22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUBİYET 9 Temmu2 1950 öncu DÜNYA HARBİ STazan: îngillz gizll lstlhbarat e aıddir. Tüıkiyede neşlr hakkı yalnız «CUMHURIYET. 15 snbaylarmdan. PhlUipp Reynotds =haberleri Yeni tip ekmek Ekmek 600 gram olacak ve 20 kuruşa satılacak Frnncılarda eski tip ekmek unundan bir hayli miktarda un bulunduğu cihetle çarşambadan evvel yeni tip ekmeğin imali kabil olamıyacaktır. Belediye İktisad Müdürlüğü dün yaptığı tetkikat neticesinde yeni tip ekmeğin 600 gram olmasını ve 20 kuruşa satılmasmı uygun görerek bu şekilde Daimî Encümene teklifte bulunmuştur. Fınncılar, bu nun kendi aleyhlerine olacağı iddiasındadırlar. Daimî Encümen yann teklifi müzakere ederek kararını verecektir. Yeni ekmek eskisine nazaran daha beyaz ve beş kuruş kadar ucuz olacaktır. Aynca undan alınan muamele vergisinin kaldırılması, diğer unlu maddelere, bilhassa un, makarna, sehriye vesaireye tesir edecektir. Bu münasebetle makarna fiatlarınm on kuruş kadar ucuzlaması beklenmektedir. Bir müddettenberi merr.leket mizde bulunan Pakistanlı General Mehmed Raza. dun sibah Yıldızdaki Harb Aksdemıslni z.yaret etmiş, öğle yemeğini İng liz Buyuk Elçisıle yemış, öjleden sonra Nor\eç sefirıle göruşmüş ve Şakır Zumre fabrıkalannı gezmtştır. Mlsafir General salı gunü Ijtanbuldan âyrılacaktır. 1 önce kelimenin bir aslına bakayım, dedim. T^ugatlerimi Ankarada bırakmışım. Yazlık evimde yalnız Türk Araştırma Kurumunun yaymları var. Bunlann da artık ne işe yaradığını sorarsanız, benim sualimi ağzımdan alnıış olursunuz. Gerçi, Karl Marx"ın kitablan gibi, henüz suçüstü vesikası olmadılarsa da, 1954 seçimlerine girmek niyetinde olanlar için, gözönünde bulundurmamak pek de fena olmaz. Mecliste ve krîrultayda Halk Partisi hatiblerinin bile kendi anayasalarmdaki ve kendi tüzüklerindeki kelimeleri kullanmaktan nasıl kaçmdıklannı gönnüyor musunuz? «Selj siz «sal» sız soyadı beğenmiyen dostlarımız bile «tefrik» m «ayırmak» diye bir türkçesi olduğunu ve «kuvvet» in +ürkçe dahi cem lenebileceğini unuturluktan geldiler. Ne hayallere kapılmışız. Yıllar yılı dini devletten ayırdığımızı düşünerek sevinip durduk. Mecliste bu karan bizimle beraber iki ellerini çırparak alkışhyanlar arasında, bir gün, dini üstelik dil ile de birleştirecekler varmış. Acaba Anayasadan, Cumhuriyet Halk Partisinin altı okundan biridir diye, «lâiklik» kelimesi de kaldırıldığı zaman, devletin bir dini olduğunu söyliyen eski madde olduâu gibi mi konacaktır, yoksa «... ve din dili de arabcadır,» fıkrası eklenecek midir? «Yaşıyan görür,» derlerdi. «Görürı kelimesinin buraya argodaki «gününü görmek» ten aktanlma olabıleceğini düsünmemişiz. 1 s 0 H B E T L E R 1 I HEM NALINA MIH1NA Anterâkan giasli istihbarat teşküâtı faaliyete geçiyor Lucas'ı nöbetçilerin başına mu Sonra gazeteleri gözden geçirmeğe hafız olp.rak b'.raktım, M. X. le be başladım. • • raber cıktım. Biraz sonra Lucas da, Bütün harblerde olduğu gibi, getabancasım onlardan ayırmadı. Ge ne haberler pek muğîâk ve müpri geri çıkrmş ve kapıyı dışarıdan hemdi. Çünkü sansürün makasınknidliyerek koşmaştu. dan geçiyor, orası, burası kırpılıBu sırada bir tabanca patiadı. yordu. Haberlerin çoğu geç tarihDonüp bakmadan, yoluma devam lerle veriliyordu; bu bakımdan, o et*;m. M. X.' le beraber, çıkmaz so gün vaziyetin ne merkezHe oldukağa geldik, otomobile atladık. M. ğunu öğrenmek imkânsızdı. Fc!ix arabayı harekete getirdiği sıGazetelerdeki haberlere göre Belrada Lucas da yetişti. çikada Rus zırhlı kuvvetleri yeni« Ben kapıdan çıkar çıkmaz ar den taarruza geçmişler ve batıya k?Tidan ateş ettiler,» diyordu. doğru bir miktar ilerlemeğe mu«Kurşun kapıyı delip bana isabet vaffak olmuşlardı. Cenuba sarkan etmedi ama, etrafa haber vermek bir kolun da hududdaki Fransız şeb?kımından çok köHi. Şimdi peşi hirlerini tehdid ettiği bildiriliyormıze düşmüşlerdir bile.» du. M. Felix otomobili son süratle Coblence bölaesir.de Fransızsürüyordu. Amerikan işbirliği iyi netice veriPlân gereğince evvelâ onun ku yordu. Frankfurt bölgesindeki Fran lübesine eidecektik. Fakat yolda sız Amerikan kuvvet'eri şiddetle haber verdi: mukavemete devam ediyorlardı ve < Ben Londraya bildirdim,ı di Amerikanın, orada mahsur kalmak yordu. «On, on beş dakika oldu. tehlikesini gösteren bu kuvvetleri Neredeyse gelirler. Doğrudan doğ kurtarmak için yeni bir gayret ruva çayıra giaelim.» sarfedeceği bekleniyordu. •Ooğrusu, çok iyi hareket etnuşTürkiye bitaraf kalıyor tı. Bu hususta bir gazetenin verdiği * Peki,» dedim. «Bizim M. malumata göre, Frankfurt bölgesinX.' i muhakkak ele geçireceğimizi deki Müttefik kuvvetleri şimdi ne biliyordunuz?» «elâstikî» bir müdafaa usu^ine « Emindim,» dedi. «Siz tuttu başvurmaktaydılar. ğunuzu koparan delikanlılarsınız...» Diğer taraftan, Çekoslovakyadaki M. Felbc'in iltifatına teşekkürle Bohem dağlanndan gelen bir Rus kendisini de plânda yaptığı isabetli taarruzu Nürnberg'i geçmiş, Ren değişiklikten dolayı tebrik ettik. nehrine doğru sarkmağa başlamışŞifreli Işaret b. Bu suretle, Müttefiklerin Ren'ın M. X. kimler tarafından kurtanl diğer bir bijlgesinde müdafaaya çedığmı, şimdi nereye götürülmekte kilmek zorunda kalacaklan anlaşıolduğunu herhalde merak ederdi. lıyordu. Belki de gene Ruslar tarafından kaİtalyadan gelen haberler orada çınldığıru ve yeni işkencelere tâbi beşinci kolun oldukça mühim faatutulacağını düşdnerek endişe du liyette bulunduğunu gösteriyordu. yuyordu. Yugoslavyada Rus taraftan koMeseleyi anlatma vaıifesini, va münistler hükumeti devirerek mem tandaşı olması dolayısile, Lucas'a lekete hâkim olmuşlardı. Rus aleyh verdik. M. X. bu izahat üzerine ra tarlan da dağlarda çete muharebehatladı ve bize teşekkürde bulun lerine girişmişlerdi. du. Bulgarlar da, fırsattan istifade M. Felix otomobili sürerken ben ederek, Yunanistana karşı taarruza de mütemadiyen arkaya bakıyor geçmişler ve hududu aşrak Selâdum. Gelen olmadışını görünce: niğe doğru inmeğe başlamışlardı. «Biraz yavaş gidelim ki haberi olTürkiyeden gelen haberler, Rusmıyan devriyelerin şüphesini uyan lann hududa asker yığdıklarını dırmıyalım,» dedim. büdiriyordu. Fakat henüz mühim Esasen tayyarenin gelmesine da bir hâdise olmamıştı ve Türkiye ha beş, on dakika vardı. Bununla bitaraf kalıyordu. beraber, pek yavaş da hareket eYeni bir vazife demezdik. Çünkü her an takib eGazeteleri hatmettikten sonra dilmek ve yakalanmak ihtimalimiz kalküm, Hava Bakanlığına giderek vardı. ispatı vücud ettim. Londraya bildirdiğimiz çayıra Albay beni gülümsiyerek karşıvarınca durduk. Ben etrafa gözden ladı ve muvaffakıyetlerimden dogeçirdim ve tayyarenin Inebileceği layı tebrik etti. Sonra yüzündeki en müsaid yeri bularak oradan işa tebessüm derhal rail oldu: ret vermek üzere hazırlandım. t Vaziyet pek iyi değil,» dedi Biraz sonra, beklediğimiz tayya «Dün gece Ruslar Fransız hududureler göründü. Ceb fenerimi çıka nu aşmışlar ve ikl noktadan ilerlerarak ve aramızda malum bir şif meğe başlamışlar. Amerika derhal reyle, işaret vermeğe başladım. harekete geçti ve bu işte ordusile Yere iniş pek kolay oldu. beraber gizli istihbarat teşkilâtmı Hemen M. Felix'in elini sıkıp ay da bütün lmkânlariîe «eferber etti. rıldık ve tayyareye atladık. Gene «Bu arada bize de mühim bir vaevvelden kararlaştırdığımız üzere, rife düşüyor. Bizden en iyi adamM. Felix geceyi civardaki bir köyde lanmızdan birini istediler. Ben de ahpablanndan birinin evinde geçir eizl düşündüm. Ne dersiniz?» dikten sonra ertesi gün jehre döTeşekkür ettim ve verecekleri necekti. her vazifeyi memnuniyetle kabul Harb vaziyetl edeceğimi söyledim. Bunun üzerine, Albay bana bir Yere konup bizi aldıktan sonra tekrar havalânan tayyare, bir ava adres verdl. Oraya gittim. Beni bir uçağıydı. Son süratle havalandı ve inzıbat karşıladı ve alıp bir odaya birdenbire dikleşerek derhal bin götürdü. Burada iki metreye yakın lerce metre yükseğe çıkü. Bu su. uzun boylu bir binbası bana yer retle, uçaksavar toplarınm ateş gösterdi. Hava Bakanlığından gelen menzilinden kısa bir zamanda u telefon beni kendisine çoktan takdim etmişti. zaklaşmış olduk. Binbaşı derhal mevzua geçerek Yirmi beş dakika sonra İngilterevazifemi anlattı. deydik. « Parise gideceksiniz ve oradaPilohın bildirdiğine göre, Hava Bakanlığı bana ve Lucas'a 24 saat ki şebekemizle temasa geçerek, velik izin vermişti. Bu müddetin so rilecek talimata göre hareket edenunda Bakanlığa gidip yeni vazife ceksiniz. Talihiniz açık olsun.» mize dair talimat alacakbk. Amerikan binbaşısma da teşekHava meydanından sonra onlar kür ederek ajmldım. Beni bir asLondraya doğru giderlerken ben kerin yanına verdi, üzerime AmeLiverpool trenine bindim. Orada rikan askerf elbisesi giydirilmek üahpablarım vardı. Tam bir istiraha zere bir depoya yolladı. Aynca, vati ancak onlann yarunda bulabilir zifemde bana lâzun olacak vesikalan da verdiler. Ondan sonra taydim. 24 saatlik iznim ertesi gece bi yare meydanına yollandık. GELECEK YAZI: Amerika «elâs tiyordu. Sabahı beKİemeden trene bindim. Erkenden Londradaydım. tikîn müdafaa usulünü tatbik ediGarda güzel bir kahvalta ettim. yor. ZUPPELİK r Falih Rtfkı Yazan İftihar edebüsssğiniU bir müassese S stanbul Vilâyetinin iftihar edeII bileceği bir ziraat ve bahcecilik U müessesesl vardır: Büyükd"re Bahçe Kültürlerl Istasyonu. Bu müesseseye eskiden kısaca «Büyiikdere Fidanlığı» denilirdi. Burası 1931 de kurulduğu zaman G O dekarlık mütevazı bir fidanlıitı. Şimdi ise 300 dekarlık kocaman bir Bahçe Kültürleri Istasvonu olmuştur. On yıldanberi yazm Büyükderede oturduğum için. her yıl, akşam serinliğinde fidanlığa kadar yürür; burasım gezerdim. Bir kaç defa da Dr. Lutfi Kırdar. jeni yapılan tesislerin açılış törcni vesilesile aylık gazeteciler toplantısıru burada yapmıstı. Geçen yıl, Londraya gittiğta için, fidanlığı görmemiştim. Dün, bakalım iki sene içinde Bahçe Kültürleri Istasyonunda daha ne gibi yenilikler yapddı diye oraya kadar gittim. Ben görmeyeli biraz daha büyüyerek arazisi 330 dönüm olmuş. Bütün bu geniş sahada bir kanş boş toprak kalmamış. Her yer muhtelif boyda taze fidanlar ve damızlık ağaçlarla dolu. 110 işçi, ilk kurulduğu gündenberi geceli gündüzlü bir gayretle bu müesseseyi genişletmeğ^ ilerilctmeğe çalıjan mütehassıs müdür Ibrahim Tezcan ile diğer çalışkan arkadaşiannın ve üç Italyan bahçe kültürleri mütehassısı ustabaşısının idaresi altında, samiml ve ciddî bir hava içinde çalısıp duruyorlar, Dünya fidanhklan, muhtelit yanl hem me>va, hem de süs ağaclannı bir araya topladıklan için, Büyük dere Bahçe Kültürleri Istasyonu da muhtelit bir hale getirilmij ve şimdi halkın. köylünün, Belediyenin muhfac oldu^u meyva ve süs ağaclanni, sehirdeki umumî park ve bahçelerle yollann süs ağaclannı yetiştirmektedir. Bu arada 35 köylü çocugu da. raüessesedeld Bahçıvanlık mcktebinHe Türk ve Italyan hocalan tarafından ameH bahçıvan olarak yetiştirilmektedirler. btasyonda yerll. Avnıpa ve Amerikan çeşidlerinden olmak üzere 480 çeşid meyva ağacı ve fidanı üzerinde çalışılmaktadır. Süs ağaclarile beraber çeşidlerin sayısı 1400 dür. Meyvacıhk bakımından Avrupanm en ileri memleketi olan italyadan birbirine aşılanmak suretile vücude getirilen 6 yeni çeşid seftali ile beraber, 43 çeşid şeftali fidanı yetiştiriliyor. Böylece istasyonda, tstanbul ikliminde yetişebilen bütün meyvalar toplanmış bulunuyor. Avnıpa ve Amerikada yeni çeşid meyvalar vücude petirildikre onlar da getlrtilmektedlr. Süs ağaclan için de aynı yol takib edilmektedir. Müessese, bahçe kültürlerme aid ne^riyatı takib ve bn sahadaki bütün yenilikleri tatbik etmektedir. Her sene yetiştirilen on binlerc» meyva ve süs fidanı çok ucuz fiatlarla Istiyenlere dağıtılmakta ve böylece istanbul Vilâyetinde, hattâ diğer vilâyetlerde meyvacılığm ve süs ağaclığının inkişaf ve terakkisine hizmet edilmektedir. Büyükdere Bahçe Kültürlerl tgtasyonunda ncbatî hastalıklarla mü cadeleye de büyük ehemmiyet verilmektedir. Istasyondaki bütün apaclar üzerinde en son teknik usuller ve en yeni ilâclar tatbik va tecrübe edilmek suretile hastahklar ve haşere ile mücadele edildiğl (ribl burada yetiştirilip dağıtılan bütün fidanlar da, yeni inşa edilen modem bir Fünigatuardan geçirilmekte, bunlann üstündekl hasere ile yumurtalan rütsülenerek imha edilmektedir. Fidanlıkta, kiicük ölçüde, basit fakat çok Iüzumlu olan bir meteoroloji istasyonu da kurulmuştur. Mevcud damızlık meyva ağaclanndan yetişen yemişler, çeşidll güçlükler yüzünden satışa çıkanlmıyarak Cerrahpaşa hastanesino verilmektedir. Büyükdere Bahçe Kültürleri Istasyonunu gezerken iki şeyi hatırladun: Bir gün rahmetli iistadnn Yunus Nadi ile burayı dolaşmış ve bir tanesi 900 gram tutan armudlar görmüştük. O zaman merhum, bir başmakale yazarak bu havırlı ve faydalı müessesenin kuruluşunn ve çalışmalarını takdîr ederek memleketteki emsalinin çoğaltılmasını tavsiye etmişti. Ikinci hat"'ıdığım şey de 1935 te, BcrlH'e Postdam civarında bühassa gezr"ğim Ağac Mektebi adb müessese ile diğer memleketlerde gördü^üm modem fidanlıklar oldu. Potsdamdaki Ağac Mekfebinde yptişfirilıMş bir çok nadirle çam vesair süs fidanlan ambaHiianara'< Aııkarava gönderilmek üzere hazırlanmıştı. Şimdi artık devlet merkezi için ecnebi memleketlerinden fidan jretirtmeğe ihtiyac yok»ur. Başta Büyükdere Bahçe Kültürleri İstasyonu olmak üzere, diğer bazı eş fidanlıklar, bu ihtiyacı karşılar. Büyükderedeki fidanlığınuı müdürü, Bursa Ziraat Mektebinden diploma aldıktan sonra. Italyada bir müessesede 14 av staj görmüş ve Ihtısas yapmı^ olan Ibrahim Tezcan, 1931 denberi çalıştığı bu müesseseyi, ecnebi memleketlerde gördüklerime benzer mukemmel bir bahçe kültürleri müessesesi haline getirmiştir. Bu muvaffakıyette ,onun bilgili şahsi ^ayretlpri kadar, hükumetin de himayesi ve bilhassa müdiirün ikide brde. hima>ecilik vcya sair rnaksad'rHa dcğiştirilmiyerek 20 yd iş başmda bırakılmasuım büyük payı vardır. Her hangi bir işte bir ihtısas sahibine böyle devamlı surette çahşmak, bilffisini ve hayatını o işo vakfetmek imkânı verilirse ,işto bdylc iftihar edilebilecek eserleT vücude gelir. Günaltay Bey demek için fırsat arar. Ihtimal henüz doğduğu günlerde kapanan tekkelerin müridlerini andırmak için şakakiannı ve çenesini ana tüyünden bir çember sakalla çevirir. Başmda külâhla oir zikirli devranda yakalanabilmek için en yakm polis merkezine telefonla ker.di kendini haber verir. Ramazanda öğle yemeğini yiyip sokağa çıktıktan sonra, tiryakilik taklidi yapar. Sigara içeni yan yan süzer. Mevlidin arabcasmı bilen yok mudur, diye soruşturur. Hani insanın yakasından tutup: « Gözümün önünde okuya okuya bir aptest al, bakayım,» yahud: « Dön kıbleye, bir öğle namazı kıl, göreyim,» veya, boğazma sanlıp: « Say islâmm şartlannı...» diyeceği gelir. înküâbdan ne kadar yersek hürriyete o kadar mı doyacağımızı sanıyoruz, nedir, kimi, Babıâliyi rahmetli Envere bin rahmet okuturcasma basan şeriat edebiyaü gibi irticaın kupkuru ticaretinde, kimi kendini demokrat tanıtmak istiyen Pakistanlı Generalin ziyaretleri | lanlar, ikişer üçer bin müridli taril katler kurmuşlardır. Zavalh halk, j neden bunlann dehşeti altındadır, ı bilmez. Hepsinde birer seçim Boss'u, blrer oy mültezimi gören türedünkü faşist gibi siyasetinde, kirrü di politikacı, yeni bir baskı altına yobaz gibi simsarlığında ve cerrin giren halkı, baskı kaynağı gibi göde, kimi de düpedüz züppeliğinde... rür ve gösterir. Siz neden « YazFakat hepsi elele vermişler, bi sam mı, yazmasam mı?», t Söylerek bilmiyerek, cemiyet istibdadı lesem mi, söylemesem mi?» kaygısı denen ve şarkta, akla gelebilir bü içinde kıvrandjğınızı anlamazsmız. tün istibdadlardan daha korkunc, Ne yaptığını, ne ettiğini yalnız ipin kapkara baskıyı yaratmaktacbrlar. ucühu eline geçiren ve tâ NizamıSaray istibdadlannın dalkavuklan, Cedid'denberi, bütün ileri atılışlan şark cemiyetleri istibdadlarınm ri sırası geldi mi dize getiren sinsi yoyâkârlsn yanında hiç olmazsa efen bazlık bilir. Yalnız o şuurludur. dicedirler. Halk, zavalh halk, ayTürkçüler, türkçeciler hep bir adınlarm ve uyanıklann kendi başma bıraktıklan kimsesiz halk, raya gelse, dilimizden atamıyacağıkurtulma aşkı Mustafa Kemalın mız bazı sözler vardır. «Zemâne» kurtarma iradesile birleştiği zaman sözü bunlardan bıridir. Doğrusu güle güle inanan, seve seve be böyle bir farisi söz, bin bir Çuvajnimsiyen ve yobazlığı sindiren halk, ça kelimeye Jeğtr. Züppeleri de bir şimdi vicdanının en nazîk yerınden yana bıraktım. Yağmur bulutla geburularak ne yapacağını şaşırmış lip bulutla gittiği gibi, onlar da tır. Ezanı kekeliyen, namaz surele moda ile gelir, moda ile geçerler. rini kanştıran, rek'at sayısı bilmi Sakallannın bir usturalık ömrü yen, fakat her köyde, her bucakta vardır. Fakat bütün zamanlarm mantar gibi biten yobazlar, ona kara kuvvetine yaslanan zemâneciyeniden, şeriat zaptiyesi gibi kendi lerden bakahm ne vakte kadar nekendilerini musallat etmişlerdir. Ier çekeceğiz? Vesikalı meczublar, yani adam ölSâhi bir şey soracaktım: Incil odürseler bile hapse atılmıyacak o kuyan radyo var mıdır? Atay IIIMIIIIIIMIinilllllllllllllllHIIİIIIIIIIIIIIIIIIIIIMII «Adana» vapurundaki kaçakçıbk hâdisesinin tahkikatı Doğu Akdenlz seferinden donen •Adan»» vapurunda kaçakçüık yaparlarken yakalandıklarım ve Adliyeye teslım edlldiklerini yazdığımız jebekeye aid tahklkata Savcılık tarafından dün de d? .am edılmiştır. Kaçakçılık şebekesine dahil olduklan idd:a edilen geminin hastabakıcılarından Hed.>e ile arkadaşı Aliye dun ssbah Adli\eye celbedürrışler, sorgularını mı.teakıb tevkif olunmuşlardır. Ayrıca ıki tayf^nın da bu şebekeye dahil okiukiarı ıhbar ed.H'ğ.nden onlar haltkır.'lı üa takıbata başlanmıştır. Şehirde gürüHüye karşı tedbirler Vali ve Beledlye Başkanı Fahreddin Kerım Gokay çarşamba gunü kaymakamları toplantıya cağırmıştır. Bu toplantıda şehırde g.ır^'tunun men'l görüşulscek ve kcnuşmsyı gazeteciler de Uklb edeceklerdir. Tuzsuz Tereyağı Fiatı düşüyor. Şehrimizin tanınmış fabrikalarınT dan Eminör'"' r,"vrianı ofobüs r"tırağında BÜYÜK BAKLACIC^ıLU, en bııiriM nevı ^unlÜK İNEK TEREYAĞINI 6 0 J C taze koyun tereyağını 440 a donmuş paketlerde perakende satışa arzetmiştir. Hem de, 25 de 1 paket bedava veriiir. öksürüğü 3 keser. Lugat yüzünden İsmail Hâmi Danişmendin başına geleni bilir misiniz? Fransızcadan türkçeve dil kılavuzunu yazdığı sıralarda, nedense, polisler evini basmışlar. Dostumuz lâtince deyimlprin karsılıkları üzerinde imiş. Polislerden biri müs veddelere bir göz atarak: Evet belli, belli .. demis. Nedir o belli olan? Ne mi? Aradığımız câsus... Bu fıkraya İsmail Hâmi Danişmendin değil, «casus belli» nin başma gelen, diye başlamahydım. Nasıl, yeni yazının alfabesini yaparken, harflerin milletlerarası deZeytinburnu Gccekondularının ğerlerınden bu kadar uzaklaşır mısınız? O polis jrnidir, yoksa bir başihtiyaçlan kası mıdır, yeni yazınm ilk günVali ve Beledıye Başkar.ı Fahredd n lerinde bir Alman artistini, gene Kerım Gokay dun Zeytinburnu Gecekor.du mahalleslnl gezmijtlr. Buranın nedense, sorguya çckecekmiş. Türk ansyolunun insası lhaleye konmustur. çe olarak sormuş: Ara yolları kendileri yapacaklardır. Adın ne? Gecekonduların damlarına kıremıd Alman kra suali anlamadığı için konscaktır. Halk burada bir pazar teslsinl lsternlştir. Kabakulak hastalığı ile cevab vermemi$. Memur efendi bimücadele edilecektir. Gecekondu seke raz düşünerek ko'ayını bulmuş. nesi bir Jkmekteb blnajı istemektedirler. Burada evlere eiektrik verılmesl Bir kâğıd üzerine yeni harflerle içln 300 000 llralık bir masraia ihtiyaç « Adınız ne?» sualini yazıp ugörulmüştür. zatmış. Artist gene cevab vermeyince: «Ankara» vapuru dün gitti Yahu bunun okuması da yok... Ankara vapunı dun saat 12 de 52S demiş. yclcu ve 100 ton yük ile Batı Akdeniz Nasıl, her yaptığınız marifeti, »eferine çıkmıjtır. Gemi İle gidenler arasında Ord. Prof. Dr. Mazhar Osraan halkı kandırmak için, «her derde Uzman. Prof. Mustafa Re$:d Belgesay, devâ» diye över misiniz? Prof. Ziya Arten, Prof. Zeki Zeren, Gelelim, bir türkçesi bulunmadıProf. Şevket Salih Soysal. Prof. Robert Allen, tstanbul Üniversıtesinden 34 ki ğına bir yiyip bir. şükredeceğimiz slllk blr gnıp ve Galatasaray Lisesl sadede! Lugatlerim \anımda olsa Miidürü Behçet Güçer vardır. züppe kelimesinin bir arabcası var mıdır, buna^ugatçi ne mana verÇoruh şilepinin dış limanlar miştir, nereden gelmiştir, anlamağa arasında,ki seferleri çahşacaktım. Kimlere züppe deriz? DenlzyoUarı îdares.nin Amerikada Meselâ, Londrada sık sık yağmur bulunan Çoruh {llepl Amerikadan Hamburg limanına kereste gbtürmek yağar. İngilizler, ikide bir ıslanıp ettirmemek üzere bir taahhüde glrmiştir. Ayrıca, zekâlarından şüphe Yorgad alleplnin de Avnıpa l.rr.anla için, »emsiye ile sokağa çıkarlar. rına çejldll mal getlrmesl üzerinde Yazm bir ayda üç dakika yağmur DenlzyoUarı İdaresi Ue muhtelif fır düşmiyen İstanbulda. sırf İngiliz rnalar arasında görüsmeler devam etâdetidir diye,. bir kimse sokakmektedir. ta şemsiye ile dolaştı mı, züpDenizyollan İdaresinin talebe pe, deriz. Nitekim vaktile Izmirde böyle bir benzeme düşkünavlunlan için bir karan Şimdıye kadar tahslllerını bıtjdıkteu nü varmış. Sigara tiryakisi iken, sonra Avrupaya ihtisaj ve tetkik yap İngiliz «anılmak için pipoya maya gidenler D«nizyolları gemiler.nde özenmiş. Fakat alaturka çubuk gibi tenzilâta tabi tutulmakt& ldller. Danizyolları İdaresi aldıgı yeni blr kararla bir ucundan tutmazsa, pipo bir bundan tonra Avrupaya (ıdeeck olan türlü ağzında durma2mış. Düşüne bu ıckll yolcuların yetkill makamlar düşüne akıl neye çare bulmaz, dutarafından resml belge getirmelerlni daklannın sağ bitiminden içeriye 1 jart kosmustıa . doğru iki dişini iöktürmüs. Böyletstanbul P. T. T. ciler Cemiyeti ce nihayet pipolj* bir »ğız edinebilötrendliimlze gor«, tıtanbul P. T. miş. İşte bir züppe ömeği daha... T. dlerl bir oemiyet kurartk faallyet* Paranın, mucevherin halisi kalpı baslamıslardır. Cemlyet* üy« olmak için yapılan müracaatltr devam et olduğu gibi, âdetlerin, zevklerin mektedir. giyini», duru? ve davramılann, hat tâ görüşlerin, düşünüş ve inanışlaBir at hırsızı yakalandı Karagümnücte oturan MefartMd adında nn da bir tabiüigi, bir de ele dile, biri çaldıgı atı o clvard&ld paıarda ağza göze, üste başa, akla mantığa •atsrken, polla vazlfealnl gör» Jandarma bir zorlanılmışlığı vardır. Takma •rlerinden Ali kendlılnl yakalamak g8z gibi takma bakı? da olur. FalstamlftİT. Fakıt at hınııı yakalanmamak İçin atı bıraktlgl (Ibl kaçmaga şist rüppesi, kirpiklerini yolarak, Romatizmanın «harika ilâc» ına başlamiftır. Jandarma crl durmuı çln hep Mussolini gibi bakar. Nitekim Mehmede tDur!» emrl venrüs»e de at Hitler züppesi, saçı kıvırcık da oldair izahat Dünkü layıır.ızda çıkan romatizma h;nızı dlnltm«m!| kaçmakt* devam sa, alnının üstüne zamkla bir tunın tedavisine dair yazı üzerlne muh •tmljtir. Bu vaziyet karsıruıda Jandar tam perçim yapıçtınnadıkça rahat telif okuyuculanrr.ız «Cortısone» haJt ma, arl «ilih kullanmak zorunda kalmif, edemez. kında malumat «ormaktadırlar. Bu llaç Mehmtdl yaralamak nıretll* yakalaH«nch ve Kendell taralından bulun mıstır. Mehrned C*rrahp*(a haıUnestn« Züppeler yalnız salonlarda. piyamuştur, Tur Merek fabr'.kasınc» istlh kaldınhnıstır. salarda ve caddelerde midir? Mosal ed.lmeTctedir. danın gokulabildiği, girebildiği, yaKadyo Yayınlan Danışma yılabildiği her yerde ve her şeyde, Küçük Haberler Kurulu toplanıyor rüppesi de kendini gösterir. Fakat, Basın Yayın ve Turizm Genel MO + tSTANBUL {Oplcrlnl yakma İJUJ doğrusu, bizim panayınmızın lubldurlüğü tegkilat kanunu gereğince, yonu tecrüb«leri ytpılacak bu tacrUbe. yatmdan bir haylisi gibi, son zaTürkiye radyolarmda yapılacak yayın ler lyl netle* verln* (ehrJi muhtelif manlarla üreyip türeyen irtica züpların esasları ve programları hakkındt ycrlerlnd» bu Utaıyonlar tMİı »dlle peliğinin de misli menendi görülgonişlerlnı blldinnek üzere teşkil edi cektr. len «Radyo Yaymları Daniîma Kurulm • SON ( fün lçind» fthrimlzln muh müş müdür, bilmiyorum. lkincl toplantısmı 10 temmuz pazar tellf lemUerrnd» 14 kudin rakao olHaydl «damcağız «akidir, edebltesi günü Ankarada Fladyoevi blnajında mu}tuT. yapmağa davet edıtniştir. • ANKARADA yapılan toplınüd» yatta divan ve inşa meraklısıdır. •lınan karan göre, Sümerbaok alım Ya$ayışında tanzünatlıdır. Anlayıfinda Osmanlıdır. Sofuea ve gerisatlm subesl lAgvedılmlyectktİT. PİLLİ RADYO • SELANtK tzdlertndm mOrskkeb cedir. İnkılâb dediğimiz }eyler, 30 . 40 klsilik bir kafile yakınd* f»h. şöyle böyle dışına biras dokunmu;S A H1BLER 1 rlmlze gelecck ve Türk lıcilcrl tara sa da için» rurmamıştır. Hürriyete Dünyanan en ijn batarjaları olar. fından karsılanacaklardır. • TÜRK Matbaacılar Cemlytttnln f>v kavugtuğundanberi, eğer bir kaP E R T R I X İsves pil ve batar kalâde kongreal (irtambt günü aaat lemde kâtibs», ilk isi Babıali kllyalarını bugünden itıbaren İstanbul II da Afirefendl cadded Beyktr ha selerini yerll yerine oturtmak, diScrğisi LUXOR p*aviyonlarile rad nmdakl cemiyeti markezlnde toplana lekçe ve dilekçi gibi avam lâflarını yo mnğazalarmda ve taşrada da şu caktır. kibar kitabet dilinden koğmak ol•• İSTANBUL Ziraat Odası perjembe * şehirlerde bulabilirsiniz. Ankara günü tabah *aat onda VlUyet Meclis muştur. General kelimesi gözüne Polatlı Izmir Bursa İskende odasınd» Vali Dr. T. Gökayın huzurlle ilişti mi, paaa'ya, bay sözüne rastlarun Antakya Eskişehir Kon bir toplantı yapacaktır. dı mı, bey*e çevirmek için içi tit ya Ödemiş Muğia Trabzon • ADANA vapunı bugün taat 14 te rer. Kadyo müdürlüğüne imzasız N^zilli Stimsun Tosya Kırık Doğuguney Akdenlz ieferine çıkacak mekrub yazarak Kahire ve Cezatır. han Manisa. yir programlarmı ömek edüımekt» N O T : 3u partimizden istifade RAMAZAN 23 PAZAB ) daha ne kadar gecikeceğimizi ve eğer doğrudan doğruya bir softa ise, edememek zorunda kalacak takMenemen Divanıharbi jehidlerine dirkârlarımıza. Izmir Fuarına gee ne zaman mevlid okunacağını soI lecek partiden ayırcbilmemiz için â •J < rar. Bunlann birer de züppesi varisimlerini aşağ'daki adrese bıhlir dır. Belki de »oyadlan kanunu ile meîeri ricT r! '.nur. V. ] S.35 13.19 17.19 20.43122.43 3.23J yaşıt denilecek kadar gencdir. İsUfflunu M ncssiîlik P.K. 209 E. | 8.54 | 4.361 8.36| 12.00' 2.00 6.37 j met İnönü Paşa, yahud, Şemseddin İstanbul Londrada toplanacak Milletlerarası barolar konferansma katılacak olan 5 kişliık Türk heyetine mensub avukatlardan Haşim Refet Hakvar, Rasim Cenanl ve Necdet Yelmer dün Ankara vapunı ile İngiltereye muteveccihen sehrlmlzden hareket etmlşlerdir. Gemde kendlsl İle görusen bir arkadasımıu heyet bajkanı Hasim Refet Hakarar şunları soylemiştir: « MHletlerarası Barolar Blrliğl kongresinde istanbul Barosunu temsıl edeceğiz. Dolayısile de butün Turk avukatlarının ses. bu kongrede du\ulmus olacaktır. 50 ye yakm mületin bayrağı arasında Turk bayıağı da lâyık olduğu şerel ve ihtlram yerinl alacagı İçln ıevinç ve gurur duvuyoruz » Milletlerarası barolar töplanhsına katılacak heyetimiz dün gitti Batı devletlerinin yardımı Asyayı kurtarabilir mi? Kore harbi bugün bütün dünyanın dikkatini üçüncü bir büyük harb tehlikesi gibi endişeli bir iüşünceyle Uzakdoğuya çekmiş bulunuyor. Amerikan yardımı harbi önlemeğe muvaffak olacak mı? yoksa' tehlike bütün Uzakdoğu.vu sararak yeni bir dünya harbine yol açacak mı? Bu suallerin cevabı ancak o bölgedeki vaziyetin ve hâdiselerin esaslı bir tetkikile verilebilir. Asağıya aldığımız makale ingilizcc oDailv Tcleştraiih • gazt'tı s nirı Singapurdaki hususi muhabiri Denis Warner tarafından yaıılmıştır ve meseleyi vukuflu bir şekilde gözden geçirmektedir. Bugün, Koreden sonra komünist tecavüzü tehlikesine en fazla maruz bulunan bir bölge vardır ki o da cenub doğu Asya memleketleri Hmdiçinî, Siyam ve Birmanyadır. yor ve bunu pek tabiî buluyor. Bu memleketlerin tehlıkede olması Maays, Asyanın geri kalan yerMalaya için de huzursuzluğu mulerıne nısbetle. nüfusu pek kalacıb olacak bir keyfiyettir. balık olmıyan bir yerdir: Sadece 6 Vahşi ormanlardaki 35 bin komilyon. Bununla beraber, 1931 den münist çetesi şimalden gelen beri, yirmi sene zarfında bir çeyrek maddî ve manevî destekten tamanisbetinde artmıştır. Japonyada ise mile mahrum bırakılacak olsa, vanüfus senede bir milyon artmaktaziyetin halli pek o kadar güç olmıdır ve bugünkü nüfus 100 milyona yacaktır. Fakat şimaldeki hâdiseler yaklaşmıştır. bu komünistlere cesaret verici maElindeki kaynaklardan azamî ishiyettedir. olduğu Cenub doğu Asyadaki kanşıklık tifadeyi temine muvaffak lar Çin komünistlerinin ilk ayak takdırde, Japonya nüfusunun ancak lanmalarile başlamıştır ki bu, hiç 67 milyonunu besliyebilecektir. Gede bir tesadüf eseri değildir. Şimal ri kalan 33 milyonun yiyeceğini tedeki komünistlerin galebe çalma darik edebümek için ise, bu miksile bunlann da faaliyetleri artmış tarda ihracat yapıp açığı dışandan ve hele Pekin hükumetinin İngilte temin etmek mecburiystindedir ki re tarafından tanınması üzerine buna ancak 1970 senesinde muvaffak olabilecektir. had derecesini bulmuştur. Krinc kâsesi Hindiçinl, Siyam ve Birmanya, cenub doğu Asyanın pirinc kâsesi vaziyetindedir. Malaya Çinlileri de her bakımdan bu kâsenin uğrayacağı değişikliklerle alâkadardır. Nitekim, komünistlerin zafer kazanır gibi görünmeleri üzerine Malayada sola doğru bir temayül başlamıştır. Komünizmin artık durdurulacağına dair bir alâmet gorülecek olsa bu cereyanm sağa doğ ru bir istikamet alacağı muhakkak tır. Hfidiseler ne şekilde cereyan edecek olursa olsun, İngilterenin Malayayı muhafaza edeceğine şüphe yoktur. Büyük bir muharebe olmadıkça, Ingilizler burasım ellerinde tutabileceklerdir, zira buradaki askert vaziyetleri pek kuvvetlidir. Malayada kazanılacak muvaffakıyetln bütün tpirinc kâsesi» nde, hattâ İndonezyada büyük bir tesiri olacaktır. Zira bugün İndonezya Cumhur Başkanı Soekarno ile Başbakanı Hatta, bir taraftan yeni devletin ilerleyişini tanzimle meşgul olurlarken, diğer taraftan da civardaki komünist tehlikesinin kendi topraklannı sarmasından endişe duymaktadırlar. Niihıs derdl Baü devletlerinin şimdiye kadar baş\iırduklan piânlann hepsi Uzakdoğudaki komünist ilerleyişini ancak muvakkat bir zaman için durdurabilmiştir. Bugün gerek Amerika, gerek İngiltere bu memleketler* daha genis v* uzun vadeli bir iktisad! yardım plfinı üzerinde düşünmeğe baslamıslardır. Fakat uzun vadeli bir plânın geç •kalması ihtimali çoktur. Sonra, bir milyar insanın hayat seviyesini yükseltebilmek nasıl ve neyle kafcil olacaktır? Bu memleketlerde büyük bir lktisadl kalkınma lâzımdır, çünkü nüfus kalabalığı muazzamdır. Singapur gibi büyük sehirlerde bir odada elli kişinin yattığı görülmektedir. Cava gibi zira! bir memlekette bile kilometre murabbaına 3035 kişi düşüyor. Bir kadın on, on beş sensde on, on beg çocuk sahibi oluKomünizmin maskesi Bir Asyalı için, hükumetin şekli ne olursa olsun, mühun bir mesele değildir. Çünkü baştaki her hükumetten emir almağa ahşmıştır. Onun için, hükufnet değişmekle kendisinin bir şey kaybetmiyeceği kanaatindedir, hattâ belki de bu değişiklikle tesadüfen bir şey kazanabileceğini umar. Milliyetçilik cereyanlan umumiyetle büjiik kütlelerden değil, küçük zümrelerden doğmuştur. Fakat, Çin ve Hindiçinî gibi, bazı yerlerde komünizm kendisini milliyetçilik gibi göstermeğe muvaffak olmuştur. Bunun içindir ki, oralardan komünizmin yerine geçecek başka bir cereyan yaratmak daha zordur. Bu ancak askerî yardımla belki kabildir. Fakat bu yardımın muazzam bir Blçü üzerinden yapılma«ı lâzım gelecektir. Malayada 90 bin kişilik İngiliz ve yerli kıtalarile polis kuvvetlerC kendilerinin yinnıde biri nisbetindeki faal bir kuvveta kartı iki yüdanberi mühim bir netice elde edememiştir. Hele Hindiçinî gibi memleketlere askerl yardım elden el» geçen blr oyuncak gibidir. Japonyayı onutmadılar Doğu Asyada Japonyamn husuri bir mavkil vardır. Clvarmdaki memleketlerl* beraber toskil «ttiği «refah dairesi» nin, cenub doğu komsularının kanşıklığa atılmak cetaretinl göstermelerinde büyük bir rolü olmuftur. Bununla beraber, bugün Japonya Asyada iyüik doğuracak büyük bir kuvvet haline gelebilir. Japonyamn «Asya için bir imalâthane» olmağa başladığı İlk defa olarak 1947 sonlannda, o zamanki Amerikan kara kuvvetleri müstesan Mr. William Drap«r tarafından haber Ycrilmlsti ki bunun böyl» kabul •dilişinln Asyada n<"«""" yeniden kuruluşuna ve hayat seviyesinin umumiyetle yükselmeğe başlamasma yardım etmiş obnaaı ve hâlft da etmesi kuv vetle muhtemeldir. Fakat bu görüşün dayandığı bir düsünc* vardır ki o da Asyanın ıMUiıumHUMUHüUiiııımuMuımuHuııııutııı harbi, affetmese Dile, unutabileceği düşüncesidir. Bu, faraziyenin en zayıf tarafıdır. Asya ve Okyanusya Japon tecavüzünü ve istilâsmı unutmamıştır ve daima aynı acile hatırlamaktadır. Bu memleketler Hiniistan, Birmanya ve Siyam müstesna bugün Japonya ile ancak zaruret dolayısile ticaret yapmaktadırlar. Başka pazarlarla alışveriş imkânını bulur bulmaz derhal o tarafa döneceklerdir. Bunun da tehlikesi aşikârdır ' Japon Churchill'i Japon Başbakanı Şigero Yoşida, kendisinin «Japon Churchill'i» olarnk tanınmasından pek hazzetmektedir. Akıllı bir ıhtiyardır ve bir çok rivayetlerin hilafına olarak, samimî bir İngiliz taraftandır. Kendisini harbden sonraki iki sene zarfında Japonyada iken yakından tanıdım. Fakat, onun her şeyden e\'\el Japonyayı sevdiğini de gayet iyi bilirim. Yoşida Japonyanın komünist Çinle tekrar ticaret münasebetin» girişebilecesini açiKça söylemijtır. Zira Japonya Mançurya ile bir ticarî butün teşkil etmesi sayesir.de inkişaf etmiştir. Mançurjamn da Japonya ile yaptığı ticarî işbirliği sayesinde inkişaf ettiğini de Yoşida kadar kuıllar da oilmektedirler. Eğer Batı, Japonya ile ticaret münasebaüna girişmek istemezse Asya komünistleri blokunun bir gün bundan istifade edecekleri aşi kâr bir hakikattir. Bu tehlikeyi bundan bir buçuk sene evvel, Tok yodaki bir müttefik iktisadcısı haber vermişti. So\j et blokunun bir çok pazarları vardır. Fakat bundan daha mühimmi, ham maddeleri ve Japon fınnlanna kömür temin edecek ocaklan bulunmasıdtr. Buna raukabil, geniş bir Asya Marshall Plânı da Japonyanuı suıaî imkânlanndan istifade edebilir. Şubatta Bangkok'ta toplanmış olan Amerikan diplomatlan konferansında bu nokta işaret edilmiş, fakat Asyanın muhtelif taraflarından gelen itirazlarla karşılanmıştı. Fakat, ne olursa olsun, Baü devletleri Asyaya kuvvetli ve tesirli bir yardım düşüncesini Ihmal edemezler. Nüfusu dolup taşan bir Japonyanın bir gün Büyük Okyanusu gürültüyle aşması tehlikesi vardır. Komünist tehlikesi ne kadar büyük ve yakınsa, Japon tehlikesi de, belki blr nesil lonra olmakla beraber, ayrte ehemmiyettedir. Bu tehlikelerden lkincisi vaktinde önlenmezM ileride birincisini destekleyen T* takviye eden bir şekll alabllir. Buna mukabil, vaktinde onlenirse, diğer tehllkenin de Snünt geçümij olur. Japonya da dahil olmak üzere bütün Asya memleketlerinin kaynaklanndan istifad* ederek hazırlanacak olan yeni blr Marshall plânı bu kıtada komünist tecavüzüne blr sed çekebilir. (Dally Telejraph'tan) r ^^mmm f tıtankul Tcknik Ürvlversitesl Mimarhk FakültMt tklnd yapı kürsilsü profe•örlügüne mezkur kursü doçentl Yüksek Mlmar Orhan Safa, Ekonoml ve Ticaret Bakanlı£ında açık olan Sanayi Islerl Genel Mudürluğu Sanayi Müfettisllğine aynı Bakanlık eski ölçü ve Ayar Müdürü Hilml Celil Günalp tayin •dllmltleTdlr. Teknlk Üniversitede bir rayin Imaak I s MUAZZEZ EGESOY ile NAZİF ERKIİ nikâhlandılar. Üsküdar: ' 6.7.1950
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle