10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
S Ağustos 1990 CTJMHURÎYET Tiirkiye ve Atlantik Paktı tlantik Paktı kurulduğu sında, Türkijenin ne den bu pakta alınmadığı sorulmuş ve yetkili batılı çevreler şöyle cevab vermişlerdi: «Tiirkiye bir Atlantik memleketi değildir de ondan.» Fakat bu cevabı verenler, Atlantik Paktına alınan ve mühim yardım gören İtalyanın da bir Atlantik memleketi olmadığını unutuyorlardı. Onlar her şeyden önce Batıyı düşünüyor ve bu istikamette yapılması mııhtemel bir Sovyet hiicumunu durdurmak emeli peşinde konuşuyorlardı. Bunu yapmakla da «Maginot hattı» hatasını tekrarlıyorlardı. Bir müddet sonra Sovyetlerin devamh tehdidi altında bulunan Tiirkiye Atlantik Paktını tamamlıyacak mahiyctte bir «Akdeniz paktı» kurulması teklifini ortaya atınca İngiltere ve Amerika bunu da iyi karşılamamışlardı. Bu seferki itirazlar da şu mealde idi: «Türkiyenin İngiltere ve Fraıısa ile arılaşmalan mevcuddur. Ayrıca Amerika kendisine askerî yardım yapmaktadır. Bunlar Turkiye için sağlam garantilerdir. Halbuki bir Akdeniz paktıntn şimdi kurulması Atlantik paktmın gelistirilmesi işini geciktirebilir, hattâ sekteye ağratabilir.» AngloSakson âı?mi tarafından ileri süriılen bu iddialarm beıki doğru taraflan vardı. Fakat işin aslında Atlantik paktına alınan ba21 memleketleıin şiddetli muhalefeti Türkiyenin bu pakta girmesine mâni olmuştu. Aralarında Skandinav memleketleri, Belcika ve Holanda bulunan hu memleketlcr devamlı bir tehdid altında olan Tiirkiye uğruna üçüncü bir cihan harbine katılmayı göze almak istemiyorlardt. Belki de o zaman Londra ve Washington hem bu memleketleri memnun etmek ve hem de Atlantik birliğini teşkil ermek mak sadile Tiirkiye aleyhinde cephe almışlardı. Bugün ise vaziyetin tamamile değişmiş olduğu müşahede ediliyor. Daha bir kaç ay evveline kadar Türkiyenin Atlantik Paktına iştiraki bahis mevzuu edildiği vakit işitmemezlikten gelen Batılılar dün bu teklif üzcrinde durduklarını ihsas etmişlerdir. Çünkü bu arada Korede bir tecavüz ile karşılaşılmış, Amerika bu uzak topraklara asker göndermek mecburiyetinde kalnııs ve onu Türkiye başta olmak üzere bazı devletler de takib etmişlerdir. Kore. Japonyaya doğru uzanan stratejik bir yoldur. Bu bakımdan belki ehemmiyetlidir. Bıırada tecavüzü ilk defa silâhla önleme tecrübesine giri<jilebilir. Fakat gerisinde bütün Ortadoğu petrollannı ve Süveyşi tutan Türkiyede aynı hâdise vukua gelemez. Bu vaziyette Batılılann, Kore tecavüzünden edindikleri tecrübe ile Türkiyeyi Atlantik Paktına almalan ihtimali kuvvetlenmiştir. Biiylelikle Moskova şunu anlamış olacaktır: «Türkiyeye karşı bir tecavüz otomatik bir şekilde üçüncü bir cihan harbine yol açacaktır.» Türkiye de Millî Eğitim Bakanı Avni Basman istifa etti Atlantik Paktına Bastarafı 1 inci sahifede tir. Nuri Ozsan da: «Sıhhî durumu iyi olmamasma rağmen meslekten bir arkadaşın bizlerle hizmet görmesi büyiik bir nimetti. Kendilerinin bu vazifeden aynlışlanndan büyük üzüntü duymaktayız» dedi. Milli Eğitim Bakanlığı vazifesini vekâleten ne zamana kadar ifa edeceği hakkındaki suale de: «Başbakanın yeni bir karanna kadar, jimdılik her iki Bakanlık vazifesi uhdemde kalacaktır» cevabını verdi Avni Başman, Başbakan Adnan Menderese verdiği istifanamesinde şöyle demektedir: Pek muhterem Başbakanımız, Bundan yirmi gün kadar evvel ;ifahen arzetmiş olduğum gibi bir taraftan geçen yıl geçirdiğim ağır plörezinin uzviyetimde yaptığı sarsıntı, diğcr taraftan bir aydan fazla "bir zamandanberi inadla devam eden uykusuzluk yüzünden sinirIerim günden güne zayıf düşmekte e çalışma kudretim gıttikçe azalmaktadır. Uhdemde bulunan vazienin gerck malıiyeti, gerek viisat .e şümulü itibarıle ne derece ağır olduğu ve sabık parti hukumetine mensub Bakanlarm birbirini tutmaz icraatlan yüzünden nasıl bir teşevuşe uğramış bulunduâ;u malumdur. Mıllî Egitim teşkilâtı baştanbaşa esash bir surette ıslaha muhtac bulunmaktadır. Şedid ve sürekli bir faaliyetle kesif bir çalışmaya lüzum gösteren bu muazzam işı başarmağa sıhhat ve kudretimin kâfi olmadığım iki buçuk aylık tec rübe ile anladım. Büyük bir itimndla uhdeme tevdi buyurmuş olduğunuz bu şerefli vazifeden ayrılmak benim için çok elîm olacaktır. Bunu lâyikile takdir etmekle beraber yukarıda arzettiğim sebebden dolayı Millî Eğitim Bakanlığından çekilmeğe mecbur o1 orum. Mı:eretimin kabul buyurulmasını en derin hürmetlerimle rica eder ve hakkımda izhar buyurduğunuz itimad ve iltifatm devamını dilerim pek muhterem efendim. Milli Eğitim Bakanı Avni Başman Başbakanın cevabı Başbakan, Avni Başmanın istifanamesine aşağıdaki cevabı vermiştir: Saym Avni Başman Millî Eğitim Bakanı Sıhhî durumunuzun kabinedeki müşterek çahşmalanmıza imkân vermiyecek şekle girmiş bulunmasından dolayı istifanızı kabul etmek zaruretinde kalmamız bize büyük bir üzüntü mevzuu olmuştur. Partimizin ilk hükumetinde vazife başında bulunduğunuz müddetçe ferağatli hizmetlerinizi teşekkürle yadeder, sıhhat ve afiyetler dilerim. Başbakan Adnan Menders Avni Başmanın istifası sıhhi sebeblerden ileri geldiği halde, şehrimiz siyasî çevrelerinde çeşidli yorumlara sebeb olmuştur. Istifanamedeki sarih ıfadeye rağmen ba?ı kismeler bir müddet evvel Meclis çalışmalan sırasında Çankırı milletvekili Kâzım Arann bir sözlü sorusu münasebetile çıkan hâdiseyi hatırlatmakta ve hâdısenin o zaman verilmiş istifanın bir buçuk ay kadar teahhurundan ibaret olduğunu ifade etmektedirler. Diğer taraftan Milli Fğitim Bakanlığını vekâleten deruhde eden Nuri Ozsanın yakın bir zamanda bu Bakanlığa getirileceği ve Gümrük, Tekel Bakanhğına yeni bir tayin yapılacağı kuvvetle söylenmektedir. Baştarafı 1 inci sahifede destlekleyip desteklemiyeceği hakkında resmî bir beyanat vermekten imtina etmiştir. Yalnız iyi haber alan kaynaklar İngilterenin Türkiyenin Atlantik Paktına girmesi prensipi lehinde bulunduğunu belirtmektedirler. Avrupa konseyi toplntısına iştirak etmek üzere yann Strasburgda bulunacak olan Bevin'in bu fırsattan faydalanarak Türkiye Dış İşleri Bakanı Fuad Köprülü ile meseleyi incelemesi mümkündür. İngiliz resmî çevrelerinden bugün öğrenildiğine göre, bu mesele üzerinde bir karara varmak salâhiyeti eylulde Birleşik Amerikada toplanacak olan Atlantik konseyine aiddir. Öteyandan Dış İşleri Bakanlığından tasrih edildiğine göre, Ankara hükumeti Atlantik Paktına girmesi için İngiliz hükumeti nezdinde hiç bir resmi talebde bulunmamıştır. Mesele şimdi Washington hükumetinin fıkrini öğrenmekten ibarettir. Fılhakika bu keyfiyet Washington için yeni vecibeleri tazammun edecektir. Türkiyenin Atlantik Paktına istiraki bu akşam Acheson'un basın konferansında da bahis mevzuu olmuştur. Amerika Dış işleri Bakanı Türkiyenin Kuzey Atlantik Paktına iştirakini Birleşik Amerikanın mem nuniyetle karşılayacağını bildirmıs, fakat bunun ittifaka dahil olan bütün devletlerin kararlaştırmalan gereken bir mesele olduğunu da ilâve etmiştir. Birleşik Amerika Dış işleri Bakanı gazetecilerin bir sualine cevaben Türkiyenin Atlantik Paktına iştirak için resmî bir müracaatte bulunduğuna dair malumatı olmadığmı da kaydetmiştir. Umumiyetle iyi haber alan çevrelerde elde edilen malumata göre, Birleşik Amerika, Türkiyenin Kore'ye 4500 kişi gönderme kararından dolayı fevkalâde mütehassis olmuştur. Amerika hükumeti başlangıçta gösterdiği ihtiyab elden bırakmağa hazır olup Türkiyenm Atlantik Konseyine dahil olmasını sempati ile karşılıyacaktır. Geçenlerde Ankarada bulunan Amerikan Âyan üyelerinden Mr. Cain'm Türk hukumetine Dış işleri Bakanlığı nezdinde davasmı desteklemeyi vâdettiği sanılmaktadır. Öte yandan Türkiyeye bir andlaşma ile bağlı olan Fransanın da, İngilterenin hareket hattına uy gun bir tavır takınacağı sanılmaktadır. Türkiyeye bir dostluk andlaşması ile bağlı bulunan İtalyanın da bu kabul lehinde olacağj söylenmektedir. Bazı şayialara göre, bu girişe Skandinav memleketleri, Belçika ve Holanda muhalefet edebilir. Fil hakika bu memleketler, evvelce Türkiyenin Avrupa Konseyine girmesi meselesini biraz soğuk karşılamışlardır. Türkiyenin müracaati kabul edildiği takdirde, Birleşik Amerika ve Atlantik Paktına mensub diğer üye devletler herhangi bir cepheden gelirse gelsin, Türkiyeye yapılacak herhangi bir taarruz karşısında bu memleketi müdafaa etmeyi taahhüd etmiş olacaklardır. Londra 2 (a.a.) (Afp) Yetkili bir kaynaktan bugün öğrenildiğine göre, Türkiye, Atlantik Paktına istiraki resmen istemeğe karar vermiştir. Resmî görüşmelerin Strasbourg'da Kiprubi ile Bevin arasınr da başhyacağı bildirilmektedir. iştirak edecek A Millî Savunma Bakanı Bursada Bursa 2 (Telefonla) Millî Savunma Bakanı Refik Şevket Ince bugün Bursaya gelerek askerî hastaneye yatmıştır. Bakan hastanede bir buçuk ay kadar kalarak istirahat edecektir. •• »»nınMinıtiıınrıtıtıınıııifTnraııınıtııiMiıınrtiMiıtf+t . . •• • •. Halbuki Rusya henüz böyle bir harb için hazır değildir. Türkiyenin Atlantik Paktına girmesile de bolşcviklerin güney taarruz cephesi Çankın Piyade Okulunda de kapatılmış olacak ve Batılılann diploma tevzi merasimi Korede teravüze silâhla girişmek kararından sonra aldıklan en maÇankın 2 (a.a.) Çankırı Piyakul tedbir de bu olacaktır. de okulunun 40 ıncı dönemini biÖmer Sami COŞAR tırerek ordumuzun saflarmda yer alacak olan subaylara bugün okul Hac seferleri bınasında törenle diplomalan veDerrtzyollarının hacca gideeek varilmiştir. tandaşlar için tertıb ett ğı seferler 4 eylul ve 11 eylul olarak tesbit edılmişti. Idare vaM muracaatler uzerıne 11 eylulde kalkacak gemıyı 6 eylulde hareket ettirmeyi kararlaştırmıştır. Baştarafı 1 inci sahifede arına uygun bir şekle sokulmak üzeredir. Ziraat teşkilâtı, müesseseere ve teknik araştırmalara dayanacak ve bu araştırmalar neticesi köylüye ulaştınlacaktır. Bunun için de Türkiye, muhtelif zirai bölgetere aynlacak, her bölgede, o böl;enin ziraî karakterine uygun bölge enstitüleri ve rirat ulaştırma servisleri «extension service» kurulacaktır. Vakında üç dört bölgede bu yeni teşkilâtın tatbikına geçilecektir. 3 İskân işleri: Haricden gelecek muhacirler için Tarım Bakanlığı, yeni bir iskân sistem ve mekanizması kurmakta ve gelecek olan göçmenlerin en kısa bir zamanda memlekette bir istihsal unsuru olmalan için gerekli tertibaü hazırlamaktadır. Bu iskân konusunun da yeni şekli pek yakında tatbik sahasına konacakür. 4 Toprak işleri: Tanm Bakanlığı, elinde mevcud devlet çiftliklerinden dört, beşini çiftçiyi topraklanchrma kanunu çerçevesi içerisinde topraksız çiftçiye vermek üzere gerekli hazırlıklara başlamıştır. Gukurovada yeşilkurl mücadelesi Güvenlik Konseyi hâlâ gündemini hazırlıyamadı Baştarafı 1 inci sahifede şeyin tekerrür etmesine fırsat vermiyecektir. Bunun için de Çin meselesinden e\*vel süratle Kore tecavüzü hâdisesi ele ahnmalıdır.» İngiliz delegesinden sonra Ekuvatör delegesi de aynı şekilde konuşmuş ve Amerikan takririnl ıles tekliyeceğini açıklamıştır. Bundan sonra söz alan Franîiz delegesi Chauvel gayet kısa konuşacağını bildirerek şöyle demiştir: «Komünist Çin meselesi bekleyebilir. Kore tecavüzü hâdisesi bekleyemez ve süratle ele ahnmalıdır. Sovyet delegesi durmadan konuşuyor ve her seyden bahsediyor. Halbuki Korede Birleşmiş Milletler askerleri tecavüzü önlemek için ölüyorlar.» Malik'in sözleri Bundan sonra söz alan Sovyet delegesi Malik, Kore meselesinin sulhan halledilebileceğini fakat bu hedefe varılabilmesi için Çinin Kon seyde temsil edilmiş olması lâzım geldiğini söylemiştir. Maiik, büyle likle Milliyetçi Çin delegesini tanımadığını bir kere daha Delirtmek istemiştir. Fakat Amerikan delegesi yeniden söz aldığı vakit gündem etrafındaki bu tarbşmalinn ilânihaye devam edemiyeceğini ve bunun için yeni teklifler yapılanaksa derhal yapılmasım istemiştir. İngiltere, Norveç, Ekuvatör, Küba, Amerikayı desteklemişlerdir. Gündem etrafındaki müzakerelere yann devam edilecektir. Başmakaleden devam Ianda bir tnuhrib, Danimarka ilâç göndermek istiyor. DUşman saflarında bulunmasma rağmen büyük yardunlar gören Italyadan ses çıknuyor. Mısır tarafsız kalacağmi bildiriyor. Hindistan bol keseden tavassutta bulunmuş olmağı bir büyük lutuf sayıyor, hattâ Güvenlik Konseyinin son içtimaında. Sovyet Rusya ile 1'ugoslavya gibi iki kotnünist devletin Konseyde bulunduklan yetişmiyormuş gibi. milliyetçi Çinin kapı dışan edilerek arkasmdan onun yerine komünist Çinin alınması yolundaki Rus teklifini destekliyor. Maamafih Hindistan, harbden sonra, Amerikanın Marshall plânından ve askerî yardım programmdan faydalanmadığı için, Mısır da hem aynı vaziyette, hem de Israil Arab devletleri ihtilâfmda Amerikanın Yahudilere muzahir olmasından dolayı kiiskün olduğu için, Italya da henüz Birleşmiş Milletlere alınmadığı için, bu memleketleri Kore'de Amerikaya yardım işinde tuttukları yoldan dolayı diğer Avrupa milletleri gibi egoistlikle ve nankörlükle itham etmek doğru olmaz. Yalnız üyesi bulunduklan Birleşmiş Milletler teşkilâtının ruhuna .idealine uygun hareket etmediklerinden dolayı Hindistanla Mısın tenkid etmek yerinde olabilir. Oteki bana neci Avrupa devletlerine gelince, gösterdikleri hodbinlik karşısında, onları yalnız Marshall plânı yardımmdan mahrum etmekle kalmamalı; askeri yardım hususunda da, arka plâna atmalıdır. Belki ileride bu da yapılacaktır. Marshall plânı yardımmdan en çok faydalananlar arasında, Ingiltere müstesna, komünistliğin en çok yayılması tehlikesine maruz bulunanlar en başta gebnektedirler. O kadar ki bir müddet evvel, liman işçileri, Amerikan askeri yardımının çıkarılmasma mâni olmak için grev yapan memleketlere bile su gibi Amerikan dolan ve harb malzemesi akıtdıyor. Cumhuriyet sütunlannda, Marshall plânından ve askeri yardım programmdan Türkiyenin pek az faydalanmakta olmasından şikâyet yollu yazılanmız üzerine geçenlerde bir ecnebi dostumuz, bu satırlann muharririne şöyle demişti: Daha fazla yardım sağlayabilmeniz için, sizin de komünist nümayişlerine müsaade ermeniz yerinde olur. Bu düşünceyi ileri süren zata, Türkün merdliği ve ideallerine bazlılığı, bu jribi oyunlara tenezzul etmemize müsaid olmadığı cevabını vermiştik. Amerikan Âyan Meclisinin son karan münasebetile bir noktaya daha işaret etmek isteriz. Eski Dış İşleri Bakanımız saym Necmeddin Sadak, Korede Amerikaya yardım hususunda yazdığımız bir yazıya cevaben, yüksek siyasî menfaatler bahsinde hissiyatın yeri olmıyacağı mütalcasında bulunmuştu. Amerikan senatosu, Koreye fi'lî yardımda bulunmak istemiyen milletlere Marshall plânı yardımının durdurulması hususunda Mr. Trutnan'a salâhiyet vermekle umumî efkârın devlet siyaseti üzerinde hâ kim olduğu demokratik memleketlerde, milletin hissiyatmın da mühim rol oynadığı yolundaki düşüncemizde isabet ettiğimizi göstermis bulunuyor. Amerikanın yerinde bir karari T ÜRKî Y Oüzellik Kralicesi M Ü S A B A K A S I Dosflar alışverişfe görsiin ir müddettenberi bir kaç inrizamgirizin tahrikile yıkılmak isıenen Istanml Şehir Tiyatrosu talunatnamesinin dostumuz ve Belediye Reisimiz Dr. Profesör Fahreddin Kerim iökay tarahndan şahıslan pek muhterem, nizamî salâhiyetleri o nisbette mevhum bazı zevattan terL b edilmiş olan bir komisyonca altı İ üstüne getirilmek suretile değiştirildiğini işitiyor, işe kansmak istemiyordum. Ancak bu talünatnamenin Lendilerine ve müesseseye sağladı„ iyilikleri pek iyi kavrayan Şehir Tiyarrosunun hayatını idamede san at ve gayret payı büyük olan bir çok artistler bana gelip şekvada bulundular ve şehrin bu güzel müessese şirazesinın tekrar bozulacağmdan ötürü endişelerini izhar e " lip meseleyi tekrar ele almamızı ^ stediler. Cumhuriyet gazetesi, işe ılan vukuhım dolayısile bu bahsi >ana havale etti. Ben de iki gün evvel davayı deşmek için bu teşebbüsün nizamsız olduğunu, bu ialimatnameyi ancak Şehir Meclisinin değiştirebileceğini yazdım. Bu razıya karşı Istanbul Belediye Rifasetinden bir cevab geldi. Aşağıya ılduğu gibi dercediyorum: Muhterem Burhan Felek; 1/8/950 tarthli Cumhurıyefte demokrasi muza dordü başlıklı fıkranı. okudum. Vazifeye başlamadan ev.. hazırlanıp vazifeye başladıgım gün Jehır Mecllsince kabul edilen ve ilk gundenberl gerek sanatkârlar ve gerekse basında tenkidlere maruz kalaa Şehir Tiyatrosu talimatnamesini ifada ettiğiniz uzere tatbik etmıştim. Her« ıangı bir tallmatnamenln tekrar g&zden îeçirilmesi için üzerlnden bir toplanb ievTesinrn geçmesı ıcab ettiğinl gözftnunde tutarak »ikâyetlerlnln ramant gelmce dikkate alınacağıra İfade etmi*. tlm. Bu mevzudaki şikâyetler lonrra su«I ıslınde Büyuk Millet Meclisine de ta:tkal etrnlş ve Iç Isleri Bakanhgına da •esrr.en müracaat edilmiş olmakla Bacanlığın 17/6/950 tarihli yazısı üzerin» alimatnamenin gözden geçirllmesi hak. kındaki teklif 20'6/950 tarihınde Şehir Meclisine sunulmus ve Şrtılr Mecliıl tarafından komısyona havalesl kararlaştırılmıştır. Şu halde buyurduğunu* gibi Şehir Meclisi ihmal edllmemiş v« talimatname de çöp sepetine atılmamıjtır. Belediye Başkanhgının söırl alâkalan dıran meseleler üzertoıde saUhlyetlı vm llgllllerden mürekkeb komisyonlar teşkil etmesl tablt ve nteunl hakkı ol. dugunu bilirsiniz. Işte bu esasa dayanarak eskı komlsyon üyelerine tiyatro mevzuu üzertndo yazı yazmıj ve çalışmıj jahsiyetleri toplamak suretile bir komısyon teşkil ettim. Bu komisyon halen çalışmasına devam etmektedir. Seyahatte bulunduğunuz için toplantılarda hazır bulunamadıgınız bu kom:syonun bundan »onraki çalışmalarına Istirak edersenlı »ehre ve sanata ılzmet etmlj olursunuz. Hakikatin aydunlanması İçin benden sordugunuz suale karşıhk olmak üzere yazdığıra azının fıkra sutununtızda yer almasını rica eder, saygı ve sevgileriml sunarım. Ord. Prof. Dr. F K Gökay ioto Snreyya Istanbul Foto S«ad Kadtkoy 59 ASUMAN AYCAN 60 N. S. S. Güzellerîn resimleritıi çekecek fotoğrafhaneler Beyoğlunda > Şişlide Kadıköyde Eskişehirde Divanyolunda Foto Sabah Foto Süreyya Foto M. Özen Foto Suad Foto Özen Foto Şen Ankarada Izmirde Adanada Düzcede Usküdarda Izmitte Foto Etem Foto Can Foto Venüs Foto Model Foto Kenan Foto F. Seyrek Baştarafı 1 inci sahifede Başbakanı öldürmek için bir suikasd tertib ettiğini itiraf etmiş olJuğunu söylemiştir. Patel, suikasdin ilkbaharda Doğu 'akistanda kargaşalıklar hüküm sürdüğü esnada tasarlanmış olduğunu bildirmiştir. Nehru'ya suikasd teşebbüsü On altıncı milletlerarası oftalmoloji kongresi Mayısın 17 nci günü Londrada toplanan on altmcı milletlerarası göz hekimleri (oftalmoloji) kongresinde hükumetimizi ve Türk Oftalmoloji Cemiyetini temsil eden Haydarpaşa Nümune hastanesi göz servisi şefı Doktor Nuri Fehmi Ayberk evvelki gün Ankara vapurile İstanbula dönmüştür. Kendisile konuşan bir arkadaşımıza Doktor, kongre hakkında şu tafsüâö vermiştir: n İkinci Dünya Harbinden son ra ilk defa toplanan bu kongreye 66 milletin iki binden fazla gö? hekimi iştirak etmiştir. Bizden, kongreye altı arkadaş iştirak etmiştir. Toplantılarda enteresan teb liğier yapılmıştır. Dünyanın en yüksek göz hekimleri çok orijinal buluşlar ve amehyeler göstermişlerdır. Kongreyi Kral namma biraderi Glocester Dükü açmıştır. Türkiye ve Yakınşark memleketleri namına resmî delege olarak ben konuştum. Muhteşem resmi kabuller yapıldı. İngiliz meslektaşlarımızdan ve resmî ve gayriresmî makamlardan çok nazik ve samimî muamele gordük. Bu kongreden en büyük kazancımız, dünya ılim otoritelerile gorüşüp tanışmak ve onlan memleketimiz hakkında aydmlatmak olmuş'tur. B B C. radyosunda (31 mayıs pazartesi) günü yayırlanan türkçe bir konuşma yaparak kongre ile İngıltere hakkındaki intıblarımı anlattım.» Yanmaz boya için Iç İşleri Bakanlığımn tamimi Ankara, 2 (Türk Ajansı) Yanmaz boya mucidi kimyager M. Ali Sallıkalpuı, bir müddet evvel Anîarada Cumhur Başkanı ve Bakanar huzurunda yaptığı tecrübelerin üsbet netice vermesi üzerine İç şleri Bakanlığı, yangınlara karşı )u boyadan istifade edılmesi için, ıugün bütün valiliklere bir tamim ollamıştır. Vichinsky ortaya çıktı Moskova, 2 (a.a.) (Lps): Dış İşleri Bakanı Vichinsky, Çin Halk Cumhuriyetinin Moskova Büyük üçisi tarafından verilen bir kabul •esminde bulunmuştur. Moskovala Birleşmiş Mılletler Genel Sekreteri Trygve Lie ile görüştüğündenberi Vichinsky'den ilk defa olarak resmen bahsedilmektedir. PROF. NIMBUS'ÜN MACERALABl: MEVLİD Merhum doktor Kadrı Beyin haremi ve merhum doktor Sureyya Kadn Gurun ve All Vahab Gurun annesi ve Denizyollarl Levazım Şeflerınden Hay. dar Erduranm kaymvalldesı gibi tnerdce ve civanmerdce yardım karari veren ve bu kararda diğeı milletlere önavak olan memleketlere devede kulak kabilinden yapılan yardımlan da arttırmak lâzımdır Yardundan kaçınan memleketlerden kesilen hisseleri. yardımcı milletlere vermek yerinde olur. Çünkü bizlere yardımı arttırmak bir hak ve adalet icabıdır. Gördüğü iyilijje mukabele edenlerle hodbinlik ve ankörlük edenleri birbirinden aAmerikan Âyan Meclisinin çok yerinde olan bu karan münasebe nrnıak gerektir. tile bir noktaya daha işaret etmek Bu bahiste şunu da unutmamak isteriz. Birleşmiş Milletlerin Kore lâzımdır ki bugün Korede bir kıye yardım teklifine cevab vermi zıl tecavüze karşı yardımlannı eyen, yahud da sembolik yardımlar sirgeyenlerin, yann diğer bir yerla işin içinden sıynlmak istiyen de, hattâ Avrupada patlak verecek memleketlere Marshall yardmunı böyle bir tecavüze karşı da, yan durdurmak kâfi değildir. Türkiye çizmek istemeleri ihtimali mevcuddur. Hulâsa, Amerikan senatosunun son karan, müstacel yardım karanmızın esas itibarile isabetini göstermiştir. Şimdi Amerikadan Türkiyeye daha büyük ölçüde iktisadî ve askeri yardım bekliyoruz. Başbakanhk Müsteşarlığı Ankara, 2 (a.a.) Başbakanhk Müsteşarhğına Toprak ve İskân İşleri Genel Müdurü Ahmed Salib Korurun, Çalışma Bakanlığı Müsteşarhğına. aynı Bakanlık Birınci Hukuk Müşavıri Mahmud Muslıhiddın Ferın tayinleri yüksek tasdika iktiran ve bu husustaki kararlar bugünku Resmî Gazetede intışar etmiştir. İki Eşsiz Roman M A Z İ N İ N E S İ R L E E Daphne ı'u Maurier. 350 Kr. Y A L N 1 Z L I K A J Cronın, 200 Krş ARİF BOLAT İ ^ ABİDtN DAVER EMİNE NACİYE GÜRÜN vefatımn kırkıncı günune tesaduf eden cuma gunu (4/8/950) ikindi namazım muteakıb ruhuna ithaf edılmek uzere Cıhangir eamilnde Mevlidl Nebevi kıraat edilecektir. Kendls'ni severüerin teşrıfleri nea olunur. Başmuharririmiz Muğla bağımsız milletvekili ve Başmuharririmız Nadir Nadi ile onya milletvekili Ziyad Ebüzziya dün 16,50 de P.A.A. uçağı ile Brüksele hareket etmişlerdir. Gazeteciler Brükselden Strasbourg'a giderek Dış işleri Bakanlar toplantısına atler bütün hazinliğine rağmen katılacaklar ve Türk delegasyonuna benim için mesud saatler oldu. istişarî mahiyette yardım edecekÇünkü onun gözlerinde gittikçe lerdir. kuvvetlenen bir hayat ışığı, sesinde her gün biraz daha artan bir canlılık bulmak ruhumu ümidle, şükranla dolduruyordu. Fakat Ecmelin daima orada buunuşu durumumu güçleştirmekte di. Bizi o günlerin müşterek elemi bile banştıramamış, aramızdaki uçurumu dolduramamıştı. Hattâ şim di birbirimize karşı açıktan açığa rakib kesilmiş gibiydik. Her ikimiz de Şahizere yalnızca sahib olmak istiyorduk ve birbirimizi çekemiyorduk. Ama bütün bu vaziyet, renksiz bir his atmosferinde, insiyakımızm dilsizliği içinde cereyan etmektı idi. Belki Şahizer bile pandomima' yı farketmiyordu, yahud farkedi yor da belli etmiyordu. Sekiz gün sonra Patalojik Ana tomi Enstitüsünden teşhis rapor alınmıştı. Bu rapora göre, kanser, bir kanseriskirö idi. Doktorlar, bunun yüzde doksan dokuz bir er kek tümör olduğu kanaatile, v yetin kat'î bir salâh ve selâmetı yöneldiğini bize tebşir ettiler. Bü yük bir sevinc içindeydik. O haft sonunda da dikişleri aldılar; yara kapanmıştı. Fakat Şahizer uzun za man serbest hareket edemiyecek daima iltisak ağrıları duyacaktı. V < ancak bir kaç ay sonra norma sıhhatini bulacağı tahmin edili MEVLÎD Çok sevgıli dayım Emeklı Erkânıharb Bmbaşısı NAİ1VI CEVAD ŞEŞHANE «CUMHURİYET» faı EDEBÎ TEFRİKASI: Bir saat sonra onunla konuşacaksın! diyor... Bu bir saatin ikinci yansını, ameliyattan sonra Şahizerin nakledilmiş olduğu tek yatakh küçük odanın kapısı önünde, ayakta geçirdim ve içeriye ilk giren ben oldum. Şahizer beyaz bir karyolada arkaüstü yatıyordu. Yüzü adeta mermerleşmişti. Eğer kirpikleri hafıfçe hareket etmeseydi, canlı olduğuna inanamıyacaktım. Bu levha ile, yastığın üzerinde bir ipek çilesi gibi duran güzel saçlarındaki hayatiyet tam bir tezad vücude getiriyordu. Beni içeriye alan Rahmi oradaki hemşireye alçak sesle bir şeyler söylerken yavaş yavaş yatağa yaklaştım. Şahizere verilen narkos bana geçmiş gibiydi. Öyle garib bir sersemlik, bir uyuşukluk içinde bulunuyordum ki!... Aynı zamanda odanın çıplak duvarlannda donuklaşan gün ışığı o sıcak güne rağmen içime bir ölüm soğukluğu dolduruyordu. Şahizer gözleruıi bana doğru çevirmişti. Kuru dudaklanndan soluk bir tebessüm uçruğunu gördüm. Evet yaşıyordu! Herşeye rağmen yaşıyordu, Allahun!... Göğsümü sıkıştıran ihtilâclan güç zaptediyordum. Fakat gözyaşlanmı artık tutamadım ve örtünün üzerinde duran elini elime aldığım za man bütün canımın ona doğru aktığmı hissettim; UVERCINI Yazan: KERtME NADİR Fakat nasıl? Nasıl böyle bir geye cüret edebildin? Bunu anlıyamıyorum... Cüret mi? Ben de beri tarafta ne ahmakça düşüncelere kapıbnışım! Neler vehmetmişim! Muammayı şimdi çözüyorum. Allah senin müstahakkını versin! Rahmi, aynı zamanda, bir müjde, bir şenlik soluğu almış gibi ferahlamış görünüyor. Yüzünde bir çocuk gülüşü .. Ve sevincini gizlemek için nefsile mücadele hali... Ben hep susuyorum... Susmaktan başka ne yapabilirim? Kendimi müdafaa etmiyecek kadar bitkinim .. Ve nihayet, bu bitkinliğim içinde bir dostun, candan bir dostun derdimi anlamasına ve beni korumasına muhtacım .. Şakaklarımı sıkarken kuru bir hıçkırıkla: Senelerdenberi divane gibiyim!... diye itiraf ediyorum. Divane olduğun muhakkak! Ama aklını başına toplamalısm İskender. Kendisi biliyor mu? Her şeyi... Hoş görüşüne şaşma! Eğer sen de bu aşkın nev'ini anlayabilseydin... Ben bir erkeğin bir kadına olan aşkında ancak tek bir nevi tanırım dostum ve her aklı eren içm de bu böyledir. Ona ne anlatmışsan anlatmışsm ama, başka kim seye masal anlatamazsın. Bunu iyi bil... Hakkın var. Bu o kadar derin .. öyle bambaşka bir şey ki!.. Şimdi bunlan bırakalım. Bana anlattığının binde birini dahi kimse anlamamahdır. Tam vaktinde imdadına yetiştiğimi sanıyorum. Haydi burada durma. Çık, biraz hava al... Sahile kadar git. . Saat şimdi on... Daha bir saat kadar onu göremiyeceksin .. Ameliyat daha bir saat mi sürecek? Hayır! Artık bitmek üzeredir. Ama kendisi baygın tabiî... Açılmasmı beklemek lâzım... Bir hayalet gibi sessizce ayağa kalkıyorum. Rahmi kapıyı açıyor ve bana cesaret vermek istiyen bir tebessümle: u Şahizerciğim... Iskenderim... Ağzından hafif bir eter kokusu geliyordu. Avucumdaki sevgili fc'i en derin bir ubudiyetle öperken: Bu âna sükürler olsun! Geçmiş olsun! Yakında hiç bir şeyin kalmıyacak .. diye fısıldadım. Devam et. Sözlerin şifa gibi geliyor. Şifanı müideliyorum zaten! Ama gözlerini sil canım. Sevincden ağlıyorum Şahizer. Inan ki... Arkada ayak sesleri duydum. Odaya Mübeccel girmiştL Başardığı büjTİk işin maddî, manevî yorğunluğu içinde olduğu yüzündeki gergin ifadeden belli idi. Onu, uçuk benizlerile amcamla Ecmel takib ediyorlardı. Amcamın yatağa gelişini, Şahizere «geçmiş olsun!» deyişini, nefes bile almadan seyTettim. Ecmel de en samiraî heyecanı ile bu sahneye dahil olmuştu. Hastaya biraz evvel morfin yapılmış olduğundan ıztırab duymuyordu. Hattâ halinden memnun gibiydi. Fakat onu fazla yormamamız tenbih edilmişti. Mübeccel, sargılar içindeki gögöse doğru krvnlmış duran sol kolun vaziyetini yavaşça düzeltirken, bize vaktin geldiğini işaret etti. XX Onu yoklamak için her gün hastaneye gittim. Her gün saatlercs yatağının yanında kaldım ve bu sa nm azız ruhuna ıthai edilmek uzere olumuıun kırkıncı gunune tesaduf eden 4 afustos cuma günu ikındl na mazım muteakıb Nişantaşı Teşvikiye camıınde mevlıd okuracaktır. Akraba ve dostlarıle arzu eden zevatın teşrifleri rıca olunur. Yeğeni Bedriye İKRAMİYELİ AİLE GÜZDANI sahiblerine Bu yılın 2 Eylulde / evinden 2 Aralıkta Muhterem Belediye Reisimi7İ« irleştiğimiz ve birleşmediğuna noktalar var. Bu talimarnameden şikâyet edenler, Millet Meclisind« İç işleri Bakanlığında teşebbüsata geçebilirler, haklandır. Bu sikâyetleri hulâsa edip Istanbul Belediyesine göndermesi de Iç işleri Bakanlığımn salâhiyeti dahilindedir. Ona da diyecek yok. Bu gelen tahrirah da Belediye Riyaserl tabiî Şehir Meclisine arzeder. Buraya kadar her şey yerindedir. Lâkin ondan sonra ayrılıyorus. Çunkü ben yoktum ama sonradan tetkik ettim Londraya hareket ettiğim gün Şehir Meclisine sunulmuş olan bu teklil üzerine Meclisin verdiği karar aynen şudur: «Şehir Tiyatrosu talimatnamesl hakkındaki Iç işleri Bakanlığı yazısı üzerine vaki teklif okundu. Evvelce Şehir Tiyatrosu talimatnamesini yapan komısyona tevdiine halen burada bulunmıyan Burhan Feleğın yerine de Hamdi Ra;im Bütünün seçilmesine karar veildi.» Gorüldüğü veçhile talimatnamenin değiştirilmesine dair bir karar yok. Yalnız Iç işleri Bakanlığının yazısını tetkik ve ona göre bir karar hazırlaması gene bu talimatnamevi yapmış olan ve sırf Meclis üyelerinden mürekkeb komısyona havale edilmiş ve bendenizin Londradan ne zaman döneceğim malum olmadığmdan yerime de kıymetli arkadaşunız Hamdi Rasim Bütün seçilmiştir. Imdi Belediye Riyaserinin bu komisyona gazetelerde neşriyat yapan veya tiyatro işlerile işrigal ettiği mütevatir oIan erbabı ihtisastan mürekkeb bir komisyon teşkil etmesi salâhiyeti varid de değildir. Eğer isterse Meclis komisyonu bu zatlann ve başkalarının ihtısaslarından istifadeyi düşünür. Halbuki bugün yapılmış olan bu değildir. Şehir Meclisinin komisyonu bir tarafa bırakümış, haricden bir lakım zevata bir yeni talimatname projesi hazırlarumak havale edilmiştir. Bu ise Şehir Meclisinin yukanya naklettiğim karanna göre tamamen gayrinizamidir. Hâlâ bu şehrin bir mümessili ve bu Meclisin bir uzvu sıfatile bu haklan aramak dıırumundayız. B. FELEK 3 EV ve Para ikramiyeleri 1 EV ve Para ikramiyeleri SEKSOLOJl j{ Ç I K T I . Bu sayıda: Kadmın gebe kalmıyacağı günler, (Doçent Dr. Kâzım Arısan) Cinsî arzu ile akıl arasındaki bocalama, (Doçent Bülent Davran) Cınsî temastan zevk almıyan kadınlar, (Prof. Marc Lanval) Evlilik buhranı, (Prof. Ferit H. Saymen) Hayat dönümü devresi, Cinsel ruh baskıları, (Prof. Rasim Adasal) Vücud güzelliği ve cinsiye^ Sevgiliniz sizi bıraktı mı? Nişanlılara tavsiyeler. 68 sahife 50 Kur'a ile hediye edilecektir. 2 Aralık kurasına girebilmek için •c f 5 Ağustos 1950 Akşanuna kadar bir cüzdan alınız veya birikmis paranızı hesabınıza yatınnız. ~k İr İr İr Her 100 liraya bir kura numarası YAPI ve KREDİ BANKAS1 yordu. Arkan var ir ir İr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle