11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
XS Ağtntos 1950 Diinya Genclik Birliği toplantısı Baştarafı 1 inci sahifede Şale köşkünde, ihzari mahiyette, bir basın toplantısı yapmışlardır. Bugün saat 16 ve 20.30 da iki oturum yapacak olan konsey, asıi yarın sabahtan itibaren çalışmalanna başlıyacaktır. Yarınki toplantıda, mııhtelıf milletlere mensub gen< delegeler istikbale aid ümidlerüv bildirecekler ve bugun içinde bu lunduklan hali anlatacaklardır. Toplantılar esas ıtibarile açık olacaktır. Delege ve davetilerden baş ka gazetecilerin hazır bulunacakkr> oturumlann her bakımdan alâka çekici olacağı muhakkaktır. Bugünkü açılış oturumundan son ra bir «kabul resmi» yapılacaktu İlk oturumda, W.A.Y. in geçeo seneye aid çahşma raporu okunacaktır. Dünkü basın toplantısından sonra delegeler Taksıra âbıdesıne bır çelenk koymuşlar ve Atatürkün ruhu için 2 dakika sukut etmışleı dir. Dünya Genclik Birliğinin (W A Y ), ikinci konsey toplantısının İs tanbulda yapılmasını temın eden Türkiye Mıllî Talebe Federasyonunun bu teşebbusunu takdırle kaı şılamak lâzımdır; yalnız, Federasyon bu kadar büyuk çapta bir ışı hazırlamak bakımmdan pek de mu vaffak olamamıştır. Teşkılâtın W A.Y. Genel Sekreteri de itıraf etmiştir. Buna sebeb, belki de, Federasyonunun kendisine guvenereK alâkalılara fikir danışmadan çe kinmesi olmuştur. Halbuki WA.Y talebeler arası bir teşekkulden ziyade milletlerarası genclik teşkilâtıdır. Bu teşkilâta girmek için talebe olmak hiç de lâzım değildir Bilâkis, dığer milletlerın delegelerinin çoğu, hayatlarını kazanmış mekteb mesailerini çoktan bıtirmis kimselerdir. Aralannda, öğretmen işçi, teknisyenler ekseriyeti teşki' etmektedir. Halbuki bizim toplantıyı hazırbyanlarımızın hepsi talebedir, veya üniversiteden yeai mezun olmuş genclerdir. Ancak bir ikisi böyle milletlerarası toplantılara katılmışlardır. Geri kalanı ise tecrübesiz sayılabilirler. Bütün buıı lara rağmen, bu gencler, gecey» gündüze katarak çahşmışlar ve ortaya bir şey koymağa gayret etmUlerdir. Ne yazık ki, tecrübesizlik veya onların ifade ettıkleri gibi, parasızlık bu işin mükemmel olma6inı güçleştirmiştir. Halbuki, devlet, Federasyona büyük meblâğda maddî yardımda bulunmuştur. Biz, Federasyonda çalışanların hüsnüniyetinden asla şuphe etmiyoruz. Bılâkis, sonsuz gayretlerini takdir ediyoruz, ama ne var ki yalnız hiisnüniyet ve gayret böyıe işlerde kâfi değildir. Biraz da tecrubeli olmak ve rasyonel çahşmai lâzımdır. W.A.Y., İstanbul toplantısına 92 mıllet davet edilmiş, ne yazık ki bunun yansı bile gelmemiş ve ancak 32 milletten 120 kişi gelebilmiştir. Bu da, organisazyonun fena olduğuna bir işarettir. Dün alâkalılardan diğer devletlerin neden iştirak etmediklerini öğrenmok istedik. Bize verilen cevabda, Rusya ve peyk devletlerin davete hiç icabei etmediklerini ve diğer bir kısım devletlerin, Güney Kore çibi, dünya ahvalinin iyi olmamasından celemediklerini anladık. F?kat eeri kalanlar.. Buna bir cevab yok... İşte bugünkü "toplantı bu şartlar altında başhyacak. Toplantılarda Türkiyeyi temsil edecek delegasyonun çok iyi hazırlandığını, müdafaa edecekleri tezin her bakımdan mükemmel olduğunu öğrenmiş bulunuvoruz. İnşallah toplantı mesaileri iyi olur da göze batan noksanlar unutulur. F. P. Başbakan şehrimize geldi Başbakan Adnan Menderes, berabermde Özel Kalem Müdürü Öas ri Aktaş olduğu halde bugün özel bir uçakla İstanbula gelmiştir. Başbakan, evvelce bildirdiğimiz gibi, W.A.Y. Genclik kongresini açacaktır. Kore savaşı Baştarafı 1 inci sahifede lunan bu limanda şimdi şiddetli sokak çarpışmalan cereyan ctmektedir. Muhim Amerikan tank birliklerinin de güneyden Pohang'a doğru sevkedildikleri kaydedılmektedir. Pohang hava alanı ise Amerikalıların elindedir. Buraya bugün Amerikan uçaklan inmiş ve bunlar takviye kıt'alarınl g tinnişlerdir. General Mac Arthur karargâhında bu akşam neşredılen tebliğ, Pohang ke'siminde vaziyetin iyiye doğru gittiğini belirtmektedir. Yalnız Pohang savasınm henüz kat'î bir netice vermemiş olduğu da kabul olunmaktadır. Rus hududunda bombalanan yerler Bugün Birleşmiş Milletler hava kuvvetlerine mensub bombardıman uçaklan Kuzey Korede Sovyet hududuna 30 kilometre gibi yakm bir mesafede bulunan Raşin üssünü bombalamışlardır Sıberya yakınlarındaki bu hedefe 500 ton bomba atıldığı kaydedilmektedir. Ayrıca komunistlerın münakale yollanna da şiddetli akınlar yapılmıştır. İki harb muhabiri öldu Daıly Telegraph gazetesinin muhabırı Chrıstofer Barkley ile Tımes gazetesinin muhabiri Y. Morrison un bugün Nakdongk cephesınde öldukleri bıldirilmektedir. Harb muhabirlerinin içinde bulundukları jeep arabası bır kara mayinine çarpmış ve havaya uçmuştur. Arabanın içinde bulunan Birleşmiş Milletler Kore komisyonundaki Hınd delegelerinden Hulinear 4a ölmüstür. Şehrimizdeki birliklerden Koreye gidecek subay ve erbaşlar Koreye gidecek tugayımıza İstanbuldaki birliklerden de subay ve erbaşların katılacağı anlaşılmaktadır. Gidecek olan subaylar muayene için Deniz Hastanesine sevkedilmışlerdir. Bunların heyet muayeneleri yarın yapılacaktır. Asun Erenin Koreye gönderilmiyeceğfaıe dair rivayetler Şehrimizde çıkan bir akşam gazetesinin Ankaradan aldığı malumata göre, kurmay albay Asım E».pıııııllııınılllllllllllllllHII renin Koreye gönderilmesinden sarfınazar edilmıştir. Bunun sebebi, henüz bilinmemektedir. Rivayetm, \MIII llrenın Koreye gitmesi bahis mevzuu olmadan taleb ettiği iki aylık izinden ileri geldiği tahmın edilmektedir. Asım Eren, Koreye gideceğinden resmen haberdar edildikten sonra izin isteğüıden sarfınazar etmiş, fakat alâkalı ma kamca bu ikinci müracaat nazan itıbara alınmamıştır. İzmirden Kore tugayına katılacak subay ve erler İzmir, 12 (Telefonla) Koreye gidecek tugayımıza İzmir ve havalisindeki muhtelif alaylardan iltihak etmek üzere aynlan subay, gedikli ve erlerimizin muayeneleri bitmiş, netice alâkalılara bildirilmiştir. 300 kişiden ibaret olan bu kuvvet Bornovada Hacılarkınnda kamp kurmuş bulunmaktadır. Civar köy ve kasabalardan kampa ğiden akraba ve dostları kahraman askerlerımızle vedalaşmaktadırlar. Bu arada ihtiyarlar ve kundakta çocuklar goıülmektedir. Koreye gidecek askerlerimiz zinde ve neşe lidirler. Hacılarkınnda bir taraftan bando çalarken, diğer taraftan Meh medcikler gruplar halinde toplanmakta, memleket turküleri söylemekte ve oynamaktadırlar. Askerlerimiz pazartesi günü saat 11 de Basmahane istasyonundan Ankaraya hareket edeceklerdır. Maraş ve Gaziantebden katılacak müfrezeler Adana, 12 (Telefonla) Birleşmiş Milletler Teşkilâtı emrine verılecek savaşçı birliğimize katılmak üzere Maraş ve Gaziantebdeki piyade birliklerimizden de birer müi reze yann Ankaraya hareket edeceklerdir. Bu müfrezelere kumanda edecek olan subay ve gedikliler bugünkü İskenderun Haydarpaşa trenile bir binbaşmın emri altında Ankaraya hareket etmişlerdir. Erler yann sabah şehrimize gelerek Askerî Hastanede muayeneleri yapıldıktan sonra Ankaraya gi deceklerdir. IIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIINimııınmm Bulgar nofasına dair Sofya elçimizin dünkü demecî Baştarafı 1 inci sahifede kumet mesele üzerinde hassasiyetle durmaktadır. En büyük derdim oradaki hemşerilerimize birşey olmamasıdır.» Söylendiği gibi Bulgaristandaki Türkler 250 bin değil 850 bindirTürk topraklarının haricinde en toplu vaziyette bulunan Türkler de Bulgaristandaki Türklerdir. Küçük ziraat işlerinde çok ehemmiyetli olan Bulgaristan Türklerinin memketimize geldikleri vakit buraya çabuk intıbak edeceklerine eTiinim Henüz Buljaristana dönmem için bir emir almış deâilim. Salı günü memleketimize <»elecek olan Dış İşleri Bakanının derhal bu işle meşgul olacağı gayet tabiîdir.» Başmakaleden devam kısmmm Avrupa ordusu teşkilâtma dahil olmasını ve bilhassa bir müşterek Müdafaa Bakanının emrinde bulunmasını kabul edecekler midir? Avrupa ordusuna katılacak devletlerin verecekleri birliklerin, barış zamanında herhangi bir memIekette toplanması mümkün müdür? Bu, ancak harb zamanında mümkün olabilir. Böyle bir milletlerarası ordu yığınağı yapmadan pek mülıim bir mesele olan talim ve terbiy* birliği, silâh ve malzeme, teçhizat birliği nasıl sağlanacaktır? Silâh ve nıalzemede bir stardinasyon yapmak, zamana muhtac olmakla beraber, nihayet çok fazla vakit ka>betmeden temin edilcbilir; fakat talim ve terbiyede birlik, savaş ve tabiye usullerinde birlik güç ve uzun zaman istiyen bir htit. Her yiğitin bir yoğurt yiyişi olduğu gibi her milletin de kendi karakterine uygun bir askerliği, bir savaş sistemi vardır. Bu meselede aynca bir dil güçlüğü de vardır. Geçen sonbaharda Londrada bulunduğum zaman, şimdi Batı Avrupa devletleri Başkomutanı olan Feldmareşal Montgomery, müşterek manevralardan sonra, bir konferans vermiş ve müşterek bir kuvvetin sevk ve idaresinde en büyük güçlüğün dil meselesi olduğunu s,oylemişti. Avrupa ordusunu teşkil edecek olan millctlerin askerleri için bir dil kabul etmek lâzım eelecektir. Erlerin değilse de, subaylann bu dili öğrennıeleri şarttır. Görülüyor ki Avrupa ordusu teşkili, esas itibarile yerinde olmakla beraber, fikrin gerçekleşmesi için bir çok güçlükleri yenmek lâzım gelecektir. ABİDİN DAV'EB Avrupa ordusu T Ü R K İ Y E Kraliçesi MÜSABAKASI Fiirkiyeİngiitere müsabakası atletizm Mesken davasma daîr Valinin dünkü demeci Bastnrafı 1 inci snhıfede iş verilecektir. Yalnız bir kısım yabancı firmalar iptidaî maddeler üzerinde tahliller yapmak imkânını bulmak ve böylece maliyet fiatını eksiltmek için bizden 1 aylık mehil istediler, Inşaatın selâmet ve sağlamlığı ve ucuza mal olması bakımlartndan münakasa bir ay uzatılmıştır. 29 teşrinievvel Cumhuriyet bayramında yeni mahallenin temeli atılmış olacaktır. Yapılacak binalar, belki lüks olmıyacaktır. Fakat bütün sıhhî şartlan haiz bulunacaktır. Bu meyanda inşa tarzı da gözönünde tutulacak, binalar göze tatlı, munis gelebilen tiplerde ^apılacaktır. Daha ekonomik olması bakımmdan bu evlerin dördü bir arada olacak, antreleri ve bahçeleri tamamen ayn bulunacaktır.» Vali ve Belediye Reisi, Imar müdürlüğünden şikâyet eden bir meslekdaşımızın bahis mevzuu ettiği hâdiseyi tesbit ettikten sonra bu konu etrafında şunlan söylemiştü" « Imar müdürlüğü meselesi, çok esaslı bir mevzudur Vali olarak selefimden aldığım çetrefil işler arasında maalesef bu da vardı. Hayret değil mi? Bu şehrin detaylı olarak henüz bir imar plânı dahi yapılmamıştır. Muhakkak ki, Istanbuldaki imar işlerinde halkı rahatsız eden büyük bir huzursuzluk vardır. Başka şeyler de vardı ama, çok şükür şimdi onlar azalmıştır. Sözün kısası, istanbul imar teşkilâtı ıslaha muhtacdır. Bu müesseseyi yıkmak, yeniden kurmak lâzımdır. Bu hususta kim ne söylese haklıdır.» Dr. Fahreddin Kerim Gökay bun dan sonra şehrin su meselesine temas etmiş, bu davanın 1950 yılı sonunda tamamen halledüe^eğini söylemrş ve şöyle devam etmiştir: « 1 milyon liralık bir istikrazla Aradolu yakasının su ihtiyacı da halledilmiş olacaktır. Burada büyük bir bend yapılacak, 2 sene zarfında Anadolu yakası ve civarı tamamen suya kavuşmuş bulunacaktır.» Bebek . Istinye ve Orta'öy Kuruçeşme yollaranı bahis mevz'iu eden Vali ve Belediye Reisi, inşaattaki gecikmenin sebeblerini anlatmış, istimlâk işleri tamamlanmadan faaliyete başlamanm bunda âmil olduğunu söyliyerek demiştir ki: « Bu acele yüzünden bu yollara 58 bin liralık yeni bir keşif ilâvesıne zaruret hasıl olmuştur.» Vali ve Belediye Reisi daha sonra şehrin muhtelif bölgelerinde 600 kadar yeni yol yapılacağını ve eylulde işe başlanacağını bildirmiş, kanalizasyonlann kapatılmasile birlikte bu inşaata 6 milyon lira tahsis olunduğunu söylemiştir. ARh 79 FERİDE KUTUP Mersın Türkiye tiîtün kongresinin kararla.ı Bastarafı 1 inci sahifede rek bundan sonra velevki denerne maksadile de olsa yeni sahaların açılmaması, tütün müstahsilini hi maye maksadile kredi ve diğer koruma tedbirlerinin ancak 50 dönüme kadar tütün diken çiftçilere inhisar ettirilmesi karar altıha alınmıştır. Piyasa açılış tarihlerinin tesbitile destekleme mübayaalan meselesini inceîemek üzere iç pazarlar istihsal ve ihracat komisyonlarından teşekkül eden karma komisyon, piyasanm her bölgenin hususiyetine göre mahallî teşkilât tarafından tesbit edilecek tarihte ve Ege bölgesi piyasasının da 15 kasımda açılması karanna varmıştır Destekeleme mübayaalan meselesi ise devletin mutlak surette destekleme yapması şeklinde bir ar zuya bağlanmıştır. Tüccar bu ikinci konuda cereyan eden münakaşa ve kararlara iştirak etmiyereK müstenkif kalmışlardır. Bütün komisyonlar i çinde en 1 heyecanlı görüşmelerle en hararetli tartışmalar Türk tütün ortak lığı komisyonunda cereyan etmiştir. Bu komisyonda Türk tütün ortaklığı kanunu gözden geçirilmiştir. Kanunda bilhassa ortaklığa iştirak edecek meseleleri sayan birinci maddenin yalnız Ziraat Bankasının iştirak etmesini sağlıyacak şekildt değiştırilmesi istenmektedir. Ka nunun 4 üncü, 7 nci, 8 inci, 10 uncu maddelerinde de bazı değişiklikler yapılması uygun görülmektedir. Milletlerarası, Müsbet İlimler Tarihi kongresi Milletlerarası Musbet İlimler Tarihi kongresi 14 ağustos pazartesi gunu Amsterdam'da toplanacaktır. Kongreye memleketimizden davet olunan Ankara Fen Fakultesı profesorlermden Celâl Sarac bugun bır Holanda uçağı İle Istanbuldan hareket edecektır. Anfcoro 81 MUAZZEZ K. Baştaraft 1 inci sahifede * 2 Muhiddin Akm (Türkiye) 3 M. 74. S80 yarda: 1 Parlett (İngiltere) 1 Dak. 57. 2 Horolu (Türkiye) 1 Dak. 59. 8 mil: 1 Osman Coşgün: (Türkiye) 14 Dak. 13, 2 Fergusson (İngiltere) 14 Dak. 47. Üç adım: Türk atleti Ruhi Sanalp hasta olduğundan bu müsabakaya iştirak etmemiştir. Cirid atma: 1 Halil Zıraman (Türkiye) 60 M. 20. 2 Balaymole (İngiltere) 57 M.8 440 yarda engelli: 1 Horolu: (Türkiye) 57 San. 7/10. 2 Davies (İngiltere) 58 San. 1 mil: 1 Parker (İngiltere) 4 Dak. 19 San. Foto Sabah istanbul 2 Cahil Onel (Türkiye) 4 D * . 8« GÜLLÜM HEPÇEX 22 San. 6/10. Türk atletinin iştirak etmediğl üç adım müsabakası nihaî neticeye dahil edilmemiştir. Esas karşılaşma, Amerika, İngfl«re ve Benelux (Belçika, Holanda ve Lüksemburg atletlerinden müeşekkil bir takım) arasmda yapıan üçlü müsabaka olmuştur. İkinci karşılaşma İngUtere fle Türkiye arasında yapılmış ve bütün atletler bü arada koşmuşlardır. Üçlü müsabakalarda İngiltere 76, Amerika 74 ve Benelınc memleketleri 40 puan almışlardir. Bu müsabakalar arasında Amerika, İngiltere ve Benelux atletlerinüı de katıldıklan üç millik yanjta Türk atleti Osman Coşgül bilhassa temayüz etmiştir. Bu müsabaka son derece heyecanlı olmuş, Amerikalı Horace Ashenfelter ile Türk atleti Osman Coşgül aynı zamanda bitirmişler, fakat Amerikah tlet göğüs farkile birinci olmuştur. Ankara 82 ŞEN TUNA Büyük bir eroin imalâthanesi basıldı Baştarafı 1 inci sahifede dilerini hiç bü suretle gözden kaçırmamışlardır. Emniyet Müdürü Kemal Aygün de bu işle bizzat alâkadar olmuş ve kaçakçılık jubesi memurlarile bulikte çahşmalara devam etmiştü. Bu maruf eroinciler, Çubukluda Dağyolu tâbü edilen bir tepenin ucunda, ağaclarla örtulü gecekondu şeklındeki 18 numarah evi içinde oturan ihtiyar kadından 100 lira aylıkla kiralamışlar ve kimsenin dikkat nazarını çekmeden [etirdıkleri sandık dolusu eşyaları burada kurarak büyük bir ımalâthane tesis etmişlerdir. Kurnaz eroinciler bu acayib kiro yahaneden şüphelenen ihtıyar cv sahsbesine de kinin imal ettiklerini söylemişlerdir. Polisuı sıkı tarassudu altında olan suçlular, geceli günduzlü hummalı bir şekılde çalışmalannı devam ettirmişler* dir... Bu arada geçenlerde bir geceyarısı da Emniyet Müdürü Kemal Aygün bizzat bu dağbaşındaki kuübenin bulunduğu mevkie giderek çerisini tarassud etmiştir. Kemal Aygünün bu ziyaretınden içerideki eroinciler şöyle dursun Çobuklu polisi bile haberdar olmamıştır. Nihayet dun sabah baskın yapılmasına karar verilmiş ve alâkalı polisler Çubukluda mevki almışlardır. Dün bukluda mevki almışlardır. Dün sabahın çok erken saatlerinde dağdaki kulübenin etrahndaki ağaclık ve mısır tarlalannda pusuya yatan memurlar, müsaid bir zaman kollamağa başlamışlar ve birdenbü^ tabancalannı çekerek âni bir baskına [eçmişlerdir. Baskın o kadar muvaffakıyetli ve âni olmuştur ki hepsi de gayet iyi nişancı bulunan 3 eroinci de yerlerinden dahi kıpırdayacak vakit bulamamışlar v» eroin imbiğinin başında suçüstü yakalanmışlardır. Türkiyede şimdiye kadar basılan imalâthanelerüı en büyüğü olan bu eroin yuvasının patronu; geçenlerde gene polis tarafından yakalanan Dısandan sonra memleketin en meşhur ikinci eroin imalâtçısı İbiş Ahmeddir. Yapılan tahkikattan anlaşıldığı üzere İbiş Ahmed, ecnebi bir memleketten aldığı büyük bir sipariş üzerine en kıymetli eroin ustalarından Edirneli soför Nuri ile Kako Mehmedi yanına alarak bunlan Çubukluda kurduğu büyük fabrikarun başına geçirmiş ve siparişi yetiştirebilmek için geceli günduzlü çalıştırmağa başlamıştır. Polisın yaptığı tahkikata nazaran İbiş Ahmed bu büyük siparişi dün akşam sahibine teslim edecek ve parasım alacaktı. Bu yüzden iş, son dakikasına kadar beklenilmiş ve baskın, faaliyetin son gününde yapılmıştır. Böylelikle ele geçen eroin miktan çok daha büyük olmuştur. Baskın sonunda fabrikada ele geçirilen ekstraekstra saf eroin miktan 20 kilodur. Bunun muhtelif maddelerle karıştırıldıktan sonraki tutan 4550 kiloyu bulacaktır kl bugün bu şekildeki eroinin gramı 6 liradan ele geçen diğer ham madde ve daha istimal edilmemiş şişeşişe kıymetli eczalarla birlikte fabrikadaki malzemenin paraca yekunu 250 bin lirayı bulmaktadır Zabıta, bu baskının akabinde bazı yerlerde bulunan çetenin diğer mensubinnıi de ele geçirmiştir. Bir aydan kısa bir zaman içinde şehrimizde ikinci büyük fabrikayı basan Emniyet Kaçakçıhk şubesi memurlannı ve bu zehir işinin imhasile çok yakuıdan alâkadar olan ;enc ve enerjik Emniyet Müdürü Kemal Aygünü tebrik ederiz. Eroinciler bugün Adliyeye verileceklerdir. Evvelki gece yakalanan esrarJceşIer Emniyet memurlannm sıkı takiberi sonunda Galatada iki esrar tekkesi tesbit edilmiştir. Evvelki gece Kemeralü caddesinde 76 numaralı Dede Musanın evi damdan girilmek suretile basılmış ve bırada 3 ü kadm ve 21 de erkek olmak üzere 24 esrarkeş yakalanmıştır. Bun dan sonra, gene aynı semtteki Mandra sokağmda Dayı Yaniye aid 4 numaralı evdeki tekke de basılmış ve 10 kişi yakalanmıştır. Basın feknisyenlerinin dünkü toplantısı Komiinizmle mücadele Bnçtarafı 1 inci sahifede me vazife sayacağım. Bu mücadele, hükumet programında da belirtilmiş olduğu gibi, en esaslı vazifelerimizden olacaktır. Millî Eğitim camiasmda komünizmle mücadele, vesikalar ve kat'î delillerile senelerdenberi genc insanlar üzerinde komünizm tahrikâtı yaptıklan sabit olan ve bilinen unsurlan evvelemirde bu ulvî hizmetin dışma atmak ve hattâ kanuna tevdi etmekle ve bunun dışında genîş mikyasta çocuklarımıza mekteblerde millî hisler aşılamak, memleketin madd! ve manevî yükselmesi için yaşayıp çalışacak ve cabında bu memleket uğrunda göz kırpmadan ecdadımız gibi seve seve ölecek insanlar yetiştirmekle yapılacaktır.» Avrupa ordusunun kurulması Paris, 12 (R.) Bu akşam bir basın konferansı tertib eden Avrupa Konseyi İstişare Asamblesi başkanı Belçikalı sosyalist lider Spaak bir Avrupa ordusunun kurulması hususundaki Churchill tek lifini desteklemiş ve üye devletlerin parlamentolarını bu hususta seri bir karar almağa davet etmiştir. Spaak, şimdiye kadar Avrupa me deniyetini iki mucizenin kurtarmış olduğunu, üçüncü bir mucizenin beklenmesüıin doğru bir şey olmıyacağını kaydetmiş ve tek bir komuta altında toplanmanın ehemmiyetini belirterek şöyle demiştir: « Ihtiyac duyduğumuz şey, şah san mesul olacak kimseler tarafından alınacak kat'î tedbirlerdir » Asamble başkanı, Bakanlar Komitesinin faaliyetini tenkid etmiş, bunların üzerlerine mesuliyet almaktan kaçındıklarını bildirmiştU1. Strasbourg 12 (a a.) (Afp) Avrupa asamblesi murahhasları bü roları teşkil eden komisyon, çalışmalanna bu sabah başlamışlardır. Türkiye genel işler komisyonunda Mandalinci ve Kapanî, adlî komisyonda Baban ve Pamukoğlu, iktisadî komisyonda Urgüblü ve Ebüzziya, kültürel komisyonda Ustündağ ve sosyal komisyonda da Abalıoğlu taraflarmdan temsil edil lanacaklardır. Komisyonlar pazartesi günü toplanacaktır. Millî Eğititn Bakanı bu arada Universite talebelerinin siyasetle uğraşıp uğraşmaması mevzuunu da ele alarak sözlerine şöyle devam et miştir: « Ben, Universite talebesinin siyasetle uğraşmasma taraftar deılim. Yalnız, yannın büyük işlerini ellerine alacak ve cmuzlarında taşıyacak olan bu gencliğin, memeketin bütün işlerine karşı hassa3 ve alâkalı olmasını, yarmki büyük hizmete hazırlıkh bulunmasını mero nunlukla müşahede ettiğim teşkilâtlı çalışmalannı takviye etmesini candan arzu ederim. Bu mevzularda kendilerine her azman elimden geldıği kadar fay PROP. NIMBUS'ÜN MACERAL dalı olacağım.» Hidrojen bombası Paris 12 (R.) Hidrojen bombasmı yapacak fabrikalardan ilkinin Arkansas eyaletinde kurulmuş olduğu ve faaliyete geçtiği bildirilmektedir. Diğer taraftan bir atom hücumu halinde ne yapılması lâzım geldiğiAdnan Menderes Yeşilköyden ni izah eden ve Amerikan hükumeİstanbula gelmiş ve Cumhur Ba$ ti tarafından yayınlanan bir kitab, kanma mülâki olmak üzere Yalo Amerikan halkı tarafından kapışılmıştır. vaya gitmıştır. «CUMHURİYET» in EDEBÎ TEt'RİKASI: evimize teklifsizce gümeğe ve böyle bü" takım samimî sahneler tertib etmeğe cüret edebüiyordu ha! Rah miden öğrendiklerimi Şahizere anlatmamış olduğuma hayıflandım ve o küstaha derhal haddini bildirmeğe karar verdim. Fakat, yaklaştıkça tane tane seçmeğe başladığım sözler, kapı önünde beni olduğum yere mıhlamıştı. Müthiş bu şüphe kafamı altüst etti. Tokmağa uzannuş olan elün yana düşerek kulak kesildim. Şahizer: Rica ederim gidin Müeyyed Bey! diyordu. Bana bu muameleniz bir hakarettir. Dostlannızı daha iyi tanımaya çalışuı. Onlara karşı saygı ile mükellef olduğunuzu unutma yın r . Müeyyed Turhan ateşli bir sesle şöyle cevab veriyordu: Sizi gayet iyi tanıdığtma eminim Şahizer Hanım! Ve şüpheniz olmasın ki, perestişkânnız olduğum kadar hürmetkârınızım da.. Zira siz kadmhğın bütün güzide vasıflanna sahibsiniz. Baştan ayağa tapınmak için yaratılmışsınız. Çıkımz! Derhal buradan çıkınız! Bu söylediklerinizi bir başkasa duymasın! Ben de unutmağa çalışacağnsr Doğrusu teklifîme böyle güceneceğüıizi hiç tahmin etmemiştim. Çünkü .. başka erkeklere ütifatta beis görmeyişiniz bana cesaret vermişti. Yo! Müsaade buyurun! O mayıs sabahını hig unutur muyum sanıyorsunuz? Havuz başına Bu gibi hallerde zorbalık da evvelâ sessizce gelmiştim. O nefîs sökmez!. diye kaşlannı kaldırdı. aşk sahnesüıe gözlerimle şahid ol Sana defol diyorum. Yoksa dum. Ama gözlerime inanamıyacak yüzünü kana boyanm. kadar şaşırdığımı da itiraf ederim. Dikkat et bebek! Her şeyin bir Orada ben de sizinle beraber DÜ yolu izi vardır. müddet kendimden geçtim ve sizi Şahizer ayakta idi. Onu hiç bu ürkütmemek içüı geri dönmeğe kadar bitik bir halde görmemiştim. katlandım. Islık çalarak gelişim, Olduğu yere yığılacak gibiydi. Yüoraya ikinci gelişimdi. zünün rengi korkunç bü şekilde Size buradan derhal çıkınız sararmıştı. diyorum. Aktöre bü kere daha hakaretle Fakat kocanızın sizi tatmin kapıyı gösterdikten sonra onun yaetmeyişine hiç şaşmıyorum. Zira, mna koştum ve bü kanapeye oturyaşatmaya kadir olduğunuz aşkın masma yardım ettün. Fakat aktör harikulâdeliğini gördükten sonra, hiç gitmeğe niyetli görünmüyordu. anladım ki, ne öyle bir koca, ne de Hep o soğukkanlı ve küstah edaIskender çapında bir düzine âşık sile karşımızda dikilmiş duruyor, sizdeki bu müstesna hilkati takdir ağır ağır piposunu yakıyordu. Duedebilü... Böyle bir hakikatten an manlan derüı derin çekip üfledikcak hakikî bü* aşk ehli anlayabilir. ten sonra: Her şeye rağmen, bana bir forsat Bana bak delikanlı! dedi. Ben vereceğinizi ümid ediyorum. tek parmağımla bile senin gibi ağn Bu sözlere Şahizerin sadece bo süt kokan enceklerin topunun hakğuk bir sayhası cevab verdi. Işte o kından gelebilirim. Haddini bilmez zaman odanın kapısını şiddetle ar sen sonra sen pişman olursun. dına dayadım. Müeyyed Turhan beOnun üzerine atılacağımı anlayan ni görünce uzun bh «Ooo!» çekti. Şahizer koluma sanlarak: Sonra nısanı çileden çıkaran bır ıs Bırak! dedi. Bırak gitsüı! O tihza ile: yeter!... Ay! Bizi suçüstü yakalamak Aktör alaylı bakışlannı şimdi omı istedüüz küçük bey? dedi. Ama na çevirmisti: bu gibi hallerde pek kurnaz dav Hanımefendi, ümidimi muharanmak lâznndır. Işin tam kıvamı faza etmekliğime müsaade ediyornı şavullamalı! sunuz değil mi ? Defol alçak! diye bağırdım. Çıkımz! .. Fakat kısılan sesim ancak duyu Bu hatanızdan dolayı da silabilecek kadar çıkmışü. Aktör is zin pişman olacağınızı arzedeıım tiiini bile bozmadı; Kendimi size unutturmamaya azmetmiş bulunuyorum... Yakmda gene görüşeceğünize eminim... Hay di şimdilik hoşça •kahn!... Hafif bü: reverans yaptı. Ve gözerinde gizli bü rafer ışığile kapıya doğruldu. Orada dönüp bir kere daha selâm verdi, sonra azametle çıkıp gitti. Merdivenleri gıcırdatan adımlar uzaklaşırken, kalblerimizüı çarpıntısı da yavaş yavaş normale avdat etmeğe başlamıştı. Ancak mutlak bir sükuta kavuşunca birbirimizin yüzüne bakabildik. Şahizerde korkulu rüya görmüş bir çocuğun göz leri vardı. Bitkin bir sesle: Söylediklerini duydun mu? dedi. Evet... !... Ne ehemmiyetl var? Başını salladı ve ellerini yüzüne örterek: Bu cezaya müstahakız! diye inledi. XXVI Sabahtanberi yağmur yağıyordu O pazar günü nasılsa evde kalmış olan amcam, pencereden bakarak Böyle aürekli yaz yağmuru görülmüş şey değil! dedi. Insan sıkıntıdan patlıyacak yahu!... Oturma odasmdaydık. Ve hepimiz Şahizer, Ecmel ve ben amcamı sıkıntıdan patlatan sebebin yağmur olmadığuıı gayet iyi bılıyorduk. Arkas\ rar Baştarafı 1 inci sahifede Basın Teknisyenlerile beraber Çalışma Bakanı Hasan Polatkan ve şletmeler Bakanı Muhlis Etenin de hazır bulunduğu toplantı heyecanlı bir hava içinde geçmiştir. Şeref Hivel, toplantıyı açtıktan :onra, Ankarada Cumhur Başkanı, Başbakan, Dış İşleri, Çahşma v» şletmeler Bakanlarile yaptıklan görüşmeleri uzun boylu anlatmıştır. Sendika başkanı, devlet isçileril» hususf müesseselerde çalışan işçier arasındaki müsavatsızlığın kaldırılmasını, ücretli hafta ve seno izninin tanmmasını istediklerini bildirmiş, bu taleblerinin bakanlıkça makul karşıîandığuu, ve grev hakkının bü an evvel tanınmasıniD âzım geldiğini söylemiştir. Şeref Hivel, daha sonra basın işçilerinin bueün içinde bulundukan feci durumu anlatmış ve bayram tatillerinin kaldmlmasmı proesto etmiştir. Hanr bulunan Çahşma Bakam Hasan Polatkan, arzu üzerine söz almış ve ezcümle şöyle demiştir: « Biz, Bakanlık olarak, bir tek işçi çalıştıran yerde bile, iş ve işçi hayatı ile ilgili kanunlann tatbikı* nı istiyaruz. Bu kanunların tatt)ikl mümkün olmadıkça daima farklı bir vaziyet mevcud olacaktır. Bugün 63 vilâyetteki iş müfettişi sayısı 52 dir. Buna mukabil 10 dan fazla işçi çalıştıran iş yeri adedi 8000 dir. Bü:ün bu yerlerin kontrolu için elimizdeki iş müfettişleri savısı kâfi değildir Onun için herşeyden evvel Bakanlık Teşkilât Kanununu değiştirmek istivoruz Bu suretle arzularımız tahakkuk edebilir Ben. sizlerden iş verenle işci arasında saminî bir işbirliği rica ediyorum. Memleketimizde demokrasinin yer leşmekte ve gelişmekte olduğu bu devirde bazı tahrikçi kimseler. stırada burada faaîivette bulunrr ktadırlar. İşçi arkadaşîarın bu sabada uyanık bulunmalannı rica ederim. Onlar hakikî maksad ve emellerini gizliverek çalışırlpr. çalışmalan da memlekete ve işci vat?ndaşlara fayda ten?in etmez. On'prı söküt) atmak sadece isei vatanrlp^'n menfaatinçdir Ark?d?.slar vatjrn derd ve davalarını bor=r»erce hal'edeceğiz.» STA ÜVERCİKI Yazan: KERİME NADİR Böylece daha bir müddet yaşayabılirlerdi. Fakat aradaki şeytan tek durmayınca iş değişti. Rahmi, kafamda kıvnlan bir istifhamm üzerine basmıştı. Hararetle sozunü yurüttü: Şu Kamiy pek belâlı şeymis vesselâm! Herıfin yakasını bırakmadı yahu! Nilıayet onunla evlenmeğe de muvaffak olacak gibi. Mübeccele bir mektub yazmış. Ama ne mektub!. Bana müsveddesini okuttu .. Ay! Sen onunla görüfüyor musun? Arada sırada... Hatınna kötfi bır şey gelmesin! Biz onunla eski dostuz, bilirsuı . Ilk defa yürekten bir kahkaha atmıştı. Ben de gülerek: Alâ! dedim. Fakat bu kız nedenı* *ana t»sir edemedi Iskender; yıldızınız banşamadı gitti. Halbuki eenden çok hoşlanıyordu, biliyorum. Ay! Dur bakasom, sen onu bir de tehdid etmişsin, değil mi? Yakaağa gelmekten mencttim. Budalasın yavrum! Bu kadınlar at sineği gibidüIer; kovduğun yere gene konarlar. Ama, Yakacığa bir daha gelemedi ya! Her halde senden korktuğu için değil. Esasen oraya gelmesinin kendi plânına bir tesüi yoktu. Gelmemeğe daha önce kendisi karar vermiş bulunuyordu. Meğer sen ne çok şey biliyor mu^sun! Yalnız biletnediğün bir şey var. Nedir? Aşkı kazanmak! XXV Merdivenin basamaklan ayaklarımın altında hafifçe gıcırdıyordu. Son basamağa varınca kütübhaneden akjeden bir takım mınltılar duydum. Şahizer bir erkekle onaşuyordu. Derhal Müeyyed Turhanın lesini tanıdım ve konuşmalarındaki melodramatik tavırdan, piyes provası yaptıklarını anladım. Aile ile alâkasını kesmek üzere olan bu küstah herif, demek hâlâ HÂC SEFERLERI^DE ENBÜYÜKTENZSLÂT 7 Dört motörlü Amerikan Dev Uçaklarile rahat koltukl arda oturarak saatte istanbul Cidcle Müracaat Yeri: fstanbul Galatasaray Meydanı TÜRK EKSPRES (Eski ANTAŞ) Telefon: 4 3 19 4 Seyahat ücreti Türkiyenin her tarafında Ziraat Bankası. Yapı ve Kredi Bankası şubelerine yatınlabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle