarıda saydıklarımdan b^kü ne hılı: ne de kıymetll herhangi blr eşya çalın. mamjştır.B Perşetnbeden itibaren TAKSIM • İPEK • İNCI Siınulannla Altuı Ordulan ve SEMERKAND PRENSESİ, yüz ile vücud bulan muazzam tarihî film CENGIZ HAN Sinemalarında ÖZEN FİLM mazisinde nasıl bir serencama kurban gittiğini Mürüvvete anlatacak oiursa her şeyi bir ânda kaybedeceğini düşünüyordu. Mürüvvetin, mazi hakkmda hiç bir kat'î fikri olmamasını, onun hesabına da tercih ediyordu. Hakikat, ortaya çıkacak olursa, aralaruıa ayırıcı bir engel gibi girmese bile, hiç şüphe yok, bir soğukluk, bir tiksinti yaratacaktı. Zeki, hâdiselerin cereyanına uymayı daha doğru buluyordu Hayat, onu elinde bâzice yapmayı mu kadder kılmışsa, bunun önüne geçmeğe imkân yoktu. *** binlerce kişinin iştiraki ve milyonlarca dolar sarh Tamamile renkli. Pek yakında Demir ve Çelik Fabrikaları müesse sesi kuvvet santral şefi yüksek mühen. dis Fahreddin Hergüvencin. yükıek ran dımanlı ve yüksek süratli bir gernl projesi hazırladığını, hâlen Teknik Universite makine şubeslnde incelenmekte oiduğunu telgraî haberi olarak yaz. mıştık. Dün Teknik Üniversitede kendilerila görüstüğümüz yetkili kimseler, bu keş£in yeni bir şey olmadığını, 17 ncl asırda düşünülüp kifayetsiz görülerek vazgeçildiğini söylermslerdir. Tulumba esasına dayanan keşif. büyük türbin ve kazanlara ihtiyaç gös . termektedir. Bununla beraber. Fahred. din Hergüvençin buluşu üzerinde ince lemelere devam edilmektedir. Nazarî tetkikler müspet netice verirse, gemi inşaatı kürsüsüne aid lâboratuarda tecrübelere girişilecektir. Fahreddin Hergüvençin keşfi yeni birşye değümiş GECE GELEN «Cl AIHUKIVET» in letrikasıç Zeki mektubiann ikisini de okudu, sonra Rukiye haiaya iade etti. Hiç bir şey söyîememiş, yalnız dü§ünc?Ii düşünceli başmı sallamıştı. Ne diyorsun buna, Zeki? Hiç. Şantai. Evet, ben de o fikirdeyim. Ta rıktan bir şey koparamayınca, beni der.smek istemiş. Sonra da belki sıra bana gelecek. öyle gözüküyor. Yalnız, üçümüz de kulak asınazsak, dediğini yapar mı acaba? Yapabilir... Istanbula hemen gitmemekte ne kadar haklı imişim, gördünüz ya! Evet Ama bunun sonu gelmez ki! Bu adam mevcud o'dukça sen buradan ayrılamıyacaksm. nikâh muamelesi ebediyen sürüncemede mi kalacak? Hayır. Kolayını buldum. Mürüvveti beraber götürmeğe karar verdim. Hem İstanbuldaki işimi takib etmek, hem Mürüvveti yalnız 4 9 ! bırakmamak için bulabildiğim ye• gâne Ç3re bu Mükemmeî! Bu şeklin bir iyiı îiği daha var. Reşid tehdidini yerine getirmek için buraya kadar 1 ^eimeğe kalkarsa Mürüvveti bula: mıyack. Bir an evvel gidin, bari. Yann gidebi.iriz zannecenm Mürüvvete ne bahane göştereceksin? Bahaneye hacet yok. Nasıl olsa onun da. kendisine öteberi almak için İstanbula gitmesi icab edecekti. Bu vesiîe ile, o iş de aradan çıkar Nikâhtan scnra gideceği yerde nikâhtan evvel gitmiş olur. İstanbulda nerede oturacaksınız? Her halde birader'erin evinde değil. En iyisi otel. Zaten pek fazla kalmayız, zannederim Bir haftfi içinde işimiz biter, döneriz. Gitmişken, ben senin yerinde olsam daha faz^a kahrdım, Zek:. İşim biterse, boşuna ne diye kalayım? Nakledcn: HAMDİ VAROĞLU Boşuna sayılmaz. Gerçi nikâh biraz daha gecikir, ama zaran yok. Reşidin buraya gelip oıtalığı karıjtırmağa niyeti varsa, gelir, sili bu.araaz, def olur gider. Gider bslki, ama tekrar gelmemesi için sebeb yok. Fenalık et| meyi, yahud para koparmayı ak' lına koyduysa, maksadını sonuna kadar takib edecektir. Muvakkaten buradan gitmekle bu işe mâni ola| mayız. Ben bunu geiip geçici bir tedbir diye düşünüyorum. Mürüvvet, İstanbula gidi eceği habeine çocuk gibi sevindi. Nişanlandığı gündenberi, yeniden dünyaya gelmiş gibi, âdeta sihirli bir âlem içinde yajıyordu. Bu müjde, saadetini arttıran bir vesile oldu. Zeki, görünüşteki sükunetine rağ men, tasalı idi. Okuduğu mektubîar, derin derin düşünü'meğe deMantıkîa düşünüldüğü zaman bu ğecek kadar büyük bir tehlikenin rıükme varan Zeki, hislerini haıeişaretiydi. kete getırince, mantığın bu emrıne Vakıâ, Mürüvvetin eski kocası uymak cesaretini gösteremiysrdurun giriftiği tesebbüs bir santajdan Kim oiduğunu, hayatuun yakın başka bir şey değildi. Fakat şantajcıhk yapmayı göze alacak kadar ahlâk düşüklüğü gösteren bir adamın, bu i$te ne derece ileri gideceği kestirilebilir miydi? Umduğu parayı koparamayınca, sırf intikam almak için bile, bu yolda sonuna kadar ilerleyip yapscağını yapabiiirdi. Bugünlük, Mürüvvete yaklaşmasına mâni olmak kabildi. Fakat Mürüvvetin etrafına, ebediyen yaklaşamıyacağı kadar sağlam bir duvar çekmeğe imkân yoktu ki! Reşidin ve Tanğın mektublannda kendini gösteren tehlike, öte yandan, Zekiye başka bir acı hakikati hatırlatmıştı. Mürüvvet, tehdide mevzu teşkil eden hâdiseleri bugün Reşidden öğrenmese bile, ergeç, nasıl olsa haber alacaktı. Hattâ belki Zekinin kendi ağzından duyacaktı. Hayat yolundaki arkadaşlıkiarı başladıktan sonra, birbirlerine daha yaklaşıp daha ısındıkça, birbirlerinden gizli tarafları kalması esasen doğru değildi. O zaman ne oiacaktı? Yakm veya uzak bir gelecekte hakikati Mürüvvete, olduğu gibi söylemek mecburiyeti kendisini göstereceğine göre, bu işi şimdiden yapmak daha doğru olmaz mıydı? Mürüvvet, İstanbul yolculuğuna heyecan ı bir faaliyetle hazırlandı. Rukiye hala ile Zekinin zihinlerini meşgul eden mevzula alâkasını o, çoktanberi kesmişti. Eski kocasının, rahatsızlık veren m*vcuNedamete benzer bir his duyudiyetini, Zeki ile evlenmesi karan yordu. verildiği gün, haklı olarak unutTarıkla Reşidin mektubları, zihmuş, o zamandanberi de bir daha hatırlamamıştı. Onun için, yeni ha ninde zehirli bir istifham halinde yatına iik adımı teşkil eden bu İs kıvnlıyordu. Aylarca evvel kurduulajtırmak için tanbul yoiculuğuna çıkarken, ev ğu, muvaffakıyete haikından, yüreğinde hiç bir tasası binbir heyecanla, türlü telâjlar ve olmıyan yegâne insan o idi. gayretlerle uğraştığı plinın şimdi Vapur, köyün iskelesinden öğleye aldığı bu şekil, yüreğinde derin bir doğru kalkıyordu. Fakat Mürüvvet, üzüntü, bir huzursuzluk yaratmışyolculuğun heyecanile. sabahleyin ü. çck erken uyanmıştı. Onlan iske ! Acaba yanlış bir i» mi yapnuşleye götürecek araba kapının)önüne geldiği zaman, o bir saattenberi hs (Arkan var) zır, bekliyordu. 1 Rukiye hala, nişanlılan dı; kapıya kadar teşyi etti Gülegüle gidin, gülegüle gelin, dedi. Zeki, bana İstanbu'dan mektub yazmayı ihmal etme Ad. resinizi de yazın, bileyim Merak etmeyin, hala. Gider gitmez yazarım Tarıkla Ekreme selâm götür. Peki, başüstüne. Araba hareket etti. Rukiye hala, bir daha dSnmemek üzere giden bir yolcuyu selâmetiiyormuş gibi, arabanın arkasından uzun uzun baktı. Sonra, elinin teısile gözlerini sildi, eve girdi. Bir zaman, alt katta aylak aylak dolajtı. Sonra yukan çıktı, Zekinin odasmı açıp baktı, Mürüvvetin odasına girdi. Bir şey ler yapacakmıj da, yapmak istediği igi unutmuş gibi bir hali vardı. Kıymetll eşim ve babamız vali.prden M E V T. î D emekll ölümünün kırkıncı gCinüne rasııyan 19 11. 1952 yarınki çarşamba günü öğ'.e namizını müteakıb Lâ'eli Cam!inc;e Mevlidi Şerif okunacağından arzu edenlerin tesrifleri r'ca olunur. Ejl ve Çocuklan İZZEDDİN ÇAĞPAR'm ÇOCUKLARINIZIN ALBÜMLERİNİ MÜHIM İLAN Cebinizdeki paranm iki mislini derhal kazanmak isterseniz bu akşam bir EN SON DAKİKA gazetesi :ılmız. FOTO SABAH'la çekilmiş resimleri ile SÜsr.EYİNİZ. GALATASARAY 289 Tel: 40108 GÖNÜL SUNGUB Merhum Kânl tpekçlnln refl. kuı, Majuka İpekçl ve Cemll İpekçlnln «nneleri. Şule Gürpı. nar ve Yüksek Mühendls Leml fpekçlnin büyükanneleri, Şefkat tpekçi ve Tahlr İpekçinln kayın. valideleri, Kısmet İpekçl ve Nuri Gürpınarın büyük kayın. valideleti Sallhatı nlsvandan \ >^ ÖLOM ile tayyareci teğmen YUSUF ÖZER Evlendiler. | Üsküdar 15/11/952 TATMA FEVZİYE İTEKÇİ Hanım Hakkın rahmetlne kavuşmu$tur. Cenazeal 18 kasım bugünkü salı günü a u t 11.30 da evinden kaldmlarak Şlşll Camilnde na. mazı eda . edildllrten aonra Zin. cirliiuyu ,Aart mezarlıga deme. dllecektir. Çelerüt gOnd«rum»me«l rlca olunur. CUMHURİYET Nüshası 15 kumştur Abone }eraiti Türkiye Haria Llra Kt Llra K» Senelik 4200 8100 Altı ayhk 22.50 43.» Oç aylık 12.00 t*.m Blı aylık 4.50 »«• D İ K K A T > Gazetemtze çondnrilm tvrak v* uazilar edümesin lade olunnuu merouyet ktbul •dllıoa I