02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 ŞuSat 1181 CUMHUKIYET Genel Kurulun kararı ltmış memleketin temsilcilerinden müteşekkil bulunan Genel Kurul dün gece yediye karşı 44 reyle Komünist Çini mütecaviz ilân etmiştir. Muhakkak ki Birleşmiş Milletler bu hakikati görmekle Cemiyeti Akvamm akıbetine uğramamak hususundaki azimlerini bir kere daha belirtmişlerdir. Birleşmiş Milletlerin bu karannı derhal fi'lî hareketlerin takib etmiyeceği de muhakkaktır. Uzun mıiddet Amerikan görüşüne muhalefet eden memleketler ve bilhassa İngiltere. şimdiki halde bütün dikkatin «arabulucu komisyon» calışmalarına verilmesi lâzım geldiği kanaatini belirtmişlerdir. İngiliz Başbakanının Avam Kamarasında «Arabulucu komisyonunun bir neticeye varmasmı ümid ediyoruz. Bu yolda çalışacağız» demesi de Londra hükumetinin derhal Pekine kar {i kolektif tedbirlerin alınmasma janaşmıyacağını gostermiştir. Genel Kurul tarafından dün jrece tasdik edilen Amerikan takriri şu iki komisyonun kurulmasım kararlaştırmıştır: 1 Genel Kurul başkamnın retsliğinde ve üç kişiden mürekkeb bir o arabulucu komisyona u, 2 14 azadan mürekkeb bir «kolektif tedbirler komisyonu». Dün resmen mütecaviz ilân edilen Komünist Çine karşı kolektif tedbirlerin alınması işi. ancak c ara bulucu komisyon» artık bir neticeye varamıyacağını bildirdiği vakit ele alınacaktır Birleşmiş Millerdeki İngiliz delegesinin Genel Kurulu Komünist Çine karşı ittiha* edilecek müeyyidelerle uzun müddet meşgul olmamaja davet etmesi de nazan dikkati cekmiştir. Fakat Komünist Çin. yeni arabulucu komisyonu ile temasa geçecek midir ve temasa geçse bile uziasma yolu bulunmasma yardım edecek midir? Şimdiye kadar Pekin devletine karşı gayet yumuşak davranan memleket temsilcilcrinin plânlannı reddetmiş olan Komünist Çin idarecileri müteraviz ilân edildikten sonra aynı yolda daha sert tedbirler almıyacaklar mıriıı? Belki de Pekin hükumeti Birleşmiş Milletleıi Komünist Çine karşı kolektif tedbirleri tatbika mecbur edecektir. Böyle bir harekete yeni yeni (riîçlükler ve hür milletler arasında yeni ihtilâflar çıkaımak maksadile jjirişilmesi muhtemeldir. Birleşmiş Milletlerin dünkü kararına Pckinin ilk tepkileri ne olacaktır? Bazı kimseler, Korede olduğu gibi yakında Hindiçinide de «Çin gönüllüleri» görülebileceaini söylemektedirler. Hattâ Asyanın diğer bazı topraklarında da Pekinin harekete geçebileceği ileri sürülmektedir. Yalnız en kuvvetli ihtimal. ilk tepkinin Koredeki Kızıl Çin kuvvetlerinden geleceğidir. Ömer Sami COŞAR Kore'de ilerleyen Türk Birliği SeuPe yaklaştı Baştarafı I inci sahUede Şimdi tuğayımızın karşısmda komünist Çinli değil de Kuzey Koreli kıt'alar görülmektedir. Düşman Başkomutanlığının, Türk hücumlarüe gayet ağır kayıblara uğraysn Komünist Çinlileri geri çektiği anlaşılmaktadır. Bugünkü şiddetli taarruz esnasında da düşmana ağır zayiat verdirildi ve mühim sayıda esir alındı. Esirlcr arasında iki de düşman subayı bulunmaktadır. Tuğayımızın devamh zaferleri her tai'aita heyecan uyandırıyor. General Tahsin Yazıcı bugün şöyle dedi; «Şehidlerimizin intikamını kat kat fazlasile aldık.» Albav Dora da: «Milletm duası bizi zafere kavuşturcu» dedi. Son savaşlarda kaybımız şehid olarak dokuz er. iki gedikli v e bir subaydır Aziz şehid gediklilerimizden biri Mehmed Keskin. subayımız da Üsteğmen Salâhaddin Eregemen'dir. Kahramanca çarpışarak şehid düşen bu aslanlar şanlı bayrağımıza sarılarak gömüldüler. Merasim esnasmda General Tahsin Yazıcı •rMüsterih uyuyunuz. Kanınızın intikamını alacağız. Sizler ebediy;;n milletin kalbinde yaşayacaksınızj. dedi. Son çarpışmalarda yaralanmiş olan kahramanların sayısı da 35 tir. yete göre süngü hücumlarına kalkarak kızılları tutundukları istihkâmlardan ve gizlendikleri yerlerden sökerek geri ata ata ilerlemişlerdir. Bu müttefik kuvvetin öncü birlikleri Seul şosesi üzerinde kâin Anyang kasabasınm takriben 3.000 metre kadar güneyine ve Günev Kore başkenti Seul"ün 14 kilometre yakmlarma varmışlardır. Türk birlikleri bu taarruz ve ilerleme sırasmda bir Çin taburunu imha etmiştir. On hatlardfki istihbarat subayları, Türkler geçtikten sonra tepelerin yamaclarında 400 den fazla düşman cesedi sayd:klarını söylemişlerdir. Şimdi 8 gündenberi devam etmekte olan müttefik taarruzu neticesinde Birleşmiş Milletler kuvvetleri Han nehri boyunca uzanan esas düşman müdafaa hatlarma dayanmışlardır. Çarpışmalarm gittikçe şidcetlendiği anlaşılmaktaDüşman kuvvetleri arasında tifiıs salgını Washington 1 (AP.) Birleşik Amerika ordusunun bir sözcüsü bugün, Koredeki komünist kuvvet leri arasında bir tifüs salgmının baç^österdiğini söylemiştir. Tu?ay Scul'a 13 Km. vaklaştı Kore cephesinclen 1 (A.P.) Harekâtı Türk Birlikleriie takib eden A. P. muhabiri Jim Becker in bu şece gönderdiği son telgrafta, Batı cephesinde. kendi kesimlerinde iler liyen Türklerin Anyang kasabasınm 3 ki'.oır.etre kadar vak'ilanna ulaştıklarını bildirmiştir. Tugay şimdi Seul'a 15 kilometre yaklaşmıştır. Muhabir. Türk birliklerinin ilerlediği arazide 400 den fazla düşman ölüsü ka!dığını ve muhtemel olarak 600 den fazla düşman askerinin yaralandığını kaydetmiştir. Türk birlikleri Anyang'm güneyinde komünistlerin topçu atesi ve mayin tarlalarile karşılaşinışlardır. Bundan. Türklerin bu kesimdeki esas düşman müdafaa hatlarma dayandıkları anlaşılmaktadır. Kuşatılan birliklcr Tokyo 1 (a.a.) (United Press) Komünistlerin Seul müdafaa hattımn doğu kanadmda bir Fransız Amerikan alajını eeviren çemberi yarmsğa çalışan müttefik yardımcı kuvvetleri bu gece düşmania ümidsiz bir savaşa girmişlerdir. Pamuk ihracatı meselesi 8 inci ordu tebliği Tokyo 1 (AP. ,a.a.) Bugün Sekizinci Ordu genel karargâhı tarafından neşredilen tebliğ. sayısı belli olmıyan düşman kuvvetlerinin Suvvon'un kuzey batısında Türk birliğini saat 12 yi çeyrek geçe tüfek ve havan topu ateşine tuttukiarını kaydetmekte ve şunları ilâve etmektedir: «Düşman kuvvetleri karşısında bugün en fazla ilerleme kaydeden Türk birlikleri olmuşrur. Şimsek gibi parlayan Türk süngüleri âdeta düşmanı saklandığı yerden bulup çıkarıyordu. Cephedeki subaylar Suvon'un 9 ilâ 11 mil ku?ey batısında cereyan eden bu çarpışmada 400 dcn fazla düşrr.anın Türk süngüsü alt'.nda can verdiğini söylemektedirler.» Bir Çin taburu imha edildi Diğer taraftan Associa+ed Press ajansı bu çarpışmalar hakkmda şunlan bildirmektedir; «Türkicr. çamur'u ve ânzah kesimde taarruy.larma drvamla. vazi• Ankara 1 (Telefonla) Halk Partisi, pamuk ihrac işinde yanlış bir iktisdaî politika takib edildiğini uzun müddettir iddia etmekte idi. Bugün de aynı çevreler, pamuk ihracı ile alâkalı bazı havadisler yayınlamıştır. Habere göre, «pamuk ihrac eden bazı firmalar ihrac fîatlarmı düşük göstererek 280 milyon liralık döviz kaçırdıklan yolunda CUMHURİYET FÜphe ve ihbarlar üzerine başlayan tahkikatuı bir kısmı da Ankarada gelistirilmektedir. Bugün kimlerin ne kadar pamuk ihrac ettiklerini tesbit için Ekonomi ve Ticaret Bakanhğmdaki menşe şahadernamelerinin tetkikine başlamldığı öğreYeniden inşa edilen Bakırköy nilmiştir» denilmektedir. Emniyet âmirliği, Şehremini BaşBu haber üzerine malumatına komiserliği ve Kazlıçeşme komimüracaat ettiğimiz bu mescle ile serliği binalan dün törenle açılmışalâkalı bir şahsiyet bize % nlan tır. Bu törende Vali ve Belediye Başkanı Dr. Fahreddin Kerün söyledi: <t Pamuk ihracında döviz ka Gökay, Emniyet Genel Müdürü çakçılığı yapıldığına dair bir ihbar Ser\et Sürenkök, Vali muavini Favaki oldu. Derhal Maiiye Bakanlı zıl Uybadın, Emniyet Müdürü Keğına 4 müfettiş göndererek tahki mal Aygün, Emniyet müdür muakata başlattık. Ancak iddia edildiği vini Mehmed Ali Alpsar, müdür gibi 280 milyon liralık döviz kaçak muavini Halim Saatçi, Fatih ve Erılığı mevzuubahis olamaz. Bu ra minönü Kaymakamlarile Emniyet ham çok mübalâğalı ve gülünçtür. şube müdürleri ve basın mümesEsasen bugüne kadar ihrac edilen silleri hazır bulunmuşlardır. İlk opamuk miktarı 100 küsur milyon larak Şehremini ve Kazhçeşme kalira civanndadır. Tahkikatın neti rakollan açılmış, müteakıben Bacesine kadar kat'î bir rakam söyle kırköy Emniyet âmirliği binasına gelinmiştir. Vali ve Belediye Başmeğe imkân yoktur. kanı Dr. Fahreddin Kerim Gökay İstanbulda bazı şahıslarm pa kordelâyı kesmiş ve bu münasebetmuklu mensucat üzerinde yapmağa le şu kısa hitabede bulunmuştur: tevessül ettikleri ihtikâr hükumetin « Emniyet mensublannın da gözünden kaçmamıştır emniyet içinde bulunmaları lâzımBu hususta lâzım gelen bütün idarî ve ekonomik tedbirler de a dır. Her şeyden evvel Emniyet men immıştır. Hâlen memleketimize sublarının rahat ve temiz yerlerde çalışmalannı, huzur içinde işlerini gelmek üzere 25 milyon lira kıybaşarmalannı istij'oruz. Bundan metinde pamuklu mensucat yoldolayıdır ki karakollanmızın her dadır. Ayrıca Almanya ile geçcn türlü ihtiyacı ve Emniyet mensubhafta yapılan ticaret anlaşmasına lannın rahat ve huzurlannı sağlagöre 8 milyon dolar kıymetinde yacak bir mükemmeliyette olmasıpamuklunun ithali takarrür etmiş na ehemmiyet vermekteyiz.» tir. Vali ve Belediye Başkanı bu meyanda her üç binanın da inşasında yardımlan dokunan hamiyet sahibi vatandaşlara ve Emniyet müdürümüz Kemal Aygünle mesai arkadaşlanna da teşekkür etmiştir. Başmakaleden devam troln altında sağlama bağlanmah, müstahsil tefeci kabzımallann elinden kurtarılıp mahsulünün ve emeğinin hakikî değerini eline almalıdır. Boylelikle Türkiyede büyük bir istikbali olan meyvacılık hâlâ bakir bir çalışma sahası olarak durmaktadır. Gerek ir, gerek dış piyasaya mühim bir meta olarak arzohınacak Türk yemişlerinin değerlendirilmesi zirai kalkınmaraızın belli başlı bir faslıdır. Bu tahakkuk ettiği gün milyonlarca yemişçinin yüzü gülecek, memleket ekonomisi rinde bir bereket unsuruna daha kavuşmuş olacaktır. Türkiyede yemişçilik Korgnl. Şahab Gürlerin radyo konusması Baftarafı 1 inci sahıiede si zarurî olan generallerini gördüm ve hemen cepheye gitmek istediğimden Başkomutan MacArthur'ün beni kabul etmesi için teşebbüse geçtim. Türk milletine hususî biı muhabbet besleyen bu büyük kumandan derhal beni kabul etti ve bir an evvel Koreye, birliğimiz yanına göndermek için her türlü kolaylığa mazhar oldum. Fakat Tokyo hastanelerinde miktan 400 ü geçen yaralılanmız da bir kaç gündenberi bekliyorlardi. Onlan da görerek Koreye geçersem daha müsterih olacaktım. Bunun için gece olmasına rağmen üç hastaneyi ve bütün koğuşları ayrı ayrı dolaşarak erlerimizi gördüm. Hepsini sizin için kucakladım. Hayatımın en heyecanlı hahraları meyanında olan bu gece ziyaretim bilseniz ne kadar içli sahnelerle doludur. Koğuşlarma (merhaba çocuklanm) diye girdiğim zaman yataklarmdan fırlayan kahramanlarımız ana ve babalarını görmüî kadar seviniyor, ellerime ve boynuma atılıyorlardı. Yerinden kalkamıyanları ben yatakiarına eğüerek sevdim ve okşadım. Onlara enünasib cümlelerle sizin hasret ve sevgilerinizi intikal ettirmeğe çabştım. Amerikalılar, anavatanlarüe kucakiaşan bir ana, baba iştiyakile generallerinin ellerine sanlarak öpen bu erlerimizin saf olduğu kadar samimî hareketlerini hayTaniıkla koğuşlarm kapısmdan, yatanlar ise hü zünle yataklarından seyrediyorlardı. Siyamlı olduğunu tahmin ettiğim bir yaralı bu ulvi manzara karşı. sında kendini tutamıyarak yüzükoyun yastığına kapanıp hüngür, hün gür ağlamağa başlayınca heyecan içinde yalnız evlâdlannm sevgisils başbaşa kalmış olan ben, o kıvırcık saçlı muharibin de yanına giderek okşadım ve teselli ettim ve artık aynı gaye uğninda yaralanmiş ve birlikte yatan bir çok milletlere mensub hastalan da ihmal etmiyerek hatırlannı sorarak geçmeği bir vazife bildim » Koreye uçuş Yaralılarımız bu ziyaretten neşe ve büyük bir kuvvet aldılar. memleketten ayrıldıkları gündenberi mektub alamıyan ekseriyet büyük bir huzur ve sükuna kavuştu, onlan gecenin koynuna müsterih bırakarak bir kaç saat sonra tayyareye atladım ve Kore'deki Tuğayımızın yanına uçtum. Bu uçuş havada on saat sürdü Tayyaremiz evvelâ Büyük Japon adasının güney taraiına doğruldu. Orada bir meydana inerek benzin ikmal etti ve doğıu karşı Kore'ya atladı. Kore yarımadası üzerinde uzun bir uçuş.. Nihayet kahraman Tugayımıza kavuştum. Taarruz başlamadan cephedeki çocuklarımızj görmek isteğim bcylece tahakkuk ttti. onları da siperlerinde ve vazife başlarında ayn ayrı dolaşarak sizin duygulannıza tercüman olmağa çahştım, onlar da hastanelerdeki arkadaşlan gibi içleri gülen gözlerile beni selâmladılar, ben de onlara yurdumun güzel hava ve kokusunu sindirdim. Uıak diyarda bir kumandanla su» Dün açılan yeni karakol binaları Manisada heyecan uyandıran bir hâdise ım.miMiııllMllllllllllllllllllimnnilllllllllllllllllllllllımıuH».,! İHikârla mücadele için Genel Kurul da Pekini mütecaviz ilân eiti hazırlanan tasarı BTJUIIeıU I inct snhifede Haricden göçmenlere yardım Bnsfarcfı 1 inci sahîfed» ve sıhhi bakımdan bitkin bir halde gelmekte olduklan belirtilmiştir. Dünva Sıhhat Teşkilâtının mümkün olan süratle göndereceği tıbbî malzeme meyanında tam kuvvette 10 ton DDT, kan plazması. sülfamid fasilesinden ilâclar, vitamin hapları, sargı ve cerrahî malzeme bulunacaktır. Izmirde göçmenlere yapılan teberrular İzmir 1 (a.a.) Şehrimizdeki göçmenlere yardım birliği, son günlerde faaüyetine büyük bir hız vermiş ve son on gün zarfında ceman 210 bin liraîık yardım sağlamış bulunmaktadır. Bu yardıma iştirak edenler ve yardım miktarları aşağıdadır: Ali Haydar Albayrak 50,000 Hra. Türk Ticaret Bankası İzmir şubesi 10,000, Süleyman Eczacıbaşı 5000, Merkez Bankası İzmir şubesi 30,000, Tariş 30,000, Haydar Dündar 10,000, Akerman Şirketi 6000, İş Bankası İzmir şubesi 50,000. Hakkı Balcıoğlu 15,000, muhtelif kimselerden 9000 lira. CUMHURİYETn in Tefrikası: ve karabor^acıya karşı şiddetli cezaları mü?telzim hükümler de bulunmaktr.dır. Tasarmm Mecliste nıüstaceliyetle görüşülmesi muhtemeldir. Bueün Ekonomi ve Ticaret Bakanı Zühtü Hilmi Velibeşe. hükumetin elinde şimdilik karaborsayı ve ihtikân önleyecek kâfi miktarda mevzuat olduğunu bize söyledi. Halen serbest ithal listesinde bulunmayıp piyasada yoklukları hissedilen bazı maddeler serbest ithal listesine ek olarak yeni bir liste halinde yayınlanacaktır. Yılbaşmdan evvel hazırlanmış olan bu liste önümüzdeki hafta Bakanlar Kurulunca tasdik edildikten sonra neşredilecektir. Bir karaborsa yaratan bu maddelerin de serbest listeye ithalincîen sonra bol olarak temin edilmesi mümkün olacaktır. Baftarafı 1 inci sahifede tir.) 4 Komünist Çin Koredeki kuv vetleri geri çekmeğe davet edilmıştir. 5 Bütün devietler mütecavizlere yardım etmemeğe davet edilmişlerdir. İngiliz delegesi Sir Gladvyn Jeep verdiği derr.ecde, hükumetinin arabulucu Komisyona büyük bir önem atfettiğini söylemiş ve Kurul Başkanı İran delegesi Nasrullah Entezam'dan bu komisyonun diğer iki azasını mümkün olan süratle tayin etmesini rica etmiştir. Arabulucu Komisyona Entezam başkanlık edecektir. Sir Gladwyn Jeep. Kurul Başkanına hitaben: «Hükumetimin size ve komisyonun diğer azalarına itimadı vardır. Bana bu sebeble takriri desteklemekliğim hususunda talimat veriimiştir» demiştir. BaştaraH 1 inci sahıfede 328 doğumlu ve Yugoslavyah Hasan Lin isminde birinin D. Parti morkezi kapısında e'.indeki dinatniti yakıp içtima yerine atmak istediği görülmüş, D.P. ikinci başkanı Mehmed Korçam seri bir hareketle bunu önlemiştir. Yakılmış o ' lan dinamit, bu müdahale sayesinde sokağa ve yan tarafa doğru düşmüş, infilâk, lisenin 50 kadar camını kırmıştır. İnsanca zayiat olmamıştır. Hasan Lin yakalanmıştır. Taşocağı amelesi olduğu tesbit edilen Hasan Lin. Mehmed Kolçanm yanmda çahştığmı ve kendisinden alacağı olduğunu, bunu istemek üzere mumaileyhi yanına çağırdığını iddia etmiş, para alamıyacağmı anlayınca intihara teşebbüs ettiğini, maksadınm herhangi bir suikasd olmadığını söylemşitir. Sarhoş olduğu da tesbit edilen Hasan Lin Savcılığa veriimiştir. Hâdise Manisada heyecan uyandırmıştır. Almanyanın bizden alacağı tülünler Bnsîarafı 7 ınc* sahıiede evvelce, derpis edilmiş olan ithal miktanna tekabül etmezse, ilk seneden arta kalan mahdud miktarları müteakıb iki sene zarfında fazla mübayaat ile telâfi etmek için Alman sigara sanayii bütün gayretini sarfedecektir. Bundan başka, Federal Cumhuriyet sigara sanayii, yv.karıda gösterilen zaman zarfında Türkiyeden yapılması mutasavver tütün ithalâtmın Şark tütünleri yetiştiren herhangi bir memleketten ytpılandan az olnııyacağını ifade eylemiştir. Tütün teslimatı Türkiye tarafından normal mal mübadelesi çerçevesi dahilinde yapüacaktır. Diğer taraftan haber aldığımıza göre tütün bedellerinin tediyesi rormal mübadîlelerimiz arasında ve Epu anlaşması çerçevesi dahilinde yapılacaktır. Bir köylii babasını balta ile öldürdü Eisenhower'in Kongre Sular Idaresindeki suitslimal davası ye hitabesi Bastaratı I inci sahifede General Eisenhower, Baü Avrupanın behemehal müdafaa edilmesi iüzumuna işaretle demiştir ki: «Av rupanın komünist işgaline düşmesi Amerikayn da tehlikeli bir duruma sokacaktır. Batı A\TTipanın bizim tarafımızda kalması lâzımdır. Aksi takdirde milletlerarası muvazene bozulmuş olur ve bundan da Amerika zarar görür. Komünist biı dünya ortasında mahsur ve yalnız başma kalırsak kendi sist'emimİ7 tedricen kemirilip çökecektir. Bunun için Avrupaya yardımda bulunmamız elzemdir.» Atlantik Paktının Avrupadaki Silâhlı Kuvvetleri Başkomutanı, Batı Avrupanın tecavüze karşı koymak istediğini, bunda herhangi bir şüphe caiz olamıyacağmı söylemiş ve demiştir ki: «Mukavemet etmek zihniyeti, kendi paylanna düşeni yapmak, tehlikeyi göze almak azmi mevcuddur.» General, sözlerine devamla demiştir ki: «Avrupanın bazı mahfillerinde bir kötümserlik ve bozgunculuk zihniyetinin mevcudiyetini inkâr etmek yanlış olur.» Fakat General, Avrupanın,maneviyatmda bir «gencleşme» hissettiğini söylemiştir. Bursa 1 (T.H.A.) Yenişehrin Köylemiş köyünde feci bir cinayet Ankara 1 (TH.A.) Geçen bir işlenmiş, Şaban isminde biri balta yıl içinde, evvelki yıllara nazaran ile babası Ahmed Beygirliyi öldürmilyon fark'.a P. T. T. İdaresi müş ve üvey annesi Ayşeyi de ağır memleket dahilinde 101 milyon stırette yaralamıştır. mektub ulaştıımıştır. Mektub müraselâtında rekor yılı PROF. NIMBUSTJN MACERAI.ARI: 3 3 Naileden: VAHDET GÜLTEKİN Hadiye bunu. Semramn halindeki acayibliği izah için bir ipucu yakaladığını düşünerek sormuştu. Semra derhal cevab verdi: tYooo. Öyle bir şey düşünmedim. Onun niyeti beni bırakmak olsa bu gibi hilelere başvurmaz. Açıkça söyliyecek kadar per\'asız bir adam o. Zaten ben karanmı onun herhangi bir hareketi üzerine değil, kendi hislerime göre verdim.» Hadiye, aynı mevzua tekrar dönmek istemiyordu. «Başka neler yapıyorsun?» «Hiç.» «Çoktandır görüşmedik de. vallahi hem göreceğim geldi, hem merak ettim. Arkadaşlara da sordum, hiç birinin senden haberi yoktu.» «Arjcadaşlar» sözü üzerine Semra, Gülteni ve dolayısile Müjgânı batırlada. Bahsi tekrar, rihrıindeki r me% zua getirdi: • » «En son Cüitenle görüstum. Kızcağız, eksik olmasın. beni aradı. Geldi, konuştu, derdleştik.» Hâdiyenin bu görüşmeden haberi vardı ama, açmak istememişti. Çünkü. Gültenin anlattıklarma göre, konuşmalan hiç de tatlı geçmemiş ve Müjgân bahsinde birbirlerini kıracak sözler bile etmişlerdi. Bu bahsi o zaman kapatmak istiyen Semra şimdi kendiliğinden açınca Hadiyeye cesaret geldi. «Gülten bana da geldi. O gün Müjgân da vardı. Lem'i ile nişanlanmaya karar verdiğiniz gecenin sabahı. Haberi almca Müjgân çok fena oldu ama, belli etmedi. Zavallı kız. ihtimal hâlâ mustanbfîir.» Semra: «Unutmuştur» dedi. (Ne malum? Belki Lem'iyi senin sevdiğinden daha fazla seviyordu.» «Alsın, mubaret olsun. Ona bırakıyorum gene.» Hadiye .eüzel bir fırsat yakalamı$ gibi, acı aa güldü: «İş işten geçtikten sonra.» «Neden? Madem seviyormuş..» «Ilâhi, Semracığım, daha demin sen söylüyordun: Bir sevginin içine can sıkıcı hâdiseler kanştıktan sonra eski kuvvetini, imkânı yok, bulamaz, demiyor muydun?» Semra cevab veremedi. Hadiye devam etti: «Sen nasıl Faiğin seni yeniden aynı kuvvetle sevemiyeceğine eminsen Müjgân da her halde Lem'iyi...» Semra arkadaşımn sözünü bitirmesini beklemedi: O onun bileceği iş. Sevmiyorsa sevmesin. Dünyada erkek mi yok!» Hadiye, biraz daha insafsızca olmaktan çekinmedi: «Uzerinden mesu'.iyeti ne de çabuk atabiliyorsun, Semra!» Semra hayretle ve biraz da hiddetle gözlerini açtı: «Mesuliyet mi?» «Evet.» «Ne gibi bir mesuliyet?» «Farkında değil misin?» Semra farkmdaydı ve bunu ilk günlerde çok düşünmüştü. O z manlar, kendisini teselli için verdiği cevabı tekrarladı: «Aşk bu. Her zaman iyi netice ile bitmez ki. Seven insan ssadete olduğu kadar felâkete de hazırlanmalı. Bunu bilmiyecek kadar tecrübesiz bir kızsa şimdi öğrensin.» Konuşmalan gergin bir şekil alıyordu. Hadiye de a!a;rı bırakarak ciddî bir tavırla cevab verdi: «Başkalan hakkında çok zalim davranıyorsun, Semra.» «Ben kendi hakkımda da zalim davranıyorum, Hadiyeciğim.» «Anlamadım. Ne gibi?» Semra uzamp masanın üzerindeki kutudan bir sigara aldıktan sonra kibriti çakarken cevab verdi: «Sana anlatmak istediğim bu işte.D «Öyle ise daha açık anlat.» «Daha açık anlatamam çünkü...» Semra lâkırdısının arkasını gçtiremeden durdu. Hadiye tamamladı: «Çünkü sen de emin değilsin.» «Neden emin değilim?» «Hislerinden.» «Hislerimden eminim, kardeşım. Fakat aklım ve muhakememle, hislerimin aleyhinde harekete karar verdim.» Hadiye, başını ağır ağır iki tarafa sallıyarak: «Hayır» dedi. «Kendimizi aldatmaya hiç lüzum yok. Hislerimiz değişmedikçe akıl ve muhakememizin borusu ötmez! Bilâkis, düşüncelerimiz daima hislerimize tâbidir ve onları haklı çıkaracak şekilde fetva verirler.s Hâdiyenin bu sözlerile Semranın yalnız burada yürüttüğü muhakeme şekli değil, zihninde kendisinin farkında olmadan hazırladığı müdafaa da yıkılmıştı. Fakat. mağlubiyetini kabul etmek istemiyerek kaçamaklı bir cevab verdi: «Peki, farzedelim ki öyle. Ne olacak? Hislerim değişti. Lem'iyi sevmiyorum artık. Daha var mı diyeceğin?» Hadiye ,onun bu hiddetli haline karşı mülâyim bir tavır takındı. Fakat lâu getirmek istediği nokta« dan gene ayrılmadı: oBir şey demiyorum, Semracığım. Yalmz, madem arkadaşça konuşuyoıuz ve derdleşiyoruz, sana bir şey sormak istiyorum: Bu işte bir mesuliyet duymuyor musun?» Semra, sigarasm; tablaya bastırarak ayağa fırlad;: «Gene aynı sual!» «Fakat başka biri hakkmda.» Hâdiyenin bu cevabı üzerine Sem ra arkasına döndü: «Kimin hakkında?» «Hâdisenin üçüncü kahramanı, yahud asıl kahramanı hakkında.» Evet, Semra Lem'iye karşı da bir mesuliyet duymuyor muydu? Hadiye bunu sormak istiyordu. S?mra anlamıştı. «Hayır, böyle bir jeyi hiç düşünmedim ve...» «Düşünmek de istemezsin.» «Hayır, düşünemem.» «Neden?» Semra acı a a güldü: «Lem'iyi tanımıyor gibi konu bay, gedikli ve erler arasında kendiliğinden hasıl olmuş olan hasret teskin eden bu samımi kucakiaşma Baştaratı 1 inci sahifede bilseniz bizi seyreden diğer milletlere mensub olanlar tarafından da bile şehrimize gebniştir. Genelkurmay Başkanı Gölcükten ne kadar büyük ve ulvî bir tablo gibi temasa edildi. Türkiye, uzak hareket etmeden evvel Yavuz zırhlısını gezmiştir. lardaki evlâdlaruıı bu surtele ziYavuza gidiş ve gelişinde Genel. yareti, hatırlarını sormayı düşünen, kurmay Başkanını Harb Filosu ban onlan yoklıyan, ihtiyaclannı soran dosu ile bir ihtiram kıtası ve Doilk devlet idi. Böyle birbirlerine nanma Komutanı karşüamış ve ubağlı bir kütlenin çocuklan tabiî j ğurlamıştır. Yavuz zırhlısı, Muaveyurdun kendilerine verdiği vazifeyi net muhribile aynlan Genelkurmay nerede olursa olsun fedakârhkla ya Başkanını 17 pâre top ateşile sepacaklardı ve işte onu tahakkuk lâmlamıştır. Üç gündenberi Genelkurmay Baş ettirmişlerdi bile.. Muharebe sırasmda ordu komu kanuıa refakat etmekte olan Türk tanı olan ve bir otomobil kazasmda Haberler Ajansı muhabirini îkluavenet muhribinde kabul eden Geölen General Walker ölümünden nelkurmay Başkanı ihtisaslarını şu iki gün evvel MacArthur'e tugayıcümle ile beliıtmiştir: mız hakkında şunlan söylüyor: « Üç gündenberi aramızda ol« «Türk Tugayını daha gerideki temanız hasebile intıbalanm aynen mizleme harekâtile biraz daha bisizin intıbaınız gibidir. Kendi duleyip ondan sonra son taarruzda ken yuş ve görüşlerinizi aksettirirseniz dilerini göstermeleri için fırsat veen doğru yazıyı yazmış olursunuz.» recektim. Fakat son müşkül durumSaat 12 de Heybeliadaya çıkan da elimdeki yegâne kuvvet olduğu Genelkurmay Başkanını Deniz için ileri sürmek mecburiyetir.de Harb Okulu nhtımmda, İstanbul kaldım. Bilenmemiş sandığım kuv Komutanı Korgeneral Nazmi Ataç, vet elimdeki en keskin silâhrmş, Korgeneral Nureddin Baransel, İsonlar olmasaydı ordumla berabeı tanbul Deniz Komutanı Tuğamiral çok müşkül duruma düşecek ve Burhaneddin Erimkin ve Harb Obelki de mahvolmuş olacaktım • » kulu talebeleri karşılamışlardır. Bu Başkomutan MacArthur'den ay esnada bando merasim marşı çalnlırken ayakta bana söylediği şu mıştır. Harb Okulu ve Koleji talebelerf son cümleleri size aynen tekrar eGenelkurmay Başkanınuı önünde diyorum: « Güle güle General Gürler bir geçid resmi yapmışlardır. Genelkurmay Başkanı yemekten, Burada bana yardıma geldiniz ve büyük yardımlannız oldu. Bir gün sonra Deniz Kolejini ve Deniz Harb benim de o tarafta sizin yardımınıza Okulunu gezmiş ve derslere girmişgelmiş olduğumu görürseniz hayret tir. Saat 16,30 da Harb Okulundan etmeyiniz.» dedi. Yaralılanmıza çok iyi bakılmakta Muavenet muhribine geçen Genelkurmay Başkanı ve yanındakUer dır. Size bir misal vereyim: Bir yaralımızın Koredeki (Pu Istanbula gelmişlerdir. Genelkurmay Başkanı, bugün san) hastanesinde derhal ameliyat edilmesi lâzım geliyor. Doktor has Korede yaralanan gazilerimizi hastadan ameliyattan evvel bazı şey tanede ziyaret edecek, pazar günü ler sormak ve ameliyatta yanında de Ankaraya hareket edecektir. dilinden anlıyan birisinin bulunmasına lüzum görüyor. Derhal telefonla Tokyoya haber verilerek ingilizce bilen bir Türk isteniyor, iş acele, mesafe uzak, en seri vasıta MacArthur'ün yalnız kendisine aid şahsi tayyaresi, MacArthur'e habeı veriyorlar. Baştarafı I inci sahıteae » Bu tayyareyi bir Türk erinin kur tanbnası için derhal tahsis ediyor. rafından verüen takrir bahis konuOradaki irtibat heyetimizden üsteğ su olmuştur. Makam adına konumen Ragıb bu tayyareye atlayarak şan Suad Kutatın, bu hususta sarih iki saat içinde kuş gibi Koreye va kayıdlar mevcud bulunmadığı, isrıyor. Ameriyatta bulunuyor, yara timlâk, imar vesair sebeblerle bu lmın ıstırabma, doktorlann sorgu gayrimenkullerin esaslı bir şekilde lanna tercüman oluyor ve ameliyat tapulanıp kayıdlanmadıkları yomuvaffakiyetle bitiyor. Hattâ bu lundaki izahı sinirli bir hava yaratmünasebetle hoş bir hâdise de o mıştır. Bu meyanda bugünkü Şehir luyor. Oralarda MacArthur'ün bu Tiyatrosu binalarının durumuna temeşhur tayyaresinin hatınmda kal mas edilmiş, bunlann halk için her mıyan bir ismi var. Bu havalandı an bir tehlike teşkil ettiği belirtimı harkes seferber. O gün MacArt lerek tiyatroların Belediyenin sahib hur tayyaresinin Tokyodan Koreye bulunduğu sinemalardan ikisin» havalandığuıı öğrenen askerî ma nakli fikri ileri sürülmüştur. Bunkama derhal mızıka ve merasim dan sonra Belediyece inşa edilecek kıt'ası ile generallerile birlikte is ucuz evlerin biran evvel yapıbnası tikbale çıkıyorlar. Tayyare gelince yolundaki takrir görüşülmüş ve bu bir de ne görsünler? Içinden çıkan mühim davanın süratle bir karara MacArthur değil, hastanedeki a bağlanması prensip itibarile kabul meliyata yetişmek için koşan tek bir olunmuştur. Müteakıben CerrahTürk üsteğmeni. paşa hastanesindaki Belediyeye aid îşte vatandaşlanm, bir Türk ya olan 200 verem yatağmın Üniversiralısını kurtarmak için her türlü teye verilmesi hakkındaki Tıb Fa. alâka ve itinanın gösterildiğine en kültesi Dekanhğı tarafından vaki büyük bir misal. Müsterih olunuz.» olan taleb üzerine bu mevzuu inceleyen Şehir Meclisi Sağlık komisyonunun tutanağı okunmuştur. Bu tutanağmda Sağlık komisyonu, şehirdeki sağlık davasının ehemmiyetini belirtmiş, bilhassa verem tedavisinde yatak adedlerinin artü Bajforaft 1 inci sahiierie nlmasuıın zarureti üzerinde durDünkü celsede sanıklarm hüvi muş ve Üniversitenin bu yoldaki yetleri tesbit olunduktan sonra hak çalışmalaruıı şükranla karşılıyarak larındaki iddianame okunmuştur. Cerrahpaşadaki yataklann BelediBu iddianamede, sanıklarm vazi yenin idare ve emrinde bulunmasıfelerini ihmal etmek suretile inti nuı şehre daha faydalı olacağıru har eden veznedar Faiğin ihtilâs bildirmiştir. Başkan tutanağı oya suçunu kolaylaştırdıkları bildirili koymuş, ittifakla kabul olunmuşyordu. Saruklar bu iddiayı cevab tur. Bundan sonra sanatkâr Halida landırmışlar, müntehir veznedar Pişkinin Şehir Tiyatrolarına alınFaiğin bu suiistimali yaparken bir ması yolundaki dilekçesi okunmuş, takım hileli usullere başvurduğu bu emektar sahne mensubunun nu, bu sebeble ihtilâsı meydana çı durumunun süratle incelenmesi tekarmar.ın imkânı ohnadığını, vazi mennilerile tiyatro komisyonuna felerini ihmal etmediklerini söyle havale olunmuştur. mişlerdir. Şehir Meclisi müteakıb toplantıSanıklardan sonra söz alan mü eını önümüzdeki salı günü yapadafileri avukat Edib Bilener, hâdi caktır. seyi inceleyen ehli vukufun çağıBaşbakan İzmire gidiyor nlıp dinlenmelerini taleb etmiş, istek kabul olunarak duruşmanın Ankara 1 (THA.) Demokrat devamı başka güne bırakıhnıştır. Parti izmir kongresinde bulunmak üzere Başbakan Adnan Menderes beraberinde Ticaret Bakanı Zühtü Velibeşe ve Çalışma Bakanı Hulusi KöjTnen olduğu halde yarın uçakla izmire rıareket edecektir. Genelkurmay Başkanı dün Istanbula geldi Belediye, sahibi bulunduğu malların mevcudunu bilmiyor Edirne Vaüliğine teşekkür Yunan Kralını karşılamaya giden arkadaşımızı hamil gazetemizin ctomobilinın Edirne V.lâyeti hududlarında. çamura saplanması üzerlne alâka ve yardımlarını esirgemiyen Edirne Valist Emin Akıncıya, Musvini Avni Moloya, Emnlyet Müdürü Zeki Akalma, Birlilc Komutanı Tuğgeneral Selâhaddin Çulhacıya, Yüzbaşı Yıldınm Bltere, Sazlıdere Jandarma Karakol Komutanı onbaşı Hasan Yılmaz ve otomobil ile bizzat yardıma gelen İş Bankası Müdürür.e alenen teşekkür ederz. traş bıçağım isteyiniz ÖLÜM Merhum Albay Mustaia kerimesi, Şehid Kolağası Rıfat eşi. merhum Albay Şevki Başar kardeşi. Huriye GöYien, öğretmen Feliha Yalaz, Tarım Bakanlığı Toprak ve İskân İşleri 4 üncü Şube Müdürü Nebih Yalazın anneleri. Kayseri Vali Muavini Ekrem Gönenln kayınvalidesi. D. Deruzyollarından Cevad Yaiazın teyzesi İthalâtçılarcn topîantılan İhrscatçılardsn sonra ithalât tacirler. de dün Ticaret Müdürlüğünde toplantılarına başlamışlardır. İthalâtçılar da fiat yükselmelerine karşı alınacak tedbirleri ve ithalâtta karşılanan müşküîâtı belirtaektedirler. N A C İ Y E Y A L A Z 31/1/951 günü Hakkın rahmetine kavuşmtıştur. Cenaze namazı 1/2/951 perşembe günü Fatih Camiinde ikindi narr.azını müteakıb eda edilerek Edirnekapı Şehidliğine defnedilmiştir. Allah rahmet eylesin. * * * memnun kalacaksınız 5 ADETLİK PAKETİ 40 KURUŞ Ankara Üniversitesi Rektörü Hikmet Birant ve Gülhane hastanesi prtopedj Profesörü İzzet Birant ve Konya milletvekili yüksek mühendls Remzl Birantın ağabeyleri îstanbul Barosu ve Bîaliye hazines: müşavir avukatlarından GÜLSUN HEPŞEN ile FEERUH TAYLAN Evlendiler. İstanbul 1^.951 RIFAT AHMED BİRANT ATATÜRK DİKTATÖR MÜDÜR ? Yazan: A. MUHTAK KUMRAL Dünya Çapmda enteresan vesikalar... ATATÜKK DİKATÖRDÜR ATATÜKK DİKTATÖR DEĞİLDİR! SİZ NE DİYORSUNUZ? 1/2/951 presembe günü vefat etoiştlr. Cenazesi 3/2/951 oumartesl günü Kadıköy Moda, caddesi Rızapaşa sokak 2 numaralı evinden alınarak ögle nam&u 1 («uyorsun, Hadiye! Oyle bir adama B«yzıd Camiinde kılındıktan sonra Merkezefendide aile kabristaıuna defI karşı ne gibi bir mesuliyet duya r.*dUec«kÖT. bilirim!» AUahtan kıynoetli ölüye rahmM, be(Arkası var) dcrli İNKILÂP KİTABEVİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle