26 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 Ekfan 1952 MEMLEKET İNTIBALARI IKTJBASLA Beş senedir, ne vakit Bretton sı para tetkik merkezi» vücude gç. Woods teşekkül.eri toplansa mü tirmeyi kararlaştırmışlardır. Bu tet hün kararlar veya herkesi hayrette kik merkezini kurmaktan maksad bırakaeak neticeler beklenir. Fakat para ve banka meselelerini incelebeş senedir görüşmeler hıç bir te mek ve dünya iktisad politikasında rakki kaydetmeden sona erer. Esa husule gelecek degişikliklerin Amesen onun içindir ki Meksikoda ey rikada yapacaklan ttsirleri tetkik lulde toplanan para konferansı nis etmektir. bi bir alâka uyandırmıştır. Burada Birleşik Amerika devietlerinde miiletlerarası para fonu ile Beynel Lâtin Amerikadan daha fazla ithamilel Ka kınma Bankasının rapor lâtta bulunmak lüzumu üzerinde lan okunmuş, cenubî Afrikanın durulduğu bir sırada, Bretton altın fiatını yükseltmek için serdet Woodsda temsi! edilen devletlerin tiği mütaiea ve mutalebat dinlen üçte birini teskil eden Cenubî Amış, gümrük duvarlarınm kaldınl merika devletlerinin iktisadi birlik ması lehinde müdafaalar yapılmış ihtiyacına inanmalan dikkati çekeve muhtelif paralarm serbestçe cek bir hâdise olsa gerek. tahvi'.leri yolunda temenniler ızhar Bu hâdisenin ehemmiyetini fazla olunmuşrur. Doerusunu söylemek büyültmemek şartile, Pakistan de. lâzım gelirse 1952 devresinln proglegesi Seyid Ahmed Alinin de bir rammda halk efkârını heyecana dü teşebbüsü üzerinde durmak icab şürecek hiç bir cihet yoktu. ediyor. Seyid Ahmed Ali gelecek Bununla beraber Meksiko (para sene milletlerarası para fonu ve konferansı evvelki toplantılar ka Kalkınma Bankası başkanlan kondar hayal sukutuna sebeb olma seyi riyasetine getirilecektir. mıştır. Bunu belki de mılletleraraSeyid Ahmed Ali 1944 te olduğu sı para fonunun yenı müdürü İvor Rooth'un mevcudiyetıne borçluyuz gibi Bretton Woods'ta bir konfe. Rooth'un bu teşekkülün faalıyetine ransm toplanmasını tavsiye etmek. yeni bir hız vermek kararmda ol tedır. Bu toplanü şimdiki realiteduğu malumdur. Belki de bu alâka ler karşısında para teşkilâtına vebir şeyler yapmak lâzım geldiğini rilecek veçheyi tayine çalışacaktır. herkesin sezdiğinden ileri gelmek 1944 te vücude getirilen teşekkültedir. Her ne hal ise kısaca tetkik lerin müessir bir jekilde hizmet ed.lmesi gereken bır çok davanın görebilmeleri için kambiyo konburada görüşüldüğü muhakkaktır. trollarmrn kaldınlacağını ve para Evvelâ Beîçikanm dolar risturn tahvillerinin tahakkuk edeceğini 1892 senesi eylulünün 12 nci gü I eri hakkında serdettiği şıkâyeti farzediyordu. Bu şartlar temin edillarında, kansına şöyle hitab ettiği nü. Fransanuı Sainte Brieuc kaoluyordu: gözden geçireüm. Bu hakikatte mediğinden şimdiki teşkilâün esassabasında, Chevre sokağında bir ehalli müşkül girift bir meseledir. lanru değiştirmek icab ediyor. Ölüp gitmek daha iyi, kancıNihayet bir taraftan İngiliz dele vin çatı katı penceresinden dışan Bundan başka Belçikalılan olduğu ğun. Bu ıstırabı çekmekte ne fayuzanan genç bir kadın, işine gitkadar Isviçreli ihracatçılan da alâ gelerile, diğer taraftan Amerika ve da var? mekte olan bir ameleye şöyle seskadar etmektedır. çünkü Amerika imparatorluk camiası mümessillerı lendi: Kansı hayretle sorardı: a mal satan muhtelif memieketler arasında vuku bulan görüşmelere Hangi ısbrabdan bahsediyor Beni buraya kapadılar, kapıyı rasmda serbest rekabet mekaniz de ayn bir yer vermek gerekiyor. sun, kuzum? Neticede dominyonlann Londrayı açın da çıkayım .. Evde galiba müt masını bozmaktadır. Kör müsün yahu? Tepemizhiş bir şeyler oldu. tazyik ederek İngiliz lirasınm bade dolaşan tehlikeleri görmüyor Rıstumun işleme tarzı basittir: Ev 7 numarah idi. Bir kaç senezı şartlar altmda kolayca tahvil emusun? Harb yaklaştı, harb demek Bazı memieketlerde dolar sahasına dilmesini tahakkuk ettirecekleri. denberi adı dillerde dolaşan bir evmahvolmak demek. Çözüntü b=>şhracatta bulunanlar elde ettikleri Amerikanm da dövizlerin tedricen I &• Uzerine uğursuzluk çokmüş bır lıyor bile. Şark çelikleri hisse sedo!arların bir kısmını diledikleri serbest kalmalan için İngilizlerce! v e r e benziyordu. Zaten, daracık nedleri dört beş frank düstü! gibi kullanmakta serbesttirler. Bu yapılacak her teşebbüsü destekle Pencereleri, san badanalı duvarla*** mcliye ondan istifade edenlere bir n, binanın cüssesile arasında bir yecekleri anlaşılmaktadır. Böyle böyle, Ludvic Le Gall, işi r m temın ederek neticede memleazıtmış, günün birinde, ölüm tehBütün bunlar henüz proje halin nisbetsizlik göze çarpan damı, baketm parası dolara nisbetle kıymesık iki katı, dışarıdan görenler üdidinin tatbikına geçmişti. 1892 senden kaybetmektedir. Çünkü bu dedır. Amerikanın yeni Cumhur zerinde bir huzursuzluk yaratıyornesi ağustos ayında, bir gece, yaserbest dolarlar sertfest borsaya Başkan: beî'.i olmadıkça hiç bir şey du. Bu duvarlann arasında bir çok tak odasındaki konsolun gözünntikal ettiğinden büyük bır kam yapılamıyacgğı anlaşjlıyor. ı facialar cereyan ettiği hatırlarda den, Çin seyahatinde satın aldığl Fakat ne de olsa yeni ümidler | idi. 1860 senesi, bekâr bir irad saiyo kârile elden çıkarılmaktadır. son derece keskin bir hançeri alıp, Bu yüzden ticari cereyanlar mec ,i . . , . ! hibi bu evde intihar etmişti. Bir çocuklannın boğazını kesmeğe alarından ayrılıyor. Amerıkaya (Isviçre basınından) , , , ,. kalkışmıştı. O gece, karısı bu ne ioğrudan doğruya satılması lâzım kaç sene sonra, evı satın alan haıı yaptığmı bilmez adamı güç teskin Marmara dediğin de nedir ki, Adalann topuna bedel adalar ara Eğer devlet baba himmet et elen ma.lar başka memieketler Sabun normu nizamnamesi ıslaha vakti yerinde bir ailenin oğlu, ken yamru yumıu bir fincan doJusu sında dinlene dinlene açıldıkça a mezse bızim balıkçı ıSırnız hâlâ b e | analile dan da af dileyor, bu deni dünyada etmiş, hâdise, Ludvic'in gözyaşla. muhtac görülüyor sevkedilıyor. Neticede disine teslim olmıyan bir hizmetçi rile sona ermişti. tuzlu su... İşte haritaya bak, deni çılıyor. Yanıbaşımızda bir uçurum, yüz sene onccki usulier, basıt ta asıl ıh'acatçı memleket dolardan Bir muddettir piyasada hiç bir mar kızı bıçakla doğramıştı. Son za daha fazla ıstırab çekmenize göz Profesör, bir kaç gun sonra, ci> ze benzer yeri yok, iki boğaz a Marmara adasJnı ortadan ikiye kımlarla yerinde saya saya sönüp mahrurn kalıyor, fiatlar altüst olu kayı ihtıva etmyen traş sabunları go manlarda da, bir genc kız, gazocağı yumamazdım, nihayet sizi cennete rasmda bir tavşan yavrusu gibi bölecek bir hızla saplanmış. Bir gıdecek. Bıze her şeyden ör.ce me yor. Belçika mümessili de zaten rıılmesı sabun Imalâtınm ifereğı gibi patlaması yüzünden banyoda ol yolladım, arkanızdan ben de hemen nayetten tam üç gün evvel. sokak» ezi miş kalmış. Deniz deyınce in taş yuvariıyoruz: geliyorum, orada buluşacağız, di ta rastladıği bahriyeli bir arkada» Vınnn. . Bir denî malzeme lâzım. Derm deniz bundan ,ıkâyet etmiştır. Müdahale kontrol edilnTKİıglni gostermektedir. Sanayl Odası Umuml Kâtıbl Halid müştü. Şimdi bu evde, iki çocuk yordu. şınm kızma sataştı. Ertesi gün, sanın akhna Akdeniz gelir, Kara keklik siirüsü. Dağın yamacında, lere ulaşan ağ ar lâzım. Ağlarımız si üzenne bır anket yapılmasına ve babası bir idrografi profesörii Legall isimli olan LudvicHerve otuGuleryuz bu husuita demiştlr ki: dururken, »rkadaslanna deniz gelir; Marmaranın da sözü en heybetH yerinde bir mâbed, bir için ıplık, ıp'ikl^rimiz için koruma bu hususta karara varabümek için Üniformanın cebinden çıkan ikin durup • Sabun normu n.zamnamfst tetkik ruyordu. mü olur .. Evet ama Erdekten mer kale artığı Paslı bir teneke par araçları .âzım. Günlük maişet der bır rapor tanzım edı mesme karar ve îBİaha muhtac gorunmektedir Yal. ci mektub cumhuriyet savcısına hi mükellef bir ziyafet cekti. Cinayet Amele, sokak kapısını kolayca mz nebati yHEİar tızfrınde durmak kâmer ocağile ün salmış, hattâ yüz çasından sızan, şifalı olduğu söy di, hıç birimize en yeni araçlaıdan verilmiştir. taben yazılmışh. Aynen şöyle idi: günü de, akşam yemeğinden sonfi değıldır. Çunku her turlu yağdan sa. açtı, içeri girdi. Fakat girer rçirmez, «Kanmı ve çocuklanmı öldurdüm. ra. hava almak için biraz sokağa düğü denize ad vermiş Marmara lenen sudan güçbelâ bir parça iç faydalanma imkâm bırakmaz. Devolduğu yere mıhlanıp kaldı. Karçıkacağını söyleyip evden ayrılŞüphesiz bunun önüne geçilmesi bun yapmak mumkundur.i adasma giderken aldı da bir rüz tikten sonra beş, on yaş daha genc let yardımı olmasa bu sene tarlaşısında bir adam asılı idi Arkasın Hiç bir suçlan yoktu. Çocuklanm Btr sabun amlli de, sokaklarda sftlı. gâr. Sen misin Marmarayı küçüm kıyılara iniyoruz. En açık yeşılden larımızm verimi bu kadar bereketli çok zor olacaktır. Fakat imkânsız birer melektir.» Bir de üçüncü lan ve ne &a da bahrıye subayı üniforması vardı, Fakat uzağa gitmedi. evinin karsiyen, mubarek başladı hindi gibi en k'oyu yeşile, ebru ebru kıvrı o'.ur muvdu? Deniz de bir tarla olsa bile milletle'aıası para fonu bunlarının olduğu bllinmiyen tra^ söy. merdivenin boşluğunda sallanıyor mektub vardı ki, profesör onu da kontrolu icab ettiğlnı erkânının, bazt Avrupa milletleri lemış »eğer ssbun tmi'.itı ıslah olunsa du. Yüzü mosmordu, gözleri dışan Paris gazetelerinden birine yazmış şısındaki binaya girdi, bu sefer de, kabarmaya, derken işi azıttı; bi lan deniz yinni, yirmi beş metreye | dır. Tarlayı sürmek için bilek zim posta takasının ensesine, ya kadar bağnnı açıyor.. Altın suyu tişmediğ; g.bi, denizden faydalan nin senelerdir içinde bulundukları dış piyasalara saoun ıhrac ederlî. Ima. fırlamıştı. Öldüğü besbelli idi Yer tı. Bunda, idrografi profesörlüğü o binanın alt katında oturan komra^ana sığınıp birbiri arkasından nun içinde altın yoktu ama kıyı mak için de bir sanda'la bır çift müşkülâtı görmeleri ve on.arla | l*t için ellmlzde her çesld ham nün bir esaretten ibaret olduğunu şu kadma taarruza kalkıştı. Kadın, de de hâlâ bir mum yanıyordu. mevcuddur» demlftir. neye uğradığını şaşırmış, korku. iki şamar aşkeyledi. Sen sağ, ben d a k j kumların içinde altın taneıeri kürek kâfi ge'.miyor. Adamızın çe meşgu! olmalan gene bir şeydir. Amele, iki kat merdiveni dörder söylüyor, mükteseb hakların tanın dan bağırmıştı. Onun bu feryadl Yunanistana 1000 ton fasulye rr n i T m o t îlfi T 1 : 1 ....... « • Holanda deîegesi Mothop'la Belsel?met;• iki r^altf'iUI da tepeden pırıl1 pırı", kumu bir kaç avuç. e kirdekten yetişmış b:r kaç gencini dalgayı r i a +ttlior1or» dörder çıktı, çatı katında mahpus .mamasından şikâyet ediyordu. ihrac edildi Yapılan tahkikat, inanıteuyacak üzerine yanmda uyuvan bir buçuk tırnağa giyindik. Bizim takanın iki şeledik, billur gibi bir su sızmaya Avrupaya, suları bîzim sulan an çika Maiiye Bakanı Jansen arasınbulunan genc kadını kurtardı. Bu, v a l n d a k i V™*" uyanınca, profeBaklıyat plyasası hararetll bi» duru profesörün hizmetçisi idi. Amele, kadar garib bir takım hakikatler , ? m'Sİi dalgalar kocaman çoban kö başladı. Adalı bir genc: İçebilirsi dıran İtalyaya pondermek. en yeni da şiddetli tartışmalara meydan sör kendine gelmiş. kadından af ne veren bu dolar davasından maada ma girmıştlr Avrupadakı loıraklık yu merdivende asılı bir adam buldu meydana çıkardı. Profesör Le Galle pek'eri gibi peşımize düştüler. Yir niz, hem tatlı, hem soğuktur; dedi. araçları kullanabılmemız :çin zunden bazı bolgelerde mahsul az olmu} Bretton Woods'da üç mühim mese> ve bu yuzden hancden lstekler gelme ğunu söyleyince, hizmetçi kadın şa aklı gelir gider takımdan bir mah dileyerek evden çıkmıştı. mi kişi kadardık, çoiuğu çocuğu Korka korka dudaklarımızı değdir kadar yerinde olurdu. İşte, tüyler ürpertici cinayeti, luktu. Bazan on beş gün, müddetle. Gdrmüs, geçirmiş yerli; ağlardan, le daha dikkati çekmiştir. amb=ıra istif ettık, gücümüzün yet dik; herkes sevincle bağırmağa baş ge baslamıstır. Teklifler bühass» Italya şaladı: dünyanın en kibar, en nazik ve bu hâdiseden sonra işledi. ipliklerden, ba ıklardan o kadar bü Bır kere bu konferans, bir kaç Fransa, A'.manya ve Yunanlstaodan gel Eyvah, kimbilir daha neler oltiği kadar öteye beriye tutunarak ladı: Hem tat'.ı, hem soğuk. Zeymektcdır. *** muştur! dedi. Bu gece nasıl feryad sevimli adamı olur, kansına çıçekda'salan savuşturduk. Takamızın tin ağaclarının bu kadar kıyı'.ara yük bir muhabbetie konuştu ki, o ay evvel Havana'da ortaya atılan Son gunlerde Yunamstana tonu 213 Çatı katında vatan hizmetçl. geişitseydiniz! ler, şekerlemeler taşır, çocuklannı kem'^'jn biivük dalgalar arasm niçin Fckulduğunu anlar gibi oi araJık kıyıda kızarmağa başlıyan bir projeye şekii vermek hizmetıni ] a r kopardıklannı dolardan bın ton fasulye üırac edll. Aşağı kata indiler, bir dehlizden sever, onlarla oyun oynar; sonra celevin. bir arahk. merdivende bir da ne denlu kerıaze olduğunu bir duk. Marmara adasında \iç dört sardalyalarm kokusu bır kat daha gormüştür. Fılhakika Guney Ame miştır. Plyasada nohud 34 kuruştan, f aün k'aldık. Her gün birbirinden sardı. Adalının bır sözü, ne zaman rıkanın 18 devleti merkezi Mek mercimek İse 36 kurustan muamele gor. geçtiler. Dehlizin nihayetinde, pro I birdenbire asık suratlı, sinirli, Ö ayak sesi duydu. Dinledı, profesöaynada görmek nasib oldu, şöyle Arkası Sa. 7, Sü. 4 te •uko'da olacak bir «Lâtin Amerika mektedır. fesörle karısının yatak odası bulu ' keci, bambaşka bir adam haline rün ayak seslni tanıdı. tçine bir ki: Bızim taka boyunda bir baş tatlı sürprizlerle karşılaştıkça içinuyordu. Hitmetçi kadın oda kapı I gelirdi. Bu hal| apsent içmeğe baş korku düştü. Üstelik, kapının «• kasına rastladık, üstelik yelken de m zde orada >er satın almağa kalsını itti. Pencere kepenkleri kapalı ladığı zamanlarda görülürdü. Para nahtannı da, kilidin dışında bıraksenlenmesi açmıştı. Bizimki kadar yüklüydü, kanlar o'.du. Adanın idi, fakat aralıklardan giren sabah kavgası çıkanr, gece vakti. evin mıştı. dev gibi dalgalar komşu takayı sırt için bir çok yerleri bedava veriProfesör, kapıyı açtı. Wç de hay. ışıgı, içerideki feci manzarayı ay içi müthiş âvazelerle çınlardı. Bayorlarmış. Rumlar zamanında bu lamış kaldmyor, yoıcular bir yudmlatmağa kâfi geliyordu. Yatakta, zan kansına işkence ederdi. Onu ra alâmet olmıyan tath bir sesle: mak gibi birbirlerine sarılmışlar, ada, bir ce^netmiş. sonra bir zelze Daha uyumadm mı? dive SQTçınlçıplak, Madam Le Gall yatıyor saçlanndan tutup yerlerde sürüktaka bir zaman, gül dalına bülbül le gelmiş; adarjn tadmı kaçırmış. du. Sırtüstü serili idi, başı yatak ler. kırbacla döver, üstüne çivıler du. Bir an evvel uyumana bak, konmuş misali sallanıyor, sonra bir Şimdi ada bir parça kendine geltan yere doğru öyle sarkıyordu ki çakılmış bir tahta parçasına sırt yann yorulacaksın. an için gözden kayboluyor. Aynı meğe baş'.nmış. çözük saçları döşeme tahtalanna üstü yatmağa zorlardı. Bazan da Bunu söyledikten sonra, uzakAdanın öteki köylerini. mermer kabın içinde olduğumuzu unutaıak değiyordu. Otuz yaşında güzel bir daha iblisane işkenceler tasarlar. lasmıştı. Hizmetjçi kız, oda kapısıocaklarını görmek rı^sıb olmadı. bir müddet hayretle onlan seyıe kadın olan biçarenin boğazında, kendisi uykusuz bir adam olduğu nm üstünden kilidlendiğinin fardaidım. Denizin tadını onunla sen Mevsim sonlaur.a gelmi? z. deniz açık bir ağıza benziyen geniş bir için sabaha kadar durmadan ko kına vardı. Fakat buna ehemmiyet ii benli olanlar çıkanyor zahır, di pek yüz vermedi. İki bahk konyara vardı. Bu yaradan oluk gibi nuşur, karısını uyumaktan mene vermedi, efendinin gene tutarağl ye düşündüm. İnsan böyle bir de serve fabrikasile henüz iş emeye kan akmıştı. Bu kan seli, kapıya derdi. Asıl fecii, son derece aşağı tuttuğuna hükmetti; yalnız, ihtinizi ancak yazın mayo ile karşı baş.amiy&n buz fabrikssmı gö'.dük, kadar yürümüş, yerde vıcık vıctk lık bir kadın olan metresini eve yaten odadaki dolabı, karyolasını lıyabilir. fakat kışm? Erdek Ada bir de her sab?h iskeiede kurulan bir birikinti yapmıştı. Kadınm saç getirmesi. sofra kurdurup kansına kapıya dayadı, yatb. lar yolculanna Allah sabırlar ver balık pazarını. Adada yer'eşenlerin lan bu kan deryası içinde yüzü hizmet ettırerek metresine ziyafetSaat dört sulannda, bir takım yordu. sin. çoğu Trabzonlu, Rizeli. Balığa onler çekecek kadar ileri gitmesiydi. feryadlar işitip uyandı. Gecelerî Takadaki yolcular arasında ilk lar çıkıyor, kayıklar iki tondan aHizmetçi kadınla amele, derhal Kendisini çok iyi tanıyan bahri evi çın çın öttüren yaygaralara, okuldan tutun da en yükseğıne ka şağı balıkla dönerse: Bugün bfilıkjandarma karakoluna koştular. Ge ye doktonı. cinayetten sonra verdı kavgalara. patırdılara alışıkb. Lâdar çeşidli okul kademelerinden ta iş yok.. dıyorlar. Benim gördülen jandarmalar. bu uğursuz evde, ği ifadede, bu adam hakkında ay kin bu seferki, daha yürek hoplatlsözcüler vardı. Taka resinin mua ğüm kayık arm biıisnde bın beş iki ölü daha buldular. Profesörün nen şöyle demişti: «Le Galle bir , ci bir şeydi. Önce, Madam Le vini olacak bir delikanlı, hepimizi yüz kilo kadar sardalya. öte':inde çocuklarının ölüsü. Anneleri gibi, nevropattı. Çok muhtemel olarak | Gall'in. gitgide daha hafif bir sesS"tış birbiıimize katan bir soru attı or bir o kadar kolyos vardı. onlar da öldürülmüştü. Kan koca isteri hpstasıvdı. Alkole düşkün le, üstüste üç defa «Imdad!» diye taya. Bir ortaokul talebesine sor ç>ek atesli olmadı. B'VJdr açık nın yatak odasmdan geçılen çocukbir nevrsstenik olduğu ise muhak bağırdığmı işitmiş, arkasmdan, küarttırmayla harac mezad sptıldı. du: ların odasına girildiei vakit. on yakakb. İtisafî halleri vardı. Yarrm çük Sebastien'in «Baba! Yaoma, şındaki küçük Henri'nin, arkasmda Bursâ ne yana düşeyi de ba İki vatandaş sabah sahsh sarımbaşağnlarrndan şikâyet ederdi. baba! Anne. yetiş!» diye haykırd'sak gibi kokan Rum ve Yahudı gecelik entarisile, boğazı kesik, k?"'um baa? Uykusuzluktan da mustaribdi. Kor ğını duymuştu. Sonra, yuvarlanan şivelerile karşılaşhlar, Kolyoslan yatağmın ayak ucunda serili olduÇocuk elile işaret edince Rizeli sandalye gürültüleri oldu. ArkaMusevi vatandaş kilosu yırmi beşğu görüldü. Kardeşi, altı yaşındaki kunc kâbuslar görürdü. Bir gece, smdan, derin bir sükut ve bu sübaşladı gü/neğe: ten; sardalyalan da Rum vatandaş Stanislas, pencerenin önünde yatı Çin denizlerinde seferde olduğu Ula aamma da ataysun ha, hiç fırlamış, kutun ortasında. açılan bir kapnm otuzdan aldılar. Bu aralık küçük yordu. Çıplaktı, yüzükoyundu, kol muz sırada, yatağından Bursa oraya olur mi?.. l köpek gibi havlaya havlaya, dört gıcırtısı. Hizmetçi kız, profesörün jir kavgadır patladı: Adetmış, yerlan ileri doğru uzanmışı. Katil, ' Aramızda bir profesör, bir de ayak seslerini gene tanıdı. Merdililer her sabah ellerine bir kap aöldürdüğü bu üç kişiden en küçü ayak, güvertede dolaşmıştı. Deli doçent vardı, hepimiz çoktan pugömleği giydirmek zorunda kaldık venden iniyordu. tndi, tekrar çıklarak balıkçılara sokuluyor ve bağünü en fazİ3 hırpalamışâ benziycr su!ayı şaşırmıştık, bir yarımada, bir lık henüz tartnmadan herkes bir du. Yavrucağın vücudünde on iki tı. Uzun bir uykudan sonra uyan tı. Sonra sanki birisi merdk'sn ssrrci ada, bir ada daha; bizim bilyara vardı. Bu yaralardan yalnız bir dığı vakit, hiç bir şey hatırlamadı tirabzanma yarkuvvetile yumruk miktar bedava balık ediniyor. Bu.diş.miz Marmara haritasının çoktanesi kalb nahiyesinde idi, ölümü ğını söyledi. Bir uyurgezerlik te indirmiş gibi bir gümbürtü. Sonra, na kimse ses çıkarmıyor. Fakat o tan ıflâhı kesilmişti. Bursa bize kaintaç eden de o olmuştu. Çocuk zahürü teşhis ettik, ama benzerine bir daha bozulmamak üzere yenigün yerliierden biri, her nedense. lırsa Rumeli tarafına düşüyordu.. galiba kendini müdafaaya yelten pek nadir tesadüf edilen, korkunc den başhyan derin sessizlik. bilhassa iri kolyoslar üzerine çalışDurumu inceledik ve şu acı sonuHizmetçi kız, bu derin sükut'an mış olacak ki, kollannda. ellerinde, bir vaka idi bu». mış. Henüz kendi malı olmadığı ca vardık. Marmara denizi hakLe Galle mütemadiyen heyecan istifade ederek tekrar uykuya dalalnında çürükler, ezikler, uzun tırha.de alıcı vatandaş küplere binkmda ilkokuldan tut, fakülteye • ve endişe içinde yaşıyan bir adam dı. mık yerleri vardı. di: k?dar hiç bınmizin ıpe sapa gelir Ölülerle dolu bu evde, tek canh dı. O zamanın parasile üç yüz bin ; bi 7imiz yoktu. Zaten bzim coğMüntehirin cesedini. asılı olduğu franga yakın bir serveti, aynca se mahluk o idi. Niçin hep seçersin buyuklerirafyamız, Gonenden Erdeğe gelir ni? Sanki yenmez mi kuçukleri? yerden, ancak bu ilk muayene ve kiz yüz frank maaşı olmasına rağBüyük bir iktisad kongresi tahkikat işinden sonra indirdiler. I men, hep istikbalden korkar, güktn. kiiometıelerce kara zeytin Bozarsın vre malın mostrasını. diye Ceblerini karıştırdılar. Profesör, a nün birinde bir paraya muhtac kaormanlanna girince sıfırı tüketmiş avaz avaz bağırmağa toplanması düşünülüyor başlayınca. kıllara durgunluk veren cınayetini lacağı endişesile, kendisi de rahatti. Güzel bir yolun ikiye böldüğü balığın da, sabahın da keyfi kaçtı. Memleket ekonomisine yeni bu üt! işlemek, sonra da kendini öldürmek kamet vermek üzere buyük bir lkilsad koyu gümiiş dalh bir orman, tadı Yerli, okkaiı bir küfürle birlıkte sız yaşar, karısını da rahatsız eder kongreslnln toplanması duşünulmekte. için sırtına, sırmalı bahriye subayı na doyum çlmıyan bükülüşlerle balıkları tekrar kayığa savurdu di. İkide bir, bankaya gider, hu dlr. Haber verildiğlne göre. Ticaret Baüniformasını giymeği münasib görrenize kadar iniyordu. Marmara a gitti. susî kasasmı açar, paraları duruyor kanlıgı bu hususta çalışmalara başla. müştü. Kanla mülemma bir üniforci?sının medhini bir mimar arkaSonra iskeledeki ulu çınarlann mu diye bakar, esharrnnı,, tahvilâ miştır. Kongreye Uim adamları. banka manın iç cebinde, kapah bir kaç müdıirlerl ve ticaret odaları temsilcileri raştan duymuştum. Fakat Erdekle dibüıde oturduk, ada yerlilerınden tane zarf bulundu. Bir tanesinin üs ünı sayar. borsa fiatlannı yüreği çağırılacaktır. civarının bu kadar cana yakın ol en yaşhsı tatlı tatlı cıvar adalarçarpa çarpa takib ederdi. Kongrenin nerede ve hangi tarlhte tünde «öldürdüğüm sevgili k a n duğundan haberim bile yoktu. dan, balıktan, balıkçılıktan açtı. Cinayet fikrinin bu muvazenesiz yapılacagı henüz tesbit edllmemiştir. ma» ibaresi yazılı idi. Zarfın üstünMemleket haritası babındaki ce B leri P diye konuşuyor, bazı hiBan maddelerin fiatlannda deki kan lekeleri, bu acayib mek kafaya nasıl girip yerleştiği belli haletimiz Marmara adası sırtlarına kâyelere bizim hemşerilerden Fatubun, gerçekten de cinayet işlen değildi. Herhalde, bu musallat fikyükseliş var çıkarken son haddine vardı. A roslu reisi şahid gösteriyordu: dikten sonra yazıldığını ispat edi re azar azar saplanmış olacakü. Liberasyondakj yeni durum üzerine En sonunda paktım olmıvacak, •M» Gitgide, öfkeli zamanlarında, ka bir çok madde fiatlarında artış gbDe daya iner inmez adını duyduğumuz yordu. rısına şöyle bağırmağa başlanuş çarpmaktadır. Son bir hafta zarfmda A'tın suyuna çıkryorduk, Adanın sattım pıitün ağları, takımlan, ınpProfesör Le Galle, mektubunda, tı: karabib«rde bir llra, çimentonun to. tepesine yakın bır yertJe. Dört ta ları omarın yerne keçi aldım.. karısından af dileyor, fakat bu işi nunda 10 llra. kalayda 1.25 lira. çlnkoda Şimdi den'zden elini ayağını çeknesi bir odayı ağzına kadar doldu Hepinizi dinamitle havaya u 25 kuru^. keratenin metreküpünde M istemiyerek yaptığını söylüyor, her racak kayalara tırmanırken, gözler miş, bağı, bahçesi, keçiıerıle uğrainaanın içinde bir evliya ile bir ib çurtacağım Hepinizi domuz gibi lıra yuke!me olmuştur. bir kartal hışmile d"nize doğru ha şıyormuş ama akiı gene bakklarda Demır. bonı. klrnyevî madde ve ma. lk ya«ar, diyordu. Oğlu StanisUu boğazlayacağım .. valanıyor. Deniz, en küçuğu bizim kaimış: Baiaa da, yeis ve fütur zaman r.ilatura fl»tl»rırKi« bir değlfme yokrur enız turkusu Yazan: Bedri Rahmi Eyüboğlu };î})»JJJIMJJJJ}})nM)!>J}))»}):!J(!iM)JJI»»ff»J}»JJ Bretton Woods teşekkülleri uykudan uyanacak mı? ÖLÜLER EVİ Derleyen: Hatioe Yildan YİGİT LÂKABI İLE ANILIR APÂ Kurulu*» 1915 OCUGJU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle