26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1951 «31 SlTBl SON 6ÎR DAKİKAî Müsabahamtx Churchillm teklifi Kızılordu Çinde Sinkiang'ı işgal etti Rusların burada atom merkezleri ve fabrikalar kurdukları bildiriliyor ktidarı yeniden ele geçirmek maksadile şiddetli bir mıicadeleye girişmiş olan Muhafazakâr lider Churchill'in dün gece Liverpool'da söylediği nutuk hayret uyandırmıştır. İngilterenin harb Hong Kong 2 (NaferO Sov sonunda da tamamlanmıştır. Bu adevri Başbakanı. memlckette is yetlerin. Çine aid Sınkiang eyale rada o taıihe kadar Sinkiang'da tikrarı sağlamak maksadile eeniş tini «Asyanın cepane iaşe merke bulunan 100.000 kışilık Çm kuvbir koalisyon kabinesinin teşkiline zi» haline getirmekte olduklan ge veti de süratle Koreye gönderildoğru gidilmesini teklif etmiş ve len haberlerden anlaşılmaktadır. miştir. partiler arasında beş g«nelik bir Kızılorduya mensub 11 inci kolordu Buraya gelen raporlar, Sovyetlemütareke akdedilmesini de iste bu Çin eyaletini, Rusya hesabına, rin Sinkiang'da atom merkezlerini işgal etmiş bulunmaktadır. miştir. ve Asyadaki komunist çeteler için 100.000 Çinlinin köle olarak ça elzem olan süâh ve cepaneyi imal Seçimlerin yenileneceği bildirfldiği gündenberi, millî bir koalisyon hşmakta olduklan geniş Uranyum edecek fabrikalan burada kurdukkabinesinin kurulabileceğinden sık merkezlerme büyük ehemmiyet ve lannı bildirmektedır. Tiengşang dağ ren Sovyetler, Sinkiang eyaletine sık bahsedilmiştir. Partiler arası 3 tümen, 2 zırhlı alay ve bir topçu lanndaki Uranyom madenlerinde doktrin farklarının bir ımiddet için alayı sevketmişlerdir. Bu Çin eya faahyet arttırılırken günde 34 tank bir yana bırakılacağı. kahinede sos letinin Sovyetler tarafından işgali imal eden bir de fabrika kurulyal işlerle ilgiil Bakanlıklara işçi ü şubat ayında başlamış ve ağustos muştur. yelerin getirileceği, Başbakanlığın ChurchiH'in idareMnde olacağı söylenmemiş .değildir. Fakat son zamanlarda yapılan sondajlar. Muhafazakârların 25 ekim seçimlerinden ' galib çikmaları ilıtimallerinin kuvvetli olduçunu göstermişken, Chur. Liverpool 2 (A..P.) Muhalefat Baştarafı 1 inci tahifede chill'in bbvle bir teşebbüse giriş üderi Winston Churchill bu ptce etmek üzere bulunduğumuz hubumesme mana verilememiştir. Bazı , Liverpool'da verdiği demecde, par bat ve pamuk mahsulü hakkındaki müşahidlere göre, 22 gün sonra ya ti çekişmelerine son verip Büvdk tahminlerimiz fazlasile tahakkuk pılacak seçimleri. Muhafazakâr Par Britanyanın kalkınmasım hızian etmiştir. Her mahsul nev'ine aid tinin kazanması muhtemeldir. Fa dırmak için bir müli koalisyon nü I son rakamları şöyle sıralayabiliriz: kat bunların gayet az bir ekseri | kumeti kurulmasını teklif etmiştir. | Buşday 5 646.462 ton, arpa 2 milyetle iktidara gelmeleri, İşçi Parti ; Churchill, Başbakan sıfatile ba | y o n 650,000 ton. çavdar 660,000 ton. böyle bir rejimin yulaf 366,000 ton. mahlut 347.000 siuin son 18 ay icinde karşılaştığı ? m a güçlüklerle karşılaşmalan, bu se memleketi 5 yıl müddetle narti ton, kaplıça 165,000 ton, mısır 841 beble de Utikrarı temin edememe kavgalanndan uzak, müsamahakâr bin ton, dan 57,000 ton, çeltik 670 leri ihtimali de variddir. Churchillin bir zihniyetle idare edebıleceğmi bin ton, kuşyemi 15,000 ton olmak sövlemiştir. üzere bugüne kadar cem'an 10 milbu hususu nazarı itibara alarak Churchill Liverpool'da seçim kam yon 818,462 ton hububat istihsal emilli koalisyon kabinesi teklifini ileri sürmüş olması ihtimali mev panyasının ilk demecini vermek ü dilmiştir. Pamuk mahsulüne gelınzere gelmiştir. Harb devri Başba ce; 187,000 ton olmak üzere 935.000 cuddur. kanı, tren istasyonundan "^ıting balya pamuk istihsal olunmuştur.» Harb devrinde birleşmiş olan bu Tarım Bakanı bu arada hububamahalli olan Liverpool stadma oîki büyiik siyasî parti sulh devrintomobille giderken sokakları ıki tın kıştan evvel depolanması için de de bir koalisyon kabinesi kurataraflı dolduran on binlerce kişi gerekli tedbirlerın alındığını, mahbilirler mi? Bunların, hazırlayıp kendisini bararetle alkışlamıştır. suld?n bir tanenin bile heder olma«eçmenlere arzettikleri seçim be Churchill'in ortaya attığı koalisy in sına kat'iyyen göz yumulmıyacağını yannameleri arasında fark değil teklifi halk için büyük bir sürpnz belirtti. fakat benzerlik olduğu müşahede teşkil etmiştir. İşçi partisi idareciOğrendiğime göre Toprak Mahedilmiştir. Muhafa7akâr bcyanna lerinin böyle bir teklifi ne şekilde sulleri Ofisince 900 bin ton hubumesinde, iskân buhranmın halledi karşıhyacaklan henüz belli değil bat mübayaa edilmiştir. Ofısçe geleceği, hayat pahalığının durduru dir. Churchill memleketin 45 ;il çen yıl 450 bin ton hubvbat mübalup indirileccği, istihsalin arttınla. müddetle sakin, kendinden emin yaa edildiei dikkate alınırsa bugücağı, herkese iş temin edilecegi an ve azimli bir siyaset ve idareye ne kadar mübayaa edilen miktann geçen yıldjın iki kat 'azlalık kaylatılmıştır. Yalnız bu hedeflere na muhtac olduğunu söylemiştir. dettiği kolayca anla^ılabilir. Bu asıl varılacağı hususunda bilei verada mahsulün bereketii olması kar rilmemiştir. Bo^le bir programm şısmda Bakanlar Kurulunca şımditathik mevkiine konmasının ne gibi lık 200 bin ton hububatın ihracı jeni fedakârlıklara yol açacagı kaykararlaşmıştır. Ihrac edilecek hudedilmemiştir. Iktidar partisi de sebubatın 80 bin tonu buğday, 20 bin çim beyannamesinde. iskân buhraKonya 2 (Telefonlai ügın ilnına çare hularağını. hayat paha çesinde müessif bir hâdise olmuş, tonu arpa ve 100 bin tonunu çavdar lıhğım onlneceğini, istihsal rakam. bir düğün eğlencesi facia ile sona teşkil etmektedır. emekliye Unnı yükselteceçini. herkese iş ve ı ermiştir. Bu ilçede Nail Tov adın Tarım Bakanlığınca receğini söylemiş fakat o da bu d a b i r S e n c . kasabanın güzel kızla sevkedilecek memurlar meselesi rmdan birile nişanlanmış. hazırlıkAnkara 2 (Telefonla) Tarım gayelere nasıl erişileceğinden bahlar ikmal edildikten sonra düğün Bakanlığınca bu sene emekliye setmemistir. torenine başlanmıştır. se\kedilecek memurlar için geniş Churchill. 1945 senesindenberi İşDüğüne iştirak için civar köy bir listenin hazırlanmakta olduğuna çi hükumct tarafından girişilen devletleştirme siyasetine bir son vere lerden gelen davetliler arasında dair bazı şayialar çıktnıştı. Buaün kanlı bir kavga çıkmış, bir kaç saat kendi=ini makammda ziyaret ettığiceğini söylemekle beraber, evvelce devam eden musademe neticesınde ıriz Taıım Bskanı Nedim Okmen devletleştirilmiş müesseselere dodamad ve davetiilerden iki kişi kur bu mevzu etrafmda şunlan söyledi: kunmıyacağını. yalnız könıiir ve şunla yaralanmışlardır. c Rivayet asılsızdır. Mevzuatın çelik sanayiini jeniden serbest elNişanlısının ağır surette yaralan bize verdiği salâhiyeti kullanırken. lere de\Tedeceğini ka\detmiştir. Muhafazakârlar bu sekilde hareket dığını haber alan gelın teessürün 30 seneyi doldurmuş olmakla beraetmekle, serbest <eşebbiisü esas den intıhar etmiş ve ölmüştür. Bu ber daha uzun seneler kendüerinsuretle duğün bir facia ile sona Pr r'ien memleket için faydalı hizmetprensip ittihaz eden siyasi bir parmiştir. Sanıklar hakkında tahkikat tlnin de^ letleştirme sistemini de ler bekledığimız kıvmetli arkadaşyapılmaktadır. benimsiyebileceğini, bunun faydalı larım'zı verimii çağlarmda tekaüde olduğunu ihsas eylemişlerdir. Chursevketmeyi aklımızdan bile geçirMeyva agaçlarındaki chill'in partisi »bundan sonra devmiyoruz. • hastalıklarla mücadele letleştirme olmıyacaktır» derken. Nedim Ökmen buşün. şehnmizde Attlee ile arkadaşları da. seçim beçıkan bir gazetede bir haber dolaAnkara 2 (aa.) Yurdumuzun yannamelerinde. yeni her hangi bir muhtelif meyva, zeytin ve tjrunç j ısile şunlan söyledi: devletleştirme programmdan bah« Tanm Bakanı ile teftiş kugil ağaçlarında senelerdenberı zasetmemeyi. nedense, doğru bulmuş rar yapmakta olan çeşidli hastalık rulu başkanı arasında bir ihtilâf baş lardır. ve haşerelere karşı bu sene bir çok lıklı yazı tamamen hilâfı hakikatBu benzerlikiere rağrnen, tşçi bölşelerde mücadeleye geçilmiş, tir. Teftiş kurulu başkanı ile yaPartisinin Scarhorough'da toplan ziraat ve mücadele teşkilâ.mın bu zıldığı şekilde aramızda bir ihtilâf çalışmaları netıcesinde mevzuu yoktur. Bakanlığa takdim makta olan senflik kongresinde dün sistemli edilip de geri alınması istenen bir gece cere\an eden hâdiseler, koa büyük faydalar sağlanmışt.r. lisyon kabinesine gitmenin hiç de kolay olmıyacağını göstermiştir. PROF. NİMBUS'UN MACERALARI: Churchill'in amansız rakiplerinden olan ve İşçi Partisinin sol kanadını teşkil eden Be%an ile arkadaşları beklenen hezimete uğramamışlar ve mühim rey farklan ile yeniden partinin icraa komitesine iiye sec.ilmişlerdir. Ömer Sami COŞAR D ^ General Bradley'in ihtarı (Birleâmiş Milletler Kore harbini askerî muvaffakıyetle sona erdirebilirler» Korede Amerikan 3 uneü tümen karargâhı 2 (a.a.) (Up) Birleşik Amerika müşterek kurmar heyeti başkanı General Omar Bradley, müttefik sonbahar taarruzunu harekât halinde gördükten sonra. mütareke konuşmalan tamamen akamete ugraması halinde Birleşmiş Milletlerin Kore harbini askeri muvaffakiyetle sona erdirebiieceğini söylemiştir. General Bradley, yanında GeneralRıdgway ile Van Fleet olduğu halde cepheyi havadan teftiş etmiş ve sonra da Tokyoya dönmüştür. Rava muharebeleri Bugün Kore semalarmda iki bflyük hava savası cereyan etmiştir. Birinci savaşa 81 tepkili uçak katılmıştır. «Sabre» tipindeki 36 Amerikan uçağı 45 Sovyet tipi uçaktan ikisini düşürmüşler ve diğerlerini de kaçırmışlardır. Ikinci hava harbine 112 tepkili uçak iştirak etmiştir. 32 Amerikan uçağı Sovyet tipi 80 uçaktan müteşekkıl filoyu dağıtmışlar ve dört uçağı düşürerek üçünü de hasara uğratmışlardır. Nal meydanda Btri midenin, diğeri kafantn gıdan oldtığu için, birtnclye devlet kanştxğ\ halde ikinciye aynı devletin aldırmadığma temas tden Falih Rıfkı Atay soruyor: m Ekmek ile mekteb kitabi arasında ne fark olduğunu bana söyler misiniz?» Cevab: Söyleriz. Hiç btr fark yoktur. İkisi de bozuk! D. N. Büyük Jüri Heyeti Şehirde Üyelerinin isimleri D ° Güzellik müsabakasının bir noi seçmesi 10 ekim çarşamba günü yapılacaktır. Müsabakaya iştirak edenler arasında Türkiye Güzeîlik Kraliçesini sececek olan büyük jüri heyeti üyelerinin isimlerini neşrediyoruz. ; soygunculuk Büyük jüri heyeti Büyük jürimiz, alfabe sırasile aşağıdaki zevattan müteşekkildir: Ressamlar Nurullah Berk, Ibrahim Çallı, Naci Elif, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Münif Fehim, Arza Inal, Cemal Tollu. Heykeltraşlar Zuhtü Müridoğlu, Nejad Sirer. Akademi hocalan Zeki Faık Izer (Müdür), Vedad Ar, Emin Belling, Kenan Temizan. Güzel sanat mensublan Aziz Ogan, Burhan Toprak, Süheyl Unver. Yüksek mhnarlar r Se> fi Arkan, Selim Benar, Sedad H. Eldem. Sedad Erkoğlu. Him adamlan Prof Hulki Erem, Prof Said Kuran (Mımarî Fakültesi), Prof. Abdullah Türkmen (Mimari Fakültesi). Prof Turgan Sabis (Mimari Fakültesi), Prof Dr. Kâzım Ismail Gürkan (Rektör). Prof. Akif Şakir Şakar, Prof. Melih Koçer, Dr. Ziyaeddin Maktav, Prof. Hamdi Peynircioğlu, Prof. Ali Tanoğlu, Prof. Mukbıl Gökdoğan (eski Dekan), Prof. Refii Şükrü Suvla, Prof. Dr. Muzaffer Şevki, Ferid Zühtü Orücü, Dr. Hikmet Arkun, Dr. Hikmet Gizer, Prof. Dr. Behçet Sabit Erduran, Muhiddin Akdik (Milli Eğitim Müdürü), Dr. Cafer Erk. Kadın doktorlan Prof. Dr. Naşid Erez, Prof. Dr. Tevfik Kazancıgil. Diş doktorlan Prof. Pertev Ata, Feyzullah Doğruer, Ahmed Deniz, Prof. Orhan Okyay. Sahne sanatkârlan Galib Arcan, Talât Artemel, Ercümend Behzad, Behzad Butak, Muh=in Ertuğrul, Hüseyin Kemal Gürmen, Mahmud Moralı, Raşid Eıza. Cahide Sonku. Bedia Ştatzer, Ferdi Tayfur, Perihan Yanal, Vasfı Rıza Zobu. Bale mütehassıslan Nedim Akçer, Madame K. Arziıman. Müzisyenler Cemal Reşid Rey, Ferdi Ştatzer. Ses sanatkârlan Necmi Rıza Ahıskan, Can Akçid, Perihan Altmdağ, Akile Artun, Safiye Aylâ, Zehra Bilır, Münir Nureddin Selçuk, Müzeyyen Senar, Hüdâdad Şakir, Hamiyet Yüceses. Film Prodüktörleri ve tiyatro rüdürleri Zeki Coşkun, Necib Erses, thsan İpekçi, Faruk Kenç, Enver Şimşek, F. Franko, Nazif Duru. Şairler YaKya Kemal Beyatlı, Behçet Kemal Çağlar, Faruk Nafiz Çamhbel. Güzellik Kraliçeleri Keıiman Halis (1932 dünva güzeli), Naşide Saffet (1931 Türkiye güzeli). Kadın terzi ve şapkacdar Cemal Bürün, Sâra I. Coşar, İşbay, Selim Emre, Figaro, Femina, Süavî. Fotografçılar Süreyya Bükey, Âli Ersan, îsmail Insel, Salâhaddin Giz, Cemal Işıksel. Kadın saç ve tuvaJet sanatkârlan müstahzarlan Madam Pati, Aristokli Angelidis, Şükrü Şaşmaz, Nihal Farııkî. Muharrirler, gazeteciler ve mecmuacdar Adile Ayda, Burhan Belge, Cevad Fehmi Başkut, Adalet Cimcoz, Rakım Çalapala, Abidın Dav'er, Tahsin Demiray, Ziyad Ebüzziya, Hasan Âli Ediz, Hikmet Feridun Es. Selim Ragıb Emeç, Mekki Said Esen, Şeviet Evliyagü, Burhan Felek, Bediî Faik, Vahdet Gültekin, Faruk Gürtunca, Ahmed Ihsan, Avni Insel, Ali Naci Karacan, Refik Halid Karay, Sârâ Korle, Sinan Korle, Mithat Cemal Kuntay, Osman Nebioğlu, Sacid Oğet, Mithat Perin, Şevket Rado, A. Hidayet Reel, Sezai Solelli, Tevfik Sadullah, Kemal Salih Sel, Sa Goca gannın gözleri de görmez. Nasıl bakıyo çocuğa ola? Öyle mi gız Hürü? Gözleri de görmez.. Hürü: Çocuk yangılısı gan.. Çocuk uçun deli olur. Guş gimi döner üsdünde. Çocuklar onun yanında hef ağlamaz. Çocuk ağlıya ağlıya ölsün, götür gannm yanma kesiverix sesini. Çocuk yangıksı.. Bir nen çalar.. Kara Elif: Çocuğu ağlatmıyo. Sinek ga» pışsın, gara sinek yesin haban olmuyo, ille çocuk ağlayacak. Göz yok, neylesin gan. Çocuk yangıiıs) ya, neylesin, Diyollar ki, ikide bir, ağzı deyin çocuğun gözüne dayarımış süt şişesini, Sonra Ismailin arkasından bakto baktı: Neriye gediyo îsmaal? Neriye götürüyo çocuğu? Kim bakacak? Kimse çocuğuna bakamıyo, bu iş güç zamam, ^ Hava ana: Dayısı gil var. Onnar bakaı zaar. Onnar bakar. Sivri çeneli çalısanlara doğru giderken geri döndü: Teh dayısı gilde de bakacak avrat vardı. Allah kimsenin çocuğunu anasından geriye gonoasın. Hava ana; ^ Arkaa vsr ChurchiH'in koalisyon Bu yıl fevkalâde feklifi mahsul elde edildi Zonguldak D. P, kongresi tekrar toplanıyor Baytarafı 1 inci yaMfede mişlerdi. Tarafların müracaati üzerine bu durumu inceleyen parti genel idare kurulu her iki kongrenin de gayrimeşru olduğu karar na varmış ve keyfiyeti Zongulda< D. P. il merkezine resmen tebliğ etmiştir. Kongre 710951 pazar günü lekrar olacaktır. *** Ankara 2 (Anka) Zonguldak Valisi Safaeddin Karanak^nın, Çanakkale Valiliğine nakli ka>arlaştırılmış ve karamame yü.: ,ek tasdika iktiran etmiştir. Konyada facia ile sona eren bir düğün Balıkesir belediye meclisinin uzun bir toplantısı Ba'akesir 2 (Telefonla) Balıkesir belediyesi tarihinde en uzun toplantı bu akşam yapıldı. Saat 20 de başlayan meclis toplantısı 27 ü\ eden yainız 15 inin bulunınasile saat 1.30 a kadar devam etti. Başkan Tevfık Yoldemirin tarafmı tutan üyeler bu toplantıya gelmediler. Mılletvekillerile arası açık olduğu halkça bilinen belediye başkanı mevcud üyelerin çok şiddetli tenkid'.erine maruz kaldı. Bunlardan ekserisi reise ağır hücumlarda bulundular. Ve: «Bız müteshhid istemiyoruz. Yalnız Belediye Başkanı istiyoruz» dediler, toplantıyı her partiden kalabalık bir halk kütlesi sonuna kadar takib etti. Tenkıdlere cevab veren reis: «Bazı meclis üyelerinin arzularuıa" boyun eğmemişsem bu benım suçum mudur? Demokrat bir başkan kanunsıaz ve yolsuz işler yapmaz» deyince, samiin tarafır.dan şiddetle alkışlanmaya başlandı. Neticede üyelerden 13 ü Başkana ademi itimad beyan etti. Tap'.antıya cuma günü devam edilecektir. Basmakaieden üevam Mnsaddık'a pes demekle bir sayılacaktır. Adamları orada muhafazaya karar vermek İrana karşı silâh kullanmayı ve bu hareketin bütün neticelerini önceden kabul etmek demektir. Seçim kampanyasının bütün hızile başladıçı bir sırada Churchill'e karsı harhculıık. maceracılık gibi isnadlarla hücura ederken İşçi Partisi halk gözünde aynı vazhete düşmek halini göze alabilecek midir. O alsa hile dünya barısını yakından ilgilendiren bir hâdisede Birleşik Amerika, İngiliz hükumetini her istediğini yapmaya bırakacak mıdır? Görüliiynr ki dostumuz ve müttefikimiz İngilterenin pençeleştiği güçlükler şu son günlerde havsalaya sıjpnaz derecede genii;lemiş. âdeta İngiltere ölçülerini aşarak dünya çapında meseleler haline gelmiştir. Bize öyle geliyor ki, bilhassa bu son İran hâdisesinden sonra Orta Sark davalarmda Amerikanm politik ortakhğı sarttır. Şimdiye kadar Washington bu bolgelerde snz sahibi olmaktan çekiniyor, daha ziyade jrenel strateji sınırlan icinde kalarak yaptığı maddî yardımlardan ötesine pek karışmıyorda. Bunda biraz da müttefikimiz İngilterenin prestij kaygulan rol oynamıyordu demek de herhalde biraz güçtiir. i Oysa ki hâdiseler dünvanm dört köşesinde bütün hürriyetçi milletlerin eünden güne artan sıkı bir işbirliğine başvurmasmı geıektiriyor. Barıs cephesini kuvvetlendirmek de, müttefikimizin artık başını aşan derdlerini hafiflermek de ancak böylelikle mümkıin olacağa benzer. Başı Aşan Derd dun Galib Savcı, Refik Ahmed Sevengil, Atıf Sakar, Ismail Habib Sevük, Eşref Şefik, Ercümend Ekrem Talu, Zahir Törümküney, Samih Tiryakioğlu, Enis Tahsin Til, Ahmed Hamdi Tanpınar, Nuri Türen, Hakkı Tarık üs, Refi Cevad TJlunay, Nâzım Ulusay. Vâlâ Nureddin, Rezzan E. Yalman, Ahmed E. Yalman, Cavid Yamaç, Reşad Fevzi Yüzüncü, Melih Yener. Büyük jürinin toplantısmda Istanbulda bulunan bütün ecnebi gazete muhabirleri, müşahid sıfatile davetlidirler. Jüri heyetinin davetiyeleri Büyük jüri heyeti üyeleri ve kendilerine refakat edecek kim>eler için hazırlanan davetiye kartlan basılmıştır. jüri heyeti üyelerinden bir kısmınm bugünkü adresleri malumumuz olmadığından, bir KISmı da sayfiyede bulunduklannian davetiyelerin ellerine varmaması ihtimalini düşünerek davetiyelerini bugünden itibaren cumartesi gününe kadar öğleden sonra saat 2 ile 5 arasında idarehanemizden kendilerinin almalarını veya aldırmalarını rica ederiz. Davetiyelerini aldıracak üyelerin bir yanlışlığa mahal kalmamak üzere, gönderecekleri kimseye, Güzellik Müsabakası Bürosuna hitaben bir mektub vermelerini de rica ederiz. Istanbul haricinden gelecek güzellere İstanbul haricinden müsabakamıza iştirak etmek üzere gelecek güzellerden bize mektub veya telgrafla malumat vermelerini rica etmiştik. İstanbulda ailelerinin veya dostlannın yanında misafir olacaklarm da aynı suretle bize malumat vermeleri lâzımdır. Fakat asıl bizim kendilerine otellerde yer tedarik edeceğimiz güzellerden cevab bekliyoruz. Bu güzellerin kendilerile refakatlerinde bulunacak bir zatı otellerde kendi hesabımıza misafir etmeği taahhüd etmiş olduğumuzu, refakatlerinde gelecek daha İazla kimseyi İstanbulun otel darlığı malum olduğu için, kendi hesablarma da olsa barındıramadığımız takdirde, bizi muahaze etmemeleri lâzım geldiğini hanrlatmağa lüzum gördük. istanbul dışındaki güzellerden müsabakaya iştirake gelecekbr 9 ekim gününden itibaren misafirimiz olacaklardır. Fakat daha avvel mektub ve telgrafla (Cumhuriyet Güzellik Müsabakası Tertib Bürosu) na malumat vermelerini rica ederiz. Okuyucularımızdan Çetin Doğruele 26 eyluldekl yazunızı yanlış okudugunuz anltşılıyor. Sayın okuyucularımıza hitaben yazdığımız bu yazıda guzellerin reslmlerini bize (yollamanızı) degll (yoüamamanızı) demlştik Gazıanteb metorolojı istasyonu şefl Enver Erkana. Gönderdlğinız mektubdan bütun resimler çıktı. Fakat kuponları göndermediğlniz gibl hangl guzelleıi beğendiğınizi de yazır.amışsımz. Begendigtniz uç guzelln isimlennl adresiriizle beraber bıldinaenızl rlca ederiz. stanbul Valisi, bundan bir müd det evvel kendisinin yeni VaB olduğu günlerde şehir asayişine dair tarafımdan yazılmış bir yazıyı selefi Lutfi Kırdar aleyhine delil olarak kuUanmıştı. Bir muhamrin muayyen bir zamanda muayyen bir mesele üzerine yazdığı yazıjı. hâdiselerin umumî seyrine aid bir ölçü ve delil gibi kabullenmenin sakatlığmı o zaman izaha lüzum görmemiştik. Nitekim bugün de şehirde tekerrür eden soygunculuk vak'alarını ele alıyorum ve biliyorum ki; ba işler üzerinde istanbul Valisinin hiç bir tesiri yoktur. istanbul polisi bu Vali veya öteki Vali zamanmda aynı şekilde çalışır ve polis teşkilâtının çalışmasında ancak umumJ mevzuat ve hükumetin asayiş işine verdiği ehemmiyet birinci derecede müessirdir. Ondan sonra da Polis Müdüriinün şahsî gayreti gelir. Valilerin bir vilâyet asayişile birind derecede meşgul olmalan, jandarmayı peşine kaöp eşkıya kovalaması devri çoktan geçmiştir. Bunlan söyledikten sonra şimdl hâdiselerin sebeblerini araştıracağım. istanbulda gündüzün, gangsterlik edecek derecede asayiş bozuk değildir. Yani polis kuvveti az değildir. O halde neden ba cürümler tekerrür ediyor? Hatırlardadır ki bundan bir iki hafta evvel bir akşam üzeri Yenipostane arkasmda bir mağazay* silâhlı birisi gelip kasadaki bir kaf bin liravn kaldırmış ve kaçmıştı. Bu sefer de Harbiyede güpegün^ düz bir mağazaya aynı şekilde bir adam gelip aynı tarzda para almış, üstelik kendisine mukavemet eden magaza sahibini tabanca ile yaralamış. kaçmışür. Bunlar bulunur mu, bulunmaz mı? Orasmı kestiremem. Bu sıralarda bellibaşlı ve tecriibeli unsurlanm otuz seneyi doldurdu diye kaybetmiş olan istanbul polisinden fazla iş beklemek doğru olamaz. Zaten polis davası bizde oldum bittim halledilmemiştir. Iki yüz kâğıd için canını tehlikeye sokan, sırasına göre binlerce liralık eşyayı tek başına bulup sahibine iade eden, gece gündüz çalışan, primi, ikramiyesi, bol maaşı ve bol tekaüdiyesi olmıyan kimselerden fedakârlık beklemek su ile otomobil yürütmek istemeye benzer. Ne ise işin bu tarafını bırakalım da gelelim hâdiselerin pisikolojik taraflanna: Bir dükkândan iki okka ekmek, bir kalıp peynir, bir kaç kangal sucuk çalanın bunu açlık tesirile yaptığmı kabul eder, üstünde fazla durmayız. Lâkin üstü başı temiz, elinde tabanca. sırtı ve gözü pek adamlarm büyük para kaldırmak için yaptıkları bu cürümlerin saikleri tabiî açlık değildir. Evvelâ, cemiyette her ne pahasına olursa olsun iyi yaşamak hırsı başgöstermiştir. Zengini, fakiri kanaatkâr obnanm faziletini unutmuş, ahlâk, karakter, namus, hattâ hayatını bol para kazanma uğruna rehnermiştir. Son senelerde gönilen siyasî dönekliklerdeki tasasızlık, hattâ hâyasızlığm sebebi budur. Kimse cemiyetin ayıblamasından korkmamaktadır. Harb senelerinde karaborsacılık ve türlü dalaverelerle para kazanmış olanlar sosyetede rağbettedir. Herifin hırsız, eşkiya olduğunu bildiğimiz halde rağbet edip elini sıkmaktayız. Bu, cemiyetin haysiyet ve şeref hususundaki hassasiyetinin azalmasından ileri geliyor'. Vahim bir işarettir. Bundan başka, mücrimler korkmamaktadırlar. Hapisanelerimiz ha pis cezasmın bütün icablaruu ihtiva ermekten uzaktır. Cürnıü sanat edmmiş olanlar buralara girmekle itibarlarını ve melekelerini arttırıyorlar, Mala. cana ve ırza tecavüzün cezalarını eskiden hidemâtı şâkka denilen taş kırmak. madende çalışmak gibi ağır hizmetlerle veya münferid zindanlara atmakla cezalandırmazsak önüne geçemeviz. Ceza Kanunu tadil edilirken matbuatı tehdid eden maddeler yerine bunlan şiddetlendirmek yerinde olurdu. Ve ondan sonra son seçimlerden, beri memlekette zabıta ve hükumet otoritesine karşı bir mühimsememek havası esmekte, halk zabrtadan çekinmemektedir. Köylerde jandarmalara karşı olan hareketler, maalesef memleket menfaatini idrakten âciz bir takım kimseler tarafından, demokrasinin bir nimeti gibi gösterilmekte ve arasıra: Jandarma meselesini hallettik! diye övünülmektedir. Eğer bir jandarma, beş jandarma, on beş jandarma köylerde zulmetmişse bunun halli jandarma otoritesinin sıura tndirilmesi değil, jandarmanın yüzde yüz kuvvetlendirilmesidir. 14 mayısta başlayan bir devir, bizde guya istibdadm. zulmün timsali gibi telâkki edilen polise ve hükumet otoritesine karşı yüriimek için tarih mebdei oldu. Bunu gerek halkm. gerek polisin birbirlerine karşı olan tavır ve edalanndan anlıyoruz. NADtR NADİ Fatihte cür'etkârane bir kadın kaçırma hâdisesi Açık muhabere Üç gün evvel Fatihte cür'etkârane bir kadın kaçırma hâdisesi olmuştur. Osman Bik, Zeki Meriç, Emin Dilbar, Ali Ozyaprak adındaki dört şoför gecenin geç saatinde Fatihin tenha bir sokağmdan geçmekte ob n Sadiye ve Ayşe adındaki iki kadını zorla arabalarına alarak Büyükçekmece civarmdaki Haramidereye götürmüşlerdır. Dört mütecaviz burada bir içki sofrası kurmuş lar ve kadınları da içmeleri için zorlamışlardır. Bir aralık uzaktan gelen bir otobüsun sesini işiten Ayşe ve Sadiye şoförlerin elinden kurtularak otobüse doğru koşmuşlar ve keyfiyetten yolcuları haberdar etmişlerdır. Mütecavizler bir rapor da mevcud değildir. Bakanlık müddet sonra jandarma tarafından idarî şubeleri arasındaki koordi vakalanmışlardır. nasyonun temini zaruretile Teftiş Nöbetçi mahkemede ilk sorguları heyeti reisine şimdilik izin veril yapılan sanıklar tevkü edilmişlerdir. miştir. Kalpazan şebekesi Ankara 2 (Telefonla) Bugün Emnıyet İkinci Şube Müdürlüğü memurlan bir kalpazan şeoekesini yakalamışlardır. Kâzım Uzun adm da bir şahıs, börekçi Bekir ve onun çırağı Ali Rıza Kaplandan 10 lira bozdurroak istemiştir. Bozukluk olarak aldığı liralarm kalp olduğunu farkedince emniyete müracaat etmiştir. Arama neticosinde, Bekir ve Ali Rızanın üzerıerinde 27 aded kalp lira ve 35 kadar kalp 50 kuruşluk bulunmuştur. Bunların nereden alındığı tahkik edilince, Hızır Bayraktar, Osman. Öztürk ve Rüstem Çakır adrnda 3 şahıstan temin edildiği anlaşumıştır. Bu şahıslann evlerinde yapılan arama neticesinde kalp para imaline yarayan makine ve âletler bulunmuştur. Sanıklar hâlen nezaret altındadırlar. Kırklarelinde verem hastanesi inşa edilecek Ankara 2 (Telefonla) Kırkl?relinde Trakva bölgesinin ihtıyacını karşıîayacak olan bir verem hastanesi inşasına karar verilmiştir. miş. Hürüyü çağırıyım da süt versin. Memeleri dolu. Çocuğu »vde de, ssbahtanberi toprağa sağıyordu südünü. Çocuğun ağzmdan memesini ayırdı. Guru memeği bile goyvermiyo. Gınz Hürii! Gız Hürüüü gel! Gel! Hürü, çalışan kalabalıktan aynldı. karmış uyukluyordu. Arabaya tır Gel Hürüüü! Zaîanm çocuğu... mandı; fıçıdan bir tas su aldı, kafa Gel emztr. Hürüüü! sına dikti. Artanını da açık, kıllı Hürü çocuğu alın. arkasını döngöğsünden aşağıya döktü. dü: Srtmı tekere dayayıp oturdu. A Vay, dedi, kims» kimsenin yaklannı uzattı. Ayakkabısmın yır gısmetini yemez. Duramaz oldumutık yerinden başparmağı çıkmıştı. du.. Şışdiydi memeklerım. Az daha Altı yarık yuruk, tırnağı uzun, di sağıcıydım toprağa.. Kimse kimsenin... lim düimdi. Sivri çeneli kadm: Ötede, deste çekenlerden, bir kadın, su içmek için arabaya doğıu Zala gimi yoğudu. Zalanuı eşi yürüdü. Arabaya gelince yüzü bir yoğudu. Gızıkan gazmaya gederibaşka türlü oldu. Çenesi sıvriydi. dik. Yüzü gülecidi. Bir saçlan Kocaman kara gözleri açıldı: varıdı, bir gucak.. Mor saçlar.. Bir O neee, dedi, Ismaal gardaş, gusuru vandı yalınayak yere basaburalarda ne işın var? mazıdı. Heç bişet bulamEZsa, ayaGözünü arabamn altına dikti: ğına çarçaput bağ'arıdı, gene yere Vay, dedi, vaay Zalam. Vay, basamazjdı. Bir gusuru varıdı... Yadedi, vaay sürmelıcem. lmayak... Eğildi, çocuğu kucağına aldı. Hürü çocuğu memesinden ayırdı. Boynu düşmüş, dedi. bunun, Çocuğun gözleıi gene kapslıydı. bu yaşamaz bire gardaş. Vay Zala.. Yalnız çenesi oynuyordu. Çene^ınVaay sürmeli Zala.. Zala gimi yo de, ağymın yanında yönünde süt ğudu. bulaşığı kalmıştı. Memesini çıkarıp çocuğun ağzıaa Toprağa sağıcıyıdun gayri. dayadı. Çocuk memeyi a!dı. İçmi çekti Vaay Zala. dedi. Ço Bak, dedi, Ismaal gardaş, ço cuğu boyle el araiığmda nu gaiıcictık memeyi alıyi. Duşşunnüğü aç yıdı? Lktan Isıcakda da lelesı^ SİVTİ $eaeli* Gardaş, dedi, Zala nasıl öldü? Hürünün kucağmda çocuğu gören bir iki kadın, işlerini bırakıp, arabaya doğru geldiler. Yırtık başörtüsünden ak saçiarı dışan fırlamış Hava ana: Ne o, dedi, Zalanın bebeği mi? Vaay Zala! Gözlerinden bir iki damla boşaadı. . Vaay sürmelice Zalam. Gara gözlüm. Gadersizim.. Nasıl oldu da öldü yavn? Nasıl öldü? Yerden bitme, kısa boylu, çökük avurdlu kara Elif: Nasıl öldü, İsmaalT Nasıl etdin? İsmail boyuna mınldanıyordu. Boynu önüne düşmüştü. Kalktı. Arkasmı elile çırptı. Hüruden çocuğu aldı, kollanna yaürdL Keskin: Öldü, dedi, tohdura da götürdüm gene öldü. Inne yapdırdım gene öldü. Çabuk çabuk yürüdü. Uzun bacaklarındaki bol, yırbk, kara şalvarı yalpalanıyor, şalvannın yırtıklarmdan beyaı donu görünüyordu. Kadınlar, arkasından bakakaldılar. Hava ana, büzülmüş dudaklarını usulcana oynatö. Derdh oğlan. Fıkara, bakmsana ne gadar derdli? Gan ağlıyo. Heç birimizin yürüne bakamadı. Avradı gendi öldurük i a n k i m c Yerdea biter gibisi, avurdu çökük kara avrat: Amaaan anam, bakmamış Zalıya, bakmamış boyu devrilesi.. Gezsin böyle gucağı çocuklu, köy köy gezsin.. Gezsin, Götürmemiş yirmi gün tohtura. Götürmemiş.. Eşi icinde galmış.. Ben ne biliyim eşi icinde güvermiş.. Zala gimi var mıyıdı. Ölmeyiydi goca Emine, gurban ederdi Zalayı o yabanın Ismaaline.. Hürü oturduğu yerden: El kapılarında galdı fıkaracık. Hayra şere ganşmaz, babayiğit oğlan IsmaaL Hava ana: Bakdıracak birini bulabilir mi ola? Sivri çenelisi: Kim bakacak? Herkiş gendi çocuğuna bakamıyo. Bak Hürüye, gül gimi çocuğu evde goydu da geldi. Çocuk orada aç aç sinekler gimi vınldıyor, bu burada toprağa sağıyo südünü.. Bu burada toprağa.. İflâf olmaz Hürünün çocuğu.. Vanyo ağşam.. Gan gimi süt.. Hürü, ellerini yere bastınp kalkb. Ben göğnümünen mi geliyom? Körolsun yokluk. Kefîmden mi geliyom? Aç galırık çoluk çocuk. Ele möhteç.. Muhanetin gapısı.. Bilme? deelsin ya bacım.. Göğnümünen olsaaaa.. Hava ana: Zor, dedi, Muhanet gapısı ölümden de zor. . Sivri Ev ve Kültür Dergisi Sonbahar sayısı çıktı. Bu sayıda da bir çok tanınrmş yerli ve yabancı yazar]ann hikâye, şiir, fıkra ve makalelerile çocuk, sağîık, moda sahifeleri, karikatürler ve çeşidli tercümeler yer almaktadır. Öyle çabuk >ürüyordu ki, yan teline kadar toz icinde kalıyordu. Tepeden, dikine inen güneş onu adamakıllı sersemletmişti. Yürürken ıki yanına, arada bir, sallamyor. avakkabılarının yırtığından giren. köz gibi sıcak tozlar, ayaklarını «AİLE» dergiainin okuyuculan arasında tertib ettiği yaHyoHu. 100 Altın Ismail. hem yürüyor. hem boyuna mınldani'ordu; belli belirsiz. Kucağmdaki alacah bulacalı kuşaeın içerisinde bir bebek sarh. Bebeğın başı Ismaılin sağ kolundan dışan sarkmış. yüzü ciğer gıbi kıpkırmızı . Kırmızı yüzü bir toz tabakası örtmüş. Bebeğın gözleri yumulu. Boynu ipincecik.. Toz yarıbelinde. İsmail ha yürüyor, ha mırıldanıyor.. Ter, çizgili mintanmdan dışan çıkmış. tozla karışıp çamur halıne gelmiş. Yanda yönde deste çekenler, ekın bıçen orak makinelcri. biçerdöverler var. Bunların gurültuîeri ortahğı alıyor. Israa.il, yandaki deste çeken, kadınlı erkekli tarlaya dofm saptı. Kucashr.dakıni arabanm altma, ıslak toprsğın üîtune koydu. Yanda şarı bir it diiiaı bir kaxi5 dı$an şı | piyangosuna katılmak için 10 Aralık 1951 tarihine kadar iki yülık aboKe yazüınız. tki ytllık abonesi 8 liradır. Yapı ve Kredi Bankasının İkramiyeli Aile Cüzdam Sahiblerine 4 lira. ÖLÜM Temyiz reislerinden merhum Vehbi Koralın oğlu Temyiz uyesınden Kemal Ökenln damadı T. C. İş Bankası mudürlerınden Dünyanın her yerinde, mücrim» ' ler polisten değil, kanundan korkar. Polis bir kanun âletidir. Kâh cürme mâni olur, kâh mücrimi tutar ve bunun için vak'a mahallinde bir polis bulunmasına da lüzum yoktur. Işte bunların heyeti mecmuasuıa hükumet korkusu denir. Bu eksik oldu mu, her dükkânın önüne bir polis noktası koysanız gene soygunculuk olur. Işi kökünden hal için bu nokiava [ ehemmiyet vermeliyiz. Bu da Valinin işi değildir. B. FELEK Yıldırım bir kadını öldürdü Adana 2 (Telefonla) Bölgemizde şiddetli yağışlar devam etmektedir. Bugünkü yağışljr sırasında Mutlu köyünde Atiye Tımurtaşıa evinin bacasmdan yıldırım. düşmüş ve kadımn ölümüne sebeb olmuştur. ŞERİF VEHBİ KORAL Hakkın rahmetme kavuşmuştur. Cenazesl 3/10/951 çarşamba gunu Üsküdar Yenic&miinde öğle namazı kıhndıktan sonra Karaca*htned Şehıdliğlndeki ebedl Utirahatgâhına tevdl edilecektir. Al'.ah rahrcet eyliye. Çelenk gonderUjsemed rioa olvuıc.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle