11 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUBIYET 21 Temmuz 1950 uncü 1 1 MASILJOLÂCÂK Tüıkiyede neşir hakkı yalnız «CUâîHURİYET. e aiddir. DÜNYA HARBİ 27 JTazan: îngillz glzli lstihbarat subaylarmdan. PhlUipp Reynoid? =haberleri C.H.P. nin seciıtı hazırİıkları • • • D E N Z C L K BAHİSLERİ İHEM | NALINA M1HINA Rusya, nihayet Türkiyeye karşı da taarruza geçti Harbin ilk dört ayında Euslar Yakındoğuda, bütün gayretlerine rağmen, büyük bir muvaffakıyet elde edamemislerdi. Buna bir taraftan o bölgenin dağlan ve tsbiî engelleri mâni olduğu gibi, bir yandan da Amerika ile İngilterenin aldığı tedbirler imkân vermemişti. Coğrafî bakımdan mühim bir mevkii olan bu bölgenin müdafaası için hiç bir fedakârbktan kaçınılmamış, Irak, Suriye ve Lübnanda, Basra körfezinde sıkı miHafaa tedbirleri alınmıştı. Ruslar. ilk hamlede Irana girmekle beraber. biraz ilerledikten sonra büyük bir bozguna uğramışlar, ıkinci bir hezimetten sonra da artık taarruza cesaret edemiyerek müdafaada kalmışlardı. Esasen, Ruslar dağlık yerlerde harbedebilecek şekilde teçhiz edilmiş değillerdi. İngilizlerle Amerikaiılar ise askerlerini dağlarda harbedebilecek şekilde giydirmişler, ordularmı da dağ toplarile teçhiz etmişlerdi. Diğer taraftan, Fransızlann Alp kıtalarile, Bavyeralı gönüllülerden mürekkeb bir Alman birliği le Yaktndoğudaki çarpışmalarda büyük yararhk göstermişlerdi. Bilhassa Azerbaycandaki muharebe çok şiddetli olmuş ve Ruslar karşılannda dağlık bölgelerde harbetmeğe hakikaten alışık bir kuvvet bulmuşlardı. kıtalarmın Türkiyeye bir kaç noktadan girdikleri bildirilmektedir. Diğer taraftan; Rus taarruzu İranda da yeniden baslamıştır. Müt tefik hatiarım yaran kıtalar Bağdadı ve Musulu tehdid eder bir ıstikamette ilerlemektedirler.» Radyo, evvelâ haberi bu şekilde hulâsa ettikten sonra, tafsüât verdi: Türk hükumeti bu âni taarruz karşısmda derhal harekete geçmiş ve umumî seferberlik ilân etmişti. Türkiyenin, büyük kısrr.ı Amerikan tayyarelerinden mürekkeb, oldukça mühim miktarda bir hava kuvveti vardı. Yalnız, bunlarm hepsini derhal faaliyete geçiremiyecekti. Zira, talim görmüş havacılan kâfi miktarda değildi. Bununla beraber, Amerikada talim görmekte olan bir çok Türk havacılan vardı ki bir kaç güne kadar bunlar gelecekler ve Türk hava kuvvetleri Ruslara karşı tam manasile mukabele edeceklerdi. 0nun için, ilk günlerde Kızılordu hava kuvvetlerinin göklerde üstün bir vaziyet temin etmesi beklenebilirdi. ... Ve dahi duralar! Tahmin edildiği gibi, Ruslar Türkiyede de ilk bir hafta içinde epey ilerlediler. Fakat sonra, duralamağa mecbur oldular. Bu müddet zarfında Türkiye seferberliğini tamamladı ve evvelden tesbit ettiği müdafaa hatlanna çekilerek kuvvetli bir mukavemete başladı. Rusların «yeni Almanyai) adını verdikleri doğu Almanyadan toplanan ve ekserisi Rusyada yetiştirilen harb esirlerinden mürekkeb olan Alman kıtalan Trakyayı işgal etmişler ve Marmara sahillerine kadar inmişlerdi. Fakat, doğu cephesinden taarruza geçenler gibi bu noktalarda, nisbeten hızlı giden ilk ilerleyişlerinden sonra duralamağa mecbur oldular. Türkler tayyare, tank, zırhlı otomobil v.s .gibi yeni silâhlan kullanmakta fazla tecrübe sahibi değillerdi. Fakat buna mukabil iyi ata biniyorlar, isabetli ateş ediyorlardı. Çete kollan şeklinde cephe gerilerinde faaliyette bulunuyorlar ve bu şekilde düşmanı hayli hırpalayarak yıldınyorlardı. Ruslar taarruza girişeli bir ay oldu, Marmara denizinin batı sahillerinden ileriye geçemediler ve orada müdafaaya çekilerek beklemeğe mecbur kaldılar. Doğu sahflindeki müdafaa tertibatı o kadar mükemmeldi ki Ruslar Boğazın öbür tarafına geçmeyi denemeğe bile cesaret edemiyorlardı. Rnslar ders aldılar Fakat, dağlarda nasıl çarpışılacağını bu Batılı kuvvetlerden öğrenen Ruslar, mukabele etmekte ge» cikmediler. Bir müddet sonra, Kafkasyalılardan mürekkeb Rus kıtalan dağ toplarile teçhiz edildi ve yanlanna külliyetli miktarda katir verilerek yola çıkanldı. Aynı silâhlarla mücehhez ıki kuvvet simdi müsavi şartlar altında çarpışıyordu. Bu suretle, bir müddet cenub doğu İranda cepheler istikrar buldu. Fakat, Müttefiklerin kaynaklan uzaktaydı; eksiklerini derhal ikmal edemiyorlardı. Ruslar ise, Kaikasla rın ardından sık sık takviye kuvvetleri gönderiyorlardı. Böylece, bir zaman geldi ki üstün bir şekilde •jarpışmağa başladılar. Gerek bu vaziyet, gerek daha iaşka deliller yeni bir fırtınanın kopmak fcere olduğunu gösteriyordu. Bu arad*, Moskova radyosu Türkiyeye karşı şiddetli bir lisan kullanmağa başlamış, mahud sinir harbini tekrar acmıştı. Halbuki son zamanlarda Rusyanın Türkiytye karşı pek müsaid davrandığı görülüyordu ve bu vaziyet, Moskovanm Türkiyeyi kendinden tarafa GELECEK YAZI: Rus mezalimi kazanmak ümidini beslediği intı Türklerin v»tanp«rverlik hislerini baını veriyordu. coşturdu. Şimdi ise, Moskova radyosu birdenbire Türkiyeye karşı hücuma geçmiş bulunuyordu. Aynı zamanHEDİYE ESEL da, Türkiyenin gerek Batıda Trakile ya hududu boyunca, gerek doğuda BÜLEND ESEL Kafkas hududunda ve ErmenistanEvlendiler. da yeniden Kızılordu kıtaları tahşid edildiği haber alınıyordu. Beşiktas 20/7/950 Ne düşüneeyle? Anlaşılan, Avruparun Batı sahillerine vanp daha ileri gidemiyen ve Akdenizin Ispanya kapısını zorlayıp aşamıyacağını anlayan Rus ordusu, sıcak sulara bu sefer başka bir kapıdan inmeyi deneyecekti. Avrupada kara harbi sona erdiğine göre, Kızılordunun mühira bir kuvveti boş kalmıştı. Bir miktar askerini orada işgal kuvveti olarak bırakacak olan Kızılordu, kendisine başka bir cephe daha açabilirdi. Şüphesiz bu, kolay bir iş olmıyacaktı. Bunu Rusya da gayet iyi biliyordu. Fakat, başka çaresi de yoktu: Avrupanın Batı kapılarına dayandıktan sonra duracak olsa, mukabil taarruzlarla karşılaşacağı muhakkaktı. Müdafaaya çekilmek ise, zamanla yıpranmayı kabul etmek olacaktı. Hususile ki, bu harbde ilk darbeyi indirenler kazanıyordu, çünkü silâhlar, müdafaadan ziyade hücum silâhlanydı. İşte, Rus genelkurmayı ihtimal ki bu düşüncelerle, Türkiyeye karşı taarruza geçmeğe karar vermişti. En mühim çarpışma Ortsdoğu harbi, her iki taraf için de neticesi nihai zafere tesir edebilecek mahiyette mühim bir hâdiseydi. Rusya Karadeniz ve Çanakkale Boğazlarını ele geçirecek olursa, cenub sahillerini tamamile emniyet altma alacak, Rusyanın ctcanalacak noktasm sayılan Kırım bölgesine bir Müttefik taarruzu ihtimaiüıi önleyecekti. Diğer taraftan, Türkiye düşecek olursa, Rusyanın önünde daha mühim yollar açılacak, meselâ Iraka inerek Müttefiklerin petrol kaynaklarını ele geçirecek, hattâ Süveyşe kadar ilerleyip kanalı tutacaktı. Süveyş kanahnın kaybı ise Mutt?fikler için mühim bir darbe ok i':tı. İşte, bütün bu mülâhazalar Yakındcğu harbini Ruslar için olduğu kadar Müttefikler için de üçüncü dünya harbinin şimdiye kadar cereyan eden çarpışmalarının en mühimmi oiarak ele alınmasını icab et tiriyordu. Taarruz başladı Soğuk bir kış sabahıydı. Parisliler,. ateşten mahrum odaiannda, battaniyelerine bürünmüşler, Londra radyosunu dinliyorlardı. Haberleri okuyan kacün seîirun heyecandan titrediği duyuldu: « Kızılordu dün gece Yak;ndoğuda |iddetli bir taarruza geçmiş ve Türkiyeye hücum etmigtir. Sovyet Senelerdenberi tanınmış. bir çok cild rr.utehassisla.nna bajvurarak külliyetli paralar sarfetmeme rağmen hiç fayda giirmediğlm (Sedef) psoriazis hastalığırnı tedavlle beni cen.iyete sokan Tepebası Şelıir Tiyatrosu karjısında değerli cild mütehassısı CELÂL ÜLGEN'e sonsuz minr.ettsrlığırmn iblâğını gazetenlzden rica ederim. Maltepe Öziığur cilesi TEŞEKKÜR Bu fevkalâde kıymetli mecmuanın 2. sayısı ile birlikte Dünyadan GüzeT Sözler verilecektir. Bfilti\ TİİRKJYt Bütün memfekette büyük akisler uyandırmıştır. BİITİ \ TÜRKİYE Bütün değerli fikirlerin toplantı yeri olmuştur. BÜTİJN TtlRKİYL Bütün münevverlerin takdirini kazanmışttr. Türkiy*nin har toroftndo çıkon n*f* riyatı gözdan g«(İr«rek bunlarm ezünü v»r«n bu mcanuo, küivphaneniım ekıiktiğini tamomloyocaktır NEBİOGLÜ YÂYINEVİ Ajanslar Washingtondan şöyle bir haber verdiler: İstanbul teşkilâtı. Genel Meclis, «Birleşik Amerika hükumetinin Muhtar ve Belediye seçimleri askerî yardım programı çerçevesi için faaliyete geçti içinde Yunanistana yakında 5 muhYaklaşmakta olan Genel Meclis, ; rib ve 2 denizaltı vereceğine daiı Muhtar ve Belediye seçimleri mü Atina radyosu tarafından verilen nasebetile C. H. Partisi İstanbul haberler hakkında Savunma Bateşkilâtı şimdiden faaliyete basla kanlığı çevrelerinde her türlü bemıştır. Bu arada, ilce merkezlerin yanattan çekinilmektedir. Bu çevde toplantılar yapılmakta ve bu relerde belirtildiğine göre, askerî mevzu üzerinde görüşülmektedir. yardım programı kanunu henuz Pazartesi günü ilçe başkanlan, il Kongre tarafından tasdik edilmemerkezinde, Parti başkanı İlhami miştir. Binaenaleyh, muhtevası etSancarın riyaseti altında mühim rafuıda tefsirde bulunmak Savunbir toplantı yapacaklar, bu toplan ma Bakanhğının yetkisi dışmdadır tıda seçim. işleri üzerinde bazı pren Maamafih, yan resmî çevrelerdesip kararlarına varılacaktır. ki kanaate göre, 1951 senesi askerî Eski Bakanlardan Cemil Said yardım programı kanunu bilhassa Barlas ve Ali Rıza Türel dün İlhami deniz kuvvetleri sahasında YunaSancarı makamında ziyaret ederek, nistana oldukça mühim yardım kendisile görüşmüşlerdir. derpiş etmektedir. 5 muhrib ve kruvazörle iki denizaltı rakamının Başbakan hakikate uygun olduğu sanılmakŞehriinizde bulunan Başbakan Ad tadır." nan Menderes. dün istirahat etmiştir. Bir kaç gün ev\'el, yazdığımız giDış İşleri Bakanı bi, biz Yunan donanmasının takviDış Işlerl Bakanı Fuad Köprülü, dün yesine muanz değiliz. Yunanistan. vçakla Ankaraya gitmiştir. yarın bir harb vukuunda, ister isŞehrimize gelen Amerikalı temez, bizimle beraber harbetmek kadın subaylar zorunda kalacaktır. Kızıl tehlike Altnanyanın Frankrurt ve Münih şehirlerinde bulunan Amerikan k?dın realitesi, iki milletin mukadderatını subaylanndan Albay Elliot. Binbaşı birleştirmiştir. Yunanistanda aksini Fugus ve Tegmen Alice Seering dün düşünen bazı kuş beyinliler olsa Tarsus vapunı ile fehrimize gelmişler bıle, bu, böyledir. Hâdiselerin icbadir. Radyo, radar ve n.uhabere işler'.nde rile Yunanlılarla yanyana harbedeçal'şan bu kadın mbaylar şehrimizde iki gün kald:ktan scrra tekrar «Tarsus» ceğimize göre, Yunanistanın askerî ile İtalyaya döneceklerdir. gücünün Amerikan yardımile artıMilletlerarası Banka mümessil rılmasından endişe değil, memnunluk duyarız. lerinin tetkikleri Ya, bize ne verilecek? Bir müddettenberi meraleketimizde bulunan Milletlerarası trnar ve KalkınBu noktayı böylece bir daha kayma Bankası mümessılleri İstanbul pi dettikten sonra, Yunan donanmasıyasasmda tetkiklere başlamışlardır. Heyet azasından \Villiam, 2025 firrna na 195051 Amerikan askerî yarile direkt temaslar yapacağını Ticaret dımından 5 muhrib ve kruvazörle Odasına bildirmiştir. İtöalâtçı, lhra 2 denizaltı verilmesi düşünülürken catçı. sanayici, acente ve her sınıf Türkiyeye ne verileceğini merak tüccarla yapılacak bu temaslar netice ettiğimizi söylemek ve bunu sorsinde bankadan temin edlecek kredi mak istiyoruz. Bayramda Cumhuriüzerinde görüşmelere geçilecektir. yet'in baş sütununda yazdığımı? D. P. merkezini ziyaret eden «Sembolik Yardım mı?» başlıkb Bakanlar yazımızda da bize ayrılan paramn Başbakan Yardımcısı Samed Ağaoğlu dün D. P. İl merkezini ziyaret etmiş 25 milyon dolar olduğu hakkmdarratbaacılar hsyeü ile görüşmüş ve ki rivayeti tetkik ederken bu 25 pt.rtiİ!İerle temaslarda bulummıştur. milyon dolarla Türk kara, deniz ve Ticaret ve Ekonom; Bakanı Zühtü hava kuvvetlerinin ihtiyaçlarmın Velibese de D. P. İl merkezinde bir asla karşılanamıyacağını tebarüz müddet meş^uî olmuştur. ettirmiştik. Gürültü ile mücadele Amerikan askerî yardımı tatbik Belediye dün Devlet Denizyollan ile Devlet Demiryollarına birer tezkere sahasına girdiğindenberi de her fıryazarak şehirde gürültü ile savaş baş. satta Türk donanmasına yapılan ladığından kendi vasıtalarının da buna yardunm kifayetsizliğinden delilleriayete mecbur tutulmasını istemiştir. rile bahsetmiştik. Donanmamıza Harbiyede otel yapılmak üzere verilen gemilerin az olduğunu, hiç satılan arsa bir kruvazör verilmediğini, mevcuYüksek Mahendis Ragıb Devresten da ilâveten verilen 4 muhribin henı SU mektubu alchk: «Gazetenizin 19 temmuz 950 tarth ve sayı, hem de savaş kudreti bakım9320 numaralı nüshasının ikincl sahl. lanndan Karadenizdeki Kızıl filofesinde üçüncü »ütununda (Karısık bir nun muhriblerine nisbetle kifayetsatış muamelesi) başhklı yazımzda şah siz olduğunu, bir deniz hava kuvsımdan bahsedilerek. verilen haber havetine muhakkak • surette muhtac kikate u>TTiamaktadır. 1 10 sene zarfmda otel inşası bulunduğumuzu belirttik. Galiba kaydlle satılan bu arsa. diğer Belediye Müttefiklerin hatası yüzünden İtalarsalan gibi alen: müzayede lle ve mu yan donanmasından Sovyet Rusyahammen bedelin üstünde bir fiatla sa ya verilen gemilerin Karadenize tllmıştır. 2 Müzayede sartr.amesir.de otel gönderilmesi ve bu denizdeki Kıjıl yapılmadığı takdirde. o civarda serbest filonun bir hamlede bir misli daha olarak satılan emsali arsaların en yük kuvvetienmesi üzerine donanmamısek fiatı ile arada tah'assul edecek zın mutlaka takviyesi lüzumunu farkı ödemek mecburiyeti vardır. ileri sürdük. Buna karşı, Amerikan 3 Bu satıs sartı Beyoğlu Tapu Sicil Muhafızlığmda Belediye lehine ipotek askerî yardımının 194950 tahsisatesisi «uretile 14,7945 tarih ve 1905 tından bize bir denizaltı kurtarma numara He tescil edilmistir.i gemisile 2 denizaltı verileceği söylendi. Denizaltı kurtarma gemisı ( Küçiik Haberler j yola çıkmak üzeredir. Fakat denizaltılardan henüz bir ses çıkmamı^* TEKEL İdaresi, Demzyollarına mu tır. Bu iki denizaltı gemisi de gelip racat ederek vapurlarda, ecnebi gemi donanmamıza iltihak etmiş olsa lerde yaptığı tenzilât ile Tekel mamulleri satmaya hazır olduğunu blldirmis dahi, Türk donanması, Karadenizdeki Kızıl filodan sayı ve ateş kudtlr. + TEKEL Genel Müdürlüğtinün Sergi reti bakımından çok zayıftır. İçin hazırladığı eşantiyon likörler büBir mukayese yük rağbet görmüştür. 40 bin şişenin çoğu satılmıştır. Bir mukayeseye imkân vermek * İSTANBULLTM 500 üncü ve Müte üzere iki tarafm bugünkü deniz akıb Fetih Yıllannı Kutlama Derneği kuvvetlerini bir daha karşılaştıraGüzel Sanatlar Komitesinin resim kolu dün İstanbul Arkeolojl müzelerinde lım: toplanarak kol baskanlığına Elif Naci, Gemi Türk Rus iklnci başkanlığa Halil Dikmen ve racinsi donanması filosu portörlüğe de Âlî Karsanı seçmiştir. Zırhlı : 1 2 «Heyet Fatih Res.m Müzesi» kurulması Kruvazör : 0 5 için bir talimatname hazırlamak üzere Muhrib : 10 22 çalışmalafa başlamıştır. * ÇEMBERLİTAŞIN tamlri hakkınTorpidobot : 0 10 daki kesif raporu Belediyeye verilmişDenizaltı : 10 32 tir. Âbidenin etrafmcaki demlr çemSovyet Rusyanın Karadenizdeki berler değiştirilecek ve çoğaltilacak ve yerinden oynamış taslar düzeltllecektir. denizaltıları 194950 Fransız deniz * DENİZYOLLARI İdaresi halkın si yıllığına göre 32 tanedir. Fakat bun kayetlerlni tetkik ve öğrenmek mak lar, malum olabilenlerdir. Hizmette sadile muhtelif bürolara, vapurlara ve gişelere şikâyet kııtusu veya ştkâyet bulunan Rus denizaltılan belki de daha fazladır. Aynca sayısı gizlı defteri koymayı kararlaştırmıştır. •• Hind Elçisl tarafından bu akşam tutulan büyük ve modem deniz* 17 de Yeniköyde bir kokteyl verilecek altı da tezgâhlarda yapılmaktadır. tir Kokteyle Kordiplomatik davet edil. Yardımcı gemileri, hücumbotlamiştir. •• DENtZYOLLARININ Batı Akdenlz nnı hesaba katmadık. Bu gemileı * seferini yapan Ankara vapuru yann bakımından da Kızıl filo, bizimkinsaat 12 de hareket edecektir. Gemidek! den çok üstündür. Bu mukayese. bütün yerîer satılmıştır. + EMEKLİ Subaylar Demegi Kadı Türk donanmasmm takviyesinin köy Şubesi. bu defa göriilen lüzum kesin bir zaruret olduğunu gösteriüzerine Tavus sokak 20 sayılı kıraat yor. hanenin üst katına nakletmiş ve alt Yukarıki haberde, Yunan filosukısmı da Emeklller Lokali olarak tahna muhrib, denizaltı, hattâ kruvasis ettirilmistir. * D. P. KADIRGA semt ocağımn zör de verileceği bildirildiği halde, senei de\rlyesi münasebetUe yann saat 195051 askerî yardım faslından 20 den sabaha kadar Taksim Kristal Türk donanmasına ne verileceği gazinosunda cazlı sazh bir eğlence hakkında malumat yoktur. Bu sütertlb edilmistir. + TEKEL tdaresi Şikago seTgisine kutu hiç bir şey verilmiyecek diye gcniş ölçüde katılmaya karar vermiş tefsir etmek yanhş olmasa gerektir. ve bu ij için 50 bln lira tahsisat ayır Amerikadan verilen haberlerde, mıştır. Hazırlıklars başlanmıştır. Türkiye ve Yunanistana 195051 * KASIMPAŞADA Ortaokul sokağmda 8 numaralı evde oruran Havva adm için aynlan tahsisat 120 milyon doda 70 yaçlarında bir kadın dün evleri lar olarak beraberce gösterildiğine nin bahçesinde kuyuya düşmüş. ağır göre, Yunan filosuna yapılacak surette yaralanmıştır. Havva hastaneye yardımdan bahsedilirken manükin kaldırılmıştır. Türk donanmasına verilecek gemi* SÜLEYMANİYE Genclik Kulübünün fevkalâde yılhk müsameresi bu akşam lerden de bahsedilmesi icab ederdi. saat 21 de Cağnloğlu Çiftesaraylar bah İşte bu sebebledir ki, Washington çesinde çehrlmizln en kıymetli saz, fes haberinde bizden bahsedilmemesive sahne sanatkârlarımn iştirakile ya ni, hiç bir şey verilmiyeceğine depılacaktır. lil addediyoruz. Esasen 120 milyon dolarlık yardımdan Türkiyeye yalŞEVVAL 6 CUMA nız 25 milyon dolar aynlacağı hakkındaki rivayet de bunu gösteriyor. E s r c 25 milyon dolar, Türkiyenin kara, a u ! deniz ve hava ordulanna seyyanen taksim edilse dahi, deniz kuvvetleV. | 5.46 13.20 17.18 20.36 22.31 3.36 rimizin hissesine 8 milyon 300 bin E. | 9.10 4.44, 842 12.00 1.55 7.00 dolar kadar bir sey düşecektir. Ya Türk Donanmasına ne verilecek? ABİDİN Bu kadarcık bir para ile bize ne verilebileceğini ancak Amiral Ginder dostumuz bilir. Bizim kruvazör ihtiyacımız daha büyüktür Amiral Ginder, Türkiyenin büyük gemiye ihtiyacı olmadığını. küçük gemilere sahib olması lâzım geldiğini söylemişti. Yunanistana kruvazör de verileceği yukarıki haberde bildirildiğine göre, topun ağzında bulunan ve Karadeniz hâkimiyetini Ruslara terketmemesi lâzım gelen Türkiyeye kruvazör vermemenin manasını anlamak kabi! midir? Türkiye, harb sahası olacal denizlerin hususiyeti bakımından kruvazöre Yunanistandan çok daha faz'.a muhtacdır. Kaldı ki taksim edilen İtalyan donanmasından Yunanistana da bir kruvazör verilmiştir. Biz, Yunanistana kruvazör verilmesin demiyoruz, bize de verilsin diyoruz. Türkiyenin büyük gemilere sahib olması muvafık görülmüyor da, Yunanistan için neden aynı düşünce varid olmuyor? Amiral Ginder'e göre Türkiyeye verilmesi lâzım gelen küçük gemi Buğday ihracmdan önce. konomi ve Ticaret Bakanı sayın Zühtü Velişe, istanbul Gazeteciler Cemiyetinde yaptığı bir basın toplantısında, «Bol mahsul yılından istifade ederek bir miktar buğday ihracı mümkün olduğunu» söylemiş, hemen arkasından da cAncak mahsulü depolarımızda gördükten sonradır ki böyle bir ihrac keynyeti üzerinde durmayı düşüneceğiz» demiştir. Bu son cümleyi söylememiş olsaydı ,sayın Bakanı, suyu görmeden paralarını sıvayor diye tenkid ve muahaze edecektim. Çünkü aylardanberi Kanadadan, Amerikadan, Pakistandan, Suriyeden ithal ettigimiz buğdayların unu ile geçinir; bugün dahi hâlâ o buğdaylardan yaptığımız ekmeği yerken buğday ihrac edeceğiz demek, yersiz bir pembe göriiş olurdu. Gerçi Bakanhk demek umumiyetîe pembe gözlük demektir ama, bu sene mahsul boldur, diye buğdaylar derambar edilmpden ihracatı düşünmek fazla bir iyimserlik teşkil eder. Bereket versin ki sayın Bakan, buğday ihracını «mahsulü depolarımızda gördükten scHra» kaydına bağlamak durendişliğini göstermiştir. Ikide birde buğday darlığı, hattâ kıtlığı çeken bir memlekette, hububat ihracı bahsinde gayet dikkatli, hesablı \e ihtiyatlı davranmak lâzundır Çünkü ya hesabsn ilıraclar, yahud da huraklık yüzün den çektiklerimizi unutacak kadar büyük ve dcvamlı bir bolluğa kavuşmuş değiliz. Geçen harb içinde, 4 milyon ton buğday yetiştiriyoruz diye böbürlenip dururken bir gün geldi ki önümüzdeki aylar için 600 bin ton olarak hcsablanan ihtiyacımızı kar şılamak mümkün olmadığı hakikatile karşı karşıya kaldık. Ekmekler, kuru baklaya vanncıya kadar her türlü maddeden yapılan kapkara unlarla çamur gibi çıkmağa başladı. Günde adam başma bu çanıur ekmekten 200300 gram verildi. Istanhul .hattâ Bursa gibi şehir'erin ekmeği, valileri sabahlara kadar uykusuz bırakan bir gayretten sonra. daradar temin edildi. Bazı günler, halk sabahtan akşama ka • dar hrınların Önünde itiş kakış nöbet bekledi. Nihayet Ortadoğndaki kuvvetleri için bizden buğday bekleycn müttefikimiz Injfilterenitı yardımı sayesinde aç kalmaktan kıırtulduk. Bunun sebebi, hububat istatiklerimizin hiç bir hakikate istinad etmiyen uydurma rakamlarla şişirilmiş olması ıdi. Şef devrinde, ttiki misli istihsal isteriî emri yayınlanır. Fakat bu emri yerine çetirecek vasıtalar ve çahşmn'" temin edihnez; ziraat müdürleri ve memurlan masa başında uydurduk ları rakamları Bakanlığa bıldirirler. Bakan da bu rakcmlann şişirme olduğunu bile bile renıederek şefe aızeder. DAV'ER ler, hangileridir? Yalnız K sınılı 232 tonluk, 13 mil süratli küçük ve ahşab arama tarama gemileri m;? Yoksa muhribler mi? Arama tarama gemileri yardımcı gemilerdir. Onlarla harbedilemez. Savaş kabiliyetini haiz küçük boy harb gemileri muhribler ve deniza'itılardır. Amerikada, daima teşekkürle karşıladığımız gibi, bize bunlardau 1947 denberi dörder tane vermiş iki denizaltısı da vadetmiştfr. Muhribler, Ruslarınkinden üstün değildir; denizaltılar Şnorkel nefes borusundan mahrum olmalanna rağmen kudretli gemilerdir. Sayın Amiral Ginder, kendisinin de malumu olan yukarıki mukayeseyi biı> defa daha gözden geçirdikten sonra, Türk donanmasının Karadenizdek; Kızıl filoya karşı kâfi ve vafi olduğunu iddia edebilir mi? Yanm yardımın zararlan Amerikanın bize yaptığı askerî yardım, yarım bir yardım olmamahdır. Yarım tedbirlerin Koredekı neticesi, Amerikayı 10 milyar dolarlık yeni askerî tahsisat vermeğe ve kim bilir, kaç tümen, kaç u çak ve kaç gemi göndermeğe mecbur edecektir ve kaç bin Amerikan askerinin kanına ve canına mal olacaktır. Bizim istediğimiz, Cenub Korenin âkıbetine uğramamak için mümkün olduğu kadar kuvvetli olmaktır. Yeni iktidar, dost Amerikaiı makamlarile ciddî bir surette görüşerek bu askerî yardım işinin sembolik mahiyetten ve bir rekîâm vıeıtası ounaktan çıkarılmasmı, ihtiyaclanmızm karşılanmasını ve bu arada donanmamızm da takvlyesini temine çalışmalıdır. Vermezlerse tngiltereden alalım Amerikalı dostları:nız şınıdiye kadar vermedikleri gemilerle tepkili av uçaklarını vermemekte gene ısrar ederlerse, bunları bedeli mukabilinde müttefikimiz İngiltereden almak yolur.a gitmeliyiz Harbden biraz evvel Almanyaya 4 denizaltı, Ingiltere 4 muhrib ve 4 denizaltı ısmarlamış, harbden sonra, İngütereden refakat gemileri,' arama tarama gemileri, avcı ve liman savunma botlan almış olan vatansever milletimiz, her türlü malî fedakârhğa katlanarak donanmasım muhtac olduğu gemiler ve uçaklarla takviye eder. Amerikan askerî yardımı olmasaydı, boynumuzu büküp millî müdafaamızı kuvvetlendirmekten vazgeçecek değildik ya! ÜNÜN MEVZULARI Beyaz Kaplanlar Diyarı Avrupalılar, bagün Kore dediğimiz yerden ilk defa on dördüncü asırda Marko Polo'nun seyahatnarr.esile haberdar olmuşlar, daha sonraları da on yedincı asrın gemicilerinden bu uzak ülkeje dair hikâyeler dinlemışierdi. Ornyı gidip görenler, yerülerinin Tiyosen dedikleri bu yarımadanın güzeiliklerini anlata anlata bitiıemiyorlar, hele 0 zamankı merkezi olan ~eyco v u rr.uhtesem saraylarile, muazzanı mabedlerile cennete benzetiyoılardı. Bunda mübalâğanın epey yeri vardı. Fakat, seyyahlaruı anl: akları beyaz kaplanlr' bir hakikatti. Asyanın daha başka yerlerinc1 le görülen bu hayvanların en güzelleri Korede idi ve hâlâ da oradadır. Çok kişi, umumiyetîe sıcak memleketlerde yaşayan ' aplanların buraya nasıl geldiğine şaşar. HalbuKi asıl şaşılacak şey, kaplanlarm kutublardan hattı istivaya nasıl gittikleridir; çünkü ilmi tetkikler kaplanın bir kutub hayvanı olduğunu göstermiijtir. Hayvanlar dainıa bulundukları yerin renginc uydukları için, soğuk böîgelerdeki kaplanlar beyaz olduğu ve öyle kaldığı halde, sıcak bölgelerdekiler kırmızımtırak ve ebruli bir renge bürünmüşlerdir. Beyaz kaplanların tüyleri de uzundur ve soğuKta kendilerine bir kürk vazifesi görür. Bu kaplanlaıa Sibir> anın buz çöllerinde sık SIK rastlanır. Ava giden avlanır Korenin tarihi bir taraftan Mançurya, diğer taraftan Japonya ile yaptığı harblerle doludur. Bu harb lerde beyaz kaplanların da rolü olmuştur. Bir rivayete göre, Japon Prensi Sikuoka, Kore'yi istilâya geldiği zaman, başlangıçta memleketİD epey içerlerine kadar ilerlemiş. Fakat Kore hükümdan Kiyu San «millî kurruluş» ordusile çete harblerine başlamış. Bu arada "oir gün şöyle bir hileyı başvurmuş: Adamlanna ?mir vereıek bir sürü beyaz kaplan toplatıyor. Bunlan Sikuoka'nın bulunduğu taraflara sahverdiriyor. Japon prensi bu acayib hayvanlan görünce, avcılık hevesi tutuyor ve ordusunu bırakarak, kaplanların peşine düşüyor. Kıyu San da, bundan istifade ederek, Japon ordusun; karşı büyük bir taarruza geçiyor ve sonunda Prensi de esir alıyor. Sikuoka hatasını kabul ve itiraf ediyor v= düş manına, kesmesi için, başını kendisi uzatıyor. Ondan sonraki harbleıde Kore defalarca Japon ve Mançu işgali altma düşmüş, fakat gene defalarca istiklâlini elde etmiştir .Memleket dağlıktır. On yedi milyonu geçen nüfusu çalışkan insanlardan mürekkebdir ve kereste, pirinç, maden kömürü ve altın memleketin kıjnıetli istihsal maddelerini teşkil eder. Altın pabastna afyon Bu tabiî zenginlikler Kore'nin komşulannı oraya göz dikmeye sevkeden âmillerden biri olmuştur. Nitekim son harbde Japony Koreyi işgal ettikten sonra harb gücünü arttırmaya daha fazla imkân bulmuştu. Merr.lekete mühim bir servet temin eden bir şey daha vardır ki o da «ginseng» denen meşhur köktür. Bir nevi hafif afyon olan bu kökü Çin altın pahasına ahr ve bu şekilde Kore her sene mühim bir servet kazanır. Harb esnasmda Japonya bütün fginsengs mahsulünü musadere edarek Çine atmış, böylece kendisine mühim bir gelir daha temin etmişti. Kore'nin şimal tarafları (Mançurya hududu) en soğuk kısımdır. Buradaki dağlar hemen daima kar i 1 Efendim, derdi. bu sene 4 milyon ton mahsul aldık. Bu güzel neticeyi. zatı devletlerinin «Iki misli mahsul» emrinin temin etmiş olduğunu arzetmekle mübahiyim. Mahsul hakkında verilen bu milUzak Doğudaki Amerikan ve Ingiliz üsleri jon tonların palavradan ibaret ollıdır. Batı sahilleri, «Fiyord» ile ise her mevsimde gemilerin girip dugu ancak 1942 de anlaşıimış ve Norveçi hatırlatır. Cenub bölgesı çıkmasma müsaiddir. acı hakikat çırılçıplak meydana ise crmanlarla kaplıdır. Tayyare lle Rusya cenubî Koreyi ele geçir çıkmıştı. üç saat gidildi^i halde ormanların meğe muvaffak olursa, Büyük OkGeçen seneki kuraklık ve beresonu gelmez. yanustaki Amerikan ve İngiliz üs ketsizlikten sonra ,bu yıl, mahsuŞehir, kasaba ve köyler dağlann tünlüğünü bir dereceye kadar lehi lün bol olduğu ümidi içindeyiz. Faeteklerine kurulmuştur. Buraiaı ne değiştirmiş olacaktır. Bir kere, kat bu ümidin ne derere gerçek dan dereler, çaylar, büvük ırmak Japonyadaki Amerikan hava üsle olduğu .mahsul ambarlara girdiklar geçer. Evler tiştan yapılmış ri hemen hemen tamamile harb dışı ten sonra anlaşılacaktır. Sayuı Batır, kapı ve pencereleri gayet muh edilecek, diğer üsler de tehlikeye kan ın dcdiği gibi an~nk hakikl kemdir. Kore'lilerin, evlerini sıkı girecektir. mahsul durumu malum olduktan bir muhafaza shına almalan, mem Bu suretle,. Rusya etrafındaki sonra, buğday ihracını düşüneleketin sık uk istilâ tehlik ine İngiliz Amerikan hava ve deniz biliriz. maruz kalmasından ileri gelmiştir. üslerinden mürekkeb emniyet zinFakat ihrac karan vermeden evcirinde büyük bir gedik açılmış olaYabancı düşmanlığı vel düşünülecek başka mühim bir caktır. Bu istilâ hikâyeleri arasında csonokta daha vardır ki o da .yedek Bugün şimalde Japon adalanndan stoklar yapılrnası ve bunlarm çüğuk çocuklarıa ndan çok bahsedibaşlayıp cenuba dogru Filipin ada rümeden, bocîklenmeden teknik lir. Şimalden geldikleri ve kısa boylu olduklan için bu ismi alan larma, Felemenk Hindistanına ve surette muhafazası Lmkânlannın yabancılar bugün memlekette bir Malezyaya kadar inen bu üsler bulunmasıdır. Rusya, Mançurya ve kızıl Çin saumacı tesiri bırakmıştır. Dünya ahvali karışıktır. Kore'de hillerini Japonyadan sonra ikinci «Soğuk çocuklan memleketi işbir kordon halinde kuşatmaktedır çıkan yansınuı bütün dünyayı ttgalden ziyade vağma etmeye gelirması ihtimali yok değildir. O zalermiş ve bu arada, kadınlan ka lar. Kore kızıllara geçerse evvelâ man Ikinci Dünya Etarbinde ve çırdıklan da olurmuş. Bu korkunç Japonyanın, sonra da bu üslerin 194950 de olduğu gibi, buğdaysız düşman uzun müddettenberi gö vaziyeti tehlikeye düşecektir. l ve ekmeksiz kalmamak için ihtirünmemekle beraber, adı hâlâ deh Üçüncü dünya harbi ne zaman Jyatlı bulunmamız lâzundır. Harb şet salmaktadır. çıkar? patlayınca yeryüzünde milyonlarca edilerek Harbci ve istilâcı milletlerin sık Kızıllann, Koreden sonraki he miistahsil kol, seferber sık hücumuna uğrıyan Kore'liler, deflerinin başında Formosa adası müstehlik hale jîelir; ektrn ve mahumumiyetîe hiç bir yabancı milleti gelmektedir. Milliyetçi Çinli kuv sul azalır; her millet kendi derdine sevmezler ve hepsine düşman diye vetlerin çekildiği bu adanın düş düşer; kıthğa maruz memleketlere bakarlar. Bu nefret bir takım ef memesi Amerikanın başhca hedefi buğday ihracı ve nakli son derece sanelerle de takviye edilmiştir. Ko dir. Mr. Truman Kore harbi başla jfüçleşir. DUnkü, hattâ bugünkii relilerin inancına göre, yp.bancılar dığı sırada bu ehemmiyeti işaret tecrübelerden ibret alarak bufday ihracmdan önre hububat stoklan Cbilhassa beyaz ırktan olanlar) u etmiş ve şöyle demişti: ğursuzdur, pistir ve günde iki kere «Komünistlerin Formosa'yı işgal yapmağı hayatî bir mesele olaîk bile yıkansalar, keçi kokarlar! etmeleri doğrudan doğruya Büyük gözönünde bulundurmalıjız. I^rac Bununla beraber, Amerikalılar Okyanusun emniyetini ve Amerikan etmek kolay. fakat açlığı önlemek bu nefretten biraz istisna edılmiş silâhlı kuvvetlerini tehdid edecek püçtür. Hükumetimizin hizden ıkıl öğrenmeğe ihtiyacı olmıyacağıru tir, diyebiliriz. Bugün cenubî Ko tir.» diHünmekle beraber. çene bu ihre'de bir Amerikan sevgisi uyanKore muharebeleri üçüncü bir mıştır ki bunda, iki milletin birbi dünya harbine kadar yol açabilir tıyat tedbirini latırlatmaktau kendimizi alamadık. rini kendine yakın bulması büyük mi? bir rol oynamıştır. Bugün bütün zihinleri işgal eden Kore'liler de Amerikalılar gibi bu suale cevab verebilmek kolay sporu severler ve mizah anlayışlan değildir. Fakat Korenin kızıllara aynıdır. Amerikan askerî heyeti geçmesi evvelâ Formosa adasına erkânından binbaşı Mac Bride bu karçı bir harbe girişmelerine yol nu anlaürken şöyle diyor: açabilir ki o takdirde üçüncü dünBütün dünyada güzellcr « Kore'lilerle ekseriya el işa ya harbi teklikesi daha ziyade başretile konuşuyoruz. Fakat, birbiri gösterir. mizi yabancı hissetmiyoruz. Çünkü Zira, Amerikan kuvvetleri Foraynı şeye ve aynı sebebden dolayı mosayı müdafaaya başlayınca Rusgüldüğümüzü görüyoruz. Ash ve Çin anlaşmasının hükümleri tatbik rCullanırlar. kültürü başka başka olan iki in mevkline girer. san aynı şeye gülerse aralannda Kızıl Çinin Moskovayla yaptığı derhal sıkı bir dostluk doğar.» anlaşmaya göre, yabana bir devlet Emniyet zinciri tehlikede Mao TseTsung hükumetinin menKore'nin Asyadan Japonyaya faatlerine zarar verdiği takdirde dogru uzanmış bir yarımada olu Moskova derhal yardıma koşacakNüshası 10 kuruştuı şu, oraya askerî bakımdan mühim tır. furkıye Harlc bir kıymet kazandırmıştır. Cenubî Kızıllann Formosa'ya karşı giri Abone şeraİtİ 2800 » 5400 • Kore'deki bir hava meydanından şecekleri taarruzun neticesi, kendi Senelik aylıfc 300 Kx. 600 K>. kalkan bir tayyere yirmi bej daki aleyhlerine olduğu takdirde bile, Bir aylık Üç 800 • 1600 • ka sonra Japonya üzerindedir. üçüncü dünya harbi tehlikesinin Altı ayhk 1500 • 2900 • 2800 • 5400 • Cenubî Korenin deniz kuvvetleri geçmiyeceğini düsünenler de var Senelik bakımından da büyük bir üstünlü dır. Onlara söre. Fr>rr~ a'da sönen D 1 K K A T ğü vardır. Şimalî Kore limanların ateş Balkanlarda alevlenebilir; ddan yalnız yazm istifade edilebilir; ra, unutmamaiıdır ki Avrupa, As Cazetemize gonderilcn evrak ve ymılaf kışuı bu limanların ağzını buz küt yanın bir diğer ucudur. nerrediisin, tdilmtsln iai* olunrruu leleri kapar. Cenub! Kore limanlan mesuliyet kabul (Tempo'dan) KREM NIVEA CÜMHURİYET lklrx
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle