12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
T Ü R K î Y E BİR DAKİKA : 'n\ Bitaraflık on ifünlerde İsveç ve Hindistanın Kore hâdisesi karşısında takındıklan ta\ir, mevcud milletleraraM durumda •bitaraf» bir siyaset (akib edîlnıesine artık imkân kalmadığını bir kere daha göstermiştir. Güvenlik Koııseyinin Kore tecavüzü hakkıodaki karanna ezelî bitataflığı ile tanılan İsveç'in de iştirakc hazırlanması bithassa bu bakımdan tıi\nk bir mana taşınıaktadır. Halbuki son günlcre kadar İsveç Rusyaya karşı bitaraflıjını muhafaza için hpr çareye başvıırmuş ve h«?lki de bumın için Skandinav blokuuun teşkiline mani olmuşhı. Bir vakitler sakin bir hayat siirlaekte olan Altnanlar çocuklarını korkuttnak için •İsveçliler gelivor» derlerdi. O dcvirde İsveç orduîannut silâh sesleri ta Besarabya ovalaruıdan işitilirdi. Fakat iiç asır scnra vaziyet tersine donmiiş ve butün faaliyetlrrini dahilî kalkınma islerine hasredcn Skandinav memlekeUeri devamlı olarak Alman ve Rus silâhlarının tehdidine manız kalmışlardı. Bu memlekellerin her biri basiretli ve bitaraC bir siyaset takib etmislerse de bu hal, Norveç ile Danimarkanın Almanlar, Finlandiyanın da Ruslar tarahndan işgaline mani olamamıçtır. Bunlann araşından yalnız İs\eç takib ettijn siya^etin semerelcrinı bırinci cihan harbinde nlduuıı çibi ikinci cihan harbinde de KÖrmüş ve iscal altına d'smekten kurtultnuşhır. Belki de bu yiizden, Norvee ve Danimarka Atlantik pafctma girerlerkcn tsvcç bu hlokun dışmda kalmtştır. Şimdi ise bu memJeketin de komunİ7me karşı dernokrasi cephesinde kati olarak yer slmeyn hazırlandıjjı nörülmcktedir. Bumınla berabcr İsveç bugün veya yarın Atlantik paktına katıltnası vpya Rusyaya müteveccih sayilabilecek bir Skandinav bolukuna eirmesi beklenmemektedir. İkl asırdanberi bitaraflığı benimsemi« olan bu milletin siyasetindeki dejişiklicin tamamlanmasını belki de silâhlı bir miidahale miimkiin kılacakhr. Hindittanda da bıına hcnzcr bir vaziyet miışahcde edilmektedir. Her ne kadar Hind Dı$ î^leri Bakanlıjn tamfından neşredilen bir tebliğ. Güvenlik Konseyinin Kore'ye dair kararını destcklemenin bitaıaflık siyasetine halel jretirmiyeceğini l»clirlmi??*" de. Yeni Pelhi hiikumetlnin knmünizmin yayılroısını önlemek üzcro kunılvtn cephede yeîini isgale harırlandıj!) . nakkakVı. Pandit Nehru'nui Batı ile Dojhı arasında bitaraf bir iiyasc* triirmek huMitıındaki arzuları sık <ık 'serlenişiere yol acmıştır. İnçilîzler Cıiliiml'o konfcransı tı müteakıb Ame?ikalilar da Hind Basbakanının \Vashincton seyahati sonunda bu siyssette bir dejpsiklik bcklemişicrdi. Bu tpşehhüslerin, Hindistanın son karari aİTnasında rnt oynadıjı pek zannedilmemektedir. Daha çnk Pıındit Nehrunun Güneydnğıı Asyada yaptıjn ve geçen hafta tamamladıjji ıır.tın scyahat esnasında «ivsjetinde bir değisiklik yapmak liirumunu hissctti^i ve buna da A»vs memleketleri ile temastan C.HP. programında yapılacak tadilât Bastarafı 1 inci sahifede Anayasada devlet idaresine aid hükümlerin tadilı hususu vardı. Kuvvetler birliği esasından kuvvetler aynlığı esasınj gidilmesi uyg'in görülüyordu . Gelecek kurultaya kadar incelenecek olan esas şöyle tesbit edilmişti: Partimiz memleketimiz için en uygun devlet idaresinin kayıdsız şartsız millet eğemenliği esasma dayanması hususuna inanır, bu eğemenliğin millet adına kullanılması kuvvetler aynlığı esasına dayanmalıdır. Yargı hakkı millet adına usul ve kanuna göre, bağımsız ve tarafsız mahkemeler tarafından kullanılır. Partimizce Türk devletinin milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve devrimci bir Cumhuriyet olması esastır. Tüzük tadilleri Tüzük üzerinde yapılması istenilen teklifler arasında, partinin her kademesinde ihtısas komisyonarı kurulması. Genel Sekreterin Kurultay tarafından seçilmesi, divan üyelerinin kırktan otuza indirilip idare heyetinin bu divan ueleri araşından seçı'.Tiesi '">riı. Münakaşalar daha r.iyade 4?vlet idaresinde kuvvetlerin îefrikı e«jsının programa ahnması mevzuu. üzerinde oldu. Cumhur Başkanının ek derece ile seçilmesi, kabinenın Meclis dışından teşkil edilebilmesi, âyan meclisi kurulması g : bi esasları ihtiva eden, kuvvetler ay.ılığı prensipinin programa ne şekilde gireceiçin Hakkı Tarık ilk konuşmayı yaptı. Komisyonda tesbit edilen esasın derha! görüşülerek Kurultayın orensip karanna varması ve bu esaslann teşkilâtın fikri de alındıktan sonra 9 uncu Kurultayda programa sokulmasını istcdi. Ingilteredeki Işçi Partisinin de iktidara geçtikten sonra aynı usalü tatbık ettiğini bildirdi. Feridun Fikrinin mütaleası Feridun Fikri Düşünsel bu mütaleaya itiraz etü, kuvvetler ayrılıj,ında muhtelif şekiller olduğunu, Amerikada cari clan usul ile, Ingihere, Belçikadaki parlâmantcr sıstemi misal verdi. Amerikadaki hükumet mesuliyetinin Meclis dışmda Cumhur Başkanının selâhiyetile kurulduğunu İngiltere de ise ayrı bir sistemin mevcud bulunduğunu söyledi. Mevzuun çok ince olduğuna işarctle «Anayasada tadili istical edecek vaziyet yoktur. D. Parti nasıl bir anayasa tadiline gidileceğini tasrih etmemiştir» dedi. Kuvvetler ayrılığının hükumet n esuliyetınin Meclisten alınması gibi esasları da ihtiva edebüeceği için bu Kurultayda verilecek acele kararın Halk Partisinin hükumet mesuliyetini Meclisten almakta acele eösterdiği zehabım efkârı umumiyede uynndıracağını izah etti: «Bu mevzu iyice incelenerek üzerimle esaslı çalıjılarak gelecek Kuıul»aya getirilmesi muvafıktır» dedi. Müttakıben daha ban delegeîer söz aldılar. dular. Bir delege: ıBaşkalanm küçülteceğimize kendimizi yükseltmeğe bakahm, nitekim seçimleri de bu yüzden kaybettik.» dedi. Cevdet Hıcalı «Erzurum» da tâdillerin aleyhinde idi. Amerikadan Ingiltereden ömek almağa lüzum görmedi. «Atatürkün bize bıraktığı teşriî nizam neler yapmağa muktedir olduğunu eserlerile isbat etmiştir.» dedi. Cemil «Hatay» bu değişik'.iklerde teenni ile hareket edilmesi lüzumunu ileri sürdü. Azaların C.H.P. ye yeniden kaydı için teklif Mıthat «Erzıjnım» bütün azanın Partiye yeni baştan kaydedilmesini ıstedi: «Seçim bu zarureti ortaya koymuştur. Bizden zannettiklerimiz bizim defterlerimizde adlan olanlar, karşı tarafa oy verdiler.» dedi Bundan sonra Tarık Us kürsüye gelerek uzun bir konuşma yaptı. Us, konuşmasına, Halk Partisinin iktidarda olduğunu hesabla isbata kalkan cümlelerle başladı: « Halk Partisi sadoce Meclisteki ekseriyetini kaybetmiştır. Halen iktidadadır ve millet içinde iktidan muhafaza etmektedir.» 18 ile 20 yaş arasmdakilerin sayısuiı hesablayan yüzde şu kadar vatandaşın seçimlere katılmadığım belirten ve nıhayet C. H. P. nin üç milyon küsur oy almış olduğunu kaydeden Hakkı Tarık Us bu yekuna göre partinin iktidan kaybetmemiş olduğu neticesine vardı: «D. Parti sadece kanun muvacehesinde Büyük Millet Meclisinde ekseriyeti almıştır.n dedi. Us aynı zamanda Türkiyede demokrasınin 1945 te değil, 23 nisan 1920 de Alatürk tarafından kurulduğunu kaydetti, ve İsmet İnönünün 1945 teki nutkile bunun yeni bir safhasımn başlamış olduğunu anlattı. Bu başlangıcdan sonra, sözü prog ram tadillerine girişmenin doğru olmıyacağını izaha girdi: «Meseleyi 9 uncu kurultaya bırakahmBu mühim bir iştir. Divan bütün gerekçeleri toplayarak teskilâta dağıtsın, önümüzdeki kongreye delegeler bu meseleyi bilerek kanaat sahibi olarak aelmiş olsunlar. (Yani iman taklidi) ile değil (imanı tahkiki) halinde bir inanışla gelsinler» dedi. Kifayeti müzakere takriri verildi ve netıcede bu kurultayda prensip karanna varılması uvgun görülerek Düşünselle, Tann Usun tezleri reddolundu. Komisyonun raporu madde madde okundu. Her madde üzerinde görüsmeler acıldı. Maddeler asağı yukan komisyonun teklif ettiği şekilde kabul edildi. Fakat tüzüğün bütün maddeleri tadil edilenlerle birlikte gözden geçirildiğinden mü zakerelere yann sabah devam edilmesi kararlaştırıldı. Alıııaıt statttstt Londra, 2 (a.a.) Almanyadaki işgal statüsü, pazartesi günü yeniden incelenerek Bonn hükumetine daha fazla, Batılı müttefUclere ise daha az kuvvet verilmesi hususu tetkik edilecektir. Amerikan, İngiliz ve Fransız delegelerinden mürekkeb olan heyetler i^gal statüsünü incelemek üzere toplanacaklar ve tâdil için lüzumlu olan tavsiyeleri kendi memleketlerine bildireceklerdir. Heyetin çalışmalan 3 nokta üzerınde toplanmıştır: 1 İşgal statüsünü tetkik, 2 Batılı kuvvetler ile Almanya arasındaki harb halinin değiştirilmebi. 3 Almanyanın borçlan ile yeni hükumetin, üçüncü Reıch'ın hukukan yerini alması meselesi. Güliinç bir Rus iddiası Paris, 2 (a.a.) Tass ajansı dün akşam Sovyet hükumetinin Amerikan hükumetine verdıği notayı yayınlamıştır. Bu notada Sovyet hükumeti, Amerikan uçaklarınm Doğu Almanya Cumhuriyeti topraklarına patates böceği (dorifora) atmalarını protesto etmektedir. Bu nota, Alman hükumetinin Sovyeı hükumetine gönderdiği mesajı bahis konusu etmektedir. Aiman hükumetinin mesajı, Amerikan uçalclarının dorifora attıklarını teyid eden mütehassıslann raporunu ihtiva etmekte idi. Washington'dan gelen bir habere göre, Sovyet notası o kadar saçma bir iddiada bulunmaktadır ki, bu notaya Amerikan hükumetinin bir cevab vermesi bile beklenmemelithr. Kongre eğlenemiyor Cumhuriyet Halk Partisi kongresi devam edip giderken akla gelen şeyler pek çok. Bunlardan biri de kumaş meselesidir. Parti son Kıırultayına gelen delegelere bol keseden iiçer beşer metre kumaş hediye ettiydi. Tabiî gelsin, dendiydi, Sümerbank. Bu sene o yok. Elbette ol•mıyacak, bari birer külâh Mevlid şekeri veriverseydiler. Diş kirastna alışmış delegeler boş dönmemiş oîurlardı! D.N. GüzeHik KraUçeli M Ü S A B A K A S I 3 Alaturka mı, alafraıtga mı? u sırada okuyu fazla mektub alıyo: Bir iki şaşkuı istisnasi bunlann hepsi cemilek; ve edib kalemlerden çıkmıştır: hepsi bizim fikirlerimizi tasvib ed edada değildir. Böyle olmaması bizim için ayrıca bir kıymettir. san hep kendisine: Evet! diyenlcri işitirse flkirlı rinin şaşmazlığına inanır. berb bir şey olur. Onun için ben bu oiti raz edalı» mektuhlardan bazılar «zemin ve zamanı düsünerek de: cetmekte fayda jrörürüm. Bunlard birini de bugün size sunuyonım. «Aziz ve muhterem Burhan Felek Uzun senelerdenberi yazılarım: muntazaman okuyan. severek ve takı ederek okuyan bir karnnlzim. Son İn1 habat dorayısıle, gerek atiaylığız ea sında, gerekse ıntlhabattan eonra y. rnıs olduğunuz efendlce yazıları sizı tamajnüe tasvıb ederek zevkle o. dum. Yalnız bir meselede ırutabık madığımızı görmekle mutee^sir olm tayım. O da radyo programlarındı a'aturka ve alafranga musikl mesel dir. Kore lıarbi Basmakaleden devam değil. ş.imalinde de darbeler indirmeleri emredilmiştir ki bu da stateji bakımından çok yerinde bir karardır.. Çiinkü Cenub Koreye taarruz eden kızıl Kore kuvvetlerinin kaynağı ve üssii 38 inci arz dairesinin simal tarafındaki topıaklardadır. Bu kaynak ve üs, stratejik lıava hiirumlarile esaslı surette vurulmadıkra miitearrı/ı yalnız tabiye sahasımlnki miidafaa ve taarni7İarla mailub etmek uzun siirer ve savaşlar, daha fazla can kaybına malolur. Modern harbde, diisjmanın gerilerindeki kuvvet kaynaklarını tahrib edorek barb güciikırmak suretile zaferi sağlamak. hir ana strateji prensipi olmuştur. Bu bakımdan Amerikan hava ve deniz kuvvetlerinin 38 inci arz dairesinin s,imalindeki kızıl Kore arazisine de hiieum etmeleri için verilen emir yerindedir. Biiylece cliismanı her nerede görünür vc bulunursa vurmak prensipine uyffun olan son kararlarla, Mr. Truman'ın askerlik bakımından eksik olan ilk emri tamamlanmış bulunuyor. Bir defa ok yaydan çıktıktan sonra. ba7i siyasl diişi'mcelerle yalnız müdafaada kalarak zafere ulas.mak miimkiin olamıvacaKina, mutlaka taarruz etmek lâzım gelecesine çöre. Amerika ile ona fi'len yardım eden devletler. çimdi doğru ve kestirme yola j{irmi«j bulunmaktadırlar. Kurultay seçimleri Kuvveder aynlığı ve kuvvetler birliği hakkında bildiklerini söylei'uer. Komisyonun noktai nazarını \imumivctle tasvib ettiler. Aynı zamanda bu iki mevzuun ne demek olduğunu, halka anlatılması lâzım gelriiğini ileri sürdüler. Tüzük üzerindeki değişikliklcr Tuzük üzerinde yapılan konu;malarda ise komisyon raporunun kabul ettiği esaslar tasvib ediîdi. Program ve tüzük değişiklikleri sonra karar verdipi tahmin edil üzerinde münakasalara devam edilm«"k*edir. Rpaliit bir siyaset takib mek üzere ilk oturuma saat 13.00 ettifinden jiiphc edilmiyen Neh da son verildi. ru'nun e\velâ Endonezya'da ve Öğleden sonraki oturum 15,30 da scnra da Malezya'da »öylediği ik açıldı. Tahsin Bekir Baltanın Cenutuk Hind slyasetinde bir deği nevreden telgrafla gönderdiği başiklik yapilacajh hissini uyandır }an dilekleri okundu. Asım Sivam, BigBiış değildi. Hind Ba^bakanı bu Feridun Fikri Düşünselin mütaleanuhıklannda komünizmi şiddetle sına iştirak etmedi. Mehmed Totakbih ediyor. Rus emperyalizm lunay (Malatya) ise Anayasa tâile kanşan komiinizmin önıinde so dilleri fikri eğer taraftar toplamak nunda Asya milliyetçiliği karşısıu için ortaya atılıyorsa bunun seçimda boyun eğerepini »öylüyordıı Ki de tecrübe edildiğini, faydası görülmediğıni söyledi. Salâhıyetsiz owuni?t tehlikenin Hindistan kapılarak öne atılan bir düşünce eğer larma dayanması ve Kn e teraviizü kongreden geçirilmek isteniyorsa, hplki de Hinrifctanın bitaraflıktan bvınu da doğru bulmadı. Muhtelif trm^mUe sıjTi'.niasma yirdım ede hatibler lehte, aleyhte konuştular. cekür. Bu arada parti çalışmalan münaÖmer Samt COŞAR sebetile bazı tavsiyelerde de bulun«CLMHURIYET» in EDEBÎ TEFRİKASI: S 1 Yeni Fransız kabinesi kuruldu Paris, 2 (R.) Fransız Başbakanı Queuille yeni bir hükumet kurmağa muvaffak olmuştur. Bu hükumette eski Başbakan Bıdault Başbakan yardımcıhğma tayin edilmiş bulunmaktadır. Dış İşleri Ba kanı gene Schumandır. İç Işleri Ba kanlığı, Başbakan tarafından idare edilecektir. Queuille hükumetinde HindiÇini meselesi ile bilhassa meşgul olacağı zannedilen Devlet Bakanlığına Paul Reynaud'nun tayini ilgi uyandırmıştır. Saştarajı 1 ıııci sahifede bugünden ortaya çıkmıştır. Bilhassa Genel Sekreter seçiminın mücadeleli olacağı görülüyor. Nıhad Erimi namzed gosteren kuvvetü bir cereyan vardır. Akşama doğru Kasım Güleğin adayhğını koyanlar da hararetli çalışmaya koyulmuşlardır. Faik Ahmed Barutçu, Cemil Said Barlas ve Mümtaz Öknı<j".in isimleri üzerinde de taraftarları çaKore harbinde siyasî ve askeri lışmaktadır. Reşad Şemseddin Sirerin Genel Sekreterlık adayhğını bakımlaıdan alınan ve tatbikına istemediği haber veriMi. Bu cere basiaııan kararlar ve hareketler yanlann çatışması dolayısıle dün neticcsinde K171I Korenin nihayet denberi ortaya Genel Sekreter o mağlub olacağına şüphe yokfur. Bu larak Şemseddin Günaltayın ism: vaziyet kars.ısında, kukla Şimnl atılmıştır. Korenin iplerini elinde tutan SovDivan üyelikleri için ortaya çı' yet Rusya ne yapacaktır? Kızıl kan listeîer arasında bir tanesi de Çarlık. Amerikaya ve oııunla behayli alâka toplamıştır. San liste raber hareket eden Birle;,mis. Miladı verılen ve daktilo ile teksir e letler teskilâtına dahil hür \e dedılmiş olan bu kâğıdlarda Ekrem mokrııt milletlere kar^ı bir haıbi Oran, Kazım Poroy, Recai Goreli g«ize aldırabilecek nıidir? MoskoHulki Karagülle, Atıf İnan, Şükrü vanın ne yapacağını ^imdîden kat'inıümkün değilse Koçak, İhsan Yalçın, Kşref Dizdar yetle kestiııııek Fuad Sırmen, Hacim Çarıklı Sü dc. son gelen bazı haberlere göre reyya Örgeevren Kâzım Özalp, ve Sovyetler Birliği, Kuzey Koreye Ahmed Hâmid Selgilin isimleVi dt komjU diycr komiinist memleketvardır. Bu listenin ortalığı Karış leıdeıı a.sker toplamak ve bunlan tıımak için dağıtıldıfiı sovlenmek sih'ıblatıdırmak suretilc Kızıl Kotedir. Dün dağıtılan listelprden e:i reye bilvasıta askeri yardımda buziyade rağbet gürenin Şemseddin lıınmak islfiııektcdir. Günaltay, Faik Ahmed Barutçu, İsSovyet Rusvauın Korede ınubamail Rüştü Aksal, Cemal Eyüboğlu, Dr. Kemalî Bayizid, Nazif Ça sanıatı durdurmak için ileri siirdüeatay, Scrver Somuncuoğlu, Nihad ğü şartlar, Anıerikanın Koredeki Erim, Cavid Oral, P.eşad Güıel, askerî harckâta son vermesi ve ceVedad Dıcleli, İlhami Sancar, Ek nub Kore Cuınhuriyetine yardımı rem Çiftçi, Kasım Gülek, Muzaf kesmı'si inıis. Bu sartların busriinkıı fer Canbolat. Zihni Betil, Yavu? vaziyette kabulii, Seoul'ün cenubuAbadan, Şefik Soyer, Sahir Ku na kadar inmiş olan Kızıl Kore rutluoğlu, Kemal Satır, Cemil Bar kuvvetleıiüin i^gal ettikleri yerleılas, Mümtaz Okmen, Atalay Akar de kalmaları \e demokrat Korelive Dr. Sadi Konugun isimlerinı leri imha etnıeleıi demek oldujiuihtiva eden cetveldi. Mavi mürek na göre Anıerikanın da, Birle>!mi«j keble basılmış olduğundan «Mavı Milletler teskilâtının da bu Kus liste» adı verilen bu adaylardan oyunıına gelmiyeceklerini tahmin başka bir pembe liste de elden eU etmek yanlış olmasa gerektir. dolaşmıştır. ABİDİN DAV'ER Evvelâ şunu soylıyeyım ki, ıız alaturka musüvnı Garb musikîsine cıh e'mekte tamamile serbestsinlz bu sız n munakaşa goturmez hakkııuzcır. Ancak radyodaki neşrlyat bir zevk meselçsmden z:yade, blr mı leket mesclesidır. "Memleketin her rafında genclenn de dmlemekte old' ları radyo nesriyatının gayesl ya b r zevki tatmln ehnekten ibaret mayıp aynı zamanda ders verlcl terbiyevi blr mahıyet olduğu muh tstanbul ksktır. İstlkballn temellnl te#kll edı cek gencler v» çocukların yetiştlrl 19 AYŞE KAYMAK ile de her ferd «Uakadu obr.akl» kelleftir. Alaturka muslM güzel olabilir. çok insanlarm zevklerlni okşıyabtlir; fakat inkâr olunmaz blr haklkartir kl bu musiki hünm verict ve tnsana uj turucu bir tesır yapan blr musiklı Insanın kâh enerjtsini kamçılıyan, dah» Eylulde İtalyada yapılacak 1950 juksek idealler pçşinde koşnıaya teşvik eden, kâh zevk ve leseye garkeden Milletlerarası Avrupa Güzellık Garb musıkİ5İ İle temamile blr tezad Müsabakasına katılacak Türkiye halındedir. Tanınmif klasik Garb muKralıçesıni seçmek üzere tertibleF:k: üstadlarının parçalarmı anlıyadığimiz müsabakaya iştirak edenrak dlnliycbilen bir lnsan muhakkak ki lerin sayısı gittikçe yükselmektedaha iyi bir beşeriyete daha yüksek dir. Matbaamızda kurulan ilk ]üri, deallere lnanır. Herkesce malum blr haklkattlr kl Anerlka v« Avnrpad» gelen resimleri tasnif etmekt» ve birçoiv fabrıkalarda amelenln lj ba$ınjürice uygun görülenler gazetemizda nndımanlannı yükseltmek İçin at°lde neşredilmektedır. Foto Sabah yelerde neşeli Garb musikisi parçajart Beyoğlunda Güzellerden bir kısmı resimleriçalarlar. Vo fllhal de lsçilerln randı« » Foto Süreyy» mani yuksellr. Gelln de, aynı fabıikani, bizim hesabımıza, isimlerini her Şişlide Foto M. Özen larda alaturka muslkl çalml lşçl el nl gün ilân ettiğimiz büyük fotoğrafFoto Suad Kadsköyde şakağına kayup da ah ve oh ederek, hanelerde çektirmektedirler. Bazı Foto Özen Eskişehirde ıçini çekerek vakit geçlrmezse hayrei güzeller ise, kendi hususî fotoğederim. Divanyolundsı Foto Şen rafhanelerini tercih etmektedirler. Biz yastakilerin ehemmlyeti yok; Ank arada Foto Etem fakat yeni yetişen nesll toşkll eden Bu güzellerden ricamız, resimlerini Foto Can İzmirde gencler ve çoeuklar da mütemadlyen ^iyah pa^btk kâĞıda bastırarak gönAdanada Foto Veniis Alaturka musikl dinllyerek blzler gibl dermeleridir. Rcnkli veya ipekli kâml yetışslnler? Biz Alaturkadan belki Foto Model Düzcede »ıdlara basılmış fotoğraflar neşredaha fazla zevk duyabüiriı; fakat genc. Foto Kenan Usküdarda dilemivecektir. Bu bakımdan, şimlerımızi aynı jekilde yetıştinnekten dıye kadar istediğimizden başka çok sakınmalıvız: Garb muslklslnln türlü kâğıdlara basılmış fotoğrai rica ederiz. Aşağıda isimleri bulu insarların karakteri ve formasyonu üıegönderen güzellerimizin, acele nan en meşhur fotoğrafhanelerimiz, rindeki iyi teslrlerinden ıst'fade etme. lerinl temin etmeliyiz. Ünver^lte taîe* bunların yerine istediğimiz nevi ^güzellerimizin resimlerini, para besi çok şükür bundan zevk almay» den fotoğraflarını göndermelerini almadan çekmeğe hazırdırlar. başlamı^tır; fakat bu kâfi değildir. Memleketin bütün genclığinî hu yol» Kraliçeye verilecek hediyelerin sevketmek Iâzımdır. Bu da «ncak radyo neşnyatımızı her gün daha fazla Garb listesi 4 üncü sayfamızdadır nvusikistne doğru Bevketmekle olabilip ki Anadolunun en hücra köçplerlndekl çoeuklar dahl ona alışjnıya başlasm. Şahsen Aiaturkayı sevenlerin bu zevklerinl tatrr.in etmek her zaman mümktındür. Plaklannı alıp çalabılirler. gazlnclarda. bahçelerde dinliyebiltrler. İllnki radyo olsun çart değil >a! Resimlerinizi siyah, parlak kâğıda bastırarak gönderiniz r Güzellerin resimlerini çekecek fotoğrafhaneler Pakisfandan buğday alıyoruı Karaşi, 2 (A.P.) Tarım Bakanı Abdüs Sattar Pirzade'nin bildirdiğine göre Türkiye, Batı Almanya. Japonya, İspanya ve Hindistan; Pakistandan buğday satın almak için müzakereler yapmaktadırlar. Son 6 ay içinde 26,000 ton buğday satın alan Türkiye, yeniden 25.000 ton taleb etmektedir. Pirzade, Pakistandaki buğday fiatlaıının, memlekette fazla buğday yetişmesinden dolayı, dünyanın herhangi bir yerindekinden daha ucuz olduğunu söylemiştir. Halen hükumet, asgarî buğday fiatını tesbit etmekle meşguldür. İnönii, iç ve dış politikaya dair gazelecilerle görüştü PROF. NİMBUS'ÜN MACERAL ARI: Baştarajı 1 inci sahifede bir haber olup olmadığını sordu. Bu mevzuda açılan kısa hasbıhalde: «Surada bir hâdise, burada bir hâdise, derken harb nihayet bir yerde patlak verir. Her defasında böyle olmuştur. İkinci Cihan Harbine takaddüm eden olaylan bilirsiniz. Daha önce de aynı vaziyetlere rastlanmıştır. Her defasında (Harb çıkmıyacaktır, bu durum harbe sebeb olmaz) diyenler obnuştur. Hâdiseler tekerrür eder ve nihayet bir seferinde dünyayı harbe sürüklera dedi. C. H. P. Genel Başkanı Rusya ile, harice karşı millî birliğin, kuvvetli olmanın tek şartı olduğunu ötedenberi nutuklannda, konuşmalarmda her vesile ile tekrarladığını hatırlattı, vaziyeti de böyle gördü. Aziz okuvucumurun biraî da ihtisar ederek neşrettiğim mrktubunu hep okudunuz. Bu fikirlere salâ« hiyctle cevab vermck alaturka ve aîafranpa musikiye ve mu^iki ilmine vâkıf kimselere düşerse de bir pazeteci ve bir musikisever sıfatile ban noktalara isaret etmek isterim. SPVÇL ve savgılanmla . M .V Bîr* OST ÜVERCIHI l'azan: KERIME NADIR Bu arada bana derin haz duyu laşılan bu dekor, baharda bir sabah ran başka bir vazij'et de vardı. Bir vaktini ışık projeksiyonlarmm da çok kımselerin bizim locaya doğ yardımile en tabii ve ferah verici ru baktıklarını ve bir şeyler fısıl renklerle o kadar güzel bir jekilde daştıklannı Eörüyordum. Bunun canlandırıyordu kü... Bir lâhza sebebini keşfetmek güç değildi. Şa temaşa zevkine dalmaktan kendımi hizerle Ecmelin bir arada ne müs alamadım. Şahizerle Ecmel de betesna bir tablo vücude getirdiklerini nim gibi sahnenin cazibesine tugörmek kâfi idi. Hakikaten her tulmuş görünüyorlardı. ikisi de orada, ayrı tiplerde olFakat üçümüz birden âdeta gizmakla beraber birer zarafet ve li bir ikazla başlarımızı çevirdık güzcllik modeli gibiydiler. Ve ben ve arka taraftaki boş locaya giren yanlarında bulunmaktan cidden Mübecceli gördük. mağrurdum. Onu görür görmez ilk hayretimi Nihayet üçüncü zil de çalındl. Sah çeken şey gözlüksüz oluşu olmuşnenin gül kuıusu renginHeki ağır tu. Fakat yüzünden kalkan o çerkadıfe perdesi. başlayan ne^li bir çeve ile beraber şahsiyetinden de üvertürle açılırkcn ışıklar da sönbir şey eksilmiş gibiydi. Daha az müştü. Yarı çıplak ve ışıltıh giciddî ve daha genc görünüyordu. yimlerile göz alan bir düzine kaOnu böyle görmekten Şahizer de dar genc kızla, beyaz kostümlü deşaşırnıış ol.ıcaktı ki, h.ıfıfçe yulikanhlarrlan mütoffkkil bir b.'ılp grupu, sahneye çevrilen renhli ı=ık • karıya dogru k.ılkan ka^ının ııcu lar altmda ritmik hir danîa b.i?la iîe hu garabetin istifhammı çizdı Fa!:at asıl bızi meraka düşüren dılar. şey onun yalnız oluşu idi ŞahızeSahnenin fonunu bir çıiılik de rin Ecnıele. «Hani, öteki neıede?« koru teşkil ediyordu. Usta bir de m;'ma=:ına gelen bir işaıette buluııkoratörün özencrek hazııladığı an duğunu göıdüm. Ecmel bir baj ha reketile müphem bir cevab verdi. Gülmesini tutmaya çahşıyordu. Sao redıp beklemekten başka yapacak şey olmadığmdan bız de tekrar oyuna döndük. Şimdi baletler aİKişlar arasında sahneden ayrılıyorlardı. Müzik susmuştu. Çiftlik evine ince bir yoüa bağh parmaklıkh bahçe kapısından. elinde gümüş saplı bir baston bulunan bir adam girdi. Olgun bir yaşta, uzun boylu, geniş omuzlu, çahmlı bir erkekti. Bavulunu taşıyan şoförü arkasından geliyordu. Adam. monoklusunu düzelterek şöyle bir durdu ve gür bir sesle: Bu bahçede kimse yok mu? diye bağırdı. Deıhal ağaçlar araşından çiftlik kahyası çıktı ve ondun ne dilediğini sordu. Adam: Benim adım Macid Yamandır, çok zenginim, bu çiftlikte tatilimi geçirebilir miyim? dedi. Kâhya eğilerek: Bir kere hanımefendi ile görüşmeniz lâzım! cevabını verdi. Ve el çırptı. İki köylü kız göründü. Kâhya onlara, bir yabancının çiftlikte kalmak istedığini Hanımefendiye haber vermelerini söy 1P«U. Bir dakika sonra, kızlann ta<:ıdiğı iiç tekerlekli yıımurta şeklinde bir araba sahneye geldi. Yumıırta çatladi ve içinden cCivcıva çıktı .. Sarı tüvleri, kırmızı gagası. güdük kuyruğu, çırpınan kanadlan ve ileri geri telâsçı hareketlerile âdeta hakıki bir civciv!... Saksafon bir tehlıke işareti verir gibi birden tiz bir yaygara koparmca «Civciv» ürktü, kaçmak istedi. Kızlar onu tuttular. O zaman «Civciv», ikiye ayrılan bir ceviz kabuğu gibi, karnından çatlayıp yarıldı... Ne sürpriz! Civcivden bir âhu doğmuştu. Evet, ona başka ne diyebilirim? Kızıla çalan gür kunıral saçlı. fevkalâde endamlı ve bir içim su denecek kadar nefis oır genc kız bu!... Büründüğü mor tüiler altından taze teni çilek içi gibi görünüyordu. Başma doladığı simli bir dantelle yüzünü yarım ya^mak lamıştı. Yanımızdaki locadan birisi: Işte meşlıur dansöz Kamiy! diye fısıldadı. Meşhur dansüz Kamiy, ayaklannı bırleştirip kollarını ağır ağır açaıak ve vücudünü gerinir gibi, sağa sola bükerek müziğin, bir boşanma. dökülme tasvir eden şamatası içinde, elektrik cereyanına tutulmuş gibi gittikçe artan râ'şelerle titremeye başladı ve nihayet davulun kulakları delen bir darbesi üzerine birden durdu ve yaşmağı açar;ık kendisini coşkunca alkışlıyan lıalkı selânıladı. Bir an g.jzlerime inanamadım. Kaibim heyecanla dolup taştı «Civcıva yani meşhur dansbz Kamiy, «Kizıl Serçe,) barmın diiber lakkasesı Kamra Jan başkası deSildi. Ömrümün ilk genclik heyecanım paylaşmış olduğum bu güzel kızia uzun bir fasıladan sonra da olsa böyle bir durumda tekrar karşılaşmak harıkulâde bir şeydi doğrusu! Onun ateşli teninde yaşadığım vuslatı tekrar zevkle hatırladım. Bu vuslatın, yanıbaşımda oturan Şahizerle ilgisini en derin surette bir kere daha hissettim ve yenidsn o vuslatın ateşile sarılır gibi oidum. Fakat bu esnada Ecmelin bir yan bakışı beni hakikate davet etmişti Bu bakışta, yüzüme akseden heyecanların kaynpğını araştıran şeytanî bir şey vardı. Kendimi toplamaya çalıştım ve âzamî sükunetle s.ılıncyi seyre başladım. Evet, Kamra (namı diğer Kamiy) şimdi olgunlaşan sanatmın o kıvrak ve şiir dolu stilile sahnede gözler kamaştınyor, harikalar yaratıyordu. Endamı biraz daha incelmiş, daha fazla zarafet kesbetmişti. Hareketlerinde eskisinden çoK üstün bir ahenk ve zevkine doyu!maz bir cazibe vardı. Harikulâdc bir şekilde dans ediyordu. Oynadı, alkışlar topladı, gene oynadı Ve bir aralık gozleri bizim locaya doğru çevrildi. Bakışlarında kiiçük bir hayret ışığı vanıp s..rulıi, bir kere daha baktı ve hafif bır tebessümle berıi se • lâmladı. O anda başımdan aşağı sıcak sular inmişti sanki Sahiser hemen bana donerek: Tanışıyor musunuz? diye 3ordu. Şöyle biraz Evvclce ta nışmıştık diye kekeledim. Merakı samimî olmakla beraber, bu cevabımla tatmin olmuş görundü. Fakat Ecmel gizli bir alayla kaşlannı kaldınyor «sahi mi?» Jer gibi mânalı mânah gülümsüyordu. Bu tesadüf, bütün cazibesine rağmen beni sıkmıştı. Mübeccelin izinde dolaşayım derken kendi izimi belli etmek tehlikesine düşmuj bu'.unuyorum. Mübeccel hâlâ locasında yalnızdı. Şimdi onun durumu bence ikinci plânda kalmıştı. Kamiy'in dansı bittikten ve uzun uzun alkışlandıktan sonra Macid Yanıanla konuşmaya başladı. Bu konuşma neşeli ve nükteli bir konuşma idi. Macid Yaman ro'ündeki aktör, zendost bir erkeğin şabsiyetini fevkalâde benimsemiş görünüyor, genc kadına türlü diller döküyordu. Neticede anlaştılar. Bu anlaşma çiftlikte neşeli bir surette kutlandı. Böylece birinci perde sona erdi. Işıklar yanınca, üçümüz de o/unun neşesinden aldığımız tebessümle bakıştık, sonra hakikate döndük. Mübeccelin vaziyetinde hâU bir değişıkllk yoktu. Şabizer tükenmeğe baahyan bir tabırla Ecrnele baktı: Bu ovuna galiba sahiden tahammül edemiyeceğim Ecmelciğım, dedi Bir dakika daha Şahizer abla. • Arkası var Evvelâ aiaturkanın mutlaka hüzüo verici, alafrangnnın neşelendirici olduğu itHiası doğru dccüdir. Alaturkada insanı olduğu ycrde oyna» tan pek çok neşeli parçalar ve alafrangada herkesin seve «eve dinlediği mevzuları birer facia olan opera ve havalar vardır. Alaturka musikinin ujuş'urucu olduğu iddiasına cclince: bir çok serhad türkiil?ri, Tıırk ordıı^unun savaş mevdanlnrındaki muvaffakıyctine yardım etmi«tir. Türk ordusunda askeri neşelendirecek, şevklendirecek türküler ve o>ıınlar tertib etmekle vazifeli kollar vardı. Musiki karaktcrinin, inssn yetişİç politikaya gelince. bunda da, huzurluğu tevlid edecek ciddî se tirmedeki rolünc gelince, ben şahbebler bulunmadığı kanaatini taşıyor san Alaturka ılinîcyerek yetU*îra, gibi idi. Belki de V.'.e öyie geldi. Alafransasvn da bir kısım e«evleİnönünün neşeli ve '.âtifeli konuş rinden zevk alırım. Ne cnerji,; ne masmda. ortada bazı pürüzler var karakter bakımından Turk mu' ';isa bile, hallini mümkün ve hattâ si bana menfi bir tesir japmam'.skolay gören bir eda seziliyordu, tır. Bueunkü inkılâblan japan neöyle ki: «Biraz sinirlerimize hâkim siller de hep alaturka ile yetişmiştir. olursak mesele kalmaz!» dedi. Garb musikisi dinleyenierin d»ha C. H. P. Genel Başkanı ile gö iyi yctiştiklcri iddiasına fel'nce; rüşmcmiz, dün Faik Ahmed Barut bunu hâdiselpr pek de tcvıd etmiçu ile yaptığımız bir hasbıhal üze yorlar. Hitler'in pek marut bir murine vaki olmuştur. Zan ve tah sikisever olduEUnu hep bilirsiniı. 1 minler hilâfına, Barutçu. İnönü ile Onunla beraber Alman ?yı peri?an ; mülâkatın hiç de zor olmadığını edenlcrlc, insaniyele çîn olacaku ileri sürmüştü. Belki de şimdiye ka zulümler yapmış oîanlar ve onların dar, aradakiler bu temasları sadece yanıbaşmda hâlâ bu 7Uİiimleri idazorlaştırmaya himmet etmişlerdir. me ctlirenlcr brp pıb musikisinın İşte bunun n^ticesi olarak. Anka havranlan deeil midirler? Bununla beraber eper genclere rada uzun yıüardanberi vazife gören güzeteei rrkadsşlarımız dahi. batı musikivi zcvki vermek isteniİnönü il" bugün ilk <î?fa ancak mu yorsa bu hir mekteb meselesidir ve zatfn oraria da batı musikisi göshalefet başkanı sıfai'le yakından terilmcktedir. görüşmek fırsatım elde edebildiler. Radyoya eelince; maalesef iyi bir Biriikte fotogrEflar alındı. Her bialaturka pro!"iını olmıyajı Istanbul rimizi ayrı ayrı sevimli bulduğjnu radyosUj buriin batı musikiii ama»cıkladığına göre, bu telâkinin törlerinin dptü. alattııkacılnrmm Sayın İsmet İnönü için de can sıkıcı şikâyetini çeVcerek haldedir; bence olmadığını anladık. mesele şudur: Mekki Said ESEN Türk musikisin;, halka yalnız bir nağme olarak dinletmckten rıkanp, garb musikisinde olduğu gibi güftelerini. buniarın tanzimindeki ruhî âmillcri ve Iejandları anlatarak parçaların hiiviyctini tanıtmak suretile canl;>ndıiTnak Iâzımdır. Dava Tahran, 2 (a.a. ) Dün öğleTürk musikisini Tıirk çocuklarına den sonra saylavların gelmesinden tanıtmaktır. Bunu ancak Türk radönce İran parlamentosu önünde ı yoları yapabilir: garb musikisini kargaşalıklar çıkmıştır. | dinlemek isteveııler, makinesimn Nümayişçiler bir taraftan lider ! diiğmesini çevirince dünyanın ea Kasanî'nin, diğer taraftan yeni Ba.'j I biiviik üslidlannı ve en meşhur bakan G«neral Razmara'nın tMaf rsenVrini lıor s;iin * ^'ka istasyontarlanndan müteşekkildi. I lardan di>v.").ilh!er. Ama bir DeBaşbakan Razmara aleyhinde nü dp'" ', R "in.iru:ıd(*nin, Rahmi vemayışlerrte bulunanlar paılamfintn • a Ps*vlsi neyîeriıı eserlerini nerede nun gırış Irapısma Jeılsdıhlerinueii bii!uıi(7? nnnları herkc? plâk alıp, kılıç darbelerile geriye püsküttül I ga7İnfiya eidip dinleyemez ki .. müşlerdir. Bu hâdiselerin sonundı I Scvjrili okuyucumdan özürler dig. FELEK 20 ye yakın yaralanma olmuştur. | lcyerek... Tahranda karışıklık.ar oldu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle