13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CTJMHURÎYET 16 Temmuz 1950 uncu A/ASILOLACAK Tüıkiyede neşir hakkı ya'mz «CUMHURİYET,. e aiddir. DÜNYA .HARBİ Sfazan: Ingiilz istihbara subaylanndan: Phlllipp Reynoids Şehir I =haberleri 1 S O H B E T L E R I f HEM NALINA MIHINA Frânsız müdafaasında AngloSakson yardımı Biz Pariste Rus işgali altmda müdafaava azmetmiş bulunuyorlarkorkulu günler geçhirken memle dı. ketin diğer taraflan da yavaş yavaş Harb taktiği istilâya uğruyordu. Bununla beraFransızların bu ruh hali içinde ber, Fransa, düşmana karşı epey devam ettikleri sıkı müdafaa ve mukavemet gösteriyor ve kuvveti inadcı mukavemetleri, onlan desnin az olmasına rağmen, gücü yet tekleyen İngiliz ve Amerikalılann tiği kadar çarpışıyordu. insanca ve malzemece yardımları Paris, Valenciennes müdafaa hat sayesinde, Fransa muharebesi çok tarıı yanp cenub batıya doğru iler çetin oldu ve Ruslar, bütün gayleyen Sovyet ordusu tarafmdan iş retlerine rağmen, Bayonne'a kadar gal edilmişti. Bu kol daha sonra ancak dört günde varabildiler. ikiye ayrılmış, biri Seine nehrinin Diğer taraftan, Amerikahlar Codöküldüğü bölgeyi, diğeri de Bretentin yarımarasında kuvvetli rjir tonyaya doğru taarruza geçmişti. müdafaa hattı arkasmda bir üs Fakat evvelâ şimalî Fransadaki teşkil etmişlerdi ki buradan Frankuvvetli mukavemet karşısında :yi sız kıtalarmı mütemadi bir surette yıpranan ve ancak daha cenubdaki ve tam bir intizam içinJe besliyorbir gedikten gelen kuvvetlerle bes lardı. En nihayet, tahliye icab edinlendikten sonra ilerlemeğe muvaf ce de, burası emin bir iskele vazifak olan bu ordu. Loire nehri kıyı fesini gördü. lannda yeniden mukaveraetle karRuslar gene eski usullerini takib şılaştı. ediyorlardı: Loire nehri üzerindeki bütün İlerliyecekleri noktaları evvelâ köprüler havaya uçurulmuş. Rus sıkı bir hava bombardımanına tuların önüne bu suretle derin bir tuyorlar, ondan sonra tanklarla hümâni açılmıştı. Diğer taraftan, A cuma geçiyorlardı. Müttefikler merikalılar da Saint Nazaire, Rusların bu usulünü öğrenmiş olNantes, La Rochelle ve Bordeaux dukları için, hava hücumlarını mulimanlarına külliyetli miktarda as kabil taamızla ve kuvvetli bir müker ve malzeme çıkarıyordu. Şi dafaayla karşıhyorlar, onlan bu şemalî Fransaya sevkedilmekte olan kilde tahminlerinden fazia oyalariki kafile de, Belçikanın vaziyeti ken, kara kuvvetlerini vaktinde getehlikeye girince, geri çevrilmiş ve ri çekmeğe imkân buluyorlardı. Fransanın diğer müdafaa hatlarının ltalyada kızıl faşizm beslenmesine tahsis edilmişti.. Fransada vaziyet Rusya lehinde Böylece, tam üç gün, Loire neh inkişaf ederken Avrupanın diğer rinin karşı yakasını tutmak ve bir parçası daha ateş içine düşmüşRusların defalarca giriştikleri taar tü: İtalya. ruzları geri püskürtmek kabil olBurada beşinci kol her yerdekindu. den fazla çalışmış ve Rusların işini kolaylaştırmıştı. Komünistler yer Eski ve yeni silâhlar Başlangıcda Fransızlardan ümid yer isyanlar ve karışıklıklar çıkarlerini kesenler, şimdi aldandıklarını mışlar, hükumet kuvvetlerini dergörüyorlardı. İlk taarruzlar esna hal kontrolları altına alamamışlarsa sında çekilmeğe mecbur kalan ve da, onlann düşmana karşı çarpışbu «eiâstikî müdafaa » esnasmda malarına mâni olmuşlar, bu suretle bir çok malzeme kaybeden Fransız memleketin müdafaasmı çürütmüşordusu, eiindeki vasıta ve imkân lercfc. Komünist tahrikâtı ve beşinci ların azalmış olmasına rağmen, cesaretini ve çarpışma arzusunu ay kol faaliyeti kendisini en fazla memleketin şimal boleesinde gösnen muhafaza ediyordu. termişti. Bu arada Milânoda komüBu müdafaada Fransız ordusunistlerin grevi ve baltalama harenun eiindeki silâhlar birbirile teketleri üzerine bir çok fabrikalar zad teşkil edecek mahiyetteydi. Bir işlemez hale gelmiş, İtalyan ordusu tarafta eski model 75 lik toplar var eli, kolu bağlı bir vaziyete düşmüşdı, bir tarafta da bir ateşte bir kaç tü. uçar bomba birden atan cihazlar, Bir müddet sonra Milâno tamatelsizîe idare ediür kanadh bommil»^komünistlerin eline düşmüş balar v.s. görülüyordu. ve türlii işkencelere, yağma ve adaBu son silâhlar Amerikaîılardan valara» sahne olmuştu. Komünistgelmişti ve gelmekte de devam edi ler, azasının bir çoğu kadınlardan yordu. mürekkeb «halk mahkemeleri» Simdi bütün dünyanın gözii kurmuşlar ve bu sözde mahkemeFransaya dikil.nişti ve bu hürri lerde gelişigüzel hükümler verileyet memleketinin şerefli tarihini rek bir çok kimseler, tabiî gene temsil eden ordunun, istibdad ve «faşist» ve ahalk düşmanı» damgazulüm timsali kızıl faşistlerle olan sile, en ağır cezalara çarpılıyor, yamuKaddes muharebesini merakla ni «temizleniyordu.» takib ediyorda. Bu isyan ve dahilî harbler İtalyan Fransızlar da, bunu ve kendi sehirlerini birer biror sarmış ve nilerina düşen tarihi vazifeyi ga hayet, zayıf düşen memleketi, yuyet iyi idrak ediyorlar, toprak karıda bekleyen düşman bir ham Arkası Sa. 4, Sü. 2 de ^ larının kalan kısmını adım adım Rüyetihilâre bağlı clduğu için beblerinden ilki budur. dinî bayramlanmızın günü mevsiAtatürk peçeli bir kadın kendimi belli olmadığını söyler, hattâ, sine yaklaşınca: acaba Peygamberimizin ilk oruç Yüzünü aç, a harum... Erkek tuttuğu günü milâd takvimine göre misin dişi misin, casus mu hafiye tesbit etmek imkânı olup olmadımisin, bu kara perdenin arkasmda Gıda maddelerinin toptan fiatla ğını soruşturur, yok yere akıl yo parçası görünce denize fazla yak ğüm nisbette canım yandı. Ne oneyin nesi olduğunu nasü bileyim, rında umumî bir düşüklük görül rar, boş yere yobaz ürkütürüz. Ya laştığıma hükmederek sola doğru yun, ne oyuncak, ne ds Dereboyu diye çıkıştı idi. Erkek dişi, hafiye casus, onun mektedir. Bu grup maddelerin bi âyik ba>ramlanmız? Ortada bir bir iki adım attım ve kerdimi ye kızlan... Bayramın ilk gününü çarimi 1950 ocak ayında 512.1 iken ikinci Cumhuriyet sözü dolaştığına ni kalıptan çıkma fesimin ibi maşır ipinde geçirdim. Kayıkçıya busu, hiç biri umurumda değilse mayıs ayında 444.9 a düşmüştür. öre, 29 ekimi yaz, kış, bahar veya ğine kadar suyun içinde buldum. bir kaç kuruş bahşiş, ihtimal bir de, bizim eve uğnyanlardan mıdır Ocak ayına nisbetle gıda maddele güz aylarından hangisine doğru Atik bir kayıkçı hemen sıya etti, de tahlisiye madalyası kazandırdı değil midir, yalnız bu kadannı anrinin toptan fiatı % 5.4 kadar u kaydıracağımızı henüz bilmiyorum. neremden tutabildi ise çekti, çıkar ğımı düşünerek avunmak şimdi lsyabilmenin bir inkılâba değeri Millî hâkimiyet bayramianna ge dı, beni sırsıklam nhtımın üzerine hatınma geliyor. O vakit kayık da olduğunu gene Şeker Bayramla:uzlamıştır. Bu takrirde ileri sürülen fikr) ince biri, Ittihadcıdır, 23 temmuzrından birinin ikinci gününde sez müdafaa maksadile Cumhuriyet in Nebatî ve hayvanî iptidaî mad da, biri, Halkçıdır, 23 msanda gelir. koydu. Galiba ssıl suç, kolalı göm kayıkçı da hepsi gözüme, içine düşmişimdir. baş sütununda yazdığımız bir yazıîelerde ise memleket sanayiinin a Demokratlar ya 14 ya 22 mayıs leğin kaskatı yakasında idi. Vida tüğüm denizden bir paıça gibi göSonra, şu otuz yıllık barış devri dan başka, 1943 mezunu Deniz ü s . eyhine bir netice hasıl olmuştur. ünlerinden birini seçecekler. So lanmış gibi dimdik duran başımı züktüğü için, uzun müddet, Sarıiki tarafa oynatabilsem, gözümün yer in adım anmak bile istemezdim. açılıncıya kadar, bizim gencliğimi teğmenlerinin nasıblan tashih edilstanbul Ticaret ve Sanayi Odasıluncusu demedim, çünkü Millet ancak yanlamasına ucu ilişen su Biraz daha büyümüştüm. Bu se zin, Şeker, Kurban, nice bayram memesi üzerine terfi bakımından ın hazırladığı endekse göre ocak eya Millî Kalkınma Partilerinden parçasını eyice görebilirdim. Ev fer bayramm ikinci günü sokakta ları savaşlarda, bozgunlarda, dağııvında 417.2 olan bu iptidaî maddemuadilleri k»ra ve hava subavlaniri, yahud, önce biri sonra öteki, lışlarda, göçüşlerde geldi. np nazaran 8 ay geri kaldıklanm er mayıs ayında 418.8 e yükselmış 54, 58 veya 62 seçimleıinde kaza korkusu içime ne yaman çökmüş güzel bir hanıma manalı bir güGurbette, vatanın bir kaç şehıi ve bu 8 ayın tedricen 3 senelik bir ir. Aynı birim meselâ nisan ayın acaklar mıdır, kazanmıyacaklar olmalı ki ne akmtının kapıp götür lüşle bakacağım tuttu. Güzel de a 399.7 e kadar düşmüş bulunu mıdır, henüz bir şey söylenemez. düğü bastonumu aramak, ne desöz... Sımsıkı çarşaflı, çenesinin al düştüğü, veya, vatanın on binlerce gerilemeye sebeb olduğunu yazarak kolası akan gömleğin içinde ne ka tına kadar peçeli, topuklanna ka çocuğu karlı dağlarda yahud çöl bunun da düzeltilmcsini rica etordu. Böylece yirminci asrın sonlanna dar rahat ettiğime sevinmek hatı dar örtülü, o zamanlar bir kadına kumlannda dondan burunlan parmiştik. Mayıs ayında, nebati ham madde oğru, deliye her gün bayram, sırrıma geldi. Türk ana babalar he semizlikten, zayıflıktan, dik yürü rr.aklan veya iskorpitten ağızlan fiatlannın yükselmesine mukabi! nna erebilsek ne mutlu bize! Bu iki yazım üzerine görüştünüz Amerikan eğitim prensiplerini yüşlü veya eğilmişçe ise, gene ya düşerek inlediği, sonsuzluk kadar dokuma mamullerinin fiatlan düşRamazan ve şevval aylan ne ka ka\Tamadıklanndan, veya, şu maç hud yaşh olmasından, çarşafının ümidsizlik günlerinde, takvim yap ğüm subaylardan ve aldığun bir müştür. 1950 ocak ayında 5042 o ar mevsim değiştirseler su götüçok tnektubdan öğrendiğime göre, kumaşına biçimine, peçesinin tülü rsğı, bir trajedi perdesi gibi düşer, lan birim fiatı mayısta 487.8 e düş rür. Hava tebdiline elverişlidirler. lar ve nümayişler devrindeki veşu hakikati anlamıs bulunuyoledşâhîlik sistemi henüz kurulma ne, başının boynu üstünde duruşu bayram gelir. Nereden kime ve nimüştür. Dokuma fiatlanndaki dü Orucunuzu bahar ise Lübnan çamrum. Yeni askerî terfi kanununda, na göre şıklığmdan hanım neneli çin gelir? Dosyalar arasından kuşüklük nisbeti ocak ayına göre an altında, yaz ise Boğaziçi kıyı mış olduğundfn, arasıra dayak yerValnız üsteğmenleri değil, bir kısun ğinden, hoppahğından ağırlığından mandanin hususî listesini çıkan3 tür. İthal emtiasında ise bu armda, sonbahar ise* Torosların dik. Eve gitsem herkesin bayram yüzbaşıları ve yarbayları da müneşesini kaçırmak var, gitmesem başka bir teşhis koymak mümkün rım. Büyüğe ve ortaya göre iki tebnisbet 7.7 yi bulmuştur. Vkdeniz eteklerinde, kışın da Kakırmızı fesin boyası şakaklarımdan müydü? Burnuma kokusu bir hoşrik klişesinden biri üzerine bir ad teessir eden bariz haksulıklar varTicaret Odasının 'ndeksine göre, ire'nin ılık güneşinde rahatca tu damlamakta! Yüzde yüz boğul mu geldi, başının dönüşü içime bir res yazar, öğleye doğru. gene bir dır. Vaktile kadro darlığı yüzünden keyfinizce bayrama kavuşup maktan nasılsa kurtulmuş olmak kırıtış hissi mi verdi, nedir, gön cephenin çöktüğünü haber veren yapıldığı anlaşılan bu haksızlıklan toptan eşya fiatlarına aid umumî büvüklerin taklidi yaparak, bana yeniden ka lüm kayıverdi. Dört yaşındaki er şifre ile beraber önüne uzatarak, tamir etmek Iüzumu kendini gösteendeks, fiatların ocak ayına nisbet üçuklerin yanağını, riyor. le mayıs ayında % 9 düştüğünü lini, iktidardakilerin eteğini öper, vuşma sevinci içinde bizimkilere kek çocuklan bile hamamdan kov yüzüne bakanm. Tatsız, isteksiz ırabidir, rumidir, efrencidir, kame öfkelerini unutturmak aklıma gel curan, şemsiyesini, ne olur olmaz, dudakları arasından Dokuzuncu Büyük Millet Mecligöstermektedir. si. bugünden itibaren yaz tatiline Bu nisbetin haziran ayında daha î veya şemiidir, cümlesinin kaygı di Her zaman evdeki çarşıya de sağlamca değreklisinden seçen, hem Imzamı atarak çekiniz, der. ını, Fatin hocamıza bırakırsınız. başlamış olduğu için. subaylanmın fazlalaşacağı anlaşılmaktadır. ğıl, bazan çarşıdaki pazarhk da eve de o gün bizim eve bayram tebriki Yedi sekiz yaşlannda icim. Şeker u>mazmış. Eğer üstelik bir de bo için uğramağa çıkmış aksi bir ka Odama dönerek, kendi başıma, müteessir eden bu aşikâr aksaklıkayramı böyle bir temmuz ayı biz ğulmuş olsaydım, tam bayram gü dın olduğunu, akşam üstü hemen Sarıyer'de denize düştüğüm günün lan birer birer izahtan şimdilik bir Köy sağlığı için açılan Sanyer'de iken geldi. Tabiî güneş nü bir cenaze işi çıkararak büsbü hemen kapı arkasmda beklendiği hatırasını, ilk mücevherini kaybe fayda tasavvur etmiyorum. kampanya oğmadan kalktım. Lâmba ile gitün keyiflerini bozacağ'mı mı dümi görünce anlamıştım. Belki de den bir gene kızın gönül acısı ile Askerî terfi kanununun aksayan indim, kuşandım. Nedense, ne ka şündüler, nedir, tehlikeyi büyüttü tesettür düşmam kesilmemek se ararım. Şimdi, eğer yaşıyorsa, alt taraflan. hiç şüphesiz Millî SavunIstanbul Sağlık ve Sosyal Yardım mışına giren o hanımın benim tatlı ma Bakanlığınca da, Genelkurmay Müdürlügü V.lâyet hududları içerisln ar küçük yaşta olsak bayramda deki köylerde açtığı sağUk kampanya kolalı gömlek giyer, katı yaka tabakışımı nasıl iç çekere* aradığını Başkanlığınca da malumdur. Büsına devam etmektedir. Müdürlüğ» hayal ederek gülmekten bile üşe yük Millet Meclisinin yaz tatili 51Çekidüzen yerinde idi. bağlı ekipler, başlannda Sağhk v» ardık. rjirim lendimden pek hoşlanmış olmalırasmda bu kanunun esasb bir suSosyal Yardıra Müdürü Dr. Faik Yargıcı olduğu halde. üç hafta içerisinde ım ki sokağa çıkar çıkmaz Dereaksayaa O bavramlar, tâ Adriyatik kıyıla rette gözden gecirilerek kırk küsur köyü dolaşmıslar; hastaları boyundaki aktar dükkânmdan bir rından Meriç sulanna kadar, düşen, taraflannı düzelten yeni bir kanua tedavi etmişler ve köylerdeki umumi de cilâlı baston satın alıp, doğru yıkılan, yanan şehirlerin, ölen, doğ tasansı hazırlanması ve Meclise su>erler tathirata tabi tutulmuştur. Bu İSTANBUL ŞUBESİ ranan, göcen yüz binlerin bayram nulmnsı çok yerinde olacaktır. Yearada, tüberküloz görülen iki hasta rıhtımda piyasaya gittim. Meşrutikanunlanmızı hastaneye kaldınlmış, iki yüze yakın ete bile henüz beş altı yıl olduğulan, birinin şekeri, birinin eti zehir ni iktidarın askerî hastanın tedavileri yapılmış ve altı na göre, hiç şüphesiz, bu gidişle bağlayan iki bayram... Neden sir yeni bir zihniyetle tadil etmesi, orvatandaş da hastaneye nakledilmiştir. demokrasinin sonu ne olacaktır, derin gönii! yarası, üstünden yıllar dumuzun ileri demokrasi memleDr. Faik Yargıcı, köy eklplerlnin geçse de, her sevinmek hissile be ketleri ordulanna benzer yeni faaliyeti hakkında bir arkadaşımıza diye düşünmüyorum. Sultan HaŞeker Bayıamını sağhk ve neşe içerisinde «eçirmelerini diler. raber teper? Ea/.la gülmek hasta bir ruh ile teşkilâtlanmasına hizşunları söylemistir: mid'in Osmanİı Imparatorluğunu bir göğsü yırtıp kanattığı gibi, ne met edecek: 'edakâr ordu mensub» « Vilâyet Belediye hududu harlcin daha ne kadar çökerteccğini ufacık den derin bir nesnenin kökü eski larının kutsal vazifc'?rini daha büde ona yakın dispanserinv.z vardır. Bu klıma sığdırmağa çahştığımı da ve onu!maz bir yeısin bağrında kı yük bir aşkla yapmaları.:ı sağlıya» dispanserler birer saghk merkezi nütnmıyorum.Fakat bir hayaldir tutcaktır. Adnan Menderes hükumevesi halinde çah'şmaktadırlar. İhtiyacımıldayıp oynar? ;urmuş olacağım. Ne ^erin dalmımızı karşılıyacak kad?.r nakil vasıta Bavramlar, ılık baharda, sıcak tinin. öniimüzdeki toplantı devremız olmadîğı için. dispanser etrafın şım ki sağımdaki çukuıda bir su yazda, serin güzde veya soğuk kışta, sinde Büyük Millet Meclisine ar Toptan fiatlarda düşüklük I BAYRA Yazarr Askerî ferfi kanunu ekizinci Büyük Millel Meclisi tarafından çıkanlmış olan Askerî Terfi Kanununun üsteğmenlik müddetini üç jıldan altı yıla çıkarması üzerine, Ordu milletvekillerinden sayın Boztepenin Büyük Millet Meclisine bir takrir vererek bu kanunun makabline teşmili doğru olmadığı. ancak kanunun neşıinden sonra, üsteğmenliğe terfi adenler hakkında tatbikı lâzım geldiği noktai nazannı müdafaa ettiği malunıdur. Ankaradan verilen bir habere göre, Meclisin Millî Savunma Komisyonu, bizim de müdafaa ettiğiraiz bu takriri kabul etmetniştir Komisyonun bu kararı karşısında hak ve hakikati müdafaadan vazgeçecek değiliz. Falih Rıfkı Atay TÜRK TİCARET BANKASI SAYIN MÜŞTERİLERİNİN daki köylere iâyık le fayda temin edenıiyoruz. V'asıtssızlık yüzünden yalni7 yaz aylarına inhisar ettirmek üzere. köylere senede ancak bir iki defa uğrıyai>i|mckteyiz. Köylerimizde sari hastalık yok denilecok derecede azdır Haftanın tatl giinlerini hekim ve sağhk memuru arkadaçlarımla beraber bu İŞ6 ha^rçtmiş bu'unuyonız • • GARANTI BANKASI 14/7/1950 larihinHc açılan T\ Aksaray Ordu caddesi 392 Kurukahveci Sayın müşterilerinın Şeker Bayramını lebıik eder. Şahizer SARICAN Sayın müşterilerile dost ve akrabalarının Bayramını kutlsr AKBANK İSTANBUL ŞUBESİ Muhterem İSTANBUL halkından gcrdüğü büyük alâkayn teşekkür ederken Ramazan Bayramlarını da kutlamakîa şeref duyar . ŞEVVAL 1 PAZAR Iklndı t c V. E 5 O ş 1.57 M 5.40 13.20 17.19 20.39 22.36 9.02 3.32 6.50 T40 8.39 12 00 İ M öksürüğü keser. • TURALI fakat daima eski hicranlarla yüklü zedeceği kanun tasarılan arasında celir. Şeker ve Kurban Bayramîa askerî kanunlanmızı tadil edecek rını, son otuz yıl içinde tanımış ve yeni tasanların da bulunacağını tatmış olanlar, baslarını arkaya çe ku\retle ümid ve temenni ediyonu. virdiklerinde, göîierini kapamadan ve yürekleri yanmadan bakabildikleri bugünkü geçmişi. kendi ömürlerinin tarihini. yaşlılık ve ihtiyarlıklanna doğru. iyiyi daha iyi ile, ileriyi daha ileri ile tamsmlayarak götürebilecekler midir? Yoksa o da, bir daha uyanılmıyacağa benziyen uzun, nöbetli ve çırpmışh uykuİKBAL KİTABEVİ nun, arasıra, yüze sükun, bedene rahathk verici rüyalanndan biri FİATİ: 1 LİRA mi idi?. TAHIR NADI M[EVLİDİ Öne geçelim de bâri işimiz çaIngiltereye her gelişinıde bu ge kahveleri, şekersiz tatlılan gör Bakahm ben razı mıyım? buk bitsn birader. Arkada kaldık lenek memleketinin âdetlerini yeni dükçe hep: Müessesenin bütün müstah Adet böyle imiş! deyip alışmı, herifler homurdanıyorlar. bğrenir onlara vıymaya çalışırım. Bu demleri aşılanıyor. Mecburidir. alıp seferki seyahatimizde başka arka maya çalışıp # dururken bizi Dedi. Bir kumanda daha ikişer Yerli, yabancı.. daşiarla birlikte yeniden acemilik orta Ingiltereye, Iskoçyaya götüolduk. Tekrar ge'diğimiz taraftan Biz müstahdem değiliz möslere uğruyoruz. Daha hava meyda rüyorlar. Iskoçyalı görüşürken: çıktık ama bu sefer aksi istikamete yö, biz müşteriyiz; müşteri! İngilnından çıkar çıkmaz, sağımızı soyürüdük.. ileride bir aydınlık yer, tere devletinin davetlisi olarak... Ben ingiliz değilim, Iskoçyalumuzu şaşırdık. Bir iki kişiye lıyım, diyor. Bizde olsa: bir takım hastabakıcılan.. hay Al Derken adam yarundakilere bir çarptık. Lâkin câdeti belde» uylah! Ne oluyoruz ayol.. Ben Çerkezim, ben Boşnağım! şeyler söyledi. Onlar da ortadaki mava çalışıyoruz. Yolda giderken diyene dik dik bakarlar. O bir ayıb, Ne yapalım, başa gelen çekilir.. polise bir şey söyledi. Hemen etbir kere ki demeğe kalmadı.. ne Oteki bir hünermiş gibi. görelim.. önümüzdekileri alıp muNe ise efendim Ingiltereyi gez kısma girdik. tular.. ne görelirn.. duş dairesi.. her şambalı masalara yüzükoyun yatıdikçe adım başında bir şey öğre Vâlâ Bey.. şu güzel fistanlara kes bir duşun alrına gidiyor ve bek rıyor ve kabasına iğne yapıyorlar.. niyoruz. bak birader. Kaç kuruş. liyor.. Vâlâ bunu görünce: Kavuna zencefil eken Münirin Bakalım. Haa! Bak bu iyi.. Ingilterede Yo! Bunu yapamam.. ben ne ağzı yanarken ateşini: Tam fistanın üzerindeki etikete duş yok diyordun ama kollektif Adet böyle imiş' diye söndü bakarken mavi gözlü, hokka ağızlı, duşlar var.. haydi birader. Biz de olduğunu bilmediğim şeyi şınnga ettirmem.. diye bağırdı. rüyor. Ingiliz birası içrnekten dili ceylân gibi bir kız sokulup bir şey tahdemler bir noktaya geiince, er Kolumdan tuttu ve bir boş îıücreye birer duşun altına girdik.. Herkes bize baktı.. ben utandım; damaâı birbirine yaplşan Orhan söyledi. Vâlâ: Acaba sıcak mı, soğu... demekekler bir tarafa, kadınlar bir tara soktu Valâ da fazla muamsleye Rahmiyi: After yu matmazel deyince fa aynldı. Biz istemiye istemiye erme kalmadı. Buz gibi bir su başım ama hakh söze ne denir.. bizde itaatsizlik alâmetleri belirince ikişer Adet böyle imiş! diye teselli kız başladı gülmeye. Onun üzerine kekler tarafina geçtik vo tekrar yü mahal bırakmadı, yanımdaki hüc dan aşağı dökülünce.. reye de o girdi.. kapılan insanın kuvvetli adam gclip kolumuza ediyoruz. Vâlâ: BiiTrr diyerek su>*un altından rümeye başladık. Merdivenden in yalnız göbekten dizlerine kadar ogirdiler.. Vâlâ:: Bir türlü hesabmı uyduramadığı Sori matmazel dedi. Kız buna dik. Derken aklıma geldi. lan kısmını örten bu hücrelere bak kaçtım. Baktım, Vâlâ da benim gibi Ayıbdır yahu! Biz hürriyet mız paralarını birbirimize gösterip daha fazla güldü. Fırsatı ganimet sağdan gittiğinıiz için, buranın u kaçmış. Başka kaçanlar da var.. biz rafımızı aldılar.. galiba iş pek va Vâlâ Bey.. Biz merdiven çık tık. Herkes soyunuyor.. sulüne göre soldan gelenlere çarpı seçiyor, verirken yaptığımız hesa bilerek ben de: kurtulduk sanırken ellerinde yan memleketindeyiz.. diye itiraz eder him bir şey olmalı ki çok telâş ettitık rnıydı? Kardeşim, burada acayib şeybın, küsunınu alırken yanltş oldu Tenkiyu dedim. Kır büsbütün yoruz. Onlar gın hortumlarile üzerlerimize sıcak ken ben: ler. Derhal bize birer çay getirdi Vallahi pek hatırlamıyorum. er oluyor, baksana herkes soyu su sıkmıyorlar mı?.. Vâlâcım. Belki âdet böyledir. ğunu anlıyor, büsbütün karıştın güldü ve ayrıldı çitti. Biz fistanlara Sori! Biz ler. İçmedik.. biraz sonra birisi Dize nuyor. yoruz. bakarken tekrar geldi .Elinde bir Programa bakalım.. Sori! Vallahi kaynıyor. Haydi dusa Ne yapalım? diye lâtife edecek ol işaret etti. Önümüze düştü. Bir Naapalım birader, demek âdet dum. Bir kızdı, bir kızdı.. Ne söylüyorsun Vâlâcığım.. bu Her gittiğimiz yerde, önümüze siyah örtü. Baktık ki öteki satıcı Geçiyoruz. Nereye girsek e\*velâ merdiven çıktık.. Vâlâ: böyle imiş. Ben Ingilterede bilme girelim.. duşa gittik.. üşüdük.. dı Yok, rica ederim, o her zaman bizi abdesthaneye sevkediyorlar. hemen kahve fincanlan konup si kızlar da ellerindeki siyah örtüleri işin programla münasebeti ne? şan çıktık, haşladılar.. bir aralık Felek, şu sağ kalçam o kadar diğim her şeyi öğreneceğim, yeme Biz programa bağhyız va' Sen yah mı, beyaz mı? diye soruyorlar. fistanlann asılı olduklon askılara olmaz.. istemiyorum, mister, isteRahatlayıp yıkanmak için: Vâlâ: fena ağnyor ki.. örtüyorlar. Bize lâkırdı atan taze de ona bak. Kuzum, biz şimdi nerede diğim herşeyi yiyeceğim, onun için Şimdi içtik! demeyip acı tatl: Felek, galiba biz program mu miyorum. No şınnga, diye bağınrVâlâya: bana göre h?.va hoş.. soyunuyo Geçmiş olsun birader, ya başuzun bir fistan sergisine eiindeki yiz? ken zorlayıp masaya yatırdılar.. cibince rüya görüyoruz.. Yahu. ilkönce adamı buraya içiyor: rum Mağazamn birinde. ka şeyi^r de yapsalardı?. Bereket Adet böyle imiş! diyoruz. Ge büyük siyah örtüyü önmeye çalı Aman sağ tarafıma istemem. mı abrlar? dedim. Zannetmem. Çünkü kundura Peki ama cırcınlak mı cıkaca Biliyorum ya! Hangi çehirde? Fransıza!. Adet böyle imiş kardeşim, celeri bu jnizden uyumıyanlara da: şırken hemen yardımına seyirttik. ayağımı vurrnuştu. Affedersin, bak Siyatik sinirim çok hassastır. Yapğız.. Galiba Londrada... Oradan sokağa çıktık ki, daha Adet böyle imiş kardeşim! Kız: mayın! İnsaniyet namına yahu! napıcaksın? hâlâ şişliği görülüyor. Zannetmem... emin misin? Hayır, davards asılı peştamadiyinceye kadar çivi l<adar bir iğ gün güneşlik. Bizi kapının önünde Cevabını veriyor. Biz de öğren diye öğüd veriyoruz. Tenkiyu dsdikten ?onra, örtü Aftıryu Tenkuyu.. dedi. Vaüahi pek kat'î söyleyemem hmsı bir şey var. Bek!e de bakahm bekleyen bir taksiye bindirdiler. Para bozan ve bilet veren na yü örttük ve onun hareti üzerina ! ama zannederim, Londradayız. Çün dik ya! Kapısında her centlmen Nihayet duş işi bitti, herkes tek neyi zarpadak sapladüar.. sıra bana karşıdakiler ne yapıyorlar? Yanımıza bir de nıemur verdiler.. yazıh yere girip rahathyor, yıka muslu ve akıllı makinelerin önün ben bir ucundan, Vâlâ öteki ucun kü bir saat çsnı işittimdı. rar hücrelere gitti. bir de baktık gelince arük zorlanağa bırakmaO sırada herkes yavaş yavaş nüc dım.. aman ne canım yandı bilse otelin adresini verdık.. doğru bide hayran hayran durup bakıyor, dar. rutup elbiseleri kızın gösterdiği nıyoruz. Haa! Öyle ise beyim Mancher ıe!erinden çıktılar Hepsi önlerir.e ki: kabinlerimizde birer bomoz. attığımız bir şilinin üzerine vere istikamete götürdük. Ben sordum: deyiz.. bizim otelin arkasmda istasniz.. kalktık, hsrkesle beraber tek ze.. Otelden içeri girerken Orhan Oturduğumuz otel Londranm en | Hemen sanldık.. kurulandık. birer küçük peştemal bağlaTiîîş. Arar soyunduğumuz yere geldik. Bu Ralımi ile Haluk oruyorlardı: maruf otellerinden biri imiş. Adını, miyecekse hemen parayı iade edi Ayol, bu nasıl mağaza? Müş yon vardı ya, onun saati çahjpor. Ooh! Şimdi bir kahve olsa içer nadan urjan, yalınayak.. bir'oirlesefer ortada bir tekerlekli masa. reklâm olur diye yazmıyacağım. şine hayret ederek birbirimize: terilere hamalhk ettiriyorlar. Şoping (alışveriş demekmiş) rine bakıp gülüşüyorlar. Biz de Iıe dim. diyen Vâlâya hatırlattım: Zannetmem canım, biz ManOn yedinci asırdan kalma bir mü Adet böyle imiş. diyoruz. Adet böyie imiş, demek! in chester'den çıktıktı da... Kardeşim Ayazmadaki devlet Herkese birer bardak süt, birer de değil mi? mfen aynı kılığa girdik ve dışarı essese. Ama bütün mobilyası, takalın çörek gibi bir şey veriyorlarYani sizin anUyacağüuz biz argiliz nezaketi böyle icab ediyor Vâlâ cevab verdi: Öyle ise Giakov'dayız.. Lon çıktık. Tabiî Vâlâ Bey gözlüğünü hanede değiliz. kımlan, usul ve âdetleri, hattâ kadın tık Ingilterede hiç bir şeye şaşma kardeşim, napıcaksın? Hakkın var, orada değiliz. Yal dı. Öyle ise macera. Nasıldı, yeşil de bııaktı. drada olmadığımız muhakkak ya! müşterileri hep eski. Yani eskimiş mak için: Bu işi yaptıktan sonra oradaki Lâkin.. belki de BirmingharrTda olV.âlâ hiç yanaşmadı. Yüksek ses gözlü mü, bal rengi mi? Biz paraları filân bıraktık ama, nız nerede olduğumuzu bir bilsek.. değü. yaşlı. Elli yaşından aşağı kale: Adet böyle imiş, leyio kendlmıyalım. Haydi şu adamlara sora bu kapıîarın kilidi yok! Tetanos birader, tetanos. sedjn görmüyoruz. Vâlâ soruyor: Rezalet! Nedir bu yaptıklan? nin yeciiğin var mı? mizi ona uydurmaya çalışıyoruz. lım... Baksana polis bekliyor bira Bunlar nerede ihtiyarlıyorlar? Ben bilir miyim? Bakahm benim Ve böylece Londra lıayatına inder. Artık korkacak ne var?. Ben soramam, siz sorunl O »ırsda bize refakat eden herif Kapıcı anlamıyor. vücudüm buna müsaid mi? Montıbak edegeldiğimiz günlerden bir Derken polis oir sesiendi.. her Ben sorarım.. dedikten sonra.. kapının önünde bekliyordu. Dön Tenkiyu, diyor. Vâlâ da bir: gün Vâlâ Beyle birlikte Londranın şer, gözlerim karanyor.. derken kes ikişer ikişer dizildiler. Biz solyamndan giden yaşhca birine: düm. Tenkiyu çakıyor. Iş tamam. büyük mağazalanndan birine girbaşladı bağırmağa: Mister, Mister.. Havduyudu.. dan ikinci, üçüncü olduk.. ikinci Tenkuyu dedim, Vâlâ: Ingilizcenin çok veciz, az kelime dik. Sabah vakitsiz, akşam geç ol ... Biz bu memlekete davetli bir emirle önümüzdekiler jimnastik Ayem London? Al benden c'e o kadar, Tenkuçok şey anlatır, güzel bir dil oldu olduSundan HÜniüz ve gece mefgeldik. Böyle zorla şınnga, nedir Adam yüzüne baktıktan sonra adımile koşmağa başladılar. Biz de ğunu biliyoruz; ama her istediği humunu, binaenpleyh saat hissini bu muamele?. Bunları şikâyet ede yu sör, dedi. onlan takib ettik. Geldiğimiz yolgüldü ve yürüdü. mizi fasih anlatamadığımızdan do kaybettiğimizden günün hangi saHerif selâmladı gitti. başımıza lim birader, derken hepsi duruy Bir merdiven daha indik.. havada dan tekrar dışarıya çıktık, merdiİ£yı bazan içerliyoruz. atinde oldueunu tayin edemiyecebize baktılar. Gözlerinde bir hüzün gcieni bizimkilere naklettik. Katılbir sıcaklık peyda oldu... derken veni tırmandık. Üst kattaki salon Pek kızdırmasınlar. alimallah ğim. okunuyordu. Benim rklıma birşey dılar gü'meden ve hikâye bittikten bir büyük taşlığa girdik.. etrafınıla lan hep jimnastik adımile koşarak bir öz ingilizce modası çıkarırsak sonra: Mağazaya daha ilk ayak basargeldi. Fransızca fordum: küçük küçük sıralar var. Ortada dolaştıktan sonra bir merdiven daingilızceyi bıraktıkları yerde bula ken. bakkaliye kısmma girdiğimiz kızlar bize iki elbise askısı daha İyi uydurmuşsunuz ama >5İ» da polis gibi bir adam. ingilizce bir ha çıktık ama bizde hal kalmadı. İçinizde fransızca bılen var mı? Canım mağazaya girdiydik ya! mazlar, diyor. için güzel şeftalilerin güler yanak taşıttılar. Bu iş bitince baktık ki şey söyledi. Herkes bir hücreye Ben: Hemen birisi mükemmel Fransız dolma >utmayız. dediler ve ancal* E bu âlem ne? Profesöre benziyen *valet> leri, larile karşılaştık: herkes bir tarafa gidiyor, biz de 0 girdi. Biz ortada kaldık. ertesi gün her ikimizde de 38 buaksanüe cevab v^rdi: Galiba bizim beden terbiyesi Âdet böyle imiş Vâlâcım. güzellik kraliçesine benzeyen satı Acaba olaun m u ' diye elimizi tarafa yürüdük. Pour servoir Messiuers . 'hiz çuk derece hararet ve kalçalarımz Ayol ne oluyoruz? Biz yanlış mükellefiyetini burada tatbik edi Doğru sori kardeşim.. şimdi a kızlan, romatizmGsına riayetkSr sürerkpn satın «adın bize bir lev Ayol mağaza kapandı, biz neda kızarmış iğne yerlerini görünc metinize âmadeyim!.) geltîik. Gel şu adama anlatalım, yorlar. gitmiyecek miyiz? servette muhafazakâr kadınlan, bi ha gösterdi. Pek şökemedik ama, reden çıkacağız? hakikati anladılar ama çifayda. Hemen Vâlâ söze karıştı: dedim.. Hayır, bak herkes bornozla Ama fena değil birader, Dak berde Amavudlara ve Ârablara rab relle dokunmdyın') demek isteHi Canım, olbeite bir yol bulu Azizim, Nedir bu bize vapıçıkıyor... Şimdi bir daha büyük mağazala* senin karnın ufaldı. Anlatamazsm kardeşim.. met okutan mutfağı, aHı sekiz deta ğini anladık. ıuz, diyen Vâlâ önde, ben arkada ra giremiyoruz. Devlet sağhk teş«Bu sırada ortadaki polis bir ku lan? Nihayet efendim tekrar aşağı ın Ben geldiğim tarafa gidiyodeğişen fakat mahiyeti asla değiş Demek âdet böyle imiş. diye mağaza müstahdemlerinin gittikleri rum, dedim ve tersyüzü döndüm. dik. Bu sefer taşlığın yanında bir manda verdi. Herkes bomozüe çık Tetanos ajısı.. sağlık teşkilâü kilâtı bir de bakarsınız bu sefe» miyen muayyen yemekleri, acı söyleenrek oradan çıkıp bir başka Utikamete yüıümeje bijladık. Müs Memur hemen arkamdan seyırtti. kapı açıldı. Hep birden içeri sok tı. Biz de çıktık; yapıyor. de... Ne bileyim ben.. ADET BÖYLE Yazan İMİŞ. Burhan Feleh t
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle