Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURtTET 5 Agnstos 1950 ' *jv uncü £} ^ sJ DÜNYA HARBİ ^ A/ASIU>LACAK ifazan Ingi Iz gtzl! lstihbarat e aıddır subajlanndan Philhpp Reynoıds 4 Tuıkıvede neşır hakkı yalnız cCUMHURIYET» $ehir =haberleri Öğretmenler bankası GÖRÜŞLEK I Dİ S t tNCELER | f IHEM NALINA MIHINA Fransa üzerindekî cehennemî muharebe Ilk taarruz Pırenelerden başladı Ruslann gelıp dayandıklan bu sıra dağlar şımdı genış bır cephe halnı almıştı Fakat taarruzun asıl ıkı buyuk kolu, dağ zıncırımn sağından ve solundan uzaıuyordu Pırenelenn rnuhtehf noktalanndan, Fransadakı Rus hudud gamızonlarına karşı oyalama hareketıne geçılırken aynı zamanda bırı Bask bolgesınde Adour nehn boyunca, dıgerı de Alberes bolgesmde Tet nehn kıyısından ıkı buyuk taarruza gınşılmıştı Bu suretle, bır yandan Gaskonya korfezı, bır yandan da Lyon korfezı cıvannda genış Fransız topraklan Ruslardan temızlenmış oluyordu kı oralardan karaya takvıye kıt alan çıkarmak kabıl olacaktı Ruslar evvelâ bır mıktar çekıldıler Sonra yalnız mudafaada kaimayıp karşı taarruza da geçtıler. Çunku, bugunku sılâhlann mudafaadan zıyade taarruza yaradığıru ve harbı ancak durmadan taarruza geçen tarafın kazanacağını bılıyorlardı Fakat, Ingılız ve Amerıkan kıtBİan da bu kaıdeye gore hareket edıyorlardı Vâkıa zırhlı bırlıklerın karaya çıkıp plâna gore mevzı alarak harekete geçmelen vakte bağh bır şeydı ve bu arada, gerıdekı kıt'alarla takvıye edılmış Pus kıt'alan mukabıl taarruza geçmek ıçın ırakân bulmuşlardı Fakat, Sov yet tank kıt alarımn bu taarruzlannın hızı Ingılız v e Amerıkan hav a kuvvetlennın arasız bombardımanlarıle kınlıjor, gerıve kalanlar da mevcud zırhlı bırlıkler n mukavemetı veya taarruzüe, geldıkleıı yere kadar puskurtuluyordu Mukavemet ctmivecekler mı? Gaskonva korfezıne v e Lj on lım mna durmadan asker çıkaran muttefık gemılerı, donanmanm, bu sulardakı duşman denızaltılarını temızlemek ıçın «arfettıgı gavretlerın ne kadar yerınde oldugunu zos terıv ordu Muttefık denız kuvvetlennın Rus denızaltılarına karşi açtıkları harb, taarruzun plânları hazır oldugu halde avlarca beklemfsını ıntaç etmış fakat sonunda, bu taarruzun semQrelı bır şekılde netıcelenmesıne ımkan \eımı<;tı Ilk gunlerde bır derecev e kadir muVavemet ve hattâ mukabe'e kudretı eosteren Ruslar, taarruzun ıkıncı haftasında mutemadıyen gerılemeje \e mada f aa hattı tutmadan çekılmeye başladılar Bununla beraber, çekılış henuz b'"*un hahnı almamıştı Bazı tahmmlere gore Ruslann, Garonne nehn ıle Mıdı kanalı arasında bır mudafaa hattı kuracaklan ve esasen burada mu^ahkem mevkıler h^zırlamış olduklan sov lenıyordu. Fakat muttefık ordulan bu mevhum hatta geldjler ve hıç bır mukavemetle karşılaşmadan, daha ılerılere dogru >urumeye başladılar O zaman Ru^lann Fransayı, hıç bır mudafaada bulunmadan terkedeceklerı duşunuldu Bazı noktalarda hafıf bır mukavemet gosterıyorlarsa da bu, gerıdekı kuvvetlerını çekebılmek ıçın başvurduklan bır oyalama hareketınden başka bır şey sayılmıyordu Fakat Kızılordu acaba Fransayı hıç bır mukavemet gostermeden bırakacak mıydı' Yoksa daha gerılerde bır mudafaa hatü mı kurmayı duşunuyordu' Yanlış bir hesab 14 mayısta muttefık ordulan Angoısleme e gırdıler Burada muharebeler şıddetlendı ve Ruslann oradan sonra mukavemet gostereeeklen anlaşılmaya başladı Hakıkaten, fazla kayıb vermeden, ancak hava bombardımanlanle tah nb edılen Kızılordu Loıre nehrının obur tarafında toplanmıştı Dırac noktalanndan havlı uzağa gelen muttefık ordularının burada harb guçlennı bır dereceye kadar ka/bedeceklennı de duşunen Rus ge Öğretmenler, yardımlaşma sandıklannca maaşlanndan kesilen nelkurmayı bu plânına her halde paralarla bu bankanm kurulmaçok guvenıyordu sını istivorlar Fakat, Ruslann hesaba katmadıklan bır nokta vardı kı harbın Muhtelıf ıllerde bulunan bazı oğgıdışınde muhım bır rol oynadı ve Kızılordunun plânı bu suretle a retmenler bırlıklen ıle .munferıd ogretmenlerden bır kısmı Mıllî Ekametle netıcelendı Muttefık kuvvetlennın Fransada gıtım Bakanlığına muracaat edeharb eden ordulan bır Amerıkan rek, yapı ve yardımlaşma ^ndıkgeneralının komutası altında ıdı ve lannea her ay maaşlanndan kesiAmerıkan, Ingılız ve Fransız kuv len juzde 1 ve yuzde 3 lerın tutan vetlennden murekkebdı Başlan ıle bır öğretmenler bankası kurulgıçta ordunun pek kuçuk bır par masını ıstemışler, aksı takdırde bu çasını teşkıl eden Fransız kuvvet ıkı sandıktakı mevduatın kendılelen, kurtuluş selı yayıldıkça, gun rıne ıadesını taleb etmışlerdır den gune artıyordu Ulaştırma Bakanı Dfğer taraftan, Fransada çoktanUlaştırma Bakanı Tevfık Ilerı dun ben hazırlanan gızlı mukavemet ve Ankarava gıtmıştır Bakan pazartesı ısyan hareketı, taarruz Daşlar baş gunu tekrar şehım'ze gelerek çalışmalamaz, faalıyete geçmış ve Rus larına devam edeccktır lann kuvvetlennı baltalayan ılk Te\f k Ilerınln dun gazetemızde çıkan demecmde mevcud «havuz ve fabrıka darbelen ındırmeye başlamiştı Î3r ıyı ışlemektedır» cumlesı «ışlemeBu suretle Kuslar bulunduklan trektedlr» şeklınde olacaktır Duzeltır yerlerden suprulmeden evvel, bas ozur d lenz tıklan yerın sarsılması uzenne, Ljuşturucu maddeler toplantısıyuvarlanıyorlardı na gıden dclegelerımiz Son bir plân Uyuşturucu maddeler toplantısında Bununla beraber, Sovyet genel hulunmak uzere Fıkrl Dıker Cemal Suad Hayrı kurrftayı, hıç o!rr>azsa Parısı bır Seracedd n Kayınhan Urgublu dun Zurlh e gıtmışlerdır muddet daha elınde tutmak makAvrupa Konscvi toplantısına sadıle, son bır muharebe plânı hagıdenler zırlamıştı Avrupa Kon>^e> toplaptılarına katıl Bu plâna gore muttefıklerın ıler mak uzere mılletvekıll Cıhad Baban levışı butun ceoheden zıyade, bır Ekrem Hsyrı Us'undai Osman Kapam noktada şıddetlı bır mukavemetle Hıkmet Pamukoğlu dun Zurıh e hare karşılanacak ve o noktadan gen ket etmışlerdır Amerıkan amiralı Ankaradan puskurtulerek bır gedık açılmasına ça'ışılacaktı dondu Ankarsya gıtmiş buljnan misafır A. Bu eedık ıcı'aıktan sonra orar rpe ıkin komutanı Vı^anıral dan ılerhyeceıc Sovyet 1ıta'arı, \el Balletıne fılosu Amerıkan E'ı«ı W adsve paze ha'eketıle genışlıj eceK, mut •«orlh dın Am ralın ozel uçazı ıle Yete f ıklerm ılerıde kalmış olan kuv ^ılko\e gelmışlerdır Amınl Ballentıne ı vetlerını gerıden çe\rılme tehdıdı Uto ıbul Garnızon Komutanı ıle Denız Kcmutanı Amıral Uzgo cn 'V.eşılkcnde altmda bırakacaktı. kar ılamı«slardır Amıral Ankıra teFakat bu hareketın mmaffak o n a»'andan çok memnun kaldıgmı labılmesı ıçın, her şevden evvel, so\lcmıştır muttefık hava kuvvetıe ının akınıIstanbul senlıkleri Emınonu Halkew tarafından tert blenı durdurmak, hıç olnazsa karşıneı İstanbul çpnlıklcrine zeigtn b r lamak lâzımdı. prcgramla onumı zdeki çarşamba gecc«ı Rusjanın, bu plânmda muvaffak sabaha kndar devam etmek uzere olacagım neve cmvenerek umıd et Suadıye Plaj Gazinosunda ba^lanacak tıgjıı bılmıvorduk Muttefıklerın tır Mu^fmereve oid bıMler Emınonu le Suadıje Plaj Gazıncsundan ha\a ustunlugu her \esıle ıle ıspat Halkev ed leb ır temın edılmış bır haKikattı So\\et genelTamirden çıkar çıkmaz kurmayı, bunu bılmekle berabozulan \ apur ber, muttefıklen gafıl a\ lamak duBır buçuk avdnberi tımırde bulunan şjncesmden ılham ve cesaret alSu\at vapuru tamııden çıkmış ve IzTiit mış olacaktı h^ttına tnhsıs rd Im tır Gemı ılk sefer ne çıkarken m?kınelerının arız» Ha\ada atom infılakı Bu plân ve boş ılham Rusyava >«pması >uzunden tekrpr havuza »lınrnıştır neve mal oldu, hesabı guçtur FaKaradenizdc veni iskeleler kat uçuncu dunya harbı bu yuzKaradenız Erc" 1 ı cnarındakı Alatlı den en korkunç muharebelennden lımanına vapur usrnulması ıçın vapı bırını kaydetmıştır lan m ııacaatler Denızvollarınca t'tkık Muttefık hava kuvvetlennın Fran ed lmış ve Inebolu hnttınaa çalı^an va. purlann bu lımana da ugratılması ka sa uzenne Sovvet zırhlı tumenlen rarl?=;tırılmi5tır nı tahrıb maksadıle yaptıkları akın Ajrıca Karadenız aralık po^tajarınlan durdurmak ıçın Sovyet kızıl dan bırının gldış e ve donuçte Pazar hava fılosunun gırıştığı taarruz, lımanına ugratılrr'sı temın edıl"iştr Limanda batan sandal havada bırbın arkasından patlayan Evvelkı gece lımanımızda b r denız atom bombalan ınfılâkı olarak takazası vuku bulmuştur Saat 23 te Kanf edılebdır. bataş onlennden bır sandaıa ninerek Yuzlerce tayyarelık fılolar bır mehtab gezintısıne ç kan bır çıft mıbırlenne havada ateş açıyorlar, on safır harb gemılerı le sahfr ara<;nda lara karadakı uçaksavar toplan da sefer yapan bır Anerikan motorunun ıştırak edıyordu Ateş alan tayya çarpmasıle ^enıze d şmuşlerdır Motordekıler denız<" du^enlen kutarmışlar reler alev kutlelen halınde yere ve parçalanan sandalın bedelı olan 13S duşuyorlar, orada daha başka ın llrajı derhal sahıb ne odemışleraır fılâk ve yangınîara sebeb oluyorIki bujuk jolcu gemisi sipariş lardj. edılecek Denebıhr kı Fransa uzerındekı Denlzyolları Idare«ınde 1950 1951 bu cehennemî muharebe, Sovyet yılı Marshall yardım planından temın askerî kuvvetının ıntıhan, muttefık edılecek gem malzeme ve vasıtarın ordulannın ıse en kahır zaferı ol tesbıtı lçın çahşmalara başlanmıst'r Idarenın hazırlıj acagı program 10 muştu. gun içmde tamamlanacak ve Devlet Bak&nlığında toplanacak olan komısyoGELECEK YAZI Parıse plânor na tevdı olunacaktır lerle ıkı tonluk tanklar ındınldı. Denızyolları Idaresınce geçen yıl tah'isat kesıntı^ı juzunden sıparışı japılamıvan 2 buyuk jolcu gemısının 19501951 «îiparış lıstesınde yer alacagı anloşılmaktadır Gizella ve Tevfık Sadullah arkada• mızın ikıncı oğulları dan dunvaya Bir avda 233 dilenci yakalandı = Son bır ay İçmde şehnmızde 233 gelmıştır Anne babayı tebrık eder a lencı vakalanmıstır Bunlardan 77 sı }3%ruya uzun omurler dıleriz bır daha d lencilık etmemelen sart ve temınatıle alell»rıne tesllm edılmışlerdır 93 kışı de Beledıve yardım le ve pclıs muhala7a ında memleketlenne sevkolunmUîlardır Bunlardan on bnı ae dllencılıgı bır rneslek ve ıtıyad hallne getırdıklennden ^d'neye verıl^ B öksürüğü keser. ^ ^ mışlerdır Gerl kalan 36 lahsın da eroınoman olduklan anla=ı'dıgından Bakırkoy Akıl hastanesıne yollanmışlardır Oğretmenlerin mehtab gezisi Ogretmen Olnıllarını Bıtırenler Cemıyetı 26 oğustos cumartesi gecesı bır mehtab gezlsı tertıblem ştır Saat 15 ten gece yarısına kadar surecek olan bu gecenm davetıjelerinden almak i^tlven öğretmenler Ankara caddesmde Arıf Bolat Kitabevıne Vılâyet karşısında (Bır) Yayınevıne ve ilçelerdekı Cemlyet mutemedlerlne başvurabılırler DOGUM | TÜRALI r Küçük Haberler Ba*tanbaha renkli, ilâve tablolarla süslü, en )eni resinı \e baberlerle dolu olarak çıktı. Yardımsevenler Derneği Beyoğlu Şubesi tarafından 12 Ağa. 950 cumartesi akşamı Taksim BELEDÎYE Gazinosunda Kıymeth ses sanatkân NECMI RIZA AHISKAN'ın iştırakıle bir akşam veneğı tertıh edılmi'*jr Avnı zaman^a Taksim Gazmosunun venı va''etesı de sajın davetlıler ıçın gc=terıler vapacaktır BuF*!eı Dernek alpkai'ları tarafmrîan 16 A £5 950 gunun len ıtıbaıen her gun 20 00 den 24 00 e kadar (Tak ım Gazınosu kapısmda emre âmane bulundarulacaki Istanbal Kulubunde, Park Otelınde tedaıık ırjmku'ı olacaktır * GUZEL Sanatlar AVademısı Profesorler Kurulu bınalarınm derhal tamır ne karar verılme=l dolayısıle Başba kana Mıllı Eğltım Bakanına ve Istanbul Valısıne bırer teşekkur telgrafı gondermıştır • ŞEHRIMIZE gelmış bulunan W A Y Dunja Genclık Bırl gf Genel Sek rcter \ardımcı«ı ' 1 ss Helen Dale dun \ıla\ete gıderek Vali)i makamında zı>aret etmış ve şehrımızde yapılacak W A Y toplantısı uzennde goruşmuş genclik hareketlenne go>=terılen alâka ve muzaheretten dolayı çok mutehassıs •oulundugunu bel rtımıştır • BÜYÜK ÇEKMECEDEKİ Klmsesız Çocuklar Kampında mevcud 50 kadar çocugun sünnet dugunlerı uçuncu Kor Komutanı Korgeneral Nureddın Baranselın hımavesmde gelecek salı akşamı yamlacaktır • «ANKARA» vapunı bugun saat 12 de Batı Akdenız seferine çıkacaktır «Adana» vapuu da yarın saat 14 te Doguguney Akdenlz seferine hareket edecektir ŞEVTAL 21 CUMARTESİ c O Profesor Doktor Zekı Velıdı Togan Bey bana son gunlerde çıkan Tanhte Lsul adlı eserını lutfen hedıye ettı Pek nadır vetışen hakıkî tarıhçılerımızjı hâlâ başmda gelen Profesor Fuad Koprulu>e ıthaf ıle nesrolunan bu kıtabın ustune bana hıtaben yazılan nazıkâne bır satır yazıda eserın tenkıdı de ıstenıldıgı ıçın gunlerdenben onu gozden geçırmekle uğraştım, uğraştım dıyorum, çunku eser oyle roman gıbı kolaylıkla okun ılacak bır kıtab degıldır, olamazdı âa Bızde tarıh duşunuş ve tarıh anlavışından yanı bır kelıme ıle tarıh felsefe ve usulunden bahseden boyle bır esere derın bır ıhtıyac vardı Çunku en son zamanlara kadar yazılan tarıhî eserler, monografıler, hattâ ıtıraf edeyım kı, Islâm Ansıklopedısıne geçen makaleler arasında dahı tarıh usulune ve terkıb processus una numune dı> e gosterılecek olanlan pek azdır Buna ne zaman ıtıraz etsek başlar sallanarak nbız henuz vakalan toplayıp arşıv lerı tasnıf etmek devrmdeyız bu devrı atladıktan sonra asıl tarıhı jazılar yazılabılır» gıbı buyuk bır hıkmet savruldugunu ışıtırız Vakıâ Zekı Velıdı Be>ın eserınm usul bahsmı oku>"unca bızlerın henuz bu devrı atlaj amadığımız anlaşıldıgı gıbı vakalar toplanmasında, arsıvler tasnıfınde ılmî yolun tutulup tutulmadıgından ınsanın ıçıne şuphe duşuvor Işte bu eser o devn atlayabılmek ıçm muellıflenmıze bumerdıven, hattâ rahat, rahat tırmanılamıyacak bıraz salıntılı merdıvsn vazuesı gorse bı'e muellıfını de, hepımızı de bahtıyar edecektır Şımdı gelelım esere Metnı 180 sahıfe olup gerı kalan 200 sahıfcsı gavet favdalı eklerden ıbarct olan bu eserın dıh kolavlık'a okunu'ur, en açık tabırıle, duzgun bır dıl değıldır Bunun bovle olmasında başlıca ıkı sebeb vardır Muellıfın bana şıfahen ıtıraf ettıgı gıbı kendı ana lehçesı olan lehçenın bızım lehçeden havlı, ama havlı f arklı bu'unması dola>ısıle kendısının bızım dılde duzgun bır ıfadeje sahıb bulunmaması ve dıger taraflan mevzuun bılhassa felsefî kısımlannda gene muellıfın hcm bu kıtabında zıkır ve hem de bana şahsan tekrar ettığı gıbı Turk dılının bu mevzu'ara henuz vatmamış oldugu hususunda ortaçaglarda dunvanın en buvuk mutefekkırlerınden bırı olan Harzımh Bırunî gıbı da«unmesıdır Bu ıkıncı noktada muellıfle tamamen avnı fıkırde değılsek de bılhassa Alman dılınde turlu nvurekkeb kehmeler ımable yaz'lmış felsefî eserler ıvı anlasıhp ıyıce sındırılmezse bugunku dıle, Bırunı nın tâbırıle ooluk ustune çıkmış deve, >ahud cıns Arab atları arasında zurafaUr» şeklınde çevrıleceğını kabul v e bu şekle bu e^^rın mukaddemesınden bır kaç mısal ge tırmek de pek mumkundur Muellıfın dıl hususunda bır merakı da hukmı zamana uvarak >enı kelımeler tervıc etmesıdır Meselâ bakıy ve sozu yerıne kalıntı şeklınde vapılan kelıme dılie tutmak uzere ıken onun yerıne bır de kaldık dıve bır kelıme daha kullanılması gıbı Bır de eserde tabı yanlışlan dılın guçlugunu bır kat daha arttırmıştır (Muellıf bu janlışlan matbaanm ıyı ışlememesıne ve janında kendıne yardım edecek bır asıstanın bulunmamasına atfedıyor) Eserın 31 sahıfe tutan Onsozu ılk nazarda kolay kolay anlaşılır bır bahıs değıldır Şımdı Heıdelberg Unıv ersıtesınde profesor olan K Jaspers'ın «tarıhın menşeı ve hedefı» (1) namıle neşrettıgı bır eserden alınmış kısımlar hakıkaten guç anlaşılı>or Hattâ muelhfe mukaddemeyı tabıdan evvel okuyup ıhtar eden bır dostu varmış kı kıtabın en son sahıfelerınde anlaşılmıvan yerlerı tekrar ızah ettığı ve hattâ tercume ettığı >erler»n almancasım da aynen yazmak yoljndan meded umduğu gorulmektedır Fakat şunu soylemek de hakşıraslık olur kı Alman felsefesmı >ıce ıçıne sındırdıkten ve meselâ Kant'ın eserlerının ısmınde geçen Vemunft kelımesının makulıyet değıl akıl olduğuna muellıfın sonradan bana yazdıgı DIT mektubdakı ızahına rağmen Ratıonalıtaet'ın makulıyet olup akılcılık olmadığuu su gıbı bıldıkten sonra bu eserler uzennde duşunenler ıçın bu tercume ve ıktıbaslar belkı daha kolay olabılırdı Bınaenaleyh «ustun ırk» nazanyesı aleyhıne guzel bır bahsı de ıhtıva eden bu mukaddemeyı âtıye bırakarak pek faydalı olan dığer bahıslere geçmelennı ve sonra yavaş yavaş mukaddemeyı okumalarını kıtabı okuyacak olanlara tavsıye ederım Hattâ bu mukaddemeye, guçlu.<le munasebet getırılerek, son seçım netıcesınde takarrur eden rejımde ılımde de «teşebbus ve ıçtıhad devrı» açılacağı umıdı bıle şoylece araya sıkıştınhvemıış oldugunu goren demokratlar da memnun olacaklardır Şımdı asıl esere geçıyoruz Eserın usul (kı muellıf buna daıma metod der) bahıslen, hakıkaten çok faydalı ve butun genc tarıhçılerımızın eser telıfıne teşebbusten evvel bır kere okumalan elzem bahıslerdu: Tarıhın uzun uzun tarıfını yapan muellıf, yunanca ıstorıa kelımes.ıle arabca efsane ve hurafe manasuıa gelen usture arasında bır munasebet ara\acak jerde garb dılleıındeki Hıstoıre janı tarıh kehraesınm yunanca sadece araştırma manasuıa ge(1) K Jaspersın esennln lsmi tabu türkçe olarak «Tarıhın menşe* vs hedefi^ sozlerı olamaz Usul lcabmca bu ı«mın almancasım yazıp yanına eger luzum gorulur«e tercumesını ko>max gerekırdı Modern Avrupaı şekılde kıtab yazmak ve bastırmak hususunda başlıca bır vahıs açan muell f buna dıkkat edebıhrdl Nıtekim başka yerlerde bu cUkkati sarfetmişüı. «Tarihte usul» Yazan Profesor Atâ Nutkunun bir mektubu aşkızakta inşa edılerek geçenlerde denıze ındirılmış olan Taşkızak tankeri hakkında yazdığun vazıda gemının muhendısi değerlı profesor Ata Nutkuya, bır zamanlar profpsorluk unvanı venbnedığuıden bahsetmiştım Muhterem dostumdin bu hususta bir mektub aldım. Başka gundelık mevzular yuzunden bugune kadar gecıken bu mektubu avTien neşredıj orunı < Hakkımda go=terdıgınız tevecmuhe karşı daıma benı muşkul ve mınnettar bırakıyorsunuz Yalnız memlekette yetışmekte olan gemıcı, muhendıs, talebeler ve meslek dışı kımseler uzeruıde yanlış bır tefsıre mânı olmak ıçın, bır noktayı tavzıh zorunda kaldığımdan affınızı ve bu munasebetle kendımden Odhsetmek zorunda kaldığım ıçın de avrıca ozur dılerım Bahrıye mektebını bıtırdıkten sonra Turkıyede ılâveten 3 sene yuksek muhendıslık tahsıh yapmış bulundugumdan, Almanvada «Tech nısche Hochschule» tahsılıne eşıt bır tahsıl yaptıgımı tevsık eden Alman Maarıf Nezaretınce de tasdıklennuş bır dıplomam mevcuddur Askerî Subay Muhendıslık Kanunlan yalnız Avrupadakı tahsılı kabul ederek, Turkıyede yetışen muhendıslere terfı ve kıdem haklannı vermomış olduğundan, onlara nazaran bu tahsılın dort mıslını yapacak kadar çalışmamıza rağmen, bu bır «kanun» e oprensıp» meselesı telâkkı edıierek bahnyede magdur kalnustım Bu sabotaj mahıyetındekı kanunla, subaylanmız 40 yaşlaruıa kadar talebe olarak Avrupalarda dolaşıp bu ış yapmaya vakıt kalmadan tekaudluklenne yaklaştılar. Bu kanuna gore herhangı bu sıvıl Turk muhendısınm de askerî muhendıs olması mumkun olamıyor. Bu kanunun genletıcı ızlennı goren yenı Meclıs, bugunku gazetelerde de okuduğunuz gıbı artık ıskerî oğrencılerm Turk unıversıtelerınde yetışmelennı kabul ederek eskıyı kaldırmıştır Arzetmek ıstedığım nokta, tahsıl apmadan ve daıma kıtabı elden bırakmadan herhangı bır muhendısın ış hayatında muvaffak olmasına ımkân olmadıgım bılhassa yenı yetışen neslın bıbnesıdır Profesorluk meselesıne gelınce de, akademık kanunların formahtelcrının tamamlanmasına ve mılletlerarası bır olçuve tâbı tutuluncava kadar beklemek zaruretı de normal ıdı Bugun yetışmekte olan her Turk muhendısi gıbı, tahsıl yapmış ve dıploma alarak yuksek muhendıs unvan ve salâhıyetlerını esasen haır bulunuyordum Şahsî durumumdan zıjade yetışen bır neslı ügılendırecek bu nazık meseleyı uygun gorecegımz bır şekılde bu mektubu efkân umumıyeye sunacağınız amıdıle derın savgılarımın kabulunu rıca ederım » Profesor Yuksek Muhendıs Ata Nutku Muhterem dostum değerli proJesor Yuksek Muhendıs Ata Nutkunun mektubunu aynen neşretmekten zevk duvuvorum. Onun >aptıgı pcmıler, vuksek değenni dıploma e,bı vesıkalardan çok daha belagatle ifade ve isbat eden eserlerdır. Kendisme gerek Tekmk Universıte kursusunde genc juksek muhendısler jetıştinrken, gerekse tersanelenniızin kızaklannda yeni gemıler çatarken buyuk başarüar dılerun. A. ADNAN ADIVAR sonra ekler kısmı başlamadan hemen evvel keııdısınden once tarıh usulune daır eser vermış olanlan ta Muşır Sulevman Paşadan ıtıbaren bırer bırer zıkretmekte ve onlann mehazlannı gostermekten gerı durmamaktadır Bu suretle muasır muellıflerımızın en zıv ade Fransızlardan Langloıs Seıgnobos ıle Almanlardan Beruheım ın eserlerıle meşgul olduklan anlaşılıjor Hemen hemen tam 200 sahıfe tutan ekler kısmında Turk tarıhıne aıd ka>naklar \e Turk âlemıne daır mecmualar vesaır neşrıvat, tarıhle munasebetı olan dıger ılımlenn usulune daır eserler, tasnıf ve tehf plânları ve nıhavet tr?nxrıptıon, jazı ışaretlerı ve ılmî eserlerın tabı teknıgı bahıs mevzuu edılmıştır Bu ekler kısmındakı kaynaklar hakıkaten araştırma japmak ıstevenler ıçın kapılan açılmış bır hazıne degerındedır Yalnız beşıncı ek kiSmında Arab elıfbası yerıne Latm alfabesuıın kabulu ve bunu butun şark mılletlerının de alması luzumunu mudafaa ederken Turk dılıne geçerek >enı Turk alfabesının eksıklennı zıkreden muellıf bu eksıklere bu alfabenın bır takım amator dılcıler tarafından yapılmasının sebeb oldugunu sovluvor Işte tam bu sırada Zekı Velıdı Bfy, bugun ımlâmızoa goru'en ıstıkıarsızlıklan ou hususta rrunhasııan Istanbul telaffuzuna bag anılmış olmasına atfederek bu ıadıa^ını ıspat ıçın Alnrm musteşrıklar nın Istanbul telaffuzunun oynak oldugunu ıspat cttıklerını delıl gttırmek ıstıvor Bu âcız ne hsanıjatçı, ne de fonetıkçı olmadıgım ıçın ılmi bır keııme sov lıyemezsem de eğer mucilıf profesorun bu ıhtan nazarı dıkkate ahnaıak ımlâmız Istanbul telaffu7 ,n an ba^ka bır telaffuza uyulan k tadıl e'\ lecck°e heıhangı telaffuz alınacak^a ahnsın herhalde Turke Turuk, ırka ınk dıven tuıkce agızla ın a''rma»vıası nıu len ıstorıa'dan geldıgını hakıkatı halde tarıhın muhım bır kısmınuı kaynaklar araştırmak oldugunu sovleseydi fıkırlerde tâ ıptıdadan bır vuzuh hasıl etmiş olurdu. Muellıf eseı me başlıca Bemheım ın eserlerını esas olarak aldığını soyluyor Fakat eser asıa bır tercume değıldır Her bahıs uzennde şark ılmının garb ılmıle mukayesesınden gerı durulmamış ve maamafıh bu mukayese ve teşbıh^r yapılırken bazan tamımlere de gıdılmıştır Tarıhın muhtelıf nevılerı gosterılmış ve bılhassa kaynaklann ıçten ve dıştan tenkıdlerı zıkredılırken çok enteresan mısaller getırılmıştır. Me selâ Huseyın Baykara zamanında Heratta vezır olan Nızamulmulkun nesebını Hazretı Peygambere dajatacaK uydurma bu şecereyı ulemaya tasdık ettırmeğe çalışması ve Osmanlı tarıhınde kaynak dıye tanılan meşhur Feridun Bey Munşeadnın eksenva uydurma oldugunu profesor Mukrımın Halıl Bejın ıspatı gıbı Velhasıl bu usul bahsınde eserın faydalı oldugunu ıfadeden başka bır soylıj eceğımız olamiZ Ancak tanh felsefesı bahıslerını bıraz kısa, bıraz topyekun bulduğumuzu beyana meı buruz Hele posıtıvıste tarıh 'elsefesı bahsınde esas olan mductıf usul asla ızah edılmemışti' Maamafıh herkeün dılmde dolaşan ve bır çoklanmızın kulaktan beüedıklen bır çok meslekler eserde Os\\ald Sp«"ngleı ve Arnold Tojnbee>e kadar hulasa jolıle de olsa gene tarıf edılmış ve butun malumat şarktaKi ulenrnnın fıkırlerıle ver yer mukayese edılmış oldugundan bu yolda çal .mak ıstıyenler ıçın bır rehber vazıfcsını gorecegınden şuphe edılemez Yalnız muellıfın pek sevdıgı ve havat ve eserlerını pek ıvı bıldıgı Bırunînın tarıh felsefesınde poziıvıst ve materyalıstletın mubeşşırı, ın^anıyetçı'crle ıdealıstlerın de oncusu oldugunu sojlemekle bu bu< uk â1 mın naSil methedılmi": ola"agını anlarnk bnaz zoıdur Bu bahısten vafık olacağını ve Istanbul telâffuzunu dılden atacagız dıye bınbır ısrar ve ısjana ragmen dılunızde kalıp hattâ Turkıye Cumhurıvetı pasaportunu bıle almış olan arabca kelımelenn vokalık ahenge uydunılmamasmı teklıf edecegız Çunku eğer bu ahengın şeklı degıştırılırse Zekı Velıdı Bevın esermde bol bol kullandıgı arabca kehmeler, turkçe eklerle hepımızı şaşırtacak bır telâffuz şeklı alacaktır Gundelık bır gazetenın muavyen sutunlannda ılmî bır eserın hulâsası ancak bu kadar kabıl olabılıyor Yalnız bıtırırken şunu da ılâve etmek ıstenm kı ağır mevzulardan, T ağır ıfadelerle bahseden bu eserın otesıne berısıne serpıştırılmış oyle şıkâvetler, tenkıdler vardır kı en zor satırlan okurken msan, bu agır sıcak gunlerde sankı bırdenbıre açılmış bır pencereden gelen senn bır ruzgâr başını okşamış gıbı tatlı bır rahatlık hıssı du>u>or Bu şıkâvetler ve tenkıdler arasında, meşhur Molla Cânuıın kıtabından ve ze>ıllerınden derslerınde bahsettığı ıçın kendısını sabık bır mebusun «Zekı Velıdı Bey muzır eserler meydana çıkanyor» dıye zamanın devlet reısıne jurnal ettığı vâkıası (sahıfe 53) oldugu gıbı Yusuf Zıya Bey ısmınde buının h"=anı>atın ıştıkak bahsmden ıstıfade ıle Turanî ırkın An ırk ıle aynı oldugunu ıspata kalkışan ve almanca olarak da yazılan eserınm Avrupa ılım âlemınde ugradıgı ıskandal şeklındekı ıstıkbalm hıkâvesı de mevcuddur Işte butun bu metın hancı parçalar ( = excurous) eserın bır çok verlennı ruha hafıflık verecek buşekle getırıyor kı bu şekle Fransızlar ınteıessant dıyecek verde amusant derler ve bu kelıme ıle asla ıstıhfaf kasdetmezler Fakat, ben burada o kelımenın turkçesını kullansay dım bızde eglendırmek ıstıhfaf unsurunu şamıl savıldıgı ıçın belkı bır yanlış anlayışa meydan verırdım Halbukı bahıs mevzuu eserın ıstıhfafla hıç munasebetı voktur, bılakıs bazısı belkı zaıurî eksıklenne ragmen ehemmıvet ve cıddıyetle nazarı dıkkate alınacak bır eserdır ıııınııııııııııııııııııııııııııııııııııiiiıııııııııııınm 1 ahmatname derdı Yazan: Lutfl Ay Uzunca suren bır Avrupa £ezı kmda verdıgım konltidjsa nvas' smden Ltanbula doner donnırz in etmek 'uttunda bulunan nıuesse^^.zetelerde bır ılân gordum uS^hıı nın Geneı Murijıu AIO^>O t ı<r* Tıvatrosu ıçın >enı bır tahmait a \ıme Toucharol bana Istanbu' Şeme tasarısı hazırlamak mak=ad \o 1 ır Tıyatrosundan bır meıUu o ilvazıfelendırılen komısv "5n mucs rlıgını, bu mektubda Comedıe sesenın eskı ve yenı meı « ı an Fıançaı=e • talımatnamesmden bu tarafından bıldırılecek her turlj ru^hasımn gondeulmcsı ı^tendışıfıVır mutalea ve şıkâvefifrı \ , ı nı ve bu ıstegı yerıne getırmek'p ve ımzalı olarak en geç 10 a^j^tos karsüaştıgı muşkullerı anlatmıştı peışembe gunu saat 17 ve kadar O talımatnamenın ne lçın ıstenmış komısv on adına Mudurluguıı uze oldugunu şımdı anlı>orum Fakai tevdı etmelerıne karar v e ı n ı t ı r Genel Mudurun butun husnunıv eKev f ıj et ılgılılere bıldırılır » tıne ragmen, Sehır Tıyatrosunun o Bu ılândan anhvabıldığıme gore tahmatnamevı pek yakmda elde eŞehır Tıvatrosunun geçen mevsım ^ebılecegını sanmıvorum Zıra Cobaşında tatbıkma geçılen yenı ta medıe Françaıse talımatnamesı kulımatnamesı alev hınde otedenberı ruluşundan bugune kadar geç^n ayapılan şıkâvetler Istanbul Bele sırlar boyunca, halın ıcablanna godıyesını meseleyı tekrar ele alma re zaman zaman degıştırıımış ve ğa ve bır komısjon kurarak >enı v apılan tâdıller, Mosv o Toucharol'un bır tahmatname tasansı hazırlat da ıtıraf ettıgı gıbı, mulehasois humağa sevketmış Kurulan komısvo kukçuların dahı bugun ıçınden nun kımlerden ve ne şekılde teşçıkamıyacaklan kadar dağmık ve kıl edıldıgını bılmıjorum Ya'n z karışık bır şekıl almıştır Bana nabu komısjonun, kendısınden ıstedır bır nusha olarak hedıye ettıgı nen jenı tasarıyı hazırlamadan on matbu nushada, 1930 tarıhıne kadaı ce, muessesenın yenı (ve hattâ £ > •v apılan tâdıller esas metnın bu kı) mensublannm fıkır, mutalea kaç Tiıslını almış bulunuyor Fave şıkâyetlennı oğrenmek ıstemesını bu hareket gunun demokratiK kat bu talımatnamenın en kısa zaıcablanna pek uygun duşmek e manda, en son tâdıllerüe bırlıkte beraber bıraz ganb bulduğurou gonderılmesı mumkun olsa bıle kosoylemelıyım. Zıra eskı talımatna mısyonun pek ışme yaramıyacagıru menm değıştınlmesıne ıhtıyac du sanıyonım Çunku Comedıe Franyulduguna gore bu ıhtıyacı doğu çaıse bır repertuar tı>atrosudur ran sebebler, şıkâyet veya ıtırazlaı Gışe hasılâtına değıl, devlet tahsıBeledıyece çoktan tesbıt edılmış satuıa dayanır Bu bakımdan ayrı bır bunvesı, avn ıcablan, ayn mu olmak ıcab ederdı. kellefıj etlerı ve ayrı ımt/yazlsrı Bununla beraber şunu da unutvardır Ankaradakı Devlet Tıyatmamak lâzımdır kı dunyanın en mukemmel talımatnamesını nazır rosu butçesının dahı asgarî nadleı lamak mumkun olsa, o talımtana ıçınde bocaladığı bır zamanda Lmeye tâbı olacaklar arasında her tanbul Beledıyesınm Şehır Tıvatzaman gene şıkâyet edenler çoga rosuna, Fransız devletırun Colacaktır, çunku herkesı memnun medıe Françaıse'e vermekten gen etmeğe asla ımkân yoktur Hek kalmadığı yuz mılyonlan ve bunun bahıs mevzuu olan, bır tıyatro he karşılığında muesseseye ve sanit\etı gıbı, mızaçlan ıtıbanle kayıd kârlara yukledığı mukellefıvetlen altına gırmekten pek hoşlanmıyaa beklemek hayal kurmaktan farksız bır sanatkâr topluluğu olursa Bu olur tahmatname bahsınde, en doğrusu Talımatname konusunda şahsî en ıyısı ışı muesseseyı teşkıl edeo duşunce ve temennılerımı ıfıde etsanatkârlara bırakmak olurdu ÇUD mek gerekırse, bızım ıçm ca doğku kendı realıtelerını, kendı mes ru yolun kendı realıtelerımıze ve leklerının zaruretlermı onlar kadar ıcablanmıza gore hareket etmek kımse bılemez Fakat geçen defa oldugunu soylemelıyım. Son Lonbu şekılde hazırlanan tahmatname dra seyahatımızde yakından tanıbır çoklanru tatmın etmedığme vt mak fırsatını bulduğum Ingılız tıbır yenısının haztrlanmasma lu yatrosu bıze bu yolda daha ıyı rehzum hasıl olduğuna gore artık aynı berlık edebılır kanaatındeyım Inyoldan yunımeğe de ımkân yok gılterede butun sosyal muesseseler demektır Onun ıçın benım bugun, gıbı, tıyatrolar da tamamıle musSehır Tıyatrosu içın bir derd hatakıldırler Butun sanat ışlenni duhnı alan, bu talımatname bahsınde zenlıyen, devletuı maddî ve manesoylıyeceklerım, muessesenın eskı vî yardımını en luzumlu yerlere ve yakın bır dostu sıfatıle yenı talımatnamenın hangı esaslara da harcıyan Art Cuncıl, tıyatrolann yanması ve bu tahmatname hazır ıç nızamlanna asla karışmamakta lanırken hangı noktadan hareket ve bunda fayda gormemektedır. Isetmenın daha doğru olacağı nokta tanbul Beledıyesı de boyle yapabılır. Faahyetıne luzum gorduğu Şelanna uıhısar edecektır. hır Tıyatrosuna maddî ve man°vl * * * yardımını yapar Muessesenın ıdaresmı de kendısıne bırakır BoyıeOn, on ıki gun kadar evvel, Pace o muessese kendı ananesı, kurıste, Batı dunyasının en eskı ve ruluşuna hâkım olan sanat zıhn koklu sanat muesseselerınden bııı yetı ıçınde gelışır, kendı yoluolan Comedıe Françaıse'ı zıjaret nu kendı çizer Bunun nasıl gerederken, orada Turk tıyatrosu hakçekleştırılebıleceğını daha açıkça an'atayım * ¥ * Tıvatro bır butundur Sanat ışlerı kadar ıdarî ışlerm de bır tek goruşle, bır tek gaje ıle yurutuımesı gerekır Bu bakımdan tıvatro da ıcrai kuvvetın genel mudur veva admınıstrateur yahud da ıntendant adı venlecek oır tek mesul sanat adamında top <mması lâzırndır Comedıe Françaioe G»nel Muduru, bana, >onetım kurulurıu peçen >ıl ancak uç, do^t defa topantıva çagırdığını, kurulun mesl°kî ve ınzıbatî bazı meselelerın dı^ında faydalı olamadığını açıkça soyledı Atma Devlet Tıyatrosunun Genel Muduru M Rondırıs, son aylar ıçınde rejısorlukle genel mudurlus ıkı makam halınde bırbınnden ay nldıgı ve başka başka şahıslara tevdı edılmek ıstendıgı ıçın ıstıfa etmış ve muessesenın gerek yonetım kurulundan, gerek sanatkârlarından en muhımlerı de, bu goruşe ıştırak ettıklerı ıçuı, kendısıle beraber muesseseden çekılmışlerdır Bugun en demokratık memleketlerde bıle tıyatro heyetlerle ıdare edılemıyor Çunku tıyatroda sanatkarlardan en kuçuk ışçısıne varıncaya kadar herkesuı ve her şcym bır tek kumandaya boyun eâ mesı ışın selâmetı ıçın luzumlu dur Fakat bu demek değıldır Vı genel mudur veya ıntendant'ın ıdarî ışler ıçın ayn, sanat ışlen ıçın ayn yardımcılan, mutehassıs muşavırlen olmasuı Bu yardımcılar veya muşavırler genel mudurun çızeceğı ana hatlar dahılınde kendılerıne bırakılan hususlan tedvır ederler. Gene butun muessese mensublannın temsıl edıleceğı bır yonetım kurulu meslekî, ıdarî, mal ve ınzıbatî meselelerde alacağı kararlarla genel mudurun vazıfesuıı kolaylaştınp, bır nevı sanat dıvanı vazıfesını gorebıhr Bundan başka yenı tasarıda genel mudurun vazıfe ve salâhıyetlen ıle yonetım t u nılunun vazıfe ve salâhıyetlen rahatle gostenlır. Hattâ genel mudur veya ıntendant'ın salâhıyetlen ne kadar genış olursa olsun, bunlar teferruatıle tesbıt olunabıhr Bugunku talımatname ıntendant'a hemen hıç bır salâhıyet bırakmamakta ve butun salâhıyetlen yonetım kurulunda toplamaktadır Bugun içm zaruri goruhnıyen bu ıdare şeklının ılerıde buyuk buhranlara yol açması mumkundur n Hattâ bu şartlar ıçınde yenı den melere gırışmek ıstıyecek bır ıntendant'ın hıç bır zaman hareK serbestlığıni elde edememesi mukad derdır. Dıyeceksınız kı bu kadar gem salâhıyetlen korkmadan, çekınmeden verebıleceğımız, kendısıne h^ bakımdan guvenebıleceğımız gere muduru nereden bulalım ? Bence bu genel mudur daıma muessesej mensub ve gerek sanat kabılıyetı gerek bılgısı bakımından temayüz ılltlMllllillllilltlllllllIlltllltlllllllllllllllllllllllM etmış sanatkârlar arasından seçılmelıdır Yonetım kurulu muesseseye alınacak her sanatkâr gıbı, başa geçecek sanatkân da kendısı seçmelı ve boylece muessese kendi mukadderatına kendısı hâkım olmalıdır Bu yonetım kurulu bugunkunden daha genış bır olçude, butun sanatkârlan temsıl edecek mahıyette takvıye edılebdır. Inte'ndant seçımı de, unıversıtelerde oldugu gıbı, ıkı senede bır yenılenerek muvaffak olamıyanlan değıştırmek ımkânları sağlanır. * * * Yenı tasan bu esaslar gozonuı»de tutularak hazırlanırsa, unıversıtelerımızden sonra, en eskı sanat muessesemızın de ıstıklâlı temınat altına almmış olur Kaldı kı Şehır Tıyatrosu, bıdayette Beledıye t a r i fından degıl, bugun hemen hep ı başında bulunan sanatkârlar tarafından kurulmuş, aslında mustakıl 1 bır sanat toplulugudur Ilk «Da'U bedavı» bır tıyatro mektebı ıd^. Bırıncı dunva harbmden sonra kurulan <Darulbedavn> ıse mektebın ancak admı devam ettıren profesyonel bır sanat teşekkulu olarak faalıyete başlamış ve faalıyetınden bır hayh zaman sonra, a>nı mek*ebın talebelen ıken dağılıp ayn ayrı adlar altmda çalışmağa karar veren hevetler ıçınde ılk defa yılda uç bın lıra tahsısatla hımayeye en lâvk gorulen topluluk olmuştur Bu hımav e heyetm gosterdığı gayret ve faalıjetle mutenasıb olarak yıldan vıla artmış ve bugunku şeklını almıştır Fakat bugun dahı Şehır Tıyatrosunun Beledıveden aldığı tahsısat kadannı, belkı de daha fazlasını kendı gışe hasılatıle kazandığı ve butçesını an^ak bu şekılde denkleştırebıl dıgı unutu^amalıdır Yanı Sehır Tr atrosu adını taşımakla beıaber, tatıamıle Beledıjenın tahsısatıle va şıv an bır muessese degıl, bılâk 1 kendı hasılatıle ayakta durabılen bır heyettır Bu da muessesenul muhtarıyetıne sahıb olmağa ne ka' dar haklı oldugunu gosterır Yenı tasarıda muessesenın muhtarıj etıne doğru ılerı bır atılırsa, bunun tıyatromuzun ceğı ıçın buyuk bır merhalt edeceğıne ınanıyorum. sanat adın) geleteşkıi a V E 1 a s > d 6 00 13 20 17 14 20 21 22 09 4 01 9 38 4 58 8 52 12 00 1 47 7 39 i