29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
' CUfaHURIYET 16 Nîsan 1951 I 500 üncü feiih yılının tsk mssud eseri , Klâsikliği asriîeştiren yepyeni âbide Yazan: İsmail Habib Sevük îstanbulumuzun beş yüzüncü fetih yılını kutlaraak fıkri ortaya atıldığı zaman ne kadar sevinnvştik. Güzelliğmin sonsuzluğu kadar bakımsızlığı da sonsuz olan Istanbulun, hiç olmazsa bu vesile ile, bir kac semti mamurlaşacaktı. Fakat ne yazık ki bu büyük emel için yedi sekiz yıldır lâftan başka bir şey yapamadık. Bereket versin Şişlinin aydm kafah, temiz yürekli, halli vakitli bazı şahsiyetleri bu beş yüzüncü yıl şerefine kendi semtlerinde bir cami yaptırmayı düşündüler. Derhal tatbikata geçilip altı yıl önce, 1945 te «Şişlide Cami Yaptırma ve Yaşatma Demeği» ismile bir teşekkal kuruyorlar. Ahdettiler ki bu ,beş yüzüncü yılın şanına lâyık bir eser olmalıdır. Bu emell tahakkuk ettirmek iki esaslı şarta bağlı idi. Biri milyonu aşacak olan varidatı bulmak. ağızlan açılan keseler hamiyet yanşına girişti: Ata Köseoğlu y etmiş altı bin lira, Nimet Abla elli bin, Memduh Onger otuz bin, Şeyhülislâmzade Ahmed Muhtar Bey otuz dokuz bin, Hâmid Çağıl on dokuz bin, mahallenin muhtan Şükrü Kolak on altı bin... Neye sayıp gitrneli ,demek gimdiye kadar bir nulyon üç yüz bin lıra topladı. !jÇ JJC 5(5 Sehır =haberleri Tifo hastalığı başgösterdi Arzu edilen vatandaşlara parasız aşı tatbik edilecek Şehrimizde son günlerde tıfo hastalığı başgöstermiş ve hastalığm yayılmaması için âcil tedbır'.er alınmıştır. Sağlık Müdürlüğü bu arada okullarda mecburî aşı tatbikma karar vermiştır. Aynca arzu eden vatandaşlara da parasız aşı tatbik edilecektir. Haber aldığımıza göre, bugün Sağlık Müdürlüğunde bu hususu görüşmek üzere bir toplantı yapılacaktır. Hastalığa, bilhassa Kocaeli ve Trakya bölgelerinde tesadüf edilmektedir. 1 Gİİ \ t \ SİYASİ OLAYLARI i [HEM NALINA M1H1NA ra, gene erkek ve kadmlar için sağlı sollu iki gasilhane, ölüler orada yıkanacak. Buradaki asıl yenilık bu iki gasilhane ortasında soğukhava tertibath bır ö'.ü kavnnın bulunuşudur. Bazı ölüleri başka diyara nakil vesaire gıbı zaruretlerle muhafaza zarureti olur. Bu kavda öîüyü aylarca bekletmek mümkün. Avlunun cenub kısmındaki cenazı namazı sofası da ayrı bir yenilik gösteriyor. Zeminden bir kans yüksek yapılan bu epeyce geniş gofa uzaktan mozayik hissi veren altı köşeli alaturka karolarla döşenm'ş. «Musalla taşı» yerine iki tane musalla tahtası var. Bunlar cenaze gelince kıymetli halılarla örtülüyor. Belli, buraya gelecek cenaze bir hürmet dekoru içindedir; hepimizin son yerimiz. Musallaya saygı ,dirilerin kendi âkıbetlerine saygı göstermesidir elbet. *** Camiin içinde de insanı sürprizden sürprize uğratan yenilikler var. Mihrabın sağlı sollu üst zaviye boşluklannı doldurmak için kullanılan istilâktıtler burada mermerden yapılmış. Hıç bir camiimizde böyle mermer istilâktit yoktur. Mih rabın üstünde yazılan âyet ise, yalnız bir yenilik değil, âdeta bir keşif gibl. Malum ya bütün camilerimizde bu mihrab kitabesi muayyen dir, içinde mihrab kelimesi bulunan meşhur fiyet. Halbuki mihrab kıbleyi gösteren bir vasıta olup asıl gaye kıble olduğundan buraya «Saf suresi» nin artık kıblenin Kudüsten Mekkedeki Kâbeye çevrildiğini bildiren âyet yazılmış bulunuyor. Bu âyet Peygamberimize namaz kılarken nazil olmuştu. Allah Muhammed ve Hulefâyi Râşidîn isimlerine aid levhaların tertibinde de haklı bir yenilik dikkatime çarptı. Milırabın üstünde ve en orta yerde «Allah», bütün varlıklanmızı ona borçluyuz. Onun sağ ve solunda Peygamberimizin «Muhammed» ve «Mustafa» diye iki ismi, dinimiz onun eseri. Diğer dört halife orta kubbe saçağının dört yerinde, en dibde ve yüksekte, baştanbaş/a mermerden yapılmış müezzin mahfilinin duvar cephesinde de «Bilâli Habeşi» levhası. Bu levhadaki yenilik hepsinin takma halde değil, gömme şekilde esas binaya maledilmiş olmalandır. Her türlü eklemelikten kurtuluş bu camie öyle bir vakar vermij ki.. 3JC S|C 5(S Ruslar Irana girecekler İrandaki karışıklıkların genişlemesi ve vahim bir şekil alması uzerine, Ingılterenin müdahalesine karşılık, Sovyetler de aynı şekilde hareket ederek, İranı işgal edecekler mi? Bu hususta, Sov>'etlere müdahalede bulunmak hakkını veren 1921 tarihh İran Rus muahedesini ileri sürenler mevcud olduğu gıbı, şimdihk askerî müdahalenın bahıs mevzmı olamıyacağını söyliyenler de vardır. Bununla beraber Moskova, Ingilterenin müdahalesine rağmen, simdılik askeri bir harekette bulunmayıp, Tudeh partisıııi ış başına getirecek dahilî bir isyana zemin hazırlamakla da iktıfa edebilır. Kızüordu 1920 de simalî Azerbaycanı «isyan etm:ş Baku proletaryası» nıı» daveti üzerine işgal etmişti. O zaman miHi Azerbaycan hükumeti, mevkiını, bir muahcde üzerine, komün;*; partisınin teşkil edeceği hükumete terkedince Kızılordu Azerbaycan hududlarıru geçmiş bulunuyordu ve < ısyaıj etmiş proletaryanın» yardımına davet olunduğu günden üç gün evvel, bu ordu Baküyu işgal etmiş ve orada yerleşmişti. Aynı taktiğin İrana da tatbik edileceği anlaşılmaktadır. İngıltereye karşı mücadele şiddetlendıği takdirde İran Tudeh'lilerinin Kızılorduyu resmen davet etmeleri kuvvetle muhtemeldir. Sovyetler resmen İranı İngiliz işgalinden kur tarmak için girdiklerini de iddıa edebilirler. Fakat, ne olursa olsun, İrana girecekleri muhakkak sayılabilir. Bu hususta daha 1946 da, İranı tahliye ederken söz vermişlerdi. Elimizde cenubî Azerbaycan için, Arab yazılarile sureti mahsusada neşrolunan türkçe «Azerbaycan» adlı «içtimaî, siyasî ve edebî musavver aylık mecmua» vardır. Bu büyük ölçüde kahn ve zengin mecmuanın, mayıs 1946 tarihli 10 uncu sayısında, Kızılordunun çekilişine tahsis edilen sahifeleri okuduğumuz zaman, Sovyetlerin tekrar dönmek üzere çekildikleri kanaat kuvvetienmektedir. Bu mec muada Kızılordunun Tebrizden çekilişini tasvir eder. bir muharrir diyor ki: «Kızılordunun geçlği yol üzerinde, Millî Meclis meydanmda, büyük bir miting tertıb edildi. Burara nutuk söyliyenlerden biri dedi ki: «Kızılordu cismen bizden ayrılıyorsa da, ruhan bizimledir. Hiç bir kuvvet bizi birbirimizden ayıramaz.» Mitingden sonra Sattar Han hıyabânında bir insan deryası vücude geldi. Bu insan deryası içinden çıkmağa çalışan ve iki Sovyet generalini göturen otomobilin yanına üç çarşaflı kadm yaklaştı Onlardan biri titrek elıle o MİRZA • • • • Y a z a n : •>*••"»'•«•'*••• ••• BALA Cami bir sanat eseri olacağına göre ikind şart da birincisi kadar mühimdi. İkinci şart, yani klâsik tarzda öyle bir camii yapacak mimarla öyle bir camiin içinl bezeyecek çeşidli sanatkârlar. Para sadece kendi başına neyi halledebilir? Ne kadar bol para harcanmış yapılar var ki ancak zevksiz bir hantallık olabildiler. Caraii yapan yüksek tnimar Vasfi Eğeli yalnız kırk yıldır kendini mesleğine vermiş bir ehliyet değil, yirmi yaşında mektebi bitirirken son imtihan müsabakasını bir cami projesile kazandığı için o ilk projesl manevî bir işaret bilerek kırk yıl sonraki bu son eserine bir din vecdinin aşkile sanldı. Aşk, yani ruhun zenbereğini kuran büyük tılsun. Fakat camilerimiz yalnız tek birer bina değil onlar bir çok sanatların birleştiği bir mecmuadır. Vasfi Eğeli en uygun projeyi yapö, fakat camiin yazılannı yazacak hattatlar, nakışlarını yapacak nakkaşlar, mermerlerini işleyecek taşçılar, elvanlı pençereleri yapacak camcılar, evet bütün bunlar nerede? Meğer, AUaha bin şükür bunlann hepsi de henüz varmış. Hem hepsinden güzeli bu sanatkârlar da, eseri yapan mimar gibi ,binayı bezemek için bütün bir din vecdinin aşkile en hayırh bir sevab işlediklerine inena inana çalışmışlar. Başka türlü klâsik tarzın butün meziyetlerini toplayan böyle bir eser yapılamazdı. Klâsik, yani bizim olan, en köklü, en asil olan tarz. * * * Bizim bu yeni klasiğin eski klâsilt camılerimizden ddrt çeşid ayrılış mazhariyeti var. Biri Şişli camiinin daha bitmeden ve daha ilk yıldan itıbaren iş görmeğe başlayışıdır. Tarihlerden biliyoruz ki bütün büyük camilerimiz her şeyi tatnamlandıktan sonra halka açılırdı. Halbuki Şişli Derneğinin başkanlarından dostum Suad Karaosman sayesinde bu hayırh eserle daha baştan ilgılenerek ilk yıldan itibaren muhtelif ziyaretlerle muhtelif safhalannı gördüğüm için biliyorum, öyle bir semtte böyle bir esere ne kadar ihtıysc varmış ki, camiin henüz kubbesi çatılmadan ve minaresi kurulmadan, ramazanlann yaz aylarına rastlaması sebebıle, bir kaç yıl orada, dış avluya kadar taşacak kalabalık cemaatlerle teravi namazlan kıbnıp durdu. Üskudarda çjmento ıstınkaKi uzerinde vuku bulan sulistimal bir müddettenberı mulkıye mufettışleri tarafından ir.celenmekte ıdl. Teftiş heyeti tetkıkatım bitlrerek raporunu ald olan makama sunmuş ve suııstımalle alâkalı gorulenleri savcılıga vermıjtlr. 140 000 çuval ıçın hazırlanan evraktan ancak 102 000 m kullanılmıştır. Suiistimali yapar.lann sahte lstihkak evrakı doldurarak çimento çektikleri ve bunları çuval bajına bir lira fark alarak karaborsaya sürdukleri lddla edılmektedır. Haricden üç kardeş, bir nakliyeci. İki injaat kalfası ve Kaymakamlıktan lkl memur bu işle llglli görülmujtur. Üsküdardaki çiınento suiistimali tahkikatı sona erdi tomobilin kapısını açü ve başını içeri sokarak generalin elinden tuttu: «Gitmeyiniz, nereye gıdiyorsunuz? Biz sızden aynlamayız», dedi ve ağladı. Sovyet generali de onun elıni sıkarak, zorla gülümsedi: eUzak gitmiyoruz, Aıasm o tarafmda%iz; nereye gitsek yüreğımiz ve aşkımız sizinledir.» dıye mukabelede bulundu.» Bu «hazin ayrılık» münasebetile, bu işgal devrinde teşekkül eden cenubî Azerbaycan «demokrat» hükumeti reisi Seyid Cafer Pişeverî, aynı mecmuada neşrettiği resmî tebliğinde. Kızılorduyu her zaman bir istınadgâh telâkki edeceğini tebarüz ettiriyordu. «Demokrat» hükumetin feci akıbeti ve Azerbaycanın başına gelen felâketler malumdur. Onlar şımdi Aras ırmağı boyunda. Kızılordu ile beraber askerî hazırlıklarla meşgul bulunuyorlar. Sayılan 70,000 kadar tahmin edilen bu alâSovyet <rdemokratların» «Hür Azerbaycan» radyoları da durmadan neşrıyat yapmaktadırlar. İran hakımıyeti altındaki Azerbaycanı hedef tutan bu nesriyatlarda, oradaki Türklerin hamisi tavnnı takınan ve bu Türk. lerin toptan imhaya maruz bulunduğundan yana yakıla bahseden bu «demokratlar», Kızılorduyu «halâskâr» diye göklere çıkarmaktadırlar. Vaktıle bu sütunlarda bu milliyet ve hürriyet bayrağını komünistlerin elinden almak için, Azerî Türkünün millî ve insanî hak lannı tanımakUn başka çare olmadığına işaret etmiştik. Bizce, ancak bu suretle, Sovyetlere karşı mücadele halinde bulunan Azerbaycan malliyetçilerile bir cephe teşkili imkân dahilinde olacak ve hürriyetperver Azerbaycan Türkü Sovyetlere karşı mücadelenin en kuvvetli desteklerinden biri haline gelecektir. Bizim bu teklifimiz o zaman Tahran matbuatmm şoven kısmını bilâkis hiddetlendirmişti. Bize Azerbaycanhlann Türk olmadıklannı, Fars «shndan geldiklerini ve Fars kalacaklarını ispata kalkıştılar. Irana karşı neşriyatlanna hız veren »Hür Azerbaycan radyosu» bunu da ele alarak bizi, «Tahranın feodal Şah hükmetine satılmıj bir İran ajanı* olarak göstermeğe çalıştı. 3 i? mi? Malul gazilere hürmet edelim umelihisarından A. üzaktaş imzasile aldığım bir mektubda, muhtcrem okuyucum Bebek yolile Sarıyere giden bir otobiiste soyle bir vak'a cereyan ettiğini bildiriyor: «Otobüs bermutad doludur. Büetçi, yanımda ber.lm gibi ayakta duran bir yolcuya «Harb malulu oîduğurrjza gore Belediye emrile TnaluJ gazilere ayrılan yere oturablllrslniz. Oraya buvurun» diyor. Oldukça yaslı ve zorlukla yuruyen bu yolcuyu ön tarafa getlriyor; orada oturan yolculara içlermden blrlnin kalkıp malul gazıye yer vermesi icab ettlglni nezaketle söyluyor. Aldıran yok. Blletcl rıcasını tekrar ediyor. Burada oturanlardan yanır.da bir kadın olan gene bir erkek su cevabı verlyor: «Ref.kam hamiledir; kalkamaz. Ben de bir premip meselesi olarak eslmln yamndan kalkamam.» Burada oturan tıçuncu yolcu da, sap•ağlam bir erkektir. Onun da daha bir eda İle blletçiye verdlgl cevab sudur: «Bu emlr saçmadır. Malul gazi dedlğlnlz kimse d.nc bir adamdır. Kalkarr.am yerlmden.» Otobüste bu konujmayı lsitenler arasında bir hayli gene ve dlnc adamdan bir tek kisl çıkıp da, bu saygısızları ve Belediye emrlne aldırmazları utandırmak İçin olsun, yerlnl bu malul gaziy» vermlyor. 458 numaralı olan biletçl de yapacak blrjey bulanıadıjı lç!n bllet kesmege devam ediyor. Malul gazl, müeessir ve sankl bir kabahat islemij glbl blr haldedir. Yanına Bokuluyorum kulagıma titrek ve mahzun blr »esle sunları söyluyor: Emin olun oglum ben kimseyl yerinden kaldırmak istemedlm. Onun İçin gerilerde durdum. Biletçl, bilet alırken malul oldugumu 6grenlnce. benl oturtmak Istedl. Ben. sahsan bu Belediye emrinl blldlren levhaya, kalkmak Istem.yenlerden çok kızıyorum. Bu. başırr.a gelen uçüncü hâdisedir. Gucume giden şey, malül gazi sozunun bu be.vlere hiç bırjey ifade ve ilham etoıemesıdlr. Benim yerımde henuz Koreden dönmuş blr malul gazi oîsaydı, ona da bu muameleyl yapsalardı, bu hal karşısında o gazl nasıl bır teessure kapılırdı?» Bu zata söyllyecek hıç brsey bulaır.adım; boğaıım kurudu. Su mektubu yazarken de yuıüm kızarıyor. Çunkü ben de o hlssiz gencllfln blr ferdlyim » Gene okuyucum. bu mektubu yazmak ilhamını. kendisine geçenerde bu sürunda çıkan şehid âbideleri hakkındaki yanmm verdiğini söyluyor ve sanki bana, siz vatan yolunda can verenlere sevçi ve hürmet istiyorsunuz, halbuki biz, onların aynı uğurda malul düşmüş hayattaki arkadaşlarma otobüste kendilerine ayrılan yeri bile vermiyecek kadar saygısulık pbsteriyoruz, demek istiyoı ki böyle düşünmekte haklıdır. Yalnız, muhferem okuyucumun büyük teessürle okuduğum mektubunda, bütun gencliği hlssizlikle tham ermesini doğru bulmadım. ÇünkU gencler arasında, malul gazilere değil, ihtiyar veya çocuklu kadınlarla ihtiyarlara nakil vasıtaarındaki yerlerini terkedenlcr olduğunu ve bunlann gittikçe çoğaldığmı memnurılıikla görüyorum. Anlaşılan o otobüste gene okuyucumdan başka. malul gazilere Beediyece tanınan hakka riayet, vataa çin alil düşmüş kahramanlara hürmet gösterecek kimse bulunmamıs. Fena bir tesadüf, bütün böyle necib duygulardan mahrum adamlan bir araya toplamış. Görülüyor ki, ortaçağ zihniyetirdn doğurdugu tezadlardan kumazca istifadeye kalkan Sovyetler İrana ve cenubî Azerbaycana karşı takındıklan halâskâr rolüne muvaffakıyetle devam ediyorlar. Daha beş yıl evvel, Kızılorduyu teşyi ederken cenubî Azerbaycan «demok ratları» nın lideri ve «kukla Azerbaycan hükumeti reisi» Pişeverî, yukanda adı geçen «Azerbaycan» mecmuasındaki resmî tebliğinde, Kızılorduyu «hürriyet ordusu, ha lâskftr ordu» diye tavsif etmiş ve «Azerbaycan halkının öz azadbğını bu orduya medyun bulunduğunu» tasrih etmişti. Beş yıldanberi tekrarlanan bu sözler bugünlerde da•ha ziyade hızlanmış ve aktüel bir mahiyet almıştır. Binaenaleyh bır daha dönmek suretile, muvakka bir zaman için, Aras ırmağı boyuna çekilmiş olan Kızılordunun bu ırmağı tekrar geçtrek ilerlemesi için ideolojik hazırlıklar tamamlanmış bulunmaktadır. Esasen Kuılordunun pişdarı olarak ilerliyecek olan cenubî Azerbjycan cfedaileri», yukandaki mecmuadan öğrendiğimize göre, kurnaz bir taktikle «Kızılbaş Koşunu» adını almışlardır. Bilindiği gibi «Koşun» Azerî türkçesinde «ordu» manasına gelir. «Kızılbaş Koşunu ise Safevî sülâlesinin kurucusu Şah İsmaılin ordu teşkilâtının temeli idi. lllllllllllllll IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHIHIIIIIIIIIIIIIII11 Yüksek Tahsil Genclik Dtrneği hakkındaki tahkikat TARIHI ESERLER Şehrimlzdski Yuluek Tahsil Genclik Cemlyeu hakkında açılan tahkikata devam edilmekteeiir. Bu »rada, Dernegln eski mensublarından ve halen Antalya Useslnde Matematlk ögretmenllği yapan Hakkt Antalyada tevkif edilerek dün sehriml2e gettrllmis Adllyeye verllraistir. Teknik Üniversite öğrencilerinden bir grup seyahate çıkıyor İstanbul Teknık Üniversitesl son sınıf oğrencllerinden on bes k sillk bir kâfll*. Yükü€k MühendU Prof. Dr. Faruk Umarm baskanlı ğında yurd İçinde bir geziye çıkacaktır. Kafile, Ulaştırma Bakanlığının davetllsi olarak 16 vilâyetlmlzin yol şantiyelerinde etüdler yapacaknr. Dün. şehrimizde bes kıs.1 zehlrlenmlştır. Bunlardan biri, llâc yerine, yanhşlıkla aldığı ffre zehırınden, dördü de uyku üâcından ıehirlenme al&meti göstermisler ve tedavl altına alınmışiardır. ; Bir hamal baldızını yaraladı Cumartesi gecesl Kartal Maltepeslnde bir cmayet işlenmı;, Hasan Kurşun adında bir hamal baldızını bıçakla yaralamıştır. Hâdıse soyle olrr.uştur: Mailepede hamalhk yapan Hasan Kursun, karısı Aysenın, Salıh L^minde bir esnafla sevlştiğınl haber almış ve bu yuzden karısı ile ara.arı açılmıştır. Ayşe de. bunun uzerine babasının evlne gltmıştır. Karısını çok sevcn Hasan evve'kı gece kayınpeder nln evine glderek, karı^ını isterriçtır. Bu sırada. hamal Hasanla baldızı Derya Ozdıllm arasında kavga ba;la. mış ve Derya Ozdılırr., Hasana: «Sen, ablama koca olamazsın», d.ye çıkışm.ştır Bu mııarreleye scn derece kızan Hasan, bıçağını çekeıek Deryanın uzerine atlamış ve bıçağını kadının sırtına saplamıştır. Hasan. hâdisejl rr.ateakıb hemei cvden kacmıştır. Derja O7dlüm hastaneye kaldırılmıs, mutecavlz hamal da yakalanmıştır. Tiirkiye Turinç ve Otomobil Kulübii kongrcsi Turkiye Turing ve Otomobil Kulubu 27 nci yıl kongresinl Taksım Belediye Gazinosu paviyonunda akdetmıştir. Kongrede AU Fuad Cebesoy, Hamdullah Suphı Tanrıover. Hasan Saka, Operator Emln, eski sef rlerden riehic Erkın. Muze Mudunı Azız Ogan, Reşad Minıaroğlu ile Turk ve ecne jı bır çok tanınmış zevat hazır bulunmuşlardır. Başkanlığa miUetvekıll General Ali Fuad Cebesoy seçıldıkien sonra 1950 yılı ldare heyeti raporu okunmuştur: Dunya mem'.eketlerin.n tur zmden ettifl ist:fade rokamlara mustenıden be>an edıld'.kten sonra Selçukta bulunan Meryem Ana mezarının ziyareti için Papalık İle temasa ginldiği bellrttlmiştlr. R?rordfi Marshall yardımıle yapılacak 300 odalı otel n ıı şa *arzının şehr n Tran2? n c ını bozacagı kaydedjlmektedir. Mılli âbıdeleri tahrıb edenler ıçm kpnuna ağır ceza'ar konulması istenilmiştlr. Rapcra gore, Istanbulun 500 uncu yılında şehrimizde beynelmılel turizm kongresı toplanacaktır. ldare heyetın n teşebbuslerıne aıd genış malumatı ıhtıva eden bu rapor genel hevet îarsfmdan kflbul ecMmıçtir. Dcktor Fethl Erd^m Turk rnedenlyet eserlerlni tanıtmak hususur.da bu teşek?ulun gosterdığ: alâka ve faalı>etı Turk Ocağı namına teşekkur ve mînnetle kasıl;.mıs ve lfa ett ği hlzmeti çukranla knvdettrlsir. Esk: idare heyeti avnen Ibka edilmistir. İbni Melek'in Tiredeki ? türbesi kaldırılıyor mu? Yazan: Prof, ü\\ A. Süheyl Ünver Bir çok essrleri medenî âlem kütübhanelerinde yer alan dunya ölçüsünde tanınmış âlim İbni Melek 821 (1418) de Tirede ölmüş ve orada defnedilmiştir. İbni Melek (Nureddin Abdüllâtif bin Abdülâziz) m işittik ki beş buçuk asırdanberi Tirede bulunan türbesi, yola tesadüf «ttirildiğinden, yanmdaki kütübhane binasile birlikte, kaldınlacakmlş. Buna haklı olarak üzüldük Bu hatâ, derhal düzeltilmelidır İbni Melek oradan kalkamaz. Zira böyle bir şey, ilimler tarihine karşı bir tpcavüz sayılabilir. Talihsiz mem leketler kendilerine tarih uydururlarken vaktile kütübhanesi oraya bir çok âlimleri celbeden İbni Meleksiz Tire olur mu? Şehirlerimizi genişletelim ve imar edelim, fakat İbni Melekleri feda etmiyelim. . Vaktile İbni Melek'in yanmdaki kütübhane Türkiyenin pn zengin kitablıklarından birisi iken şimdi ilimler tarihile meşgul olan bizler nereye naklolunduğunu ve kitablann ne olduğunu bile bilmiyoruz. Bunun hesabını verecek bir makam yok mudur? Şimdi, türbesi kaldınlmak istenen buyük âlimin hayatından bahsedeyim: Mecdinin Sakayikı Numaniyesinde (cild 1, S. 66) yazdığına göre İbni Melek, Aydm Emiri ve Aydmoğlu Mehmed Beyın hocası oluyor. Şımdi Tirede medfun bulunduğu yerın yanmda kendisine bir medrese yapıhyor, orada ders vermesi temin ediliyor ve bir çok talebe yetiştiriyor. Tire zamanında Türk ve İslâm dünyasmın her tarafından gelen talebe ile dolup taşsrdı. Zira eskiden ilim âşıkları meşhur ve kıymetli bir hocanın şehri n'erede ise, fakir bile olsa oraya yürüyerek giderdi. Hele İbni Melek vefat ettikten sonra onun medresesine müderris olabilmek bir şerefti. Vefatında da bu medrese bahçesinin bir köşesine defnedılmiştir. Taşına 797 (1395) tarihi hâkkedilmiştir. Medresesi ssırlardanberi pâyidardır. Eski şeklini bilemiyoruz. Fakat XIX uncu asır sonlarmda ahşab imiş. Maatteessüf bir işgal keyfiyeti burasını ortadan kaldırmıstır. Yeri halen arsadır. Bu zat zamanının allâmesi idi. «Kâffei Fünun ve Mecellei Ulum» hususunda İslâm dünyasmda şöhret sahibi olmuştu. Şer'î ilimlerde bilhassa derin bir ihtısas sahibi idi. Mecmua'ülBahreyn'i şerh etti. ve memleketimizde bu izahlı eseri çok rağbet gördü. İmanı Sağanî'nin hadisten cMeşarikül'Envarı'm Usulden 821 (1418) de «Menarül'Envar'ı şerhetti. (El yazısile nüshası Tirede Necib Paşa kütübhanesindedir No. 200). Bunlardan her yerde geniş istifadeler temin edildi. Hele Meşârik şerhindeki lâtif nükteleri darbımesel halinde söylenmiştir. Aynı zamanda İbni Melek tasavvuftan da behredardı. «Maarifi Sofiyyei Müteşerria» yi bildiren eseri, kendisinin ilâhî irfanda da ne kadar vukufu olduğunu göstermektedir. «Vikâye» eserine oğlu Mehmedin şerhinden başka bir şerh daha yazmıştır. Dibâcesinde: «Cafer ismindeki oğlum Vikâyeyi benden okuduğu zaman bu şerhi yazmağa başlamıştı. Bana bir hastahk ânz oldu. Bu cihetle uzun zaman yatakta kaldım. Sonra Allahın lutfıle iyi oldum ve bunu tamamladım.s diyor. İbni Melek Elfiye, TuhfetülMüluk şerhleri gibi kıymetli eserler yazmıştır. İste o ııııııııııımııııııııııııiHumııııııııiHmıııııııııııı Beş kişi zehirlendi ikinci ayrılış mazhariyeti şundan geliyor: Bütün eski camilerin vakfiveleri yaoılışlarından evvel temin edilirdi. Cami ve müştemilâtının inşaları bittikten sonra işleyebilmeleri pek çok insan istıhdamına bağlı plduğu için vakfiyelerle işte bu imkân sağlanır. Bu vaknye'er olmasa yapılan camıler cansjz cesed halinde kalırlardı. Bzim Şişli camiınin, toplanan paralarla ancak kendisi •K *«* T * yapılabildi. Vakfiy°i ise, trenir» Camiin yerden bir karış yüksekhareketinden sonra selen islim misali, ancak şimdi şimdi meydana çe yapılmış mahfilimsi kısmının kıgelmektedir. Eser bütün güzelKği yısma oturup etrafı seyredıyorum. ve mer>abet;le ke^'mi gcsterinre Once bulunduğum yerin tavanına varhklı bir kadm bir apartıman vak baktım. A, Şehrpminindeki AhfetmMi, arkadan mütevpzı bir dm medpaşa camiinin müezzin mahfıli dar bir dükkân vakfedsr. Bir iki sanki eb'adı daha büyüyerek ve. gün önce camii son defa tetkik için üzerinden asırlarm sinmiş esmerli | gittiğım zaman mimar Vs^i Eğeli: ğini silkerek terü taze başımın üs I <. AyaH'mz uğurlu imis, dedi, biraz I tüne gelmiş. Camii çerçeveleyen önce Fatihte oturan Hacı Dursun elvan pencerelere bakıyorum. Buncçlu AIi isroinde bir dirc'psımız ge lar artık klâsik de değil, eski asırlip camiİTiize bir apartıman vsk larla zEmanımızm evlenmesi gibi fetti.» JSvet. bellı, sonradan eelen bir sey. Hele yazılar, heîe yazıUr. islim gittikçe kuvvetlenip kabara Euyük kubbenin saçağmı baştan başa çevreleyen hattat Halimin Sif caktır. suresi, hattat Macıdin düğme gibi *** oturttuğu Hu'.efâyi Râşidın levhaUçüncü ayrıhş mazhariyeti. zama ları, hattat Hâmidin mihıab üstünnımızm icablarına uyuhr.ak suretile değı girift vazısı... ve bütun bu ajTi göstcrilen yenilikler: Daha camie ryrı güzellıkleri bir araya toplayan gırme^en avlumın rîoeu tarafmbhi cami'n umumî bünyesindeki mehasivil binanın tek kath kısmındaki betli âhenk: virmi beş metreye yaodalara bakahm. En basta kapa'a kın yuksekliğı ve on iki metreye abdest alma yeri. Zemin msrmer, uç yakın kutrile büyük kubbenin üç cepheye sıralanan muslukların cep taraftan yaslandığı gene aynı kuheleri mermer, suyun aktığı oluk turda üç yarım kubbe ile biraz külar mermer ve bütün mus'uklann çülmüş bir salâtm camii intıbamı karşısmda, arkalıklı, yanlıkh, basık veren âhenkli heybeti. Evet, evet ve gayet rahat yirmi tane demir klâsikliği asrileştiren yepyeni bir sandalyeler. Malum ya, bizim bü âbıde kazandık Bu işe hizmet tün camileriır.izde şadırvanlar açık edenlerden hepsinin ve en başta tadır. Hele yağmurun altında, ayak sanatkâr mımarının himmetleri var ta abdest almak ne kadar ?'k:ntıh olsun. olur. Bu abdest alma yerinin beri böğründe erkekli kadınlı abdesthaKuduz vak'alanna karşı neler var. Bundaki yenilik de eski tcdbirler alındı camilerimizin hiç birinde kadmlar Şehrimızde scn gunleıde gnrulen kuiçin böyle bir şeyin düşünülmemiş duz vak'alarına karşı, Sajhk Mudjrolmasıdır. luğu hemen harekete geçm.ş ve yeni Imam ve müezzin odasından son j tedbirleı almıstır. Dördüncü ve hepsinden mühim olan mazhariyet: Eski camilerimiz hep bulundukları beldelere ve doğduklan zamanlara göre kendi başlanna birer şahsiyettir. Şişli camünin mimarı ise o çeşidli beldelerde asırlar boyu sıralanan âbidelerden, tıpkı her çiçekten alınacak özü seçen sanatkâr bir arı gıbi, ayn ayn ve emekli emekli güzellikler toplayarak, onlan Şişlideki eserinin bünyesine âhenkli bir uygunlukla yerleştirdiği için bu en yeni camiimiz aynı zamanda eski asırlardan almma tarihî asaletlerin de bir sentezi oldu. Işte avludaki sivil yapının iki kath kütübhane kısmı, bu kütübhaneye girince kendinizi Yenicami mahfilinin sadeleştirılmiş samımiyeti içinde sanıyorsunuz. İşte gene avludaki on iki köşeli mermer şadırvan. Yarım küreli göbek taşının sulan çörten denilen menşurlu aralıklardan akarken Edirnedeki Selimiye şadırvanının küçük kardeşini seyrediyor gibiydim.. Işte batı tarafmdaki minare kapısmın, somaki bir direğe istinad eden zarif saçağı; sanki Topkapı Sarayının köşklerinden bir kameriye karşısındayız. ve işte ası! büyük cami kapısınm yukarısmdaki istilâktitli oyuk müselles içme istıf edilmiş «musanna yazı». Bir âyetin sağlı sol lu çift olarak istiflenmesile meydana gelen bu yazı bütün yeryüzünde dört tanedir. Biri Topkapr Sarayının dış kapısmda, diğeri Tophanedeki Kıhcalipaşa camiinde, üçüncüsü Mekkei Mukerremede, dörduncüsü... işte bu Şişli camiinin kapısmda. Hattat Hâmidin kaleminden çıkan bu harikulâde yazt karşısında bir mucize görür gibi şaşırdım. Sayın Fotojenik B&YANLARA Parfiimeri Kristal Mağazası Orijinal Vitrin Müsabakası Kartpostsl tuvükluğünde bir aded fotoğrafınızın arkasma isim ve adresinizi yazarak mağazamıza gönderiniz. Bunlann içinde hakem heyeti tsrafmdan seçilecek Bayanm Foto Sabshta çekilecek renkli büyük resmi on beş gün müddet'.e Parfümeri vitrinimiz için kullanılacaktır. Müessesemiz bu talihliye mağazamızdan kendisinin beğenip seçeceğ: herhanei bir malı hediye edeceği gibi renkli resmini de vitrinimizde kullandıktan son^a kendisine tFl"d:.m edecektir. llüsabalîamız 20 Nisan akşamı hitam bıı'acektır. Eeilmez Parfümeri Krista! OSMANBEY Tiredc yola tesadüf ettirilip belediyece kaldmlması istenen Aydınoğlu Süleyman Şah türbesi, İbni Melek kütübhanesi blnası ve medfeni nun âlım ve fazıl oğlu nerede med I kadaşlar da bir dernek kurarak fundur bilemiyoruz? Mümkündür kabrini imarı düşunmüşler. Tire ki babasının yanında ola. imar plânı hazrrlanırken Tirenin ibni Melek'in Abdulmecid denen bu yanyana en eski üç âbidesi Aybir kardeşi vardı, fakat o Hurufiy dınoğlu Süleyman Şah türbesi, yundan Fadlüllâh Tebrîzî'nin fikri İbni Melek kabri ve kütübhanesi ni yürüten dervişlerdendi. Zâhiren üzerinden yol geçirmişler. Şimdi onunla kardeşlik bağlarını çözmedi bu dernek Tire Belediyesile mücaamma, düşüncelerinde bir değildi dele halinde. Başka yerde yeni bir ler. İbni Melek kardeşine muanz türbe yaptırmağa ve projelerini bidı. Abdülmecidin Kur'anm lugatle hazırlamağa kalkmışlar. Ne yaleri hakkında bir rısalesi var ki zık! Fatihin babası İkinci Sultan MuraMarifet Tirenin kendisine çok ve da hediye etmiş. İşte bu zata bira geniş olan yollarını genişletmekten derinden ayırmak için gene aynı ziyade, ilmî keşifte İbni Melek"in manada Ferişteh oğlu derler. Aşk dağıtılan meşhur kütübhanesindenâmesi meşhurdur. Kendisi mülhid ki kitablarmın halen nerede bulunve zındık sanıhr. Tirede havuzlu duğunu çıkarabilmektir. kahvede medfundur. Brockelmann, İbni Melek'in bü7 gecekondu yıktırılıyor tün eserlerinden bahseder. En sonIstanbulun 5Ö0 uncu fetlh yılı hazırda bir Alman müşteşrikı, İzmirde lıkları dolayısıle, Halıc cihetmdekl sur Sülejman Külçe'ye mektub yaza yâkınmda, Evkafa aid arazl üzerinde rak, İbni Melek hakkında bazı hu buiunmus olan yedl gecekondunun yıkEusları soruyor. Biyografisini ve tırılmasına karar alınmıştır. Evleri yıktırılacak gecekcndu sahlplerine. kaldırmak istenen türbesinin resim Fatih kaymakamlığı tarafından yer lerini göndermişler. Tiredeki ar gosterllecektir. Münasebet düştükçe kaç defa yazdım. Fransada yalnız nakil vasıtalannda değil, tiyatrolarda dahi harb malullerine yer ayrılmıştır. Nakil vasıtalannda, bu malullere . mahsus yerlere oturanlar. malulüm diyen bir adam gelince, hemen fırayıp kalkarlar. Yüz binlerce müseccel komünist vc milyonlarca komünist ruhlu insanın yaşadığı Fransada, harb malullerine gösterilen hürmeti. biz Türkler malul gazilerimizden nasıl esirgeriz? Bu kötü goistlikten vazgecelim. Biraz ayakta kahrsak kıyamet kopmaz ya! tstanbul çöplerine çıkan müşteriler İstanbul çoplerıne blr Italyan flrmaı talib olmuştu. Dun de blr Isviçre firması namına eski mU'.etvekıllerinden Ali Kıhç Je Şehir Meclisl uyelerlnden Muhlls Erdener Belediye Baskanhğma müracaat ederek istanbul çoplerıne talib olduklarını blldirmıslerdir. Müracaatler tetkik edi!mekted.r. ACI BİR ÖLÜM Trabzon eşrafından merhum Hacı Ahmed Refık Bılenln refıkası, Dagcılık Kulubu ldare mud'ir muavmi Fahri Bılenin ve Kâmil Bllenın snnesı. Ferhan ve Muzaffer Aksütjn aMası rahmcti rahmana kavuşrfusrıjr. Cenazesl bugün Clhftngir Camiinden oğle namazını muteakıb Kandi'.ll a.le kabristamna deınedllecektir. Bılen eılesl TURKİYE KREDİ BANKASI A,0. • Beyoğlu Şubesi 339 İsüklâl Caddesi 339 Bugün sayın müstenlerinln hizmetine girmektedir. yalnız NEBAHAT BİLEN V KiicüU Haberler ı ie SELINUYEDE Ahçıbaşı mahallesinde cruran Fsık Temeltaş adında b>rısi, aynı semtteki Ahmedl>e Csmııne gırerek. ta\andan sarkan av.renln kıymetli parçaîarını çalrnış. satacağı esnada ker.dls nı takib eden pollsler tarafirdan yakalpumıştır. + AĞRINÎN kurtulusunun 33 ııncü yılı munasebetile Miliî Türk Talebe Rirliği Ağ"ı rrahalli ıcra kcmıtesl tarsfından dun I^ı:eli Çicek Pa'.as salonunda bir top'sr.tı tertlb ed'lm'stlr. •k BIRKAÇ şundenberi rphatsız bulınan Sağlık ve Sosjal Yardım Mjdurumuz Dr. Faik Yargıcının Bihhi durifpııiun duzeld ğ nı rren^numyetle bğrendk •• IKTİSAD Fakiiltesl tktısad ve tç* tımaiyat Enstıtusu tarafından tertıb eöılen 4 uncu seri konferanslardan ikmc'sl salı gıınü saat 15 de Emindnu Halkevinde. Iş ve îşçı bulma Kurumu Mııdüru Dr. Ekmel Zadil tarafından «İççi kurumlamın mah yeti ve vazlfe^eri1' mevzuunia verılecektir. •• İSTANBUL Teknık Üniversl*eslr>in * yıl'.ık balosu 18 ntsan ça'SRnba gecesi Takslm Belediye Gazlnosu salonlarında vri'.ecektir NİSAN 16 RECEB 9 Imsak 9 BckJeBea Nnr Ooğnyor İSLÂMIN NURU DtNİ fLMl AHLAKI EDEBİ MECMUA ttllm dunyasınm en kıymetli illm. mütefekklr, | mütehassıs ve faziietli intanlannın istlrâkile vücude gelen, Hmkka tam«m*n sa: dık kalmayı yefftne vazUe ve flar bilen ve azaml İUna ile Umall Akfün nuttbaasında bajılmakta olan mecM NİSAN CVMA OÜNÜ BAYİLEBDEN AKAYINIZ Mecmuanın yaıı, levha, tezyinat ve projeieri blrer leri tefkU ettiiinden, vak1 , tinde, muntazaman ye hu' Jsusl zarflar içinde eünize (rrlmesi için Abone olmayi | tavsiye edeıiz. 52 Sahlfe. Fiatı : 10* »«ruş j Beyazıt Ordu Cad. Yıbnaz Han Np. 28 • isUnbul BEYOĞLU ŞUBESİ I ŞEKSOLOJİ KÜÇÜK hesab mudüeri için iki ilâve çekiliste Frijiderler, Radyolar, Çamaşır makineleri ve muhtelif sair eşyalar Fazla tafsilât için Beyoğlu Şubemiz gişelerine lutfen müracaat edilmesi. CİN5Î BİLÖİLER MECMUASI BU MAKSÎM MÜAMMER AKŞAM KARACA TİYATROSUNDA • 2.S.NİSAN SAYISI BİR ÇOK YENİÜKLERLE ÇIKTI İ. TOTO CELÂL GECESİ Muammer Karacamn iştlrakile PLÂTtJS SABÎTE TUR SALAHADDİN PINAR NUBAR TEKYAY PALAS AZİZE S A L İ H ZEK4İ O P ERE T İ CUNHURİYET Nüshası 15 kuruştur Abone şcraiti Senellk Altı aylık Üç aylık Bir av:ık TÖZEM O R A K BEŞGÜL Tiirkiye Lira Kr. 42.00 22 50 12 00 4.50 Haric Lira Kr, 81.00 43.50 24 00 9.00 O V 1 1 ı e ; 137 FEHMt EGE caz orkestrası. ŞECAADDİN TANYERLÎ ] 5.19 12.14 15.59 18.50 20.26 3.32 5.26 9.10 12.00 8.43 | E. |10 30 T E V H İ D B İ L G E MUZAFFER HEPGÜLEK SKEÇ SKEÇ TOTO KARACA tarafından ArtistJer Resmigeçidi Xot: SABİTE TUR, Tepebaşı «eansından sonra. D İ K K A T tızeiemıze ^önderüerı evrak ve •jzzılar "eş'eâılsin edilmesin iade olunrruız l'ânlardan mesullyet kabul ed;lmez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle