23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET 26 Temımız 1950 Y*% uncü r~ O DÜNYA HARBI KASILJOLACAK e aiddir. ?azan: îngiliz glzli istihbarat subaylarından: Philiipp Reynoids Türkiyede neşir hakkı yalnız , «CUMHURİYETJ Kızıl p a p a z l a r iş başına çasrırılıyorlar İşçi sınıfmda görülen sukutu hayalle beraber ortaya ondan daha mühim bir vaziyet çıkmıştı: Eskiden, daha refahlı bir hayat için bcs lediği emel ve bu emelin etrafında toplanmış bir faaliyet her işçiya ruhî bir gıda teşkil ediyor, ona bir heyecan kaynağı oluyordu. «İdealsiz insan olmaz» diye mütefekkir ne güzel söylemişti! Eskiden, kendilerini daha reiahh bir hayata kazandıracağını umduklan bir idareyi bekliyen Fransız işçileri, şimdi bir taraftan bu ümidlerinde sukuta uğramışlar, bir taraftan da bağlanacaklan ideali kaybetmişlerdi. Onlara yeni bir ideal lâzımdı ve bunu ancak ve ancak din verebilirdi. Işte biz, evvelâ Fransada, sonra bütün Avrupada Rus zulmü altında işkence ve ıztırab çeken insanları toplu bir halde mukavemet ve isyana sevkedebilecek kuvvetleri ararken bunu da düşündük. Hakikaten, Kilise her'kapıyı çalıp içeri giren ve iyi karşılanan mukaddes bir varlıktı. Onun ruhlara aşılıyacağı emel, kalblere vereceği Iman Fransız milletinin içinde her an canh bulunan, fakat bazan dalâlete dalarak muyakkat bir zaman için uyuyan istiklâl aşkına yol gösterebilirdi. İdeal kurbanlan Insanlar arasmda müsavaü en esaslı kaide olarak iik alan dindi. Sonradan din unutulmuş, insanların daima ihtiyac duyduklan bu ideali onlara yalancı peygamberler vâdetmişlerdi. Bu sözde ıpeygamber» lerin yalancılıklan ortaya çıktığma göre, onlara kapılmış ve kanmış olanların hakikî kılavuzun arkasmda toplanmaları pek tabü idi. Komünistliği kendilerine bir siyaset âleti olarak değil de bir fikir yolu olarak kabul etmiş olanların uğradığı hayal sukutu çok büyük ve çok acıydı. Rusların beşinci kolu olarak çalışanlar «meslek itibarile komünist» ler, efendilerinin hakikî mahiyetlerini biliyorlardı ve makssdlan, mümkün olduğu kadar geniş bir safdiller zümresiru toplayıp onları ellerinde âlet olarak kullanmak ve Ruslar gelince, hizmetlerine mukabil, mevki kapmalîtı. ğım!» dediği takdirde derhal «faşıst» damgasile damgalanarak temİ7.1enmeye tâbi tutuluyordu. Yalnız, Rusîar ışçilerin açlık grevi yapmasına rrfüsaade ediyorlardı. Zira, bu suretle onlann yiyeceğinden, içeceğinden tasarruf ediyorlar ve artan tayınları kendi boğazlarına veya parasını ceblerineindiriyorlardı. Kele bir işçi açlık grevi sonunda ölürse muhakkak ki daha fazla seviniyorlardı. Çünkii böylece o «faşist» kendi kendine temizlenmiş oluyordu!. Paraşütlü papazlar Işte, böyle bir zulüm ve baskı 'le karşılaşmış olan saf işçiler, kendileine selâmet yolunu gösterecek oir kuvvete ihtiyaç iuyuyorlardı. Bir taraftan bu ihtiyacı hisseden, diğer taraftan bütün öteki smıflarm bilhassa dindarların ve milliyetçilerin Ruslara karşı besledikleri düşmanlığı düşünen kilise, artık harekete geçmenin zamanı geldığine karar verdi. Kızılordu İtalyaya gırip Bolonyaya yaklaştığı sırada Papalık, merkezini Vatikan'dan Şimalî Afrikaya nakletmişti. Oraya çekilmiş olan Fransız hükumeti de mukavemet hareketini uzaktan, fakat daha emin bir karargâhtan idare ediyordu. Bu harekette kendisine vazife düştüğünü hisseden Papa, Fransız hükumetile ve Şimalî Afrikadaki diğer müttefik makamlarile temasageçti ve müşterek bir plân hazırladılar. Papa, yirmi asırlık dinî fikirlere bağlı olduğu kadar bugünün en yeni fennî usullerine de kıymet verir bir zattı. Kendisile beraber Afrikaya geçmiş olan din büyüklerine ve sonradan gizli yollarla Avrupadan kaçıp Afrikaya gelmeye muvaffak olan rahiblere talimat vermiş, vazifelerine birer birer göndermiş ve çoğuna memleketlerine paraşütle inmeyi tavsiye etmişti. Bu suretle, müttefik tayyarelerinin Fransa ve diğer Batı Avrupa memleketleri üzerine sık sık yaptıkları akınlarda yüzlerce papaz, paraşütlerle atlayarak, yere indi ve gizlice köylere, şehirlere dağüarak faaliyete başladı. Rusyanın endişesi Çok geçmedi, bu gizli mukavemet ve isyan hazırlığını Ruslar haber aldılar. Fakat, karşılaştıklan vaziyetin güçlüğünü de takdir etmiyor değillerdi. Karşılarında din gibi muazzam bir kuvvet vardı ve böyle bir kuvvetle harekete gelmiş bir kütleyi, top, tüfek, işkence ve eziyet gibi maddî silâhlarla yenemiyeceklerini biliyorlardı. Esasen Ruslar, bunu daha başlangıcdanberi takdir etmişler ve bilhassa, katolik mezhebinin hâkim olduğu Fransa, İtalya, Belçika gibi memleketlerde halkın dindarlığma müdahale etmîmeye çalışmışlardı. Yalnız, her şeyde olduğu gibi bunda da sinsi yollardan faaliyete geçmişler, kendi emirlerinde çalışacak bazı papazlar bulmuşlardı. Bu kızıl papazlar kiliselerde halkın zihnini Ruslardan yana çelmeye çalışıyorlar, onlan Rusların kölesi haline getirmek için gayret sarfediyorlardı. Bu suretle, bir yandan halkın isyan ve mukavemet arzulanhı kırmak, bir yandan da işgal kuvvetlerinin emirlerine göre hareket edecek bir sürü yaratmak istiyorlardı. Diğer taraftan Ruslar kiliselerdeki dua ve merasimleri adamlarile daima takib ettiriyorlar, halka kendi istediklerinden başka türlü telkinde bulunan rahibleri tevkif ederek sürüyorlar veya usulleri gereğince temizliyorlardı. =haberleri Kayalıbay hâdisesi tahkikatı Kâzım Orbayın eşi Mediha Orbay şahid olarak dinlendi Muzaffer Kayalıbay hâdisesinin tahkikatına Adliyece devam olunmaktadır. Hâdise ile ilgili bazı şahid lerin dün de sorgu hâkimliğince ifadelerine müracaat edilmiştir. Bu arada Kâzım Orbayın eşi Mediha Orbay da şahid olarak dinleniimiştir. Cumhuriyet Î J T 7 M NALINA t l l l l 1 M1HINA Kilyosa gitmek serbes! denize girmek yasak! ilyosun askeri yasak böl ge olmaktan çıkarıldışını geçenlerde bu sülında çıkan yazımdan öğrenen bir dost. Bayramın üçüncü günü ilesile birlikte oraya gezmeğe gitmek ve dünyanm emsalsiz tabiî plâjlarından biri olan Kiîyos plâjınHa denizden ve güneşten istifade etmek istemiş. Fakat, bu gezinti onlar için hayli üzüntül i bir rr ~era obnuş... Başından geçenleri bana şöyle anlattı: Kilyosa kadar otomobille rahatça gittik. Soran eden olmadı. Köye girdik, doğruca, plâia indik. Burada kolu kırmızı bandlı bir er arabamızı durdurdu: Yasak! dedi. Denize girmek istediğimizi söyledik. Kumandanmın denize girmeyi yasak ettiği cevabmı verdi. Denizde yüzen ve kumsalda güııeş banyosu yapan bir çok insanlar vardı. Onlan göstererek bu yasağın ne biçim bir yasak olduğunu sorduk: Onlar buralı: siz yabancısınız, giremezsiniz! Dedi. Kilyos köyüne kadar girmek serbest olduğu ve başkalan denize girebildiği halde bize neden müsaade edilmediğini anlayamadığımız için hayrelle bakınırken plâjda son moda mayolarile dolaşan bir kaç şehirli genc bayanı görimce, hayretimiz .biisbütün arttı. Onlan göstererek: Bunlar da mı köylü? dedik. Hayır, onlar misafir! cevabını verdi. Artık hayretimiz son haddinl bulmuştu. Buraya ç^k uzak yollar katederek denize girmek, bir bayram gününü buranın güzel ıleniz ve kumsalından faydalanarak geçir mck için gelmistik. Bu anlaşılmıyan yasağın verdiği iizüntü içinde köyün yegâne gazinosuna gidip oturduk. Etraftan bu işin içyüzünii tahkik ettik. Oğrendik ki, köylülerin, mahallî Demokrat Parti teşkilâtı kanalile yapdkları tcşebbıisler üzerine. resmî kanallardan buranın serbest bölje yapıldığı hakkında tcblieat geldiği ve hakikaten, Kilyos kövü yasak bölsreden çıkarıldığı halde bazı askerî otoriteler, dışarıdan gelecek misafirlerin denize Kİrmelcrinde. askerî bir takım mah zurlsr teemmül ederek bunu yasak etmişler. Halhuki .Kilyos köyünün içine serbestçe giren. bilhassa plâja ve etrafındaki tepelere tamamen hâkim durumda olan gazinoda rahatça oturabilen kötü r.ıaksadlı bir insan, tecossüs işini buralardan, •'eniz ve kumsaldakii.dcn daha iyi görebilir. Hal böyle iken, buraları tamamen serbest bırakıp. yalnız denizi yasak etmekteki mantıksızlık karşısında insan ne diyeceğini şaşınyor. Eğer, Kilyos, bugün de askeri ehemmiyet ve mahremiyetini muhafaza ediyorsa, ora"a yabancıların girtnesini eskiden o\duğu gibi tamamen yasak etmeic lâzımdır. Yoksa, böyle bir yasakla vatandaşjar arasmda te'rikler vaparak onlann hürriytlerini lüzumsuz surette tahdid etmek. lıalkı Kilyosa kadar gitmek <• denize parmağını bile sokm'.dHn geriyp cevirmek suretile bir sürü masraflüra sokmak doğru değildiı ÇiinVü, yerli halk denize snhestçe girebiliyor. Onlara înisafir gidenler de ayn! scrbestij'e malil. " . Eğer plâja hir va " iTe inmez de. yaya gider, denize girerseniz kimse farkına varmıyacağı içinsize de ses rıkanr1."' >. Fakat, raazallah otomobüîe r'ttinız mi, yakaianıp geri re\Tİldig;nizin resmidir. Dostumun Kilyos «eyahati macerasını. anlattığı gibi yazdım. Doğ rusu ben de hayrette kaldım. Kilyosa gitmek serbest. fp.kat dcn^e Sİrmek yasak! Sonra bu yasak da herkes için dorjil: Kilyoslular ve !•tanbuldan Kilyosta oturanlara misafir gidenler plâjda denize r/lrebiliyorlar. Eğer plâjtÎT gnriilmcmesi â varsa ki sam^ııyoruz bunLin ye"'' ve misafir. hiç l.imseye göstermrmek lünmdır. Çünkü askeri sırları öğıenmek istiyenler, oraya bilvasıta veya bilâvasıta hulul etsuretile bu imkânı elde edcbilirler. Sonra ,bir plâjın müdafaası için alınan tertibat, umumiy°tle malum ve muayyen şeylerdir. Buntp.rı tah min etmek mümkün ve kolaydi1'. Almanların Ikiı.ci Dünya Harbi içinde. denizde.i çelecek çıkarmalara karşı yaptıklan Atlantik Duvanna 'nzer beton istihkâmlar, zırhlı kazematlar, deniz ve kara mayin tarlalan. k: ık manialaı vesaireden mürekkeb bir müsti.rıkem mevki kurulmrşsa. o \ k't K ! yosa kimse>T sokmamak yeriııde olur. Başka türlü tahkimatı da muhtelif usullerle peçelemek va gizlemek mümiiiindür ki bu usul • leri bizim ordumuz da oek iyi b«(mekte ve tatbik etmektedir. Kilyosa gidsn dc ' ' : : u n aniattık larmdan, askeri makamlann yasak bölgelerin halka açıbnasına henüz pek ısınamadıklarına hü!:mediyorum. Yıllarca devam eden bir zihniyetle her şevi askeH esrar addetmeğe ve bunlan gizlemek için akluTuza gclen Tiıantıkî veya gayrimantıkî her teribiri bir cmirle ahvermeğe o kadar alıştık ki şimii birdenbire hunlardan vazgeçeîTİyoruz. Kilyostaîi plp'da Ipnize girmek yarım yasağı da işte bunlardan biridir. Ümid c.~~ : m ki yüksek askerî rcak«nlar, bu yazıyı ok u d u ' ' c n r a , Kilyosa gitmek yasağını kaldırtıklan <ibi Kilyoi lıılarla misafiricTİne verilen plâjda denize girmek m ; : ^desini diğö" vatandaşlara da teşmil ederkr. Marshall yardımını biz nasıl kullanıyoruz? Yaxan: Prof. Dr* Refii Şührü Suvla yardım hususunda tahminî bir yekun heFilhakika leşik Amerika 1948 de Marshall tiraj haklarının tutarı olan dolarplânına giren devletlerle ayrı ayıı lar hibe olduğu gibi, direkt yarkarşılıklı anlaşmalar akdetmiştir drmdan istihlâk malları iştirasına Türkiye ile Amerika arasındaki an tahsis edilen meblâğlar da umumilaşma 4 temmuz 1948 de imzalan yetle hediyedir. İki yıl içinde 72 mil mıştır. Bu anlaşmanın ve onu mü yon dolarhk tiraj hakkı ve direkt teakıb meydana getirdiğimiz 5253 yardımdan takriben 20 milyon dosayılı kanunun ilgili hükümlerine larlık istihlâk malı siparişi mügöre, yardım gören diğer devletler saadesi elde ettiğimize göre hibi gibi Türkiye de kısa fasılalarla ra miktarı 90 milyon dolar olmak lâporlar neşredip Marshall plânmın zım gelir. Geri kalan kısım da borç mahiyeti ve seyri hakkmda halkı tur. Bize öyle geliyor ki yardımın aydınlatmayı taahhüd etmişti. Dev borç ve hibe nisbetleri üzerinde let Bakanlığı, raporlann neşrinin fazla tevakkuf etmeğe mahal yokgeciktiğini belirttikten sonra ilk tur. Filhakika Amerika ve Avrubroşürü geçenlerde, «Türkiyede panın ilgili mahfillerinde hâkim oMarshall Plânıs adı altında yajin lan kanaate göre 1952 temmuzunlamıştır. Broşürde Amerikan yar da yardım plânı sona erince, Adımının memleketimizdeki tatbika merika Birleşik Devletleri borçlan tı 1949 yılı nihayetine kadar izarı da hibeye çevirip hesablan tasfiyo edilmekte • ve 1950 den itibaren, etmek yolunu ihtiyar edecektir. anlaşma mucibince, raporların üç Amerikan yardımından temin etayda bir neşredilerek vecibenin tiğimiz 164 milyon doların (460 mil muntazaman ifasma devam oluna yon Türk lirası) iktisadî kalkıncağı beyan olunmaktadır (1). mamızdaki kullanılma yerlerinî, raDevlet Bakanlığınca çıkarılan e kamlan toparlak bir hale koyup serdeki rakamlar yedi ay ev%'eline gruplandırarak şöyle sıralıyabiliaid olduğundan arada geçen müddet içinde tiraj haklarının istimali (Milyon $ hesabile) hususunda yabancı kajTiaklardan 36 Ziraat da faydalanarak (2) Marshall yar20 Elektrik işleri dımını ilk iki yılında nasıl kulKömür işleri 18.5 landığımızı toplu bir tarzda açık14 Yol lamağa gayret edeceğiz. 7 Et ve balık sanayii 30 haziran 1950 tarihine kadar Denizyolları 6 Türkiye Marshall plânından, kıs Demiryollan 4 men direkt, kısmen de indirekt ol Madenler 2 mak üzere topyekun 164 milyon Demir ve çelik sanayii 2 dolarhk yardım elde etmiştir. Bu Çimento sanayii 2 meblâğın bir kısmı hibe, üst taraü Su işleri 1,5 borçtur. Borçlara 1952 temmuzun Tuz sanayii 1 dan itibaren % 2J faiz yürütülecek M.TA. Enstitüsü 1 ve 1956 ya kadar Amerikaya sa İstihlâk maddeleri 26 dece faiz ödenecektir. 1956 yılmdan Türlü emtia 9 sonra, nihai tasfiyeye kadar, resül Petrol ve benzin 3 mal ve faiz senelik müsavi taksit Navlunlar 8,5 lerle tediye olunacaktır. Müteferrik 2,5 Amerika ile aramızdaki anlaşma gereğince hibe olarak elde et Yekun 164 tiğimiz dolarlann Türk lirası tuTabloda tahsis yerleri görülen 164 tarları Merkez Bankasuıda açılan milyon doların tamamı henüz fi'len ve adına okarşılık fonu» denen bir kullanılmamıştır. Direkt yardım yo hesaba yatırılmaktadır. Bu fonda lile elde edilen 92 milyon dolara biriken meblâğlar Washington'daki dayanılarak sipariş edilen malze İktisadî İşbirliği İdaresinin (E.C.A.) menin bir kısmı daha memlekete tasvibile ekonomik kalkınmamız varmamıştır. Formalite'.erin ikmal için gereken iç finansmanlarda kul edilememesi yüzünden belki henuz lanıirnaktadır. Carî bütçemizdekı siparişe bağlanmıyan meblâğlar da açığm kapatılmasında kullanılan vardır. 155 milyon lira, Amerika]ıların muMarshall plânı içinde ve Avrupa vafakatile bu hesabdan almmıştır. memleketleri arasındaki tediye anMarshall plânından şimdiye kalaşmaları dahilinde Türkiyeye tadar bize verilen 164 milyon dolarnınmış olan 72 milyon dolarhk tidan ne kadarının hibe, ne kadannın raj hakkı üzerinde ayrıca durmak da borç olduğu hakkında, Devlet lâzımdır. Malum olduğu üzere tiBakanlığı tarafından çıkanlan bülraj hakları, plâna dahil memlekcttende sarih ve kat'î rakamlara rastlerden mal satın alınmasını sağlalamadık. Maamafih hibe miktarı maktadır. Tirajla mal satan mem (1) 1950 yılınm yedinci ayının leket bunun bedelini dolar olarak sonuna yaklaştığımız halde üç ay Amerikadan tahsil etmekte, tirai lık raporların neşredildiğine dair hakkı elde eden memleket de bu yoldan ithal ettiği malların dolar haber alamadık. (2) Bilhassa «Banque des Regle tutarı kadar Amerikadan hibe ı ments İnternationaux, Vingtieme maktadır. Rapport Annuel. Bâle 12 haziran Tiraj haklarının kullanılması bir 1950. takım şartların tahakkukuna ve Tiraj hesablarını Beynelmilel Te lâzım gelen formalitelerin tamamdiyeler Bankası tutmaktadır. lanmasma vâbestedir. Bu sebeble Yabancı memleketlere ilk yardım yılında alâkadar memleketlerden bazıları tiraj hakîarmın tamammı zamanuıda istimal edememişler, bu hakları ikinci yıla devretmek zorunda kalmışlardır. Maamafih arada bazı haklar iptal edilmiştir. Türkiye, birinci yılda kullanamadığı tiraj haklarının tamammı ikinci yıla aktarabilmiştir. (Birinci yıla aid 16,8 milyonluk tiraj hakkmın 2,7 milyonu zamanmda kullanılamadığmdan ikinci yıla devrolunmuştur). ikinci yıl tirajlarının üçüncü yıîa devredilebileceğine dair haber almadığımıza ve son anlaşma mucibince 1 temmuzda faaliyete geçmış addolunan Avrupa Tediye Birliğine aid hükümlerde de bu hususta bir kayda rastlamadığımıza göre bahis mevzuu hakların 30 haziran 1950 ye kadar istimal edilmeleri icab etmekte idi. Bu tarihe kadar kullanılmıyan tiraj ların resmî makamlarda aksini istilzam eden malumat yoksa iptal olunması gerekiyordu. Bejnelmilel Tediyeler Bankasınuı 12 haziranda neşrolunan yıllık raporundaki tablolardan çıkardığımı<c hesablara göre Türkiye, muhtelif memleketler tarafından kendisine tanınan tiraj haklarını 31 mart 1950 akşamına kadar §u tarzda kullanmıştır: Türkiyenin tiraj hakları ve 31 mart 1950 ye kadar bunlardan istimal olıonan miktarlar (Milyon $ hesabile) Tiraj tanıyan İki yılda 31.3.1950 de kulmemleket tanınan lanılan tiraj miktar yekunu Belçika İtalya Almanya Avusturya Danimarka Fransa" Norveç Holanda İngiltere İsveç 8,8 10 10 1 3,8 4 0,5 6,8 24 3,2 3,373 3,864 0,021 1,425 0,001 0,731 25.391 3,2 bulunuyordu. Türlü emtia ithali zimnmda hususî teşebbüslere ayrılan miktar da büyük bir yekuna vasıl oluyordu. Eldeki tiraj haklarının iptalden kurtarılması zımnında bilhassa geçen mayıs içinde piyasaya bol miktarda ithal müsaadesi verildiği malumdur. O zaman, verilen lisanslann kısa müddet içinde kullanılmasmdaki güçlüğü belirtenler olmuştu. Bol akreditif açılabilmesini temin için Merkez Bankasmca alınan fevkalâde tedbirlere 'rağmen bazı tacirlerin ellerindeki lisanslaraı hepsini kullanamadıklan şayi olmuştu. Piyasa, tiraj haklarının, uzun müddet bekletildikten sonra, az mühlet içinde kullanılması şartile topluca arzolunmasını yadırgıyordu. Tiraj haklaruıa dayanılarak verilen lisansların daha geniş bir zamana serpiştirilmesindeki fay dalan tebarüz ettirenlere de rastlanmakta idi. Bugüne kadar elimize geçen neşriyatta devlet işletmelerile piyasaya tahsis olunan tiraj haklarının tamamen kullanılıp kullanılmadığına dair sarih bir kayda tesadüf edemedik. Hepsi hibe olan tiraj haklanmızı son santimine kadar istimal edemedikse veya vadelerini uzatamadıksa yazık olmuştur. Dev let Bakanlığının, neşredeceği üç aylık bültenlerde bu ciheti açıklıyarak duyulan endişelerin yersizliğini belirtmesi arzuya şayandrr. K Adalet Bakanı Ankaraya döndü kanununu kabul ettikten sonra Bir sablamak mümkündür. Birkaç gündenberi şehrirmzde bulunan Adalet Bakanı Halil Özyörük dün saat 10.30 da uçakla Ankaraya avdet etmiştir. Üniversite Sitesi inşaatı hazırhklan Başbakan, Üniversite Sitesinin inşası ;n biran evvel yer ve istimlâk işle. rinde hazırlığa başlaumasını vallik'ven isîemiştir. Valilik. bu hususla gereken hazırlıkların yapılmasına Başkan Yardımcısı Necati Çilleji memur etmiştir. İlk olarak Devlet paviyonu ile Bakanlar paviyonları yapılacak onu vllâyetler tarafından kendi isimlerine izafeten yapılacak paviyonlar takib edecektir. Bu paviyonlarda, vilâyetlerin öğrencileri yatacaklardır Bazı vilâyet. ler şimdiden paviyonların inşasına yetecek ödenekleri hazırlamışlardır. Muallimler Cerr.iyeti g:bi b:r cemiyette anlaşmazhk başgöstermesi teessuri: mucib olmaktadır. Kısa zamanda dört reis istifa etmij, en nihayet heyeti idare re^si Münif Kemal Ak ile yönetim kunılundan Cemal Artuy, İbrahim Memduh Seydol Orhan Rıza Artunç ve Tevfik Ararat hep birden çekilmişlerdir. Alâkadarlar bu istifalara sebeb olarak, cemiyette başıbozukluk ve lâüiliğin mevcudiyetini, cemiyetin resmî dairelerin bir şubesi şekline sokulnıak istenilmesini, Ankaraya bir heyet göndErilmesini. Rüstempaşa medresesinde yapılan kanunî secime itiraz edilmesini ve nihayet cemiyette bazı kimselerin kendilerine patron yetkisi vermek istemelerl keyfiyetini ileri sürmektedirler. Eskt idare heyeti yakında toplanacak kongrede dunımu anlatmak üzere bir rapor hazırlamıştır. B\ı toplamının çok ninakaşalı olacağı tahmin edilnıekîedir. Milli Eğitim Bakanhtlı, geıjen yıl. Edebiyat Fakültesi mezunlarını, kadrosuzluk yüzünden ilkokul ögretmenliğine tayln etmek suretile vazifelendiriyordu. Bunun üzerine. İstartbul tjnivers;tesi Rektörlüğü, Üniversite rr.ezur.u bir gencin ilkokul öğretmeni olamıyacağına dair Bakanlığa bir rapor göndermiştir. Milli Eğitiro Bakanı Avni Başman, raporu tetkik ettiğine ve bundan böy'e Edebiyat Fakültesi mezur.larının doğrudan dogruya lise ve ortaokullarda vazifelendirtleceğini alâkalı makamlara bildirmiştir. Halen ilkokullarda öğretmenl:k yapan Edebiyat Fakültesi mezunlan orta öğretim kadrosuna ahnacaklardır. Önümüzdeki ders yıhndan itibaren Bakanlığın yeni hararı taibik mevkiine konulacaktır. Muallimler Cemiyetinde anlaşmazlf.k Edebiyat Fakültesi mezunlan Oünva iktisad haberleri Rusyanm altın siyaseti Amerikan gazeteleri tarafından verilen ve Viyanada çıkan BörsenKurier gazetesi tarafından iktibas edilen bir habere göre Sovyet Rusya yabancı büyük malî merkezlerde bulunan mümessilleri nezdinde halen çok miktarda altın depo etmektedir. Bu altmların değeri son zamanlarda 300 milyon dolan geçmiştir. Rusyanm bu altınlarla güttüğü gaye hakkmda Amerikalı gazetecilerin düşünceleri üç noktada toplanmaktadır: a) Rusya, lüzum gördükçe dünya altın fiatlarını tazyikı altında bulundurmak arzusundadır; b) Rusya, acele dövize ihliyacı olunca bu alünlan bozduracaktır; c) Rusya, dolar ve sterline darbe vurmak niyetinde olduğundan kendi parasına dayanak hazırlamaktadır. * * * Fransız frangının stabilizasyonu Fransa Bankası Umum Müdürünün bildirdiğine göre hükumet sonbaharda franğı altına bağlamak niyetindedir.Tahakkuk etmiş veya etmekte bulunan şu şartlar stabilizasyon ameliyesini kolaylaştıracaktır: 1) Frank bir müddettenberi serbest piyasada dolar ve İsviçre frangı karşısında istikrar arzetmektedır; 2) Bu yıl da turizm mevsiminde büyük döviz hasılatı beklenmektedir; 3) İyi bir mahsul idrakine intizar olunmaktadır; 4) Altın fiatı düşmüştür; 5) Yabancıların franga olan itimadlan artmıştır. Stalibizasyondan sonra Fransa ban kssı mua>Tyen fiattan altın alıp satmağa başlayacak ve frank yabancı paralara serbestçe çevrilebilecektir. Fransa Bankası Umum Müdürünün beyanatı Kore harbinden öncedir. Yeni vaziyetin stabizasyon projesinin tatbikını tehir edeceği anlaşılmaktadır. (Bu haberin özü Maliye Bakanlığınca neşrolunan Malî Bültenlerden almmıştır.) Türkiye Sterlin sahası 50 1.060 1.3 26.9 Bunlar emellerine nail olmuşlardı. Rus işgali altındaki Fransada kirai polis umum müdürü olmuş, kimi iç işleri komiserliğine gelmiş, diğerleri de bu gibi birer teşkilâtta küçük, büyük birer vazife almıştı. Bu mevkilerinden istifade ederek de şahsî menfaatlerini temin ediyorlar, servetlerini arttırıyorlardı. Fakat, komünistlikten maddî değıl de, manevî menfaat bekleyen öteki zavallılar bir şey elde edememişler, bilâkis eskiden sahib oldukla bir çok haklardan mahrum kalmışiardı. Açlık grevine müsaade var! Fransız işçilerinin, bu beklemedikleri eski idare zamanmda ikide bir başvurduklan grevler çoktan yasak edilmişti. Eskiden, ücretlerinin arttınlmasmı isteyen işçiler grevler yaparlar, bu maksadla grev yapmış meslekda.şlarını desteklemek için grev yaparlar; çalışma şartiarının ıslah edilmesi için grev yamrlnrdı Bu gibi naksadlarla ya fabrikalan terkederler, yahud da, işbaşına geldikleri halde, kollarını kavuşturup otururlardı. Şimdi o hürriyet günleri birer hayal olmuştu. İşçinin ücretini arttırılmasını istemeye hakkı yoktu çalışma şartlarının ıslahım istemeye hakkı yoktu. İnsan gücünün tahammül ecsbileceğinden daha fazla çalıştırılmasına itiraza hakkı GELECEK YAZI: Ruslar Londra yoktu .. Ve, bu esarete isyan ederek işini bıraktığı, «çalısamıyaca üzerine atom bombası attılar. Şehrimizde rr.isafir bulunan Elen Kız Lisesi öğrencileri tarafından bugün saat 19 da Açıkhava Tiyatrosunda oynacak Antigoni Trajedisine aid biletler bir ve iki lira ve talebe için de elli kuruş olarak tesbıt edilmiştir. Biletler bu sabahtan iübaren Kızılay yararına Açıkhava Tiyatrosunda ve Bebek sergisi giselerinde ve 14 ten itibaıen de Saray Slneması gişesinde sat'lmaktadır. tstanbul Ticaret ve Sanayi Odası yeni Odalar ve Borsalar Kanununa göre sanayici vasfını haiz olarıların tesbiti işini bitinniştir Ticaret ve Sanayi Odası şehrimizde yeni Odalar ve B,^rsa!ar Kanununun tarifine uyan 712 sanayi müessesesi tesbit etmiş ve neticey! Ekonomi ve Ticaret Bakanlığma bildirmiştir. Hakikatta ise Odanın eski kanuna göre tuttuğu sicillere nazaran iki bln küsur sanayici mevcuddur. Şimdi, İstanbul Sanayiciierinin ötedenberi müstakil bir Sanayi Odası kurulması etrafında yaptıkları teşebbüsler, İstanbul Ticaret ve Sanayi Odasının yaptığı bu sayımdan sonra yeniden canlanmıştır. Çünkü. yeni Odalar ve Borsalar Kanunu. sanayicilerin yüzde altmışının reyi ile müstakil bir Sanayi Odasınm kurulmasına cevaz vermekteair. İstanbul Sanayiciieri, bundan blr müddet evvel müstakil Sanayi Odasını kurmak için 490 imzalı bir Iiste hazırlimışlsrdı. Bu Hstenin önümüzdeki günlerde Sanayiciler tarafmdan yeniden ele alınarak müstakil Sanayi Odasınm teşkili için tesebbüse geçîleceği bildirilmektedir. İktisad Fakültesine bağlı njlan Gazetecilik Enstitüsü ğüne, profesörler kurulu Ord. Prof. Dr. Snlirü Baban Müstakil Sanayi Odası teşebbüsleri 72,1 Yekun 38,006 Tablodan anlaşılacağı gibi Marshall plânmm ilk iki yılında Türkiyeye topyekun 72 milyon dolarhk tiraj hakkı tanınrmş ve ekim 1948 den mart 1950 nihayetine kadar bunlardan 38 milyonu (% 53 ü) kullanılmıştır (3). Geri kalan 34 milyon dolarhk hakkın nisan, mayıs ve haziran aylan içinde kullanılarak iptalden kurtarılması için Hükumetçc büyük gayretler sarfedildiği hatırlardadır. 72 miljron dolara varan tiraj haklarının büyük kısmı Denizyolları. Demiryollan, Toprak Mahsulleri Ofisi, Etibank ve Sümerbank ' gibi devlet işletmelerine tahsis edilmiş (3) İngiltere üzerindeki 24 milyonluk tiraj hakkımızı tecavüz ettiğimiz görülmektedir. Bunu, tirajların Tr 25 inin multilateral haln konarak başka piyasalara nakledilebilmesi imkânmdan faydalanmış olmamıza hamlediyoruz. Gazetecilik Enstitüsü Antigoni temsili Yeşilkoyde. Saadet sokak 30 mımarada cturan müzisyen Albert Abromoviç. evindeki masa larr.bf.sini tami' ederken, çıplak tele temas etmiş ve Daphne du Maurier in bu son ro cereyana kapılsrak kömür olrmıştur. mam aşk, ihtiras ve felâketlerle ö Ce^edi muavene eden Adli.ve doktoru rü!mü?tur. Romarı K'ramanIann JT"* tcr^n d*ıfn;ne ruhsat verm!ş*ir. dan güzel Maıiö'nın ağzından muharrir şunlan söylüyor: «Ben itimada lâyık değilim, huyBütün dünyada güzeller larım çok fenadır, fakat bunlar bana aiddir. Başkaları beni bu kusurlanma rağmen seviyor ve ben onları bu hallerine rağmen aldatıyorum Bu hayattır.s Kullanırlar. ARİF BOLAT KİTABEVİ 350 Krş. MAZININ ESİRLERİ Başbakan, vilâyette şehir işleri üzerinde Valt ve Belediye Başkanmdan aldığı izahat sırasında Gecekondularda cturan ve tapu senedleıi olrmyan vatan daşların kömür ihtiyaclarının göz önüne almarak bu vatandaşların da kömür almalarının teminini istemiştir. Vilâye bu hususta bir talirnatname hazırlıya. ıak Başbakanhğa göndermişt r. Buna nazaran bu durumda clan'.ar durumla nnı muhtarhğa sonra polis merkezin ve kaymakamlığa tasdik ettirdikten scrra kömürlerini alabileceklerdir. Gecekondu sakinlerinin kömür ihtiyacı r olarak kudlrektörlütarafından seçilm:ştir. Küçük Haberler > Avrupa Tediye Birliği nasıl çalısacak? kiye, sterlin sahası başında Ingiltere) aralarındaki ticareti %60 nisbestinde serbestleştirmişler ve girişecekleri mübadelede paralarım mütekabilen tahvil edilebilir bir hale koymuşlardır. Artık bundan böyle birliğe dahil memleketlerin diğer aza memleketlere karşı ayn ayn ödeme muvazeneleri tesis etmelarine hacet kalmıyacak, her memleket diğer azanın topu için tek tediye bilânçosuna sahib olacaktır. Bu suretle bir piyasadaki alacak diğer piyasalardaki borclann itfasına tahsis edilebileceğinden ithalât ve ihracatm ajTiı memlekete tevcihi küıf?ü ortadan kalkacak ve çok .taraflı tictret serbestçe gelişecektir. Tediye birliğine dahil memleketler aralanndaki ticarî muamelelerin ödenmesinde döviz kullanmıyacak'ardır. Zaten tediye birliğinin en büyük hususiyeti de buradadır. Beynelmilel tediyeler çok taraflı kleringi andıran ve Keynes'in meş hur plânından ilham alan bir mekanizma tarafından mahsuba tâbi tutulacaktır. Avrupa tediye birliğinin, Isviçredeki beynelmilel tediyeler bankası tarafından tutulacak muh&sebesinde kullanılacak hesab parssı vahidi 0.888 gram saf altın tutanndaki Amerikan dolandır. Aza memleketler kendi hesablarıaı merkez bankalannda yürütecekler, matlub ve zimmet bakiyeleri Beynelmilel Tediyeler Bankısında ilgili hesablara geçirilecektir. Tediye birliğine aza olan memle(1) Bu arada bilhassa Londrada ketlerin aralanndaki ödemelerden çıkan Economist mecınuasmın 15 meydana gelecek borc bakiyelerini temmuz tarıhlı sayısında tafsilât nasıl ödeyecekleri ve Jacaklan ıasü tahsil edecekleri meselesi bu i | vardır. te hallolunması gereken en nazik nokta idi. Bu husus için bir takım çareler düşünülmüştür. Borclu kalacak memleketlere birlik tarafuıdan kredi açılacak, alacaklılar da birliğe ikrazda bulunacaklard'r. Borcluların, bu durumu ilânihaye istismar ermelerine ve alacaklıların da mağduriyetine mâni olmak ^a" yesile zimmet ve matlub bakiyeleri arttıkça bunların bir miktar^nın altmla ödenmesi karar altma almmıştır. Her üyenin alabilcceği kredi veya tahammül edebileceği ikraz için ban kıstaslara dayanılarak muayj'ea hadler tesbit olunmuştur .Bakiyelerde bu hadler aşılınca tediyelerin tamamtn altınla yapılması gerekmektedir. Maa mafih az sonra vereceğimiz izahattan da anlaşılacağı gibi bu hadler (maruf beynelmilel tabirile kctalar) içinde de kısmen pltınla tediye külfeti mevcuddur. Birliğe aza olan memleketler için tesbit ve kabul olunan kotalar şöyledir: Avrupa Tediye Birliği kotalan Yekuna Kota nisbeti (Milyon altın 1.8 70 Avusturya 9.1 BelçikaLuxem. 360 4.9 195 Danimarka 13.2 520 Fransa 8.1 320 Almanya 1.1 45 Yunanistan 0.4 15 İzlanda 52 205 İtalya 83 330 Holanda 5.0 200 Norveç 1.8 70 Portekiz 6.6 260 İsveç 6.3 250 İsviçre Bir adam elektrik cereyanına kapılarak öldü KREM NIVEA EDIBE KİRALIK DEPO Kuruçeşmede tramvay caddesinde 44 m. rıhtımlı 160 m2 kapalı ve 1300 m2 düz sahası bulunan depo mahalli kiralıktır Posta K. Beyoğlu 2015 No. ya müracaat r MtlEHASSIS TAYYOR ve MANTOCU Yünlü 30, Emprime 30, İpekii 40. Tuvalet 50 den itibaren Tayyör ve Manto 80. Amerikan modelleri üzerine iş görülür. Beyoğlu AR Sineması tm sokak No. 11 üst kat. • AYDA 10 LİRA TAKSITLE Merinos kunaşından ısmarlama elbise 135 liradır. Mahmudp==a, K^pîbçarsı kapıs' yomnda numara 13 SALÂHADDİN KARAKAŞL1 •• VALİ ve Belediye Başkanı Fah* Marshall plânına dahil memlereddin Kerim Gökay dün sabah Bakırköy hastanesini ziyaret etmiş hastane ketlerin aralarmda bir tediye birnin eksikleri üzerince ilgililerle görüş liği kurduklan ve Türkiyenin de müş avdetinde Bakırköy çarşısında tet buna mütedair anlaşmayı imzalakikctta bulunmuştur. dığı malumdur. Anlaşmaya göre •k YEDEK Hesab memurlarile yedek tediye birliği 1 temmuzdan itibaren nıuamele memurları Başbakana bir faaliyete geçmiş addolunmaktadır. dilekçe vererek kendi haklarında tatbik Marshall plânı şimdiye kadar tiedüen yedeklik müddetinin adaletsiz ve haksızlığından şikâyet etmişlerdir raj haklan ve şarta bağlı yardım Başbaksn keyfiyeti Milli Savunma Ba usulü ile A\Tupa memleketleri akanına bildire ceğini soylemiştir. rasındaki ticareti kallcmdırmaya • DENİZYOLLAKTNDA çalışmak ü çalışıyordu. Fakat bu sistem, geçen zere celbedilen Amerikalı uzman Mr Keed şehrimize gelmiştir. Uzman, mal yıl kabul edilen multilateral tirajlara rağmen çok taraflı ticareti bir zeme işlerinde çahşacaktır. • DENİZYOLLARININ Ödemlş şilepi türlü geliştirememiş ve AvrupahAkdenizin muhtelif limanlarından İngil lat arasındaki mübadele kleringin tere ve Finlândiyaya, Çoruh şilepi de mahdud çerçevesinden kurtr.lamaKüba'dan AKdenizin muhtelif limanlarma yük götürmek üzere taahiıüde mıştı. Çok taraflı ticareti kurup aralarındaki mübadeleyi genişletegirmislerdir. • + İKİ Amerikan firması Denizyolla rek dolar ihtiyaclarını azaltmak Tına müracaat ederek şehrimizde monte istiyen Avrupa devletleri bu sefer edilmek şartile bir yüzer havuz satmak Amerikanın müzaheretile aralarmİEtemişIerdir. da bir tediye birliği vücude getir• TEKEL İdaresl Orta Şark memlekeüerine bira ve tuz satmak üzere mişlerdir. Gaye 1930 dan önceki geniş faaliyete girişmiş ve bu hususta seıbest ticarete emin ve süratli adımlarla avdettir. Birliğin çalışma bazı teşebbüsler yapmıstır. • SAĞLIK Bakanlığı Yunanistanda sistemi hakkında Avrupa iktisadî * • çiçek vakalannın ço|aldığını görmüş işbirliği neşriyatmda ve yabancı şehrimizde çiçek aşısı tatbikatına önem verümes'.ni vilâyete tavsiye etmiştir. basında geniş malumat verilmek• IRAK öğrermenlerinden 37 si kadına 17 si erkek olmak üzere 54 kişii;k tedir (1). Bu sayede dış ticaret ve bir grup yakında şehrimize gelecek tediyelerimizin tâbi olacağı yeni mekanizma hakkında artık sarih lerdir. • AF Kanunundan faydalananların bilgi edinmek kabil olmaktadır. memlekete dönüşlerini kolaylaştırmak Bilindiği gibi tediye birliğine aza rraksadlle Ulaştırma Bakanlığı da bazı olan Avrupa devletleri (AvusturkrlaylıklaT yapmağı kararlastırmıştır. ya, Belçika, Lüksemburg, DaniŞEVVAL 11 ÇARŞAMBA t marka, Fransa, Almanya, Yunanistatı. Izlanda, italya, Holanda, Norveç, Portekiz, Isveç, Isviçre, Tür 100.0 3.950 Yekun Zimmet bakiyesi tesbit olunan kotaya vasıl olunca ilgili borçlu memleket kotanın % 60 ı nisbetinde borc almış ve % 40 ı nisbetinda de altın ödemiş olacaktır. Matlub bakiyesi kotaya eriştiği zaman ügili alacaklı memleket kotanın % 60 ı nisbetinde ikrazda bulunmuş, % 40 ı nisbetinde alün tahsil etmiş olacaktır. Borclu bakiyelerin bakiye yekunu kotaya varıncaya kadar ne nisberte kredi elde edilerek ve ne nisbette altın ödenerek yürütüleceğini aşağıdaki tabloda takib etmek mümkündür: Kotanın Kredi ile Altmla kısınılan karşılanecak ödenccek kısım kısını 1. 2. 3. 4. 5. ci ci cü cü ci 20 20 20 20 2020 16 12 8 4 4 8 12 16 • V. ] 5.50 13.20 17.17 20 32 22.25 | E. ] 9.18; 4.481 8.45 12.00 1.52 3.« 7.12 40 60 Yekun % 100 Alacaklı bakiyelerin UÜK.1JC J t 111 bakiye kunu kotaya varıncaya kadar ne I aya nisbette ikraz yapılarak ve ne nis I arak Arkası 5a. 4, Sü. 3 te [
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle