28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 5 Efcnn 1952 İZANSIN İÇYÜZÜ IAMBÇtviTer. TEVFÎK SADULLAH Bir zafer haberi Mutadı üzere Justinien hemen yaptığı her işi kendine itiyad ediniverirdi Dafne sarayının hususî kapısına giderken, sahile doğru meyilli bahçede şöyle bir dolajırdı. Gene* mutadı üzere, tagtan fenir kuJesine de göz atmağı ihmal etmezdi. Burası güneş telgraft ş«bekesinin mütehassısıydı. Burada, mu harebe zabitleri, uzak serhadlerden, aynaiı pınldaklarla istasyondan istasyona intikal ede ede buraya kadar ulaşan haberleri kollarlardı. Bu haberler kâh yeni futuhaü ".üjdeler. kâh acı felâket havadislerini payitahta ulaştınrdı. Çsk geçmeden, şark hududundan beklenmedik bir zafer haberi geldi. Hududdaki helecanlı müşavir Pıofcopiüs: «Bir gün içinde R<v jnahdır. Pers ordusunu maglub ediverdiler. Bu çoktanberi görülmemiş bir hâdisedir.» diye yazmıştı. Bu çoktenberi görülmemi} hâdisenın tahakkukunda, belki de ölüm döşeğinde iken Justin'in tesiri oimuştu. Yeni hudud kalesi Baras'ı tutmak vazifesini iki geno kurnandana: Komito'nun kocaa 11» Belizariüs'e verdiren e oimuştu. Bu İki kumandan da gencliğt hâs gözünü budaktan sakmmıyan umureamazlıkia mütecaviı Per* istüâcıj . n n m üzerint yürüyiivennişlerdi. Kltablarda yazılısı göriilmemi» tâbiye har«ketieril« B*llzariüs, Pers1:1er:» gavaf halind* kenedltnmi». Eu armda, uçar gibl sürmtli Hün «tlılan da gizlendikleri yerlerden fırhyank düşman ordurunu peri| a n etnüjlerdi. Muharebenin teferruatını anlatan raporlannı okuduğu zaman Justinien, başını salladı. Ajikâr olarak, zaferi asıl kaxanan Atti.â ordularınra bakiyesi, ücretli Hün'ler eimuştu, Romalılar değü. Bununla beraber, kendisi de, zaferin tevlid edeceği büyük levinc v» coşkunluğa güvenerek, tehlikeli bir a*nsı almaktan geri kalmadı. Eski, yaş.ı kumandınlan ajarak Belizariüs'ü, farktaki silahh kuvvetlerin kayıdgız çartsız tek kumandanı ilan etti. Belizariüs, böyle bir rrmharebeyi kazandıktan sonra, harbi de kazanması muhtemeldir, diye düşündü. Yeni başkumandan da, İmparatoru mahcub etmedi. Şarktan gelen sevincli haberleri, Justinien, kendisi için uğur, müstakbel muvaffakıyetlerinin müjdeeisi telâkki etti. Bundan sonra, çark ta muzaffer çıkan ordulann, diğer cephelerde de fütuhat sağlıyabileceklerini ümid etti. Böylece, muhayyilesinde, yepyeni bir kalkınma devri şekil alrnağa başladı. Ona öyle ge.di ki, nasıl olacağını kestirememekle beraber. her halde devletin çöküntüsü durdurulabilecektir; surlar, hattâ Büyük Teodosiüs'ün surlan bil* tamir edilebilecek, daha dayamklı, çok daha emniyetli bir hale getirilebilecek; serhaderde çarpısacak ordular yep yeni bir şekilde seferber edilebil*cek; nizamı yeniden tesU için vuzuhiu kanunlar çıkınlabilecek; zen g nlerin eğlenceleri için, haîka kar|i gösterişler için israf edilmekte olan servetler bundan böylt yeni si âhların geliştirilmesine vt tedarikine hasredilebilecekti. Bunlann hepsinden daha mühimmi, kara yollannın engellerle dolu olduğu şu sırada, denizlerin açık yollarından faydalanabilmek üzere, büyük bir donanma inşa edilebilecekti. nadiren dışan çıkıyor ye sankl hiç ama hiç durup dinlenmek bilmiyordu. Justinien'in şehrin veçhesini değiştirmek yolundaki ilk teşebbüsleri tecessüs dahi uyandırmadı. Kısaca yeni bir kanunname taieb etmis oiması, âdeta farkolunmadı. Teodosiüs de vaktile ayru şeyi yap m:ş, bunun neticesi oiarak, hukuk mütehassısları eski medenî kanunlarda fetvalar, hiikümler ihtiva eden binlerce ve binlerce vesika üzerinde tetkiklerden hâlâ bir türlü başalamamışlardı. Mütehassıslar, bu kadar uzun, çeşidli ve bol metnin en basit bir tertible kopye edilmesinin dahi nesiiler boyunca süreceğini belirttiler. Tabiatile, mütehassıslann bu rahat ve hayli büyük gelir kaynağını, hiç olmazsa kendi ömürlerintn sonuna kadar korunmamak, ajTiı zamanda, mevcud kargaşalık durumunda ancak bu mütehassısların herhangi bir davayı halledebilecekierine göre, ekmeklerinin üzerine bir de reçel ilâve etmek kaygusundan tarnamile vareste olduklan da iddia edilemezdl. Bununla beraber yazılı vesaik bahis mevzuu oduğu zamanlar Justinien'i d« başlıbasına bir mütehassıs olarak kabul etmek '.âzımdı. Nitekim Imparator, günün birinde, hukuk mütehassıslanndan •cayib mejrebli Tribnien'i çağırttı ve modern ihtiyaclan karsıhyabilmek için eski kanunların ayıklanarak bunlann içinden yalnız en iyüerini o da asgari miktarda olmak üzere »eçilmesini ernretti. Kısacajı Justinien, İmparatorluğun en küçük kasabasında dahi cari olacak tek bir kanunnam* hazırlanmasını anulamakt» idi. Tribonien, tervet bakunından dağarcığını kâfi vt vafi miktarda doldurduğuna göre, Roma kanunlan kegtnekef içinden in»icamlı ve tertibli bir kanunname çıkarabilecek durumda olmalıydı. Esasen, böyl» bir sey yapılmasuu ilk tavsiye etmiı olan da bizzat Tribonien'di. Fakat karsılasılabilecek tehlikeyi de derhal işaret eden gene Tribonıen oldu. O tıralarda kaymakamlar ve kadılar müstakilen karar ve hüküra vermeğe alısrruslardı, muazzam cansız bir kadı gibi, tek bir kanunname vücude getirildiği takdirde, mülkiyet haklan gibi son derece ehemmiyetli meseleler karşısuıda hüküm vermek durumunda oian vazüelilerin salâhiyetleri ne olabilecekti? Kanunname demek, bu gibi bahislerde dahi de(ğişrraez esaslara uymak demekti. Şu halde, bu çesid bir kanunname karsuında Bge denizi kıyılarında zeytin yetistiren bır toprak adamı ile meselâ asil Tribonien aynı haklara •ahib olacaklardı. Sehir= 1 =haberleri Naslakta bir otomobil ağaca çarptı Şoför ve ıkı yolcu ağır surette yaralandılar Evveiki gece Maslakta fazla sürat yüzünden yeni bir otomobil kazası olmuş, üç kişi ağır surette yaralanmıştır. Şoför Can Orak idaresindeki 11037 plâkah otomobil, saat 22.30 da Maslaktan büyük bir süratle geçerken bir v:rajda ağaca çarpmıştır. Otomobil parçalanmış, yolculardan İsmaii Hakkı, Mebmed Demir ve soför Can ağır surette yaralanmış'ardır. YaraUlar hastaneye kaldırılm'.piardır. [HEM NALINA M1HINA İstanbuiun kurtuluş bayramı Yann İstanbuiun Kurtuhıj BayTamıdır. her yıl oldugu gibl bu ıene de, kur. tuluşun yıldönümü büyük törenle knt. lanacaktır. Hazırlanan programa göre. tSrene IşUrak adecek kafUeleT »aat »30 da Sultanahmed meyd&nında toplanacak. tır. Bundan Takslme gidllecek. anıta (,elenkler konülacak. bayrak eekme törenl yapılacak, gendik adına bir 6J rend ve sehlr adlna Genel Mecllı Uye. lerlnden blr rat günün ehemmiyetlnl bellrten blrer hltabede bulunacaktır. Müteakıben blr geçld tSrenl yapılacak. tır. Gene yarın sabah. Valinln ba$kanhğında blr heyet Ordu MUfettl«llglne giderek tstanbul halkının orduy» fük. ran duygularını blldlrecektlr. Gece. Vall tarafından ordu (ereflne blr ılyafet verilecektir. Vall Muavlnl razıl Uybadın e\T?elkl gece sehrln muhtellf seratlerlndekl ka. rokolları teftij etmis ve alakalı bütün memurlann vazifelerl baçında bulunduğu görulrr.üjttır. Sarhoşluk vsk'aları. nın da azaldıgı tesbit edllmi^ir. , Vali muavininin tefti^leri Yeni unla ekmek imaline yann başlanıyor Böylece, payitahttan eyaletiere doğru yeni bir kudret, yeni bir kuvvet akımı sağlanabilecek, buna karşılık eyaletlerde. tıpkı geçmişe kanşmış satvet gün!erinde olduğu gibi. ana şehri yeniden besliyebilecekler, bütün biitün kuvvetlenmesini sağhyabileceklerdi. Ilk plânlarını kafasında bu şekiîde tasarladığı sırada, tebaasının, h:ç olmazsa kendi nesilleri boyunca Roma hâkimiyetinin devammı arzularsa bi.e, bu derece büyük masraflara, bu çeşid faaliyetlere karşı koyabilecekleri Justinien'in akiına dahi gelmedi. Mukaddes Saraydaki müşahidler yeni Imparatorun ne sanıldığı gibi sadece kırtasiyeci bir kalem efendisi, ne de aikeri bir diktatör olmadığı hususunda mutabıktılar. Bu nunla beraber, garibsedikleri iki hususiyeti de işaret etmekten geri kalmadılar: Yeni fmparator, hava. (1) Kaos = Kâinatm yaratılmadis ve tebliğlerin asılı olduğu yal smdan evveiki teşevvüş, keşmekes; dızh pirinçten Kalke kapısından Kozmos = Kâinat. (T.S.) O V. E. o tklndl tçindf yüzde 90 nisbetlnde yumuj&k buğday bulunan yeni pftça'.'.a ekmek yapılmasına yarından ltlbaren bajlaıucaktır. Klerlnde «toku olmıyan fırın. lar, birkaç gündenberl. Ofisten aldık. lan yent unu kullanarak beyaz ekmek çıkarmaktadırlar. Bazı açık gözlertn ekmeklik undan francala yapıp «atabileceğt düjünülerek francala İmaline son verilmesl muhte. meldlr. Baiık konservecileri fiatlan durmadan yükseltiyorlar Balıkçılar tuttukları balıkların gatıl. madığını İddia ederken. balık konserve. cilerl fiaOarını durmadan yükseltmek tedirler. Geçen sene 45 kurusa «atılan ufak kvtıı sardalyalar bu sere 60 kuruşa ve. Güzel ya! İşte Justinien'in de is rilmektedir. Gene geçen «ene 85 kuru? tedlği bu idi ya! Bu böyle olunca, olar. bü>lik kutular bu «ene toptan 110 bu is ne kadar süratle başaniabi kuruşadır. linir? Kaç ci'.de sığardı? Triboniüs Odun tanzim satışlan çaresiz «bes sene ve yirmi cild» Şehrin kış'.ık yakacak ihtlyacile ek. cevabını veriyordu. Tabii, Justini mek, yağ. et gibi mevzular üzerinde en'in mucizelere inanması sartile... İktlsad MiidürHiğünce hazırlanan ra Mucizelere inanmak şöyle dur porlann tatb'.kina geçilmtştir. Odun tanzim satiîlannm ihalesl bu sun, mucizeler mucizesini başarma ayın 8 inde yap:lacaktır. Briket kömüryı kafasına koymuş olan Justinien l«rrl hazırlanmıştır. ise: €Üç sene ve on iki cild» mu tstanbul okullanna naklcdilen kabeleshîdle bulundu. Tabiî, Asil öğrelmenler Tribonien yanına, kendi seçmek Hendek Ortaokulu tarih öğretnıeni şartile, istediği kadar yardımcı a İclâl Par Kartal Ortaokııluna; İzmir labilecek ve bu işi başarabiltJiği Karşıyaka Li.sesi tiirkçe öğretmenl Ne. takdirde Şanhlık pâyesi kendisine zahat Sanıan Gaziosmanpaşa Ortaokulu. na; Adapazsrı Ortaokuîu tiirkçe öğret tevcih edilecekti. meni Muzaffer Baîagil Kadıköy OriaBu çeşid tahrik edici bir meydan okuluna; Karaköse Ortaokulu françız. okuma karşısında, meşrebi, usul ca ögretmeni Nermln Sankur İstanbul leri ne derece acayib olursa olsun, Kız Llseşlne naklen tayln edilmişlerdir. Tribonien büyük bir enerji ile işe sanldı. KUÇUK HABERLER Anlaşı'an Justinien, muhayylle•k İLÂHİYAT ve İmam Hattb mektebi sinde canîandırdığı yeni devleti, bazı liyakat i kimseLere muhtellf mezunlan Derncği kongresi 9 ekim per. vazıfeler vermek suretile tahakkuk şembe günü Şehzadebaşında Letafet apartımanındaki Kızılay salonunda ya. ettirmek emelinde idi. Nitekim, sa pılacaktır. raym dedikodu kumkumalan da • TRAMVAY ve Elektrik İdaresi Tnbonien'in ağzındsn duydukları yarından itibaren Taksim Florya oto. bir cümleye, büyük mana veriyor büslerin! kaldıracaktır. • lar, her yerde bunu tekrarlıyor ajansı TÜRKİYE İj Bankası Büyükdere yann saat 14.30 da törenle açıla. lardı. Justinipen'in bütün istediği, caktır. Kaos'dan Kozmos yaratmaktan iba• MİLLET Partisi Şisll bucağı mesret!» (1) Konstantaniyeliler ise bu rutiyet semt ocağı bugün saat 15 te «iyasi bir toplantı tertib etmiştir. sözlere bıyık altından gülüyorlar, yeni imparatorlarda bu çeşid inEKİM 5 MUHARREM 15 kılâblar başarma hevesinin beşerî bir zaaf belirtisi olduğunu kabul • S ediyorlaıdı. . (Arkası var) r nüz tıb öğretlminl bitirmerrdş DokGarb Skolâstiği ve Şark Medretor. Stj Orhan Temann bir tebliğ seciliği, bilimde usul olarak n«kil verdiğini duyduğum zaman aynı metodunu kullanırlardı. Ortaçağda heyecanı hissettim. Bu genci araAristoteles, Eflâtun, Plotinus (gedım, buldum, kendisile konuştum. çen konuşmalarımdan birinde Pol Şimdi ölmüş bulunan babası bir diye yazılısı yanlışlığa uğramış omüsbet bilim öğretmeni oian Crlan meşhur Yunan filozofu) gibi edilmektedir. Denemeye dayanan vakitsiz ölümleri önleyen genc Dok han, aile çevresinde aldığı araştırotoritelerin sözlerine dayanmadan bilimlerde, kullanılaeak vasıtalaıın tor Banting'in hikâyesini daima ma itiyad ve terbiyesini vefah ve fikir söylenemezdi. Bu hal o kadar kifayetsizliği ve öğreticilerin hepsi heyecanla hatırlanm. Prof. Dr. E. kıymetli bilginimiz Doktor Tevfik ileri gitmişti ki, Aristoteles'in kita nin buna intıbak edemeyişi, hâlâ bir Frank'ın pek güzel anlattığı (Kar Sağlamm kliniğinde geliştirmıştir. bında düşmüş bir sahifeye rastla j çok okullanmızda işten ziyade lâfı bon hidrat Metabolizması. Mazlum 1950 de kalb, akciğer gibi uzuvlaryan bir hayvanın mevcudiyeti ken öğretime hâkim kılmaktadır. Tercü Kitab Evi. 949) bu hikâye, bilimde da damara zeıkedilen kontras maddisinden sorulan ortaçağ bilgini, me bügi, tecrübe bilgisine henüz araştırma ruhunun en tipik nü denin seri halinde filminl çekip bu kitabda o hayvanın adını göreme yerini tamamile bırakmış sayıla munelerüıden biridir, Toronto Üni madde kısa zamanda tesirini versitesinde tanınmış bir profesör yince böyle bir mahlukun var ola maz. bettiği için onlardan birinde olan Mac Leod kendisine müracaat mıyacağı cevabını verirdi. Bir hiBununla beraber bilim alanında lığın bulunduğu bölgenin hususi kâye, belki bugün için gülünc bir yavas yavaş doğmağa başlayan eden on köpek, sekiz hafta için bir yetlerini gösteren bir alet bulmuş hikâye; fakat insanlık böyle aptal ! ışıklar, bu konuda hayli yol aldı asistan, tahlillere yarayacak aletler tur. 1945 1951 Klinik Yılhğmda devirler geçirmiştir. | ğımızı bize müjdelemekte ve teseili istiyen bu acemi gencin bütün ar Tevfik Sağlam, bu buluştan bahsezulannı, neticesi mechul bir teşebBüyük matematikçimiz Salih Ze j der. Aynı kitabda aynı aletle mikdergi( büs için yerine getirmekte tered roskobik ve makraskobik prepatlar (, çalışkan dostum rahmetli düd etmemişti. Üstad ve çırak. 19^3 ve renkli fotograflann da elde ediluu konuda çok güzel bir makale j • • adile j te Nobel Tıb mükâfatını aldılar; diğini söyler. yazmıştı. Kırk iki yıl önceye aid gandanın kıymeti blr milyon doları aş. garb tıb edebiyatına geçtiğini bilbiri 59. diğeri 50 yaşlanm aşamaolan bu ilmî olduğu kadar edebî j tıjı tahmln edilmlstir. Böyle bütün blr diğimiz. gözde ve diğer bazı uzuv dan öldüler. Her iki bilşin. insanlık Yabancısı olduğum bu konuları şehri kavnyan blr program teTtiblne yan, bizdeki iskolâstik tipin por i larda görülen hastalığın virüsünü tarihinde minnetle anılmaktadır. tafsil edecek halde değilim. Şunu Amerikada ilk defa olarak Türk Haber. tresini verir: bir doeentimizin buluşu hakkmdaAraştırma ruhunu anlatması ba haber vereyim ki Orhan, son bul ler Bürosu muvaffak olmustur. tAristo'ya islâm bilginleri Birlnki yazıyı okuduğum zaman buna kımmdan mühim olan şu sözleri duğu aletle de akciğere girmekte, Netice: Yukaridakl lzahat Nen.York 1 ci öğretmen (Muallimi evvel) dekendim muvaffak olmuşum kadar Frank'tan ahyorum: ultraviolet ışınla veremin tedavi Türk Haberler bürosunun maaşlar dahi ., diği için ona bir şey demezse de topyekun. 60 000 dolardan ibaret bütün sevindim. îstanbul Üniversitesi göz «Dâhi bulucu, bir taraftan teknik sini mümkün kılmaktadır. Bu usul »enelik maeTanarile kıya» kabul etmidiğerlerinin hepsine birer kusur bulur. Bir mubahasenin sonuna da kliniğinde ve Doktor Ziya Gün tra işlerde usta o'.malı: keskin bir ze ile iyi olsn akciğer veremleri var yecek derecede. memlekete büyük men. yetismis olsa derhal mantık kuvve. hom enstitüsünde otuzdan fazla kâya, geniş hayal kabiliyetine sa dır ve Orhana minnettardırlar. Ge faatler «ağladıjını göBtermiye klfldir. Büronun. Amerikadakl vaziiesinin ru. tile söze karışır. Biraz sağı, biraz hasta üzerinde yaptığı araştırmalar hib bulunmalı; fakat diğer taraftan rek genc Banting'in Mac Leod ile, hunu tejkll eden manevl müzaheret solu dinledikten lonra iki taraîı sonunda Doktor Necdet Sezer, bu araştırmalarında, yapacağı keşfın gerek Orhanın Tevfik Sağlamla hesaba katılmıyarak mesalsl 9adece da »usturur. Türkçe yazılmış bir hastahğı yapan virüsü ayınp bul bütün neticeierini meydana çıka j münasebetleri; araştırma yolunda madd! Biçülerle kıymet!endir>!dlg!nde, kaç fen kitabını gözden geçirmiş muştur. Pariste toplanan Göz He rıncaya kadar kendisini rahat bırak i genc istidad ve zekâların himayeye »rfedilen beher dolara mukabll 10 m'.ı. menfaat sağlandıgı görütir. Hele (Müfredaü Tıb) ezberin kimleri kongresinde bu virüse ad mıyan hususî bir iradeyi elde tu i ne derece lâyık ve muhtac oldukla llnden fazla parasız temin edilen. radyo nnı eösteren misallerdir. Mükâfat, lür. Sadece konmuş ve «Sezer virüsü» denil tabilmelidir.» dedir. Karanfil, zencefil denilince yayınları asgarî 3000 dolardan hes&b bunlann şifa verici hassalarmı söy miştir. Kendisi için ve Türklük içm İstanbvtlda 'oplanan son Tıb kon teşvik, bu hususta kuvvetle mües ed'.lse, 105 000 dolar eder. ler. Hararetin ölçülemediğini, ci ne şeref!.. Beynelmllel münasebetlerde, bilhas. gresinde veremin tedavisinde kula sir olmaktadır. Genc Stj. Doktor İnsulini bulmakla milyonlarca nılmak üzere bir a'.et keşfeden, he Orhan Ternar, albümünden çıkanp «a Amerika gibi blr demokrasi memle. simlerin moleküllerinin titremeBakırköy ortaokulunda iken imzam ketinde. halk efkânnın harict 6lyasetta sinden çıktığını bilir... Ancak ze insanın ıstırabını dindiren, bir <;ok ile aldığı iftihar tezkeresini göster btıinci derecede blr unsur olduğu meyvalî saat tabirini işitince tinirlediği zaman onun için nasıl sevincli dana çıktı. New.York'taki Türk Haber. nir, bunu bir türlü hazmedemez. Zi tlglll ıgı a m « ı mı^uı ı V "' "«"•• •"•Mer B BUrosu, b ou uraurıa l şışngaı eımen. ürolnlı u ra her nasılsa bu saati vaktile alaıdıyse benım de ondan aşagı kal j ü z e r e j k u r u I a n l l k t e s e k k i U d ü r . B ü r o . franga saat diye bellemiştir. Hulâsa mıyan bir duygu ile sarsıldığırna i Türkiye lcln bir basarı elde etmlj ona makulât dairesinde çıkışacak inanınız. I olmasınu Amerlkan halk efkarı üzenn. VE e çalls az bulunur. Akıl ve he!e mantık Sahici bilim, araştırma ile başlar,' dludur.» m a tarzlna l n t l b a k e d İ 5 İ n e b o r c Bebekte Yah BojTUida Muhteşem Koruluk tçlnde kuvvetile herşeyi tahlil eder; her onunla gelişir. Ortaçağın nakilciliği Üç yanda hulâsa ettlğira bu çaseyi anlanm sanır.ı ve ezberciliği ile ilim yapılamaz. ı ı ş m a l a r ) Amerika halkına memleArama yoluna girmeliyiz. Öğretimi Salih Zeki, bugünkü dile çevirip k U m t m a k y o ll u n . bu yola sokmahyız. Bu, ne bir ba1 naklettiğim bu «atırlardan sonra g a v r e t l e r i y e e l d e edi,en M . kan, ne bir kanun, ne bir emir, ne skolâstik düşünüşün memleketirostermektedir Bu huıâsa. bir talimat meselesidir. En küçü1 mizde çok yaygın olduğundan tevapmaktan makMdımı kendimirf essüfle şikâyet eder ve Avrupalığünden en büyük şöhretlere kadar tanltmak için ne kadar lann bu belâdan nasıl kurtulduklabilim adamlarımızın şahsî araşünna ' al m a k v e n a s | , ç a l l 5 r o a k l â . nnı anlatır. güçlüklerine katlanmalan ve bilim RöStermektir. Ameritecessüsünü en ileri yaşlanna kaİçinde bulunduğumuz kültür tecessüsünü en ileri yaşlanna ka k a d a k . T ü r f c HHa ab be er r,,e er r BBü ür ro os su u ^ ^^ devresinde, yıllar önce Salih Zeıd. dar muhafaza edebilmeleri keyfı b ü r o l a n b k a m e m ı c k e t l e r d e d a edebilmelei y nin tasvir ettiği tipler, artık köşe, i l i a .. yetidir. Kanunu, Atwood yetidir Arşimed Kanunu Atwood k k m | î m d ı r AAm e er ri ik k, b b i l i t t a lere sinmiş, âlem içine çıkamıyamakinesi. Laplace nazanyen yanın da m e 5 e l â F r a n s a A l m a n . cak hale gelmiştir. Bunda şüphe da Ahmed kanunu, Mahmud makı I n R İ l t e r e d e b i r b a . yok. Fakat nakil metodu, bilim onesi, Ayas nazariyesi demek serefı tjl?eliğimiz o W u ğ u Jçin< J n g i u caklarımızdan tamamile silinip git. Rendimini milletçe duyabilmeliyu.. g e t l r m e d i m miş değildir. En yüksek biiim kuri tanırmanın en İyi yolu, Newrumlarımızda bile çok kere hoca Yok Türk Haberler Bürosu gibi büsöyler, talebe dinler. Hukuk gibi rolar tesis etmektir. Gerçi bu tesis, liboratuarsız bilim şubelerinde sebir hayli para istiyen bir iştir amminer çalışmalan yeni yeni tatbık ma, bunun maddi ve manevl fay« l tsmnll M'jstafa Mutlu ıdmda blr ?a. dalan gözönünde tutulursa, k kesehıs dün Beykozda askerl bölgede ge. n | n ağzmı açmağa mecburuz Yalnu zerken yakalanmıs. hakklnd. takibata m ü h i m b i r n o k u yfa y b u h a b c r geçilmiştir. biirolanna dil •• bilir, iş bilir liyakatli memuriar tayin edilmelidir ki Taksi saatlerinin ayarlanması beklenilen faydalar hasü olabilsin. işi inceleniyor Dün «abah Vilâyette İki toplantı ya. pılmıştır. Emnlyet Müdürü. Jandarma Komutanı, Altıncı Şube Müdürü, B». kırköy've Fatih ka>makamlarının lftlrakile Valinin bajkanlıjında yapılan D. P. Çelebioğlu Alâeddin ilk toplantıd» sehrln »eyrüıefer Isleri ocağının kon^resi gözden geçlrllmiş ve yeni »eyrü»efer Demokrat Parti Emlnönü Çeîebioğla işaretleri. taksl saatlerinin ayarlanması gibi mevzular üzerinde kararlar alın. Alâeddin ocağının yıllık kongresl 20 mıjtır. ekim pazartesl günü saat 19 da, Bahçe. Valinin baskanlıgında Ziraat. Fen, kapı Zahire Borsası iokağındakl ocak Emlf.k, Ormsn, Bahçeier ve Fldanlıklar lokallnde yapılacaktır. müdürlerinin hazır bulunduğu lklncl Gölcük limanı topiannda, bu yıl sehirde ve 11de ya. Gölcükte ln?a edilmlj olan ürnan yâpılacak ağac'.andırma faallyetl progrın törenle «ervi*e açılaeaktır. Yenl ramlaşiırılmıştır. limanın rıhtımı. gemllerln her lkl ta. Paristeki armatörler konferan raftan yanaşabilecegl geklldedir. ARASTIR •• * Yazan: *• HASAN ÂLİ YÜCEL Kendimizi dünyaya tanıtmak için ewYork Türk Haberler Bürosunun 11 aylık ça hşmalannı hnlâsaten neş re devam ediyorum: «11 Anslklopedlîer için hazırlanan nesrlyat: Haberler Bürcsu, Amerlkan anslklopedllerinde, Türkiyeye ald eslü kötü bügilert ihtivs, eden kl»ımlar yerlne yeni malumatın lkame olunması yolundaki te$ebbü«lerde bulunmujtur. 12 Basin toplantıları: Türkiyenin beynelmilel meselelerinl Amerlkan ef. kârma aksettirmek lçln 30.70 yazaıın Iştirak etttği basın toplantılan ile bu meselelere dair yazı yazdırmak ve radyo konu^nası yaptırraak için 72 davet yapümııtır. 13 Bastırllnn »e datıtılan eserler: 8 hro?ür h*zırtanıx) tartırılmiî, 27 ma. kale teksrtr ettlrilmiştir. NeşnyaUmız. dan on blr ay içir.dç 121.057 aded da. gıtılnuftır. 14 ödünç kitab servlsl: TürVciye lehlndekl «»erlert «zamt derecede yaymak lcln tesls edllen ödünç kitab lervlsi k&nallle lkl »yda 59 Usiye kitab gönderilmiştir. 15 Ph'.ladelphl» «ehrinde tertib edilen Türkiye haftası: Amerikanın üçüncü bü>"ük Sehrl Philâdelphla'da Belediye Reisinln resmt beyanname. ZENGİN PARA İKRAMİYELERI APARTIMAN DAİRESİ Bir adam askerî bölgede yakalandı Düşüncenizin f \ Esterseniz Hakikat mm sında görüşülenler CENb2 AIOCUT TUTUM BANKASI SUPER MODELİ Fioh : 330 TL. 33 Liro Peşin Ayda 33 Lira Taksitle TORKELİ LTD. ŞTİ. Gfllalo, Bankalor Caddeti Tel.: 44624 Y 31 EKİM KEŞİDESÎ A R I İÇİN Gelen ma'.umata göre «Şimal denizi llmanlarından Yakın Şarka sefer yapan armatörler» konferansı Pariste toplantıiarına baslamıştır. Denizcllik Bankajı deiegelerinin de hazır bulunduğu kon. feranst» İstanbul ve İzmir Hmanlannın akanıklığı dolayısile navlun'.ara zam yapılması hususu da görüşülmuştür. Delegelerimiz, her iki llmanda alınan tedbirler hakkında izahat vermlşler. tıkanıkhk giderildiği lçln navlunlara tatbik edilen yüzde 20 nisbetlndeki zaınmın kaldınldığını bildirmislerdlr. Andreas von Tuhr Tercüme eden Avukat Borçlar Hukuku CEVAD EDEGE Birind cild çıkmıştır. ÜNİVERSİTE KİTABEVt Ankara Caddesi No. 98 İ S T A N B U L B Akadernililerin akşama kadar < J â 100 LİRALIK Bir hesab açtırınız, hesabınız varsa çoğaltınız. 6.01 12.02 15.17 17 46 19.17 423 J12.13 ( 6.16 9.31 12.00 1.30 10 36 Kaz Marka Elörgü Yünüıte Düskün ŞIK BAYANLAR DECE GELEN «COmUKİYET» in Tefrikasu Yalnız bu davui zurna sesiie ne kadar zaman geçti, hatıriarruyorum. Ansızın, Zehranın feryadını ifittim. Bu, her. zamanki bağırmalarma benzemiyordu. Daha canhıras, daha korkunc bir sesti. Uzaktan gelen davul zurna sesine o kadar dalmıfüm ki, karunın 12tırab dolu vücudünden yukselen bu feryadı, evin içinden değil, tâ uzaktan, o davul zumanın çalındığı uzak yerden geliyor zannettim. Bu se« sanki tabiatin bağrmdan yük seüyordu. Sanki bütün tabiat, Zehra ile bir ağızdan bana bağınyordu. «Zekiiü... Öldür beni... ÖMür... Öldür... Öldür!...» diyordu. Yürüdüm, kendim; odada buldum. Zehrayı yatakta gördüfümü hatırlıyorum... Susmuştu. Gülümsüyordu... Elimdeki tüfeği görüyordu... Ona nişan almış olduğumu, üzerine doğ ru yürüdüğürnü görüyordu... Gülürasemesi azaimadan, bana tekrar: «Zeki, oh, öldür beni, kurtar beni...» dedi... Yaklaştım... Gözlerini bana dikmiş, bakıyor, dikkatle bakıyor, hâlâ güiümsüyordu. Tüfeği göğsüne dayadım... Kalbinin üstüne... Tetiği çektim... Adam sustu. Zabıt kâtibi, makinenin takılan bir harfini yavaşça düzeltti. Sorgu hâkimi biraz bekiedi. Sanığın ilâve edecek sözü kalmamıştı. Zaptı okuyacaklar, dinlejin. Sanık, basmı saliadı. Zabıt kâtibi okudu. O dinledi. Daha doğrusu, dinler gibi duruyor, fakat bir şey işitmiyor, pencereye bakıyor, ağzr ağır kararan akşamı seyrediyordu. Kalemi eline verdiler. İmzaladı. Bir jandarma yanında odadan çıkarken, bir şey söyliyecekmiş gibi durakladı, sonra gene yürüdü, çıkU. II Zeki, hapishanedeki koğuşuna girince, cansız bir et yığını gibi föçüvermişti. m du. Bu şuurszlukla beraber, bü nünde koskocaman gözüken kendi tün vücudünü kaphyan bir uyu elleri? Bu da ne demekti? şukluk da başiamıştı. Uyku ile pek O halde, o geceden evvel. bir keyakın sınır arkadaşı bir uyuşukluk. Bir yandan bu uyuşukluğun, re daha, Zehrayı ö'dürmeyi dübir yandan şuur yokluğunun ka şünmüştü, Zehrayı öldürmek istelın örtülerinden sıyrılmağa, onlan mişti, öyle mi? aralayıp şuura, idrake doğru yük , Evet. Oolabilirdi. Evet. Muhakselmeğe çalışıyor, muvaffak ola kak böyle idi. Demek ki Zehra, o j gün de, tıpkı o geceki gibi can amıyordu. Gözünün önünde. dimağının için c:sı çekmiş, o gün de ağlamış, hayNakleden: HAMDİ yAROĞLU de canlandırmağa çahştığı bir şey kırmış «beni öldür!» diye yalvarvardı. O şey, tam yakalıyacağı za mıştı. 1 Yirmi bir saattenberi kafasmın «Beni öldür!» Bu, son gecenin I içinde ujruldıyan kasırga diniverdi. man SLİniyor, kaçıyordu. sesiydi; kelimeler arasında, hınltıSonra birdenbire buldu. Şaşılacak şeydi bu? Başhyacak olan şey, bir feryad larla delik deşik, bitkin, harab bir «Değişen ne var ortada? diye ses. düşünüyordu. Bu sükunet neden? ] dı, bir vaveylâ idi. derdimi dökmek, derdden kurtulCinayetten evvelki günlerinden Zehra, tüfeği onun elinde göriimama kâfı mi geldi?» birinin endişe doiu, yürek çarpmtı yor, o korkunc tebessümile, o şuZeki, bu sükunetten korkuyordu. sı dolu bir anını yaşıyordu. Mor ursuz, o büyüleyici tebessümile güVücudünde bir kırık döküklük finin tesiri geçeceğine yakın bek lümsüyordu, hissediyordu. Ensesi, şakaklan, göz lemeğe alıştığı, gene başlıyacağmTekme ile itilmis yorganın yan lerinin üstü ağrıyordu. dan korktuğu ıztırab avazesinin, yarıya örttüğü kadın vücudünü, o Ellerini dizlerine dayamış, göz kulaklarmda gene çınhyacağını bii çok sevdiği kadının vücudünü, bir leri koğuşu dolduran akşam ka diği ferjadın yükseleceği ânı... bir sayılan kaburga kemiklerini, iyi rartlığına dalmış, bakıyordu. YerErzak kilerinde, duvarda asılı bir tesadüfle yukan doğru siynlan deki tahta döşeme, beyaz badanaTüfek geceliğin açıkta bıraktığı kalb nah duvar... Tavana yakm pencere duran av tüfeğini gördü. nin kirli camı... Neresiydi bura bir lâmba ışığında gözükmüyordu. hiyesini görüyordu. O vücud, kensı?... Buna hayret etti. Kundağından disine doğru dönüyordu... Tetiğe dokunuşu... Silâh sesi, bir Ha, evet, hapishane... Koğuştu bu namlusuna kadar, bu tüfek, güneş isği içinde güzüküyordu. De iıafif dumön, barut kokusu, yatak rası, hapishane koğuşuydu... çarşafını, yorgpni, yastığı kızıla «Gene başlıyor» diye mırıldandı. mek ki vakit ikindi vaktiydi. Saat boyıyan kan... Oluk gibi fışkıran Neydi bu başlıyan? altıydı. Tüfeğin namlusu pırıldıyor kan, sıcak kan... Yanakiarında, elZıhninde araştınyor, bulamıyor du. Demek ki mevsim yazdı... lerinde biriken kan... du. Kafasını, ağrıyıncaya kadar Ne demekti bu? Sonra, etrafını kuşatan sessizlik, yoruyor, gene bulamıyordu. Bir. Sonra. gözlerinin önünde, silâha suttısuzluk yığııu aitında eziliyor^ doğru yukselen, gözlerinin tâ ö J doiasır gibi, kınuldanır gibi, ha EÜşi mağazasmda satılan Alman KAZ MARKA elörgü yünü o de8 Ekim/1952 »teketli gibi sesaiaîik... Mavi ge rece beğenilmektedir ki, bu yün Kervansaray ve Pergolarîa ceyi dolduran sesizlik... ile yapılan elisleri son moda mahTel: 41955 Sonra, sonra, uzaktan, tâ uzak sulü olmustur. tan geien o davul, zurna sesi... O davul, zurna »esi olmasaydı, tarlalar arasmdan süzülüp giden, ay ışığile pırıl pırıl patikayı görebilecek, bulabilecek miydi acaba? İstikamet tayin edebüecek miydi? Silâhı elinden bırakıyordu. Kapıyı kapatıyordu. Anahtan cebine, Büyük Postahane karşısı İSTANBUL cebinin astarile mendilinin arasına İstiklâl Caddesi No. 339 BEYOĞLU koyuyordu. Büyük Kardiçali Han İZMİR Dışanda bekliyen kc\iek, e'fenÖzler Caddesi ADANA disini tanıyor, hafifçe hmldıyor, kalkıyor, kuyruk salhyordu. Korku mu? Ne korkusu? 10 EKİM CUMA AKŞAMINA KADAR Kaçıyor mu? Kimden, neden kaçıyor? İyi etmemiş miydi? O yalvaran, 0 inliyen kadına, henüz verebileceği tek bahtiyarhğı vermiş değil Yaürdığınız takdirde: miydi? Niçin korkacaktı? O sevgili kadın, ölü olarak, dirisinden daha az korkunc değil miydi? Daha az dehşet verici değli miydi? Köprüyü geçiyordu. Kilometre işaretini geçiyordu. Yürüdükçe, uzaklaştıkça, geride kalan çiftliğin gitgide ufalarak gözden kaybolduğunu, tâ uzaklarda kaldığını, bakıp da görüyormuş gibi hissediyordu. Oraya bir daha dönmiyecekti. İkramiyelerini kazanabilirsiniz. Her 150 LİRAYA bir keşide numarası «Keşke gözienni kapasaydsm. yarayı tık?«aydim, kanUrı temizleHER AY SONUNDA BİR ÇEKİLİŞ seydim» diyordu. Günseli Başar Balosu r H.H». ™ Ke., H™,., TÜRKİYE KREDİ BANKASI A.O. na 4 E V d e n birini 1 OTOMOBİL 400 aded PARA, ALTIN ve K I Y M E T L İ EŞYA var)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle